#yanginliyaralar
Explore tagged Tumblr posts
munferitdilhun · 16 days ago
Text
bak, mektuplarımın sonuna mahlaslar kazırken tuttuğum kalem parmaklarımı sızlatıyor, bu yürek yarasından daha acı. gecenin bir yarısı yazdığım tüm mektupların muhatabı sen olsan da çaresiz bir hayalden ibaretsin, bu bir ömürlük sızım. ben unutsam pişmanlığım unutmuyor, bu da nasıl ilaçsız bir kanser olduğunun göstergesi. bak, şu sokağın sonunda yanan cılız sokak lambası bile şahit sana. hem sana, hem sana olan nefretime, hem sana olan pişmanlığıma, hem sana olan umutsuzluğuma. ama vakit geliyor çatıyor, sonunda pişmanlık da, nefret de, umutsuzluk da bana dönüyor. ben senden nefret edemiyorum. ben seni sevmiş olduğumdan değil, seni daha çok sevememiş olduğumdan pişmanım. annem sönmüş sigaralarımdan ve parmak uçlarımdaki kül kalıntılarından nefret ediyor. babam umudu kesmiş, o bile nefretini kenara bırakmış. kendime yaptığım bana yetermiş. ben günlerce yalınayak yürüdüğüm asfalttan yeterince tokat yemiştim. gün doğarken bile siyah beyazdı bana gök. benim paletimdeki boyalar kurumuş, gelişine fırça sallıyorum ben. çürümek yetmemiş, parçalara ayrılmışım meğerse. lime lime olurken kimsenin gözü görmemiş. bir heves değildin sen oysaki, hayatta kalmak için içtiğim can suyumdun. bense sana ancak rakı olabilmişim. bir süre başını döndürecek, sonra gece boyu ağlamaktan harap edecek. şu siktiğimin dünyasında tutunabilecek bir seni bulmuşum da, sen tutunduğum parmaklarımı tek tek kesmişsin. tüm dertlerime bir çare bulmuşsun da, hepsinden vahim olanı bırakıvermişsin kollarıma. unutturmuşsun her şeyi, tek damla içmeden sarhoş etmişsin de, sonra bir tokat vurup kendime getirmişsin. yetmemiş, teşekkür beklemişsin. sonra bir de arsızlığın yok mu, sevdiğini bağıran bas bas. elinde sımsıkı tuttuğun hançeri sadece bana saplamanı kaldırabildim derken, sonra sen gidip o hançeri bir de kendine saplamışsın. pişmanlığı da, umutsuzluğu da, nefreti de geri getirmişsin, bir de üstüne suçluluğu eklemişsin. bir anlık peri masalıymışsın, bilememişim, hem ne idiğini, hem değerini. üzülme sevdiğim, bu dünya bir savaş alanı, biz orta yerinde dans ediyoruz. üzülme sevdiğim, sen kollarımda can versen dahi ben senin yerine dans edeceğim. bu hem bir savaş, hem bir yarış, hem de en şehvetlisinden, yaşamaya değecek, ama sonrasında sızım sızım sızlatacak bir aşk.
14 notes · View notes
munferitdilhun · 2 months ago
Text
Bir dolu kan kırmızısı şarap şişesi,
Bir de meczup ki şûrûra dalmış, divane, mevnî,
Düşünmekten, hasret etmekten.
Bir ayazın ısırdığı, soğuk ettiği soluk vûcud,
Öyle ki ölmekten hallicedir.
Buruşturur yüzünü de, atamaz o yaman acıyı
Boğazından.
Ben ki, benliğim benliğinin kölesi, a Süreyya’m,
Bir defa daha gözlerin buluşsun rûhûmla,
Yaralı gönlümün ardındaki kapıdan.
13 notes · View notes
munferitdilhun · 3 months ago
Text
Aslında ben hiçbir şeyi pek bir ehemmiyetle ele almam, madam; aylar, ve hattâ seneler sonra nazar-ı dikkatime şâyân oldunuz, öyle ki rüyalarımı süsler hâle bile geldiniz. Bu vakitten sonra canımı alsanız dahî ellerimi ruhunuzdan çekmem.
14 notes · View notes
munferitdilhun · 3 months ago
Text
Feryâd eder gönül ki, bir cânân idi hayâlim,
Öldü ya da ben unuttum, kabr-i vefâsızlığım.
Âh ile doldu yârin tenhâ kabri,
Ben öldürdüm aşkı, kalmadı sabr-ı dilde.
Cânân-ı medfenimde serencâm-ı firkat buldum,
Hâtıra-i aşkın âh u efgân ile mahfûz.
9 notes · View notes
munferitdilhun · 3 months ago
Text
gelmiş bana beni öğretecek, bi' ton beyni bulanık
ruhuma söz geçirsem, olamazdı böyle karanlık.
12 notes · View notes
munferitdilhun · 3 months ago
Text
Bu kesik basit bir kesik değil, ömrümde saplı hançer yarası. kanaması duruyor da sızısı dinmiyor, o hançer oradan çıkmıyor işte. Ben ne zaman bulacağım seni tekrar, o zaman dinecek sızımız. Çok acıyor mu? Çok acıdı mı?
9 notes · View notes
munferitdilhun · 4 months ago
Text
Hicrân-ı bînihâyetle yandı cân-ı âşinâ,
Figan-ı pürhüzünle doldu felekde âsumân.
Rûy-i mâtem pervâz eder, her demde bir nefes,
Gam-ı müntehâdır gönlümde, sükûn eyler mi cân?
Münzevî-i dildârım, firkatten âh ü zâr,
Dâmen-i feryâd ile sarıldım her bir ân.
Ah kim, yâr uzaklarda, hüzünle baş başa,
Bu gönül âteşinde yandı, gözyaşıyla yuvâlân.
8 notes · View notes