#soma için dua
Explore tagged Tumblr posts
Photo
“İNSAN” DİLİYLE…
Şair:
“20. Yılda en fazla 1 yıl sürer ölüm acısı” diyor. Acaba 21.yüzyılda ne kadar sürer deprem acısı… Bir, iki, üç… Ne kadar… Kendinizi zorlamayın. Sorunun cevabı yok. Daha doğrusu tek bir cevabı yok, yani cevaplar muhtelif…
Şayet sorunun tek cevabı olsaydı, küçük bir depremde bile, iki düşman kampa bölünür müydük hiç! Küçük bir deprem bütün yaralarımızı deşer, irinlerimizi akıtır mıydı?
Tek cevabı olsaydı, çadırda soğuktan tir tir titreyen depremzedelere, defalarca, “mutlusunuz değil mi” diye sormaz, “deprem vergileri nerede” diyenleri düşman görüp, hain ilan etmezdik.
Bin araçlık konvoyla “duble yol yaptık” dedikleri, halka paralı, kendilerine bedava yollardan geçip giderler miydi hiç…
Ya da:
Dedikleri gibi eğitime harcansaydı, eğitim kalitemiz dünya sıralamasında 99. olur muydu acaba…
Tek cevabı olsaydı sorunun, sırf HDP’li olduğu için, Ergani belediyesinin yardım için gönderdiği 2 kamyon erzak, açık olan mikrofonu unutup, İçişleri Bakanına: ““Kamuoyunda algı çok iyi” diyen Elazığ Valisi tarafından geri çevrilir miydi?
Tek cevabı olsaydı işgüzar, yalaka görevli, yaralı kadını Cumhurbaşkanı “aferin” desin diye enkaz altında 1 saat bekletir miydi?
Tek cevabı olsaydı, depremim ilk saatlerinde Kızılay Başkanı milletin gözüne yardım için banka hesap numaralarını sokar mıydı?
Tek bir cevabı olsaydı sorunun bunların hiçbiri olmaz. “Türkiye halkı başımıza bir iş geldi, haydi el ele verip birlikte kalkalım bu işin altından” denirdi.
Denmedi. Bu zihniyet devam ettiği sürece de denmeyecek, demeyecekler…
Yine de bir cevap arıyorsanız, depremde bütün evlerin yıkıldığı, Çevrimtaş Köyünde, depremden sağ kurtulan depremzedenin muhabirin, “nasıl yaşıyorsunuz” sorusuna verdiği cevapta bulabilirsiniz: “Yaşadığımızın farkında değiliz…”
Bu kadarla kalsa iyi. Bunların hepsi bir süre sonra unutulacak. Hep unutuldu çünkü!
Değil mi ki, “İnsan unutmanın şerbetine ekmek kadar muhtaç”, bunlar da unutulacak. Ölen öldüğüyle, acı çeken çektiğiyle kalacak, verilen sözler, vaatlerin çoğu unutulacak… Gök kubbede sesi/sadası bile kalmayacak…
Yakınlarının dışında hangimiz hatırlıyoruz Soma faciasını ve faciada ölenleri?
Kimden hesap soruldu?
Hangi devlet yetkilisi hâkim karşısına çıktı…
Sedye kirlenir diye çamurlu çizmesini çıkartmaya çalışan işçiyle, gömleği kirlenen Bakan’dan başka ne kaldı akılda?
Ya Ermenek’te galeride boğulanlar…
Lastik ayakkabısı yırtık bir baba, bir günde bin yaş ihtiyarlayan çaresiz bir anneden başka ne kaldı geriye…
Sadece o fotoğraflar…
İstanbul’da kapıları kilitli minibüsün içinde selde boğulan kadın işçileri hangimiz hatırlıyoruz? Ne oldu dere yatağına inşaat izni veren İstanbul Belediye Başkanına?
Hangi sorumlu çıktı hâkim karşısına…
Hiç!
Veli Göçer’den başka suçlu bulamadık 1999 İstanbul, Yalova, Gölcük, Düzce depreminde…
1990’da Amasya Yeni Çeltek’de grizuda ölen 68 kişiyi kim hatırlıyor acaba?
Elbistan’da işçilerin cesetler hâlâ yer altında…
Doğrudur.
Hiçbir toplum uzun süre yas tutamaz. Hiçbir insan sürekli acıyla yaşayamaz.
Bu mümkün değil.
Ancak “mazi daima vardır” hem de bize rağmen…
Bir halkın yeterli hafızası yoksa çektiği acılar, “kader” değil, bitmeyen kederdir.
Bir toplum vurdumduymaz olamaz, olursa bedeli ağır olur.
Bir milleti millet yapan, halkları bir arada tutan şey, tasada ve kıvançta bir ve beraber olmaktır.
Şu halimize bakın…
Yetkili “her şey devletten beklenmez” diyor.
Cumhurbaşkanı eleştirenleri hain ilan ediyor, İçişleri Bakanı savcılara talimat veriyor, soruşturma açtırıyor.
“Gayretullaha dokunmak edebiyat değildir. AIDS, Ebola virüsü. Avusturalya, Çin Gayretullaha dokundu azap geldi. Maazallah biz de zinayı, livatayı yasallaştırarak…” diye insanı çileden çıkartan paylaşımlar yapıyor unvanı ‘profesör’ olan rezilin biri.
Keyfinden göbek atıyor bir başka zibidi:
“Elazığ, TR’nin en bağnaz, en cahil, en paranoyak, cinsel saplantılı, maddi manevi tecavüz kültürü gelişkin kentidir. Gasp edilmiş emlak üzerine kuruludur. İnkâr edilmiş kimliklerden kurulu, bir hapishanedir. İdolü Mehmet Ağar’dır…” İfadesini yumuşatmak için, “ Çocuklara yazık. Tabi onlar suçsuz” diye noktalıyor…
Bir diğeri, Diyanet Başkanına nispet yapıyor; icazet almış Tanrı’dan, duvarlara dokunarak, dua okuyarak depremden kurtulmayı vadediyor.
“Deprem olunca acıların hükmü kalmaz” diyor biri.
Kalmasın.
Acı bu ülkenin yoksullarına, çaresizlerine, kimsesizlerine, mazlumlarına yazılmış kader yazısı sanki! Depremde, göçükte, teren kazasında, selde, yangında; hazarda ve seferde onlar ölüyor.
Diğerleri…
Kötüler…
Kimi acı üzerinden“edebiyat”, kimi “siyaset” yapıyor.
İyiler, çırpınıyor…
Oysa:
Yaşananlar adına, hayat adına, hiç durmadan ölümü hatırlatmak, iyilik adına kötülüğü tartmak, insan ruhunu dumura uğratıyor, körleştiriyor.
Işığa hasret insanın ışığa kavuşunca körleşmesi gibi…
Her yanımız yara-bere içinde.
Sözlerimizi tükettik sanki!
En kötüsü:
Hayatla ilişkimiz başımıza gelen musibetlere rıza gösterme sanatı haline geldi. Oysa aydınlık var; bu yaşanası, bu ölümlü dünyada, birbirimize tahammül ederek, barış içinde yaşama şansımız var;
Kırmadan, dökmeden, öldürmeden…
Vicdan diye bir şey var…
Şunu unutmayalım:
Erdoğan iktidarının en büyük zararı, ne satılan kamu malları, ne yağmalanan hazine, ne şaşa, ne israf… Ne kesilen ormanlar, kurutulan dereler, kirletilen topraklar, ölen, yitenler… En büyük zarar toplum vicdanının ikiye bölünmesi… . Önyargıyla, birinin “ak” dediğine diğerinin “kara” demesi.
Asıl düşmanlık, asıl mesele bu…
Fabrika satılırsa yenisini yaparız. Kesilen ormanlar için yeni fidanlar diker, ormanı yeniden yaratırız. Daha çok çalışırız. Az yer, çok biriktiririz… Ama düşmanlık, vicdan kaybı, önyargı… Bunu ortadan kaldırmak yıllarımızı alır. Alacak.
Hiçbirimiz masum değiliz bu konuda. Az mücadele etiğimiz için, sustuğumuz için, “benden uzak olsun” dediğimiz için… Nemelazımcı olduğumuz için…
“Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn, Derd çok hem-derd yok düşman kavî tâli' zebûn.”
Dost umursamaz, felek acımasız, dünya karışık. Dert çok, dert ortağı yok, düşman güçlü, talihim ise âciz” diyen Fuzulî’de,
“Hava kurşun gibi ağır Bağır bağır bağır bağırıyorum Koşun kurşun eritmeğe çağırıyorum…” diyen Nâzım ‘da bizim.
Ülke, vatan, deprem, sel, felaket bizim.
Hepimizin.
İnsan, insanlarımız, bizim… Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Biz birlikte insanız…
Mirza Arabacı
5 notes
·
View notes
Text
Soma'da ne olmuştu?
Manisa'da 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma maden faciasının 7. Yılı bayramın ilk gününe denk gelmişti. Maden şehidi aileleri sabahın erken saatlerinden itibaren Soma Maden Şehitliğini ziyaret ederek kaybettikleri yakınları için dua etti. Peki, Soma'da ne oldu? Soma olayı nedir? Soma'da kaç kişi şehit oldu? Soma'da 13 Mayıs 2014'te, 301 maden işçisinin ölümü, 162'sinin yaralanmasıyla sonuçlanan facianın ardından Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı ve Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik tutuklanmıştı. SOMA OLAYI NEDİR? KAÇ KİŞİ ŞEHİT OLDU? Soma olayı, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin vefatıyla sonuçlanan madencilik kazası. Soma olayında 301 vatandaşımız şehit oldu. Soma Faciası, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan madencilik kazası. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi. Yangın, vardiya değişimi sırasında meydana geldi ve 787 işçi patlama sırasında yer altında kaldı. 17 Mayıs 2014'te, toplamda 301 kişinin hayatını kaybettiği ve içeride kimse kalmaması sebebiyle kurtarma çalışmalarının sona erdiği açıklandı. Türkiye'de madenciler, 2013 yılı sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilgili madenin güvenliğinin araştırılması teklifini facianın gerçekleşmesinden yalnızca yirmi gün önce reddetti. Facianın gerçekleşmesinden sonra Türkiye'de üç günlük ulusal yas ilan edildi. Ülke halkı faciadan dolayı çeşitli tepkiler gösterdi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma'da protestolara maruz kaldı. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde iki gün ve Pakistan'da bir gün ulusal yas ilan edildi. SOMA'DA NE OLDU? Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden kazası başta olmak üzere maden kazalarını araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun, kazanın kömürün çıkartıldığı yerde tavanın çökmesi sonucu galeriye dolan gazın yanması ile meydana geldiğini açıkladı. "EN KAPSAMLI ÇALIŞMAYI BİZİM KOMİSYONUMUZ YAPTI" Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden kazası başta olmak üzere maden kazalarının araştırılarak, sektörde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu çalışmalarını tamamladı. Komisyon'un çalışmalarına yönelik düzenlediği basın toplantısında neler yapıldığını anlatan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, "Soma'da meydana gelen maden faciasıyla ilgili en kapsamlı çalışmayı bizim komisyonumuz yaptı" dedi. 23 UZMAN, 17 TOPLANTI, 4 İNCELEME Her partiden milletvekillerince verilen 11 adet önergenin birleştirilmesi ile 21 Mayıs 2014 tarihinde Komisyon'un kurulduğunu ifade eden Alaboyun, Komisyon'un 4 Haziran 2014 tarihinde göreve başladığını, Komisyon'a 23 uzman görevlendirildiğini belirterek, Meclis'te 17 toplantı, 3'ü kaza yerinde olmak üzere 4 inceleme yapıldığını açıkladı. Alaboyun, rapor yazım sürecinin yaklaşık 60 gün sürdüğünü, ilk taslak raporun 22 Ekim 2014 tarihinde yapılan toplantıda Komisyon üyelerinin bilgisine sunulduğunu ve nihai raporun ise yapılacak eklerin ardından Aralık ayının ikinci haftasında TBMM Başkanına sunulacağını ifade etti.
301 İŞÇİNİN HAYATINI KAYBETTİĞİ KAZANIN NEDENİ "METAN YANDI, TAVAN ÇÖKTÜ" Alaboyun, kazanın meydana geldiği ocak ile ilgili hazırlanan simülasyonda kazanın nasıl meydana geldiğini gazetecilere gösterdi. Alaboyun, "Kaza anında 5-6 kat metan artışı var ve metan yanmaya başlamış. Pano arkasındaki sağlam tavanın göçmesi ile galeriye önce beyaz ve yoğun bir duman geliyor, arkasından siyah duman ve yangın, kazanın ana nedenini oluşturan şey budur" şeklinde konuştu. KAZA SONRASI ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR Kazanın meydana gelmesiyle birlikte ortaya çıkan sorunlara da değinen Alaboyun, sorunları şu şekilde sıraladı: "Madencilik sektörüne yön verecek kalıcı ve günün koşullarına uygun bir madencilik politikasının oluşturulamaması, Türk madenciliğinin gelişmesini sağlayacak bilimsel araştırma kapasitesi eksikliği, havza madenciliği gibi sektöre bütüncül yaklaşım eksikliği. İşyeri İSG organizasyonu tarafından yapılan denetimden kaynaklanan sorunlar, kamuda görev ve yetki dağılımından kaynaklı denetim sorunları, can ve mal güvenliği bakımından işletme projesi inceleme ve projeye uygun faaliyetler yürütülüp yürütülmediğinin denetimi, mevzuattaki eksiklikler, denetim elemanı kadrosu olmaması, denetim yapan personelin eğitiminin bulunmaması, maden işletmesi faaliyete başladıktan sonra faaliyetlerin İSG yönünden denetimi, mevzuattaki eksiklikler, teftiş sürelerinin yetersizliği, ifade alımında yaşanan sorunlar, aldatmaya yönelik faaliyetler, işverenin üretim zorlaması, yatırımlardan kaçınma, işverenin İSG tedbirlerine önem vermemesi, üretim yöntemi, ocak tasarımı ve işletmecilikten kaynaklanan sorunlar, risk değerlendirme ve yönetim sisteminin yetersiz olması, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunlar, 3213 sayılı Maden Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunlar, eğitimsizlik, rodövans ve hizmet alımında mevzuat boşluğu, taşeron uygulaması, mevzuat eksiklikleri, eğitimsizlik, İSG kültürünün olmaması, madenciliği bilmeyen arama kurtarma ekiplerinden kaynaklı sorunlar, erken uyarı sistemi sorunu, yeraltında bilgisiz ve yetersiz kişilerin olmasından dolayı oluşan kaos ve hayati risk, geri hizmetlerin eksiklik gibi sorunlar var." "MADENCİLİK BAKANLIĞI KURULMASI ŞART" "Metan drenajının acilen kanuni ve zorunlu hale getirilmesinde fayda var" diyen Alaboyun, kazanın meydana gelmesinde etkili olan metan gazı yanmasını işaret etti. 13 Mayıs'ın unutulmaması için Türkiye Kömür Madenciliği Günü olmasını önerdiklerinin altını çizen Alaboyun, Soma ile ilgili bir film çekilmesi önerisinde de bulundu. "SORUMLU KİM?" Bir gazetecinin "Sorumlu kim?" sorusuna cevap veren Alaboyun, "Bizim amacımız birisini suçlamak ve savunmak değil. Biz anayasanın bize verdiği yetki çerçevesinde bir araştırma komisyonu olarak ortaya çıktık. Buradaki boşlukların mutlaka ele alınıp incelenmesi lazım, bir daha olmaması lazım. Raporumuzda işletmenin bazı eksiklerini de yazdık. Kişileri suçlayacak boyutta değiliz. Sorumlu aramak için kurulmuş bir komisyon değiliz. Savcılık bu raporu okursa buradan soracağı çok şeyler çıkacaktır. Biz burada bir daha böyle bir kaza olmaması için bir tespitte bulunduk. C panosunda bu kaza olmasıydı yukarıda M panosunda olacaktı bu kaza. Bu tespit çok önemliydi" dedi. "KİMSE HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMAYACAĞIZ" Alaboyun, Komisyon olarak sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağı yönündeki soruya ise, "Kimse hakkında suç duyurusunda bulunmak gibi bir durumumuz yok ama ferdi olarak milletvekillerimiz yapabilir, bunlar yasal haktır. Biz burada bulduğumuz veriler tamamen teknik veriler, soruşturmaya yönelik veriler olmadığı için soruşturma üslubundan kaçtık, biz bir tespit yaptık" cevabını verdi. "RAPORUMUZ İYİ İNCELENİRSE..." Soma'da meydana gelen olayın bir kaza mı yoksa tabiat olayı mı olduğu yönündeki soru üzerine "Bu tabiat bir kanunu değil, raporumuz iyi incelenirse bazı yerlerde ihmal olduğu ortaya çıkar" diyen Alaboyun, raporun iyi okunması gerektiğinin altını çizdi. Read the full article
0 notes
Text
Manisa'da 4 saatlik iznin en buruk ziyareti
Manisa’da 4 saatlik iznin en buruk ziyareti
Manisa Valiliği, Manisa Büyükşehir Belediyesi, Soma Kaymakamlığı ve Soma Belediyesi tarafından, facianın 6. yılında Soma Madenci Şehitliği’nde anma programı düzenlendi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında şehitliğe hijyenik maske ile gelen vatandaşlar, şehitlik girişindeki dezenfektan tünelinden geçti. Kur’an-ı Kerim’in okunduğu programda, şehit madenciler için dua edildi. Gözü yaşlı aileler,…
View On WordPress
0 notes
Text
Soma - Gezi
Okulumuzun açıldığından beri her yıl düzenlediği bir gezi olan “Soma: Unutmadık” gezisi bu sene 27-29 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. 27 Nisan Cuma günü okul çıkışı üç otobüs olarak yola koyulduk ve ara sıra verdiğimiz molalar ile birlikte ilk istikametimize vardık: Gölyazı, Bursa. Hocalar bize gezmemiz için bir saat verdiler ve vakit kaybetmeden Gölyazı’yı gezmeye başladık. Burada en çok ilgimi çeken şey binaların renkliliği ve denizin huzur verici hareketi oldu. Birkaç arkadaşımla beraber denizi seyrederken taş sektirdik ve oldukça eğlendik. Ardından zamanın nasıl geçtiğini anlamadan otobüslere geri döndük ve kendime bir daha Gölyazı’ya gelip bir saatten daha fazla bir süre boyunca gezeceğimin sözünü verdim çünkü çok samimi ve güzel bulduğum bir yer oldu. Yaklaşık 1.30-2 saatlik otobüs yolculuğumuz sonrası Susurluk’ta durduk ve oldukça lezzetli olan köfteler yedik. Sonra tekrardan otobüslere binip Soma’ya doğru yolculuğumuzu devam ettirdik. Otele vardığımızda geziye katılan insanların çok fazla olduğunu fark ettim ve bu beni şaşırttı çünkü ben geziye katılmadan önce daha az insanın geleceğini düşünüyordum. Hocalar herkesi odalarına ayırıp oda kartlarını verdikten sonra biz de odamıza çıktık ve biraz sohbetin ardından uyuduk.
Ertesi gün ilk yaptığımız şey kahvaltı etmek oldu. Kahvaltının ardından otelin arkasındaki bahçede toplanıp hocalarımızın hazırladıkları maden işçiliği ile ilgili olan sunumu dinledik. Sonra herkes gideceği okullara ayrıldı ve yola koyulduk. Ben bu aktivitede fotoğrafçı olup arkadaşlarımın ve yeni tanışacağımız çocukların en mutlu anlarını çekmek istedim ve bu konuyu önceden gezinin sorumlu öğretmenlerinden biri olan Lale hoca ile konuştuğumdan dolayı rahat ve mutluydum. Benim görevlendirildiğim okulun adı “Avdan İlkokulu ve Ortaokulu” idi. Otobüsten inerken çevremizi kaplayan çocukların gülen yüzleri içimizi ısıttı ve bize çok güzel bir “hoş geldiniz” hediyesi oldu. Ardından hiç zaman kaybetmek istemeyip fotoğraf makinemi çıkardım ve fotoğraflar çekmeye başladım. Çocukların yanlarına gidip isimlerini, ne yapmaktan zevk aldıklarını, heyecanlı olup olmadıklarını ve buna benzer birkaç soru sordum. Çoğu ile tanıştıktan sonra istasyon çalışmalarımızı başlattık. Dans, spor, sanat, deney, 3D tasarım ve bilgisayar istasyonlarına sırasıyla gittim ve bir sürü video çektim. Dans atölyesine gittiğimde binanın içinde dans edenleri izleyen iki tane kız gördüm. Onlara gelmelerini ve dansa katılmalarını söyledim ve biraz ısrardan sonra kabul ettiler. Onlarla tanıştıktan, sohbet ettikten ve okulu gezdikten sonra onlara çok ısındım ve iletişimimizin hiç kopmaması için telefon numaralarını aldım. Yaklaşık 3 saat sonra hocalarımız bu muhteşem aktivitenin ne yazık ki sonuna geldiğimizi söylediler ve içimiz buruk bir şekilde onlardan ayrılmak zorunda kaldık. Ayrılma esnasında tanıştığım Celal adında bir çocuk yanıma geldi ve bana hamurdan yaptığı adamı hediye ettiğini söyledi. O an gerçekten çok mutlu ve sevgi dolu olduğumu hissettim ve Celal’e sarıldım. Ona seneye de gelmek istediğimi ve onu görmek istediğimi söyledikten sonra herkesin otobüslere gittiğini fark ettim ve ben de onların ardından gittim. Benim için gezinin en unutamayacağım bölümlerden biri de buydu çünkü oradaki çocukların ne kadar sevgiye ihtiyaçları olduğunu ve İstanbul’dan gelen bir grup liseli öğrencilerin 3 saatliğine kalıp çocuklarla muhteşem bir bağ kurabildiklerini gördüm. Bir sonraki durağımız maden ocağı idi. Maden ocağına vardığımızda orada çalışan işçilerin sıcak karşılamaları ile küçük bir konferans salonuna gittik. Burada yaklaşık yarım saat boyunca maden işçiliği hakkında bilgilendirici bir sunum dinledik ve ardından bir grup işçinin madene inme aşamasını izleme şansımız oldu. O anda gerçekten ne düşüneceğimi bilemedim ve kendimi asla onların yerine koyamayacağımı fark ettim. Ardından tekrar otobüslere bindik ve otele gittik. Odalarda biraz dinlendikten sonra akşam yemeğine indik ve yemeğimiz bittikten sonra otelin en alt katında bulunan büyük toplantı odasına gittik. Burada büyük bir daire yapıp günü değerlendirdik. Bu süre içerisinde isteyenler; çocuklar ile yaşadıkları olayları, aralarında geçen duygusal diyalogları ve onları derinden etkileyen hareketlerini anlattılar. Odadaki çoğu insan gibi ben de kendimi tutamayıp ağlamaya başladım ve bu gezinin gerçek anlamının üzerine düşünmeye başladım. Sonra Elvan hoca çok etkileyici bir konuşma yaptı ve yüreklerimizin asıl sızlayacağı bölüme biraz sonra gideceğimizi söyledi. Ardında otobüslere bindik ve mezarlığa doğru yola koyulduk. Mezarlığa geldiğimizde telefonlarımızın ışıklarını açtık ve 2014 yılında yaşanan Soma maden faciası şehitlerinin bulundukları bölüme doğru yürümeye başladık. Oraya vardıktan sonra mezarları gezdik ve mezar taşlarına bakarak bir kez daha ağlamamızı tutamadık. Ardından toplandık ve hep birlikte ölenler için dua etmeye başladık. Etrafı biraz daha gezdikten sonra tekrardan otobüslere bindik ve günlük gezimizin sonuna geldik.
Ertesi gün yine kahvaltı ettikten sonra Ayvalık’a doğru yola koyulduk. Ayvalık’a vardığımızda hocalar bu sefer 2 saat serbest dolaşma vaktimizin olduğunu söylediler ve biz de gezmeye başladık. Arkadaşlarım Hazal ve Ceren ile oranın meşhur sakızlı dondurmasından yedik ve ardından hatıra olarak üzerinde “Ayvalık” yazan buzdolabı magnetleri aldık. Sonra renkli sokakları gezdik ve Ayvalık’ın büyüleyici güzelliğinden etkilenmeye devam ettik. Süremizin bittiğini fark ederek toplanacağımız ve öğlen yemeği yiyeceğimiz balık lokantasına gittik ve balıklarımızı yedik. Yemeğimiz bittikten sonra biraz daha dolaştık ve tekrar otobüslere, İstanbul’a doğru gitmek amacıyla bindik. Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra Bağlarbaşı’na vardık ve arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra babamı buldum ve beraber eve döndük. Bu geziyi hayatım boyunca unutmayacağımı düşünüyorum.
0 notes
Link
Denizli’de jandarmadan uyuşturucu operasyonu, 23 gözaltı
DENİZLİ’de jandarmanın düzenlediği geniş katılımlı uyuşturucu madde operasyonunda bir miktar esrar, eroin ve uyuşturucu ilaç ele geçirilirken, 2’si kadın 23 birey gözaltına alındı.
Denizli İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, büyük kasaba merkezi ilk önce olmak üzere Bozkurt, Kameriye, Honaz ilçeleri ile Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde uyuşturucu ticareti yapan bir şebekeye karşın 6 ay önce teknik ve somut peşine düşüp takip başlattı. ‘Torbacı’ olarak aşina ve okulların önünde de uyuşturucu sattığı belirlenen kişiler, bir bir tespit edildi. Ardından da bugün safak vakti 300 jandarmanın katılımıyla söz konusu ilçelerdekilerle birlikte toplam 24 öbür adrese, aynı zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyon kapsamında jandarma ekipleri, uyarıya karşın açılmayan kapıları koçbaşıyla kırarak evlere girdi. Jandarmanın özel eğitimli narkotik köpeği ‘Evlat’ ile birlikte, şüphelilerin evlerinde aramalar yapıldı. Aramalarda bir tedarik esrar, eroin ve uyuşturucu hap ele geçirildi. Bir bölümü uyuşturucu kullandığı da belirlenen 2’si bayan 23 kişi, evlerinde gözaltına alındı. Gözaltına alınan 23 güvenilmez, kan ve idrar örnekleri alınmak üzere Denizli Devlet Hastanesi’ne getirildi. Şüpheliler daha sonra ifadeleri alınmak üzere Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. Yakalananlardan bazılarının daha önce adı sıkça uyuşturucuyla anılan Denizli’nin Honaz ilçesi, Kocabaş Mahallesi’ndeki operasyonlardan kaçıp diğer yerlere yerleşenler olduğu belirtildi.
BAKIŞ DÖKÜMÜ:
-Jandarma ekiplerinin hastaneye gelmesi
-Şüphelilerin afiyet kontrolüne getirilmeleri
-Işlem anından fotoğraflar
-Genel ve ayrıntısıyla uğraşma görüntüler
Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN/ DENİZLİ,
=============================
Bakan Kaya: Kızlarımız önce okusun, sonradan evlensinler
MILLI Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Manisa’da şehit madencilerin mezarı ile Türk-Iş göre yaptırılan Madenciler İlkokulu’nu ziyaret etti. Bakan Yılmaz, ülkedeki eğitim kalitesinin arttığını söylerken, Bakan Kaya ise, kızların orta öğrenimde okullaşma oranının yüzde 83’e, yüksek öğrenimde yüzde 44’e çıktığını belirterek, “Bunu da tatmin edici bulmuyoruz, daha çok artmak istiyoruz. Kızlarımızın önce okusunlar, daha sonra evlensinler” dedi.
Manisa’ya bir dizi ziyaret için gelen Ulusal Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Soma ilçesine geldi. İki Bakan, başlangıçta 2014 yılında yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden şehit madencilerin mezarlarını ziyaret etti. Bakan Yılmaz ve Bakan Kaya’yı; Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer ve kurum müdürleri mezarlığın girişinde karşıladı. Önce şehit madencilerin aileleriyle görüşen Bakan Kaya ve Yılmaz, dapa daha sonra madenciler için dua ukuyup, mezarlarına tek tek karanfil bıraktı.
ŞEHİT MADENCİLER ANISINA YAPILAN OKULA ZİYARET
Kabir ziyareti sonrası Türkiye Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-Meslek) göre ilçede yapılan, Soma Belediyesi’nin de destek verdiği Türk-Meslek Madenciler İlkokulu ziyaret edildi. Bakan Kaya ve Yılmaz’ı, okulun girişinde ilkokul öğrencileri karşılayarak, çiçek verdi. Buradaki etkinliğe Vali Güvençer, Türk-Meslek Genel Başkanı Ergün Atalay, kurum müdürleri, veliler ve öğrenciler de katıldı. Programda Soma Belediyesi ahali oyunları ekibi eğlence yaptı. Eğlence sonunda folklorcüler ellerinde tuttukları zeytin dallarını, protokoldekilerin önlerine bıraktı. Bakan Kaya ve Yılmaz, halk müziği oyunları ekibinin gösterisini ve zeytin dalı vermesini ayakta alkışladı.
MADENCİLERİN DAVALARININ SONUÇLANMASINI İSTEDİ
Mektep ziyaretinde konuşan Türk-Iş Genel Başkanı Ergün Atalay, 3 katlı, 450 öğrenci kapasiteli ilkokulun 1 milyon 500 bin liraya mülk olduğunu belirterek, 2017-2018 eğitim öğretim yılında eğitim vermeye başladığını söyledi. Bir sendikacı olarak çok mutlu bir gün yaşadığını ve Türk-Meslek’in ülke genelinde 26’ya yakın okulu olduğunu açıklayan Atalay, Zeytin Dalı Harekatı’na yardım verdiklerini dile getirdi. Atalay, “Bugün özellikle Afrin’de emniyet güçlerimiz canları pahasına bir mücadele içindeler. Onlar orada o mücadeleyi yapmasa, biz burada bu etkinliği yapamayız. Diğer Türkiye değil, diğer ülkemiz değil. Hepimizin birinci önceliği Türkiye’den yandan olmaktır. Türk-Meslek’in önceliği Türkiye devletinden yanadır” dedi. 301 madencinin 13 Mayıs 2014’te hayatını kaybettiğini Soma maden faciasını andıran Atalay, “301 kardeşimiz bir avuç kömür için can verdiler. Bir talebimiz var. Mahkeme sayısı 20’yi geçti. Her gün 100 bin madenci madene giriyor. Bir lahza evvel davalar sonuçlansın. Kimin günahı var, kimin sevabı var görelim. Bir an evvel sonuçlanmasını bekliyoruz” diye konuştu.
EN BÜYÜK HİZMET EĞİTİM
Etkinlikte konuşan Ulusal Eğitim Bakanı Yılmaz, okulun yapımını sağlayan Türk-Iş ve Soma Belediyesi’ne teşekkür etti. Yılmaz, Türkiye’nin uzlaştırma ve huzur ülkesi olduğunu söyleyip, çoğu kişinin ülke insanının daha iyi şartlarda yaşaması için şehit olduğunu ifade etti. Bakan Yılmaz, “Kimisi maden ocaklarında, kimisi Fırat Kalkanı’nda, Zeytin Dalı Herakatı’nda şehit oldu. Sırf bu ülkenin insanı daha iyi yaşasın diye. Onların uğruna can verdiği değerleri güçlendirip, yükseğe taşımalıyız. Bahis ile söylüyorum. Bir insanın, bir kurumun kendi insanına yapabileceği en büyük hizmet eğitim hizmetidir. Eğitimin olduğu yerde diğer hizmetler daha sonra kalmalı. Önce eğitim sonradan sağlık, önce eğitim sonra emniyet. Bu anlamda koskocoman mesafe aldık. Bugün eğitimimiz düne göre fazla daha iyi. Eğitimin amacı kendimizi açıklama etmektir. Evlatlarınız sizden daha iyi kendilerini açıklama edebiliyorlar. Bizler konuşamazdık, bizim çocuklarımızın kendini mükemmel açıklama ediyor. Eğitimin amacı budur” dedi.
“AVRUPA’DA MILLI GELİRDEN EĞİTİME MAKSIMUM PAY AYIRAN ÜLKE TÜRKİYE”
Eğitime AK Parti hükümeti döneminde fazla daha fazla önem verildiğini dile getiren Bakan Yılmaz, rakamlarla eğitim yatırımlarını ve okulların durumları hakkında şunları söyledi:
“Hükümetin bütçesinden maksimum pay ulusal eğitime ayrıldı. Eğitim için bugün ayrılan arz, 134 milyar 727 milyondur. Milli gelirimizin yüzde 6.2’sinden daha fazlasını eğitime ayırıyoruz. 1980’de ulusal eğitime ayrılan pay milli gelirin yüzde 1.2’dir. 1990’lu yıllarda 2.2’dir. Avrupa’da milli gelirden en fazla pay ayıran ülke Türkiye’dir. Bununla 18 milyona yaklaşan öğrencilerimize eğitim vermeye çalışıyoruz. Eğitimde kaliteyi yetişmek değişmeyen hedefimizdir. İlkokulda lisede 70 karakter sınıflarda okudum. 70 şahsiyet sınıflarda kaliteli eğitim sağlanabilir mi? Biz geldiğimizde sınıf başına düşen öğrenci sayısı 36’ydı. Şimdi 24’e düştü. Manisa’da derslik başına düşen öğrenci sayısı 20’dir. Türkiye’de bugün eğitimde kalite konuşuluyor. Şimdi Türkiye’de gündem kaliteli eğitimdir. Öğretmen sayısını artmak lazım. Bu sene da 25 bin tayin yapacağız. 600 binin üstünde öğretmen istihdam edeceğiz. Bir öğretmene 17 öğrenci düşüyor. Altyapılar olmadan eğitimde kalite konuşulmaz. Altyapıyı tamamlamak üzerindeyiz. Avrupa’dan hiçbir alanda eksiğimiz yok. Mektep öncesi eğitimi yaygınlaştıracağız, ikili eğitimi kaldıracağız. Öğrencilerin yabancı dil sorununu çözeceğiz. Her alanda olduğu gibi eğitimde de geçmiş dönemlerde verilen hizmetin 6-7 katı hizmet verilmiştir. 58 bin dersliğe ihtiyacımız var. 47 bin sınıf yapı halinde. Devlet halk müziği işbirliğiyle 47 bin yapı halindeki dersliğimize 11 bin daha ilave ettiğimizde ikili eğitimi kaldıracağız. 100 binin üstünde evladımıza 15 saat İngilizce dersi vermeye başladık. 1 sene sonunda sonuçları göreceğiz. Önümüzdeki sene da bütün Türkiye’ye yaygınlaştıracağız” dedi.
“KIZLARIN OKULLAŞMA ORANINI DAHA DA ARTIRACAĞIZ”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya ise konuşmasında kızların okullaşma oranına uyarı çekti. Bakan Kaya, kız çocuklarının okullaşma oranının AK Parti döneminde arttığını belirterek, “Biz iktidara geldiğimizde kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 45’ti. Bugün kızların orta öğretimde okullaşma oranı yüzde 83’lere vardı. Yüksek eğitimde kızların okuma oranı yüzde 13’tü, bugün bu oran yüzde 44’leri buldu. Bunu da yeterli bulmuyoruz. Daha da artmak için çalışıyoruz. Biz istiyoruz fakat kız çocuklarımız, evlatlarımız okusunlar. bir geleceğe sahip olsunlar. Daha daha sonra evlensinler. Her çocuğun yeri okuldur. Eğitim ailede başlar. Ilk kelimeyi çocuk ailesinde öğrenir. Bunun için aile bakanlığı olarak ailelerimize karşın aile eğitim programlarını yapıyoruz. Bugüne kadar 890 bin aileye eğitim verdik. Biz bilinçli aileler olsun istiyoruz. Her türlü tehlikeden de çocuklarını koruyacak bilinçte olsunlar. Yeni başlattığımız proje ile aile sosyal takviye programı ile ev ev dolaşıyoruz. Türkiye genelinde ilk önce dezavantajlı aileleri ziyaret ediyoruz. Aileleri daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Yılmaz ve Bakan Kaya’ya Türk-Iş Genel Başkanı Ergün Atalay ve yönetimi plaket verdi. daha sonra iki bakan yapılan okulu gezdi.
MANZARA DÖKÜMÜ:
Bakan Kaya ve Yılmaz’ın karşılanması
Şehit madencilerin mezarlarının ziyareti
Dua okunması
Madenciler İlkokulunda karşılama
Insanlar oyunları gösterisi ve zeytin dalı verilmesi
Türk Iş Genel Başkan Ergün Atalay’ın konuşması
Bakan İsmet Yılmaz’ın konuşması
Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın konuşması
Okulun gezilmesi
Haber- Kamera: Nermin UÇTU- İlker KILIÇASLAN- Şevket YILMAZ- Serkan ÖZDEMİR/ MANİSA,
====================================
Doğubayazıt’taki 1’inci Mekanize Tugay Komutanlığı’nda yangın
AĞRI’nın Doğubayazıt ilçesindeki 1’inci Mekanize Tugay Komutanlığı’nda yangın çıktı. İtfaiye ekipleri yangın söndürme çalışmalarını sürdürürken, çevreye yayılan dumandan etkilenenler olduğu belirtildi.
Yangın bugün saat 18.00 sıralarında Refik Başkaya Cadesindeki 1’inci Mekanize Tugay Komutanlığı’nda çıktı. Çıkış nedeni az önce belirlenemeyen yangında alevler kısa sürede binanın çatı katını sardı. Metrelerce yükselen alevler kilometrelerce uzaklıktan da fark edildi. İhbar üzerine olay yerine fazla sayıda itfaiye ve ambulans ekibi sevk edildi. İtfaiye ekipleri geniş bir alana yayılan yangın söndürmek için çalaşımlarını sürdürürken, bu sırada dumandan etiklenenler ambulanslarla Doğubayazıt Devlet Hastanesine kaldırıldı. Söndürme çalışmaları devam ediyor.
MANZARA DÖKÜMÜ:
——————————
Ambulanslar
İtfaiye ekiplerinin çalışması
Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Yusuf İBA/ DOĞUBAYAZIT (Sızı),
====================================
Genelkurmay Başkanı Akar şehit ailesini ziyaret etti
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Akar, İzmir Çiğli 2’nci Asıl Jet Üs Komutanlığı’ndan havalanan askeri eğitim uçağının düşmesi sonucu şehit olan, evli ve 2 çocuk babası Hava Üsteğmen Resul Ekrem Gökdoğan’ın (29) Ankara’da yaşamış baba ocağını ziyaret etti.
Akar ve beraberindeki baskı komutanları 16 Şubat’ta İzmir’de düşen uçakta şehit olan Hava Üsteğmen Resul Ekrem Gökdoğan’ın Altındağ ilçesi Karapürçek Mahallesi’nde yer alan babasının evine baş sağlığı ziyaretinde bulundu. Ziyarette acılı aile ile evde görüşen Akar şehidin ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi. Takriben bir saat süren taziyede, Kur’an-ı Kerim okundu, şehitler için dua edildi. Akar, çıkışta semt sakinlerini de selamlayarak ayrıldı.
Gösterme dökümü:
-Akar’ın gelişi
-Şehidin baba evinden görüş
-Ayrıntı
Haber-Kamera: Gökhan CEYLAN-Mustafa TURAPOĞLU/ANKARA,
Bu yazı ilk defa Dha Yurt Bülteni-15 sitesinde yayınlanmıştır.
#Denizlihaber
0 notes
Photo
Yasa 3 kez ertelendi... Madenci yine ’Allah’a emanet’: Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan maden işçileri, ’4 Aralık Dünya Madenciler Günü’ kapsamında, 1 hafta önce göçükte ölen 2 arkadaşları için dua ettikten sonra yer altına inerek iş başı yaptı. Öte yandan Soma katliamı yaşandıktan sonra hükümet tarafından iş güvenliği yasasında ilerleme kaydedileceği belirtilmesine rağmen iş güvenliği hükümleri bu yıl Haziran ayında 3’üncü kez ertelenerek 2020’ye bırakılmıştı. https://www.haberdex.com/turkiye/Yasa-3-kez-ertelendi-Madenci-yine-Allah-a-emanet-/626670?utm_source=Tumblr&utm_campaign=626670&utm_medium=sosyal
0 notes
Photo
bi bunu anlayamadınız amk ya
0 notes
Photo
#soma#SOMA#somadakikardeşlerimizeyardımetallahım#soma için dua#ALLAH VAR#İŞ#işçi#işçiler için dua#maden#maden işçileri#madenciler#müslümanlar#dua#dua et#sözler köşkü#hayalhanem#nur mektebi#çay house#gençler konağı#hak yolcusu
32 notes
·
View notes
Text
Soma davasında Can Gürkan'a 20 yıl hapis cezası
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 20 yıl, mühendisler Efkan Kurt ile Adem Osmanoğlu 12 yıl 6 ay hapis cezalarına çarptırıldı. Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği 2014 yılındaki maden faciasına ilişkin davada karar açıklandı. Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülen davada, 'bilinçli taksirle öldürme ve yaralamaya neden olma' suçlamasıyla yargılanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'a 20 yıl hapis cezası verildi. Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Evinç beraat ederken, mühendisler Efkan Kurt ile Adem Osmanoğlu ise 12 yıl 6 ay hapis cezalarına çarptırıldı. Soma'da Ne Olmuştu? Manisa'da 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma maden faciasının 7. Yılı bayramın ilk gününe denk gelmişti. Maden şehidi aileleri sabahın erken saatlerinden itibaren Soma Maden Şehitliğini ziyaret ederek kaybettikleri yakınları için dua etti. Peki, Soma'da ne oldu? Soma olayı nedir? Soma'da kaç kişi şehit oldu? Soma'da 13 Mayıs 2014'te, 301 maden işçisinin ölümü, 162'sinin yaralanmasıyla sonuçlanan facianın ardından Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı ve Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik tutuklanmıştı. SOMA OLAYI NEDİR? KAÇ KİŞİ ŞEHİT OLDU? Soma olayı, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin vefatıyla sonuçlanan madencilik kazası. Soma olayında 301 vatandaşımız şehit oldu. Soma Faciası, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan madencilik kazası. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi. Yangın, vardiya değişimi sırasında meydana geldi ve 787 işçi patlama sırasında yer altında kaldı. 17 Mayıs 2014'te, toplamda 301 kişinin hayatını kaybettiği ve içeride kimse kalmaması sebebiyle kurtarma çalışmalarının sona erdiği açıklandı. Türkiye'de madenciler, 2013 yılı sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilgili madenin güvenliğinin araştırılması teklifini facianın gerçekleşmesinden yalnızca yirmi gün önce reddetti. Facianın gerçekleşmesinden sonra Türkiye'de üç günlük ulusal yas ilan edildi. Ülke halkı faciadan dolayı çeşitli tepkiler gösterdi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma'da protestolara maruz kaldı. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde iki gün ve Pakistan'da bir gün ulusal yas ilan edildi. SOMA'DA NE OLDU? Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden kazası başta olmak üzere maden kazalarını araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun, kazanın kömürün çıkartıldığı yerde tavanın çökmesi sonucu galeriye dolan gazın yanması ile meydana geldiğini açıkladı. "EN KAPSAMLI ÇALIŞMAYI BİZİM KOMİSYONUMUZ YAPTI" Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden kazası başta olmak üzere maden kazalarının araştırılarak, sektörde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu çalışmalarını tamamladı. Komisyon'un çalışmalarına yönelik düzenlediği basın toplantısında neler yapıldığını anlatan Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, "Soma'da meydana gelen maden faciasıyla ilgili en kapsamlı çalışmayı bizim komisyonumuz yaptı" dedi. 23 UZMAN, 17 TOPLANTI, 4 İNCELEME Her partiden milletvekillerince verilen 11 adet önergenin birleştirilmesi ile 21 Mayıs 2014 tarihinde Komisyon'un kurulduğunu ifade eden Alaboyun, Komisyon'un 4 Haziran 2014 tarihinde göreve başladığını, Komisyon'a 23 uzman görevlendirildiğini belirterek, Meclis'te 17 toplantı, 3'ü kaza yerinde olmak üzere 4 inceleme yapıldığını açıkladı. Alaboyun, rapor yazım sürecinin yaklaşık 60 gün sürdüğünü, ilk taslak raporun 22 Ekim 2014 tarihinde yapılan toplantıda Komisyon üyelerinin bilgisine sunulduğunu ve nihai raporun ise yapılacak eklerin ardından Aralık ayının ikinci haftasında TBMM Başkanına sunulacağını ifade etti.
301 İŞÇİNİN HAYATINI KAYBETTİĞİ KAZANIN NEDENİ "METAN YANDI, TAVAN ÇÖKTÜ" Alaboyun, kazanın meydana geldiği ocak ile ilgili hazırlanan simülasyonda kazanın nasıl meydana geldiğini gazetecilere gösterdi. Alaboyun, "Kaza anında 5-6 kat metan artışı var ve metan yanmaya başlamış. Pano arkasındaki sağlam tavanın göçmesi ile galeriye önce beyaz ve yoğun bir duman geliyor, arkasından siyah duman ve yangın, kazanın ana nedenini oluşturan şey budur" şeklinde konuştu. KAZA SONRASI ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR Kazanın meydana gelmesiyle birlikte ortaya çıkan sorunlara da değinen Alaboyun, sorunları şu şekilde sıraladı: "Madencilik sektörüne yön verecek kalıcı ve günün koşullarına uygun bir madencilik politikasının oluşturulamaması, Türk madenciliğinin gelişmesini sağlayacak bilimsel araştırma kapasitesi eksikliği, havza madenciliği gibi sektöre bütüncül yaklaşım eksikliği. İşyeri İSG organizasyonu tarafından yapılan denetimden kaynaklanan sorunlar, kamuda görev ve yetki dağılımından kaynaklı denetim sorunları, can ve mal güvenliği bakımından işletme projesi inceleme ve projeye uygun faaliyetler yürütülüp yürütülmediğinin denetimi, mevzuattaki eksiklikler, denetim elemanı kadrosu olmaması, denetim yapan personelin eğitiminin bulunmaması, maden işletmesi faaliyete başladıktan sonra faaliyetlerin İSG yönünden denetimi, mevzuattaki eksiklikler, teftiş sürelerinin yetersizliği, ifade alımında yaşanan sorunlar, aldatmaya yönelik faaliyetler, işverenin üretim zorlaması, yatırımlardan kaçınma, işverenin İSG tedbirlerine önem vermemesi, üretim yöntemi, ocak tasarımı ve işletmecilikten kaynaklanan sorunlar, risk değerlendirme ve yönetim sisteminin yetersiz olması, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunlar, 3213 sayılı Maden Kanunu ve ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunlar, eğitimsizlik, rodövans ve hizmet alımında mevzuat boşluğu, taşeron uygulaması, mevzuat eksiklikleri, eğitimsizlik, İSG kültürünün olmaması, madenciliği bilmeyen arama kurtarma ekiplerinden kaynaklı sorunlar, erken uyarı sistemi sorunu, yeraltında bilgisiz ve yetersiz kişilerin olmasından dolayı oluşan kaos ve hayati risk, geri hizmetlerin eksiklik gibi sorunlar var." "MADENCİLİK BAKANLIĞI KURULMASI ŞART" "Metan drenajının acilen kanuni ve zorunlu hale getirilmesinde fayda var" diyen Alaboyun, kazanın meydana gelmesinde etkili olan metan gazı yanmasını işaret etti. 13 Mayıs'ın unutulmaması için Türkiye Kömür Madenciliği Günü olmasını önerdiklerinin altını çizen Alaboyun, Soma ile ilgili bir film çekilmesi önerisinde de bulundu. "SORUMLU KİM?" Bir gazetecinin "Sorumlu kim?" sorusuna cevap veren Alaboyun, "Bizim amacımız birisini suçlamak ve savunmak değil. Biz anayasanın bize verdiği yetki çerçevesinde bir araştırma komisyonu olarak ortaya çıktık. Buradaki boşlukların mutlaka ele alınıp incelenmesi lazım, bir daha olmaması lazım. Raporumuzda işletmenin bazı eksiklerini de yazdık. Kişileri suçlayacak boyutta değiliz. Sorumlu aramak için kurulmuş bir komisyon değiliz. Savcılık bu raporu okursa buradan soracağı çok şeyler çıkacaktır. Biz burada bir daha böyle bir kaza olmaması için bir tespitte bulunduk. C panosunda bu kaza olmasıydı yukarıda M panosunda olacaktı bu kaza. Bu tespit çok önemliydi" dedi. "KİMSE HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMAYACAĞIZ" Alaboyun, Komisyon olarak sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağı yönündeki soruya ise, "Kimse hakkında suç duyurusunda bulunmak gibi bir durumumuz yok ama ferdi olarak milletvekillerimiz yapabilir, bunlar yasal haktır. Biz burada bulduğumuz veriler tamamen teknik veriler, soruşturmaya yönelik veriler olmadığı için soruşturma üslubundan kaçtık, biz bir tespit yaptık" cevabını verdi. "RAPORUMUZ İYİ İNCELENİRSE..." Soma'da meydana gelen olayın bir kaza mı yoksa tabiat olayı mı olduğu yönündeki soru üzerine "Bu tabiat bir kanunu değil, raporumuz iyi incelenirse bazı yerlerde ihmal olduğu ortaya çıkar" diyen Alaboyun, raporun iyi okunması gerektiğinin altını çizdi. Read the full article
0 notes
Text
Naz’ın Günlüğü
1 Mayıs 2018
Sevgili Günlük,
Bugün okulumuzun her yıl düzenlediği bir gezi olan Soma gezisindeki ikinci günümdü. Günümün çoğunluğu yoğun duygu değişimleriyle geçti. Güne arkadaşlarım Ceren ve Hazal ile kahvaltıya inerek başladım. Kahvaltıdan sonra hocalarımızın düzenlediği ve maden işçiliği konusunu ele alan bir aktivite yaptık. Bu aktiviteden sonra üç gruba ayrılıp otobüslere, minik çocuklarla birlikte eğlenceli zaman geçirmek amacıyla bindik. Benim girdiğim grup Avdan Ortaokulu ve İlkokulu’na gidecekti ve oradaki öğrenciler ile vakit geçirecekti. Bu ayrıldığımız gruplar içerisinde de bölünüp spor, sanat, deney, dans ve kodlama gibi atölyelere dağılacaktık. Fakat ben buraya gelmeden önce gezinin sorumlu öğretmenlerinden biri olan Lale hocaya fotoğrafçılık ile ilgilendiğimi ve gezide atölyelerin fotoğraflarını ve videolarını çekmek istediğimi söyledim ve Lale hoca bu isteğimi büyük bir zevkle onayladı. Otobüs yolculuğumuzun sonuna geldiğimizde çocukların bizi okulun önünde karşıladıklarını gördük ve çok heyecanlandık. Sonra herkes atölye çalışmalarına, ben ise fotoğraf ve video çekmeye başladım. Ardından dans atölyesine gittim ve orada birkaç video çekerken iki tane kızın pencereden yapılan dansları imrenerek seyrettiklerini fark ettim ve onların yanına gittim. Onların da aktivitelere katılmaları için ikna etmeye çalıştığımdan sonra kabul ettiler ve beraber oyunlar oynadık. Zaman çok çabuk geçmişti ve çocuklara veda etme vakti gelmişti. Tanışma fırsatı bulduğum bütün çocuklar ile vedalaştıktan sonra otobüse bindik. Çok mutluydum ve Avdan okulunda kaldığımız iki saat benim için hiç unutmayacağım bir deneyim oldu diyebilirim. Sonra ise planladığımız gibi maden ocağına gittik. Orada maden işçiliği ile ilgili bir sunum dinledikten sonra dışarı çıktık. Tesadüfen tam da yer üzerindeki işçilerin yer altına, yer altındakilerin ise yer yüzüne çıkacakları saate denk gelmiştik ve bu olayı izleme şansımız oldu. O anda kendimi gerçekten çok şanslı hissettim ve elimdekilerin değerinin bir kez daha farkına varmam gerektiğini anladım. Gözlemlediğim maden işçilerinin çalışma şartları çok zordu ve asla kendimi onların yerine koyamazdım, koymamalıydım çünkü yaşam standartlarımız çok farklıydı. İçimde bir hüzün duygusu ile tekrar otobüse bindim ve otobüs hareket etmeye başladıktan sonra biraz müzik dinledim. Ardından birkaçı yeri daha gezdikten sonra otele geldik ve biraz dinlendik. Akşam yemeği yedik ve sonra gün değerlendirmesi yapmak amacıyla otelin en alt katında bulunan salona indik. Herkes bugün yaşadığı olayları paylaştı ve salondaki çoğu insan gibi kendimi tutamayıp ağladım çünkü çocuklarla bugün tanışmamıza rağmen onlar sayesinde onları yıllardır tanıyormuşum gibi hissettim. Ardından günün en acı verici ve hüzünlü kısmına gelmiştik, 2014 yılında yaşanan Soma maden kazasında ölenlerin mezarına gidecektik. Otobüslere bindik ve yola koyulduk. İçimden hala ağlıyordum ve bu ağlayışın mezarlığa gezdikçe artacağını biliyordum. Ardından mezarlığa vardık ve Elvan hocanın liderliğinde yürümeye başladık. Kazada hayatını kaybedenler için ayrılan tepeye vardığımızda çok kötü hissettim. Yaşamını yitirenlerin büyük bir kısmını genç kesimin oluşturduğunu görünce de ayrı bir hüzünlendim çünkü kim bilir daha ne hayalleri, ne istekleri, ne amaçları vardı. Ardından grubun toplandığını gördüm ve yanlarına gittim. Topluca dua ettikten ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledikten sonra otobüslere geri döndük ve otele doğru yol aldık. Otele vardığımızda arkadaşım Ceren gözlerimin kızarmış olduğunu söyledi ve odaya çıktık. Hepimiz çok yorulmuştuk ve biraz sohbet ettikten sonra uyumaya karar verdik. Soma 2018 gezisi şüphesiz ki hayatım boyunca unutamayacağım gezilerden biri olmuştu.
0 notes
Photo
#soma#SOMA#soma için dua#soma maden#somadakikardeşlerimizeyardımetallahım#kömür madeni#kömür#kömü işçisi#maden işçileri#dua etmek#sözler köşkü#nur mektebi#çay house#gençler konağı#hak yolcusu
13 notes
·
View notes
Photo
Allah göçenlere rahmet eylesin , kalanlara sabır versin İnşAllah...
#somadakikardeşlerimizeyardımetallahım#soma#SOMA#soma için dua#soma maden#rahmet#ALLAH VAR#müslümanlar#işçiler#işçi#işçiler için dua#maden#maden içisi#kömür#kömür madeni#sözler köşkü#hak yolcusu#nur mektebi#gençler konağı
27 notes
·
View notes