#sokakta yaşam
Explore tagged Tumblr posts
Text
AŞKIN VE ÖLÜMÜN KIYILARINDAN
#aşk şiiri#günün şiiri#tumblr şiir#şiir#şiirheryerde#şiirler#şiir alıntıları#siyah kadar yalniz#yalnızlık#ölümle yaşam arasında#aşkınveölümünkıyılarından#aşkın ve ölümün kıyılarından#love quotes#kitap kesitleri#kitap ve kahve#kitaplar#kitapkurdu#kitap#kitap alintisi#kitap alintilari#kitap alıntısı#şiirdefteri#şiirsokakta#aşk#benim dertler#şiir sokakta#karanlık#dertli
45 notes
·
View notes
Text
Yaşın ve saçımdaki ak telin pek bir önemi yok. Toprağın kimlik sorduğu nerede görülmüş ki önümüze setler çeksin. Tepemize melekler diksin. Ruhum çekildi kuytu köşesine. Can fezalarda bir yerde rehin şimdi. O günden sonra yaşımı dağlara taşlara sildirdim. Nedeni yüzyıllara sinmiş bir nedensiz zaman gibi. Tarihten silinmesi gereken bir hesaplaşma gibi. Beklenmeyen marjinal hatıraların eskiliği pas tutmuş yüzümde. Sürgün edilen bir coğrafyanın yüz karasıyım anla. Yaşsız ve yaşamsızım. Takvim yapraklarından, saatlerin akrep ve yelkovanlarından men edilmiş bir zamansızım artık..
Ξ.
"Buğulanmış Bir Coğrafyanın Yüz Karası"
#yazılarım#postlarım#edebiyat#şiir#postlarim#şiir sokakta#edebi yazılar#kendi kalemimden#kalemimden dökülenler#benim sözlerim#keşfettengelenlertakipetsin#keşfetteyiz#tumblr keşfet#keşfet#geceye not#geceyedair#uykusuz geceler#gece#ay ve gece#geceye bir söz bırak#oğuz atay#ümit yaşar oğuzcan#cemal süreya#edebi cümleler#3391kilometre#3391km#zaman#ölüm#yaşam#hayat
24 notes
·
View notes
Text
Kalbimi son zamanlar bir kış soğuğu kaplamış gibi hissediyorum.Özenle ektiğim,suyunu verdiğim,kurumuş yapraklarını aldığım çiçeğim solmuş gibi hissediyorum.Belkide çok güneşte kaldı,güneşe alıştığı için bir anda soldu.Hayat işte güzel şeylere fazla alışmamak gerek demekki.Bu gün tenini ısıtan,yüzünde güller açtıran güneş,yarın gözlerindeki ışığı söndürüp, tenini alev alev yaka biliyormuş.
#gece#geceyenot#geceye dair#geceyemuhtacbirisi#ay da benim gece de#gece kadar özgür#içimdeki karanlık#gece kadar karanlık#gecenin karanlığı#uykusuz geceler#gecelerintutkusu#çocukluğun soğuk geceleri#gecenin hüznü#şiir#şiir sokakta#şiir alıntıları#kitaplar#kitap alıntıları#alıntılarım#teselliyi birak sigara ver#sigaraverlabidal#yak bi sigara#umut bitti sigara ver#tükendim#güvensizlik#içimde ölen biri var#ölümle yaşam arasında#yaşarken ölmek#ölümün kıyısı#ölmüş hisler ve geriye kalan bir mezar
23 notes
·
View notes
Text
Yutkunup içime attıklarım içimede sığmıyor artık boğazım düğümleniyor nefesimi kesiyor artık
1 note
·
View note
Text
Öncelikle herkese selam. Bugün 2 konuya değinmek istiyorum. Biz kadınların yaşam hakkı var. Sokakta özgürce gezebilme, istediğimizi giyebilme, istediğimiz şekilde davranma hakkı var. Bu erkekleri ilgilendirmez. Bir kadın sokakta yürürken çantasındaki biber gazına dokunup rahatlıyor ya. Bunun ne anlama geldiğini anlayamazsınız! Bir kadının sokakta yürürken yaşadığı korkuyu ANLAYAMAZSINIZ! Nerede bu ülkede adalet? Nerede devlet? Hani can güvenliğimiz? YOK. Ve biz, artık korkarak değil, özgürce gezmek istiyoruz. Adalet sarayı değil, adalet istiyoruz. İkbal Uzuner'in, Ayşenur Halil'İn intikamını biz alacağız. Susmayacağız. Çünkü bugün susarsak yarın konuşamayacağız. Bir diğer değinmek istediğim konu uygulama yasakları.. Öncelikle Wattpad kapatıldı. Sebebi uygulama da uygunsuz kitaplar olması. Uygunsuz diziler de var, filmler de var. O kitaplarda yaşanan şeyleri zaten biliyoruz. Artı olarak uygulamada filtre vardı. Nasıl kitap okumak istediğini seçebiliyordun. Rahatsız olan bir insan zaten o kitapları okumaz. Wattpad; genç yazarların kendini keşfedebildiği, kitaplarını özgürce yayınlayabildiği, her yaştan insanın ise ücretsiz kitap okuyabileceği bir platform. Yasağın bence kalkması gerekir. Daha sonra İnstagram kapatıldı fakat 1 hafta içinde açıldı. Sonra Roblox.. Evet, oyunda yine bazı uygunsuz şeyler vardı. Fakat demem gibi istemiyor isen girmezsin. Uygulamayı yüklerken zaten ''Ebeveyn gözetimi önerilir!'' yazıyor. Ebeveynler nerede? Çocuğunuzun ne yaptığına, ne oynadığına neden bakmıyorsunuz? Burada hata ebeveynde. Roblox'un da açılması lazım.. Son olarak Discord. Yasaklanması zerre mantıklı değil. Uygulama 13 yaş üzeri kullanıma uygun. Ayrıca yine ''Ebeveyn gözetimi önerilir!'' yazıyor. Yalvarırım ebeveynler çocuklarınıza bakın. Kimlerle konuştuğuna, ne oynadığına, ne okuduğuna bakın. Ben yıllardır Discord kullanıcısıyım. Niye ben yaşamadım bu olayları? Çünkü 13 yaşımdan sonra kullandım. Çünkü kendime dikkat ettim. O şantaja uğrayan çocuk neden söylemedi ailesine? Korktu mu? Korktuysa hata ebeveynde. Çocuğunuza aşılayın bunu. Size her şeyi anlatsın. Kibarca sorun; ''Kimle konuşuyorsun? Ne okuyorsun? Ne oynuyorsun?''. Sorun bunu. Ama onu korkutmayın. Onlara küçük yaşta aşılayın bunu. Erkek çocuklarınıza kadınların cinsel oyuncak OLMADIĞINI, bizim KULLANILAMAYACIĞIMIZI, bize DEĞER VERMELERİ bizi KORUYUP KOLLAMALARI gerektiğini öğretin. Küçük yaşta yapın bunu. Bilsin, tacizin tecavüzün ne olduğunu bilsin. Bilsin ve anlatabilsin.
#kadına şiddet#kadın#kadınaveçocuğadokunma#kadınadokunma#kadına karşı şiddet#kadınakalkanellerkırılsın#kadın cinayetleri#wattpad#kitap#kitaplar#oyun#artists on tumblr#şiddet#ayşenur halil#adalet#ikbaluzuner#cinayet
61 notes
·
View notes
Text
Sanki bu ülkemizdeki tüm sorunlar birmiş herkez refah mutluluk içinde de Şimdi tutturmuşlar sokak hayvanlarının yeri sokaklar değil barınaklardır..bu hangi vicdan hangi akıl ile bağdaşabilir biri bana anlatsın..Allah canlıları yaratırken ben kuşları yaratıyorum ama uçmasınlar kafese koyun,ben kuzuları koyunları yaratıyorum ama otlaklarda gezmesinler ahırlara tıkın,ben kedileri köpekleri yaratıyorum ama sokaklarda dolaşmasınlar insanları rahatsız edip çok yer işgal ederler siz öldürünmü demiş hangi ayet hangi hadiste var bu..kainatta hiç kimse sahipsiz değildir sizin sahipsiz başıboş dediğiniz sokak hayvanlarının sahibi sizinde bizim de sahibimiz olan Allah’tır hiçbir canlının canını sahibi olandan başkası alamaz müslüman bir milletiz ya ondan söylüyorum bunları…Bir hadisi şerifte “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân'dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır." (Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16)
Hadis, merhametin ehemmiyetini anlatmak açısından çok önemlidir. Merhametli olanlar derken ifâdenin mutlak bırakılmış olması dikkat çekicidir. Yani "insanlara" veya "mü'minlere" veya "sâlihlere" veya "fakirlere" diye bir kayıt yoktur. Öyleyse bütün mahlûkâta karşı merhametli olmak söz konusudur. Yani yeryüzünde bulunan sâlih-fâcir bütün insanlara, ehlî-vahşî bütün hayvanlara karşı gösterilecek merhamet, Rahmân'ı yâni rahmetine nihayet olmayan Allah'ı memnun edecek bir davranıştır.
Burdan anlayacağımız üzere bu konunun tartışılması bile müslümanlıkla insanlıkla bağdaşabilirmi sahibi olan yaşasın sahibi yoksa ölsün o zaman sokakta kimsesiz olarak yaşayan bir çok insan var şimdi napalım onlarıdamı uyutalım onların içinde de insana zararı olan saldıran öldüren katil olan hırsız olan sapık olan var..hatta barındığı bir çatısı sahip olduğu bir ailesi olupta bunları yapanda var ya bu ülkede sapıklar,seri katiller,tecavüzcüler ,gaspçılar aklınıza ne kadar suç gelirse işleyenlerin canı alınmıyor da konu hayvanlara gelincemi cezaları öldürülmek oluyor yaşam alanımı bıraktık onlara da siz yaşam alanının dışına çıktınız diye hesap soruyoruz ..devlet öldürmez devleti bırak müslüman öldürmez yaşatır… canın yaşama hakkının insan yada hayvan diye bir ayrımı olamaz..bu hayvanlar sokakta biçare aç perişan yaşıyorsa suç onların değil devletindir belediyelerindir..eğer devlet ve belediyeler bu hayvanları toplayıp her belediye bünyesinde barınmalarını iaşelerini sağlayıp yeterli miktarda barınak kuramıyorsa kendi suçlarıdır..Allah muhakkak ki görendir duyandır işitendir yerdeki karıncanın bile hakkını bizden soracak olan allah mutlaka böyle birşeye sebeb olanlarada o canlıların hakkını soracaktır… ben kendini sokak hayvanlarına adamış bir insanım lafta değil özde herşeyiyle bakımı tedavisi maması aklınıza gelen ne varsa.. sonuçta o hayvanlar üzerinde benim hakkım var ve ben hakkımı asla helal etmem mahşerde bile ..söyleyecek başka söz yok çünkü sözün bittiği yerdeyiz bunlar benim içimden geçen duygular kimse böyle düşünmek zorunda değil kimseyide bağlamaz. Şunuda unutmayın merhametliyim deyipte merhametin anlamını bilmeyenler merhamet insana yada hayvana acımak değildir acıtmamaktır!(Made in okan)
46 notes
·
View notes
Text
SelçukSportsᴴᴰ - SelçukSportsHD - SelçukSports Giriş
Canlı Maç Yayınları: Spor Tutkunlarının Yeni Adresi
Günümüz dünyasında spor, sadece bir rekabet ve eğlence aracı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı haline geldi. Millat evlerden stadyumlara, farklı coğrafyalarda heyecan dolu anları paylaşmak için yeni yollar arayan spor tutkunları için canlı maç yayınları, bu deneyimi zenginleştiren bir seçenek sunuyor. Bu yazıda, canlı maç yayınlarının ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve spor izleyicilerine sunduğu avantajları detaylı bir şekilde ele alacağız.
1. Canlı Maç Yayınlarının Tanımı
Canlı maç yayınları, spor karşılaşmalarının gerçek zamanlı olarak izleyicilere sunulmasıdır. Televizyon kanalları, internet platformları veya mobil uygulamalar aracılığıyla yapılan bu yayınlar, futbol, basketbol, tenis, voleybol ve daha pek çok spor dalında gerçekleşen maçların anlık olarak izlenmesini sağlar. Artık izleyiciler, evlerinin konforunda veya hareket halindeyken farklı spor organizasyonlarını takip edebiliyor.
2. Yayın Platformları ve Teknolojileri
Canlı maç yayınları, çeşitli platformlar üzerinden gerçekleşir:
Televizyon Yayınları: Geleneksel televizyon kanalları, büyük spor organizasyonlarının maçlarını yaygın olarak yayınlamaktadır. Örneğin, lig maçları, uluslararası turnuvalar ve özel müsabakalar, izleyicilere yüksek görüntü kalitesiyle aktarılır.
İnternet Platformları: YouTube, Twitch ve özel spor yayıncıları (beIN Sports, ESPN, DAZN vb.) gibi platformlar, canlı maç yayınları için oldukça popülerdir. Kullanıcılar, abonelik veya bazen ücretsiz içerik ile bu platformlardan faydalanabilir.
Mobil Uygulamalar: Birçok spor organizasyonu ve yayıncı, özel mobil uygulamalar geliştirmiştir. Bu uygulamalar, kullanıcıların maçları anında izlemelerine, istatistikleri takip etmelerine ve bildirimler alarak heyecanı kaçırmamalarına olanak tanır.
3. Canlı Yayınların Avantajları
a. Anlık Erişim: Canlı maç yayınları sayesinde, izleyiciler anlık olarak maçları takip edebilir. Maçın heyecanını, gol anlarını ve kritik pozisyonları kaçırmadan izlemek mümkündür.
b. İnteraktif Deneyim: Bazı platformlar, izleyicilere maç sırasında anketler, tahmin yarışmaları ve sohbet alanları sunar. Bu, izleyicilerin diğer sporseverlerle etkileşimde bulunmasına olanak sağlar.
c. Mobil İzleme İmkanı: Akıllı telefonlar ve tabletler aracılığıyla, izleyiciler maçları ister evde, ister sokakta, isterse de seyahat halindeyken rahatlıkla izleyebilir.
d. Arşivleme ve Yeniden İzleme: Bazı yayın sağlayıcıları, izleyicilere maçları kaydetme ve daha sonra izleme imkanı sunar. Bu özellikle, geç saatlerde başlayan veya izlenilmeyen maçlar için büyük bir avantajdır.
4. Gelecek Trendleri
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, canlı maç yayıncılığının geleceği de heyecan verici değişimlere sahne olacak. Gelişen VR (Sanal Gerçeklik) ve AR (Artırılmış Gerçeklik) teknolojileri, izleyicilere stadyumda maçı izliyormuş hissi verecek. Ayrıca, yapay zeka destekli analizlerle, izleyicilere maç sırasında anlık istatistikler ve oyuncu performansları sunulacak.
Sonuç
Canlı maç yayınları, spor tutkunlarına ulaşmanın yeni ve dinamik bir yolunu sunmaktadır. Hem profesyonel sportmenler hem de amatör sporcular için heyecan dolu anların yaşandığı bu yayınlar, sporun birleştirici gücünü dijital platformlar aracılığıyla dünyaya yaymaktadır. Gelecek, canlı yayınların daha da interaktif ve erişilebilir hale geleceği bir dönem olarak görünüyor. Spor severler, bu eşsiz deneyimin tadını çıkarmak için hazır olmalı!
10 notes
·
View notes
Text
Ben şeyden korkuyorum tamam güzel sesimizi duyurduk bi şekilde kadın cinayetleri adına ve caydırıcı bi yaptırım uygulanması kesinlikle gerekiyor (Keske caydırıcı olmak zorunda olmadan kendi iradeleri ile düzgün bireyler olabilmeyi başarabilseler) ama beni geren şey şu; eğer bi yasa getirilmeye çalışılırsa bunun gerçekten kadın cinayetleri üzerine değil de alkol ve sosyal medyaya kısıtlama veya yasak getirme üzerinden olması, zaten buna dair bi karşıtlıkları varken bu olaylar da onlar için bahane olacak. Neymiş alkol etkisindeymiş, madde kullanmış, rapçi dinliyormuş, tv’de izledikleri etkilemiş, Müslüman değilmiş, satanistmiş vs. bunların bi gerekçe olmadığını nasıl kanıtlayabiliriz biz bu devlete acaba ve tamamen saf kötülükten, saf iradeden kaynaklandığını nasıl daha kanıtlamak gerekiyor? O kadar çelişkili ve çarpık durum var ki bu ülkede yaşamak artık sadece bi işkence, sokakta kadın/erkek/çocuk fark etmeksizin şansa yaşıyoruz ve hiçbirimiz güvende değiliz. Bu temel sorunları çözmek yerine insanların günlük yaşam sıkıntılarından bi nebze olsun kaçabilmek için başvurduğu son ilgi alanlarını da ellerinden almaya çalışmaları kadını da geçtim toplum düşmanlığından başka bir şey değil. Kadın olarak zaten bi değerimiz yok bu toplumda. Ki bence, erkeklerin 5 yaşından itibaren toplatılıp ciddi anlamda toplum, cinsiyet, eşitlik, haklar üzerine katı bi eğitimden/rehabilitasyondan falan geçmeleri lazım bu ülke buna layık. En sekülerim, açık görüşlüyüm diye gezinen erkek bile en az bi defa bi kadına rahatsızlık vermiştir xd sorry not sorry. Olay kişinin kendini nasıl eğittiği ve nasıl biri olmak istediğiyle ilgili, erkek olmanın bu ülkede sağladığı rahatlık ve özgürlüğe dayanarak başkalarının hayatını suistimal etmekle ilgili değil. Ister rap yapmış ister alkol almış ister cinsellik içeren dizi izlenmiş ister şarkıda uyuşturucudan bahsedilmiş bunlara karışmak sadece şeriate giden yola zemin hazırlamaktır ve bu kadın cinayetlerinde bile bu gibi bahanelerle kendilerine pay biçmeye çalışan insanlar daha da canımı sıkıyor çünkü bu toplum ve devlet kökten yozlaşmış bi kere.
7 notes
·
View notes
Text
Bu dünyada kadın olmak zor ama bu ülkede kadın olmak çok daha zor. Normal faaliyetlerimizi yaparken bile birçok detayı düşünmemiz gerekiyor. "O saate dışarıda ne işi vardı?", "Sevgilisinin evine neden gitti?", "Ne giymişti?", "Nasıl davranmıştı?", "Görüştüğü kişilere dikkat etti mi?", "Oraya neden gitti?" Bu sorular bitmez. Hep sordular, daha da soracaklar ama biz farklı olup "Eve gidince haber ver" demeyi, "Eve vardın mı?" diye sormayı tercih edelim. Ataerkil düzeni memnun eden "Kadın, kadının düşmanıdır." sözünün aksine, "Kadın, kadına yurttur." diyelim. Bu düzensiz düzen değişsin istiyorum aslında. Toplu taşımaya binmek bu kadar korkunç bir şey olmaktan çıksın mesela. Sokakta yürürken yavaşlayan her arabadan tedirgin olmak da artık çok yorucu. Biraz arkada yürüyen kişi sırf erkek diye korkmak istemiyorum. Bunları konuşmak için düzenlenen eylemlerin dahi dönüş yolunda başıma bir şey gelir mi diye düşünmek de istemiyorum. Kulaklıkla şarkı dinlerken bile kendimi "an"a verememek özgür hissetmeme ket vuruyor ama sırf yaşamıma ket vurulmasın diye müziği kısmak, yanından biri yürüdüğünde tamamen kapatmak da ağır geliyor. Böyle yaşamak çok zor, takatim de kalmadı zaten. Buradan da sakın ölmek istediğim düşünülmesin, aksine yaşamayı çok seviyorum ben. Sadece artık bu hayata "yaşamak" diyemiyorum. Yine de yaşamayı seviyorum, ben hâlâ bir şeylerin değişebileceğine inanıyorum. Adına "yaşam" diyebileceğimiz düzenin inşa edileceğine inanıyorum. Eksilmeyeceğimiz, tedirgin hissetmeyeceğimiz, güvende olacağımız yarınlara inanıyorum.
7 notes
·
View notes
Text
O,
Sana olan bağlanışım öylesine güçlüydü ki, bir daha kimseye bu kadar derin hisler ile yaklaşabileceğimi sanmıyorum. Beni içine çektiğin karanlık girdaptan çıkmayı hiç denemedim; çünkü bu duygunun bir benzerini bulmak mümkün değildi. Hayatım seninle anlam kazandı, ama aynı zamanda seninle tükenmeye mahkum oldu. Her sokakta karşılaştığım donuk bakışlı insanlarda, senden bir iz bulmaya çalıştım. Senin geçtiğin her yerde, bıraktığın soğukluğu hissettim, sanki her nefesimde biraz daha sana yaklaştım. İçimde açtığın derin yaralarla yürümeyi sürdürdüm, ama senin olmadığın bir dünyanın ağırlığını taşımak her geçen gün zorlaşıyor. Seni unutmak mümkün mü, bilmiyorum, ama bu yaşam, seninle var olup sensiz bitecek gibi görünüyor.
13 notes
·
View notes
Text
Anlamsız zamanın içinden sesler geliyordu. Birileri masal anlatıyordu başucumda. Notlar, çaputlar falan iliştiriyorlardı yastığıma. Kulaktan kulağa fısıldaşmalar doldururdu odayı. Kör kuyuları andıran ağızları kapatmalar. Göz devşirmeler, eritti, donuklaştırdı herkesi ve beni. Yüreğim kabullenemiyordu. Yorgundu, usammıştı birazcık. Sil baştan anlatılan kelime kıyımlarımdan. Hep aynıdı yeknesaktı diller. Bir kelimenin katledişine sebep olan dudaklar. Bir Yusuf misali kuyuya atılan cümleler. Yakılan paragraflar gördüm yüzlerinde. Anlamıyordum onları. Aynı dili bilmeme rağmen konuşamıyordum. Onların gördüklerini göremiyordum. Duydukları gelmiyordu kulağıma. Hapsolmuştum. Nefes alamıyor, boğuluyordum. Herkes içinde, göz önündeydim. Görmüyor, duymuyor ve konuşamıyordum. Varsın olsundu. Ama çıkmıyordu aklımdan ölüm için yürüdüğüm yol...
Ξ.
'Dalına Çaput Bağladığım Hayat'
#yazılarım#postlarım#edebiyat#şiir#postlarim#şiir sokakta#edebi yazılar#kendi kalemimden#kalemimden dökülenler#benim sözlerim#geceye not#geceyedair#uykusuz geceler#ay ve gece#geceye bir söz bırak#oğuz atay#ümit yaşar oğuzcan#üzüntü#karamsar#korku#ölüm#yaşam#anlamlı yazılar#kendi yazılarım#postakutusundakisair#3391kilometre#3391km#keşfetteyiz#tumblr keşfet#keşfet
19 notes
·
View notes
Text
seninle ben birbirimizi unutsak dahi aslında hiç unutmayacağız. aramızda bir şey kalmasa bile hep bir şeyler kalacak. bir gün öldüğümde, bir yanım hep senin içinde yaşayacak. ama hiçbir sokakta karşılaşmayacağız. sen ve ben. birbirimizi hiç görmeyeceğiz. ya da uzat ellerini, dokun güneşe, yazın kışa soluşunu dindir. anla, bir ömre sığmaz seni sevmek anlat, sana kavuşamamanın kaç ölüm ettiğini onlara. seni ne kadar özlediğimi söyleme fırsatım olmadı hiç. akıp giden manasız sesler arasında sesini özledim. saçının kokusunu, saçına taktığım çiçeklerin kokusundan daha çok özledim. seni unutmadım, denemedim bile. ne bugün, ne yarın acıya ve yokluğuna alışmadım. seni saf bir güzellik için sevmedim, ruhunun ışıltısını, gözlerinin buğusunu, heyecanlanınca ve üzülünce titreyen sesini, o masum çocukluğunu sevdim. ölürken bile tutmak istediğim eller, senin ellerindi. ölüm ayırsaydı bizi, yaşam hatıraları saklayan bir aşina yüz olacaktı. hayat ayırdı. artık ölüm, içimizde duran, içinde durduğumuz bir manasızlık. artık bu manasızlık, yaşama sevincinden arınmış, üzerimizdeki bir donuk bakış. çocukluğundan başlayarak tuttum ellerinden. hayalini her gece göğsümde uyuttum. baban sana masal anlatmadı diye gecelere masumluğundan masallar ezberlettim fotoğraflarda saçlarını ellerimle taradığımı nereden bileceksin. nereden bileceksin ezgisini arayan aşığın uğultular içinde vurulup öldüğünü, hiç kavuşamayacak mıyız? yoksa birimizin öldüğünü diğerimiz bilmeden birer yangın halinde yanıp gidecek miyiz? ama şuramda bir sancı nefes aldıkça yaşamımı sızlatıyor. sesini, ellerini, yüzünü, ruhunu benden esirgeme. hafızam, seni yanımdaymışsın gibi anımsatmaya yetmiyor. belleğim bir şeyleri hep eksik bırakıyor. hatırladıklarım beni teskin etmiyor sevgilim, özlemimi arttırıyor. sana sarılmadan geçmez göğsümdeki ağrı. yüzünü ellerimin arasına almadan yaşadığımı anlayamam. özlem, bizden esirgenmiş bir yakınlığa varamamaktır. herkesin her şeyin sahibi olmak istediği şu dünyada, senin her şeyin olmak isterdim.. bağışla senin yanında yaşamak gibi bir hayatı ıskaladım. saçlarına takacağım çiçeklerin kokusunu özledim, kalbimdeki şiirlere bakışlarınla kanat olmanı, bilhassa seni özledim. bağışla, saçlarına örülen gül kokulu şiirler yaraşırdı sana.
16 notes
·
View notes
Text
Gençliğimin 21 yılını bunlarla tükettim. Kusura bakma genç kardeşim. Senin kararsızlığın ve üzerine yapılan yerli milli din algıları nedeniyle 4-5 milyona ev kredisi peşinde hayatımın kalan yıllarını geçirmek istemiyorum. Yüzbinlerce hatta milyonlarca liraya bir otomobil almak için ömrümü tüketmek de istemiyorum. Ben 15-20 bin kira ödemek istemiyorum. Ay sonunu düşünmek, binlerce liralık doğalgaz, elektrik, su faturası ödemek, ekmeğe 8-10 tl, patates soğana 30 tl, kıymaya 400 tl, peynire 300 tl vermek istemiyorum.
Bu kritik seçim evvelinde aklını karıştırmış olabilirler ama sen vicdanını dinle, yaşam koşullarını gözden geçir ve oyları bölme. Ya da onca şeye rağmen vereceksen lafı eveleme git iktidara ver. Ama bölme o seçim bu seçim değil çünkü...
Ben Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlayacağımız bu zamanlarda rejimin değişeceği, kadın haklarının hiçe sayılacağı, daha baskıcı ve din odaklı sistemin artacağı bir hayat istemiyorum.
Oy kullanırken market ve pazarlardan elini boş dönen insanların vebalini taşıyacaksın. İşsiz, evine ekmek götüremeyenlerin, denetimsizlik ve rant uğruna depremde ölenlerin, Suriye politikaları ve Işid'i başımıza musallat ettikleri için ölen binlerce gencimizin, bombalı saldırılarda bir hiç uğruna hayatını kaybedenlerin vebali de omuzlarında olacak. Her geçen sene artan kadın cinayetlerinin vebali de.
Milyonlarca mülteciyi ülkeye Avrupa'dan alacakları milyar eurolar için dolduranlar nedeniyle kendi ülkende mülteci durumuna düşürdüklerini unutma. Yarın öbür gün sokakta güvenlik endişesiyle gezemeyeceksin. Yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak ve onların geleceğini düşünmeden mutlu olmak senin hakkın. Senin ve bizlerin dünyayı gezmek, refah içinde yaşamak en tabi hakkımız.
Bu defa bu işi bitirebilir ve gelecek güzel günlere ortak olabiliriz.
O yüzden elini vicdanına koy ve geleceğin için oyunu kullan, oyları bölmeden gereğini yap. Beğenmedin mi,bir dahakine parlamenter sistemde değiştirme şansın olacak ya da bir daha hiç böyle bir şansın olmayacak...
Karar senin...
Kafan karışırsa Atatürk'ün dediklerini hatırla, o sana yol gösterecektir.
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur."
Önder Deniz Çavuşlar
#seçim#seçim 2023#mustafa kemal atatürk#edebiyat#alıntılar#kitap alıntıları#yazar#önder deniz çavuşlar
135 notes
·
View notes
Text
"Aileden hayr görmeyi engelleyen diğer bir meselemiz çevredir. İnsan olarak hepimiz kaşık tutmaktan bardakla su içmeye kadar her işimizi çevremize bakarak öğrendiğimiz gibi yaşam tarzımızı da ailemizden alırız. Elli haneli bir köyde akşam yediden sonra kimse sokağa çıkmaz, evine kapanırsa orada bir genç, bu kültürü delerek akşamını sokakta geçiremez. Fakat aynı çocuk şehre gelir, herkesin gece yarısına kadar sokakta dolaşıp eve ancak yatmak için geldiğini görürse bir hafta sonra o da aynısını yapar.
Bu bakımdan oturulan semt gayet önemlidir. Site kültürü birbiriyle karşılaşan insanların selamlaşmadığı, anne-baba hukukunun hiçe sayıldığı bir ortamı getiriyorsa orada bereketten nasıl söz edilebilsin? Hayat nasıl bütünse din de bütündür. Bu nedenle İslâm'a edilmiş en büyük hıyanetlerden biri, onu sadece bir köşesinden tutmaktır; sadece siyasetinden veya faizin haram olduğundan, Müslümanca yaşamak için nikâhlı evlilik yapmaktan... Halbuki sorunlarımızın hepsi iç içedir, hayatın her alanının olduğu gibi."
52 notes
·
View notes
Text
Soğuk bir aralık akşamı, aralığın son günlerinden. Hatrı kalmış bir anı gibi bir an aklına düşer tüm bu soğuklar. Geçmiş, esen rüzgar gibi peşini bırakmaz sanırsın en başta. Sonra bilemezsin, göremezsin ve kaybolursun. Kaybolmayı istememiştim. Kim isterdi ki zaten? Neyse işte. Soğuk aralık akşamları hep aynı hüznü canlandırır içimde. Sokakta soğukta donarak ölmüş bir çocuk gibi. Ah, ne acı yaşam denilen şey. Biliyorsun. Hep aynı hüznün kıvamını tutturmak zordur. Ne eksik ne fazla. Gözlerin dolsun lakin ağlama. Yaşa. Çokça yaşa. Pişman olmadan yaşa. Bak kısacık bir hayatın neresinden tutup da işte ben şurda yaşadım diyebilirsin ki yoksa? Neyse işte kış aylarını bilirsin hep. Öyle işte. İçinden gelmiyor belki insanın. Belki koca bir saçmalık deyip geçmek istiyorsun. Hayır. Kaçmamaya kaç kez yeminler ettin bu kez? Ayrıca biliyorsun. Ne istediğini yani. O zaman ne yapıyorsun? O zaman ne? Öyle, soğuk gecelerde hep aynı hikaye. Bıkmadın lakin yorgunsun biraz. Evet, evet. Başkangıç çizgisinde neyin yorgunluğu deme. Buraya gelmek için kaç mil yürüdün bilmiyorlar onlar. Unutma. Yorulmak kolay lakin devam etmeyi unutma. Hep aynı bahane sonuçta. Hep aynısından. Öyle işte. Şimdi yalnız çabala. Kaçmak kolay lakin istediğin bu olmadı asla.
2 notes
·
View notes
Text
Dünyanın sahibini hala sadece insanlar olarak gören insana zarar veren canlının en çok insan olduğunu algılamayan içinde merhamet olmayan kainatta sahipsiz tek bir canlı olduğunu algılayamayan bizimde sokakta yaşayan tüm canlılarında sahibinin allah olduğunu anlamamakta ısrar eden insan kedi köpek kuş yada başka bir canlı hiç farketmez yaşam hakkının kutsal olduğunu idrak edemeyen hayvanları uyutarak katletmenin müslümanlık diniyle bağdaşmayacağı hadislerle ve ayetler le anlatılmasına rağmen görmeyen kim varsa beni takipten çıksın lütfen benim sayfayı temizleyecek vaktim yok allah kalplerinize merhamet versin ve sizleri ıslah etsin üzülüyorum sizlere.!
15 notes
·
View notes