#test pilotu
Explore tagged Tumblr posts
Link
#istikbalin yüzyılı#tanıtım programı#haberola#cumhurbaşkanı#recep tayyip erdoğan#mmu#milli muharip uçak#kaan#tai#hürkuş#iha#siha#test pilotu#gökhan bayramoğlu#deneysel#experimental
3 notes
·
View notes
Text
Audi, Formula 1 projesinde bir simülatör pilotuyla anlaştı
Audi, 2026 yılında dahil olacağı Formula 1 organizasyonu için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Audi, 2026 yılında dahil olacağı Formula 1 organizasyonu için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Marka, organizasyonda yarışacak aracın güç aktarma organlarının geliştirilmesi sürecinde bir simülatör pilotu anlaşması gerçekleştirdi. Simülasyonun, seri üretim modellerin geliştirmesinde olduğu gibi, Formula 1 projesinde de önemli bir rol oynadığını söyleyen AUDI AG Teknik Geliştirme Yönetim…
View On WordPress
#audi#audi formula 1#audi formula 1 simülator test pilotu#audi formula 1 simulator#Audi Formula Racing GmbH#audi simülator test pilotu#aufi f1#neel jani
0 notes
Text
KAAN sadece bir uçak değil bir silah, yerli ve milli yazılımlarımızla KAAN'ı donatacağız ve en etkili silah haline getireceğiz.
- Gökhan Bayramoğlu / KAAN'ın test pilotu
2 notes
·
View notes
Text
Otonom kamyon akıllı yollarda
Bakan Uraloğlu, otoyol kullanıcılarının güvenliğinin sağlanması amacıyla tamamen Akıllı Ulaşım Sistemleri teknolojisi ile donatılmış Yavuz Sultan Selim Köprüsü Kuzey Çevre Otoyolu’nda şehir dışı lojistik merkezleri arasında sürücüsüz lojistiğe imkân tanıyacak Ford Trucks’ın Seviye-4 Otoyol Pilotu Teknolojisine sahip otonom kamyonunun test sürüşünü gerçekleştirdi. Bakan Uraloğlu, hem kamyonun…
View On WordPress
0 notes
Text
Video: Boom Supersonic prototip süpersonik yolcu uçağı ikinci test uçuşunu gerçekleştirdi
Boom Supersonic'in süpersonik XB-1 uçağının ikinci test uçuşunu tamamladığı açıklandı. 26 Ağustos'ta, baş test pilotu Tristan Brandenburg'un pilotluk yaptığı XB-1 prototipi, Kaliforniya'daki Mojave Çölü üzerinde 15 dakika boyunca uçtu. Mojave Havacılık ve Uzay Limanı'ndan havalanan XB-1 prototipi, 3170 m yüksekliğe ve 445 km/saat hıza ulaştı. Gösterici , ilk test uçuşunda 2170 m yüksekliğe t��rmandı ve aynı hız olan 445 km/saat'e ulaştı. Mevcut test uçuşunun görev listesi, ilk kez iniş takımlarının geri çekilmesi ve açılmasının yanı sıra prototipin yol tutuşunun kontrol edilmesini ve durma koşullarında kontrolün korunmasına yardımcı olmak için yuvarlanmayı azaltmak için yeni bir dijital stabilite sisteminin etkinleştirilmesini içeriyordu. Ek olarak XB-1'in sağ kanadı, kanat üzerindeki hava akışının yönünü ve gücünü kontrol etmek için kumaş elyaf tutamlarıyla donatıldı. https://www.youtube.com/watch?v=MLEg8qR0j64&t=38s XB-1 testinin nihai hedefi, üretimi durdurulan Concorde'un halefi olacak Overture süpersonik uçağını yaratmaktır. Yeni model, süpersonik uçuşa geçişte sonik patlamayı önleyecek ve Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanım olasılığını sağlayacak bir gövde tasarımına kavuştu. Gelecekteki uçağın aynı zamanda optimize edilmiş aerodinamiğe, karbon kompozitlerden yapılmış bir gövdeye, süpersonik motorlar için geliştirilmiş hava girişlerine ve kalkış ve iniş sırasında navigasyon için artırılmış gerçeklik sistemine sahip olacağı bildiriliyor. Boom Supersonic'e göre, XB-1'in uçuş testleri, daha yüksek irtifa ve hızlarda yaklaşık 10 ses altı uçuşu içerecek ve bu sırada tüm sistemler kontrol edilecek ve cihazın transonik ve süpersonik rejimlere girerken güvenliği kontrol edilecek. XB-1 süpersonik hızlara ulaştığında testler Kaliforniya'daki Edwards Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki Black Mountain süpersonik koridorunda gerçekleştirilecek. Read the full article
0 notes
Text
Yeşil Fener / Green Lantern - Hal Jordan
Yeşil Fener / Green Lantern - Hal Jordan
Hal Jordan, DC Comics tarafından yayınlanan Amerikan çizgi romanlarında yer alan kurgusal bir süper kahramandır. Yeşil Fener kimliğiyle tanınır ve ilk kez Mart 1959’da Showcase #22’de yer almıştır. Yazar John Broome ve çizer Gil Kane tarafından yaratılmıştır. Hal Jordan’ın Özellikleri: Meslek: Test pilotu Doğum yeri: Coast City, Kaliforniya Güçleri: Yeşil Fener yüzüğü sayesinde irade gücünü…
View On WordPress
0 notes
Text
Hafta sonu Netflix'te bir solukta izleyeceğiniz film önerileri
Hafta sonu Netflix'te bir solukta izleyeceğiniz film önerileri
Agatha Christie’nin aynı adlı romanından uyarlanan “Murder on the Orient Express”, dünyaca ünlü dedektif Hercule Poirot’un lüks tren Orient Express’te bir cinayetin ortaya çıkmasıyla kendini bir soruşturmanın içinde bulmasını konu alan gizemli bir cinayet filmidir. Olaylar karışmaya başlarken, ilgi çekici ve sürükleyici bu filmi mutlaka listenize eklemelisiniz.
Nuh Tufanı
Tarihin ünlü davalarından bir tanesi olan “Chicago 7”, 1968 yılında Chicago’da Demokratik Ulusal Kongresi’nde d��zenlenen protestolar sebebiyle ve komplo kurma gerekçesiyle suçlanan 7 sanığın duruşmasını konu alan bir film. Çarpıcı sahneleri ile sizi derinden etkileyecek.
Play
Filmimiz, kız kardeşinin düğününde hiçbir aksilik çıkmaması için elinden geleni yapan bir adamın yaşadıklarını konu alıyor. Adamımız bir yandan bu mutlu gün bozulmasın, tatlar kaçmasın diye uğraşırken, bir yandan daFilmimiz, iki eski dostun yıllar sonra birlikte İskoçya’da çıktıkları avda yaşananları ve sonrasını konu alan bir Netflix filmi. 1986 yapımı kült klasik olan Top Gun’ın devam filmi Top Gun: Maverick, Pete “Maverick” Mitchell hikayesini yıllar sonra tekrar ele alıyor. Filmde artık deneyimli bir test pilotu olan Maverick, en iyilerin eğitildiği Top Gun’a geri dönüyor ve burada eski dostu Goose’un oğlu olan Rooster’ı eğitmekle görevlendirilir. Geçmişle yüzleşmenin ve fedakarlıkların sonuçlarının en iyi ele alındığı yapımlardan biri olduğunu söylemek mümkün. Nefes kesici hava gösterilerini de unutmayalım!
Read the full article
0 notes
Text
#science#physic#news#technology#space#Astronomy#NASA#Night#Sky#Stars#Space#Science#Universe#Cosmos#Cosmic#Solar System#Milky Way#Bioluminescence#Galaxy#Nebula#Constellations#Constellation#Rainbow#Bright
0 notes
Text
0 notes
Photo
Bu hareketi yapan pilot albay vecihi iyigun terörist öldürmekten tutuklanan bir komutanımdır. Kendisini minnetle aniyorum. ÇILGIN TÜRKLER Yıl 1990 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Sikorsky S-70 model helikopterleri ilk kez teslim alıyor. Teslimat sırasında ya da sonrasında Sikorsky mühendisleri, S-70 modelinin loop hareketini yapamayacağı uyarısında bulunuyorlar. TSK içerisindeki pilotlar da bu hareketin bu modelle de mümkün olduğunu söylüyor. Sonrasında mühendis cevap veriyor ''bunu ben çizdim, mümkünatı yok yapamaz, İmkansız ''. Türk Pilotları ise Skorsky Yetkililerine gülüyorlar ve yaparız şeklinde iddialaşmaya başlıyorlar. Daha sonrasında askeriyenin üst makamları ile de bu konuşuluyor ve bu iddia teste tabi tutuluyor. Sonucu mu : Hakikaten Sikorksy S-70'e takla attırıyorlar havada, skorsky şirketinin yetkililerinin dilleri tutuluyor şaşkınlıktan bir süre konuşamıyorlar. Ancak sonrasında maruz kaldığı stresten ötürü helikopter bir daha dikiş tutturamıyor.Ancak deneyden sonraki helikopterin yerine de sıfır bir helikopter gönderiliyor Bu yaşanan olaydan sonra Sikorsky mühendisleri bunu nasıl yaptıklarını soruyorlar ve şu cevabı alıyorlar: "Biz Türk Askeriyiz Türk Jandarmasıyız". Bu olaydan sonra yukarıda gördüğünüz fotoğrafı Sikorsky şirketi S-70'lerin tanıtımı için kullanmaya başlıyor,Satış yapılan Tüm ülkelere bu fotoğraf gösterilip bir nevi hava atılıyor. ''Alıcı ülkeler bu hareketi yapan pilotu soruyorlar, bunu bu şekilde kim yaptı nasıl bu şekilde takla atabildi diye'' yetkililer her defasında şu cevabı veriyorlar '' Nasıl yaptıklarını bizde bilmiyoruz tek bildiğimiz Onlar Türk'ler.. Eski Van İl Jandarma Alay Komutanı olan Jandarma Pilot Albay vecihi İyigün anısına https://www.instagram.com/p/CpsmAWpL8o7EbmSlBElYSDrBLuWsTJBUt7-ooY0/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Bu da oldu! Artık uçakları da yapay zeka kullanacak!
VISTA (Değişken Uçuş Simülasyon Test Uçağı), diğer hava araçlarının performans özelliklerini simüle etmek için yazılım kullanabiliyor. Bu vesileyle bu defa bir insan pilotu taklit etti. Uçuş, Aralık ayında yapılan bir test döneminde gerçekleşti. Lockheed, AI’nın taktik bir uçakta ilk kez bu şekilde devreye girdiğini söylüyor. Amaç, platformu otonom olarak uçabilen uçak tasarımlarını test etmek…
View On WordPress
0 notes
Photo
Yeni yazımıza göz atın https://www.teknoloskop.net/hurkus-silahlaniyor/
HÜRKUŞ silahlanıyor
HÜRKUŞ, dünyanın en iyi pilotlarını yetiştiren Türk Hava Kuvvetlerinin olası eğitim uçağı ihtiyacını karşılamak ve dünya eğitim uçağı pazarında da Türkiye’nin pay sahibi olabilmesi amacıyla TAI tarafından üretildi.
Hürkuş İstanbul semalarıda.
Bugün savunma sanayii kategorisinde uçak konusunu ele alacağız. Uçak üretimi diğer ürünlere nazaran daha zor ve uzun zaman alıcı projelerdir. Uçak üretimi için sözleşme görüşmeleri, tasarımlar, deney uçuşları ve ihtiyaçların karşılanması durumları ayrı ayrı önem taşımakta. Türkiye de helikopter üretimi gibi uçak üretiminde birtakım hedeflere sahip. Bu hedeflerden ilkinde şuan temel eğitim uçağı projesi kapsamında adını Türk pilot ve mühendis Vecihi Hürkuş’tan alan HÜRKUŞ uçağının silahlandırılması duruyor. HÜRKUŞ’a ait temel bilgiler HÜRKUŞ Projesi diğer sistemlere nazaran modernizasyon üretimi yerine özgün bir üretim benimsemiştir. Modernizasyon yerine direkt özgün üretimin yapılması da bu proje için ayrı bir önem konusudur. Çünkü her zaman sıfırdan bir şeyi üretmek zor ve zaman alıcıdır. Fakat HÜRKUŞ bu durumu tam tersine çevirdi ve birbirinden farklı versiyonlarla adından söz ettirmeye başladı. Projenin başlangıcı 15 Mart 2006’da Türk Silahlı Kuvvetlerinin eğitim uçağı ve diğer konularda olabilecek ihtiyaçlarını karşılamak ve üretici TAI’nin (Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş – Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı Savunma Sanayii Müsteşarlığı iştirakli kuruluş) eğitim uçağı pazarında rol alabilmesi için proje başlatılmıştır. İlk uçuş 29 Ağustos 2013 iki adet prototipi hazırlanan HÜRKUŞ saat 07.33 havalandı. Test pilotu Murat Aspala yönetiminde havalanan uçak başarıyla ilk uçusunu gerçekleştirdi. İşte ilk uçuşa ait video:
youtube
Silahlandırma Projesi İlk olarak akıllara gelen soru “Neden pervane motorlu bir uçak silahlandırılıyor?” olabilir. Bu tür uçakların 1950li yıllarda kaldığı da düşünülebilir. Fakat bunun için birkaç sebep var ve bu sebepler de hak verilebilecek sebepler olarak karş��mızda buluyor.
Hürkuş yeni görünümüyle.
1) F-16larla kıyaslama Örneğin terörle mücadele kapsamında Hava Kuvvetlerine bağlı F-16 uçaklar belli aralıklarla bombardıman uçuşları düzenliyor. Bu uçuşlar için birçok emek, zaman ve para harcanıyor. Durumu açıklayacaksak, bir F-16’nın uçuş yapabilmesi için uçuştan önceki gün belli bakımları yapılması gerekiyor. Bu bakımlardan sonra da uçak havalanıyor. Uçağın tükettiği yakıt da bu noktada HÜRKUŞ’tan daha masraflı. Eğer operasyon ortalama 2-3 saatten fazla olmak zorunda ise bir de F-16lar için yakıt ikmal uçağı havalanıyor çünkü bir F-16’nın o kadar yükle o kadar süre uçması mümkün değil. Operasyon sonrası iniş yapan F-16 için de bir bakım yapılması gerekiyor. İşte bu adımların toplamına milyon dolarlarca harcamalar yapılabiliniyor.
Kamuflajlı Hürkuş
2) İHAlardan daha fazla mühimmat sahibi olabilme Artık terörle mücadelede de kullanılan insansız hava araçları da çok büyük kolaylıklar sağladı. Küçük gruplara büyük F-16lar kaldırmak yerine artık daha az maliyetli, daha çok havada kalabilme özelliğine sahip ve daha yüksekte uçabilen insansız hava araçlarıyla büyük başarımlar elde edildi. Fakat İHAların da sınırlı kapasitede ve ağırlıkta mühimmat taşıyabilmesi de HÜRKUŞ silahlandırma projesine sebep oldu.
Aşağıda HÜRKUŞ’a ait tanıtım videosu da bulunmakta.
HÜRKUŞ projesine ait detaylar kısaca böyleydi. Siz ne düşünüyorsunuz?
Dilerseniz video haberimizi aşağıdan izleyebilirsiniz.
http://www.teknoloskop.net/wp-content/uploads/2016/10/hurkus.mp4
0 notes
Text
Vedat Ali Dalokay, TCR Italy’de Şampiyona Liderliğini Sürdürüyor
Bitci Racing Team AMS’nin yetenekli pilotu Vedat Ali Dalokay, Mugello’daki 3. ayak yarışlarında elde ettiği bir birincilik ve bir ikinciliğin ardından en yakın rakibiyle puan farkını 47’ye çıkardı.
Bitci Racing Team AMS’nin yetenekli pilotu Vedat Ali Dalokay, Mugello’daki 3. ayak yarışlarında elde ettiği bir birincilik ve bir ikinciliğin ardından en yakın rakibiyle puan farkını 47’ye çıkardı. İtalyan Otomobil Federasyonu ACI tarafından düzenlenen TCR Italy’nin üçüncü ayak yarışları ünlü Mugello Pistinde koşuldu. Cuma günü yapılan test seanslarının ilkinde en iyi dördüncü dereceyi elde eden…
View On WordPress
0 notes
Text
2020 Rally Turkey
WRC hikayesi bir rüya ile başladı. Covid-19 nedeniyle hayatlarımız topluca değişmeye başlamış, 2020 sezonu sponsorluk arayışlarım olumsuz sonuçlanınca yarışma hayallerim ertelenmişti. Bu sezon yarışmak hiç aklımda yokken, bir gece gördüğüm alakasız bir rüya beni buralara sürükledi. Rüyamda yıllar sonra Hitit Rallisi Ankara’ya dönmüş, ben ise bir Rover 216 kiralayarak ralliye katılmıştım. Bu rüyanın sabahında, güne başlangıç kahvemi yudumlayıp iş planı yaparken, not defterimden yeni bir sayfa açıp WRC için maliyet analizi yapmaya başladım sebepsizce. Sonrasında arkadaşım Murat Can Şen’i arayarak yeni oluşumu olan “Rallyabroad” bünyesinde yarışmak ile ilgili görüştüm. Başlangıçta yüksek maliyetler nedeniyle sıcak bakmadığım organizasyon yaklaştıkça fikrim değişmeye başlamıştı.
Yarışa yaklaşık 1 ay süre kala Murat Can beni aradı. “Katılıyor muyuz?” dedi. Bir gün düşünme süresi istedim. Bu esnada değer verdiğim ralli pilotu dostlarımı arayıp beyin fırtınası yaptım. Herkes “yarışı bitiremezsin, girme bence” diyordu. Sevgili Cem Alakoç ve Berkay Şavkay ise aynı düşüncede olmalarına rağmen son anlarda girmem konusunda olumlu katkılarda bulundular bana. Ertesi gün kaydımızı yaptırmaya karar vererek ilk adımı atmış olduk. Şimdi dönüp bakınca iyi ki girmişim diyorum bu yarışa.
Road to İzmir
Yarış haftasından 1 hafta önce, Çarşamba günü Murat ile beraber yola koyulduk.
Gece İzmir'e vardığımızda Harun Abi karşıladı bizi. Otel ana yolun dibinde olduğu için biraz gürültülü idi. Yarış öncesi klima çarpar korkusu ile Murat'a klimayı açtırmadım. Mecburen pencere açık uyumak zorunda kaldık böyle olunca. Murat gürültüden söylenirken, en son tepemizde inişe geçen uçağın sesi ile kahkahalara boğulmamız bir oldu :)
Perşembe sabahı garajda aldık soluğu. Otomobilimiz bir cadde otomobilinden ralli otomobiline çevrilmişti ve ilk kez biz yarışacaktık bu otomobille. Durum böyle olunca işin içine benim mesleki takıntılarım da girdi. Bir çok detayı bizzat kendim sil baştan yapmak istedim.
Murat Can da bana güvenerek otomobilini ellerimize teslim etti. Öncelikle tamponu söktük, elektrikli fan ve fan müşürü revize edildi. Elektrik tesisatı düzenlendi. Wrc gibi Zorlu bir yarışta otomobili korumamız gerektiğinin bilinci ile tampon üzerinde bulunan hava girişlerine deli bağlarcasına ızgara tel monte ettik. Sevgili Erkan Güral abimin Evosunun tamponuna giren Kaya hala aklımdaydı.
Perşembe akşamı çok komik bir olay oldu. Murat Can gecenin ilerleyen saatlerinde İstanbul’dan İzmir’e geldi. Çalışmalarımızı bitirip yanımızda götüreceğimiz yedek parçalar hakkında konuşmaya başlamıştık. Depoya çıkıp parçalara bakalım dedik. Önde Murat Can, arkada Murat Yılmaz, en arkada ben depoya girecektik. Murat Can kilidi açıp telefonunun feneri yardımıyla karanlık depoya girdi. Murat Yılmaz da arkasından içeri girdi. Tam kapıya yaklaştığım esnada içeride içeride resmen kıyamet koptu. Bağırışlar, ahh sesleri, yerlere düşen eşyalar, çok hızlı hareket eden telefon feneri ve kedi çığlıkları :) Tam kapının ağzındayken üzerime doğru gelen kedi can havliyle kendini dışarı attı. Dışarı çıkarken de Murat Yılmaz’ın kaba yerini tırmalayıp çıkmış bir de. Sonra Murat Yılmaz çıktı dışarı tırmalanmış halde. En son Murat Can çok ciddi ve resmi bir ifadeyle hiçbir şey olmamış gibi çıktı dışarı. Beni bir gülme krizi tuttu anlatamam. Yaklaşık yarım saat ağlaya ağlaya güldüm. Bu olay tüm yarış boyunca istisnasız her gece uyumadan önce aklıma geldi ve yatakta uyku öncesi kahkahalara boğuldum.
Kalan süreçte otomobilin koltuk baglanti raylari monte edildi. Egzoz sistemi onarıldı. Sıfır alt kaplama yapıldı. Hazırlıkların majör kısımları tamamlandıktan sonra kalan minör eksiklikleri Marmaris’te teknik ekibimiz tamamlayacaktı.
Covid Kabusu
14 Eylül günü çalışmalarımızı tamamlayıp gece 22.00 gibi yola koyulduk. Gün içerisinde Covid testi için randevularımız alınmıştı. Marmaris’e vardığımızda gece 01.00 gibi PCR testi için numune verecektik. Marmaris’e doğru yol alırken stresten nefesim daraldı. Okaliptüslü pastilde aradım rahat nefes almayı. Haftalardır aklımda dönüp duran “ya pozitif çıkarsam ve yarışamazsam” fikri beni ciddi strese sokuyordu. Gece 01.00 sularında Marmaris’e vardık. PCR testi için numunelerimizi verip otele yerleştik. Sonuç çıkana kadar içim içimi yemeye devam edecekti. Bu tedirginlik yeni başlamamıştı. Yarışa girme fikri kafamda yer edindikten sonra da Ankara’da stres dolu günler geçirdim. Hatta durum psikolojik bir sıkıntı halini aldı, alerjik astımımı tetikledi. Nefessiz kaldığım zamanlar oldu. Sevgili eczacı dostum Ümit ile konuşana kadar sıkıntılı bir süreç geçirdim. Sonrasında alerji ilaçları ile huzura kavuşabildim.
Sabah olduğunda servis alanına doğru yola koyulduk. Test sonuçlarımız çıkmadığı için servis alanına girmemiz yasaktı. Bu nedenle ormanın içinde kendimize geçici bir servis alanı kurduk.
Çorlu’dan gelen mekanik ekibimiz Drag Service, burada otomobillerimizin kalan eksikliklerini tamamladılar. Akşam saatlerinde negatif test sonuçlarımız çıkınca bilekliklerimizi takarak servis alanına girdik.
Antreman
Normalde co-pilot olarak yol notu antremanı yapmayı sevmem. Bu sefer direksiyonda olunca durum değişti. Kiralık otomobilimiz Fiat Egea ile antreman yaptık. Ben hızlı not yazdırmaya alışkın olduğum için, ilk gün ilk etapta bir sapağı kaçırdık. Harika manzaralı dik bir yokuşta otomobilimiz kuma saplandı.
Yaklaşık yarım saatlik bir uğraş sonrası buradan kurtulup antremanımıza olması gerektiği gibi devam ettik. Yokuşun sonuna kadar inen diğer yarışmacı arkadaşlar bizim kadar şanslı değillerdi. Yolun aşağısında mahsur kalarak antremanın kalan kısmını kaçırdılar. Bir etabın çıkışında yakıtımız bitti, menzil göstermemeye başladı. Akaryakıt istasyonuna kendimiz zor attık.
Antremanın 2. günü bizim için çok zor geçti. Henüz sabah etabında yol notunu kontrol ederken küçük bir tepecikten geçtik. Sağ arka lastiğimizden bir ses gelmeye başladı. Şansımıza etap çıkışı servis alanının yanından geçiyorduk. Servise uğrayıp lastiğimizi değiştirdik hızlıca.
Antremanın son kısmına geldiğimizde Fiat Egea’nın ESP sistemi bizi yoldan çıkardı. Pandülle döneceğimiz bir sağ - sol viraj ikilisine kayarak biraz hızlı girdim. Tam otomobili ikinci viraja sokacakken ESP çalıştı ve dümdüz yol yanındaki bankete girdik.
Otomobil buraya saplandı. Çıkarabilmek için etapçı arkadaşlardan yardım istedik. Neyse ki hasarsız şekilde otomobilimiz buradan çıktı ve antremana devam edip günü tamamladık.
Zorlu antreman sonrası antreman otomobilimizin debriyajı zayıflamıştı ve kullandığımız toprak lastikleri neredeyse bitmişti.
1.Gün Yol notlarını temize çekip, otel odasında yaptığımız yol notu çalışmaları sonrası beklediğimiz zaman gelmişti. Marmaris merkezden start aldık. Seramonik start noktası tel örgülerle çevrilmiş ve seyircilerden izole edilmişti. 2017 senesinde aynı yerde adım atılamayacak kadar kalabalık içerisinde start almıştık. Şimdi ise etrafta doğru düzgün insan yoktu.
Seremonik start sonrası yarışın ilk özel etabına geldik. Startta uzun bir kuyruk vardı. Belirsiz olan nötralizasyon süresi, yerini özel etap iptaline bırakmıştı. Bu etabı karanlıkta gazlamadan geçmek durumunda kaldık. Etaba girince resmen şok olmuştum. Yol notunu çıkardığımız etap resmen yok olmuş, yerine bambaşka bir etap gelmişti. Gazlamadığımız halde, yer yer derinliği yarım metreye yaklaşan kanallar nedeniyle otomobili yolda tutmakta çok zorlanıyordum. Otomobilin dar iz düşümü yolumu seçmeme izin vermiyordu çoğu zaman. Bazı yerlerde yavaş gitmek riskliydi. Kanala oturup bir daha çıkılmayacak durumdaydı sert virajlar. Bu etabı kazasız belasız tamamlayıp servise dönünce sürprizler çıktı karşımıza. Torsiyon bilyamız dağılmıştı ve sol arka teker pinpon topu gibi oynuyordu. Yarışın geri kalanını bu şekilde tamamlamak zorundaydım. Elektriksel bir kaç sıkıntı daha vardı, bunları mekanik ekibimiz başarıyla onardılar.
Servis sonu kapalı parka giderken önümüze WRC otomobili denk gelmesi hoş olmuştu.
2.Gün 2.gün ilk etaba geldiğimizde her şey çok güzel başlamıştı. Otomobili kırmayacak şekilde iyi bir tempoda gidiyorduk kendimizce. Yarışa gelirken sponsorsuzluk nedeniyle tercih etme durumunda kaldığım 9 veya 10 yıllık Lassa lastikler beni yolda bıraktı.
İlk lastik bir taşa temas edip patladı. Diğer lastikler ise düzlükte patladı. Evet, 1 ertabın içerisinde tam 3 kere lastik patlattık.
İlki sağ ön, ikincisi sol ön, üçüncüsü sol ön olmak üzere. Son lastik çok kötü bir şekilde veda etti bize. Az kalsın takla atacaktık. Uzun, dar ve inişli bir düzlükteyken birden sol taraf kilitlendi. Otomobilin sağ arkası öne doğru savruldu. Bu şekilde biraz kaydık, sağ tekerler üzerine havaya kalkıp tekrar 4 teker üstüne düştük.
Jant kırıldığı için otomobil hareket edemiyordu ve yol tıkanmıştı. Bu nedenle etap durduruldu. Yarışın son gününe kalmıştı ümitlerimiz.
3.Gün Önceki gün yaşanan şanssızlıklar sonrası Murat Can bana elindeki Yokohama marka lastikleri teklif etti sağolsun. Bu lastiklerle en azından bayat lastik faktörünü ortadan kaldırıp kafamı rahatlatmayı başarmıştım.
İlk etapta çok güzel bir tempo ile keyifle yol alıyorduk. Yarışın en uzun etaplarından birisiydi bu etap.
12.km de bulunan yokuş yukarı sağ viraja geldiğimizde otomobilimizin şanzımanı kırıldı. Böylece WRC hikayesi bizim için son buldu. Kaldığımız yer tam olarak şöyleydi:
Yarış sonunda etapları anlatırken abarttığımı düşünen arkadaşlarım vardı. Neyse ki seyirci dostlarımdan etapların durumu ile paylaşımlar yapılmıştı. Bu fotoğraf hatıralarda yerini aldı:
Kurtarıcı gelip bizi tahliye yolundan dışarı çıkardı. Bu sırada ikinci loop için gelen WRC otomobilleri yanımızda duruyordu. Murat yolun kenarında beklerken Evans geldi, Murat’a su verip geçmiş olsun dedi. Uzun bir bekleyiş ardından çekici ile servis alanına döndük. Ödül törenini izledikten sonra otele döndük ve istirahate çekildik. Ertesi gün ise ekibimizle ayrılarak Ankara’ya doğru yola koyulduk.
Teşekkür Faslı Öncelikle yarış bana güvenip yarış otomobilini bana emanet eden arkadaşım Murat Can Şen’e, Sadece co-pilotluk yapmayıp, hem organizasyon hem mekanik işler hem de her bir konuda bana yardım eden değerli dostum, kardeşim Murat Yılmaz’a, Ankara’da yapılması gereken işleri kovalayan Mustafa Gürdal’a, Yarış süresince garajı emanet ettiğim Okan Özyüksel abime, Ankara’dan koordinasyona başlayıp, Marmaris’te koca takımın işlerine koşturan sevgili dostum Ozan emre Yazıcı’ya, Yarışa yetişip her bir işimize koşturan Dağhan Kutluata’ya, Ali Doğukan’a, Doğu’ya, Deniz’e, Tüm Drag Service ekibine, Tüm rallyabroad ekibine, Özkan ve Furkan’a, Yarışa psikolojik olarak hazırlanmamı sağlayan biricik abim Berkay Hakkı Şavkay’a, Beni gaza getiren can dostum Cem Alakoç’a, Ankara’dan bizi izlemeye gelen Yiğit’e ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. (Bu satırları büyük bir yorgunlukla çok geç saatte yazıyorum, atladığım dostlarım varsa ne olur kusura bakmasınlar. )
Son söz:
İyi ki katılmışım! Aynı imkanlar bir daha olsa bir daha start almak isterim :)
2 notes
·
View notes
Text
En Kötü F1 Yarışı “2005 Amerika GP”
F1 tarihinin en kötü yarışı olarak tarihe geçen 2005 Amerika GP’si FIA(Uluslararası Otomobil Federasyonu)’nın utanç duyduğu yarış olarak da değerlendirilmiştir. Günümüzde Amerika’da yapılan F1 yarışları Austin Texas’da bulunan pistte yapılıyor, 2005 tarihinde ise Indianapolis pisti kullanılıyordu. Bu pist genellikle Indy 500 ve Nascar yarışları için oval kısmı kullanılıyordu ama F1 için iç kısmında yer alan virajlı kısım kullanılıyordu. F1 araçları bu pistte oval kısmın yarısını ve iç kısımda yer alan virajlı kısımda yarışlarını gerçekleştiriyordu. 2011’den bu yana F1’in lastik sponsorluğunu Pirelli üstlenmektedir, ama 2005 yılında durum böyle değildi. F1’in o dönem ki lastik sponsorluğunu Bridgestone ve Michelin firmaları yapmaktaydı ve takımlar kendi araçlarının özelliklerine göre bu 2 firmadan istediğini sezon başında seçerek yarışmaktaydı. Bridgestone marka lastikleri, Ferrari, Minardi, Jordan takımları, Michelin marka lastikleri ise McLaren, Renault, Williams, Red Bull, Toyota, Sauber ve BAR takımları kullanmaktaydı. O senelerde takımlar yarış sırasında sadece tek takım lastik kullanabiliyorlardı yani yarış sırasında lastik değiştirme hakları yoktu. O yüzden çoğu takım biraz daha iyi performans gösteren Michelin lastiklerini tercih ediyorlardı. 2005 Amerikan GP günü geldiğinde pratik turların 2. si yapılırken Toyota pilotu Ralf Schumacher pistin oval kısmını dönerken tam gaz ilerlediği sırada bir anda bariyerlere çarpmıştı. Bu ciddi kazanın ardından hafta sonu Ralf Schumacher devam edemeyeceğini açıklamıştı, takımda bu kazanın neden olduğunu araştırmaya başlamıştı ve kazanın nedeni tam o oval kısmı dönerken sol arka lastiğinin patlaması yüzünden olduğu anlaşılmıştı. Ralf Schumacher’in devam edemeyeceği açıklandıktan sonra Toyota takımı yedek pilot ile devam etme kararı almıştı ama bu seferde yedek pilot sıralama turları sırasında yine bir lastik sıkıntısı yaşamıştı. Toyota 2 kere üst üste lastik sıkıntısı yaşadıktan sonra bunun şans olamayacağını düşünerekten durumu Michelin mühendislerine bildirdi çünkü lastiklerde genel bir sıkıntı olabileceğini düşünüyorlardı. Bunun üzerine Michelin diğer yarışlar için ayırdığı lastikleri de Amerika yapılacak yarış için göndermişti ama bu lastiklerde de benzer sorunlar ortaya çıkmıştı. Daha fazla araştırma yapan Michelin mühendisleri, bu lastiklerin bu pist için uygun olmadığını sadece 10 tur dayanabileceğini 10 turdan sonra lastiklerin patlama riskinin çok yüksek olabileceği hakkında bir açıklama yapmışlardı. Bridgestone tarafına bakıldığında ise hiçbir sorun yoktu F1 sezonunun genelinde Michelin lastiklerden daha az performans göstermesine rağmen bu pistte Bridgestone lastikleri daha iyi performans gösteriyordu. Peki 2004 senesinde böyle sorun yaşamayan Michelin lastikleri ne olmuştu da 2005 senesinde bu sorunla karşılaşıyordu. Öncelikle şunu bilmek gerekiyor o dönemlerde Indianapolis pisti bir test pisti değildi, yani lastik firmaları Indianapolis pisti için verileri simülasyondan alıyordu ve ona göre lastik üretiliyordu. 2005 yılında sorun çıkmasının nedeni ise o yıl pistte düzleme çalışmalarının yapılmasıydı ve simülasyon eski pist yüzeyine göre gerçekleştirilmişti. Bridgestone peki neden sağlam kalıyordu? Bunun cevabı da, Bridgestone’nun alt markaları Indy 500 ve Nascar yarışlarının lastik sponsoruydu. Bu yüzden Bridgestone o pistte test yapmamasına rağmen alt markalarından verileri alıp ona göre lastik geliştirebilmişti. Tabi Michelin lastiklerinin 10 turdan fazla dayanamayacağı anlaşıldıktan sonra bir çözüm aranmaya başlandı. FIA’nın çözümü ise Michelin kullanan takımlar o virajı yavaş dönsün oldu tabi haliyle Michelin kullanan takımlar buna karşı çıktı. FIA’nın bir diğer çözümü ise, lastik değiştirmeme kuralını kaldırıp Michelin lastik kullanan takımların 10 turda 1 lastik değiştirebileceğini söyledi. Bunun üzerine de Michelin, bu kadar çok lastiği Amerika’ya getirmediğini ve kısa bir sürede de getirmeyeceğini söyledi ve bu fikirde ortadan kalkmış oldu. Daha sonra takımlar kendi önerilerini sundu bu öneride, oval kısmın iç tarafına ekstra bir viraj konulmasıydı haliyle bu viraj konulursa takımlar o virajda yavaşlayacaktı ve lastikler sağlam kalmış olacaktı. Bu öneriye de FIA karşı çıktı hazırlıklı gelen Bridgestone kullanan takımlara karşı bir haksızlık olacağını ayrıca güvenlik testleri yapılmadan konulacak bir virajın daha da başka sorunlar çıkartabileceğini belirtti. Daha sonra işler büyüyerek takımlar viraj konmasının gayet mantıklı olacağı hakkında bir açıklama yaptı bunun üzerine de FIA, eğer o kısma bir viraj konmak istenirse bütün görevlilerini çekeceğini söyledi.işler daha da çirkinleşerek takımlar cevap olarak, eğer FIA görevlilerini çekerse biz kendi görevlilerimiz ile bu yarışı puansız bir şekilde yaparız maksat buraya gelen seyirciler memnuniyetsiz ayrılmasınlar oldu. FIA’da eğer böyle bir yarış yapılırsa daha sonraki yarışlarda da kural dışına çıkılabileceğini belirterek adeta takımlara bir ültimatom vermiş oldu. Ortak bir karara varılamamasından dolayı da Michelin lastik kullanan takımlar formasyon turu sonrasında araçlarını pite çekerek yarıştan çekildiler. Bu yüzden de yarışa sadece Bridgestone lastik kullanan 6 araç başlayabildi. FIA Michelin lastik kullanan takımlara bu hareketleri yüzünden çeşitli cezalar kesti, ceza yiyen takımlarda, eğer bu cezalar kaldırılmazsa Indianapolis eyaletinin yasaları çerçevesinde FIA’yı cinayete teşebbüsten dava edeceğini açıkladı. Tabi bu açıklamadan sonra FIA kendi verdiği cezaları da çekmek zorunda kaldı. Yarışı 1. Ve 2. Bitiren pilotlar Ferrari pilotları olmuştu en başından beri bütün çözümlere karşı çıkan Ferrari’nin istediği olmuş ve Indianapolis yarışı onların işine gelmişti. Böylece F1 tarihinin en kötü yarışı tamamlanmış olmuştu.
1 note
·
View note
Text
Şangay yetkilileri Tesla'nın şehir sokaklarında tam otomatik pilotu test etmesine izin verdi
FSD donanım ve yazılım kompleksi, şu veya bu şekilde, 2016'dan bu yana üretilen tüm Tesla elektrikli araçlarda çalışabiliyor ancak Çin'de satılan otomobillerdeki yetenekleri şu ana kadar sınırlı. Son zamanlarda, Şangay belediye yetkilileri Tesla'nın FSD'nin tam sürümünü şehrin sokaklarında dolaşacak on elektrikli araç üzerinde test etmesine izin verdi. Reuters'in The Shanghai Observer'a referansla bildirdiği gibi bu adım, Elon Musk'un bu yılın Nisan ayında Çin'e yaptığı ziyaretin ardından atıldı . Mayıs ayında, hizmetin bu yıl sonundan önce ülkede başlatılması için Çinli yetkililerle FSD'nin kullanım izninin alınmasına yönelik hazırlıklara başlandı. Musk'un Çin ziyaretinin bir başka sonucu da, şirketin hâlihazırda dünyanın en büyük elektrikli araç montaj tesisine sahip olduğu Şangay'da sabit elektrik depolama sistemleri üretimi için yeni bir işletmenin, Tesla Megapack'in inşaatına başlanması oldu. Tesla'nın Çinli rakipleri, kara araçları için otopilotun geliştirilmesinde önemli ilerleme kaydetti; çoğu durumda ilgili teknoloji, bölgenin doğru dijital haritalarına dayanıyor. Çin'in büyük şehirlerinde, belirli yerel markaların elektrikli arabaları zaten oldukça güvenilir bir şekilde sürücünün yerini alabiliyor; ülkede kullanım coğrafyası genişleyecek. Tesla açıkça Çin pazarındaki konumunu kaybetmek istemiyor ve bu nedenle otopilotunu yerel çalışma koşullarına uyarlama konusunda yerel otomobil üreticilerine yetişmeye çalışıyor. FSD'yi Şanghay'da test etmek, hedefine daha hızlı ulaşmasına yardımcı olacak. Read the full article
0 notes