#yeni binalar nasıl yapılıyor
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ankara - Yakup Kadri Karaosmanoğlu (inceleme)
248- Milli mücadele dönemi, Cumhuriyetin kuruluşu ve ilk yıllarını anlatan, o döneme dair ilk durum öyküsü denebilecek eserlerden Ankara. Yakup Kadri Bey, baş kahraman Selma Hanım'ın hayatı ve hayatına giren üç erkek üzerinden bu üç dönemi üç bölümde anlatmış. İlk bölüm Selma Hanım'ın Nazif Bey ile birlikte milli mücadeleyi destekleyen bir çift olarak İstanbul'dan Ankara'ya taşındıktan sonra o zamanın köyden hallice Ankara'sında başlıyor. Ankara'nın eğitimsiz, gün görmemiş, savaşın da etkileriyle perişan haldeki mahalle ortamına ayna tutarken savaşın gidişatıyla ilgili çok fazla detay vermeden rütbelilerin yaşantısına da değiniyor.
Bu kısımlarda en çok dikkatimi çeken şey o dönemden bugüne kalan semt isimleri oldu. Zamanında Ankara'nın en azından bazı kesimleri gerçekten şimdiki kurak bozkır havasından uzakmış betimlenene göre. İncesu ve Göksu mesela ortasından dereler akan, hayvanların otladığı ve etrafında pek fazla yerleşimin olmadığı izbe yerlermiş. Göllerin olduğu bölgedeki (büyük ihtimalle Gölbaşı'nı kastediyor) plajda yüzülüyormuş. Kavaklıdere ise gerçekten bir dere boyunca dizili kavaklardan oluşuyormuş. Şimdi aynı Kavaklıdere'de cadde boyunca dizili uzun uzun binalar mevcut. Bitki örtüsü ise kaldırımda dikilmiş olan tek tük ağaçtan ibaret. Dikmen o zaman da Ankara'nın Dikmen'iymiş. Çankaya ise kayalık ve tepelik, ağaçlarla bezeli bir bölgeymiş. Paşa'nın köşkü dışında civarda başka yapı yokmuş ve hatta köşke de patika yollar üzerinden ulaşılıyormuş. Ankara halkı ise Etlik, Hamamönü, Ulus civarında yaşamaktaymış ağırlıklı olarak. Ankara'nın bu portresi acayip ilgimi çekti. Keşke çok daha uzun uzun betimlenseymiş de uzun uzun okuma şansına erişseymişiz. Dikeniyle sevdiğimiz bu gülün gerçekten koktuğu zamanları görme şansımız olmasa bile en azından bir büyüğümüzden dinleme şansı bulmuş olurduk böylece.
Hikayenin akışında ikinci bölüme geçilirken Nazif Bey'in zaman içinde savaşın etkilerinden korkup çekinmesi Selma Hanım'ın gözünden düşmesine sebep oluyor. Selma Hanım'ın gönlü öte yandan o dönemin hızlı ve yavuz subaylarından Binbaşı Hakkı Bey'e kayıyor. Onun o üniformalı, sert ve bıçkın halinden etkileniyor, Nazif Bey'e yol verdikten sonra da Hakkı Bey'le hayatlarını birleştiriyorlar. Bu esnada savaştan kaçmak yerine yeni eşiyle savaşın gözüne gidip cephede hemşire olarak görev alıyor. Sonra mücadele kazanılıyor. Bir yandan büyük bir inkılap dönemi başlarken öbür yandan cephenin kahramanları bu sefer şehrin kahramanları olmaya soyunuyorlar. Daha doğrusu cemiyet hayatının kahramanları. Bir yandan eğitimsiz ve fakir kesimin eğitimsizliği ve fakirliği devam ederken diğer tarafta Avrupai tarzda hatta Avrupa'yı bile kıskandıracak ölçüde şatafatlı binalar yapılıyor, arsalar alınıp satılıyor, rütbeliler emekliliklerinde ticaret ehli insanlara dönüşüyor ve düzenlenen göz kamaştırıcı balolarda ve eğlence gecelerinde boy göstermeye başlıyorlar. Bir gösteriş yarışı başlıyor. Yolun karşısında ise kaldırımda uyuyan insanlar alık alık bu gösterişli kesimi izliyor. Yakup Kadri bu bölümde bahsettiği karakterlerin her birini birer Felatun Bey olarak tasvir etmiş. O kan gölünde ve kaosta tek bir yumruk olanların refaha erince nasıl anında bozulmaya ve bireyselleşmeye başladıklarını biraz da acımasızca okurun yüzüne vurmuş. Okudukça hissettiğimiz hayal kırıklığını Selma Hanım'a da hissettirmiş. Hatta o kadar ki Selam Hanım büyük bir hayranlık duyarak evlendiği Binbaşı Hakkı'nın Hakkı Bey'e dönüşmesini hayretle seyrederken kocasını tanıyamayacak raddeye gelip buhranlardan buhranlara koşuyor bölümün sonlarına doğru. O yine memleket aşkıyla ve ateşiyle memlekete faydalı işler yapmak için tutuşurken kocasının tam bir keyif pezevengine dönüşmesini kaldıramıyor. Sonunda da kendisi gibi bu batının her türlü ahlaksızlığının abartılarak entegre edildiği laylaylom günlerinden sıkılan, bunalan ve buna artık tahammül edemeyen Neşet Sabit bey ile evlenerek hayatında bir radikal değişikliğe daha gidiyor.
Neşet Sabit'in de Selma'nın da yegane yaşam amacı memleketi daha yaşanır hale getirebilmek. Bu nedenle biri kendini edebiyata vererek romanlar, öyküler, oyunlar yazmaya girişiyor; diğeri ise bir okulun idaresine. Tatil dönemlerinde ise diyar diyar Anadolu'yu dolaşıp yöre halkını geliştirmek için canlarını dişlerine takıyorlar. Bu üçüncü ve son kısımda Yakup Kadri biraz da hayalindeki ülkeyi tasvir ediyor. Sokaklarında her köşe başında sanat icra edilen, halkın eğitim seviyesinin geometrik olarak arttığı, devletçiliğin güçlü sisteminin herkesin refah seviyesini artırdığı bir cennet vatan hayal ediyor ve bunu anlatıyor. Okura da "ah keşke" demek kalıyor.
Bu sene elimde evirip çevirip aheste aheste okuyarak bitirdiğim ilk kitap. Her ne kadar eski dilde kelimelerin bolca kullanılıyor olmasına rağmen (ki bu da kelime dağarcığıma katkıda bulunmuştur muhakkak) okurken oldukça keyif aldım. Özellikle de daha önce bahsettiğim üzere bu gri şehrin renkli günlerine dair gündelik tasvirleri okurken.
2 notes
·
View notes
Text
Sadece Su ile Karıştırıp Mala ile Uygulanır #dogaltaşsiva #easystone #doğaltaş #taşduvar #taşev #taşbina #kentseldönuşüm #easystonetr #sivadataşdevri #taşsıva #dekoratiftaşsıva #istanbul #izmir #bursa #antalya #belediye #doğal #taş #gaziantep #çorum #nilüfer #kentseldönuşüm #camii #diyanet #bayimolurmusun #bayi #kentseldönuşüm #inşaat #başakşehir #başakşehir #bahçeşehir #villa #site #inşaat #kuzeykıbrıs #mimar #kıbrıs #gaziantep #çorum #bursa #antalya #ankara #bursa #inşaat #başakşehir #izmit #izmir #ankara #istanbul #sivadataşdevri #kuzeykıbrıs #mimar
#ankara#istanbul#izmit#kent#sanat#iraq#iran#nigde#nilüfer#yeni binalar nasıl yapılıyor#kentsel dönüşüm#kentsel#kendinyap#kentseldönüşüm#mimarlik#mimar#mimari#alacatı#alacati#alaçatı#alanya#sakarya
0 notes
Text
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Sözde dünya lideriydi, baktık ki şamar oğlanına dönmüş
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ABD ziyaretiyle ilgili çok sert göndermelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: Sanat bir ülkenin entelektüel düzeyini gösterir. 21. yyda sanat alanında güçlü olan ülkeler diğer ülkelere göre daha güçlü olurlar. Dizilerimiz sinemalarımızın da böyle gücü var. Sanatçılarımızı baş tacı yapmak hepimizin görevidir. YILDIZ KENTER Yıldız Kenter bu bağlamda hayatını kaybeden değerli bir sanatçımızdır. Kendisini yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta önce evinde ziyaret ettim. Sorunlu bir sağlık ortamındaydı. Kısa bir görüşmemiz oldu kendisini yormak istemedim. Yıldız Kenter gerçekten de hayatını sanata adayan bir sanatçıydı. Onun şöyle bir cümlesi var: Sahneye baktığım zaman bütün Türkiyeyi kocaklıyormuşum gibi geliyor diyordu. Şimdi bütün Türkiye onu kucaklıyor. Onu asla unutmayağız. BAŞÖRTÜLÜ İKİ KADINA SALDIRI Başörtülü iki kızımıza saldırı yapıldı. Kendilerini aradım morallerini bozulmamasını söyledim. Bu ülkenin güzel insanları hep yanınızda olacaktır dedim. Moralinizi bozmayacaksınız. Ama hiçkimse unutmasın. Kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmesini kesinlikle kabul etmiyoruz. ERDOĞAN'A TANK PALET YANITI Erdoğan az önce grup toplantısında Tank Palet Fabrikası satılmadı diyor. Satılmadı zaten peşkeş çekildi. Satılsa para alırsın. 25 yıllığına bedava verildi. Madem herkes her şeyi biliyor niye gizli kararname çıkarıyorsunuz? Demek ki bu milletten birşeyler gizliyorsun. Ne Kılıçdaroğlu, ne CHP ne 82 milyon bu konuda geri adım atmayacak Bunlar aynı zamanda devletin malının nasıl birilerine peşkeş çekildiğini gösteriyor. Kendisine bir ülke gösterin dedim. Kendi silah fabrikasını yabancı ülkeye 25 yıllığına kiralasın. Dünyada böyle bir örnek yok. Üstelik bedava. İşçiler orada çalışacak. TC Devletinin en büyük silah fabrikasının peşkeş çekilmesini ben kabul etmiyorum . Milliyetçilik anlayışım da kabul etmez bunu. KAYYUM TEPKİSİ Seçim yapıyoruz, gidiyor vatandaş ben belediye başkanı olacağım diyor. Savcıya başvuruyor bu kişi, benim engelim var mı diyor. Savcı engel yok derse YSK’ya başvuruyorum. Dosyaya bakıyor onlar da. Sonra seçim yapılıyor. Seçimi kazanıyor o kişi 31’inde, sonra ayın 1’inde vali bu belediye başkanı görevden alınmalı diye yazı yazıyor. Benim seçime girmemde bir sıkıntı varsa bunu baştan yaparsın. Eğer yasal gerek varsa alınabilir, haklı bir gerekçe varsa alınabilir ama ne yaparsınız? Belediye meclis üyesi var, orada seçim yapılır, yeni aday seçilir. Diyorsunuz ki şimdi, seçimi kazandığın için seni cezalandırıyorum, oraya bir memur tayin ediyorum, ayrıca senin belediye meclisini de saymıyorum.’ Dünya Türkiye'de demokrasi yoktur diye biliyor . Doğru. Bu demokrasi midir? Benim gibi düşünmeyenlerin de hakları vardır. Bu ne demek? Ben sana oy veren bütün seçmenlerin iradesini kabul etmiyorum. Sandığa atılan oylar geçersizdir demek. Bu yanlıştır. Demokrasi konusunda duyarlı olmamız lazım. Bütün İslam Dünyası'na örnek olmamız lazım. Osman Kavala hala hapiste. Ahmet Altan kararı yanlıştır. Yanlışa doğru diyemeyiz. Kim olursa olsun. Belki hayatında hiç CHP'ye oy vermedi. Adaleti herkes için geçerli bir kavram olarak biliyoruz. Sözcü gazetesi Türkiye'nin yeni amiral gazetesidir. Sözcü fetö terör örgütüne destek vermekten suçlanıyor. Bütün hayatı fetöyle mücadele ile geçti bu gazetenin. Bir daha söyleyeyim herkes duysun. Türkiyenin hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Adalet dedim de elbette haksız yere yatanlar var içeride.Serbest bırakılan ve birilerinin emriyle tekrar hapse atılanlar var. ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ'NE GELEN İCRAYA TEPKİ Şehir Üniversite, bir yer verildi kendisine. Orayı gayet güzel donattılar. Mimari bütün özellikleri korudular. Büyük binalar yapmadılar. 2019 üniversite memnuniyet araştırmasında 14. sırada. Şimdi, banka haciz uyguluyor. Oradaki akademisyenler aylıklarını alamıyorlar. Öğrenciler var orada, başarılı bir üniversite. Her siyasal görüşten de akademisyen var. Normaldir zaten bu. İki arkadaşımı görevlendirdim, gidip bakın bu üniversitenin durumu diye. Banka aracılığıyla üniversiteyi susturmak, ele geçirmek istiyorlar. Sıradan bir üniversite bile kapatılmaz ki bu üniversite saygın bir üniversite. YÖK burayı başka birilerine tahsis etsin diye! Şimdi diyorlar ki kimse dava açmasın böyle bir kanun getirmeye çalışıyorlar vatandaşı değil vatandaşı hortumlayanlara kanun getiriyorlar. ERDOĞAN'A TEPKİ (MEKTUP MESELESİ) Mektubu aynen iade et dedik. Bu mektup doğru değildir bile demedi. Ne yaptı Trump'a mektubu takdim edeceğim dedi. Bu kadar ağır bir hakareti Türkiye Cumhuriyeti yaşamamıştı. Sen mektupçu başı mısın? Postacı mısın sen? Sözde dünya lideriydi. Bir baktık ki egemen güçlerin şamar oğlanına dönmüş. Siyasi rakibim doğru ama benim ağrıma gidiyor. Siyasi rakibim dolu ama TC'nin en şerefli makamında oturuyor. Gitti orada S-400 pazarlığı yaptı. Arkasından mektubu takdim etti dedi. Niçin? Kendisini ikinci sınıf olarak görüyor. Aynı şeyi Mike Pence geldiğinde de yan yana oturmuştu. Oysa onun oturacağı yer cumhurbaşkanı yardımcısının karşısı. Egemenliğin eşitliği kavramına aykırı davranıyor. Ben eşit değilim, TC devleti ve onun cumhurbaşkanı ikinci sınıftır ve Amerika'nın egemenliği esastır mesajı veriyor." "Papaz'ı vermişti. Şimdi Trump bununla yetinmiyor NASA çalışanımız var, onu da serbest bırak dedi. Emredersiniz dedi. Trump ne dedi; Türk yargısına değil, Erdoğan'a teşekkür ederim' dedi. Erdoğan gözünün önünde YPG ile çalışmaya devam edeceğiz dedi. Ses çıkaramadı. Gülen'in iadesini istedi ama Reza Zarrab'ın iadesini isteyemiyor. Reza Zarrab için içi kere nota verdi ama Türkiye'yi aşağılayan mektup için veremedi. SURİYE MESELESİ CHP İktidar olduğunda Suriyeli kardeşlerimizi Suriyeyi göndereceğiz. Egemen güçlerin Türkiye'deki temsilcisisin sen. Türkiye'nin hangi çıkarını korudun. Sonra sıkışınca bizi zor durumda bıraktılar dedin . Suriyeyi onaracağız. Parayı Esad'dan alacağız. Ben boşuna mı söylüyorum Beşar Esad'la konuşacaksın diye. Şimdi elin mahkum konuşacaksın. İŞSİZLİK İşsizlik bunların umrunda değil. Sadece laf üretiyorlar. 8 milyonu aşkın işsiz var bırakın istihdam yaratmayı bizim işsiz sayımız 8 milyonu aştı. Bu paralar nereye gidiyor? EMEKLİLER Erdoğan senin hayat koşulların İsviçre seviyesinde garibanın emekli maaşıyla uğraşıyorsun. Bay Kemal'e 5 koyun teslim edin kaybeder diyor. Bay Kemal olmak kolay değildir. Bay Kemal olmak için egemen güçlerin karşısında duracaksın. Bay Kemal olmak için tüyü bitmemiş yetimin hakkkını yemeyeceksin. Mal varlığının hesabını bütün dünyanın önünde vereceksin. Her CHP'li bir bay Kemaldir. Read the full article
0 notes
Text
"Hak mücadelesi veren bir hareketiz"
https://haberoldu.com/hak-mucadelesi-veren-bir-hareketiz
"Hak mücadelesi veren bir hareketiz"
Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesi’nin Olağan Kongresi’nde konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, “Yerelden başlayıp küresel ölçeğe yaydığımız politikaları daha da derinleştirmek için kısır söylemlerden, çokluk gururundan kurtulup, tıpkı ilk günkü gibi tevazu ile hak bilincimizle hareket etmek durumundayız. Biz, hak mücadelesi veren, emeği önceleyen ve adil paylaşımı talep eden bir örgütüz. Bu yüzden daha yürünecek çok yolumuz, aşılacak çok engelimiz var” dedi.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Mardin Şubesi’nin Olağan Kongresi’nde divan başkanlığı yaptı. Tek liste olarak gidilen seçimde Eyüp Değer, güven tazeledi.
Memur-Sen Tarihi, Mücadelelerle Doludur
“Memur-Sen, çeyrek asrı aşan tarihiyle, yeni bir anlayışın, yeni bir paradigmanın sendikal hayattaki karşılığıdır” diyen Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, “Çatışmacı, çözümsüzlüğe odaklı ve çözümsüzlükten beslenen sendikal anlayışa karşı çözüm odaklı, milletin inancıyla ve dini değerlerle çatışan anlayışlara karşı inanç ve medeniyet değerlerimizle uyumlu, milletin yararını esas alan özgün ve özgür bir sendikacılığın temsilcisidir” diye konuştu.
Çeyrek asırlık bir tarihi geride bıraktıklarını vurgulayan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, “Geride bırakılan bu tarih, vesayetle, darbelerle, baskılarla mücadele tarihidir. Millete yabancı resmi ideolojiyle her düzeyde ve zeminde bir hesaplaşmanın tarihidir. Kalemle, sözle, duruşla ve gerektiğinde sahada canı pahasına verilmiş bir mücadelenin tarihidir. Eski Türkiye’nin yerine yepyeni bir Türkiye kurma çabalarının tarihidir. Sendikacılığa çağ atlatan tarihtir” ifadelerini kullandı.
28 Şubat’ın Zemheri Soğuğunu Yaza Çevirdik
Memur-Sen’in, dik duran kadrolarıyla üyeye, ülkeye, yerküreye karşı sorumluluklarını bihakkın yerine getirdiğini belirten Esen, “Tarihi yürüyüşünü her menzilde kazanımlarla, üretimlerle, övünçlerle taçlandırmaktadır. Gözbebeğimiz, Eğitim-Bir-Sen’imiz, alanında lider bir sendikadır, lider kadroların sendikasıdır. Eğitim-Bir-Sen’imiz Büyük Memur-Sen ailesinin omurgasıdır, kalbidir. Hep birlikte gün geldi 28 Şubat’ın zemheri soğuğunu yaza çevirdik. Gün geldi darbecilerle, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz’la omuz omuz mücadele ettik, mahkemelerde hesaplaştık, sahada özgürlüğün kavgasını verdik” diye konuştu.
Gerek Türkiye’de Gerekse de Bütün Dünyada Olan Bitenlere Gözümüzü Kapatmadık, Kapatmıyoruz
Esen sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Emek örgütleri olarak sadece emeğin ve alın terinin değerini yükseltmek ve hakkını savunmakla mükellef değiliz. Aynı zamanda milletin, ümmetin ve insanlık için barış, huzur, adaletle kurulu bir dünyanın inşası için mücadele etmekle de mükellefiz. Gerek Türkiye’de gerekse de bütün dünyada olan bitenlere gözümüzü kapatmadık, kapatmıyoruz. Suriye, Haiti, Kobani, Bayırbucak, Doğu Türkistan, Filistin ve daha nicesi bizim ilgi alanımızda, destek hattımızda oldular hep. Irkçı mezhepçi çevrelerin faşist saldırılarına maruz kalan üç buçuk milyon Suriyeli muhacirle kardeşliğin teminatı olduk. Gerek Eğitim-Bir-Sen ve gerekse de Memur-Sen olarak tecrübe ve birikimlerimizi yeni bir dünya mümkün diyerek bütün dünyayla paylaştık. 5 kıtaya gittik. Yüzlerce ülke sendikasını Türkiye’de konuk ettik. Yetiştirdiğimiz onlarca uzman sendikacı üzerinden kardeşlik ve dayanışma köprüleri kurduk. Uluslararası sempozyumlar, forumlar ve programlarla küresel çapta buluşmalar ve tecrübe paylaşımları gerçekleştirdik. Başımızı hep dik ve çıtayı hep yukarda tuttuk. Bu bizim vizyonumuzu ve misyonumuzu gösteriyor.”
Yeni Sorumluluklarımız Var
Birle yola çıkıp milyonların aşıldığını, şimdi yeni sorumluluklarla kuşanıldığını aktaran Esen, “Her yeni durum yeni tedbirler, yeni politikalar gerektirir. Bütün bu politikaları geliştirmek için de geçmişe dair muhasebe, geleceğe dair öngörü becerisi geliştirmeliyiz. Zaman zaman eski tartışmaların ısıtılıp önümüze konulduğuna şahit oluyoruz. Bizim için en tehlikeli konulardan biri budur. Biz artık belirlenen değil belirleyen bir örgütüz. Dolayısıyla sorumluluğumuz da bu noktada yoğunlaşıyor. Fakat bazı yerlerde bazı tartışmalara şahit oluyoruz. Maalesef inancımıza örfümüze geleneğimize uymayan ‘çokluk gururu’ bizi bir kısırdöngünün içine çekiyor. Oysa az önce dediğim gibi her yeni durum yeni tedbirler gerektirir. Onun için yerelden başlayıp küresel ölçeğe yaydığımız politikaları daha da derinleştirmek için kısır söylemlerden, çokluk gururundan kurtulup, tıpkı ilk günkü gibi tevazu ile hak bilincimizle, hareket etmek durumundayız. Çokluk gururu bizi körleştirir. En yakınımızı dahi göremeyiz bu yüzden. Biz çok değiliz, biz hak mücadelesi veren, emeği önceleyen ve dahi bir yönüyle hak mücadelesi verirken bir yönüyle de adil paylaşımı talep eden bir örgütüz. Bu yüzden daha yürünecek çok yolumuz, aşılacak çok engelimiz var. Onun için birbirimize daha fazla sarılmalıyız, daha fazla farklı fikirlere açık olmalıyız. Belki farkındayız, belki de değiliz, ama yeni bir dünya kuruluyor. Biz bu dünyanın neresinde olacağız, bir düşünün” diye konuştu.
Esen, sendikaların şube seçimlerine ilişkin ise, “81 ilimizde, kazananı her zaman millet, teşkilatlarımız ve kamu görevlileri olan kongrelerimiz yapılıyor. İşte bu kongreler aynı zamanda bir muhasebe dönemleridir. Biz gerek fert fert gerekse örgütümüz bakamında bu kurulan yeni dünyada nasıl politikalar geliştireceğiz ve bu geliştirdiğimiz politikaları yerelde ve genelde kimler uygulayacak sorularının cevaplarını arıyoruz. Bu kongrelere böyle değerlendirelim. Şunu da hatırlatmak isterim ki; bu makamlar kişisel ikbal için değil milletin istikbali için bizlere emanet edilmektedir. Bu binalar, arabalar, mali imkanların tümü emanettir ve gözümüz gibi korumakla mükellefiz. Şeffaf, hesap verilebilir bir şekilde çalışmamız gerekmektedir. Sorumluluğu devreden arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi, devralan ve devam eden arkadaşlarımıza ‘Hayırlı Olsun’ dileklerimizi sunuyorum.”
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
Text
Sivil Savunma Planı Bilgilendirme Toplantısı için Bir İstanbul Ziyareti
Sivil Savunma Planı Bilgilendirme Toplantısı için Bir İstanbul Ziyareti
Yakın zamanda, Sivil Savunma Planı oluşturulması konusunda ilgili taraflara bilgi vermek, oluşturulacak Sivil Savunma Planı hakkında işletmeden alacağımız bilgiler konusunda fikir alışverişi yapmak amacıyla İstanbul’a yolumuz düştü…
Sivil Savunma Planı Hakkında merak ettikleriniz varsa daha önce hem Sivil Savunma Planının, Ne olduğuna, Nasıl Yapıldığı ve bu hizmeti sunduğumuz müşterilerimize ne yapılacağına dair özet bilgilerin bulunduğu bir kaç yazıyı aşağıda bulabilirsiniz.
Sivil Savunma Planı Hazırlama Danışmanlığı
Sivil Savunma Planı Zorunluğu
Bu görüşmede çok müsbet (olumlu) dostluklar kazanmamız sebebiyle inşallah ayrı bir başlıkta tanıştığımız bu güzel insanlara dair (Mehmet Ali Bey, Bige Hanım, Aliye Hanım) yazımın devamında kısa bir bilgilendirme geçeceğim. Bu yazıyı daha çok bir ziyaret günlüğü gibi okuyabilirsiniz, ziyaret için bileti alırken, otobüs kaçtığı için yeni aldığımız bilet ve bindiğimiz otobüs ihtiyaç zamanında karşılaştığımız küçük bir anı belki sizlerde bir tebessüm bırakabilir ümidiyle böyle bir yazıyı kaleme almayı niyet ettim. Bir gün öncesinden aldığımız İstanbul biletinde, bileti alan değerli bir kardeşimiz bilet saatini 10:00 dediği için o saate kadar biraz ofiste beklerken, aşağıda başka bir kıymetfeşan kardeşimiz ile yolculuğa çıkmayı beklerken birden bilet 09:30 diyince (o sıra 09:19 gibiydi saat) apar topar arabaya atladık, bir yandan çağrı merkezine ulaşmaya çalışıyoruz, bir yandan hızlıca oraya yetişmeye gayret ediyoruz, lakin çabalar sonuçsuz kaldı bizde 10:30 gibi yeniden bilet almak durumunda kaldık. Görüşme için ziyaretimizin 13:30 olması sebebiyle çok fazla araştırmadan yeni bir bilet bulduğumuza sevinerek, 10:30 için otobüsü beklemeye başladık. Otobüsün en sonundaki koltuğa yerleştik 38 numara, yanımdaki koltuğun sırt kısmı yok, benim oturduğum koltuğun emniyet kemeri çalışmıyor.
Nilüfer Turizm Şehirler Arası Otobüsleri
Araca bindiğimizde hem güvenlik, daha da önemlisi artık alışkanlık halini aldığı için kemer takmayınca sürekli kendimi rahatsız hissediyorum, netice itibariyle elbette Allah’a tevekkül ediyoruz, lakin, bu tevekkülün yanlış anlaşılması hususundan da rahatsızlık duyuyoruz, Ben Allaha tevekkül ettim diyerek, hiç bir şey yapmamak Allah’a (c.c.) (haşa) suç isnat etmek gibi oluyor. Görevliye konu hakkında uyarı yapma gereği hissetmedim, çalışmadığı bariz belli olduğu için onunda yapacak bir şeyi yoktu, Ancak Nilüfer Turizm in ilgili birimlerine en azından bu durumu bilmeleri ve belki düzeltmek amacıyla yardımım olur maksadıyla bir istek / öneri mesajı göndermeyi ihmal etmedim.
Çalışmayan Emniyet Kemeri
Sökülmüş, kırılmış cam perdeleri
Kırılmış ışıklandırma yolları
Kırılan ve Dökülen parçalar
Bacak Üstü Bağlantılı Emniyet Kemerleri Ne Kadar Güvenli
Burada konuyu iş güvenliği yönünden de ele almak gerekirse, Otobüslerde kullanılan emniyet kemerleri sizlerin yalnızca koltuklardan ayrılmanızı (uçmanızı) önlüyor, ancak savrulma konusunda çok sağlıklı değil, çünkü sadece bacak üstünden bağlanan emniyet kemerleri göğüs ve kafa savrulmalarında vücudumuzun bu bölgelerinin şiddetli bir şekilde cama yada koltuğa yada yanımızdaki şahışlara vurma ihtimalimiz yüksek, bu sebeple aslında bel ve göğüs bağlantılı emniyet kemerlerinin araçlarda zorunlu olması gerekliliğini düşünüyorum.
Araçlarda Mutlaka Emniyet Kemerlerini kullanmalıyız…
Emniyet kemerleri yolculuk güvenliği için bizlerin olmazsa olmazlarından birisi, şöyle olaylar duyuyoruz, otobüs kazalarında ağır yaralanmış yada ölmüş kişinin o an emniyet kemerini taktığını ancak takmayan kişinin üstüne savrularak ağır yaralanma yada ölmesine sebep olan kazalarla haberlerde karşılaşıyoruz. Emniyet kemerlerinin bu kadar önemli olmasına rağmen büyük işletmelerin araçlarında bu ekipmanların çalışmayışı biz müşterilerin firmaya bakış açısını olumsuz yönde etkiliyor. Bu konuyla ilgili Nilüfer Turizm’in en yakın sürede etkin bir çözüm üreteceğini ümit ediyorum. Otobüs ile yolculuğumuz sonrasında Dudullu’ya geldik, Burada Çerkezköy Bölge sorumlumuz ile görüşerek Sivil Savunma Planı hakkında bilgilendirme yapacağımız, yere geldik, toplantıya biraz erken geldiğimiz için, bir ihtiyaç sebebiyle tarihi bir mekana gitmek istedim, gitmek istediğim yerin sesini duyabiliyoruz, bir duyuru yapılıyor o esnada ama kendisi yok…
İstanbulun Sıcak ve Soğuk Yüzleri
Bir arkadaşa durumu sordum ya bu ses nereden geliyor oraya gitmem lazım, adamcağız bana bir yer tarif etti Google Maps üzerinden kontrol ettim Adamcağızın söylediği yer ile bulunduğum noktadan 7 km uzaklık var. Ama sesin o kadar uzaktan gelmediğini anlayabiliyordum, ya sabır deyip çekip geçtik… yaya olduğum için daha fazla arayıp zaman kaybetmek istemedim, sora sora bağdat bulunurdu, ama İstanbul’da ne yazık ki bulamadı ve oraya gidemeyeceğimi anladım. Hemen altunizade (Marmaray istasyonu) yanında bir üniversiteye gidip en azından ihtiyacımızı gidermek için rica ettim, hay hay dedi kabul ettiler genç 4 üniversiteli kardeşle tanıştık, o esnada, yolculuk sırasında cebimizde taşıdığım bir tatlıyı onlara ikram ettim, Üniversitenin kapısından çıkarken beni çok samimi karşılayan, bu istanbulun sıcak yüzünün (güvenlik görevlisi ağabey’in) boynuna sarılmak istercesine teşekkürlerimi iletip tekrar toplantı yerine geri döndüm. Toplantıya başka bir arkadaşımız ile gelecektik, ancak onun şirketteki diğer işleri sebebiyle ziyaretimize katılamadı, Mehmet Ali Bey, ilk önce durumu biraz yanlış anlamıştı “Tamam siz toplantı odasına geçin” diyince biraz soğuk bir ortam oldu. Sonrasında toplantıda birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı olunca toplantı çok müspet (olumlu) bir hava oluşmaya başladı, gelirken yanlarından zor ayrıldığımızı söylememiz, gerekli. Bir alışkanlığımdan dolayı, bir şey yiyemeyeceğimi ve içmeyeceğimi söyleyince içten üzülmeleri sebebiyle beni ziyadesiyle mutlu etmişti. Bu mümtaz ve güzel insanların yanından ayrılırken yeni dostluklar kazanmış olmamız sebebiyle çok mutluyduk, Bu haleti ruhiye ile İstanbul ziyaretimiz de böyle tamamlanmış oldu dönüş yolunda seyir Esnasında Ataşehir bölgesinden geçerken içim biraz burkuldu, betonarme bir çok bina 50 belki daha fazla katlı 200 m. lere yakın yüksek binalar, Yeni Finans Merkezi olacakmış, evvel zamanki hallerini düşündüm, yeşilin belki binlerce tonunun bulunduğu alanlar soğuk bir merkeze dönüşmüş üzüldüm, hüzünlendim, biraz dert yandım arkadaşımıza bir şeyleri iyi yapalım, mükemmel olalım derken aslında çok şeyi kaybediyoruz, hemde farkında olarak… Bu sanırım bilmeden yapmaktan daha acı bir durum…
Nilüfer Turizm’e gönderdiğim, Öneri Maili…
Herhangi bir yanıt geldiğinde yazıya eklemeye gayret edeceğim. “Selamlar ben xx xx xxxx tarihinde saat 10:30 Bursa – İstanbul dudullu aracınızı seyahat için kullanmıştım, ancak araç üzerinde (16 KN xxx)
Emniyet kemerlerinin çalışmaması
yanımdaki koltuğun sırt kısmının bulunmaması,
perdelerinin takma yerlerinin ve lambaların sonundaki şeritte kırık veya hasar görmüş ekipmanların olması
ve kırık parçalarının oturduğum koltuğun hemen yanında bulunması gibi sebeplerle güvenli bir yolculuk gerçekleştiremedim.
Araçların Yıllık Kontrolleri mutlaka yapılıyordur, ancak bu tarz konulara özellikle güvenlik amacıyla hayata bağlayan emniyet kemerleri konusunda daha dikkatli davranabilirseiz edebilirseniz sevinirim. 2010 yıllarında her şehir dışı ziyaretimde ilk tercihim olmasına rağmen, ben hizmet kalitenizdeki bu düşüş sebebiyle dönüş için Pamukkale turizmi tercih ettim. Sanıyorum uzun bir süre daha nilüfer turizm ile yolculuk etmeyeceğim.”
Ürünün İnceleme kaynak Sayfası - Sivil Savunma Planı Bilgilendirme Toplantısı için Bir İstanbul Ziyareti
#nilüfer turizm otobüsleri#sivil savunma planı hazırlamak zorunlumu#sivil savunma planı nasıl hazırlanır#sivil savunma planını kimler hazırlar#Halim Asa
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Link
#doğaltaş#doğaltaşsıva#ofis#kaffee#inşaatmühendisi#kentseldönüşüm#yeni binalar nasıl yapılıyor#beylikdüzü#sivadatasdevri easystone diyanet camii diyanetişleri istabuldoğaltaş samsundoğaltaş bodrum çeşme beyoğlu şişli#bahçeşehir#basaksehir#mimarlık#mimari#cafe#zekeriyaköy#azerbaycan#kıbrıs
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes
Text
Teknolojiden Haberler
Kaynak : https://teknolojidenhaberler.com/yeni-nesil-binalar-fotovoltaik-binalar.html
YENİ NESİL BİNALAR: FOTOVOLTAİK BİNALAR.
0 notes