Tumgik
#salavat duaları
bintisham · 1 year
Text
Zilhicce’yi İhya Etmek
Oruç, Salih Amel ve Zikir Günleri
10 Günde Hatırlanacak 10 Tavsiye
1. Müfessirlerin çoğunluğu, Fecr sûresinin 2. âyetinde “on geceye yemin olsun” ifadesinde üzerine yemin edilen on gecenin zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu görüşündedir. Abdullah İbn Abbas ve İmam Şâfiî (Radiyallahu Anhuma) “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler” âyetinde geçen (Hac 22/28) “bilinen günler” ifadesini zilhiccenin ilk on günü şeklinde yorumlamışlardır.
“Yemin olsun fecr’e (şafak vaktine)!
Ve on geceye!
Hem çifte ve teke!
Ve geçip giderken, geceye!
Bunda bir akıl sahibi için (ibret alınacak) bir yemin (bu yemine lâyık hakikatler) vardır, değil mi?” (Fecr, 1-5)
Zilhicce'nin ilk yarısındaki günler, yüce Allah katında değerli günler arasındadır. Fecr Sûresi’nde, “On geceye yemin olsun ki...” (Fecr, 89/2) diye üzerine yemin edilen Zilhicce ayının ilk on günü müminler için müjdeler taşıyan mübarek bir zamandır.
2. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sâlih amelin Allah’a en sevimli geldiği günler zilhiccenin ilk on günüdür.” (İbn Mâce, Sıyam, 39; Ebû Davud, Savm, 61)
3. Bu ayda Tesbih: Sübhanallah, Tahmid: Elhamdülillah, Tehlil: Lâ ilâhe illallah, Tekbir: Allahü ekber, gibi zikirleri, salavat ve duaları bolca yapmalı, Kur’an’ı anlamaya çalışarak okumalı, ilmî faaliyetlere devam etmeli.
"Duanın faziletlisi, arefe günü yapılanıdır." (Muvatta, Hacc 246)
4. Zilhicce ayının ilk on gününün fazileti çok büyüktür. Allah-u Teâlâ katında yılın en faziletli günleridir. Bu günlerde yapılan salih amel, Allah-u Teâlâ’ya en sevimli gelen ameldir. Bu günlerde bol bol salih amellerde bulunmak müstehaptır.
a) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kendisinde salih amel işlenen günlerin Allah’a en sevimlisi bu günler yani (Zilhicce’nin ilk) on günüdür.”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Allah’ın yolunda yapılan cihad da mı (o günler kadar sevimli) değildir? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Evet, Allah’ın yolunda yapılan cihad da! Ancak canı ve malı ile cihada çıkıp da onlardan hiçbir şeyi geri döndürmeyen (yani şehid olan) hariçtir.” (Ebu Davud 2438, Buhari 928, Tirmizi 754, İbni Mace 1727, Tergib ve Terhib 3/20, Beyhaki, Taberani, Bezzar, Ebu Ya’la, İbni Hibban)
b) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dünya günlerinin en faziletlisi Zilhicce’nin ilk on günüdür…” (Tergib ve Terhib 3/22, İbni Hibban)
c) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşlerinden bazısından rivayet edildiğine göre:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zilhicce’nin dokuz günü, Aşure günü, her aydan üç gün ve ayın ilk Pazartesi ve Perşembesi oruç tutardı.” (Ebu Davud 2437, Nesei 2410)
5) Bu ayın dokuzuncu günü olan “arefe” sene içindeki günlerin en faziletlisidir. Bu günlerde ve özellikle de Arefe gününde oruç tutulmalıdır. Ama bu oruç, hac görevini yerine getiren için geçerli değildir! Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacda iken Arefe günü oruç tutmamıştır! Bilindiği gibi Arefe günü orucunun fazileti oldukça büyüktür.
Ebu Katâde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e Arefe günü oruç tutmak hakkında sorulunca, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.” [Tirmizî, Savm, 46 (749); İbn Mâce, Sıyâm, 40] Ebu Katâde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah’ın, Arefe günü tutulan orucun, ondan önceki seneye ve ondan sonraki seneye kefaret etmesini umarım.” (İbni Mace 1730, Müslim 1162/197, Ebu Davud 2425, 2426, Beyhaki 4/286, 293, 300, Ahmed 5/297, Albânî İrva 952)
Said bin Cübeyr (Radiyallahu Anh) Zilhicce ayı’nın ilk on günü girdiğinde çok ibadet etmeye çalışır, hatta neredeyse ona güç yetiremez olurdu. (Terğib ve Terhib 3/20, Beyhaki)
6) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu günlerde kurban kesmek isteyenin, kurbanını kesinceye kadar vücudundaki kıllarından ve tırnaklarından hiçbir şey almamasını va’zetmiştir. Yani kurban kesecek kişi, Kurban Bayramı’na 10 gün kala vücut temizliğini yapar ve kurbanını kesene kadar vücudundan hiçbir şeyi kesmez!
Said bin Müseyyeb (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Ümmü Seleme (Radiyallahu Anha)’yı işittim şöyle diyordu:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:
“Herhangi birinizin keseceği kurbanlık hayvanı varken Zilhicce Ayının hilali görülürse artık o kimse kurbanını kesene kadar vücudundaki kıllardan, saçından ve tırnaklarından hiçbir şeyi almasın!” (Müslim 1977/42, Nesei 4373, 4376, İbni Mace 3149, 3150, Beyhaki 9/266, Ahmed 26536)
7) Unutulan sünnetleri ihya etmekte çok büyük sevap mevcuttur. Zira zilhicce ibadetleri unutulmaya yüz tutmuştur. Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra unutulan sünnetlerden bir sünneti kim ihya ederse, sünneti işleyenlerin ecri kadar o kişiye verilir ve onların sevaplarından bir şey eksilmez.” (Tirmizi 7/443)
8) Müslim sahihinde Aişe Radiyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “Arefe gününde ateşten azad edildiği kul kadar başka bir gün yoktur, Yüce Allah o gün kullarıyla meleklerin önünde övünür ve şöyle der: bunlar ne istediler?”
9) İbn Ömer Radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Yüce Allah Arefe akşamı meleklerin önünde kullarıyla övünür ve şöyle der: Bakınız kullarım saçları dağınık ve tozlu bir şekilde geldiler.” (İmam Ahmed, Elbani sahih demiştir.)
10) Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar teşrik tekbiri getirmek.
Abdullah ibni Ömer ve Ebu Hureyre (Radiyallahu Anhum) bu on gün içinde çarşıya giderler, yüksek sesle tekbir getirirlerdi. Onları işiten insanlar da onlara uyarak yüksek sesle tekbir getirirlerdi. (Buhari 926, Begavi, Beyhaki)
Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) Arefe günü sabah namazından sonra teşrik günlerinin son günü ikindi namazına kadar tekbir getirirdi. Son günün ikindi namazının akabinde de yine tekbir getirirdi.” (İbni Ebi Şeybe 2/72/1, Beyhaki 3/314, Albânî İrva 3/125)
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) o günlerde yani Mina günleri olan teşrik günlerinde namazların arkasında, yatağının üzerinde, çadırında, oturduğu yerde ve yürüdüğü yerde (yani aklına geldikçe) o günlerin hepsinde tekbir getirirdi. (Buhari 928, 929, İbni Münzir)
Kadınlarda teşrik gecelerinde mescitte, erkeklerle beraber tekbir getirirler. (Buhari 928, 929, İbni Ebi’d-Dünya Kitabu’l-Îyd)
Teşrik tekbirleri şöyledir:
“Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallahu Vallahu Ekber Allah-u Ekber ve Lillahilhamd”
15 notes · View notes
derdiderun · 1 year
Note
Abi bu arada bu sorduğum şeyden bir korku yaşıyorum ve silah patlamıştı kalbime bir korku yerleşti. Daha sonra Balkonda sokak ışığında namaz kılarken bi ses duydum ve çok korktum namazda korku düşünceleri geldi korkuyordum ve bi anda yukardan seccademe küçük beyaz bi tüy düştü secde yerinde sağ tarafa şok oldum sokak ışığı ama düştüğünü gördüm selam verdim korkarak elime aldım ama çok korktum. Önceden spiritüel olaylarda karşımıza çıkan beyaz tüyün koruma meleği olduğunu okumuştum siz nasıl yorumlarsınız? şimdi korunmak için sureler okudum ama hala garip hissediyorum
Kardeşim, önceden sorduğunuzda da muhtemelen şu an vereceğim aynı cevabı vermişimdir. Kimsenin maneviyatını bozup, onu güzel hayırlardan mahrum etmek istemem. Bu yüzden bu sefer farklı olarak bir hocamıza sordum o da şu cevabı verdi:
-Kemal Savaş Hocamız: "Hadis, evliyanın ve işin ehli kimselerin tavsiyeleri dışında belli sayılarda belli esmayı vird edinmek, musallata sebep olabilir. Bıraksın ve bir mürşitten ders alsın. Ama şimdilik aşağıdaki bu zikirleri yapsın."
MÜRŞİDİNİ BULDURAN GÜNLÜK ZİKİRLER
Bir mürşide intisab etmemiş ama bu güzel maneviyat yollarına girmek isteyen kardeşler için, Üstazım Hasan Burkay kuddise sirruhunun tavsiye ettiği bu günlük zikirleri yapmaya devam eden kimsenin, ALLAH'ın izniyle nasibinin olduğu mürşide intisabına vesile olur.
Bu hususta İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu ve nakşi meşayihinden Muhammedü'l-Farukî (Masum) kuddise sirruhu da şöyle buyurdu: "Bu yolun büyüklerinden birini buluncaya kadar ibadetleri yaparak, Kur'an-ı Kerim okuyarak ve kıymetli kitaplarda ve Hadis-i şeriflerde bildirilen duaları, tesbihleri çekerek vakitleri ma'mur etmelidir."
-----------
Bu zikirlere ilk başlanacağı zaman bir defaya mahsus gusletmek, temiz çamaşır giymek, güzel koku sürünüp iki rekat sünnet-i salat-ı vudu’ (abdest şükür) namazı kılmak ve duada bulunmak suretiyle başlanır. (Bu kısım sadece bir kere yapılır. Buradan sonrası 24 saat içinde her gün bir kere yapılır)
Bu günlük zikirlere başlarken mümkünse yeni bir abdest alıp, sessiz bir yerde kıbleye karşı, gözlerimiz kapalı, tersi teverrük oturuşu ile (ayaklarımızı sol tarafımızdan çıkarıp kalbe meyilli bir şekilde) oturulur.
BAĞIŞ KISMI:
* 1 Fatiha-i Şerife
* 11 ihlas-ı Şerif
“Sadaka-llahü’l-azim. Subhane Rabbike Rabbi’l-izzeti amma yesifun, ve selamün ale’l-mürselin, ve’l-hamdü lillahi Rabbi’l-alemin. İlâ şerefi’n-nebiyyi’l-Fatiha” denir ve bir Fatiha-i Şerife okunur. (Bağış kısmı buraya kadar)
ZİKİR KISMI:
* 100 Estağfirullah. Yüzüncüde "EI-Azîme'l-Kerîme-llezî lâ ilâhe illâ hû. El-Hayye'l-Kayyûme ve etûbü ileyh. Ve nes'elühü't-tevbete ve'l-mağfirate ve'l-hidâyete lenâ. innehû hüve't-Tevvâbü'r-Rahîm. Tevbete abdin zâlimil li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevtev ve lâ hayâtev ve lâ nüşûrâ." denir.
* 100 Salavat-ı Şerife “Allahümme salli alâ Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim”
* 100 İhlas-ı Şerif (Kul huvallahu ahad suresi)
* 500 Kelime-i Tevhid “La ilahe illallah”
* 1000 Lafza-i Celal (yani) “ALLAH” İsm-i Şerif’i kendi kulağı duyacak kadar sesli olarak söylenir.
* 500 Lafza-i Celal, yukarıdakinin aynısı olup hafiyyen (gizli, kalpten) yani dil üst damağa yapışık, ağız kapalı, ses çıkarmadan söylenir.
“Subhane Rabbike Rabbi’l-izzeti amma yesıfun, ve selamün ale’l-mürselin, ve’l-hamdü lillahi Rabbi’l-âlemin. İlâ şerefi’n-nebiyyi’l-Fatiha” denir ve bir Fatiha-i Şerife okunur.
İZAH: Bu günlük zikirlerin hepsi bir oturuşta yapılabileceği gibi ayrı ayrı vakitlerde ve imkanın müsaadesi derecesinde kısım kısım olarak da yapılabilir. Hatta zamanın çok dar olduğu günlerde bağış kısmı seccadede yapılır, sonraki kısım yolda veya meşru bir işle meşgul iken de yapılabilir.
.....
Acizane bizim tavsiyemizde aynı yöndedir.
Selametle kalın.
2 notes · View notes
pusulaforumcom · 9 months
Text
Salli Barik Duaları ve Anlamları Nelerdir?
https://pusulaforum.com/konu/salli-barik-dualari-ve-anlamlari-nelerdir.653/
https://pusulablog.com/salli-barik-dualari-okunusu-ve-yazilisi/
Tumblr media
Salavat Duaları: Allah'ın Rahmet ve Bereketi
İslam'ın şartı olan namazlar, içerdikleri dua ve ibadetlerle Müslümanlar için büyük önem taşır. Namazın oturuş bölümünde okunan "Allahümme Salli" ve "Allahümme Barik" duaları, Peygamber Efendimiz'e salavat getirilmesini sağlar. Bu dua, Allah'ın rahmet ve bereketini talep etmenin özel bir ifadesidir..
#SalliBarikDuaları
0 notes
yasinhoca · 1 year
Text
Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler : Allah (c.c) “Dua ediniz, kabul edeyim“. buyuruyor. Resulü Ekrem Efendimiz de:*Dua ibadetin ta kendisidir.*Allah katında duadan daha şerefli birşey yoktur.*Dua ibadetin özü, mü’minin silahıdır. Dikkat edin! Sizi düşmanlarınızdan kurtaracak, size bol rızık celp edip rızık kapılarını açacak birşey gösteriyorum; gecenizde ve gündüzlerinizde dua ediniz. Çünkü dua mü’minin silahıdır.*Gelecek belayı ancak dua engeller. Dua başa gelene de gelmeyene de fayda verir. *Dua gelecek belaya karşı çıkar, kıyamete kadar onu engellemeye çalışır.*Dua göklerin ve yerin nuru, dinin direğidir. Allah (c.c) kendine kalkan elleri boş olarak geri çevirmez.*İnsanların en aciz olanı dua etmeyendir. Gerçek Allah’ı tanısaydınız, duanız ile dağları yerinden oynatırdınız.*Gizli dua aleni duadan yetmiş kat daha tesirlidir. buyurmuşlardır. Duası Kabul Olan Kimseler, Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler Efendimiz Aleyhisselam dualar 'ı kabul edilenleri şu şekilde sıralamıştır:Mazlumun duası, Yolcunun Duası, Anne-babanın evladına olan duası, Oruçlunun duası, Adil sultanın duası, Çok zikredenin duası, Gıyabında mü’minin mü’min kardeşine olan duası, Hacının duası, Mücahidin duası, Hastanın duası, İhramlının duası, Bütün mü’minler için dua edenin duası, Hacda ce umrede yapılan dua, Bela musibet ve sıkıntı içinde olanın duası, Saçı sakalı ağarmış müslümanın duası, İyilik görenin iyilik eden hakkında duası, Hafızların duası, Topluluktan bir kısmının dua edip bir kısmının “amin” diyerek yaptıkları duaları, Ebeveyne iyilik edenin duası, Seher vaktinde edilen dualar, Israrla dua edenin duası, Allah (c.c) korkusundan ağlayanın duası, Kur’an okuyanın duası, Zilhiccenin ilk on günü içinde yapılan dualar, Duaya salavat-ı şerife okuyarak başlayanın ve Allah’a hamd ederek bitirenin duası. Ayrıca bizi facebook üzerinden takip etmek isterseniz tıklayınız.
0 notes
dualarvebuyuler · 1 year
Text
Kısmet Kapanmasına Karşı Okunan Dua
Tumblr media
Kısmet sorunu hemen hemen her insanın başına gelebilecek türden işlemlerdir. Kimileri şansının iyi olmasın ister fakat istediği verimi alamaz. Ya da evlenmek için mutlu bir yuva hayalini kuran kişinin bu yöndeki dilek ve arzuları bir türlü yerine gelemediği durumlarda kısmet açmak için başvuracağı yöntemler vardır. Büyü uygulamaları ile yapılan işlemler doğru değildir. Büyüler yapımında  şeytani varlıklar kullanıldığından doğru olduğu kabul edilmemektedir. Dolayısı ile dua ve tılsımlar sayesinde yapılan kısmet açma evlilik duaları bu yönde sizin için daha hayırlı olacaktır. Medyum veya hocaların yaptıkları etkili dualar ve tertipler de bulunmaktadır. Ayrıca bu sorunun çözülmesi için okunacak bir çok dua veya hacet namazlarından da bahsedilir. İnsanoğlu isteklerini yerine getirebilmek için bu konularda çok büyük çabalar sarf edebilir. Bu tertiplerden birine de örnek verecek olursak şu şekilde anlatabiliriz: Şansın açılması için okunacak dualardan bir tanesi olan bu tesirli duayı günlük hayatımızda karşılaştığımız zorlukları aşmak şansımızın devamlı olması için dilimizden düşürmememiz gereken bu dua” SÜMMES SEBİLA YESSERAHU.’’ 1.Duaya başlamadan önce abdest alınmalı. 2.Kıbleye yönelmeli. 3.Besmele çekilmeli. “Bismillahirrahmanirrahim” 4.Tevbe edilmeli,günahların afvı istenmeli En kısa tevbe şudur:”Estağfirullah,estağfirullah,estağfirullahel azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyül kayyümü ve etübileyh” 5.Allah’ı çokça hamd etmeli.Peygamber efendimize salavat getirmeli. Hamd şudur:”Elhamdulilllah” 3 kere. Salavat :”Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed” Her ikisi tek seferde şöyle okuyabilirsiniz:”Elhamdülillahi rabbil alemiyn.Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve sabhibi ecmaiyn.” 6.Sonra “Subhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab” denmeli. 7.Kısmetimizin açılması için istediğimiz kadar “SÜMMES SEBİLA YESSERAHU” (anlamı: sonra ona yolu kolaylaştırdı. Abese suresinin 20. ayeti) duasını okuyup bitirdikten sonra ,Allah’tan dileğinizi istersiniz. 8.Duayı bitirmek için şu okunmalı: “Subhane Rabbike Rabbil-izzeti amma yesifun.Ve selamun alel-mürseliyn.Velhamdülillahi Rabbil alemiynel Fatihah ve messalavat” denir. Read the full article
0 notes
Text
NE ZAMAN SALAVAT GETİRİLİR
NE ZAMAN SALAVAT GETİRİLİR
Tumblr media
1- Her dua semaya çıkmadan memnudur. Buna salat vasıl olursa o dua yükselir. 2- Yanında ben anıldığım halde üzerime salat etmeyen kişinin burnu yere sürtülsün. (Müslim) 3- Kim bana bir kere salat ederse Allah ona on salat eder, onun on günahını siler, onun on kat derecesini artırır. (Beyhaki) 4- Cebraile mülaki oldum da bana şöyle dedi: Sana müjde ederim Allah diyor ki: ‘Kim sana selam…
View On WordPress
0 notes
name-ihumayun · 3 years
Text
AŞURE GÜNÜ...
SIKINTI- FAKİRLİK - HASTALIK - AFV VE MAĞFİRET İÇİN BİRÇOK REÇETE BURADA....
AŞURE günü yapılacak ibadet ve faziletlerini kısa kısa bu paylaşımda sizler için yazmaya çalıştık..
____________
AŞURE GÜNÜ ORUÇ;
Her kim muharremin 9-10 veya 10 -11 inde oruç tutarsa 2 yıl ibadet etmiş olur.
Aşure gününde, tek olarak oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya sonrası ile birlikte tutmalıdır.
____________
AŞURE GÜNÜ NİYET VE HAYR İSTEKLERİN KABULÜ İÇİN;
Aşure gününde 786 besmele-i şerif her ne niyet üzerine okunursa kabul olur...
Aşure günü akşamla yatsı arası 40 Fatihayı şerif ne niyet üzerine okunursa kabul olur..
____________
RIZIK BOLLUĞU;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır
"Kim kendinin ve aile efradının nafakasını geniş tutarsa, cenabı Hakta senenin tamamında o kişinin rızkını genişletir"..
rumüzül ehadis sh446/5568
Bazı zatlar "evde ihtiyaç bilhassa gıda maddeleri o gün alınınca evde sene boyunca eksikliği görülmez" demişlerdir....
____________
★★★AŞURE GÜNÜ NAMAZI; GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASI
İbni Abbas tan rivayet ediliyor
Kim aşure günü 4, rekat namaz kılar da
her rekatında fatiha dan sonra 50, ihlas okursa, Allah ü Teala geçmiş ve gelecek 50 senelik günahlarını bağışlar ve Mele i Ala da cennette onun için nurdan bir kürsü bina eder, Aşure gecelerini ibadetle ihya eden melekler mukarrabin gibi Allaha ibadet etmiş sayılır..
★★★AŞURE GECESİ VE GÜNÜNDE KILINACAK (ÇOK FAZİLETLİ) NAMAZLAR
Peygamber Efendimiz SAV buyuruyor (Hz Aişe RA'den rivayet): Aşure gecesi yada kılınamıyorsa günü, her rekatta Fatiha Sûresinden sonra 3 İhlâs-ı Şerif okuyarak 100 rekat namaz kılınırsa, (Gece kılınırsa 2 rekatta, gündüz 4 rekatta bir selam verilecek)
Arkasından 70 SübhanALLAHi velhamdülİLLAHivela ilahe illALLAHu VALLALU ekber vela havle vela kuvvete illa bİLLAHil Aliyyil Aziym, 70 EstağfirULLAH, 70 Salavat-ı Şerife okursa;
Bu kişi öldüğü zaman ALLAH'u Teâlâ o kişinin kabrini misk-ü amber doldurur ve kabre konan herkesin saçı başı kaşı kirpiği her tarafı kılları dağılır, bu namazı kılanın kabrinde saçları tüyleri dağılmaz.
Mahşere çıktığında yüzü ayın ondördü gibi parlar, yeni gelinin kocasının evine gönderildiği gibi Cennete gönderilir.
Nitekim hadîs-i kudsîde
بِالْفَرَرئِضِ نَجَى مِنِّى عَبْدِى وَ بِالنَّوَافِلِ يَتَقَرَّبُ اِلَىَّ
Farzlarla kulum benim gazabımdan azabımdan kurtulur.
Nâfilelerle bana (benim rızama) yaklaşır. buyurulmaktadır.
Böylece nâfile ibâdetleri yerine getirmek mecbûrî olmamakla beraber, bu ibâdetler kulu Allah'a yaklaştırmaktadır.
O halde değerli Müslüman Kardeşlerim mânevî mertebelere nâil olmak isteyen herkes, bu tarif edilen ibâdetleri imkân nisbetinde yerine getirmelidir. Yapılmadığı takdirde ise, mânevî bir mes'ûliyeti yoktur.
____________
★★★AŞURE GÜNÜ ŞİFA İÇİN;
Gül suyunu kaseye koyup 7 tane Fatiha Sûresi (her okuyuşta besmele ile) okuyup her okuyuşta üfleyip sonrasında bu gül suyunu önce saçlarımıza sonra ellermizle yüzümüze sürüyoruz. Tüm hastalıklardan arınıp korunmak için..
SÜRME;
Tedavi niyetiyle sürme sürmelenebilir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü ismidle sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu. (Hakim)
_______________
★★★SON NEFESTE İMANLA ÖLMEK İÇİN;
Aşure günü 7 kere Tevbe suresinin son ayeti okunursa iman ile ahirete göçülür..
Tevbe 129.ayeti
“Bismillahirrahmanirrahim Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym”
_____________
★★★FAKİRLİK GÖRMEMEK İÇİN;
Aşure günü Vakıa suresini okuyan kimse fakirlik görmez..
İkramda bulunulmalı:
Her kim aşure gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.
_____________
Aşure günü Rahman suresini okuyan kişiye cennet vacip olur..
_____________
★★★GÜNAHLARIN AFVI İÇİN;
Aşure günü 313 defa La'ilahe illa ente subhaneke innii küntü minezzalimiin duası okunur..
"Ya Rabbi, razi olmadıgın Şeylerden ne yapmIssak hepsini affet.. AMIN..
Aşure gününde günahlarımızın affı için Bol bol istiğfar çekilir...
Belki bedenin... Belki de ruhundur kıvranan...
Belki de bin bir türlü muamma...
Her ne durumda olursan ol diline yakısır bu ..Dua.. "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimiin..
__________
★★★AŞURE GÜNÜ SELAM;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmakta
"Her kim aşüre gününde müslümanlardan 10 kişiye selam verise, O kişi bütün müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur.. "
Şir'atül islam şerhi sh 217
______________
★★★SADAKA;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmakta
"kim ki Aşüre günü zerre miktarı tasaddukta bulunursa, Cenabı hak ona "Uhut dağı" kadar sevap verir. ve kıyamet günü o sevaplar mizanına konulur."Şir'atül islam sh 217
______________
★★★AŞURE GÜNÜ GUSUL (BOYABDESTİ);
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur..
"Aşüre günü boy abdesti alan, ölüm hastalığından başka hastalık görmez.
Hadis-i şerifte, (Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) ( ve şifa bulur) buyuruldu. (Şir'a) [Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.]
diğer bir hadisi şeriflerinde:
"Aşure günü iki defa boy abdesti alan kişinin gözlerinde ebediyyen hastalık olmaz"Şir'atül islam-Riyazüz-salihin
____________
★★★HASTA ZİYARETİ
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur..
o gün bir hastayı ziyaret eden bütün insanları ziyaret etmiş gibi olur .Aşüre günü bir kimseye su veren isyan etmemiş gibi afv olunur."
AŞÜRE RİSALESİ
____________
★★★AŞURE GÜNÜN SUYUN ZEMZEM AKMASI;
"kim ki Aşüre ggünü gusledecek olursa Anasından doğduğu gün gibi, cenabı hak onu günahlardan temizler."Şir'atül islam şerhi sh 218
Allah dostları bu işin hikmetini şöyle izah etmişlerdir.
"Aşüre günü bütün sulara zemzem suyu karıştırılır. bu nasıl olur ? denirse nasılki arzın bir cüzü olan insanoğluna bir damarından herhangi bir ilaç verilirse vucudundaki bütün kılcal damarlarına varıncaya kadar o ilaç ulaşır.
Aynı şekilde arzın damarları su kaynakları da birbirine bağlıdır.
Aşüre günü vazifeli melekler tarafından arzın bütün sularına zemzem suyu sirayet eder.
ve o gün bütün sularda zemzem bereketi olur . Binaen aleyh o gün gusleden, sulardan içen bütün müslümanlar için Allah tarafından şifadır. ruhul beyan c.4 sh.83
____________
★★★AŞURE GÜNÜ AKRABA ZİYARETİ;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
"kimki akrabaları ile ilişkisin kesmiş iken Aşüre günü onları ziyaret ederse Allah'ü Teala ona Zekeriyya (A.S) ve İsa (A.S)ın nasibini verir.
ve orta parmakla şehadet parmağının yakınlığı gibi cennette o iki peygamber Aleyhimüselam komşu eder. Şir'atül islam şerhi sh 217
____________
★★★AŞURE GÜNÜ İLİM MECLİSİNDE BULUNMAK;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
"kim ki Aşüre günü Allah'ı anan bir topluluğa gider, onlarla 1 saat bulunursa,Onu cennetine koymak Allah üzerine haktır.
Şir'atül islam sh 217
_____________
★★★AŞURE GÜNÜ YETİM SEVİNDİRMEK;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
kim ki Aşüre günü eliyle bir yetimin başını mesh ederse,(okşarsa) cenabı Hak o yetimin başındaki saçının her bir teli için cennette yüksek dereceler verir."Şir'atül islam şerhi sh 218
______________
★★★AŞURE GÜNÜNÜN ÖNEMİ
Muharrem ayı, Kur'an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.) [Müslim]
Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşûre gecesidir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşûre günü kabul etmiştir.
Hazret-i Âdem'in tevbesinin kabul olması,
Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması,
Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması,
Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması,
Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması,
Hazret-i Yakub'un oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması,
Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması,
Hazret-i Eyyüb'ün hastalıktan kurtulması,
Hazret-i Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi,
Hazret-i İsa'nın doğumu
16 notes · View notes
sessizgece07 · 4 years
Text
.
...İLAHİYATÇI PROF. DR. GÜNER AKÇA, ACABA KUR'AN'DA NELER YOK DEYİP ARAŞTIRMIŞ, BİLELIM İSTEMIŞ VE YAYINLAMIŞ.
ÇOK ENTERESAN ve ÇOK EZBER BOZAN DURUMLAR VAR.
.
1 - Tüm Şefaat sadece Allah'a aittir. Şefaat ya Resullulah, ya Ali, ya Geylani, ya Gavs vs. yok.
2 - Mehdinin geleceği yok...
3 - Kabir hayatı, kabir azabı yok...
4 - Miraç yok.
5 - Kadercilik yok...
6 - Recm cezası yok.
7 - Hac ayları 4 aydır, dileyen 2 günde dileyen daha fazla günde işini bitirir ve döner. 10 günlük hac süresi yok.
8 - Hac’da şeytan taşlama, hacer-ül esved taşına el yüz sürme yok.
9 - Mezhepler yok.
10 - Altın/İpek erkeğe haramdır, yok.
11 - Bir şeyhe veya tarikata bağlanma yok.
12 - Kıyamet alametleri yok.
13 - Erkek/Kadın sünnet olmak yok.
14 - Hayızlı/lohusa kadınlara ibadet yasağı yok.
15 - Kuran’ı anlamadan sevap için okumak yok.
16 - Ölüye Kuran okumak, sevap transferi yapmak yok.
17 - Bir insandan Tevbe almak vermek, rabıta yapmak, dönmek, kafa sallamak yok.
18 - İnfakta/zekatta kırkta bir yok. Malın biriktikçe ihtiyacından fazlasını imanın/samimiyetin/takvan oranında verirsin.
19 - Erkeğin kişisel üstünlüğü, kadının erkeğe itaati yok. Sorgusuz itaat Allahadır.
20 - Evliya (Allah dostu), keramet sahibi yok.
21 - Mevlid yok.
22 - Salavat yok.
23 - Sünnet namaz zorunluluğu yok.
24 - Arapça dua etmek ve Arapça namaz kılma zorunluluğu yok.
25 - Muska/Büyü/Nazar yok.
26 - Cuma namazı sadece erkeklere farzdır diye birşey yok. İman eden her erkek ve bayanlara farzdır.
27 - Kölelik/Cariyeliği teşvik yok.
28 - Kadının uğursuzluğu, cenazeden uzak tutulması, sadece erkeğin cenaze namazı (duası) kılması yok. Cenaze namazı cenaze duasıdır.
29 - Kaza namazı yok.
30 - Haremlik/Selamlık şartı yok.
31 - Kadının sesi haramdır yok.
32 - Kutsal günler/Kandiller yok. Sadece Kadir gecesi özeldir.
33 - Bazı ayetleri veya duaları belli sayıda okuyup üflemek ve bundan murad beklemek yok.
34 - Sırat Köprüsü yok.
35 - Kuranın saydığı haram yiyecekler. dışında kalan yiyecekler kültürel, tercihler ve alışkanlıklar ile ilgili meselelerdir. Kafaya göre haram koymak yok.
36 - Erkeğin kadını dövme yetkisi yok.
37 - Dua ederken el açmak, âmin demek zorunluluğu yok.
38 - Teravih namazı yok
49 - Sağ el / Sağ ayak saçmalığı yok.
40 - Hem askerde veya savaşta ölenin şehit olması gibi birşey yok.
41 - Boşanma yetkisinin yalnızca erkeğe ait olması yok.
42 - Ölüye telkin ve ıskat yok.
43 - Takva kıyafeti (sakal, cübbe, sarık vs.) yok.
44 - Sorgulamadan bir fikre, bir şahsa tabii olmak yok.
45 - Kuranın tüm emir ve yasakları farzdır. Sadece 32 veya 52 farz yok.
46 - Kuranda 6236 ayet var, 6666 ayet yok.
47 - Çocuk yaşta evlilik yok.
48 - Namus/zinada kadın erkek farkı yok.
49 - 61 gün oruç tutma cezası yok.
50 - Türbede dilek dilemek yok.
51 - Tasavvuf, gavs, kutup, şeyh, seyyidlik İslamda yeri yok.
52 - Kuran anlaşılması zor bir kitaptır, yok.
53 - Deve idrarı içen ve iç diyen bir resul yok.
54 - Resul ve Nebi var, Peygamber kelimesi ise kuranda yok.
55 - Kuran okumak için abdest şartı yok.
56 - Sakala cilet vurmak haramdır diye bişey yok.
57 - Cehennemde yanıp çıkma yok.
58 - Din değiştirenin (Mürtedin), namaz kılmayanın, içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bişey yok.
59 - Sakalı şerif, nalı şerif, hırkayı şerif, Kabak, hurma, zemzem, tesbih, seccade vs. kutsaldır diye bişey yok.
60 - Sevap kazanmak için kertenkele, kara köpek vs hayvanları öldürmek yok. Uğursuz hayvan yok.
61 - İslami bir isim koymadan ve sünnet olmadan müslüman olamazsın diye bişey yok.
62 - Hadisler kesin peygamber sözüdür diye bişey yok.
63 - Hadis, Fıkıh kitaplarında kuran dışında hükümler vardır diye bişey yok...
- İlahiyatcı- Prof. Dr. GÜNER AKÇA.
Tumblr media
2 notes · View notes
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Hangi ibadet için beş defa davet ediliyoruz... Ve acaba günde beş defa çağrıldığımız hangi davete icabet etmeyiz?
Belki de en önemlisi namaz bize Rabbimizin cebrî bir lütfu.
Bizim O'nun kapısına nasıl gitmemizi istiyorsa hepsini namazın içine yerleştirmiş.
Secdeyi vermiş mesela, en yakın yere yükselelim diye..
Tahiyyatı vermiş mesela, Habibiyle arasındaki diyaloğa şahit olup bir kere daha tasdik edelim diye.
Salli Barik diye bildiğimiz duaları vermiş mesela, en güzel salavat bu, selamını böyle gönder diye.
Fatiha'yı vermiş sonra her kelimesi hazine, bana böyle dua edin diye... Ne diyoruz Fatiha suresinde "bizi doğru yola ilet". 5 vakitten 40 rekat namazda, 40 kere söyleriz bu duayı.
Boşuna mı "birşeyi kırk kere söylerseniz olur" deniyor.. .
Ah bir de kalbimiz eşlik etse söylediklerimize... O zaman şöyle diyebilir miyiz namaz yoksa irtibat yok.
Kaç Mü'min hergün Kur'an-ı Kerim okuyordur ki... Ama namaz kılıyorsa ister istemez okuyacak... O zaman Rabbimiz kitabıyla irtibatsız kalmamızı da istememiş...
Rabbim huzurunda huzura erenlerden eylesin İnşeAllah...
Vakit öğle.... Rabbimizle buluşma vakti...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
16 notes · View notes
zarifmuallimee · 5 years
Text
AŞURE GÜNÜ...
SIKINTI- FAKİRLİK - HASTALIK - AFV VE MAĞFİRET İÇİN
BİRÇOK REÇETE BURADA....
AŞURE günü yapılacak ibadet ve faziletlerini kısa kısa bu paylaşımda sizler için yazmaya çalıştık..
________________
AŞURE GÜNÜ ORUÇ;
Her kim muharremin 9-10 unda (8 -9 EYLÜL) yada 10-11 (9-10 EYLÜL ) de oruç tutarsa 2 yıl ibadet etmiş olur, her kim bunu duyurursa 80 yıl ibadet etmiş olur...
Hadisi Şerif
Aşure günü de, tek olarak oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya sonrası ile birlikte tutmalıdır.
Gücü yeten 8-9-10. günlerde tutmaya çalışsın daha eftaldir
________________
AŞURE GÜNÜ NİYET VE HAYR İSTEKLERİN KABULÜ İÇİN;
Aşure gününde 786 besmele-i şerif her ne niyet üzerine okunursa kabul olur...
Aşure günü akşamla yatsı arası 40 Fatihayı şerif ne niyet üzerine okunursa kabul olur..
________________
RIZIK BOLLUĞU;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır
"Kim kendinin ve aile efradının nafakasını geniş tutarsa, cenabı Hakta senenin tamamında o kişinin rızkını genişletir"..
rumüzül ehadis sh446/5568
Bazı zatlar "evde ihtiyaç bilhassa gıda maddeleri o gün alınınca evde sene boyunca eksikliği görülmez" demişlerdir....
________________
AŞURE GÜNÜ NAMAZI; GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASI;
Aşure Günü Namazı,Aşure Günü Namazı Kılınışı
İbni Abbas tan rivayet ediliyor
Kim aşure günü 4, rekat namaz kılar da
her rekatında fatiha dan sonra 50, ihlas okursa,
Allah ü Teala geçmiş ve gelecek 50 senelik günahlarını bağışlar ve Mele i Ala da cennette onun için nurdan bir kürsü bina eder,
Aşure gecelerini ibadetle ihya eden melekler mukarrabin gibi Allaha ibadet etmiş sayılır..
AŞURE GECESİ VE GÜNÜNDE KILINACAK (ÇOK FAZİLETLİ) NAMAZLAR
Peygamber Efendimiz SAV buyuruyor (Hz Aişe RA'den rivayet): Aşure gecesi yada kılınamıyorsa günü, her rekatta Fatiha Sûresinden sonra 3 İhlâs-ı Şerif okuyarak 100 rekat namaz kılınırsa, (Gece kılınırsa 2 rekatta, gündüz 4 rekatta bir selam verilecek) arkasından 70 SübhenALLAHi velhamdülİLLAHivela ilahe illALLAHu VALLALU ekber vela havle vela kuvvete illa bİLLAHil Aliyyil Aziym, 70 EstağfirULLAH, 70 Salavat-ı Şerife okursa
Bu kişi öldüğü zaman ALLAH'u Teâlâ o kişinin kabrini misk-ü amber doldurur ve kabre konan herkesin saçı başı kaşı kirpiği her tarafı kılları dağılır, bu namazı kılanın kabrinde saçları tüyleri dağılmaz.
Mahşere çıktığında yüzü ayın ondördü gibi parlar, yeni gelinin kocasının evine gönderildiği gibi Cennete gönderilir.
Nitekim hadîs-i kudsîde
بِالْفَرَرئِضِ نَجَى مِنِّى عَبْدِى وَ بِالنَّوَافِلِ يَتَقَرَّبُ اِلَىَّ
Farzlarla kulum benim gazabımdan azabımdan kurtulur.
Nâfilelerle bana (benim rızama) yaklaşır. buyurulmaktadır.
Böylece nâfile ibâdetleri yerine getirmek mecbûrî olmamakla beraber, bu ibâdetler kulu Allah'a yaklaştırmaktadır.
O halde değerli Müslüman Kardeşlerim mânevî mertebelere nâil olmak isteyen herkes, bu tarif edilen ibâdetleri imkân nisbetinde yerine getirmelidir. Yapılmadığı takdirde ise, mânevî bir mes'ûliyeti yoktur.
________________
AŞURE GÜNÜ ŞİFA İÇİN;
Gül suyunu kaseye koyup 7 tane Fatiha Sûresi (her okuyuşta besmele ile) okuyup her okuyuşta üfleyip sonrasında bu gül suyunu önce saçlarımıza sonra ellermizle yüzümüze sürüyoruz. Tüm hastalıklardan arınıp korunmak için..
SÜRME;
Tedavi niyetiyle sürme sürmelenebilir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü ismidle sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu. (Hakim)
___________________
SON NEFESTE İMANLA ÖLMEK İÇİN;
Aşure günü 7 kere Tevbe suresinin son ayeti okunursa iman ile ahirete göçülür..
Tevbe 129.ayeti
“Bismillahirrahmanirrahim Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym”
_________________
FAKİRLİK GÖRMEMEK İÇİN;
Aşure günü Vakıa suresini okuyan kimse fakirlik görmez..
İkramda bulunulmalı:
Her kim aşure gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.
_________________
Aşure günü Rahman suresini okuyan kişiye cennet vacip olur..
_________________
GÜNAHLARIN AFVI İÇİN;
Aşure günü 313 defa La'ilahe illa ente subhaneke innii küntü minezzalimiin duası okunur..
"Ya Rabbi, razi olmadıgın Şeylerden ne yapmIssak hepsini affet.. AMIN..
Aşure gününde günahlarımızın affı için Bol bol istiğfar çekilir...
Belki bedenin... Belki de ruhundur kıvranan...
Belki de bin bir türlü muamma...
Her ne durumda olursan ol diline yakısır bu ..Dua.. "La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimiin..
______________
AŞURE GÜNÜ SELAM;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmakta
"Her kim aşüre gününde müslümanlardan 10 kişiye selam verise, O kişi bütün müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur.. "
Şir'atül islam şerhi sh 217
__________________
SADAKA;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmakta
"kim ki Aşüre günü zerre miktarı tasaddukta bulunursa, Cenabı hak ona "Uhut dağı" kadar sevap verir. ve kıyamet günü o sevaplar mizanına konulur."Şir'atül islam sh 217
__________________
AŞURE GÜNÜ GUSUL (BOYABDESTİ);
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur..
"Aşüre günü boy abdesti alan, ölüm hastalığından başka hastalık görmez.
Hadis-i şerifte, (Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) ( ve şifa bulur) buyuruldu. (Şir'a) [Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.]
diğer bir hadisi şeriflerinde:
"Aşure günü iki defa boy abdesti alan kişinin gözlerinde ebediyyen hastalık olmaz"Şir'atül islam-Riyazüz-salihin
________________
HASTA ZİYARETİ
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur..
o gün bir hastayı ziyaret eden bütün insanları ziyaret etmiş gibi olur .Aşüre günü bir kimseye su veren isyan etmemiş gibi afv olunur."
AŞÜRE RİSALESİ
________________
AŞURE GÜNÜN SUYUN ZEMZEM AKMASI;
"kim ki Aşüre ggünü gusledecek olursa Anasından doğduğu gün gibi, cenabı hak onu günahlardan temizler."Şir'atül islam şerhi sh 218
Allah dostları bu işin hikmetini şöyle izah etmişlerdir.
"Aşüre günü bütün sulara zemzem suyu karıştırılır. bu nasıl olur ? denirse nasılki arzın bir cüzü olan insanoğluna bir damarından herhangi bir ilaç verilirse vucudundaki bütün kılcal damarlarına varıncaya kadar o ilaç ulaşır.
Aynı şekilde arzın damarları su kaynakları da birbirine bağlıdır.
Aşüre günü vazifeli melekler tarafından arzın bütün sularına zemzem suyu sirayet eder.
ve o gün bütün sularda zemzem bereketi olur . Binaen aleyh o gün gusleden, sulardan içen bütün müslümanlar için Allah tarafından şifadır. ruhul beyan c.4 sh.83
________________
AŞURE GÜNÜ AKRABA ZİYARETİ;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
"kimki akrabaları ile ilişkisin kesmiş iken Aşüre günü onları ziyaret ederse Allah'ü Teala ona Zekeriyya (A.S) ve İsa (A.S)ın nasibini verir.
ve orta parmakla şehadet parmağının yakınlığı gibi cennette o iki peygamber Aleyhimüselam komşu eder. Şir'atül islam şerhi sh 217
________________
AŞURE GÜNÜ İLİM MECLİSİNDE BULUNMAK;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
"kim ki Aşüre günü Allah'ı anan bir topluluğa gider, onlarla 1 saat bulunursa,Onu cennetine koymak Allah üzerine haktır.
Şir'atül islam sh 217
_________________
AŞURE GÜNÜ YETİM SEVİNDİRMEK;
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyorlarki;
kim ki Aşüre günü eliyle bir yetimin başını mesh ederse,(okşarsa) cenabı Hak o yetimin başındaki saçının her bir teli için cennette yüksek dereceler verir."Şir'atül islam şerhi sh 218
__________________
AŞURE GÜNÜNÜN ÖNEMİ
Muharrem ayı, Kur'an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.) [Müslim]
Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşûre gecesidir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşûre günü kabul etmiştir.
Hazret-i Âdem'in tevbesinin kabul olması,
Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması,
Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması,
Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması,
Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması,
Hazret-i Yakub'un oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması,
Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması,
Hazret-i Eyyüb'ün hastalıktan kurtulması,
Hazret-i Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi,
Hazret-i İsa'nın doğumu ve ölümden
42 notes · View notes
husnugul · 5 years
Text
Selâmun Aleyküm Kardeşlerim,
Ben yeğenim @nurubenan için etmiş olduğunuz hayır duaları ve okumuş olduğunuz hatimler yasinler salavatlar ve tevhîdler için sizlere minnettarım. Herkesçe sevilen bir çocuktu ve burada tanıyan ve tanımayanların kalplerine ve dualarına girmiş bu beni çok mes'ud etti. Beni tanıyan kardeşlerim bilirler ki ben yapılan iyiliğe verilen hediyelere her vakit kat ve kat fazlasını ve en güzelini vermeyi severim Efendimiz Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem'in sünnetini gözeterek. Bu sebeple @nurubenan için bizlerin okuduğu ve buradaki okunanlar haricinde bize bildirilmiş olan:
168 Kur'an-ı Kerim Hatimi,
38 Bin Yasin-i Şerifi,
100 milyon Salavat-ı Şerifi,
200 trilyon sevabı,
81 Hatm-i Tehlili,
102 Hatme-i Hacegânı,
2.500 Nebe suresini,
3.600 Mülk Suresini,
1.200 Vakıa Suresini,
350 bin İhlas Suresini,
10.200 Âyetel kursi Suresini,
80 Bin Kadir Suresini,
50 Bin inşirah Suresini,
Başta efendimiz Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem'in,
Ehli Beytinin,
Ashab-ı Kiram'ın,
Ashab-ı Kehf'in,
Sadat-ı Kiram'ın,
Gelmiş Geçmiş Bütün peygamberlerin ve Ümmet-i Muhammed Şehitlerinin,
Evliyaların,
Enbiyaların,
Üveyslerin,
Sıddıkların,
Mürsellerin,
Abidlerin,
Alimlerin,
Mollaların olmak üzere :
@nurubenan 'ım ile birlikte siz kardeşlerimin şahsınıza;
ailelerinize, ölmüşlerinize, hastalarınıza, dertlilerinize, borçlularınıza, işsizlerinize, evsizlerinize, evlatsızlarınıza hediyemizdir.
İnşaAllah bu okunanlar,
Derdinize deva olsun,
Hastalığınıza şifa olsun,
Borcunuza eda olsun.
Allah hepinizden ayrı ayrı razı olsun. Bu okunanlar @nurubenan 'ım ile birlikte sizlere hediye ettiklerimizinde mizanlarına koysun. Dünyanızdaki imtihanınızı kolaylaştırsın, Ahiretinizi güzelleştirsin.
Haklarınızı helal eyleyin.
Âminn Âminn Allahümme Âminn🌷. .
220 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 5 years
Text
Kıssadan Hisse
Tabiinden Hasan-ı Basrî Hazretleri zamanında bir kadın, Hazret-i İmamın huzûruna gelip:
Ya îmam! Benim genç bir kızım vardı. Birkaç ay evvel vefat etti. Fakat onun hasretine dayanamıyorum,öldükten sonra rüyamda da görmedim. Bana bir dua öğretiniz de, hiç olmazsa onu rüyamda görüp teselli olayım, dedi.
Hasan-ı Basrî kadına lâzım gelen duaları tâlim etti. İnşallah görürsün, diyerek gönderdi. Kadın öğretilen duaların tamamını okudu. Cenâb-ı Allah’a kızını göstermesi için hayli yalvardıktan sonra, göz yaşlan ile yatıp uyudu. Uykusunda kızını gördü. Gördü ama gördüğüne de pişman oldu. Çünkü kıza öyle azap ediliyordu ki, onu görünce kadının ciğeri parça parça oldu. Kıza ateşten bir elbise giydirmişler, şiddetli şekilde azap olunmakta idi.
Kadın heyecanla uykusundan uyandı, sabah olduğunda da, Hazreti imamın huzuruna tekrar çıkarak gördüğünü anlattı. Kızının bu azaptan kurtulması için ne yapması lâzım geldiğini, ne gibi hayır hasenat ederse günahlarının affedileceğini sordu.
Hasan-ı Basrî Hazretleri, ona bazı tavsiyelerde bulundu ve geri gönderdi. Fakat bir müddet sonra Hasan-ı Basrî Hazretleri kendisi bir rüya gördü. Rüyasında genç ve son derece güzel bir kız, Cennet bahçelerinden birinde altın bir tahtın üzerinde oturmakta ve etrafına güneş-gibi parlaklık saçmakta idi.
Kız Hasan-ı Basrî Hazretlerine: -Beni tanıdın mı? diye sordu. Hazreti imam, tanımadığını ve hangi peygamberin kızı yahut zevcesi olduğunu sual etti. Kız şöyle dedi:
Hani sana gelip de beni görmek için senden yardım isteyen ve rüyasında azap içerisinde görünce de, tekrar size durumu anlatıp günahımın affı için ne yapması lâzım geldiğini soran kadın var ya, işte ben onun kızıyım.
Hazreti İmam: -O kadın bana senin azap İçinde olduğunu söylemişti. Ne oldu da kurtuldun o azaptan? diye sorduğunda, kız şöyle dedi:
Ya imam! Allah’ın sevgili kullarından biri bizim bulunduğumuz kabristandan geçti ve oradan geçerken bir Fatiha üç ihlâsla beraber üç kere de salavat getirip biz kabir ehlinin ruhuna hediye etti. işte ondan sonra, “Bu kabristanda kabir azabı çekenlerden azabı kaldırın!” diye bir nida geldi ve benimle beraber 550 kişiden kabir azabı kaldırılıp, Cennet nimetleri bize ihsan olundu.
Hasan-ı Basrî Hazretleri, gördüğü bu güzel rüyayı o kadına anlatıp kızının azaptan kurtulduğunu müjdeledi ve ondan sonra bol bol Salavat-ı Şerife okumasını tavsiye etti.
Bizler de âhirete göç eden atalarımıza, ölülerimize mutlaka bir şeyler okumalıyız. Onların ilâhî rahmete gark olmaları için salavatlar okumalı, Kur”ân-ı kerim okumalı ve onların ruhlarına Hayır ve hasenat yapmalıyız.
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi (k.s.) Ruhu’l Beyan Tefsiri
Tumblr media
33 notes · View notes
yasinhoca · 1 year
Text
Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler : Allah (c.c) “Dua ediniz, kabul edeyim“. buyuruyor. Resulü Ekrem Efendimiz de:*Dua ibadetin ta kendisidir.*Allah katında duadan daha şerefli birşey yoktur.*Dua ibadetin özü, mü’minin silahıdır. Dikkat edin! Sizi düşmanlarınızdan kurtaracak, size bol rızık celp edip rızık kapılarını açacak birşey gösteriyorum; gecenizde ve gündüzlerinizde dua ediniz. Çünkü dua mü’minin silahıdır.*Gelecek belayı ancak dua engeller. Dua başa gelene de gelmeyene de fayda verir. *Dua gelecek belaya karşı çıkar, kıyamete kadar onu engellemeye çalışır.*Dua göklerin ve yerin nuru, dinin direğidir. Allah (c.c) kendine kalkan elleri boş olarak geri çevirmez.*İnsanların en aciz olanı dua etmeyendir. Gerçek Allah’ı tanısaydınız, duanız ile dağları yerinden oynatırdınız.*Gizli dua aleni duadan yetmiş kat daha tesirlidir. buyurmuşlardır. Duası Kabul Olan Kimseler, Duaların Fazileti ve Duası Kabul Olan Kimseler Efendimiz Aleyhisselam dualar 'ı kabul edilenleri şu şekilde sıralamıştır:Mazlumun duası, Yolcunun Duası, Anne-babanın evladına olan duası, Oruçlunun duası, Adil sultanın duası, Çok zikredenin duası, Gıyabında mü’minin mü’min kardeşine olan duası, Hacının duası, Mücahidin duası, Hastanın duası, İhramlının duası, Bütün mü’minler için dua edenin duası, Hacda ce umrede yapılan dua, Bela musibet ve sıkıntı içinde olanın duası, Saçı sakalı ağarmış müslümanın duası, İyilik görenin iyilik eden hakkında duası, Hafızların duası, Topluluktan bir kısmının dua edip bir kısmının “amin” diyerek yaptıkları duaları, Ebeveyne iyilik edenin duası, Seher vaktinde edilen dualar, Israrla dua edenin duası, Allah (c.c) korkusundan ağlayanın duası, Kur’an okuyanın duası, Zilhiccenin ilk on günü içinde yapılan dualar, Duaya salavat-ı şerife okuyarak başlayanın ve Allah’a hamd ederek bitirenin duası. Ayrıca bizi facebook üzerinden takip etmek isterseniz tıklayınız.
0 notes
dualarvebuyuler · 2 years
Text
İstiğfar Duası Nedir, İstiğfar Duası Nasıl Edilir?
Tumblr media
İstiğfar Duası Nedir, İstiğfar Duası Nasıl Edilir?
Tumblr media
İstiğfar Duası Nedir, İstiğfar Duası Nasıl Edilir? İstiğfar duası nedir, nasıl edilir sorusu özellikle de günahlarından arınmak ve cennete gitmek isteyen Mümin kullar tarafından sık bir biçimde araştırılıyor. İnsanlar işledikleri günahlardan pişman olmaları durumunda tövbe etmeyi tercih ediyorlar. Yaptıkları günahlardan dolayı pişmanlık duyan ve bir daha yapmak istemeyen kişiler tövbe etmek için dua okudukları zaman tövbelerinin daha yüksek ihtimalle kabul edilmesini sağlıyorlar. Allah, şüphesiz ki kullarının işledikleri günahlarını ettikleri tövbelerin ardından kabul edebiliyor. İslam dininin kutsal kitabı Kur’an – ı Kerim içerisinde de bu konu hakkında ayetler bulunuyor. Bu nedenle de insanların işledikleri günahlardan pişman olmaları durumunda kesinlikle tövbe etmeleri ve aynı günahları yeniden işlememeye dikkat etmeleri gerekiyor. Yaptıklarından pişmanlık duyan ve bunun için Allah katında affedilmek isteyen kişiler istiğfar duası okuyarak günahlarının affedilmesini diliyorlar. Bu dua özellikle de Kadir gecelerinde pek çok mümin kul tarafından okunuyor. Söz konusu olan dua ile birlikte Yüce Rab, pek çok kulunun dualarını kabul ediyor ve tövbeleri ile onları affediyor. Özellikle de bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi içerisine yapılan bu duaların tesir oranı daha yüksek oluyor.
Kısa İstiğfar Nasıl Çekilir?
Kısa istiğfar çekmek isteyen kişiler de genel olarak bunu nasıl yapacaklarını merak ediyorlar. İnsanlar özellikle de Estağfirullah çekerek günahlarının kabul olmasını sağlıyorlar. Bu dua uygulamasını yapmak isteyen kişilerin aynı zamanda namaz kılmaları da önem taşıyor. Tövbe ederek işledikleri günahların affedilmesini isteyen kişilerin kısa bir şekilde yapmaları gerekenler ise şu şekilde sıralanıyor; - Abdest almak - Niyet etmek - 2 rekat huşu namazı kılmak - 3 kez istiğfar duasını okumak - Salavat ve hamt - Son olarak Allah’a duasını kabul etmesi için yalvarmak Tüm bu adımları uygulayan kişilerin özellikle de içten şekilde bunları yapmaları gerekir. İnsanların bunları gerçekten inanarak ve yürekten isteyerek yapmaları durumunda Allah’ın da izni ile birlikte duaları kabul oluyor. Böylelikle de insanlar Allah’tan isteyerek günahlarından arınma imkanını elde ediyor.
İstiğfar Çekmek Nasıl Olur?
İstiğfar çekmek isteyen kişilerin gerekli olan tüm adımları eksiksiz bir biçimde yerine getirmeleri, dualarının daha tesirli hale gelmesini sağlıyor. Özellikle de tövbe etmek isteyen kişilerin öncesinde Allah için iki rekat olan huşu namazını kılmaları önem taşıyor. Yine insanların tövbelerini etmeleri ardından son adım içerisinde gerçekleştirdikleri salavat ve hamt adımları ise tövbelerin adabından yapılıyor. İnsanlar salavat ve hamt etmeseler bile bu durum ettikleri tövbelerinin kabul edilmesine engel olmuyor. Ancak bunları da tövbe ederken yapmaları Allah katında insanlar için daha hoş karşılanıyor.
İstiğfar Duaları Nasıl Okunur?, İstiğfar Duası Nedir, İstiğfar Duası Nasıl Edilir?
İstiğfar duası nasıl okunur sorusu da bu duayı bilmeyen kişiler tarafından araştırılıyor. İnsanların tövbe etmeden önce özellikle de aynı günahı yeniden işlemeyecekleri konusunda kendilerinden emin olmaları gerekiyor. Çünkü gerçek anlamda pişman olan kişilerin aynı hatayı bir kez daha tekrarlamamaları gerekiyor. Eğer bir günah bir kez işleniyor ise buna hata demek mümkün oluyor. Ancak tövbe edilmesinin ardından bile aynı günahın işlenmeye devam edilmesi bu kişilerin artık alışkanlık haline getirmelerine neden oluyor. Bir kez tövbe etmelerinin ardından aynı hataya yeniden düşen kişilerin de bir hayli dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü tövbelerini bozan kişilerin aynı konu için yeniden tövbe etmeleri de pek çok durumda insanlar için bile inandırıcı gelmiyor. Özellikle de ikinci kez yapılan tövbeler ardından bu durumun aynı şekilde devam etmesi de kişilerin bu durumu artık alışkanlık haline getirmelerine neden oluyor. Bu nedenle de sürekli olarak tövbe duası ederek Allah’ın huzuruna geçmek yerine tövbe etmenin ardından aynı günahı yeniden işlememeye özellikle önem gösterilmesi gerekiyor.
Nasıl Tövbe Edilmelidir Diyanet?, İstiğfar Duası Nedir, İstiğfar Duası Nasıl Edilir?
Tövbe istiğfar duası diyanet içerisinde de pek çok kişi tarafından araştırılan konular arasında yer alıyor. İnsanlar diyanet içerisinde yer alan bu dua ile birlikte tövbelerini gerçekleştiriyorlar. Sadece duayı okumanın yanı sıra diğer ibadet ve zikirlerin yapılması da tövbe eden kişiler için ciddi anlamda önem taşıyor. İnsanlar diyanet üzerinden bu duayı almaları ve gereken detayları da uygulamaları ardından aynı günahı yeniden işlemeyeceklerine dair bir nevi Allah’a söz veriyorlar. Bu nedenle de özellikle dikkat edilmesi önem taşıyor. Aşkınıza Nazar Değmemesi İçin Ne Yapmalısınız? yazımızı da okuyabilirsiniz.   Read the full article
0 notes
derdiderun · 5 years
Note
abi şunu sormuştum, ben sofi bir kardeşinim, bir arkadaşımla geçenlerde konuşurken bana şöyle bir soru yöneltti 'menzil için mübarekler sünnetten ayrılmıyor diyorsunuz ama vird rabıta vs sünnette bunlara dair bir yer yok, bunlar bidat olmuyor mu o zaman' dedi. Benim çok bir ilmim yok, kendime göre cevaplamaya çalıştım ama pek ikna edici olmadı, rica etsem bu soruyu cevaplayabilir misin, bende ona iletsem
MaşaAllah. Rabbim daim etsin.  Öncelikle uzun bir paylaşım olacak herkes hakkını helal etsin. Vird konusunda aşağıda ki açıklama yeterli olur. Rabıta konusunda ise elimizde 3 bölümden oluşan çok uzun kaynaklı bir açıklama var. İkisini de paylaşayım seninle. Küçük bir öneri kardeşime ilim konusunda hangi konuda olursa olsun önce kendin için öğren, başkasına üstün geleyim, geri kalmayayım diye öğrenme sana da faydası olmaz karşındakine de... 
....
Öncelikle vird sünnette yok diyen kişi hakkını helal etsin kara cahildir. Allahı zikir etmek farzdır, Kur’an’da da var sünnette de. Vird kelimesine takılmıştır o açıklamak icap eder:
VİRD NEDİR?
Vird, günlük vazife demektir.
Her gün belli miktar yapılan zikre de vird denir.
Bu zikir belli miktar Kur’an okumak, salavat getirmek ve tövbe- istiğfar etmek de olabilir.
Vird kalp için günlük ilaç hükmündedir. Kalbin gafletten uyanması ve şifa bulması için her gün bu ilacın alınması gerekmektedir. Vird, beş vakit namaz gibi müslümanın hayatına girmelidir. Büyükler ‘virdi olmayanın varidi olmaz’104 demişlerdir.
Varid, manevi feyiz ve ilahi hediyeler demektir. Vird, hak yolcusunun ana sermayesidir. Vird Allah dostlarının sırrı kabul edilmiştir. O sırra ve Allah dostluğuna ulaşmanın yolu virddir.
Gafletle de olsa vird çekilmelidir. Gafletle çekilen zikir, hiç çekmeyip terk etmekten daha hayırlı ve kazançlıdır. Çünkü insan farkında olmasa da vücudu o anda Allah’ın zikri ile meşgul olur.
Vird dersi yirmi dört saat içinde yapılabilir, ancak zikrin en faziletli vakti sabah ve akşam vakitleridir. Vird dersi için mekruh bir vakit yoktur. Ancak virdle meşguliyet, farz ibadetleri geciktirmemelidir.
Bütün zamanlar zikir için yaratılmıştır. Allahu Teala’yı sevenler O’nu çok zikrederler. Yüce Rabbimiz: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin”105 gibi benzer ayetlerle müminlerden devamlı zikir istiyor.
Bu zikirlerin sabah-akşam her vakte yayılmasını emrediyor. Kendisini çokça zikreden erkeklere ve kadınlara mağfiret ve büyük bir mükafat hazırladığını müjdeliyor. 106
İslam alimleri Allah’ı çokça zikreden kimselerden olmak için önce beş vakit namazın hakkıyla kılınması gerektiğini söylemişledir.
Büyük müfessir İbnu Abbas (r.a) şöyle der:
“Allahu Teala, farz kıldığı her ibadete bir vakit ve bir miktar tayin etmiştir. Kulun bir özrü olup da bu farzı yapamadığında kendisini mazur görmüştür. Ancak zikir böyle değildir.
Allahu Teala, zikir için belli bir miktar ve zaman belirtmeden: “Ey iman edenler! Allah’ı ayakta, otururken ve yanınız üzeri yatarken çokça zikrediniz” emrini vermiştir. Zikri terk etmek için aklın baştan gidip kulun deli olması dışında hiçbir özrü kabul etmemiştir. Bu ayette Yüce Allah sanki şöyle diyor:
“Ey müminler! Gece, gündüz, karada, denizde, mukim iken, seferde, zengin ve fakirlik hallerinizde, sıhhat ve hastalık durumlarında, gizli, açık her halde Allah’ı zikredin. Onu sabah akşam tesbih edin. Böyle yaparsanız, Allah size rahmet eder, melekler de sizin için dua ve istiğfar ederler.”107
Allah Rasülü (sallallahu aleyhi vesellem), ümmetinin zikir delisi olmasını istiyor ve şöyle emrediyor:
“Yüce Allah’ı o kadar çok zikredin ki, insanlar size deli desinler.”108
Demek ki, Yüce Allah’ın velisi olmak için zikrin delisi olmak gerekiyor. İnsanların deli demesi, zikir ehlinin ileri seviyedeki itaat, cömertlik, mertlik ve iyilik sahibi olmasından kaynaklanıyor.
Çünkü gerçek zikir ehlinin kalbi, Yüce Allah ile öyle bir huzur bulmuş ve kuvvet kazanmıştır ki, her şeyden çok sevdiği ve zikrettiği Yüce Mevla’sı yolunda canını, malını, bütün imkanlarını ortaya koyar. Gerçek aşık, kendisi için değil, sevgilisi için yaşar.Kendini değil onu düşünür.
Böyle bir kimseyi görenler, kendileri ile kıyas ederler, hiçbir şekilde onlara benzemediğini görünce ona deli derler. Halbuki gerçek akıllı odur, deli ise diğerleri...
Kaynaklariyla Tasavvuf
Dr.dilaver Selvi
.....
RABITA
Mezhepsiz Selefîlerin (Vehhabi) ve diğer bâtıl renkdaşlarının (Hadis inkarcıları) çokça eleştirdiği ve hatta şirk ile itham ettiği meselelerden birisi de, tasavvuf yolundaki eğitim metodlarından birisi olan râbıtadır. Bu cahil yeni yetmeler, Kur'an ve sünnetten o denli kopukturlar ki, ayet ve hadislerin bir kısmını kabul edip, bir kısmını da reddederek, bektâşi mantığıyla olayları çözmeye çalışırlar. Halbuki Kur'an ve Sünnet bir bütündür. Bir kısmını alıp bir kısmını reddetmek, motorsuz ve direksiyonsuz bir arabayı yürütmeye çalışmak anlamına gelir ki, bu hep yolda kalmak demektir.
Râbıta, bir manada, Allah'ın bize verdiği nimetlerden biri olan hayal gücünü, O'nun yarattıklarına ve sevdiği insanlara odaklamak ve onlarla beraber olduğunu hayal etmektir.
Ne çelişkidir ki, tasavvuf ehlini, bu hayal gücü nimetini kullanmalarından ötürü kafirlikle itham eden bu cahiller, yaz sıcağında, bir saat sonra sofrada yiyecekleri soğuk karpuzun hayalini kurmakta bir beis görmezler.
Karpuzun kıvrımları, ağızda verdiği serinlik hissi, damaktaki su ve şeker tadı sahne sahne gözlerinde canlanır.
Tamam da, karpuzu hayal etmek şirk olmuyor da, mahlukatın en şereflisi olan insanı hayal etmek nasıl şirk oluyor, ey cahiller!
Yine, bir adamın gün içinde hanımını hayal etmesi şirk olmuyor da, bu dervişin, şu dünyanın gördüğü en güzel insana (Muhammed aleyhisselam) rabıta etmesi nasıl küfür oluyor, be gafiller!
Bu hafif ısınma hareketlerinden sonra, Tekwando elbisemi çıkarıyorum, dervişlik hırkamı giyiyorum ve derse başlıyorum.
DERS: 1
KUR'AN'DA RÂBITANIN DELİLLERİ
Bozulmayan Kitâbımız Kur’anda, rabıta kelimesi açıkça zikredilmektedir.
"Yâ eyyuhâllezîne âmenusbirû ve sâbirû ve RÂBİTÛ vettekûllâhe leallekum tuflihûn"
“Ey iman edenler! Allah yolunda sabredin, düşmanlarınız karşısında sebat gösterin, rabıta yapın/Allah’ın korumanızı istediği sınırları bekleyin, Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmran 200)
Bu ayetteki “rabıta yapın” emri, her mümini ilgilendiren bir emirdir. Tefsirlerde, burada geçen rabıtaya şu manalar verilmiştir:
Düşmanların saldıracağı yerleri gözetleyin, sınırları bekleyin. Dininizi tehlikelerden koruyun. Nefis ve şeytan düşmanlarına karşı uyanık olun. Onların kalbinize girmesine yol vermeyin. Allah’ın çizdiği sınırları iyi gözetin, ilâhi hükümlere harfiyen uyun. Namaz vakitlerini gözetleyin ve mescitleri ibadet, taat ve zikir ile mamur edin. (Suyutî, ed-Dürrü’l-Mensur; İbnu Kesir, Tefsir)
Resûlullah Efendimiz, “rabıta yapınız” ayeti indiği zaman, ashabına ayette anlatılan ribat ve rabıtanın ne olduğunu şöyle açıklamıştır:
“Zor ve sıkıntılı zamanlarda güzelce abdest almak, kalbi mescitlere bağlı olmak, ibadet yerlerine çokça gidip gelmek ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namaz vaktini gözetlemek var ya; işte sizin için ribat budur, işte asıl ribat budur, işte asıl ribat budur.” (Buharî, Tirmizî, Nesaî, Malik)
Bu hadisi şeriften, ribatın iki türlü manasının olduğunu anlıyoruz. Birisi manevi sınırları korumak, diğeri maddi sınırları kontrol altında tutmaktır. Korunacak manevi sınırlar, ilâhi emirler ve kalbimizdir. Maddi sınırlar ise, vatanımıza düşman olanların saldırı noktalarıdır.
Kalbin Yüce Allah ile ne halde olduğunu kontrol etmeye murakabe denir. Zahiri düşmanları takip ve kontrol etmeye ise mücadele denir. Her ikisi de mümin için vazgeçilmez birer vazifedir. Çünkü ayette kurtuluş bunlara bağlanmıştır...
Mukaddes Kitâbımız Kur'anda, rabıtanın bir başka delili de şudur:
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun!" (Tevbe 119)
İsmail Hakkı Bursevi (kuddise sirrahu) “Sadıklarla beraber olunuz” ayetinin tefsirinde şöyle der:
“Bu ayeti kerimede bahsi geçen sadıklardan murad; kamil mürşidlerdir. Bir salik, onların kapılarında ciddiyetle hizmet eder, muhabbetiyle nazarlarına kabul olunursa, onların feyz ve bereketiyle masivayı (Allah'tan gayrı) terk etmeye, Allah’ü Teala yolunda, istikamet üzere bulunmaya rahatlıkla muvaffak olur ve huzur-u Hakk’a kavuşur.”
Müfessir Alusi (rahimehullah) ise, yukarıdaki ayetin tefsirinde: “Sadık ve Salihlere karışınız (onlarla iç içe olunuz) ki; onlar gibi olasınız. Çünkü herkes, yakın olduğu kimseye uyar”demiştir.
Bu ayet-i Kerime’yi Ubeydullah-ı Ahrâr Hazretleri de, rabıtaya delil olarak zikretmiştir.
Sadıklarla beraber olmayı iki kısımda anlamak lazımdır:
1) Cismani, yani zahiri beraberlik: Sadıkların meclislerine devam ederek onlardan ilim ve fazilet almaktır. İlimsiz hiçbir şey olmaz. İnsan istikamet üzere yaşamayı ilim öğrenerek elde edebilir. Onun için ashab-ı kiram, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in etrafında pervane gibi dönerek, daima onunla beraber olmaya çalışırlardı.
2) Manevi beraberlik: Sadıkların gıyabında, daima onları düşünmek, fikren ve ruhen onlarla beraber olmak ve onların güzel halleri ile hallenmeye çalışmaktır. Bu Hakk dostlarının meclisinde bizzat bulunmak, kişiye çok faydalar sağladığı gibi, gıyaben şahıslarını ve hallerini düşünmek de fayda verir.
Salih kimselerle zahiri ve manevi olarak beraber olmaya çalışanlar, ne kadar hata ve günah sahibi olsalar da, bu sâlihlerin nasihatleri ve duaları ile tövbekar olurlar.
Günah ve bid'at ehli insanlarla beraber olanlar ise, kendileri iyi bir halde olsalar bile, onlardan etkilenip bozulurlar.
Bunu işaret eden iki hadis-i şerifte, Efendimiz aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
"İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır. Kötülerle dost olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun isi ve pis kokusu da diğerine bulaşır." (Ebu Davud)
"Kişi, arkadaşının dini üzerinedir. O halde, herkes kiminle arkadaşlık ettiğine baksın" (Tirmizi)
Bu hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı gibi, kişi kiminle beraber olursa, yavaş yavaş onlar gibi olmaya başlar.
Bu sebeple insan, daima zahiri ve manevi olarak iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır.
Rabıta, aynı zamanda, kötü kimselerin ve şeytanın, insana verdiği vesveselerden kurtulmanın bir yoludur. Çünkü:
"Şayet Rabbinin bürhânını (delilini) görmeseydi..." (Yusuf; 24) ayet-i kerimesinin tefsirinde, müfessirlerin çoğunluğu, manevi tasarruf ve yardımın varlığını açık olarak söylemişlerdir. Mesela, Celaleyn tefsirinde, bu ayet-i kerime;
"Yusuf aleyhisselam Züleyha'ya, birbirlerine meyl ettiği zaman, orada Yakub Aleyhiselam ellerini göğsüne vurmak suretiyle onun bütün şehvetini çıkarmıştır." olarak tefsir edilmektedir.
Burada, rabıtanın kişinin menfaatine olduğunu ve insanın daima bir evliya ile veyahutta bir peygamber hayali ile olmasının, rabıtaya işaretle, günahlardan muhafaza olunacağına delalet ediyor.
Bu âlimlerden Keşşaf kitabının yazarı Zemahşeri, Mu'tezile mezhebinden olduğu halde, bu ayet-i kerimede rabıtanın işaret edildiğini söylemiştir.
Yine Kur'anda bir başka ayette;
“Kullarımın içine gir, cennetime gir.” buyuruluyor. (Fecr 29-30)
Bu ayetin açık beyanından da anlaşıldığı üzere, dünya hayatımızda Allah'ın sevdiği has kulların arasına girmek, sonsuz olan yaşamımızda da cennetlere girmemize vesile olacaktır.
Şu kısa dünya hayatında, bu salihlerle bedenen beraber olmak devamlı surette mümkün olmadığı zamanlarda da, bu kimselerle manevi beraberlik, yani bir rabıta kurulabilir.
Yine Hakk Teala, konuyu teşkil eden başka bir ayette;
“...Bana yönelenlerin yoluna uy...” (Lokman 15) buyuruyor.
İsmail Hakkı Bursevi (kuddise sirrahu) bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle der:
"Bu ayette, kâfir ve fasıklarla sohbetten sakındırma ve Salihlerle (beraberliğe) teşvik vardır. Çünkü kişilerin bir araya gelmesi, birbirini etkilemeyi gerektirir. Tabiatlar cezp edici, hastalıklar geçici ve sirayet edicidir."
Bundan dolayı Semure ibn-i Cündeb (radıyallahu anh) den rivayet edilen bir hadislerinde, Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Müşriklerle bir çatı altında oturmayınız ve onlarla bir arada durmayınız. Kim onlarla oturur veya beraber bulunursa, o da onlar gibidir.” buyurmuştur. (Tirmizi, Siyer: 42, No: 1605, 4/156)
Bu hadis, bir manada bize şunu ikaz eder; “Şirk koşanlarla bir yerde oturmayın, aynı mecliste toplanmayınız ki, bu beraberlikten dolayı onların kötü ahlakı size sirâyet etmesin ve çirkin halleri size bulaşmasın.”
Alusi (rahimehullah) ise şöyle demiştir:
“Bu ayetle, kamil (manen olgun) insanlara uyup, nâkıslardan yüz çevirmeye ve kamil olanların, nâkıs (eksik) olanları kemale erdirmesine işaret edilmiştir."
DERS: 2
SÜNNETTE RABITANIN DELİLLERİ
İlimden nasibi olmayan bu gibi cahillerin, çok kullandıkları bir cümle de, 'Sahabe zamanında rabıta mı vardı?' sorusudur.
Tasavvuf, Allah Resulü ve Sahabesinin yaşantısını taklit etmek demektir. Dolayısıyla, elbette ki sahabe zamanında da rabıta vardı, adı konmamış.
Sahabe efendilerimizin her biri (radıyallahü anhum), doğal rabıta halinde Efendimizin muhabbetiyle, O'nu her an hayallerinde tutabiliyorlardı. (Allah bize de nasib etsin!)
Bunu, asrı saadetten birkaç örnekle delillendireyim;
İmam Buhari anlatıyor;
Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh, kaza-i haceti anında bile Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayali gözünün önünden gitmediği için, bu halden rahatsız olmuş, bu durumu Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bildirdiği zaman Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve Sellem:
"O ben değilim, bu benim hayalimdir." buyurduğunu, bunun sevgiden dolayı olduğunu ve bir sakıncasının olmadığını, hacetini yapabileceğini söylemiştir. (Buhari, Tefsir)
Burada dikkat edilmelidir ki, Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh, her zaman Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hayalini göz önüne getirirdi. Hatta o hale gelmişti ki, Efendimizin hayali, kazâ-ı hacet anında bile gözü önünden gitmiyordu. Burdaki, diğer önemli nokta da şudur ki, Efendimiz aleyhisselam bu talebesine: "Hayal etmeyiniz!" diye buyurmadı.
Tam burada, münkirlere sorulması gereken soru şudur; Ebubekir sıddık gibi bir cennetle müjdeli, neden Allah'ı düşünmüyor da, devamlı Efendimizi düşünüyor?
Görüldüğü gibi, Allah'ın sevdiği bir insanı düşünmek eğer şirk olsaydı, Allah'ın Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh'a hayalini gözünde canlandırmayı yasaklardı. Eğer, Ebu Bekir'e bu rabıtası sebebiylle düşmanlık eden varsa, bu onun Allah Teala'nın rahmetinden uzaklaştığının alametidir.
Rabıtalı sahabelerden verebileceğim bir başka delil de, Efendimizin azatlısı hz. Sevbân'dır. (radıyallahu anh)
Bu mübarek sahabî de Resulüllah’a karşı çok muhabbetli olup, O’nsuz hiç duramazdı. Bir gün rengi değişmiş ve yüzünde üzüntü eseri olduğu halde Efendimiz aleyhisselamın huzuruna geldiğinde, Resulüllah ona:
“Senin rengini ne değiştirdi” diye sordu. O da:
“Ya Resulallah! Bende hiçbir hastalık ve ağrı yok. Ancak seni görmediğim zaman, tekrar sana kavuşuncaya kadar çok sıkıntı çekiyorum. Sonra ahireti düşündüğümde seni hiç göremeyeceğimden korkuyorum. Çünkü sen Peygamberlerin makamına yükseleceksin, ben ise cennete girsem de, senin makamından daha aşağı bir mertebede olacağım. Cennete giremezsem, o vakit seni ebediyen göremeyeceğim.” diye cevap verince, Allah Teala şu ayeti indirdi:
“Her kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddiklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa 69) (Begavi, Me’alimü’t-Tenzil: 1/450; Ebu ishak es-Sa’lebi, El-Keşfü ve’l beyan, 3/341; Kurtubi, el-Cami’u li ahkami’l Kur’an; 57175, Vahidi, esbabü’n-nüzul, No:334, sh: 168; Ebu Hayyan, el-bahru’l Muhit, 37286)
Büyüklerin aşkı büyük olur. Efendimiz aleyhisselamı bir müddet göremediği için rengi atan, yüzü solan ve kederlenen sahabe efendilerimiz işte böyledir. (Allah onlardan razı olsun!) Muhabbet ve rabıta budur...
Şimdi cahiller bu sahabe hakkında da şöyle der, 'Neden Allah korkusundan sararmıyor da, Peygamberi görmediği için sararıyor?'
Sevban da mı müşrik oldu ey akılsız!
Yine sahabenin derin rabıtasına bir başka örnek verelim;
Said ibn-i Mansur (rahimehullah) Şa’bi (radıyallahu anh)'dan şöyle rivayet etmişlerdir:
"Ensar-ı Kiramdan bir zat, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelerek:
“Ya Resulallah! Vallahi elbette sen bana canımdan, oğlumdan, ailemden ve malımdan daha sevgilisin. Eğer ben evimde iken seni hatırladığımda gelip seni görmezsem, o kadar darlanıyorum ki, ruhumun bedenimden çıkacağını zannediyorum.” dedi ve ağlamaya başladı." (Said ibn-i Mansur, es-Sünen, No:661, 4/1 308; Taberani, ibn-i Merdüye, Suyuti, ed-Dürrül Mensur 2/588)
Görüldüğü üzere, sahabe-i kiram, Efendimizi düşünmeden bir an bile geçiremiyor ve daha mühimi, Peygamber Efendimiz de onları kendisini düşünmekten men etmiyor.
Bu kadar açık örnekler önümüzde dururken, her kim rabıtanın bir bid'at olduğunu söylüyorsa, o kişinin, Allah'ın Peygamberiyle bir sorunu vardır!
Şimdi bu sapıklara, sahabe efendilerimizin rabıtasından bu kadar açık örnekler verdikten sonra, köşeye sıkışmış bir fare gibi kaçacakları tek bir yer kalır ve şöyle derler; 'Ama O bir Peygamberdir!'
Bu bâtıl sözlerine karşılık, her sözü hak olan Resulullah'ın şu hadisleri, bir Osmanlı tokadı gibi yüzlerinde patlar!
Peygamber Efendimiz, Ebu Hureyre'den rivayetle şöyle buyuruyor:
“Beş şey ibadettendir; az yemek, camilerde oturmak, Ka’beye bakmak, okumadan da olsa mushafa bakmak, Âlimin yüzüne bakmak.” (Deylemi, Müsnedü’l Firdevs, 2/190 no:2969; Suyuti, nebhani, el-Fehu’l Kebir, No:6097, 1/566)
Yine, Abdullah ibni Mes’ud (radıyallahu anh)'dan gelen bir hadis-i şerifte, Hazreti Ali (radıyallahu anh)ı işaret ederek:
“Ali’nin yüzüne bakmak ibadettir.” buyurmuştur. (Hâkim, El-Müstedrek, No: 4683, 82,81, 3/153; Taberani, el-Mu’cemü’l Kebir, No:207, 18/109; Deylemi, el-Firdevs, 4/294; Bu Nuaym, Hılyetü’l-Evliya, 2/183, 5/58)
İlmin şehri olan Efendimizin beyanına göre, alimlerin yüzüne bakmak ve Ali'nin yüzüne bakmak bize sevap kazandırıyor ise, onları hayal etmek ve sevgi beslemekte de hiçbir sakınca olamaz.
İmam-ı Münavi, bu âlimlerden maksadın, Şeriat ilmini bilen ve bildiği ile amel eden âlimler olduğunu bildirmiştir.
Allah'ın Peygamberi, bir başka hadisinde de görmeyle alakalı olarak şöyle buyurur:
“Evliyaullah o kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah hatırlanır.” (Nesai, es- Sünenü’l Kübrai Tefsir:180, No:11235, 6/362; Taberi, Cami’ul Beyan, No: 17723, 24, 25, 26, 6/575; Hakim-i Tirmizi, Nevadir’ul-usül, sh: 140; Haysemi, Mecma’uz-zevahid,10/78)
Hadiste bahsi geçen velîler, İslama bağlılıkları ve güzel ahlakları sebebiyle, yaratıcımızı hatırlama konusunda bize vesile olmuş olanlardır. Görüldüğü zaman Allah'ı hatırlatan, hayal edildiği zaman da hatırlatır.
'Neden Allah’ı hatırlamak için evliyayı aracı yapalım?' diye soran mezhepsizlere, cevabı bizzat Efendimiz aleyhisselam vermiş oluyor.
İnkarcılara, bu hadisle şunu da sormak lazım geliyor;
Resulullah aleyhisselam bizi şirke mi sevkediyor?
Başka bir delil de, Abdullah İbni Abbas’tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulüllah aleyhisselam;
“En hayırlı meclis arkadaşlarımız kimlerdir?” diye soranlara:
“Kimi görmek size Allah’ı hatırlatıyor, kimin konuşması sizin ilmini arTtırıyor, kimin de ameli size ahireti hatırlatıyorsa.” buyurdu." (Askalani, Heysemi, Mecma’üz-zevaid, 10/226; Ebu Y’al, el-Müsned, no: 2437, 4/326; Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned, No:27670, 27672, 10/442, 443; hakim-i Tirmizi, Nevaridiru’l-usul, sh:140)
Bu kadar ayet hadisten sonra, anlayana sivrisinek orkestra. Ama biz, inatçılara bi gol daha atalım. Nerde 5, orda 6...
DERS: 3
'MÜRŞİDİ DÜŞÜNME, ALLAH'I DÜŞÜN!' SÖZÜ BÂTILDIR!
Yüce Allah’ın zatı hariç, her şey düşünülebilir. Yüce Allah’ın zatı hiçbir şeye benzemediği için, onu düşünmek mümkün değildir. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, bu konuda şu ölçüyü önümüze koymuştur:
“Allah Tealâ’nın zatını düşünmeyin. O’nun nimetlerini ve yarattığı varlıkları düşünün.  Çünkü siz Allah’ın zatını düşünmeye güç yetiremezsiniz.” (Ebu’ş-Şeyh, Kitabu’l-Azame; Ebu Nuaym, Hilye; Tabaranî, el-Evsat; Beyhakî, Şuabu’l-İman; Elbanî, Sahiha.)
Alimlerimiz bu hadisten hareketle şu temel kaideyi tespit etmişlerdir: “Her ne ki hayal edilir, o Allah  değildir.” (Şa’ranî, el-Yevakıt).
Yüce Allah’ın dışındaki her varlık düşünülebilir ve nasıl olduğu hayal edilebilir. Fakat Allah nasıl acaba diye düşünülmez, düşünülemez!
Bu hadis, niçin bir mürşidi düşünüyorsunuz da Allah’ı düşünmüyorsunuz, diyenlere cevap vermektedir.
Kâmil mürşid, bir varlıktır, kuldur, edep ve takva sahibi salih bir insandır. Allah’ın dostu, halifesi, şahidi, delili ve davetçisidir. Onu düşünmek, hayal etmek, kalpte canlandırmak, gönülde şekillendirmek, rabıta yapmak mümkündür, fakat bu durum Yüce Allah’ın zatı için mümkün değildir...
Konuyu bir ayetle te'yid edeyim;
“(O akıl sahipleri) öyle kimselerdir ki, ayakta otururken ve yanları üzere (yaslanmış) oldukları halde Allah'ı zikrederler ve göklerle yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler.” (Al-i İmran 191)
Bu ayete göre, gökler, yerler ve içindekiler hakkında tefekkürde bulunmak övülen bir amel olduğuna göre, yaratıklar içerisinde en kıymetli varlık olan insan-ı kamil hakkındaki rabıta ve tefekkür niçin yasak olsun?
Müfessirlerin İmamı Fahreddin-i Râzi (rahimehullah) bu ayet-i celilenin tefsirinde şöyle bir açıklamada bulunur:
“Allah’ü Teala, kendini zikretmeye teşvik etti. Fakat iş tefekküre gelince, kendi Zâtı hakkında düşünmeye teşvik ve davet etmedi! Aksine, yerlerin ve göklerin tefekkür edilmesini teşvik etti."
ÖLÜM RABITASI
Kur’an ve Sünnet’te emredilen rabıtalardan biri de ölüm rabıtasıdır. Kur’an’da insanı dehşete düşürecek, hayrete sevkedecek ölüm halleri, kıyamet sahneleri ve ahiret manzaraları anlatılmaktadır. Bunlarla kalp dünyadan çekilip ebedi ahiret yurduna yöneltilmek istenmektedir.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Abdullah b. Ömer’e: “Kendini ölmüş ve kabre girmiş say.” (Tirmizî, Ahmed) buyurarak ölüm rabıtasını tavsiye etmiştir. Bu rabıta ile, insanın dünyanın boş sevgi ve zevklerinden çekilip ebedi ahiret güzelliklerine yöneleceğini, gafletin gidip kalbin dirileceğini ve günahlardan temizleneceğini haber vermiştir. (Tirmizî, Nesaî, Münavî, Beyhakî)
MUHABBET RABITASI
Kur’an ve Sünnet’te emredilen rabıtalardan bir diğeri de muhabbet rabıtasıdır. Muhabbet rabıtası kalbi Allah’ın sevdiği şeylere bağlamak ve onları Allah için sevmektir. Bu sevilecek kimselerin başında Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz gelmektedir. Yüce Allah onu sevginin imamı, delili ve rehberi yapmıştır. (Âl-i İmran, 31; A’raf, 157-158) ayetlerine göre, O’na uymadan Allah’ı seviyorum demek yalandır.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, kendisi için her müminden şu derece bir sevgi ve kalp bağı istemektedir:
“Sizden biriniz beni kendi nefsinden, ailesinden, çocuklarından, anne babasından ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe, tam iman etmiş olmaz, gerçek imanın tadını tadamaz.” (Buharî, Müslim, İbnu Mace)
Ayrıca, İslamda her müminden Ashab-ı Kiram’ı, alimleri, salihleri ve mümin kardeşlerini sevmesi, onları hayırla anması, kalbinde onlara yer vermesi, dualarına katması, onlarla ilgilenmesi istenmektedir. “...Birbirinizi sevmedikçe mü'min olamazsınız.” (Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et'ime 45) hadisi, bu sevgiyi anlatmaya yeterlidir.
Allah'ımızın: “Sakın zalimlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur.” (Hud, 113) uyarısını her kalp sahibi dikkate almalıdır.
“Ey iman edenler Allah’tan korkun ve benim sadık kullarımla beraber olun.” (Tevbe, 119) ayeti, kalbin kimlere yönelmesi ve bağlanması gerektiğini göstermektedir...
Allah'ın Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Salihlerin anıldığı yere rahmet iner." (Keşfü'l-Hafa, 2/70-1772)
Bu salihlerden bahsetmek, aynı zamanda ister istemez hayalde canlandırmayı da beraberinde getirir ki, bu kalplere rahmetin inmesine vesiledir, sebeptir.
Yine rivayete göre, Hz. Hasan'ın dayısı Hind bin Ebi Hale'den, Efendimizin hılyesini ve özelliklerini sormasıdır. Hz. Hasan'ın: "Onun özelliklerini dikkate alıp kalbi bir bağ kurmak için onu bana tasvir etmeni istiyorum." (Buhari, Müslim) sözü fiilen rabıtaya işarettir.
Burada dikkat edilmelidir ki, Hz. Hasan kalbi bir bağ kurmak için dayısından, Efendimiz aleyhisselamın gözlerini, burnunu, saçlarını tasvir etmesini istemiştir. Zaten rabıta da bundan başka bir şey değildir.
Rabıta hakkında hüccet-ül İslam İmam-ı Gazali şöyle der:
"İlahi rahmetin inmesi için salihlerin sadece anılmış olması yetmez. Ancak bu anma ile birlikte, gönülden onlara benzeme arzusu uyanırsa böyle bir aksiyon, rahmet sebebi olur."
Mevlana Celaleddin-i Rumi şöyle der:
"Yalancı vasıtalar kul ile Allah-u Zülcelal arasında perde olurlar. Ancak enbiya ve evliyaya rabıta yapmak böyle değildir. Bilakis, o rabıta perdeleri yırtıcı, alaka ve sebepleri kesicidir."
Müfessir Alusi şöyle der:
"Kalbe gelen vesveselerin defedilmesi için çok sebebler vardır. Birisi de, Râbıta diye isimlendirdikleri, şeyhinin sûretini hazır etmektir."
(İmam Müfessir Alûsi [El-feyzü’l-Vârid], Nûru’l-Hidâye: 48)
Son olarak, Üstâdım İhramcızâde İsmail Hakkı Efendi de rabıta hakkında şöyle der;
"Râbıta, mürşidin eliyle müridin kalbinden geçirilip, dergâh-ı izzete bağlanan haberleşme ipidir."
"Gardaşlarım, râbıtasız insan, kör ve sağırdır."
İslam'ı daha derin yaşayabilmek için Tasavvuf yoluna girerek, rabıta ve zikre başlayan kulları şirk ile itham etmeye varıncaya kadar cehaletlerini sergileyen bu inkarcılar, rabıtadan ve zikirden uzak kalmalarından olacak ki, bu denli kör olmuşlar, bu denli sağır olmuşlardır... (Allah hidayet nasib etsin.)
| Kerem Önder
9 notes · View notes
falcibaba · 2 years
Text
Aşk için Okunacak Esmalar
Tumblr media
Aşk için Okunacak Esmalar
Aşk için Okunacak Esmalar : Aşk insanın hayattan aldığı zevki katlayarak artıran bir duygu durumudur. Âşık olduğumuzda kendimizi normalde olduğundan çok daha mutlu ve çok daha enerjik hissederiz. Ancak elbette her şeyin olumsuz bir tarafı olduğu gibi âşık olmanın da bazı sinir bozucu etkileri vardır. Özellikle âşık olduğunuz insan aşkınıza karşılık vermediğinde adeta tüm dünya başınıza yıkılır, hiçbir şeyden keyif almamaya başlarsınız ve yaşamak oldukça zor gelir.
Tumblr media
Aşk için Okunacak Esmalar İnançlı çoğu insanın aşk acısı yaşadığında, başvurduğu şeylerin başında dini ritüeller gelir. Özellikle İslam inancını benimseyen insanlar aşk için okunacak esmalar hususunda bilgi edinerek sevdikleri insanla aralarında bir bağ oluşturmayı isterler. Peki aşk için okunacak esmalar nelerdir, bu Esmalardan kaç tane okumak gerekmektedir?
En Etkili Aşk Esması
Modern zamanlarda aşk, asıl anlamını ve kutsallığını kaybediyormuş gibi görünebilir. Ancak halen tüm dünyada oldukça önemli bir duygudur. Yüzyıllardır sanat ve felsefe alanında birçok insanın üzerine konuşup eserler ürettiği aşk elbette inançlı insanları da pas geçmemiştir. Özellikle İslam dininin tasavvuf alanında tüm dini okumalar aşk üzerinden yapılmakta ve aşkın önemi daima vurgulanmaktadır. Karşılıksız aşkın insanı Allah’a yaklaştırdığını belirten Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun şiiri bunun en temel örneklerinden birisidir. Bunun yanı sıra Aşk esmaları için Dünya'nın en büyük ve güzel arama motoru olan Google'da da aramalar yapabilirsiniz. Her ne kadar karşılıksız aşk yaşamak İslam dininde oldukça yüksek bir bilinç durumunu temsil ediyor olsa da çoğu insan için ıstırap getirir ve aşığa kavuşmak en yüce arzu olarak betimlenir. Karşılıksız aşkın pençesine düşmüş insanlar için aşk esması çekmek oldukça yapıcı bir yöntem olabilir. Özellikle Allah inancı ve Allah’a güvenmek bu bağlamda en önemli kıstastır. Allah inancına sahip Müslüman bir insanın tercih edeceği en etkili aşk esması “ya-Vedud’dur”.
Birinin Seni Sevmesi için Zikir, Aşk için Okunacak Esmalar
İslam'da الودود (el-Vedud) Allah'ın 99 isminden biridir. “En Sevilen” anlamına gelir. Kur'an-ı Kerim'de ilki Hud Suresi'nde iki kez zikredilmiştir: - "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Şüphesiz benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.” Büruc Suresi'nde ise: - "Ve O, çok bağışlayandır, çok sevendir.” ifadesiyle bu isim bir kez daha zikredilmiştir. Arapça konuşmayı ve yazmayı bilenler için aşk, الحب (el-Hub); ancak الودود (el-Wudud), sevgi ve sevginin verme eylemiyle ifade edilmesi anlamına gelen الود (el-Vud) kelimesinden türemiştir. Görüldüğü gibi الود (el-Vud), الحب (el-Hub) kelimesinden çok daha kuvvetli bir kelimedir. Sadece sevmek değil, sevgiyi ifade etmekle ilgilidir. Birinin seni sevmesi için zikir çekmek istiyorsanız “ya-Vedud” çekmek en doğrusu olacaktır. Üç Esma ile aşık etme duası ise şu şekilde yapılmaktadır: - Önce yüksek sesle 2100 defa “Ya Kayyum” zikri çekin. - Sonra 1001 kez “Ya-Vedud” çekin. - Ardından 10 defa Salavat getirin. En son Rahman Suresi'nin 19. ve 20. ayetlerini 11 defa okuyun ve Allah'tan size yardım etmesini ve o kişiye sizi sevdirmesini dileyin ve sonra ellerinizi yüzünüze sürün. Eğer daha fazla aşk duaları okumak isterseniz bizden ayrılmayınız. Read the full article
0 notes