Text
HAYDİ SEÇİME
Bu gün 5 yıl önce seçilen yerel yönetimlerinin son çalışma günü.
Bu dönemde
1.Corona, Pandemi
2.Hatay-Maraş Depremi
3.Başkanlık Seçimi
damgayı vuran köşe taşlarını oluşturdu.
Ev fiyatları arttı, kiralar arttı, ev sahibi kiracı kavgaları patladı.
Enflasyon, %120-130 aralığında, ENAG, %55-75 TUİK, devam etti.
Türkiyenin risk notu 800 e kadar çıktı, corona, deprem, seçimler ekonomiyi çökertti.
Krediler kesildi, faizler arttı, ekonomi toparlanmaya başladı.
Dış politikada Türkiye derin bir yalnızlığa mahkum oldu. Mavi Vatan, Kuzey Suriye hareketları, Amerika ile gerginlik sürekli gündem oldu.
Pazar günü yeni bir dönem başlayacak. İlk defa kürtce söylemli mitingler yapıldığını gördük. Arkadan bir çözüm süreci, Anayasa değişikliği, eyalet sistemi, anadilde eğitim, LGPT+, gelecekte sıkca konuştuğumuz konular arasına girecek.
Haydi SEÇİME,
0 notes
Text
EMEKLİ MAAŞLARI NEDEN AZ
Burda durum şu: Çok kabaca emekli olanların aktif çalışma hayatında aldıkları ücret (yüzde sekseni) , diyelim 600- 700 dolar maaş alıyor. Hesabı dolarla yapıyorum, çünkü TL ile yaptığın zaman, o kadar çok karışık bir şekil alıyor ki, onun hesaplanması mümkün değil. Bu maaşın %30'u kesintiye gidiyor, yani 200-250 dolar gibi ve bunu da ortalama 20 yıl ödüyor, yani tekrarlamış olacağım ama, kabaca 50.000 dolar gibi yaşam boyu emekliliğe para yatırıyor, emekli maaşı da 300 dolar gibi, yani 50 bin doları 300 dolara bölersek 160 ay gibi bir geri ödeme sağlıyor. 160 ayda 14 yıl falan, ortalama ömrün 75-80 yıl olduğu düşünülürse, 80'den 14 veya 15'i çıkarırsanız 65 yaşı buluyorsunuz, bu şekilde ancak 65 yaşta emekli olunursa bu sürdürülebilir bir şey, yani bu şekilde 40 yaşında 42 yaşında emekli olur, 40 sene emekli maaşı alınırsa, bunun sadece 14 yılı ödenilen primden, 26 yılı başka yerlerden kesilerek ödenmesi gerekiyor ki bu imkansız. Sürdürülebilir bir şey değil, yani 40 yaşında insanları emekli etmek çok büyük bir hata, kolay kolay telafi etmek mümkün değil, hükümette kim olursa olsun emekli maaşlarına zam yapamaz, yaparsa enflasyon %300-500 artar.
Çünkü ancak karşılıksız para basılarak verilebilir, buda hiper enflasyon demektir. Tabii bu yolsuzluklar, silinen vergiler, şunlar bunlar onlar da önemli, ama onlar zaten yatırımdan giden paralar, altyapı için harcanması gereken paralardan bunlar. Yani önemli olan çalışanlar ne vergi ödediler, ne geri alıyorlar, hesap onun üzerine kurulu olması lazım.
0 notes
Text
Cahil cahilden öğrenir, alim alimden öğrenir, ne zaman ki cahiller alimden öğrenir, o zaman bir ülke değişir.
0 notes
Text
Cami imamı, cuma hutbesinde Atatürke dua etmeli mi?
Bu çok hassas bir konu. Bir çok Atatürk dostu cuma hutbelerinde Atatürke dua edilmesini istiyorlar, özelliklede 18 Mart Çanakkele zaferi , 30 Ağustos zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına yakın gelen cuma günleri. İmamların bir çoğu anladığım kadarıyla Atatürk devrimlerine pek sıcak bakmıyorlar, yada öyle algılanıyor. Bir konuyu tartışmak için aşağıdaki konularda mutabık kalmalıyız.
1.Atatürk Dünyadaki bağımsızlık savaşlarına öncülük etmiş büyük bir askerdir.
2.Atatürk dinle toplumların yönetilmesine karşıdır ve bunun için ülkeye laikliği, yani dinin devletten ayrılmasını sağlamıştır.
3.Atatürkün inancını bilmiyoruz ama bir çok kaynaktan okuduklarıma göre, laik, bu kesin, özel olarakta muhtemelen Deist veya ataeist. Böyle biri için imam dua etmeli mi? Eskiden, Cuma hutbesinde bir kişinin isminin okunması o kişinin yönetiminin oralarda tanındığı anlamına gelirdi. Yönetime gelen hükümdarlar adlarına hutbe okutur ve sikke yani para bastırırlardı, bu İslami bir gelenektir. Atilla, Cengiz Han, Timur da Moğol veya Türk kökenliydiler, imamlar bunlar hakkında dua ederler mi? İnancı olmayan biri için dua edilir mi? Newton, Einstein veya Edison için dua edilir mi? İskender, Sezar veya Napoluon için papazlar dua eder mi?
Sonuç: Dini ve duayı Atatürke kadar uzatmaya gerek yok, o zaman anıtkabirden başlayıp, Atatürk heykellerini hatta laikliğe kadar sorgulamak gerekir. Elmayla armudu karıştırmıyalım, Atatürke , dua ile değil, saygı duruşu ile selamlıyalım.
Should the mosque imam pray to Atatürk in his Friday sermon?
This is a very sensitive issue. Many friends of Ataturk want prayers to be offered for Ataturk during Friday sermons, especially on Fridays close to the March 18th, the victory of the Turkish Republic, August 30th and October 29th, the Republic Day. I understand that most Imams are not very sympathetic to Ataturk's revolutions, or so it is perceived. In order to discuss an issue, we must agree on the following points.
1.Atatürk was a great soldier who led the wars of independence in the world.
2.Ataturk was against religion ruling societies and that is why he introduced secularism in the country, i.e. the separation of religion from the state.
3.We don't know Ataturk's faith, but according to what I have read from many sources, he is secular, that's for sure, in private probably Deist or atheist. Should the imam pray for such a person? In the old days, when a person's name was read in the Friday sermon, it meant that his rule was recognized there. Rulers who came to power used to have a khutba read in their name and coins minted in their name, this is an Islamic tradition. Attila, Genghis Khan, Timur were also of Mongolian or Turkish origin, do imams pray for them? Do they pray for someone who has no faith? Do they pray for Newton, Einstein or Edison? Do priests pray for Alexander, Caesar or Napoleon?
Conclusion: There is no need to extend religion and prayer to Ataturk, then it is necessary to question the statues of Ataturk and even secularism, starting from the Mausoleum. Let's not mix apples and oranges, let's greet Atatürk with a moment of silence, not prayer.
2 notes
·
View notes
Text
İmamların Maaşlarını Devletmi yoksa hizmet verdikleri cemaat mi ödemeli,
Ücretlerin azlığı çokluğu bir yana, LAİK bir ülkede din adamlarının maaşı o din veya mezhepe ait cemaatler tarafından ödenir. Ataeist, deist, hıristiyan ve hatta aleviler kendi inançları için devletten her hangi bir yardım almıyorlar, bu hem anayasal eşitliğe hemde laikliğin temel ilkesine aykırı. Hatta bazı İslam alimleri din adamlarının devletten maaş almamaları, bunun İslami kurallara ters olduğunu söylüyorlar.Bende çocukluğumda köyde bir grup çocukla beraber kuran okudum, babam bizi okutan hocaya benim için bir miktar buğday vermişti, aynı şekilde camii hocası sadece ramazan ayında çalışırdı ve köylüler severek ücretlerini öder, teravi namazları tıklım tıklım dolu olurdu.Sizce, hangisi doğru olanı, eskisi mi, yenisi mi?
Should the State pay the salaries of the Imams or the congregation they serve?
The salaries of the clergy in a secular country are paid by the communities of that religion or denomination. Ataeists, deists, Christians and even Alevis do not receive any assistance from the state for their beliefs, which is against both constitutional equality and the basic principle of secularism. Some Islamic scholars even say that clergy should not receive a salary from the state, that this is against Islamic rules.When I was a child I studied Quran with a group of children in the village, my father gave some wheat for me to the hodja who taught us.Likewise, the hodja of the mosque worked only during Ramadan and the villagers were happy to pay his salary and the teraweeh prayers were full of people.Which do you think is the right one, the old or the new one?
#secularisim, #salary of imams, #state and religion
0 notes
Text
ATATÜRK ULUSLARARASI ONUR ÖDÜLÜ
Laiklik konularında cesaret gösteren, Laik insanlara ve Atatürk tarzında siyaset üreten kişilere Uluslarasi düzeyde,
ATATÜRK ULUSLARARASI ONUR ÖDÜLÜ, verilmeli
Bu özellikle İslami ülkeler lcln bence çok önemli,
#Ataturk, #Ataturk Uluslarasi Onur Ödülü
ATATURK INTERNATIONAL HONOR AWARD
People who show courage on secularism issues, secular people and those who produce politics in Atatürk's style at the International level must be given,
ATATURK INTERNATIONAL HONOR AWARD
I think this is very important especially for Islamic countries,
#Ataturk, # Atatürk International Honor Award,
0 notes
Text
Gerçekten de her şeyin iyi bir tarafı var mı ?
Her şey o kadar pahalı oldu ki, özellikle gıda fiyatlarının yanına yaklaşılmıyor. Hani derler ya her kötü şeyin bir de iyi tarafı vardır, düşündüm acaba bunun da iyi bir tarafı olabilir mi? Aşırı kilolu orta ve alt gelir grubundaki kişiler için belki olabilir, para yetmeyince, daha az yerler ve zayıflarlar ama normal kiloda insanlarda bu gidişle sağlıksız ve yetersiz beslenmek zorunda kalacaklar.
Is there really a bright side to everything?
Everything has become so expensive, especially food prices. As they say, for every bad thing there is a good side, and I thought, could there be a good side to this? Maybe for overweight people in the middle and lower income groups, when money is not enough, they eat less and become thinner, but people of normal weight will have to eat unhealthy and malnutrition.
#food prices, #unhealthy diet, #expensive
0 notes
Text
Ben şöyle siniflardim
*Türkiye'deki ana politik gruplar*
1.Atatürkcü, (milliyetci, Laik), %25, CHP ve İyi partinin çoğunluğu bu grupta,
2.Aşırı milliyetci,%15, MHP, HDP nin bir kısmı, Zafer partisi ve iyi partinin bir kısımı,
3.Sosyal Demokrat,%10, CHP nin yarısına yakını
4.Sol, %5, TİP, Komunist parti, HDP nin bir kısmı
5.muhafazkar,DINDAR,40, AKP, Deva, gelecek, Saadet partileri
6.Asiri Dinci, %5, yeniden refah partisi, hudapar,
I would categorize it like this
*Main political groups in Turkey*
1.Atatürkist, (nationalist, secularist), 25%, majority of CHP and İyi party are in this group,
2. Extreme nationalist, 15%, MHP, part of HDP, Zafer party and part of the IYi party,
3. Social Democrat, 10%, almost half of the CHP
4. Left, 5%, TİP, Communist Party, part of HDP
5.conservative, religious, 40, AKP, Deva, future, Saadet parties
6.ultra Religious, 5%, Yeniden Refah partisi, Hüdapar,
#Kemalist, #social democrat, #left, #conservative and religious, #ultra-nationalist, #ultra-religious
5 notes
·
View notes
Text
iklim değişikliği ve su kullanımı
Iklim değişikliği çok kötü geliyor, Yağmur ya hiç yağmıyor yada çok düzensiz yağıyor, barajlardaki su miktarları son derece azaldı, ormanlar yanıyor, Kuzey kutbundaki buzullar eriyor, bu iklim değişikliği Bill Gates in söylediği gibi korona'nın verdiği zararın 10 katını verecek, bunun için insanlar ne yapmalı, Herkes kendi fikrini yazarsa memnun olurum.
1.Ülke nufuslarına kota konulsun.
2. Çevreye ve atmosfere zararlı kimyasallar yasaklansın
3. Ormanları kasten yakanlara ömür boyu hapis cezası verilsin,
4 bütün kullanılan sular arıtmaya tabi tutularak ikinci, üçüncü, dördüncü defa peyzajda ya da tuvaletlerde kullanılsın.
5 yağmur suları toplansın ve tarımda peyzajda ve evlerde kullanılsın,
6. çok su gerektiren bitkilerden vazgeçilip az suyla üretilebilen meyveler sebzeler üretilsin,
7 Ev düzenekleri tekrar kurulsun, gri sular, yani
çok kirlenmiş, lavabodan çıkan sular, tuvaletlere akıtılsın ya da başka türlü kullanılsın. 8.Yeraltı sularını çok kirleten altın madeni Gümüş madeni gibi siyanürle yapılan uygulamalar durdurulsun.
climate change and water use
Climate change is coming very badly, the rain is either not falling at all or very irregularly, the amount of water in the dams has decreased drastically, the forests are burning, the glaciers in the North Pole are melting, this climate change will cause 10 times the damage caused by corona as Bill Gates said, what should people do for this, I would appreciate it if everyone writes their opinion.
1. Quotas on the population of countries.
2. Ban chemicals harmful to the environment and atmosphere
3. Life imprisonment for those who deliberately burn forests,
4 all used water should be treated and used a second, third, fourth time in landscaping or toilets.
5 rainwater is collected and used for agriculture, landscaping and households,
6. abandon crops that require a lot of water in favor of fruits and vegetables that can be produced with less water,
7 Restore household appliances, gray water, i.e.
Water from sinks, which is very polluted, should be flushed down toilets or used in other ways. 8. Stop cyanide applications such as gold and silver mines that pollute groundwater.
0 notes
Text
*DÜNYANIN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ, İNSANIN EVRENDEKİ ROLÜ*
Son günlerde Stephen Hawking'in büyük sorulara kısa cevaplar adlı kitabını okudum orijinal şekliyle
Brief answers to Big questions,
2018 yılında ölen bu çok popüler İngiliz fizikçi ve matematikçi dünyada bilimi popularize eden, uzun yıllar tekerlekli sandalyede, felçli olarak yaşayan sadece kaşlarında bir sinir oynayabilen ve bu şekilde geliştirilen bir bilgisayar programı ile düşündüklerini yazıya çevrilebilen bir bilim adamı olarak hatırlanacaktır.
Kitaptan edindiğim sonuç, evrenin 13 milyar yaşında olduğu, Dünyanın dört buçuk milyar yaşında olduğu, insanın son 200 milyon yıl içinde oluştuğu, kültürün son 10.000 yılın ürünü olduğu, insanlığın gelişim sonucu ulaştığı bu suni zekanın, Bilgi TEKNOLOJİ sinin her 18 ayda bir katlandığı ve böylece 40-50 yıl içinde insan zekasını geçebileceği ve suni zekanın Günün birinde insanın rakibi olacağı, gelecek 200- 500 yıl içinde insanların ayda ve Mars'ta yaşamaya başlayacakları, Dünyada oluşacabilecek büyük bir iklim değişikliği sonucu yaşanmaz hale geldiğinde, insanların uzaya doğru yayılmaları gerektiğini ve bunun için ya kendi DNA 'larını değiştirerek o şartlara uyumlu insanlar oluşacakları, ya da gidecekleri yerlerdeki çevre şartlarını değiştireceklerini, örneğin Marsda atmosferin oluşturulması gibi. Yani sonuç olarak Dünyanın bir gün yaşanmaz bir hale geleceğini ve insanların uzaya doğru yayılacaklarını düşünüyor. Fakat uzaydaki mesafeleri o kadar uzak ki, en yakın yıldıza bile gitmek için dört buçuk Işık yılı lazım, bu da imkansız gibi, fakat bir lazer ile onun üzerine nanoteknoloji ile takılan bir aparatın ışık hızının 20'de biri hızla gönderilebileceğini, bunun gittiği yerden resimler çekerek geri gönderebileceğini ve bu şekilde olursa bir nesil içinde bu yıldızlara gidilebileceğini söylüyor.
*THE PAST AND FUTURE OF THE EARTH, MAN'S ROLE IN THE UNIVERSE
I recently read Stephen Hawking's book Short answers to the big questions in its original form
Brief answers to Big questions,
This very popular British physicist and mathematician, who died in 2018, will be remembered as a scientist who popularized science in the world, who lived for many years in a wheelchair, paralyzed, with only a nerve in his eyebrows, and who was able to translate his thoughts into writing with a computer program developed in this way.
My conclusion from the book is that the universe is 13 billion years old, the Earth is four and a half billion years old, man has been formed in the last 200 million years, culture is a product of the last 10.000 years, that this artificial intelligence that humanity has reached as a result of development, that its INFORMATION TECHNOLOGY is doubling every 18 months, so that it can surpass human intelligence in 40-50 years and that artificial intelligence will one day become a rival of humanity, that in the next 200-500 years, humans will start living on the moon and Mars, When the Earth becomes uninhabitable as a result of a major climate change, he thinks that humans will have to spread out into space, and for this they will either change their DNA to create people who are compatible with those conditions, or they will change the environmental conditions in the places where they will go, such as creating an atmosphere on Mars. So in the end, he thinks that one day the Earth will become uninhabitable and people will spread out into space. But the distances in space are so far away that it would take four and a half light years to get to even the nearest star, which seems impossible, but he says that a laser and an apparatus attached to it with nanotechnology can be sent at one-twentieth of the speed of light, that it can take pictures from where it goes and send them back, and that if this happens, we can go to these stars within a generation.
0 notes
Text
Ismail Peker
Yatırımda Zaman ve Yatırım Aracının Önemi:
Hani derler ya alırken kazanırsın yani iyi pazarlık yaparsan ucuza alabilirsen kazanırsın. Çok iyi pazarlık yapsan yada çok iyi bir fırsat yakalasan en fazla bir malı piyasa normal satışlarına göre ne kadar eksiğine alabilirsin, belki yüzde on, 20 ama yüzde 30 dan daha ucuza alamazsın, en azından
Uzun yıllardır benim tecrübem böyle. Peki bir yatırımda çok kazandıran yada kaybettiren asıl faktörler nedir? Bence en önemlisi ne zaman aldığın sonra ne aldığın, nerede aldığın ve tabi piyasaya göre
kaça aldığın. Bütün yatırım araçlarının belli periyodik döngüleri var, bir şey 5-10 yıl iyi kazandırıyor sonraki yıllarda kazandırmıyor yada tam tersi.
Gerçek alım satımlardan yola çıkarak şöyle bir hesaplama yaptım.
2010 yılında 100.000 tl si olan biri bunu değişik alanlara yatırsaydı 5 yıl sonra 2015 de parası ne olurdu? 2020 yılında ne olurdu?
2015 yılında
Bankada 150 bin
Dolarda 180 bin
Altında 257 bin
Arsada 473 bin
Daire de 210 bin
Borsada 150 bin
Bitcoin de 822 milyon
2020 yılında, 2010 yılından itibaren
Bankada 310 bin
Dolarda 500 bin
Altında 900 bin
Arsada 243 bin
Dairede 300 bin
Borsada 200 bin
Bitcoin de 85 milyar
Yatırımın zamanı ne kadar önemli, neye yatırdığın ne kadar önemli,
Acaba 2010 da bitcoine 100 bin tl yatıran biri Türkiyede var mıdır merak ettim.
#para, #yatırım,
Importance of Time and Investment Tool in Investment:
As they say, you win when you buy, that is, if you bargain well and buy cheap, you win. If you bargain very well or if you get a very good opportunity, how much less can you buy a product compared to the normal sales in the market, maybe ten percent, 20, but you can't buy it less than 30 percent, at least
This has been my experience for many years. So, what are the main factors that make or lose a lot in an investment? I think the most important thing is when you buy it, what you buy, where you buy it and of course depending on the market.
how much did you get All investment instruments have certain periodic cycles, something gives good returns for 5-10 years, but not in the following years or vice versa.
I made the following calculation based on real trades.
If someone who had 100,000 TL in 2010 invested it in different fields, what would his money be in 2015 5 years later? What would happen in 2020?
in 2015
150 tausend ₺, in the bank
180 thousand in USD,
257 thousand in Gold
473 thousand on the land
210 thousand in flat, houses
150 thousand on the stock market
822 million in Bitcoin
In 2020, from 2010
310 thousand in the bank
500 thousand in dollars
900 thousand in Gold
643 thousand on the land
300 thousand in flat
200 thousand in the stock market
85 billion in bitcoin
How important is the time of investment, how important is what you invest in,
I wonder if there is anyone in Turkey who invested 100 thousand TL in bitcoin in 2010.
#capital, #investment
0 notes
Text
Evren nasıl var oldu
insanın düşünce sistemi daima bir başlangıç, bir mekan alır ve bunun üzerinden devam eder, başlangıcı olmayan bir şeyi hayal edemez. İnsan mantığına göre mutlaka bir başlangıç vardır ve hiçbir şey yoktan var olamaz varken de yok olamaz, sadece nesneler ve enerji birbirine dönüşebilir ama tamamen yok olamaz veya yoktan var olamaz. Pozitif bilimler tamamen bu sistem üzerine kuruludur, yani belli bir başlangıç ve ondan sonraki değişim, Yoktan var olma ya da evrenin nasıl başladığı konusunu çözemeyen bilim burada büyük bir boşluk bırakmıştır. İşte anlaşılamayan ve tanımlanamayan bu yeri dinler ve inançlar doldurur, dinler önce bir kısıtlama ile gelirler, sen küçük bir canlısın bunu yapan senin beynin almayacağı bir şey var, sen bunu kabul et, gerisi zaten Tanrının bileceği şeydir. Ne yapacağını bir takım yollarla, kutsal kitaplarla, peygamberlerle sana bildirecek, böylece, din,felsefe, bilim ve hatta mitoloji hepsi yan yana kendilerine bir yaşam alanı bulmuşlardır. Bu arada bilim gittikçe gelişmiş, din ve felsefeye ait birçok konuya açıklık getirmiştir. ��rneğin Güneşin tutulması, yağmurun yağması, ve depremlerin olması gibi şeyler gaipten, Tanrıdan gelen şeyler olduğuna inanılırken, bilimsel metotlarla bunlar tahmin edilmeye, hatta kesin tarihlerle güneş tutulmaları, yağmur yağması, fırtına olması gibi olaylar önceden belirlenebilmekte, bu da bilimin dine karşı gittikçe alanını büyütmesi ile sonuçlanmaktadır. Örneğin önceden bebek olmazken Allah vermiyor, ne yapalım derken, şimdi tüp bebek, belki ileride sadece bir hücreden ya da bazı organik maddelerden başlayarak bir insanın yapılabilmesi mümkün olacaktır. Bu da demek ki bilim gittikçe sınırlarını genişletecek ve dinin alanına girecektir. Dinin tamamen yok olabilmesi için bilimin bütün sorunları eksiksiz cevap verebilmesi lazım, o da şimdilik imkansız gibi gözüküyor. Peki Evren nasıl var olabildi? Eğer yoktan bir şey var olmuyorsa üstünde yaşadığımız bir Evren varsa bu nasıl var olabildi, bizim anlayabildiğimiz 4 tane boyut var. Bunlar en boy Yükseklik ve zaman yani bir gök cismini bu 4 boyutla ne zaman nerede olacağını, yerini veya hızını tespit edebiliyoruz. Oysa bu söylediğim zamansız, zamanın başlamadığı anda var olma gibi nedenleri anlayabilmemiz için çok daha fazla boyutu algılamamız gerekir. Ünlü İngiliz fizikçi Stephane Hawking'in iddia ettiğine göre evrende 11 boyut var, biz sadece bunlardan dördünü algılıyabiliyoruz. Eğer bu geri kalan 7 boyutuda günün günün birinde algılayabilirsek, belki bugün düşünemediğimiz bazı şeyleri anlayabilir hale geleceğiz. Eğer şu anda algılayamadığımız 7 boyutu bir gün Teknoloji sayesinde algılar hale gelirsek yaratılışında varoluşunun temelini bulabilir miyiz? Yoksa bu hiçbir zaman bilemeyeceğimiz bir şey olarak mı kalacak,
Zaman yolculuğu bilimsel açıdan Mümkün olabilir mi
Zamanda yolculuk yapılabilir mi, yani geleceğe ya da geçmişe dönülebilir mi?
Sabah dediğimiz şey ışığın evrende yol almasıdır, Işık hızında birisi hareket ederse zaman durur, hiç ilerlemez, ya da Işık hızından çok daha hızlı ise ki bu bilimsel olarak şu anda mümkün değil o zaman, zaman yolculuğu mümkün olabilir, yani Dünyada olan bir şey Evrene doğru ışık hızında yayılır, eğer ışık hızından daha hızlı bir şey olursa, olaydan çok daha sonra, yüzlerce yıl sonra bile olsa çok hızlı bir şekilde evrenin öbür tarafına gidip geri dönebilirse dünyada olan bir şeyin Dünyadan uzakta bir yıldızda yansımasını görebilir. Fakat burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor, eğer bu mümkünse yani zamana yolculuk mümkünse, o zaman birisi geleceğe gidip sonra geri dönüp, kendi doğumundan öncesinde, anne babasını öldürürse bu kişi hiç doğmamış olacak, yani bu mantıkla bakılırsa zaman yolculuğunun mümkün olmaması lazım, bunların çözümü için Einstein'ın relativ teorisi ve Kuantum mekaniği, uzay zaman Sarmalı kullanılıyor, acaba insanlığın ortaya çıkışından bu yana çok büyük ilerlemeler olmasına rağmen hala biz gelecek bin yıllara, belki hatta milyon yıllara göre, çok çok gerilerdeyiz ve bunları anlayacak düzeyde veya bu boyutları anlayacak kapasitede bilgi birikimine sahip değiliz, acaba gelecekte insanlık böyle bir yere ulaşabilecek mi? Acaba bizim torunlarımızın torunlarının torunlarının binlerce defa ilerisindeki insanoğlu bu geri kalan 7 boyutu görüp anlayıp ve buradan yaratılışın sırrını çözebilecek mi??
#evren, #felsefe, #din, #bilim
How the universe came into existence
Human being thought system always takes a beginning, a place and continues on it, it cannot imagine something without a beginning. According to human logic, there must be a beginning, and nothing can come into existence from nothing and can't be destroyed while it exists, only objects and energy can transform into each other, but it can't be completely destroyed or come into existence out of nothing. Positive sciences are completely based on this system, that is, science that cannot solve the issue of a certain beginning and the change after it, coming into being from nothing or how the universe started, left a big gap here. Here, this incomprehensible and indefinable place is filled by religions and beliefs, religions come with a restriction first, you are a small creature, there is something that your brain will not take, you accept it, the rest is what God will know anyway. He will tell you what to do in some ways, with holy books and prophets, so religion, philosophy, science and even mythology have all found a living space for themselves side by side. In the meantime, science has developed gradually and has clarified many issues related to religion and philosophy. For example, while things such as eclipses of the sun, rain and earthquakes are believed to be from the unseen, from God, they can be predicted with scientific methods, and even certain dates such as solar eclipses, rains, storms can be determined in advance, and this causes science to enlarge its field against religion. results in. For example, when we were saying, "What should we do, God doesn't give us a baby, when there was no baby, now it will be possible to make a human being starting from just one cell or some organic matter in the future." This means that science will gradually expand its borders and enter the field of religion. In order for religion to disappear completely, science must be able to answer all the problems completely, which seems impossible for now. So how did the Universe come into existence? If something does not exist out of nothing, if there is a Universe on which we live, how could this exist, there are 4 dimensions that we can understand. These are aspect, height and time, that is, we can determine when a celestial body will be in these 4 dimensions, its location or speed. However, we need to perceive much more dimensions in order to understand the reasons such as the timeless, existence at the moment when time did not begin. According to the famous British physicist Stephane Hawking, there are 11 dimensions in the universe, and we can only perceive four of them. If we can perceive these remaining 7 dimensions one day, maybe we will be able to understand some things that we cannot think today. If one day we can perceive the 7 dimensions that we cannot perceive at the moment, thanks to Technology, can we find the basis of its existence in its creation? Or will it remain something we will never know,
Is time travel scientifically possible?
Is it possible to time travel, that is, to the future or the past?
What we call the morning is that light travels in the universe. If someone moves at the speed of light, time stops, does not advance at all, or if it is much faster than the speed of light, which is not scientifically possible at the moment, then time travel may be possible, that is, something that happens on Earth goes towards the Universe. it propagates at the speed of light, if something faster than the speed of light happens, if it can go to the other side of the universe and come back very quickly, even hundreds of years after the event, it can see something happening on Earth reflected in a star far away from Earth. But here a question arises, if this is possible, that is, if time travel is possible, then if someone goes to the future and then comes back and kills his parents before his birth, that person will never have been born, so according to this logic, time travel should not be possible. Einstein's theory of relativity and Quantum mechanics, the Space-time Spiral are used for Einstein's theory of relativity. We do not have the knowledge, I wonder if humanity will reach such a place in the future? I wonder if mankind, thousands of times ahead of the grandchildren of our grandchildren, will be able to see and understand these remaining 7 dimensions and solve the secret of creation from here?
#universium, #science, #philosophy, #reliogon
0 notes
Text
Türkiye'de tarımın planlanması
Türkiye'de tarım sorunu iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle giderek artmakta ve bunun sonucu olarak da tarımsal verim azalmaktadır. Tarım ürünleri azaldıkça fiyatları yükselmekte ve bu giderek özellikle alt gelir grubunu çok kötü etkilemektedir. Bunun sonucu yetersiz üretim, yetersiz üretiminin de nedeni plansız tarımdır. Planlı tarım nasıl yapılabilir, bunun için Türkiye'deki tüm tarım arazilerinin ki, bu araziler çok parçalıdır, birkaç yüz metrekareden yüzlerce dönüme kadar çok değişik büyüklüklerdedir ve çok parçalı olduğu için de planlı bir ekim yapılmamaktadır. Her ne kadar son zamanlarda arazileri birleştirmek için devlet yoğun caba sarf ediyor ve hisseleri bir kişi üzerinde toplamaya çalışıyor isede bu çok uzun zaman alacaktır ve istenilen sonuca ulaşıp ulaşamayacağı da tartışmalıdır. Oysa hemen yapılabilecek çok iyi bir çözüm var. Bütün Türkiye'deki arazilerin tapu dairelerine bakarak büyüklüğüne, sulu ve kurak oluşuna bölgesine göre bir değerlendirme yapılmalı her arazinin bir verimlilik puanı olmalıdır. Bu puanların tamamını toplayıp Türkiye'de bu verimlilik puanının kaç olduğu bulunmalı, sonra her ile bir tarım holdingi kurulmalı, yani daha doğrusu bu devlet değil de belki devlet ortaklığı da olabilir. En iyisi özel olarak kurulmalı ve bu holdingler bütün o bölgedeki araziler üzerinde ekim hakkına sahip olmalılar ve yıl sonunda elde ettiklere gelirleri bu arazilerdeki hisselerin değerlendirme puanlarına göre pay etmelidirler. Bu şekilde olursa hem planlı bir üretim yapılabilir, gelecek yıllarda ne kadar mısır'a buğday'a arpaya nohuta ihtiyaç var, ya da ne kadar ete süte ihtiyaç varsa ona göre çiftlikler kurulup ona göre üretim yapılır. Böylece ne fazla domates dereye dökülür, ne de Rusya'dan Ukrayna'dan buğday almak, İran'dan karpuz almak ya da Meksika'dan et almak durumunda kalmayız. Bu gerçekten yapılabilirliği olan bir şey, yapılması gereken tek şey iyi bir planlama, Türkiye'nin endüstri mühendislerini, Ziraat mühendislerini Gıda mühendislerin ve su konusundaki uzmanlarını bir araya getirip bir Komisyon kurulmalı ve bu projenin hayata geçirilmesi için sıkı bir çalışmaya girilmeli. Bu yapıldığı zaman Türkiye'deki tarım sadece ülkemizi değil tüm bölgemizi geçindirecek düzeye ulaşabilir.
#küresel ısınma, #tarım, #planlama
Planning of agriculture in Turkey
The agricultural problem in Turkey is increasing due to climate change and drought, and as a result, agricultural yield is decreasing. As agricultural products decrease, their prices increase and this gradually affects the lower income group very badly. The result of this is insufficient production, and the reason for insufficient production is unplanned agriculture. How planned agriculture can be done, for this, all agricultural lands in Turkey, which are very fragmented, vary in size from a few hundred square meters to hundreds of acres, and there is no planned planting because it is very fragmented. Although the state has been making great efforts to consolidate the lands recently and trying to collect the shares on one person, this will take a very long time and it is debatable whether it will achieve the desired result. However, there is a very good solution that can be done right away. By looking at the title deed offices of all the lands in Turkey, an evaluation should be made according to their size, being wet and dry, and each land should have a productivity score. All these points must be summed up and the productivity score must be found in Turkey, then an agricultural holding must be established with each province, in other words, it may not be a state, but a state partnership. The best should be established privately and these holdings should have the right to cultivate all the lands in that region, and they should share the income they get at the end of the year according to the evaluation scores of the shares in these lands. In this way, a planned production can be made, how much corn, wheat, barley and chickpeas are needed in the coming years, or how much meat and milk are needed, farms are established and production is made accordingly. Thus, we do not have to pour more tomatoes into the river, nor do we have to buy wheat from Russia, Ukraine, watermelons from Iran, or meat from Mexico. This is something that is really feasible, the only thing that needs to be done is a good planning, a commission should be established by bringing together Turkey's industrial engineers, agricultural engineers, food engineers and water experts, and hard work should be put into practice for the realization of this project. When this is done, agriculture in Turkey can reach a level that will support not only our country but also our entire region.
#agriculture, #globalwarming, #planning
1 note
·
View note
Text
Susuzluk,
Küresel ısınma ve bunun doğurduğu iklim değişikliği insanlığın başına bela olacak gibi gözüküyor, susuzluk giderek daha çok kendisini hissettiriyor, yazlık yörelerde yazın nüfusun artması ile çamaşır makineleri çalışamaz hale geldi, peyzajlar sulanamıyor, çimler sararıyor, belki yaz sonuna doğru büyük şehirlerde başta İstanbul olmak üzere ciddi su sıkıntıları yaşanacak. Peki bunun için ne yapmalıyız? Bunlardan biri yağmur suyu toplama, yani yağmur suyu hasadı, Akdeniz kuşağında bulunduğumuz için kışın yağmur yağıyor, yazları çok kurak geçiyor. Dolayısıyla kışın, yani yağmur sularını kirlenmeden, toprağa karışmadan bir şekilde yeraltı depolarında veya yer üstü depolarında toplamamız gerekiyor. Tabii bu pahalı bir sistem, her şeyden önce yer ve büyük tanklar gerektiriyor. Fakat bunun için iyi araştırmalar yapılırsa belki pratik çözümler bulunabilir. Örneğin suların yer altında depolanması veya mebran serili göletler yapılması, veya buna benzer daha başka pratik metotların geliştirilmesi lazım, bence geleceğin en büyük işlerinden biri yağmur suyu toplama konusundaki Mühendislik alanında olacak. Bu hayatımızda meslek seçiminden banyo yapmamıza, dişimizi fırçalamamızdan sebze meyve fiyatlarına kadar her şeyi değiştirecek bir olay. Insanoğlunu çok zorlayacak son 50 yılın ilk yıllarına girmiş bulunuyoruz.
lack of water
Global warming and the climate change caused by it seems to be a problem for humanity, thirst is becoming more and more felt, washing machines have become inoperable with the increase in the population in summer areas, landscapes cannot be watered, grasses turn yellow, maybe towards the end of summer, serious problems can arise in big cities, especially in Istanbul. There will be water shortages. So what should we do for this? One of them is rainwater harvesting, that is, rainwater harvesting. Since we are in the Mediterranean belt, it rains in winter and it is very dry in summer. Therefore, in winter, we need to collect rainwater in underground or above-ground tanks in a way that does not pollute or mix with the soil. Of course, this is an expensive system, first of all it requires space and large tanks. But if good research is done for this, maybe practical solutions can be found. For example, it is necessary to store water underground, to construct membrane-lined ponds, or to develop other practical methods. This is an event that will change everything in our lives, from choosing a profession to taking a bath, from brushing our teeth to the prices of vegetables and fruits. We have entered the first years of the last 50 years, which will force mankind very hard.
1 note
·
View note
Text
Mutlu Yaşam Köyü
Bu köy nasıl kurulabilir, uşağın Buğdaylı köyünde, yeni evler yaparak, Ya da terk edilmiş bir köyün bütün evlerini satın alıp restore ederek mi
Happy Life Village
can this village be established, in the butler's Buğdaylı village, by building new houses, Or by buying and restoring all the houses of an abandoned village?
0 notes
Text
ADRESİNİ BİLMEYEN BİR HALKIZ,
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ya, adam iş yeri işletiyor, yerine gideceğim adresi soruyorum, sokağı söylüyor numarayı bilmiyor, dış kapı numarası kaçtı diye yanındakilere soruyor ve hiç kimse bilmiyor yani navigasyon denen bir alet var bari adresimizi bilelim ya,
0 notes
Text
Sitede oturmuyan yada kısmen oturan kat maliklerinin vekaletleriyle yapılan seçim meşru mudur ??
Bunu iki açıdan irdelemek lazım, birincisi yasal, ikincisi Etik.
Hani Almanya'daki Türklerde Türkiye vatandaşlığına sahipler ve Türkiye'de oy kullanıyorlar, hep tartışıyoruz, Bunlar oy kullansın mı kullanmasın mı, konu biraz ona benziyor, yasal yoldan bu tartışmasız olarak %100 Kat malikleri tek söz sahibi. Çünkü çıkacak bütün borçları onlar ödemekle sorumlu. Eğer ödemezlerse tapularına icra gelir, evlerini bile sattırıp borçları tahsil ederler. Dolayısıyla kiracıların hiçbir yükümlülükleri yok, hatta aidatları ödemeseler bile mal sahipleri sorumlu. Dolayısıyla yasal yoldan hiçbir şüphe yok kat malikleri kendileri oy kullanabilirler ya da vekalet verebilirler, istedikleri kişilere verebilirler, riski görürler ya da görmezler, o riski almak tamamen onlara ait bir hak, işin etik yönüne gelirsek, tabii ki insan yaşamadığı bir yeri, ya da kısmen yaşadığı bir yerin problemlerini çok iyi göremez, yanlış değerlendirmeler, veya yanlış yönlendirmeler olabilir, burada yapılması gereken şey tarafların iyi çalışması, kim daha iyi çalışırsa kim daha inandırıcı olursa, mülk sahipleri de vekaletlerini onlara verirler. Tıpkı politik seçimlerde olduğu gibi, seçimin illaki bir kazananı var, zaten burada bir koalisyon oluştu anladığım kadarıyla, zaten koalisyonlara çok ihtiyacımız var, demokrasinin tam özeti de aslında koalisyon rejimi demek, her görüşün uygulamada yer bulması,
Yeni yönetim kurulunu tebrik eder başarılar dilerim, ayrıca ekonomik durum çekilir gibi değil, büyük yatırımlara girilmemesini tavsiye ederim. Sadece su konusu çok acil, yılbaşına doğru barajlardaki sular tükenecek, artezyen kuyularına gözümüz gibi bakalım.
1 note
·
View note