#uzak doğu yemekleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Pad Thai Tarifi: Uzak Doğu Asya'nın Lezzet Bombası
Pad Thai: Uzak Doğu Asya’nın Lezzet Bombası Uzak Doğu Asya mutfağının en sevilen ve zengin lezzetlerinden biri olan Pad Thai, tatlı, ekşi ve tuzlu aromaların mükemmel bir uyumunu sunarak damaklarda unutulmaz bir tat bırakır. Genellikle pirinç eriştesi, karides, tofu, fıstık ve taze sebzelerle hazırlanan bu nefis yemek, Tayland sokak yemeklerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Özellikle hızlı ve…
#Asya mutfağı#karides#lezzetli yemek#Pad Thai#pirinç eriştesi#pratik yemek#sokak yemekleri#tarif#tofu#Uzak Doğu
0 notes
Text
Zenginlerin yaşadığı bir semtte oturuyorum. Genel olarak, uyum sağlayamadığın, giydiğin, yaptığın her şeyin bir şekilde yanlış olduğu hissi veren, zengin okulunda burslu öğrenci olmak gibi bişi.
Ayak bileğimi burktum. üzerine basamıyorum. Hava almak için koltuk değnekleriyle güç bela arka sokaktaki parka gittik. Hareket edemediğimden uzun bir süre yaşlı gibi etrafı izledik boş boş. Bütün çocuklar asyalı, zenci, melez falan. Sarışın uzun saçlı kız çocukları koşturuyor. Şık erişkin kıyafetlerinin küçültülmüş haliyle değil de, böyle bizim alıştığımız, kafasına göre kumaşlardan, rastgele kesilme pembe renkli çocuk kıyafetleriyle şapşal şapşal gezen normal çocuk görünce inanılmaz bir samimiyet hissediyorsunuz.
Ayağım sakat diye hastaneye uberle gitmek zorundayım her gün. Uber biraz bilmediğim sokaklardan geçti. Daha böyle mahalle arası gibi, normalde çok dandik çok salaş bir dönerci diyeceğiniz, izbe binanın zemin katında açılmış minik restoranlar var. Ama Hepsinin ismi de fresh and zen salads, bilmemne sushis, soul food salad falan.. Gerçekten de yemeksepetini açıp oo uzak doğu mutfağı oo bowl falan diye söylediğiniz her şey merdiven altı. Lüks semtin yakınında merdiven altı bowlcu açıp yemeksepetinden millete dayamak çok mantıklı bir iş planıymış. Geçen hep söylediğim bowl bilmemen diye havalı isimli bir yerin önünden geçtim şans eseri, o bowlları baya bıyıklı dayılar hazırlıyor. Bütün büyüsü kaçtı.
Bu gün de ju jusen chian Jong falan bir yerden noodle söyledim, ismi jujutsu kayzen isimli anime gibi bir şeydi. Anime sitelerini açıyorum, hepsinin ismi geçmiş hayatımda kötü adamdım ama bu hayatımda portaldan geçerek orospunun teki oldum ve rusça konuşuyorum.. falan gibi, bütün konuyu özetleyen uzun şeyler, belki yemek söylediğim lokantanın da öyle bir anlamı vardır, önceki hayatımda kalbi çok kırılmış bir anime kızıydım ama bu hayatımda uzakdoğu yemekleri hazırlayan doğulu bir türk aşçıyım! Falan
7 notes
·
View notes
Text
Bu aralar uzak doğu kültürüne sardım.
Yemekleri,örf adetleri ve doğasına dair ne bulsam öğrenmeye çalışıyorum.
Neyse yemekleri benim en çok ilgi alanıma girdigi için pek çok yemek kanalına üye oldum.
Ama bir yemek kanalı var yemekten çok müzikleri için takip ediyorum.
Harika müzikler eşliğinde yemek videoları yapıyor.
Şu şarkının güzeliği başka bişey kalbimi pamuk gibi yaptı resmen :)
8 notes
·
View notes
Note
askim genelde uzak doğu yemekleri mi tercih ediyosun
evet ben ve erkek arkadaşım genel olarak uzak doğu yemeklerini seviyoruz deniyoruz
0 notes
Photo
Çinlilerin Afiyetle Yediği En Sıra Dışı 27 Yemek 🤮 Çinlilerin Afiyetle Yediği En Sıra Dışı 27 Yemek 🤮
#Asya#asya kültürü#asya mutfağı#çenet#çin kültürü#çin mutfağı#çinliler ne yiyor#dünya yemekleri#sümeyra çenet#sümeyra çenet ülke#trend#ülke videoları#ülkeler hakkında bilgiler#uzak doğu#uzak doğu yemekleri#yemek kültürü
0 notes
Photo
UZAK DOĞU USULÜ TAVUK SOTE TARİFİ http://kadincatarifler.com/uzakdogu-usulu-tavuk-sote-tarifi
#uzak doğu usulü tavuk sote#uzak doğu yemekleri#tavuk sote tarifi#tavuk sote#yemek tarifleri#yemek tarifi#kadınca tarifler
2 notes
·
View notes
Text
Güney Kore vloglari izledim yemek hazırlama vlgları ve su an uzak doğu yemekleri aseriyorum sağ ol YouTube ♥️🙂
10 notes
·
View notes
Text
Kurgu
Gökyüzüne kadar uzanan binalarıyla, hiç durmayan trafiği ve yüksek yaşam standartlarıyla sizi kendi dünyasına hapsetmeye hazır olan New York’a hoş geldiniz! Bu gürültülü ve yorucu günden bunaldığınızı düşünerek sizi kaliteli bir kahve içmeye davet ediyorum. Siz İskoç viskisiyle tatlandırılmış kahvenizi yudumlarken ben de sizi minik bir şehir turuna çıkaracağım. İzninizle.
Amerika’nın en kalabalık eyaletlerinden birisi olan New York, birçok farklı milliyeti bünyesinde barındırıyor. Irkçılığın söz konusu bile olamayacağı bu yerde işin aslı fark yaratan tek bir unsur var: para. Batı yakası insanları şöhretin ışıkları altında kör olurken, doğu yakasından taşınan insanlara yukarıdan bakmaktadır fakat unuttukları bir şey vardır ki, insanların hayatlarını kurtaran ve bu ülkeye hizmet etmek için sakin yaşamı seçen insanların birçoğu doğu yakasını oluşturuyor. Her iki yaka arasında yaşanan bu çekişmeleri bir yana bırakalım şimdi. İnsanların birbirleriyle olan sorunları ne sizi ne de beni ilgilendirir. Günüm asla bitmesin, her akşam farklı etkinlikler, farklı insanlar görmek istiyorum diyenlerdenseniz batı yakası yüzündeki sinsi gülümsemeyle sizi bekliyor olacak; yok ben gelemem o kadar gürültüye, sakin fakat para içinde yüzen yaşantım beni mutlu ediyor, hafta sonları doğa yürüyüşleri yapacağım, kendi kulübümde takılacağım diyorsanız doğu yakası anaç bir edayla karşınızda duruyor olacak. Tarafınızı dikkatli seçmenizi öneririz. Bütün bu hayatların yanı sıra Juilliard Akademisi’nin burnu havada ve seçkin çocukları arasına karışmaya çalışan New York Üniversitesi öğrencileri, bütün bu olaylardan bağımsız olarak neredeyse her gün parti yapmaktan geri kalmayan Brooklyn Üniversitesi öğrencilerine pek aldırmayın. Gençliğin önü kesilmemeli.
Eyaletin ve yakaların bu parlak yaşantısı altında kalan kör noktalara ise dikkat etmenizi öneririz. Bu eyalette kimseye güvenemezsiniz, güvenmemeniz gerek. Bir bakmışsınız kanun kaçağı olduğunuz için hâkimin karşısına çıkarılmışsınız; bir bakmışsınız vatan haini ilan edilmişsiniz. Attığınız adımları kendinize saklayın, sırlarınızı tıpkı Pandora’nın Kutusu gibi bir kutuya saklayın. Yine de bizim önerimiz kutuyu Burberry’den almanız. Sırlarınızı öylesine bir kasaya koyamamalısınız, değil mi?
Manhattan’daki Şehir Devletleri;
Cascades: Kendini doğu yakasıyla bir dakika bile yarış içerisine sokma ihtiyacı bile hissetmeyenlerin bulunduğu Cascades, güzel kadınları ve zengin iş adamlarıyla meşhur. Öyle bir ün yapmış durumdalar ki, sırf bu ün nedeniyle her türlü moda haftası, Victoria Secret defileleri, yılbaşı ve noel kutlamaları konusunda bir numaralar. İşin aslı hiçbir şehir devleti bu açıdan Cascades ile yarışamaz. Tekstil firmaları, mankenlik ve oyunculuk ajanslarıyla herkesi büyüleyen bu şehrin ışıkları bir saniye bile sönmüyor. Billboard’larda yayınlanan dedikodular, moda haftaları ve kıyasıya rekabet içerisinde olan markaların yanında bir o kadar da ticaretin kalbi denilebilecek yer. Lojistik firmalarının bulunduğu Cascades, yüksek kiraları ve vergileriyle selamlıyor. 80 metrekare evlere minimum 7000 dolar kira vermeye ve emlak danışmanlarını zengin etmeye hazır mısınız?
Lubovnik: Her türlü staj olanağının olduğu bu şehir devletindeki evler o kaliteli olduğu kadar düşük kiraya da sahip. Mimarlara, iç mimarlara, her türlü mühendislik alanındaki firmalara kucak açmış olan Lubovnik, adından da anlayacağınız üzere genelde Slav ırkının bulunduğu yer. Aynı zamanda tüm dünyada kabul edilmiş, yazılımcı ve bilgisayar mühendisliği dehası olarak geçen Hintli iş adamlarıyla tanışma imkânı sağlıyor size. New York Üniversitesi’nin burada bulunması bütün bu iş olanaklarına kapı açmış durumda. Aynı şekilde kendi içinde konservatuar ve güzel sanatlar barındıran New York Üniversitesi öğrencileri, Juilliard öğrencileri tarafından pek sevilmezler. Zaten hangi özel okul, devlet okulunu sevdi ki bugüne kadar? Ucuz kiraları, take away restoranlarının kullanışlı olmasının yanı sıra görüp görebileceğiniz en pahalı barlar sokağının da Lubovnik’te bulunduğunu unutmayın. Beş tekila shot için 120 dolar ödemeye hazırsanız, buyrun, barmenler sizleri bekliyor.
Pravda: Geniş sokaklarına sahip olmasının nedeni yollarda gezen son model arabalar mı yoksa korumaları nedeniyle sürekli trafiği tıkayan senato üyeleri mi olduğu bilinmez, her iki yakanın da en zengin şehir devleti Pravda. Toprak ve arsa sahiplerinin zenginliğiyle dikkat çekiliyor burada. Her türlü siyasi parti, siyasal düzen ve emniyet müdürlüğü burada olsa da Pravda’da gizli bir şekilde kumarhane yönetildiği ve gizli oyunlar oynandığı açık. Pravda’nın bilinen mafyaları ve mafya babaları öyle bir durumda ki uyuşturucu kaçakçılığına bile girmiyorlar. Bunun yerine, bu tarz kirli işleri Kalopsie sakinlerine bırakıyorlar. Her yerde kolları olan bu adamların insan hakları bildirgesine aykırı olsa bile insan kaçakçılığı yaptıklarına dair duyumlar alınıyor. NYC Lisesi’nin batı yakasındaki ayağının bu şehirde olması ise aileler için büyük bir sorun teşkil ediyor. Ne diyebiliriz ki? Polislere ve devlet adamlarına güvenimiz tam -mı acaba?
Lueur: Müzik, sanat ve oyunculuk sektörü için doğru yerdesiniz. Sahne sanatlarından bir adım bile geri kalmayan Lueur şehir devleti, Amerika’daki birçok şarkının belki de tanınmış olduğu bir yer. Resim atölyeleri, dans akademileri, stüdyo sahipleri, tiyatro gösterileri, Oscar ve Emmy ödül törenleri Lueur’un gurur kaynağı denilebilir. Tabii ki Juilliard Akademisi’nin burada bulunuyor olması bu şehirde seçkin insanların yaşadığının bir göstergesi. Birbirleriyle asla anlaşamayan insanların bulunduğu Lueur’da zenginlikle ahkam kesmek istiyorsanız bir daha düşünün deriz. Emin olun, bu şehrin sakinleri hiçbirimizin kalıbına ve bilgi birikimine bakmadan bizi üstünlükleriyle ezer. Özellikle Juilliard Akademisi öğrencileri sizleri sinir krizinden sinir krizine sürükler, en sonunda cinnet geçirip adam öldürebilir veya intihar bile edebilirsiniz.
Brooklyn’deki Şehir Devletleri;
Kalopsie: Zenginliğini kendi içinde yaşayan doğu yakasının karanlık ve kirli sokaklarında yürüdüğünüzü hatırlatmak isteriz. Amerika Askeri Üssü’nün burada bulunduğunu unutmamanız gerektiğinin yanı sıra her türden dolandırıcı sizi kendi tarafına çekmek için çabalayacaktır. Zeki fakat bir o kadar da ticari zekâsı gelişmiş insanların oluşturduğu Kalopsie şehir devleti, daha çok Afro-Amerikan ve Yahudilerin çoğunlukta olduğu bir bölge. Girerken ve çıkarken cüzdanınızın sizinle birlikte olduğundan emin olun. Brooklyn’in banliyölerinden birisi olan Kalopsie, zeki insanlarıyla sizi bekliyor olacak. Acil durum çağrısını biliyorsunuz değil mi? Call 911.
Amitié: Burnunuza yemek kokuları dolmaya başladı değil mi? Masterchef USA ve Masterchef Junior programlarının bile burada çekildiğini göğsümüzü gere gere söylemek isteriz. Michelin yıldızlı restoranları, içebileceğiniz en kaliteli kahveye sahip mekanlar, büyüklü küçüklü alışveriş merkezleriyle Amitié karşınızda! Doğu yakasındaki gösterişten uzak kalmayan yetişkinlerin daha çok tercih ettiği bu şehir devletinde aslında birçok şirketin iş yemekleri düzenleniyor. Bilim toplantıları, kültürel etkinliklerin birçoğu buradayken batı yakasındaki Cascades ile yarış halinde oldukları şüphe götürmez bir gerçek. Biz yine de yedi yıldızlı otelleriyle, her türlü ucuz malı bulabileceğiniz Çin mahallesiyle Amitié’nin bir sıfır önde olduğunu söyleyebiliriz.
Bonheur: Hafta sonu vaktinizi bir çiftlikte mi geçirmek istiyorsunuz? Yoksa doğa yürüyüşleri yaparak mı? Belki de sadece arka bahçesi bir koruluğa açılan evde kalmak istemişsinizdir. Batı yakasıyla bağlantıları olan köprü manzarası, en iyi kalitedeki hastaneleri ve hukuk bürolarıyla Bonheur tam anlamıyla zengin fakat işçi kesimin bulunduğu yer. Her türlü estetik operasyonlarınızı burada yaptırabileceğinizden emin olabilirsiniz. Yine de internetten doktorları biraz araştırın derim. Ülkenin sporcuları tarafından da tercih edilen Bonheur, büyük olimpik yüzme havuzları, atletizm gibi her alanda adını duyurmuş durumda. Tabii ki Olimpiyatlara giden, NBA'e ve beyzbol turnuvalarına hazırlanan takımlarda büyük etkisi var. Bonheur sakinleri batı yakasına gitme gibi bir ihtiyacı hiç duymadıkları gibi, aramızda kalsın ama, o yaka sakinlerinden de pek haz etmezler. Burnu hava iki tip insanın iyi anlaşabildiği nerede görülmüş zaten?
Mouette: Festival mi? Burada. Konser mi? Burada. Okul etkinlikleri? Burada. Doğu yakasının eğlencesinin bitmediği, barlar sokağının bulunduğu, kulüp ve eğlence mekanlarının yanında imax sinemaları, bowling salonları, lunaparklar… Eğlenceden bir adım bile geri kalmayacağınız bu şehir devleti aynı zamanda Brooklyn Üniversitesi ve NYC Lisesi’nin doğu kampüsüne ev sahipliği yapıyor. Brooklyn Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu okul kulüpleri o kadar etkili ki, şehir devletindeki yönetimlerle ilgilenen bir ekip bile olduğunu söyleyebiliriz. Siz New York Üniversitesi öğrencilerine söylemeyin yine de ama, Brooklyn Üniversitesi’nin profesörlerinin daha iyi olduğu su götürmez bir gerçek. Mini barlar sokağı olarak adlandırılan bir caddeye sahip olsa da bu cadde üzerindeki mekanlar daha çok kitap kafe veya kafe bar tadında. Sakin bir gün geçirmek istiyorsanız aradığınız yer.
2 notes
·
View notes
Text
03/08/2019 (310719-01.41)
Birlikte üfleyemediğimiz doğum günü pastaları, karşılıklı göz göze yiyemediğimiz yıldönümü yemekleri, kahkahalarla kutlayamadığımız nice güzel olay, beraber uyuyamadığımız geceler, aynı anda göz açamadığımız sabahlar, yalnız yaptığımız o tatsız kahvaltılar, yan yana yürüyemediğimiz yollar, dip dibe oturamadığımız tüm çimenlikler, beraber keyifle çay içemediğimiz o sıkıcı akşamlar...
Bugün yine bu saydıklarımdan birinin kapısının tam önündeyiz. Beraber üfleyemediğimiz bir doğum günü pastası daha..
Farkında mısın bilmem, yaş aldıkça güzelleşiyoruz. Birbirimize olan bağlılığımız, düşkünlüğümüz artıyor yaş ald��kça. Pastaları beraber üfleyemesek de zaten hayallerimiz yanıbaşımızda beliriveriyor. Her yılımız, Rabbime binlerce kere şükürler olsun ki, bir önceki yılımızdan daha güzel geçiyor. Büyüyoruz beraber. Koca bir aşkı da büyütüyoruz, doyuruyoruz, pekiştiriyoruz.
Tüm bunların yanında, hala, “bugün sen çok gençsin yavrum. Hayat umut neşe dolu, mutlu günler vadediyor sana yıllar ömür boyu...” Çok gençsin. Sana aşık olduğumda aklı bir karış havada, ergenin tekiydin. Şimdi biten 22. yaşının ben en iyi tanığıyım. Ne kadar büyüdüğünü, olgunlaştığını, yakışıklı bir genç adam olduğunu görüyorum. Gururla izliyorum suratında beliren her yeni yaş çizgisini. Gururla izliyorum yaş alışını. Şükürle izliyorum. Ama hala çok gençsin. Gençliğine de gururla bakıyorum. Bana aitsin. Benimsin. İnanılmaz bir haz veriyor bu duygu bana. Yanında olamayışımın kalbimi ezmesi bir yana, beni severek adım attığın bir yeni yaşının daha kapısını açmış olman müthiş mutlu ediyor beni. Biten 22 yılın inadına, bir 22 yıl daha seni bugünkü kadar sevebileceğimi biliyor olmak, ruhumu doyuruyor tıka basa. Ve elbette doğum günü dileğini içinden tutuyorsun ama “ben”li dilekler tuttuğundan emin olmak da ayrı bir tat benim kalbim ve ruhum için..
Her sene yazıyorum sana, normal zamanlarda yazdığımın aksine, her doğum gününde oturuyorum şu ekranın başına. Önceki senelerde yazdıklarımı okuyorum, görüyorum ki eksik bir şey bırakmamışım. Görüyorum ki zaten söylenecek her şeyi söylemişim. Bu sene bir şey yazamam herhalde, diye düşünüyorum her seferinde. Ama yine klavyenin ilk tuşuna bastığım an, durduramayacağım bir yoğunlukla yazdıkça yazıyorum. Anlatmak istiyorum, herkese duyurmak istiyorum. Hem herkes bilsin ne hissettiğimi hem de kimse bilmesin istiyorum. Hem herkes alkışlasın bizi, maşallah desin hem de insandır belli olmaz, nazara gelmeyelim istiyorum. İstiyorum ki dünya üzerindeki herkes ama herkes bizim birbirimizi bulup “bir” olduğumuz gibi bulsun kendi yarısına da.
En yakın arkadaşım, dert ortağım, ağlama duvarım, kahkaha küpüm, başımı yasladığım omzum, kollarının arasını evim-kalbini yuvam bildiğim,aşkım , yol arkadaşım, sevgilim... Hiç tereddütsüz, dünyaya bir daha gelsem yine bugünümü aynen bu şekilde yaşamak isterdim. (Evet, yanında olmayı tercih ederdim ama haşa, buna şükür. Aza kanaat edeyim ki Rabbim çoğu görünce şımarmayacağımı bilsin.) Dünyaya bir daha gelsem yine sen beni sev isterdim. Yine sen bana aşık ol, o güzel kirpiklerinle çevrili gözlerini gözlerime dik isterdim. Sen benim bu dünyadaki sevaplarımın ödülüsün bana. Sen benim bu dünyadaki en büyük sınavım ama aynı zamanda en büyük de hediyemsin. Bilmem senin için tam olarak kendimi nasıl tanımlarım ama bence ben de senin bu dünyadaki hediyenim. Seni o kadar çok seviyorum ki, sana o kadar çok aşığım ki bu ancak bir insana hediye olarak verilebilir bence. Biz birbirimizin şansıyız ve her gün bin kere şükretsek yine yetiremeyiz.
İyi ki doğdun sevgilim. İyi ki geldin de buldun bu deli kızı. Benimle güldün,benimle ağladın, benimle büyüdün iyi ki. İyi ki kalbim senin kalbinin tadını aldı. Seni anneciğin benim için doğurmuş, biliyorum. Hissedebiliyorum bunu. İyi ki! Allahım! Çok şükür...
Beraber değiliz, ah! Keşke olsak.. Değiliz.. Senin için o kadar önemli değil belki ama, özür dilerim. Pastanı üflemeden önce AA! DİLEK TUT! diye seni darlayamadığım için, muhtemelen bir elimde pastan ve diğer elimde telefon olacağından seni alkışlamak için şekilden şekile giremediğim için, merasim bittikten sonra şöyle bir “Oh! İyi ki doğmuşsun! Sana çok aşığım” diye sana sıkıca sarılamadığım için özür dilerim. Doğu günün sebebiyle fevkalade mutluyum biliyorsun ama yanında olamadığım için çok mutsuzum. Kalbim ezik büzük. Ama...
Biliyorum. Gün gelecek o kadar sıkılacağız ki her sene pasta üflemekten, “amaaan bu sene de pasta olmayıversin” diyeceğiz. Biliyorum, belli rutinlerimiz olacak. Örneğin her sene doğum günlerimizde aynı yemekleri yiyeceğiz ya da her sene farklı bir yeri görmeye gideceğiz. Her sene sen getirip televizyona bilgisayarını bağlayacaksın ve “izlememek” için bir film açacağız. Belki her sene aynı filmi “izlemeyeceğiz”. Biliyorum... Allahım o günleri düşündükçe içimi bir ferahlıkla dolduruyor, bir günden sonra artık her sene doğum günü sabahlarında seni öperek uyandırabileceğim, biliyorum. Seni bıktırana kadar organizasyonlar düzenleyeceğim, 3 Ağustos’u bayram yapıp, 15 Kasımı da zorla bayram yapmanı sağlayacağım biliyorum. Bir gün gelecek aramızdaki en büyük mesafe evimizin birbirine en uzak köşesi kadar olacak. Birbirmizi görmediğimiz en uzun saatler sabah mesai saati için evden çıktığımızda başlayıp eve tekrar geri geldiğimizde bitecek. Bir günden sonra artık özellikle önemli günlerin gecelerinde hayallere dalıp ağlamayacağım biliyorum. Kalbimde, dilimde o günlerin dualarıyla geçiriyorum bugünü de. Rabbim bize nasip etsin. Amin...
Beraber nice senelerimiz olsun aşkım, ailelerimiz bir olsun, çoğalarak, sağlıkla üfleyeceğimiz pastalarımız olsun.. Beraber olalım, sağlıklı olalım da sonra ne gelirse ben kabul ediyorum. Doğum günün kutlu olsun! Sana çok aşığım! Çok!
12 notes
·
View notes
Text
Dana Etli Noodle Tarifi
Noodle, dünya mutfağının en gözde ve pratik yemeklerinden biridir. Özellikle dana eti ile hazırlanan noodle, hem lezzeti hem de besin değeri ile ön plana çıkar. Protein açısından zengin olan bu yemek, doyurucu bir seçenek sunar. Hem akşam yemekleri hem de hızlı bir öğle yemeği olarak tercih edilebilecek bu tarif, Uzak Doğu mutfağının eşsiz aromalarını sofralarınıza getirir. İşte, adım adım dana…
0 notes
Text
Endonezya’nın 'şifalı' kobraları
Yeni içerik yayınlandı hemen incele! https://www.videotabi.com/haber/endonezyanin-sifali-kobralari/
Endonezya’nın 'şifalı' kobraları
youtube
#böcek#böcek yiyorlar#endonezya#endonezya yemekleri#iğrenç yemekler#ilginç yemekler#kobra#kobra ızgara#uzak doğu yemekleri#Yılan#yılan yiyorlar
0 notes
Text
Kanserden Sonra
Bugün aslında büyük gün yarın ise daha da büyük gün. Çünkü bugün dört aylık kemoterapinin ardından ikinci defa PET çekindim ve sonucu yarın belli olacak. Anlayacağınız yarın ak koyun kara koyun belli olacak; kemoterapiye tamam mı devam mı diyeceğiz. İnşallah tamamdır ve hep hissettiğim gibi tamamen temizlenmişimdir. Ancak aksi ihtimal için ise gardım hazır bekliyorum, çarşamba günü kemoterapi varmış gibi hazır ve nazırım.
Gelelim yazımızın amacına kemoterapi gibi zorlu bir süreçten, yapmak isteyip de yapamadığım bir sürü şeyden sonra, normal insan hayatıma geçince yapacaklarımın listesini çıkarmaya. Aşağıdaki listeyi bir an evvel hayata geçirmek dileğiyle paylaşıyorum.
1) Müzik yeniden hayatımın merkezinde yerini alacak. Bir süre önce fark ettim ki eskisi kadar müzik dinlemeyi bırak, hiç müzik dinlemiyorum. Özellikle bekarken yaptığım her işin arkasında mutlaka bir şarkı olurdu. Müziksiz adım dahi atmazdım. Geldiğim noktada bunun mutluluğum üzerine etkisinin farkına vardım. Özellikle eşlik ederek dinlediğim müzik bende acayip yatıştırıcı, mutluluk verici, stresi yok edici etkiye sahip. Hepinize öneririm, müziksiz kalmak insanı kanser edebilir.
2) Yediğime içtiğime ve çocuğuma yedirip içirdiğime ekstra özen göstermek. Alışverişlerde organik ürünleri tercih ederek, mümkün olan ürünlerde yerinden temin yoluna gitmek.
3) Tatlı yeme alışkanlığını ev yapımı olmak şartı ile şekersiz tarifler üzerinden haftada bir ile sınırlamak, dışarıdan çok canımız isterse de ayda biri geçmemek şartıyla yemek.
4) Dışarıda yemek yeme işini ayda iki ile sınırlamak. Bunu sağlamak için de evde yapacağım yemekleri haftalık bir menü olarak önceden planlayıp, az miktarlarda günü gününe hazırlayıp tüketmek. Haftalık menüleri planlarken de mevsimine göre meyve ve sebzeleri takip etmek. Salatasız ve yoğurtsuz sofra hazırlamamak. Çöpe yemek dökmemek için azami dikkati göstermek. Meyve sebze atıklarından kompost hazırlayıp, geri dönüştürülebilir çöpleri ayıklamak.
5) Atıştırmalık yiyecekleri kuru yemişler ve kuru meyveler ile sınırlı tutup, paketli gıdalardan uzak durmak.
6) Kanser düşmanı gıdaları araştırıp, gözden geçirip (zerdeçal, zencefil, pancar, buğday çimi vb.) günlük yeme rutinimize entegre etmek.
7) Yüzmeye yazılmak, yüzmeye gidemediğim günlerde ise 5.000 adımdan az olmamak şartıyla yürüyüş ile eksiği tamamlamak.
8) Her daim tertemiz ve düzenli bir eve sahip olmak. Bunun için de bir temizlik planı hazırlamak.
9) Bakımlı olmak.
10) Balkon bahçeciliği tarzında bitki ve çiçek yetiştirmeye başlamak, bunun için de bir sulama hatırlatıcısı kurmak. Ayrıca balkonlara bir çeki düzen vermek.
11) Kalp, Solunum, Karaciğer, Böbrek gibi sıkıntılarım için doktora gitmek.
12) 2019 yılı hedeflerine hiç başlayamadım belki ama yılın kalan yarısında bunları gerçekleştirmek.
13) Ailecek kamp yapmaya başlamak.
14) Babaannemi ziyaret etmek için İzmir’e gitmek.
15) Van kahvaltısı için Van’a gitmek.
16) Doğu ekspresi ile Kars’a gitmek.
17) Bir etkinlik planı ve takvimi oluşturmak.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim şu hayatta plan yapmak kadar anlamsız bir şey daha olamaz. Malum biz plan yaparken tanrı bize gülüyor. Ancak ve yine de; inadına plan yapmak, ummak, beklemek ve inanmak lazım. Her şey çok güzel olacak, daha da güzel olacak.
2 notes
·
View notes
Text
MSA- Mutfakta 8 Hafta (Etkinlik)
Bıçak. Makarna. Sos. Çorba. Risotto. Et. Balık. Tavuk. Patates. Pilav. Noodle. Bugüne kadar mutfağa dair duyduğunuz, gördüğünüz, tattığınız her şeyi yapmayı öğreneceğiniz 8 haftalık bir eğitime davetlisiniz.
“Mutfakta 8 Hafta”da temel mutfak tekniklerini profesyonellerden öğrenecek, kendinizi bu teknikleri çeşitli yemekler üzerinde uygularken bulacaksınız. Kapsamlı bir mutfak eğitimi görmek isteyenler için ideal olan bu eğitimde, hem pratiğinizi hem de tekniğinizi geliştirerek kendi evinizin şefi olarak mutfağınıza döneceksiniz.
10 Ekim- 28 Kasım Pazar, 16.00-20.00 1. Hafta – Bıçak seçme, kesim ve kullanma teknikleri, mutfak set-up ve hazırlıkları Minestrone çorbası Patates risotto Fırında tavuk
10 Ekim 2021 Pazar 16.00-20.00
2. Hafta – Ana ve türev soslar, çorbalar, hazırlama ve kullanma metodları Tavuk suyu (Demo) Kahverengi et suyu (Demo) Mayonez (Demo) Beşamel sos Hollandez sos (Demo) Terbiyeli erişteli mercimek çorbası Tavuk suyu ile kremalı mantar çorbası
17 Ekim 2021 Pazar 16.00-20.00
3. Hafta – Et çeşitleri ve yapıları, pişirme teknikleri ve püf noktaları Bonfile ayıklama ve temizleme teknikleri (Demo) Kuzu kol tandır, vişne sos, sebze püresi ve lavaş ile (Demo) Kestane mantarlı ve kremalı bonfile Kuzu karski; patates püresi ve sote sebzeler ile
24 Ekim 2021 Pazar 16.00-20.00
4. Hafta – Kümes hayvanları ve pişirme yöntemleri Rosto hindi (Demo) Kaparili domates soslu sote tavuk göğüs, sarımsaklı ekmekler ile Çıtır tavuk butları, ranch sos ile Izgara tavuk kanatları, patates kızartması ve ballı hardal sos ile
31 Ekim 2021 Pazar 16.00-20.00
5. Hafta – Pilavlar ve pirinç çeşitleri, pişirme teknikleri ve püf noktaları Karışık mantarlı risotto Buharda pişmiş yasemin pilavı (Demo) Özbek pilavı Ciğerli iç pilav Meyhane pilavı
7 Kasım 2021 Pazar 16.00-20.00
6. Hafta – Uzak Doğu wok yemekleri pişirme teknikleri Tom Kha Gai Sebzeli kızarmış Çin böreği, chili soya sos ile San choy bow; marul yaprağında istiridye sos, soya filizi, zencefilli karides Dana etli ve sebzeli egg noddle
14 Kasım 2021 Pazar 16.00-20.00 7. Hafta – Deniz ürünleri seçme, temizleme ve pişirme teknikleri Ahtapot (Demo) Yuvarlak balıkların ayıklanması (Levrek) Düz balıkların ayıklanması (Dil balığı) (Demo) Güveçte kaşarlı ve mantarlı tereyağlı karides Izgara dil şiş, mini roka salatası ile (Demo) Tempura kalamar, tarator sos ile Kağıtta sebzeli levrek fileto
21 Kasım 2021 Pazar 16.00-20.00
8. Hafta – Taze makarna hamuru hazırlama ve makarna sosları Taze makarna hamuru yapımı Pesto soslu fettuccine Ricotta ve ıspanak dolgulu ravioli ve adaçaylı tereyağ sos ile Bolognese soslu lazanya (Demo)
28 Kasım 2021 Pazar 16.00-20.00
*Derslerin telafisi yoktur, yerinize başkası katılamaz.
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/msa-mutfakta-8-hafta-etkinlik-20/
0 notes
Text
Işık ülkesi-Azerbaycan
Haziran 2017'de okuldan mezun olduktan sonra ailem ve ben akrabalarımızın yanına gittik, bu benim ilk Azerbaycan seyahatimdi.Azerbaycan beni Haydar Aliyev havaalanına indiğimiz andan itibaren fethetti. Azerbaycan'da yaklaşık bir ay geçirdik. Şimdi size detaylı olarak anlatacağım ve bulunduğumuz yerleri ve şehirleri göstereceğim.Azerbaycan'ı ziyaret etmek isterseniz buraları mutlaka ziyaret edin.
Azerbaycan, Asya ve Avrupa'nın tarihi yollarının kesişme noktasında parlak, renkli, çok uluslu, çok kültürlü bir devlettir. Burada antik mimari şaheserler, Doğu'nun baharatlı tadı, Kafkasya'nın misafirperverliği ve mizacı, Avrupa sofistike ve Batı ilerlemesiyle buluşarak eşsiz bir ortak yaşam oluşturur. Geçmişin tarzları, zevkleri, kültürel mirası ve geleceğin silüetlerinin böyle bir karışımı başka hiçbir yerde bulunamaz.
Azerbaycan
Bu ülkenin adının kökeni hakkında birçok efsane bulabilirsiniz. En ilginç ve şiirsel versiyonlardan biri, «Azerbaycan» In «ışıklar ülkesi» olarak çevrildiğini ve bu hipotezin aynı anda birkaç teyidi olduğunu söylüyor. Bir yandan, eski zamanlardan beri, bu bölgelerdeki petrol ve gazın yüzeye çıktığı ve çoğu zaman yerel halkı kutsal bir huşu içine sokarak ateşlendiği bilinmektedir. Öte yandan, İslam öncesi dönemde, antik din – zerdüştlük burada hüküm sürdü ve hatta sözde peygamber Zerdüşt (Zerdüşt) burada doğdu.
Azerbaycan topraklarına dağılmış zerdüştlüğün sayısız eseri tarafından doğrulanmaktadır. Bunlardan en önemlisi Bakü'de duran Kız Kulesi. Yangın tapanlarının ikonik bir yapısı olduğuna inanılıyor. Ve surahana'nın yerinde, 18.yüzyılda hala geçerli bir tapınak olan «ateş evi» veya Ateshgyah duruyor. Buna ek olarak, yerel halklar arasında hala o eski zamanlardan beri korunmuş birçok gelenek var.
Ancak, Azerbaycan'da eski binalar arasında sadece Zerdüşt tapınakları bulunabilir. Ülkenin başkenti Bakü, en zengin tarihe sahip bir şehirdir. Sokaklarında dolaşırken, burada Eski Şehir – Icheri-sheher'de çekilen "elmas el" filmini kesinlikle hatırlayacaksınız. Eski Şirvanşahlar Kalesi'ni gezmenizi ve daha sonra güneye, antik çağlarda büyülü olarak kabul edilen gobustan rezervine gitmenizi öneririz. Gobustan kayalıklarında, bilim adamları, Neolitik dönemden kalma ve sadece yirminci yüzyılın ortalarında keşfedilen bir yazıt bırakan Roma lejyonerlerinin zamanına kadar uzanan birkaç bin çizim buldular. Buradan çok uzak olmayan çamur volkanları da gezginlerin dikkatini çekiyor
Gobustan'dan güneye giden yol, Azerbaycan'ın güneyindeki bir subtropikal bölge olan Lenkerane'ye uzanır. Oradan kuzeye, büyük Kafkasya'nın eteklerine gidebilirsiniz. Buradaki vadiler ve vadiler çok ilginç şeyler saklıyor. Zakatala kasabasından başlamalıyız. Büyük ölçüde, antik Kakhetia'nın bulunduğu Gürcü Alazani Vadisi'nin bir uzantısıdır. Burada, dağlarda, Kafkas Arnavutluk'un eski tapınak kompleksi korunmuştur-neredeyse iz bırakmadan ortadan kaybolan eşsiz bir kültür Anıtı. Ancak, Kafkas Arnavutluk'un yerlilerinin Norveç krallarının ataları olduğu tur Heyerdahl'ın hipotezi sayesinde, bu alana olan ilgi arttı ve Kish Köyündeki Arnavut kiliselerinden birinin restorasyonunu finanse etmeyi mümkün kıldı. Birkaç yüzyıl önce, yerel hanlar burada hüküm sürdü. Bunlardan biri sanatın bir uzmanıydı ve ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ettiğimiz Sheki'de bir saray inşa etti.
Azerbaycan Kafkasya'nın Güney yamaçlarındaki en ilginç yerlerden biri, dağ sıraları arasında kaybolan Lagiç kasabasıdır. Yerli Azeriler, yerel halkın zarfını anlamakta zorluk çekiyorlar. Gerçek şu ki, Lagich Pers yerlileri tarafından kuruldu ve hala kasaba halkı kültürlerini ve geleneksel el sanatlarını koruyor.
Arabayla ulaşmanız gereken bir başka yer de Kafkas sırtı'nın Kuzey yamaçlarında gizlenmiş olan aul Khynalyk dağıdır. Hinalugtsy, yılın büyük bir kısmı dünyadan izole edilmiş, aynı zamanda kendi dilini ve özgün kültürünü korudu ve şimdi turistler bu dağlık köyün eşsiz lezzetine dalmak için buraya geliyorlar.
Azerbaycan her gün şaşırtan bir ülkedir. Burada volkanlar ve megalitik anıtlar, çok sayıda etnik kültürle tanışabilir, muhteşem mutfağı deneyebilir ve Transkafkasya'nın gerçek misafirperverliğini hissedebilirsiniz.
Bakü
Modern Bakü'ye yaklaştığınızda, herkesin «elmas el»filminden hatırladığı dar sokakların labirentine sahip eski harap bir kasaba gözlerinin önünde görünür. Şimdi çok sayıda gökdelen ile büyük bir metropol ve sadece setten kız Kulesine geçerseniz ve daha sonra ıcheri-sheher'in eski kentinden daha yüksekse, «ışıkların ülkesi»nin geçmişine bakabilirsiniz.
Bakü'nün tarihi büyük ölçüde petrolle ilgilidir. Antik çağlardan beri, bu yerlerde yangın tapanlar yaşadı ve şehir merkezindeki Kız Kulesi, zerdüştlük döneminden kalan ikonik yapılardan biri olarak kabul edildi. Kuleye tırmanın - buradan Bakü'nün gezginlerin dikkatini çeken neredeyse tüm yerlerini görebilirsiniz. Aşağıda, kulenin altında – antika dükkanların mahalleleri ve bir zamanlar ipek yolu boyunca yürüyen tüccarların kaldığı eski bir kervan kulübesi. Burada harika bir oryantal halı ya da örneğin Aladin'in bir cin bulduğu bir düzine bakır lamba satın alınabilir. Bununla birlikte, etnoshopping, geri dönüşte alışveriş yapmak için ertelenmek daha iyidir.
Kız Kulesi, Bakü'nün eski şehri Icheri sheher'in dar, yukarı doğru uzanan sokaklarının bir labirentinin ortasında yer almaktadır. Burada renkli avlulara bakarak dolaşmaya değer. Eski şehrin üzerinde Şirvanşahlar Kalesi – Azerbaycan hanlığının son hükümdarları Hanedanı. Saray şans eseri hayatta kaldı: ülke Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olduğunda, yöneticilerin eski odaları yıkmak istedi, ancak ordu binaları depoların altına aldı. Sarayın topraklarında yüzlerin görüntüleri ve antik yazı ile gizemli taşlar görebilirsiniz. Hazar Denizi'nin seviyesi yükseldiğinde ortadan kaybolan bailov Kalesi'nden geriye kalan tek şey budur. Yangın Tapan kültürünün en eski eserlerinden biri olduğuna inanılıyor.
Şehir kendi içinde güzeldir. Eski evler, caddeler, deniz, güneş, inişli çıkışlı tepeler. Bakü'nün beğenilmesi için bu yeterli.
Hikayelere bakılırsa, Bakü sadece birkaç yıl önce aktif olarak modernleşmeye başladı.
Ölçek kesinlikle şaşırtıcı. 5-10 yıl içinde ne olacağını hayal etmekten korkuyorum. Daha Avrupalı ve ilginç olacağını düşünüyorum.
Ne gördüm ve görmenizi tavsiye ederim
Bulvar (set). Onun yanından asla geçemeyeceksin.Bakü'ye vardığınızda Primorsky Bulvarı'nı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Şehir konukları burada birçok çekici yer bulacaklar: müzeler, turistik yerler, parklar, kafeler, restoranlar ve çok daha fazlası. Bulvarın kendisi alışılmadık derecede güzel ve çeşitlidir. Orta kısmı yeşillik ve çiçek zenginliği ile dikkat çekicidir ve kıyı şeridinin basamakları deniz suyunda son bulur.Bulvarda yaklaşık 1 milyon halıyı özenle depolayan bir halı müzesi var.
Gemide gezintiye çıkın. Gündüz veya akşam. Güzel bir şehir manzarası açılıyor.
Alışveriş caddesi (meydan) ve çeşme meydanı. Çok sayıda dükkan, kafe, heykel, çeşme var.
Sanat Müzesi
Azerbaycan Tarih Müzesi (Tagiyev caddesi, 4. Landmark papatya dükkanı)
Halı Müzesi
Haydar Aliyev Merkezi .Haydar Aliyev Merkezi, modern Bakü görünümünde ikonik bir dönüm noktasıdır. Bina, Azerbaycan'ın üçüncü cumhurbaşkanının adını almıştır..Turistler Haydar Aliyev'in merkezini ister dev bir deniz dalgasıyla, ister bir kum tepesiyle, ister uzak geleceğin uzay gemisiyle, ister uzaylı bir çiçekle karşılaştırıyor… Gerçekten de bina, bulunduğu tepenin mucizevi bir devamı gibi görünüyor. Bununla birlikte, bunu fark etmemek imkansızdır - pürüzsüz yüzey, kasvetli havalarda bile kendi ışığını yayar gibi görünüyor ve güneşli bir günde bu göz kamaştırıcı beyazlık patlaması gerçekten silinmez bir izlenim bırakıyor.
Elbette Bakü'nün incisi Eski Şehir'dir (Iceri Shexer). Kız Kulesi, Şirvanşahlar sarayı, minyatür kitap müzesi, kervansaray, çağdaş sanat galerisi, sanatçı Ali Shamsi'nin (ali-shamsi.com) ev-atölyesi burada . Ayrıca birçok kafe, restoran, antika dükkanı ve hediyelik eşya dükkanının yanı sıra halı, seramik ve diğer ilginç şeyler dükkanları da var. Sadece eski şehirde dolaşmak, bahçelere, kafelere, dükkanlara bakmak ilginçtir)
Filarmoni Salonu ve yakınındaki park.
SANAT MÜZESİ
Haydar Aliyev Merkezi
Abşeron Yarımadası
Harita üzerinde Azerbaycan, Hazar Denizi'nde göze çarpan gagasıyla kanatlarını açan bir kuşun siluetini andırıyor-bu Apşeron Yarımadası. Büyük Kafkas sırtı dağ sırtının Doğu ucunu temsil eder. Yarımada Bakü'nün bir banliyösüdür, ancak en önemlisi kaleleri ve kuleleri ile antik çağın açıklanamayan megalitik yapısı olan Apsheron rut ile ünlüdür. Surakhana ve Shikhovo balneolojik tatil köyleri ve yaz aylarında yerel Plajlar açılmaktadır. Ancak, Surakhani'de sadece tatil için değil.
Apsheron Yarımadası'ndaki surahana kasabasında ateş tanrısı Ateshgi Tapınağı var. Antik dünyanın gezginleri, çağımızın başında bahsetmişti. Bu yerler, doğrudan yüzeye doğal gaz çıkış yerleri tespit edildiğinde ün kazanmıştır. Yanıcı olarak, gaz akışları sönmeyen meşalelere yol açtı. Zamanın baskın dini zerdüştlük'tü ve ateş zerdüştler için kutsaldı, bu yüzden bu yerlerde bir ateş tapınağının inşa edilmesi şaşırtıcı değil.
150 yıl önce, Rus İmparatorluğu boyunca seyahat ederken, Alexander Dumas bu yerleri ziyaret etti. Yaklaşık aynı yıllarda, petrol ve gaz tabakalarının geliştirilmesi yakınlarda başladı, bir fabrika inşa edildi ve bu da üst gaz tabakalarının tükenmesine neden oldu. Ateshgi Tapınağı'nın kutsal ışıkları zayıflamaya başladı ve yirminci yüzyılın başlarında nihayet söndü. Bu zamana kadar, Bombay'dan gelen Pars topluluğu buraya Bakanlar gönderdi. Işıklar söndüğünde, son brahmin tanrıların ona kızgın olduğunu düşündü. Tapınağın kapısına bir kale astı ve Hindistan'a gitti. Daha sonra tapınak restore edildi, yapay gaz başarısız oldu ve eski tapınaklarda alevler yeniden canlandı. Persler ve İranlı zerdüştler bugün tapınağa Hac yapıyorlar.
Azerbaycan Mutfağının En Sevilen Lezzetleri
Çok çeşitli olan Azerbaycan yemekleri genellikle etli, sebzeli, sütlü, hamur işli yemekler, pilavlar ve çorbalardan oluşur. Zeytinyağlı yemekleri yoktur. Azeri mutfağında dikkat çeken bir özellik de şudur: Aynı türe ait yiyeceklerin pek çok çeşidinin olması. Söz gelişi dolma ve sarmanın 30'dan çok, pilavın 100'den fazla çeşidinin olduğu bilinmektedir. Bu durum çorbalar, hamur işleri, et ve sebze yemekleri, tatlılar, salatalar için de geçerlidir. Bakü'de her turistin yemeklerden denemek için neye ihtiyacı olduğunu size söyleyeceğim.
1.Pilav
Bakü'de denenecek ilk şey. Bu yemek, ülkenin bir ziyaret kartı olarak kabul edilir ve yerliler onu çok lezzetli bir şekilde pişirir. Azerbaycan pilavının diğerlerinden temel farkı, en önemli malzemelerin ayrı ayrı hazırlanmasıdır. Pirinç, et ve kurutulmuş meyve veya başka bir şey şeklindeki katkı maddeleri farklı yemeklerde pişirilip servis yapılırken karıştırılır. Azerbaycan'da onlarca pilav tarifi var, bu yüzden farklı seçenekleri denemeye değer.
2.Kyukyu sabzi
Bakü'de ulusal mutfağın restoranlarında veya sokak kafelerinde tadabileceğiniz popüler bir Azerbaycan soğuk mezesi. Kyukyu'yu koyu yeşil renginden kolayca tanıyabilirsiniz. Bu alışılmadık yemek, turta ve omlet arasında bir haç gibi görünüyor. Azerbaycan'da öğütülmüş taze otlar, aromatik baharatlar (safran gerekir), ceviz ve yumurtalardan hazırlanır. Karışım bir tavaya dökülür, kısık ateşte lezzetli bir kabuğa kadar kızartılır. İnanılmaz derecede lezzetli çıkıyor - denemeye değer!
Bakü'den daha fazla ceviz getirin. Ulusal Azerbaycan yemeklerini pişirmek için faydalı olacaklar. Bunları satın almak gerçekten karlı (Azerbaycan'da fındık fiyatları Kazakistan'dakinden daha düşük ).
3.Dovga
Vejeteryanların deneyebileceği başka bir Azerbaycan ulusal yemeğidir. Geri kalanlara da reddetmemelerini tavsiye ediyoruz. Tabii ki, fermente süt ürünlerini seviyorsanız. Dovga, bol yeşillik içeren matsoni'den (bazen ayran veya kefir) yapılan sıra dışı ve çok sağlıklı bir çorbadır. Kendi takdirinize bağlı olarak sıcak veya soğuk olarak servis edilir. Azerbaycan'da bir seferde iyice yemek yemek istiyorsanız, öğün aralarında sadece böyle yiyecekler sipariş edin. Dovga'nın sindirimi iyileştirdiğine ve bu nedenle ağır öğünlerde iyi olduğuna inanılıyor.
4.Lyavangi
Azerbaycan'da balık veya tavuk lavangi denediğinizden emin olun. Yemek çok doyurucu, çok sıradışı, her açıdan ilginç. Aslında, "lyavyangi" doldurulmuş bir şey demektir. Azerbaycan'da kural olarak balık veya tavuk iştah açıcı dolguyla doldurulur. Kompozisyonda - domates, biber, soğan, ceviz, baharat karışımı. Bütün bunlar bir tandırda pişirilir. Standart olmayan bir dolgulu çok hassas et çıkıyor. Ek bir garnitür sipariş etmek zorunda değilsiniz - bu kendi kendine yeten bir besindir.
0 notes