#tahta tarak
Explore tagged Tumblr posts
Video
youtube
Saç kremi kullanmadan yumuşak ve bakımlı saçlar istiyorsanız saç bakım yağlarını tavsiye ederim.
Bu videodaki gibi iyi marka yağları alıp kendiniz bir karışım yaparak kullanabilirsiniz. Saç diplerine yetecek kadar sürmeniz yeterli yani her tarafını yağa bulamanız gerekmiyor. Yağladıktan sonra kemik veya tahta bir tarakla saçlarınızı her yöne tarayınca saç diplerindeki fazla yağ saçın her tarafına yayılıyor ve masaj yapmış oluyorsunuz.
Bu şekilde bir gece bekletip yıkayabilirsiniz. Tüm yağ neredeyse emiliyor zaten. Saç çok sağlıksız değilse haftada bir gün yetiyor. Yıkarken saçları ılık suyla yıkarsanız fazla yağı kolay akıyor.
En fazla 2 kere şampuanlamanız yeterli. Saçların tüm yağını alacak kadar yıkamak doğru değil. Saçların kırılmaması ve saç derisinin kurumaması için biraz yağlı kalması gerekiyor. Bu açıdan saçları sabun veya şampuanla en sık üç günde bir yıkamak yeterli. Sık şampuanlamak saçların yağlanmasına, kepeklenme, kırılma, dökülme, matlaşma vs gibi bir çok soruna neden olur.
Banyodan çıkarken bir tas ılık suya bir kaşık ev yapımı elma sirkesi katıp bununla saçların her tarafını ıslatıp çıkarsanız yumuşacık ve parlak saçlarınız olur. Videodaki saç bakım yağları ve ölçüleri: Çam terabenti (1 yemek kaşığı) Fazla sebumu atıyor. Kan dolaşımını hızlandırıyor Tatlı badem yağı (2 yemek kaşığı) Mineral zengini, besleyici Hint yağı (2 yemek kaşığı) Hızlı uzama, köklerin sağlam olması, parlaklık Defne yağı (10 damla) Saç bakımı için önemli bir yağ. Çok güçlü uçucu bir yağdır. Yoğun kokulu Lavanta yağı (20 damla) Saç diplerini uyarıcı Zengin mineralli besleyici. Hoş kokulu. Çay ağacı yağı (20 damla) Saç diplerinde kepek, sivilce, pullanma, kaşınma olanlar muhakkak kullanmalı
#saç#saç bakımı#tarak#tahta tarak#kemik tarak#yağ#bakım#sağlık#güzellik#sirke#elma sirkesi#şampuan#sabun#saç kremi#uçucu yağları#saç bakım yağı
2 notes
·
View notes
Text
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm; NİG bünyesindeki İSG Profesyonellerinin özverili çalışmalarıyla hazırlanan 2019-2020 mevzuatlarına bire bir uyan, ayrıca çeşitli kaynaklardan derleyerek hazırlamış olduğumuz çalışmalara, bilgi ve dokümanlara, buradan ulaşabilirsiniz. Umarız, İş Güvenliği Uzmanlığı adayları ve sınıf yükseltmek isteyen İSG profesyonelleri için faydalı olur.
İş Güvenliği Uzmanlığı, İşyeri Hekimliği, Diğer Sağlık Personeli Çalışma Programı
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği
Bir işyerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu olan hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerindeki çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik Hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde çalıştırılacak işçilerin sayısı, 1-15 çalışanı bulunan işyerlerinde 3 işçiden, 16-30 çalışanı bulunan işyerlerinde 4 işçiden, 31-60 çalışanı bulunan işyerlerinde 6 işçiden, 61-80 çalışanı bulunan işyerlerinde 8 işçiden, 81-100 çalışanı bulunan işyerlerinde 10 işçiden ve 100’den fazla çalışanı bulunan işyerlerinde ise, çalışan sayısı toplamının yüzde onundan fazla olamaz. Fazla Çalışma Süresi Madde 12 — Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri de dahil olmak üzere, günlük çalışma süresi 11 saati aşamaz. Günlük normal çalışma süresi dışında yapılan hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri ile yapılan fazla çalışma sürelerinin toplamı yılda iki yüz yetmiş saati geçemez.
Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
Çalışanların işyerindeki biyolojik etkenlere maruziyetinden kaynaklanan veya kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına dair asgari hükümler Biyolojik etkenler: Herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre kültürlerini ve insan endoparazitleri Mikroorganizma: Genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlığı - a) Grup 1 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa yol açma ihtimali bulunmayan biyolojik etkenler. - b) Grup 2 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, çalışanlara zarar verebilecek, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan, genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı bulunan biyolojik etkenler. - c) Grup 3 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski bulunabilen ancak genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı olan biyolojik etkenler. ç) Grup 4 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski yüksek olan ancak etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenler.
BİYOLOJİK ETKENLERE MARUZİYETİN OLABİLECEĞİ BAZI İŞLER LİSTESİ
1- Gıda üretilen fabrikalarda çalışma. 2- Tarımda çalışma. 3- Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma. 4- Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil morglarda çalışma. 5- Mikrobiyolojik teşhis laboratuvarları dışındaki klinik, veterinerlik ve teşhis laboratuvarlarındaki çalışma. 6- Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma. 7- Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma A: Olası alerjik etkileri olan. D: Bu biyolojik etkene maruz kalan çalışanların listesinin bilinen son maruziyetten sonra 15 yıldan daha fazla saklanması gereken. T: Toksin üretimi olan. V: Etkili aşısı bulunan.
ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi, Çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Ayrıca hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir. Çocuk ve genç işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir. Çocuk İşçilerin Çalıştırılabilecekleri Hafif İşler - Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, - Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, - Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, - Büro hizmetlerine yardımcı işler, - Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), - Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, - Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, - Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), - Spor tesislerinde yardımcı işler, - Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, - Meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, - Helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, - Kasaplarda yardımcı işler, - Çay işlemesi işleri, - Çeşitli kuru yemişlerin hazırlanması işleri, - Küçükbaş hayvan besiciliğinde yardımcı işler, - Süpürge ve fırça imalatı işleri, - Elle yapılan ağaç oymacılığı, kemik, boynuz, kehribar, lüle taşı, Erzurum taşı ve diğer maddelerden süs eşyası, düğme, tarak, resim, ayna, çerçeve, cam ve emsali eşya imalatı işleri, - Toptan ve perakende satış mağaza ve dükkanlarında satış, etiketleme ve paketleme işleri, - Büro işyerlerinde büro işleri ve yardımcı işler, - İlaçlama ve gübreleme hariç çiçek yetiştirme işleri, - İçkili yerler ve aşçılık hizmetleri hariç olmak üzere hizmet sektöründeki işler, - Diğer giyim eşyası, baston ve şemsiye imalatı işleri, - Yiyecek maddelerinin imalatı ve çeşitli muamelelere tabi tutulması işleri, - Yorgancılık, çadır, çuval, yelken ve benzeri eşyaların imalatı ve dokuma yapmaksızın diğer hazır eşya imalatı işleri, - Sandık, kutu, fıçı ve benzeri ambalaj malzemeleri, mantar, saz ve kamıştan sepet ve benzeri eşya imalatı işleri, - Çanak, çömlek, çini, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler hariç), - El ilanı dağıtımı işleri, - Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme imalathanelerinde üretime ilişkin işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler, ısıl işlem, renklendirme ve kimyasal işler hariç), - Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi ve bunlardan yapılan maddelerin imaline ilişkin işler (karbon sülfür gibi parlayıcı veya tahriş edici çözücülerle yapılan prine veya benzeri yağlı maddelerin ekstrasyon yoluyla yağ üretimi işlerinde ekstrasyon kademeleri hariç), - Pamuk, keten, yün, ipek ve benzerleriyle bunların döküntülerinin hallaç, tarak ve kolalama tezgahlarından ve boyama ile ilgili işlemlerden bölme ile ayrılmış ve fenni iklim ve aspirasyon tesisatı olan iplikhane ve dokuma hazırlama işleri, - Balıkhane işleri, - Şeker fabrikalarında üretime hazırlamaya yardımcı işler, - Araçsız olarak 10 kg’dan fazla yük kaldırılmasını gerektirmeyen torbalama, fıçılama, istifleme ve benzeri işler, - Su bazlı tutkal, jelatin ve kola imali işleri, - Sandal, kayık ve emsali küçük deniz araçlarının imalatı ve tamiratı işleri (boya ve vernik işleri hariç). 16 Yaşını Doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri. - Kurutma ve yapıştırma işleri, kontrplak, kontratabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri. - Parafinden eşya imali işleri. - Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklemesi, ayrılması ve bunlara benzer işler. - Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri. (PVC’nin imali ve PVC’den mamül eşyaların yapımı hariç) - Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstili, otomobil ürünleri ve benzerleri). - Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri. - Selüloz üretimi işleri. - Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri. - Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler. - Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri.
İLKYARDIM YÖNETMELİĞİ
İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalar İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle ilaçsız uygulamaları yapan ilkyardım eğitimi alarak ilkyardımcı belgesi almış kişi İş sağlığı ve güvenliği kapsamında; - a) Az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı, - b) Tehlikeli işyerlerinde, her 15 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, - c) Çok tehlikeli işyerlerinde, her 10 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, bulundurması zorunludur.
ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMALAR YÖNETMELİĞİ
Alçak gerilim (AG): Etkin değeri 1000 volt ya da 1000 voltun altında olan fazlar arası gerilimdir. Yüksek gerilim (YG): Etkin değeri 1000 voltun üstünde olan fazlar arası gerilimdir. Tehlikeli gerilim: Etkin değeri alçak gerilimde 50 voltun üzerinde olan, yüksek gerilimde hata süresine bağlı olarak değişen gerilimdir. Topraklama tesisi: Birbirlerine iletken olarak bağlanan ve sınırlı bir alan içinde bulunan topraklayıcılar ya da aynı görevi yapan (boyasız direk ayakları, zırhlar ve metal kablo kılıfları gibi) metal parçalar ve topraklama iletkenlerinin tümüdür
Read the full article
0 notes
Text
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm; NİG bünyesindeki İSG Profesyonellerinin özverili çalışmalarıyla hazırlanan 2019-2020 mevzuatlarına bire bir uyan, ayrıca çeşitli kaynaklardan derleyerek hazırlamış olduğumuz çalışmalara, bilgi ve dokümanlara, buradan ulaşabilirsiniz. Umarız, İş Güvenliği Uzmanlığı adayları ve sınıf yükseltmek isteyen İSG profesyonelleri için faydalı olur.
İş Güvenliği Uzmanlığı, İşyeri Hekimliği, Diğer Sağlık Personeli Çalışma Programı
İSG Uzmanları Sınava Hazırlık - 5 Bölüm
Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği
Bir işyerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu olan hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerindeki çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik Hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde çalıştırılacak işçilerin sayısı, 1-15 çalışanı bulunan işyerlerinde 3 işçiden, 16-30 çalışanı bulunan işyerlerinde 4 işçiden, 31-60 çalışanı bulunan işyerlerinde 6 işçiden, 61-80 çalışanı bulunan işyerlerinde 8 işçiden, 81-100 çalışanı bulunan işyerlerinde 10 işçiden ve 100’den fazla çalışanı bulunan işyerlerinde ise, çalışan sayısı toplamının yüzde onundan fazla olamaz. Fazla Çalışma Süresi Madde 12 — Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri de dahil olmak üzere, günlük çalışma süresi 11 saati aşamaz. Günlük normal çalışma süresi dışında yapılan hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri ile yapılan fazla çalışma sürelerinin toplamı yılda iki yüz yetmiş saati geçemez.
Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
Çalışanların işyerindeki biyolojik etkenlere maruziyetinden kaynaklanan veya kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına dair asgari hükümler Biyolojik etkenler: Herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre kültürlerini ve insan endoparazitleri Mikroorganizma: Genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlığı - a) Grup 1 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa yol açma ihtimali bulunmayan biyolojik etkenler. - b) Grup 2 biyolojik etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, çalışanlara zarar verebilecek, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan, genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı bulunan biyolojik etkenler. - c) Grup 3 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski bulunabilen ancak genellikle etkili korunma veya tedavi imkânı olan biyolojik etkenler. ç) Grup 4 biyolojik etkenler: İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski yüksek olan ancak etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenler.
BİYOLOJİK ETKENLERE MARUZİYETİN OLABİLECEĞİ BAZI İŞLER LİSTESİ
1- Gıda üretilen fabrikalarda çalışma. 2- Tarımda çalışma. 3- Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma. 4- Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil morglarda çalışma. 5- Mikrobiyolojik teşhis laboratuvarları dışındaki klinik, veterinerlik ve teşhis laboratuvarlarındaki çalışma. 6- Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma. 7- Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma A: Olası alerjik etkileri olan. D: Bu biyolojik etkene maruz kalan çalışanların listesinin bilinen son maruziyetten sonra 15 yıldan daha fazla saklanması gereken. T: Toksin üretimi olan. V: Etkili aşısı bulunan.
ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERİN ÇALIŞTIRILMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi, Çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Ayrıca hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir. Çocuk ve genç işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir. Çocuk İşçilerin Çalıştırılabilecekleri Hafif İşler - Düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, - Kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, - Esnaf ve sanatkarların yanında satış işleri, - Büro hizmetlerine yardımcı işler, - Gazete, dergi ya da yazılı matbuatın dağıtımı ve satımı işleri (yük taşıma ve istifleme hariç), - Fırın, pastane, manav, büfe ve içkisiz lokantalarda komi ve satış elemanı olarak yapılan işler, - Satış eşyalarına etiket yapıştırma ve elle paketleme işleri, - Kütüphane, fuar, panayır ve sergi yerlerinde yardımcı işler (yük taşıma ve istifleme hariç), - Spor tesislerinde yardımcı işler, - Çiçek satışı, düzenlenmesi işleri. Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, - Meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, - Helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, - Kasaplarda yardımcı işler, - Çay işlemesi işleri, - Çeşitli kuru yemişlerin hazırlanması işleri, - Küçükbaş hayvan besiciliğinde yardımcı işler, - Süpürge ve fırça imalatı işleri, - Elle yapılan ağaç oymacılığı, kemik, boynuz, kehribar, lüle taşı, Erzurum taşı ve diğer maddelerden süs eşyası, düğme, tarak, resim, ayna, çerçeve, cam ve emsali eşya imalatı işleri, - Toptan ve perakende satış mağaza ve dükkanlarında satış, etiketleme ve paketleme işleri, - Büro işyerlerinde büro işleri ve yardımcı işler, - İlaçlama ve gübreleme hariç çiçek yetiştirme işleri, - İçkili yerler ve aşçılık hizmetleri hariç olmak üzere hizmet sektöründeki işler, - Diğer giyim eşyası, baston ve şemsiye imalatı işleri, - Yiyecek maddelerinin imalatı ve çeşitli muamelelere tabi tutulması işleri, - Yorgancılık, çadır, çuval, yelken ve benzeri eşyaların imalatı ve dokuma yapmaksızın diğer hazır eşya imalatı işleri, - Sandık, kutu, fıçı ve benzeri ambalaj malzemeleri, mantar, saz ve kamıştan sepet ve benzeri eşya imalatı işleri, - Çanak, çömlek, çini, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler hariç), - El ilanı dağıtımı işleri, - Cam, şişe, optik ve benzeri malzeme imalathanelerinde üretime ilişkin işler (fırın işleri ve silis ve quarts tozu saçan işler, ısıl işlem, renklendirme ve kimyasal işler hariç), - Bitkisel ve hayvansal yağların üretimi ve bunlardan yapılan maddelerin imaline ilişkin işler (karbon sülfür gibi parlayıcı veya tahriş edici çözücülerle yapılan prine veya benzeri yağlı maddelerin ekstrasyon yoluyla yağ üretimi işlerinde ekstrasyon kademeleri hariç), - Pamuk, keten, yün, ipek ve benzerleriyle bunların döküntülerinin hallaç, tarak ve kolalama tezgahlarından ve boyama ile ilgili işlemlerden bölme ile ayrılmış ve fenni iklim ve aspirasyon tesisatı olan iplikhane ve dokuma hazırlama işleri, - Balıkhane işleri, - Şeker fabrikalarında üretime hazırlamaya yardımcı işler, - Araçsız olarak 10 kg’dan fazla yük kaldırılmasını gerektirmeyen torbalama, fıçılama, istifleme ve benzeri işler, - Su bazlı tutkal, jelatin ve kola imali işleri, - Sandal, kayık ve emsali küçük deniz araçlarının imalatı ve tamiratı işleri (boya ve vernik işleri hariç). 16 Yaşını Doldurmuş Fakat 18 Yaşını Bitirmemiş Genç İşçilerin Çalıştırılabilecekleri İşler - Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri. - Kurutma ve yapıştırma işleri, kontrplak, kontratabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri. - Parafinden eşya imali işleri. - Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklemesi, ayrılması ve bunlara benzer işler. - Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri. (PVC’nin imali ve PVC’den mamül eşyaların yapımı hariç) - Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstili, otomobil ürünleri ve benzerleri). - Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri. - Selüloz üretimi işleri. - Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri. - Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler. - Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri.
İLKYARDIM YÖNETMELİĞİ
İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalar İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle ilaçsız uygulamaları yapan ilkyardım eğitimi alarak ilkyardımcı belgesi almış kişi İş sağlığı ve güvenliği kapsamında; - a) Az tehlikeli işyerlerinde, her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı, - b) Tehlikeli işyerlerinde, her 15 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, - c) Çok tehlikeli işyerlerinde, her 10 çalışana kadar 1 ilkyardımcı, bulundurması zorunludur.
ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMALAR YÖNETMELİĞİ
Alçak gerilim (AG): Etkin değeri 1000 volt ya da 1000 voltun altında olan fazlar arası gerilimdir. Yüksek gerilim (YG): Etkin değeri 1000 voltun üstünde olan fazlar arası gerilimdir. Tehlikeli gerilim: Etkin değeri alçak gerilimde 50 voltun üzerinde olan, yüksek gerilimde hata süresine bağlı olarak değişen gerilimdir. Topraklama tesisi: Birbirlerine iletken olarak bağlanan ve sınırlı bir alan içinde bulunan topraklayıcılar ya da aynı görevi yapan (boyasız direk ayakları, zırhlar ve metal kablo kılıfları gibi) metal parçalar ve topraklama iletkenlerinin tümüdür
Read the full article
0 notes
Text
ÇEVRECİ THY https://ift.tt/3fe1oe1
Türk Hava Yolları Kanatlarını Doğa İçin Açıyor
Yeryüzünden gökyüzüne tüm operasyonlarını doğaya saygı bilinciyle gerçekleştiren Türk Hava Yolları açıklanan 2019 yılı sürdürülebilirlik raporuna göre geçen yıl hem çevreye hem de ülke ekonomisine önemli bir katkı sağladı. Pandemi krizi öncesinde sürdürülebilir büyüme ve kârlılık stratejisini başarıyla uygulayan bayrak taşıyıcı havayolu 74,3 milyon yolcu taşıdığı yılda özellikle iklim değişikliğiyle mücadele ve yakıt verimliliğini artırma konularına odaklandı.
Türk Hava Yolları’nın tüm grup şirketleri ve alt markalarıyla, çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik gerçekleştirdiği bütünleşik çalışmalar uçak bakımından hava kargo taşımacılığına, yer hizmetlerinden ikramlara kadar farklı faaliyet alanlarında başarılı sonuçlar verdi. Yaklaşık 60 bin kişilik Türk Hava Yolları ailesinin çevre bilinci eğitimleri alarak birer parçası oldukları süreç sonunda; 2019 yılında 63 futbol sahası kadar toprak, 7 bin 935 adet ağaç ve 784 adet olimpik yüzme havuzunu dolduracak miktarda su kurtarıldı.
M. İlker Aycı; “Doğadan ayrı kaldığımız zaman mutlu değiliz.”
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı şirketin sürdürülebilirlik performansı ile ilgili; “İçerisinde bulunduğumuz salgın sürecinde gördük ki keşfedemediğimiz, doğadan ayrı kaldığımız zaman mutlu değiliz. Dünyanın en çok ülkesini uçuş ağında bulunduran havayolu olarak gelecek nesillerin de dünyamızın doğal ve tarihi güzelliklerini yerinde keşfedebilmesini önemsiyoruz. Sahip olduğumuz bu eşsiz çevreyi korumak için iklim değişikliğiyle mücadele ediyor, yakıt verimliliğimizi artırarak karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik pek çok inisiyatif alıyoruz. Yeni teknolojilere yatırım yapıyor, filomuzu genç ve yakıt verimliliği yüksek, çevreye duyarlı uçaklarla donatıyoruz. Gelecek yıllarda da misafirlerimize konforlu ve sağlıklı bir seyahat ortamı sunarken tüm operasyonlarımızı sürdürülebilir çerçevede gerçekleştirmeye odaklanacağız.” dedi.
THY Teknik A.Ş. 63 Futbol Sahası Büyüklüğünde Toprak Kurtardı
Uçak bakımı ve onarımı alanında bölgesinin lider şirketi olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. gökyüzünün incileri olan uçakların bakımını yaparken yeryüzündeki çevreyi de unutmadı. 2019 yılında önemli bir geri dönüşüm başarısı sergileyen şirket tehlikeli atıkları geri dönüştürerek 63 futbol sahası kadar (12 adet B737-800 hacmine eş atık) toprak kurtarırken tehlikesiz atıkların dönüşümü ile de 3 bin 648 ağacın kesilmesini önledi.
Atık yönetim sistemi sayesinde makine ve uçak yağlarının doğal su kaynaklarına karışmasını önleyen THY Teknik A.Ş. böylece 784 adet olimpik yüzme havuzu kadar suyu kirlenmekten korudu. Bunun yanı sıra kimyasalların depoya giriş çıkışını denetleyen RFID sistemi geliştirilerek atık kimyasal miktarının azaltılmasına katkı sağlandı.
Çocuklar ve Doğa İçin Çevreci Oyuncaklar
Türk misafirperverliğini gökyüzüne taşıyan Türk Hava Yolları, misafirlerine sunduğu tüm uçak içi ikramlarda çevreye ve doğaya zarar vermeyecek ürünleri tercih ederek önemli bir çevre kazanımı sağladı. Bayrak taşıyıcının çocuk misafirlerine sunduğu tahta oyuncaklar endüstriyel kullanım amaçlı ağaçlardan üretilirken ikramların ambalajlarında nişasta bazlı doğaya hızla karışan ürünler tercih edildi. 2019 yılında uçak içerisinde;
– Ürünlerde biyoambalaj kullanımı sayesinde 176 ton plastik kullanımının önüne geçildi.
– Tarak ve ayakkabı çekeceği seyahat kitlerinden çıkartılarak 105 bin kg plastik atık oluşumunun önüne geçildi.
– Tüm seyahat ve oyuncak setleri, dış ambalaj poşeti olmadan servis edilerek toplam 15 milyon 229 bin 348 adet poşet kullanımdan kaldırıldı.
– 145 bin 743 kg tekstil atığı, lisanslı geri dönüşüm firmaları aracılığıyla yeniden tekstil ürününe dönüştürüldü.
Çalışma Masalarının Altındaki Çöp Kutuları Kaldırıldı
Bayrak taşıyıcı, Sıfır Atık prensibinin etkin uygulanması için İstanbul, Ankara, Aydın, İzmir, Antalya ve diğer dış istasyonlarındaki masa altı çöp kutularını kaldırdı. Çalışanların, çöplerini yeni yerleştirilen 3 bine yakın iç ve dış atık toplama kutularına atmaları konusunda farkındalık oluşturuldu.
Ham maddesi cam, plastik ve kâğıt olan çöplerin kaynağında ayrıştırılmasıyla 2019 yılında; 5 bin 624 kg cam (6750 kg cam ham madde tasarrufu), 67 bin 784 kg plastik (1085 adet varil petrol tasarrufu) ve 252 bin 167 kg kâğıt (bu miktarda kâğıt için 4 bin 287 ağacın kesilmesi gerekirdi) geri dönüşüme kazandırıldı.
Bagajları Elektrikli Araçlar Taşıyor
Türk Hava Yolları’nın havayolu şirketlerine yer hizmetleri sunan iştiraki TGS, İstanbul Havalimanı’nın apron bölgesindeki elektrikli araçlarıyla önemli işlere imza atıyor. Uçakları hareket ettiren ve bagajları taşıyan küçük araçlar arasında elektrikli olanların sayısı gün geçtikçe artıyor. 2019 yılı itibarıyla 8 tane Pushback cihazı, 291 tane bagaj traktörü, 11 tane forklift ve 14 tane kamyonet elektrikle çalışıyor. İstanbul Havalimanı’nın apron büyüklüğü nedeniyle önemli bir yakıt tasarrufu sağlanıyor.
Turkish Cargo, Depresyondaki 4 Sirk Aslanını Özgürlüğe Taşıdı
Türk Hava Yolları’nın hava kargo markası Turkish Cargo, gerçekleştirdiği nesli tükenmekte olan hayvan taşımaları ile doğal hayatın korunmasına katkıda bulunuyor. Doğal yaşamı korumak için birçok uluslararası deklarasyona imza atan marka #MissionRescue adlı proje ile sosyal sorumluluk kapsamında gerçekleştirdiği taşımalarını hayvanlara gökyüzünde ideal ortamı sağlayarak icra ediyor.
Turkish Cargo, 2019 yılında hayvan taşımaları kapsamında, depresyondaki 4 sirk aslanının Kiev’den Güney Afrika’ya özgürlük yolculuğunu gerçekleştirdi ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kızıl akbaba Dobrila’yı, Sırbistan’daki doğal yaşam alanına taşıdı.
Yakıt Tasarrufunda Yeni Dönem
Dünyada en genç filoya sahip havayolları şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları 2019 yılında uyguladığı yakıt tasarrufu uygulamaları ve yeni nesil uçaklarıyla önemli bir yakıt verimliliği sağladı. Filosunu yeni nesil B787-9 ve A321 NEO ile güçlendiren şirket, yeni uçaklarıyla icra ettiği uçuşlarda koltuk başına yüzde 20’ye varan oranda tasarruf gerçekleştirdi. Bayrak taşıyıcı havayolu, yakıt tasarruf uygulamaları ile birlikte 2019 yılında 55 bin 492 ton yakıtı tasarrufu ederek 174.800 ton karbon emisyonunun atmosfere salınımı engelledi.
ÇEVRECİ TÜRK HAVA YOLLARI pic.twitter.com/kgN9cIZYTm
— AirportIST (@AirportIST) July 5, 2020
youtube
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3gxnaJT via IFTTT
0 notes
Text
Kedi Malzemeleri: Neler Gerekli?
Kedi Malzemeleri: Neler Gerekli?
Yakında yeni bir yavru kedi eve getirmek? Ne kadar heyecan verici! Bir yavru kedi, eğlenceli, sevimli, küçük bir yumrudan daha sevimli bir şey yoktur. Yavru kediniz hızlıca yetişkin bir kedi haline gelecek ve biraz şansla, gelecek yıllarda çok yakın arkadaş olacaksınız. İlişkinize "kedinizin ihtiyacı olan her şeye sahip olduğunuzdan emin olarak" sağlam bir şekilde başlayabilirsiniz.Aksi halde pisiniz sizlere kızabilir. Yavru kediniz geldiğinde elinizde olması gerekenlere bir göz atın;
Kedi Kumu Bir kediye sahip olmanın en büyük avantajlarından birisi, her seferinde aynı alana gitme eğiliminde olmalarıdır. Bahçenizde veya evinizde kürekle kaka toplamanıza gerek yoktur. Ancak bu,kediniz için bir tuvalet alanına sahip olmanızı gerektirmektedir. Bu konuda bir çok seçeneğiniz mevcuttur. Bir çöp kutusu, düz bir plastik tepsi gibi basit veya otomatik bir kola makinesi kadar karmaşık olabilir. Bütçenize göre herhangi birini tercih edebilirsiniz.
Yatak Kediler, uyumak için kendileri için hazırlanmış yerleri severler. Kedinize bir yatak almak istediğinizde, kendinizi çok çeşitli seçeneklerle karşı karşıya bulacaksınız.Ne alırsanız alın yumuşacık ve sıcacık olmasına özen gösterin. Bir yastık kadar basit olabilir, ancak araştırmalar kedilerin yuva tipi yatakları daha çok sevdiklerini gösteriyor. Kediniz tüm bunlara rağmen sizinle yatmayı tercih edebilir.Ama onun için özel olarak yatma alanı hazırlamak iyi bir fikirdir.
Tırmalama Tahtası Satın alacağınız ekipmanların çoğunda olduğu gibi, çok sayıda marka ve çeşit arasından seçim yapabilirsiniz. Ama işte kedinize doğru bir tırmalama tahtası almak için sizlere bir ipucu; Sağlam ve dayanıklı. Bir kedi, oynadığı saldırı oyununda bir direğe sert bir şekilde çarpabilir, bu nedenle direğin yerinde ve dik olarak kaldığından emin olmak istersiniz. Kauçuk tabanlı olanları tercih edebilirsiniz. Uzun olmalı. Genel olarak, 45 ila 60 cm aralığında bir şey muhtemelen yeterli olacaktır. En azından yetişkin kedinizin arka ayakları üzerinde dururken ulaşabileceği kadar uzun olması gerekir. İsteğe göre dikey olmalı. Araştırmalar dikey olan tırmalama tahtalarının kediler tarafından daha çok sevildiğini göstermekte.Bir kaç tanesi yatay olanları tercih etmiş :) Kedinizin dikey tırmalama tahtasıyla oynamaya meyilli olmadığını görürseniz, yatay bir tahta için tekrar mağazaya gitmeniz gerekebilir.
Gıda Ve Su Kapları Elbette, kediniz için yiyecek ve su kabına ihtiyacınız olacak. Paslanmaz çelik kaseler, veterinerlerin favorileridir, çünkü temizlenmesi ve sterilize edilmesi kolaydır. Cam ve seramik de popülerdir. Plastik kaseler tavsiye edilmez, çünkü eskiden kalmış kediniz için hoş olmayan kokuları tutabilirler. Plastik kaselerin ayrıca bir tür kedi aknesine neden olabilecek bir bakteri barındırması daha olasıdır. Kasenin malzemesi ne olursa olsun, tasarımın sığ olduğundan emin olun - özellikle de kediniz hala küçük bir yavru kedi ise. Yiyeceklere kolayca ulaşabiliyorsa, kediniz daha rahat olacaktır.
Oyuncaklar Yavru kediler eğlenceli hayvanlardır ve oyun zamanı gelişiminde önemli bir unsurdur. Kedi oyuncakları harika bir oyun zamanı aracıdır ve kedinizin hoşlandığı herhangi bir amaca yönelik oyuncak iyi olacaktır. Kedinin oyuncaktan küçük parçalar koparamadığından emin olun. Bir pinpon topundan daha küçük olan her şey potansiyel bir boğulma tehdidi olarak kabul edilmelidir. Ve bir kedi oyuncağı olarak oynamak için elinize vermeyin. Şimdi sevimli olabilir, ama kedi daha büyük olduğunda ve eğlenme amaçlı ellerinize saldırmak için koşullanmış hale geldiğinde olmayacak!
Güzellik Ekipmanları Kedinizin uygun bakım ekipmanları ile sevimli görünmesini sağlamak isteyeceksiniz. En azından, metal dişli bir tarak (keskin dişlere sahip olmamasına dikkat edin), kıl fırçası ve pire tarağı ilk etapta yeterli olacaktır. Read the full article
0 notes
Photo
SAÇ DÖKÜLMESİNİ NASIL ENGELLERSİN ALOE VERA ---------- Aloe vera saç dökülmesi, kepek, baş deri rahatsızlıkları ve egzama için önemli bir tedavidir. birçok millet bu bitkiyi sağlık ve güzellik için kullanır. TAHTA TARAK KULLANMAK --------------------- Tahta Tarak saç tarama için en iyi taraktır. her taramada kafaya mini bir masaj uygulanır. bu da kafa derisine kan akışını ve faydalı bileşenleri getirir. SU İÇMEK -------- Eğer günde 2-3 litre su içerseniz parlak ve kalın saçlar ile canlı bir saç derisine sahip olabilirsiniz. SOĞAN SUYU UYGULAMAK -------------------- Başa soğan suyu uygulanması eski bir tedavidir. soğan, saç büyümesini sağlayan sülfür ve kuversetin içerir. https://yesilnaturel.com İletişim: +90 (531) 598 05 03⠀ #saçdökülmesi #sacdokulmesi #saçdökülmesineson #saçdökülmesinekarşı #sacdökülmesi #saçdökülmesitedavisi #saçdokulmesi #sacdokulmesinidurdurun #bitkiselürünler (Ankara, Turkey) https://www.instagram.com/p/B61Q7WkhIJe/?igshid=1ujz64xrgbwk8
#saçdökülmesi#sacdokulmesi#saçdökülmesineson#saçdökülmesinekarşı#sacdökülmesi#saçdökülmesitedavisi#saçdokulmesi#sacdokulmesinidurdurun#bitkiselürünler
0 notes
Text
Ufak Dokunuşlar ile Mucizeler Yaratacak Güzellik Sırları
https://ergulkeskin.com.tr/blog/guzellik-sirlari/
Her kadın aslında çok güzeldir… Kimi zaman o güzelliği küçük dokunuşlarla ortaya çıkartmak gerek!
Her gün uygulayabileceğiniz basit güzellik sırları sayesinde zahmetsizce içinizdeki güzelliği parlatabilirsiniz. Makyajdan cilt bakımına kadar pek çok farklı alanda uygulayabileceğiniz güzellik sırlarını sizin için toplarladık.
Bu minik ipuçlarına geçmeden önce hatırlatmakta yarar var, her kadın olduğu her hali ile güzeldir ve en güzel güzellik sırrı, içten gelen bir gülümsemedir! Devamı için ise okumayı sürdürün!
Gözler Kalbin Aynasıdır! Gözlerde Kullanabileceğiniz Güzellik Sırları
Güzellik sırları listemize ilk olarak gözlerde kullanabileceğiniz sırlarla başlayalım. Çünkü elbette gözler kalbin aynasıdır! Bu aynayı daha güzel hale getirmek ise birkaç basit dokunuşla mümkün.
İlk olarak gündelik makyaj rutininiz içerisine göz kalemi ekleyerek başlayın. Gözlerinizin üzerine çekeceğiniz göz kalemi sizi daha aydınlık ve daha uyanmış bir bakışa kavuşturacaktır. Kalem çekmekte zorlanıyorsanız size evde deneyebileceğinizi bir önerimiz var. Koyu renk bir farı ince bir fırça ile göz kapaklarınızın üzerine çekebilirsiniz. Hem daha doğal hem de sürmesi kolay bir göz kalemini bu şekilde elde edebilirsiniz.
Gözlerinizin daha aydınlık ve parlak görünmesini istiyorsanız, beyaz bir göz kalemi ile gözünüzün iç kısmının altını renklendirebilirsiniz. Ten ve göz renginize eğer beyaz rengin yakışmadığını düşünüyorsanız, o zaman ten rengi ya da açık pembe tercih edebilirsiniz. Yalnız dikkat edin, fazla kırımızı tonlar sizi ağlamışsınız gibi gösterebilir.
Gözlerle ilgili güzellik sırları arasında bir başka seçenek ise kirpiklerden geliyor. Kirpiklerinizi kıvırmak içi kirpik kıvırıcı kullanıyorsanız, kıvırıcınızı hafifçe ısıtmayı deneyin. Bunun için sıcak suya batırabilir ya da saç kurutma makinesi ile birkaç saniye ısıtabilirsiniz. Bu sayede kirpiklerinizi kıvırdığınız zaman sonuç çok daha kalıcı olacaktır.
Makyaj Silerken Dikkat
Güzellik sırları sadece makyajı yaparken değil aynı zamanda silerken de kullanılacak öneriler getiriyor önümüze! Göz makyajınızı silerken neler yaptığınız da güzelliğinizi etkileyen unsurlardan bir tanesi. Öncelikle şu ile makyajınızı silip, sonra da bir pamuk üzerine koyduğunuz Hindistan cevizi yağı ile makyajın kalanını çıkartabilirsiniz.
Eğer kalem şeklinde bir eyeliner kullanıyorsanız, kalemi kalemtraşla açmanız gerekebilir. Bunu yaparken de çoğu zaman göz kaleminiz kırılabilir, daha hiç kullanamadan küçülebilir. Bunu engellemek için göz kaleminizi açmadan önce bir süre buzdolabında bekletebilirsiniz. Bu şekilde donan kalem çok daha kolay bir şekilde açılacaktır.
Kirpiklerinin az çıktığından ya da kaslarında dökülmeler olduğundan şikayet edenler için de bir sırrımız var! Güzellik sırları her derde deva nitelikte. Bir kabin içerisinde birkaç damla tatlı bade yağı ve birkaç damla cam yağını karıştırıp üzerine E vitamini kapsülü ekleyebilirsiniz. Bu karışım bol miktarda kaş ve kirpik çıkmasına yardımcı olacaktır. Hatta erkeklerde güçsüz sakalların üzerine bile uygulanabilir!
Göz güzelliğiniz için Ergül Keskin kaş kontür (microblading), kalıcı eyeliner kontür, kirpik lifting ve ipek kirpik uygulamalarından faydalanmayı unutmayın!
Pürüzsüz Bir Cilt İçin Güzellik Sırları
Gözleri bitirdiysek gelelim cildimize! İnsan cildi, en büyük organdır. Bu nedenle de söz konusu güzellik sırları olunca cilt sağlığı ve güzelliği ile ilgili konulara dikkat etmek de büyük önem taşıyor.
Öncelikle işe cildinizi severek başlayın. Ona ihtiyacı olan şeyleri verirseniz o da size karşılığını verecektir. Daha sonra cildinizi incelemeye koyulun. Hangi bölgenin ne gibi ihtiyaçları var? Neresi kuru, neresi yağlı? Üstelik bu ihtiyaçlar zaman içerisinde değişiklik gösterebilir. Kış mevsimlerinde kurumalar, mevsim gecişlerinde alerjiler ortaya çıkabilir. Bütün bunları göz önüne almalı ve cilt bakımınızı ona göre yapmalısınız.
Güzellik sırları arasında güzel bir cilt için en önemli sir bol şu içmektir. Gün boyunca kendinizi susuz bırakmadığınızdan emin olmanız gerekir. Ne kadar şu içtiğinize dikkat ediyor musunuz? Sabahlar kalktığınızda, her yemekten yarım saat önce, ve gün içerisinde aralıklarla şu içerek teninizi nemli tutabilirsiniz.
Güneşten Korunun
Yine en temel güzellik sırları arasında cildi güneşe karşı korumak yer almaktadır. Güneş her ne kadar D vitamini kaynağı olarak tenimizde hissetmemiz gereken bir şey olsa da; aynı zamanda lekelere, yanıklara ve kırışıklıklara neden olabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle de güneş koruyucuyu yaz kış sürmek çok önemlidir. Güneş gören bölgeler lince bir kat güneş koruyucu krem uygulamak uzun vadede güzellik garantisidir.
Eğer ellerinizi konuşurken sürekli yüzünüze ya da boynunuza dokunduruyorsanız, sivilce oluşumuna zemin hazırlıyor olabilirsiniz. Bunu engellemek adına bir dezenfentanı yakınınıza tutun. Sık sık ellerinizi yıkayın. En önemlisi de yüzünüze dokunmamaya çalışın.
Sivilce oluşumunu engellemenin bir başka yolu da cildi temiz tutmaktır. Bu sadece banyo yapmak ve temizlemekle bitmez! Güzellik sırları ev düzeninizi de etkileyecektir. Örneğin yastık kılıfları ve çarşaflarınızı sık sık değiştirmek, anti-alerjenik ya da aloe vera özlü bir çamaşır deterjanı kullanmak sivilcelere karşı evde alınacak bir önlem olabilir.
Ergül Keskin BB Glow kalıcı fondöten, Somon DNA, Hydra Facial ve Hifu yüz germe cilt bakımı hizmetlerinden faydalanmak için iletişime geçmeniz yeterli!
Parlak, Gür ve Işıltılı Saçlar
Bir kadının güzellik sırları macerası elbette dönüp dolaşıp saç konusuna gelecektir. Saçlar görünüşümüzün önemli bir parçasıdır ve bu nedenle de saçların nasıl göründüğüne dikkat etmek güzellik sırlarının bir numaralı anahtarı olacaktır.
İşe yine saçlarınızı sevip tanımakla başlayın. Siz saçınıza ne kadar iyi bakarsanız saçınız da o kadar güzel görünür. Öncelikle saçınızın ihtiyacını belirleyin. Çok mu yağlı, ya da çok mu cansız? Mat bir görünümü mü var yoksa kafanıza mı yapışıyor? Daha sonra uygun önlemleri alabilirsiniz!
Saçlarınız eğer sık dökülüyor ve cansız görünüyorsa, kafa derinizin yağ dengesinde bir sıkıntı olabilir. Bunu önlemek adına, saçlarınızı gün aspiri yıkamaya çalışın. Her gün düş almak saçlarınızın dökülmesine neden olur. Saçla ilgili güzellik sırları arasında bir de saçların nasıl bir su ile yıkandığı yatmakta… Banyo suyunuz çok sıcak olmamalı, çok da soğuğa kaçmamalı. Banyonuzun bitiminde eğer değiştirebiliyorsanız düş başlığını daha direkt bir ayara getirerek kafa derinize masaj yapabilirsiniz.
Saçlarınızı yıkadınız, sıra geldi kurutmaya… Güzellik sırları işte burda devreye giriyor. Saç kurutma makinesi hem saçınızı yıpratır hem de çok enerji harcar. Saçlarınızı doğal bir şekilde kurutmaya çalışın. Isıya maruz kalışını sınırlamaya çalışın. Havlu ile suyunu alırken çok sert davranmayın. Daha sonra omuzlarınıza bir havlu koyup doğal olarak kurumaya bırakın. Eğer şekil vermeyecekseniz bu şekilde bırakabilirsiniz. Şekillendirecekseniz kuruduktan sonra rahat rahat şekil verebilirsiniz.
Bakım Ritüellerinizi Değiştirin
Saçlarınızı tararken nasıl bir tarak kullanıyorsunuz? İşte basit güzellik sırlarından bir tanesi burada devreye giriyor. Plastik taraklar saçları hem elektriklendirir hem de saç derisindeki doğal yağın saça dağılmasına engel olur. Bu şekilde saç elektrikli ve beslenememiş bir halde kalır. Bunu engellemek için, saçlarınızı tahta bir tarakla tarayın. Tarağınız hem saçlarınızı elektriklendirmeyecek hem de kendi saç yağınızı saçın kökünden öteki yerlerine dağıtarak saçlarınıza daha canlı bir görünüm verecektir.
Saçlarınızın bakımı ile ilgili güzellik sırları rotanızı aktarlara çevirebilir! Saçların daha gür ve parlak olması için kullanılabilecek pek çok yağ var. Bunlar arasında Hindistan cevizi yağı bir numaradaki isim. Hindistan cevizi yağı sayesinde saçlarınızı yumuşak olacaktır. Bunu bir maske halinde uygulayabilirsiniz. Saç uçlarınıza köklerine çok dokunmayacak şekilde yağ sürün ve yarım saat beklettikten sonra banyoda durulayın. Saçlarınızın yumuşadığını hemen fark edeceksiniz! Bir başka seçenek de saçlara tatlı badem yağı sürmektir. Bu yöntem aynı zamanda saç çıkarır ve çok etkilidir. Eğer saç dökülmesi yaşıyorsanız da şampuanınızın içince cam terebentini ekleyebilirsiniz. Bunu yaptıktan sonra başınızı öne eğerek saçlarınızı yıkayın.
Eğer farklı saç modellerinin sizde nasıl görüneceğini merak ediyorsanız, Ergül Keskin saç simülasyonu hizmetinden faydalanmayı unutmayın!
Kaynak: https://ergulkeskin.com.tr/blog/guzellik-sirlari/
#güzellik#kaş#kaş kontür#kalıcı makyaj#makyaj#kalıcımakyaj#kalıcıkaş#kalıcıoje#kalıcıfondoten#hydrafacial#cilt#ciltbakımı#eyeliner#eyelinerkontur#ergülkeskin#ergül keskin
0 notes
Text
Bahadır Efsanesi Beşinci Bölüm
Bahadır Efsanesi Beşinci Bölüm Hikaye Oku; Akhisar’a vardılar. İsmail beyin karşısına çıktılar. İsmail bey dertli gözüküyordu “Bir buçuk yıl önce bana bazı bilgilerle geldin, bende o bilgilerle araştırmalar yaptırdım, sultana bildirdim. Sultan hazretleri bana bu işi çözmemi emretti, ama ne yaptımsa kimi bu işin peşine taktımsa olmadı. Çaresiz kaldım, senin kim olduğunu nerede olduğunu buldurdum. Bu işi sana vermek istiyorum.” Bahadır çenesini kaşıdı, İsmail beye “Beyim, güzel düşünmüşsün, açık konuşalım, ben bu işi çözerim ama karşılığında iş bitiminde çok büyük ödül parası isterim. Adam akıllı iş görecek birkaç adam isterim. Köylere kasabalara gittiğimde oradaki adamların lafımı dinlemesini sağlayacak bir bey emri yazılı olarak yanımda olsun isterim. Araştırma esnasında rahat rahat harcama yapacağım, en rahat hanlarda kalacağım bir harcırah da isterim.” İsmail bey düşündü, “İstediklerin makul, ödül parası ne kadar istiyorsun?” Bahadır “On bin altın.” bey dehşete düşmüştü “Oğlum on bin altını kim kaybetmiş ki ben bulayım, nasıl sana o kadar para vereyim?” Bahadır sırıttı, “Valla beyim, hiç kusura bakmayın, bunca yıllık tecrübenizle çözemediğiniz bir işe girişeceğim, kellemi koltuğa alıp amansız Mongol savaşçılarının karşısına çıkacağım, kim bilir kaç ay belki kaç yıl iz süreceğim ama karşılığında az bir paraya talim edeceğim, hiç beklemeyin. Sizde biliyorsunuz Kızıl Kağan bunca uğraşı boşa vermemiştir, bu iş büyük, çözemezseniz ne olacağını tahmin edeceğiniz kadar büyük.” Bahadır küstahça beye birde göz kırptı. Açıkça kellen on bin altın eder her halde imasında bulunuyordu. Bey çaresiz hissetti kendini, sultan bunca yıllık hizmetinden sonra kellesini almazdı belki ama makamını kaybederdi, malı mülkü müsadere edilirdi. Kendini çorak bir sürgün bölgesinde derbeder bir çiftçi olarak düşündü, titredi. “Evladım, on bin çok, beş bine ne dersin?” Bahadır pis pis sırıttı “Hayır, aynı zamanda öyle kuru lafı da kabul etmiyorum, beylik mühürlü senet isterim. Bu arada yanıma vereceğiniz adamların maaşı da sizden, harcıraha gelince şimdilik bin altın yeter.” İsmail bey ayağa kalktı “Bire nadan, sen bizi darphane sandın her halde!” Bahadır beyi hafifçe kafasını eğerek selamladı, arkasını dönüp kapıya yöneldi. O esnada İsmail beyin tahta yığılırcasına oturmasının sesi geldi. Adamın kafasında ter damlacıkları oluşmuştu. Muhtemelen tansiyonu düşmüştü, yüzü fena halde beyazlamıştı. Bahadır beye döndü “Eğer başka bir yolu olsaydı bana gelmezdin, bana geldin, elime bakıyorsun, o zaman sana sunduğum teklife razı olacaksın” dedi. Bey biraz kendine gelerek hafifçe kafasını salladı. Bu esnada o ana kadar kenarda beklemekte olan pala bıyıklı, kalın kaslı kollu, geniş omuzlu, uzun boylu bir savaşçı öne çıktı kılıcını çekti, bağırdı “Beyim bu bastıbacağın tehdidine boyun mu eğeceksin?” İsmail bey acı acı güldü. Bahadır bir seksen beş boyundaki adı Tuğalp olan savaşçının kılıcına baktı, güçlü vurmaya alışık olmalıydı, çünkü kılıcında küçük bir çentik gibi gözüken ama demircilikten biraz anlayan birinin rahatlıkla kılıcı baştan başa kat eden bir çatlak olduğunu anlayacağı bir hasar vardı. Bu beyin son direncini kırmak ya da oradan defolup gitmek için iyi bir fırsattı. Kılıcı Bahadır’ın boynunda dikkati ise beyde olan Tuğalp’in suratına baktı Bahadır, Tuğalp hala ona dönmemişti, hızla kılıcını çıkardı ve bir şangırtı duyuldu, Tuğalp’in kılıcı ikiye biçilmişti. Beyin kabul odasındaki herkes şok içindeydi, Bahadır hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüp yürümeye devam etmeye başladı. Bey “Tamam, hepsine tamam, altını getirin, adamları getirin katibi ve mührü getirin!” diye inlercesine bağırdı.” Tuğalp şaşkın şaşkın kılıcına bakmaktaydı. Tuğalp çevredeki herkesle beraber kılıcının biçilmesi gösterisinden etkilenmişti. Bunun sebebi ise insanların illüzyon gösterilerinden etkilenmesi ile aynıydı. Sebebini bilmediğiniz basit bir mesele sizi etkileyebilir. Bahadır keyifle beyin senedi hazırlatmasını mühürlemesini, hazineden altını getirtmesini önüne koymasını ve dört tane adamını çağırmasını izledi. İsmail bey sıraya dizilmiş dört adamını tanıtmaya başladı. İlki az önce Bahadır’a kılıç çekmiş olan bir seksen beş boyundaki kaslı muhafızdı. Otuzlarının ortasında gözüküyordu, sert hatlara sahip yüzünde etkileyici kap kara bir pala bıyığı vardı ve geniş omuzları kalın kolları ile ürkütücü bir manzara oluşturuyordu. Üstünde deri yelek zırh, altında kollarını açık bırakan bir gömlek vardı. Bileklerinden dirseğine kadarsa yine deriden kolçaklar (kol zırhı) vardı. Altında savaşçıların çok tercih ettiği geniş pantolon ayaklarında ise deri çizmeler vardı. Tüm gücüne rağmen hala kırılmış kılıcının şokunu yaşadığı belli oluyordu. İsmail bey “Bu arkadaşla tanıştın, gazi bir savaşçı olan Tuğalp. Kendisi çok düşman tepelemiş bir yiğittir. Öküz gibi güçlüdür, sultanımızın ordusundaki büyük hizmetlerinden dolayı sarayımda muhafız olarak görevlidir.” İsmail bey Bahadıra yaklaşıp eğilerek “Çok akıllı sayılmaz ama göründüğü kadar da aptal değildir, seni düşmanlarına rezil etmez korkma.” dedi. İkinci sıradaki kişi elli yaşlarının başında kır sakallı, beyaz sarıklı ve siyah cübbeli bir adamdı. İlmiye sınıfından (kadı, imam) olduğu belliydi. Cübbesinin altında bir kılıç olduğu dikkatli bir kişinin gözüne hemen çarpardı. Vakur duruşu karşısındaki insanda saygı uyandırıyordu. İsmail bey “Bu ise Arif hoca, kendisi çok bilge bir kadıdır. Gerçi şu anda sana yüz suyu dökmek zorunda kalmamın sebeplerinden biri de o çünkü bu işi çözsün diye görevlendirdiğim halde başarısız oldu.” Arif hocanın başı biraz eğildi. Bahadır gülümsedi. Üçüncü sıradaki kişi Otuzlarının başında gözüküyordu, bir yetmiş beş boyundaydı yakışıklı, esmer bir yüzü vardı, bıyığı inceydi. Miğferi sarıkla değil beyaz börk ile sarılıydı. Üstünde varlıklı bir savaşçı olduğunu gösteren ve dizlerine kadar inen pul zırh vardı. Zaten diz kısmından da pahalı ve kaliteli bir deri çizme başlıyordu. Belinde asılı kılıcın kabzasından Bahadır hemen kılıcın usta işi olduğunu anladı. İsmail bey “Bu arkadaş ise Yusuf, şimdiye kadar hiç yüzümü kara çıkarmamış bir subaşıydı. Ne zaman başarısız olduğunu tahmin edersin.” Yusuf’un burun delikleri genişledi, yüzü hafifçe buruştu, Bahadır gülümsedi. “Kendisi tam bir komutandır, üstelik kılıç, mızrak, topuz, balta özellikle de at üstünde muharebe hepsinde çok mahirdir.” Dördüncü sıradaki kişi bir atmış beş boyundaydı. Çekik gözlüydü, yüzü sert ve duygusuzdu ama yakışıklıydı. Sakalı, bıyığı yoktu. Beyaz börk giymişti. En fazla yirmi yaşındadır diye düşündü Bahadır. Sırtında kirişi (yayın ipi) takılmamış olduğundan ters duran bir yay vardı. Belinin sol tarafında bir sadak (ok kutusu) sağ tarafında bir kılıç sallanıyordu. İsmail bey “Bu İlhan, Tatar İlhan, iz sürmekte at binmekte üstüne yoktur. Genç yaşına bakma ne bizde ne Moğollarda ondan iyi at üstünde ok atan bulunmaz, zeki, çevik ve beceriklidir. Yalnız Moğollar Tatar hanlığını yıktığında ailesini gözlerinin önünde katlettiklerinden biraz fazlaca acımasızdır ama senin için mesele olacağını sanmam.” Bahadır “Moğolların kafasını kesme işini sorgudan sonra yaptığı sürece sıkıntı yok.” dedi. İlhan gülümsedi. Bahadır herkesin gözü önünde altın dolu küçük torbayı aldı ve altınları tek tek saymaya başladı, bin altın olduğundan emin oldu. Adamlara döndü, “Beyler, bu işi bitirmek için görevliyiz. Maaşınızı İsmail bey ödeyecek.” Yusuf İsmail beye döndü “Beyim, bu paragözün bu iş için en iyi adam olduğuna emin misiniz?” İsmail bey “Sizden önce tüm olayı çözen kişi bu velet, onun yaptığı işin üstüne ne kadar koyabildik sen de biliyorsun.” Bahadır, Bey’e döndü “Beyim son olarak size ilk geldiğimde verdiğim eşyalara ihtiyacım var, hani şu işi bilen birileri iz bulur dediğim.” İsmail bey hatırladı. “Hemen eşyaları getirin.” Eşyalar bir tahta saplı çakı, bir örgü yelek ve gümüş bir yüzükten ibaretti. Beşli gurup Bahadır önderliğinde Akhisar çarşısına geldiler. Çarşıda bazı esnaflar Bahadır’a selam verip “İflas ettiğini duyduk, geçmiş olsun” dediler. Bahadır “Olur böyle, biraz para buldum ticarete dönüyorum.” diye cevap verdi. Esnaf ���Yine mi tavukçuluk yapacaksın?” diye sorduğunda “Yok, şimdi ufak iş düşünüyorum, köyleri dolaşıp çerçilik yapacağım.” Tüccarlar vah vah çekince “Anca bu işi yapacak kadar para buldum.” diyordu. İki at arabası alıp içini köylerde satabilecekler bakır mutfak eşyası, tarak, makas, ayna gibi küçük eşyalar boncuk, iplik ve sair küçük eşyalarla doldurdular. Bu esnada çarşıda Bahadır’ın karşısında bir tüccar çıktı, Bahadır onu kenara çekti, bir şeyler konuştular, Bahadır ona bir şeyler verdi ve arkadaşlarının yanına döndü. Yusuf içinden bu para göz ne haltlar karıştırıyor diye düşündü. Sonrasında Bahadır kendisi için küçük bir tüccara yakışır bir elbise aldı, adamlarına ise tüccarlara yardım eden işçilerin giyeceği cinsten ucuz kumaştan ve sade koyu renklerde elbiseler aldı. Adamlarına kılıçları hariç zırh ve ekipmanlarını arabalara gizlemeleri emrini de verdi. Yusuf’a saf kan atını evde bırakmasını yerine gurubun diğer üyelerinin bindiği cinsten çok pahalı olmayan bir atla gelmesini tembihledi. Bir hafta içinde hazırlıklar bitip yola koyuldular. Tuğalp Yusuf’a “Bu çocuk neden bizi böyle işçi gibi giydirdi.” diye sordu. Yusuf “Galiba köyleri gezeceğiz, bu esnada dikkat çekmemizi istemiyor sanırım.” dedi. Tuğalp “Neden peki?” diye sordu. Yusuf “Emin değilim, yakında öğreniriz.” demekle yetindi. Güneş altında bir köyden diğerine gidiyorlardı, mal alıyor mal satıyorlardı. İki hafta böylece geçti. Yine bir köyde ticaret yapıyorlardı ki Bahadır ansızın durdu, Yusuf her ne arıyorsa bulmuş olmalı diye düşündü. Altı yedi yaşlarında küçük bir çocuğun yanına gitti, yanına çöktü, inanılmaz sevecen ve dost canlısı bir ifade takındı çocuğa “Yeleğin pek bi güzelmiş, kim ördü?” diye sordu. Çocuk sevinçle “Haminnem” dedi. Yelek oldukça zahmetli ve sık bir örgüyle örülmüştü, Bahadır’ın yanına aldığı yelekle aynı örgüydü bu. Bahadır “Haminnen nerde, para vereyim de bana da örsün” dedi. Çocuk “Örmez ki, o sadece bize örer.” dedi. Bahadır gülümsedi ve çocuğun başını okşadı, ardından eline kavak ağacından yapılma bir düdük verdi. “Hediyem olsun.” dedi. Çocuk sevinçle düdüğünü öttüre öttüre gitti, Bahadır köylülere köy meydanında eşya satma işine geri döndü, ama bir saat geçmemişti ki yaşlı bir kadın dayak yediği belli ağlayan bir çocuğun elini tutarak belirdi. Kadın Bahadır’a yaklaştı “Bizim Ali hiç böyle yapmazdı ama galiba bunu sizden çalmış.” diyerek düdüğü Bahadır’a uzattı, Ali “Ben çalmadım, o verdi, o verdi hediye o!” diye ağlıyordu. Bahadır aynı çok sevecen rolünü takınarak “Nineciğim ben o düdüğü hediye ettim, torununuza kızmayın.” dedi. Kadın mahcup oldu. Bahadır’a “Sağ ol evladım.” dedi “Yetimimi sevindirdin.” Bahadır’ın içinde bir şey buruldu, ama yüzüne yansımaması için büyük bir gayret gösterdi. “Demek yavrucak yetim.” diyebildi. “Kadın teşekkürler evladım” deyip arkasını döndü, o esnada Bahadır İlhan'a çevrede kimsenin fark etmediği bir el hareketi yaptı, İlhan başıyla anladığını gösterir şekilde salladı. İlhan yirmi dakika sonra geri geldi Bahadır’ın kulağına kadının evinin yerini fısıldadı. Gün batımına bir saat kalana kadar satışa devam ettiler. Ardından Bahadır ve arkadaşları sanki oradan tesadüfen geçiyormuş gibi kadının evinin önüne geldiler. Bahadır eve geldi, kapıyı çaldı, içerden yaşlı kadın çıktı, Bahadır “Siz” dedi. Yaşlı kadın, “Buyur evladım, ne istedin.” diyerek cevap verdi. Bahadır, “Allah’ın hikmeti nine, yine karşılaştık, sabah yola çıkacağız ama köy misafirhanesi beş kişi alacak kadar büyük değil, bizde şu evinizin yanındaki boş tarlada çadırlarımızı kuralım dedik, elbette izniniz olursa.” Boş tarla, bu sözleri duyunca yaşlı kadının yüzüne bir hüzün çöktü, aylardan temmuzdu, hasat yapılmıştı ve tarlaların hemen hepsi bu yüzden boştu ama yaşlı kadının tarlasının bir süredir ekilmediği üstündeki yabani otlardan belliydi. Yaşlı kadın “Peki olur.” dedi. Akşam olmuştu, ekip çadırlarını kurmuş küçük bir de ateş yakmışlardı, ateş başında ekmeklerini ısıtıp peynir ekmek yemekteydiler. Bu esnada yaşlı kadın elinde bir testi ile belirdi. “Evladım size ayran getirdim.” dedi. Bahadır teşekkür etti ayranı su içtikleri taslara koydular testiyi iade ettiler, Bahadır yaşlı kadınla beraber yürümeye başladı. Gurubun kendilerini duyamayacağı kadar uzaklaşınca kesesinden çıkardığı on altını kadının eline tutuşturdu. Kadın itiraz etmeye çalıştı, Bahadır “Nineciğim torununun yetim olduğunu söyledin, ben de öksüz büyüdüm. Bu acıyı bilirim. Bu baktığın yetim yavru için lütfen reddetme” Kadın şaşkın “Ama evladım bu çok fazla, seni zor duruma koymayalım.” Bahadır sevecen tavrıyla konuştu “Nine, bu parayı ticaret vesilesiyle bana Allah verdi, benim vesilemle de sana bu parayı yine Allah veriyor. Veren Allah yine verir, sen torununa bak.” Kadın hüzünlendi ama parayı aldı “Allah senden razı olsun. Evladım.” Dedi. Bahadır “Nineciğim merakımı bağışlarsan bu çocuğun anasına, babasına ne oldu?” zaten hüzünlü olan ve içindeki dertleri kimseye anlatamayan kadın bir anda içini dökmeye başladı. “Oğlum, bu çocuk benim torunum değil, torunumun oğlu, benim bir kızım vardı, eşkıyanın birine aşık oldu, kaçtılar, babası kahrından öldü, başka çocuğum da yoktu. Kızımın kaçmasından, kocamın vefatından sonra yıllar geçti, torunumun babası bir gün kapımda bir çocuk ile belirdi. On iki yaşında bir tıfıl, adı Tahir, bu senin torunun anası öldü, sen bak dedi ve çocuğu bıraktı. Ben dul halimle torunuma bakmaya çalıştım, ama Tahir iyi çocuktu ama Tahir’in kafası sadece haytalıktaydı. Kadın başıma bin bir güçlükle büyüttüm onu, biraz büyüyünce köyden kaybolup gitmeye başladı, hep elinde parayla hediyelerle gelirdi. Oğlum bu para nerden diye sorunca üzümünü ye bağını sorma derdi. Bizim köyden bir kız sevdi, evlendi, bir çocukları oldu. Ah Tahir ah, haytaydı ama hep bizi gözetirdi, daha iyi yaşayalım diye uğraşırdı. İki sene önce son kez gidiyorum, çok para kazanıp geleceğim dedi, bir daha haberi gelmedi. Ama öldüğünü biliyorum. Ölmese kesin gelirdi, ne yapar eder gelirdi.” kadın ağlamaya başladı. Bahadır beş dakika kadar yaşlı kadının sakinleşmesini bekledi. Sonra “Nine çok talihsizmişsin, ama bu Tahir iyi birine benziyor, bence kesin onu bozan kötü bir arkadaşı vardı, yoksa niye o yoldan gitsin.” yaşlı kadın tam olarak Bahadır’ın istediklerini dökülmeye başladı. “Elbette vardı, komşu köyden Tufan, hep o girdi kuzumun kanına hep o.” Bahadır “Vay namussuz, inşallah belasını bulmuştur.” yaşlı kadın yırtınırcasına “Nerde, hala Taraklı yolunda eşkıyalık yapar, beladır, ne yakalayan çıktı ne öldüren Allah’ın belasını.” Bahadır konuşmayı fazla uzatmadı. Yaşlı kadının tüm ebeveynlerde bulunan kötülüğü çocuğuna yakıştıramama suçu başkasında bulma zaafından faydalanmış ve öğrenmek istediğini öğrenmişti. Bahadır ateşin oraya geldi, oturdu. Yusuf’a döndü. “Taraklı yolunda Tufan adında bir eşkıya varmış, canlı yakalamamız gerekiyor.” Yusuf Bahadır’a baktı “Ne yapacağız.” Bahadır, “Subaşı olan sensin her halde haydut nasıl yakalanır biliyorsundur?” Yusuf “Beyin talimatnamesi elimizde, bu civardan adam toplayıp eşkıya avına gidebiliriz.” dedi. Bahadır bir iç çekti bıkkın bir ifadeyle “Senin zeki olman gerekmiyor muydu? Peşinde olduğumuz kişileri uyandırmadan adamı yakalamalıyız.” Yusuf başını kaşırken Bahadır konuşmasına devam etti “Şimdiye kadar hiç kılıç dövüşünde bulunmadım, çatışma, savaş tecrübem yok, ona göre bu işlerin tamamı sizde.” ekip başlarını olumlu anlamda salladılar. Bahadır “çadıra uyumaya gidiyorum” dedi ve çadıra gitti. Bu esnada Tuğalp konuşmaya başladı “Biz iki haftadır köy köy geziyoruz ve adam bir anda kimi bulmamız gerektiğini söyledi, bu adam kim, neden bulmamız gerekiyor? Yetmezmiş gibi birde kılıcımı tek darbede ikiye biçtiği halde savaştan anlamam diyor ne iş?” Arif sakalını kaşıdı “Galiba bu kadın bir şeyler biliyordu. Bu adamın adını da ondan öğrendi.” Yusuf konuşmaya başladı “Kılıcına gelince daha önce de gördüm, bazen kılıçlar içten çatlar ama dışarıdan gözükmez, işi bilen biri o zayıf noktayı fark ederse rahatça bir kılıcı kırar Ama çocuk hiç savaştan dövüşten anlamam diyor.” Tuğalp şaşkındı, kafası karışmıştı ve ne diyeceğini bilemiyordu. Konuşmaya bu sefer İlhan girdi “Bir hafta hazırlık, iki hafta köylerde tüccar kılığında dolaşıp durma, pek bir şey anlamadım. Ama şunu söyleyeyim evvelki aramalara da katıldım, dağlarda kara elbiseli Mongol askeri arayıp durduk, ölüleri cesetleri inceleyip durduk, bir buçuk yıldır bu iş çözülmedi. Artık bu işi çözmeliyiz, yoksa İsmail beye yazık olacak.” Yusuf iç çekti “Ona yazık olacak da bize ne olacak, giderayak hepimizin ayağını kaydırabilir.” Arif sakalını kaşıdı “O zaman Yusuf sen şu haydudu nasıl kimseye çaktırmadan yakalayacağız planını yap, çünkü anlaşılan tek ipucu o adam.” Yusuf iç çekti, “Tamam, bir şeyler düşüneceğim.” dedi, hepsi çadırlarına çekildiler. Ertesi sabah ekip toplandı, bir araya geldiler biraz konuşup planı yaptılar. Ardından Yusuf köy merkezine gitti, orda bulduğu hemen herkese “Taraklı yoluna gideceğiz, yolda haydut var mı? Kaç kişiler, bizi yakalarlarsa her şeyi mi alırlar yoksa haraç alıp bırakırlar mı?” Gibi sorular sordu. Haydut gurubu otuz kişi kadardı, oldukça acımasızlardı ancak her geçenden haraç almıyorlardı, genelde tüccar görürlerse saldırıp öldürüyor tüm mallarını alıyorlardı. İki at arabası üstünde öğleye doğru Bahadır ve Arif yola çıktılar. Yaşlı adam öndeki arabayı, genç ise arkadaki arabayı kullanıyordu. Yolda beklenen oldu haydutlar ortaya çıktı. Haydutlar önce uzun mızraklarla iki arabalık konvoyun önüne atladı ve atları uzun mızraklarının ucunu göstererek durdurdu. Bu esnada aynı şekilde arkadan da uzun mızraklı haydutlar çıktı, toprak yolun bir tarafı ağaçlık alan diğer tarafı ise arabaların çıkamayacağı bir tepeydi, kaçacak yerleri yoktu. Arif ve Bahadır arabalardan ellerini kaldırarak indiler. Bu esnada diğer haydutlar ağaçlık alandan çıkarak arabaları yağmalamaya başladılar. Bu esnada eşkıyaların başı elleri havada bekleyen Bahadır’la Arif’in yanına geldi. Kıvrımlı hançerini çıkardı ve Bahadır’ın boynuna dayadı. Arif, “Direnmeyeceğiz, teslim oluyoruz” dedi. Haydutların reisi olduğu belli olan kişi sap sarı dişlerini göstere göstere sırıttı “Canlınız bir şeye yaramaz.” dedi. Hançerini saplamak için geriye çekti bu esnada Bahadır “Babam, babam size benim için yüz altın verir, lütfen canımı bağışlayın!” diye bağırıp ağlamaya başladı, Arif Bahadır’ın oyunculuk yeteneğine hayran kalmıştı. İçinden “Lan bu çocuğun beceremediği bir şey var mı.” diye geçirdi. Çünkü Bahadır’ın zerre kadar korkmadığını biliyordu. Haydut reisi “Söyle bakalım baban kimmiş, neredeymiş?” Bahadır “Taşhisar'dan Tüccar Rıfkı.” Bu sefer haydut reisi Arif’e yöneldi Arif “Ben çok varlıklı değilim beyim ama benim hanım benim için biriktirdiğim yirmi beş altını verir, Taşhisar'dan Cemile kadın, Çeşmeli medresesinin hemen yanında evimiz var.” Haydut hançerini indirdi Arife “Şanslısın, eğer Taşhisar’a adam yollamayacak olsaydım yirmi beş altın seni kurtarmazdı.” Rol yapma sırası Arif’teydi sanki rahatlamış gibi bir oh çekti. Ellerini bağladılar, kamplarına götürdüler. Haydutların sayısı otuz kadardı, Bahadır ve Arif elleri arkadan bağlanmış halde oturuyorlardı. Haydutlardan birisi fidyeyi almak üzere Taşhisar’a yollandı. Taşhisar’a giden haydut kamptan bir saat kadar uzaklaşmıştı ki karşısına üç kişi çıktı, haydut karşısındakilerin niyetinin iyi olmadığını anladı, atını dört nala üstlerine sürdü, uzun boylu olan üstüne gelmekte olan atın kafasına tüm gücüyle bir yumruk attı. At devrildi. Haydudun bacağı ölmüş atının altında kalmıştı. Acıyla bağırmaya başladı ama kamptan sesinin ulaşmayacağı kadar uzaktaydı. Yusuf hayduta yaklaştı kulağından tuttu, “Sana bir soru soracağım, eğer cevap verirsen kulağın yerinde kalacak eğer vermezsen, diğer kulağına geçeceğim, sonra dişlerine sonra… Neyse sen meseleyi anladın.” Haydut korku içinde gözlerini pört pört açmış halde kafasını salladı. Sana bir kişinin ismini soracağız Tufan.” Haydut istemsizce gülmeye başladı, hatta gülmesi manyakça bir hal aldı, beş altı dakika sonra sustu. “O sünepeyi ne yapacaksınız?” Yusuf şaşırmıştı, Tufan’ın haydutların reisi ya da yardımcısı falan olmasını bekliyordu, Yusuf “İşimiz var onla, neye benzer, nasıldır bir tarif et.” Haydut “Eğik ağızlı, yamuk kafalı hafif topal biridir, kampın angaryasını yapmasa çoktan kurtulmuştuk sünepeden.” Yusuf tamam anlamında kafasını salladı, İlhan hızlı bir hareketle kılıcını haydutun kalbine sapladı, adam kıpırdayamadan öldü. Bahadır elleri bağlı oturmaktaydı, fidyeci gidene kadar sessizce oturdu, fidyeci gittikten iki saat sonra Bahadır çevresine dikkat kesildi. Yanlarından bir haydut geçerken Arife dönüp “Hiçbir şeye değil de o şaraba acıyorum” dedi. Haydut hemen Bahadır’a doğru yöneldi, yakasına yapıştı “Hangi şarap?” diye sordu. Bahadır “Arabadaki iki küp şarap.” dedi. Haydut gözlerini iri iri açtı, “Demek arabada şarap vardı nerde, nerde şarap!” Bahadır omuz silkti “Ben ne bileyim arabaya siz el koydunuz.” Haydut öfkeli bir biçimde reisin çadırına gitti, “Reis hani ne alırsak gizlemeyecektin hakkımızı alacaktık, şarap nerde?” Bir anda eşkıya reisi çadırdan fırladı “Ne şarabı, ne alıkoyması, sen kendini ne sanıyorsun!” Bu esnada eşkıyalar reislerinin çadırı etrafında toplandılar. Eşkıya reisinin kendi adamlarından çalması hiç bir eşkıyayı şaşırtmazdı. Yağma esnasında eğer diğer haydutlardan kimse görmüyorsa değerli bir şeyi cebe atmak eşkıyalık adeti gibi bir şeydi ama kendilerinden çalınan şeyin şarap olması tüm eşkıyaları kızdırmıştı, şarap demek keyifli bir gece demekti ve reislerinin onlardan bunu çalması kabul edebilecekleri bir şey değildi. Reisin has adamları reisin yanında yer alırken diğer eşkıyalar karşısına çıkmışlardı. Reis bağırdı “Durun, eğer gerçekten şarap olduğunu söylüyorsan getir göster.” Kampta kargaşa varken İlhan kolayca Bahadır’a yaklaştı, Bahadır’a “Tufan kafası yamuk, ağzı eğik hafif topal bir adammış, kampta köpek gibi davranılan biriymiş.” dedi. Bahadır “Şarabı nereye gizlediniz?” diye sordu, İlhan eliyle işaret etti ardından ağaçlık alanda kayboldu. Bahadır ve Arif soyuluyorken Tuğalp şarap küplerini kampa gizlemişti. Eşkıyalar tartışmadan sonra şarap aramaya başladılar, hatta içlerinden biri reisin çadırına bile girmeye kalktı. Reis boğazına eğik hançerini dayayarak eşkıyayı önledi. Sonra bağırdı, “Bu yalanı kim uydurdu!” Bahadır’la konuşmuş olan eşkıya hemen Bahadır'ın yanına gitti, ona “Dediğin yalansa öldün çocuk!” dedi. Arif “O şarap nerde bilmiyor, nereye koyduklarını ben gördüm.” dedi. Eşkıya “Niye en başından söylemiyorsun!” diye bağırdı Arif “Başımız belaya girer diye korktum beyzadem.” dedi. Elleri bağlı iki rehine önde Eşkıyalar arkada Arif’in gösterdiği yere geldiler. Arif bir bir ağacın altında küçük bir tümsekcik gösterdi, eşkıya reisin şaşkın bakışları arasında kumu kazıdı ve kolayca iki küp ortaya çıktı, içlerini açtıklarında şarap dolu olduğunu gördüler. Reis bağırmaya başladı “Hayır ben sizden şarap falan gizlemedim, oyun bu, bu adamların oyunu bu!” parmağını iki rehineye doğru sallıyordu, Bahadır soğuk bir ifadeyle “Yani diyorsun ki elleri bağlı, bir piri fani ve bir velet kalktı her biri birer kantar gelecek bu iki küpü kaldırdı ve buraya gömdü.” Reis daha da çıldırmıştı. Hayır diyorum ben sizden şarap falan gizlemedim. Bahadır eşkıyalara “Sen şimdi arabada bin altınlık torbayı da gizlememişsindir!” dedi. Eşkıyalar reislerine döndüler reis bağırmaya başladı “Valla altın falan çalmadım, yalan üçkağıt, siz çaldınız siz gizlediniz!” bu esnada kılıcını çekti. Bunun üzerine tüm eşkıyalar silahlarına davrandılar. Bahadır ve Arif yavaş adımlarla bölgeden uzaklaşmaya başladılar, kimse onlara dikkat etmiyordu, tüm eşkıyalar altın tartışmasına girmişti. Bir anda tartışma çatışmaya dönüştü, kılıç çınlamaları duyuldu, Bahadır güçsüzlüğü nedeniyle geride duran Tufan’ı fark etti, Arif’e “Orda, Tufan orda!” dedi. Tufan’ı başına bir şey gelmeden çatışma alanından çıkarmaları gerekiyordu. Yoksa tüm emekleri boşa gidecekti, Bahadır ve Arif iplerini çoktan çözmüştü, sadece iplerin hala bağlıymış gibi durmasını sağlıyorlardı. Arif atıldı, dikkati çatışmaya dönmüş olan kısa boylu yamuk kafalı adamı eline aldığı bir ağaç parçası ile birkaç darbede yere serdi. Ardından Bahadır’la birlikte kollarından tutarak çekmeye başladılar. Bu esnada üçlü dostlarına denk geldiler Tuğalp Tufan’ı omzuna yükledi ve hızla ordan uzaklaştılar. Kamptan uzaklaştıklarında Yusuf sordu “Daha Akhisar’dayken şarabı satın aldın. Şarap gerekeceğini nerden biliyordun?” Bahadır cevap verdi “Erkeği kötü yola düşüren üç şey vardır, kadın, şarap ve kumar, uğraşacağımız kişilerin eşkıya olacağını biliyordum, yani bu üç şeye zaafları olacaktı.” Tuğalp Bahadır’a sordu “Neden eşkıyaları öldürüp her şeyi geri almadık?” Altınlarda dahil olmak üzere gerçekten değerli olan eşyaların Taraklı yoluna çıkmadan saklamışlardı ama arkalarında eşkıyalara bıraktıkları eşyalar yine de epey ederdi. Bahadır “Aralarında çatışma bittiğinde birkaçı ölmüş biri kaybolmuş ve iki rehineleri kaçmış olacak. Ancak hiç kimse bir şeyden şüphelenmeyecek. Bu işlerin arkasında kim varsa uyandırmamalıyız. Eğer koca bir eşkıya çetesi yok edilseydi bir ihtimal bu işlerin arkasındaki her kimse uyandırabilirdik.” Ekip eşyalarını ve atlarını koydukları yere varmıştı. Bahadır Tuğalp’e “Şu ağacın altına bırak.” diyerek bir ağacı gösterdi, eşyalarının olduğu yere gitti, beline kılıcını taktı ve içinde yirmi farklı, ot, toz ve mineral olan ot kesesini eline aldı. Bahadır Tufan’a bir toz koklattı. Tufan gözlerini açtı, bir süre şaşkın şaşkın çevreye bakındı, Tufan kendisine gelince Bahadır “Bak Tufan bir kez soracağım, sende doğru cevap vereceksin...” Tufan başını olumlu anlamda salladı Bahadır “ Senin köyünden Tahir hakkında ne biliyorsun.” Tufan; “Pisliğin biridir, işe yaramazdır, beceriksizdir...” Bahadır konuşmasına izin vermedi, tam suratına bir tekme attı. “Tamam, çok iyidir, beceriklidir...” yine bir tekme Tufan’ın suratına indi. Bahadır cidden endişelenmişti, karşısında tam bir yavşak vardı, hem de öyle sıradan bir yavşak da değil gerçekten aptal bir yavşak. Bu adam Bahadır ne duymak istiyorsa onu söylemeye çalışacaktı, bu esnada da gerçekleri hiç çekinmeden saptıracak hatta yalanlar söyleyecek üstelik yalan söylediğini kendisi bile fark etmeyecekti. Bahadır bu karaktersiz heriften istediği bilgiyi nasıl alacağını düşündü. “Bana Tahir’le çocukluğundan başlatarak anlat.” Uzun uzun anlatmaya başladı, anlattığı şeye dikkat eden biri onun Tahir’i kötülükler konusunda teşvik eden dalkavuk biri olduğunu anlayabilirdi. Fiziksel görünümü nedeniyle diğer köylü çocukları tarafından dışlandığından Tufan Tahir’e yanaşmıştı, Tahir’de Tufan’a hem ayak işlerini yaptırmış hem de onu bir süre yancı olarak tutmuştu. Tahir Tufan’ın ne kadar işe yaramaz olduğunu anlayınca ona yol vermişti. Tufan “Tahir en son şu yanındaki gibi gözleri olan (İlhan’ı işaret ediyordu) birileri ile görüşürken gördüm.” dedi. Bahadır “Nerde?” diye sordu. Tufan “Taşkını kalesinde.” dedi. Bahadır, Emin misin diye sordu, Tufan “Ahan da şu iki gözüm önüme aksın orda gördüm.” dedi. Yusuf araya girdi, “Taşkını Kalesi derken Yüksek Hisarın ötesindeki Taşkını’nından bahsediyorsun değil mi?” Tufan “Evet, Yüksek Hisarın ötesinde, Şivan’ın kontrolündeki taşkını.” Yusuf baya şaşırmıştı. Taşkını kalesinde Moğolların bulunması önemli bir meseleydi. Ama tek ipucu da buydu. Bahadır öğreneceğini öğrenmişti. Yusuf’a döndü, “soracak bir şey kaldı mı?” diye sordu. Yusuf “Hayır.” dedi. Bahadır bu yavşaktan daha fazla bilgi alamam diye düşündü kılıcını çekti ve Tufan’ın boynuna vurdu, Tufan kanlar içinde çırpınmaya başladı, Bahadır şaşırmıştı, onun durduğu esnada Yusuf kılıcını çekti yarım kalan işi bitirdi. Sonra Bahadır’a dönüp “Bilmiyorsan bilene söyle o yapsın!” dedi. Bahadır, “Öğreniyoruz, öğrenirken olur böyle hatalar.” Dedi. Tuğalp, “Amma soğukkanlı katilsin Bahadır, ben hayatımda hiç senin gibi ilk kez adam öldürürken böyle rahat olan görmedim.” Bahadır “ Eğer masum bir insanı öldürseydim kendimi asla affetmezdim. Kahrolurdum ama öldürdüğüm bir haydut. Eline fırsat geçse beni hiç tereddüt etmeden öldürecek, sağ kalırsa masum insanları öldürmeye devam edecek bir haydut. Mantığım onu öldürmemin hiçbir kötü yönünün olmadığını söylüyor, bu yüzden içim rahat.” Arif Bahadır ne derse desin ondan korkmak lazım diye içinden geçirdi. Haminne: Hanım nine kelimelerinden oluşan eski bir tabir. Genelde ninenin annesi için kullanılır. Mustafa Söylemem Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Bölüm İçin TIKLAYINIZ Read the full article
0 notes
Photo
SEPETLİ GH SET Özel Tasarım Süslenmiş Hasır sepetli set İçinde * 30x50 cm ebatında Süslenmiş havlu, * Süslenmiş sabun, * Şampuan , * Kese , * Süslenmiş tahta tarak * El kremi bulunmaktadır...... İstenilen Renk Hazırlanabilmektedir #gelinhamamıfikirleri #misafirhamamseti #hamamhediye #hamampaketleri #hamamsetı #gelinhamami #bekarlıgavedahediyesi #gelineglencesi #hamamsetikutusu #bekarlığavedahediyeliği #bekarlığavedahediyelikleri #hamameglencesi #gelinhamamiorganozasyonu #hamamhediyeligi #hamamhediyeliği #hamamset #gelinhamamısüsleme #hamamhediyeleri #bursagelinhamamı #gelinhamamihediyeleri #hamamhediyelikset #gelinhamamıhediyelikleri #gelinhamamısetleri #gelinhamamiseti #gelinhamamihediyelikleri #gelinhamamıseti #bekarligavedahediyesi #hamamseti #bekarlığavedapartisi #bekarligaveda (Bursa) https://www.instagram.com/p/CPxt8oOH4Pk/?utm_medium=tumblr
#gelinhamamıfikirleri#misafirhamamseti#hamamhediye#hamampaketleri#hamamsetı#gelinhamami#bekarlıgavedahediyesi#gelineglencesi#hamamsetikutusu#bekarlığavedahediyeliği#bekarlığavedahediyelikleri#hamameglencesi#gelinhamamiorganozasyonu#hamamhediyeligi#hamamhediyeliği#hamamset#gelinhamamısüsleme#hamamhediyeleri#bursagelinhamamı#gelinhamamihediyeleri#hamamhediyelikset#gelinhamamıhediyelikleri#gelinhamamısetleri#gelinhamamiseti#gelinhamamihediyelikleri#gelinhamamıseti#bekarligavedahediyesi#hamamseti#bekarlığavedapartisi#bekarligaveda
0 notes
Link
0 notes
Text
Kedi Malzemeleri: Neler Gerekli?
Kedi Malzemeleri: Neler Gerekli?
Yakında yeni bir yavru kedi eve getirmek? Ne kadar heyecan verici! Bir yavru kedi, eğlenceli, sevimli, küçük bir yumrudan daha sevimli bir şey yoktur. Yavru kediniz hızlıca yetişkin bir kedi haline gelecek ve biraz şansla, gelecek yıllarda çok yakın arkadaş olacaksınız. İlişkinize "kedinizin ihtiyacı olan her şeye sahip olduğunuzdan emin olarak" sağlam bir şekilde başlayabilirsiniz.Aksi halde pisiniz sizlere kızabilir. Yavru kediniz geldiğinde elinizde olması gerekenlere bir göz atın;
Kedi Kumu Bir kediye sahip olmanın en büyük avantajlarından birisi, her seferinde aynı alana gitme eğiliminde olmalarıdır. Bahçenizde veya evinizde kürekle kaka toplamanıza gerek yoktur. Ancak bu,kediniz için bir tuvalet alanına sahip olmanızı gerektirmektedir. Bu konuda bir çok seçeneğiniz mevcuttur. Bir çöp kutusu, düz bir plastik tepsi gibi basit veya otomatik bir kola makinesi kadar karmaşık olabilir. Bütçenize göre herhangi birini tercih edebilirsiniz.
Yatak Kediler, uyumak için kendileri için hazırlanmış yerleri severler. Kedinize bir yatak almak istediğinizde, kendinizi çok çeşitli seçeneklerle karşı karşıya bulacaksınız.Ne alırsanız alın yumuşacık ve sıcacık olmasına özen gösterin. Bir yastık kadar basit olabilir, ancak araştırmalar kedilerin yuva tipi yatakları daha çok sevdiklerini gösteriyor. Kediniz tüm bunlara rağmen sizinle yatmayı tercih edebilir.Ama onun için özel olarak yatma alanı hazırlamak iyi bir fikirdir.
Tırmalama Tahtası Satın alacağınız ekipmanların çoğunda olduğu gibi, çok sayıda marka ve çeşit arasından seçim yapabilirsiniz. Ama işte kedinize doğru bir tırmalama tahtası almak için sizlere bir ipucu; Sağlam ve dayanıklı. Bir kedi, oynadığı saldırı oyununda bir direğe sert bir şekilde çarpabilir, bu nedenle direğin yerinde ve dik olarak kaldığından emin olmak istersiniz. Kauçuk tabanlı olanları tercih edebilirsiniz. Uzun olmalı. Genel olarak, 45 ila 60 cm aralığında bir şey muhtemelen yeterli olacaktır. En azından yetişkin kedinizin arka ayakları üzerinde dururken ulaşabileceği kadar uzun olması gerekir. İsteğe göre dikey olmalı. Araştırmalar dikey olan tırmalama tahtalarının kediler tarafından daha çok sevildiğini göstermekte.Bir kaç tanesi yatay olanları tercih etmiş :) Kedinizin dikey tırmalama tahtasıyla oynamaya meyilli olmadığını görürseniz, yatay bir tahta için tekrar mağazaya gitmeniz gerekebilir.
Gıda Ve Su Kapları Elbette, kediniz için yiyecek ve su kabına ihtiyacınız olacak. Paslanmaz çelik kaseler, veterinerlerin favorileridir, çünkü temizlenmesi ve sterilize edilmesi kolaydır. Cam ve seramik de popülerdir. Plastik kaseler tavsiye edilmez, çünkü eskiden kalmış kediniz için hoş olmayan kokuları tutabilirler. Plastik kaselerin ayrıca bir tür kedi aknesine neden olabilecek bir bakteri barındırması daha olasıdır. Kasenin malzemesi ne olursa olsun, tasarımın sığ olduğundan emin olun - özellikle de kediniz hala küçük bir yavru kedi ise. Yiyeceklere kolayca ulaşabiliyorsa, kediniz daha rahat olacaktır.
Oyuncaklar Yavru kediler eğlenceli hayvanlardır ve oyun zamanı gelişiminde önemli bir unsurdur. Kedi oyuncakları harika bir oyun zamanı aracıdır ve kedinizin hoşlandığı herhangi bir amaca yönelik oyuncak iyi olacaktır. Kedinin oyuncaktan küçük parçalar koparamadığından emin olun. Bir pinpon topundan daha küçük olan her şey potansiyel bir boğulma tehdidi olarak kabul edilmelidir. Ve bir kedi oyuncağı olarak oynamak için elinize vermeyin. Şimdi sevimli olabilir, ama kedi daha büyük olduğunda ve eğlenme amaçlı ellerinize saldırmak için koşullanmış hale geldiğinde olmayacak!
Güzellik Ekipmanları Kedinizin uygun bakım ekipmanları ile sevimli görünmesini sağlamak isteyeceksiniz. En azından, metal dişli bir tarak (keskin dişlere sahip olmamasına dikkat edin), kıl fırçası ve pire tarağı ilk etapta yeterli olacaktır. Read the full article
0 notes