Tumgik
#tesbihe dair herşey
tesbihcimuharrem · 2 years
Photo
Tumblr media
https://www.tesbihcimuharrem.net/blog/icerik/tesbihimi-unutmussam-donerim
İnsanlık tarihi kadar eski bir nesne tespih.Kimi zaman her bir tanesi ile tek tek çeker yaradanı anarız,kimi zaman da Peyhamber Efendimize (S.A.V.) için salavat getiririz.Öyle zaman olur ki ‘’Ya sabır’’ der stres atarız.Bir nevi el terapisidir tesbih.Usta elinden çıkar tespih,başka ellere ulaşır.Tesbih çekmek için gönül verenler kadar tek tek tanelerini dizip yeni bir eser yaratmak için sevdalananlar da var.
Tesbih,maddenin manaya dönüş ve teslimiyetin kul idrakindeki izdüşümüdür.Tesbih kelimesi,bugün her ne kadar bir nesneye müsemma,cins bir isim olarak kullanılsa da,o aslında varoluşsal bir eylemin ifadesidir.Tesbih insan için bir rahatlama aracından daha gayrı ,aksine hürmet etmek,sadık kalmak,refik olmak bakımından tam bir gerilim kaynağıdır ki,kişiye göre besin kaynağıdır da.Yani tesbihin orjinalinde bir ibadet aracı olduğu kanısına varıyoruz.Basit anlamıyla Yüce Allah’ı sayarak anmak ve ululanmanın bir aracı olarak değerlendirebiliriz.Bazı insanların tesbihleriyle aralarında ilginç bir ilişkisi vardır.Tabiri caizse tesbihlerine çocukları gibi davranıyor,peki bu ilişki neden kaynaklanıyor?
     Tespihler duyular dünyasına maddesel anlamda gayet güzel hitap eden bir şey.Yani bugün tesbih yapan insanlar tarafından değer gören materyaller çeşidine göre göze,kulağa,kokusuyla buruna ve dokusuyla ele hitap eder.Bütün özellikleriyle tesbih,insanları kendisine cezbeder.Tesbih üzerine konuşma ve düşünme anlamında bir şekilde akla da hitap eder.Tesbih severlerin,tesbih koleksiyoncularının ve teşbihe merak duyanların temel bağlantısı bu hitabet zenginliğidir.Yakından izlenildiğinde görülecektir ki tesbih sahipleri ve tesbih severler,teşbihleriyle çok duygusal bağlar geliştirirler.Tesbihlerini koruyabilmek için bir çok maddi,manevi özveride bulunurlar.
     Onlara karşı dikkatli,kibar ve saygılı olurlar.Hatta daha ileri gidip tesbihleriyle konuşanlar bile vardır.Tespih kullanan için sırdaştır,huzurdur.İç sesidir.Bazen cüzdanını ve telefonunu işyerinde veya evde unutanlar belki geri almak için dönmezler,ama tesbihini unutmuşsa mutlaka geri dönüp alırlar,çünkü kendilerini tesbihsiz çıplak hissederler.
      Burda bir sanattan bahsedileceği zaman mutlaka maddenin manaya dönüşmesi lazım.Eğer o madde kişinin duyular dünyasının ötesinde ruhuna da hitap ediyorsa işte o artık bir sanat adıdır.
0 notes
belkidebirharfimben · 4 years
Text
Ama akıntıya kapılmaz mıydın yazmasan?
"Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helak olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helak olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için (böyle yaptı)." (Enfal sûresi, 42)
Yazmak bir yönüyle kendiliğinizin kenarında durmaktır bence. Bir ötekiliğe niyetlenmektir benliğinize karşı. Hayatın sürgit hareketinden (ç)aldığınız  dalgınlık müddetince birşeyler söylemektir aynanızdaki yansımalara dair. Evet, arkadaşım, ben böyle düşünürüm: Ömür tabağının kenarında kurgulanmış ikinci bir öğündür yazı. Ondan kurtarılmış vakitlere sığdırılan bir mülteci. Ondan emdiği kanla hayatta kalan fakat bir yandan da varlığıyla diğerini katlanılır kılan müsekkin parazit. Sizlik caddesinin kaldırımıdır yazmak. Her ne kadar varlığı caddeye tâbi olsa da cadde bittiğinde de üzerinde yürüyebilir başkaları. Sahidir. Yazılanlar yazarın ömrünü aşabilirler. Doğrudur. Yazar ömrünü yazdıklarında boğabilir.
Her yazar metnini kaldıramaz ama. Onu da bil. Bu sebeple metin üzerinden girilen tahminler yazarıyla birebir ölçüşmeyebilir. Hiyerarşide genelde metinler üsttedir. Çünkü günahsızlığa daha müsaittirler. Elbette bunu söylerken üzerinde eğleşilmiş yazıları kastediyorum. Yazarını oyalayan yazıları. Konuştuğunu yazanları değil. Neden? Bence şundan: Olmak istediği şeyi yazar müellif yaşadığını değil. Bu yüzden kusurlarından soyundurmaya çalışır onu becerebildiğince. Hem arkadaşım şunu da bir düşün isterim: Telifimiz bir parça da dileğimizdir bizim. Yazmak bu yönüyle dua yerine geçmez mi? Öykü yazarı yazdıklarına öykünmez mi?
Bu ikirciği hepimiz yaşıyoruz aslında. İnkârın faydası yok. Takip edilsek enseleniriz çelişkimizin köşelerinde. Her iyi okur yazarını çelişkilerinden yakalar. Ama yazarlar şu teşhise kendileri izin veriyorlar. Hatta yolunu açıyorlar. Çünkü anlarını belgeliyorlar. Altına imzalarını atıyorlar. Kafesleyip sunuyorlar. İki kapak arasında servis ediyorlar kendilerini. İyi cesaret doğrusu. İnsanların zanda bulunacağı şeylerin sayısını arttırmak ve isbatını kolaylaştırmak. Hatta bir de hünermiş gibi habire harlamak o malzemeyi. İki haletten birisine işaret eder bu durum:
Ya o kişi kusurlarının farkında değil yahut da 'ancak birşeylerin parçası olabileceğini' baştan kabullenmiş. Düşmanlarının ona 'teşhis etmekten' öte kötülük yapamayacağını biliyor. Yaralarıyla barışmış. Hatta kanamasından ballanır hale gelmiş. Bu da kötülük sayılmaz onun için. Neden kötülük olsun? İftira etmiyorlar ki. Hakkın hatırını tahayyülünün hatırından üstün görebilmekte kemal. Kendini 'o'laştırabilmekte enfüsî tefekkür. Belki malumu ilam sayılmalı en fazla. Öyle bir rahatsızlık oluşturabilir. Çok tekrardan belki sıkabilir. Yeni birşey söylüyorlarsa da ne âlâ! Öğrenmiş olacak böylece kendisini. Âkil olan buna da sevinmeli.
Yaşamak da zaten insanın kendilik şehrini keşfe çıkması değil midir? Yani bir nevi hakkında deliller sahibi olmasıdır. Öyle ya! Neden varız? Bu varlık neden bir süreç içinde devam ediyor? Neden bu kadar 'an' var ömür sepetimizde? Ne farkımız var ki kelebekten? Bir yağmur damlasıyla yere inen ve bir daha sıra gelmeyen melekten? Neye şahitlik ediyoruz? Neyi neye dönüştürüyoruz? Bizden ne elde ediliyor? Neye yarıyoruz?
Soru çok. Cevap bir: Önce bu şahitliğimiz kendimize. Kendimize dediysem maddemize değil. Bir ayna olarak varolduğumuzun farkında olmalıyız önce. Tabağın kenarında oyalanmak gerektiğini öğrenmeliyiz. Hep caddede kalmamalıyız. Cadde bizi yutar. Cadde fanilerin yurdudur. Aktıklarını bilmeden akanların sevgilisidir. Ayna ayna olduğunu bilmeden aynalık yapamaz. Kenarda durmadan da manzarayı seyredemez. Biz neyi seyredeceğiz peki? Hep seyretsek bıkmaz mıyız kendimizi? Haklısın arkadaşım. Sıkılırız. Bu yüzden kendimizi bir mana-i harfî bakışıyla dürbüne indirgemeliyiz. Göğü gösteren parmağı değil göğü seyretmeliyiz.
‘Kendimiz içre yolculuk’ bahsini biraz açarsam şöyle bir hayal kurmanı isteyebilirim: Bütün anları zaman ipinde birer tesbih tanesi gibi düşün arkadaşım. Birbirine yaslandıklarında delikleri koridor oluşturuyor. İnsan hayat dediği caddeyi buradan geçerek yaşıyor. Ve her anın içinde de size ayrılmış bir beden, bir nazar, bir şahitlik, bir hissediş, bir evren var. Sen ruhun binekliğiyle bu anlık varoluşların içinden geçiyorsun. Bir ömrü böyle yaşıyorsun. Bedenler koridorunda bir ruh yolculuğu: Hayat. İşte o koridordaki asıl Ahmed, her an bir Ahmed çıkarıp, başka bir Ahmed giyiyor. Hem Ahmedlerin toplamı o oluyor hem de hiçbirisi olmuyor.
Her an bir boncuğun içinden geçiş süremiz. Bölünemeyecek bir zaman aralığı, bir şahitlik, bir dikkat, bir hissediş, bir şuur, an bu aslında. Bedenlerimiz bir koridor, nazarlarımız bir koridor, şahitliklerimiz bir koridor, imanımız bir koridor, evrenlerimiz birer koridor. Kader cihetinden bakınca hepsi her zaman hep varlar ama biz zamanla içlerinden geçiyoruz. Onlar da zamanla değişiyorlar. Birbirlerinden geçiyorlar. Herşey birbirinin içinden geçiyor. Birbirinde yansıyor. Birbirine dokunuyor. Birini birisiz olmaz hale getiriyor. Tevhid kaçınılmazlaşıyor.
Zamanın dışından bakabilseydik böyle görecektik herhalde kendimizi. Ezel meçhulümüz olan bir makam. Mürşidimin tabiriyle: “İlm-i ezelî, hadisin tabiriyle, manzar-ı âlâdan, ezelden ebede kadar herşey, olmuş ve olacak, birden tutar, ihata eder bir makam-ı âlâdadır.” Bu yüzden söylüyorum: Yolculuk aslında biraz da kendimizi keşfetme yolculuğu. 'Belâ' dediğimiz günden beri bu yolculuk sürüyor. İnsan aleyhindeki/lehindeki delilleri topluyor. Zaten malum olana yürüyor. Alîm-i Külli Şey kader kitabında olacakları yazdı. İhatasının delillerini ortaya koydu. Biz de yaşayarak Allah'ın asla yanılmayacağına/yanılmadığına şahitlik ediyoruz. Mahlukun ‘mahluk’ olduğunu anlaması biraz da yalnızca Allah’ın ‘Allah’ olduğunu anlamakladır arkadaşım. İkincisi anlaşılmadan birincisi olmaz.
1 note · View note
kanunitesbih · 7 years
Photo
Tumblr media
⚜️Sizlere özel kampanyaları ve hediyeleri görmek için siz değerli müşterilerimizi mağazamıza bekleriz. @kanunitesbih @kanunitesbih . Mağaza adres: İstoç 6. Ada No:41 mahmutbey/istanbul Tesbihe dair herşey📿 #kanunitesbih #tesbih #hediye #takı #erkekhediye #aksesuar #turkiye #yüzük #gümüş #rosary #erkekmoda #istanbul #sultanahmet #bakırköy #bahcelievler #güngören #otocenter #üsküdar #15temmuzşehitlerköprüsü (Kanuni Tesbih)
0 notes
tesbihcimuharrem · 2 years
Photo
Tumblr media
https://www.tesbihcimuharrem.net/blog/icerik/tesbih-seciminde-dikkat-edilmesi-gerekenler
Tesbih, tarihsel bir öneme sahip olan bir ibadet aracıdır. İslamiyet'in yanı sıra diğer dinlerde de kullanılan tesbih, günümüzde sadece ibadet amaçlı değil, aynı zamanda takı olarak da kullanılmaktadır. Tesbih seçimi yaparken, malzeme, kalite, boyut ve fiyat gibi birçok faktörü göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Malzeme Seçimi: Tesbihler farklı malzemelerden yapılmaktadır. En yaygın malzemeler arasında doğal taşlar, katalin, galalit, damla, cam, ahşap, misket, fildişi, kehribar, ateş kehribar, sıkma kehribar, osmanlı sıkma kehribar, metal ve plastik bulunmaktadır. Tesbihlerin malzemesi, hem görünüm hem de fiyat açısından farklılık göstermektedir. Doğal taşlardan yapılan tesbihler, en kaliteli ve dayanıklı olanları arasında yer almaktadır. Ahşap tesbihler ise daha hafif ve doğal bir görünüme sahiptir.
Kalite Seçimi: Tesbihlerin kalitesi, malzemelerinin kalitesi, işçilik ve detaylara verilen önem ile belirlenmektedir. Tesbihlerin boncuklarının eşit şekilde ve sıkı bir şekilde yerleştirilmiş olması, kaliteli bir işçiliğin işaretidir. Ayrıca, iyi bir tesbihin boncuklarının aynı boyutta ve şekilde olması gerekir. Bu, tesbihin daha düzenli ve estetik bir görünüme sahip olmasını sağlar.
Boyut Seçimi: Tesbihlerin boyutları da önemlidir. Küçük boyutlu tesbihler, kolaylıkla taşınabilir ve çoğu kişinin cebine sığar. Büyük boyutlu tesbihler ise daha belirgin bir görünüme sahiptir ve genellikle evde veya ofiste kullanılır. Tesbih seçiminde, kişinin ihtiyacına ve kullanım amacına uygun boyutta bir tesbih seçmek önemlidir.
Fiyat Seçimi: Tesbihlerin fiyatları, malzeme, kalite ve boyut gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Doğal taşlarla yapılan tesbihler genellikle daha pahalıdır, ancak daha kaliteli ve dayanıklıdır. Ahşap tesbihler ise daha uygun fiyatlı olabilir, ancak daha hafif ve doğal bir görünüme sahiptir. Tesbih seçerken, bütçenize uygun bir seçim yapmak önemlidir.
Sonuç olarak, tesbih seçimi yaparken malzeme, kalite, boyut ve fiyat gibi faktörleri göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Kişinin ihtiyacına ve kullanım amacına uygun bir tesbih seçimi yapmak, hem manevi anlamda tatmin edici olacak hem de uzun süre kullanılacak bir ürün seçmenize yardımcı olacaktır. Tesbih seçimi yaparken, herhangi bir marka ya da modelden ziyade, kişisel zevk ve ihtiyaçlarınıza uygun bir ürün seçmek önemlidir. Ayrıca, tesbihin doğal ve kaliteli malzemelerden yapılmış olması, uzun süreli kullanım için önemli bir faktördür. İbadet amacıyla kullanılacak tesbihlerin, kaliteli işçilik ve detaylar ile üretilmiş olması da önemlidir.
0 notes
tesbihcimuharrem · 3 years
Text
Tesbih Damla Kehribar Limoni Maskot Bileklik Efe Uçlu Yuvarlak Zeynocan(TM11460)
Profesyonel çalışma uçlu yuvarlak(sığırcık) kesim,sıcak buhar pres mügellef doğal taş baltık damla kehribar malzeme,buğulu,özgün tasarım çalışma,orjinal malzeme, işçilik Erol Taşdelen usta el tornası,hem günlük çekim hemde kolleksiyonluk için değerlendirebileceğiniz a kalite sınıf  bileklik model ürün damla kehribar tesbihimiz estetik harikasıdır.Kadifemsi bir çekimi vardır.Tavsiye…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tesbihcimuharrem · 3 years
Text
Tesbih Sıkma Kehribar Teker Objeden Yumuşak Kesme Genç Osman(TM11406)
Tesbih Sıkma Kehribar Teker Objeden Yumuşak Kesme Genç Osman(TM11406)
Tesbihimiz Alman eski döküm tekerden,patinli osmanlı usulü,osmanlıda ayırt edilmeyecek kadar güzel,kayısı tonda dik kesme model, genç osmanlı sayılabilecek  sıkma kehribar tesbih malzemesinden ustamız Aykut Güner tarafından torna edilmiş,tertemiz,hatasız bir tesbihtir.Tavsiye ederiz.Tesbihimiz özel malzemedir,muadili yoktur.Osmanlı tesbih değildir, Osmanlıya adaydır.Tesbihci Muharrem garantisi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes