#tahliye davası
Explore tagged Tumblr posts
alittlefurtheroutoftheway · 10 days ago
Text
Bursa'da Büfe İşletmecisinin Hukuk Mücadelesi
Bursa’da bir büfe işletmecisi, Büyükşehir Belediyesinin iştiraki olan toplu ulaşım firması BURULAŞ’ın yerleşkesinde kiracısı olduğu iş yerine alınmadığı iddiasıyla hukuk mücadelesi başlattı. Esnaf Bilal Yücel, Nilüfer ilçesi Odunluk Mahallesi’nde BURULAŞ firmasına ait idare binası ve bakım tesisinin bulunduğu alandaki büfeyi yaklaşık 15 ay önce kiralayarak işletmeye başladı. Ancak, şirket…
0 notes
rayhaber · 1 month ago
Text
KİPTAŞ'tan Bilim ve İnsan Vakfı'na Yurt Tahsisi Davası
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) iştiraki olan KİPTAŞ, geçmiş yönetiminin Başakşehir’deki yurt binasını, önce düşük bir bedelle ardından ise bedelsiz olarak Bilim ve İnsan Vakfı‘na tahsis etmesiyle ilgili açtığı tahliye davasında, bilirkişi raporları KİPTAŞ lehine olmasına rağmen mahkeme kararı gerekçe g��sterilmeden reddedildi. Bu durum, KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt tarafından…
0 notes
seslimeram · 6 months ago
Text
Hakikat Tahrif Edilirken
Tumblr media
Değişken bir tahakkümün orta yerinde herkesin bir ötekisine düşman addedildiği bir saha, bir zeminde hakikat tahrip ediliyor. Düpedüz, doğrudan bir cendere refakatinde ol iletişim işleri başkanlığının gözetiminde vurgular / bildirimler hepten o hakikatin tahribatını var ediyor. Devletli erkanı, baş efendiden başlayarak kurulan oyunun yenisi hep daha derin hep daha kalıcı bir yıkım hüzmesini var ediyor. Yıkım katara eklenirken, ayrıcalıklı kast, zümreler bina edilirken, onlar feraha erirken kalan için bir yara verme halinin aralıksız bir halde yinelendiği bir zemin projeksiyonu güncelleniyor. Her şey güllük gülistanlıktır diye söze başlanırken var edilen çöl gözlerden ırak bir biçimde zannediliyor. Normallerini zayi etmiş olagelen bir yerde hayatın un ufak edilip devlet / sermaye eline oyuncak edilmesine devam ediliyor. Erk, muktedir, iktidar tahayyülünde arsızlığı ele alıp vurdumduymaz bir hali kesintisiz devam ettirerek, her şeyi tarumar eden, belirgin bir biçimde mahpusluk hal istemini hayat diye sabitimiz kılan bir devinim var ediliyor. Bu hali sorgulayan mavi veya beyaz yakalı emekçi, vasıflı ya da vasıfsız kodlu işçi, herhangi ama herhangi bir sıradan o yurttaş iktidar elinde düşman belleniyor. Bu ötekidir denilerek hedef kılınıyor aralıksız bir biçimde. Hakikat sorgulanmasın denilerek biyopolitik bir denetim, gözetim ve tahakküm iş bu ülkenin yegane istikameti haline dönüştürülüyor.
Tahakkümü var eden siyasal merci, makam ve liderliğin sunduğu perspektifin her nasıl bir biçimde Kürd özgürlük mücadelesini, siyasal aksiyonunu hedef kıldığı daha yepyeni Kobane kumpas davası sürecinde var edilenlerden ortaya çıkabilir pekala. Doksanlı yıllar ve öncesindeki zorba Evren rejiminin var ettiklerinden, kuruluş tarihine, 1915-1920 süreci arasında memleketin yıkıcı / yok ediciliğinde bir biçimde kullanışlı addedilen bir halkın topyekun yeniden tornadan geçirilmesinin bir kere daha hürriyetinden o geçmişin, geçemeyen karanlığında hizaya çekilip, sindirilip de susturulan ötekileri gibi onların da payına aynısının düşürülmesinin azap verici serüveni bugünleri belirginleştirir. Birbirinde buluşan, birbirini tamamlayan bir sınama halinin Kürd, Alevi, Ezidi, Mıhellemi, Arapları bulmasının yolu ve yönüdür mesele. İktidar pratiklerini kullanışlı addettiği ötekisine hıncı savunarak bütünleşik bir biçimde hayatı kuşatmak var edilendir. Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi, Dem Partinin öncesinin iktidar eliyle mahpus kılındığı zeminde ol Kobane davasının ardından çıkagelen ülke imgesi zaten başlı başına nasıl bir cenderenin imal edildiğini görünür kılar. Suçsuzlukları kanıtlanmış, sadece siyasi beyanları yüzünden hınçla linç ettirilen, yılları mahpuslukla geçen Kışanak, Tuncel, Ata ve hatta Tuğluk için tahliyelere karşılık itirazlar var edilir. Madun siyasetin hedef kıldığı insanların ki en sonuncusu Aysel Tuğluk’un bir insanın yaşayabileceği acıları aşan bir sınamaya tabi tutulması, annesinin cenazesine “Ermeni” yakıştırması yapılarak defnedilmesi sırasında olmadık işkencelerin var edildiği bir zeminde, demans olmasının dahi hiçbir önemi yok kılınır. O kadar afaki acının yaşatıldığı bir insanın canı da üç otuz kuruşluk iktidardan çok daha değerli olduğu anlaşılır kılınmaz.
Sibel Yükler’in T24’teki haberidir: “Kobani davasında savcılık, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararlarına itiraz etti.
6-8 Ekim 2014 tarihlerindeki Kobani olayları nedeniyle eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 sanıklı Kobani davasında dün karar açıklandı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 47 ayrı suçtan yargılanan yargılanan Selahattin Demirtaş'a toplam 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Mahkeme, yargılanan 24 sanığa toplamda 407 yıl 7 ay hapis cezası verdi. Davada, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in aralarında yer aldığı 5 tahliye, 12 beraat, 13 tutukluluğa devam kararı verilirken, firari 72 sanık hakkındaki dosya da ayrıldı.
Ancak mahkeme savcısının bugün tahliye kararlarına itiraz ettiği öğrenildi. Savcılık itirazında, “Sanıklar hakkında verilen tahliye kararının gözden geçirilerek ayrı ayrı tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması" talep edildi.
Mahkeme kararının ardından, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, HDP ve DBP'nin eski eş genel başkanlarından Sebahat Tuncel ile diğer siyasetçiler Ayla Akat Ata, Meryem Adıbelli ve Ayşe Yağcı tutuklu oldukları cezaevinden dün gece tahliye edilmişti.
Ne olmuştu?
Davada, 7,5 yıldır cezaevinde olan ve azami tutukluluk süresini 6 ay önce dolduran Gültan Kışanak'a ise "örgüt üyeliği" suçundan ise 12 yıl hapis cezası verildi, ancak tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliyesine hükmedildi.
Sebahat Tuncel'e "örgüt üyeliği" suçundan 12 yıl hapis cezası veren mahkeme; Ayla Akat Ata'ya da aynı suçtan 9 yıl 9 ay hapis ceza verirken, iki isminde de tahliyesine karar verdi.
Yasin Börü ve diğer tüm ölümlere beraat
6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan olaylarda farklı kentlerde resmi kaynaklara göre, 37 kişi hayatını kaybetmiş, 326'sı kolluk kuvveti olmak üzere toplamda 761 kişi de yaralanmıştı. Davada 36 sanığa Yasin Börü’nün de olduğu 6 kişinin ölümüne yol açtıklarına ilişkin suçlamalardan beraat kararı verildi.
Davada beraat eden isimlerin tamamı şöyle: Altan Tan, Ayhan Bilgen, Aysel Tuğluk, Bircan Yorulmaz, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Sırrı Süreyya Önder, Can Memiş, Gülfer Akkaya, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Sibel Akdeniz.”
Topyekun bir tahakküm çemberi içerisinde ötekisine / öyle sanılana düşmanlığın her nasıl aralıksız var edildiğine bir örnektir, savcılık itirazı. Tutsaklıkları boyunca hayatlarından bir şeyler eksiltilen, canları çalınan, yaslarına dahi müsamaha gösterilmeyip, en küçük bir telafi için vakit harcanmadan, özür dilenmeden Tuğluk, Kışanak, Tuncel gibi davadan salıverilen insanların özgürlüklerinin yeniden ellerinden alınması talep olunur. Normallik, ılımlılık, normalleşme, siyaseten üslup değişikliği vesaire diye cümleler kurulurken kurucu hizip ile bugünün devletinin yegane sahibi biziz biz diyenler arasında olan biten yeniden Kürd halkına, onlarla birlikte hareket eden Mezopotamya halklarının tamamına karşıtlık olarak var edilendir. Neydi ki normalleşme? Sahiden neye yarar onca lafazanlık bunca kötülük arşıalaya çıkarken? Tümüyle doğrudan bir tehdit dili, eylemi, tahakkümün en keskin sureti ve baş efendinin işaretlemesi doğrultusunda verilmiş olagelen bir kadük yargı kararının akıbeti bambaşka acıları yeniden var etmek midir, nereye kadar?
Medyascope’tan aktaralım: “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’nde, Kobani davası kararlarına ilişkin ilk kez konuştu. Erdoğan, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’a 42 yıl ve Figen Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay hapis cezası verilen kararlarla yüreklere su serpildiğini söyledi.
“6-8 Ekim hadisesi 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışması”
Erdoğan, yargılamaya konu olan olaylar hakkında “6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır” dedi. HDP’li siyasetçilerin 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan olaylarda 16 yaşındaki Yasin Börü’nün de arasında bulunduğu kişilerin ölümüne ilişkin suçlamalardan beraat etmesine değinmeyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Suriye’deki gelişmeleri bahane eden bölücü örgüt unsurları doğrudan devletimizin bekasını hedef alan bir isyan girişiminde bulunmuştur. Bu isyan girişiminde 37 insanımız şehir eşkiyaları tarafından katledilmiştir. Ülkemizin 35 ili, 96 ilçesi ve 131 yerleşim biriminde sokaklar dükkanlar ve okullar ateşe verilmiş, masumların kanı akıtılmıştır. Bölücü canilerin katlettiği insanlar arasında ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları da vardır. 6-8 Ekim olaylarını kışkırtanlar yönlendirenler azmettirenler milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir, hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır.”
“Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz”
Erdoğan, Kobani davası kararlarına gösterilen tepkileri tasvip etmediklerini söyledi:
“Siyasi dava denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar kayıplarının acısıyla son 10 yıldır Kerbela’ya dönmüş yüreklere su serpmiş, adaletin tecellisine olan inancı yeniden güçlendirmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra, geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz. Sokaklarını kan gölüne çevirerek bu ülkede siyaset yapılmayacağını artık herkesin anlamasını ümit ediyoruz.”
Her şeyin punduna getirildiğinde nasıl da iktidar için kullanışlı bir aparata dönüştürülüp, sonuna kadar sömürüldüğünü bir kere daha görürüz. Tümüyle o güdümlü yargının dahi bir biçimde ayrıştırdığı, tutsak edilmiş siyasilerin bütün ol can kayıplarında herhangi bir sorumluluğu yoktur hükmüne rağmen halen baş efendi kendi doğrusunu zikretmeye devam eder. Başta da dediğimiz gibi, değişken bir tahakkümün orta yerinde herkesin bir ötekisine düşman addedildiği bir saha, bir zeminde hakikat tahrip ediliyor. Normalleşme, ılımlılık, hataların telafisi, yeniden yurttaşın sözünün dinleneceği zikredilen bir zamanda, yeniden Kürd halkının savunageldiği değerler, siyaset, barışa dair söylem ve eylemlerin yekunu, Kobane gibi hedef kılınmak isteniyor. Bu uğurda, asırdır var edilmiş fecaat ötesi yanlışlarda ısrarın devam olunacağı bir kere daha baş efendi eliyle teyit ediliyor. Daha ötesi olmadığı malumken, kalkıp hak gasplarına itirazların reddiyesi için cephe açılmaya çalışılıyor. Malum ırkçı hizbin başı bir siyasi çetenin lideri kalkıp milyonların iradesi olan bir temsilin ivedilikle kapatılmasını talep edebiliyor. Dahası kendi içlerindeki malumun ötesi bir ismin o ithamname kısmını kaleme aldığı gizliden değil açıktan zikrediliyor. Bu düşmanlaştırma miti devam olunurken hakikatin her ne olduğu unutturulmaya çabalanıyor. Gültan Kışanak’ın dediği gibi tahliyeye değil (bu ülkenin) özgürlük ve barışa ihtiyacı olduğuna aymak için daha kaç sınama gerekiyor. Bütünüyle korku / yıkıcılık / kin ve nefretle atılan adımlar karşısında kaç “Kobane” sınavı ülkede var edilecektir, düşünür müsünüz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Mezopotamya Ajansı via Bianet
2 notes · View notes
keemlenyekun · 8 months ago
Text
şeytan kuyruklu yıldızı
evet sevgili defterim, astrolojiye olan ilgim çoğalıyor. saçmalık gibi geliyor, ama ne demişler fala inanma ama falsız da kalma. 2016 yılında yapılan burç yorumundan beri çok inanıyorum açıkçası. bazen de inanmıyorum. vakit öldürüyorum.
nisanda peşpeşe gelen tutulmalara şeytan kuyruklu yıldızının da etkileri ekleniyor. avatardaki sozinin kuyruklu yıldızı gibi, felaketler getiriyor ve ateş ulusunu güçlendiriyor. ne harika çizgi film be avatar. pardon anime. (attack on titan 5 defa izlediğim harika bir başyapıt bunu da not düşeyim sayın defterim.)
2024 yılına yay yılı diyorlardan, berbat bir yıla başladık. ne yayı bilader. yaya çakmışlar 2024ü astrologların haberi yok. yaşıyoruz elhamdülillah.
ne boş muhabbet ettik yahu.
hemen ciddileşelim. danıştay tam da beklediğim gibi temyizi de reddetti. hemen makul sürede yargılanma hakkının ihlali sebebiyle tazminat komisyonuna başvuruyorum. üç beş biraz tazminat alacağız inşallah. temyiz kararının gerekçesizliği tabi ki alışık olduğum bir durumdu. hele ki iki ay önceki sabah paçavrasının haberi sonrası iade olmam imkansızlaşmıştı, yüce liderimiz danıştaya geçirmişti malum. nasıl hakimleri iade edersiniz diye. aslında olay paçavranın yaptığı haberle ilgili değildi bile. üstüne bir danıştay üyesi çıkıp biz zaten normalde haklı görsek bile iade etmiyoruz minvalinde açıklama yaptı. niye onlara laf söylüyorlarmış. yargıçlığın şerefi olmalı sayın defter. şeref. kendi şahsi şerefinin yanında mesleğin şerefi vardır. şeref herşeydir.
demiştim. sinirleniyorum. temyiz talebimi reddeden üyelerden birisini tanıyorum. vakti zamanında 10. daire başkanı kendisine "sizi arayan bakan bizi ilgilendirmiyor, biz şerefli yargıçlar emir almayız" denilen üyeydi. allahım bu konuşmaya şahidim. beni şahit yaz. herkesi şerefiyle yargıla.
sinirleniyorum. gerekçesiz kararlar gördükçe delleniyorum. gerekçe yazın be kardeşim. 8 yıl olmuş nerdeyse elle tutulur bir sebep de göstermeniz gerekiyor ama değil mi? Şimdi sayın defterciğim ilerde oğlum okursa babasının başına neler geldi diye merak ederse, hani bir ortamda hoşlandığı kızın biriyle muhabbet etmek için konu ararken babam da silivride yattı diye anlatsın diye yazıyorum.
Sevgili oğlum görünürde hsyk beni ve benimle yaklaşık 450 hakim savcıyı ihraç etti. 100 sayfa gerekçe vardı ama babanla ilgili tek bir cümle yoktu. Ah bu gerekçesizlik. Beni silivride delirtirdi. Alıştık. Adamlar fetöyü anlatmış arkaya da listeyi döşemiş. İşte o listede bir sırada adımız vardı. Elhamdülillah. Hemen dava açtık tabi. 2016 eylül ayıydı.
Ardından emniyetten yazı gelmiş bunda program yokmuş diye bir gece tahliye olduk. Bu hikayeyi zaten ergen olduğunda pazar kahvaltısında bol bol anlatırım. Halanın beni kapıda bekletişini. Gülerek anlatırım. Ama o zamanlar halan ağlıyordu.
Yaklaşık 3 sene sonra 2019 yılında ceza davası açıldı. Tanıklar geldi gitti. Netice itibariyle 2021de beraat ettim. Danıştay ceza davasını bekledi bekledi 4 sene ama bir ay bekleyemedi. Evet 2021 ekimde beraat ettim. Danıştay 5. Daire eylülün sonunda karar vermiş. Tanıklardan birisinin ifadesini gerekçe göstermiş. İşte beklediğim buydu dedim kendi kendime. Bir şey söyleyin be diye kaç senem geçti. İrtibat ve iltisak muğlak. Her şey bu sepete giriyor. Ama sadece istedikleri. İşin garibi idari yargının tartışmalı konusu: tanık delili var mı? Hukuk konuşulunca zevkleniyorum. Yok ulan. Yok. Hmkde düzenlenen tanıklık kurumuna atıf yok. (İyuk madde 31)
Sinirleniyorum.
Dedim ya sinirleniyorum. Olaydan kopuyorum. Sevgili defterciğim. Velhasılı danıştay bir tanıkın ifadesinin doğruluğunu incelemeden karara dayanak aldı ve reddetti iade talebimi. Oysa 2 hafta bekleselerdi ceza davasında o tanığın yalan söylediğinin ispat edildiğini göreceklerdi. Tanık olan kişi yargıtayda tetkik hakimiydi. Samimiyetim olmayan bir alt dönemdi. Ne hikmetse bu çocukcağız da ihraç olmuş 2017de. İfadesinde benim adımı vermiş sadece. Evet sadece benim adım. Birlikte kalmışız evde. Evde kaldıkları yok sadece ben varmışım. Bana abi diyormuş. Bu kadar. Adamla aynı evde kalmışım, ancak eve uyumak dışında gelmiyorum ki. Ya dışarıdayım kütüphanedeyim arkadaşlarla takılıyorum. Sen beni nerde gördün ki? Seninle irtibatım sadece hasbelkader aynı ortamda bulununca dersler nasıl diye sormaktan ibaret.
Sinirleniyorum.
Uzun oluyor ama yazmalıyım. Ellerim kopana kadar yazmalıyım.
Bu çocuğa ne oldu peki? Evet o da benim gibi bir buçuk yıl kalmış. Ama o akıllı. O ayrılınca nereye gitmiş: ilim yaymanın hakim savcı yurduna. Bakın ifadesinde anlatmış bunları tek tek. İşte hacı bayramda halim hocayla görüştüm. Hepsini tek tek anlatmış. Ben gerizekalıyım tabi. Depresyona girmişim anamın dizinin dibine gelmişim. Mal mısın oğlum sen. Git ilim yaymaya. Mis gibi kök de var. Ayarlardık yurdu. Gerizekalı oğlum benim.
Ne oldu biliyor musun sayın defter, çocuk iki ay sonra iade oldu. Hala bir yerlerde hakim.
Ben beraat ettim. Çünkü bu oğlanın yalan konuştuğu diğer 8 tanıkla ispatlandı. Çocuk sorulara cevap veremedi.
Danıştay işte bu tanıkla beni iade etmedi. Güzel değil mi? Temyiz dilekçemizi döşedik tabi. Sinirden elimiz kolumuz titreye titreye döşedik. İki sene de böyle bekledik. İddk gerekçesiz reddetti. Ne diyor biliyor musun kararda, daire kararında bir aykırılık yoktur. Tek cümle. Ulan bari iddialarımı özet de olsa yazma da incelemediğin gözümüze girmesin.
Sinirleniyorum. Küfür molası.
Evet. Böyle işte sevgili oğlum. Baban neden asabi bir adam anlıyor musun?
Annemin sağlık sorunu olmasa aslında mutluluk rayına girmiştik elhamdülillah. Hala home ofis çalışıyorum. Allaha şükür dönüyoruz madden. Ofisimi açıyorum kiracıyı çıkarınca. Yani kendime hep şey diyordum eğer akrabadan tanıştan değil de hiç tanımadığım bir müvekkilim olursa ofis şarttır. İşte o müvekkil geldi. Ofisimi açma vakti gelmiştir. zengin değilim ama bu sene geçmiş seneden daha iyi olacak allahın izniyle. Yani hakimlik mesleği çok da talepkar olacağım bir şey olmayacak. İşin gurur tarafı saklı kalmak kaydıyla tabi. Onu da galiba aym veya aihm ile alacağız almasına da ömür yeterse tabi.
Sinirlendiğim bir yazı oldu. Ama yazmam anlatmam gerekiyordu. Aslında daha uzun yazardım. Uzun yazıyı aym başvurusuna saklıyorum. O kadar ihlal var ki yazmak keyifli olacak. Hani bütün hıncımı çıkartacağım bir dilekçe olacak. Arada dilekçeye küfür de ekleyebilsek keşke. Küfür dediysek sizin tüü allah belanızı versin gibi.
Oğlum okursa küfürbaz olmasın. En fazla maç izlerken bir de trafikte arabanın içinde kalmak kaydıyla küfür serbesttir. Yoksa yasak. Cıs. Kötü bir şey oğlum küfür etmek. Bak sakın. Baba serco.
Oh bir rahatlık geldi bak.
Ne yaptım bu ramazanda onu anlatacaktım. Ama şeytan kuyruklu yıldızı şeytanlık yaptı.
Sevgili defter keşke eski nüshalarını yakmasaydım. 2006 yılındaki lisede futbol turnuvasındaki dönem kavgasını her ayrıntısıyla yazdığım bölümü tekrar okumak istiyorum çünkü. Ne kavgaydı be! Sahanın her noktasında birileri kavga ediyor. Harikaydı be. 2016dan önce yok olduk be defter. Ben de sen de.
Vesselam.
Oğluma ahmete selamlar.
04/2024
6 notes · View notes
bekpartners · 1 year ago
Text
Kiracı Tahliye Davası ve Şartları
Tumblr media
Günümüzde artan fiyatlar ve hızla değişen ekonomik koşullar hem ev sahiplerini hem de kiracıları zor duruma düşürebilmektir. Ev sahiplerinin kiracıları bir şekilde evden çıkarmak, kiracılarınsa evden çıkmamak için verdikleri zorlu mücadeleler hukuki alanda bir çatışma doğurmaktadır. Ev sahipleri artan fahiş kira bedellerinden faydalanmak için çeşitli bahanelerle kiracılarını çıkartma veya kirayı arttırmak istemektedirler. Bu yazı genel anlamda kiracı tahliye davası konusunu ele almaktadır. Ancak yaşanan bu ihtilafın çözümü adına da atılması gereken hukuki adımları açıklamaktadır.
Tahliye Nedenleri
Ev sahibinin kiracısını çıkartabilme yolları vardır. Bunun için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan en önemlisi; ihtiyaç halidir. Ev sahibinin kiraya verdiği evde oturmakta menfaati, o eve kesin bir şekilde ihtiyacı olmalıdır. Eğer ev sahibinin aynı bölgede başka bir evi yoksa bu evin gerçekten ev sahibi ya da alt-üst yakınlarından birinin ihtiyacı mecburiyeti ile kiracı çıkarılmak istendiği takdirde ev sahibi kiracıya karşı dava açılabilmektedir.
Peki hangi durumlarda kiracı tahliye edilir? Bu sorunun cevabına bakalım.
Yukarıda açıklanan bilgilere dayanarak konuyu özetleyecek olursak. Kiracıyı evden çıkartma şartları;
Kiralayanın kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin konut ya da işyeri gereksinimi;
Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise tahliyesi;
Kiralananı sonradan edinen kişinin, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi olarak sıralanabilir.
İlgili yasa maddeleri kapsamında belirtilen tahliye kriteri, zorunlu ihtiyaç sebebine dayanmaktadır. Ev sahibi zorunluluk halini ispatlaması halinde kiracısını evden çıkarabilecektir.
Evde Kendim Oturmak İstiyorum Kiracımı Nasıl Çıkartabilirim?
Ev sahipleri günümüzde kiracılarını evde kendileri oturacakları gerekçesiyle çıkartmaya çalışsalar da ilgili kanun bu nedeni tek başına yeterli kabul etmemektedir. 2011 yılında yürürlüğe giren “6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’’ ile kiracıların hakları korunmaktadır. Ev sahibinin eve ihtiyacının olması, kiracının mülkte on yıldır ikamet etmesi, ev sahibinin tadilat yapmak istemesi, kiracının kira ödemesini yapmaması, ev sahibinin değişmesi gibi haklı sebepleri olduğu durumda kiracıyı çıkarmak adına ihtarname çekilebilir.
Ev sahibi evde kendi oturacaksa ya da yakınlarının ihtiyacı varsa kiracıya tahliye davası açabilir. Böyle durumlarda; kanunlar kiracıyı koruma adına 3 yıl süreyle mevcut kiracının evi başkasına kiralamasını yasaklamıştır. Ev sahibinin aynı lokasyonda başka evi olması da kiracıyı çıkarmaya engel olacak en önemli sebeplerdendir.
Fakat Türk Borçlar Kanunu’nun 350/1 hükmü ev sahiplerinin imdadına yetişmektedir. Bu hükme göre, kiracı kendine düşen borçları düzenli biçimde yerine getirse ve kira sözleşmesinin koşullarına uysa dahi, kiraya veren, kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu hasıl olursa, kiracıya karşı süresinde kiracı tahliye davası açabilme hakkına sahip olacaktır.
İhtiyacın Kapsamı
Kira sözleşmesinin kurulması sırasında var olmayan fakat sözleşme yapıldıktan sonra ortaya çıkan kiraya verenin kendisine ve ailesine ilişkin bazı nedenler de tahliye davasının konusunu oluşturabilir. Yargıtay’ın kararlarına göre, kiraya verenin sağlık nedeniyle kiracının oturmakta olduğu yerde oturmasının gerekmesi bir tahliye nedeni olabilir. Ancak kiraya verenin sağlık durumunun gerçekten kiracıyı taşınmazdan çıkarmayı gerektirdiğini kanıtlaması ve ayrıca kendi oturmakta olduğu daireyi kiracısına teklif etmesi gerekir. Gereksinim nedeniyle kiracı tahliye davası açılabilmesi için, gerçekten de kiraya verenin gereksinim duyması ve bunun içten olması gerekir.
Bu nedenle, salt kiracıyı çıkarıp bir ahbabına kiralamak, kira parasını istediğince arttırmak, gereksinimi karşılayan evi olduğu halde kiradaki evini birkaç aylığına yazlık olarak kullanmak üzere kiracıyı taşınmazdan çıkarmak istemesi ya da bir taşınmaz boşaldığı halde onu kiraya vererek başka bir kiracısını gereksinme nedeniyle taşınmazdan çıkarmak istemesi gibi durumlarda istemin içten olmadığı kabul edilir ve davası reddedilir.
Yeniden Kiralama Yasağı
Ev sahibinin gereksinim nedeniyle kiracısını tahliye ettirdiği taşınmazını 3 yıl boyunca başka kişilere kiralamayacağı durumu kanunda “Yeniden kiralama yasağı” başlıklı TBK 355 hükmünde güvence altına alınmıştır. Hükme göre; “kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz.”
Ev Sahibi Kiracıyı Ne Kadar Sürede Çıkartabilir?
Ev sahibi taşınmazına kendi oturmak isterse ilk önce noter aracılığı ile ihtiyaç sebebiyle kiracısına ihtar çekmelidir. Bu ihtarı çekmek için bir süre yoktur ev sahibinin ne zaman ihtiyacı doğmuşsa ihtarını çekebilir. İhtarda kiracıya en az 30 günlük süre verilmelidir.
Ancak bu ihtara rağmen kiracı hemen evi boşaltmak zorunda değildir. İsterse ihtardan sonra 6 ay daha evde oturabilir. 6 ay sonunda kiracı evi hala boşaltmamışsa ev sahibi kiralanan taşınmazın bulunduğu Sulh Hukuk Mahkemelerinde tahliye istemli davasını açabilir. Bu davada ev sahibi, kiracının oturduğu eve ihtiyacını kendisi ispatlamak zorunda kalacaktır. Ayrıca ihtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Yargıtay bir kararında; ihtiyaç nedeniyle tahliye davası için, kiraya verenin aynı bölgede davaya konu taşınmaza benzer nitelikte başka bir taşınmazının olması sebebiyle kiraya verenin ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını kabul etmiştir. Böylece kiraya verenin kiracıyı tahliye talebi reddedilmiştir.
Kiracıyı Evden Çıkarmanın Diğer Yolları
Kiracının kiralanan taşınmazda en az 1+10 yıldır ikamet ediyor olması halinde kiracı bildirimle her zaman tahliye edilebilir. Eğer kiracı evde ikamet etmekte bahsi geçen bu süreyi doldurmadıysa ve ev sahibi de evi kullanmaktaki ihtiyacını ispatlayamazsa diğer nedenlere dayanarak tahliye davası açılabilecektir. Anılan bu nedenler; kira ilişkisinin devamını çekilmez kılan önemli haller ve kiracının özenle kullanma yükümlülüğüne aykırı davranmasıdır.
Önemli neden taraflardan birinin ya da her ikisinin kusurundan kaynaklanabileceği gibi taraflara atfedilmeyen sebeplerden de doğabilir. Hiç şüphesiz bu sebep olağanüstü bir ağırlık taşımalıdır. Hangi sebebin bu nitelikte olduğu, her bir kira sözleşmesi açısından tarafların menfaatleri karşılaştırmak suretiyle tespit edilmelidir. Kiracının başka bir şehre tayini çıkması, kiracının kiraya vereni darp etmesi vb. gibi sebepler önemli nedenlerdir.
Kiracımı Çıkarmak Değil Kirayı Artırmak İstiyorum Ne Yapabilirim?
Kira fiyatları hızla artarken kiralarının çok alt seviyede kaldığını düşünen ev sahipleri için ‘mal sahibi uyarlama davası’ açma hakkı söz konusudur.
Kira uyarlama davası, kira sözleşmesi kurulduktan sonra ortaya çıkan olağanüstü durumlar nedeniyle kira bedelinin yeni şartlara uyarlanmasını sağlayan davadır.
Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin sonradan değişen hal ve şartlara uydurulması talebi ile açılır.
Kira uyarlama davası açılabilmesi için; Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. Bu olağanüstü hal herkes için geçerli, objektif, önceden belirlenemeyecek nitelikte olması gerekir. Olağanüstü durum, borçludan kaynaklanmamalıdır.
Kira uyarlama davası, taraflar arasındaki dengeyi bozan olağanüstü durumun meydana gelmesi halinde her zaman açılabilir. 
Kiracımı Evden Nasıl Çıkartırım?
Yukarıda açıklanan bilgilere dayanarak, hukuki yollardan kiracıyı evden çıkartmanın yolları nelerdir? Şimdi bunlara bir göz atalım.
İhtiyaç Hali
Kiracıyı evden çıkartmanın ilki ve en önemli adımı ihtiyaç halidir. Ev sahibinin kiraya verdiği evde oturmakta menfaati, o eve kesin bir şekilde ihtiyacı olmalıdır. Eğer ev sahibinin aynı bölgede başka bir evi daha varsa, bu eve ihtiyacı olmadığı düşünülerek, kiracıyı çıkarma hakkı elinden alınacaktır. Bu evin gerçekten ev sahibi ya da alt-üst yakınlarından birinin ihtiyacı mecburiyeti ile kiracı çıkarılmak istendiği takdirde ev sahibi kiracıya karşı dava açılabilmektedir.
Tahliye Davası
Tahliye davası, ev sahibinin kiracısını evden çıkarmak için oluşturduğu bir dava çeşididir. Kiracının evden çıkması amaç edinilerek açılmaktadır. Tahliye davası açılabilmesi için davayı açan kişinin evi kullanmak ihtiyacı olduğunu ortaya koyması gerekmektedir. Ev sahibinin gereksinim nedeniyle kiracısını tahliye ettirdiği taşınmazını 3 yıl boyunca başka kişilere kiralamayacağı
Sağlık Nedenleri
Yargıtay’ın kararlarına göre, kiraya verenin sağlık nedeniyle kiracının oturmakta olduğu yerde oturmasının gerekmesi bir tahliye nedeni olabilir. Ancak kiraya verenin sağlık durumunun gerçekten kiracıyı taşınmazdan çıkarmayı gerektirdiğini kanıtlaması ve ayrıca kendi oturmakta olduğu daireyi kiracısına teklif etmesi gerekir. Gereksinim nedeniyle kiracı tahliye davası açılabilmesi için, gerçekten de kiraya verenin gereksinim duyması ve bunun içten olması gerekir.
Kiralananın Yeniden İnşası
Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise tahliyesi istenebilir.
Evi yeni satın almış olmak
Kiralananı sonradan edinen kişinin, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi karşılamak üzere tahliye davası açılabilir ve kiralananın tahliyesi istenebilir.
TBK’nın 350 ve 351’inci maddeleri kiraya verenden kaynaklı tahliye sebeplerini düzenlemiştir. Bu sebepler, kiralayanın kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin konut ya da işyeri gereksinimi; kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise tahliyesi; ve de kiralananı sonradan edinen kişinin, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi olarak sıralanabilir. İlgili yasa maddeleri kapsamında belirtilen tahliye kriteri, zorunlu ihtiyaç sebebine dayanmaktadır. Ev sahibi zorunluluk halini ispatlaması halinde kiracısını evden çıkarabilecektir. Kiraya veren ile kiracı arasındaki anlaşmanın çözülememesi halinde bir avukat yardımıyla sonuca gidilmesi mümkündür.
2 notes · View notes
mihcihukuk · 10 days ago
Text
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği - İhtiyaç nedeniyle tahliye davası dilekçe örneği nasıl yazılır? İhtiyaç nedeniyle tahliye davası dilekçe örneğini yazarken nelere dikkat edilir? İhtiyaç nedeniyle tahliye davası dilekçe örneğine yazımızdan ulaşabilirsiniz. #ihtiyacnedeniyletahliyedavasidilekceornegi #ihtiyacnedeniyletahliyedavasi #mihcihukukburosu
0 notes
duyturkiye · 2 months ago
Text
0 notes
hdulkadir8 · 6 months ago
Text
tahliye davası
Tahliye davası süreci, kiracının veya mal sahibinin belirli nedenlerle kira ilişkisini sonlandırmak istediği durumları kapsar. Bu süreçte, yasal haklarınızı bilmek ve doğru adımları atmak önemlidir. Artuk Hukuk olarak, tahliye davası sürecinde size uzmanlık ve rehberlik sunuyoruz.
0 notes
gundembuca · 7 months ago
Text
Orgeneral Çetin Doğan, Buca Kırıklar Cezaevi’nden tahliye edildi.
Tumblr media
Resmi Gazete’de yayınlanan kararla affedilen 28 Şubat davası sanıklarından Orgeneral Çetin Doğan, tutuklu bulunduğu Buca Kırıklar 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. 28 ŞUBAT DAVASI SANIKLARINDAN OLAN VE KARARLA AFFEDİLEN ORGENERAL ÇETİN DOĞAN, TUTUKLU BULUNDUĞU BUCA KIRIKLAR 1 NO’LU F TİPİ CEZAEVİNDE TAHLİYE EDİLDİ. Read the full article
0 notes
pinaristt · 11 months ago
Text
Kiracı tahliye davası ile ilgili bilgiler için "Mıhçı Hukuk Bürosu" ile iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
rayhaber · 1 month ago
Text
Hasan Hüseyin Özese'nin Yargı Süreci ve Tahliye İddiaları
Hasan Hüseyin Özese’nin Yargı Süreci ve Tahliye Durumu Ergenekon Kumpas Davası’nda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yürüten Hasan Hüseyin Özese, 17-25 Aralık sürecinin ardından İstanbul’dan Sakarya’ya sürgün edilmiştir. Terör örgütü FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden yalnızca bir gün sonra gözaltına alınarak tutuklanan Özese, Yargıtay’da devam eden Ergenekon Kumpas Davası…
0 notes
hetesiya · 1 year ago
Text
Hrant Dink’in katili Ogün Samast tahliye oldu - Evrensel
Filistin davası: Nereden nereye?
Siyonist devletin saldırganlığının ivmesini arttırarak günümüze kadar devam etmesi, uluslararası alanda, Ortadoğu’da ve Filistin’in kendi bünyesinde var olan birçok etmenin bileşkesinin sonucudur.
0 notes
kultur-hat · 1 year ago
Text
Ankara Avukat
Ankara avukat arayışında olan kişiler davaların açılması ve yürütülmesi için avukatlara ihtiyaç duyarlar. Boşanma davası açmak isteyen kişilerden kiracı tahliye davası açmak isteyen kişilere kadar pek çok kişinin avukatlara ihtiyacı vardır. Alanında deneyimli olan avukatlardan alınan hizmet sayesinde davanın açılması sağlanabilir. Davanın açılmasına ek olarak davanın kazanılabilmesi için gerekli olan bilgi ve belgeler de avukatlar tarafından temin edilir.
Avukatlar hem dava sürecinin yürütülmesinde rol oynarken hem de kendilerine danışan kişileri gerekli konular hakkında bilgilendirir. Ankara avukat Ankara ve çevresinde ihtiyaç duyulan danışmanlık hizmetlerini sunan kişilerdir. Bu avukatlardan alınan hizmet sayesinde boşanma davalarının kazanılabilmesi için gerekli delillerin toplanması da sağlanabilir. Boşanma davalarına ek olarak tahliye davalarının veya ceza davalarının açılabilmesi için de avukatlara ihtiyaç duyulduğu unutulmamalıdır.
0 notes
denizaslanihukuk · 1 year ago
Text
Tehiri İcra Kararı Nasıl Alınır
Tumblr media
tehiri icra kararı nasıl alınır, tehiri icra nedir, tahliye davalarında tehiri icra, tehiri icra başvurusu, tehiri icra talebi hakkında merak edilen hususları sizler için yanıtladık.
Tehiri icra kararı nasıl alınır sorusu, son zamanlarda sıkça karşılaştığımız bir sorudur. Tahliye davalarında tehiri icra kurumunun kullanılmasının yaygınlaşması üzerine çokça merak edilen bir başlıktır. Bir borcun ödenmesinin veya bir icra işleminin geçici olarak ertelenmesi anlamına gelir. Bu tür bir icra kararı, bir mahkeme tarafından verilir ve borçlunun, mevcut koşullar altında borcunu ödemesinin zorluğu veya adaletsizliği olduğunda uygulanabilir. Tehiri icra, borçluya ek süre tanır ve bazı durumlarda borcun tümü veya bir kısmının ertelenmesini sağlayabilir. Tehiri icra kararı almak için, borçlu tarafın üst mahkemeye başvurması ve gerekçelerini sunması gerekmektedir. Her uyuşmazlık alanında tehiri icranın uygulama alanı farklıdır. Bu nedenle tehiri icra kararı almak için gereken süreçler ve koşullar, her somut dosyaya göre değişmektedir. Bu nedenle, bu tür bir durumla karşılaştığınızda bir avukattan veya hukuki danışmandan profesyonel rehberlik almanız önemlidir. Denizaslanı Hukuk Bürosu olarak, müvekkillerimize tehiri icra konusunda da hukuki yardım sağlamaktayız. Kiracı Tahliye Davası Ne Demektir? Kira Sözleşmesi ve Kiracının Tahliyesi İzmir Kira Avukatı Karşıyaka Kiracı Tahliye Davası Avukatı telefon numarası için tıklayın. Devremülk Sözleşmesinden Cayma Hakkı başlıklı yazımız için tıklayın. Karşıyaka Devremülk İptali başlıklı yazımız için tıklayın. Bostanlı Devremülk Sözleşmesi İptali başlıklı yazımız için tıklayın. İzmir Devremülk başlıklı yazımız için tıklayın. Açıkladığımız pek çok konuyu ele aldığımızda devremülk cayma ücreti için kesin bir ücret söylememiz mümkün değildir. Ancak genel çerçevede bilgi vermesi için İzmir Barosu Ücret Tarifesi'ni sizlerle paylaşıyoruz. Tıklayın. FİYAT ALMAK İÇİN TIKLAYIN.
Tumblr media
Bostanlı devremülk avukatı, karşıyaka devremülk avukatı, izmir devremülk avukatı, devremülk sözleşmesi iptali, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı, devremülk sözleşmesi icra takibi, devre tatil sözleşmesi cayma hakkı, izmir devremülk iptali, Yalova Termal, Sarot Termal, Ada Termal, karşıyaka tahliye davası avukatı, izmir kira avukatı, kiracı tahliyesi nasıl yapılır, tahliye davası nasıl açılır, bostanlı kira avukatı, Karşıyaka kira hukuku avukatı. izmir tahliye davası avukatı, izmir kira hukuku avukatı, tahliye davası dilekçesi örneği, tahliye davası cevap dilekçesi örneği, kiracı tahliye ihtarnamesi, kiracı tahliye ihtarnamesi örneği, noterden ihtar nasıl çekilir, kiracı nasıl tahliye edilir, tahliye avukatları, izmir tahliye davası avukatları Read the full article
0 notes
mihcihukuk · 26 days ago
Text
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası - İhtiyaç nedeniyle tahliye davası nedir? İhtiyaç nedeniyle tahliye şartları ve sonuçları nelerdir? Merak edilenleri gayrimenkul avukatımız yazdı. #ihtiyacnedeniyletahliyedavasi #ihtiyacnedeniyletahliye #mihcihukukburosu
0 notes
elazigsurmanset · 1 year ago
Text
Kira uyuşmazlığında bu detaya dikkat
Tumblr media
Kiracı ve ev sahibi uyuşmazlıklarının mahkemelerdeki yükünü azaltmak amacıyla 1 Eylül'de devreye giren 'arabuluculuk' uygulamasına başvurular her geçen gün artarak devam ediyor.
'BORÇ' VARSA ARABULUCULUK KAPSAMINDA YER ALMIYOR' Özellikle gayrimenkule dayalı davalarda yüzde 50'ye yakın bir problemin yeni sistemle çözülmesini beklediklerini belirten Özelmacıklı, 'İcra kanalı ile yapılan başvurular arabuluculuk kapsamında değil o nedenle burada özellikle kira borcu ödenmemesi, tahliye taahhütnamesi gibi çerçevede açılan davalar arabuluculuğun kapsamında yer almıyor' diye konuştu. ‘BORCU ÖDEMEDİYSE DİREKT DAVA AÇILABİLİYOR’ Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Cenk Söbe ise şu ifadeleri kullandı: "Tüm tahliye davalarında zorunlu arabuluculuk var. Bir kiracı eğer kira sözleşmesini kabul etmişse ve borcunu ödemediyse zorunlu arabuluculuk yok direkt dava açılabiliyor. Örnek vermek gerekirse kiracının 5 bin TL borcu var üç ay ödemedi, 15 bin TL oldu. Bu gibi durumlarda mal sahibi arabulucuya başvurmadan direkt tahliye davası açabiliyor. Onun dışında ‘tahliye taahhüdüm var evi boşalt, kızım evleniyor’ gibi durumlarda mal sahibi arabulucuya başvurmak zorunda, yani direkt dava açamıyor” Read the full article
0 notes