#osman hamdi bey kaplumbağa terbiyecisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
‘KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ’ VE OSMAN HAMDİ’Yİ ANLAMAK
Konu resim sanatı olunca, Türk milleti olarak maalesef uluslararası üne kavuşmuş çok sayıda sanatçı çıkarabildiğimiz söylenemez. Abidin Dino ve Fikret Mualla bu alanda istisnadır. Bu iki isim dışında, özellikle Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemleri ressamlarımız genelde oryantalist akımda ve birbirine benzeyen eserler üretmişlerdir. Fakat bu oryantalistler arasında bir isim vardır ki en ünlü…
View On WordPress
#kaplumbağa terbiyecisi#kaplumbağa terbiyecisi hikayesi#kaplumbağa terbiyecisi tablosu#osman hamdi bey#osman hamdi bey eserleri#osman hamdi bey kaplumbağa terbiyecisi#osman hamdi bey kimdir#osman hamdi bey sanat eseri
0 notes
Text
O eksik parça bir gün gelecek🕵🏻 (bu aralar bir puzzle sevdası başladı bende🌝)
1 note
·
View note
Text
TÜRK TARİHİNİN EN PAHALI TABLOSU “KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ” FİYATI NEDİR?
0 notes
Text
#taklit#:)#postlarım#kaplumbağa terbiyecisi#müze#gezi#tablo#resim#ressam#osman hamdi bey#pera#paint#museum
10 notes
·
View notes
Photo
Osman Hamdi’bey in Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablosundaki esinlenilen pencere.
Xyeşil camii - bursa
10 notes
·
View notes
Photo
İznik / 2018
#bursa#iznik#yeşilcamii#kaplumbağa terbiyecisi#osman hamdi bey#osman hamdi#turkey#travel#photography#photographytheday#culture#architecture
13 notes
·
View notes
Photo
"Osman Hamdi Bey'in Ünlü Tablosu Satıldı" , http://yoog.be/i3pcBr
0 notes
Note
Top five paintings
uhhhh tough one!
1. “landscape with the fall of icarus” by pieter bruegel the elder 2. “dante and virgil” by william-adolphe bougureau 3. “almond blossoms” by vincent van gogh 4. “kaplumbağa terbiyecisi” by osman hamdi bey 5. water lilies by claude monet
28 notes
·
View notes
Text
Bu sene ıksv’nin hazırladığı Bianale uğradınız mı? Hazır vize haftamızda bitmişken kendimizi ödüllendirmek adına bir arkadaşımla Pera müzesine gittik bugün. Osman Hamdi Bey tarafından yapılmış Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun orijinalini görerek bugün bir hayalimi gerçekleştirdiğim için ise son derece mutluyum.
15 notes
·
View notes
Text
En Çok Bilinen 7(?) Osmanlı Ressamı
Bizde yüzyıllarca resim günah sayıldığı için minyatür, nakış, hat, çini gibi ‘yan’ sanatlara yönelmiş sanatkarane ruhlu insanlar. Osmanlı’nın son dönemlerinde Tanzimat falan derken bu değişmeye başlamış. Bu yüzden 1800’lerin sonlarına gelene kadar hiç “Osmanlı ressamı” kavramı ile karşılaşmıyoruz. Sonra da zaten yüzbinlerce ressam yetiştirmiyoruz ama yine de çok bilinen, tanınan birkaç isme sahip olabiliyoruz. Bu isimleri hap bilgi şeklinde sıralayacağım zira anca bunu tüketiyoruz, kimse (en basit ve avam yöntem olan) her bir ismi Gogıla yazıp çıkan ilk 5 sonuç arasından başlığı hoşuna giden 3 siteyi açıp hızlıca göz gezdirip eserlerini inceleme zahmetine bile girmiyor çünkü. Ha şimdi diyeceksiniz ‘Sen yaptın da ne oldu?’ diye, bir şey olmadı. Ben serzenişlerin adamıyım. Bir de, resim çizemiyorum ama gözlerim var, bakabiliyorum. Bir de yazabiliyorum.
Bahsedeceğim isimler ise sırasıyla:
1- Osman Hamdi Bey
2- Şeker Ahmet Paşa
3- İbrahim Çallı
4- Mihri Müşfik Hanım
5- Ivan Ayvazovski
6- Hoca Ali Rıza
7- Ressam Halil Paşa
1- Osman Hamdi Bey (1842-1910)
Osmanlı resmi için bir Michelangelo adeta. Şaka şaka. Tamam bir Davut heykeli yapmamış ama Kaplumbağa Terbiyecisi’ni yapmış. Ona gelmeden önce şahsı hakkında birkaç bilgi de vereyim. Osman Hamdi Bey saray eşrafından (şaşırdık mı?), babası sadrazam İbrahim Ethem Paşa. Kardeşleri milletvekili ve belediye başkanı Halil Ethem Bey ile nümizmat İsmail Galip Bey. Bu insanların daha onlarca titri var ama oralara girersem yazının sonu gelmez, merak eden açsın Vikipedi’den okusun. Osman Hamdi Bey’in kendisinin de tek yetisi resim değil. Hatta bu en önemli yetisi bile değil görünüşe göre, öncü olması onu öne çıkarmış gibi. Resim sanatına gönül vermenin yanında asıl meşgalesi arkeoloji, müzecilik ve Kadıköy’e belediye başkanlığı etmek. Kadıköy’ün ilk belediye başkanıymış. Ayrıca da ilk Türk arkeolog kabul ediliyormuş. Birkaç tane de önemli kazı çalışması varmış. Bu çalışmalardan çıkan eserleri koruyan kanunu çıkarttırmış ve eserleri İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne koydurmuş. Demiştim, öncü adam. (Ek bilgi: Lübnan’daki Sayda Kral Mezarlığı kazısında İskender Lahdi’ni bulmuş. Bu lahit de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin en önemli eserlerinden kabul ediliyormuş.)
Neyse, bu beyefendi Kaplumbağa Terbiyecisi ile tanınıyor demiştim. Paris’e okumaya gönderildiğinde dönemin önemli ressamlarının atölyelerinde çıraklık yaparak kendini geliştirmiş. Kaplumbağa Terbiyecisi’ni yapmış. Hatta yetmemiş aynısından bir tane daha yapmış. Kaç tane yaptığı bilinmiyor ama söylediklerine göre zaten çoğu ressam yaptığı resmi aradan zaman geçince tekrar yapma yoluna gidiyormuş. Bir kopya olarak değil de sanırım aradan zaman geçince hem kendi tekniklerinin hem de resme bakış açılarının nasıl bir değişime uğradığını görmek ve göstermek için. Kaplumbağa Terbiyecisi en çok bilineni.
Kaplumbağa Terbiyecisi (1906)
En pahalısı ise Türkiye'nin de en pahalı tablosu olan Kuran Okuyan Kız tablosu. 2019 Eylül’ünde 6.3 milyon sterline satılmış. British Museum’da sergileniyormuş.
Kuran Okuyan Kız (1880)
Bir diğer aşırı pahalı eseri ise İstanbul Hanımefendisi. Bu da 1.5 milyon Euroya satılmış, bir üsttekinden kısa bir süre sonra Viyana Dorotheum Sanat Galerisi’nde. Alan kişi kimliğini gizlemiş, bu da bir yerde sergilenmek yerine kapalı kapılar ardında gözlerden ırak (ya da belki de yalnızca bir grup ayrıcalıklı insanın gözlerine hitap etmek üzere) olarak ‘muhafaza edileceği’ anlamına geliyor.
İstanbul Hanımefendisi (1881)
Gelelim sıradaki eserine: Yeşil Cami’de Kuran Dersi. Bu da üsttekiyle aynı gün, Londra’da satılmış. Bedeli ise 4.64 milyon Sterlinmiş. Sanat gibi sanat yani. İroninin ağır geldiği bünyeler için niçin böyle söylediğime sonda döneceğim. Yalnız bu tabloyla ilgili bir şey fark ettim. Yüzlerce haber sitesinde tablonun Osman Hamdi Bey’e ait olduğu yazıyor ama tabloyu Vikipedi’de sıralanan eserleri arasında bulamadım. Ayrıca tüm haber siteleri tablonun 129 yıllık olduğuna değinmiş ama yapıldığı yılı yazmamış. Tahmin edileceği üzere satılma haberinin yapıldığı 2019 yılından sonra konuya değinen başka haber sitesi de olmamış. Buradan yola çıkarak tablonun 1890’da yapıldığını düşündüm ama bunu teyit edemedim. Habercilik copy paste değildir pek sevgili haber siteleri.
Yeşil Cami’de Kuran Dersi (1890)
Ve son olarak, Okuyan Genç Emir tablosu. Genç emir sofaya uzanmış kitap keyfi yapıyor. Tablosunun ise 3-5 milyon Sterlin arasına alıcı bulması öngörülüyormuş. Bunu okuduğum haber 2019 senesinde yazılmış. Sonra tablonun akıbetini öğrenmek için yaptığım aramada gördüm ki aynı 3-5 milyon Sterlin beklentisi 2012 senesinde de varmış. Sanırım hala var ve sonuçlanmış değil. Birilerine emirin kitap keyfini Holosko artı yüklüce bir miktar paraya okutacaklar, kararlılar.
Okuyan Genç Emir (1910)
2- Şeker Ahmet Paşa (1841-1907)
Asıl adı Ahmet Ali imiş bu ressam, asker ve bürokratın. Tıp okumaya başlayıp yarım bırakıp asker olmuş. O sıralar da çizmeye başlamış. Sultan da adamdaki yeteneği görünce (yine) Paris’e resim eğitimine göndermiş. Sonra yurda dönünce Osmanlı'nın ilk resim sergisini açmış (1873). Daha çok peyzaj ve natürmort şeyleri çizmiş. Yaşadığı dönemde yaşanan siyasi ve sosyal olaylardan ziyade yüzünü kendi içine ve doğaya çevirmesini "tercih meselesi" olarak adlandıralım. Doğa ve meyve/sebze aşığıymış anlaşılan paşa. Eserleri daha çok İstanbul ve Ankara'daki Resim Heykel Müzeleri ile Sakıp Sabancı Müzesi'nde duruyormuş. Tabii özel koleksiyonlarda olanları da varmış. Bunlar hep genel bilgi. Dolanırken gördüğüm eserlerinden bazıları ise Karpuz Dilimli ve Üzümlü Natürmort, Vazoda Çiçekler, Manolya ve Meyveler falan.
Karpuz Dilimli ve Üzümlü Natürmort
Vazoda Çiçekler
Manolya ve Meyveler
----------
Daha ikinci ismi tamamlamışken bu noktada yazıyı sonlandırmak istiyorum çünkü büyük bir hata yaptığımı fark ettim.
Bu ressamların isimlerine farklı kitaplarda denk gelmiş ve biriktirmiştim. Kendimce araştıracak ve resimlerine bakacaktım. Ama aklıma hiç Gogıla "Bilinen Türk Ressamları", "Az Bilinen Osmanlı Ressamları" veya "Az Bilinen Türk Ressamları" araması yapmak gelmemişti. Yazıya başlamak için yaklaşık 30 makaleyi tarayıp yazıyı yazmaya başladıktan sonra bu fikir geldi aklıma. Kelimeleri aceleyle doğru bile yazamadığım bir arama sonucunda karşıma bir sürü bu konuyu ele alan liste çıktı. Liste demek hap bilgi demek. Bazıları bir resim ve bir isim (belki bir cümle) içerirken bazıları da bu benim yapacağım listenin biraz daha özet haliyle birkaç resim ve kısa bir paragrafla bu işi noktalama yoluna gitmiş. Her halükarda önceden oluşturulmuş olan listelere göre daha kapsamlı bir liste oluşturabileceğimi biliyor olsam da biraz hevesim kırıldı. Hap bilgi arayan gider onları okur, detaylı ve akademik bilgi arayan da zaten aramaya Gogıl'dan başlarsa bile oranın bilgi çöplüğüne sıkışıp kalmaz. Ben de şimdi bu yazı bitince gidip onları okuyacağım. Çok merak ettiğim isimler olursa onlara ayrıca bakacağım.
Hevesim kaçınca listeyi tamamlamama kararı aldım ama okuyucu eğer bahsettiğim listelere göz atarsa kendi yazacağım yazıyla ilgili olan sonuç kısmını daha iyi anlayabilir diye düşünüyorum. Evet, bu yarım bir yazı ama sonuçsuz bırakmayı içim el vermeyecek. Listeleri de lafı açılmışken buraya bırakayım hatta:
1- Onedio: https://onedio.com/haber/muhtemelen-bircogunu-bilmediginiz-ancak-bilmeniz-gereken-23-turk-ressam-ve-resimleri-714478 2- Leblebitozu: http://www.leblebitozu.com/bilmeniz-gereken-16-turk-ressam-ve-tablolari/
Tüm bunları anlatırken aslında konuyu şuraya getirmeye çalışıyordum. Ben resim okumayı, sanat akımlarını falan pek bilmem, jargona da hakim olduğum söylenemez. Resme bakarken bana aktardığı hislere ve detaylara odaklanırım. Bakarken, incelerken beni içine çeken resim iyi resim bana göre. Detaylar ise en önemli husus oluyor bu açıdan. Bazı resimlerde detaylara bakarken onların içinde kaybolmak, boğulmak ihtimali söz konusu olurken; diğer resimlerde ise detaylar arasında seyahate çıkmak, dolaşmak, objeler arasındaki ilişkileri keşfetmeye çalışmak ve hatta asıl gösterilenin altında bir alt metin aramak, kendince anlamlar yüklemek mümkün oluyor ki öyle bir tabloya uzun uzun baktıktan sonra bile başka zamanlarda açıp tekrar bakma isteği ve hazzı duymak zannediyorum ki ressamların eserlerine kazandırabilmeyi amaçladıkları yegane özellik olsa gerek. Bir de üçüncü tür var ki, onları ben anlamıyorum çünkü içimde o kadar da fularlı bir entel yatmıyor. Bu yukarıda paylaştığım resimlere bakarken de benim okura önerebileceğim detaylara odaklanmak olur. Detaylara bakarken ressamın size ne anlatmaya çalıştığına değil de sizin bakarken neler hissettiğinize odaklanın. Arkadaki duvara bakın, insanların anatomik özelliklerine, yüzlerine, ellerine, kıyafetlerine, kıyafetlerin kumaşına, dikişlerine, ayakkabılara, meyvelere, bulutlara, masalara, duvarlardaki yazılara göz atın. Onları inceleyin. Sonra da benim genellikle yaptığım gibi "vay arkadaş bu kadar detayı taş çatlasa 1 metrekare kadar bir alana nasıl sığdırmış" diye hayranlıkla hayrete düşün.
Yukarıda ressamların eserlerinden bahsederken bu özelliklere ve detaylara hiç değinmedim, onun yerine bu tabloların fiyat etiketlerine odaklandım. Ama aslında bunu ben yapmadım, haber siteleri yaptı. Bir resmin haber değeri taşıması için fiyat etiketinin biz fanilerin gözünde canlandıramayacağı meblağları işaret etmesi gerekiyor sanırım. Şimdiye kadar bu böyle olagelmiş. Aralarda tek tük müzayedede satılınca kendi kendini yarı yarıya kesen Banksy tablosu veya duvara duct tape ile (sağlam banttır, öneririm) bantlanmış muz gibi "sıra dışı" eserler de haberlere taşınıyor, ama onlarda da zaten daha ilk paragrafta veya daha yaygın olduğu üzere başlıkta eserlerin maddi değer bilgisine ulaşabiliyoruz. (Banksy 1.4 milyon dolar, duvardaki muz 120 bin dolar) Burada bir ikilik doğmuş oluyor ama. Bu sanat eserlerinin değerini fiyat etiketi mi belirliyor yoksa bizde yarattıkları duygu mu? Veya bilmem kaç milyon dolarlık bir resim bende bir duygu yaratmıyorsa onun değeri benim için de milyon dolar mı olmalı? Şimdi bu açıdan düşününce o eser bende yaratmadığı duyguları ona milyonları saydıran kişi üzerinde yaratmış olabilir. Olabilir mi? Yoksa kara para mı aklıyor bu müzayedeci? Bu tür sorular birbiri ardına kafamda ampuller yakmaya devam ederken ve basın dünyası eserlerin etiketlerinden daha fazlasıyla ilgilenmezken asıl noktadan uzaklaştığımızı fark ediyorum. Duygu, hisler ve fiyat derken Osmanlı ressamları araya kaynadı. Ama bu canhıraş düşünselinin sonunda şunu da belirtmeliyim ki bu değer biçme olayları sanatın öznelliğinin önüne geçiyor. Sanat bireyseldir bana kalırsa. Tamam, evet, sanatçı mesaj kaygısı da gütmelidir, topluma mesaj da vermeli, eleştiri de yapmalıdır. Ama en nihayetinde bize sunduğu şey bizim alabildiğimiz kadar sanat oluyor. Herkesin sanatı kendine.
Osmanlı diyorduk. Osman Hamdi Bey belki de en çok tanınan ve öncü ressamımız. Onun eserlerine bakarken bile resimlerle ilgili detaylı bilgi bulamadığım gibi en basitinden çizildiği yıl bilgisinde bile netlik olmadığını gördüm. Buradan varın siz hesap edin diğer daha az tanınan ressamlarımızın resimlerindeki bilgi kirliliğini, veya bilgi eksikliğini. Belki de bize adı dahi hiç ulaşamayan ama keşfedilmiş olsa bir Da Vinci, bir Van Gogh değeri görecek kişiler de o keşmekeşte yok olup gitti, kim bilir?
---------- Kaynakça kullanmayı gerektirecek kısım çok kısa olsa da yine de yazayım ne olur ne olmaz.
Kaynakça:
1 - https://tr.wikipedia.org/wiki/Osman_Hamdi_Bey#Eserleri
2- https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/3-haftada-3-tablosu-rekor-fiyata-satilan-osman-hamdi-bey-hakkinda-bilmeniz-gereke,eQa8XVM_qE-wjyVD43jGUw/5pEusp1vLUKgOWVdSmmHlQ
3 - https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeker_Ahmet_Pa%C5%9Fa
4 - https://www.istanbulsanatevi.com/category/sanatcilar/soyadi-a/seker-ahmet-pasa/
1 note
·
View note
Photo
antik kuntik
480 notes
·
View notes
Text
İnternet sitesi terbiyecisi ve kapluğumbağa terbiyecisi
İnternet sitesi terbiyecisi biziz kaplumbağa terbiyeci Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması.
Osman Hamdi Bey’in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.
Tarihi ve detayları
Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey’in 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı versiyonunu çizdiği tablosudur.
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti tarafından çıkartılan gazetenin on yedinci sayısında tablonun adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçer ancak tabloya daha sonra yaygın olarak bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi adı verilmiştir.
Belinde sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir giysi giyen sakallı bir adam, mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, izleyiciye arkası yarı dönük biçimde dikilmektedir. Başına, etrafına gelişigüzel bir yemeni sarılmış arakiye takmıştır. Adamın ayaklarının dibinde, yerdeki yaprakları yemekte olan kaplumbağalar vardır. Bursa’daki Yeşil Camii’nin üst katındaki odanın duvarlarındaki sıvalar ve çiniler yer yer dökülmüştür. Tablonun tek ışık kaynağı adamın önündeki alçak penceredir.
Ellerini arkasında kavuşturmuş olan adam bir ney tutmaktadır. Sırtında bir nakkare asılıdır ve buna bağlı bir mızrap boynundan aşağıya sarkar. Bazılarına göre adamın sırtında asılı olan şey, eskiden dervişler ve dilenciler tarafından kullanılan. Hindistan cevizinden , abanozdan yapılma dilenci çanağı olan keşkülüfukaradır.
İlhamı ve ilhamımız
Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlanmıştır, kaplumbağaların esin kaynağının ,
lale Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür, bu yoruma göre, Sanayi-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Düy��n-ı Umûmiye, gibi birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir.
Bizde ilhamı hayatın kalbinden söküyoruz var gücümüzle ve internet sitesi ni terbiye ediyoruz.
Tablo Sergisi ve adresi
Pera Müzesi her cuma 18.00–22.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Meşrutiyet Caddesi No:65 34430 Tepebaşı — Beyoğlu — İstanbul
#sanat#tablo#takip#edin#popüler#trend#istanbul#müze#ücretsiz#internet#sitesi#sosyal#medya#web#art#dekorasyon#takipçikazan#turkey#museum#kesin#webdesign#follow#haber#fashion#travel
0 notes
Text
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi, çocuklar için hazırladığı “Kayboldum Ben Galiba!” mini animasyon serisine “Kaplumbağalı Adam” ile devam ediyor. Animasyonun baş karakterleri elçi ve maymun bu kez müzede Osman Hamdi Bey sergisini ziyaret ederek, ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosu üzerine sohbet ediyor. Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nu çocuklara tanıtmak için…
View On WordPress
0 notes
Text
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi, çocuklar için hazırladığı “Kayboldum Ben Galiba!” mini animasyon serisine “Kaplumbağalı Adam” ile devam ediyor. Animasyonun baş karakterleri elçi ve maymun bu kez müzede Osman Hamdi Bey sergisini ziyaret ederek, ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosu üzerine sohbet ediyor. Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nu çocuklara tanıtmak için…
View On WordPress
0 notes
Text
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi, çocuklar için hazırladığı “Kayboldum Ben Galiba!” mini animasyon serisine “Kaplumbağalı Adam” ile devam ediyor. Animasyonun baş karakterleri elçi ve maymun bu kez müzede Osman Hamdi Bey sergisini ziyaret ederek, ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosu üzerine sohbet ediyor. Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nu çocuklara tanıtmak için…
View On WordPress
0 notes
Text
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi’nden Yeni Animasyon: Çocuklar “Kaplumbağalı Adam” ile Tanışıyor
Pera Müzesi, çocuklar için hazırladığı “Kayboldum Ben Galiba!” mini animasyon serisine “Kaplumbağalı Adam” ile devam ediyor. Animasyonun baş karakterleri elçi ve maymun bu kez müzede Osman Hamdi Bey sergisini ziyaret ederek, ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosu üzerine sohbet ediyor. Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nu çocuklara tanıtmak için…
View On WordPress
0 notes