Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
19 Ocak 2024
10 yıl önce bu zamanlarda flörtleşiyordukkk...
Sahi ne güzeldi o zamanki flörtler flörtleşmeler, zamanın çok daha yavaş aktığı sosyal medyanın daha genç ve daha kaliteli bir o kadar da az zaman aldığı yıllar..
O değil de seni çok özledim tatlışımm.. Sana sarılmayı kokumu içine çekişimi kıvırcık saçlarını palet ayaklarını nefesinin kokusunu özledim.
Geçen gün Elif teyzeyi gördüm rüyamda eşinin ismini bilmiyorum ama ondan rahatsızdı sana büyü yaptığını düşünüyordu seni kurtarmaya çalışıyordu ama eşin izin vermiyordu ve kalbinde bir yerde beni özlüyordu pişmanlık duyuyordu.. sence bu rüya bana bir şey mi anlatmaya çalışıyor yoksa sadece bilinçaltı mı? Seni çok düşünüyorum belki o yüzden rüyama girmiştir.
Eğer bir gün yalnız bir adam olursan ne olursa olsun gel bana ben seni bekliyor olacağım.
Eğer bir gün bulunduğun konumdan çok rahatsız huzursuz ya da mutsuz olursan ara beni yanına koşar gelirim.
Bir şey yapmasak da olur bir yerde oturup sıcak saleplerimizi içerken sadece gözlerimizin içine bakarız saatlerce ( ilk günlerdeki gibi 10 yıl öncesi gibi)..
Gözlerimin sana anlatacak çok şeyi var, kalbimin sana anlatacak çok şeyi var. Bir gün gel nolursun bir gün gel..
Şimdi gözlerimi kapatacağım sabaha kadar her anımızı tek tek zihnimde tekrar yaşayacağım.
Seni çok ama çok özledim benim canım sevgilim...
0 notes
Text
27 Aralık 2023
Yılbaşına çok az kaldı. Ne çok severim yılbaşlarını bilirsin. Seni çok özledim. Seninle geçen günleri seninle geçen anılarımı seninle konuşmayı dertleşmeyi bir şeyler paylaşmayı o kadar çok özledim ki. 2 ay önce seni yolda gördüm biliyor musun.. sen karşı kaldırımdaydın o kadar çok yanına gelmek istedim ki.. sürekli rüyalarıma giriyorsun bence sen de beni aklına getiriyorsun.. ben boşandım belki duymuşsundur. Çok kötü şeyler geldi başıma o yüzden yazmıştım sana ama eşinin yanında olacağını düşünmedim. Bir gün bu mesajımı okursan eğer ne olursa olsun bana mesaj at. Seninle buluşmak istiyorum konuşmak istiyorum. Bence sen de istiyorsun bunu. Lütfen ama lütfen bana ulaş tatlış..
0 notes
Text
10 şubat 2021.
Çok uzun zaman geçti. Çok şeyler değişti hayatlarımızda.. Günlerdir aklıma geliyordun neden bilmiyorum. Bu yazdıklarımı yüksek ihtimal okumayacaksın o yüzden biraz da rahat yazıyorum. Yazmaya nasıl mı kadar verdim. Birden aklıma fethiyede bungalovda kaldığımız gece geldi hani yemeğimiz yoktu ve topladığımız meyveleri yemiştik. Ne kadar güzel bir tatildi. Hayatım o zamanlardan sonra hiç güzel gitmedi biliyor musun. Bir ömrü heba ettim. Mutsuzum. Huzursuzum. Umduğum hiçbir şey olmadı. Bir çok şey için keşke diyorum. Bazen durup düşünmeden kendimi alamıyorum devam etseydi şimdi evliydik belki de çok mutluyduk. Bilmiyorum belki de sen bensiz daha mutlusun. Olaylar farklı olsaydı keşke. Hayatımdan vazgeçtim uzun süredir. Öylesine yaşıyorum artık. Benden hiçbir cacık olmaz. Olmayacakta.. Antidepresan kullanıyorum artık ama işe yaramıyor. Çabalamıyorum hiçbir şey için. Mutluluk bana çok uzak artık. İçimdeki çocuğu kaybettiğimi söylemiştin. Haklıydın. Hayatımı kaybettim ben. Kendimi bulamıyorum. Mutsuzum. Kimse beni anlamıyor. Kimse ne istiyorum bilmiyor. Üzgünüm artık çok ve kronik..
1 note
·
View note
Photo
Susardın ve kar yağardı. Gözlerinde başlardı gece Yarım kalmış kitaplarda sürerdi Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı günler Zaman kırılmış aynalardı. Susardın durmadan susardın ve kar yağardı. Ocak ağaran saçlarımdı,üşürdüm Şubat hayırsız bir evlattı ,kaçaktı Ve uzaktı yaz,bir anaydı Martın izlerini taşırım bedenimde Aynı masalın ikizleri gibiydi günler; Nisan saçlarımda ıslanırdı hep Susardın durmadan susardın Ve yağmurlar başlardı Çok bekletti bizi Hiç vaktinde gelmedi mayıs Haziran Aram’dı ya da öyle biriydi Yaraları sarar gibiydi Temmuz bir düştü belki Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi Bir gül suçüstü yakalanırdı Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı Susardın durmadan susardın Ve rüzgarlar başlardı Yolunu yitirmiş bir yaprak gibiydi ekim Sürgünlere uğurlardık kendimizi Kalan mı bizdik giden mi bilinmezdi Kasım rüzgarda bir peşrevdi Ve biraz ıtrî Aralık kendi sesiyle irkilirdi Soluksuz bir düş gibi geçse de Hiçbir mevsim gözlerin kadar Acımasız kullanmadı neşteri Susardın durmadan susardın Ve kar yağardı..
0 notes
Link
Ah ne çok özledim seni Bir bilsen ah bir görsen Sonbaharlarım gelir O yaprak hiç düşmez Hepsi bitti hepsi bitti Hepsi kaybolan günlerdi Bir yalnız sen bir yalnız ben Bizi ne nasıl tüketti ki Belki unuturuz onu Tüm kasımdan kalma çiçekler gibi Arasına koyarız şarkı yazdığımız Kırık hayaller saklı defterin... Belki de saklarız onu Kalbimizde bir delik açar gibi Belki denize ulaşır içimizdeki nehirler bir gün Yine yazı bekleriz...
0 notes
Photo
Göz göze bir geldik mi Yalım yalım tutuşur kardan örtüler Yaklaşan güneşin altında
Açar kollarını pencereler İyiliğin yolları boyunca Açılır kuşlar açılır eller Günler açılır geceler açılır Uçsuz bucaksız gökyüzünde Açılır yıldızları çocukluğun İnceden bir türkü ağızlarında
Göz göze bir geldik mi Alır başını gider korku Saklanır körpe çimenlerde
Ölü tapınaklarda böğürtlenler Çekerler kuytu gölgeden yemişlerini Kızıl kara ateşli Şarabı köpürür toprağın Uçan arıların başı döner Köylüler der bir ağızdan Böyle güzel yıl görmedikti
Göz göze bir geldik mi Başlar damarlar boşalmaya Öper dalgalar kumsalları
Aslanlar geyikler güvercinler Bakarlar açık havaya içleri titrer Görürler bahar gibi doğuşunu yavrunun Can katar şehvete durmadan Cömert ana verimli kadın Gök toprak girer renkten renge Doğuş karşı kor ölüme
Göz göze bir geldik mi Tutuşur duvarlar geçmiş günlerle Duvarlar yeni günlerle yanar Dışarda toprak ana Uzanır yatağında melek gibi Yıkar gökyüzü şafakta Çalgıcının gülen ağlayan yüzünü Köleyle sultan başlar soyunmaya Daldan yapraktan
Göz göze bir geldik mi Sen güpegündüz ben karanlık gece Bir fısıltı bir istek ne yana baksan İlk ve son düş ha doğdu ha doğacak
10.02
0 notes
Link
Gün yüzü görmedim, gitti ve bekledim.
Ben onu sevdiğimden beri gülmedim.
Boyu boyuma göre ama sorun huydan.
"Çok seven de terk eder!" hadi oradan!
Pembe dudakları aklıma girdi .
Saklayamadım ki sakatladı beni.
Kimi pakladı sevgim?
Yanakları iki sokak ötede bekliyor ve ben öpemem...
0 notes
Link
Allah der ki “Kimi benden çok seversen onu senden alırım”….Ve ekler: “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur…… “Düşmem” dersin düşersin, ”Şaşmam” dersin şaşarsın. En garibi de budur ya “Öldüm” der, yine de “yaşarsın.
0 notes
Photo
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını Neden akşam oluyorum tren kalkınca Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki Az önceki çiçekler nasıl da diken diken Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.
Zaman geçiyor doğum günleri de
Kutlayamadım...
0 notes
Photo
Yüreğimin çığlıklarını sessizce bıraktım bir kaldırım taşına,
Biraz silgi tozu ve ne kadar karalasamda silinmeyen bir kaç yazı.
Yaktığım kağıdın küllerinden okunuyor el yazın,
Usandım.. Yüreğine ateşin kelebeği konmasın.
Acı bir tınıyla titriyor vicdanımın bam teli,
Kimin bu aklımı kurcalayan solmuş sevgi buketi ?
Arş’ın gölgesinde savrulan aşığın son nefesiyim,
Çığlığı tükenmiş sevginin boğazına düğümlenen sesiyim.
Aşkımla kendi derdimin çaresiyim,
Ve açıkça çabalarım boşa, çaresizim..
Ne kadar yakınsak, o kadar uzağım kendime.
Kalbim soluk ve muhtacım sevgine.
Elimden gelmiyor bir şey, bir sevince bin gidene.
Hangi yokuş dikleşir, bir kalbi kinsiz sevene ?
Kimsiz bu yüreğimin dağlarını yakan nehir,
Benim aşkım dipsiz kuyunun dibinde ki zehir.
Sen de en az ölüm kadar gerçeksin sahi,
Artık baki olsan n’olur, benim ömrüm zahir.
0 notes
Photo
Ben, bugün hiç duymadığın bir sesim.
Hiç olmadığın bir yer,
Hiç çıkamadığın bir dağın tepesinde sisim.
Gözümün bakmaya korktuğu yolun kasvetiyim.
Ben, aslında korkularımın ta kendisiyim.
Gözlerin karanlığa bakarken nasıl aldatabilir ışığı ?
Aşkım mevsimlerini yitirmeye başladı.
Ne yazı kaldı, ne kışı.
Ne yazı kaldı, ne sözü.
Ne sözü kaldı, ne yüzü..
Utancını yitiriyor ve... ve biraz da arsız sanki.
Gecelerim gündüze dönmekte en az benim kadar kararsız.
En az benim kadar tutarsız..
Sus artık!
Sus yoksa gönlümün bir köşesine tekrar taht kurarsın.
Sahipsiz tahtın, mücevhersiz tacı.
Bu gece hiç olmadığım kadar sevgine muhtacım.
Karanlık gelsin de beni ışığından kurtarsın.
Kurtarsın, belki o zaman diner sancım.
Belki o zaman biter aşka olan inancım.
Tutunamadığım her dalın yaprağından özür dilerim.
Gün gelir, güneş doğar, ben giderim.
Bana ne kadar "seni istemiyorum" desen de,
Muhtaç olduğunda yine gözyaşını silerim.
Yokluğunun kokusuna zamanla da alışamadım.
Biraz menekşe kokuyor sanki.
Biraz gebeşçe.
Biraz sıkı olmuş olmalı ki düğümlerim,
Ne kadar çabalasam da ellerine ulaşamadım.
Ne kadar istesem de kokuna bulanamadım.
Sana kavuşamadım.
0 notes
Photo
Ben, en çok kendimden vazgeçtim.
Kendi sevgimden.
Kendi kalbimden.
Acımadan vurduğunuz hançerleri,
Kendi ellerimle daha derine ittim.
Sustum!
Çünkü konuşursam dayanamaz gözyaşlarım.
Duymaz beni kulaklarım.
Bağı çözülür dizlerimin
Ve yerden kalkamayacağımdan korkarım.
Korkarım karanlıkta kaybolmaktan.
Korkarım sensizlikten,
Sessizlikten.
Ufak bir çocuk gibi,
Ağlamak istiyorum en derinden.
Ciğerlerim parçalanana kadar bağırmak istiyorum.
Gözlerim kuruyana kadar ağlamak.
Kalbinden ufak bir parçada kalmak.
Korkma,
Ben sevdiğimin ahını almam.
Yaptıklarının hesabını sormam.
Ya güler, ya ağlar geçerim.
Kendi kaderimi seçemem.
Herkes gibi, ben de beşerim.
Amansız keşkelerde boğulurum
Ama ne devrilirim,
Ne de ses ederim.
Dinle!
Söylemek istediğim son bir kaç şey.
Gözlerinle gör,
Kulaklarınla değil.
Çünkü her duyduğuna inanırsan,
Sen de yanılırsın elbet.
Kalbinle sev,
Aklınla değil.
Sevgine mantığını karıştırırsan,
Sen de yanılırsın elbet.
Gözden uzak, kalbe yakın ol.
Ben olamadım, sen kendinden emin ol.
0 notes
Photo
Ağız durur, akıl durmaz.
Akıl durur, yürek susmaz.
Bir süre susarsın da,
Kaybolup gidersin yolun bulunmaz.
Tekrar anlatmaya başlarsın,
Kendi yolunu kendin çizersin, kavuşulmaz.
Ben, ağladığımı öksürüklerimle sakladım.
Onun gözlerinden başka gökyüzüne bakmadım.
Bakamadım.
Ve şimdi kül kokuyor kaburgalarım.
Yüreğimde binlerce yanık,
Sigara yanığı...
Ellerim isten simsiyah olmuş.
Ne yazık.
Ne yazık yüreğimi bahşettiğim kadın.
Ne yazık.
Yalnız senin yoluna döktüm yıldızlarımı.
Sende kavuşturdum, güneş ve ayı.
Senin yüzünle ilmek ilmek işledim semayı.
Senin yanında buldum ben,
Bir canımı bir de acıyı.
Sanırım kaybediyorum artık aklımı.
Zamanla kavga edeli çok oldu.
Senin yokluğunda anladım ben,
Bir ölümü bir de sabrımı.
Hırçın dalgalar omuzlayacak bedenimi cansız.
Korkuyorum sanki.
Anımsatıyor esen her rüzgar silüetini.
Ömrümden ömür gidiyor her hatırladığımda hislerini.
Aşkım biraz arsız, biraz da amansız.
Sana ne isimle sesleneyim ?
Çiçek misin, silah mı ?
Umarım sen de kaybedersin yıllarını,
Umarım, sen de çekersin bu derdin küreğini.
Bir kurşun daha atarsın feleğin çemberine.
Aşkım benden önce ölürse bil ki,
Mezarında karanfilim.
Aşkımdan önce ölürsem bil ki,
Toprağım sensin, mezar taşım sensin.
Ve ölümün buzdan ateşiyle yırtarım kefenimi.
Sızarım toprağın içinden oluk oluk,
Yeşertirim aşkımın ölmüş nefretini.
Belki sen de anlarsın bir yüreğin kıymetini.
Belki sen de hissedersin...
Umarım...
Hissedersin...
0 notes
Photo
Mutsuza kim bakacak?,
İki sigaram kaldı bu gece için maviş anne
İki muhabbet kuşum.
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim, biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol maviş anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da
birlikte gidelim maviş anne
Bana da kendi serüvenimden bir yer ayırt,
Şefkate söyle o da gelsin.
Özledim onu, o da gelsin saçlarıma dokunsun
Bilir misin, büyüler bile ninniyle büyür
Temiz kokan pazen gecelikler, şehriye çorbası...
Hepsi, hepsi ninniyle büyür.
Bilir misin maviş anne?
Ben çekildiğim her fotoğrafta
Defolu bir kelebek gibi çıkarım.
Mavi kareli gömleğiyle hatırladıkça babamı
Kırpıp kırpıp fotoğrafları, döküyorum başımdan aşağı
Sanırım ben assolist oldum maviş anne
Şimdi mutluyum
Geçmişini mi yok ettin kızım diye soran
Bir babadan kurtuluşumu kutluyorum
Babama söyle, o gelmesin maviş anne
Birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla,
Bir kırmızı battaniye,
onlara bir mutluluk çadırı yolla
sonra belki, ben de gelirim
Kuşlarımı da bırakayım gitsinler
Dışarıda ölürler mi sence
Postacı mektup bile getirmezse onlardan
Ben bir anne gibi ağlarım sonra
Bırakmayayım, gitmesinler bari maviş anne
Ölürler yazık dışarıda!
Onlar birer yıldız olursa
Biri mavi, biri yeşil
Ben onlara bakarım maviş anne.
Kalbimi de büyüttüm sonunda
Artık bazen gözlerime tırmanıp bakıyor sokağa
Kirpiklerime tutunuyor, o ince parmaklıklara
Öyle çok büyüdü yani, görsen şaşarsın.
Kalbim sanırım büyüyünce
Sokaklarda ağlayan biri olacak
Rezillik yani maviş anne!
Kalbim komik kaçacak
Kaçmaması için sen en iyisi kalbime de
Benim serüvenimden bir yer ayırt
Aman, mutsuz bir yer olmasın!
İki sigaram kaldı bu gece için
Yüzyıl yetecek çocukluğum,
İki muhabbet kuşum,
Biraz da ateşim var.
Dua ediyorum ateşe
Vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
Aman umutsuz bir yer olmasın!
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
Dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.
Ben ölürsem mutsuza iyi bak!
10.01
0 notes
Photo
O seni düşünmek yok mu Geceler dolusu seni düşünmek Sarılmak karanlıklara sen diye Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek O seni beklemek yok mu Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek O seni özlemek yok mu Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek Uzun uzun gözgöze gelmek seninle Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek O seni gizlemek yok mu Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek Seni saklamak içimde delice, divanece Öylece yaşamak seni, öylece sevmek Ve seni kaybetmek yok mu Bulduktan sonra seni kaybetmek İşte o beni yakan, yıkan, solduran Ses versem de duyamazsın artık Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan
0 notes
Photo
Ey ruhumun oğlu! Her yerde dalgalanıyorsun, Gece fırtınalarının dalgalarını Şafakla yatıştırıyorsun. Fakat acı günlerin köpüğü Bulanık ve ağır Fırlatıyor seni yeniden Gecelerimin diplerine... Sen, ruhumun Ardına kadar açık En gizli yerlerine Sevgiyle bekçilik ediyorsun; Koruyorsun onu Bütün saldırılara karşı. Ne zaman Bir an için gitmen gerekse Sıkıntılar Hızla yöneliyor içime. Fakat sen Karanlık eşikte Açarak beyaz, geniş kanatlarını Onu engelliyorsun. Bir şafak aydınlığıyla İyileştiriyorsun gecenin acılarını, Karşılıyorsun beni Sabahın dalgalarında. Beni ağır uykumdan kaldıran Şafağın parlaklığı değil Senin ellerinin dokunuşudur Yastığıma kadar ulaşan... Varsın herkes Senin burada olmadığını söylesin, Desinler ki Sen uzak bir ülkedesin; Ah, nasıl da aptallar, Haksızlar nasıl da! Ruhun benimledir Sen benimlesin; Onlar içinse Sadece bir gölgesin; Onlar, bir gölgeye sahipler. Uçup geliyor uzaktan Çevik kanatlarında rüzgarın Yakıcı parıltısıyla Senin her bakışın. Onunla ısınıyorum Ve sevinçle donanarak Topluyorum hasadını Aydınlık bakışlarının. Sen onları gecenin sessizliğinde Yıldızlar gibi saçıyorsun, Her yerde dalgalanıyorsun Ey ruhumun oğlu!
0 notes