#zorbalıkrejimi
Explore tagged Tumblr posts
seslimeram · 2 days ago
Text
Sesli Meram #505 - Yersiz Yurtsuz (07.04.2025)
Tumblr media
"Baskıcılığın, bildiğimiz anlamların tamamını kapsayan zorbalığın, dikte etmelerin artık bir istikamet dahilinde aralıksız var edilebildiği bir ülke gerçekliği söz konusu ediliyor. Her durumda hazır kıta bekletilen sözüm ona ülkenin demokrasisinin ayrışmaz parçaları diye anılan, bilahare iktidarın bu tablosundan da rahatsızlar denilerek bir biçimde sunulan kimi temsillerle / örnek çalışmalarla muhalifliğin de kökü kazılmaya çalışılıyor. Aleni bir biçimde Saraçhane’de verilen sesin paramparça edilebilmesi için de kullanışlı addedilen o kimilerinin refakatinde güncel eleştirinin de dibine kadar sınırlandırılması var ediliyor. Bir menzildeki hayatiyet ihtiva eden eleştirinin, haksızlıklara karşı müşterekleri savunma hali ve eylemselliğinin daha en başından toparlanması imkansız bir hale dönüştürülmesini var ediyor muktedir. Dokuz günlük ol tatil kavisinin / sürecinin ortasında peyderpey alına gelen kimi kararlar, sözcüden, baş efendiye kadar herkesin dilinden çıkagelen yönlendirip de bir hizada tutma mesajlarının salt günü kurtarmak adına değil, geleceği de biçemini bu sahada var etmek adına olduğu açığa düşer. Yaygın medyanın kendini maskaraya iyice ve açıktan bağladığı, hikayeden de olsa bir demokrasi istemini savunmayı çoktandır bir kenara terk ettiği düzlemde her şey fasit döngünün içinde boğuntuya konulur. Kaosun ta kendisi içinde bir ayrıştırma tahayyülünün varlığı kesintisizdir. Bildiğimiz ev, inandığımız tüm eleştirel değerler, uluslar üstü evrensel hakların yekunu çöp kılınabilen, yerlere çalınandır." sesli meram
podcast image credit: gösterilerden bir kesit-mart 24-ap photo-hüseyin aldemir-the globe and mail
0 notes
seslimeram · 10 days ago
Text
Sesli Meram #504 - Yersiz Yurtsuz (31.03.2025)
Tumblr media
"Baş efendinin ve birlikte hareket ettiği siyasal yapılar için en tehlikeli organizasyonlardan birisi olagelen faşizan aklın başının birlikte var ettiği / sürekli, tekrarladıkları organize bir suç kavramının ta kendisi misal o seremonilerde yansır. Bir biçimde itiraz hakkının elden tastamam çalınmasının yolunun malum zorun / işkencenin sokağa düşürüldüğü bir sahne ol Saraçhane sathında yedi gün boyunca biteviye her gece tekrarlanır. Her gün bir darbın, başka bir şiddet mefhumunun üstüne sabaha karşı gerçekleştirilen gözaltılar, ev baskınları ve bitimsiz kılınmış bir nefret simyasının ötekine yönlendirilmesiyle 2013 Gezi Direnişini anımsatan bir tahakküm sürekliliği var edilir. Bu defasında can alabilme halinin çeperine uzak kalınmış olsa da can çıkartmanın, insanların birbirine düşürmenin, iktidarın güdümü altında yargıyı bir sopaya dönüştürmenin, muhalifi ezmenin bambaşka tahayyülleri ardışık bir biçimde güncellenir. Yıllar geçiyor olsa da içte biriken nefreti ya bizimlesiniz ya da hiç kimselerin ikilemiyle buluşturan bir cenah eliyle memleket bir kere daha ayrıma tabi tutulur. Üniversite öğrencisi insanların arsız bir yargı ithamıyla, dinlemeye, anlamaya çaba dahi sarf etmeden topyekun hükümlerle boğuntuya getirilerek rehin edildiği bir günce var edilir. Dibine kadar çamura batmış bir ülke tahayyülünde geleceği şu anda, şimdi çalmaların devamlılığı sağlama alınır.
İddia olunan yüz milyarlarca liralık yağmaya dair tek bir doğru dürüst belgelemenin dahi var edilemediği, öne sürülmediği bir zeminde, iktidar pratiği olagelen esas meselin konuşulması halinin paralize edilmesi de devreye konulur. İletişim işleri başkanlığı nam, 1984 yazınındaki kurguya benzeş bir var bin yok, birisi doğru kalan her şeyi yalanlardan mülhem imal edilmiş senaryolarla memleket dümdüz olunur. Zaten tartışılacak ne vardır ki, suç meydandadır. Bugün suç isnat edilir, yarın her şey unutturulup, keşke bize gelseydi de müzakere etseydik şu süreci denilir. Bir gün provokasyon kokusu alıyoruz lafzı devreye girer, ötesi gün mandacılıktan medet umuyor Cumhuriyet halk partisi. Kah milletle araları açıktır buyrulur, daha yepyeni bir miting sonrasında toplanan kitleyle alay edebilmek için anında Baş efendinin büyük İstanbul mitinginin nüfusu örneklenir. Belirsiz bir karanlığın orta yerinde yürünürken, haktan, adaletten, hürriyetten bahsi açmanın halen mümkün olmadığını kanıtlayan bir devran bina olunur. Gösterileri provoke eden, ırkçı yazılamalardan, nefretin ta kendisini yeniden bir camiye saldırdılar mübalağası üstünden kurabilen cenahla, oy oranı 0 birden, 5’lere taşınan gençliğin umudu onlar diye bildirilen donanımlı kontra örgütü zaf-er nam çatıya nicesiyle ol toplumsal müşterek / hak arama mücadelesi / itiraz hakkı yerle bir edilir. Bir buna çalışılır." sesli meram
podcast image credit: çağlayan adliyesi önündeki adalet nöbetinden-mart 22-ap photo-emrah gürel-rts
0 notes
seslimeram · 16 days ago
Text
Sesli Meram #503 - Yersiz Yurtsuz (24.03.2025)
Tumblr media
"Bütünüyle bir devrandır sürüp gidiyor. Müştereklerimiz Gezi başkaldırısına yol veren ol tek adam erkinin sunduğu / bildirdiği bir sınırlandırma içerisinde hayatı da siyasetin tam da ortasında var edilenlerle ayrıştırmaya devam olunuyor. Bir sorgu imkansız kılınsın diye üç gün sosyal medya kısıtlanırken, sokaklarda birbirilerini bulan insanlar bir kere daha ayrışabilsinler diye teröristlerle aranıza mesafe koyun mesajları çıka geliyor. Hatta dün gece (22/23 Mart) Ankara’da nihayetinde Kürd oylarının belirleyiciliği ile seçilmiş olagelen bir başka temsilin, sözüm ona aşağılama çabasındaki gibi açık / bariz ırkçılıkla, nefrete su verilir. Bu hallerle bunca yaşanmış badireye / kötü sınamaya karşın Cumhuriyet Halk Partisinin nihayet bir kitle partisi olabilmesinin de önü bir kere daha giz / sır kılınmadan var edilmek istenir. Ak Partinin durumu, İyi Parti denilenin mefhumu ve kapsayıcılığı, Zafer nam kımıl zararlısı olabilecek kalibredeki açık faşistlerin halleri ortadayken sıradan insanların umutlarını bir kere daha çarçur etmek bunca kolay mıdır? Tümüyle nobran, bir örnek kılınmış sağa bulanmış, milliyetçiliğini ırkçılıkla bütünlemiş, şiddet ve şiddetten ötesi işkenceyle / zorla / dayatmalarla bir memleket dönüştürülürken o yerde hayata dair bahis açılabilir mi? Bu satırlar yazıldığı vakit, Saraçhane’de insanlar bir başlarına konulurken, atılan gazlar, fişeklerle, tazyikli suyla imtihan olunurken iktidarcılık oyunu / iktidarın tek seferde var ettiği pejmürde ayrımcılık tuzaklarından ne ara vazgeçilecektir. Sıradan insanların haklarının teslimiyeti her ne zaman söz konusu olacaktır. Bu nasıl bir demokrasidir, partilerden bağımsız, siyasetten öte hakiki bir biçimde nasıl bir yaşam tahayyülüdür. Eksik gedikleri çok olsa da bir biçimde birbirlerini sahiden duyabilen bir ülkenin temellerinin atılmasının önüne daha kaç set çekilecektir. Kaç sınama sonrasında bir ülkenin yaşamla, siyasetle, hakla, hukukla yolu nihayetinde ol karanlığın gölgesinin değmeyeceği, sıradanın kılınacağı bir düzlem var edilecekti sahi ama sahiden? Yolunuz nereyedir… Sözünüz nereyedir… Hakkınız nereyedir…" sesli meram
podcast image credit: hangar bicocca:::july pastorello:::flick:r
0 notes
seslimeram · 23 days ago
Text
Sesli Meram #502 - Yersiz Yurtsuz (17.03.2025)
Tumblr media
"Bitimsiz, kesintisiz bir çürümenin her neresindeyiz bunu bilebilmek için salt sınırın ötesi, burnumuzun ucundaki Suriye’nin yenisinde var edilen cerahate her nasıl arka çıkıldığını görmek de bir ilave olabilir pekala. Devletli erkanının bir hamle sonrası alelacele Suriye topraklarında görünür olduğu, şu anki El Kaide eskisi yönetim bir hamle etse bunun her nasıl var edildiğini anlık sorgulayan, SDG gibi Kuzey Suriye topraklarındaki yaşamların savunma hattının var ettiği bir ön anlaşmanın ardından çıkagelenler dahi bütünüyle cürüm eksen menzilin, her nereleri önemsediğini bildirir. Hayattaki varlıklarına tahammül etmeyi dahi akıllarına getiremedikleri insanların birlikte bir mücadeleyle on dört yıldır bir biçimde cihatçı çetelere / düzen kurma heveslilerine karşı, kötülüğün bizatihi fonlayıcısı olagelen bir memlekete rağmen hakikatten mevzu açılmasın istenir. Colani / El Şara gibi, Türkiye devletinin güdümünde kalakalan bir temsilin elinde uzlaşma halinin kalıcılığının her ne olacağı muamma kalsa da Kürd, Ezidi, Süryani, Kıpti, Arap Ortodoks Hristiyanlar, Ermeniler ve Aleviler için de bir çıkışın / yaşamda var olma ihtimali düşünülebilir. Ta ki bir sonraki müdahaleye kadar var edilecek bir açmazlar silsilesi söz konusudur." sesli meram
podcast image credit: sans titre:::francesca woodman:::lo sguardo di orlando
0 notes
seslimeram · 30 days ago
Text
Sesli Meram #501 - Yersiz Yurtsuz (11.03.2025)
Tumblr media
"Barışma tahayyülünün bıçak sırtı konulduğu bir zeminde hakikate sıra ne zaman gelecek mefhumunun boşa düşürüldüğü bir zeminde huzur ve güven içerisinde müreffeh günlerin masalı sahiden de boş laf değil midir? Kırk sekiz senedir aşağı yukarı hemen hemen her bir parametresi onlarca insanın canına mal olmuş, bazen düşük yoğunluklu savaş kimi hal ve gidişatta kelimenin tam anlamıyla tehcir ve kırıma evrilmiş olagelen düşmanlara karşı mücadele tahayyülünün sonu gelmiş midir? Kimdi misal ol düşman hiç sorgulanabildi mi bu sahnede? Zor ve oldukça engebeli bir zeminde hiçbir şeyin garantisinin en başta da hiç ama hiçbir insanın canının ehemmiyetinin / değerinin bildirilmediği bir zeminde barışmak nasıl söz konusu edilecektir, nerede, ne zaman? Masaları devirmekte, müjdeler verilirken bir yandan sınırları daha da belirgin bir mahvetme retoriği üstünde çalışmakta, hiç olmadı sözünü savunanları tutsak ettiği harcanmış olagelen onca barış müzakereleri / süreçler vb. varken nasıl bir istikamet sanrılarından arınmış, normal bir tek iyi günü var edecektir ki. Düşünüyor musunuz?" sesli meram
podcast image credit: monument:::nicolas maffre:::art generation
1 note · View note
seslimeram · 1 month ago
Text
Sesli Meram #499 - Yersiz Yurtsuz (24.02.2025)
Tumblr media
"Yaşadığımız çağın, içinde kalakaldığımız ülkenin gerçekliğinde de her günü apayrı derdest eden, tarumar ettiği hayatı doğrudan hedef almalara doymayan bir kurgunun ta kendisi var edilir. Direnişleri (illa silaha hacet olmadan) ezmenin yolları aranır. Haktır, hukuktur, demokrasidir, hürriyettir denilirken kimilerinin daha çok sevildiği / kayrılıp durduğu bir zemin gerçekliği Türkiye gibi bir coğrafyanın her gününe, dünyanın epey hallice bir kısmının da akışında epeyce yer alır. Mahvetmeyi bir politik duruş olaraktan var eden akımların elinde çürüme kesintisiz kılınır. Zamanın yıpratıcılığı gibi siyasetin de pejmürde kanallarından çıkagelen danışıklı dövüşler, sıradana karşıtlığın güncelliği ile bir ve beraberce imal edilenler o darboğazları, sıkboğaz etme hallerini kesintisiz kılar. Artık başka bir boyutun, boyunduruklar sarmalının dijital olasılıklarla denetim, gözetim ve nihai tahakkümün esareti var ediliyor. Haktan, hukuktan, adilane bir ülkede, eşitlikten ve lafta değil hakikaten bir ülkede hürriyetten dem vurabilmenin imkansıza koşulmasına tanık yazılıyor insanlar. Misak Manuşyan ve yoldaşlarının var edebildiği cerahat karşısındaki tutum, kötülüğün benmerkezci, her şeyi kendilerine yontan, tahakküme esareti dahi pazarlama heveslilerinin suna geldiği o tozpembe hallerin kıyısındaki hayat memat mücadelesini bildirir. Enternasyonalist, herkesin birbirini duyabildiği, iş işten geçip gitmeden yarasını sarabildiği, yetebildiği, devletin kirli / kanlı / kapkaranlık sureti temsililerinin değmediği / varmadığı bir eşik / eşitlik mücadelesi bugünlerde de halen en büyük sorumluluğudur insanlığın. Geleceğe dair un ufak edilmiş hayallerimizin, yerle bir olunan hayatlarımızın, her gün bir başka canımıza dokunan katran karanlığının kıyısında insan olmanın erdemi, yalnız ve doğruca hakikati arayabilme çabasıdır. Koşullar, karşılığı her ne olursa olsun, yalnızca hakikat. 21 Şubat 1944’ten bu yana daima… Manuşyan ve yirmi üç yoldaşının anısına saygıyla…" sesli meram
podcast image credit: vous etes ici:::affiche:::dugudus
1 note · View note
seslimeram · 2 months ago
Text
Sesli Meram #498 - Yersiz Yurtsuz (17.02.2025)
Tumblr media
"DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit İlke TV’ye konuşur: “Polisin biri bana milletvekili olduğum halde teröristsin diyor, vekil olamazsın diyor.” Bu kadar hazin bir sureti temsil içinde, her şeyin birbirine geçtiği bırakalım hukuki normları, ahlaki moral değerleri, müştereklerimizi insan olma gereklerinin dahi bir kenara terk edildiği zeminde ol kayyım darbeleri bu ülkeye ne kazandıracaktır? Tümüyle belirgin bir suretle aralıksız bir halde Kürd seçmenlerin, tüm diğer halklarla birlikte var ettiği imece yönetimlerin ortak akla çıkagelen pratiklerinin, doğrudan devletin gölgesinin değmediği yerlerde var edilmeye çabalanan yeni bir yol çabasının dahasının nicesinin ortasında bu kaçıncı seçim, bu kaçıncı hak gasbının devamıdır, daha nereye kadar? Patavatsız bir biçimde memurun, üstünü dinlemediği dilediğine terörist diyebiliyorken şansını bir de vekilde denediği nasılsa bir şey olmazlar ülkesinde kimle nasıl bir barışa varılacaktır? Onca zamandır ortaya serilen irade, bir asrı aşkındır sürdürülen mücadele, demokrasinin suna geldiği tüm imkanları birlikte / ortak bir gelecek tahayyülü için taşın altına elini koymaya devam diyen insanlara reva görülenlerle Türk’e de bir ülke kalır mı? Sandık illüzyonunun, hemen her defasında düz ovada siyaset yapsınlar, politika üretsinler, buraya seslensinler denilen insanları dört duvar arasına sıkıştırmanın bir sonu gelecek midir? Terörist tanımı yakıştırmasının kadük hali bir yana, daha bir gün önce koca bir ilin belediye yerleşkesine yapılan sabaha karşı baskında ortaya çıkan “şiddet” gözü dönmüşlük ile Türkiye’de sulh adına hiçbir zeminin var edilemeyeceğini işaret ederken yol nereyedir? Balans ayar dönemleri, eski devlet adetleri gerilerde kaldı denilirken bizatihi o katran karanlığın tıpkı basımını yeniden eyleyen bir temsil ile yarın ne getirecektir, bütünü darmaduman etmekten gayri. Bir evi yaşatmaktan özellikle imtina edilen düzlemde kime ne kalacaktır, kim ne alacaktır acıdan, elem ve zulümden gayri, sorguluyor musunuz? Sessizliği aşacak, bir kez olsun itiraz edebilecek cüreti bütünleştirecek misiniz? Seslendirilen imdadı görüyor musunuz? Yetmedi mi…" sesli meram
podcast image credit: view of “sarkis: endless” 2023–24:::photo::::hadiye cangökçe:::artforum
0 notes
seslimeram · 2 months ago
Text
Sesli Meram #497 - Yersiz Yurtsuz (10.02.2025)
Tumblr media
"Çürümenin kalıcılaştırıldığı, değme yok etmeler ile ilerleyen bir tahakküm nesnelliğinin refakatinde bir ülke cürmün sahası kılınıyor. Biteviye anlaşılır kılınması bir yana, hemen her şekilde anlamsızlığın atbaşı gittiği bir cendere var ediliyor. Kürd Sorunundan başlayıp topraklarında yaşayan tüm diğer halkların haklarının tırpanlanmasından, ezber edilip belli bir kanona göre düzenlenmiş nefret hiyerarşisinden sıradan olanlar payına düşeni alıyor iş bu sahada. Müşterek bir yaşam idesinin muhafazasını değil korumak, düşünmenin olasılıksız addedildiği bir zeminde çürüme her anı kuşatır. Yıkıcılıktan ötesini var etmeye tenezzül etmeyen, soluk alınan her günü kapkaranlık kılan, çöktükçe daha da baskı arttırma yolunu tercih edenler elinde memleketin ev olmaktan alıkonulması kesintisiz hale dönüştürülür. Biteviye ev olmaktan alıkonulan bir sahnede hayata yer kalmaz. Anlamının zayi edildiği zeminde, bütün bu kırım halleri, her güne içkin şu satırlara sığmayan nice vaka, psikolojik ve fiziki şiddetle, cürümle, o ev yine yeniden bir memleket olma istemini zayi eder, edecektir. Bunca açıktan anlaşılmaz hallere rehineliğin ortasında hakikatten bahis ne zaman açılacaktır, geleceğinin çalınmasına dur ne zaman denilecektir? Yinelenen her şiddet, tehdit ve tahakkümle birlikte hayatın dar edilmesi nereye kadardır, daha ne kadar?" sesli meram
podcast image credit: günler ekleyelim mi:::özge akdeniz:::24saat
0 notes
seslimeram · 2 months ago
Text
Sesli Meram #496 - Yersiz Yurtsuz (03.02.2025)
Tumblr media
"Tahakküm biçimini yeniden kazanırken, dün öyle denilene bugün bambaşka bir bakışımla birlikte inkarla karşılanırken, bir asrı aşkın zamandır sunulagelen her hamlede yok etmeyi ve sınırlandırmayı öne çekerken bir devletli makamı, terör lafzını işine geldiği gibi yontan ve yöneten bir akla karşı sahici ve sıradan insanların hakkını arayan bir tahayyüle ne çok ihtiyaç vardır. Çekincelerin, ön yargıların, bitimsiz bir savaş dilinin karşısında hemen her koşulda istisnasız halklar için barışı savunagelen bir yapının, onlarla birlikte bu toprakları kapsayan kalıcı bir barışma ihtimalini arzu eden sıradan insanların ortaklaşa bir barışa hal ve çağrıyı yinelemesinin neden elzem olduğu yaşadığımız güncellikte kendiliğinden ortaya serilir. Her şeyi ezip biçen, her anı zorla, tahakkümle alt etmeye çaba sarf eden, hiç ama hiçbir itirazı resen dahi olsa kabul etmeyen bir iktidarcılık / devletçilik karşısında hiç değilse bu kadar elzem olagelen barışın mücadelesi ortaklaşa var edilebilecek bir meselin ta kendisidir. Barış, salt ve sadece Kürd halkının değil dolaylı / direkt olarak Ezidi, Alevi, Arabın, Mıhelleminin, her ne kadar kaldıysa Süryani, Ermeni ve Kıptinin de meselesidir. Türklüğü bir üst kimlik kılarken, bunca çok farklı sesin, inancın, hayatın da meselesi olduğu bugün çok daha açıktır. Kaybedilecek bir yüzyıl daha yoksa şayet. Kaybedilecek ve o güdümlü silah sanayinin eli kanlı baronlarını mutlu etmeye teşne binlerce can kalmadıysa şayet bir kere daha uzun soluklu bir mücadele hattıdır, barışabilmek. Bunca tahakkümün göndere çekildiği, hiçbir yaranın bir yirmi dört saat kadar dahi konuşulmadığı zeminde hakikatten bahis açılabilecek ise en önce temellendirilmesi elzem olandır, barış-barışmak. Büsbütün hayal kırıklıklarına rehin kalmamak için, tek bir gün açık ve rahatça soluk alabilmek için, korkusuz, hür ve eşit bir ülkeye varabilmek için elzem olandır barış-barışmak; düşünür müsünüz?" sesli meram
podcast image credit: festa kobane:::ozan köse:::afp:::dr.dk
0 notes