#yenidoğan bebek aşısı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Çocuğunuzun ilk aşısı anne sütüdür Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binasında 1-7 Ekim Emzirme Haftası dolayısıyla etkinlik düzenlendi.
SEAH Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Hizmet Binasında düzenlenen Emzirme Haftası etkinlikleri çerçevesinde hastane içerisinde stantlar kuruldu. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte çocukların hayata sağlıklı şekilde başlaması için en etkili yollardan biri olan emzirmenin önemine bir kez daha dikkat çekildi. Anne sütünün önemine yönelik farkındalık oluşturan etkinlikte Gebe Okulunda hizmet alan hamile ve emziren anneler ile Lohusa Cerrahi Servisinde bulunan hasta refakatçilerine eğitimler verildi. Etkinlikler kapsamında polikliniklerde de emzirme stantları kurularak vatandaşlar bilgilendirildi.
Etkinliğe katılan İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Selim Tunalı Çokluk, bebeklerin doğumu izleyen ilk saat içinde emzirilmeye başlanması ve ilk 6 ay boyunca sırf anne sütü ile beslenmelerinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Sağlık Bakanlığı’nın annelere tavsiyesi olduğu dile getirdi. İlk 6 ay boyunca ek besin verilmeden sadece emzirilen bebeklerde birçok hastalığın gelişmesinin ve yetersiz beslenmenin önüne geçildiği belirten Çokluk, emzirmenin aynı zamanda çocuğun ilk aşısı sayıldığı hatırlatılırken, anne sütünden bebeğin sistemine önemli antikorların geçerek hastalıklara karşı direncini yükselttiği ifade etti.
SEAH Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Sorumlusu Uzm. Dr. Hatice Sıçramaz da anne sütünün önemine vurgu yaparak “Bu yıl emzirme haftasının kurumumuz bünyesinde artı bir önemi daha bulunmakta. Emzirme haftasında ‘Bebek Dostu Hastane’ olan kurumumuz ‘Anne Dostu Hastane’ olma unvanını da almış oldu. Sağlık Bakanlığı Anne Dostu Hastane Değerlendirme ekibi Opr. Dr. Ömer Doğukan Saraç, Uzm. Dr. Rukiye Çakıroğlu, Ebe Nihan Özdemir, Ebe Berent Arman ve Uzman Halide Varol’un katılımı ile değerlendirme süreci değerlendirilerek tamamlandı. İlimizde Anne Dostu Hastane unvanına sahip ilk sağlık tesisimiz Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldu. Büyük özveriler ile hizmet eden kurumumuz Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ek hizmet binası değerli sağlık profesyonellerini tebrik ediyoruz.” diye konuştu. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/cocugunuzun-ilk-asisi-anne-sutudur-9534.html
#annesütü #anne #emzirme #bebek #baby #annesütükolye #annesutukolye #emzirenanneler #takip #siparis #annelergünü #sipariş #annesutu #annelergunu #annesütükolyesi #siparisalinir #hediye #bebeksağlığı #baba #yenidoğan #begen #ekgıda #izmitemzirmehemşiresi #emzirmedoğası #mutluluk #annebebek #bebekalışverişi #bursa #hamileanneler #beğen
0 notes
Text
Yenidoğan Bebek İlk Aşısı Ne Zaman Yapılır?
Hamilelik dönemi içerisinde çocuğunun doğumunu dört gözle bekleyen ebeveynler yenidoğan bebeklerinin aşı takvimi hakkında bilgi sahibi olmak istiyor. Henüz ilk çocuğu olan ebeveynler için bu konu oldukça önemli olduğundan merak içerisinde cevabı aranıyor. Bizde sizlere bu sorunun yanıtını vermek için konu başlığımıza göre içeriğimizi hazırladık.
Aşı yöntemi uygulanarak yenidoğan bebeğinin bağışıklık düzeni, hastalığın mikroplarına ynöelik savunmalar geliştirmeye başlar. Aşı yapılmasıyla beraber hastalığın virüsü bebeğinin vücuduna girmesi halinde bebeğin bu virüsü küçücük bedeniyle bozguna uğratabilecek bir güç elde etmiş olur. Fakat hiçbir aşı tam anlamıyla koruma vermez, bunu bilmeniz gerekir.
Bebeğini mikroplara hazır duruma getirmesinin dışında aşılar son derece güvenlidirler. Aşı olan bebeklerin vücudunda kısa zamanlı ve ufak etkiler ortaya çıkar. Bunun yanı sıra bebeğine bir zarar gelmez.
Fakat yine de küçücük bebeğine aşı yaptırma konusunda tedirginliklerinin olabileceğini bilmelisiniz. Aşı yaptırmanın gerekli olduğunu bildiğin gibi, yan etkilerine yönelik de birçok şey kulağınıza gelmiş olabilir. Aklındaki sorulara yanıt bulmak adına, faydalarının dışında devede kulak kalan bu bebeklerde aşının yan etkilerinden söz edelim.
Aşının uygulandığı yerde aşı sonrası şişlik ve kızarıklık meydana gelebilir.
Bebeğinde kısa zamanda düzelen ateş yükselmesi ortaya çıkar.
Son olarak, bebeklerde aşı ardında huzursuzluk belirginleşir.
Fakat bu etkilerin bir soruna işaret ettiğini bilmek bebeğinde aşı sonrası ateşin düşmemesi, bebeğinin aşırı düzeyde huzursuz ve sürekli uyumayı isteyen bir durumu gözlemlenebilir. Böyle bir olayla karşılaştığınızda doktorunla konuşmanızı tavsiye ederiz.
Aşı Takvimi
Şimdi konu başlığında da olduğu gibi ay ay bebek aşı takviminde;
İlk Ay Aşısı
Hepatit B hastalığı; iştahın olmaması, kusma, sarılık ve eklem yerlerinde ağrılara neden olan bir hastalıktır.
Bebeğini bu etkilerden korunması adına, birinci ayında 2 doz Hepatit B aşısı uygulanır. Bebeklerde hepatit B aşısı yapılmasının uygun dönemi; doğumun ardından ilk dozun, hemen sonra birinci ay içinde ikinci dozun uygulanmasıdır.
İkinci Ay Aşısı
Bu ay bebeğinin aşı takvimi biraz yoğun bir süreçten geçecektir. 2 aylık bebeğe uygulanan aşılar Karma, Verem, Pnömokok ve Rotavirus ten oluşur.
Karma aşıdan ifade edilen, difteri, tetanoz, boğmaca ve hib hastalıklarına yönelik bağışıklık oluşturan bir aşıdır. DaPT- IPA-Hib ismiyle Sağlık Bakanlığı aşı takviminde yer edinir.
Dördüncü Ay Aşısı
Eğer bebeğin iki aylık olduğunda, DaPT- IPA-Hib, Pnömokok ve Rotavirus aşıları yapıldıysa, bu ay ikinci dozunu yaptırmalısın.
Eğer ishal aşısı da olarak ifade edilen Rotavirus aşına üçüncü ayda başladıysan bu ay yaptırmanıza gerek olmaz.
Altıncı Ay Aşısı
Hepatit B aşısı 3 doz şeklinde uygulanır. Üçüncü doz 6 ve 18 ay içinde yapılır. Sağlık Bakanlığı’nın bebek aşı takviminde altıncı ay içinde olması gereken aşılar arasında yer verilmiştir. 3.ve 4. ayda yaptırılan DaPT- IPA-Hib aşılarının 3. dozu yine bu ay içinde yapılması gerekir.
Yenidoğan Bebek İlk Aşısı Ne Zaman Yapılır?
1 note
·
View note
Text
Koronavirüs Aşısı Nedeniyle Simsiyah Gözlü Doğduğu Sanılan Bebek Videosu
Koronavirüs Aşısı Nedeniyle Simsiyah Gözlü Doğduğu Sanılan Bebek Videosu
Videodaki Bebeğin Gözünün Simsiyah Olmasına Anne ve Babasının Koronavirüs Aşısı Olmasının Yol Açtığı İddiası Doğru Değil Ebeveynlerinin koronavirüs aşısı olmasının etkisiyle bir yenidoğan bebeğin gözünün tamamen siyaha büründüğü ve sağlığının bozulduğu yönündeki asılsız iddiayla sosyal medyada bir videonun paylaşıldığı görülüyor. Yasin Aslan: “Korona Aşısnın, Simsiyah Gözlü ‘İnsanüstü’…
View On WordPress
0 notes
Text
COVID-19 Hakkında Hamilelerin Bilmesi Gerekenler
Kadın Hastalıkları,Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Deniz Ulaş konu hakkında önemli bilgiler verdi.
2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinden başlayan ve tüm dünyaya yayılarak pandemiye neden olan COVID-19’un nedeni SARS (Severe Acute Respiratory Syndrome) virüsüdür. SARS virüsü soğuk algınlığına neden olan MERS, HCoV 229, NL63 gibi koronavirus ailesindendir. COVID-19’a neden olan bu virüse “SARS-CoV-2” veya “Yeni koronavirüs” de denmektedir.
Hamilelikte COVID-19’un gebelik üzerine, doğum üzerine etkisi ve COVID-19’dan korunma yolları ise şöyle;
COVID-19 Nedir? SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu enfeksiyona COVID-19 denir. Soğuk algınlığına neden olan diğer virüslerden tek farkı bulaşıcılığının ve öldürücülüğünün daha yüksek olmasıdır.Ama yine de öldürücülüğü daha önce salgınlara neden olan diğer koronavirüslerden (MERS-CoV, SARS-CoV) daha düşüktür. Yeni koronavirusun öldürücülüğü %3-4 iken, SARS-CoV’un %10, MERS-CoV’un %37’dir.Bugüne kadar (06-04-2010) tüm dünyada toplam 69000 kişi COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti. İtalya ve İspanya en yüksek ölüm sayısına sahipken, Türkiye’de COVID-19’dan ölüm sayısı 574’tür.
Doç. Dr. Deniz Ulaş
COVID-19 Belirtileri Nelerdir? COVID-19 belirtileri arasında ateş, kuru öksürük, boğaz ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, kas ağrısı gibi üst solunum yolu enfeksiyon belirtileridir.En sık görülen belirti ateştir. Hastaneye yatırılan hastaların %90’ında ateş vardır. Ancak %10 hastada ateş olmayabileceği de unutulmamalıdır.Öksürük de en sık görülen belirtilerden biridir. COVID-19 pozitif hastaların %70’inde öksürük vardır.Ağır vakalarda böbrek yetmezliği, ishal, nefes alamama belirtileri olabilir. Ama unutulmamalıdır ki COVID-19 hiçbir belirti vermeyebilir.Ancak COVID-19 belirtileri olmadan da hastanın virüsü taşıyor olabileceği unutulmamalıdır.COVID-19 nasıl bulaşır ? Kimler risk altında ? tüm bilgiler için drdenizulascom sitesinde yer almaktadır.
COVID 19 Gebelikte Nasıl Seyreder? Koronavirüslü hamile kadın sayısı çok az olduğu için COVID-19’un gebelikteki seyri ile ilgili net bir bilgi henüz yoktur. Ancak aynı aileden olan SARS ve MERS enfeksiyonlarının gebelikte daha ağır geçtiği çalışmalarda gösterilmiştir.Bu açıdan bakıldığında yeni koronavirüs enfeksiyonunun gebelikte daha ağır geçebileceği tahmin edilmektedir. Ancak bu konu ile ilgili daha doğru bilgi verebilmek için vaka sayısının artması gerekmektedir.
Hamilelikte Yeni Koronavirüs Bebeğe Bulaşır mı? Koronalı gebe vakası çok az olduğu için bu konu ile de ilgili net bilgi yoktur. Ama anneden bebeğe plasental yolla anne karnında bulaşması pek mümkün görünmemektedir.Çin’de yapılan çalışmalarda COVID-19 pozitif gebelerin amnion sıvısından, kordon kanından, yenidoğan bebeğin boğazından ve anne sütünden alınan örneklerde koronavirüs tespit edilememiştir.
Koronovirüsün Bebek Üzerine Etkisi Var mı? Şimdilik koronavirüsün bebeğin gelişimi üzerine olumsuz etkisi olduğunu gösteren veri yoktur. Ancak vaka sayısı az olduğu için bu konuda emin olmak zordur.Bazı yayınlarda erken doğum, düşük, bebekte gelişme geriliği veya fetal distresse neden olduğu belirtilse de kesin bilgi için henüz yeterli data yoktur.
Yeni Koronovirüs Enfeksiyonu Doğum Şeklini Etkiler mi? Hayır. Koronavirüs enfeksiyonu doğum şeklini etkilemez. Sezaryen eğer tıbbi olarak ihtiyaç varsa yapılmalıdır. Ayrıca normal doğum sırasında vajinal salgılarla bebeğe bulaşma olmadığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.Şimdiye kadar COVID-19’lu 32 gebe literatürde bildirilmiştir. 32 hastanın 15’inde (%47) erken doğum görülmüştür. 32 COVID-19 pozitif gebenin 27’si sezaryenle, 2’si vajinal yolla doğum yapmıştır.
Koronovirüslü Bir Anne Bebeğini Emzirebilir mi? Şu anda virüsün anne sütü ile bebeğe geçtiğine dair kanıt yoktur. Anneden bebeğe bulaşırsa yakın temas sonucu damlacık yoluyla bulaşabileceği düşünülmektedir.Ancak kar zarar oranına bakıldığında; anne sütünün bebeğe faydası koronavirüsün bebeğe bulaşma riskinden daha fazla olduğu için, COVID-19’lu bir annenin bebeğini emzirmeye devam etmesi önerilmektedir.Çok şiddetli hastalık durumunda belki emzirme kesilebilir. Ama bu durumda da süt pompalarıyla sütün sağılıp bebeğe anne sütünün verilmesi tavsiye edilmektedir.
Ancak emzirme sırasında aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir;
Emzirmeden önce mutlaka elinizi yıkayın
Maske kullanın
Emzirme pompası kullanılıyorsa pompalar uygun şekilde temizlenmiş olmalı
Gebelikte COVID-19 Tedavisi Nasıl Yapılır? Hastalığın henüz kesin tedavisi yoktur, ancak remdesivir, hidroksiklorakin, lopinavir-ritonavir gibi ilaçların COVID-19 tedavisinde etkili olup olmadığı ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.Ülkemizde sağlık bakanlığı COVID-19 tedavisi için bir algoritma yayınladı. Bu algoritmaya göre hidroksiklorokin ve lopinavir/ritonavir tedavisinin COVID-19 tedavisinde kullanılması önerilmektedir.COVID-19 tanısı almış gebelerin tedavisi gebe olmayanlarla aynıdır. Sadece COVID-19 pozitif hamilelerin takip ve tedavisinin, gerekiyorsa doğumunun 3. Basamak hastanelerde yapılması gerekir. Hastanede perinatolog, yeni doğan uzmanı, yoğun bakım uzmanı, enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve doğum anestezisti de bulunmalıdır.Takip ve tedavinin negatif basınçlı izolasyon odalarında yapılması önerilmektedir. Gebede COVID-19 tedavisi; enfeksiyonun kontrol altına alınması, oksijen tedavisi, fazla sıvı yüklenmesinden kaçınılması, ampirik antibiyotikler, bebeğin kalp seslerinin ve sancının takip edilmesi, gerekirse mekanik ventilasyon ve doğum zamanlamasının doğru yapılmasını kapsamaktadır.Akciğer tomografisi normalde gebelikte çekilmez ama COVID-19 şüphesi varsa tomografinin çekilebileceği önerilmektedir.
COVID-19 Aşısı Var mı? Henüz koronavirüse karşı geliştirilmiş COVID-19’dan koruyan bir aşı yoktur. COVID-19 aşısının geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Önümüzdeki aylarda aşının çıkması beklenmektedir.
source https://saglik.kocaali.com/covid-19-hakkinda-hamilelerin-bilmesi-gerekenler/
0 notes
Text
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
https://bilmisler.com/anne-sutu-ve-emzirme-egitim-rehberi/
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne sütü, yeni doğmuş bebeklerin gereksinimi olan tüm besinleri ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
Genel olarak D ve K vitamini dışında anne sütünde bulunan vitaminlerin çoğu, istenilen düzeyde bulunmaktadır.
Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bütün bebeklerin en üst düzeyde büyüme gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.
Her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Örneğin erken doğan bebeklerin annelerinin sütleri, erken doğan bebekler için uygun özellikler içerir.
Anne sütü ile beslenme insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an-ı Kerim’de bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre dünyada tüm Sağlık Bakanlıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az iki yıla kadar uzatılması önerilmektedir.
Anne sütü bebeğin ihtiyacı olan besin değerine sahip ve içinde yeterli miktarda su bulunduğu için, tıbben gerekli görülmediği takdirde ilk 6 ay bebeklere anne sütünden başka su dahil hiçbir yiyecek ve içecek verilmemelidir. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır.
Bebeklerin ilk aşısı, anne sütüdür.
Bir annenin, bebeğine vereceği en büyük hediye, anne sütüdür.
Anne Sütünün Faydaları;
•Anne sütü, kolay sindirilir ve bebeğin beslenmesi için ideal bir besindir.
•Anne sütü, doğal ve taze bir besin olup daima hazırdır ve ekonomiktir.
•Anne sütü ile beslenen bebekler, diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
•Anne sütü ve doğumdan sonra gelen kolostrum (ilk sarı süt) bebek için çok önemlidir, bebeği hastalıklara karşı korur, bebeğin ilk aşısıdır.
•Anne sütü, bağışıklık sisteminin bileşenlerini içerir ve bebeği alerjenlere karşı korur.
•Anne sütü alan bebekler, bebeklik döneminden sonra da daha az hasta olurlar.
•Anne sütü, bebekleri karın ağrısından, ishalden ve kabızlıktan korur.
•Anne sütü alan bebekler, insuline bağımlı diyabetten ve obeziteden (şişmanlık) korunmuş olur.
•İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.
•Anne sütü, bebek ve anne arasında özel bir bağ kurulmasını sağlar ve bu özel sevgi de kişilik gelişiminde önemli rol oynar.
•Beyin ve sinir dokusu gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri anne sütünde, inek sütüne göre daha fazladır.
•Emziren annelerde meme kanseri, over (yumurtalık) kanseri, osteoporoz (kemik erimesi) ve anemi (kansızlık) daha az görülür.
Emzirme sırasında salgılanan hormonlar annenin depresyona girmesini engeller.
Anne sütü oluşumu
Memede süt yapımını sağlayan madde, emziren annenin beyninden salgılanan prolaktin hormonudur. Prolaktin salgısı bazı annelerde doğumdan hemen sonra bazı annelerde ise 3-4 gün içerisinde artmaya başlar.
Bebeğin meme ucunu emmeye başlamasıyla veya süt sağılması için meme ucuna uyarı verilmesiyle birlikte beyine uyarı gider. Kan damarları ise memede süt yapımı için gerekli maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler süt ile dolar.
Bebek emerken meme başındaki sinirlerden başka uyarılar da çıkar. Annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı diğer bir hormon salgılanır. Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan deliklerden süt dışarı akmaya başlar. Bu işlemleri her iki meme aynı anda yapar.
Bebek emmeye başladığında ilk önce meme başının hemen arkasındaki süt havuzunda birikimli olan anne sütünü emer. Bu süt çabuk tükenir. Bu sebeple bebeğin kuvvetli ve etkin emmesi ve meme ucunu tamamıyla kavraması her iki hormonu uyararak süt yapımının arttırılması gerekir.
Emzirmede önce karbonhidrattan zengin ön süt gelir. Emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelir. Bu sebeple her öğünde bir memenin bebek tokluk hissedip kendiliğinden ayrılana kadar emzirilmesi önerilir. Son süt, yağdan zengin olduğu için bebeğin tokluk hissetmesini ve bebeğin kilo almasını sağlar.
Anne Sütünün Rengi
İlk gelen süt sarımtırak renktedir. Daha sonra gelen süt, beyaz ve inek sütüne göre daha sulu kıvamdadır. Bazen rengi mavimsi olabilir. Bebek büyüdükçe bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sütün rengi değişir.
Emzirme Süresi
Bebeğin emme süresinde belli bir sınırlama yoktur.
Anne sütünün artması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.
Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Ancak anne bebeğin karnının tok olduğunu düşünüyorsa, bebeğinin ağlamasına sebep olan diğer etmenleri gözden geçirmesi gerekir.
Yenidoğan bebekler genellikle günde 10 öğün emzirilmelidir. Bebek büyüdükçe öğün sayısı azalır.
Genellikle birçok bebek bir memeyi 5-10 dakikada boşaltarak tokluk hissedebilirken, bazı bebekler 20 dakikadan önce bu doyuma ulaşmazlar.
Eğer bebek daha çok emmek istiyorsa ikinci meme de bebeğe verilebilir. Bebek tek meme ile tokluk hissetmişse sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Eğer bebek iki memeyi de almışsa bir sonraki öğünde son verilen memeden başlanmalıdır.
Annelerin prolaktin hormonu geceleri daha çok salgılanır. Bu sebeple geceleri bebeği emzirmek anne sütünün artmasını sağlar. Anneler geceleri bebeğini emzirmek için uyansa bile kendini dinlenmiş hisseder.
Bebekler, beslenmesini sadece gündüzleri karşılayana kadar geceleri de beslenmek isterler.
Gece öğünlerinin sıklığı bebeklerde farklılık gösterir.
Anne sütünün yeterliliği
Bebek günde 5-6 defa idrar yapıyorsa, günde 1-2 defa kaka yapıyorsa, mutlu ise, tartı kontrollerine gittiğinde yeterli kilo alıyorsa (ortalama ayda 500 gram ) anne sütü yetiyor demektir.
Kilo alımı bebekler arasında farklılık gösterebilir. Annenin memelerinin küçük ve yumuşak olması süt yok anlamına gelmez.
ANNE SÜTÜNÜ AZALTAN FAKTÖRLER
Tüm anneler bebeklerini başarıyla emzirebilir ve büyük çoğunluğu aynı anda 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptirler.
Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı için çok önemlidir.
Bazı durumlar anne sütünü azalmasına neden olabilir;
Bebeğe biberon veya yalancı meme verilmesi: Biberon ya da yalancı meme verilmemeli, ek besin verilecekse biberon yerine fincan ya da kaşık kullanılmalıdır.
Bebeğe su, bitkisel çay ve formül süt verilmesi: Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Emzirme tekniği düzeltilmeli, farklı pozisyonlarda bebeği emzirmeli, emzirmeden sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmelidir.
Bebeğin memeyi iyi kavrayamamasına bağlı olarak göğüslerin tam olarak boşaltılamaması: Aşırı gergin ve boşaltılamayan memelerde süt yapımı durur, göğüslerin sağılarak boşaltılması gereklidir.
Annenin bebeğe süt üretemeyeceği endişesi ve özgüven eksikliği: Aile bireylerinden de destek alınarak bu konuda annenin özgüvenini artırmaya özen gösterilmelidir.
Annenin bebeğinden uzun süre ayrı kalması: Uzun süre bebkten ayrı kalınacaksa süt sağılarak bebeğe verilmeye devam edilmelidir.
•Stres: Stres altındaki annenin emzirmeye devam etmesi, hem süt yapımının devamını sağlar, hem de kendi ruh sağlığı açısından önemlidir.
•Yorgunluk: Özellikle yeni doğum yapmış annelerin ilk aylarda aşırı yorgunluktan kaçınmaları gerekir. Bebekleri uyurken kendileri de dinlenmelidir.
•Annede hastalık: Birçok hasta anne, bebeğini hiçbir sakınca olmadan emzirebilir. Örneğin üst solunum yolu hastalıklarında annenin bebeğini emzirmesinde sakınca yoktur ancak bebeğini emzirmeden önce ellerini özenle yıkaması çok önemlidir. Hastaneye yatacak kadar ağır hasta olan ya da ilaç kullanan anneler emzirme konusunda mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
•Bebekte hastalık: Hasta bebeğin sık sık emzirilmesinin iyileşme sürecini hızlandıracağı unutulmamalı ve bebek anneden ayrılmamalıdır.
•Sigara ve alkol kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı emzirme döneminde anneyi ve sütünü oldukça kötü etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı, dumanına dahi maruz kalınmamalıdır.
•Annede ağır beslenme bozukluğu olması: Bu durum yetersiz süt üretimine neden olabileceğinden emziren annenin yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.
•Gece emzirmenin azlığı: Süt yapımını artırıcı hormon geceleri daha çok salgılandığı için gece emzirmelerine özellikle önem verilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebeğin emzirilmesi,
Tensel temas,
•Sık ve sınırsız emzirme, özellikle ilk zamanlarda günde 8 kez emzirmek süt yapımının sağlanması için önemlidir
Annenin bebeğini başarıyla emzirebileceğine inanması ve öz güveninin yüksek olması,
•Bebeğin memeyi iyi kavrayarak doğru teknikle emmesi
•Memelerin iyi boşaltılması (bebeği emzirdikten sonra elle ya da makine ile memelerin bu amaçla sağılması),
•Emzirirken memeye masaj uygulanması,
•Anne ve bebeğin aynı odada kalarak özellikle geceleri bebeğini emzirmeye devam etmesi,
•Annenin sütünü artırmak amacıyla susadıkça su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içeceklerden alkol ve sigaradan uzak durması önemlidir.
Emzirmeye başlamadan önce;
Eller yıkanmalıdır.
Meme başı temizliği için; Memenin ucundaki doğal yağlar ve anne sütü meme başını korur. Anne, meme ucunu temiz tuttuğu ve günlük duş aldığı sürece her emzirme öncesi memeyi silmeye gerek yoktur. Ancak günde en az 2 defa meme ucu kaynatılmış, ılıtılmış suyla silinmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra, göğüs ucuna sürülen anne sütü meme ucunu yumuşatarak kurumasını önler.
Memeleri karbonatlı suyla temizlemek zararlıdır. Bunlar meme ucunu kurutur ve çatlakların oluşmasına sebep olur.
Meme başı temizlendikten ve eller yıkandıktan sonra annenin bebeğini etkili emzirebilmesi için kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alması gerekir.
Etkisiz pozisyon ve annenin emzirmeyi sonlandırmak için acele etmesi bebeğin yeterli beslenmemesine yol açar. Örneğin; annenin tuvalet ihtiyacı varsa emzirmeye başlamadan önce bu ihtiyacını gidermesi gerekir.
Annenin beyin olarak kendisini bebeğini emzirmeye odaklaması gerekir. Emzirmenin yarıda kesilmesine sebebiyet verecek kaygı verici (ocakta pişmekte olan yemeğinin taşmasını, yanmasını düşünmesi vb.) herhangi bir mevzu olmaması gerekir. Mesela telefonunun çalma olasılığına karşı telefonunu yanına almalıdır.
Emzirme esnasında bebeklerin kafalarındaki şapkalarını çıkarmak ve üzerinde kalın elbiseler, kalın battaniyeler bulundurmamak gerekir.
Çünkü bebekte çok fazla terlemeye yol açıp bebeği huzursuz edebilir.
0 notes
Text
Doğum Sonrası Bebeğin İlk Saatleri
New Post has been published on https://bebekler.name.tr/2850.html
Doğum Sonrası Bebeğin İlk Saatleri
Aileye Verilmeden Bebeğinizde Yapılan işlemler
Doğum gerçekleşir gerçekleşmez, bebeğin anneyle bağı olan göbek kordonu kesilmiş ve bir kıskaçla bağlanmıştır. Bebeğiniz bundan sonra artık ağız yoluyla beslenecektir. Hiç merak etmeyin, anne karnında yutma işlemini defalarca yapmış olan bebeğiniz emmeye hazır ve aç olacaktır.
Doğumda, bebeğin üzerinde ince bir tabaka bulunmaktadır. Bu tabaka ilk yıkamayla kaybolur. Bebeğiniz genellikle size ilk banyosu yaptırılıp, temizlendikten sonra verilir. Bu nedenle çoğu anne baba bu tabakayı görmez.
Bebeğiniz banyo yaptırılmadan size verilmiş ise, tabakanın çıkarılması gerekli değildir. Bu tabaka ciltten kolayca emilir ve bebeğin cildini nemlendirir, cildi enfeksiyonlardan korur.
Bebeğinizin gözlerine koruyucu göz damlaları damlatılmıştır. İlk aşısı olan hepatit B bir bacağından uygulanmış ve K vitamini desteği de diğer bacağından yapılmıştır. Bu nedenle her iki bacakta küçük bantlara rastlayabilirsiniz. Hepatit B taşıyıcısı olan annelerin bebeklerine anti-hepatit B immunoglobulin denilen özel bir serum da bu dönemde, hepatit aşısından hemen önce verilmiş olmalıdır.
Tüm aile fertlerinin merakla beklediği an gelmiş ve bebeğiniz doğmuştur. Bebeğiniz size verildiğinde neye benzeyeceğini hep merak ettiniz. Yeni doğan bebeğiniz bağımsızlığın ilk dakikalarını yaşıyor ve yeni bir dünyaya hem fizyolojik, hem de sosyal yönden uyum sağlamaya çalışıyor olacaktır.
Yeni Doğan Bebeğinizin Görünümü
Yeni doğan bebeklerin cildi genellikle pembe-kırmızı arası bir renkte olur. El ve ayaklarında özellikle soğukla temasta hafif bir morarma görülebilir. Bunların dışındaki mavi-mor renk değişiklikleri normal değildir. İlk günden bebeğin sarılığının çıkması da normal değildir ve hemen doktora bildirilmelidir. İyi beslenmemiş bebekler normalden fazla kırmızı renkte görünebilirler. Bu bebekler için de doktora danışılması gerekir.
Bebekler normal doğum eylemini yaşarken, doğum kanalını yumuşak kemikleri ve bıngıldakları yardımıyla aşarlar. Bıngıldakların bebek ağladığında hafifçe kabardığını görebilirsiniz.
Doğum sonrası, kafa kemikleri birbiri üstüne binebilmekte, göz kapaklarında ya da kafadaki saçlı deride hafif şişlikler görülebilmekte, burun ve kulaklar yassılaşmış olabilmektedir. Bu da yeni doğan bebeğe başlarda farklı bir görünüm verebilir. Özellikle uzamış ve zorlu doğum eylemi varsa ya da doğumda vakum kullanılmışsa bebeklerin kafası huni gibi şekiller alabilir. Bu şişlikler ilk 2-3 gün içinde düzelir. “Sefalhematom” diye adlandırılan kafa derisi altında olan kanamaya bağlı şişliklerin iyileşmesi ise daha uzun sürer ve sarılık nedeni olabilir. Bebeğin kafasında şişlik varsa, bu şişliğin sefalhematom olup olmadığı konusunda bilgi edinmeniz gerekir. Sefalhematomlu bebeklerin anne ve babalarının; çocuklarının ilk kontrollerini (2. haftadaki) daha erkene alarak ilk hafta içinde sarılık kontrollerine gitmeleri daha yararlı olur. Bebeğin cildi gözünüze çok sarı görünüyorsa, hiç beklemeden bilirubin (sarılık neden olan madde) ölçümü için doktorunuza başvurmalısınız.
Bebeğinizin yüzünde, şakaklarında, kulak kıvrımı üzerinde ve sırtta fark edeceğiniz hafif ince tüyler (Lanugo) kısa zamanda ortadan kaybolacaktır.
Bebeğinizin ayaklarında da doğum sonrası hafif eğiklik ve kıvrıklık görülebilir. Ama bacaklar yumuşak ve rahat hareket ettirilebiliyor ise bu kıvrıklıklar da hemen düzelecek ve bebek güçlendikçe bacaklardaki eğri görünüm normale dönecektir. Fazla eğrilik, uzunluk farkı belirgin olan ya da ayak bileğinde aşırı bükülme ve ciddi şekil bozuklukları görülen bebeklerde ortopedik inceleme ve muayene gerekebilir.
Sezaryenle doğan bebeklerde bu tür değişikliklere daha az rastlanılır. Bu konuda bilinmesi gereken nokta, eğer sağlık açısından bir zorunluluk yoksa anne adaylarının mutlaka normal doğumu tercih etmesi gerektiğidir. Normal doğum fizyolojik olup anne ve çocuk sağlığı açısından en uygun doğum yöntemidir.
Bebeklerin göğüsleri, hem kız hem de erkek bebeklerde şiş ve dolgun görülebilir; hatta göğüsten bir miktar süt bile gelebilir. Anneden geçen hormonların etkisiyle oluşan bu durum geçicidir ve kendiliğinden düzelir. Bu dönemde en sık yapılan yanlış, göğüs tomurcuklarının kaybolması için sıkılması, ovalanması ve üzerine baskı yapılmasıdır.
Kız çocuklarda yine anne hormonların etkisiyle hafif beyaz bir akıntı, vajinayı kapatan vulva adı verilen bölgelerde şişlik olabilir. Akıntı ve şişlik birkaç haftada tamamen düzelir. Erkeklerde ise testisler normalden aşırı büyük ve şiş görülebilir. Bu şişliğin düzelmesinde ise gecikme olabilmektedir ve izlem gerektirir.
Bebeğinizin göbek kordonu bir kıskaçla bağlanmıştır. Zamanla bu kordon kuruyacak, rengi önce kahverengiye sonra siyaha yakın bir renge dönüşecek ve ortalama bir hafta içinde düşecektir. Göbek kordonunun düşmesi iki haftayı geçen veya göbekten olan kan sızıntısı düzelmeyen bebeklerde bu durum bazı hastalıklara eşlik edebileceği için doktora bilgi verilmelidir.
Yeni Doğan Bebekler
Doğumda ve hemen sonrasında çocuk doktorları tarafından incelenmekte ve doğum eylemi bulguları dışında ciddi bir soruna rastlanılırsa aileleri bilgilendirmektedir. Doğumdaki bazı bulgularda beklenen düzelme olmayabilir ya da sonradan ortaya çıkmış, kimi zaman da sonradan fark edilmiş olabilir. Bu nedenle bebeğinizde merak ettiğiniz, şüphelendiğiniz bir durum varsa nedenini öğrenmekten ve sormaktan çekinmemelisiniz.
İlginizi Çekebilir
Bebek Annelerinin Doğru Bildiği Yanlışlar
Bebekleri kaçıncı aya kadar emzirmek lazım
Yenidoğan bebeklerde sarılılk
.yuzo_related_post imgwidth:230px !important; height:220px !important; .yuzo_related_post .relatedthumbline-height:15px;background: !important;color:!important; .yuzo_related_post .relatedthumb:hoverbackground:#fcfcf4 !important; -webkit-transition: background 0.2s linear; -moz-transition: background 0.2s linear; -o-transition: background 0.2s linear; transition: background 0.2s linear;;color:!important; .yuzo_related_post .relatedthumb acolor:!important; .yuzo_related_post .relatedthumb a:hover color:!important;} .yuzo_related_post .relatedthumb:hover a color:!important; .yuzo_related_post .yuzo_text color:!important; .yuzo_related_post .relatedthumb:hover .yuzo_text color:!important; .yuzo_related_post .relatedthumb margin: 0px 0px 0px 0px; padding: 5px 5px 5px 5px; jQuery(document).ready(function( $ ) //jQuery('.yuzo_related_post').equalizer( overflow : 'relatedthumb' ); jQuery('.yuzo_related_post .yuzo_wraps').equalizer( columns : '> div' ); )
0 notes
Link
Çocuklarda kulaklar, burun, boğaz, sinüsler ve ses tellerini etkileyen nezle ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları sıkça görülen hastalıkları oluşturuyor. Bu hastalıklar yaşam kalitelerini düşürmekle kalmıyor, tedavide geç kalındığında zatürre gibi alt solunum enfeksiyonuna dönüşebiliyor, hatta hayatı bile tehdit edebiliyor. Bu yüzden çocukları üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat, çocukları 5 adımda üst solunum yolu enfeksiyonlardan korumanın 5 yolunu mynet.com’a anlattı. Emzirmeye 2 yaşına kadar devam edin Soğuk havanın yanı sıra okul, kreş ile alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmek üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık görülmesine neden oluyor. Öyle ki çocuklar yılda 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebiliyor. Çocuk Sağlı��ı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat bu hastalıkların çok büyük bölümünün viral kökenli olup; dinlenme, sıvı alımı, doğru beslenme önerileri ve basit destek tedavilerle geçtiğini belirtiyor. “Ancak özellikle yenidoğan ve küçük bebekler bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmemiş olduğu için daha büyük risk altındalar” diyen Doç. Dr. Selda Polat, “İlk altı ayda sadece anne sütü verilmesi ve emzirmenin 2 yaşına kadar devam edilmesi enfeksiyonlardan korunmada en önemli faktör oluyor” diyor. Aşılarını mutlaka yaptırın Küçük bebeklerin aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmaları için anne-baba ve yakın çevrelerinin grip ile boğmaca gibi aşılar ile aşılanmaları çocuk sağlığına önemli katkıda bulunuyor. Doç. Dr. Selda Polat grip aşısının da korunmada önemli bir role sahip olduğunu belirterek, “6 aydan itibaren her yaşa uygulanabilen grip aşısı, sonbaharın ilk aylarında önerilmekle beraber nisan ayına dek yapılabiliyor. Ölü bir aşı olduğu için yan etki riski düşük olan grip aşısının koruyuculuğunun oldukça yüksek olduğu biliniyor.“diyor. Bol sebze ve meyveyle besleyin Doç. Dr. Selda Polat, üst solunum yolları enfeksiyonlarından korumak için bebek ve çocukların aşılamalarının eksiksiz olması gerektiğinin altını çizerek alınması gereken diğer önlemleri şöyle anlatıyor: “Tamamlayıcı gıda alan bebek ve çocukların hayvansal protein (et,süt, yumurta, balık,peynir), bol sebze, meyve içeren diyetle beslenmeleri ve bol su tüketmeleri enfeksiyonlardan korunma için temel gereksinimlerini oluşturuyor. Ellerini sık sık yıkayın, ısıya uygun giydirin Ellerin sıkça yıkanması ve bunun çocuklara da öğretilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Polat, dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da, çocukların kıyafetleri olduğuna dikkat çekerek, “Çocuğunuzu soğuk havalarda ısıya uygun şekilde giydirin. Bere, eldiven ve atkılarının daima temiz ve ona özel olmalısına özen gösterin” diyor Yaşam alanlarını sık sık havalandırın Doç. Dr. Selda Polat, “Hava kirliliği ve çocukla teması olan yetişkinlerin çocuğun yanında veya uzağında sigara içmelerinin de solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını artırdığı uyarısında bulunarak, çocukların kirli havalarda mümkün olduğunca sokağa çıkartılmamaları gerektiğini vurguluyor. Hasta kişiler ile çocukların bir araya getirilmemesi, gerekirse maske kullanılması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Selda Polat, ev ve sınıfların sık sık havalandırılmasının da alınabilecek önlemler arasında yer aldığını ifade ediyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Text
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
https://bilmisler.com/anne-sutu-ve-emzirme-egitim-rehberi/
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne sütü, yeni doğmuş bebeklerin gereksinimi olan tüm besinleri ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
Genel olarak D ve K vitamini dışında anne sütünde bulunan vitaminlerin çoğu, istenilen düzeyde bulunmaktadır.
Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bütün bebeklerin en üst düzeyde büyüme gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.
Her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Örneğin erken doğan bebeklerin annelerinin sütleri, erken doğan bebekler için uygun özellikler içerir.
Anne sütü ile beslenme insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an-ı Kerim’de bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre dünyada tüm Sağlık Bakanlıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az iki yıla kadar uzatılması önerilmektedir.
Anne sütü bebeğin ihtiyacı olan besin değerine sahip ve içinde yeterli miktarda su bulunduğu için, tıbben gerekli görülmediği takdirde ilk 6 ay bebeklere anne sütünden başka su dahil hiçbir yiyecek ve içecek verilmemelidir. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır.
Bebeklerin ilk aşısı, anne sütüdür.
Bir annenin, bebeğine vereceği en büyük hediye, anne sütüdür.
Anne Sütünün Faydaları;
•Anne sütü, kolay sindirilir ve bebeğin beslenmesi için ideal bir besindir.
•Anne sütü, doğal ve taze bir besin olup daima hazırdır ve ekonomiktir.
•Anne sütü ile beslenen bebekler, diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
•Anne sütü ve doğumdan sonra gelen kolostrum (ilk sarı süt) bebek için çok önemlidir, bebeği hastalıklara karşı korur, bebeğin ilk aşısıdır.
•Anne sütü, bağışıklık sisteminin bileşenlerini içerir ve bebeği alerjenlere karşı korur.
•Anne sütü alan bebekler, bebeklik döneminden sonra da daha az hasta olurlar.
•Anne sütü, bebekleri karın ağrısından, ishalden ve kabızlıktan korur.
•Anne sütü alan bebekler, insuline bağımlı diyabetten ve obeziteden (şişmanlık) korunmuş olur.
•İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.
•Anne sütü, bebek ve anne arasında özel bir bağ kurulmasını sağlar ve bu özel sevgi de kişilik gelişiminde önemli rol oynar.
•Beyin ve sinir dokusu gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri anne sütünde, inek sütüne göre daha fazladır.
•Emziren annelerde meme kanseri, over (yumurtalık) kanseri, osteoporoz (kemik erimesi) ve anemi (kansızlık) daha az görülür.
Emzirme sırasında salgılanan hormonlar annenin depresyona girmesini engeller.
Anne sütü oluşumu
Memede süt yapımını sağlayan madde, emziren annenin beyninden salgılanan prolaktin hormonudur. Prolaktin salgısı bazı annelerde doğumdan hemen sonra bazı annelerde ise 3-4 gün içerisinde artmaya başlar.
Bebeğin meme ucunu emmeye başlamasıyla veya süt sağılması için meme ucuna uyarı verilmesiyle birlikte beyine uyarı gider. Kan damarları ise memede süt yapımı için gerekli maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler süt ile dolar.
Bebek emerken meme başındaki sinirlerden başka uyarılar da çıkar. Annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı diğer bir hormon salgılanır. Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan deliklerden süt dışarı akmaya başlar. Bu işlemleri her iki meme aynı anda yapar.
Bebek emmeye başladığında ilk önce meme başının hemen arkasındaki süt havuzunda birikimli olan anne sütünü emer. Bu süt çabuk tükenir. Bu sebeple bebeğin kuvvetli ve etkin emmesi ve meme ucunu tamamıyla kavraması her iki hormonu uyararak süt yapımının arttırılması gerekir.
Emzirmede önce karbonhidrattan zengin ön süt gelir. Emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelir. Bu sebeple her öğünde bir memenin bebek tokluk hissedip kendiliğinden ayrılana kadar emzirilmesi önerilir. Son süt, yağdan zengin olduğu için bebeğin tokluk hissetmesini ve bebeğin kilo almasını sağlar.
Anne Sütünün Rengi
İlk gelen süt sarımtırak renktedir. Daha sonra gelen süt, beyaz ve inek sütüne göre daha sulu kıvamdadır. Bazen rengi mavimsi olabilir. Bebek büyüdükçe bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sütün rengi değişir.
Emzirme Süresi
Bebeğin emme süresinde belli bir sınırlama yoktur.
Anne sütünün artması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.
Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Ancak anne bebeğin karnının tok olduğunu düşünüyorsa, bebeğinin ağlamasına sebep olan diğer etmenleri gözden geçirmesi gerekir.
Yenidoğan bebekler genellikle günde 10 öğün emzirilmelidir. Bebek büyüdükçe öğün sayısı azalır.
Genellikle birçok bebek bir memeyi 5-10 dakikada boşaltarak tokluk hissedebilirken, bazı bebekler 20 dakikadan önce bu doyuma ulaşmazlar.
Eğer bebek daha çok emmek istiyorsa ikinci meme de bebeğe verilebilir. Bebek tek meme ile tokluk hissetmişse sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Eğer bebek iki memeyi de almışsa bir sonraki öğünde son verilen memeden başlanmalıdır.
Annelerin prolaktin hormonu geceleri daha çok salgılanır. Bu sebeple geceleri bebeği emzirmek anne sütünün artmasını sağlar. Anneler geceleri bebeğini emzirmek için uyansa bile kendini dinlenmiş hisseder.
Bebekler, beslenmesini sadece gündüzleri karşılayana kadar geceleri de beslenmek isterler.
Gece öğünlerinin sıklığı bebeklerde farklılık gösterir.
Anne sütünün yeterliliği
Bebek günde 5-6 defa idrar yapıyorsa, günde 1-2 defa kaka yapıyorsa, mutlu ise, tartı kontrollerine gittiğinde yeterli kilo alıyorsa (ortalama ayda 500 gram ) anne sütü yetiyor demektir.
Kilo alımı bebekler arasında farklılık gösterebilir. Annenin memelerinin küçük ve yumuşak olması süt yok anlamına gelmez.
ANNE SÜTÜNÜ AZALTAN FAKTÖRLER
Tüm anneler bebeklerini başarıyla emzirebilir ve büyük çoğunluğu aynı anda 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptirler.
Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı için çok önemlidir.
Bazı durumlar anne sütünü azalmasına neden olabilir;
Bebeğe biberon veya yalancı meme verilmesi: Biberon ya da yalancı meme verilmemeli, ek besin verilecekse biberon yerine fincan ya da kaşık kullanılmalıdır.
Bebeğe su, bitkisel çay ve formül süt verilmesi: Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Emzirme tekniği düzeltilmeli, farklı pozisyonlarda bebeği emzirmeli, emzirmeden sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmelidir.
Bebeğin memeyi iyi kavrayamamasına bağlı olarak göğüslerin tam olarak boşaltılamaması: Aşırı gergin ve boşaltılamayan memelerde süt yapımı durur, göğüslerin sağılarak boşaltılması gereklidir.
Annenin bebeğe süt üretemeyeceği endişesi ve özgüven eksikliği: Aile bireylerinden de destek alınarak bu konuda annenin özgüvenini artırmaya özen gösterilmelidir.
Annenin bebeğinden uzun süre ayrı kalması: Uzun süre bebkten ayrı kalınacaksa süt sağılarak bebeğe verilmeye devam edilmelidir.
•Stres: Stres altındaki annenin emzirmeye devam etmesi, hem süt yapımının devamını sağlar, hem de kendi ruh sağlığı açısından önemlidir.
•Yorgunluk: Özellikle yeni doğum yapmış annelerin ilk aylarda aşırı yorgunluktan kaçınmaları gerekir. Bebekleri uyurken kendileri de dinlenmelidir.
•Annede hastalık: Birçok hasta anne, bebeğini hiçbir sakınca olmadan emzirebilir. Örneğin üst solunum yolu hastalıklarında annenin bebeğini emzirmesinde sakınca yoktur ancak bebeğini emzirmeden önce ellerini özenle yıkaması çok önemlidir. Hastaneye yatacak kadar ağır hasta olan ya da ilaç kullanan anneler emzirme konusunda mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
•Bebekte hastalık: Hasta bebeğin sık sık emzirilmesinin iyileşme sürecini hızlandıracağı unutulmamalı ve bebek anneden ayrılmamalıdır.
•Sigara ve alkol kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı emzirme döneminde anneyi ve sütünü oldukça kötü etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı, dumanına dahi maruz kalınmamalıdır.
•Annede ağır beslenme bozukluğu olması: Bu durum yetersiz süt üretimine neden olabileceğinden emziren annenin yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.
•Gece emzirmenin azlığı: Süt yapımını artırıcı hormon geceleri daha çok salgılandığı için gece emzirmelerine özellikle önem verilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebeğin emzirilmesi,
Tensel temas,
•Sık ve sınırsız emzirme, özellikle ilk zamanlarda günde 8 kez emzirmek süt yapımının sağlanması için önemlidir
Annenin bebeğini başarıyla emzirebileceğine inanması ve öz güveninin yüksek olması,
•Bebeğin memeyi iyi kavrayarak doğru teknikle emmesi
•Memelerin iyi boşaltılması (bebeği emzirdikten sonra elle ya da makine ile memelerin bu amaçla sağılması),
•Emzirirken memeye masaj uygulanması,
•Anne ve bebeğin aynı odada kalarak özellikle geceleri bebeğini emzirmeye devam etmesi,
•Annenin sütünü artırmak amacıyla susadıkça su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içeceklerden alkol ve sigaradan uzak durması önemlidir.
Emzirmeye başlamadan önce;
Eller yıkanmalıdır.
Meme başı temizliği için; Memenin ucundaki doğal yağlar ve anne sütü meme başını korur. Anne, meme ucunu temiz tuttuğu ve günlük duş aldığı sürece her emzirme öncesi memeyi silmeye gerek yoktur. Ancak günde en az 2 defa meme ucu kaynatılmış, ılıtılmış suyla silinmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra, göğüs ucuna sürülen anne sütü meme ucunu yumuşatarak kurumasını önler.
Memeleri karbonatlı suyla temizlemek zararlıdır. Bunlar meme ucunu kurutur ve çatlakların oluşmasına sebep olur.
Meme başı temizlendikten ve eller yıkandıktan sonra annenin bebeğini etkili emzirebilmesi için kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alması gerekir.
Etkisiz pozisyon ve annenin emzirmeyi sonlandırmak için acele etmesi bebeğin yeterli beslenmemesine yol açar. Örneğin; annenin tuvalet ihtiyacı varsa emzirmeye başlamadan önce bu ihtiyacını gidermesi gerekir.
Annenin beyin olarak kendisini bebeğini emzirmeye odaklaması gerekir. Emzirmenin yarıda kesilmesine sebebiyet verecek kaygı verici (ocakta pişmekte olan yemeğinin taşmasını, yanmasını düşünmesi vb.) herhangi bir mevzu olmaması gerekir. Mesela telefonunun çalma olasılığına karşı telefonunu yanına almalıdır.
Emzirme esnasında bebeklerin kafalarındaki şapkalarını çıkarmak ve üzerinde kalın elbiseler, kalın battaniyeler bulundurmamak gerekir.
Çünkü bebekte çok fazla terlemeye yol açıp bebeği huzursuz edebilir.
0 notes
Text
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
https://bilmisler.com/anne-sutu-ve-emzirme-egitim-rehberi/
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne sütü, yeni doğmuş bebeklerin gereksinimi olan tüm besinleri ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
Genel olarak D ve K vitamini dışında anne sütünde bulunan vitaminlerin çoğu, istenilen düzeyde bulunmaktadır.
Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bütün bebeklerin en üst düzeyde büyüme gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.
Her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Örneğin erken doğan bebeklerin annelerinin sütleri, erken doğan bebekler için uygun özellikler içerir.
Anne sütü ile beslenme insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an-ı Kerim’de bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre dünyada tüm Sağlık Bakanlıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az iki yıla kadar uzatılması önerilmektedir.
Anne sütü bebeğin ihtiyacı olan besin değerine sahip ve içinde yeterli miktarda su bulunduğu için, tıbben gerekli görülmediği takdirde ilk 6 ay bebeklere anne sütünden başka su dahil hiçbir yiyecek ve içecek verilmemelidir. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır.
Bebeklerin ilk aşısı, anne sütüdür.
Bir annenin, bebeğine vereceği en büyük hediye, anne sütüdür.
Anne Sütünün Faydaları;
•Anne sütü, kolay sindirilir ve bebeğin beslenmesi için ideal bir besindir.
•Anne sütü, doğal ve taze bir besin olup daima hazırdır ve ekonomiktir.
•Anne sütü ile beslenen bebekler, diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
•Anne sütü ve doğumdan sonra gelen kolostrum (ilk sarı süt) bebek için çok önemlidir, bebeği hastalıklara karşı korur, bebeğin ilk aşısıdır.
•Anne sütü, bağışıklık sisteminin bileşenlerini içerir ve bebeği alerjenlere karşı korur.
•Anne sütü alan bebekler, bebeklik döneminden sonra da daha az hasta olurlar.
•Anne sütü, bebekleri karın ağrısından, ishalden ve kabızlıktan korur.
•Anne sütü alan bebekler, insuline bağımlı diyabetten ve obeziteden (şişmanlık) korunmuş olur.
•İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.
•Anne sütü, bebek ve anne arasında özel bir bağ kurulmasını sağlar ve bu özel sevgi de kişilik gelişiminde önemli rol oynar.
•Beyin ve sinir dokusu gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri anne sütünde, inek sütüne göre daha fazladır.
•Emziren annelerde meme kanseri, over (yumurtalık) kanseri, osteoporoz (kemik erimesi) ve anemi (kansızlık) daha az görülür.
Emzirme sırasında salgılanan hormonlar annenin depresyona girmesini engeller.
Anne sütü oluşumu
Memede süt yapımını sağlayan madde, emziren annenin beyninden salgılanan prolaktin hormonudur. Prolaktin salgısı bazı annelerde doğumdan hemen sonra bazı annelerde ise 3-4 gün içerisinde artmaya başlar.
Bebeğin meme ucunu emmeye başlamasıyla veya süt sağılması için meme ucuna uyarı verilmesiyle birlikte beyine uyarı gider. Kan damarları ise memede süt yapımı için gerekli maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler süt ile dolar.
Bebek emerken meme başındaki sinirlerden başka uyarılar da çıkar. Annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı diğer bir hormon salgılanır. Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan deliklerden süt dışarı akmaya başlar. Bu işlemleri her iki meme aynı anda yapar.
Bebek emmeye başladığında ilk önce meme başının hemen arkasındaki süt havuzunda birikimli olan anne sütünü emer. Bu süt çabuk tükenir. Bu sebeple bebeğin kuvvetli ve etkin emmesi ve meme ucunu tamamıyla kavraması her iki hormonu uyararak süt yapımının arttırılması gerekir.
Emzirmede önce karbonhidrattan zengin ön süt gelir. Emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelir. Bu sebeple her öğünde bir memenin bebek tokluk hissedip kendiliğinden ayrılana kadar emzirilmesi önerilir. Son süt, yağdan zengin olduğu için bebeğin tokluk hissetmesini ve bebeğin kilo almasını sağlar.
Anne Sütünün Rengi
İlk gelen süt sarımtırak renktedir. Daha sonra gelen süt, beyaz ve inek sütüne göre daha sulu kıvamdadır. Bazen rengi mavimsi olabilir. Bebek büyüdükçe bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sütün rengi değişir.
Emzirme Süresi
Bebeğin emme süresinde belli bir sınırlama yoktur.
Anne sütünün artması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.
Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Ancak anne bebeğin karnının tok olduğunu düşünüyorsa, bebeğinin ağlamasına sebep olan diğer etmenleri gözden geçirmesi gerekir.
Yenidoğan bebekler genellikle günde 10 öğün emzirilmelidir. Bebek büyüdükçe öğün sayısı azalır.
Genellikle birçok bebek bir memeyi 5-10 dakikada boşaltarak tokluk hissedebilirken, bazı bebekler 20 dakikadan önce bu doyuma ulaşmazlar.
Eğer bebek daha çok emmek istiyorsa ikinci meme de bebeğe verilebilir. Bebek tek meme ile tokluk hissetmişse sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Eğer bebek iki memeyi de almışsa bir sonraki öğünde son verilen memeden başlanmalıdır.
Annelerin prolaktin hormonu geceleri daha çok salgılanır. Bu sebeple geceleri bebeği emzirmek anne sütünün artmasını sağlar. Anneler geceleri bebeğini emzirmek için uyansa bile kendini dinlenmiş hisseder.
Bebekler, beslenmesini sadece gündüzleri karşılayana kadar geceleri de beslenmek isterler.
Gece öğünlerinin sıklığı bebeklerde farklılık gösterir.
Anne sütünün yeterliliği
Bebek günde 5-6 defa idrar yapıyorsa, günde 1-2 defa kaka yapıyorsa, mutlu ise, tartı kontrollerine gittiğinde yeterli kilo alıyorsa (ortalama ayda 500 gram ) anne sütü yetiyor demektir.
Kilo alımı bebekler arasında farklılık gösterebilir. Annenin memelerinin küçük ve yumuşak olması süt yok anlamına gelmez.
ANNE SÜTÜNÜ AZALTAN FAKTÖRLER
Tüm anneler bebeklerini başarıyla emzirebilir ve büyük çoğunluğu aynı anda 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptirler.
Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı için çok önemlidir.
Bazı durumlar anne sütünü azalmasına neden olabilir;
Bebeğe biberon veya yalancı meme verilmesi: Biberon ya da yalancı meme verilmemeli, ek besin verilecekse biberon yerine fincan ya da kaşık kullanılmalıdır.
Bebeğe su, bitkisel çay ve formül süt verilmesi: Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Emzirme tekniği düzeltilmeli, farklı pozisyonlarda bebeği emzirmeli, emzirmeden sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmelidir.
Bebeğin memeyi iyi kavrayamamasına bağlı olarak göğüslerin tam olarak boşaltılamaması: Aşırı gergin ve boşaltılamayan memelerde süt yapımı durur, göğüslerin sağılarak boşaltılması gereklidir.
Annenin bebeğe süt üretemeyeceği endişesi ve özgüven eksikliği: Aile bireylerinden de destek alınarak bu konuda annenin özgüvenini artırmaya özen gösterilmelidir.
Annenin bebeğinden uzun süre ayrı kalması: Uzun süre bebkten ayrı kalınacaksa süt sağılarak bebeğe verilmeye devam edilmelidir.
•Stres: Stres altındaki annenin emzirmeye devam etmesi, hem süt yapımının devamını sağlar, hem de kendi ruh sağlığı açısından önemlidir.
•Yorgunluk: Özellikle yeni doğum yapmış annelerin ilk aylarda aşırı yorgunluktan kaçınmaları gerekir. Bebekleri uyurken kendileri de dinlenmelidir.
•Annede hastalık: Birçok hasta anne, bebeğini hiçbir sakınca olmadan emzirebilir. Örneğin üst solunum yolu hastalıklarında annenin bebeğini emzirmesinde sakınca yoktur ancak bebeğini emzirmeden önce ellerini özenle yıkaması çok önemlidir. Hastaneye yatacak kadar ağır hasta olan ya da ilaç kullanan anneler emzirme konusunda mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
•Bebekte hastalık: Hasta bebeğin sık sık emzirilmesinin iyileşme sürecini hızlandıracağı unutulmamalı ve bebek anneden ayrılmamalıdır.
•Sigara ve alkol kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı emzirme döneminde anneyi ve sütünü oldukça kötü etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı, dumanına dahi maruz kalınmamalıdır.
•Annede ağır beslenme bozukluğu olması: Bu durum yetersiz süt üretimine neden olabileceğinden emziren annenin yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.
•Gece emzirmenin azlığı: Süt yapımını artırıcı hormon geceleri daha çok salgılandığı için gece emzirmelerine özellikle önem verilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebeğin emzirilmesi,
Tensel temas,
•Sık ve sınırsız emzirme, özellikle ilk zamanlarda günde 8 kez emzirmek süt yapımının sağlanması için önemlidir
Annenin bebeğini başarıyla emzirebileceğine inanması ve öz güveninin yüksek olması,
•Bebeğin memeyi iyi kavrayarak doğru teknikle emmesi
•Memelerin iyi boşaltılması (bebeği emzirdikten sonra elle ya da makine ile memelerin bu amaçla sağılması),
•Emzirirken memeye masaj uygulanması,
•Anne ve bebeğin aynı odada kalarak özellikle geceleri bebeğini emzirmeye devam etmesi,
•Annenin sütünü artırmak amacıyla susadıkça su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içeceklerden alkol ve sigaradan uzak durması önemlidir.
Emzirmeye başlamadan önce;
Eller yıkanmalıdır.
Meme başı temizliği için; Memenin ucundaki doğal yağlar ve anne sütü meme başını korur. Anne, meme ucunu temiz tuttuğu ve günlük duş aldığı sürece her emzirme öncesi memeyi silmeye gerek yoktur. Ancak günde en az 2 defa meme ucu kaynatılmış, ılıtılmış suyla silinmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra, göğüs ucuna sürülen anne sütü meme ucunu yumuşatarak kurumasını önler.
Memeleri karbonatlı suyla temizlemek zararlıdır. Bunlar meme ucunu kurutur ve çatlakların oluşmasına sebep olur.
Meme başı temizlendikten ve eller yıkandıktan sonra annenin bebeğini etkili emzirebilmesi için kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alması gerekir.
Etkisiz pozisyon ve annenin emzirmeyi sonlandırmak için acele etmesi bebeğin yeterli beslenmemesine yol açar. Örneğin; annenin tuvalet ihtiyacı varsa emzirmeye başlamadan önce bu ihtiyacını gidermesi gerekir.
Annenin beyin olarak kendisini bebeğini emzirmeye odaklaması gerekir. Emzirmenin yarıda kesilmesine sebebiyet verecek kaygı verici (ocakta pişmekte olan yemeğinin taşmasını, yanmasını düşünmesi vb.) herhangi bir mevzu olmaması gerekir. Mesela telefonunun çalma olasılığına karşı telefonunu yanına almalıdır.
Emzirme esnasında bebeklerin kafalarındaki şapkalarını çıkarmak ve üzerinde kalın elbiseler, kalın battaniyeler bulundurmamak gerekir.
Çünkü bebekte çok fazla terlemeye yol açıp bebeği huzursuz edebilir.
0 notes
Text
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
https://bilmisler.com/anne-sutu-ve-emzirme-egitim-rehberi/
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne sütü, yeni doğmuş bebeklerin gereksinimi olan tüm besinleri ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
Genel olarak D ve K vitamini dışında anne sütünde bulunan vitaminlerin çoğu, istenilen düzeyde bulunmaktadır.
Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bütün bebeklerin en üst düzeyde büyüme gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.
Her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Örneğin erken doğan bebeklerin annelerinin sütleri, erken doğan bebekler için uygun özellikler içerir.
Anne sütü ile beslenme insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an-ı Kerim’de bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre dünyada tüm Sağlık Bakanlıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az iki yıla kadar uzatılması önerilmektedir.
Anne sütü bebeğin ihtiyacı olan besin değerine sahip ve içinde yeterli miktarda su bulunduğu için, tıbben gerekli görülmediği takdirde ilk 6 ay bebeklere anne sütünden başka su dahil hiçbir yiyecek ve içecek verilmemelidir. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır.
Bebeklerin ilk aşısı, anne sütüdür.
Bir annenin, bebeğine vereceği en büyük hediye, anne sütüdür.
Anne Sütünün Faydaları;
•Anne sütü, kolay sindirilir ve bebeğin beslenmesi için ideal bir besindir.
•Anne sütü, doğal ve taze bir besin olup daima hazırdır ve ekonomiktir.
•Anne sütü ile beslenen bebekler, diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
•Anne sütü ve doğumdan sonra gelen kolostrum (ilk sarı süt) bebek için çok önemlidir, bebeği hastalıklara karşı korur, bebeğin ilk aşısıdır.
•Anne sütü, bağışıklık sisteminin bileşenlerini içerir ve bebeği alerjenlere karşı korur.
•Anne sütü alan bebekler, bebeklik döneminden sonra da daha az hasta olurlar.
•Anne sütü, bebekleri karın ağrısından, ishalden ve kabızlıktan korur.
•Anne sütü alan bebekler, insuline bağımlı diyabetten ve obeziteden (şişmanlık) korunmuş olur.
•İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.
•Anne sütü, bebek ve anne arasında özel bir bağ kurulmasını sağlar ve bu özel sevgi de kişilik gelişiminde önemli rol oynar.
•Beyin ve sinir dokusu gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri anne sütünde, inek sütüne göre daha fazladır.
•Emziren annelerde meme kanseri, over (yumurtalık) kanseri, osteoporoz (kemik erimesi) ve anemi (kansızlık) daha az görülür.
Emzirme sırasında salgılanan hormonlar annenin depresyona girmesini engeller.
Anne sütü oluşumu
Memede süt yapımını sağlayan madde, emziren annenin beyninden salgılanan prolaktin hormonudur. Prolaktin salgısı bazı annelerde doğumdan hemen sonra bazı annelerde ise 3-4 gün içerisinde artmaya başlar.
Bebeğin meme ucunu emmeye başlamasıyla veya süt sağılması için meme ucuna uyarı verilmesiyle birlikte beyine uyarı gider. Kan damarları ise memede süt yapımı için gerekli maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler süt ile dolar.
Bebek emerken meme başındaki sinirlerden başka uyarılar da çıkar. Annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı diğer bir hormon salgılanır. Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan deliklerden süt dışarı akmaya başlar. Bu işlemleri her iki meme aynı anda yapar.
Bebek emmeye başladığında ilk önce meme başının hemen arkasındaki süt havuzunda birikimli olan anne sütünü emer. Bu süt çabuk tükenir. Bu sebeple bebeğin kuvvetli ve etkin emmesi ve meme ucunu tamamıyla kavraması her iki hormonu uyararak süt yapımının arttırılması gerekir.
Emzirmede önce karbonhidrattan zengin ön süt gelir. Emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelir. Bu sebeple her öğünde bir memenin bebek tokluk hissedip kendiliğinden ayrılana kadar emzirilmesi önerilir. Son süt, yağdan zengin olduğu için bebeğin tokluk hissetmesini ve bebeğin kilo almasını sağlar.
Anne Sütünün Rengi
İlk gelen süt sarımtırak renktedir. Daha sonra gelen süt, beyaz ve inek sütüne göre daha sulu kıvamdadır. Bazen rengi mavimsi olabilir. Bebek büyüdükçe bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sütün rengi değişir.
Emzirme Süresi
Bebeğin emme süresinde belli bir sınırlama yoktur.
Anne sütünün artması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.
Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Ancak anne bebeğin karnının tok olduğunu düşünüyorsa, bebeğinin ağlamasına sebep olan diğer etmenleri gözden geçirmesi gerekir.
Yenidoğan bebekler genellikle günde 10 öğün emzirilmelidir. Bebek büyüdükçe öğün sayısı azalır.
Genellikle birçok bebek bir memeyi 5-10 dakikada boşaltarak tokluk hissedebilirken, bazı bebekler 20 dakikadan önce bu doyuma ulaşmazlar.
Eğer bebek daha çok emmek istiyorsa ikinci meme de bebeğe verilebilir. Bebek tek meme ile tokluk hissetmişse sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Eğer bebek iki memeyi de almışsa bir sonraki öğünde son verilen memeden başlanmalıdır.
Annelerin prolaktin hormonu geceleri daha çok salgılanır. Bu sebeple geceleri bebeği emzirmek anne sütünün artmasını sağlar. Anneler geceleri bebeğini emzirmek için uyansa bile kendini dinlenmiş hisseder.
Bebekler, beslenmesini sadece gündüzleri karşılayana kadar geceleri de beslenmek isterler.
Gece öğünlerinin sıklığı bebeklerde farklılık gösterir.
Anne sütünün yeterliliği
Bebek günde 5-6 defa idrar yapıyorsa, günde 1-2 defa kaka yapıyorsa, mutlu ise, tartı kontrollerine gittiğinde yeterli kilo alıyorsa (ortalama ayda 500 gram ) anne sütü yetiyor demektir.
Kilo alımı bebekler arasında farklılık gösterebilir. Annenin memelerinin küçük ve yumuşak olması süt yok anlamına gelmez.
ANNE SÜTÜNÜ AZALTAN FAKTÖRLER
Tüm anneler bebeklerini başarıyla emzirebilir ve büyük çoğunluğu aynı anda 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptirler.
Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı için çok önemlidir.
Bazı durumlar anne sütünü azalmasına neden olabilir;
Bebeğe biberon veya yalancı meme verilmesi: Biberon ya da yalancı meme verilmemeli, ek besin verilecekse biberon yerine fincan ya da kaşık kullanılmalıdır.
Bebeğe su, bitkisel çay ve formül süt verilmesi: Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Emzirme tekniği düzeltilmeli, farklı pozisyonlarda bebeği emzirmeli, emzirmeden sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmelidir.
Bebeğin memeyi iyi kavrayamamasına bağlı olarak göğüslerin tam olarak boşaltılamaması: Aşırı gergin ve boşaltılamayan memelerde süt yapımı durur, göğüslerin sağılarak boşaltılması gereklidir.
Annenin bebeğe süt üretemeyeceği endişesi ve özgüven eksikliği: Aile bireylerinden de destek alınarak bu konuda annenin özgüvenini artırmaya özen gösterilmelidir.
Annenin bebeğinden uzun süre ayrı kalması: Uzun süre bebkten ayrı kalınacaksa süt sağılarak bebeğe verilmeye devam edilmelidir.
•Stres: Stres altındaki annenin emzirmeye devam etmesi, hem süt yapımının devamını sağlar, hem de kendi ruh sağlığı açısından önemlidir.
•Yorgunluk: Özellikle yeni doğum yapmış annelerin ilk aylarda aşırı yorgunluktan kaçınmaları gerekir. Bebekleri uyurken kendileri de dinlenmelidir.
•Annede hastalık: Birçok hasta anne, bebeğini hiçbir sakınca olmadan emzirebilir. Örneğin üst solunum yolu hastalıklarında annenin bebeğini emzirmesinde sakınca yoktur ancak bebeğini emzirmeden önce ellerini özenle yıkaması çok önemlidir. Hastaneye yatacak kadar ağır hasta olan ya da ilaç kullanan anneler emzirme konusunda mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
•Bebekte hastalık: Hasta bebeğin sık sık emzirilmesinin iyileşme sürecini hızlandıracağı unutulmamalı ve bebek anneden ayrılmamalıdır.
•Sigara ve alkol kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı emzirme döneminde anneyi ve sütünü oldukça kötü etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı, dumanına dahi maruz kalınmamalıdır.
•Annede ağır beslenme bozukluğu olması: Bu durum yetersiz süt üretimine neden olabileceğinden emziren annenin yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.
•Gece emzirmenin azlığı: Süt yapımını artırıcı hormon geceleri daha çok salgılandığı için gece emzirmelerine özellikle önem verilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebeğin emzirilmesi,
Tensel temas,
•Sık ve sınırsız emzirme, özellikle ilk zamanlarda günde 8 kez emzirmek süt yapımının sağlanması için önemlidir
Annenin bebeğini başarıyla emzirebileceğine inanması ve öz güveninin yüksek olması,
•Bebeğin memeyi iyi kavrayarak doğru teknikle emmesi
•Memelerin iyi boşaltılması (bebeği emzirdikten sonra elle ya da makine ile memelerin bu amaçla sağılması),
•Emzirirken memeye masaj uygulanması,
•Anne ve bebeğin aynı odada kalarak özellikle geceleri bebeğini emzirmeye devam etmesi,
•Annenin sütünü artırmak amacıyla susadıkça su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içeceklerden alkol ve sigaradan uzak durması önemlidir.
Emzirmeye başlamadan önce;
Eller yıkanmalıdır.
Meme başı temizliği için; Memenin ucundaki doğal yağlar ve anne sütü meme başını korur. Anne, meme ucunu temiz tuttuğu ve günlük duş aldığı sürece her emzirme öncesi memeyi silmeye gerek yoktur. Ancak günde en az 2 defa meme ucu kaynatılmış, ılıtılmış suyla silinmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra, göğüs ucuna sürülen anne sütü meme ucunu yumuşatarak kurumasını önler.
Memeleri karbonatlı suyla temizlemek zararlıdır. Bunlar meme ucunu kurutur ve çatlakların oluşmasına sebep olur.
Meme başı temizlendikten ve eller yıkandıktan sonra annenin bebeğini etkili emzirebilmesi için kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alması gerekir.
Etkisiz pozisyon ve annenin emzirmeyi sonlandırmak için acele etmesi bebeğin yeterli beslenmemesine yol açar. Örneğin; annenin tuvalet ihtiyacı varsa emzirmeye başlamadan önce bu ihtiyacını gidermesi gerekir.
Annenin beyin olarak kendisini bebeğini emzirmeye odaklaması gerekir. Emzirmenin yarıda kesilmesine sebebiyet verecek kaygı verici (ocakta pişmekte olan yemeğinin taşmasını, yanmasını düşünmesi vb.) herhangi bir mevzu olmaması gerekir. Mesela telefonunun çalma olasılığına karşı telefonunu yanına almalıdır.
Emzirme esnasında bebeklerin kafalarındaki şapkalarını çıkarmak ve üzerinde kalın elbiseler, kalın battaniyeler bulundurmamak gerekir.
Çünkü bebekte çok fazla terlemeye yol açıp bebeği huzursuz edebilir.
0 notes
Text
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
https://bilmisler.com/anne-sutu-ve-emzirme-egitim-rehberi/
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne Sütü ve Emzirme Eğitim Rehberi
Anne sütü, yeni doğmuş bebeklerin gereksinimi olan tüm besinleri ilk 6 ay sağlayabilen en iyi besindir.
Genel olarak D ve K vitamini dışında anne sütünde bulunan vitaminlerin çoğu, istenilen düzeyde bulunmaktadır.
Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bütün bebeklerin en üst düzeyde büyüme gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.
Her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Örneğin erken doğan bebeklerin annelerinin sütleri, erken doğan bebekler için uygun özellikler içerir.
Anne sütü ile beslenme insanlık tarihi kadar eskidir. Kur’an-ı Kerim’de bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre dünyada tüm Sağlık Bakanlıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) tarafından ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az iki yıla kadar uzatılması önerilmektedir.
Anne sütü bebeğin ihtiyacı olan besin değerine sahip ve içinde yeterli miktarda su bulunduğu için, tıbben gerekli görülmediği takdirde ilk 6 ay bebeklere anne sütünden başka su dahil hiçbir yiyecek ve içecek verilmemelidir. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır.
Bebeklerin ilk aşısı, anne sütüdür.
Bir annenin, bebeğine vereceği en büyük hediye, anne sütüdür.
Anne Sütünün Faydaları;
•Anne sütü, kolay sindirilir ve bebeğin beslenmesi için ideal bir besindir.
•Anne sütü, doğal ve taze bir besin olup daima hazırdır ve ekonomiktir.
•Anne sütü ile beslenen bebekler, diğer besinler ile beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
•Anne sütü ve doğumdan sonra gelen kolostrum (ilk sarı süt) bebek için çok önemlidir, bebeği hastalıklara karşı korur, bebeğin ilk aşısıdır.
•Anne sütü, bağışıklık sisteminin bileşenlerini içerir ve bebeği alerjenlere karşı korur.
•Anne sütü alan bebekler, bebeklik döneminden sonra da daha az hasta olurlar.
•Anne sütü, bebekleri karın ağrısından, ishalden ve kabızlıktan korur.
•Anne sütü alan bebekler, insuline bağımlı diyabetten ve obeziteden (şişmanlık) korunmuş olur.
•İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır.
•Anne sütü, bebek ve anne arasında özel bir bağ kurulmasını sağlar ve bu özel sevgi de kişilik gelişiminde önemli rol oynar.
•Beyin ve sinir dokusu gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri anne sütünde, inek sütüne göre daha fazladır.
•Emziren annelerde meme kanseri, over (yumurtalık) kanseri, osteoporoz (kemik erimesi) ve anemi (kansızlık) daha az görülür.
Emzirme sırasında salgılanan hormonlar annenin depresyona girmesini engeller.
Anne sütü oluşumu
Memede süt yapımını sağlayan madde, emziren annenin beyninden salgılanan prolaktin hormonudur. Prolaktin salgısı bazı annelerde doğumdan hemen sonra bazı annelerde ise 3-4 gün içerisinde artmaya başlar.
Bebeğin meme ucunu emmeye başlamasıyla veya süt sağılması için meme ucuna uyarı verilmesiyle birlikte beyine uyarı gider. Kan damarları ise memede süt yapımı için gerekli maddeleri süt hücrelerine taşır. Prolaktin etkisiyle memeler süt ile dolar.
Bebek emerken meme başındaki sinirlerden başka uyarılar da çıkar. Annenin beyninin başka bir bölümünden oksitosin adlı diğer bir hormon salgılanır. Oksitosin süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları etkiler. Bu etki ile kaslar kasılır ve süt, süt adacıklarından meme başındaki kanallara taşınır. Bebeğin emmesi ile meme ucunda bulunan deliklerden süt dışarı akmaya başlar. Bu işlemleri her iki meme aynı anda yapar.
Bebek emmeye başladığında ilk önce meme başının hemen arkasındaki süt havuzunda birikimli olan anne sütünü emer. Bu süt çabuk tükenir. Bu sebeple bebeğin kuvvetli ve etkin emmesi ve meme ucunu tamamıyla kavraması her iki hormonu uyararak süt yapımının arttırılması gerekir.
Emzirmede önce karbonhidrattan zengin ön süt gelir. Emzirmenin sonunda ise yağdan zengin son süt gelir. Bu sebeple her öğünde bir memenin bebek tokluk hissedip kendiliğinden ayrılana kadar emzirilmesi önerilir. Son süt, yağdan zengin olduğu için bebeğin tokluk hissetmesini ve bebeğin kilo almasını sağlar.
Anne Sütünün Rengi
İlk gelen süt sarımtırak renktedir. Daha sonra gelen süt, beyaz ve inek sütüne göre daha sulu kıvamdadır. Bazen rengi mavimsi olabilir. Bebek büyüdükçe bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sütün rengi değişir.
Emzirme Süresi
Bebeğin emme süresinde belli bir sınırlama yoktur.
Anne sütünün artması için bebeğin sık sık emzirilmesi gerekir.
Bebek her ağladıkça emzirilmelidir. Ancak anne bebeğin karnının tok olduğunu düşünüyorsa, bebeğinin ağlamasına sebep olan diğer etmenleri gözden geçirmesi gerekir.
Yenidoğan bebekler genellikle günde 10 öğün emzirilmelidir. Bebek büyüdükçe öğün sayısı azalır.
Genellikle birçok bebek bir memeyi 5-10 dakikada boşaltarak tokluk hissedebilirken, bazı bebekler 20 dakikadan önce bu doyuma ulaşmazlar.
Eğer bebek daha çok emmek istiyorsa ikinci meme de bebeğe verilebilir. Bebek tek meme ile tokluk hissetmişse sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. Eğer bebek iki memeyi de almışsa bir sonraki öğünde son verilen memeden başlanmalıdır.
Annelerin prolaktin hormonu geceleri daha çok salgılanır. Bu sebeple geceleri bebeği emzirmek anne sütünün artmasını sağlar. Anneler geceleri bebeğini emzirmek için uyansa bile kendini dinlenmiş hisseder.
Bebekler, beslenmesini sadece gündüzleri karşılayana kadar geceleri de beslenmek isterler.
Gece öğünlerinin sıklığı bebeklerde farklılık gösterir.
Anne sütünün yeterliliği
Bebek günde 5-6 defa idrar yapıyorsa, günde 1-2 defa kaka yapıyorsa, mutlu ise, tartı kontrollerine gittiğinde yeterli kilo alıyorsa (ortalama ayda 500 gram ) anne sütü yetiyor demektir.
Kilo alımı bebekler arasında farklılık gösterebilir. Annenin memelerinin küçük ve yumuşak olması süt yok anlamına gelmez.
ANNE SÜTÜNÜ AZALTAN FAKTÖRLER
Tüm anneler bebeklerini başarıyla emzirebilir ve büyük çoğunluğu aynı anda 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptirler.
Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı için çok önemlidir.
Bazı durumlar anne sütünü azalmasına neden olabilir;
Bebeğe biberon veya yalancı meme verilmesi: Biberon ya da yalancı meme verilmemeli, ek besin verilecekse biberon yerine fincan ya da kaşık kullanılmalıdır.
Bebeğe su, bitkisel çay ve formül süt verilmesi: Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Emzirme tekniği düzeltilmeli, farklı pozisyonlarda bebeği emzirmeli, emzirmeden sonra az miktarda süt sıkılarak meme başına sürülmelidir.
Bebeğin memeyi iyi kavrayamamasına bağlı olarak göğüslerin tam olarak boşaltılamaması: Aşırı gergin ve boşaltılamayan memelerde süt yapımı durur, göğüslerin sağılarak boşaltılması gereklidir.
Annenin bebeğe süt üretemeyeceği endişesi ve özgüven eksikliği: Aile bireylerinden de destek alınarak bu konuda annenin özgüvenini artırmaya özen gösterilmelidir.
Annenin bebeğinden uzun süre ayrı kalması: Uzun süre bebkten ayrı kalınacaksa süt sağılarak bebeğe verilmeye devam edilmelidir.
•Stres: Stres altındaki annenin emzirmeye devam etmesi, hem süt yapımının devamını sağlar, hem de kendi ruh sağlığı açısından önemlidir.
•Yorgunluk: Özellikle yeni doğum yapmış annelerin ilk aylarda aşırı yorgunluktan kaçınmaları gerekir. Bebekleri uyurken kendileri de dinlenmelidir.
•Annede hastalık: Birçok hasta anne, bebeğini hiçbir sakınca olmadan emzirebilir. Örneğin üst solunum yolu hastalıklarında annenin bebeğini emzirmesinde sakınca yoktur ancak bebeğini emzirmeden önce ellerini özenle yıkaması çok önemlidir. Hastaneye yatacak kadar ağır hasta olan ya da ilaç kullanan anneler emzirme konusunda mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
•Bebekte hastalık: Hasta bebeğin sık sık emzirilmesinin iyileşme sürecini hızlandıracağı unutulmamalı ve bebek anneden ayrılmamalıdır.
•Sigara ve alkol kullanımı: Alkol ve sigara kullanımı emzirme döneminde anneyi ve sütünü oldukça kötü etkilemektedir. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı, dumanına dahi maruz kalınmamalıdır.
•Annede ağır beslenme bozukluğu olması: Bu durum yetersiz süt üretimine neden olabileceğinden emziren annenin yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.
•Gece emzirmenin azlığı: Süt yapımını artırıcı hormon geceleri daha çok salgılandığı için gece emzirmelerine özellikle önem verilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTTIRAN FAKTÖRLER
Doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde bebeğin emzirilmesi,
Tensel temas,
•Sık ve sınırsız emzirme, özellikle ilk zamanlarda günde 8 kez emzirmek süt yapımının sağlanması için önemlidir
Annenin bebeğini başarıyla emzirebileceğine inanması ve öz güveninin yüksek olması,
•Bebeğin memeyi iyi kavrayarak doğru teknikle emmesi
•Memelerin iyi boşaltılması (bebeği emzirdikten sonra elle ya da makine ile memelerin bu amaçla sağılması),
•Emzirirken memeye masaj uygulanması,
•Anne ve bebeğin aynı odada kalarak özellikle geceleri bebeğini emzirmeye devam etmesi,
•Annenin sütünü artırmak amacıyla susadıkça su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içeceklerden alkol ve sigaradan uzak durması önemlidir.
Emzirmeye başlamadan önce;
Eller yıkanmalıdır.
Meme başı temizliği için; Memenin ucundaki doğal yağlar ve anne sütü meme başını korur. Anne, meme ucunu temiz tuttuğu ve günlük duş aldığı sürece her emzirme öncesi memeyi silmeye gerek yoktur. Ancak günde en az 2 defa meme ucu kaynatılmış, ılıtılmış suyla silinmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra, göğüs ucuna sürülen anne sütü meme ucunu yumuşatarak kurumasını önler.
Memeleri karbonatlı suyla temizlemek zararlıdır. Bunlar meme ucunu kurutur ve çatlakların oluşmasına sebep olur.
Meme başı temizlendikten ve eller yıkandıktan sonra annenin bebeğini etkili emzirebilmesi için kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alması gerekir.
Etkisiz pozisyon ve annenin emzirmeyi sonlandırmak için acele etmesi bebeğin yeterli beslenmemesine yol açar. Örneğin; annenin tuvalet ihtiyacı varsa emzirmeye başlamadan önce bu ihtiyacını gidermesi gerekir.
Annenin beyin olarak kendisini bebeğini emzirmeye odaklaması gerekir. Emzirmenin yarıda kesilmesine sebebiyet verecek kaygı verici (ocakta pişmekte olan yemeğinin taşmasını, yanmasını düşünmesi vb.) herhangi bir mevzu olmaması gerekir. Mesela telefonunun çalma olasılığına karşı telefonunu yanına almalıdır.
Emzirme esnasında bebeklerin kafalarındaki şapkalarını çıkarmak ve üzerinde kalın elbiseler, kalın battaniyeler bulundurmamak gerekir.
Çünkü bebekte çok fazla terlemeye yol açıp bebeği huzursuz edebilir.
0 notes
Link
Çocuklarda kulaklar, burun, boğaz, sinüsler ve ses tellerini etkileyen nezle ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları sıkça görülen hastalıkları oluşturuyor. Bu hastalıklar yaşam kalitelerini düşürmekle kalmıyor, tedavide geç kalındığında zatürre gibi alt solunum enfeksiyonuna dönüşebiliyor, hatta hayatı bile tehdit edebiliyor. Bu yüzden çocukları üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat, çocukları 5 adımda üst solunum yolu enfeksiyonlardan korumanın 5 yolunu mynet.com’a anlattı. Emzirmeye 2 yaşına kadar devam edin Soğuk havanın yanı sıra okul, kreş ile alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmek üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık görülmesine neden oluyor. Öyle ki çocuklar yılda 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat bu hastalıkların çok büyük bölümünün viral kökenli olup; dinlenme, sıvı alımı, doğru beslenme önerileri ve basit destek tedavilerle geçtiğini belirtiyor. “Ancak özellikle yenidoğan ve küçük bebekler bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmemiş olduğu için daha büyük risk altındalar” diyen Doç. Dr. Selda Polat, “İlk altı ayda sadece anne sütü verilmesi ve emzirmenin 2 yaşına kadar devam edilmesi enfeksiyonlardan korunmada en önemli faktör oluyor” diyor. Aşılarını mutlaka yaptırın Küçük bebeklerin aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmaları için anne-baba ve yakın çevrelerinin grip ile boğmaca gibi aşılar ile aşılanmaları çocuk sağlığına önemli katkıda bulunuyor. Doç. Dr. Selda Polat grip aşısının da korunmada önemli bir role sahip olduğunu belirterek, “6 aydan itibaren her yaşa uygulanabilen grip aşısı, sonbaharın ilk aylarında önerilmekle beraber nisan ayına dek yapılabiliyor. Ölü bir aşı olduğu için yan etki riski düşük olan grip aşısının koruyuculuğunun oldukça yüksek olduğu biliniyor.“diyor. Bol sebze ve meyveyle besleyin Doç. Dr. Selda Polat, üst solunum yolları enfeksiyonlarından korumak için bebek ve çocukların aşılamalarının eksiksiz olması gerektiğinin altını çizerek alınması gereken diğer önlemleri şöyle anlatıyor: “Tamamlayıcı gıda alan bebek ve çocukların hayvansal protein (et,süt, yumurta, balık,peynir), bol sebze, meyve içeren diyetle beslenmeleri ve bol su tüketmeleri enfeksiyonlardan korunma için temel gereksinimlerini oluşturuyor. Ellerini sık sık yıkayın, ısıya uygun giydirin Ellerin sıkça yıkanması ve bunun çocuklara da öğretilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Polat, dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da, çocukların kıyafetleri olduğuna dikkat çekerek, “Çocuğunuzu soğuk havalarda ısıya uygun şekilde giydirin. Bere, eldiven ve atkılarının daima temiz ve ona özel olmalısına özen gösterin” diyor Yaşam alanlarını sık sık havalandırın Doç. Dr. Selda Polat, “Hava kirliliği ve çocukla teması olan yetişkinlerin çocuğun yanında veya uzağında sigara içmelerinin de solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını artırdığı uyarısında bulunarak, çocukların kirli havalarda mümkün olduğunca sokağa çıkartılmamaları gerektiğini vurguluyor. Hasta kişiler ile çocukların bir araya getirilmemesi, gerekirse maske kullanılması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Selda Polat, ev ve sınıfların sık sık havalandırılmasının da alınabilecek önlemler arasında yer aldığını ifade ediyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
Çocuklarda kulaklar, burun, boğaz, sinüsler ve ses tellerini etkileyen nezle ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları sıkça görülen hastalıkları oluşturuyor. Bu hastalıklar yaşam kalitelerini düşürmekle kalmıyor, tedavide geç kalındığında zatürre gibi alt solunum enfeksiyonuna dönüşebiliyor, hatta hayatı bile tehdit edebiliyor. Bu yüzden çocukları üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat, çocukları 5 adımda üst solunum yolu enfeksiyonlardan korumanın 5 yolunu mynet.com’a anlattı. Emzirmeye 2 yaşına kadar devam edin Soğuk havanın yanı sıra okul, kreş ile alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmek üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık görülmesine neden oluyor. Öyle ki çocuklar yılda 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat bu hastalıkların çok büyük bölümünün viral kökenli olup; dinlenme, sıvı alımı, doğru beslenme önerileri ve basit destek tedavilerle geçtiğini belirtiyor. “Ancak özellikle yenidoğan ve küçük bebekler bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmemiş olduğu için daha büyük risk altındalar” diyen Doç. Dr. Selda Polat, “İlk altı ayda sadece anne sütü verilmesi ve emzirmenin 2 yaşına kadar devam edilmesi enfeksiyonlardan korunmada en önemli faktör oluyor” diyor. Aşılarını mutlaka yaptırın Küçük bebeklerin aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmaları için anne-baba ve yakın çevrelerinin grip ile boğmaca gibi aşılar ile aşılanmaları çocuk sağlığına önemli katkıda bulunuyor. Doç. Dr. Selda Polat grip aşısının da korunmada önemli bir role sahip olduğunu belirterek, “6 aydan itibaren her yaşa uygulanabilen grip aşısı, sonbaharın ilk aylarında önerilmekle beraber nisan ayına dek yapılabiliyor. Ölü bir aşı olduğu için yan etki riski düşük olan grip aşısının koruyuculuğunun oldukça yüksek olduğu biliniyor.“diyor. Bol sebze ve meyveyle besleyin Doç. Dr. Selda Polat, üst solunum yolları enfeksiyonlarından korumak için bebek ve çocukların aşılamalarının eksiksiz olması gerektiğinin altını çizerek alınması gereken diğer önlemleri şöyle anlatıyor: “Tamamlayıcı gıda alan bebek ve çocukların hayvansal protein (et,süt, yumurta, balık,peynir), bol sebze, meyve içeren diyetle beslenmeleri ve bol su tüketmeleri enfeksiyonlardan korunma için temel gereksinimlerini oluşturuyor. Ellerini sık sık yıkayın, ısıya uygun giydirin Ellerin sıkça yıkanması ve bunun çocuklara da öğretilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Polat, dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da, çocukların kıyafetleri olduğuna dikkat çekerek, “Çocuğunuzu soğuk havalarda ısıya uygun şekilde giydirin. Bere, eldiven ve atkılarının daima temiz ve ona özel olmalısına özen gösterin” diyor Yaşam alanlarını sık sık havalandırın Doç. Dr. Selda Polat, “Hava kirliliği ve çocukla teması olan yetişkinlerin çocuğun yanında veya uzağında sigara içmelerinin de solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını artırdığı uyarısında bulunarak, çocukların kirli havalarda mümkün olduğunca sokağa çıkartılmamaları gerektiğini vurguluyor. Hasta kişiler ile çocukların bir araya getirilmemesi, gerekirse maske kullanılması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Selda Polat, ev ve sınıfların sık sık havalandırılmasının da alınabilecek önlemler arasında yer aldığını ifade ediyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
Link
��ocuklarda kulaklar, burun, boğaz, sinüsler ve ses tellerini etkileyen nezle ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları sıkça görülen hastalıkları oluşturuyor. Bu hastalıklar yaşam kalitelerini düşürmekle kalmıyor, tedavide geç kalındığında zatürre gibi alt solunum enfeksiyonuna dönüşebiliyor, hatta hayatı bile tehdit edebiliyor. Bu yüzden çocukları üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumak çok önemli. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat, çocukları 5 adımda üst solunum yolu enfeksiyonlardan korumanın 5 yolunu mynet.com’a anlattı. Emzirmeye 2 yaşına kadar devam edin Soğuk havanın yanı sıra okul, kreş ile alışveriş merkezleri gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmek üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık görülmesine neden oluyor. Öyle ki çocuklar yılda 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Polat bu hastalıkların çok büyük bölümünün viral kökenli olup; dinlenme, sıvı alımı, doğru beslenme önerileri ve basit destek tedavilerle geçtiğini belirtiyor. “Ancak özellikle yenidoğan ve küçük bebekler bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmemiş olduğu için daha büyük risk altındalar” diyen Doç. Dr. Selda Polat, “İlk altı ayda sadece anne sütü verilmesi ve emzirmenin 2 yaşına kadar devam edilmesi enfeksiyonlardan korunmada en önemli faktör oluyor” diyor. Aşılarını mutlaka yaptırın Küçük bebeklerin aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmaları için anne-baba ve yakın çevrelerinin grip ile boğmaca gibi aşılar ile aşılanmaları çocuk sağlığına önemli katkıda bulunuyor. Doç. Dr. Selda Polat grip aşısının da korunmada önemli bir role sahip olduğunu belirterek, “6 aydan itibaren her yaşa uygulanabilen grip aşısı, sonbaharın ilk aylarında önerilmekle beraber nisan ayına dek yapılabiliyor. Ölü bir aşı olduğu için yan etki riski düşük olan grip aşısının koruyuculuğunun oldukça yüksek olduğu biliniyor.“diyor. Bol sebze ve meyveyle besleyin Doç. Dr. Selda Polat, üst solunum yolları enfeksiyonlarından korumak için bebek ve çocukların aşılamalarının eksiksiz olması gerektiğinin altını çizerek alınması gereken diğer önlemleri şöyle anlatıyor: “Tamamlayıcı gıda alan bebek ve çocukların hayvansal protein (et,süt, yumurta, balık,peynir), bol sebze, meyve içeren diyetle beslenmeleri ve bol su tüketmeleri enfeksiyonlardan korunma için temel gereksinimlerini oluşturuyor. Ellerini sık sık yıkayın, ısıya uygun giydirin Ellerin sıkça yıkanması ve bunun çocuklara da öğretilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Polat, dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da, çocukların kıyafetleri olduğuna dikkat çekerek, “Çocuğunuzu soğuk havalarda ısıya uygun şekilde giydirin. Bere, eldiven ve atkılarının daima temiz ve ona özel olmalısına özen gösterin” diyor Yaşam alanlarını sık sık havalandırın Doç. Dr. Selda Polat, “Hava kirliliği ve çocukla teması olan yetişkinlerin çocuğun yanında veya uzağında sigara içmelerinin de solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını artırdığı uyarısında bulunarak, çocukların kirli havalarda mümkün olduğunca sokağa çıkartılmamaları gerektiğini vurguluyor. Hasta kişiler ile çocukların bir araya getirilmemesi, gerekirse maske kullanılması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Selda Polat, ev ve sınıfların sık sık havalandırılmasının da alınabilecek önlemler arasında yer aldığını ifade ediyor. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes