#saat saati
Explore tagged Tumblr posts
saatdukkanduvar · 4 months ago
Text
Tumblr media
6 notes · View notes
mel-inoe · 10 months ago
Text
aga odadaki kızlardan birinin telefonunda kendi uyurken çekilmiş fotoğrafı var bugüne ait. fotoğrafın çekildiği saatte odada benimle birlikte 3 kişiydik ve fotoğraf çekilmesi gibi bi olay gerçekleşmedi. uyuyorlardı. herkesin fotoğraf saati için kanıtı var ve kızın uyurken fotoğrafını kim çekti bilmiyoruz.
8 notes · View notes
smilekeles · 4 months ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
modatasarimkrs · 2 years ago
Link
2 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Açıklayabilirim gerçekten...
2 notes · View notes
rayhaber · 4 months ago
Text
Türkiye'de Kış Saati Uygulaması ve Avrupa'daki Gelişmeler
Türkiye’de Saat Uygulamaları Üzerine Son Gelişmeler Türkiye’de saatlerin geri alınıp alınmayacağına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Bu konuyla alakalı olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, önemli açıklamalarda bulundu. Peki, Türkiye’de kış saati uygulaması ne zaman başlayacak? Saatler geri alınacak mı? SAATLER GERİ ALINACAK MI? Bakan Bayraktar, bu konu hakkında yaptığı…
0 notes
wanderlustandwanderlust563 · 4 months ago
Text
İkinci El Rolex Saat Alan Yerler Hızlı ve Güvenilir Satış
Lüks saatlerin dünyasında Rolex markası, kalite, prestij ve zarafetin en önemli simgelerinden biridir. Ancak zamanla saat koleksiyonunuzda değişiklik yapma ihtiyacı hissedebilir veya farklı bir model ile yolunuza devam etmek isteyebilirsiniz. Bu durumda, ikinci el Rolex saatinizi satmak için güvenilir bir alıcı bulmak son derece önemlidir. İkinci el Rolex saat alan yerler, bu değerli saatlerinizi hızlı ve güvenli bir şekilde satmanızı sağlayarak size kolaylık sunar. İşte ikinci el Rolex saatinizi satarken bilmeniz gereken her şey.
0 notes
thestargazer5533 · 4 months ago
Text
İkinci El Rolex Saatinizi Satarken Dikkat Etmeniz Gerekenler
Rolex saatler üretim kalitesi ve marka prestiji sayesinde ikinci elde bile oldukça yüksek fiyatlarla satılabilir. Hatta bazı sınırlı sayıda üretilen veya özel modeller, ikinci elde zamanla değer kazanabilir. Bu nedenle, lüks saat koleksiyonerleri veya Rolex hayranları, ikinci el saat pazarında da büyük bir ilgi göstermektedir.
0 notes
coffeeandcode735 · 4 months ago
Text
İkinci El Rolex Saat Alanlar Lüks Saatlerinizi Değerinde Satın!
Bir Rolex saat lüksün ve zarafetin en prestijli sembollerinden biridir. Ancak zamanla zevkleriniz değişebilir veya koleksiyonunuza yeni parçalar eklemek isteyebilirsiniz. Bu durumda, ikinci el Rolex saatinizi güvenilir ve profesyonel bir şekilde satmak isteyebilirsiniz. Saatinizi doğru fiyata ve güvenilir bir alıcıya satmak, sürecin sorunsuz ilerlemesi açısından oldukça önemlidir. İşte ikinci el Rolex saatinizi satarken bilmeniz gereken tüm detaylar ve dikkat etmeniz gereken unsurlar.
0 notes
saatdukkanduvar · 4 months ago
Text
Tumblr media
instagram
5 notes · View notes
sordumnet · 2 years ago
Link
0 notes
smilekeles · 4 months ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
hataysekshikayelerisblog · 4 months ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı do��du, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
152 notes · View notes
seyymasensei · 10 months ago
Text
"Yazmadım seni daha Sevmeye ayırdım tüm zamanları Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı Ben düşünmeye başlayınca seni ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir İnan ki dağlar taşlar, inan ki bulutlar yağmur ve kar toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar Onlar da benimle birlikte ve onlar da benim kadar seni düşünürler... Benim kadar diyemem ama Yemin ederim onlar da seni özler Hep dalgınım bu günlerde Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum Aklım başıma gelmiyor başıma çarpmadan dallar Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum Nisana kaç var diyorum saat sorarken Hiç böyle olmamıştım Bilenlere sordum, 'aşk bu' dediler"
010524
185 notes · View notes
rainedblog · 4 months ago
Text
7/24 TEKEL BAYİ
Tumblr media
Tekelbayisiparis.com.tr ile alkol ve içecek ihtiyaçlarınızı hızlı ve kolay bir şekilde karşılayabilirsiniz. Tuzla ve Pendik gibi İstanbul'un gözde semtlerinde, ihtiyacınız olan her türlü ürünü bulabileceğiniz geniş bir yelpazeye sahibiz. 24 saat hizmet veren tekel bayimiz, günün her saati kapısını açarak siz değerli müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı hedefliyor. İster misafirlerinizi ağırlayın, ister bir kutlama planlayın; ihtiyacınız olan ürünlere bir tıkla ulaşın. İstanbul'da açık tekel bayisi arayanlar için ideal bir adres olan tekelbayisiparis.com.tr, hızlı ve güvenilir alışveriş imkanı ile konforunuzu artırıyor.
Tuzla Tekel Sipariş
Tuzla tekel sipariş hizmeti, bölgedeki içecek ve atıştırmalık ihtiyaçlarınızı hızlı ve pratik bir şekilde karşılamak için tasarlanmıştır. Yerel tekel bayileri, geniş ürün yelpazesi ile bir telefon kadar yakınınızdadır.
Hızlı teslimat seçenekleri sayesinde, Tuzla’da dilediğiniz zaman sipariş verebilir ve kapınıza kadar getirilen ürünlerin tadını çıkarabilirsiniz. Bu, özellikle yoğun iş temposuna sahip olanlar ve evde zaman geçirmek isteyenler için büyük bir kolaylık sağlar.
İstanbul açık tekel bayi hizmetleri de mevcut olup, her türlü ihtiyacınıza cevap verecek seçenekler sunmaktadır. Tuzla'da yer alan bayiler, günün her saati ulaşılabilir ve tüm siparişlerinizi en kısa sürede teslim etmeye özen göstermektedir.
24 saat açık tekel konsepti ile ihtiyaç duyduğunuz her an yüksek kaliteli ürünlere ulaşabilirsiniz. Pendik tekel ile de bağlantı kurarak, farklı ürün seçeneklerini değerlendirme imkanına sahip olursunuz.
Bölgenizdeki tekel bayilerini keşfederek, hem zaman kazanabilir hem de bütçenize uygun seçenekler ile alışveriş yapabilirsiniz. Tuzla'da tekel siparişinizi verdiğinizde, sizi bekleyen çeşitli fırsatlardan da yararlanabilirsiniz.
Pendik Tekel
Pendik tekel, İstanbul'un hızlı gelişen bölgelerinden birinde yer alarak, ihtiyaç duyduğunuz tüm alkollü ve alkolsüz içecekleri rahatlıkla bulabileceğiniz bir noktadır. Pendik bölgesinde yer alan tekel bayiileri, geniş ürün yelpazesi ile öne çıkmaktadır. Bu bayiler, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için önemli bir durak konumundadır.
Bölgedeki tekel bayilerinin sağladığı avantajlar arasında, çeşitli içki seçenekleri, atıştırmalıklar ve temizlik ürünleri gibi ihtiyaçlarınızı bir arada bulabilmeniz bulunmaktadır. Pendik tekel bayileri, sundukları hizmetlerle müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktadır.
Pendik'te tekel siparişi vermek, özellikle yoğun günlerde oldukça kolaydır. Birçok bayi, telefon veya online sipariş sistemi ile hizmet vermekte olup, böylece zaman kaybı yaşamadan ürünlerinize ulaşabilirsiniz. İstanbul açık tekel bayi arayanlar için Pendik, ideal bir alternatif sunmaktadır.
Pendik tekel bayileri, 24 saat açık tekel ihtiyacı olanlar için de doğru adreslerdir. Gecenin ilerleyen saatlerinde bile ihtiyacınız olan ürünleri bulabilir, keyfinizi hiçbir zaman yarıda bırakmadan ürünlerinizi temin edebilirsiniz.
İstanbul Açık Tekel Bayi
İstanbul açık tekel bayi seçeneği, geniş ürün yelpazesi ve 24 saat hizmet sunma özellikleriyle dikkat çekiyor. Özellikle gece ya da geç saatlerde ihtiyaç duyulan içecekler ve atıştırmalıklar için İstanbul'un çeşitli semtlerinde bulunan açık tekel bayileri, kullanıcıların en büyük yardımcısıdır.
Bu bayiler, Tuzla tekel sipariş süreçlerinin yanı sıra Pendik tekel ihtiyacını da karşılayarak, her saat ulaşılabilir olmalarıyla öne çıkıyor. Farklı semtlerde yer alan açık tekel bayileri, müşteri memnuniyetini hedefleyerek kaliteli ürünler sunuyor. Özellikle çekirdek aileler ve kalabalık arkadaş grupları için gece hayatını renklendiren bu yerler, sosyal etkinliklerde de tercih ediliyor.
İstanbul'da bulunan açık tekel bayileri, kullanıcıların hızlı ve pratik bir şekilde alışveriş yapabilmelerine olanak tanırken, aynı zamanda geniş ürün çeşitliliği ile de herkesin beğenisini kazanıyor. Bira, şarap, alkolsüz içecekler, atıştırmalıklar ve diğer pek çok ürün, dilediğiniz zaman kapınıza kadar getirilmektedir.
İstanbul açık tekel bayileri, hem Tuzla hem de Pendik gibi önemli lokasyonlarda, ihtiyaç duyduğunuz her an sizlere hizmet vermeye hazırdır. 24 saat açık tekel bayileri ile alışverişin keyfini çıkarabilirsiniz.
24 Saat Açık Tekel
İstanbul'da gece yarısı bir şeyler almanız gerektiğinde endişelenmenize gerek yok; çünkü 24 saat açık tekel bayileri her zaman hizmetinizde. Tuzla tekel siparişleri gibi, Pendik tekel noktaları da gecenin ilerleyen saatlerinde bile ihtiyaçlarınıza cevap veriyor. Bu, İstanbul açık tekel bayi seçiminde sunduğu büyük bir avantajdır.
24 saat açık tekel bayileri, çeşitli içeceklerden atıştırmalıklara kadar birçok ürünü her an erişilebilir kılmaktadır. Özellikle gece çalışanlar veya geç saatlerde dışarıda olanlar için, bu tür bayilerin varlığı büyük bir rahatlık sağlamaktadır.
Siparişinizi vermek ya da direkt olarak mağazadan almak için İstanbul'un farklı noktalarında 24 saat açık tekel bayilerini tercih edebilirsiniz. Bu sayede, geceye yönelik ihtiyaçlarınızı zaman kaybetmeden giderebilir, günlük hayatınızı daha rahat bir şekilde sürdürebilirsiniz.
Unutmayın ki, Tuzla tekel sipariş seçenekleri, Pendik tekel mağazaları ve İstanbul açık tekel bayi alternatifleri ile 24 saat boyunca açık olan yerlerde, her zaman güvenilir hizmet alabilirsiniz. Hızlı ve kolay erişim, ihtiyaçlarınızı karşılamak için büyük bir kolaylık sunmakta.
427 notes · View notes
rayhaber · 4 months ago
Text
Türkiye'de Kalıcı Yaz Saati Uygulaması ve Enerji Tasarrufu
Yaz Saati Uygulaması ve Enerji Tasarrufu Türkiye’de kalıcı yaz saati uygulamasının benimsenmesi, enerji tasarrufu hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. 108 yıl önce İngiltere’de başlayan yaz saati uygulaması, günümüzde birçok ülkede çeşitli şekillerde sürdürülmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’de de bu uygulamanın ne şekilde devam edeceği merak konusu olmuştur. Saatler…
0 notes