#sosyokültürel faktörler
Explore tagged Tumblr posts
Text
Gaziantep'te Bebek Ölüm Oranları Artıyor: Endişe Verici Gelişmeler
Bebek Ölüm Hızında Artış: Gaziantep’te Endişe Verici Durum Gaziantep’te bebek ölüm hızıyla ilgili önemli bir iddia gündeme geldi. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, bu şehirde bebek ölüm oranlarının ülke ortalamasının çok üzerinde olduğunu vurguladı. CGTN Türk’e yaptığı açıklamada, Gaziantep’teki bebek ölümlerinin son on yılda Türkiye genelinde ilk beşte…
#şüpheli bebek ölümleri#bebek ölümü#doğum süreci#Gaziantep#kamu hizmetleri#sağlık altyapısı#Sevda Karaca#sosyokültürel faktörler#yeni doğan bakımı
0 notes
Text
Kocaeli'de aktif yaşayıp, hayattan kopmadılar!
https://pazaryerigundem.com/haber/175348/kocaelide-aktif-yasayip-hayattan-kopmadilar/
Kocaeli'de aktif yaşayıp, hayattan kopmadılar!
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, çınarların aktif ve mutlu yaş alması için hayatın her alanında ve her anında yanlarında olmaya devam ediyor
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, “Hayatın İçindeyim Projesi” kapsamında 65 yaş üstü vatandaşların sosyal ve kültürel etkinlikler içinde yer almasını sağlıyor.
Bu bağlamda Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Şube Müdürlüğü, Darıca Balyanoz Eğitim Tesisleri’nde eğlenceli bir kamp programı hazırladı. Projede yer alan vatandaşlar, Balyanoz Eğitim Tesisleri’nde ileri yaş egzersizleri, eğitim ve müzik dinletisinin yer aldığı yüksek motivasyonlu bir kamp geçirdi.
Aktif ve sağlıklı yaşlanmayı hedef edinen “Hayatın İçindeyim Projesi” kapsamında söyleşiler, ileri yaş egzersizleri, sağlıklı yaş alma ve sosyokültürel faaliyetler gerçekleştirildi. İleri yaş alan vatandaşların sosyalleşmelerine yönelik gerçekleşen kampta bireyler sabah sahil kenarında egzersizle güne başladı. Hazırlanan programda ileri yaş gruplarında sağlıklı beslenme ve obezite konulu eğitim düzenlendi. Ağaçların gölgesinde kitap okuyan bireyler gün içerisinde masa tenisi ve basketbol oynama fırsatı da buldu. Akşam yemeklerini gün batımında yiyen vatandaşlar ardından müzik dinletisi ve film gösterimiyle keyifli vakit geçirdi.
SAĞLIKLI VE KEYİFLİ YAŞ ALMA
Bu kapsamda düzenlenen kamp programı çerçevesinde Büyükşehir diyetisyenleri; “İleri yaş grubu ve aday bireylerde sağlıklı yaş almak nedir, nasıl hayata geçirilir?” başlığı altında eğitim verdi. Eğitimde yaş almaya bağlı vücudun yapı ve işlevlerinde oluşan değişikliklerin beslenmeye etkileri ve korunma yolları, yaşam biçiminde oluşan değişikliklerin beslenmeye olumsuz etkisi ve korunma yolları, kronik hastalıklar, bulundukları riskli faktörler, kullanılan ilaçların etkileri ve hastalıklarda beslenmenin nasıl olması gerektiğini anlattı.
Ayrıca eğitimde, “Obezite nedir?”, “Tanısı, beslenme tedavisi ve korunma yolları nelerdir?”, “Vücudumuzu ve özellikle de sindirim sistemimizi bilmenin sağlıklı yaş almaktaki önemi nedir?”, “Doğru bilinen yanlış beslenme davranışları ve sağlıklı beslenme nasıl sağlanır?”, “Egzersiz yapmanın ve hareketli yaşamanın faydaları nelerdir?”, Sağlıklı yemek tabağı nasıl oluşturulmalıdır?” gibi konular katılımcılara anlatıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Vajinismus Nedir? Vajinismus Tedavisi Nasıl Yapılır?
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz ve kontrol dışı kasılmasından kaynaklanan bir durumdur. Bu kasılmalar, cinsel ilişkinin ağrılı veya imkansız hale gelmesine neden olabilir. Vajinismus genellikle bilinçaltında meydana gelen ve kişinin isteği dışında gerçekleşen bir tepkidir. Bu duruma sebep olan etmenler arasında geçmişte yaşanan travmatik cinsel deneyimler, yanlış bilgilendirme, cinsel eğitim eksikliği, kültürel veya dini inançlar yer alabilir. Vajinismusun psikolojik etkileri genellikle derin ve yaygındır. Kadınlar bu durumdan dolayı cinsellikle ilgili aşağılık duygusu, suçluluk, utanç ve yetersizlik hissi yaşayabilirler. Bu tür duygusal tepkiler, kişinin özsaygısını olumsuz etkileyebilir ve ilişkilerinde gerilime yol açabilir. Ayrıca, partnerler arasında anlayışsızlık, iletişimsizlik ve duygusal uzaklaşma gibi problemlere de sebep olabilir. Uzun vadede, vajinismus yaşayan kadınlar depresyon, anksiyete ve cinsel isteksizlik gibi psikolojik sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, bu durumu yaşayan bireylerin profesyonel yardım arayışına gitmeleri önemlidir.
Vajinismusun Fizyolojik Boyutu
Vajinismusun fizyolojik boyutu, bu durumun vücudun yapısal ve işlevsel özellikleri üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Vajinismus, hem vajinal kasların istemsiz kasılmasından kaynaklanan bir sorun olup, hem de diğer fizyolojik faktörlerle etkileşim içindedir. Vajinal Kasların Rolü Vajinal kaslar, özellikle pelvik taban kasları, cinsel ilişki sırasında istemsiz ve kontrol dışı kasılabilir. Bu kasılmalar, penetrasyonun zor veya imkansız hale gelmesine sebep olabilir. Vajinismuslu bireyler, bu kasların gevşemesini kontrol edemediklerinden cinsel ilişki sırasında ağrı ve rahatsızlık yaşayabilirler. Ağrı ve Disparoni Disparoni, cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı anlamına gelir ve vajinismusun en yaygın semptomlarından biridir. Bu ağrı, vajinal girişte veya daha derinde olabilir. Ağrının şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hormonal Değişikliklerin Etkisi Hormonal dengesizlikler, özellikle östrojen eksikliği, vajinal dokuların incelmesine ve kuruluğuna neden olabilir. Bu da penetrasyon sırasında ağrıya yol açabilir. Vajinismus, hormonal değişikliklerin yanı sıra, bu değişikliklerin neden olduğu semptomları da kötüleştirebilir.
Vajinismusa Neden Olan Faktörler
Vajinismus, birçok farklı faktörün birleşiminden kaynaklanabilir. Bu faktörler fizyolojik, psikolojik veya sosyokültürel olabilir. Geçmişte Yaşanan Travmalar Cinsel ya da fiziksel travmalar, vajinismusun başlamasına neden olabilecek faktörler arasındadır. Bu tür travmalar, bireyin bilinçaltında cinsel ilişkiyle ilişkilendirdiği korkuları tetikleyebilir. Eğitimsizlik ve Yanlış Bilgilendirme Cinsel eğitim eksikliği veya yanlış bilgilendirilme, bireylerin cinsel ilişki hakkında yanıltıcı ve korkutucu inançlara sahip olmalarına neden olabilir. Bu da vajinismusa yol açabilecek korku ve endişeleri tetikleyebilir. Medikal Sebepler ve Hastalıklar Bazı medikal durumlar, özellikle vajinal enfeksiyonlar, deri hastalıkları veya cerrahi müdahaleler, vajinismusa yol açabilecek ağrı ve rahatsızlığa neden olabilir.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus tedavisi, durumun şiddetine, nedenine ve kişisel özelliklere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusu olan bireylere ve çiftlere yönelik bilgilendirme, danışmanlık ve terapi yöntemlerini içerir. Bu yöntemle, bireylerin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları ve korkularıyla başa çıkmalarına yardımcı olunur.
Fizyoterapi ve Egzersizler Fizyoterapi, vajinal kasları gevşetmek ve kontrol etmeyi öğrenmek için pelvik taban egzersizleri ve teknikleri içerir. Kegel egzersizleri, bu tedavi yöntemleri arasında yer alabilir. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi genişletmek için kullanılan tıbbi cihazlardır. Bu cihazlar, farklı boyutlarda gelir ve tedavi sürecinde giderek daha büyük dilatörlerin kullanılmasını içerir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan medikal bir sebep bulunabilir. Bu tür durumlarda, ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale gerekebilir. Ancak bu seçenekler genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz kasılmasını içeren kompleks bir rahatsızlıktır. Bu durumun tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına ve rahatsızlığın sebeplerine göre değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusun tedavisinde en yaygın yaklaşımlardan biridir. Bu tedavi, bir cinsel sağlık uzmanı tarafından yürütülür ve bireyin ya da çiftin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları, korkuları ve endişeleriyle başa çıkmasına yardımcı olmayı amaçlar. Terapi, bilgilendirme, danışmanlık ve terapi tekniklerini içerir. Tavsiye edilen cinsel terapi uzmanı: Uzm. Dr. Ahmet Yosmaoğlu Fizyoterapi ve Egzersizler Vajinal kasların istemsiz kasılmasını kontrol altına almak için fizyoterapi yöntemlerinden faydalanılır. Pelvik taban egzersizleri, bu kasların gevşetilmesi ve güçlendirilmesi için etkili bir yöntemdir. Kegel egzersizleri, bu kategoride en bilinen uygulamalardandır. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi yavaşça genişletmek için kullanılan medikal cihazlardır. Farklı boyutlarda olan dilatörler, tedavi sürecinde küçükten büyüğe doğru kullanılır. Bu yöntem, vajinanın penetrasyona alıştırılması için yardımcı olabilir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan spesifik medikal bir sebep bulunabilir. İlaç tedavisi, hormonal dengesizliklerin düzeltilmesi için kullanılabilir. Cerrahi müdahale, nadiren gerekli olup genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Toplumsal Algı ve Vajinismus
Vajinismus, toplumda genellikle yanlış anlaşılan ve konuşulmayan bir konudur. Bu durum, tedavi arayışındaki bireyler için ek zorluklar oluşturabilir. Tabu ve Sosyal Stigma Vajinismus, birçok kültürde tabu olarak kabul edilir. Bu rahatsızlığa sahip bireyler, utanç ve yetersizlik duyguları yaşayabilirler. Toplumun bu konudaki bilinçsizliği, bu duyguları daha da kötüleştirebilir. Eğitim ve Bilinçlendirme Kampanyaları Bilinçlendirme kampanyaları, toplumu vajinismus hakkında eğitmek için önemlidir. Bu kampanyalar, rahatsızlığın doğası, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında doğru bilgileri yaymak için kullanılabilir.
Vajinismus ve Gebe Kalma
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında zorluklara neden olduğu için, bu durum gebe kalmayı da etkileyebilir. Doğurganlık Sorunları Vajinismus nedeniyle penetrasyonun zorlaşması veya imkansız hale gelmesi, doğal yolla gebe kalmayı zorlaştırabilir. Ancak, vajinismusun doğurganlık üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Alternatif Doğurma Yöntemleri Penetrasyon zorlukları nedeniyle, vajinismusu olan bazı çiftler gebe kalmak için alternatif yöntemlere başvurabilirler. Bu, dölleme yöntemleri veya tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojilerini içerebilir.
Vajinismus Sıkça Sorulan Sorular
Vajinismus hastası olduğunu nasıl anlarız?Vajinismus hastası bir birey, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması nedeniyle penetrasyonu zor veya imkansız hale getiren ağrı ve rahatsızlık yaşar. Bu durum genellikle yoğun korku, endişe veya cinsel ilişkiye girmekle ilgili travma geçmişi ile ilişkilendirilir.Vajinismus cinsel ilişkiye girebilir mi?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce kasılmasına neden olur, bu da penetrasyonu zorlaştırabilir veya imkansız hale getirebilir. Ancak tedavi ile birçok vajinismus hastası cinsel ilişkiye girebilme yeteneğini kazanabilir.Vajinismus için hangi pozisyon?Vajinismuslu bireyler için, kontrolü kadına veren ve vajinal girişi kolaylaştıran pozisyonlar tercih edilebilir, örneğin kadının üstte olduğu pozisyon. Ancak en rahat ve az ağrılı pozisyonu bulmak için çiftlerin farklı pozisyonları denemesi ve birbiriyle iletişim halinde olması önemlidir.Vajinismus nedir kimlerde görülür?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması durumudur, bu da penetrasyonu zor veya imkansız hale getirebilir. Bu durum, yaş, etnik köken veya sosyoekonomik durum fark etmeksizin herhangi bir kadında görülebilir.Bekarlarda vajinismus olur mu?Evet, bekarlarda da vajinismus görülebilir; cinsel ilişkinin olmaması bu durumu engellemez. Vajinismus, cinsel ilişki deneyimi olmaksızın da psikolojik, fizyolojik veya travma temelli nedenlerle ortaya çıkabilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - Antidepresan Nedir? Neden Kullanılır ve Ne İşe Yarar? - Anksiyete Nedir? Belirtileri ve Tedavisi - Cinsel İlişki Ne Demek? Read the full article
0 notes
Text
Gelişim psikolojisi
Gelişim psikolojisi nedir? Gelişim psikolojisi; bedenimiz, davranışlarımız, düşüncelerimiz, duygularımız, sosyal ilişkilerimiz ve kişiliğimizdeki yaşa bağlı değişimleri inceleyen bilim dalıdır. Bilimsel metot ortaya çıkmadan önce birçok filozof, gelişim üzerine fikirler üretmiştir. Bunların ilki 4. yüzyılda, filozof ve tanrıbilimci Kuzey Afrikalı Augustine of Hippo’nun ‘İlk Günah’ savıdır. Augustine’e göre bütün insanlar doğuştan bencil, inatçı ve günahkâr olmaya yatkın bir şekilde doğar. Günahkâr bir şekilde yaşamaya yatkın doğan çocuk, bu özelliğinden disiplinli bir hayat yaşayarak kurtulabilir. Burada anne ve babaya düşen sorumluluk ise çocuklarının günahlı davranışlarını düzeltmek ve onları kısıtlamaktır. Diğer bir felsefi görüş ise 17. yüzyıl İngiliz filozoflarından John Locke’un ‘Boş Levha’ (‘Tabula Rasa’ yahut ‘Blank Slate’) savıdır. Bu düşünceye göre insan zihni doğuştan boş bir levha gibidir; yani insanların zihinlerinde doğuştan gelen bir fikir yoktur. Dolayısıyla insanlar arası farklılıklar, doğuştan gelen yatkınlıklarla değil; çocukluktaki davranış şekillenmesine, deneyimlere ve çevreye bağlı olarak açıklanabilir. Bu iki yaklaşımdan daha farklı bir düşünce ise 18. yüzyıl filozofu Jean Jacques Rousseau’nun ‘Doğuştan İyilik (Innate Goodness)’ savıdır. Rousseau, her insanın doğuştan iyi olmaya meyilli olduğunu ve gelişmelerine yardımcı olan deneyimler aradığını iddia etmiştir. Ona göre çocukların tam potansiyellerine ulaşabilmeleri için beslenmeye, bakıma ve korunmaya ihtiyaçları vardır. İyi bir bakım, beslenme ve korunmayla büyüyen çocuğun güzel bir gelişimi olurken; tam tersi bir çevreyle karşılaşan çocuğun ise gelişimi kötüdür ve çocuk bu kötü deneyimleri yüzünden, doğuştan gelen iyi olma yatkınlığını ifade edemez. Felsefi bakış açıları Çocuğun doğuştan gelen yatkınlığı Ebeveynlerin sorumluluğu İlk günah Günahkâr Düzeltmek için müdahale etmek Boş levha Nötr Davranışları şekillendirmek Doğuştan iyilik İyilik Bakım, beslemek ve korumak Felsefe, insan gelişimi hakkında belli düşüncesel temelleri atmıştır fakat 19. yüzyılda gelişimi daha iyi anlayabilmek için insanlar bilimsel yöntemleri kullanmaya başlamışlardır. 1930 itibariyle ise modern gelişim psikolojisinin temelleri atılmıştır. İnsan gelişimiyle ilgili ilk düzenli çalışmalar Charles Darwin tarafından yapılmıştır. Darwin ve diğer evrimciler insan gelişimini anlamanın en iyi yolunun çocuklar üzerinde çalışmak olduğunu düşünmüşlerdir. Darwin de dahil birçoğu, kendi çocuklarının erken gelişimlerini ayrıntılarıyla kaydetmişlerdir. Bulmayı umdukları kayıtlar ise evrim teorisini destekleyecek nitelikteydi. Darwin’in evrim teorisi modern gelişimsel psikoloji için önemli bir kaynak olmuştur. Örneğin, gelişim evreleri kavramı evrim teorisinden gelmektedir. G. Standley Hall ise gelişimi araştırmak için daha objektif yoların kullanılması gerektiğini savunmuş ve çok sayıda çocukla görüşmüş ve anketler yapmıştır. Aynı zamanda Darwin’den etkilenen Hall, öne attığı ‘Tekrarlama Kuramı’nda oyun oynayan çocukların her hareketinin kalıtımsal bir temeli olduğunu ve bireylerin hayatları boyunca kendinden önceki soyunun geçirmiş olduğu aynı gelişmeyi geçireceğini iddia etmiştir. Hall’a göre sonradan kazanılan özellikler kalıtımla geçebilir. Fakat ‘Tekrarlama Teorisi’ çocuk oyunlarındaki yenilik ve gelişimleri açıklamada yetersizdir. Jean Piaget, gelişim psikolojisindeki en etkili teorilerden birini ortaya atan bilim adamıdır. Eşiyle birlikte çocuklarının düşünsel ve dilsel gelişimlerini ayrıntılarıyla kaydetmişlerdir. Piaget, 1921’den 1980’e kadar çocuklarda mantıksal düşünmenin gelişimini araştırmış ve mantıksal düşünmenin doğumdan ergenliğe kadar 4 evrede geliştiğini söylemiştir. İlk evrede, yeni doğan bebekler çevrelerini, duyularıyla ve motor yetenekleriyle keşfederler. İkinci evrede, gelişmeye devam eden çocuğun iletişim ve düşünme için sembol (örneğin dil) kullanma yeteneği gelişir. Sembolleri kullanmada yeterli olan çocuk diğer evreye geçer mantıksal düşünme yeteneklerini geliştirir. Son evrede yani ergenlik yıllarında ise artık mantıksal düşünme yetenekleri gelişen çocuk, hem soyut hem hipotetik problemler üzerinde mantık yürütme yeteneğini geliştirir ve böylece tüm evreleri tamamlamış olur. Piaget’in bu teorisi, modern bilişsel gelişimsel psikolojinin temellerini atmıştır. Paul Baltes’e göre ise gelişimi anlamak için biyolojik, sosyokültürel ve bireysel faktörler önemlidir. Ortaya attığı ‘Yaşam Boyu Gelişim’ bakış açısında Baltes, diğer çoğu bakış açısında olduğu gibi sadece çocukluk ve ergenlik yıllarına odaklanmamış, ileriki yaşlardaki değişimleri ve gerilemeleri de incelemiştir. Yani bu bakış açısına göre 2 şey önemlidir; ilki, gelişim döllenme ile başlayan ve ölüm ile sona eren yaşam boyu bir süreçtir. Yani bedensel gelişme evrelerini merkez alan bakış açılarıyla bu yönden ayrılmaktadır. İkincisi ise gelişimin, büyümenin sonlanması ya da olgunlaşma ile sona ermediğini öne atmalarıdır. Yani çocukluk ve ergenlik yıllarına gösterilen ilgi yaşamın diğer evreleri için de gösterilmelidir. Bunlara ek olarak Baltes, yaşam boyunca davranışta ortaya çıkan sabitliliğin ve değişimin araştırılması üzerinde durmuştur. Günümüzde artan ortalama yaşam süresinden dolayı insanlar bu bakış açısına sempatik bakmaktadırlar. Gelişim üzerine birçok teoriler ve kuramlar ortaya atılmıştır. Bu teori ve kuramların her biri farklı açılardan gelişimi incelemiştir. Ahlaki, psikososyal, dil gelişimi, bilişsel gelişim , kültürel gelişim ve psikoseksüel gelişim kuramları için bakabilirsiniz: Kaynak Body, D, Johnson P and Bee H. Lifespan Development. Chapter 1: Basic concepts and methods. Page:1-20 Read the full article
1 note
·
View note
Text
Modern Çağların Hastalığı: Alerji
Modern Çağların Hastalığı: Alerji Bahar güzeldir, coşkuludur, neşelidir ama bu mevsimde doğanın uyanışıyla birlikte, bazı hastalıklar da uyanır uykusundan. Bu hastalıkların en başında da modern çağların hastalığı diyebileceğimiz “alerji” gelir.
Alerji nedir? Alerji, bağışıklık sisteminin bir bozukluğudur, atopi olarak da adlandırılır. Vücudun normal insanlarda bir sorun oluşturmayan bir maddeye karşı aşırı reaksiyon gösterme durumudur yani bir yanlış alarmdır. Bu yanlış alarm burunda olursa alerjik rinit, akciğerlerde olursa alerjik astım, gözlerde olursa alerjik konjoktivit, ciltte olursa da alerjik dermatit olarak adlandırılır. Bu durumun gelişmesinde genetik ve çevresel faktörler beraber etkili olurlar.
Rinit nedir? Rinit, burnu döşeyen mukozanın (örtünün) enflamasyonu, ödemi veya iltihabıdır. Bu bir virüse bağlı olabileceği gibi, bir allerjene de bağlı olabilir ki sorumlu alerjense hastalığa alerjik rinit denir. Alerjik rinitde şikâyetler bütün yıl sürer veya mevsimseldir.
Alerjik rinitte hangi şikâyetler vardır? Burunda tıkanıklık, kaşınma, akıntı, hapşırma nöbetleri, geniz akıntısı, yüzde basınç ve ödem vardır. Gözlerde kaşınma, kızarıklık, sulu akıntı, gözaltlarında morluk oluşur. Boğazda yanma, ağrı, öksürük, kaşıntı hissi, ses kısıklığı ve tat bozukluğu olabilir. Uykudan sık uyanma, horlama, boğaz kuruluğuna yol açabilir. Bu da gün içinde uyuklamaya ve verimlilikte düşmeye sebep olabilir.
Alerjik rinit kaça ayrılır? Alerjik rinit genelde üçe ayrılır.
Mevsimsel alerjik rinit: Şikâyetler genelde ilkbahar veya sonbaharda olur. Alerjenler ise ilkbaharda ağaç polenleri, sonbaharda ise ot polenleridir.
Yıl boyu süren alerjik rinit: Şikâyetler bütün yıl sürer. Alerjenler ise ev tozları (akarlar), küf mantarları, hayvan tüyleridir.
Mix tip: Her iki tip bir arada görülür. Alerjik rinit genelde mevsimsel başlar ve yıllar içinde yıl boyu süren forma dönebilir.
Alerjik rinit kimlerde sık görülür? Alerjik rinit genelde sosyokültürel olarak yüksek toplumlarda görülür ve her beş bireyin birinde vardır. Genetik bir hastalıktır ve çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Yapılan çalışmalarda çiftlikte yaşayan çocuklarda alerjik rinit, şehirde yaşayanlara göre çok daha düşük görülmüştür. Başlangıç yaşı genelde 5-6 yaş gibidir ama 30 veya 40’lı yaşlarda da ortaya çıkabilir. Şehir değişikliği, iş değişikliği, ortam değişikliği, okul değişikliği hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Alerjik rinit tanısı nasıl konulur? Alerjik rinit tanısı, hastanın şikâyetleri ve doktorun muayenesiyle konulabilir. Alerji testleri tanıyı destekleyen ve tedavi alternatifleri sunan testlerdir. Alerji testinde pozitif çıkmaması hastanın alerjik rinit olmadığını göstermez. Pozitif çıkar ve alerjen tespit edilebilirse aşı tedavi alternatifi hastaya sunulabilir ve korunulması gereken esas madde de bulunmuş olur ama tanı için testin pozitif çıkmasına gerek yoktur.
Alerjik rinit tedavisi Alerjik rinitin tedavisi kesinlikle standart değildir ve kişiseldir. Hastanın yaşı, genel durumu, eşlik eden hastalıkları, hastalığının şiddeti ve tedaviye uyumu gibi etkenlere göre bireysel bir tedavi stratejisi izlenir. Ne alerjisi olursa olsun tedavide dört alternatif vardır. Birlikte veya tek başına kullanılabilir.
İlaç tedavisi: İlaç, tedavinin her basamağında vardır. Bunlar serum fizyolojikli burun spreyleri her yaşta, özellikle gebelikte rahatlıkla kullandığımız, burunda mekanik temizlik sağlayan yıkama solüsyonlarıdır. Kortizonlu burun spreyleri alerjik rinitte birinci basamak tedavidir. Kullanımı sırasında baş öne doğru eğilir ve sprey her burun deliğine ikişer defa sıkılır, ardından içe doğru nefes çekilir ve spreyin etkisi artırılır. Haplardan burun açıcı (dekonjestan) olanlar 5-7 gün süresince kullanılabilir. Yan etkisi nedeniyle kalp, tansiyon, prostat büyümesi olanlar ve glokom hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Antihistaminik adı verilen burunda akıntı, hapşırma ve kaşıntıya iyi gelen haplardan da bir ya da iki ay düzenli kullanılabilir. Burun tıkanıklığı dışında tüm alerjik rinit şikâyetlerine iyi gelir.
Antilökotrien adı verilen ilaçlar ise özellikle akciğer şikâyeti olan hastalarda etkilidir. Alerjenin hücre duvarına yapışmasını engeller ki diğer ilaçlardan farklı bir etki mekanizması vardır.
Korunma tedavisi: Alerjik rinitte en önemli tedavi korunmadır. Öncelikle yapılacak basit bir testle alerjen tespit edilebilirse ona göre korunma önlemleri alınmalıdır. En sık görülen alerji sebebi ev tozlarıdır ki ortamı, yatak odasını ona göre dizayn etmek önemlidir. Hayvan tüyü alerjisinde hayvanın mutlaka ortamdan uzaklaştırılması gerekmektedir. Buna rağmen alerjenler 3-4 ay ortamda kalabilir. Polen alerjisinde polen mevsimine dikkat etmek gerekir ve polen yükünü ortamda tutmayacak her türlü önlem alınmalıdır.
Diğer tedavilerden hangisi alınırsa alınsın korunma mutlaka yapılmalıdır. Bu bir yaşam biçimidir ve gelecekte astım gibi ciddi bir hastalıkla karşılaşmamak için alerjenden ömür boyu korunulmalıdır.
İmmünoterapi (tabletle aşı tedavisi): Aşı tedavisi alerjik rinitte kalıcı olan tek tedavidir. Bu tedavinin mantığı, alerjenin az dozlarda hastaya verilmesi ve hastanın duyarsızlaştırılmasıdır. Tedavi süresi üç buçuk yıldır ve az dozdan başlayarak yüksek dozlara çıkılır; kişi bu alerjene karşı duyarsızlaştırılır. Literatürdeki ortalama başarı yüzde 60-90 arasında değişmekle beraber benim kendi çalışmamda bu oran yüzde 89’dur ki özellikle tek maddeye yüksek oranda allerjisi olanlarda tedavide başarı yüksektir. Bir hastanın aşı tedavisine uygunluğuna, yapılacak alerjik prick testiyle karar verilir.
Cerrahi tedavi: Alerjik rinitte cerrahi tedavi yardımcı tedavidir. Burunda deviasyon, konka hipertrofisi, nazal polip veya sinüzit gibi organik patolojiler cerrahi olarak düzeltilirse en azından burun tıkanıklığını azaltıp, burnun fizyolojisini düzeltebiliriz. Cerrahi hiç şüphesiz alerjiyi düzeltmez fakat alerjinin yol açtığı patolojileri ortadan kaldırabilir.
Hangi tedavi yapılırsa yapılsın, alerjik rinit bir yaşam biçimidir ve hastanın düzenli takibi ve düzenli tedavisi bu konuda tecrübeli bir ekip tarafından yapılmalıdır.
Alerji testi nasıl yapılır? Alerji deri testi, 5 yaşından itibaren yapılabilen en güvenilir alerji testidir. Test öncesi kişinin 1 hafta içinde antihistaminik dediğimiz ilaçları kesmiş olması gerekir. Ön koldan yapılan ve 15-20 dakika içinde sonuç veren, yapılması son yıllarda kullandığımız minik aparatlar ile çok kolay ve acısız bir yöntemdir. Kan testinden daha güvenilir, pratik ve daha ucuz bir testtir.
Bebeklerde alerji nasıl anlaşılır? Bebeklerde en çok gıda alerjisi görülür. Bunun da en doğrusu deneme yanılma olabilir. Sık gördüğümüz inek sütü alerjisidir. Kandan bakılan gıda alerji kitleri ile sonuç alınabilir. 5 yaş altında en doğru alerji testi, kan yoluyla bakılandır.
Alerji testi hangi bölümde yapılır? Alerji testleri her hastanede bu konu ile ilgili bölümler tarafından yapılabilmektedir. İmmünoloji, cildiye, KBB, göğüs hastalıkları gibi. Bayındır Sağlık Grubu'nda özellikle alerjik rinit tanılı ve şüpheli hastalara bu testi KBB Bölümü yapmaktadır.
Hamilelikte alerji ilacı içilir mi? Hamilelikte ilk 3 ay hariç, çok mecbur kalınırsa antihistaminik denilen şikayet giderici ilaçlar doktor kontrolünde alınabilir.
Fazla tüketilmesi durumunda alerji yapan yiyecekler nelerdir? Fazla tüketildiğinde en sık alerji yapabilen yiyecekler, yumurtanın beyaz ya da sarısı, ceviz, fındık, fıstık gibi kabuklu kuruyemişler, şeftali, domates gibi sebze ve meyvelerdir.
Doç. Dr. Ethem Şahin Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı
0 notes
Text
2018 YKS Eşit Ağırlık Çalışma Programı - 4 Ayda YKS'yi Bitirin! - Eğitim Dünyası
2018 YKS-TYT EŞİT AĞIRLIK ÇALIŞMA PROGRAMI / 1. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcükte Anlam Cümlede Anlam Paragrafta Anlam Paragrafta Anlam TYT MATEMATİK Temel Kavramlar Sayı Basamakları Rasyonel Sayılar Asal ve Ardışık Sayılar YKS-TYT GEOMETRİ Doğruda ve Üçgende Açılar Dik ve Özel Üçgenler İkizkenar ve Eşkenar Üçgenler Üçgende Alan YKS MATEMATİK Mantık Eşitsizlikler Modüler Aritmetik Logaritma YKS EDEBİYAT Güzel Sanatlar ve Edebiyat Şiir Bilgisi ve Söz Sanatlar İslam Uygarlığı Çevresinde Gelişen Türk Edebiyatı Tarih İçinde Türk Edebiyatı ve Destan Dönemi Türk Edebiyatı YKS COĞRAFYA 1-2 (YGS TARAFI) Harita Bilgisi ve Koordinat Sistemi İzohipsler,Dünyanın Şekli ve Hareketleri Atmosferin Özellikleri ve İklim *Topografya ve *Kayaçlar-Kıta Oluşumu*Depremler YKS COĞRAFYA 1-2 (LYS TARAFI) Ekosistemler,Madde Döngüleri ve Besin Zinciri Canlıların Yeryüzüne Dağılışını Etkileyen Faktörler Biyomlar Sıra Dışı Doğa Olayları İnsan Ve Doğa Etkileşimi
Günlük en az 20-25 tane paragraf çözerseniz; sınavda sorulan yaklaşık paragraf sorularının %90’nını halledebilirsiniz. Tekrar çok önemli. Haftalık ve aylık küçük tekrarlar yapmak bilgilerinizin kalıcılığını arttıracaktır.
2018 YKS-TYT EŞİT AĞIRLIK ÇALIŞMA PROGRAMI / 2. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcük Türleri Tamlamalar Fiiller, Fiilimsiler Ekler TYT MATEMATİK Basit Eşitsizlikler Mutlak Değer Üslü Sayılar Köklü Sayılar YKS-TYT GEOMETRİ *Üçgende Açıortay * Üçgende Kenarortay Üçgende Alan Vektörler Analitik Geometri YKS MATEMATİK Paraboller Karmaşık Sayılar Logaritma *Permütasyon *Kombinasyon *Binom YKS EDEBİYAT Türk Edebiyatı Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Serveti Fünun ve Fecr-i Ati Topluluğu Milli Edebiyat YKS COĞRAFYA 1-2 *Nüfus Politikaları *Şehirlerin Fonksiyonları ve Etki Alanları *Geçmişten Günümüze Doğal Kaynakları *Doğal ve Beşeri Unsurların Ekonomiye Etkisi *Dünya'nın Hızla Gelişen Endüstrisi: Turizm *İngiltere'nin Sanayileşme Süreci *Ekonomik Mucizenin Ülkesi: Japonya *Hollanda'nın Genel Özellikleri *Küresel ve Bölgesel Örgütler *İl Kültür Merkezleri *Ekonomik Faaliyetlerin Sosyokültürel Etkileri
Çözdüğünüz soru sayısını arttırmalısınız. Formül basit: Ne Kadar Çok Soru Tipi: O kadar Yüksek Net Paragraf sorularına 5-10 ekleyerek biraz geliştirmeniz size çok fayda sağlayacaktır. Unutmayın TYT puanının %50’sini Temel Türkçe netleri belirleyecektir. Sosyal Aktivitelerden kendinizi tamamen soyutlamayın. Sonuçta insan bünyesi sürekli çalışmayı kaldıramaz ve bir yerden sonra sıkılmaya başlarsınız. Konular zorlaşmaya başladı. Eğer bir konuyu o an anlamadıysanız; bırakın, sonra çalışırsınız.
2018 YKS-TYT EŞİT AĞIRLIK ÇALIŞMA PROGRAMI / 4. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Anlatım Bozuklukları Ses Bilgisi Yazım Kuralları Noktalama İşaretleri TYT MATEMATİK Problemler Problemler *Kümeler *Fonksiyonlar * Polinomlar * Olasılık YKS-TYT GEOMETRİ Dairede Alan Katı Cisimler Konikler Çemberin Analitik İncelemesi YKS MATEMATİK Türev Türev İntegral İntegral YKS EDEBİYAT Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Edebi Akımlar Batı Edebiyatı YKS COĞRAFYA 1-2 *Küreselleşen Ortam: Bölgeler ve Ülkeler Çevre ve Toplum Çevre ve Toplum
2018 YKS-TYT EŞİT AĞIRLIK ÇALIŞMA PROGRAMI / 3. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcüğün Yapısı Cümlenin Öğeleri Fiil Çatısı Cümle Çeşitleri TYT MATEMATİK Çarpanlara Ayırma Denklem Çözme Oran-Orantı Problemler YKS-TYT GEOMETRİ Özel Dörtgenler Özel Dörtgenler Çemberde Açı Çemberde Uzunluk YKS MATEMATİK *Olasılık *Toplam-Çarpım Sembolü *Diziler *Özel Tanımlı Fonksiyonlar Limit Seriler YKS EDEBİYAT *Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı *Cumhuriyet Döneminde Öğretici Metinler Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler * Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler *Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler YKS COĞRAFYA 1-2 *Günümüz Dünyasından Geleceğin Dünyasına **Türkiye’nin Nüfus Politikaları * Bölgesel Planlar *Gelişmişlik Seviyelerine Göre Ülkeler *Uyuyan Dev: ÇİN *Sıcak Çatışma Bölgeleri *Mekânsal Bir Sentez:Türkiye *Mekânsal Bir Sentez:Türkiye
Seri olarak paragraf denemeleri çözmeniz çok iyi olacaktır. Genel denemeleri daha sık yapmaya çalışmalısınız.
2018 YKS-TYT EŞİT AĞIRLIK ÇALIŞMA PROGRAMI / 4. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Anlatım Bozuklukları Ses Bilgisi Yazım Kuralları Noktalama İşaretleri TYT MATEMATİK Problemler Problemler *Kümeler *Fonksiyonlar * Polinomlar * Olasılık YKS-TYT GEOMETRİ Dairede Alan Katı Cisimler Konikler Çemberin Analitik İncelemesi YKS MATEMATİK Türev Türev İntegral İntegral YKS EDEBİYAT Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Edebi Akımlar Batı Edebiyatı YKS COĞRAFYA 1-2 *Küreselleşen Ortam: Bölgeler ve Ülkeler Çevre ve Toplum Çevre ve Toplum
Alıntı: https://otarikkoc.com/yks-esit-agirlik-calisma-programi/
1 note
·
View note
Photo
PEST İngilizce Political ( Politik ) , Economical ( Ekonomik ) , Social ( Sosyal ) ve Technological ( Teknolojik ) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. PEST analizi ile bu ana başlıklar değerlendirilir ve Pazar’ın daha iyi anlaşılması hedeflenir. Politik faktörler analiz edilirken firmanın operasyon yürüttüğü sektörde devlet politikalarını , mevcut ve çıkması beklenen yeni kanunları , kontrol kurumlarını ve süreçlerini , ticari politikaları , ekolojik ve çevresel beklentileri , baskı gücü olan grupları , devletin dış politikasını değerlendiririz. Ekonomik faktörler analiz edilirken ülkedeki ve pazardaki ekonomik durumu , trendleri , vergi sistemini sezona bağlı iniş çıkışları , enflasyon değerlerini , askeri ücreti , gelir dağılımını , faiz oranlarını ve kur durumunu , uluslararası piyasa koşullarını , ekonomideki değişim beklentilerini değerlendiririz. Sosyal faktörler analiz edilirken ülkedeki ve pazardaki sosyokültürel değişiklikleri , nüfus artışını , yaş profilini , eğitim , istihdam , kamu görüşü , basın ve medyanın yaklaşımını değerlendiririz. Teknolojik faktörler analiz edilirken ise pazarda yeni ortaya çıkan teknolojileri , internet ve iletişim faaliyetlerinin düşüşünü , araştırma ve geliştirme faaliyetlerini , üretim kalitesi ve kapasitesini , teknolojiye erişim imkanını , inovasyon potansiyelini , patent haklarının korunması kriterleri değerlendirilir. PEST analizi tamamlandığında Pazar’ı , Pazar’ın yazısız kurallarını ve Pazar içerisindeki aksiyonlarımızı nasıl almamız gerektiğini daha net görmüş oluruz. #analiz #işanalizi #pestanalizi #pest #işgeliştirme #ürüngeliştirme #dijitalpazarlama #pazarlama #markayönetimi #satış #gznrrz2200crsmb (at Bornova, İzmir) https://www.instagram.com/p/B22AGmkhcvg/?igshid=16rjncgljkagn
#analiz#işanalizi#pestanalizi#pest#işgeliştirme#ürüngeliştirme#dijitalpazarlama#pazarlama#markayönetimi#satış#gznrrz2200crsmb
0 notes
Photo
https://www.bilimvetekno.com/cep-telefonlari-obezite-riskini-arttiriyor-mu/
Cep Telefonları Obezite Riskini Arttırıyor Mu?
Obezite günümüzde görülme sıklığı gittikçe artan; genetik, çevresel, biyolojik, sosyokültürel ve davranışsal faktörlerin oluşumunda rol aldığı bir hastalıktır. Vücutta aşırı ölçüde yağ birikmesi olan şişmanlık ya da obezite yakın bir tarihe kadar güç, sağlık ve zenginliği temsil ediyorken, günümüzde tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalık olduğu kabul edilmiştir. Vücut ağırlığının fazla olması veya obezite, kalp ve solunum hastalıkları, Tip 1 veya Tip 2 diyabet, hipertansiyon, bazı kanser türleri ve erken ölüm gibi birçok kronik hastalık gelişiminde anahtar risk faktörüdür.
Obezitenin Nedenleri
Obezite genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Obeziteye neden olan çevresel faktörler;
Diyet kompozisyonu ve Beslenme Alışkanlıkları
Azalan Fiziksel Aktivite
Kullanılan İlaçlar ve
Strestir.
Fiziksel Aktivitemiz Neden Azaldı?
Günümüzde insanların büyük şehirlerde yaşamları ve yaşam alanlarının azlığı, televizyon başında geçirilen zamanın artması, bilgisayar ve telefonların ulaşılabilirliğinin artması hareketsiz geçirilen zamanı ve buna bağlı olarak obeziteyi arttırmaktadır.
Avrupa Birliği toplumunun üçte birinden fazlası boş zamanlarda egzersiz yapmamakta ve günün 5 saatinden fazlasını oturarak geçirmektedir. Enerji vücudun yakıtıdır. Enerjiyi beslenerek alırsınız ve yaşamak için beslenmek zorundasınız. Ancak; sadece çalıştığı zaman enerji harcayan bir arabadan farklı olarak, vücudumuz her zaman çalışır ve her zaman enerji harcar.
Uzun Süre Cep Telefonu Kullanımı Obezite Riskini Arttırıyor!
Cep telefonları yaşamın doğal bir parçası olmaya devam ettikçe ve özellikle genç insanlar arasında birincil eğlence kaynağı olarak büyüdükçe, fiziksel aktivitede bir azalmaya yol açmaktadır. 2019’da sunulan son bir çalışmada, akıllı telefonlarını günde beş veya daha fazla saat kullanan üniversite öğrencileri yüzde 43 oranında obezite riskini arttırmış ve kalp hastalığı riskini artıran başka yaşam tarzı alışkanlıklarına sahip olma olasılıklarının daha yüksek olduğu açıklanmıştır.
Araştırmacılar, bir akıllı telefon günde beş saat veya daha fazla saat kullanıldığında, katılımcı öğrencilerin daha şekerli içecekler, fast-food, tatlılar, aperatifler içmeleri ve fiziksel aktivitelerinin azalması ihtimalinin iki katı olduğu için obezite riskinin yüzde 43 arttığını buldular.
Cep telefonunun karşısında çok fazla zaman geçirmek hareketsiz davranışları kolaylaştırıyor; erken ölüm, diyabet, kalp hastalığı, farklı kanser tipleri, osteoartiküler rahatsızlık ve kas-iskelet sistemi semptomları riskini arttırıyor.
Kaynakça
Prof. Dr. Alphan E., Hastalıklarda Beslenme Tedavisi
https://www.acc.org/latest-in-cardiology/articles/2019/07/25/17/00/does-five-or-more-hours-of-smartphone-usage-per-day-increase-obesity
Kaynak >>> https://www.bilimvetekno.com/cep-telefonlari-obezite-riskini-arttiriyor-mu/
0 notes
Text
Öğrenmeyi Etkileyen Etkenler
Öğrenmeyi etkileyen etkenler: Öğrenmeyi etkileyen etkenler arasında biyolojik ve sosyo – kültürel temelli etkenler yer alır. Biyolojik etkenler arasında olgunlaşma, yaş, zekâ, türe özgü hazır bulunuşluk sayılabilir.
Sosyokültürel faktörler arasında güdülenme, genel uyarılmışlık hâli, kaygı, geçmiş yaşantılar ve öğrenilmiş çaresizlik gibi bireyin içinde yaşadığı sosyal ortam kaynaklı faktörler…
View On WordPress
0 notes
Text
Toplumsal Refleks
Toplumsal Refleks Bu yazımda olaylar, yaralanma ve/veya duygu değişimleri sırasında verdiğimiz anlık tepkiler üzerine yazmak istedim. Davranış, durumlar karşısında algılama ve yorumlama yaptıktan sonra gelişir. Bir olay veya duygu değişimi hissedildiği zaman beyin bunu algılar, yorumlar ve ne yapması gerektiğine karar verir. Bu şekilde insanın fiziksel veya sözel-duygusal davranışı oluşur. Tüm davranışlar insanın kendine has süzgeçlerden geçer. Algılama-yorumlama-süzme ve davranışa karar vererek eyleme dökme işleyişi, hem zihinsel hem de biyomekanik mekanizmaların kullanıldığı devasa bir süreçtir. Bu işleyiş için gerekli bir süreye ihtiyaç olacağı aşikârdır. Duygusal veya mekanik her işlevin temelinde biyomekanik mekanizmalar vardır; yani hücresel ve fizyolojik düzeyde her olayın belli bir protokol içinde işleyişi vardır. Örnek verilecek olursa; bir kasın kasılması süreci aşağıdaki gibidir: • Öncelikle “kasıl” emri oluşturulur. • Bu emir Medulla Spinalis aracılığıyla omurga içinde ilerler. • Her kasa giden sinir farklıdır. Hangi kas kasılacak ise o kasa özel sinir omurgadan çıkar. • Omurgadan çıkan sinir, kas ile birleşerek kasıl emrini oluşturur. Kasılan kasın çevresindeki diğer kaslarda gevşeyerek kasılmaya izin verir. Kabaca kasılma işlevi bu basamakları içeren fizyolojik bir süreçtir. Bu ve benzeri fizyolojik süreçler biyomekanik kanunlardır. Herhangi bir durumda emir alındıktan sonra otomatik olarak işlemeye başlar. Refleksler ise bu mekanizmalardan biraz daha farklı işler. Temel anlamı ile refleks; uyaran karşısında aniden verilmiş istemsiz cevaptır. Genellikle korkma, kaçma ve yaralanma anında oluşur ve koruyucu bir mekanizma olarak devreye girer. Normal reaksiyonların tümü beyin bilgisi dahilinde oluşur, refleks mekanizmalarında ise işleyiş biraz farklıdır. Beyin ne olduğunu refleks verildikten sonra öğrenir, çünkü segmentte (omurgadaki 2 omurun oluşturduğu yapı) oluşturulan ani cevap ile hamle yapılır. Segment aynı anda hem refleksin oluşturulması gereken lokasyona hem de beyine uyarı gönderir. Refleksin gelişebilmesi için duyu sistemlerimizin en uç noktaları olan reseptörlerin uyarıyı alması gerekir. Örnek verilecek olursa; sıcak olduğunu bilmediğimiz bir kovanın içindeki suya parmaklarımızı değdirdiğimiz anda aniden çekeriz. Bu durumda ciltteki sıcak/soğuk sensörü uyarılır, hissedilen sıcaklığın zarar vereceği hesaplanarak parmaklar hemen sudan uzaklaştırılır. Saliseler içinde gerçekleşen muhteşem bir mekanizma! Olayı başka bir noktaya götürmek istiyorum. Çoğumuzun termos bardak ile dilini yakma hikayesi vardır elbet :) Duyu sistemlerimizin alışık olduğu işleyiş şu şekilde gerçekleşir; çay veya kahveyi genelde cam bardak veya fincan ile içeriz. Bardağı tuttuğumuz anda cilt sensörlerinden gelen sıcaklık hissi, alışkanlıklar (kimi çok sıcak sever kimi ise ılık) ile birleşerek ağzımıza ne kadar miktarda çay almamız gerektiği hesaplanır ve çay içmeye devam ederiz. Bardağın cam olması sebebiyle ciltteki sıcaklık sensörleri çayın sıcaklığını hisseder ve beyne bilgi verir. Bu bilgi kişinin alışkanlığıyla birleşir. Alışkanlıklar zihnin dışına çıkmış otomatikleşmiş kavramlardır, sensörlerden gelen bilgi ile sistem diğer reseptörlerinde (dildeki, dudaktaki vb.) kendi kendine regüle olarak o çaydan ne kadar içmesi gerektiğine saliseler içinde karar verir ve eylem gerçekleşir. Çayın sıcak olduğunu bilmemize ve alışkanlıklarımızın belli olmasına rağmen termos bardaklardan içerdeki çayın sıcaklığını cilt sensörleri hesaplayamadığı için; içilecek miktarı ve diğer sensörlerin regülasyonu sağlanamaz ve klasik olarak dilimizin ucu ve dudaklarımızı yakarız. Biyomekanik olarak refleks bu şekilde gelişir. Alışkanlıklar da biyomekanik seviyede kalır. Biz insanız ve toplumda yaşadığımız çevre, psikolojik faktörler, fiziksel faktörler ve inançlar gibi pek çok faktörle birlikte yaşıyoruz. Zihnimiz herhangi bir davranış öncesinde bu faktörlerin tümünü süzgeçten geçirir ve beyin kararını oluşturur. İnsanoğlunun verdiği her türlü anlık tepki birer reflekstir. Aslında konunun bilimsel kısmını çözebilirsek ve hatta hayatımıza taşıyabilirsek; duygusal ve zihinsel reflekslerimizde tepki olmaktan çıkacaktır. Anlık tepkilerin oluşma sistemi temel olarak aşağıdaki gibi işler: • Sensör tarafından durum hissedilir (duyu sistemi algılaması). Bu his her zaman fiziksel değil görsel ve işitsel de olabilir. • Beyne uyarı ulaşır. • Uyarı alışkanlıklar ile birleşir. • O anda bulunduğumuz ortam ve sosyokültürel seviye ile regüle olur. • O andaki psikolojik yüklenme kapasitemiz ve fiziksel yüklenme kapasitemiz ile regüle olur. Bu gibi basamakları içeren pek çok faktörle birleşerek ve süzülerek davranışlar oluşturulur. Mekanik olaylar karşısında işleyen bu refleks sistemi bizim için koruyucu olmasına rağmen, duygusal durumlar karşısında bize zarar verebilmektedir. Görsel veya işitsel olarak hissettiğimiz bir davranışa tepki göstermeden önce, beynimizin bunu algılamasına, yukarıda saydığım diğer basamaklardan süzmesine ve sonuçları yorumlayıp davranışımızı oluşturmasına izin vermeliyiz. Burada ihtiyacımız olan sürenin geçmesine izin vermemiz gerekir. Davranışlarımızın bizim kontrolümüzde kalması için bunu yapmak zorundayız. Benim buradaki önerim 3 kere derin nefes alıp verdikten sonra tepkilerimizi göstermemizdir. Beynimiz bu süre içerisinde bu muhteşem mekanizmayı işletir ve kararını vermiş olur. Ankara trafiğinden herkes dertlidir. Kuralların olmadığı, saygının yitirildiği, agresifliğin arttığı bir ortamda her gün yollardayız. İstemediğimiz onlarca davranışla karşılaşıyoruz. Önümüze kıranlar, yol vermeyenler, aniden duranlar.... Bir de üstüne sözel ve fiziksel tepkilere maruz kalıyoruz. Ancak Ankara trafiğinde 3-5 ay araç kullandıktan sonra insan artık alışıyor. İlk zamanlarda her olay karşısında gerilme, “Ne yapıyor bu adam!” diyerek söylenme, aşırı sinirlenme gibi pek çok tepki vermişizdir. Karşı taraftaki davranış hiç değişmemesine rağmen bizim tepkilerimiz zaman içinde azalır. İşte daha rahat olmamızı sağlayan da bu işleyiştir. Artık beyine ulaşan davranış; ne yapayım Ankara trafiği de böyle yapacak bir şey yok, bunların hepsi aynı sen yoluna devam et demektedir. Bu alışkanlık süzgeci bizim tepkilerimizi pasifleştiriyor ve kontrol altına alıyor. Babam Ankara dışında yaşıyor, ne zaman Ankara’ya gelecek olsa trafik korkusu başlar. Ben Ankara’da araba süremem der sürekli. Ondaki davranışları belirleyen bir alışkanlık süzgeci yoktur. Dolayısıyla trafiği diğer yargılarıyla değerlendiriyor ve bazen aşırı tepkiler verebiliyor. Babam 25 yıl Avrupa’da tır şoförlüğü yapmış biri. Kuralların ve düzenin hakim olduğu bir ortamdan Ankara trafiğine taşıdığımız zaman alışkanlık süzgecini siz hayal edin. Artık yapmamız gereken belli, davranışlara karşı tepki oluşturmadan önce 3 kere derin nefes alıp vermek. Eminim hayatınızda birçok tepkinizin şeklini değiştirecektir.
0 notes
Text
Vajinismus Nedir? Vajinismus Tedavisi Nasıl Yapılır?
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz ve kontrol dışı kasılmasından kaynaklanan bir durumdur. Bu kasılmalar, cinsel ilişkinin ağrılı veya imkansız hale gelmesine neden olabilir. Vajinismus genellikle bilinçaltında meydana gelen ve kişinin isteği dışında gerçekleşen bir tepkidir. Bu duruma sebep olan etmenler arasında geçmişte yaşanan travmatik cinsel deneyimler, yanlış bilgilendirme, cinsel eğitim eksikliği, kültürel veya dini inançlar yer alabilir. Vajinismusun psikolojik etkileri genellikle derin ve yaygındır. Kadınlar bu durumdan dolayı cinsellikle ilgili aşağılık duygusu, suçluluk, utanç ve yetersizlik hissi yaşayabilirler. Bu tür duygusal tepkiler, kişinin özsaygısını olumsuz etkileyebilir ve ilişkilerinde gerilime yol açabilir. Ayrıca, partnerler arasında anlayışsızlık, iletişimsizlik ve duygusal uzaklaşma gibi problemlere de sebep olabilir. Uzun vadede, vajinismus yaşayan kadınlar depresyon, anksiyete ve cinsel isteksizlik gibi psikolojik sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, bu durumu yaşayan bireylerin profesyonel yardım arayışına gitmeleri önemlidir.
Vajinismusun Fizyolojik Boyutu
Vajinismusun fizyolojik boyutu, bu durumun vücudun yapısal ve işlevsel özellikleri üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Vajinismus, hem vajinal kasların istemsiz kasılmasından kaynaklanan bir sorun olup, hem de diğer fizyolojik faktörlerle etkileşim içindedir. Vajinal Kasların Rolü Vajinal kaslar, özellikle pelvik taban kasları, cinsel ilişki sırasında istemsiz ve kontrol dışı kasılabilir. Bu kasılmalar, penetrasyonun zor veya imkansız hale gelmesine sebep olabilir. Vajinismuslu bireyler, bu kasların gevşemesini kontrol edemediklerinden cinsel ilişki sırasında ağrı ve rahatsızlık yaşayabilirler. Ağrı ve Disparoni Disparoni, cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı anlamına gelir ve vajinismusun en yaygın semptomlarından biridir. Bu ağrı, vajinal girişte veya daha derinde olabilir. Ağrının şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hormonal Değişikliklerin Etkisi Hormonal dengesizlikler, özellikle östrojen eksikliği, vajinal dokuların incelmesine ve kuruluğuna neden olabilir. Bu da penetrasyon sırasında ağrıya yol açabilir. Vajinismus, hormonal değişikliklerin yanı sıra, bu değişikliklerin neden olduğu semptomları da kötüleştirebilir.
Vajinismusa Neden Olan Faktörler
Vajinismus, birçok farklı faktörün birleşiminden kaynaklanabilir. Bu faktörler fizyolojik, psikolojik veya sosyokültürel olabilir. Geçmişte Yaşanan Travmalar Cinsel ya da fiziksel travmalar, vajinismusun başlamasına neden olabilecek faktörler arasındadır. Bu tür travmalar, bireyin bilinçaltında cinsel ilişkiyle ilişkilendirdiği korkuları tetikleyebilir. Eğitimsizlik ve Yanlış Bilgilendirme Cinsel eğitim eksikliği veya yanlış bilgilendirilme, bireylerin cinsel ilişki hakkında yanıltıcı ve korkutucu inançlara sahip olmalarına neden olabilir. Bu da vajinismusa yol açabilecek korku ve endişeleri tetikleyebilir. Medikal Sebepler ve Hastalıklar Bazı medikal durumlar, özellikle vajinal enfeksiyonlar, deri hastalıkları veya cerrahi müdahaleler, vajinismusa yol açabilecek ağrı ve rahatsızlığa neden olabilir.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus tedavisi, durumun şiddetine, nedenine ve kişisel özelliklere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusu olan bireylere ve çiftlere yönelik bilgilendirme, danışmanlık ve terapi yöntemlerini içerir. Bu yöntemle, bireylerin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları ve korkularıyla başa çıkmalarına yardımcı olunur.
Fizyoterapi ve Egzersizler Fizyoterapi, vajinal kasları gevşetmek ve kontrol etmeyi öğrenmek için pelvik taban egzersizleri ve teknikleri içerir. Kegel egzersizleri, bu tedavi yöntemleri arasında yer alabilir. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi genişletmek için kullanılan tıbbi cihazlardır. Bu cihazlar, farklı boyutlarda gelir ve tedavi sürecinde giderek daha büyük dilatörlerin kullanılmasını içerir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan medikal bir sebep bulunabilir. Bu tür durumlarda, ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale gerekebilir. Ancak bu seçenekler genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz kasılmasını içeren kompleks bir rahatsızlıktır. Bu durumun tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına ve rahatsızlığın sebeplerine göre değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusun tedavisinde en yaygın yaklaşımlardan biridir. Bu tedavi, bir cinsel sağlık uzmanı tarafından yürütülür ve bireyin ya da çiftin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları, korkuları ve endişeleriyle başa çıkmasına yardımcı olmayı amaçlar. Terapi, bilgilendirme, danışmanlık ve terapi tekniklerini içerir. Tavsiye edilen cinsel terapi uzmanı: Uzm. Dr. Ahmet Yosmaoğlu Fizyoterapi ve Egzersizler Vajinal kasların istemsiz kasılmasını kontrol altına almak için fizyoterapi yöntemlerinden faydalanılır. Pelvik taban egzersizleri, bu kasların gevşetilmesi ve güçlendirilmesi için etkili bir yöntemdir. Kegel egzersizleri, bu kategoride en bilinen uygulamalardandır. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi yavaşça genişletmek için kullanılan medikal cihazlardır. Farklı boyutlarda olan dilatörler, tedavi sürecinde küçükten büyüğe doğru kullanılır. Bu yöntem, vajinanın penetrasyona alıştırılması için yardımcı olabilir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan spesifik medikal bir sebep bulunabilir. İlaç tedavisi, hormonal dengesizliklerin düzeltilmesi için kullanılabilir. Cerrahi müdahale, nadiren gerekli olup genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Toplumsal Algı ve Vajinismus
Vajinismus, toplumda genellikle yanlış anlaşılan ve konuşulmayan bir konudur. Bu durum, tedavi arayışındaki bireyler için ek zorluklar oluşturabilir. Tabu ve Sosyal Stigma Vajinismus, birçok kültürde tabu olarak kabul edilir. Bu rahatsızlığa sahip bireyler, utanç ve yetersizlik duyguları yaşayabilirler. Toplumun bu konudaki bilinçsizliği, bu duyguları daha da kötüleştirebilir. Eğitim ve Bilinçlendirme Kampanyaları Bilinçlendirme kampanyaları, toplumu vajinismus hakkında eğitmek için önemlidir. Bu kampanyalar, rahatsızlığın doğası, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında doğru bilgileri yaymak için kullanılabilir.
Vajinismus ve Gebe Kalma
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında zorluklara neden olduğu için, bu durum gebe kalmayı da etkileyebilir. Doğurganlık Sorunları Vajinismus nedeniyle penetrasyonun zorlaşması veya imkansız hale gelmesi, doğal yolla gebe kalmayı zorlaştırabilir. Ancak, vajinismusun doğurganlık üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Alternatif Doğurma Yöntemleri Penetrasyon zorlukları nedeniyle, vajinismusu olan bazı çiftler gebe kalmak için alternatif yöntemlere başvurabilirler. Bu, dölleme yöntemleri veya tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojilerini içerebilir.
Vajinismus Sıkça Sorulan Sorular
Vajinismus hastası olduğunu nasıl anlarız?Vajinismus hastası bir birey, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması nedeniyle penetrasyonu zor veya imkansız hale getiren ağrı ve rahatsızlık yaşar. Bu durum genellikle yoğun korku, endişe veya cinsel ilişkiye girmekle ilgili travma geçmişi ile ilişkilendirilir.Vajinismus cinsel ilişkiye girebilir mi?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce kasılmasına neden olur, bu da penetrasyonu zorlaştırabilir veya imkansız hale getirebilir. Ancak tedavi ile birçok vajinismus hastası cinsel ilişkiye girebilme yeteneğini kazanabilir.Vajinismus için hangi pozisyon?Vajinismuslu bireyler için, kontrolü kadına veren ve vajinal girişi kolaylaştıran pozisyonlar tercih edilebilir, örneğin kadının üstte olduğu pozisyon. Ancak en rahat ve az ağrılı pozisyonu bulmak için çiftlerin farklı pozisyonları denemesi ve birbiriyle iletişim halinde olması önemlidir.Vajinismus nedir kimlerde görülür?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması durumudur, bu da penetrasyonu zor veya imkansız hale getirebilir. Bu durum, yaş, etnik köken veya sosyoekonomik durum fark etmeksizin herhangi bir kadında görülebilir.Bekarlarda vajinismus olur mu?Evet, bekarlarda da vajinismus görülebilir; cinsel ilişkinin olmaması bu durumu engellemez. Vajinismus, cinsel ilişki deneyimi olmaksızın da psikolojik, fizyolojik veya travma temelli nedenlerle ortaya çıkabilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - Antidepresan Nedir? Neden Kullanılır ve Ne İşe Yarar? - Anksiyete Nedir? Belirtileri ve Tedavisi - Cinsel İlişki Ne Demek? Read the full article
0 notes
Text
Megaloman Ne Demek?
Megaloman ne demek?, büyüklükçülük olarak da bilinen, kişinin kendisini aşırı derecede önemli ve üstün gördüğü bir kişilik bozukluğunu ifade eder. Bu durum, kişinin kendine aşırı güven duyması, başkalarını küçümsemesi ve her şeyi kendine göre değerlendirmesiyle karakterize olup, genellikle sosyal ilişkilerde ve iş hayatında sorunlara yol açar. Megaloman kişiler, başkalarının duygularını ve düşüncelerini göz ardı ederek, sürekli kendi başarılarını ve yeteneklerini öne çıkarmaya çalışır. Bu nedenle, onlarla iletişim kurmak ve işbirliği yapmak zor olabilir. Megalomani, çoğu zaman narsisistik kişilik bozukluğu ile ilişkilidir ve bazı benzer belirtiler gösterir. Ancak, megalomanide kişinin kendisine atfettiği büyüklük ve üstünlük duygusu daha belirgindir. Megaloman kişiler, başarıya duydukları aşırı bağlılık ve sürekli övgü arayışı nedeniyle, başarısızlık ve eleştiriye karşı son derece hassastır. Bu durum, onların özgüvenlerini sarsabilir ve aşağılanma hissi yaşamalarına yol açabilir. Megalomanın tedavisi, genellikle bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi yöntemlerini içerir ve kişinin kendine ve başkalarına yönelik düşüncelerini ve davranışlarını değiştirmeyi amaçlar.
Megalomanın Tanımı ve Özellikleri
Megalomanın temel kavramı, bireyin kendisini aşırı derecede önemli ve üstün gördüğü bir kişilik bozukluğunu ifade eder. Bu durum, kişinin kendi başarılarını ve yeteneklerini abartması, başkalarının ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelmesi ve her şeyi kendi perspektifinden değerlendirmesi şeklinde ortaya çıkar. Belirgin özellikler ve örnek davranışlar arasında, kibirli ve kendini beğenmiş tavırlar, başkalarını küçümseme, sürekli övgü ve takdir beklemek ve gerçekçi olmayan hedefler ve hayaller kurma yer alır.
Megalomanın Sebepleri
Megalomanın ortaya çıkmasında bir dizi faktör etkili olabilir. Biyolojik faktörler, genetik yatkınlık ve beyin kimyasındaki dengesizlikler şeklinde görülür ve kişinin megaloman olma riskini artırabilir. Psikolojik faktörler ise erken yaşta yaşanan travmalar, aile ilişkileri ve dinamikleri ile ilgilidir; bu faktörler kişinin özsaygısını ve düşünce yapısını etkileyerek megalomanın gelişiminde rol oynar. Sosyokültürel faktörler ise bireyin yetiştiği toplumun değer yargıları, beklentiler ve normları ile ilgilidir; bu faktörler kişinin büyüklük ve üstünlük duygularını nasıl ifade ettiğini etkileyebilir.
Megalomanın Belirtileri
Megalomanın belirtileri, kişinin yaşamının çeşitli alanlarında ortaya çıkan tutum ve davranışlarla görülür. Aşırı özgüven ve kibir, bu kişilerin sürekli olarak kendi başarılarını ve yeteneklerini öne çıkarma eğiliminde olmalarıyla kendini gösterir. Başkalarını küçümseme ve manipülasyon ise, megaloman kişilerin, başkalarının ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelerek, kendi çıkarları için onları kullanma eğiliminde olmalarıdır. Gerçekdışı beklentiler ve hayaller ise, bu kişilerin gerçekleşmesi mümkün olmayan hedeflere yönelmesi ve başkalarından sürekli övgü ve takdir beklemeleri şeklinde görülür.
Megaloman ile İlişkili Diğer Kişilik Bozuklukları
Megaloman, özellikle narsisistik kişilik bozukluğu ile yakından ilişkilidir ve bu durumun daha yoğun bir versiyonu olarak görülebilir. Narsisistik kişilik bozukluğu ile benzer şekilde, megalomanlı bireyler de başkalarının ilgi ve takdirine ihtiyaç duyar ve eleştiriye karşı aşırı hassastırlar. Antisosyal ve borderline kişilik bozuklukları da megaloman ile benzer özellikler gösterebilir. Özellikle antisosyal kişilik bozukluğunda, bireyler başkalarına zarar verme ve empati eksikliği ile kendini gösteren bir üstünlük ve güç duygusu yaşarlar. Borderline kişilik bozukluğunda ise, bireylerin özsaygısı ve ilişkilerinde yaşadığı dalgalanmalar nedeniyle zaman zaman megalomanik tutumlar sergileyebilirler.
Megalomanın Etkileri
Megalomanın kişisel ilişkiler, iş ve kariyer, psikolojik ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Kişisel ilişkilerde, aşırı egosu nedeniyle çevresindekilerle sağlıklı iletişim ve işbirliği kuramaz, sürekli çatışma ve rekabet yaşarlar. Bu durum, uzun vadede yalnızlık ve sosyal izolasyon ile sonuçlanabilir. İş ve kariyer açısından, megalomanik bireyler, başkalarının fikirlerine ve katkılarına değer vermedikleri için işbirliğine dayalı çalışma ortamlarında başarılı olmakta zorlanabilirler. Ayrıca, gerçekdışı beklentiler ve hedefler, sürekli hayal kırıklığı ve tatminsizlik yaşamalarına yol açar. Psikolojik ve fiziksel sağlık açısından, megalomanın stres, anksiyete ve depresyon gibi durumlara yol açabileceği ve bu durumların kronik sağlık sorunlarına dönüşebileceği bilinmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Megaloman nasıl olur?Megaloman genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluk, kişinin kendini aşırı derecede önemli ve üstün görmesi ile karakterizedir.Megolaman kimdir?Megaloman kendini beğenmiş, kibirli ve sürekli övgü bekleyen bir tutum sergileyen kişidir. Bu kişiler, başkalarını küçümseyerek kendi başarılarını ve yeteneklerini abartma eğilimindedirler.Megaloman kişiliği nedir?Megaloman kişiliği, aşırı derecede kendini önemli ve üstün gören, başkalarını küçümseyen ve sürekli övgü ve takdir bekleyen kişilerin sergilediği kişilik özellikleridir. Bu kişilik, sağlıksız ilişkiler ve sosyLegoloman ne demek?Legoloman, LEGO oyuncaklarına karşı aşırı düşkün ve bağımlılık düzeyinde ilgi gösteren kişileri ifade eder. Bu terim, megaloman kelimesine benzer bir yapıya sahip olsa da, anlamı tamamen farklıdır. Psikologlar kategorimizde size uygun psikolog bulabilirsiniz. Ayrıca Huzursuz Bacak Sendromu Nedenleri ve Tedavisi içeriğimize de ilgili bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Yeme Bozukluğu
Yeme Bozukluğu Nedir?
Yeme bozukluğu, anormal yeme ve kilo kontrol davranışlarını içeren psikolojik rahatsızlıklardır. Kilo, beden şekli ve yemek yemeye karşı bozulmuş tutumlar bu rahatsızlıkların temelidir. Beden şekline karşı tutumlar cinsiyetler arası değişebilir. Örneğin erkekler kaslı bir vücuda sahip olmak isterlerken kadınlar daha zayıf olmaya odaklanırlar. Yeme bozukluğu kadınlarda daha çok görülmekle birlikte erkeklerde görülme oranı da son zamanlarda artmaktadır. Yeme bozuklukluğu genellikle ergenlik döneminde başlamaktadır. Yeme Bozukluğu Türleri Nelerdir? Yeme bozukluğu DSM-5 tanı kriterleri kitabında 4 kategoriden oluşmaktadır: Anoreksiya NervosaBulimiya NervosaTıkınırcasına Yeme BozukluğuSınıflandırılamayan Yeme Bozuklukları Yeme Bozukluğunu Etkileyen Faktörler Nelerdir? Yeme bozukluğuna sebep olabilecek birçok faktör vardır. Bunları genetik faktörler, nöro biyolojik faktörler, kişilik, bilişsel ve davranışsal faktörler, ailevi faktörler, çevresel faktörler ve sosyokültürel faktörler olarak sıralayabiliriz. Ailede anoreksiya ve bulimiya olan kişi veya kişiler varsa bireyin yeme bozukluğu geliştirme riski artmaktadır. Aynı zamanda yapılan ikiz araştırmalarına göre tek yumurta ikizlerinden biri yeme bozukluğu geliştirdiğinde diğerinde de yeme bozukluğu görülme oranı, çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Bu da genetik faktörlerin bu bozuklukta önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Diğer yandan, sosyokültürel baskı da yeme bozukluğu geliştirmeyi etkilemektedir. Kadınlar için zayıflığın, erkekler için kaslı olmanın ideal olduğunu vurgulayan toplumlarda yeme bozuklukları daha fazla görülmektedir. Özellikle günümüzde sosyal medya, televizyonlar, diziler ve filmlere bakıldığı zaman incecik mankenler, kaslı ve fit vücuda sahip olan erkek modeller göze çarpmaktadır ve gençler de bu modelleri ideal olarak görüp onlara özenmektedir. Bu durum bireylerde kendi bedenlerini beğenmemeye ve bunun sonucu olarak da diyet, spor yahut zayıflama hapları kullanımına itmektedir. Bu durum da kişide yeme bozukluğu görülme riskini arttırmaktadır. Bu sebeplere ek olarak, mükemmeliyetçi bir kişilik özelliğine sahip olan bireylerin yeme bozukluğu geliştirmesi diğer kişilik özelliklerine göre daha yüksek orandadır. Yapılan bir araştırmaya göre, anoreksiya olan bireylerin anneleri, herhangi bir yeme bozukluğuna sahip olmayan bireylerin annelerinden daha fazla mükemmeliyetçi bulunmuştur. Bu da hem kişilik özelliklerine hem de ebeveynlerin etkisine bir örnektir. Yeme Bozuklukları Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Yeme bozukluklarının nörobiyolojik tedavisinde antidepresanlar kullanılmaktadır. Antidepresanlar her ne kadar etkili olsa da kişilerin tedaviyi bırakma oranı yüksektir ve tedavi bırakıldığında yeme bozukluğunun nüksetmesi de çok yaygındır. Anoreksiya tedavisinde, kişinin fiziki durumu hastaneye yatırmayı gerektirebilir. Kişinin tıbbi durumunu kontrol altına almak ve kilo almasını sağlamak hastaneye yatırma sürecinde temel hedeftir. Pekiştireçler ile kilo alımını devam ettirmek her ne kadar etkili bir yöntem olarak gözükse de uzun süreli bir yöntem değildir. Anoreksiyada aile temelli tedavilerin daha etkili olduğu düşünülmektedir. Bilişsel davranışçı terapi bulimiya ve tıkınırcasına yeme bozukluklarında hem kısa sürede hem de uzun sürede en etkili yöntemlerden biridir. Read the full article
0 notes
Text
2018 YKS Sözel Çalışma Programı - 4 Ayda YKS'yi Bitirin! - Eğitim Dünyası
YKS Sözel Çalışma Programı hazır! Aşağıda 4 aylık bir şekilde hazırlanmış şekilde programı bulabilirsiniz. Unutmayın, bu program sizlere örnek olması için hazırlanmıştır. Eksik konularınızı tespit ederek bu programı kendinize göre düzenlemeniz çalışmalarınız için çok daha faydalı ve etkili olacaktır. Şimdiden başarılar diliyoruz. Soru ve önerilerinizi yorum bölümünden gönderebilirsiniz.
2018 YKS SÖZEL ÇALIŞMA PROGRAMI / 1. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcükte Anlam Cümlede Anlam Paragraf Paragraf TYT MATEMATİK Temel Kavramlar Sayı Basamakları Rasyonel Sayılar Ondalıklı Sayılar TYT GEOMETRİ Doğruda ve Üçgende Açılar *Dik Üçgen * Özel Üçgen İkizkenar ve Eşkenar Üçgen *Açı Kenar Bağıntıları*Üçgende Eşlik ve Benzerlik YKS EDEBİYAT Güzel Sanatlar ve Edebiyat *Şiir Bilgisi *Söz Sanatları *Tarih içinde Türk Edebiyatı *Destan Dönemi Türk Edebiyatı *İslam Uygarlığı Çevresinde Gelişen Türk Edebiyatı * Soru Çözümü YKS TARİH İslamiyet Öncesi Türk Devletleri ve İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet Türklerin İslam ile Tanışmaları ve İlk Türk-İslam Devletleri Beylikten Devlete ( 1299-1453) Dünya Gücü Osmanlı Devleti (1453-1600) YKS COĞRAFYA1-2 *Ekosistemler * Madde Döngüsü *Besin Zinciri Biyomlar *Sıra dışı Doğa Olayları * İnsan ve Doğa Etkileşimi Canlıların Yeryüzüne Dağılışını Etkileyen Faktörler YKS FELSEFE GRUBU Mantığa Giriş Klasik Mantık Mantık ve Dil Sembolik Mantık
2018 YKS SÖZEL ÇALIŞMA PROGRAMI / 2. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcük Türleri Tamlamalar Fiiller, Fiilimsiler Ekler TYT MATEMATİK Basit Eşitsizlikler Mutlak Değer Üslü Sayılar Köklü Sayılar TYT GEOMETRİ *Üçgende Açıortay * Üçgende Kenarortay Üçgende Alan Vektörler Analitik Geometri YKS EDEBİYAT Türk Edebiyatı Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati Topluluğu Milli Edebiyat YKS TARİH *Osmanlı Devleti’nde Arayış Yılları * Değişim ve Diplomasi *En uzun Yüzyıl *Osmanlı Devleti'nde Kültür ve Medeniyet Osmanlı da Demokratikleşme Hareketleri 20. Yüzyıl Başlarında Dünya YKS COĞRAFYA1-2 *Nüfus Politikaları *Şehirlerin Fonksiyonları ve Etkileri *Geçmişten Günümüze Doğal Kaynakları* Doğal ve Beşeri Unsurların Ekonomiye Etkisi *Dünya'nın Hızla Gelişen Endüstrisi: Turizm *İngiltere'nin Sanayileşme Süreci * Ekonomik Mucizenin Ülkesi: Japonya *Hollanda'nın Genel Özellikleri *Küresel ve Bölgesel Örgütler *İl Kültür Merkezleri* Ekonomik Faaliyetlerin Sosyokültürel Etkileri YKS FELSEFE GRUBU Psikoloji Bilimini Tanıyalım Psikoloji Biliminin Temel Süreçleri Öğrenme Bellek Düşünme Ruh Sağlığının Temelleri
2018 YKS SÖZEL ÇALIŞMA PROGRAMI / 3. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Sözcüğün Yapısı Cümlenin Öğeleri Fiil Çatısı Cümle Çeşitleri TYT MATEMATİK Çarpanlara Ayırma Denklem Çözme Oran-Orantı Problemler TYT GEOMETRİ Özel Dörtgenler Özel Dörtgenler Çemberde Açı Çemberde Uzunluk YKS EDEBİYAT *Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı *Cumhuriyet Döneminde Öğretici Metinler Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler YKS TARİH *II.Dünya Savaşı *Soğuk Savaş *Yumuşama Dönemi *Küreselleşen Dünya *Türklerde Devlet Teşkilatı * Türklerde Toplum Yapısı *Türklerde Hukuk *Soru Çözümü YKS COĞRAFYA1-2 *Günümüz Dünyasından Geleceğin Dünyasına *Türkiye'nin Nüfus Politikaları * Bölgesel Planlar *Gelişmişlik Seviyelerine göre Ülkeler * Uyuyan Dev: ÇİN*Sıcak Çatışma Bölgeleri Mekânsal Bir Sentez : Türkiye Mekânsal Bir Sentez : Türkiye YKS FELSEFE GRUBU Sosyolojiye Giriş Birey ve Toplum Toplumsal Yapı Toplumsal Değişme ve Gelişme
2018 YKS SÖZEL ÇALIŞMA PROGRAMI / 4. AY DERS 1. HAFTA 2.HAFTA 3. HAFTA 4.HAFTA TYT TÜRKÇE Anlatım Bozuklukları Ses Bilgisi Yazım Kuralları Noktalama İşaretleri TYT MATEMATİK Problemler Problemler *Kümeler *Fonksiyonlar *Polinomlar *Olasılık TYT GEOMETRİ Dairede Alan Katı Cisimler Konikler Çemberlerin Analitik İncelenmesi YKS EDEBİYAT Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinler Edebi Akımlar Batı Edebiyatı YKS TARİH Türklerde Ekonomi Türklerde Eğitim Türklerde Sanat YKS COĞRAFYA1-2 Küreselleşen Ortam: Bölgeler ve Ülkeler Çevre ve Toplum Çevre ve Toplum YKS FELSEFE GRUBU Toplum ve Kültür Toplumsal Kurumlar
Alıntı: https://otarikkoc.com/yks-sozel-calisma-programi/
0 notes
Photo
https://www.bilimvetekno.com/gobek-bolgesinde-yaglanma/
Göbek Bölgesinde Yağlanma
Uzmanların defalarca kez söylediği, yağın vücudun bir bölümünde toplanması durumu, insan sağlığını olumsuz yönde etkilemesi durumu artık “Lazer Liposuction” yöntemi ile önemli ölçüde tedavi edilebilecek. Özellikle halk arasında “Türk Kası” olarak bilinen karın ve bel bölgesinde oluşan yağın Lazer Liposuction yöntemi ile yok edilebileceğinin mümkün olduğu açıklaması yapıldı.
Prof. Dr. Mesut Özcan Göbek Bölgesindeki Yağlanmalar Hakkında Açıklama Yaptı
Prof. Dr. Mesut Özcan, karın ve göbek bölgesinde depo edilen fazla yağın, ilerleyen zamanlarda diyabet ve şekere yakalanma riskini arttırdığını söylerken, aynı zamanda da göbek bölgesinde oluşan yağın, bel ve omurgayı zorladığı ve zamanla ciddi hasarlar ortaya koyabileceği açıklamasını yaptı.
Özcan, “Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer deniyor. Türk kası olarak tabir edilen yakıştırmalar gelişen sosyokültürel yapı da tarih oldu. Günümüzde kadınlar kadar erkekler de görünümlerine dikkat eder hale geldi. Genetik faktörler, hormon özellikleri, beslenme alışkanlıklarının kötü olması, alkol ve sigara, yaş vb. faktörler, erkeklerde kadınlara nazaran daha fazla karın çevresi yağlanması olmasının sebepleridir. Basit bir kilo alma problemi gibi görülse de, bel kalınlığı ölçümü 102 santimetre ve üzeri olduğu durum aslında tehlike çanlarının çalmaya başladığı andır. Erkeklerde karın içi yağlanma arttıkça organların çevresini de yağ sarmaktadır. Bu durum kan yağları bozuklukları, kalp ve damar rahatsızlıkları, omurga hastalıkları, iktidarsızlık, diyabet (şeker hastalığı), uyku apnesi (uyku anında nefesin durması) gibi rahatsızlıkları ortaya çıkarır” ifadelerinde bulundu.
Karın egzersizlerinin ve genel sporun yeterli olmadığını söyleyen Prof. Dr. Mesut Özcan, “Doğru bir beslenme programının da spora eşlik etmesi gerekir. Bu çabalara rağmen istenilen sonuçların alınamadığı inatçı yağ stoklanmalarında mutlaka cerrahi destek gerekir. Şahet hastamız uygun bir aday ise, ameliyatsız lokal incelme ve zayıflamada kombine cihaz programları, estetik ve sağlık sorunlarına beraber çözümleri sunabilir. Ancak karın elastikiyetinin bozulduğu durumlarda cihaz desteği tatminkar sonuç vermeyeceği için cerrahi seçenekler değerlendirilir. Karın ve bel bölgesindeki yağ birikimlerini lazer liposuction ile çözüme kavuşturmak mümkündür. Gevşemiş olan karın kaslarının gerilerek toparlanması durumunda karın estetiği tercihe şayandır.” ifadelerini kullandı.
Kilo Vermek Açısından Sorun Yaşayanlara Öneri
Daha önceki yazılarımızdan “Kilo Vermeyi Kolaylaştıran 10 İpucu” isimli yazımızı okuyarak kolay kilo vermek hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Ayrıca “Kilo Vermeye Yardımcı Besinler” adlı yazımızı okuyarak da hızlı kilo verebilir ve daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Kaynak >>> https://www.bilimvetekno.com/gobek-bolgesinde-yaglanma/
0 notes
Photo
https://www.bilimvetekno.com/gobek-bolgesinde-yaglanma/
Göbek Bölgesinde Yağlanma
Uzmanların defalarca kez söylediği, yağın vücudun bir bölümünde toplanması durumu, insan sağlığını olumsuz yönde etkilemesi durumu artık “Lazer Liposuction” yöntemi ile önemli ölçüde tedavi edilebilecek. Özellikle halk arasında “Türk Kası” olarak bilinen karın ve bel bölgesinde oluşan yağın Lazer Liposuction yöntemi ile yok edilebileceğinin mümkün olduğu açıklaması yapıldı.
Prof. Dr. Mesut Özcan Göbek Bölgesindeki Yağlanmalar Hakkında Açıklama Yaptı
Prof. Dr. Mesut Özcan, karın ve göbek bölgesinde depo edilen fazla yağın, ilerleyen zamanlarda diyabet ve şekere yakalanma riskini arttırdığını söylerken, aynı zamanda da göbek bölgesinde oluşan yağın, bel ve omurgayı zorladığı ve zamanla ciddi hasarlar ortaya koyabileceği açıklamasını yaptı.
Özcan, “Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer deniyor. Türk kası olarak tabir edilen yakıştırmalar gelişen sosyokültürel yapı da tarih oldu. Günümüzde kadınlar kadar erkekler de görünümlerine dikkat eder hale geldi. Genetik faktörler, hormon özellikleri, beslenme alışkanlıklarının kötü olması, alkol ve sigara, yaş vb. faktörler, erkeklerde kadınlara nazaran daha fazla karın çevresi yağlanması olmasının sebepleridir. Basit bir kilo alma problemi gibi görülse de, bel kalınlığı ölçümü 102 santimetre ve üzeri olduğu durum aslında tehlike çanlarının çalmaya başladığı andır. Erkeklerde karın içi yağlanma arttıkça organların çevresini de yağ sarmaktadır. Bu durum kan yağları bozuklukları, kalp ve damar rahatsızlıkları, omurga hastalıkları, iktidarsızlık, diyabet (şeker hastalığı), uyku apnesi (uyku anında nefesin durması) gibi rahatsızlıkları ortaya çıkarır” ifadelerinde bulundu.
Karın egzersizlerinin ve genel sporun yeterli olmadığını söyleyen Prof. Dr. Mesut Özcan, “Doğru bir beslenme programının da spora eşlik etmesi gerekir. Bu çabalara rağmen istenilen sonuçların alınamadığı inatçı yağ stoklanmalarında mutlaka cerrahi destek gerekir. Şahet hastamız uygun bir aday ise, ameliyatsız lokal incelme ve zayıflamada kombine cihaz programları, estetik ve sağlık sorunlarına beraber çözümleri sunabilir. Ancak karın elastikiyetinin bozulduğu durumlarda cihaz desteği tatminkar sonuç vermeyeceği için cerrahi seçenekler değerlendirilir. Karın ve bel bölgesindeki yağ birikimlerini lazer liposuction ile çözüme kavuşturmak mümkündür. Gevşemiş olan karın kaslarının gerilerek toparlanması durumunda karın estetiği tercihe şayandır.” ifadelerini kullandı.
Kilo Vermek Açısından Sorun Yaşayanlara Öneri
Daha önceki yazılarımızdan “Kilo Vermeyi Kolaylaştıran 10 İpucu” isimli yazımızı okuyarak kolay kilo vermek hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Ayrıca “Kilo Vermeye Yardımcı Besinler” adlı yazımızı okuyarak da hızlı kilo verebilir ve daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Kaynak >>> https://www.bilimvetekno.com/gobek-bolgesinde-yaglanma/
0 notes