#sevgi ve uzay
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bir gece yarısı umut edersin sessizliğin ortasında bir tomurcuk çiçek açar sevgiyle yeşerir ilkbahar sabahında yağmurla üstüne yağan bir gözyaşı dilek lerle dolu kalpler iyi yıldızlar parıl parıl parlayan güzel galaksi takım yıldızlarıyla bir olur uyum içinde yaşar
2 notes
·
View notes
Text
Çok yakínda dünya disi varliklar tarafindan isgale maruz kalabiliriz
+insallah,evet
#kesfet#keşfet#alıntı#sevgi#kitap#kitap alintilari#uzaylı#uzay boşluğu#mecnuncinarr#mecnun1cinar#mecnun çınar#mecnunum leylamı gördüm#leyla ve mecnun#leyla mecnun#leyla#leyla ile mecnun#spotify#kitap sözü#kitaplar#diziedit#dizi izle#dizifilmreplikleri#diziler#dizi replikleri#dizi#türk dizileri
73 notes
·
View notes
Text
Sevgili Yedi Yaşım,
Yine kırgın geldim sana, sen hariç tüm dünyaya. 14 Haziran 2024, bu karanlık odada birine yalvardığım gün. Aslında ondan çok Tanrı’yaydı yakarışlarım, Tanrı’dan istedim beni bırakmamasını. Belki de O’ydu benim Tanrı’m… Bir kez daha yedi kat kazılmış mezarıma itildim, bir kez daha istenmedim. Bu hayatta hep tercih edilmeyen, istenmeyen ve sevilmeyen oldum. Ama o gün neden bu kadar kırdı bu beni? Çünkü tersine inandırılmıştım. İnanır mısın küçüğüm, ben gerçekten sevildiğimi sanmıştım. Sonunda evimi, ait olduğum o yeri bulduğumu sanmıştım. Güvendeyim sanmıştım. Oysa sadece sanrılarda yaşıyormuşum. O gün yanan canım, anneme söylemedim ama hiç böylesine bir acı görmemiştim. Yaşadığım hiçbir şey o gün ki gibi yakmamıştı kalbimi, hiç o kadar aciz olmamıştım.
O, uyuşturucu gibi. Önce uzak durmaya çalıştım, sonra en zayıf anımda onda mutluluğu buldum. Dünya bir başkaydı. Sonra yavaş yavaş alıştırdı kendine beni. Uzun bir süre sürekli O’na maruz kaldım. O varken renkler parlaktı, Dünya’nın çok üzerindeydim sanki. Uzay boşluğunda savrulan, her yıldıza dokunabilen ve O’nun kokusuyla nefes alırken yaşayan biriydim. Yaşamanın ne olduğunu, ilk defa gerçekten yaşadığımı hissettim ve bunu sevdim. Tam anlamıyla bağımlısı oldum. Tam bu sırada O da ulaşılması zor oldu, git gide adım adım uzaklaştı. Ben yoksunluk çekmeye başladım. Geri getirmek istedim, koşmak istedim. Ulaşamadım. Çırpındım, çırpındıkça battım. Yokluğu beni deli ettikçe, O bu deliliği görüp kaçtı. Şimdiyse mahvolmuş bir bağımlıya dönüştüm.
Uyuşturucu, kullanırken çok güzeldir küçüğüm. Öyle bir sarhoş ederki seni, hep o kadar güzel olsun istersin dünyayı. Ama o güzellik, seni yavaş yavaş öldürür. Sen yaşadığını zannederken, içten içe ölürsün. Önceden O’nun için hep savaşırdım küçüğüm, sevgi savaşmayı gerektirir derdim. Ama ben bu savaşta O benim yanımda sanıyorken, O başından beri karşımdaymış. Zamanla çok mutlu olacağız diye savaşırdım, ama o cuma günü beni öyle bir mezara attı ki… Cehennem ateşinde kavruluyorum, haberi yok.
Eskiden, bir kavgamızda bana yapılanları kaldıramayıp ayrılmak istemiştim. Bana, “Biz o kadar şeyi aştık, böyle bitemez. Bu şekilde bitemez.” demişti banyoda, ikimizde ıslaktık. O çimen yeşili gözlere baktım, beni kaybetmek istemediği son an olduğu içime doğmuştu. Sımsıkı sarıldım. O günden sonra her şeyin değişeceğini adım gibi bilmeme rağmen, O’nun kollarına sığındım. Güvendiğim adama inanmayı seçtim. Şimdiyse O adam, gitmek istiyor ama bana acıdığı veya kendime zarar vermemden korktuğu için gidemiyor. Oysa açık açık söyledi, beni mutsuz edeceğini.
Şimdi neden O’nunla kalıyorum peki? Bu kadar farkındalığa, bu kadar şeyi bilmeme rağmen neden O’ndan gidemiyorum? Bilmiyorum. Bir amacım yok, savaşmıyorum da artık. Karşımda dururken nasıl savaşabilirim ki? Nasıl O’nun canını yakabilirim ki?
İlk tanıştığımızda bana karanlığı sevdiğini söylemişti, ben de karanlığın ben olduğumu ve benim karanlığımı sevmeyeceğini söylemiştim. Bana karanlık olmadığımı aksine ışık saçtığımı söylemişti. Ben sadece O’na ışık saçıyordum, zamanla o ışık benim karanlığımı bile dağıtmaya başlamıştı. Ama sonra beni elleriyle karanlığıma itti. Bu defa o karanlığın sorumlusu olduğu için sevemedi o karanlığı. Ve şimdi ben o karanlıkta boğuluyorum. Azıcık kalan gücümle yine O’na ışık saçıyorum. Ama bu ışık o kadar cılız ki, ne ona yetiyor ne bana.
Artık tükendim yedi yaşım, bu sefer yine senin dizinde ağlamaya geldim. Çünkü O’nun o koca baldırlarında bana yer yok ama senin cılız dizlerin benim başımı koyabildiğim tek yer.
Ben anne rahmine düştüğü anda yalnızlıkla lanetlenmiş,
Masumiyetinin tutsağı olmuş bir ruhum.
Ben kandırılmış bir çocuğum,
Kalbinde olmayan kötü niyeti kimsenin kalbine konduramayan.
Ben istenmeyen bir çocuğuyum,
Koskoca dünyaya sığdırılamayan.
Ben sevilmeyen bir bebeğim,
Biraz hevesi alınıp ardından kenara atılmış.
Ben yük olarak görülen bir çocuğum,
Oysa herkesin yükünü taşıyan.
Ben asi bir çocuğum,
Bu hayatın iğrenç normlarını reddeden.
Ben sorunlu bir çocuğum,
Başkalarının hor kullanıp kırıp kenara attığı.
Ama ben en çok da babası tarafından ilk aşkı tadamamış,
O’nda gördüğü biraz sevgi kırıntısını aşk zannetmiş bir kız çocuğuyum.
Hoşçakal yedi yaşım, yüzsüzlüğümü de alıp gidiyorum bu gece. Sana uğrattığım hayal kırıklığını da yükleniyorum sırtıma, zira seni üzmenin bir manası yok küçüğüm. Ama söz verdiğim gibi, kaybetmiyorum masumiyetimi. Koruyorum. Doğrusunu bile bile o yalanlara inanıyorum, çünkü doğru olsunlar istiyorum.
Dolunay’ın ışığı kalbini ısıtsın küçüğüm, Güneş bizi yakar.
2 notes
·
View notes
Text
Bir haftadır canım istemediği için beklettiğim temizliği yarın 15 günlük sehir dışı seyahatine çıkıyorum diye bugüne kitledim, çünkü annelerimizden genlerimize işlemiş evi arkamızda toplu bırakmak. Buzlukta onemli günler için beklettiğim kurabiye hamuru ve nasılsa fırın çalışacak çeşit olsun diye kakolu keki pişiriverdim. Üç posta çamaşır yıkadım kurutma makinesi olmasa son günde nasıl yetişeceklerdi şükürler ettim. Kocam bey yolda aradı yemek? bu kısmı kem kümle atlattıktan sonra dolapta pişmeyi bekleyen uzay mekiğine benzeyen makarna güzellemesi yapıp onu da kurtardım. Neyse kapı çaldı, çocukları kapıya saldım, can hıraş mutfakta kalan son bulaşıkları hallediyordum. Çocuklar fısırdamaya başladı bişey oluyor ama neee. Eşim bey tüm kış boyunca beklediğim nergis çiçeğini getirmiş. Beklediğim şeyin hiç beklemediğim bir anda gelip beni bulması beni cok mutlu eder, etti, tüm yorgunluğum gülümseyen yüzümde eridi gitti sanki.. o sırada ahsen babasına diyor ki neden anneme çiçek aldın, seni seviyorum da diyebilirdin.. hopps bir dakika yavrum sevgi gösterilmek ister ve her doğru her yerde söylenmez sksksksk kaç gün bekledi annen..Çiçeğimi evde bırakmayacağıma göre yarın arabamız miss kokacak nergisle.
4 notes
·
View notes
Video
youtube
Adını Sen Koy - Müslüm Gürses ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kürdi Vah... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/EIrKMLa8z4U ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Adını Sen Koy - Müslüm Gürses ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Kürdi Vahde Arabesk) Söz: Gülten Çiçek Müzik: Sinan Özşeker Aranjör: Tarık Ağansoy ADINI SEN KOY (MÜSLÜM GÜRSES) Özlerim ben seni seninle bile Vuslat mı hasret mı adını sen koy Aşkınla yakıp da düşürdün dile Sevgi mi nefret mi adını sen koy İlk ve son aşkımdın gençlik çağımda Sevgi çiçeğimdin gönül bağımda Öyle yer etmiştin kalp otağımda Sıla mı gurbet mi adını sen koy Aşkın ateşi yakar kavurur Rüzgarım olursun aşkla savrulur Bağrın delersin bakınca durur Nazar mı hiddet mi adını sen koy Müslüm Gürses diskografisi Stüdyo albümleri Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1977 Müslüm Gürses 1 Çınçın Plak 1977 Müslüm Gürses 2 1978 Müslüm Gürses 3 1979 Müslüm Gürses 4 1979 Gazla Şoför 1979 Merhamet Dileme Benden 1979 Bağrıyanık Saner Plak 1980 Esrarlı Gözler Emre Plak 1981 Mutlu Ol Yeter Modern Plak 1982 Tanrı İstemezse Uzay Plak 1983 Anlatamadım Kale Plak 1983 Müzik Ziyafeti Akdeniz Plak 1984 Yaranamadım Elenor Müzik 1985 Güldür Yüzümü 1986 Sevda Yolu 1986 Küskünüm Bayar Müzik 1986 Yıkıla Yıkıla Elenor Müzik 1987 Gitme 1987 Talihsizler 1987 Dünden Bugüne Anılarımla Sarp Plak 1988 Aldatılanlar Özbir Müzik 1988 Dertler İnsanı Elenor Müzik 1988 Maziden Bir Demet Sedef Müzik 1988 Vefasız Alem Elenor Müzik 1989 Bir Fırtına Kopacak Akdeniz Plak 1989 Bir Kadeh Daha Ver Sarp Plak 1989 Mahsun Kul Elenor Müzik 1990 Müslüm Gürses Konseri Konser albümü 1990 Güle Güle Git Bayar Müzik 1990 Benim Kaderim / Arkadaş Kurbanıyım Uğur Plak 1990 Hüzünlü Günler Disco Plak 1990 Meyhaneci / Kırık Sazım Elenor Müzik 1991 Bir De Benden Dinleyin 1991 Sen Neredesin Ben Neredeyim Bayar Müzik 1991 Yüreğimden Vurdun Beni Sarp Plak 1991 Her Şey Yalan Elenor Müzik 1992 Müslümce'92 1992 Zalim (Bir Bilebilsen) Bayar Müzik 1993 Dağlarda Kar Olsaydım Elenor Müzik 1994 İnsaf / Kahire Resitali Uğur Plak 1994 Senden Vazgeçmem Elenor Müzik 1995 Bir Avuç Gözyaşı / Tövbe Etmek 1995 Benim Meselem 1996 Topraktan Bedene / İsyanım Var 1997 Nerelerdesin? 1997 Sultanım İdobay Müzik 1997 Usta / Ne Yazar Elenor Müzik 1998 Gönlünüze Taht Kuran Şarkılarla Müslüm Gürses Klasikleri 1999 Garipler 1999 Vay Canım Ulus Müzik 1999 Arkadaşım Elenor Müzik 2000 Zavallım 2000 Biz Babadan Böyle Gördük Ulus Müzik 2001 Müslüm'ce Türküler 2001 Elenor Müzik 2001 Dünya Yalan Universal Müzik 2001 Sadece (Türk Sanat Müziği) Elenor Müzik 2002 Paramparça Bayar Müzik 2002 Müslüm Baba ile Yolculuk Universal Müzik 2002 Açık Hava Konserleri 1 Konser albümü 2002 Açık Hava Konserleri 2 Konser albümü 2002 Açık Hava Konserleri 3 Konser albümü 2003 Kaçamam Ki Kaderimden / Yanlış Yaptın Özdemir Plak 2003 İkimizin Yerine Dirlik Müzik 2003 Yanarım Bayar Müzik 2004 Uyanma Zamanı / Kıyak Bitti Kadırga Müzik 2005 Bakma Sun Müzik 2005 Ayrılık Acı Bir Şey Görüntüevi Müzik 2006 Gönül Teknem / Sen Olmayınca Seyhan Müzik 2006 Aşk Tesadüfleri Sever Pasaj Müzik 2009 Sandık 2010 Yalan Dünya 2013 Veda - Ervah-ı Ezelde Kadırga Müzik 2014 Benden Bu Kadar / Son Şarkılarım 2017 Mahzendeki Şarkılar Elenor Müzik 2019 Mahzendeki Şarkılar 2 2020 Izdırap Yükümdür / Sahte Aşkına Elveda Topkapı Plak 2022 Mahzendeki Şarkılar 3 Elenor Müzik 2024 Tozlu Raflar 45'likler Gürses Ömür Plak'tan 4, Sarıkaya Plak'tan 2, Palandöken Plak'tan 13, Bestefon Plak'tan 4, Hülya Plak'tan 15, Çın Çın Plak'tan 2, Saner Plak'tan 1 olmak üzere hayatı boyunca toplam 41 adet 45'lik plak çıkarmıştır. Ölümünden 7 yıl sonra 2020 yılında ise Müslüm Gürses'in 1971 yılında Bestefon Plak firmasına okumuş olduğu ancak o dönemde piyasaya çıkarılmayan 45'lik plağı 49 yıl sonra dijital olarak yayımlanmıştır. Yıl Albüm adı Yapımcı Bilgiler 1968 Emmioğlu / Ovada Taşa Basma Ömür Plak Plak No 5 Duman Dumana / Aşk Olmaz Olsun Plak No 6 Aşkı Senden Öğrendim / Aylar Geçiyor Sensiz Plak No 9 Gözümde Yaşlar Dinmiyor / Altın Kafestir Benim Durağım Plak No 10 1969 Giyin Kuşan Selvi Boylum / Hayatımı Sen Mahvettin Sarıkaya Plak Plak No 5 Gitme Gel Gel / Haram Aşk Plak No 6 Sevda Yüklü Kervanlar (Gazelli) / Vurma Güzel Vurma Palandöken Plak Plak No 745 Gezdim Dolaştım Gurbet Elleri / Özür Diliyorum Senden Plak No 763 Rakı Şarap Farketmez / Bir Fincan Kahve Olsam Plak No 764 Söyle Doktor / O Yeşil Gözlerin Plak No 771 Sevgilim Perisin / Düştüm Senin Aşkına Plak No 772
0 notes
Text
Perfect Days
Filmin orijinal isminde geçen ‘komorebi’ kelimesi ‘ağaçların arasından sızan güneş ışığı’ demekmiş. Hirayama’nın da ağaçlarla özel bir bağı var, filmde de Hirayama’nın diğer rutinleri gibi ağaç da tekrarlanan bir motif. Kitapçıdan aldığı Aya Koda’nın Ağaç adlı kitabı kitapçı tarafından ‘daha fazla tanınmayı hak ediyor’ diye tanımlar. Aslında bütün ağaçlar daha fazla görülmeyi, sevgi ve saygıyı hak ediyor. İnsanlara birçok konuda taşıdıkları mesaj var, işaretler sunuyorlar ama insanlardan gördükleri karşılık genelde yok edici olabiliyor. Hirayama ağaçları her gün oturduğu bankın açısından siyah beyaz eski bir makineyle çekiyor, kimsenin fark edemediği, umursamadığı milimlik değişimleri gözlemlemeyi, canlı tutmayı amaçlıyor. Ya da parkta değişik hareketler eşliğinde dans eden evsiz bir adamın görülmeyen ritüellerine her zaman heyecanlı ve görünür bir bakış atıyor. Kısacası etrafındaki her şeye kısık da olsa bir güneş ışığı yollamayı ihmal etmiyor.
Perfect Days, muhtemelen Lou Reed’in Perfect Day şarkısına yaslanıyor. Minibüsün içinde bir sabah onu dinliyoruz. Koro nakarat kısmını ‘beni bekletiyorsun’ şeklinde tekrarlıyor ve bu tekrar Hirayama’nın hayata tutunma, dayanma, derine kökler salma ve güneş ışığına yaslanan gölgelerine fazlasıyla denk düşüyor ve bu adam hayatın küçük güzelliklerinin tadını çıkarmak için zaman ayırıyor, bekletiyor.
Hirayama görüşmediği kız kardeşiyle uzun zaman sonra karşılaştığında kız kardeşi ona gerçekten de tuvalet mi temizliyorsun diye soruyor. Sorunun cevabı çok net. Evet. Ama tuvaletlerin çok temiz ve fantastik olduğunu söylemeden geçmemek lazım. Hepsi bir parkın içerisinde aslında fazla mükemmellik sunuyor. Tuvaletler bütün gün kullanılmasına rağmen neredeyse tertemiz. Bazıları uzay gemisi gibi teknolojik, bazıları bir orman evi gibi… Bir diğeri ise onu kullanacak olan kadını neşelendirecek kadar fantastik. İçeri girdiğinizde bir anda içerisi görünmez oluyor, bu da düşündüğümüzde Hirayama’nın işine de kattığı özenin mükemmel yansıması olarak görülebilir.
Filmi bu derece anlamlı kılan şeylerden birisi de müzik kullanımı… Wenders 60 ve 70’li yılların rock ezgileriyle aynı döneme ait Japon folk şarkılarını buluşturuyor ve oradan Hirayama’nın duygularına doğru bir geçit açıyor ve çok etkilendiği Ozu’nun derinliğini kullanıyor. Manevi huzur ve saflığı neredeyse filmin her karesinde hiç rahatsız olmadan, aşırıya kaçıldığını düşünmeden hissediyoruz. Depresif olabilecek, öyle anılabilecek bir karakterden, etrafımızdaki gizli, saklı ve sade güzelliği çekip çıkarabilecek bir güç ve derin kök salma enerjisi yaratıyor…
0 notes
Text
‘Beni sev.Sev de anlama.Dokun hisset.Nolur sorgulama.Sakın ha sakın beni yargılama.Yapma!Değiştirmeye çalışma’
Yazılmış harika sözlerle başlıyorum yazı dizime. ‘Aşk incelik ister canım hoyrat olma. Beni böyle sev değiştirme boşver anlama. Bir güç savaşı değil bu kendi haline bırak. Galibi yoktur ki aşk bu. Unutma! ‘ diye de devam ediyor. Ne harika değil mi ? Dinledikçe aşık oluyorsun Melike Şahin’e.
Sevgi ve şevkat anlayışlarımızın denk olduğu insanlarla karşılaşmış olmak… sanırım büyük zenginlik. Sizi beklentilerinize denk şekilde sevmeleri. Hem de olağan seyrinde içlerinden geldiği gibi. Kimseye sevmeyi öğretemezsiniz. Öğrenmiş bir şekilde gelirler. Ve zamanları dolunca giderler. Sadece çok beden içinde kaybolmuş olmak biraz-birazdan daha çok-yorucu. Bu konuda ki eksiğim ‘hayır benim istediğim bu değil’ diyemiyor olmak. Diyebilseydim eğer anı yaşar anda hapsolmadan kanatlarımı açıp uçabilirdim.
İçimde kocaman bir sevgi var. Koooocccaaaamaaan. Ve bu kocaman sevgi ile boğuluyorum. Herkesi sevemezsin kızım. Herkes iyi değil. Herkesin içindeki iyiliği dışarıyı çıkarmakta benim görevim değil. İnsanların içindeki karanlığı görüp onlara kendi ışığımı bulaştırmak istiyorum. Keşke istemesem. Kafam hep uzay yine.
Bir de konfor alanımız var. Ben konfor alanımı buldum. Yeni keşfettim. Benim konfor alanım ‘mutlak güven’. Ve bir şeylere inanmaya ihtiyacım var. Birinin samimiyetine inanmaya,sevgisine inanmaya,korunmaya ihtiyacım var. Çok güçlü bir kadınım gerçekten. Herşeyi kendi başıma halledebiliyor olduğumu bilme özgüvenim beni çok kırılgan yapıyor. Bebek gibi sevilmek istiyorum. Bebek gibi olmak istiyorum. Bu yine benim mükemmel pembiş ponçik ütopyamda mümkün. Gerçek hayatta böyle olmaz bunlar sadece filmlerde olur. Herkes herkesi kullanmaya çok hevesli. Bedenen,ruhen,zihnen. Keşke ben de becerebilsem. Var mı bunun için bir muska?
Sonuç olarak o kadar kaybolmuşuz ki es kaza kendimize denk gelsek sokaklarda fark bile edemicez. Ve başlangıçlar…hayaller ve kırıklıklarıyla birleşince zihnim bir mezarlığa dönüyor. Umudum kırılıyor. Canım çok sıkılıyor. Birine sarıldığımda o emin olmak hissini geri alabilir miyim? Büyük beklentiler değil sarılmaya ihtiyacım var. Esenlikler dilerim.
0 notes
Link
Kovboy Bebop ekibi Netflix'te gösterinin iptaline tepki gösteriyor "Keşke ikinci sezon için planladığımız ...
0 notes
Text
İnanılmaz Bilimkurgu Filmleri: 10 Unutulmaz Film
Bilimkurgu filmleri, insanların hayal gücünü ve korkularını yansıtan büyüleyici bir film türüdür. Bu makale, bilimkurgu severler için en iyi 10 bilimkurgu filmi hakkında bilgi verecek.
Yıldız Savaşları (Star Wars)
George Lucas tarafından yaratılan ve 1977'de ilk kez gösterilen Yıldız Savaşları, şimdiye kadar yapılmış en popüler bilimkurgu filmlerinden biridir. Bu bölüm, galaksiyi kurtarmak için mücadele eden Jedi şövalyeleriyle dolu bu epik filmin detaylarına odaklanacak.
Matrix
Matrix, insanların gerçekte ne olduğunu sorgulayan, zekice kurgulanmış bir bilimkurgu filmidir. Film, insanların gerçekte neler olduğunu öğrenen Neo'nun mücadelesini anlatıyor.
Yıldızlar Arası (Interstellar)
Christopher Nolan'un yönettiği Yıldızlar Arası, insanların dünya dışındaki bir gezegeni keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Filmin derinlemesine konusu ve çarpıcı görsel efektleriyle bu film kesinlikle unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Uzay Yolu: İlk Temas (Star Trek: First Contact)
Uzay Yolu, bilimkurgu filmleri arasında en ünlü serilerden biridir. İlk Temas, Uzay Yolu serisindeki en başarılı filmlerden biridir ve insanların ilk temas kurdukları Borg adlı tehlikeli bir uzaylı türüyle mücadeleyi konu alıyor.
Geleceğe Dönüş (Back to the Future)
Geleceğe Dönüş, serüven dolu bir bilimkurgu filmidir. Film, Marty McFly'nın zaman makinesi ile geçmişe yolculuk etmesini ve ebeveynleriyle tanışmasını anlatıyor.
Terminator 2: Kıyamet Günü (Terminator 2: Judgment Day)
Terminator 2, öncülünün başarısını aşan, efsanevi bir bilimkurgu filmidir. Film, John Connor'ın koruyucusu olarak gönderilen Terminatör'ün hikayesini anlatıyor.
Yapay Zeka (Artificial Intelligence)
Yapay Zeka, Steven Spielberg tarafından yönetilen dokunaklı bir bilimkurgu filmidir. Film, bir çocuk robottan sevgi arayan gelecekteki bir dünyada geçiyor.
Avatar
James Cameron'un yönettiği Avatar, birçok açıdan çarpıcı olan inanılmaz bir bilimkurgu filmidir. Film, Pandora gezegeninde yaşayan Na'vi adlı bir türün hikayesini anlatıyor ve görsel efektleri ile sinematik deneyim sunuyor.
War of the Worlds
War of the Worlds, insanların Mars'tan gelen istilacı uzaylılara karşı savaştıkları bir bilimkurgu klasik filmidir. Film, insanlığın hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.
E.T. the Extra-Terrestrial
E.T., bir çocuk ve uzaylı arasındaki dokunaklı dostluğu anlatan klasik bir bilimkurgu filmidir. Steven Spielberg'in yönettiği bu film, aynı zamanda görsel efektleri ile de öne çıkıyor.
Sonu Olmayan Öykü (The NeverEnding Story)
Sonu Olmayan Öykü, fantastik ve bilimkurgunun harmanlandığı bir film olarak dikkat çekiyor. Fantastik dünyasında mücadele eden bir çocuğun hikayesini anlatan film, çarpıcı görsel efektleri ve unutulmaz karakterleri ile dikkat çekiyor. Bilimkurgu filmleri, insanlığın hayal gücünü ve korkularını yansıtan eşsiz bir film türüdür. Yukarıdaki 10 film, bu türün en iyi örneklerinden sadece birkaçıdır ve herkesin izlemesi gereken unutulmaz filmlerdir. Read the full article
0 notes
Text
Olum benim bu 8'ler birikerek sonsuzluğa ve ötesine gidiyor amk
#kesfet#keşfet#alıntı#sevgi#kitap#kitap alintilari#spotify#kitap sözü#kitaplar#kitapkurdu#sonsuzluğa ve ötesine#sonsuzluk#uzay#uzay boşluğu#sarıl#boşluk#bir boşluk ki asla bitneyecek#8
23 notes
·
View notes
Text
Bi dakka bi dkkk şimdi LGS veya YKS’ye hiç çalışmasak, onlara son bir gün kala shifting yapsak orda istediğimiz kadar özgür çalıssak??? Lannn ben diyim ben bu ülkede harcanıyorum abii.....
49 notes
·
View notes
Text
Kafamin içinde sürekli bir şarkı çalıyor.
"Gitsem nereye kadar
Kalsam neye yarar?"
#model#manga#mor ve ötesi#şiir#sözler#hayat#sigara#hayal#sevgi#alkol#türkçe rap#şair#aşk#uzay boşluğunda#postlarım#mutluluk
41 notes
·
View notes
Text
Yok artık nefret yok artık sevgi sadece uzay kadar sessizlik ve yıldızlar kadar ışık var.
#karanfilsblog
31 notes
·
View notes
Text
Belki de rasyonel teorilerle çok fazla vakit harcadık. Sonuçta sevgi bizim icat ettiğimiz bir şey değil. O güçlü ve gözlemlenebilir. Bir şey ifade etmeli.
-Sevginin anlamı var, evet. Sosyal ilişki, sosyal bağlanma, çocuk büyütme..
Ölmüş insanları seviyoruz. Bunun sosyal işlevi nedir?
-Ihm şey yok.
Belki daha derin bir anlamı var. Henüz anlayamadığımız bir şey olabilir. Belki bu mevcut bilinçle henüz algılayamadığımız daha yüksek boyuta ait bir olgu. Ben evrenin öteki ucuna 10 yıldır görmediğim birine gidiyorum ve o büyük bir ihtimalle ölmüştür! Sevgi bizler için uzay ve zaman boyutlarını aşabildiğini hissedebildiğimiz tek şey! Belki de henüz anlayamamamıza rağmen buna güvenmemiz gerekir!
Interstellar☄
16 notes
·
View notes
Text
8 Nisan 2022
"00.32"
Seni beklemekten bıktım. Seni sevmekten bıktım. YERİNE KİMSEYİ KOYAMAMAKTAN BIKTIM. Akşam olunca sıcak gözyaşlarımın yanaklarıma tebessüm etmesini yasaklamasından bıktım. Kokunu bilememekten bıktım. Haram diye sana dokunamamaktan bıktım. Nereye kadar sabır, sabır, sabır?.. Kafamı karıştırdın hep Şubat, Mart, Nisan demeden. Sen o şehirde ne zaman uyanıp ne zaman yatıyorsun ben nereden bileyim?.. Ağlıyor musun ya da gülüyor musun bizim üstümüze, ben nereden bileyim?.. Seviyorum seni diye gülmeni mi isteyeyim yoksa ayrılık acısına kapılıp beni özlemeni, istemeni, ağlamanı mı isteyeyim gülmen bize saygısızlıkmış gibi? Ben nereden bileyim bunları?..
Baban hala sana kötü davranıyor mu-ve biliyorum ki hiç değişmeyecek- senin, baban yüzünden hissizleşmiş ruhuna ne iyi geliyor, kim sarıyor yaralarını, intihar edecek misin yine? Biz miyiz birbirimizin diğer yarısı, ait miyiz birbirimize, ayrılık kaderin bir oyunu muydu, çok sürer mi daha kavuşmamız, söyle bana başka tenlere mi nasip oluyoruz, o zaman nedendir döktüğümüz bu yaşlar, nedendir göğsümde hissettiğim yaşanmışlıklar, şarkıların o günlerin izlerini bırakması ruhumda ve en önemlisi SEVGİN, o nerede? Kimle beraber? Dayanamıyorum. Bir barut gibi patladım ha patlayacağım. Sus, sus nereye kadar? Ben ağlayınca sen de orada, o şehirde, Bolu'nun herhangi bilemem neresinde eş zamanlı benle ağlıyor musun? Aklına düşüyor muyum mesela? Seni hissettiğimde şu kalbimde, eş zamanlı sen de hissediyor musun kalbinde? Devam ediyor muyum hala sende?.. Seviyorum hâlâ, gitmedim de bana. Eskisi gibi ne olursa olsun yanımda ol. Öyle yapmamış mıydın? Zor şeyler atlatıyordu ama onu bir gün olsun bırakmadım diyordun arkadaşıma. Seninle o kadar güzel anılarımız var ki... Bir kaç hatayla silemezsin tüm güzellikleri! Senin benim ikinci yaram olmaya ne hakkın var?! Umudum olup beni öldürmeye ne hakkın var Enes?! Yanımda ol yine. Yanında olayım yine. Bir akşam internetini açar açmaz benim mesajlarımla karşılaş, yine seni sorayım, nasıl olduğunu bileyim, sevgi dolu sözler söyleyelim, bir kaç saat konuşamayınca senin için yine endişeleneyim, senin de önemsenmek hoşuna gitsin, mutlu ol böylece, ailen olmak istiyorum tekrar, neden bağımızı kopartıyorsun? Sen hiç etin kemikten kopmasını bilir misin? O acının bu acıya denk geldiğini bilir misin? Yüreğimi harabeye çevirdiğini bilir misin Enes? Bir kez daha yetmez, binlerce kez 00.00 saatine birlikte denk gelelim, gecemiz gündüzümüz bir mesajımızla başlasın. Ses kayıtlarını başa sarayım ben yine. Bana şarkılar söylemeni isteyeyim. Tuğkan-Derya'yı söylemiştin, sıra Sen Benim'de. Hani bir gün'ler birikmeye başladı dediğimde bana, "Hayır, biz geleceğimizi çizmeye başladık" demiştin. Bir gün, bir gün diye diye ipleri inceltmişiz biz, yüreğinde bir yerlerde, aklının uçurumlarında mıyım? Hani ayrılırsak bile seni beklerim ki ben demiştim, hatırlıyor musun? Bundan mıdır gelmeyişin? Saçma sapan şeylerin bizi ayrımasına izin vermeyeceğim diyordun sen. O yuvamızı kuracağız, sen, ben, Ezgi, Uzay diyordun. Ama izin verdin?.. Alışamam ben diyen adam nereye gitti Enes? Alıştın mı hakikaten? O çıkarsa hayatımdan benim yaşama sebebim kalmaz diyen adamdan çıt çıkmıyor. Ben sen değilim sevdiğim. Senin gibi dayanıklı değilim. Daha önce terk edilmedim, aldatılmadım ya da sevgilim olmadı. Senden önce karşılıksız ve nedensiz seven bir yüreğim vardı, o da çok yara aldı, üst üste inen darbelere yüreğim uyuştu, artık hissetmiyordu. Sen beni ilk sevensin, ilk sevgilimsin, sevmeyi uzaklardan öğretensin. Bırak bu ilklerimde hatalarımı bana çok görme, senin gibi susturmadılar beni. Ben bilmem ki içime atıp unutmayı. Çıt kırıldımın tekiyim, birine anlatmadan çıldırırım. Ben küçük bir çocuk gibiyim, acımı paylaşarak atlattım, birileri yanımda oldular, belki de tüm bunlar şımarttı beni. Güçsüz, korkak, aptalın tekiyim. Senin gibi değilim... Beni niçin yalnız bırakıyorsun sen? Bak şu an tam da sıcak damlalar seyiriyor gözüm. Sımsıcaklar ama, tenimi yakıyorlar, bu nasıl acıdır?
Sen de ağlıyor musun?
Biz çok güzeldik kurban olduğum. Gülmelerine kurban olurum ama artık ne olur gel, dayanamıyorum...
Ya gel,
Allah'ım ya da al bu aşkı içimden...
3 notes
·
View notes