#sahabeler
Explore tagged Tumblr posts
mirzablogg · 2 months ago
Text
Tumblr media
Peygamber Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki.
Öyle bir zaman gelecek ki.
Aç insanların,
Yemek kabına üşüştüğü gibi, Kafirler sizin üzerinize üşüşecekler
Sahabe:. Ya Rasulallah, O zaman sayımız az'mı olacak? derler.
Efendimiz ( s.a.v ) Hayır, çok olacaksınız ama sizin çokluğunuz
SU ÜZERİNDEKİ SAMAN çöpünün çokluğu gibi olacak,
AĞIRLIĞINIZ olmayacak.
Birde VEHM hastalığına yakalanacaksınız.
Sahabeler:. Vehm hastalığı nedir ? diye sorar.
Efendimiz ( s.a.v )
“Dünyayı çok seveceksiniz,
Ahireti unutacaksınız. “Buyurdular.
( Ebu Davut, Melâhim-5(4297)
26 notes · View notes
afinidade082323 · 3 months ago
Text
Tumblr media
بسم الله الرحمن الرحيم. الحمد لله في عز جلاله وكيف يختار. الحمد لله رب العالمين، والصلاة والسلام على النبي محمد (صلى الله عليه وآله) الطاهرين أهل البيت (ع)، وعلى جميع الأنبياء والمرسلين، أنا الصحابة الصالحين والعباد الصالحين. نعم، كل هذا من أجل خير الحياة، ولكي تفعل ذلك، عليك أن تكون على قيد الحياة أو تتمتع بصحة جيدة. عباد الله، أوصيكم ونفسي بتقوى الله، خوف الله من زوال حجم الفضل للبشر في الدنيا والآخرة. عباد الله اتقوا الله. هناك جوانب كثيرة لدرجة أننا لا نملك مساحة للأهواء والخيام. عندما لا نذهب للنوم، هذه المرة أو الليلة السابقة لما نرسله ونرسله (S.A.A.S.) هو ما نريده. بعض الأسئلة التي يقرأها الأدباء في نفس يوم رسالة الشخص الذي قالها: “الحسين أم الحسين. ما اسم عمار حسين..."
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hamd Allah'a, O'nun azametine ve O'nun dilediğine mahsustur. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun, salat ve selam Peygamber Efendimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e (Allah'ın salat ve selamı O'na ve ailesine), temiz Ehl-i Beyt'e (s.a.v.) ve hepsinden önemlisi olsun. peygamberler ve elçiler, ben, salih sahabeler ve salih kullar. Evet, bunların hepsi hayatın iyiliği için ve bunun için de hayatta veya sağlıklı olmanız gerekiyor. Allah'ın kulları, insanlığın dünya ve ahiretteki faziletinin kaybolması için size ve kendime Allah'tan korkmanızı, Allah'tan korkmanızı tavsiye ediyorum. Allah'ın kulları, Allah'tan korkun. O kadar çok yönü var ki kaprislere, çadırlara yerimiz yok. Uyuyamadığımız zaman bu sefer ya da önceki gece gönderip (S.A.A.S.) gönderdiğimiz şey olur. Yazarların, bunu söyleyen kişinin mektubuyla aynı gün okuduğu sorulardan bazıları: “El-Hüseyin ya da El-Hüseyin. Ammar Hüseyin'in adı nedir?
41 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 8 months ago
Text
Tumblr media
Resûl-i Ekremin (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzük taşında üç satır yazılıydı: Muhammed, Resûl, Allah
“Resûlullah Efendimiz, gümüş bir hâtem edindi. O, ömrü boyunca mübarek elinde idi.” Abdullah bin Ömer (radıyallahü anh)
“Fahr-i âlem, Habeşî bir yüzük takınmıştı. Yüzüğün kaşını avucu tarafına alırdı. Sağ eline takardı.” Enes bin Mâlik’den (radıyallahü anh) Sahihayn Habeşî’den murad, akik yahut cez’ denilen alaca taştır. İkisinin de menşei Habeş diyarından.
Yüzük, küçük parmağa veya yanındaki parmağa takılır. Üzerinde yazı bulunan yüzüğü, halâya girerken sol elden sağ ele geçirmek müstehabdır.
Nu’mân bin Beşîr, Resûlullahın yanına gelir. Parmağında altın yüzük vardır. “Cennete girmeden, niçin Cennet ziyneti kullandın” buyururlar.
Demir yüzük takmaya başlar “Niçin Cehennem eşyası taşıyorsun” derler bu defa.
Onu da çıkarıp tunçtan yüzük takar. “Senden neden put kokusu geliyor?”
Bu defa o sorar: Nasıl bir yüzük takayım, yâ Resûlallah?
- Gümüş yüzük kullanabilirsin. Ağırlığı bir miskali geçmesin, sağ eline tak!
1 miskal (= 1,5 dirhem = 24 kırat = 96 buğday), günümüz hesabıyla 4,8 gram civarında.
Bazıları diyor ki: Eshâb-ı kiram fakirdi de altın ondan yasaklandı.
Hayır; fakire zengine herkese yasak, içlerinde büyük tüccarlar vardır istisna tutulmazlar. Hanımlar fakir de olsa takar.
Efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” yüzük taşında üç satır yazılıdır. Aşağıdan yukarıya doğru Muhammed, Resûl, Allah.
Müminler arasında zikrolunan mührü yüzüğüne işletmek isteyenler olur. Efendimiz izin vermez neyhederler. İslâm devletinin alâmetidir zira. (İbn-i Hanbel)
Server-i Kâinat Hakka yürüyünce o yüzük Hazreti Ebû Bekr’e verilir, sonra Hazreti Ömer’e. Hazreti Osmân halife olunca yüzüğü takma şerefine nail olur ancaak.
Ancaak kutlu emanet kazaen Erîs Kuyusuna düşer, kaybolur.
Osman-ı Zinnureyn aratır, taratır, hayli mal sarf eder bu uğurda. Lakin bulunamaz, çok üzülür bu hususta.
Hazreti Ebû Bekrin yüzüğünde, “Ni’mel kādir Allah” (Allahın gücü her şeye yeter) yazılıdır.
Hazreti Ömerin yüzüğünde “Kefâ bi’l-mevt vâ’ızan yâ Ömer” (sana vaiz olarak ölüm yetişir)
Hazreti Osmânın yüzüğünde “Le-nasbirenne” (elbette sabredeceğiz)
Hazreti Alî’nin yüzüğünde “El-mülkü lillah” (Mülk Allahındır) Celle celalüh
Hazreti Hasenin yüzüğünde, “El-izzetü lillah” (Şan şeref Allahü teâlâya mahsustur)
Hazreti Mu’âviyenin yüzüğünde “Rabbiğfir-lî” (Beni bağışla günahlarımı ört)
İmam-ı Ali Rıza’nın yüzüğünde, “Hasbiyallah” (Allahü teala bana kâfidir).
İbni Ebî Leylâ’nın yüzüğünde “Ed-dünyâ garûrün” (Dünya aldatıcıdır)
İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfenin yüzüğünde “Kuli’l-hayr ve illâ feskût” (ya hayr söyle ya sus).
İmâm-ı Ebû Yûsüfün yüzüğünde “Men amile bi-re’yihî nedime” (danışmadan- kendi reyi ile- hareket eden pişman olur)
İmâm-ı Muhammedin yüzüğünde “Men sabere zafire”(sabreden muradına erer)
İmâm-ı Şâfi’înin yüzüğünde “El-Bereketü fil kanâ’a” (bereket kanaattedir) yazılıdır.
O devirde nişan nikâh yüzüğü yoktur. Yüzüğü daha ziyade hâkimler, melikler ve ulema takar. Fermanları, fetvaları, mühürler bir nevi imza atarlar.
Yani? Yani üzerindeki yazılar terstir, filmin negatifi gibi âdeta.
Bayramlarda herkes yüzük takabilir, müstehabdır hatta.
Ama gösteriş için, övünmek için takmak asla.
“Peygamber Efendimiz, Rum, Acem ve Habeş padişahlarına mektuplar yazdırdı. Sahabeler “Ya Resûlallah” dediler, “Onlar mühürsüz mektuplara itibar etmezler.”
Onun üzerine gümüş bir yüzük edinip kaşına “Muhammed Resûl Allah” nakşını kazıttılar.
Hemen birer yüzük yaptırıp takınmaya başladık. Hatta taşının akik olmasına dikkat ettik bilhassa.
Sonra baktık ki Efendimiz sürekli parmaklarında tutmuyor, biz de çıkardık. Belki de şer’an gerekli bir şey olduğu sanılmasın diye öyle yaptılar. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)
Zaman zaman müzayedelere düşen Emevi, Abbasi ve sonraki dönemlere ait yüzük başları hep mühür şeklinde. Kâğıda basılınca düz okunsun diye yazılar ters kazınmış.
وقد كتب على حجر خاتم النبي محمد (صلى الله عليه وسلم) ثلاثة أسطر: محمد، رسول، الله.
"لقد حصل نبينا على حاقد من فضة. "وكان بين يديه المباركة طوال حياته". عبدالله بن عمر (رضي الله عنه)
«كان فهر العالم يرتدي خاتمًا حبشيًا. وكان يضع حاجب الخاتم على جهة الكف. وكان يلبسه في يده اليمنى». والمراد بالصحيحين الحبشي عن أنس بن مالك رضي الله عنه: حجر متعدد الألوان يسمى العقيق أو الجاز. وكلاهما أصلهما من أرض الحبشة.
يتم ارتداء الخاتم على الإصبع الصغير أو الإصبع المجاور له. ويستحب تمرير الخاتم المكتوب عليه من اليد اليسرى إلى اليد اليمنى عند دخول الصلاة الحلال.
يأتي النعمان بن بشير إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. هناك خاتم ذهبي في إصبعه. فيقولون: لماذا كنت تستخدم زينة الجنة قبل دخول الجنة؟
يبدأ بارتداء خاتم حديدي، هذه المرة يسألونه: "لماذا تحمل أشياء الجحيم؟"
يخلعها ويضع خاتمًا من البرونز. "لماذا رائحتك مثل المعبود؟"
فيسأل هذه المرة: أي خاتم ألبس يا رسول الله؟
- يمكنك استخدام خاتم من الفضة. ولا يزن أكثر من مثقال، واحمله في يدك اليمنى!
1 المشكال (= 1.5 درهم = 24 قيراط = 96 قمح) يساوي حوالي 4.8 جرام بحساب اليوم.
ويقول البعض: كان الصحابة فقراء ومنعوا عنهم الذهب.
لا؛ فهو محرم على الجميع، فقيرا أو غنيا، لكن بينهم تجار كبار، لا يستثنى منهم. ترتديه السيدات حتى لو كن فقراء.
ثلاثة أسطر مكتوبة على حجر خاتم نبينا صلى الله عليه وسلم. من الأسفل إلى الأعلى محمد رسول الله.
وهناك من المؤمنين من يريد أن يضع الختم المذكور على خاتمه. ربنا لن يسمح بذلك مهما قالوا. لأنه من علامات الدولة الإسلامية. (ابن حنبل)
عندما يمشي خادم الكون نحو الله، يُعطى هذا الخاتم لأبي بكر، ثم لحضرة عمر. فقط عندما يصبح حضرة عثمان خليفة سيكون له شرف ارتداء الخاتم.
ومع ذلك، فإن الآثار المقدسة تقع بطريق الخطأ في بئر إيريس وتضيع.
يقوم عثمان زينورين بالبحث والمسح الضوئي وإنفاق الكثير من المال لهذه القضية. ولكن لا يمكن العثور عليه، ويشعر بحزن شديد بسبب ذلك.
""نمل قادر الله"" (قدرة الله ��افية لكل شيء) مكتوب على خاتم حضرة أبي بكر.
"Kefâ bi'l-mevt vâ'ızan yâ Ömer" (سيكفيك الموت كواعظ) على خاتم حضرة عمر.
"النصبيرين" (طبعا سنصبر) على خاتم حضرة عثمان
"الملك لله" على خاتم حضرة علي Celle celalüh
"العزَّة لله" مكتوبة على خاتم حضرة الحسن.
"Rabbiğfir-lî" (اغفر لي واستر ذنوبي) على خاتم حضرة معاوية.
"حسبي الله" (حسبي الله تعالى) مكتوبة على خاتم الإمام علي رضا.
"الدنيا غرور" على خاتم ابن أبي ليلى
""Kuli'l-hair ve illa feskût"" (إما أن تقول خيرًا أو تصمت) على خاتم الإمام الأعظم أبو حنيفة.
خاتم الإمام أبو يوسف مكتوب عليه "Men amile bi-re'yihi nedime" (من عمل برأيه دون استشارة فسوف يندم).
خاتم الإمام محمد مكتوب عليه "أنا صابر زافير" (من صبر سيحقق هدفه).
"البركة في الرضا" مكتوبة على خاتم الإمام الشافعي.
ولم تكن هناك خواتم خطوبة في تلك الحقبة. الخاتم يرتديه في الغالب القضاة والملوك والعلماء. الفتاوى والفتاوى والأختام هي نوع من التوقيع.
حسنًا؟ بمعنى آخر، الكتابات الموجودة عليه معكوسة، تقريبًا مثل الصورة السلبية للفيلم.
يمكن لأي شخص ارتداء الخاتم أثناء العطلات، بل يوصى به.
ولكن لا ترتديه أبدًا للتباهي أو التباهي.
"كان لنبينا رسائل كتبها إلى سلاطين اليونان والفارس والحبشة. فقال الصحابة: يا رسول الله، لا يعظمون الكتاب المختوم.
واشتروا له خاتماً من فضة ونقش على حاجبه نقش "محمد رسول الله".
لقد صنعنا خاتمًا على الفور وبدأنا في ارتدائه. لقد أولينا اهتمامًا خاصًا لحقيقة أن الحجر كان عقيقًا.
ثم أدركنا أن نبينا لم يكن يمسكه في أصابعه طوال الوقت فخلعناه. وربما فعلوا ذلك حتى لا يعتقد أنه أمر ضروري في الشريعة. أنس بن مالك (رضي الله عنه)
الرؤوس الدائرية من العصر الأموي والعباسي والفترات اللاحقة التي تظهر أحيانًا في المزادات تكون دائمًا على شكل ختم. تم نقش الكتابات رأسًا على عقب بحيث يمكن قراءتها بشكل مسطح عند طباعتها على الورق.
Three lines were written on the ring stone of the Prophet Muhammad (peace be upon him): Muhammad, Messenger, Allah.
“Our Prophet acquired a silver hatem. "He was in his blessed hands throughout his life." Abdullah bin Omar (radiyallahu anh)
“Fahr-i alem was wearing an Abyssinian ring. He would place the eyebrow of the ring on the palm side. He wore it on his right hand.” What is meant by Sahihayn Habeshî from Enes bin Malik (radıyallahu anh) is a multicolored stone called agate or jaz'. Both of them originate from the land of Abyssinia.
The ring is worn on the little finger or the finger next to it. It is recommended to pass the ring with writing on it from the left hand to the right hand while entering the halal prayer.
Nu'man bin Bashir comes to the Messenger of Allah. There is a gold ring on his finger. They say, "Why did you use the ornaments of Heaven before entering Heaven?"
He starts wearing an iron ring. This time they ask, "Why are you carrying Hell's items?"
He takes it off and puts on a bronze ring. “Why do you smell like an idol?”
This time he asks: What kind of ring should I wear, O Messenger of Allah?
- You can use a silver ring. Let it not weigh more than a miskal, wear it in your right hand!
1 miskal (= 1.5 dirham = 24 carats = 96 wheat) is around 4.8 grams in today's calculation.
Some say: The Companions were poor and gold was banned from them.
No; It is forbidden to everyone, poor or rich, but there are great merchants among them, they are not excluded. Ladies wear it even if they are poor.
Three lines are written on the ring stone of our Prophet "sall-Allâhu 'alaihi wa sallam'. From bottom to top, Muhammad, Messenger, Allah.
There are some believers who want to put the mentioned seal on their ring. Our Lord will not allow it, whatever they say. Because it is a sign of the Islamic state. (Ibn Hanbel)
When the Server of the Universe walks towards God, that ring is given to Hazrat Abu Bakr, then to Hazrat Omar. Only when Hazrat Osman becomes caliph will he have the honor of wearing the ring.
However, the sacred relic accidentally falls into the Well of Eris and is lost.
Osman-ı Zinnureyn searches and scans and spends a lot of money for this cause. But he cannot be found, and he becomes very sad about this.
"Ni'mel kadir Allah" (Allah's power is sufficient for everything) is written on the ring of Hazrat Abu Bakr.
"Kefâ bi'l-mevt vâ'ızan yâ Ömer" (Death will be enough for you as a preacher) on Hazrat Ömer's ring.
"Le-nasbirenne" (of course we will be patient) on the ring of Hazrat Osman
"Al-mulku lillah" (Property belongs to Allah) on Hazrat Ali's ring Celle celalüh
"El-izzetu lillah" (Glory and honor belong to Allahu ta'ala) is written on Hazrat Hasan's ring.
"Rabbiğfir-lî" (Forgive me and cover my sins) on Hazrat Mu'aviye's ring.
"Hasbiyallah" (Allahu ta'ala is sufficient for me) is written on Imam-i Ali Rıza's ring.
"Ed-dunya garurun" (The world is deceptive) on the ring of Ibn Abi Layla
"Kuli'l-hayr ve illa feskût" (either speak good or remain silent) on the ring of Imam-i azam Abu Hanifa.
Imam-i Abu Yusuf's ring reads "Men amile bi-re'yihi nedime" (He who acts with his own opinion without consulting will regret it).
Imam Muhammad's ring reads "I am sabere zafire" (He who is patient will achieve his goal).
"El-Bereketü fil kanâ'a" (Blessings are in contentment) is written on Imam-ı Şâfi'î's ring.
There were no engagement rings in that era. The ring is mostly worn by judges, kings and scholars. Edicts, fatwas and seals are a kind of signature.
Well? In other words, the writings on it are reversed, almost like the negative of the film.
Everyone can wear a ring during holidays, it is even recommended.
But never wear it to show off or to boast.
“Our Prophet had letters written to the Greek, Persian and Abyssinian sultans. The companions said, “O Messenger of Allah,” “They do not respect unsealed letters.”
They bought a silver ring for him and had the inscription "Muhammad, Messenger of Allah" engraved on his eyebrow.
We immediately had a ring made and started wearing them. We even paid special attention to the fact that the stone was agate.
Then we realized that our Prophet was not holding it in his fingers all the time, so we took it off. Maybe they did so so that it would not be thought that it was a necessary thing in Sharia. Enes bin Malik (radiyallahu anh)
Ring heads from the Umayyad, Abbasid and later periods that occasionally appear at auctions are always in the shape of a seal. The writings are engraved upside down so that they can be read flat when printed on paper.
35 notes · View notes
edapostblog · 8 months ago
Text
Affetmek bu kadar kolay mıdır?
Bence çok zordur.
Resulullah efendimizin amcası Hz Hamza'yı şehit eden Vahşi isimli kişi sonradan İslâm'a girdi.
Çok pişmandı, Mescid-i Nebi'ye giderdi namaz kılmaya sütûnların arkasında namaz kılardı.
Sahabeler Resulullah efendimize söylediler Resulullah efendimiz zaten biliyordu, Vahşi ondan helâllik istemek istedi ama bir türlü cesaret edip Resulullah'ın huzuruna varamıyordu.
Nihayetinde dayanamadı Resulullah efendimizin huzuruna geldi kendisini affetmesini rica etti.
Resulullah efendimiz dedi ki;
Tamam seni Allah rızası için affediyorum ama unutmuş değilim, mescide gelsende gözüme görünme, çünkü nefsime yenilirim de öfkem sana galip gelebilir.
Ondan sonra Vahşi hazretleri her mescide gittiğinde mescidin uzak bir yerinde sütunların arkasında namaz kıldı hep.
Tumblr media
Tumblr media
43 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 10 months ago
Text
''İlk sahabeler ve onlara tâbi olanlar, farzlarda olduğu gibi sünnetlere uyma konusunda da gayretli olmuşlardır ve sevaplarını alma konusunda aralarında hiçbir ayrım yapmamışlardır.''
İbn'ul-Hacer El-Askalânî
35 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 11 months ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
⭐️Sırat
⭐️Sırat-ı Mustakim
⭐️Sırat köprüsü
Sırat-ı mustakim bir “denge halini devam ettirme hali” değil midir
O zaman Sırat köprüsünü başka yerde aramaya gerek yok...
Amacımız şehadet alemindeyken bu köprüyü geçmek olmalı...
Boğaz çakrası için de sırat köprüsü derler...Yani boğaz çakrası İfade etme biçimimiz, üslûbumuz, ağzımızdan çıkanlar, iletişim...
Şimdi soralım kendimize???
Ne kadar samimiyiz ilişkilerimizde, başkalarıyla olan iletişimimizde?
Aslında uzağa gitmeye gerek yok... Kendimize karşı ne kadar dürüst ve samimiyiz?
Gün içerisinde neler çıkıyor bu ağızdan, boğazdan, bu köprüden ya da neler giriyor?
Haklı iken o çirkin üslûbumuz ile kimlerin kalbini kırıp, kaç kere haksız duruma düşüyoruz...
Bu köprünün bileti samimiyet, sabır, sebat... Geçmek için emek, çaba gerekiyor...
Bir üst çakralara ya da nefs mertebelerine yada üst bilince çıkmak, deneyimlemek kolay değil...
Ne dinlediğimize, ne söylediğimize hatta ne yediğimize dikkat etmemiz gerekiyor....
Her şey yine kalbe çıkıyor. O kalp cilalanırsa, tertemiz ayna olursa
o boğazdan/Sırat köprüsünden geçmekte o kadar kolay oluyor. Zaten kalpte ne varsa o çıkıyor...
Samimiyetimizi, üslûbumuzu, ne kadar sirat-ı mustakim üzerine yaşadığımızı hep sorgulamak gerekiyor...
Sirat-i mustakim ismine has ismine yolculuktur...
Kendine, hakikatine yolculuktur.
Sahabeler Efendimize (a.s.v.) sormuşlar: “İnsanın ibadeti nedir?” diye...
Cevap “Hakkı bilmektir” demiş...
Nur metafiziği dersinde Kierkegaard’in şu sözü hatırlatıldı “Allah benimle ne kastetmiş olabilir?”
Ne mühim bir soru... Sosyal mecrada karşımıza çıktığında okuyup geçiyoruz...
⭐️ Benimle ne kastetmiş olabilir?
Tüm cevaplar bu âlemde, daha doğrusu bende, sende, bizde...
Sadece sormak, adım atmak gerekiyor...
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
25 notes · View notes
name-ihumayun · 1 year ago
Text
Peygamber Efendimiz ( Sallalahu aleyhi ve Sellem) buyurdular ki.
Öyle bir zaman gelecek ki.
Aç insanların yemek kabına üşüştüğü gibi, kafirler sizin üzerinize üşüşecekler.
Sahabe:. Ya Rasûlallâh, o zaman sayımız azmı olacak? Derler.
Efendimiz ( Sallalahu aleyhi ve Sellem) Hayır, çok olacaksınız ama sizin çokluğunuz su üzerindeki saman çöpünün çokluğu gibi olacak, ağırlığınız olnayacak.
Birde vehm hastalığına yakalanacaksınız.
Sahabeler:.
Vehm hastalığı nedir ? Diye sorar.
Efendimiz ( Sallalahu aleyhi ve Sellem)
“Dünyayı çok seveceksiniz, Ahireti unutacaksınız. “Buyurdular.
( Ebu Davut, Melâhim-5(4297).
22 notes · View notes
merdumgirizera · 7 months ago
Text
#2024 Mevlidi Nebi Programı
#Kutlu doğum günü başka bir güzeldin sahabeler şehri Amed..💚
8 notes · View notes
muhteva · 9 months ago
Text
Tumblr media
"Mutlaka Allah’ın kullarından bazı insanlar vardır ki, onlar ne peygamber ne de şehitlerdir. Fakat kıyamet gününde, Allah katındaki makamlarından dolayı nebiler ve şehitler onlara gıpta edecekler.”
Sahabeler dediler:
“Ey Allah’ın Resulü bize haber ver, onlar kimlerdir?”
Resulullah:
“Onlar öyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal mülk olmaksızın Allah için birbirlerini severler. Hem, vallahi şüphesiz onların yüzleri pırıl pırıl nurdur. Şüphesiz onlar nur üzerindedirler. (İşleri nurdur) insanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, halk mahzun olduğu zaman onlar mahzun olmazlar.” buyurdu ve şu ayeti okudu:
“İyi bil ki, Allah’ın velilerine, sevdiklerine korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”
Mecma‘ût-Tefasir (Lubabu’t-Te’vil) III, 267; Hak Dini IV, 2731; Tefsiru’l-Kurani’l-Azim, II, 422-423; III, 291
13 notes · View notes
hatiragulzaman · 1 month ago
Text
Tumblr media
🌼🌼🌼
“Cennet annelerin ayakları altındadır.” Et.terğib, 3/ 316. Kenz ül-Ummal, 45439.
Peygamber (sav) Efendimiz bir gün: “ Size günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?” diye üç kere sordu. Bunun üzerine sahabeler, “ Evet, ey Allah’ın Resulü.” Diye cevap verdik: Peygamber (sav) Efendimiz: “Allah’a ortak koşmak ve anne babaya isyan etmek ve eziyet etmektir.” Buyurdular. Buhari, Edep, 6.
2 notes · View notes
saidaslan1 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Birçok kesim tarafından yere göğe sığdırılmayan Seyyid Kutub denen müfteri mel’unun, Hazreti Osman Efendimize bir takım iftiralar atıp, dil uzattığını okuyun. Ruhunuz ürperecek adeta.
Seyyid Kutub, el-Adalet'ül-İslamiyye Fil-İslam, adlı kitabının 159.sayfasında; ‘’ Burada Osman'ın zayıf ve yumuşak huyu, akrabalarına olan korumacı ve şefkatli tutumu bu (İslam’ın ruhuna aykırı) tasarruflarının başlamasına sebep olmuştu. Etraflarındaki sahabeler ise bu tasarrufların çoğunu yadırgamış ve karşı çıkmıştır. Bu tasarrufların birçok kötü sonu ve İslam’a zararlı fitneler doğuran sonuçları olmuştur."
İftiralara devam ederek; "Sahabe, Osman'ın İslam ruhundan ayrıldığını görüyorlardı. Ve İslam’ı kurtarmak, halifeyi de sıkıntıdan kurtarmak için Medine'ye toplanıyorlardı. Halife ise yaşlanmış, kocamış haliyle Mervan'a hükmedemiyordu. Osman'da İslam ruhu vardır dememiz zordur."
Hz. Osman (Radiyallahu anhu) efendimizle ilgili hiçbir delil ve belgesi olmadan atılan bu iftiralar, olsa olsa ağır işlerde çalıştırılan bir mahkûmun, hapis yıllarında gördüğü halüsinasyonların bir neticesi olabilir... İşte, Seyyid Kutub, iyi bir adamdır diyen, kim olursa olsun, bu iftiraların doğru olduğunu kabul etmiş olur. Dolayısıyla bu sebeplerden dolayı da küfre girer.
Seyyid Kutub, yukarıda geçtiği üzere Hz. Osman (Radiyallahu anhu) Efendimizin; Müslüman halka ait olan beyt'ül malı, kendi akrabalarına pervasızca verip yolsuzluk yaptığını söylemektedir.
Allah'u Teala hazretlerinin cennetle müjdelediği on kişiden biri olan, bütün malını Allah yolunda sarf-eden ve aynı zamanda Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) efendimizin kızı Hz. Rukiye vefat edince ikinci kızı Hz. Ümmü Gülsüm ile de evlenen, hakkında onlarca Hadis-i şerif bulunan ve başta Hz. Ali (Radiyallahu anhu) efendimiz olmak üzere bütün ashabın ittifakıyla, biat edilerek halife seçilen, muhterem ve çok saygı değer bir zatı müsriflik ve beytül maldan yolsuzluk yapmakla suçlayıp, yakınlarına da ayrıcalık gösterdiğini, ihtiyar ve akli dengesinin yerinde olmadığını söyleyip, yaptıkları: "İslam ruhuna aykırıdır", Osman'da İslam ruhu vardı dememiz zordur," diyerek, O'nu küfürle itham etmektedir.
Yukarda: "Müslümanların malından kendi akrabasına para verip bolca saçıp savurmasını (yani müsriflik yapmasını)..." diye bir tabir kullanmıştır. Sizler tüm bu iftiraları okuduktan sonra o mel’un müfteriye nasıl tahammül edebilecek be onun pisliklerini görmezden geleceksiniz? Kabinde Ashab-ı Kiram’a karşı en ufak sevgi besleyen bu tür iftiralara kayıtsız kalabilir mi?
19 notes · View notes
bintisham · 1 year ago
Text
Zilhicce’yi İhya Etmek
Oruç, Salih Amel ve Zikir Günleri
10 Günde Hatırlanacak 10 Tavsiye
1. Müfessirlerin çoğunluğu, Fecr sûresinin 2. âyetinde “on geceye yemin olsun” ifadesinde üzerine yemin edilen on gecenin zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu görüşündedir. Abdullah İbn Abbas ve İmam Şâfiî (Radiyallahu Anhuma) “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler” âyetinde geçen (Hac 22/28) “bilinen günler” ifadesini zilhiccenin ilk on günü şeklinde yorumlamışlardır.
“Yemin olsun fecr’e (şafak vaktine)!
Ve on geceye!
Hem çifte ve teke!
Ve geçip giderken, geceye!
Bunda bir akıl sahibi için (ibret alınacak) bir yemin (bu yemine lâyık hakikatler) vardır, değil mi?” (Fecr, 1-5)
Zilhicce'nin ilk yarısındaki günler, yüce Allah katında değerli günler arasındadır. Fecr Sûresi’nde, “On geceye yemin olsun ki...” (Fecr, 89/2) diye üzerine yemin edilen Zilhicce ayının ilk on günü müminler için müjdeler taşıyan mübarek bir zamandır.
2. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sâlih amelin Allah’a en sevimli geldiği günler zilhiccenin ilk on günüdür.” (İbn Mâce, Sıyam, 39; Ebû Davud, Savm, 61)
3. Bu ayda Tesbih: Sübhanallah, Tahmid: Elhamdülillah, Tehlil: Lâ ilâhe illallah, Tekbir: Allahü ekber, gibi zikirleri, salavat ve duaları bolca yapmalı, Kur’an’ı anlamaya çalışarak okumalı, ilmî faaliyetlere devam etmeli.
"Duanın faziletlisi, arefe günü yapılanıdır." (Muvatta, Hacc 246)
4. Zilhicce ayının ilk on gününün fazileti çok büyüktür. Allah-u Teâlâ katında yılın en faziletli günleridir. Bu günlerde yapılan salih amel, Allah-u Teâlâ’ya en sevimli gelen ameldir. Bu günlerde bol bol salih amellerde bulunmak müstehaptır.
a) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kendisinde salih amel işlenen günlerin Allah’a en sevimlisi bu günler yani (Zilhicce’nin ilk) on günüdür.”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Allah’ın yolunda yapılan cihad da mı (o günler kadar sevimli) değildir? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Evet, Allah’ın yolunda yapılan cihad da! Ancak canı ve malı ile cihada çıkıp da onlardan hiçbir şeyi geri döndürmeyen (yani şehid olan) hariçtir.” (Ebu Davud 2438, Buhari 928, Tirmizi 754, İbni Mace 1727, Tergib ve Terhib 3/20, Beyhaki, Taberani, Bezzar, Ebu Ya’la, İbni Hibban)
b) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dünya günlerinin en faziletlisi Zilhicce’nin ilk on günüdür…” (Tergib ve Terhib 3/22, İbni Hibban)
c) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşlerinden bazısından rivayet edildiğine göre:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Zilhicce’nin dokuz günü, Aşure günü, her aydan üç gün ve ayın ilk Pazartesi ve Perşembesi oruç tutardı.” (Ebu Davud 2437, Nesei 2410)
5) Bu ayın dokuzuncu günü olan “arefe” sene içindeki günlerin en faziletlisidir. Bu günlerde ve özellikle de Arefe gününde oruç tutulmalıdır. Ama bu oruç, hac görevini yerine getiren için geçerli değildir! Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hacda iken Arefe günü oruç tutmamıştır! Bilindiği gibi Arefe günü orucunun fazileti oldukça büyüktür.
Ebu Katâde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e Arefe günü oruç tutmak hakkında sorulunca, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.” [Tirmizî, Savm, 46 (749); İbn Mâce, Sıyâm, 40] Ebu Katâde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah’ın, Arefe günü tutulan orucun, ondan önceki seneye ve ondan sonraki seneye kefaret etmesini umarım.” (İbni Mace 1730, Müslim 1162/197, Ebu Davud 2425, 2426, Beyhaki 4/286, 293, 300, Ahmed 5/297, Albânî İrva 952)
Said bin Cübeyr (Radiyallahu Anh) Zilhicce ayı’nın ilk on günü girdiğinde çok ibadet etmeye çalışır, hatta neredeyse ona güç yetiremez olurdu. (Terğib ve Terhib 3/20, Beyhaki)
6) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu günlerde kurban kesmek isteyenin, kurbanını kesinceye kadar vücudundaki kıllarından ve tırnaklarından hiçbir şey almamasını va’zetmiştir. Yani kurban kesecek kişi, Kurban Bayramı’na 10 gün kala vücut temizliğini yapar ve kurbanını kesene kadar vücudundan hiçbir şeyi kesmez!
Said bin Müseyyeb (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Ümmü Seleme (Radiyallahu Anha)’yı işittim şöyle diyordu:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:
“Herhangi birinizin keseceği kurbanlık hayvanı varken Zilhicce Ayının hilali görülürse artık o kimse kurbanını kesene kadar vücudundaki kıllardan, saçından ve tırnaklarından hiçbir şeyi almasın!” (Müslim 1977/42, Nesei 4373, 4376, İbni Mace 3149, 3150, Beyhaki 9/266, Ahmed 26536)
7) Unutulan sünnetleri ihya etmekte çok büyük sevap mevcuttur. Zira zilhicce ibadetleri unutulmaya yüz tutmuştur. Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Benden sonra unutulan sünnetlerden bir sünneti kim ihya ederse, sünneti işleyenlerin ecri kadar o kişiye verilir ve onların sevaplarından bir şey eksilmez.” (Tirmizi 7/443)
8) Müslim sahihinde Aişe Radiyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “Arefe gününde ateşten azad edildiği kul kadar başka bir gün yoktur, Yüce Allah o gün kullarıyla meleklerin önünde övünür ve şöyle der: bunlar ne istediler?”
9) İbn Ömer Radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Yüce Allah Arefe akşamı meleklerin önünde kullarıyla övünür ve şöyle der: Bakınız kullarım saçları dağınık ve tozlu bir şekilde geldiler.” (İmam Ahmed, Elbani sahih demiştir.)
10) Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar teşrik tekbiri getirmek.
Abdullah ibni Ömer ve Ebu Hureyre (Radiyallahu Anhum) bu on gün içinde çarşıya giderler, yüksek sesle tekbir getirirlerdi. Onları işiten insanlar da onlara uyarak yüksek sesle tekbir getirirlerdi. (Buhari 926, Begavi, Beyhaki)
Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) Arefe günü sabah namazından sonra teşrik günlerinin son günü ikindi namazına kadar tekbir getirirdi. Son günün ikindi namazının akabinde de yine tekbir getirirdi.” (İbni Ebi Şeybe 2/72/1, Beyhaki 3/314, Albânî İrva 3/125)
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) o günlerde yani Mina günleri olan teşrik günlerinde namazların arkasında, yatağının üzerinde, çadırında, oturduğu yerde ve yürüdüğü yerde (yani aklına geldikçe) o günlerin hepsinde tekbir getirirdi. (Buhari 928, 929, İbni Münzir)
Kadınlarda teşrik gecelerinde mescitte, erkeklerle beraber tekbir getirirler. (Buhari 928, 929, İbni Ebi’d-Dünya Kitabu’l-Îyd)
Teşrik tekbirleri şöyledir:
“Allah-u Ekber Allah-u Ekber La İlahe İllallahu Vallahu Ekber Allah-u Ekber ve Lillahilhamd”
16 notes · View notes
teneres · 1 year ago
Text
Tumblr media
Rasulullah ﷺ'in Uhud günü dişi kırıldı, başından yaralandı. [Yüzüne akan] kanı, yüzünden siliyor ve: "Allah, kendilerini Allah'a davet eden peygamberlerinin (başını) yarıp, dişini kıran [ve yüzünü kana bulayan] bir kavmi nasıl iflah eder?" diyordu. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Allah'ın onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilgin yoktur. Çünkü onlar zalimlerdir. Göklerde olanlarda yerde olanlar da Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. Al-i İmran (128-129)."
Sahih Muslim, Cihad 104, (1791); Sunenu-t Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran, (3005, 3006); Sahih Buhari, muallak olarak kaydetmiştir (Megazi, 21)
Açıklama :
İbn Hişâm'ın Ebu Saîdi'l-Hudrî (radıyallahu anh)'tan kaydına göre, Uhud'da Utbe İbn Ebî Vakkas Rasulullah'ın sağ alt rebaiyye dişini kırmış, alt dudağını da yaralamıştır. Abdullah İbn Şihâb ez-Zührî de alnından yaralamıştır. Abdullah İbnu Kami'e elmacık kemiğinden yaralamış, buraya miğferinden iki halkanın saplanmasına sebep olmuştur. Hatta, bir rivayette, Sa'd İbnu Ebî Vakkas: "Ömrümde, Uhud'da Rasulullah'ı yaralayan kardeşim Utbe'yi öldürmek istediğim kadar hiç bir zaman insan öldürme hırsı duymadım" demiştir.
Bunlardan Utbe İbnu Ebî Vakkas'ın sonradan İslam'a girdiğini İbnu Merde söylemiş ise de, diğer müellifler onu reddederler ve kâfir olarak öldüğünü belirtirler. Abdullah İbnu Kami'e'nin Rasulullah'ın: "Allah seni zelil kılsın" bedduasını aldığı ve bilahare bir dağ keçisinin, param parça oluncaya kadar boynuzlarıyla vurduğunu kaydederler.
Abdullah İbnu Şihâb ez-Zuhrî'nin, sahabeler arasında ismi geçer. Sonradan İslam'la müşerref olup Mekke'de öldüğü, meşhur muhaddis Muhammed İbnu Şihâbî'z-Zuhrî'nin ceddi olduğu belirtilir, (radıyallahu anh).
9 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 11 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
مُصْحَفٌ بَديع خَطَهُ "منصور بن مُرتضى بن علي الحبشي"، منسوب إلى بلاد (القوقاز)، أو (وسط آسيا)، ومُؤرَخ بعام (1194هـ/ 1780م). كُتِبَت في آخره قصيدة اُشتُهِرَت بِـ "كلامٌ قديمٌ لا يُمَلُ سَماعُه"- لا نَعرِفُ قَائِلهَا؛ وَهي كما يأتي:
1- كلامٌ قديمٌ لا يُمَلُ سَماعُه، تَنزه عنْ قَولي وَفِعلي وَنِيَتِي.
2- بِه أَشْتَفِي مِن كُلِّ دَاءٍ وَنُورُه، دَليلٌ لِقلبي عِند جهلِي وَحِيرَتِي.
3- فَيَاربِّ مَتعني بِسِرِ حُروُفِهِ، وَنَوِّرْ بِهِ قَلبي وَسَمعِي وُمُقلَتِي.
4- وَهَبْ لِي بِه عِلمًا وَفهمًا وَحِكمَةٍ، وَآنس بِه يَاربِّ فِي القَبرِ وَحشَتِي.
5- وَسَهِل عَلَيَّ حِفظهَ ثُمَّ دَرسَهُ، بِجَاه النَبي وَالآل ثُمَّ الصَحَابَةِ.
6- وَصَلِّ وَسَلِمْ يَا إِلَهِي عَلى النَبِيّ، وَآلٍ وأصحابٍ بِهم نِلتُ بُغيتي.
مُصْحَفْجِي- MuṣḥafgY. ♥️
A magnificent Qur’an, handwritten by “Mansur bin Murtada bin Ali Al-Habashi”, attributed to the country (Caucasus) or (Central Asia), and dated to the year (1194 AH / 1780 AD). At the end of it was written a poem known as “an old saying that one never gets tired of hearing” - we do not know who wrote it; They are as follows:
1- Old words that I never tire of hearing, far removed from my words, deeds, and intentions.
2- With it I can be healed from every disease, and its light is a guide to my heart in my ignorance and confusion.
3- O Lord, make me happy with the secret of its letters, and enlighten my heart, my hearing, and my eye.
4- Grant me knowledge, understanding, and wisdom through him, and I may find comfort in him, O Lord, in my lonely grave.
5- He made it easy for me to memorize it and then study it, for the sake of the Prophet, his family, and then the Companions.
6- May your blessings and peace be upon the Prophet, and his family and companions, through whom I have achieved what I desired.
My Qur’an - MuṣḥafgY. ♥️
...........
“Mansur bin Murtada bin Ali El-Habeşi” tarafından el yazısıyla yazılan, (Kafkasya) veya (Orta Asya) ülkesine atfedilen ve (H. 1194 / 1780) yılına tarihlenen muhteşem bir Kur’an-ı Kerim. Sonunda “insanın duymaktan asla bıkmayacağı eski bir deyiş” olarak bilinen bir şiir yazıyordu - kimin yazdığını bilmiyoruz; Bunlar aşağıdaki gibidir:
1- İşitmekten bıkmadığım, sözlerimden, amellerimden, niyetlerimden uzak eski sözler.
2- Onunla her hastalıktan şifa bulurum ve onun nuru, cehaletim ve şaşkınlığımda kalbime hidayettir.
3- Ya Rabbi, onun harflerinin sırrıyla beni sevindir, kalbimi, kulaklarımı, gözümü nurlandır.
4- Onun aracılığıyla bana ilim, anlayış ve hikmet ver, ıssız kabrimde onunla teselli bulayım, ya Rabbi.
5- Peygamber Efendimiz, ailesi ve sonra sahabeler hürmetine, onu ezberlememi, sonra çalışmamı kolaylaştırdı.
6- Salât ve selâmın, sayesinde arzularıma kavuştuğum Peygamber'e, onun ailesine ve ashabına olsun.
Kur'an'ım - MushafgY. ♥️
33 notes · View notes
muhsintmblr · 6 months ago
Text
.
Kâfirler gibi yaşayıp,
Sahabeler gibi ölmek isteyen
bir toplumda yaşıyoruz..
.
4 notes · View notes
moonloveee · 9 months ago
Text
SONUNA KADAR OKURSANIZ MAKSAT ANLAŞILMIŞTIR
KAYNAK VERDİĞİM HADİSLER KÜTÜB-İ SİTTEDE GEÇİYOR YANİ SAHİHDIR
Öyle insanlar vardır ki bilgisizce insanları Allah yolundan saptır­mak ve Kur´anın âyetlerini alaya almak için "Boş sözler" satın alırlar. İşte boylclcri için, hor ve hakir kılan bir azap vardır.
-Lokman Suresi 6.ayet
Müfessirler bu âyet-i kerimeyi farklı şekillerde izah etmişlerdir. Ebi Ümame el-Bâhilî (r.a.)den nakledilen bir görüşe göre, âyette zikredilen "Boş sözler satın almak"tan maksat şarkı söyleyen cariyeler satın almaktır.-Ebi Üma­me, Resulullahm şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Şarkı söyleyen cariyeieri satmayın, satın almayın, onlan (Bu hususta) eğitmeyin. Onların ticaretinde hiçbir hayır yoktur. Onların paraları haramdır." Ebu Ümame bu âyetin, Resulullaha bu gibi konularda indiğini söylemiştir.
-Tirmizî, K. Tefsir el-Kur´an Sure: 31, Hadis no: 3195
Diğer bir kısım âlimler ise "Boş söz satın almak"tan maksadın, şarkı ve türkü söylemek ve onları dinlemek olduğunu söylemişlerdir.
Abdullah b. Mes´ud, Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah, Mücahid, Sa-id b. Cübeyr ve İkrime bu görüştedirler.
Bazı âlimler de buradaki "Boş söz satın almak"tan maksadın, oyun âletleri satın almak olduğunu söylemişlerdir. Bu görüş Hasan-ı Basrî, İbn-i Cü-reyc ve Mücahid´den nakledilmektedir. Dehhak ve İbn-i Zeyd ise, satın alınan boş söz´den maksadın, Allaha ortak koşmak olduğunu söylemişler ve görüşleri­ne delil olarak da bundan sonra gelen âyeti gösterm işi erdir.
Taberi, âyet-i kerimede zikredilen "Boş söz"den maksadın, kişiyi Allah yolundan alıkoyan ve Allah ve Resulü tarafından yasaklanan her türlü söz oldu­ğunu söylemiş ve âyet-i kerimenin umumî olan ifadesinin bunu gerektirdiğini beyan etmiştir.
Ayet-i kerimede, boş sözler satın alanların, bunları, insanları Allahm yo­lundan saptırmak için satın aldıkları beyan edilmiştir. Burada zikredilen, Alla­hın yolundan maksat, Kur´an okumak, Allahı zikretmek ve kulu, Allaha yaklaş­tıracak her türlü ibadet, her türlü itaat ve Allahm dinidir. Batıl sözleri satın alanlar, insanlan bu sözler vasıtasıyla Allahın yolundan alıkoyarlar ve Allahın diniyle alay ederler. Bu itibarla onlara, kıyamet gününde hor ve hakir düşüren çetin bir azap vardır. Zira onlar hem kendileri sapmış hem de diğer insanlan saptırmışlardır.
-Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 6/430-431.
“Ümmetimden bir takım kavimler gelecek; zinayı, ipeği, içkiyi ve çalgı aletlerini helal sayacaklar! Yine bir takım topluluklar bir dağın yanına konaklayacaklar. Onlara ait koyun sürüsü ile bir çoban her sabah onlara gelecek. Bunlara bir de fakir ihtiyacı için gelecek de ona;
-Buhari 12/5649
İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetim arasında semadan atılan helak edici atışlar, suret değişimi ve yerin dibine geçirilme görülecektir!”
Sahabeler:
−Ey Allah’ın Rasulü! Bu ne zaman olacak? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Çalgı aletleri ortaya çıkar, şarkıcı cariyeler çoğalır ve şarapların içileceği vakit!”
Tirmizi 2309, İbni Ebi’d-Dünya Zemhu’l-Melahi 1/b, Ebu Amr ed-Dani es-Sünenu’l-Varide fi’l-Fiten 39/a ve 40/b, İbnu’n-Neccar Zeylu Tarih-i Bağdad 18/252
4 notes · View notes