#spritüel
Explore tagged Tumblr posts
incehareket · 11 months ago
Text
çoktan gelmiş
Geleceği uzak bir zaman dilimi olarak düşünürsek ileriye doğru baktığımızda gözlerimiz -bir Elf olmadığımız için- çok da net bir şeyler göremez, ancak ezberden bildiği ve -ataların sayıklamalarıyla dolu- bayat tahminlerle şekillendirir manzarayı. Ümit kırıcı bir şeyler de görebiliriz ya da tam tersi: olmayacak işlerin peşinde beyhude yürekleniriz.
Fakat gelecek dediğimiz bizim henüz ulaşmadığımız bir boyutta çoktan bitti. Hesap günü de bitti. Çoktan ruhuz. Çoktan dünyayı terk ettik. Bu henüz yaşamadığınız sürecin işleyişini görmek için ileriye, uzağa, çok uzağa, henüz gelmediğini düşündüğümüz o zamana bakmak bize ne kadar yardımcı olabilir? Sifir sifir sifir. Eğer ben çoktan ölmüşsem bu bilgi uzakta değil bizzat bende bulunmalı, bendedir bende. O halde geleceği görmek için önce kendi ceplerime, çekmecelerime, yaşayış ve algılayış şeklime odaklanmalıyım öyle değil mi? Onu yaşayan bensem en iyi bilen de ben olmalıyım. Madem ki canım Allah'ın elinde, o beni yaratırken bir uzuv gibi bir kod gibi ölümümü de içime yerleştirmiştir. Yoksa nasıl ölünür?
İnsan kodlardan ibarettir ve kendi kodunu çözemeden ebedi yurduna göçmekle mahirdir. Kodu çözünce geleceğin bilgisi de bizde, şimdinin bilgisi de.
Şu an yaptığınız hareketin, söylediğiniz sözün, zihninizde bir an için parlayan ve teveccüh göstermediğiniz için sönen o fikrin amacını, etkisini, sonucunu bilebilseydiniz kodunuzu çözmüş olmaz mıydınız? Çok mu zor sözlerinizin, eylemlerinizin ve hayatınızın sahibi olmak, onlara sahip çıkmak, onları ciddiye almak?
Geleceği görebilmek anı görmekle eş. Bu içinde bulunduğumuz an ne ise gelecek de o. O kadar yakın. O kadar olası.
Hasılı, geleceği görmek isteyen içine baksın. Orada hepsi Borges'in Alef'i gibi gösteriyor her şeyi. Kibariye "Hangi yakın zamanda öleceğim kimbilir?" diye sorarken kendine yakınından bir ölüm biçmişti. Soruyu Cengiz Özşeker sormuştu aslında, 1981'de. 1997'ymiş cevabı.
4 notes · View notes
yedinciistasyon · 1 year ago
Text
Bulunduğum iş alanını keyif ile yapıyorum. Theta Healıng ve Jaas danışmanlığı vermek. Şuan için öğrencisi olsam da Astroloji haritası yorumlamak her bir alanın enerjisi tutku ile geliştiriyor. Buluştuğum ve bulaşacağım her ruha teşekkürler 🤍
2 notes · View notes
andersian · 1 year ago
Text
Tumblr media
0 notes
kendincebiri34 · 3 months ago
Text
Ben her şeyimle bir bütünüm.
Kendim olmanın güvenli olduğunu ,
Anda kalmanın benim için mümkün olduğunu biliyorum.
Her yeni gün ,beni daha iyi bir ben'e hazırlıyor.
3 notes · View notes
sillagen · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Avokado yetiştiriciliğine adım attım. Çekirdek suyun içine bir, bir buçuk ayda kök salacakmış. Bekliyorum. Allah'ın Hataylısı senin avokado ile işin ne dediğinizi duyar gibiyim. Vallahi ben de diyorum da içinde özgür düşünceli Hataylılar olabilir. Şu tuz taşının da kötü enerjiyi aldığına dair söylentiler var. Anneannem radyasyonumuzu alsın diye almış. Anneannem yeni dönemde z kuşağı genç olsaydı spritüel kadın olurdu gerçekten.
29 notes · View notes
cehennemindibindeki · 13 days ago
Text
Tumblr media
Yazın birine tarot baktırdim ondan beri duru görüm cok zayıflamışti meğer kız enerji alanıma yapışıp duru görümü çalmış biz de reiki ve pandülle enerji çalışması yapıp geri aldik....spritüel insanlar ve spritüel savaşları....
5 notes · View notes
nefretvsask · 1 year ago
Text
bütün bağlantılar spritüel
10 notes · View notes
medyumajans · 24 days ago
Text
Medyumlar, manevi ve spritüel dünyaya bağlanarak insanların hayatında rehberlik sunan kişilerdir. Medyum, bireylerin sorunlarına ışık tutar, bilinmeyeni keşfetmelerine yardımcı olur. Doğru medyum seçimi önemlidir, çünkü bu kişiler, insanın ruhsal yolculuğunda önemli bir rehber olabilir. İyi bir medyum, etik ilkelere bağlı kalarak hizmet verir. Eğer hayatınızda bir yol gösterici arıyorsanız, güvenilir ve deneyimli bir medyumla çalışmak büyük fark yaratabilir. "Gerçek bilgelik, kalpten gelen rehberlikle başlar."
0 notes
brandnewlatte · 2 months ago
Text
Tumblr media
Merhaba!
Reaper's Reward etkinliği için kendime bir sim hazırladım. Onu çok sevdim çünkü her ne kadar benzemeselerde istemsizce bağ kurduğum bir simden etkilenmiştim. İsmi Leah (Beril Sergün'ün Klepto King Leah'sı) Goodman. Çok iyi değil ama çok kötü biri de değil. En azından ufak çaplı etik değerlerimiz var.
Tumblr media
Leah spritüel bir ruha sahiptir ve bir gün mail kutusundan Ambrosia Society bülteninden bir mektup gelir. Grim Reaper'dan bir mesaj vardır. İşini tehlikeye atabilecek Ambrosia adlı bir yemek hakkında söylentiler duyan Reaper, Leah'nın özel ruhuna ulaşmış ve çırağı olarak onu şeçmiştir. Tasını tarağını toplayan Leah gizemlerin dünyası Forgotton Hollow'un yolunu tutar.
Tumblr media
Oraya vardığında küçük bir ev kiralar ancak bu evin ne kadar sürprizlerle dolu olduğundan haberi yoktur.
Tumblr media
Reaper'ın çağrısının peşine düşen Leah kendisini 2 vampir ve 1 büyücü ile seans yaparken bulur ve öteki aleme ulaşmayı başarır.
Tumblr media Tumblr media
Reaper'a ulaşmayı başaran Leah'nın tek problemi ruhlar alemine alışmaya çalışmasıdır.
Tumblr media
Elbetteki bir yandan da hayat devam eder. Caleb adlı bir vampierle dost olmuş bir kurt adam partiyi basana kadar eğlenceye dalmıştır.
Tumblr media
Bir yandan da Vlad isimli bir vampirin namını duymuş ve peşine düşmüştür. Eve hayran kalan Leah kendine engel olamamış ve bir şeyler aşırmıştır.
Tumblr media
Aslında aralarında bir uyum yakalamalarına rağmen Vlad'ın evinde kalmasına izin vermemesine bozulan Leah karıştırdığı dolaplardan öğrendiği gizli sırlar için Vlad'a para karşılığı şantaj yapmıştır. Evet çok iyi sayılmayız ama yine de bazı etik değerlerimiz var. Eğer evinde kalmamıza izin verseydi sonsuza kadar aramızda kalabilirdi.
Tumblr media
Biraz para bize iyi geldi. Hoşça kalın! Haftaya etkinlikle birlikte yolculuğa devam..
1 note · View note
cagatayakgun · 4 months ago
Text
STRES ve ÖFKE KONTROLÜ
     Her insan, bebeklik döneminden başlayarak tüm gelişim evrelerinde birbirinden oldukça farklı sorunlar yaşar. Sorunlar karşısında, fiziksel veya psikolojik bütünlüğünün tehdit ve tehlike altında olduğu yönündeki algılamaları organizmada stres yaratır. Bu aşamada üç tür stresten söz edilebilir. İlki, kısa süreli ve düşük düzeyli strestir. Bunlar açlık, susuzluk veya uykusuzluk gibi fizyolojik gereksinimlerin yarattığı sorunlar nedeniyle yaşanan strestir. Bu tür sorunların yarattığı stres tepkileri canlının yaşamını sürdürebilmesi açısından gerekli ve yararlıdır.
     İkinci stres türü ise kısa süreli ve yüksek düzeyli olanıdır. Bu, ciddi anlamda bir tehlike durumunda insanın yaşamını kurtarma işlevi üstlenen stres türüdür. Örneğin, freni patlamış bir aracın önünden kaçıp kurtulmak veya bir sokak köpeğinin saldırısından korunmaya çalışmak bu tür stres nedeniyle gerçekleşir.
     Üçüncüsü ise uzun süreli ve yüksek düzeyli strestir. Bazı durumlarda yaşam koşulları insana stres etkeniyle mücadele etme veya stres yaratan ortamdan uzaklaşma olanağı vermeyebilir. Başka seçeneği olmadığı için huzursuz bir ortamda çalışmak zorunda kalan bir insanın yaşadığı stres buna örnek  verilebilir. Bir diğer örnek de sürekli tartışma yaşanan bir ailenin bireyi olmaktır. Stresin bu türü bedensel ve psikolojik sorunlar yaratama potansiyeline sahip olduğu için kontrol altına alınması gerekir.
     Her stres durumunda organizma böbrek üstü bezlerinden Epinefrin hormonu ile birlikte Kortizol hormonu salgılar. Bu hormonlar dolaşım sistemi aracılığıyla kaslara oksijen ve glikoz taşır. Kaslarda ortaya çıkan enerji mücadele etmeyi ya da kaçmayı sağlar. Tehlike geçtikten sonra bu hormonlar geri emilerek kandan temizlenir. Ancak bu enerji uzun süreli ve yüksek düzeyli streste amaca özgü harcanamaz. Bunun sonucunda epinefrin ve kortizol hormonu sürekli olarak salgılanmayı sürdürür. Kortizol hormonu kas dokusuna ve hücrelere; Epinefrin hormonu ise beyin ve kalp hücrelerine zarar verir. Ayrıca bu kimyasallar solunumun doğal düzenini bozarak nabzın yükselmesine ve kas spazmlarına yol açar. Soluklanmanın doğal ritminin bozulması giderek zihinsel yorgunluğa, uyku bozukluğuna ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur.
     Özellikle Serabral Korteks (Beyin zarı) kandaki oksijen azlığı gibi olumsuz etkilere karşı oldukça duyarlıdır. Bu nedenle, nefes alıp vermenin sıklaşarak düzensizleşmesi bilişsel fonksiyonlarda zayıflamaya yol açar. Bu da kronik fiziksel yorgunluğa, bellek zayıflığına ve düşünme kapasitesinde yetersizliğe neden olur.
     Sanayileşme öncesi kültürler ‘’Nefesi’’ beden, zihin ve ruh arasında yaşamsal bir bağ olarak görmüştür. Antik Hint Literatüründe Prana; hem nefes hem de yaşamın kutsal özü anlamında kullanılır. Geleneksel Çin Tıbbında Chi (Çi); hem nefes hem de kozmik öz ve yaşam enerjisidir. Japonca’da Ki; spritüel uygulamalarda önemli bir rol oynayan nefes anlamındadır. Antik Yunancada Pneuma; hava, nefes, ruh ya da yaşamın özü anlamını taşır. Latince’de Spritus; hem nefes hem de ruh anlamında kullanılır.    
     Bilinçli olarak gerçekleştirilen nefes çalışmaları konusunda yapılan bilimsel araştırmalar da bu tür kadim bilgileri doğrular yöndedir. Wilhelm REİCH, zihinsel çatışmaların başlıca nedeninin psikolojik rezistans ve defanslar olduğunu tespit eder. Zihinsel karmaşaya, dolayısıyla yoğun strese yol açan bu durumun düzensiz solunum alışkanlığıyla yakın ilişkisi olduğunu belirtir. Bunun da metabolizmanın çalışma düzenini bozarak psikosomatik hastalıkların gelişmesine uygun bir zemin oluşturduğu görüşünü savunur.
     Doğal soluklanma, henüz yürüme deneyimi yaşamamış bebeklerin karınlarını şişirecek ölçüde derin ve oldukça düzenli nefes alıp verme şeklidir. Oysa yetişkin bireyde her hangi bir sorun karşısında hiç farkında olamadan yani bilinç dışı süreçlerle karın kası ve diyaframı spazm yapar. Böylece yaşam boyu karşılaşabileceği her sıkıntılı durumda, ‘’nefesini tutma refleksi’’ de geliştirilmiş olur. Bu da düzenli soluk alma yetisini olumsuz yönde etkiler.
     İç organların çalışma düzeni, zihinden bağımsız bir yapıya sahip olan otonom sinir sistemi işleviyle gerçekleşir. Ancak solunum, bir otonom sinir sistemi işlevi olmasına karşın zihin gücüyle ve sınırlı sürelerde kontrol edilebilir. Bilinçli ve sistemli olarak gerçekleştirilen doğal nefes çalışması sırasında akciğerlere daha çok oksijen ulaşır. Böylece beyin hücrelerinde biriken karbondioksit hızla temizlenerek zihinsel gerilim ortadan kalkar. Gerilime yol açan dirençlerin ortadan kalkması zihinsel ve fiziksel rahatlamaya neden olur. Bu da metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlayarak doğal bağışıklık sistemini güçlendirir.
     İngiliz Embriyolog Conard H. Waddington; ‘’Bütün organizmalar genetik açıda programlanmış olarak kendi kendini düzeltme ve onarma yeteneğine sahiptir. Bundan hareketle Psikolojik sorunlarda da organizmanın kendini onarma eğilimi olduğu öngörülebilir.’’ tespitini yapar.
     Eğer bir akciğer hastalığı yoksa veya akciğerle ilgili cerrahi bir operasyon geçirilmemişse gerçekleştirilen doğal nefes çalışması  bedenin iyileştirici güçlerini harekete geçirmek için yeterli olacaktır.
0 notes
pazaryerigundem · 6 months ago
Text
Süleyman Efiloğlu "Yılın En İyi Astroloğu ve ilişki koçu" ödülünü aldı
https://pazaryerigundem.com/haber/172545/suleyman-efiloglu-yilin-en-iyi-astrologu-ve-iliski-kocu-odulunu-aldi/
Süleyman Efiloğlu "Yılın En İyi Astroloğu ve ilişki koçu" ödülünü aldı
Tumblr media
Kariyerinde başarılı olanlar ödüllerini Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen Tuğba Özay ve Uğur Arslan sunumuyla gerçekleşen Altın Melek Ödül Töreninde ödüllerini aldı. Geceye Ünlü isimler ve basında katıldı. 
İSTANBUL (İGFA) – Süleyman Efiloğlu “Yılın En İyi Astroloğu ve ilişki koçu” ödülüne layık görüldüğü Altın Melek Ödül Gecesinde basına  “Ben Süleyman Efiloğlu. Yılın astroloğu ve iliski koçu ödülüne layık görüldüm, değerli Olcay Kutluca’nın ev sahipliğinde. Ödülü bana takdim eden; gerek ülkemizde gerekse dünya da isminden bahsettiren Tuğba Özay hanımefendi ve hem sesiyle hem de sunuculuğu ile her zaman ilgiyle izlediğim Uğur Arslan Beyfendiden aldım. Bu yıl durmaksızın spritüel alanda 6 branşta hem eğitim verdim, sonrasında 4 kitap yazarak spritüel alanda kendini geliştirmek isteyen danışanlarıma faydalı oldum hem de bu ödülün bana verilmesinde büyük bir katkısı olduğunun farkındayım. Bundan sonraki süreçte kendi tasarlayacağım bir atölye de kendini spritüel alanda geliştirmek isteyen ve ya monotonluktan kurtulup kendi öz farkındalıklarını  oluşturmak isteyen bireyler için fiziki bir yer açmak istiyorum. ” dedi.
Tumblr media Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
psychojester · 6 months ago
Note
panteizm değil miydi o?
İkisi farklı, biri evren=tanrı gibi düşün, panenteistler, evren tanrının içindeki bir küme olarak. Tabii hepsinin farklı ekolleri de mevcut genelde bilinenler spritüel panteistler oluyor o yüzden karışıklık çıkabiliyor.
1 note · View note
zeyneptgrl · 7 months ago
Text
Akabilseydi gözyaşım çağlayan olucaktı. Konuşabilseydim eğer kapı duvar kalmayacaktı. En yorucu olan vazgeçmek ve anlamaktı. Olmayacağını. Olur gibi olup olmayacağını…
•yazarken dinlediğim bir şey yok. Salt sessizlik.
•ruhum okadar yorgun ki biraz pes etmek,biraz durmak ,biraz dinlenmek istiyorum.
•ve yine yeniden insanlardan nefret ediyorum. İnsan detoxum başladı. ‘Sana bir önerim. Hayatından mikropları at!’ Attım.
Dinlediğim podcastten yola çıkarak biraz yetersizlik hissinden bahsetmek istiyorum. Uzuuuuun zamandır kullanmadığım bir kelime. O kadar kendi kendime yetebilme motivasyonu ile doldurmaya çalışıyorum ki boşluklarımı. Ne kendim kendime ne de herhangi birşeye yetemediğimi görmem için yine kör olmam gerekmiş. Yetemiyormuşum. Çünkü herkesin beni koyduğu bir konumlama var. Dışına çıkınca rota yeniden oluşturulmuyor kimse için. ‘Olsun o da belki değişmiştir’ empatisini kurabilmeniz için dürüstçe ‘çünkü sen böyle yaptın’ mı demeliyim? Ya da her seferinde ne kadar kırgın olduğumu dile mi getirmeliyim anlamanız için. Günün sonunda elime kalan yine kendimim. Tüm yetersizliklerime rağmen iyi ki kendimleyim. Ve umarım tez zamanda yolumu bulabilirim. Tüm bu yetersizliklerle nereye kadar mücadele edebilirim hiç bilmiyorum. Şu kadarcık aklım kaldı. Bir de gücüm. Ne aklım yetiyor idare etmeye ne de zihnim anımsıyor olması gerekeni. Yeterli kalabilen ufak tefek şeylerle biraz olsun devam etme hevesimle..yetersiz bakiyem ve yaşama hevesimle. Biraz rahat bir nefes alıp ohhhh be diyebilmek adına. Son bir deneme….
Hep olduğu gibi insanlara derdimi en mantıklı haliyle açıklamayı istedim. Sadece dökülmedi kelimeler zihnimden. Sonra farkettim ki ! Bazı insanlar bazı açıklamaları bazı sebeplerden hiç ama hiç hak etmiyor. Sıfatı ve duygusu farketmeksizin,canlı ya da cansız bir şeyden gidiyorsan mutlak suretle veda etmek gerekir. Etmezsen bir ruh parçanı bırakmış sayılırsın. Spritüel yolculuğumda öğrendiğim bir şey. O kadar tüketiyor ki insanlar bazı şeyleri. Veda etmeye değmemelerinin yanı sıra kalan ruh parçalarınız bile paramparça. O yüzden okunuyorsa şayet yazdığım. Ben eğlenceyi heryerde bulabilirim. Yaratabilirim. Çünkü eğlence benim. Ama siz benim gibisini 100 yılda arasanız emin olun bulamicaksınız. Bu asla bir ego değildir. Çünkü bu arş noktası o kadar çok bedel ödedi ki! Sonuç olarak bir dost tavsiyesi ; beraber özgürce,utanmadan,yargılanmadan saçmaladığınız,bakışıyla ruhunuzun en derinini görebildiğinden emin olduğunuz,maddi kaygı gözetmeksizin yanınızda olan her insana sıkıca sarılın. Çünkü bu insanların gidişi biraz ağırdır. Kalbine,ruhuna,hayatına. Ve vicdan bebeklerim. İşte orası çok adaletli ve güvenin. Çünkü bazı insanlar bazı sebeplerden tüm kahpeliği hak ediyor.
İnanç.. inanç yanında umut etmek ve devam edebilmeyi de getirebilirdi. Ama bazen o kadar yorgun oluyor ki insan yataktan kalkıcak o hevesi bile bulamıyor inanmak için. Çok isterdim her sözünüze inanmayı. Ne yazık ki içimdeki o saf minnoş çocuğu karanlığınızla okadar korkuttunuz ki! Koridordan sızan ışığı hayalet sandığım için saklanıyorum yorgan altına. Başka bir evren de en saf halimle,henüz kimse öldürmemişse. Belki yeniden parlarım.
Birşey oldu. Bundan 1-2 ay önce kadar. Ne bilmiyorum ama bütün parıltım sönmüş gibi hissediyorum. Hevesim sönmüş,kahkaham silikleşmiş gibi hissediyorum. Gözlerimi kapatıp yeniden yepyeni bir hayata ışınlanabilmek istiyorum. Daha saf halime ya da. Kendime olan inancımı nasıl geri getirebilirim? En çok onu kaybettiğim için üzgünüm. Ve yorgunum. Sağdan sola dönmeye bile halim yok ama siz buna üşengeçlik diyin. Bense tecrübe. Yine de hayatıma giren(zorla dahil ettiklerim de dahil) herkese sonsuz teşekkürler. Tüm bu öğretilere,deneyimlere ve anılara…gelecekte bir gülümsemeyle anlatabileceğim sonsuz absürt şey biriktirdim. Hepinizi öpüyorum. Ama benden bu kadar. İnancım,ümidim,enerjim,sevgim,tahammülüm kalmadı. Pes ediyorum. Biraz sessizlik. Biraz huzur. Biraz alkol. Hoşçakalın.
1 note · View note
ruhsalseyler · 11 months ago
Text
ley hatları ve spritüel yaşam
0 notes
pyscialbyares · 1 year ago
Text
Mide??
Neden herhangi bir negatif durumda miden ilk rahatsızlanır?
Mide spritüel anlamda ruhla ilişkilidir ve bu yüzden herhangi bir negatif durumda, düşüncede,olayda ilk o etkilenir rahatsızlanır.
Cevabını bilmediğini sandığın herhangi bir soruda midene sor o doğru cevabı verecektir.
Herhangi bir soruya sözsüz cevap verdiğinizde örneğin aç mısın sorusuna "hımhım" dediğinizde bu midenizden yani ruhunuzdan gelen bir cevaptır.
Aynı zamanda solar Çakrayla alakalıdır. Bu yüzden Sabah uyandığında elini yumruk yapıp midenin üzerine köy ve birkaç kez sert olmamaya özen göstererek vur ve sonra salla. Solar Çakra dengeye girecektir.
Mideni her zaman dinle çünkü ruhun seninle konuşuyor.
Midenden gelen seslere ağrılara dikkat et .
Miden senin ruhunun dilidir. ONU DİNLE
0 notes
gelenigeleneaktar · 6 years ago
Text
Tanrı Olmak
Benim gözümde Tanrı olmak "emin" olmaktır. Güvende olduğunu bilmektir. Telaş yapmamak, isteklerinin gerçekleşeceğini bilmektir. Tanrı olmak, hayatın her an tüm kuvvetiyle senin için çalıştığını bilmektir. Bir gecikme olduğunda henüz "zamanının" gelmediğini, senin için en güzel şekilde hazırlanıldığını ve harika bir pakette sana sunulacağını bilmektir: Bir restoranda sipariş verdiğinde, siparişinin içerde en güzel şekilde hazırlandığını bilmek gibi!
Tanrı olmak zorla yaptırmak, inatlaşmak, hırslanmak değildir. Tanrı olmak, kar-zarar hesabı yapmadan, sana gelene, senin için geldiğini bilip güvenmektir. İşte Tanrı olmak, Tanrı gibi davranmak budur, yani huzurdur.
Tanrı olmak, insanların eleştirilerini bir hediye gibi dinlemektir. Önerilerini heyecanla karşılamaktır. Kendini kanıtlamak yerine, kanıtlayacak bir şey olmadığını anlamaktır. Deneyimden kaçmamaktır. Kimsenin sana zarar veremeyeceğini bilmektir. Öyle görünmeseler de herkesin bir Melek olduğunu unutmamaktır.
Kaçacak bir şey yok, korkacak bir şey yok. Fırtınalar sadece güverteyi temizlemek, fazlalıkları atmak ve beni hafifletmek için vardır. Canın yanıyorsa, hangi düşüncenin canını yaktığını bulmayı istemektir Tanrı olmak. Sorunu da çözümü de kendinde aramaktır. Güzel baktığında güzel gördüğünün bilincinde olmaktır.
Tanrı olmak müthiştir. Eğlencelidir. Hayatı bir lunapark gibi görüp, her şeyin tadına bakmak, bir çocuk gibi eğlenmektir.
17 notes · View notes