#septemvriana
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yaranın Miadı...
Yaranın kendisinin önemsenmediği bir zeminde, her gün başka bir kalıcı kırılma var edilir, bambaşka eşikler atlanır. Cürümler peyda olurken, sözün üstü çizilir. Sesini yitirmiş olana varabilmek adına yinelenen her şeyle o yaralar, sahiplenmiş olagelen tüm yaşanmışlıkları tekrar tekrar kanatmak söz konusu edilir. Yenilendiği bildirilen ülkenin ezberlerle yolunu kesiştirmek kesintisizdir çünkü. Haktan, hukuktan bahsederken kitabın ortasından belirgin bir yıkımı çağırmak söz konusu edilebilendir. Duraksamadan hürriyetten dem vurulurken, ifade özgürlüğünün gasbı aralıksız yinelenen bir mefhumdur. Anayasanın artık yamalarını tutamayacak kadar lime lime olduğu bir zeminde yeniden yazım sürecinin duyurusuna da sirayet eden bir biz dedik oldu / biz yaptık hükümlerinin altında imzalar döşenirken açıkta esas mesel, esas yara, esas keder konuşulmaya değer bulunmayandır. Kimdir ki zaten tüm o yaraların sahibi, muktedirin, avenesi olagelen yenilenmiş Türk kimliğinin gözünde sahi, sahiden kimdir ki sıradan insan onların gözünde.
Normların yıkıldığı, normatif mefhumunun çürütülmesinde bir zaman çizelgesi vardır. Bu sahnenin geleneksel kılınmış olagelen ötekisi / öteki addedilenin ta kendisine reva görüp, var ettiği, dayattığı her şey o yaraları yeniden yeniden imal eder. 1915 bir kırılmanın, bir tahakküm çetelesinin en keskin / sivri ögesi olarak varlığını korur. Medz Yeghern’in tam da paralelindeki Sayfo, 1915’in karanlığından güç bularak yinelenen 1919 Pontos, 1922’de nihai olarak Anadolu’nun çorak bir sahnenin esiri kılınmasındaki Rum kırımları, hepsi bir hepsi birden güncellenen bir tehdit / yıldırı ve ötekisinin yok edilmesinin evreleri bu bahsi örneklemeye yetecektir. Bütün bu yıkıcılık eksenli, tam da yıllar sonrası çıkagelen kimi matbuatta da göründüğü gibi kök kazımanın tezahürlerinde bir ülkenin yol ya da yönünün karanlıktan ötesine geçmediği aşikardır. Bunca zamanın suna geldiği her şey Türkiye sathının, kurulduğu günden bu yana cumhuriyet imgesinin de yaşamda tutunma yolunu tercih eden “gayrimüslimleri” yok saymaya, yeniden yok etmenin ucuna ve kıyısına taşımaya yılmadan devam ettiğini gösterir. Kimi yıkımlar vardır ki ne anlatma ihtimali vardır, ne de yaşamda o yıkıcılık güncesi sonrasındaki karanlığın tam olarak her neye benzediğini gösterebilecek bir ayna kelam. Asla unutulmayan, asla hatırlatılamayan, buna mecbur kılınan bir kırılmanın ta kendisi 6-7 Eylül 1955’te var edilir. O yaranın tam da devamlılığı, geçmişten bulunan yok etme cüretinin, bir kere daha deneyelim bahsinin her neye tekabül ettiği açıktan görünür kılınmıştır.
Cerahati, öteki addedileni önce küçük tefek tahribatlar, sonrasında Türklüğün yegane ve tek kimlik olduğuna dair propaganda, artık o geçmiş olan Osmanlı hükümlerinin imkansız kılındığının zikredildiği “modern” milliyetçilik anlayışları ve daha keskini de bugünlerde o yerli ve milli iktidarın da kullanışlı addettiği “propaganda” ile İstanbul ve çevresinde nüfusun en az yüzde onunun dahli olan bir pogrom var edilir. İstanbul’un Tatavla’sı, Makrohori’si, Pera ve Samatya’sından sessiz ve derinden İzmir’e, Diyarbakır’a, Mardin’e kadar uzanan bir çeperde azdan az kalanın bir kere daha köşeye kıstırılması var edilir. Hınç olmadık bir haber ekseninden türetilmiş, devlet kontrollü bir göz dağının her nasıl cinai bir meseleye, toplu cinnetin ta kendisine, tacize, tecavüze, yurttaşlık haklarının talanından, mal yağmasına birbirinin içine geçmiş olagelen bir kötülük sarmalına dönüştürülür. 1955’in 6-7 Eylül’ü bir kere daha ama son kez değil Rum, Ermeni, Yahudiler için bir sınamaya dönüştürülür. Kent çeperleri en çok da İstanbul’a dışarıdan akın ettirilenlerle, kolluğun müsamaha göstermesi neticesinde ortaya çıkan figüratif tam anlamıyla insan eliyle kotarılmış bir kristal gecenin tahayyülüdür. Birkaç zaman öncesinde Nazi Almanyasında uygun görülen kontrollü şiddetin ta kendisi memleket dahilinde var edilir. Bugün o ihtimalin kıyısında yaşamın halen rehin kılındığını bildiğimiz bir güncelliğin içerisindeyiz, altmış dokuz yıl sonrasında hala.
Yazar Foti Benlisoy, Bianet’ten Tuğçe Yılmaz’a 6-7 Eylül 1955’ün yıldönümünde bir mülakat verir. Bir kısmını buradan da aktaralım: “Göçmenlere karşı yaygınlaşan pogrom ve kolektif linç girişimleri ise Türkiye’de göçmen nüfusun sistematik baskı altındaki bir ucuz emek havuzu olarak değerlendirildiği bir başka sermaye birikim rejimi ve onunla bağlantılı “ırksal rejimin” devamı. Mesele sadece göçmen karşıtı saldırılarla, yani açık ırkçılık örnekleriyle de sınırlı değil. Bugün göçmenler, tıpkı mesela 1930’lu yıllardaki Rum ya da Ermeni toplumları gibi sistematik ve kurumsal bir denetim ve takibatın nesnesiler.
Nerede ve hangi koşullarda yaşayacakları, hangi işlerde istihdam edilebilecekleri, seyahat edip edemeyecekleri, hangi kamusal hizmetlerden nasıl yararlanacakları sürekli olarak onları “göçmen” olarak yeniden üreten idari ve hukuki pratiklerin konusu. Irkçılık sadece linç ve açık saldırı girişimleriyle değil, esas olarak bu gündelik ve “normal” idari ve hukuki pratiklerle yeniden üretilip doğallaştırılıyor. Dolayısıyla verdiğiniz örneklerle 6-7 Eylül, iki farklı tarihsel konjonktür ve “ırksal rejimle” bağlantılı olarak ele alınıp mukayese edilmeli. Aralarındaki paralellikler bu farklılıklar dikkate alınmadan tartışıldığında, ırkçılığın sistemik ve kurumsal boyutlarını es geçen, onu söylemsel ya da maddi saldırganlığa ya da ayrımcılığa indirgeyen bir tutuma yol açabilir.
Cumhuriyet Tarihi
Fazla uzatmadan biraz da bahsettiğiniz paralellikler konusuna değineyim. Çok sık düşülen bir hata, 6-7 Eylül’ü bir istisna, İstanbul’un “çok kültürlü” hayatını ortadan kaldıran bir kırılma noktası olarak düşünmek. Oysa aslında Cumhuriyet tarihi gayrimüslim topluluklara dönük gündelik, düşük yoğunluklu ve “sıradan” linç ve saldırıların da tarihidir. “Vatandaş Türkçe konuş” kampanyaları ya da “Türklüğü tahkir” davaları gayrimüslim toplulukları sürekli olarak taciz eden bir sistematik mobbing rejiminin varlığına işaret ediyor. Günümüzde benzer bir durumla göçmenler de karşı karşıya. Yani ırkçı saldırganlığı tartışmak için illa bir Altındağ ya da Kayseri vakasının yaşanmasına gerek yok. Geçtiğimiz günlerde Marmaray’da seyahat eden bir göçmen çocuğa yapılan ırkçı saldırıyı düşünün. Gayrimüslimlere dönük benzer “gündelik” saldırılar mesela 1930’lu yıllarda da ya da 1955 Eylül’üne giden aylarda da hayli yaygındır.”
6-7 Eylül pogromu, bu yaygın ve gündelik saldırıların kışkırtıp yeniden ürettiği hıncın zımni bir cezasızlık vaadiyle iktidarca örgütlenerek bir gecede yoğunlaştırılması olarak ele alınabilir. Göçmen karşıtı ırkçı saldırganlık ve linç vakalarında henüz o noktada değiliz. Göçmenleri hedef alan ırkçılığın şimdilik kısık ateşte tutulması, iktidar açısından çok daha avantajlı bir durum yaratıyor. Göçmenlere yönelen ırkçılığın belirli bir düzeyde kalması, göçmen emekçilerin disipline edilmesini sağlayan bir basınç sağlıyor, daha da önemlisi iktidarın müsebbibi olduğu iktisadi ve sosyal felaketlerin faturası göçmenlere kesilerek alttakilerin toplumsal öfkesinin daha da altta yer alan bir kesime yöneltilip depolitize edilmesi mümkün oluyor. Bu durum elbette değişebilir; ileride boyutları ve ölçeği itibariyle daha vahim saldırılarla karşılaşmamız pekâlâ mümkün. Türkiye’de yeni 6-7 Eylül’leri mümkün kılacak ırkçı hınç, ziyadesiyle mevcuttur.”
Gündelik yaşamın yaralarla donatılmasının, yara sahibi kılınanların aralıksız tüm ötekiler olarak ilan edildiği yerde, çok seslilik zaten sizlere ömür kılınmıştır. Bugünün yeni ülkesi nam sahnenin de geçmişinin kirli / kanlı / kötücül olagelen yüzeyleriyle barışık hatta tüm o sistem yürüsün de nasıl yürürse yürüsün diyerek göz yumduğu / birleştiği vakalar diğer halkları da kuşatan bir çevreleme, kuşatma ve terörün ta kendisine dönüştürülür. Devletler için kullanışlı addedilen yıldırma / yok etme / deneme ve bunların hepsinin çatısındaki o terör olgusunun yeniden imaliyle 6-7 Eylül 1955 yılmaksızın yeniden kimi zaman paldır küldür, kimi zaman sessiz sedasız yenilenir. Geleceğini dününden aldığı derslerden, artık gizlenemeyen bir karanlık elin var ettiği acıları tekrarlanmayacağını bildirerek geçmişin ta kendisinden medet umarak nasıl bir yön tayinine girişilebilir ki! Korkunun diri tutulup, herkesin bir ötekisine düşman kılındığı 1955’te tek bir gazete manşetinin, demokrat parti iktidarının galeyanının binlerce meskun mahalli yerle bir ettiği, hayatı derdest ettiği kimi insanların tecavüze uğrayıp, hakaretlere maruz bırakıldığı, varlığının mal varlığı değil de sadece tastamam insani varlığının hiçe sayıldığı, yağmalandığı bir karanlık yön gösterici olarak halen kullanışlı addediliyorsa o ülke nasıl ev kalabilir, Türk’ün ta kendisi için de.
Yaralar biriktirmeye devam ediyor bir menzil. Dün, Anna, Georgios, Anastacia, Hristos, Ğukas, Makruhi, Krikor, Vartuhi, Keğam, Cercis, Xatun, Erdem, Romina, Jak, Meline, Abit, Raquel ve nicesi için bir hayat tahayyülü bırakmayan akıl hayatı dar ettiği gibi ol 6-7 Eylül 1955’i var etti. Ardılı, Varlık Vergisi, Aşkale Sürgünleri, 20 Dolar 20 Kg Tehciri silsile halinde devam eden bir karanlığın inşası oldu. Topyekun toplumun sorumluluğuna, o yıkımlar var edilirken var edilen sessizliğe kayıtsız kalındı. Cürüm keskinleştirilirken su çürüdü. İnsan Hakları Derneğinin bu seneki basın açıklamasında da görüleceği üzere hedef gözetenlerin, hedefe saldırıyı kimlere ihale ettiğinin de nişanesi tam bir utancın sarmalını gözler önüne serer: “Speros Vryonis halk katılımı konusunda da titiz bir çalışma yapmış, İstanbul Emniyet Müdürü’nün Yassıada duruşmalarında verdiği 300.000 kişi bilgisini inandırıcı bulmamış, elindeki verilerle bu sayının 100.000 olduğunu belirtmiştir. Yani o günkü İstanbul nüfusunun onda biri. Şehrin bugünkü nüfusuna oranlarsak bu, iki milyona yakın kişi demektir. Bugün böyle bir yıkıcılığa iki milyona yakın kişinin bilfiil katıldığını düşünürsek, halk katılımının boyutlarını daha iyi görebiliriz.” Yaşatan bir yeri, ezen, yeren ve yutan bir karanlığın menzili kılma çabasında bugün o 6-7 Eylül 1955’ten ne kadar uzağa düşüyor bu memleket, düşünebiliyor mu? Yaranın kendisinin bilinmediği hiç önemsenmediği bir zeminde cürümler ardıl sıra peyda olurken, iki satır da olsa ne özeleştiri var edilebiliyor, ne tek satırlık, yalandan da olsa bir özür paylaşılıyor. Bu çürümüşlük içinde, altmış dokuz yıl ve onca sınamadan sonra halen diri bir soru kendisini avaz avaz sorduruyor, ne etti o insanlar size! Kendi halinde, yaşama tutunan, dün komşu olup bugün / bir anda mihrak / düşman kılınabilecek ne etmişlerdi size! Ne hakla hayatların sönümlenmesine, eksiltilmesine, yıkımına bunca sessiz kalınıyor, hala ve hala... sahiden...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Speros VRYONIS’in Külliyatından: The Mechanism of Catastrophe: The Turkish Pogrom of September 6 – 7, 1955, And The Destruction Of The Greek Community Of Istanbul
Meramda Paylaşılan Haberler
Benlisoy: "Türkiye’de Yeni 6-7 Eylül’leri Mümkün Kılacak Irkçı Hınç, Ziyadesiyle Mevcut" - Tuğçe Yılmaz - Bianet
https://bianet.org/haber/turkiyede-yeni-6-7-eylulleri-mumkun-kilacak-irkci-hinc-ziyadesiyle-mevcut-299363
6-7 Eylül 1955: Yalnızca Bir Devlet Operasyonu Mu? - İHD Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon - İnsan Hakları Derneği
https://www.ihd.org.tr/6-7-eylul-1955-yalnizca-bir-devlet-operasyonu-mu-2/
#Σεπτεμβριανά#Septemvriana#Meram#6-7 Eylül#1955#karanlık#söz hakkı#gayrimüslim#rum#ermeni#azınlıklar#çözümsüzlük#kördüğüm#sarmal#katran karanlığı#pogrom#kristal gece#yok etme#ırkçılık sarmalı#eşitlik#barışa ne oldu?#sulh#anadolu#insan101#tahakküm#kör karanlık#kötülüğün sınırı#linç#yıkım
0 notes
Text
Holidays 9.6
Holidays
Administrative Service Center Employee Day (Ukraine)
Armed Forces Day (São Tomé and Príncipe)
Aurora Asteroid Day
Barbie Doll Day
Battle of Lake Travis Anniversary Day
Bravehearts Day (Australia)
Colour Blind Awareness Day
Day of Sex (Brazil)
Defence Day (Pakistan)
Dia de Elkano (Basque, Spain)
Elcano Day (Basque, Spain)
Fight Procrastination Day
Flag Day (Bonaire)
Great Egg Toss Day
Harvesting Basket Day (French Republic)
I AM MDC Day (Florida)
Karma Puja (India)
Khurat (Elder Scrolls)
National Afro Puff Day
National Do It Day
National Little Black Dress Day (Australia)
National Read a Book Day
National Sabrina Day
National Writing Day
Newt Day
906 Day
Piggly Wiggly Day
Player Piano Day
Pregnancy and Infant Loss Remembrance Day
Prosthetics & Orthotics Day (UK)
Read A Book Day
Rettir (Sheep Round-Up; Iceland)
Septemvriana Anniversary Day
Somhlolo Day (Eswatini, f.k.a. Swaziland)
Stillbirth Remembrance Day
Supermarket Day
World Oral Sex Day
World Shorebirds Day
Younger Sister’s Day (Japan)
Food & Drink Celebrations
National Coffee Ice Cream Day
Independence & Related Days
Ichkeria (Chechen Republic of Ichkeria; 1991)
Eswatini, f.k.a. Swaziland (a.k.a. Somhlolo Day; from UK, 1968)
HSSR (Hot Lads Soviet Socialist Republic, f.k.a. Hugel; Declared; 2019) [unrecognized]
Unification Day (Bulgaria)
1st Friday in September
Art Break Day [1st Friday]
Bandcamp Friday [1st Friday]
Belgian Beer Weekend begins (Belgisch Bierweekend) [1st Friday thru Sunday]
Bring Your Manners To Work Day [1st Friday]
Casual Day (South Africa) [1st Friday]
Comfort Food Friday [Every Friday]
Dri-jerbal (Labor Day; Marshall Islands) [1st Friday]
Fast Food Friday [1st Friday of Each Month]
Five For Friday [Every Friday]
Flashback Friday [Every Friday]
Freaky Friday [1st Friday of Each Month]
Freddie Mercury’s Montreux Memorial Day begins [Weekend of 1st Friday]
Friday Finds [Every Friday]
Fry Day (Pastafarian; Fritism) [Every Friday]
Labor Day (Marshall Islands) [1st Friday]
National Chianti Day [1st Friday]
National Food Bank Day [1st Friday]
National Lazy Mom’s Day [1st Friday]
TGIF (Thank God It's Friday) [Every Friday]
Wear Teal Day [1st Friday]
Weekly Holidays beginning September 6 (1st Full Week of September)
Belgian Beer Weekend (Brussels, Belgium) [1st Weekend] (thru 9.8)
Popcorn Days (thru 9.8) [1st Weekend after Labor Day]
Festivals Beginning September 6, 2024
Annunciation Greek Food Festival (Kansas City, Missouri) [thru 9.8]
Apple & BBQ Festival (Silver Lake Sand Dunes, Michigan) [thru 9.7]
Arcola Broomcorn Festival (Arcola, Illinois) [thru 9.8]
Art And Apples Festival (Rochester, Michigan) [thru 9.8]
Atlantic Balloon Fiesta (Sussex, Canada) [thru 9.8]
Big Muddy Brew 'N Que (Winona, Minnesota) [thru 9.8]
Bluegrass & Chili Festival (Wagoner, Oklahoma) [thru 9.7]
Cascamorras (Baza, Spain)
Chile Pepper Festival (Bowers, Pennsylvania) [thru 9.7]
Clinton County Corn Festival (Wilmington, Ohio) [thru 9.8]
Darien Cornfest (Darien, Wisconsin) [thru 9.8]
Deep Creek Lake Art & Wine Festival (McHenry, Maryland) [thru 9.7]
Doc Holiday BBQ Championship (Griffin, Georgia) [thru 9.7]
El Paso Corn Festival (El Paso, Illinois) [thru 9.7]
Festival Western de Saint-Tite (Saint-Tite, Canada) [thru 9.15]
Festival of the Vine (Geneva, Illinois) [thru 9.8]
Great Reno Balloon Race (Reno, Nevada)
Hampton Beach Seafood Festival (Hampton Beach, New Hampshire) [thru 9.8]
Hells Canyon Mule Days (Enterprise, Oregon) [thru 9.8]
Huckleberry Festival (Bingen, Washington) [thru 9.8]
IFA Berlin (Berlin, Germany) [thru 9.15)
International Camel & Ostrich Races (Virginia City, Nevada) [thru 9.8]
Kansas State Fair (Hutchinson, Kansas) [thru 9.15]
Kazan International Film Festival “Altyn Minbar” (Kazan, Russia) [thru 9.11]
Kellogg Watermelon Festival (Kellogg, Minnesota) [thru 9.8]
Kutno Rose Festival (Kutno, Poland) [thru 9.8]
Litchfield Fair (Litchfield, Maine) [thru 9.8]
Lithopolis Honeyfest (Lithopolis, Ohio) [thru 9.7]
Mantua Potato Festival (Mantua, Ohio) [thru 9.8]
Meridian Czernowitz International Poetry Festival (Chernivtsi, Ukraine) [thru 9.8]
Nicholas County Potato Festival (Summersville, West Virginia) [thru 9.7]
North Carolina Hot Sauce Contest & Festival (Oxford, North Carolina) [thru 9.7]
North Carolina Mountain State Fair (Fletcher, North Carolina) [thru 6.15]
Northern Appalachian Folk Festival (Indiana, Pennsylvania) [thru 9.8]
Northern Gila County Fair (Payson Event Center, Arizona) [thru 9.8]
Norwalk Oyster Festival (Norwalk, Connecticut) [thru 9.8]
Onam Festival (Kerala, India) [thru 9.15]
Original Lobster Festival (Fountain Valley, California) [thru 9.8]
Posen Potato Festival (Posen, Michigan) [thru 9.8]
Ribs, Rods & Rock 'n Roll (Vermillion, South Dakota) [thru 9.7]
Saint Basil Greek Food Festival (Stockton, California) [thru 9.8]
Salt Lake Greek Festival (Salt Lake City, Utah) [thru 9.8]
São Paulo International Book Biennial (São Paulo, Brazil) [thru 9.15]
South Carolina Apple Festival (Westminster, South Carolina) [thru 9.7]
Taste of Chicago Grant Park (Chicago, Illinois) [thru 9.8]
Taste of Greektown (Chicago, Illinois) [thru 9.8]
Tulsa People’s Restaurant Week (Tulsa, Oklahoma) [thru 9.15]
Vredefeesten (Sint-Niklaas, Belgium) [thru 9.8]
Wine and Harvest Festival (Paw Paw, Michigan) [thru 9.8]
Wine Harvest Festival (Mikulov, Czech Republic) [thru 9.8]
Žatecká Dočesná (Žatec, Czech Republic) [thru 9.7]
Feast Days
Abbots Bromley Horn Dance (Starza Pagan Book of Days)
Begga of Cumbria (a.k.a. Bega or Bee; Christian; Saint)
Cesarean Section Day (Church of the SubGenius)
Chagnoald (Christian; Saint)
Diablo Sauce Day (Pastafarian)
Donatian, Laetus and Others (Christian; Martyrs)
Ear and Trumpet Contests for Mice (Shamanism)
Eleutherius (Christian; Saint)
Elizabeth Murray (Artology)
Faustus, Abibus and Dionysius of Alexandria (Christian; Saint)
Gondulphus of Metz (Christian; Saint)
Horatio Greenough (Artology)
Jessie Willcox Smith (Artology)
Kalli Kalde (Artology)
Krishna Janmashtami (Hinduism)
Macculindus, Bishop of Lusk (Christian; Saint)
Magnus of Füssen (Christian; Saint) [crops]
Media Aestas IV (Pagan)
Onesiphorus (Christian; Saint)
Pambo of Nitria (Christian; Saint)
Robert Persig (Writerism)
Roxanne (Muppetism)
Sacrifice to Hera Thelchinia (Ancient Greece)
Saussure (Positivist; Saint)
Sergio Aragonés (Artology)
Situa (Inca Blood Festival; Everyday Wicca)
Suibhne (Celtic Book of Days)
Teej Festival (Hinduism) [Nepal]
Tony DiTerlizzi (Artology)
Zechariah (Catholic Church; Hebrew prophet)
Lucky & Unlucky Days
Perilous Day (13th Century England) [25 of 32]
Taian (大安 Japan) [Lucky all day.]
Very Unlucky Day (Grafton’s Manual of 1565) [42 of 60]
Premieres
The Adventures of Spunky and Tadpole (Animated TV Series; 1958)
Alice Charms the Fish (Ub Iwerks Disney Cartoon; 1926)
Atlanta (TV Series; 2016)
A Bigger Bang, by The Rolling Stones (Album; 2005)
Candle in the Wind (Diana version), by Elton John (Song; 1997)
Circus Days (Terrytoons Cartoon; 1935)
Desperately Seeking Susan (Film; 1985)
Double Indemnity (Film; 1944)
Dream of Gerontius, by Edward Elgar (Orchestral Work; 1910)
The Electric Mouse (Mighty Mouse Cartoon; 1946)
Flying Fists (Ub Iwerks Flip the Frog Cartoon; 1930)
Go, Diego, Go! (Animated TV Series; 2005)
Hangin’ Tough, by New Kids on the Block (Album; 1988)
The Horse and His Boy, by C.S. Lewis (Novel; 1954) [The Chronicles of Narnia #5]
The House of the Rising Sun, recorded by Tom Ashley & Gwen Foster (Song; 1933) [Earliest known recording]
The Huckleberry Hound Show (Animated TV Series; 1958)
I’m a Slave 4 U, by Britney Spears (Song; 2001)
It: Chapter Two (Film; 2019)
Jersey Lightning, recorded by Luis Russell (Song; 1929)
Jessie and James (Terrytoons Cartoon; 1931)
Just a Little Heart Attack (Short Film; 2011)
La Clemenza di Tito, by Wolfgang Amadeus Mozart (Opera; 1791)
Lady Chatterly’s Lover (Film; 2015)
La Strada (Film; 1954)
Let Love Rule, by Lenny Kravitz (Album; 1989)
Linda Ronstadt: The Sound of My Voice (Documentary Film; 2019)
Looper (Film; 2012)
The Lucky Ducky (Terrytoons Cartoon; 1940)
Mucho Mouse (Tom & Jerry Cartoon; 1957)
Not Without Laughter, by Langston Hughes (Novel; 1930)
Officer Pooch (MGM Cartoon; 1941)
Our Vines Have Tender Grapes (Film; 1945)
Push-Button Kitty (Tom & Jerry Cartoon; 1952)
Regular Show (Animated TV Series; 2009)
The Rescuers, by Margery Sharp (Novel; 1959)
Scooby-Doo! Legend of the Phantosaur (WB Animated Film; 2011)
The Secret of Moonacre (Film; 2008)
Stranger Than Fiction, by Bad Religion (Album; 1994)
Superman: The Last Son of Krypton (WB Animated Film; 1996)
Weasel While You Work (WB MM Cartoon; 1958)
Zen and the Art of Motorcycle Maintenance, by Robert M. Pirsig (Novel; 1974)
Today’s Name Days
Beata, Bertram, Gundolf, Magnus (Austria)
Boris, Davor, Zaharija (Croatia)
Boleslav (Czech Republic)
Magnus (Denmark)
Aiki, Angela, Angelika, Ingel (Estonia)
Asko, Felix (Finland)
Bertrand, Eva (France)
Beate, Bertram, Gundolf, Magnus (Germany)
Evdoxios, Vivos (Greece)
Zakariás (Hungary)
Uberto (Italy)
Balva, Magnuss, Maigonis (Latvia)
Faustas, Tautenė, Vaištautas (Lithuania)
Siril, Siv, Sollaug (Norway)
Albin, Beata, Eugenia, Eugeniusz, Magnus, Michał, Uniewit, Zachariasz (Poland)
Alica (Slovakia)
Eleuterio, Zacarías (Spain)
Lilian, Lilly (Sweden)
Bartram, Bertram, Veda, Yahir (USA)
Today is Also…
Day of Year: Day 250 of 2024; 116 days remaining in the year
ISO: Day 5 of Week 36 of 2024
Celtic Tree Calendar: Muin (Vine) [Day 6 of 28]
Chinese: Month 8 (Guy-You), Day 4 (Guy-You)
Chinese Year of the: Dragon 4722 (until January 29, 2025) [Wu-Chen]
Hebrew: 3 Elul 5784
Islamic: 2 Rabi I 1446
J Cal: 10 Gold; Threesday [9 of 30]
Julian: 24 August 2024
Moon: 11%: Waxing Crescent
Positivist: 26 Gutenberg (9th Month) [Borda]
Runic Half Month: Rad (Motion) [Day 15 of 15]
Season: Summer (Day 79 of 94)
Week: 1st Full Week of September
Zodiac: Virgo (Day 16 of 32)
1 note
·
View note
Text
Holidays 9.6
Holidays
Administrative Service Center Employee Day (Ukraine)
Armed Forces Day (São Tomé and Príncipe)
Aurora Asteroid Day
Barbie Doll Day
Battle of Lake Travis Anniversary Day
Bravehearts Day (Australia)
Colour Blind Awareness Day
Day of Sex (Brazil)
Defence Day (Pakistan)
Dia de Elkano (Basque, Spain)
Elcano Day (Basque, Spain)
Fight Procrastination Day
Flag Day (Bonaire)
Great Egg Toss Day
Harvesting Basket Day (French Republic)
I AM MDC Day (Florida)
Karma Puja (India)
Khurat (Elder Scrolls)
National Afro Puff Day
National Do It Day
National Little Black Dress Day (Australia)
National Read a Book Day
National Sabrina Day
National Writing Day
Newt Day
906 Day
Piggly Wiggly Day
Player Piano Day
Pregnancy and Infant Loss Remembrance Day
Prosthetics & Orthotics Day (UK)
Read A Book Day
Rettir (Sheep Round-Up; Iceland)
Septemvriana Anniversary Day
Somhlolo Day (Eswatini, f.k.a. Swaziland)
Stillbirth Remembrance Day
Supermarket Day
World Oral Sex Day
World Shorebirds Day
Younger Sister’s Day (Japan)
Food & Drink Celebrations
National Coffee Ice Cream Day
Independence & Related Days
Ichkeria (Chechen Republic of Ichkeria; 1991)
Eswatini, f.k.a. Swaziland (a.k.a. Somhlolo Day; from UK, 1968)
HSSR (Hot Lads Soviet Socialist Republic, f.k.a. Hugel; Declared; 2019) [unrecognized]
Unification Day (Bulgaria)
1st Friday in September
Art Break Day [1st Friday]
Bandcamp Friday [1st Friday]
Belgian Beer Weekend begins (Belgisch Bierweekend) [1st Friday thru Sunday]
Bring Your Manners To Work Day [1st Friday]
Casual Day (South Africa) [1st Friday]
Comfort Food Friday [Every Friday]
Dri-jerbal (Labor Day; Marshall Islands) [1st Friday]
Fast Food Friday [1st Friday of Each Month]
Five For Friday [Every Friday]
Flashback Friday [Every Friday]
Freaky Friday [1st Friday of Each Month]
Freddie Mercury’s Montreux Memorial Day begins [Weekend of 1st Friday]
Friday Finds [Every Friday]
Fry Day (Pastafarian; Fritism) [Every Friday]
Labor Day (Marshall Islands) [1st Friday]
National Chianti Day [1st Friday]
National Food Bank Day [1st Friday]
National Lazy Mom’s Day [1st Friday]
TGIF (Thank God It's Friday) [Every Friday]
Wear Teal Day [1st Friday]
Weekly Holidays beginning September 6 (1st Full Week of September)
Belgian Beer Weekend (Brussels, Belgium) [1st Weekend] (thru 9.8)
Popcorn Days (thru 9.8) [1st Weekend after Labor Day]
Festivals Beginning September 6, 2024
Annunciation Greek Food Festival (Kansas City, Missouri) [thru 9.8]
Apple & BBQ Festival (Silver Lake Sand Dunes, Michigan) [thru 9.7]
Arcola Broomcorn Festival (Arcola, Illinois) [thru 9.8]
Art And Apples Festival (Rochester, Michigan) [thru 9.8]
Atlantic Balloon Fiesta (Sussex, Canada) [thru 9.8]
Big Muddy Brew 'N Que (Winona, Minnesota) [thru 9.8]
Bluegrass & Chili Festival (Wagoner, Oklahoma) [thru 9.7]
Cascamorras (Baza, Spain)
Chile Pepper Festival (Bowers, Pennsylvania) [thru 9.7]
Clinton County Corn Festival (Wilmington, Ohio) [thru 9.8]
Darien Cornfest (Darien, Wisconsin) [thru 9.8]
Deep Creek Lake Art & Wine Festival (McHenry, Maryland) [thru 9.7]
Doc Holiday BBQ Championship (Griffin, Georgia) [thru 9.7]
El Paso Corn Festival (El Paso, Illinois) [thru 9.7]
Festival Western de Saint-Tite (Saint-Tite, Canada) [thru 9.15]
Festival of the Vine (Geneva, Illinois) [thru 9.8]
Great Reno Balloon Race (Reno, Nevada)
Hampton Beach Seafood Festival (Hampton Beach, New Hampshire) [thru 9.8]
Hells Canyon Mule Days (Enterprise, Oregon) [thru 9.8]
Huckleberry Festival (Bingen, Washington) [thru 9.8]
IFA Berlin (Berlin, Germany) [thru 9.15)
International Camel & Ostrich Races (Virginia City, Nevada) [thru 9.8]
Kansas State Fair (Hutchinson, Kansas) [thru 9.15]
Kazan International Film Festival “Altyn Minbar” (Kazan, Russia) [thru 9.11]
Kellogg Watermelon Festival (Kellogg, Minnesota) [thru 9.8]
Kutno Rose Festival (Kutno, Poland) [thru 9.8]
Litchfield Fair (Litchfield, Maine) [thru 9.8]
Lithopolis Honeyfest (Lithopolis, Ohio) [thru 9.7]
Mantua Potato Festival (Mantua, Ohio) [thru 9.8]
Meridian Czernowitz International Poetry Festival (Chernivtsi, Ukraine) [thru 9.8]
Nicholas County Potato Festival (Summersville, West Virginia) [thru 9.7]
North Carolina Hot Sauce Contest & Festival (Oxford, North Carolina) [thru 9.7]
North Carolina Mountain State Fair (Fletcher, North Carolina) [thru 6.15]
Northern Appalachian Folk Festival (Indiana, Pennsylvania) [thru 9.8]
Northern Gila County Fair (Payson Event Center, Arizona) [thru 9.8]
Norwalk Oyster Festival (Norwalk, Connecticut) [thru 9.8]
Onam Festival (Kerala, India) [thru 9.15]
Original Lobster Festival (Fountain Valley, California) [thru 9.8]
Posen Potato Festival (Posen, Michigan) [thru 9.8]
Ribs, Rods & Rock 'n Roll (Vermillion, South Dakota) [thru 9.7]
Saint Basil Greek Food Festival (Stockton, California) [thru 9.8]
Salt Lake Greek Festival (Salt Lake City, Utah) [thru 9.8]
São Paulo International Book Biennial (São Paulo, Brazil) [thru 9.15]
South Carolina Apple Festival (Westminster, South Carolina) [thru 9.7]
Taste of Chicago Grant Park (Chicago, Illinois) [thru 9.8]
Taste of Greektown (Chicago, Illinois) [thru 9.8]
Tulsa People’s Restaurant Week (Tulsa, Oklahoma) [thru 9.15]
Vredefeesten (Sint-Niklaas, Belgium) [thru 9.8]
Wine and Harvest Festival (Paw Paw, Michigan) [thru 9.8]
Wine Harvest Festival (Mikulov, Czech Republic) [thru 9.8]
Žatecká Dočesná (Žatec, Czech Republic) [thru 9.7]
Feast Days
Abbots Bromley Horn Dance (Starza Pagan Book of Days)
Begga of Cumbria (a.k.a. Bega or Bee; Christian; Saint)
Cesarean Section Day (Church of the SubGenius)
Chagnoald (Christian; Saint)
Diablo Sauce Day (Pastafarian)
Donatian, Laetus and Others (Christian; Martyrs)
Ear and Trumpet Contests for Mice (Shamanism)
Eleutherius (Christian; Saint)
Elizabeth Murray (Artology)
Faustus, Abibus and Dionysius of Alexandria (Christian; Saint)
Gondulphus of Metz (Christian; Saint)
Horatio Greenough (Artology)
Jessie Willcox Smith (Artology)
Kalli Kalde (Artology)
Krishna Janmashtami (Hinduism)
Macculindus, Bishop of Lusk (Christian; Saint)
Magnus of Füssen (Christian; Saint) [crops]
Media Aestas IV (Pagan)
Onesiphorus (Christian; Saint)
Pambo of Nitria (Christian; Saint)
Robert Persig (Writerism)
Roxanne (Muppetism)
Sacrifice to Hera Thelchinia (Ancient Greece)
Saussure (Positivist; Saint)
Sergio Aragonés (Artology)
Situa (Inca Blood Festival; Everyday Wicca)
Suibhne (Celtic Book of Days)
Teej Festival (Hinduism) [Nepal]
Tony DiTerlizzi (Artology)
Zechariah (Catholic Church; Hebrew prophet)
Lucky & Unlucky Days
Perilous Day (13th Century England) [25 of 32]
Taian (大安 Japan) [Lucky all day.]
Very Unlucky Day (Grafton’s Manual of 1565) [42 of 60]
Premieres
The Adventures of Spunky and Tadpole (Animated TV Series; 1958)
Alice Charms the Fish (Ub Iwerks Disney Cartoon; 1926)
Atlanta (TV Series; 2016)
A Bigger Bang, by The Rolling Stones (Album; 2005)
Candle in the Wind (Diana version), by Elton John (Song; 1997)
Circus Days (Terrytoons Cartoon; 1935)
Desperately Seeking Susan (Film; 1985)
Double Indemnity (Film; 1944)
Dream of Gerontius, by Edward Elgar (Orchestral Work; 1910)
The Electric Mouse (Mighty Mouse Cartoon; 1946)
Flying Fists (Ub Iwerks Flip the Frog Cartoon; 1930)
Go, Diego, Go! (Animated TV Series; 2005)
Hangin’ Tough, by New Kids on the Block (Album; 1988)
The Horse and His Boy, by C.S. Lewis (Novel; 1954) [The Chronicles of Narnia #5]
The House of the Rising Sun, recorded by Tom Ashley & Gwen Foster (Song; 1933) [Earliest known recording]
The Huckleberry Hound Show (Animated TV Series; 1958)
I’m a Slave 4 U, by Britney Spears (Song; 2001)
It: Chapter Two (Film; 2019)
Jersey Lightning, recorded by Luis Russell (Song; 1929)
Jessie and James (Terrytoons Cartoon; 1931)
Just a Little Heart Attack (Short Film; 2011)
La Clemenza di Tito, by Wolfgang Amadeus Mozart (Opera; 1791)
Lady Chatterly’s Lover (Film; 2015)
La Strada (Film; 1954)
Let Love Rule, by Lenny Kravitz (Album; 1989)
Linda Ronstadt: The Sound of My Voice (Documentary Film; 2019)
Looper (Film; 2012)
The Lucky Ducky (Terrytoons Cartoon; 1940)
Mucho Mouse (Tom & Jerry Cartoon; 1957)
Not Without Laughter, by Langston Hughes (Novel; 1930)
Officer Pooch (MGM Cartoon; 1941)
Our Vines Have Tender Grapes (Film; 1945)
Push-Button Kitty (Tom & Jerry Cartoon; 1952)
Regular Show (Animated TV Series; 2009)
The Rescuers, by Margery Sharp (Novel; 1959)
Scooby-Doo! Legend of the Phantosaur (WB Animated Film; 2011)
The Secret of Moonacre (Film; 2008)
Stranger Than Fiction, by Bad Religion (Album; 1994)
Superman: The Last Son of Krypton (WB Animated Film; 1996)
Weasel While You Work (WB MM Cartoon; 1958)
Zen and the Art of Motorcycle Maintenance, by Robert M. Pirsig (Novel; 1974)
Today’s Name Days
Beata, Bertram, Gundolf, Magnus (Austria)
Boris, Davor, Zaharija (Croatia)
Boleslav (Czech Republic)
Magnus (Denmark)
Aiki, Angela, Angelika, Ingel (Estonia)
Asko, Felix (Finland)
Bertrand, Eva (France)
Beate, Bertram, Gundolf, Magnus (Germany)
Evdoxios, Vivos (Greece)
Zakariás (Hungary)
Uberto (Italy)
Balva, Magnuss, Maigonis (Latvia)
Faustas, Tautenė, Vaištautas (Lithuania)
Siril, Siv, Sollaug (Norway)
Albin, Beata, Eugenia, Eugeniusz, Magnus, Michał, Uniewit, Zachariasz (Poland)
Alica (Slovakia)
Eleuterio, Zacarías (Spain)
Lilian, Lilly (Sweden)
Bartram, Bertram, Veda, Yahir (USA)
Today is Also…
Day of Year: Day 250 of 2024; 116 days remaining in the year
ISO: Day 5 of Week 36 of 2024
Celtic Tree Calendar: Muin (Vine) [Day 6 of 28]
Chinese: Month 8 (Guy-You), Day 4 (Guy-You)
Chinese Year of the: Dragon 4722 (until January 29, 2025) [Wu-Chen]
Hebrew: 3 Elul 5784
Islamic: 2 Rabi I 1446
J Cal: 10 Gold; Threesday [9 of 30]
Julian: 24 August 2024
Moon: 11%: Waxing Crescent
Positivist: 26 Gutenberg (9th Month) [Borda]
Runic Half Month: Rad (Motion) [Day 15 of 15]
Season: Summer (Day 79 of 94)
Week: 1st Full Week of September
Zodiac: Virgo (Day 16 of 32)
0 notes
Link
The Istanbul riots, known in Greek as the "Events of September" (Septemvriana), and internationally usually referred to as the Istanbul pogrom, were orchestrated mob attacks against the city's ethnic minorities, primarily targeting the Greek and Armenian communities, on the night of 6-7 September 1955.
Istanbul (formerly Constantinople) used to be the capital of the Byzantine Empire until the Ottoman conquest of 1453. For centuries, there remained a flourishing Greek population in the city, which came to play a significant role in the social and economic life of the Ottoman Empire. Following the latter’s collapse, and the end of the Greco-Turkish War (1919-1922), a population exchange agreement was signed between Greece and Turkey, as part of the Lausanne Convention. However, due to the importance of the Ecumenical Patriarchate for the Orthodox Church, the Greek population of Istanbul was specifically exempted.
In the early 1950s, Greek-Turkish relations were rather amicable; this, however, started to change due to the Cyprus issue. On 6 September 1955, riots erupted, resulting in several thousands of properties being damaged and ransacked, including houses as well as large and small businesses, factories, churches and schools, two monasteries, and a synagogue. The vast majority of these belonged to ethnic Greeks, while others belonged to Armenians and Jews, but also Muslims.
51 notes
·
View notes
Quote
The Istanbul pogrom, also known as the Istanbul riots or September events (Greek: Σεπτεμβριανά Septemvriana, "Events of September"; Turkish: 6–7 Eylül Olayları, "Events of 6–7 September"), comprises organized mob attacks directed primarily at Istanbul's Greek minority on 6–7 September 1955.
1 note
·
View note
Note
Do you know anything about the Cappadocian Greeks?
Ya su, Anon! I will answer from what I know from school and from some help from the web because I have forgotten some details. I made sure not to skip important bits. I write Cappadocia as Kapadokia, excuse my simple and bored self 😂
The presence of Greeks in the area is old, before the Hellenistic years, but it was then that their communities grew. After the Christianization of the area the Greeks there became very devoted to the religion while respecting the ancient Greek spirit and philosophy. From Kapadokia we have our Three Hierarchs, very important Greeks! One of them, Vasilios the Great, is our "Santa Claus" and the sing carols about him the day before the New Year's Eve!
This area became very important for the Byzantine empire for defenses against the Arabs and many great warriors lived there. The medieval Byzantine epic of Digenis Akritas (Διγενής Ακρίτας) talks about such a great warrior. I found that the famous underground houses on the caverns of Kapadokia were built by Greeks to protect themselves from attacks.
During the 12th century the area was taken by the Turks. There was slaughter and war unfortunately. Many of those Greeks started speaking Greek and became Muslims to avoid persecution or get a good place in the Ottoman empire. Greeks thought back then that to become a Muslim made you lost your Greekness and many Greeks considered those people Turks just because they changed their religion. (Tbh I feel Greeks still have that attitude towards Greeks of Muslim faith).
Karamanlís was how a citizen of Kapadokia was called at the time and today is the name of a powerful family in Greece (probably showing descent from that place). Many other families probably have Karamanlís as a surname.
In the 18th century Kapadokians made a very positive name for themselves. They became known as educated and wealthy and traveled to the Constantinopole and other important cities. They had important jobs and with them they supported Kapadokia. In their homeland they kept a version of the ancient Greek, now called Kapadokian Greek, alive.
Unfortunately, with the Greek genocide starting in the beginning of the 20th century 400.000 of Kapadokians were slaughtered. Many of them were also exiled. Many were forced to travel and stay in Greece under the Treaty of Lausanne, after 1922. After the Septemvriana of 1955, another hostile operation of the Turks against the Greeks, much more Kapadokians left for the Greek mainland. Mostly for North Greece.
All those people made new towns and villages, giving them their old name but putting "New" in the front, like New Karvali (Νέα Καρβάλη).
There were many prominent Kapadokian people but I don't think that would interest you. (If you want something specific you can ask me though!)
A very beloved new saint, Old man Paisios, is Kapadokian. He died just a few years ago but people loved him so much that the Church declared him a saint already! There is a small church devoted to him near my house.
Katina, the main character from the book The Witches of Smyrna by Mara Meimaridi had a Kapadokian mother. The book was a sensation and there was even a show some years ago.
You can search "Έλληνες της Καππαδοκίας" ("Greeks of Cappadocia") on Google for old images of the people and maybe some traditional dresses and dances! If you need any translations of your findings, google translate does a descent job with Greek but you can also send me a DM.
Thanks for asking and byeee!
10 notes
·
View notes
Note
As recently as the 1950s and 1960s, Turkish authorities were beating up and forcing Greek citizens of Constantinople to abandon their houses, leaving their whole life behind them. Happened during 1919-1922 with the Genocide of Greek Pontiacs, happened again and again.
Google "Septemvriana" (events in September) and learn the atrocities Turkish authorities committed against Greeks and Armenians on the night of September 6th 1955.
hey just so you know op supports the ottoman conquest of constantinople :/
Oh fuck deleted I’m sorry :/ long live the Imperator may Rome root out the Saracen scourge
22K notes
·
View notes
Text
63 years ago in Istanbul....
63 years ago in Istanbul….
Istanbul pogrom – Wikipedia
The Istanbul pogrom, also known as the Istanbul riots or September events (Greek: Σεπτεμβριανά Septemvriana, “Events of September”; Turkish: 6–7 Eylül Olayları, “Events of September 6–7”), were organized mob attacks directed primarily at Istanbul‘s Greek minority on 6–7 September 1955. The riots were orchestrated by the Tactical Mobilisation Group, the seat of Operati…
View On WordPress
0 notes
Photo
#HagiaTriada #HagiaTriadaGreekOrthodoxChurch #Istanbul #Beyoğlu #AyaTriadaRumOrtodoksKilisesi #IerósNaósAgíasTriádos #KatipÇelebi #Meşeliksokak #TaksimSq #TaksimMeydani #Septemvriana #Septemvriana1955 #IstanbulPogrom1955 #IstanbulRiots1955 #SeptemberEvents1955 (en Hagia Triada Greek Orthodox Church, Istanbul)
#hagiatriadagreekorthodoxchurch#istanbul#septemvriana#beyoğlu#ayatriadarumortodokskilisesi#ierósna��sagíastri��dos#taksimsq#taksimmeydani#hagiatriada#septemberevents1955#istanbulriots1955#istanbulpogrom1955#septemvriana1955#katipçelebi#meşeliksokak
0 notes
Text
Binbir Yara
Binbir yaranın üstünde yükseliyor ülke. Dününden şimdisine ulaşan, şimdiden yarınlarına tam anlamıyla taşınmak istenen cerahat nüvesinin dolaylarında o yaralar birer ikişer onar, yüzer büyüyor. Bir kıymık tanesi kadar başlayanın bugün bütün benliği / ülkeyi sarmasını aralıksız seyretmeye mecbur kaldığımız bir yerden sesleniyoruz. 1894-6 Kilikya kırımının her nasıl 1915 Medz Yeghern / Aghet’ine yol verdiğini bugün az çok biliyoruz. O Ermeni halkına reva görülenlerin, yok etmenin, Sayfo ile Süryanilere, Küçük Anadolu Kırımı ile Pontos Rumlarına, Smyrna Felaketi ile Rumların kalanına, eylendiğini biliyoruz az ya da çok. Bütünüyle Osmanlıdan çıkışın Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun temellendirilip var edildiği odaktan, cumhuriyetin yüz yıllık tarihinde nelerin ilga edildiğini mahvının her nasıl şekillendirildiğini artık az çok seziyoruz değil mi? Binbir yaranın üstüne basa basa var edilmiş kötülük dolu hallerin o Kilikya yıkımından sonra kademe kademe ötekiler için cehennem pratiğine Varlık Vergisi, Aşkale Sürgünleri, 20 Dolar 20 Kg Tehciri gibi nicesi ile varılır. Deneyimlenen, uygun / reva görülen şey bir kere daha hayat pratiğinin aralıksız bir halde çalınmasıdır.
Binbir yara var edilirken söz naçar kalsın da nasıl olursa olsun diye hamleler birbiri ardıl sıra imal ediliyor. Bir memleketin yaşatan bir yer olmaktan alıkonulmasının güzergahına her gün yeni eklemeler yapılıyor. Cerahat öylesine kolayca, sıradan bir eylemmiş gibi tam ve eksiksiz çoğaltılıyor ki, yıkıntıların, berhava edilmiş olan hayat gailesinin, ilga edilmiş olagelen tecrübenin karşısında dur durak bilinmeden bir kötülük serencam eyliyor. Aleni bir biçimde kötülük istikamet eyleniyor. Nedir ki bunca tatsızlık hali değil mi diye soran eden olursa diye aralıksız yüceltilen kötülüğün kırıp döktüğü, nefretin ayrıştırdığı, lincin ve tehditlerin bitimsiz birer yaraya dönüştüğü bunların tümünün birlikte binbir yaraya en kestirmeden evrildiği ülke gerçekliği zaten her şeyi anlatacaktır. Ol takvim yapraklarında kendisine yer bulan, gel gelelim maarif takviminde görünmez addedilen, resmi olanların da pek çoğunda ismi dahi anılmayan yaraların günleri bütün bu anlatmak istediğimiz irin dolu karanlığı görünür kılar. Bir yeri, yurdu ev olmaktan çıkartan cerahatin meseli artık yalın, apaçık bir halde yaşatılan her gündedir. Gelmişi, geçmişi, dünü hepsini kapsayan bir şimdisi ve yarının ta kendisinde bu devinim, bunca açık nobran bir yıkımın tezgahta her gün var edildiği yerdir bu ülke, bir zamanların ülkesi!
Altmış sekiz yıl önce var edilmiş 6-7 Eylül (1955) bütünüyle bu ülkedeki o ev olma hali ve muhteviyatının topyekun imha edilmesine bariz bir kanıtı oluşturur. Modern Türkiye nam tahayyülün kökünün kurutulmasının da başlangıç noktası olduğunu bugün artık çok aleni bir biçimde söyleyebileceğimiz bir karanlık kalkışma, devlet, onun yancısı faşistler ve galeyana getirilmiş olagelen yurttaşlardan mülhem çetelerin varlıkları, kurgudan has gerçekliğe geçişleriyle binbir acıya bir ek var edilir. Yılmaz Murat Bilican’ın T24’te yayınlanmış makalesinden iliştirelim: “1955 yılına bakarsak, ülke gündemindeki en önemli madde Kıbrıs sorunudur. Grivas önderliğindeki EOKA, adada yaşayan İngiliz ve Türklere karşı terör saldırılarına başlamış, saldırılar kamuoyunda büyük bir öfkeye neden olmuştur. Bu sırada İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı konuyu görüşmek üzere Londra’da toplanacak üçlü bir konferansa davet etmiş, Konferans 29 Ağustos’ta başlamış ve Dış işleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu Türkiye’yi temsilen yerini almıştır. Basın ve siyasi çevreler tarafından çok önceden başlatılan, Rum vatandaşlarını ve Yunanistan’ı hedef alan kampanyalar yürütülmektedir. Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) kampanyalara katılan ve ön plana çıkan iki örgüttür. KTC başkanı Hikmet Bil, Hürriyet Gazetesi yazarı ve hükümetle yakın ilişkileri olan bir kişidir. Yönetim kurulu üyelerinin de hem basınla, hem hükümetle hem de Milli İstihbaratla ilişkileri bilinmektedir. "Türkiye Türklerindir" alt başlığıyla çıkan Hürriyet gazetesi, Yeni Sabah ve İzmir’de yayınlanan Gece Postası gazeteleri yoğun bir Fener Rum Patrikhanesi ve Yunanistan aleyhtarı yayın yürütmektedirler.
Zorlu’nun Londra’dan gönderdiği ve konferansta, Türk kamuoyunun güçlü sesinden söz ederek elini güçlendirmek istediğini belirten telgrafı Hikmet Bil’le paylaşan Menderes, aslında olaylar için adeta başlat komutu verir. 5 Eylül tarihli gazetelerde üç Rum casusun yakalandığı haberi çıkar aynı gün Taksim’de bir Rum genci dövülür, bazı Rum gazeteler yakılır ve “Kıbrıs Türktür” yazılı bir pankart Patrikhane’ye bırakılır. Ortam oldukça sıcaktır.
Beklenen Kıvılcım Selanik’ten Gelir
6 Eylül günü öğlen saatlerinde radyolar, Selanik’te Atatürk’ün evinin bombalandığını duyurdu. (Gerçekte bahçeye atılan küçük çaplı bir patlayıcı binanın iki camını kırmıştı sadece) Demokrat Parti ve Milli istihbaratla yakın ilişkide olan Istanbul Ekspres gazetesi, bu haberle normal tirajının çok üstünde baskı yapar. (Bunun için önceden kağıt stoğu yaptığı iddia edilmiştir)
Öğleden sonra ellerinde tek tip sopalarla harekete geçen gruplar Önce İstiklal’de gayrimüslimlere ait işyerlerini taşlamaya ve yağmalamaya başlarlar. Yağma kısa sürede, diğer semtlere de yayılır. Sonradan tanıkların anlattıkları, grup liderlerinin ellerinde listelerin olduğunu ve buna göre hareket ettiklerini, bazı ev ve işyerlerinin önceden tebeşirle işaretlendiğini, cana zarar vermemek üzere uyarıldıklarını gösterir. (Bu sayede az can kaybı, bol tecavüz olmuştur.) Benzer eylemler İzmir’de de başlar. 6 Eylül gecesi olaylar artık çığırından çıkmıştır yağma ve zorbalık akıl almaz boyutlara ulaşmış ve kontrol kaybedilmiştir.”
Celal Bayar Efendi’nin “galiba dozu kaçırdık” itirafına rağmen unutturulmak isten bir yıkım halidir, var edilmiş olagelen. Cürümlerle, cerahatle, kesintisiz bir nefretle ortada hiç ama hiçbir zaman var edilmemiş olagelen bir saldırı haberi sonrasında kent sınırları içerisinde yaşamaya çalışan Rumlar başta olmak üzere, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Kıptiler, Bulgar ve Rus Hristiyanlar, Yahudiler, İstanbul dışında azdan az kalmış olagelen yukarıdaki dinsel inanç sahiplerinin yanında Arap Hristiyanlar, her milletten Katolikler ve gözdağına en kolay teslim edilebilecek olagelen bir başka kesim Romanlar hedef kılınır. İstanbul’da Şişli, Nişantaşı, Feriköy, Pangaltı, Beyoğlu, Samatya, Bakırköy, Yeşilköy’de yer alan ev, iş yerlerine, kent çeperine serpiştirilmiş kilise, ayazma ve dinsel ünvanlar taşıyan kurumlara, eğitim kurumlarına ve mezarlıklara, kısacası aidiyetini buralı hiç ama hiçbir zaman saymadıklarına tehdidi, bir de pogromu var ederek, onunla hemhal olarak imal eder bu ülke! Rum tarihçilere göre en az 15 ölü, üç yüzün üstünde yaralı ( kimlikleri ortaya çıkmasın diye saklanmayı mecburen tercih eden binler), bilinen en az altmış kadına doğrudan tecavüz, şiddet ve ötesinde işkenceye varan taarruzlar var edilir. Dönem için büyük bir rakam olan birkaç yüz bin kişilik bir güruh eliyle aşağı yukarı dört binin üstünde ev, 73 kilise, 26 okul, 1 sinagog, 5 binin üstünde dükkan / iş yeri olan binaya saldırı gerçekleştirilir. Tümünü üst üste koyduğunuz vakit binbir yaranın her nasıl biçimlendirildiği de az çok ortaya çıkar. Nihayetinde Rum’a gözdağını var edebilmek için en olmayacak şeylerin peşinden koşulurken, sahiden de ipin ucu bile isteye kaçırılır. Bir kentin belleği, dokusu tahrif edilir. İçine sinmiş olan ezgisi cenaze marşına dönüştürülür, bir kakofoni dışında hiçbir şeyin duyulmadığı, zebani inlemesiyle hayat takas edilir. Çürümüşlük içine rehin edilmiş ülke gerçek kılınır. (Veriler Uluslararası literatürde 6-7 Eylül hakkındaki en kapsamlı kitabın yazarı olarak tanınan Speros Vryonis’in verdiği rakamlardır.) https://t.co/cJShN18lZa
Bir de bütün bu yıkımı halen sahiplenen, arka çıkanlar vardır: “Yapanların eline sağlık, aynısını tekrar yapıp diğer azınlıkları da ülkemizden kovmalıyız tek kurtuluş yolumuz budur.” diye yaza duracaklardır binbir biçimde. İçlerindeki irinle, sinkaflara tutunarak, kin kusup nefret saçarak bir utanç organizasyonu / yıkım daha sahiplenilir. Modern ülke tahayyülünü var ederken içindeki gayrimüslimin sadece “zararsız” olanlarıyla bağ kuran, ötekilerini “düşman” gören bir zihniyetin tezahürü her gün bambaşka açılardan sokaktadır o 6-7 Eylül 1955’in karanlığının izindedir. Tümüyle ülkenin yenilenmesi halini, nefretle, ırkçılıkla, sonsuz bir kinle birlikte kurgulayan aklın sunduğu / yönlendirdiği her düzlem bir başka cerahati birlikte getirir. 68 yıl sonra ülkenin her nerede durduğu, yıkım / kırım ve cinai faaliyetlere, linç girişimlerine nasıl da meylettiğinin utanç verici suretleri bütün o birkaç günde var edilmiş olanı da sahiplenen ülkeyi / yurttaş denilen yepyeni kastın halini açık eder. Korkunç değil mi, gerçekten utanç verici değil mi?
Bianet’ten Hikmet Adal’ın haberinden aktaralım: “bianet editörü Ruken Tuncel’in ailesine yönelik ırkçı taciz ve saldırıya ilişkin yeni bir gelişme yaşandı.
Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi, Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğünün olay günü, saldırgan M.Y. ve A.Y.’nin Tuncel ailesine yaklaşmasını engelleyen önleyici tedbir kararını kaldırdı.
Mahkeme, saldırının "komşuluk ilişkisinden kaynaklandığını" ileri sürerek 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun uygulanamayacağına hükmetti. Her cezai soruşturmanın 6284 sayılı yasa kapsamında değerlendirilemeyeceğine karar verdi.
Tuncel ailesinin avukatı Destina Yıldız mahkemenin kararını eleştirerek 6284 sayılı kanunun tam da bu ve benzer konular için var olduğunu söyledi.
Yıldız “Mahkeme ‘komşular arası ilişki’ demiş ama 6284 sayılı kanunun amacı ve kapsamına aykırı bir şekilde karar vermiş. Kanunun amaç ve kapsamı çok açık bu konuda. Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama ihtimali olan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler diyor. Şiddet söz konusu. Tehdit altında olan bir kadın söz konusu. Yasanın amacı zaten bunun önlenmesi. Kanunun uygulanabilmesi için şiddetin illa aile arasında olması gerekmiyor. Ama mahkeme buna rağmen ‘komşuculuk’ diyerek tedbir kararını kaldırmış. İtiraz edeceğiz” dedi.
Ruken Tuncel de “Emniyet aşamasında avukatımız Destina Yıldız 6284 sayılı kanun kapsamında önleyici tedbir kararı talep etti. Ancak mahkeme talebi komşuluk ilişkisi-kavgasına sığdırarak reddetti. Silahla tehdit var. Evde silah olduğu ifade ediliyor ama bunun için bir arama kararı dahi çıkarılmıyor. Üstüne tedbir kararı reddediliyor. Mahkemenin kararı aslında soruşturmanın ne şekilde yürütüleceğini gösteriyor. Var olan şey nefret saldırısı ama bu komşuluk kavgasıymış gibi gösterilmek isteniyor” diye konuştu.
Ne olmuştu?
bianet editörü Ruken Tuncel’in ailesi 10 Ağustos’ta İstanbul Beylikdüzü’ndeki evlerinde ırkçı tacize ve saldırıya uğradı. Tuncel saldırı sırasında evde değildi. Ancak kardeşi Sinem Tuncel darp, annesi ve teyzesi ise tehdit edildi.
Polisin aranması üzerine M.Y. “Polis size gelmez. Ben arayayım ki nasıl geliyor görün. Devlet benim, polis benim. Trabzonluyuz, sizi yakarız. Bu Aleviler, her ayak sizde. Uyuşturucu satmak sizde, eroin kullanmak sizde. Yürüyüşlere gidiyorsunuz, bu yürüyüşe gitmeye benzemez. Pompalım var benim, bir pompalıya bakarsınız. Şarjörü boşaltırım." dedi.
Bina sakinlerinin dışarıya çıkmasıyla da A.Y., Tuncel ailesine “Bunlar terörist" şeklinde, anne M.Y. de “Bunlar Ermeni, bunlar terörist” diye nefret söyleminde bulundu.
Geri dönen A.Y. bu sefer de Sinem Tuncel’in çenesine yumruk attı. M.Y. ise eline bir sopa alarak Sinem ve Ruken Tuncel’in teyzelerine vurmaya çalıştı. Sinem Tuncel araya girmesiyle darbe kendisine geldi ve yaralandı.
Aile daha sonra emniyete giderek ifade verdi ve M.Y. ile A.Y.’den şikayetçi oldu. Tuncel ailesi ayrıca bir başka komşuları E.Y.Y hakkında da ‘kışkırtma ve hedef göstermeden’ şikayette bulundu. Tuncel ailesi önleyici tedbir kararı çıkartarak M.Y. ve A.Y.’nin yanlarına yaklaşmasını yasaklattı.”
Bir gazetecinin başına getirilen saldırganlığın tamamlayıcı unsuru, ırkçı taciz olarak var edilir. Kanunlar önünde yurttaşın eşit olduğu zikredilirken, ol 6-7 Eylül’e her nasıl arka çıkılmaya devam olunduğunun da nişanelerinden birisidir sürgit paldır küldür sarf edilen cümleler. “Devlet benim, polis benim. Trabzonluyuz, sizi yakarız. Bu Aleviler, her ayak sizde. Uyuşturucu satmak sizde, eroin kullanmak sizde. Yürüyüşlere gidiyorsunuz, bu yürüyüşe gitmeye benzemez. Pompalım var benim, bir pompalıya bakarsınız. Şarjörü boşaltırım. Bunlar Ermeni, bunlar terörist” Böyle bir tahayyülle çıkagelen, nato kafa, nato mermer bir akıl tutulmasının karşısında sıradanın hayatının ehemmiyetini kim ne zaman fark edecektir ki sahiden? Yinelemelerle, bambaşka tanımlamalarla, sokakta her gün karşı karşıya kalınan, her gün başka bir yerde birimizden bir başka “ötekisini” hedefe koyan ve var edilmiş cüretin kötülüğü güncellenirken, cezasızlık zırhının sınırları da sonsuzluklara kadar ulaştırılan bir yerde hangi hakkaniyet, nasıl bir yüzleşme ihtimali söz konusu edilebilir ki? Tümüyle nobran, bir biçimde kötülükle soluk ala duran, içindeki kini, onca yıkımın sorumlusu addedebilecek bir öteki bulduğunda ona yükleyen şu herkesin sahibi olduğunu zanneden akıllarla tek bir iyi gün söz konusu edilebilir mi? Sahiden, nasıl!
Binbir yaranın üstünde yükseliyor ülke. Her anlamda şekillendirilmiş olagelen nefretin, her gün üstüne eklenmiş, boca edilmiş linçlerin kıyısında acıları biriktiriyor bir ülke. Bir tek yaraların çoğaltılmasına çaba sarf ediliyor. Dün Anastasia, Eleni, Anna’nın, dün Georges, Yanni, Stavri’nin başına getirilmiş onları bu deryadan çekip kopartmış olanın güncellenmesine devam olunuyor. Planlı programlı bir pogrom kalkışmasının ardılından yirmi dolar, yirmi kg yükle derdest etme halleri nasıl var edildiyse bir mübadele sarmalı Ermeni, Süryani, Kıpti, Arap Hristiyanlara var edildi, ediliyor. Şimdi o bilinmez, başa sanki hiç gelmez addedilen Alevi’ye, Kürd’e, Ezidi’ye, Arab’a binbir biçimde yeniden ve yeniden buluşturuluyor. Cerahatin menzili kılınan bir sahnede hayatın ederi, anlamı, tüm kapsamı derdest ediliyor. Ne hiddet tükeniyor, ne nerede hata yapılıyor buna kafa yorup, iki satır özeleştiri. Bir kuru özrün dahi çok görüldüğü bir zeminde yaşatılan her kırımdan, tahakküm hamlesinden sonra çıkagelen vatan, millet cümlelerinin de var edilen karanlığı örtbas etmek adına yinelendiği açıktır. Bir demokrasi pratiğinden uzaklaştıkça, hayatın bu sahnedeki duruşu / anlamı pejmürde bir kabalığa, eksiltmeye tabi tutuluyor. Bunca yıldır o yaşatan yerin, yok eden, tüketen bir cerahate evrimine dair itirazlar var ediliyor. Bugün şu raddede evi yok olmanın kıyısına taşımış bir zeminde dağ taş Türk’ün olsa ne yazar sahiden, her şeyi yitirdikten sonra? Tümüyle kötülüğün benliğine teslim olunduktan sonra her şey güllük gülistanlık dense ne yazar sahiden? Düşünüyor musunuz, kaybettiklerinizi, onca zamanda izi kalmasın denilenlerin bıraktığı izi, yarayı, bereyi... Sahiden oralarda mısınız, duyuyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Speros VRYONIS’in Külliyatından: The Mechanism of Catastrophe: The Turkish Pogrom of September 6 – 7, 1955, And The Destruction Of The Greek Community Of Istanbul
#σεπτεμβριανά#septemvriana#6-7 eylül#tahakküm#pogrom#linç#yok etme#gayrimüslim#hristiyan azınlık#rum#ermeni#süryani#kıpti#arap hristiyan#kötülük sarmalı#cerahat#ırkçılık#nobran#tahakkümün yıkımı#zorbalık#karanlık günce#yol nereye#tehdit mekanizması#devlet nedir?#azınlık hakları#eşitlik#sulh#barışa ne oldu#meram#şimdiye mektuplar
0 notes
Text
Holidays 9.6
Holidays
Amed Forces Day (São Tomé and Príncipe)
Barbie Doll Day
Battle of Lake Travis Anniversary Day
Bonaire Day
Colour Blind Awareness Day
Day of Sex (Brazil)
Defence Day (Pakistan)
Dia de Elkano (Basque, Spain)
Fight Procrastination Day
Flag Day (Bonaire)
Great Egg Toss Day
Harvesting Basket Day (French Republic)
I AM MDC Day (Florida)
Karma Puja (India)
Khurat (Elder Scrolls)
National Afro Puff Day
National Do It Day
National Little Black Dress Day (Australia)
National Read a Book Day
National Sabrina Day
National Writing Day
Piggly Wiggly Day
Player Piano Day
Pregnancy and Infant Loss Remembrance Day
Prosthetics & Orthotics Day (UK)
Read A Book Day
Rettir (Sheep Round-Up; Iceland)
Septemvriana Anniversary Day
Somhlolo Day (Eswatini, f.k.a. Swaziland)
Stillbirth Remembrance Day
Supermarket Day
Unification Day (Bulgaria)
World Oral Sex Day
World Shorebirds Day
Food & Drink Celebrations
National Coffee Ice Cream Day
Salami Day
1st Wednesday in September
Global Talent Acquisition Day [1st Wednesday]
Indigenous Literacy Day (Australia) [1st Wednesday]
Independence Days
Ichkeria (Chechen Republic of Ichkeria; 1991)
Eswatini, f.k.a. Swaziland (a.k.a. Somhlolo Day; from UK, 1968)
HSSR (Hot Lads Soviet Socialist Republic, f.k.a. Hugel; Declared; 2019) [unrecognized]
Feast Days
Begga of Cumbria (a.k.a. Bega or Bees; Christian; Saint)
Cesarean Section Day (Church of the SubGenius)
Chagnoald (Christian; Saint)
Diablo Sauce Day (Pastafarian)
Eleutherius (Christian; Saint)
Faustus, Abibus and Dionysius of Alexandria (Christian; Saint)
Gondulphus of Metz (Christian; Saint)
Horatio Greenough (Artology)
Krishna Janmashtami (Hinduism)
Macculindus, Bishop of Lusk (Christian; Saint)
Magnus of Füssen (Christian; Saint) [crops]
Media Aestas IV (Pagan)
Onesiphorus (Christian; Saint)
Pambo of Nitria (Christian; Saint)
Roxanne (Muppetism)
Sacrifice to Hera Thelchinia (Ancient Greece)
Saussure (Positivist; Saint)
Zechariah (Catholic Church; Hebrew prophet)
Lucky & Unlucky Days
Butsumetsu (仏滅 Japan) [Unlucky all day.]
Perilous Day (13th Century England) [25 of 32]
Very Unlucky Day (Grafton’s Manual of 1565) [42 of 60]
Premieres
The Adventures of Spunky and Tadpole (Animated TV Series; 1958)
Alice Charms the Fish (Disney Cartoon; 1926)
Atlanta (TV Series; 2016)
A Bigger Bang, by The Rolling Stones (Album; 2005)
Candle in the Wind (Diana version), by Elton John (Song; 1997)
Desperately Seeking Susan (Film; 1985)
Double Indemnity (Film; 1944)
Go, Diego, Go! (Animated TV Series; 2005)
Hangin’ Tough, by New Kids on the Block (Album; 1988)
The Horse and His Boy, by C.S. Lewis (Novel; 1954) [The Chronicles of Narnia #5]
The House of the Rising Sun, recorded by Tom Ashley & Gwen Foster (Song; 1933) [Earliest known recording]
The Huckleberry Hound Show (Animated TV Series; 1958)
I’m a Slave 4 U, by Britney Spears (Song; 2001)
It: Chapter Two (Film; 2019)
Just a Little Heart Attack (Short Film; 2011)
La Clemenza di Tito, by Wolfgang Amadeus Mozart (Opera; 1791)
Lady Chatterly’s Lover (Film; 2015)
La Strada (Film; 1954)
Let Love Rule, by Lenny Kravitz (Album; 1989)
Linda Ronstadt: The Sound of My Voice (Documentary Film; 2019)
Looper (Film; 2012)
Not Without Laughter, by Langston Hughes (Novel; 1930)
Our Vines Have Tender Grapes (Film; 1945)
Regular Show (Animated TV Series; 2009)
The Rescuers, by Margery Sharp (Novel; 1959)
Scooby-Doo! Legend of the Phantosaur (WB Animated Film; 2011)
The Secret of Moonacre (Film; 2008)
Stranger Than Fiction, by Bad Religion (Album; 1994)
Superman: The Last Son of Krypton (WB Animated Film; 1996)
Weasel While You Work (WB MM Cartoon; 1958)
Today’s Name Days
Beata, Bertram, Gundolf, Magnus (Austria)
Boris, Davor, Zaharija (Croatia)
Boleslav (Czech Republic)
Magnus (Denmark)
Aiki, Angela, Angelika, Ingel (Estonia)
Asko, Felix (Finland)
Bertrand, Eva (France)
Beate, Bertram, Gundolf, Magnus (Germany)
Evdoxios, Vivos (Greece)
Zakariás (Hungary)
Uberto (Italy)
Balva, Magnuss, Maigonis (Latvia)
Faustas, Tautenė, Vaištautas (Lithuania)
Siril, Siv, Sollaug (Norway)
Albin, Beata, Eugenia, Eugeniusz, Magnus, Michał, Uniewit, Zachariasz (Poland)
Alica (Slovakia)
Eleuterio, Zacarías (Spain)
Lilian, Lilly (Sweden)
Bartram, Bertram, Veda, Yahir (USA)
Today is Also…
Day of Year: Day 249 of 2024; 116 days remaining in the year
ISO: Day 3 of week 36 of 2023
Celtic Tree Calendar: Muin (Vine) [Day 2 of 28]
Chinese: Month 7 (Geng-Shen), Day 22 (Ding-Mao)
Chinese Year of the: Rabbit 4721 (until February 10, 2024)
Hebrew: 20 Elul 5783
Islamic: 20 Safar 1445
J Cal: 9 Aki; Twosday [9 of 30]
Julian: 24 August 2023
Moon: 50%: 3rd Quarter
Positivist: 25 Gutenberg (9th Month) [Saussure]
Runic Half Month: Rad (Motion) [Day 10 of 15]
Season: Summer (Day 77 of 94)
Zodiac: Virgo (Day 16 of 32)
1 note
·
View note
Text
Holidays 9.6
Holidays
Amed Forces Day (São Tomé and Príncipe)
Barbie Doll Day
Battle of Lake Travis Anniversary Day
Bonaire Day
Colour Blind Awareness Day
Day of Sex (Brazil)
Defence Day (Pakistan)
Dia de Elkano (Basque, Spain)
Fight Procrastination Day
Flag Day (Bonaire)
Great Egg Toss Day
Harvesting Basket Day (French Republic)
I AM MDC Day (Florida)
Karma Puja (India)
Khurat (Elder Scrolls)
National Afro Puff Day
National Do It Day
National Little Black Dress Day (Australia)
National Read a Book Day
National Sabrina Day
National Writing Day
Piggly Wiggly Day
Player Piano Day
Pregnancy and Infant Loss Remembrance Day
Prosthetics & Orthotics Day (UK)
Read A Book Day
Rettir (Sheep Round-Up; Iceland)
Septemvriana Anniversary Day
Somhlolo Day (Eswatini, f.k.a. Swaziland)
Stillbirth Remembrance Day
Supermarket Day
Unification Day (Bulgaria)
World Oral Sex Day
World Shorebirds Day
Food & Drink Celebrations
National Coffee Ice Cream Day
Salami Day
1st Wednesday in September
Global Talent Acquisition Day [1st Wednesday]
Indigenous Literacy Day (Australia) [1st Wednesday]
Independence Days
Ichkeria (Chechen Republic of Ichkeria; 1991)
Eswatini, f.k.a. Swaziland (a.k.a. Somhlolo Day; from UK, 1968)
HSSR (Hot Lads Soviet Socialist Republic, f.k.a. Hugel; Declared; 2019) [unrecognized]
Feast Days
Begga of Cumbria (a.k.a. Bega or Bees; Christian; Saint)
Cesarean Section Day (Church of the SubGenius)
Chagnoald (Christian; Saint)
Diablo Sauce Day (Pastafarian)
Eleutherius (Christian; Saint)
Faustus, Abibus and Dionysius of Alexandria (Christian; Saint)
Gondulphus of Metz (Christian; Saint)
Horatio Greenough (Artology)
Krishna Janmashtami (Hinduism)
Macculindus, Bishop of Lusk (Christian; Saint)
Magnus of Füssen (Christian; Saint) [crops]
Media Aestas IV (Pagan)
Onesiphorus (Christian; Saint)
Pambo of Nitria (Christian; Saint)
Roxanne (Muppetism)
Sacrifice to Hera Thelchinia (Ancient Greece)
Saussure (Positivist; Saint)
Zechariah (Catholic Church; Hebrew prophet)
Lucky & Unlucky Days
Butsumetsu (仏滅 Japan) [Unlucky all day.]
Perilous Day (13th Century England) [25 of 32]
Very Unlucky Day (Grafton’s Manual of 1565) [42 of 60]
Premieres
The Adventures of Spunky and Tadpole (Animated TV Series; 1958)
Alice Charms the Fish (Disney Cartoon; 1926)
Atlanta (TV Series; 2016)
A Bigger Bang, by The Rolling Stones (Album; 2005)
Candle in the Wind (Diana version), by Elton John (Song; 1997)
Desperately Seeking Susan (Film; 1985)
Double Indemnity (Film; 1944)
Go, Diego, Go! (Animated TV Series; 2005)
Hangin’ Tough, by New Kids on the Block (Album; 1988)
The Horse and His Boy, by C.S. Lewis (Novel; 1954) [The Chronicles of Narnia #5]
The House of the Rising Sun, recorded by Tom Ashley & Gwen Foster (Song; 1933) [Earliest known recording]
The Huckleberry Hound Show (Animated TV Series; 1958)
I’m a Slave 4 U, by Britney Spears (Song; 2001)
It: Chapter Two (Film; 2019)
Just a Little Heart Attack (Short Film; 2011)
La Clemenza di Tito, by Wolfgang Amadeus Mozart (Opera; 1791)
Lady Chatterly’s Lover (Film; 2015)
La Strada (Film; 1954)
Let Love Rule, by Lenny Kravitz (Album; 1989)
Linda Ronstadt: The Sound of My Voice (Documentary Film; 2019)
Looper (Film; 2012)
Not Without Laughter, by Langston Hughes (Novel; 1930)
Our Vines Have Tender Grapes (Film; 1945)
Regular Show (Animated TV Series; 2009)
The Rescuers, by Margery Sharp (Novel; 1959)
Scooby-Doo! Legend of the Phantosaur (WB Animated Film; 2011)
The Secret of Moonacre (Film; 2008)
Stranger Than Fiction, by Bad Religion (Album; 1994)
Superman: The Last Son of Krypton (WB Animated Film; 1996)
Weasel While You Work (WB MM Cartoon; 1958)
Today’s Name Days
Beata, Bertram, Gundolf, Magnus (Austria)
Boris, Davor, Zaharija (Croatia)
Boleslav (Czech Republic)
Magnus (Denmark)
Aiki, Angela, Angelika, Ingel (Estonia)
Asko, Felix (Finland)
Bertrand, Eva (France)
Beate, Bertram, Gundolf, Magnus (Germany)
Evdoxios, Vivos (Greece)
Zakariás (Hungary)
Uberto (Italy)
Balva, Magnuss, Maigonis (Latvia)
Faustas, Tautenė, Vaištautas (Lithuania)
Siril, Siv, Sollaug (Norway)
Albin, Beata, Eugenia, Eugeniusz, Magnus, Michał, Uniewit, Zachariasz (Poland)
Alica (Slovakia)
Eleuterio, Zacarías (Spain)
Lilian, Lilly (Sweden)
Bartram, Bertram, Veda, Yahir (USA)
Today is Also…
Day of Year: Day 249 of 2024; 116 days remaining in the year
ISO: Day 3 of week 36 of 2023
Celtic Tree Calendar: Muin (Vine) [Day 2 of 28]
Chinese: Month 7 (Geng-Shen), Day 22 (Ding-Mao)
Chinese Year of the: Rabbit 4721 (until February 10, 2024)
Hebrew: 20 Elul 5783
Islamic: 20 Safar 1445
J Cal: 9 Aki; Twosday [9 of 30]
Julian: 24 August 2023
Moon: 50%: 3rd Quarter
Positivist: 25 Gutenberg (9th Month) [Saussure]
Runic Half Month: Rad (Motion) [Day 10 of 15]
Season: Summer (Day 77 of 94)
Zodiac: Virgo (Day 16 of 32)
0 notes
Link
The Constantinople-Istanbul pogrom, known by Greeks as the Σεπτεμβριανά Septemvriana, “Events of September” was directed at the city’s Greek minority on 6-7 September 1955.
It was triggered by fake news that the Turkish consulate in Thessaloniki –the house where Mustafa Kemal Atatürk, the founder of modern day Turkey had been born in 1881 – had been bombed. The bomb in fact was planted by a Turkish usher at the consulate, who was later arrested and confessed, incited the events.
The context for the riots can be traced back to Greece’s appeal in 1954 to the United Nations to demand self-determination for Cyprus. The day before the Tripartite London Conference, 29 August – 7 September 1955, on the future of Cyprus began, with Britain, Greece and Turkey, Turkish Prime Minister Adnan Menderes claimed that Greek Cypriots were planning a massacre of Turkish Cypriots.
The London conference fell apart on 6 September; the first day the subject of Cyprus was to be taken up at the conference, when news broke of the bombing of the Turkish consulate in Greece’s second-largest city, Thessaloniki.
37 notes
·
View notes
Text
Çürüyoruz...
Cürümleri sahiplenen yıkımın yinelene bilirliği bahsiyle hayatı her gün daraltan bir tahakküm etme hali ile ‘erkçe’ kuşatılıyoruz. Kesintisiz bir mahvetme şablonu ülke denileni yönetenlerin sıradana pay ettikleri yegane hakikat kılınıyor. Sessizlik bir uçtan bir uca, bir baştan ta en sona kadar güçlendirilmişken yaşamın zehirlenmesi kesintisiz bir eyleme dönüştürülür. -Yıkımı var eden muktedir, devletlinin tüm şablonlarıyla hemhal olarak hayatı üzerimize çökertiyor. Kesin olan enkaz altında kalakalmış hallerimizdir. Kesintisiz olan bedene yönelik tehdittir hala.
Can yakmak, can almak, cana kastetmek, öldürmek kadar ondan de öte beter etmek tutturabildiğini hain, terörist ve nice şablonla birlikte eski olanın yenilenmesi güncellenmektedir. Eskiden dile pelesenk olmuş sesleniş ve eylemlerle, bir yeni ülke imaline devam denilmektedir. Kesin, kati, kesintisiz zalimliğin şu sınırın dört bir yanındaki yenilenmesi ve yinelenmesi bahsidir mesele olması gereken. Her çaba bir kez daha tahakkümü imleyendir. Her çaba bir kez daha hayatın linçidir. Her gün yinelenmeye devam olunan bahis bu hayatın bedelsiz kılınmasıdır. Cürüm, cüret ve canla başla savunulan cellatlık her anlamda bu tahakküm halinin yapı taşlarıdır.
Kısa ve kesin olan bu döngü ve şablonlarla bir meydan okumanın sıradana her an yinelenmesidir iş bu sathı mahalde. Yaşatılan döngü bir karanlık fasit döngüdür, tahakküm birlikteliğidir, her anı daha da can yakan bir deneyimdir. Yıkan, kıran ve yok eden, tehdit ve tahakkümle ‘günbegün’ yaşamı daraltan bir menzildir iş bu raddede var edilmeye çalışılan. Coğrafya gerçekliği olarak hayat alenen bariz hiç kılınmaktadır. Kötü, betle, fenanın birlikteliği şu raddede ismi yeni olan bu yerde daim, süreğendir. Tahakküm meseli alenen kırımdır, kıtaldir, eksik gedik olmaksızın, kesintisiz zulümdür.
Hayatın hemen her anlamda dayatmalarla donatılması o muğlak olmayan bir çürüme halini süreğen kılmaktadır iş bu menzilde hayat diye bir bahis söz konusu mudur? Yeni ülke kuruluyor. Parlamenter demokrasi bitmiştir. Gelecek tahayyülümüzü, vizyonumuzu çekemiyorlar. Benzeri hamasi çoktandır belagatle nutuklar vecizlerle, boşa doluya laf etmeler, lafazanlıklar hakikat olan artık “hayatın” basitçe hiç kılınmasıdır. Bedene dolaylı ve doğrudan saldırganlık var edilendir. Bedeni kesintisiz “dönüştürmek” bu ülkede bir yöntem olarak, daim var edilendir. Zorla, zulümle, kin ve nefretle yan yana kurulmak istenen teslimiyet şablonudur.
Hiç kimseden “itiraz seslerinin” yükselmeyeceği, dahası ne oluyoruz bahsinin söz konusu bile edilemeyeceği bir güzergahın kalıcılığıdır ol çabasına düşülen. On beşindeki Eren Bülbül gibi onunla yaşıt olan Berkin Elvan’ın karşılaştırılmasıdır. Miray bebekle Raşid Oso’nun isimlerini birbirlerine kırdırmak, yaraları daim bir başkasında açılmış olanı kanatarak illa ki hangisinden tarafsınız diye buyurarak bu dönüşüm, denetim, biyopolitik cürme rehinelik kalıcılaştırılandır. Devletin şiddet formülerini, yıkım şablonlarını en önce çocuklara kastederek güncellediği bir çukurda yaşatılanın vahametidir mesele. Derinlerin, PKK’nin içi ya da dışında anılan TAK’ın, öfkeli çocuklar diye şirinleştirilen IŞID’in ve sair olan nicesinin ortaklaştığı yer bu biyopolitik cürettir. Kötülüğün sıradanlaştırılması hali bütün bu “cinayet” şablonundan, ölümler, kırımlar sonrası yaratılan nefret seanslarında belirginleştirilir. Hayat ne haldedir, hayatın “meseli” nasıl gölgelenmiştir artık alenidir tüm bu bahislerde.
Yıkımın bütünleşik ol yok etmenin bir ‘düzen’ sağlayıcı olarak imali gerçektir yeni ülkede. Berkin Elvan’ın katledilmesi gibi, Eren Bülbül’ü de yok eden fasit döngü, yıkım güncelliği bir kez daha devletçe alttan alta savunularak ismini yeni olarak aksettirildiği menzilde hakikat kılınır. Çürümenin rotası şimdilik kestirilemeyen ol sonu belirsizdir. Gençler katledilmektedir. Savaş sürmektedir. İçteki kırımı daha da derinlerine zerk etmek için memleketin doğası yangın yerine dönüştürülürken, yakılırken, ekranlarındaki iki satır Kürdçe bir şeyler söyleme çabası, sen önce Türkçe konuşlar ile kesintiye uğratılır. 40 yıllık yarayı daha da çoğaltmak adına, barış süreci derin dondurucuya kaldırılması aslında kafi görülmez, bunu bir daha bahsetmemek için her gün yeni bir yöntem icra olunur.
Yönetim katı, yönetenlerin zehirleri, elinde silah olanların oyun gibi gördükleri, arkalarındaki devletlerin her şey olur yeter ki foyamız meydana çıkmasın halleriyle sıradanın sözü yağmalanmaktadır. Canı bunca kolay gözden çıkartan bir ülkede biyopoltik olan kadar sahiden sahici olan çürümeyi de görebilmek / yaşatılanlarla sabitlemek söz konusudur. İhmaller devletli nezdinde birer kırımın başlangıcı olarak görülür. Yaşatılan zalimlik döngüsü, bunca bariz ve kati olan çürütme istenci hiçbir şeyden ayrı / gayri değildir. İçinde kalakaldığımız menzilin hakikati bunca barizdir.
Söz ve sesi hayattan uzak kılmak, onu yerle yeksan etmek, taşıyıcısı olan bedeni kurban bilmek ve bildirmek kesintisiz bir tabloyu ortaya çıkartmaktadır. Cehennemi olan, belagatin sınırsızlığını imleyen bir utanç vesikasıdır mesele. Yaratılan ve kalıcılaştırılan görüntü hayatlarımızın halini bildiren, somutlaştıran bir çıplak gerçektir. Dehşetin karelere sıkışmış halinde bir memleketin nihai özeti karşımıza çıkar. Çürümenin istikameti artık behemehâldir, anlık bir sürekliliğin aslı ve sabit demirbaşıdır. Tutuklu gazeteciler, yazarlar o karanlığın içinde unutturulmaya çalışılan avukatlar, belediye başkanları, vekiller, öğrenciler ve dahası işlerini geri istedikleri için terörle iliştirilen iki insan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumlarından belirgin olandır bütün bu mesele.
Cehennemi olanın, belagatle hemhal sınırsızlığın icrasında düş kırımlarını, yıkımın en belirgin sureti olan can kırıklarını var etmek mütemadiyen yeni diye anılanın halini imler. Ortaya çıkan menzil bir tahayyül, bir mübalağa değil kesintisiz bir hakikattir. Hakikatin ortası, ilerisi ya da gerisi değil tam tekmil otuz iki kısım tekmili birden yarattığı yıkımın örneğidir ol mesele. Beşiktaş-Konyaspor futbol maçında açılan “Nuriye-Semih Yaşasın” pankartı açtıkları gerekçesiyle Beşiktaş'ın “Beleştepe” taraftar grubuna yönelik “operasyon” yapılır. Beşiktaş taraftarlarından 10'u tutuklanır. Samsun'da gözaltına alınan 1 kişi ise adli kontrol talebiyle serbest bırakılır. Basit gibi görünen yıkımın tam tekmil özeti, o resmin ortaya çıkarttığı gerçek yerine ikame ettirilen sadece pankart açtıkları için tutuklanan insanlardan belirginleştir. Burası bunca kötülüğe rehin bir ülke midir, sanırız öyledir!
Akla, fikre, düşüncenin yaşamda var edilmesine, soluk almağa, soluk vermeye en kestirmeden sorgu istencine, direnişe ve kayıtsız kalmama haline saldırıdır enikonu güncellenen. Bedenin kuşatılıp yerle yeksan edilmesi ya da devletinin bir prototip olarak imal etmek istediği “persona” gerçekliği şu yukarıdaki bahislerin devamlılığıdır. Hayat hiçbir zaman 1915’teki kadar ucuz olmadı bu ülkede. Hayat hiçbir zaman 1937-38’deki kadar bombalanırken Dersim’de insanlar, bunun bir medeniyet götürme bahsi olarak alkışlandığı bir yer bir daha olmadı.
Hayat hiçbir zaman 1955’deki Kristal Gece, Septemvriana yıkımına imza atıp bunun bir mükemmel operasyon olduğu bahsi ile derdest edilmedi. Hayat hiçbir zaman ol ötekisi için bu karanlık dönemeç coğrafyasında var edilmedi / olmadı / tükendi. Hayat ‘hiçbir’ ama hiçbir zaman kırk yıllık yıkımın üstüne, bir kırk yıl daha bu savaşıma devam denilen bir menzil bir daha görmedi. Hayat hiçbir zaman darbeyi bir fırsat olarak görüp sıradanın çanına ot tıkayan 12 Eylül 1980 gibisini bir daha yaşamaz denildi. Bugün bu bahislerin kiminden az kiminden çok, kiminden hallice bir toparlamayla hayata kasıt devamlılığı oluşturuluyor.
Yeni ülke nam tanımın, iç çürüten bir mesel, sıradana hayatı dar eden bir tahayyül, bedeni çürüten bir gayret olduğu afişe oluyor. Halimiz ortadadır. Yeni ülke tanımlanmasına gerek kalmadan, içten dışa, dıştan içe bir çürüme var ediliyor. Hayat hiçbir zaman şu yukarıdaki referanslar ile anılanlar kadar olmazsa da yine yeniden bir çürümeye rehin ediliyor. İstikametimiz “hayatın” kendiliğinden hali değil tam tersi istikamette, personaların gözetim, denetim ve disiplin altına alınıp, teslim alındığı bir menzili işlemektedir. Hayat bu bahislerin hiçbir yerindedir kesintisiz olarak. “Herkesin vurun, kırın, öldürün diye haykırıp, birbirine bıçak çektiği maç ortamında "şunlar ölmesin" pankartı açanlar tutuklanmış” diye yazar kendisini hala komik sayan Müjde, Gani.
On beş dakikalık şöhrete ihtiyacı varmış gibi rezil rüsvan bir betimleme ile –şunlar gibi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ismini zikretmekten bile imtina eden simaların olduğu bir menzilde hayat bahsi açılabilir mi? Hayat hiçbir zaman şu yukarıdaki geçmişin ağırlığına, yıkımına, kötülüğüne bir daha uğratılamaz denilirken bu yaşatılan zalimlik güncesi her neyin nesidir? Yaşamın kökünün kurutulması gayreti devamlılık sergilenen bir tahayyüldür. Bütün bu anlatmaya çalıştığımız meram, çürütenin sıradanı öteki, el, diğer, yabancı vesaire adlar ile tanımlamalarla derdest etme gailesidir, iyi de nereye kadar?
“İnfazı 6 ay ertelenerek Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edilen 9 aylık hamile Remziye Baskak’ın ‘anlatımına’ göre cezaevine bir hafta önce 6 aylık bebeği olan bir tutuklu getirildi ve getirilen bu tutuklu ile 6 aylık bebeği çıplak bir şekilde x-ray cihazından geçirildi. 6 aylık bir bebeğin çıplak şekilde x-ray cihazından geçirilmesinin sağlıklı olmadığını anlatan Baskak, birçok tutukluya telefon yasağının verildiğini de vurguladı. Tahliye edilen Baskak, işkence haberleri ile gündemden düşmeyen Tarsus Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerinin yanı sıra tutukluların yaşadıklarını da Dihaber’e anlatır.
“Hamilelik kontrolleri için cezaevi idaresine başvurduğunu ifade eden Baskak revire kelepçeli bir şekilde götürüldüğünü söyledi. Kelepçe ile yürümekte zorlandığını kaydeden Baskak, “Gardiyanlara ‘Yürümekte zorlanıyordum bu yüzden kelepçe takmayın’ dedim. Ama beni kelepçeli bir şekilde revire götürdüler. O halimle götürülmeme rağmen kontrol edilmeden geri getirildim” diye konuşur. Çürümenin nihayetinde, kalıcı ve kesin olan bu bahsin nasıl da istekle, şevkle yapıldığının da ilanıdır şu kısacık tanıklıklarda görünen. Özü insan hak ve hürriyeti olan bir meselin, altının da üstünün de solunun da sağının da işkenceler ile birlikte yerle yeksan edilmesinin utanç vesikasıdır karşılaştığımız.
Yeni ülke nam tanımın, iç çürüten bir mesel, sıradana hayatı dar eden bir tahayyül, bedeni çürüten bir gayret olduğu afişe olurken, yaşamdan el etek çektiren bir çaba olduğu da kesintisiz kılınıyor. Gözetim, sınır belirleme, derdest ve tutsak etme, tahakküm ve linç ve sonsuz bir nefret sarmalında ülkenin şu sınırın istikameti bir kez daha kesinleştiriliyor, muktedire kurban olunan bir saha gerçekten de gerçek kılınıyor.
CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin, Bilgi Edinme Kanunu uyarınca yaptığı başvuruya Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri genel müdürlüğünden gelen yanıtta 4 Temmuz 2017 tarihi itibariyle 344’si erkek, 324’si kız olmak üzere “668 çocuk” ceza infaz kurumlarında annesinin yanında kalmaktadır. Zulmün şablonu geliştirilirken, geleceğin yıkımı onun elden çalınması açık / aleni ve bariz bir tahayyüldür. Yeni ülke tanımı görmeyen, hemen hiç duymayan, düşünmeyen ve sorgulamayan bir mefhumun ta kendisidir. Cüretle savunulan, bu değerlerin ve insani edimlerin önünün toptan ve geri dönülemeyecek bir biçimde alındığı, bir şablonun imalidir. İnsanını ayrıştıran, bir kısmını hain, bir kısmını terörist, bir kısmını da mihrak, çoğunu da bu riya düzenine teslim olmayacağını bildirdiği için yaftalayan, “kötü” ilan eden bir yapılandırmadır mesele.
Kılıçdaroğlu’yu da hedefe koyma gayretinden açıkça onu da ‘tutsak’ ederiz meydan okuması ile çıkagelen tehditten bariz olandır mesele. Vatan denilen yer ol mefhum, saha ve sınır değildir sadece sözün de edilebildiği “demokrasi” denilenin yaşamda var edilebildiği haliyle bütün olan ve “var edilebilen” bir tahayyüldür. İkinci büyük muhalefet temsilcisi olan, Kürd - Sol siyasi çatı HDP’nin eş başkanları ve vekilleriyle tutsaklığı gibi, ana muhalefet, eski devletin yapısından kah kurtulan, kah özdeşleşen ama çabalayan CHP’yi de ol 2019 “başkanlık” seçimleri öncesinde bitirmek derdine tasasına düşülendir.
Yara vermek, sözü çürütmek, “insanı” hedef almak süreğen bu karanlığı güncellemek ve sabit kılmak içindir. On altı yıllık AKP serüveninde “iktidar gücü” ne kadar arttıysa, güç nasıl var edildiyse çürüme de kesintisiz kılınmıştır. Her günü, her anı, her edimi bunca fena, bet ve o kötüye çıkan ülke imal edilendir. Cerahat her yerdedir. Cürüm basit değil, sıradanın da görebileceği gibi yaşamın orta yerinde konumlandırılandır. Büyük, yeni, güçlü, milli ve yerli ve bir dolu tanımlama ile cilası yapılmaya çalışılsa da o makyaj aktığında memleketin hali de ahvali de meydana çıkmaktadır.
Daha derinden çürüten, çürümeyi kanıksayan, teslimiyeti olağan addeden bir kördüğüm bariz karanlık yeni olarak sunulandır. Yeni ülke tüm bağnazlığı, yobazlığı, kötülüğün el üstünde hal ve istikametiyle birlikte burada yaşamaya çalıştığımızdır. Bir deney sahasına dönüştürülen ol yer, manşetlerden demeçlere, hukuk skandallarından, zorbalığın daniskası haliyle hemhal olan bir çürütme mefhumundan bariz kılınandır. Devletlinin hidayet, entelektüel akıllarından birisi olan Mahçupyan’ın kıyısından bahsettiği sadece aysbergin ucudur. “Bazılarına göre Türkiye ‘yerli ve milli’ güzergahta ilerliyor olabilir. Meclis’in ‘yerli ve milli’ olmasından bunu mu anlıyoruz bilemiyorum, ama demokrasi denen yönetim sistemi açısından gerilediğimiz belli ve bunu hepimiz görüyor, biliyoruz. Bazımız söylüyor, bazımız susuyor… Tek fark bu…” Bir zamanlar bu eleştirel yaklaşımın birkaç ton yükseğini bildirdiğimizde soytarı, palyaço diyerek aşağılamaya çalışan bir simanın bile kabul ettiği mesele, artık aleni olan yıkım bu bahistedir.
Yeni ülke diye anılan yerde, hayatın sesi ve sözü yağmalanmaktadır. “Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde baraj inşaatında çalışmak üzere kente gelen Kürt bir işçi aracı ile gezerken saldırıya uğradı. Saldırının ardından Kürt işçilerin, “PKK propagandası yaptıklarını” gerekçe gösteren bir grup, işçilerin kaldığı binanın önünde toplandı. Grubun, işçilerin evini basmak istemesi sonucu olay yerine çok sayıda jandarma ve polis sevk edildi. Binanın etrafına toplanan grubun sayısının giderek artması üzerine Altıntaş Kaymakamı Musa Kazım Çelik ve İl Emniyet Müdürü Hasan Çevik de olay yerine geldi. İl Emniyet Müdürü Çevik’in ‘2 şüpheli gözaltına alındı. Devlet gerekeni yapacaktır’ demesi üzerine kalabalık dağıldı. Şüpheli oldukları ileri sürülen 2 kişi ise Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.”
Dihaber’in paylaştığı metindeki gibi, var edilen sürprizsiz bu düş kırımı menzilidir. Cürümleri “sahiplenen” yıkımın yinelene bilirliği bahsiyle hayatı hemen her gün daraltan tahakkümle erkçe kuşatılıyoruz. Açık ve aleni bir biçimde çeteciliğin, hayata kast eden bir sürek avının güncellendiği, FETÖ yahut da adı neyse onun değil, sıradan olanın sesinin ve sözünün kısıldığı, bunca çabanın onun için yinelene geldiği bir menzil var ediliyor.
Erkin kuşatması güncelleniyor. Artık nefes alabilecek, sözü savunabilecek bir sahne, aralık bile bırakılmaması için eldeki tüm imkanların seferberliği söz konusu ediliyor. Gittiğimiz istikamet, varılmak istenen o karanlık bir tahayyül değildir söz de ses de olan biteni imleyendir. Ahlar Ağacı’na dönüşen menzilde her gün yıkımındır, anlıyor musunuz?
Almanya’ya, Avrupa Birliği’ne, Suriye’ye öteye ve beriye, yedi düvele mesaj verilirken, demokrasi bahsi, insan hakları meseli, yaşama gayretinin kökü kurutulmaktadır iş bu sahanlıkta, anlıyor musunuz? Üçüncü dünyadaki yeri sağlama alınan bir ülke (adı artık her neyse, yeni, ileri, büyük, güçlü vs.) hepimizin cehennemi olarak kalıcılaştırılmaktadır, anlıyor musunuz? Hayat bir ihtimaller bütünüydü. Bugün topyekûn bir çürü(t)me döngüsü, ülke de ol millet denilen de bunun rehini, ayrısız gayrisiz. Cüretle savunulan bir düş kırımı menzilinin o yeni diye savunulan şeyin de hayatın önünü alan bir başka mekanizma olduğunu anlıyor ya da sorguluyor musunuz? Hayatta mısınız, orada mısınız, duyuyor musunuz! Çürüyoruz... Sesten, sözden, yaşama gayretinden, her kimlikten, hemen her eylemden, çabadan bunca çekinenlerin sayesinde dipsiz bir karanlığa mâhkum ediliyoruz, uyanıyor musunuz. Çürüyoruz...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2017
Görseller:
1: Beyza Boynudelik, Günlük Rutin – Sarılmak, 2015, Gravür
2: Beyza Boynudelik, Sarıldığın Fok, 2016, Reverse Sergisinden
Kaynak: The Magger
#devlet102#biyopolitika#yeni türkiye#cehennem#yıkım#cürüm#tehdit#nuriyevesemihyaşasın#hayat meseli#söz hakkı#yağma#devlet şiddeti#gözdağı#ayrımcılık#nefret suçu#insan hakları#cezaevleri#üçüncü dünya#arzihal#deney sahası#dehşet#sözünbittiğiyer#hayat hakkı
0 notes
Photo
Los turcos aún llaman a los griegos 'rum' (romanos) y a los Balcanes 'Rumeli' (tierra de romanos) | #HagiaTriada #HagiaTriadaGreekOrthodoxChurch #Istanbul #Beyoğlu #AyaTriadaRumOrtodoksKilisesi #IerósNaósAgíasTriádos #KatipÇelebi #Meşeliksokak #TaksimSq #TaksimMeydani #Septemvriana #Septemvriana1955 #IstanbulPogrom1955 #IstanbulRiots1955 #SeptemberEvents1955 (en Hagia Triada Greek Orthodox Church, Istanbul)
#hagiatriadagreekorthodoxchurch#istanbul#septemvriana#beyoğlu#ayatriadarumortodokskilisesi#ierósnaósagíastriádos#taksimsq#taksimmeydani#hagiatriada#septemberevents1955#istanbulriots1955#istanbulpogrom1955#septemvriana1955#katipçelebi#meşeliksokak
0 notes
Photo
#HagiaTriada #HagiaTriadaGreekOrthodoxChurch #Istanbul #Beyoğlu #AyaTriadaRumOrtodoksKilisesi #IerósNaósAgíasTriádos #KatipÇelebi #Meşeliksokak #TaksimSq #TaksimMeydani #Septemvriana #Septemvriana1955 #IstanbulPogrom1955 #IstanbulRiots1955 #SeptemberEvents1955 (en Hagia Triada Greek Orthodox Church, Istanbul)
#hagiatriadagreekorthodoxchurch#istanbul#septemvriana#beyoğlu#ayatriadarumortodokskilisesi#ierósnaósagíastriádos#taksimsq#taksimmeydani#hagiatriada#septemberevents1955#istanbulriots1955#istanbulpogrom1955#septemvriana1955#katipçelebi#meşeliksokak
0 notes