#vazife
Explore tagged Tumblr posts
ilmiyyat1453 · 1 year ago
Text
Saîd b. Cübeyr (rahmetullâhi aleyh) şöyle demiştir:
"Eğer ancak kendisinde hiçbir hata olmayan bir kimse emr-i bi'l-marûf ve nehy-i ani'l-münker vazifesini yapabilir dersek, dünyada hiç kimse hiçbir şeyi söyleyemez."
Saîd b. Cübeyr'in bu sözü İmam Mâlik'in hoşuna giderdi.
Gazâlî, İhyâ
22 notes · View notes
yakazakalb · 7 months ago
Text
İstiğfarları çoğaltalım. Şu ahir zamanda yapacağımız en temel ve mühim vazife bu. Çoğalan yığın yığın fahiş haller ve değişen zamanın getirdiği menfi şeylere karşı olan ciddi mesafeli duruşlarımız ve Allah'a yönelişlerimiz, fiili ve kavlî istiğfarlarımız, iyilikleri çoğaltmak gayesinde oluşlarımız ancak bizi insanların sürüklenip içinde kayboldukları karadeliklerden kurtarabilir.
الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّـَٔاتِۜ 
"Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir." Hud/114
وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِيًّا
"Rabbim! Ben sana hangi konuda dua ettiysem hiçbir zaman bedbaht ve mahrum olmadım.”
Sarıl Rabbine ve ayetlerine, ahir zamanın zehirli okları seni de can damarından vurmasın. Zor zamanda yapılan fedakârlıklar kolay zamanda verilen mücadelelerden daha üstündür. Tarihte bedir şehitleri ne kadar kıymetli biliyorsun. Bu sebeple sayımız az görünse de safları boş bırakmıyoruz, iman ve İslam kalelerimizi her ne pahasına olursa olsun koruyoruz. Nice içi boşalan kavrama biz yeniden hayat verelim. Namaz, tesettür, adalet, iffet, gönül zenginliği...
Kim İslam namına, insanlık hayrına bir taşı yoldan kaldırırsa onun dahi iman ile büyük bir bağlantısı var unutma sevgili dost...
.
54 notes · View notes
zeytinfilizi · 2 months ago
Text
Tumblr media
minik çoraplar artık ayağımıza tam oluyor ")
iki aylık olmaya 10 günümüz kaldı ve yüzünün siması yavaştan oturuyor, o kadar tatlı geliyor ki. hele uzun uykularında onu çok özlüyorum. uyandığı zaman kucağıma alıp sımsıkı sarmak, bağrıma basmak tarifsiz bir his. annelik.. henüz öğrenemesemde bir kaç adım ilerledim. muazzam bir his. ve muazzam bir vazife..
bugün medresede nefsime en ağır gelelerden toplu temizlikler olurdu. efendimle öylemsi bişeyler yaptık, bebeğimizin izin verdiği kadar tabi(: uzun zamandır sadece mutfağı kıyafetleri yapıyordum derin temizliğe vakit olmamıştı. çok şükür gün bitti işlerin çoğu da bitti.
onunla vakit geçirmeyi seviyorum, sevmediğim temizlik yapmak bile eğlenceli hale geliyor, her ne kadar tartışsakta, gıcık olsamda bazen '-' gün içinde tartışıyoruz, barışıyoruz. elimde olmadan kırılıyorum elimde olmadan kırıyorum. nihayetinde ben tilki o kürkçü dükkanı bi şekilde sorun çözülüyor belki de üstü kapatılıp geçiliyor. o yüzden işe gitmesi bi yönden iyi, onu özlüyorum o da özlüyor.
ve son olarak bir tek bulaşıklar mutfakta beni bekliyor, benimse hiç onların hasretini bitiresim gelmiyor. işin kötü yanı, yarın mutfak dağınık olduğu için kahvaltı yapasım gelmeyecek. toplu temiz mutfağa girmenin lezzetini hayal edip yatmadan toplamayı planlıyorum. umarım planıma uyarım..
bu arada bugün onun doğum günü. adam doğum gününde hiç dinlenmedi desek neredeyse yalan olmayacak. kahvaltıdan sonra işlere giriştik, sonra arabayı her zamanki gibi tamire girişti, sonra apartmanın kapısı bozukmuş onu tamir etti. o sırada ben yemek yapmakla ve miniğimle ilgileniyordum. onun doğum günü diye sabah kahvaltıda minik bir pasta yaptım. çok tatlı oldu ama canım birtanem sevdiğim yiyecek paylaşmama kızıyor o yüzden resmini paylaşmadım. evet bencede paylaşmamak lazım milletin canı çeker falan yine de paylaşmak istiyorum böyle hatıra kalacak şeyleri (: çünkü tumblr sanki benim günlerim gibi. her neyse işte. kayınvalidemlerde evimize pasta gönderdiler. iyi hoş her şeyde pastanın üstüne nice mutlu yıllara evimizin direği yazmışlar. çok alakasız buldum, yani bizim evin direği kim oluyor o zaman. kayın babama mı üzülsem yoksa iki tane kaynıma mı. bilmem bazen kocamı annesinden de kıskanıyorum gibi oluyor. ama Allah aşkına buraya kadar okuyan birisi varsa saçma değil mi? lütfen açık bir şekilde yazın :/
ve önceden gerekti diye açılan banka hesabımdan ondan gizli (ama anladı) hediye aldım. üstünde şu karımda karım yazan civcivlerden olan bir tişört. henüz gelmedi.
bu arada doğum gününde pasta yemek hediye almak bunlar dinimizce hoş şeyler mi bilemiyorum. kimse bizden görüp yapmasın. nihayetinde müslüman olmayanlardan bize geçmiş bir adet ama mum üfleme vs olmadıkça sıkıntı olmaz gibi. neyse neyse siz hiç yapmayın. ihtilaftanda sakının, ben gibi olmayın(:
hayrlı geceler herkese . . ⛄
21 notes · View notes
mirzablogg · 2 months ago
Text
Rızık endişesin den dolayı
Allah'a kulluk vazife sini erteleyen lere
Allah hain damgası vuracak
Bu iş çocuk oyuncağı değil
Allah idrâk etmeyi nasip etsin
Anlamayı Hakk' üzere yaşamak nâsip etsin inşallah.
22 notes · View notes
ziyapasa-01 · 9 months ago
Text
Üstüne vazife olmadığı halde,
Sürekli başkalarını ELEŞTİRİP yargılayanlar;
SORUN başkaları değil,
Sizsiniz...🖋️
Tumblr media
30 notes · View notes
planetofthe-dead · 4 days ago
Text
Kilo ver, kahveyi azalt, üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokma.
8 notes · View notes
kadir-tr2569 · 13 days ago
Text
Üstüme gelme vazife başındayım 😁
14 notes · View notes
nefessim · 1 month ago
Text
İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.
Gençlik Rehberi - 208
Tumblr media
11 notes · View notes
yakazakalb · 4 months ago
Text
Bayım, Ben kimim ki? İnsanların üstlerinde öyle çok çok büyük etkiler bırakacak biri değilim elbette. Ben sadece kendi üzerimde etki bırakabilirim. Ve ben kendi üzerimde etki bırakmakla vazifeliyim. Kimse üzerinde etki bırakmakla vazifeli ve memur değilim. Üzerime düşeni yapar, zarafet ve nezaketimi de eksik etmem.
Ben iyi olmak için varım... İyi olmam karşımdakinin iyi olması ile bağlantı değil ve başkalarının iyi olup olmaması beni ilgilendirmez. Herkes kendi sayfasını dolduruyor bayım.
.
16 notes · View notes
mormezarlik · 4 months ago
Text
Sınıftan o hazal denen o kızı çok pis yolasım var her boka durduk yere karışıyor üzerine vazife olmasa bile
7 notes · View notes
guzide1 · 4 months ago
Text
gözyaşı mı daha merhametli, ilaç mı?
hastanın başında, ağlayan, çırpınan, dövünen, canını vermeye kadar türlü merhamet gösterileri yapan anne mi daha merhametlidir; yoksa elinde neşteri, sırtında beyaz gömleği, sert ve sağlam adımlarla onun baş ucuna gelip canını acıtan doktor mu? gözyaşı mı daha merhametli, ilaç mı? islâmda merhamet o kadar üstündür ki, yüksele yüksele ismini ve tabiatını değiştirmiş, vazife olmuştur.
9 notes · View notes
seyyahh-h · 4 months ago
Text
Günün güzeldi değil mi?
Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun,
Masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
Vazife yapar gibi hiç değil, Şöyle keyife keyif katar gibi,
Lezzete lezzet katar gibi,
Eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun...!
Can Yücel
Tumblr media
13 notes · View notes
mirzablogg · 24 days ago
Text
Tumblr media
Evliya’ya eğri bakma, kevn-i mekan elindedir,
Mülke hüküm süren odur, iki cihan elindedir.
Bazı insanlar, islâh ve irşad olmak için bir mürşide gidenlere, şu tenkitleri yöneltiyorlar:
“Kitap ve sünnetten başka yol mu arıyorsunuz?. Tövbeyi caminizde, zikri evinizde yapın. Allah ile aranıza niçin birilerini sokuyorsunuz. Gittiğiniz kimsenin Allah’ın dostu ve mürşid olduğu nereden belli. Hem iman eden herkes Allah’ın dostudur. Niçin mürşid diye bazı insanları yüceltiyor ve kendinizi onlara muhtaç hissediyorsunuz? Onlar da bizim gibi bir insan değil mi?"
Hatta bazısı daha da ileri gidip bunun bir şirk olduğunu bile söyleyebiliyor. Araştırmadan, bilgilenmeden. Daha da vahimi Kur'an bize yeter dediği Kur'an-ı Kerim'i dahi okumadan.
Bu tür sorular, her devirde sorulmuştur. “O da bizim gibi bir insandır” kıyaslaması önce peygamberlere yapılmıştır. Peşinden, “ne farkımız var ki?” değerlendirmesi gelmiştir; arkasından “bizim gibi bir insana uymayız!” hükmü verilmiştir.
Allah-ü Teala bazı kullarını peygamberlik ile şereflendirmiştir. Bazı kullarını ilim, bazı kullarına mülk, bazı kullarına saltanat vermiştir. Bazı kullarını özel dostluğu için seçmiştir. Tercih ve taksim Yüce Mevla’ya aittir.
Elbette ki Allah-ü Teala’ya dost olma yolu herkese açıktır. Yüce Mevla’ya dostluktan bir nasibi olabilir. Fakat herkes Mürşid-i Kâmil olamaz.
Ariflerin belirttiği gibi, iman dairesine girdikten sonra, sonsuz velayet dereceleri, farklı kulluk makamları, birbirinden güzel manevî haller, bitmez tükenmez ilahi zevkler ve ilimler mevcuttur. Herkesin Allah katındaki derecesi, değeri ve fazileti değişiktir.
Baksana biz, insanların bir kısmını diğerine nasıl üstün kılmışızdır. Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük bakımından daha hayırlıdır.” (İsra, 20)
“Herkes için yapmış olduğu amellerden dolayı farklı dereceler vardır.” (Ahkaf, 19)
Mevla’ya gönül veren ilim ehlidir. Arifler, diğer müminlerle imanda ortaktırlar, fakat ilim, edep ve ilahi aşkta apayrı bir hale ve dereceye sahiptirler. Gerçek alim, ariftir; işi Hakk'ı tariftir.
Mürşid-i Kâmil, yer yüzünde Allah’ın halifesidir.
Gönlünü Allah’a veren alime, Rabbani alim denir. Mürşid-i Kâmil, Rabbani alimdir. O, Allah-u Teala tarafından seçilmiş ve sevilmiş bir kuldur.
Abdulkadir Geylani (k.s): “Velayet halktan değil, Cenab-ı Hakk'tan gelir; veliliği kullar değil, Yüce Allah verir.” buyurmuştur.
Bazı müminler, Yüce Allah’ı sever. Bunlara “muhip” denir. Bazı müminleri ise Yüce Allah sever, onlara “mahbub” denir. Mahbub, Allah’ın sevgilisi demektir. Allah (c.c), sevdiklerinin gönlünü kendisine çekmiş, onu özel terbiye ile terbiye etmiş, kendisini nurları ile süslemiş, rahmetiyle desteklemiştir.
Allah-ü Teala, Kur’an’da müjdelediği gibi (Meryem, 96), salih kullarının sevgisini gönüllere yerleştirir; onları insanlara sevdirir.
Mahbub olan zatların bir kısmı, insanları irşadla görevlendirilir; kendisine Hak yolunda imamlık görevi verilir. İcra ettikleri vazife, onların Allah’ın dostu olduğunu gün gibi ortaya koyar.
Arifler derler ki: Allah dostu Mürşid-i Kâmil'lerin diğer insanlardan en önemli farkı, meclisine giren, yüzünü gören, sözünü işiten kimselere Yüce Allah’ı hatırlatmaları ve kalplerini O’na bağlamalarıdır.
Mürşid-i Kâmil'lerin bir diğer farkı, heybet ve cazibe sahibi olmalarıdır. Kendilerini gören kimse ister istemez hallerinden etkilenir ve kalbi onların tarafına çekilir.
10 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 7 months ago
Text
Tumblr media
"Allâh'ım! Ben sana Allâh (isminle) dua ediyorum. Sana Rahmân (isminle) dua ediyorum. Sana Berr ve Rahîm (isminle) dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim tüm güzel isimlerinle dua ediyorum.
Allâh'ım, yapmış olduğu adaletsiz uygulamalarla çalışanların vazife yapma aşkını şevkini kıran, onları hizmetten küstüren idarecileri, çalışmayanlara, hizmeti aksatanlara göz yuman, hizmeti hakkıyla yapanlara da hakkını vermeyip onlara zulmeden, adaletsizlik yapan idarecileri sana havale ediyorum. Onlara fırsat verme ya Rabbi.
İlahi! Kusursuz olan Allâh, Ehad, Bedi' ve Kadir isimlerini şefaatçı kılıp niyazla Sen' den istiyorum!
Kadri muazzam olan ismin hürmetine Sen' den niyaz ediyorum
Ya Hayy, ya Kayyum! Allah, Ehad, Bedi' ve Basit isimlerini şefaatçı yaparak ve ümitle Sana yalvarıyorum.
Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allâh'ım! Sabit ve Cebbâr isimlerinin hakki, uyumaz sıfatın ve ateşleri söndüren Halîm ismin hürmeti için!
Ey çabuk imdada koşan Rabbim! Allâh, Ehâd isimlerinin ve dualara süratle cevap veren Bedi' isminin hürmetine Sana yalvarıyorum.
Kayyum ismin hürmetine dualarımı kabul et
Sen her türlü noksandan münezzehsin, ey yaratma ve her an yoktan çoklukla var etme mertebesinin en yükseğinde bulunan ve ölüleri en kerimane tarzda dirilten Allâh'ım!
Bir araya getirilmiş hece harflerinin hakkı için,
Yüce İsm-i A'zamın ve Kur'an'ın her tarafı kuşatan nuruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine dualarımı kabul buyur
Ne olur ism-i Cebbar'ınla, bana bir heybet ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini benden çektir
Kadri Yüce, Selam, Aziz ve Celil ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü düşman ve hasetçiden koru!
Bunu Celal, Rauf, Münezzeh, Kuddüs ve kendisiyle karanlıkların dağıldığı Rahim isimlerinin nuruyla lütfet!
Ey Rabbim! O nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selâm ve Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi suratle yerine getir.
Ma'bud, Hû, Samed ve Şehîd isimlerinin hürmetine ey Yüce! Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır!
-Ey celal sahibi! Ve ey Halim! Sen' in yardımınla açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lutfeyle!
Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kur'an-ı Hakim'in nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.
Ey celâl sahibi ve ey kırık gönülleri üzüntüden kurtarıp saran! "Kün=ol" fiilinin "Kâfi hürmetine beni koru!
Tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selâmet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sen' sin benim sığınağım. Sıkıntılar ancak Sen' inle ortadan kalkar.
-Rahmet olan yağmurun sağnak hâli gibi üzerime rızık yağdır. Her ne kadar günahta aşırı da gitseler âlemlerin ümidi yalnız Sen' sin!
Ey Celâl Sahibi! Basîr ism-i şerifin hürmetine düşmanlarımızı sağır, dilsiz, kör ve konuşamaz eyle!
Ey Gerçek Ma'bûd, yâ Hû ve yâ Hayre'l-Hâhkîn! Ve ey bizim için rızıklar cömertliğinden coşup gelen!
Her yönden gelen düşmanı Sen' in yardımınla defederiz. Sen de isminle onlara uzaktan atar ve onları dağıtırsın.
Ey Celâl Sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyetini arz ettiği Zât'ın (Hz. Muhammed'in) şanı hürmetine onları yüzüstü ve yardımsız bırak!
-Yâ İlâhî! Benim ümidim ve seyyidim yalnız Sen' sin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini
Kesin yeminlerin (Yeminle başladığın Kur'ân sûre ve âyetleri) ve muhtevaları hürmetine, bütün zararlıların tuzaklarını benden defet!
-Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel, çünkü artık onlar çok ileri gittiler.
Ey Rab ve Rahmân olan Allâh'ım! Hiç şüphesiz Sen hak ma'-bûdsun! Ey kuvvetli mededkârım! Şiddetli fırtınalar peş peşe kopmaktadır.
Kâfirlerden korunmak ve düşmana şiddetle hücum etmek ancak Sen' in yardımınladır. Sen' in yüce kapına gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır.
-Tâ Hâ, Yâ Sîn, Tâ Sîn ve Tâ Sîn Mîm (Kasas ve Şuara Sûreleri hürmetine bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol!
Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd (Meryem) Sûresi ile, bizi dört bir yandan kuşatan kem gözlere karşı korunuruz ve bu bize yeter.
Hâ Mîm Ayn Sîn Kaf (Şûra) Sûresi bizi koruyan sığınağımız olsun; onun karşısında dağlar bile sarsılır.
Kâf, Nûn ve Hâ Mîm Sûreleri hürmetine bu himayeyi gerçekleştir... Duhân Sûresinde de muhkem kılınmış bir sır vardır.
Elif Lâm ile başlayan sûreler, Nisa Sûresi, Mâide Sûresi, En'âm Sûresi ve nurlu kılınmış Nûr Sûresi hürmetine...
Amme, Abese, Nâziat, Tank, Ve's-Semâi Zâti'l-BUrûci ve Zilzâl sûreleri hürmetine...
Tebâreke, Nûn, Seele Sâilün, Tehmîz (Hümeze), İze'ş-Şemsü Küvvirat Sûreleri hakkı için...
Zâriyât, Necm ve Kamer Sûreleri hürmetine dualarımı kabul buyur
-Hizb hizb, âyet âyet, okuyucuların okudukları ve inmiş olanlar adedince Kur'ân Sûreleri hakkı için.
Ey Mevlâm! Kendilerine kitab indirdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlını diliyorum.
Âyetü'l-Kübrâ hürmetine dualarımı kabul buyur
O harfler Merih yıldızı gibi yüksek ve âlîdir. Asâ-yı Musa ismiyle karanlıklar dağılır.
Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden niyazda bulunuyorum.
Ey Mevlâm! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A'zam) Sana yalvarıyorum.
İlâhî! Peygamberlerin Sana manen yaklaşmak için kendilerine şefaatçi kıldıkları kelimeler hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et. Günahlarımı bağışla.
Ey Yaratıcım ve Seyyidim (Efendim)! İhtiyacımı yerine getir! İşlerimi Sana havale ediyorum.
-Ya Rabbi! Hz. Muhammed'i (a.s.m.) ve burada toplanan güzel isimlerini şefaatçi ederek Sen' den niyaz ediyorum!
-O seçilmiş Muhammed'e (a.s.m.) ve bütün Âline yeryüzünün bitkileri ve kıyamete kadar esen rüzgâr adedince salât eyle!
Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salât eyle!
Bizzat Hz. Allâh'ın ve meleklerinin ona salât ve selâm getirmesi (Onun büyüklüğünü göstermesi bakımından) sana yeter.
O halde sen de, yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, sürekli olarak ve şefaatini dileyerek ona salât getir.
Âl-i Hâşim'den (Haşim Oğullarından) o paklara, hacılar Kâbeyi ziyaret edip onu selâmlamaları adedince selâm eyle!
-Yâ İlâhî! Hz. Ebû Bekir ve Ömer, Hz. Osman ve sarsılmaz Haydar hürmetine (Allah'ın Arslanı Hz. Ali'den) razı ol!
Aynı şekilde bütün Âl ve Ashabın, evliya ve salihler ve bunlara tâbi herkesten hürmetine dualarımı kabul buyur.amin
8 notes · View notes
nurtohumlari · 9 months ago
Text
Ateş dahi, sair esbab-ı tabiiye gibi kendi keyfiyle, tabiatıyla, körükörüne hareket etmiyor. Belki emir tahtında bir vazife yapıyor ki; Hazret-i İbrahim'i (a.s) yakmadı ve ona, yakma emrediliyor. (Risale-i Nur; Sözler)
16 notes · View notes
keats-and-shauq · 11 months ago
Text
Agar ye keh do, baghair mere nahin guzara, to main tumhara
Ya us pe mabni koi ta'assur, koi ishara, to main tumhara
Ghuroor-parvar, anaa ka maalik, kuchh is tarah ke hain naam mere
Magar qasam se jo tumne ek naam bhi pukara to main tumhara
Tum apni sharton pe khel khelo, main chahe jaise lagaun baazi
Agar main jeeta to tum ho mere, agar main haara to main tumhara
Tumhara aashiq, tumhara mukhlis, tumhara saathi, tumhara apna
Raha na in mein se koi duniya mein jab tumhara, to main tumhara
Tumhara hone ke faisle ko main apni qismat pe chhodta hun
Agar muqaddar ka koi toota kabhi sitara, to main tumhara
Ye kis pe taaviz kar rahe ho, ye kis ko paane ke hain vazife
Tamaam chhodo, bas ek kar lo jo istikhara, to main tumhara
– Amir Ameer
14 notes · View notes