Tumgik
#toplumbilimi
politic-things · 5 years
Photo
Tumblr media
فرهنگ و آگاهی همراه با قلم واقعیت پرداز یکی از مخاطرات رژیمهای دیکتاتوری است. باد هر وسیله ای سعی میکنند مانع روشنگری جامعه شوند. Uyanış. kültür ve gerçekleri yazan kalemler her zaman diktatörlerin ama kâbusudur. Tüm varlık ve güçleriyle toplumun aydınlanmasının önüne geçerler. #uyanış #toplumbilimi #diktatör #otoriter (Near East University) https://www.instagram.com/p/B2TS4dklhZR/?igshid=1uuvp4l2o542s
0 notes
netbilge · 3 years
Text
Sosyoloji 2022 Taban Puanları ve Sıralama, Sosyoloji bölümü nedir?
Sosyoloji 2022 Taban Puanları ve Sıralama, Sosyoloji bölümü nedir?
Sosyoloji modern toplumların bilimidir. Latince “socius” ile Yunanca “ology” sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle türetilmiş bir kavram olan sosyoloji, bu şekliyle, toplum bilim şeklinde tanımlanabilir. Sosyoloji veya toplumbilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Tumblr media
Peyami Safa yine beynimi de kalbimi de allak pullak edip kenara koydu. En son Yalnızız’da yaşamıştım bunu. Psikoanalitiğe, mistisizme, siyaset bilimlerine olan istidatını engin edebi yeteneğiyle harmanlayan üstad, okuyucusunu kitabın içine hapsediyor.
Ferit, Ferid, it, id.. diye söze başlıyor ve açılarak büyüyen tüm olay örgüsü ve karakter tahlillerine, bilinçakışı tekniğiyle eşlik ediyor.
Matmazel Noraliya’nın büyüleyici hikayesine ancak 200 sayfa okuduktan sonra vakıf olma şansınız var. O ana kadar kitabın adını aramaktan vazgeçmeli..
Nihilizmi tasavvufla buluşturmak hüneri, tüm olan biten tuhaf olaylar, derin kederleri ve hayatlarıyla kadim zamanlara götürüyor.
Hakkında çok şey yazıp söylemek isterim. Öyle çok sayfayı karaladım, altını çizdim ki..
Lakin, okumak gerek galiba, anlatmaktan ziyade.
Kitabın son bölümünde yazar, nihilizmi, mistisizmi, parapsikolojiyi, psikoanalitizmi bir kenara çekip, sağlam bir sistem eleştirisi yapıyor ve yirminci yüzyılın ilk yarısında Peyami Safa’nın yaptığı günümüzde geçerliliği tartışmasız öngörüleri, handiyse, kehanetleri yer alıyor.
Hürriyet ve Müsavat diyor, rejimleri alaşağı ediyor, toplumbilimi gazeteci kimliğiyle tabiri caizse döktürüyor.
Ne anlatsam, ne söylesem kifayetsiz.
Siz en iyisi okuyun eğer ilginizi çekebildiysem..
kişisel: Daha çok yakın zamanda Büyükada sokaklarını arşınladığım için kitabın son bölümünde aynı sokaklarda yürüyen Matmazel Noraliya ve Ferit’i görmek de güzel tesadüf oldu...
2 notes · View notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Sosyoloji (Toplumbilimi) Kitabı pdf indir pdf indir
Sosyoloji (Toplumbilimi) Kitabı pdf indir, adlı kitabı ziyaretçilerimizin çok istemesi sebebi ile alıp pdf formatına getirmiş bulunmaktayız. Prof. Dr. Mustafa E. Erkal isimli yazarımızın yazdığıSosyoloji (Toplumbilimi) Kitabı pdf indir kitabı sizlerde indirip okuyabilir veya arşivinizde saklayabilirsiniz.
Sosyoloji (Toplumbilimi) Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
guncelpdfindir-blog · 6 years
Text
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı)
İslam’da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı) Bilim tarihine Batı gözlüğüyle bakanlar, Batı’nın bugünkü bilimsel üstünlüğünü ya ‘Eski Yunan- Roma Kültür Kökeni’ne ya da ‘Yahudi-Hıristiyan Din Kökenleri’ne bağlayarak: – ‘Doğu’nun bugünkü geriliği tümüyle İslam’ın gerici bir din olmasından kaynaklanmaktadır; Doğu, İslam’dan çıkmadıkça bilimde ilerleyemez’ görüşünü yaymaktadır. Cengiz Özakıncı, bu kitabında, Müslüman toplumlara yönelik ‘Hıristiyan Misyonerliği’nin en incelmiş, en sinsi biçimi olan bu görüşü çürüterek, Batı’nın bugünkü bilimsel üstünlüğünü Yahudiliğe ya da Hıristiyanlığa değil, tümüyle Müslüman bilgin ve düşünürlere borçlu olduğu gerçeğini, hem de hiç bir Yahudi, Hıristiyan Batılı’nın yadsıyama-yacağı türden Batı kaynaklı belgelerle göstermektedir. Kitapta yer alan ve çoğunun tıpkı basımı Türkiye’de ilk kez bu kitapta yayımlanan bu unutturulmuş Batı kaynaklı belgeler bir yandan Batı’da Yahudilikten ve Hıristiyanlıktan kaynaklanan eli kanlı bilim düşmanlığının tüyler ürpertici boyutlarını apaçık gözler önüne sererken, bir yandan da 800-1100 yılları arasında Müslüman ülkelerde deneysel ve düşünsel bilimlerin doruğa tırmandığını, Batı’nın ancak Müslüman bilginlerin buluşlarını kavradıktan sonradır ki bilimsel alanda ilerlemeye başladığını kanıtlamaktadır. Kilise’nin bilim düşmanlığı ve bilim adamlarının Papalık fermanlarıyla nasıl odun ateşlerinde törenle diri diri yakıldıkları bu kitapta doğrudan Vatikan arşiv belgeleriyle ve John Foxe’un 1563’te Kraliçe I. Elisabeth’e sunduğu raporda yer alan resimlerle gözler önüne serilirken; tüm kişisoyunun ve Batılıların cebiri Müslüman bilgin Horezmi’ye; optik bilimleri, yerçekimini Newton’a değil El-Hasan’a; tıbbı, eczacılığı, otopsi yöntemlerini İbni Sina’ya, aşı uygulamasını Razi’ye; gökbilimi Zerkali’ye, Toplumbilimi İbni Haldun’a; felsefeyi mantığı İbni Rüşd’e, Farabi’ye; sezaryanla doğum yaptırmayı Biruni’ye; matematiği, fiziği, kimyayı, biyolojiyi, hepsini ama hepsini tümüyle Müslüman bilginlere borçlu olduğunu -yine Batı kaynaklı arşiv belgelerinin tıpkı basımlarından örnekler sunarak- ortaya koymaktadır. Kitabın son bölümünde “Peki ama nasıl oldu da 400 yıl boyunca Batı’ya bilim öğreten Müslümanlar, bilimin öncülüğünü Batı’ya kaptırıp, bugün Batı’dan bilim dilenir duruma düştüler?” sorusuna eğilen Özakıncı, bugüne dek doyurucu bir yanıt verilemeyen bu soruyu bilimsel verilere dayanarak, herkesin anlayabileceği bir dille açıklarken; bu kitap, aynı zamanda Hıristo-Faşist Bizans İmparatoru İkinci Manuel’in, “Muhammed vaadettiği inancı kılıçla yayma emrinden başka hangi yeniliği getirmiştir, gösterin bana?” sözlerini yineleyen Hıristo-Faşist Papa XVI. Benedict’e tokat gibi bir yanıt oluşturmaktadır.
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı)
0 notes
ebookindiroku-blog · 7 years
Text
İbni Haldun Ebook
İbni Haldun Arnold Toynbee’nin “herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en kapsamlı bir tarih felsefesini tasarlayarak ortaya koyan” kişi olarak değerlendirdiği İbni Haldun, bugün çağdaş anlamda tarih biliminin, tarih felsefesinin, sosyolojinin kurucularından biri kabul edilmektedir. İbni Haldun, toplumların gelişimlerini anlamak için tarihsel olayları “umrân bilimi” adını verdiği kavrama dayandırılarak yorumlanması gerektiğini savunur. Bu anlamda insanın toplumsal hayatını, örgütlenmesini ve bunlarla gelişen toplumsal süreci, kurumlarla birlikte bağımsız bir bilimin konusu yapmayı düşünen ilk düşünürdür. İbni Haldun üzerine ülkemizde pek az kaynak eser bulunmaktadır. Ahmet Arslan’ın, İbni Haldun’un toplumbilimi, tarih ve siyaset konularındaki görüşleriyle, din-felsefe ilişkileri üzerine çözümlemelerini içeren bu çalışmasının önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.
İbni Haldun Ebook
0 notes
Text
Sanayi Çağı
Sanayi Çağı Hans Freyer’e göre, 19. yüzyıl bütün yüzyıllar arasında, insanlık tarihinde en çok değişiklikler gösteren yüzyıldır… Eski çağlardan sanayi çağının başlangıcına kadar herhangi bir ülke sınırlı, kendi içine kapalı birçok bölgeye ayrılır ve yaşam onun içinde olup biterdi. Bu bölgeler, bütünlüğü ve bağlantıları ile alışılmış düzenleri ve kurumları ile kendilerine özgü bir görünüşte idiler. Sanayi çağıyla birlikte sınırlı, kendine yeten yaşama çevrelerinin yerine, büyük bir balık ağı gibi bütün insanları, bütün ihtiyaçları içine alan evrensel bir bağlantılar sistemi geçmiştir. Bu, toplumbilimi bakımından, eski toplumsal yapının tam bir değişimini gösterir. Sanayi hareketinin içine giren ya da bu harekete sonradan katılan bütün uluslar er geç bu değişimden geçiyordu.
Freyer’in önemle üzerinde durduğu diğer bir nokta ise “teknik” sorunudur. Eski teknik, Yunanca “Techne” sözcüğünün belirttiği şeydi; yani, özel bir sanat ya da özel bir beceri, özel bir güç anlamına geliyordu ve şu yalın formüle dayanıyordu: herhangi bir şey yapmak isteyen insan, onu yapabilmek için bazı âletlere muhtaç olduğunu bilir veya zamanla öğrenir. Dikkatini önce bu âletler üzerinde toplar. İstediği, bir şeyi yapabilmek, hem de kesin, güvenli bir biçimde yapabilmektir. Bu teknik, “yapmak istediğim bir şeyi yapabilmeliyim” kaygısıdır. Oysa, Sanayi Çağı ile birlikte, teknik, nitelik bakımından yeni bir anlam kazanmıştır. Eylemin özünü değiştiren manevî formül değişmiştir. Eski teknik’de ise, insanın kaygısı yapmak istediği bir şeyi yapabilmekti. Yeni teknikle, tekniğin anlamı da, işlevi de büsbütün değişmiş bulunuyor; “teknik” denilince, “fayda” değil, “güç” anlaşılıyor. İnsan artık Homo Faber olarak doğadaki madde ve kuvvetleri olduğu gibi kullanmakla kalmıyor, organik ölçüyü aşacak şekilde doğayı, doğadaki güç kaynaklarını kullanıyor. Kısaca, Sanayi Çağı’nın büyük teknik devriminin doğuşuna önayak olan makina şekli, iş ve âlet makinası değil, “güç” makinasıdır.
Sanayi Çağı
0 notes
erkankarakiraz · 7 years
Photo
Tumblr media
. N°4362 "...Nice kadın şair; genetik bilimini azıcık öteleyip toplumbilimi merkeze alarak söylersek, ağırlıklı olarak soyda temel olarak babayı alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden bir toplumda, dahası erkek egemen edebiyat alanında kendini gerçekleştirebilme, dışavurma konularında, edebî yaratıcılığını toplumun, sosyal hayatın kadınlara kendi istediğini yaptırmakta diretmesinden kaynaklanan sözde ödevlerle sınırlandırmadan sürdürebilmek için adeta savaş vermektedir ve bir süre daha da savaş verecek gibi görünmektedir." -Erkan Karakiraz KK, Tem-Ağu. 2015, sayı 36, sayfa 19 "G. Akın Şiirinde Kadın İmgesi" başlıklı yazıdan @e_karakiraz @KarakirazErkan (İzmir, Turkey)
0 notes
fatihenesgulay · 9 years
Text
Toplumsal davranış, düşünce dış alımı
Toplumsal davranış sosyolojik bir terimdir ancak ben dağınık kullanacağım, yani toplumsal davranış ile ilgili bilimsel ayrıntı yazmaya, derlemeye kalkışırsak uzun sürer. Sosyoloji (Toplum Bilimi) ne denli ilgileniyorsa psikolojinin de ilgilendiği bir alan olmanın yanında, günümüzde en çok medya aracılığıyla yönlendirilir... Kişiler, yaşadıkları ülkenin durumu ile ilgili eleştirileri görünce "İşte yine siyaset yapılıyor..." olarak işaretleyip olay yerinden uzaklaşarak gündelik yaşantısını sürdürüyor, önemsemiyorlar. Ödediğiniz faturalar, alacağınız eğitimin seviyesi, yedikleriniz, içtiklerinizin sağlıklı olup olmadığı, yolda yürürken güvenliğiniz, çalıştığınız iş yerindeki haklarınız, doğal olarak aldığınız soluğun niteliğini bile siyaset denen saçmalık belirliyor... tümünü oku...
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Toplumbilimin Yöntem Kuralları Kitabı pdf indir pdf indir
Toplumbilimin Yöntem Kuralları Durkheim’ın toplumbilimdeki çığır açıcılığı, sadece din ya da intihar gibi o güne dek uzak durulmuş konuları bilimin merceği altına almasıyla sınırlı değildir. Durkheim, toplumbilimi diğer bilimlerden bağımsız bir disiplin haline getirmesi, felsefe ve ruhbilimin etki alanından uzaklaştırmasıyla da öncü bir bilim adamıdır. İşte bu yüzden, Toplumbilimde Yöntem Kuralları, Durkheim’ın yapıtları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Yapıtın değerinin tam olarak anlaşılabilmesi için, Durkheim’ın geliştirdiği yöntemi uygulamasına örnek oluşturan küçük ama önemli bir çalışmasını, Aile Toplumbilimine Uygulanması adlı dersini de ekledik.
Emil Durkheim’ı toplumbilimin önde gelen kurucularından birisi yapan üç temel yapıtını, “İntihar”, “Toplumsal İşbölümü” ve “Dinsel Yaşamın İlk Biçimleri’ni daha önce yayınlamıştık. “Toplumbilimde Yöntem Kurallarını” da yine Prof. Dr. Özer Ozankaya’nın Fransızca aslından yaptığı eksiksiz çeviriyle okurlarımıza sunuyoruz.
Toplumbilimin Yöntem Kuralları Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı) Kitabı pdf indir pdf indir
İslam’da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı) Bilim tarihine Batı gözlüğüyle bakanlar, Batı’nın bugünkü bilimsel üstünlüğünü ya ‘Eski Yunan- Roma Kültür Kökeni’ne ya da ‘Yahudi-Hıristiyan Din Kökenleri’ne bağlayarak: – ‘Doğu’nun bugünkü geriliği tümüyle İslam’ın gerici bir din olmasından kaynaklanmaktadır; Doğu, İslam’dan çıkmadıkça bilimde ilerleyemez’ görüşünü yaymaktadır. Cengiz Özakıncı, bu kitabında, Müslüman toplumlara yönelik ‘Hıristiyan Misyonerliği’nin en incelmiş, en sinsi biçimi olan bu görüşü çürüterek, Batı’nın bugünkü bilimsel üstünlüğünü Yahudiliğe ya da Hıristiyanlığa değil, tümüyle Müslüman bilgin ve düşünürlere borçlu olduğu gerçeğini, hem de hiç bir Yahudi, Hıristiyan Batılı’nın yadsıyama-yacağı türden Batı kaynaklı belgelerle göstermektedir. Kitapta yer alan ve çoğunun tıpkı basımı Türkiye’de ilk kez bu kitapta yayımlanan bu unutturulmuş Batı kaynaklı belgeler bir yandan Batı’da Yahudilikten ve Hıristiyanlıktan kaynaklanan eli kanlı bilim düşmanlığının tüyler ürpertici boyutlarını apaçık gözler önüne sererken, bir yandan da 800-1100 yılları arasında Müslüman ülkelerde deneysel ve düşünsel bilimlerin doruğa tırmandığını, Batı’nın ancak Müslüman bilginlerin buluşlarını kavradıktan sonradır ki bilimsel alanda ilerlemeye başladığını kanıtlamaktadır. Kilise’nin bilim düşmanlığı ve bilim adamlarının Papalık fermanlarıyla nasıl odun ateşlerinde törenle diri diri yakıldıkları bu kitapta doğrudan Vatikan arşiv belgeleriyle ve John Foxe’un 1563’te Kraliçe I. Elisabeth’e sunduğu raporda yer alan resimlerle gözler önüne serilirken; tüm kişisoyunun ve Batılıların cebiri Müslüman bilgin Horezmi’ye; optik bilimleri, yerçekimini Newton’a değil El-Hasan’a; tıbbı, eczacılığı, otopsi yöntemlerini İbni Sina’ya, aşı uygulamasını Razi’ye; gökbilimi Zerkali’ye, Toplumbilimi İbni Haldun’a; felsefeyi mantığı İbni Rüşd’e, Farabi’ye; sezaryanla doğum yaptırmayı Biruni’ye; matematiği, fiziği, kimyayı, biyolojiyi, hepsini ama hepsini tümüyle Müslüman bilginlere borçlu olduğunu -yine Batı kaynaklı arşiv belgelerinin tıpkı basımlarından örnekler sunarak- ortaya koymaktadır. Kitabın son bölümünde “Peki ama nasıl oldu da 400 yıl boyunca Batı’ya bilim öğreten Müslümanlar, bilimin öncülüğünü Batı’ya kaptırıp, bugün Batı’dan bilim dilenir duruma düştüler?” sorusuna eğilen Özakıncı, bugüne dek doyurucu bir yanıt verilemeyen bu soruyu bilimsel verilere dayanarak, herkesin anlayabileceği bir dille açıklarken; bu kitap, aynı zamanda Hıristo-Faşist Bizans İmparatoru İkinci Manuel’in, “Muhammed vaadettiği inancı kılıçla yayma emrinden başka hangi yeniliği getirmiştir, gösterin bana?” sözlerini yineleyen Hıristo-Faşist Papa XVI. Benedict’e tokat gibi bir yanıt oluşturmaktadır.
İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü /827-1107 (Genişletilmiş gözden geçirilmiş 5.baskı) Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes