memento-mori-world

[memento-mori-world]

"İyi misin?" diye soruyorlar dalga geçer gibi. Anlatayım ben size, nasıl olduğumu.

İyi değilim mesela, hem de hiç.

İçimde kelimelere sığdıramadığım vedaların konuşması, boğazımda düğüm halinde vedaların hüznü var. Birine ve bir şeylere ihtiyacım var, ama hiçbir şeye tahammülüm ve katlanabilicek gücüm de yok.

"Bu halim sizin eseriniz, beni bu hale siz getirdiniz" demek istiyorum, ama sesim çıkmıyor gibi.

Gücüm yok.

Söyleyemediğim, yuttuğum kelimeler sanki geceleri bir el boğazımı sıkıyormuş gibi hissettiriyor. Sadece kabuslarımda bağırabiliyorum. Gücüm yok artık, yoruldum.

Ben sevilmek veya yanımda olunmasını değil ben anlaşılmak istiyorum.

I don't want to be loved or to be with me, I want to be understood.....

[memento-mori-world]

Çok özledim be abi...

Bir gece diyorum

Sadece tek bir gece rüyama gelse yeter....

I miss it so much that ;

I can die while hugging

[memento-mori-world]

İnsanlara güvenmemeniz gerektiğini,

En güvendiğiniz kişi ciğerleriniz acıyana kadar canınızı yakınca anlayacaksınız...

[memento-mori-world]

Bir süre sonra,

Kendi kendine iyi gelmeyi öğreniyor insan...!

Işte o vakit ;

Ne gidenlerin, ne de gelenlerin hiç bir önemi kalmıyor...!!!

Neither going nor arriving is no longer important

[memento-mori-world]

Birini affetmeyi yürekten istemene rağmen kırgın ruhunu onarmayı mümkün kılamaman tam olarak,

bu noktada Vazgeçtim...,

(I give up)

[memento-mori-world]

Kimse seni benim gibi sevmedi iddiasında bulunmuyorum ama kimse seni böyle ses çıkarmadan her şeye rağmen sevdi mi bunu düşün...

[memento-mori-world]

Mezarlığa gidip biraz yana kayın diyesim var...

I have to go to the cemetery and say a little beech ...

[memento-mori-world]

Önce seni izlemeyi şimdi de özlemeyi bıraktım,

Bu gün değil ama bir gün bu seni "üzecek"...

You can't talk about how much you miss him to someone who never needed you ...

[memento-mori-world]

Beni hangi mevsime emanet ettin,

Sevdiğim üşüyorum.

Bastığım her yerde, sensizliğin izi kalıyor, kendimden gidiyorum ama senden gidemiyorum..

Which season did you entrust me to?

My loved one is cold.

[memento-mori-world]

Gün gelir de benim değerimi anlarsan, geriye dön bir bak.

Ama bana bakma.

Ben senden vazgeçiyorum.

Gelme sakın.

Yapma bunu ikimize.

Bu sefer biz demedim bak.

Çünkü artık biz'lik bir durum kalmadı.

To breathe, not the window, when I opened your photo I realized I was defeated

[memento-mori-world]

Keşke bir gece vakti gelsen

Gözlerimden öpsen,

Desen ki;

Çok yoruldun uyu artık

Ben buradayım....

If you get cold think how it burned me

[memento-mori-world]

Ey deniz;

Sevdiğime söyle,

Köpük köpük sahile vurduğumu 🌊🌊

Unutmasın bıraktığı yerde durduğumu

[memento-mori-world]

Rahatsız etmek istemem ama,

sana sormak istediğim bir şey var...

Bundan bir süre öncesine kadar hayatının değişmezi olduğumu söyleyen,

sevdiğini, vazgeçemeyeceğini,

olmadığım yerde nefes almakta zorlandığını, kokum'la yıkandığını adımla uyandığını söyleyen,

içtiğin suya tat verdiğimi,

ağzın başkasını öperken,

acıyor mu...

Does your mouth hurt when kissing someone else?

[memento-mori-world]

Ben ben olmaktan çıkıyorum,

Özlüyorum seni.

Durduramıyorum bunu...!

Bu neyse içimdeki şey,

Durmuyo bitmiyor bu.

Seni sevmeyi durduramıyorum...

I can't stop loving you

[memento-mori-world]

Adam gibi deseydin sende gönlüm yok

"Sevmiyorum"

"Allah" canımı alsın, canım bu kadar yanmazdı...

If you said I was don't love

[memento-mori-world]

Sonra ne oluyor biliyor musun..?

Geçiyor;

Bir zamanlar uğruna dünyayı karşına alabileceğin insan yabancılaşıyor sana.

Adım adım uzaklaşıyorsun.

Bir an geliyor, bir şeyler kırılıyor içinde...

Bir şeyler dökülüyor....

I loved you in the dark. By feeling without seeing, touching. A little bit of emotions, a little of my prayers.

[memento-mori-world]

O kadar çabama rağmen elinin tersiyle ittin defalarca,

Şimdi avazın çıktığı kadar çağırsan bir önemi yok.

Yani demem o ki;

" Mezara dikilen çiçek ölüyü diriltmez "

"A flower planted in the grave does not revive the dead "