atacansirin
Tavuk döner tadında konular
39 posts
Hiçbirinin kesinliğini bilmiyorum. Ben sadece düşünüyorum ve düşündüklerimi yazıyorum.
Don't wanna be here? Send us removal request.
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 34:
Boş zamanlarımda sıkça düşünüyorumda neden insanlara bu kadar ılımlıyken insanlarla tam anlamıyla anlaşamıyorum ? Neden mi ? Çünkü ben; Çıkarcı insanları sevmiyorum, Egeoist insanları sevmiyorum, Birbirlerinin arkasından konuşan insanları sevmiyorum, Apolitik insanları sevmiyorum, Para, saygınlık, dünya malı ve seks için yaşayan insanları sevmiyorum, Korktuğu için konuşmayan, itiraz etmeyen insanları sevmiyorum, Sistemin kölesi olmuş insanları sevmiyorum... "Düşenmeyen sosyal hayvanları" yani ben tam anlamıyla "İnsanları" sevmiyorum.
3 notes · View notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 33:
Okulda bir tabu daha yıkıldı. Yıllardır beklediğimiz oldu ve okullarda artık serbest kıyafet olacak. Tabi bu karar alınır alınmaz "zengin-fakir ayrımı olmasın diye"ciler hemen konuşmaya başladı. Okulda kıyafet miydi yani zenginle fakiri eşit kılan ? Yaşam tarzı, duruş, davranış, konuşma, bakış... Zaten sanıldığı gibi aynıda değil di kıyafet. Tamam beyaz gömlek ama zenginin beyaz gömlek markası tommy, lacoste normal bir gelir düzeyine sahip öğrenci çarşı, pazar gömleği giyiyordu. Bu çocuklar hiç konuşmuyor mu aralarında ? Biri hafta sonu sosyal faliyetten faliyete koşarken diğeri soğuk evinde ders çalışmaya çalışıyordu. Zengin laubali laubali hocam derken fakir öğretmenim diye koşturuyordu öğretmeninin peşinde. Bu farklılıklar say say bitmez. Bide birşey gördüm internette gençler arasında paylaşımlarda. İşin dini yönünü, baş örtüsü konusunu. Tamam belki iktidar parti amacına ulaşmış oluyor ama bundan sen niye rahatsız oluyorsun ki ? Bu zamana kadar lisede kızlar etekleri belden kıvırıp minilerle gezerken rahatsız değildinde, iki-üç dini görüşü bu yönde olan kişi baş örtüsüyle gelcek olunca mı sorun oldu ? Sorsan, özgür ülke burası da derler. Sırf sana mı özgür ? İsteyen istediği görüşü destekler ve bu doğrultuda davranır. Herşey bir yana okula eğitime gidiliyor bunları düşünmek bile saçma. İşin özü ne kadar kendi çıkarı içinde yaptığını düşünsede devlet, olumlu bir hareket oldu bu. Eğitim sisteminde gereksiz olan bir kuraldan daha kurtulmuş oldu. Siyasiler fakirliği kıyafetle saklamak yerine çözmeye çalışmalı. Belki de yıllar sonra ülkenin refah seviyesi belli bir noktaya yükselir ve avrupadaki gibi her çocuğun ihtiyaçları daha iyi karşılanması için her çocuk başına her ay belli bir para öderse devlet bu onun ilk adımı olmuş olacak.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 32:
Emek hırsızlığına son ! Herkes gösteriş meraklısı olmuş. Marka takıntısı almış başını gitmiş. Ticari zekası iyi çalışan insanlarda bu durumu kendileri için şansa çevirip bu durumu sektör haline getirmişler. Çakmacıların veli nimeti adidas üç çizgililer, raybanlar, iphonelar derken şimdide müzik yapan veyahut hayatının büyük bölümünde müzik dinleyen gençler arasında moda olan Dr. Dre beats kulaklıkları. Bu emek hırsızları durur mu ? Tabiki durmaz. Yalnız şu da var. Sırf bunu üreten adam değil bu emek hırsızı. Arkadaşım cebinde orjinali alcak paran yoksa gidipte marka kullanıyorum demek için çakmasını alma. Kaldı ki bence orjinaline paran yetse dahi gidip o kadar para verip onu alma. Sözün özü bu döngünün içinde olan üreten, satan ve bunları kullananları kınıyorum. Bunları kullananlar yine bir nebze daha masum olsalarda bu ürünleri üreten ve satan haysiyetsizlere söyleyecek laf bulamıyorum.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 31:
Vefa sadece İstanbulda bir semt adıdır. Dünyevi hayata kendimizi o kadar çok kaptırmışız ki dostluklarımız zamana gömüyoruz. Şöyle ki; önce okul, sınıf veyahut arkadaş ortamında tanışıyoruz. Gel git zaman sohbet ilerliyor ve öyle bir noktaya geliyor ki arkadaşlığa dostluk denilen vasıf konuluyor. Peki ya bir gün okul bitince yada bir nedenle o ortak ortamınızdan uzak düşünce ne oluyor ? Neden eskisi gibi sık görüşemiyorsunuz, neden eskisi gibi kalmıyor dostluğunuz ? Neden arayıp sormuyoruz dostlarımızı ? Daha da kötüsü aramıyorken bide üstüne dostunuz sizi arayıp sorunca neden cevap vermiyorsunuz yada geçiştiriyorsunuz ? Ben söyleyeyim; birinin hiç bitmeyen sınavları, birinin hiç bitmeyen işleri, birinin sen dostun olmana rağmen senle paylaşmadığı hiç bitmeyen dertleri yada hepsinin ortak noktası olan yeni dostları var. Günlük yaşantımıza o kadar çok kaptırmışız ki kendimizi bu günlük hayatımızın yakınlarında olursa sıkıntı yok ama azcık uzaklaşmaya gelmez. Yerin jet hızıyla dolar, fark etmezsin. Hanginiz okulu bittikten sonra okuldaki o dostunuzla eskisi gibi sık görüştünüz, dostluğunuz sıkı kaldı. Hiç biriniz. En azından benim dostlarımın hiç biri. İşte bu yüzden artık Vefa sadece İstanbulda bir semt adı.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 30:
Bugün gündüz Necip Mahfuz sayfasında bir paylaşım gördüm ve bunu yazmaya karar verdim. Evinde sıcak odasında dünyadaki tek derdi sivilceleri veyahut ayrıldığı sevigilisi olan ve bunları dünyanın en büyük sorunları sanan ama aslında hiç birşey bilmeyen hani siz klavye delikanlıları. Arada böyle atıp tutyonuz, kelle uçuruyonuz ya klavye başından. İşler öyle değil işte. Fazla söze hiç gerek yok. Fotoğraf her şeyi anlatıyor. Bizim tek isteğimiz birinin toprak, para veyahut kişisel arzular uğruna insanların ölmemesi. Bizim tek isteğimiz BARIŞ. Bu arada paylaşımından mütevellit teşekkürü Necip Mahfuza bir borç bilirim.
Tumblr media
1 note · View note
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 29:
27 Kasım 2011'de başlamışım bu yazı dizimi yazmaya. O günden bu yana onlarca konu hakkında yazmışım. Kimi anlık heyecan ve sinirle saçma olmuş. Kimiside ne anlatmaya çalıştığından o kadar emin ki böyle yorumsuz bıraktırmış kendini. Peki 14 gün sonra başlayalı bir sene olacak bu yazı dizimin konularını niye 11 Mart'tan bu yana paylaşmıyorum, niye 28 de kaldı yazı dizim ? Çünkü hiç birimizin hayatı düz bir çizgi olarak stabil şekilde gitmiyor. İniş çıkışlarımız oluyor. İnsan ilişkilerindeki başarısızlıklarımız, işimiz, okulumuz, hayat mücadelesi derken kimi zaman hedeflerimizden bir süreliğine uzaklaşıyoruz. Benim için geçerli olan bu nedenlerin üzerine birde benim rahatlığım, kararsızlığım ve müşkülpesentliğim eklenince yazı dizim uzun bir süre duraksadı. Tabiki yerimde saymadım. Yazdım, yazdıkça da kendimi geliştirdim. Demem o ki ne yapçağınıza iyi karar verin. Hedefleri iyi koyun. Eğer ki cidden onu hedeflediyseniz muhakkak ki istediğiniz noktaya gelesiye kadar yılmadan çalışacaksınızdır. Benim gibi hedeflerinizden uzaklaşsanız bile mutlaka geri döneceksinizdir gerçekten hedeflediğiniz, aklınızdaki şey ise.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 28:
11.03.1992. Doğum günümü hatırlamayan herkeze teşekkür ederim. Hayatla ilk tanıştığım zamanlarda çıkarsız, karşılıksız bir arkadaşlığın olabilceğine inanırdım. Zamanında ilerlemesiyle böyle birşeyin olmadığını bana gösterdiniz. Daha sonra dedim ki, insanlar dert dinlemeyi sevmiyor. Dertlerimi anlatmayayım, hep gülüp eylenelim. Yani kısaca iyi gün dostum olsun dedim. Yine zamanında yardımıyla bu kadar bile önem vermediğinizi bana gösterdiniz. Ama artık neye göre hatırladığınızı biliyorum. Çıkarın varsa dostum, kankamsın. Çıkarın yoksa olurum görünmez. Ben böyle günlere pek anlam yüklemiyorum. Çünkü bana değer veren hergün vermeli bir gün değil. Ama insan özel bir şey yapılmasada hatırlanmak istiyor. En acısıda hani yakın hissettiklerinin bile kutlamaması. Kutlamayan herkeze teşekkür ederim. Size güvenmemekle ne kadar haklı olduğumu bir kez daha kanıtlamış oldunuz.
1 note · View note
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 27:
Aklıma takıldı, yanılıp yanılmadığımı anlamak içinde tarihte bugüne baktım bugün. Maalesef yanılmamışım. 11.03.2011 Japonya Tōhoku'da 9,0 büyüklüğünde deprem, 15 dakika sonra 14 metrelik bir tsunami ve Fukushima Daiichi reaktör patlaması. Deprem ve tsunaminin yaraları büyük ölçüde sarılmıştır büyük ihtimal. Ama radyoaktivite'nin durumu belirsiz ve bir türlü ortaya çıkacağı, uzun yıllar yaraları sarılamayacağı açık. Nerden mi biliyorum, çünkü bu ilk değil. Olay ilk olarak 1957 İskoçya Windscale kazasıyla başlıyor. Radyosyan yayılmasına rağmen ölüm ve radyoaktif bi hastalıkla karşılaşmadan atlatılıyor. Daha sonra 1979'da ABD da meydana gelen Three Mile Islan kazası. O da kolay atlatılıyor. Fakat yıl 1986'ya geldiğinde işler bu sefer yolunda gitmiyor. 1986 Ukrayna Chernobyl faciası. Yaraları hala daha sarılamayan o kötü olay. 2011 Japonya Fukushima. Peki sıra hangisinde ? Bu yazıyı niye yazdım biliyor musun ? Birincisi unutmamak, unutturmamak ve acılarını paylaşmak için. İkincisi Türkiyede hala Sinop ve Mersin akkuyu'ya yapılması planlanan nükleer santrallerinin yapılmasını istemediğim için. Niye istemiyorum biliyor musun ? Çünkü güvenmiyorum. İndigo(Tevfik KOÇAK)'nun da dediği gibi. Chernobly faciasından sonra radyasyonlu fındıklarını hibe etti FİSCO Birlik ve kanseri lezzetli lezzetli yedirdiler. Koyun halkım inansın diye bir vekil de çıktı “Ben da orada yaşıyorum, sorun yok.” dedi. Halkımda bunu afiyetle yedi. Son olarak yine İndigonun dediği gibi; Karşıyım kurmasınlar nükleer bir tesis ülkeme. Madenler göçüyorken yüz kere bir senede. Nasıl güveniyim devletime, mühendise ? Bütün politika endeksli ölmemize.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 26:
Bak şimdi. Az önce dışarı çıktım. İki anketöre denk geldim. Akdeniz Üniversitesinde otelcilik okuyorlarmış. Denizlide yeni açılan bi kaplıca için anket yapıyorlarmış. İsimlerinide söylediler ama hatırlamıyorum. Neyse konuya geleyim. Beni görünce yanıma yanaşmak için gelirken pas geçmeyi düşündüm. Ama birşey beni durdurdu. Sonra gayet ılımlı, kibar bir şekilde soruları sordu kendini tanıttı. Küçük muhabbetimiz bittikten sonra düşündüm biraz. Gecenin bu saatinde ben sıcak evimde rahat rahat kıçımın üstünde otururken o hala çalışıyor. Tahminende alacağı parada insanların terslemelerine tahhammül dahi edilmeyecek bir miktardır. Demem o ki; günlük koşuşturmanın içinde broşür dağıtanları anköterlük gibi bu küçük meslekleri yapanları tersliyoruz. Koşuşturmamızın içinde onları ezmeyelim ya. Ilımlı, sabırlı, daha saygılı olalım, olmaya çalışalım. Bunu hak ediyorlar. Bu koca gereksiz yazıda anlatmaya çalıştığım tek birşey var. O da; emeğe, emekçiye saygı.
1 note · View note
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 25:
Rahatsızım. Evet; hem kafadan hemde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye sadece bir güne anlam yüklenip kutlanılmasından rahatsızım. Kadına dünyada hala 2. Sınıf insan muamelise yapıldığını bu kadar açık belirtmenin başka bir yolu olamazdı. Nasıl bir zihniyettir bu ya ? Bugün senin günün. Peki, ya diğer günler ? Ben 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çoçuk Bayramın dan farksız görüyorum. Nasıl 23 Nisan'da insanlar çocuklara iyi davranır yada üst kademe bir insan koltuğunu bir günlüğüne çocuklara bırakır çocuklara değer verme adına. İşte 8 Mart da öyle geliyor bana. Kadına sadece bir günlüğüne değer veriliyor, nazik davranılıyor. Oysaki kadınlar bunu hergün hak ederken. 8 Mart Kadınlar Günü, 14 Şubat Sevgililer Günü, Anneler Günü; bu üç günde kadınlara olabildiğince kibar, anlayışlı, nazik. Kalan 362 gün vurdum duymaz, kaba. Hayır, bide işin kötüsü kadınlar bugünün kutlanılmasından rahatsız değiller, mutlular. Asıl bu duruma onların rahatsız olması gerekirken ben daha rahatsızım. Anlayamıyorum. İşte bu yüzden hem kafadan hemde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye sadece bir güne anlam yüklenip kutlanılmasından rahatsızım.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 24:
Dindar nesil yetiştireceğizde ki olay basit. Bizim başımızın üstünde taşıdığımız Türk bayrağı götünün yada ayaklarının altına alıp, başlarda kendi bayraklarını(türban) taşıtmak. Önce baş örtünüzün altında beyin yetiştirin sonra gençlerin beynini yıkamayı(Sizin deyiminizle dindar nesil yetiştirmeyi) düşünürsünüz. Baş örtüsü ile beyin olmadığını saklamak iyi bir numaraydı ama yemedik. http://haber.gazetevatan.com/basbakan-bu-goruntuye-cok-kizacak/434813/1/Haber
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 23:
Doğru söyleyeni 9. köyden değil, dünyadan kovuyorlar artık. Doğruları yazıp gerçekleri ortaya çıkaran yada sırf kendi görüşü var diye gazetecileri, yazarları içeri atıyorlar. Ama onlar bunada şükür diyorlar. Çünkü ülkemde bazı şeyleri ortaya çıkardığı için suikasta uğrayan yazarlarda oldu. Biz bunlarıda gördük. Ne ilginç. http://www.youtube.com/watch?v=UJ4hg4Cm0sM
1 note · View note
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 22:
Başıma bakan herif kendi yoluna çıkan herkezi rahat rahat istediği gibi içeri attırıyor. Böyle giderse sonumuz Monarşi veya Oligarşi ile yönetilen devletler gibi olma yolunda. Belkide bundan 10 sene sonra İranız yada Suudi Arabistan mı ?... Lütfen ya lütfen. Lütfen koyun olmayın artık. http://www.youtube.com/watch?v=P6oKMHsEDNM
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 21:
Toplum kendisi gibi davranmayanı, içine dahil olmayanı, farklı, sessiz olanı dışladığını sanar. Ama bilmiyordur ki aslında farklı olan dışlıyordur toplumu.
2 notes · View notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 20:
Boş insan ordusuyla aynı ortamda yaşamak cidden zor ve artık rahatsız oluyorum. Öyleki kurduğun kusursuz mantığı anlatırsın, doğru şeyleri söylersin, çok konuşuyorsun derler. "SALAK" olursun. Daha sonra bu durumdan rahatsız olup susarsan "YABAN" oluyorsun. Ne ilginç.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 19:
İnsanoğlu öyle ki durmadan özür diliyor. Ama 3 gün, 1 hafta, 2 ay sonra yine aynı hatayı yapıyor. Sözün hiç bir anlamı yok. Sen hareketlerinle, aynı hatayı bir daha yapmayarak yani çabalayarak göster özürünü. Çünkü sözde çok basit olduğundan değersizleşiyor ve çabalamıyoruz. Yani özür dilemek aynı hataları yine yapmak.
0 notes
atacansirin · 11 years ago
Text
Tavuk döner tadında konular 18:
TÜRKİYE'den SOMALİ'ye giden yardım seferlerine Hükümetin önde gelen isimleri ve bazı sanatçılarda gitmişti. Hilal Cebeci de gitmek istemişti ve götürülmemişti. "SOMALİ'ye neden beni götürmemişler ?" diye soran Hilal Cebeci panpişi anlayamıyorum. Sonuçta ordakilerin ekmeğe ihtiyacı var, kaşara değil.
0 notes