#oda kahvaltı
Explore tagged Tumblr posts
Text
instagram
#kırklareli#lüleburgaz#restaurant#lüleburgaz en iyi restaurant#kahvaltı#nature#art#tatil#food#education#culture#konaklama#orman manzaralı oda#Instagram
0 notes
Text
Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi gönderen çift arkadaşlara teşekkür ediyorum sizlerin adına.
Merhaba Hasan bey biz Pınar ve Ahmet 2 yıl önce tanışmıştık ben pınar bu arada 170 boyunda 25 yaşında esmer güzeli bir kadınım. kimya mühendisiyim ( petrokimya) üzerine ülkemizin köklü firmalarından birinde labaratuvar sorumlusuyum. Eşim Ahmet 44 yaşında 2 kez evlenmiş boşanmış evliliklerinde mutlu olamamış bir adam sizlere eşimi anlatayım biraz 187 boyunda 75 kilo 24 cm uzunluğunda siki var eşimi annem ve babamın seks partisinde gördüm annem o zamana kadar zenci erkekler dahil sikismediği erkek cinsi yoktu annemi sikilirken çok gördüm izledim babam izler annem sikilirdi Ahmet i aralarına aldıklarında ( soyunmadan önce ) Ahmet hakkında annem yine hüsrana uğrayacak yine eliyle boşalacak demiştim ama ilk kez bir Türk erkek annemi sikerken annemin orgazmlarını sayamadım şimdi diyeceksiniz sen nereden görüyorsun vs diye düşünürsünüz bizim evimiz 4 katlı villa gibi triblex ben hep orta katta otururdum . O gece annemin orgazmları beni de azdırmıştı ertesi gün işe gideceğim için sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırladım kendime benim gibi Ahmet te kalkmıştı beni annem sanıp arkamdan sarılıp ensemi öptü hoşuma gitti akşam zaten onu düşünerek mastürbasyon yapmıştım. Benim olduğumu anlayınca özür diledi birlikte kahvaltı yapıp birlikte çıktık taksi çağırdı benim arabam var birlikte gideriz dedim birlikte arabama binip yola çıktık. İlk söze ben girdim keşke girmeseydim , annemi bir Türk ün hiç bu kadar zevk vereceğini düşünemiyordum çok güzel bir iş başardınız dedim birden Ahmet in sikinin kalktığını fark ettim aman tanrım pantolonu yırtacak gibiydi Ahmet MKE de çalışıyormuş 2 kez evlendiğini fakat özellikle seks konusunda umduğunu bulamamış bir erkekti. İstekli bir kadındım ama bakireydim aynı zamanda Ahmet arabadan inerken telefon numarasını istedim verdi aradım oda beni kayıt etti o gün akşama kadar mesajla konuşarak geçirdik 5 hafta sonra nişan yaptık annem karşı çıksada yaptık 1 ay sonra da Ahmet ile nikah kıydık ilk gece gerdek gecesinde bana öyle bir jest yaptı ki asla unutamam artık kocam olmuştu ben 1 ay izin almıştım Ahmet te 28 gün ilk gece den sonra Ahmet bana istersen çiftler ile birlikte olabiliriz annen baban hariç o gece sabaha kadar düşündüm annemin yaşadıkları zevkli dakikalar aklıma geldi kabul ediyorum ama ben seçerim birlikte olacağımız çiftleri dedim o gün eskiden birlikte olduğu çiftleri bana tek tek gösterdi aralarında aynı yaşta olan
61 notes
·
View notes
Text
Teyze Kızının Eltisi! (4) (Murat 45 Y., Aydın)
Uyandığımızda öğlen saat 13:00 idi. Melek alelacele eve gidip geldi. Biz yatakta biraz sümsüklenip oynaşırken, "Hadi kalkın kahvaltıya gidiyoruz!" dedi. Ama ortalık o kadar hareketliydi ki, bana arkadaki site duvarından atlayıp ana yola çıkmak dışında alternatif yoktu. Yola yürüdüm. Melek arabasıyla yanaşıp beni aldı, kadınlar önde, ben arkada kahvaltıya gittik...
16:00 civarı, "Artık gitmeliyim!" dediğimde, "Yaaa kal bu gece de!" dediler. Ama, "Gitmem lazım, haftaya ayarlayıp İzmir'e gelin!" dedim. Beni aracıma yakın indirdiler. İzmir'e döndüm. Ama hemen eve gidip, "Grip oluyorum sanırım!" dedim. Yatak odasına girip, sıcak bir duş aldım, ertesi sabaha dek uyudum.
Ertesi gün akşamüzeri, sanırım onlar da uyuyup kalmıştı, hem Melek'ten hem hale'den mesajlar vardı. Melek, "Oyunu bozmadığın için sağol!" derken, Hale, "Aşkım sayende o kadar mutluyum ki, yıllardır nerdeydin?" yazıyordu. İkisine de ayrı ayrı yazmaya başladım. Önce Hale'ye, "Biran önce plan yapıp ne gün geleceğinizi yazın, ben de organizasyonumu yapayım!" yazdım. Melek'e ise, "Hale ile gelmeden önce yalnız gelmeni istiyorum!" yazdım, sekse doymama rağmen.
Çarşamba akşam üzeri Hale'den gelen mesaj ilginçti, "Aşkım Mustafa'ya olmaz demeye gittim, ama nasıl oldu anlamadım, en son ağzımı sikiyordu!" yazmıştı. "Ya amını?" yazdım. "Hayıııırrrr!" diye yazdı. Melek'e yazdım, "Naber?" diye. Az sonra aradı. Ona, "Hale'den ses seda yok?" deyince, "Ben de aradım, cevap vermedi, gidip kapıyı çaldım, kapalı heryer, acaba Aydın'a mı gitti diye düşündüm." dedi. "Sen ne yapıyorsun?" dedim. "Hiç, evdeyim, benimki balıkta!" dedi. "Ne zaman geleceksin?" dedim. "Müsaitsen Cuma olur mu?" dedi. "Tamam, yarın kararlaştıralım programı!" dedim, kapattık.
Perşembe günü Hale'den ses seda çıkmadı. Melek'e Hale'yi sordum, ama o da, "Bilmiyorum!" dedi. Cuma için program yaptık. İncirlatındaki Plaza otelde oda ayırttım. Karıma da, taahhüt işi aldığımı, tespit için Mordoğan'a gideceğimi, işim uzarsa kalıp Cumartesi döneceğimi söyledim. Orda bir projemiz vardı zaten, ama karım bilmiyordu.
Cuma sabahı Melek kendi aracıyla geldi. Kahvaltı ederken, "Kocana ne dedin?" diye sordum. Güldü. Merakla bekledim açıklamasını. "Biz Almanya'da çok zengin ama ortak iki ailenin çocuklarıydık. Ama karı kocalığımızı tam inşa edemedik. Hani Ahmet balığa çıkıyor ya, aslında yan koydaki kiraladığı eve genç sevgilisine gidiyor. Almanya'da boşanmaya karar verdik, çünkü birbirimizi istemiyorduk, ama iki aile de miraslarından mahrum edeceklerini söyleyip burayı aldılar bize, Türkiye Almanya kadar rahat değil toparlanırız diye o siktiğimin sitesinden ev alıp şutladılar! Almanya'da benim de birileri oldu, ama buraya geldiğimiz iki yıldır kendime göre gönlümün istediği gözümün kestiği birini denk getiremedim. Ama Ahmet parasını verip üçüncü genç kızı alıp götürüyor yan koydaki kiralık evine. Bir şey söylememe gerek yok anlayacağın!" dedi.
"Hale bunları biliyor mu?" dedim. "Hayır, ona anlatırsam kocasına söyler mi diye düşündüm ilk zamanlar, sonra da ailece iyi görüşür olduk. Sitede tek arkadaşım Hale idi, bu kez de acaba benden uzaklaşır mı diye korkup söylemedim. Sonra seni anlattığında söylemek istedim, ama seni kaptırma korkusu yaşar mı diye düşündüm. Anlayacağın haberi yok!" dedi. "Sahi, Hale ne alemde? İki gündür haber alamıyorum!" dedim. "Bilmiyorum, iki kez yazdım, cevap ta yazmadı!" dedi.
Yarım saat sonra meşhur körfez manzarasında odadaydık. Karşıyaka'ya bakan pencerenin önünde süper bir sakso çekti bana. Ben de pencereye ellerini dayayıp amını göt deliğini yaladım. Melek'in götünü sikmemiştim daha, ayrıca detayları da bilmediğim için amına boşalmamıştım o ilk gün. Amına boşaldım uzun bir sikişme sonunda. Bir saatlik dinlenme sonrası balıkçılardan birine gidip yemek yedik. Elele döndük otele. Bir de götünden siktim. Tam boşalmak üzereyken Meleğin telefonu çaldı. Arayan Ahmet'ti. Reddetti. Bir dakika sonra Ahmet tekrar aradı, ama bu arada biz de boşalmış, yatağa devrilmiştik.
Melek kızgınlıkla açtı, "Ben seni sevgilinle beraberken arıyor muyum? Ne var, ne istiyorsun?" dedi. Karşıdan Ahmet bişeyler anlattı bir dakika boyunca. Melek dolu gözleri ile yutkunup, "Tamam geliyorum!" dedi. Sonra bana dönüp sarıldı ve ağlamaya başladı. "Ne oldu?" dedim. "Hale, Mustafa, Ayhan!" dedi. Hıçkırıklarının arasında ama anlamadım. Sonra anlaşıldı olay, Ayhan alışkanlığı olmasa da Cuma sabahı yazlığa gelmiş ve Hale ile Mustafa'yı evde yakalamış. Önce Hale'yi, sonra Mustafa'yı, en son da kendini vurmuş...
Tam 3 ay kimseye çaktırmayacağım diye uğraşarak kendime gelemedim. Bu arada bizim telefon görüşmelerimiz yüzünden polis birkaç kez ifademi aldı, ama olay barizdi. Kıskanç koca, genç yazlık komşusu ile karısını vurup intihar etti. Benim yüzümden öldü diye çok suçluluk hissettim. En son yine Melek sağolsun, "Hale yaşamak istediği herşeyi senle yaşadı, sayende yaşadı, böyle düşün!" diye diye aklımı çeldi. Melek daha sonra İzmir'de ev kiraladı, Kuşadasından çok burda, ben de ev ve dükkandan çok ondayım...
Olaydan 4 ay sonra, öğlen saat 12:00 gibi teyze kızı aradı, "Konuşmamız lazım!" diye. "Ne oldu?" dedim. "Dava dosyasında ismin çıktı, nedir bu öğrenmek istiyorum, ben şimdi İzmir'deyim. İşyerine mi geleyim, sen mi gelirsin?" dedi. Dilek'le yaşıttık, altlı üstlü evlerde büyümüş, okula beraber gitmiştik. Kocası ile dosttuk. Ama kocası iki yıl önce girdiği basit bir ameliyattan çıkamamış vefat etmişti. Dilek, geçen yıl sünnet yaptığımız oğlu ile kalmıştı. Dükkana gelmesini söyledim. Dileği gerçekten severdim, ama ona hesap vermek istemiyordum...
Hışımla girdi dükkandan içeri. Bereket müşteri de yoktu, ekipleri de sabah işlerine dağıtmıştım. Önüme bir dosya attı. Çay may birşey diyemedim. "Bana bunları açıklaman lazım!" dedi sert ve otoriter bir sesle. Evrak, olayın tahkikat dosyasıydı. Hale'nin telefon kayıtları sayfalarca dökülmüştü. Whatsap mesajlarının detayları, mesaj tarih ve saatleri, tüm arama kayıtları, kim aradı kimi aradı, hepsi vardı. Çok uzun bir süreci kapsıyordu. Biraz baktım, hatta son 3 gün mesaj trafiği çok fazlaydı. Benimle o son 3 telefon konuşmasının tarih ve saatleri (eve girerken tarifi, Mustafa'nın yanından aradığı 2 görüşme), Ayhan'ın aramaları vardı, ama en önemlisi Whatsap mesajları telefonundan alınmış içerikleri bile döküm haline getirilmişti.
Dilek sabırsızlıkla bekliyor, masada birşeyleri eline alıyor, bir süre onunla oyalanıyor, sonra çantasını karıştırıyor, sigara yakıyor, söndürüyordu. Whatsap mesajlarına bakarken dikkatimi çeken bir şey oldu. Ben Melek ve Hale 3'lü seviştikten sonra, Melek eve kocasına bakmaya gittiğinde, Hale Mustafa'ya mesaj atmıştı. "Bugün çok tahrik oldum, fotolarımı görünce!", Mustafa, "Hale abla geleyim mi?". Hale, "Hayır şimdi değil, ben seni çağırırım, bu gece Melek ablan burda, offf hayallerim gerçek oluyor!", Mustafa, "Hayallerin neymiş abla? Seni saatlerce evire çevire sikeceğim!". Hale, "Ohhhhhh!", Mustafa, "Deme öyle, Melek abla uyuyunca geleyim!". Hale, "Hayır gören olur, yarın öğleden sonraya hazır ol sen!", Mustafa, "Tamam abla, uyuyamam ben şimdi!". Hale, "Uyu, yarın bana güçlü lazımsın!".
Melek viski'yi getirip biz içmeye başladığımızda da yazışmalar devam etmiş. Ne ben, ne de Melek Hale'nin telefonla yazıştığını farketmemiştik. Hatta Ayhan aradığında da yazışıyormuş Mustafa ile. Hale, "Anlat bakalım, nasıl sikeceksin beni?", Mustafa, "İşte böyle!" deyip (internetten indirdiği amdan sikiş pozisyonunun fotosunu koymuş). Hale, "Offff, başka?", Mustafa, "Bunu da çok merak ediyorum!" (götten sikiş fotosu). Hale, "Eveetttttt, şimdiden sulandı amım!", Mustafa, "Ohhh abla, attırcam şimdi!". Hale, "Ziyan etme, yarın ağzıma attırırsın!".
Tuhaftı, biz o gece 3'lü yaparken ne ara yazmıştı bunları. İşin ilginci benimle tüm yazışmaları silinmiş olmasına rağmen, Mustafa ile yazışmaları duruyordu. Gece saat 02:00'de, Hale, "Bak yarın bunları sikeceksin!" (sikilmekten kızarmış amının dudaklarını ve göt deliğinin fotolarını çekip Mustafa'ya yollamış), Mustafa, "Ohhh, Halemmm, ben şimdi bunlara bakıp boşalırım!". Hale, "Hayırrr, sadece azgın kal diye yolladım!". Ertesi sabah, Hale, "Günaydın yakışıklı!", Mustafa, "Günaydın, geleyim mi?". Hale, "Bu kadar sabırsız olma, Melek ablanla işimiz var akşam üstüne kadar, ondan sonra seninim!", Mustafa, "Sabırsızlıktan öleceğim!". Hale, "Heyecanlanma, amımı doldurmadan boşalmanı istemiyorum!".
Ben bu kadını bir gün önce saatlerce her deliğinden sikmiştim, demek ki gram doyuramamışım. Saat 16:30'da beni arabama bırakıp, Melek'le siteye dönüşlerine kadar ne yazışmalar, ne yazışmalar! Okurken bile yarağım kalkmış masa altında gizlemeye çalışıyordum. 16:30'da, Hale, "Gel hadi Mustafa, evdeyim, ama arka bahçeden gel, kimseye de görünme!", Mustafa, "Uçtummmmm!".
Sonra ertesi gün yani Perşembe akşama dek mesajlaşma yok, demek ki 24 saat Mustafa Hale'deymiş. Akşam saat 22:00'de, Mustafa, "Annemlerin de geleceği tuttu!", Hale, "Olsun, dinlenmiş olursun!". Mustafa, "Ama özledim!", Hale, "Biliyorum, ben de özledim, ama 7/24 sikemezsin ya!". Mustafa, "Sen ver ben sikerim yavrum!", Hale, "Offf, deme şimdi, bak zaten sürekli bana bakıyorsun annenler anlayacak!" (ikisi de veranda herhalde). Mustafa, "Ne yapayım şu an çok güzel görünüyorsun!", Hale, "İyice dinlen bu akşam, sabah annenler gidince amcığım ve götüm seni bekliyor olacak!". Mustafa, "Ağzın da yavrum, çok sevdim ağzına yüzüne boşalmayı!" (vayyy ağzına boşaltmayan kadın gencecik dölleri yalayıp yutmuş). Hale, "Çok tatlıydı döllerin, ilk kez yuttum dedim değil mi?", Mustafa, "Evet aşkım, Halem!". Hale, "Tamam, ben içeri giriyorum!", Mustafa, "Girme, biraz bacaklarını açsana!". Hale, "Gören olur!", Mustafa, "Hadi aççç!". Hale, "Delisin sen!", Mustafa, "Offfff! (demek ki açtı) Külot giymemişsin?". Hale, "Hazır beklesin diye, hem ıslandı bütün hepsi, bırakmadın ki bugün amcığımdan beş dakika çıksan çamaşır atacaktım makinaya, doyamadım ki!". Gece boyu böyle sürüp giden yazışmalar. Ertesi sabah 10:00'da, Hale, "Annenler gitti, geliyor musun?", Mustafa, "Evettttt, duş alıp hemen geliyorum!". Hale, "Ben aldım, amcığım mis gibi kokuyor, gel de sik!".
Sonra bir sürü evrak, Ayhan'ın otoban giriş çıkış kayıtları, sitenin kamerasından giriş saat ve fotosu, tabanca ile ilgili ruhsat vs. mermi kovanları. Mustafa'ya ve Hale'ye 4'er kurşun isabet etmiş. Ayrıca salonun krokisi çizilmiş ve ufak bir detay vardı, kanape de bir adet seks oyuncağı bulunmuş. Daha önce tahkikat dosyası görmemiştim, ama herşeyin bu kadar detaylı ve adlı adınca yazılmış olması çok tuhaf gelmişti.
Dilek, "Ne o, yazışmalar çok mu ilginç geldi, kafanı kaldıramadın?" dedi. Telefonda bana dair bir iz yoktu, ama telefon kayıtları vardı. "Neyi soruyorsun bana sen şimdi?" dedim. Dilek, sanırım operatörden alınan 1 yıllık telefon görüşme listesinin sayfalarını aralayıp, "Bunlar ne?" dedi benim numaramın üzerine parmaklarıyla vurarak. Bir an yutkundum. Dilek, "Benim anlamadığım, geçen yıla kadar sakin, kendi halinde, kafasını önünden kaldırmayan kadının nasıl bu orospuya dönüştüğünü merak ediyorum!" deyip dosyayı gösterdi. Hemen sonra da, "Ölünün arkasından konuşuyorum!" deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmez halde kalkıp dolaptan su aldım, kolonya ve havlu kağıt alıp önündeki sehpaya oturdum. Biraz kolonya döktüm ellerline. Kağıt havlula gözyaşlarını sildi. Dizdize oturuyorduk. "Bak.." dedim, iki elini de tutup sarstım ve "Bana bak, ne oldu?" dedim.
Anlatmaya başladı. "Ben ondan önce evlendim biliyorsun, beni kaynanam yetiştirdi sayılır. Gerdek gecesi sabahı kaynanam ikimizi de karşısına alıp, sen onun ablasısın koruyacak, kollayacak, doğruları, yanlışları gösterecek mutlu olması için çabalayacaksın. Sen de onun kardeşisin, saygını eksik etmeyecek, onunla beraber doğruları yanlışları bulacak, kocalarınıza güzel birer kadın, çocuklarınıza iyi birer anne olacaksınız demişti. Ama ben onu koruyup kollayamadım, iyi bir abla olamadım ki, olanları anlamadım bile, kendi derdimle (kocasının ölümünü kastediyordu) o kadar ilgilenmeyip ondaki değişimi görebilseydim, belki de 5 kişi ölmemiş olacaktı!" dedi.
"5 mi?" dedim. "Haberin yok mu?" deyip anlattı. 2 yılda 2 evlat, bir gelin kaybeden kaynana ve kayınvalidesi birer ay arayla vefat etmiş. "Tek başıma kaldım, şimdi de bu dosya ortaya çıktı. Çocuklarından gizlemeye çalıştım, ama sonuçta olay belli, çırılçıplak banyoda duş alıyorlarmış, su sesinden Ayhan'ın geldiğini duymamışlar bile. Oysa dava dosyasında salonda vuruldukları yazıyordu. Polisin tahmini, kaçarlarken, Ayhan çantasından silahı çıkarıp salonda yakalamış! Bu nasıl oldu, biliyorsan anlat bana!" dedi yalvaran gözlerle.
Elemanlardan birine telefon ettim, dükkana çağırıp, dükkanı ona teslim ettim. Melek 15 günlüğüne Almanya'daydı bir akraba düğünü için. Arabaya bindik, Meleğin eve götürdüm Dileği, bir yerlerden yiyecek birşeyler söyledim. Dilek, "Burası neresi ve neden geldik buraya?" dedi. "Burası arkadaşımın evi, anlatacaklarım uzun ve dükkanda tepkilerinin nasıl olacağını bilemediğim için geldik. Gelen giden müşterilerin ağlayan bir kadın görmesi işim için iyi olmaz takdir edersin ki!" dedim. "Peki tamam, anlat bakalım!" dedi. "Hayır, birşeyler yemelisin!" dedim. "İştahım yok!" dedi.
Çocukluğumuzda evcilik oynadığımızda, karı koca rolünde, bana yemek yapar, sonra da tabağın içine ağzına kadar birşeyler doldurur, "Bu çok!" dediğimde, gözlerini patlatır, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" derdi. Gözlerimi patlatıp, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" dedim. Zor da olsa gülümsedi.
68 notes
·
View notes
Text
• KARGO PERSONELİ PASİF HASTASI ÇIKTI ( Bolu’dan pir pasif itirafı daha )
Öncelikle selamlar sevgili pasif severler yaz aylarında başıma gelen bir hikayemi sizlerle paylaşmak istedim, genelde evde olduğum için sürekli internetten bayan iç çamaşırı, vibratör, oje, gecelik vs vs şeyler sipariş veriyordum. Süreklide kapıma Aras kargoda çalışan bir çocuk geliyordu ismi Soner hafif sarışın 170 boylarında yaşıda 28 ila 30 civarlarında biriydi her kapıyı açtığımda üzerimde ya dar bir pantolon yada beyaz bir eşofman üzerimde ise bayan sporcu atleti olur ayak tırnaklarımda mutlaka oje ve fileli çorablarım olurdu, soner’ le karşılaşarak kapıda önce ismimi söyler sonra şifre ister ve kargomu teslim ederdi o esnada sürekli ayak parmaklarımdan göğüslerime kadar süzerdi beni. Elinden kargoyu alıp arkamı döner ve önünde domalırdım tepkisini merak etmek için gün geçtikçe ve sürekli o geldiği için artık bazende başka kargocular gelirdi tabiki .. Bazı günler evde olmadığım içinde kaçırırdım tabi kargomu. Bir gün yine evde kendime hem temizlik, hemde bakım yapıyorum, ayak parmaklarıma siyah oje sürdüm kuruduktan sonra banyoya girdim bir güzel içimi dışımı temizledikten sonra vibratörümü duvara yapıştırır yavaş yavaş gel git yapar kendimi tatmin ederdim. O esnada kargodan sms gelmişti 2 saate evindeyiz diye bazende çok kısa sürüyordu. Bende yarım file çorap giyip altıma dar bir kot pantolon giydim üzerimde beyaz atlet memelerimi artık okşadıkça gelişiyor ve büyüyordu, bu beni çok mutlu ediyordu artık, derken kapı çaldı otomata bastım kapıyı açtım ve bekliyordum Soner gelmişti artık naber falan diyerek biraz sohbet etmiştik yine gözleri üzerimde geziyordu anlaşılan azdırmıştım yine çocuğu, derken bir anda numaranı alabilir miyim diyerek bazen evde olmuyorum haberleşmek için dediğimde olur dedi ve numarasını verdi. Kolay gelsin diyerek kapıyı kapattım ve odama geçtim hemen mesaj attım sonere benim diye akşam film izlerken telefonuma mesaj geldi sonerden gelmişti nasılsın napıyorsun yarın için kargon var mı diye sohbete başlamıştık, aslında yarın içinde kargom vardı işin akşam kaçta bitiyor sorun olmazsa en son bana bırakabileceğini söyledim, oda olur diyerek gülücük attı.
Artık sohbet sohbeti aştı ve konu benim giyim ve kuşamıma gelmişti, her defasında ayaklarında oje ve bayan kıyafetleriyle görüyorum seni ve fiziğinde çoğu kızdan daha iyi diyerek eklemişti, beni bir kahkaha bastı ve iltifatların için ayrıca teşekkür ederim canım, bakımlı olmayı seviyorum ve kendimi bir kız gibi görüyorum ve bu yüzden bayan kıyafetleri giyiyorum diyerek cevap vermiştim. Kendisi bu durumdan baya bir memnundu ki sürekli bana iltifat ediyor kalp atıyor canım cicimli konuşmaya bile başlamıştı benimle artık. Tam bir pasif aşığı olduğunuda sonradan öğrendim tabiki kendisinin, Bolu’da sürekli gittiği birileri varmış ve ben seni nasıl bulamadım diyede kendi kendine dövünüyordu, ona twitter adresimi verdim biraz inceledikten sonra iyice aşık oldum sana diyerek iltifatlarına devam ediyordu, yarın akşam için sözleşmiştik artık. Sabah oldu telefonu elime aldım sonerden günaydın mesajları gelmişti bile, güzelce bir kahvaltı yaptım ve rutin bir şekilde takılıyordum evde akşam görüşme olacağı içinde heyecanlıydım aslında, saatte yaklaşıyordu bende hazırlanayım biraz dedim ve altıma kırmızı tangamı ve kırmızı bir sütyen giydim hardal sarısı bir elbise giymiştim üzerimede dizlerimin hemen üzerinde boyu uzun kollu ve dar bir elbiseydi, popom hafif çıkmış ve hatlarım belliydi ayna karşısında kendime yükselmiştim artık, gözlerime kalem ve dudaklarıma ruj sürüp bacak bacak üstüne atıp sigaramı yakmış ve kocamı bekliyordum artık. Saat 8 olduğunda kalbimin atışı bile değişmişti artık üzerim de bir heyecan vardı, ve havada çok sıcak olduğu için ateş basmıştı vücudu mu.
Kapı çaldığında bir irkilmiştim hemen koşup otomata bastım ve yavaş yavaş geliyordu kocam, güler yüzüyle ve beni o şekilde görünce aletini okşamaya başladı bile, kapıda sarılıp içeri girdik ayak üstü biraz sohbet edip, kanepe oturduk yan yana hemen elini bacağıma koydu sıvazlamaya başladı bir yandanda gününün nasıl geçtiğini konuşuyorduk, içim kıpır kıpırdı hemen ayağa kalktım bişey içermisin diye sordum olur dedi dolaptan iki shot aldım mutfakta arkam dönük bir şekilde biraları açarken çoktan yanıma gelmiş nefesini ensemde hissetmiştim bile bir anda irkilmiştim, harikasın diyerek eliyle popomu okşamaya başlamıştı ve nefesiyle ensemi öpüyor du biralar elimde kalmıştı ensemden öpe öpe kalçalarıma kadar inmişti arkamda eğilip elbisemi yukarı sıyırdı ve elleriyle kalçalarımı tokatlıyor ve yalıyordu inanılmazdı adeta, bende artık zevke gelmiş ve hafif eğilmiştim,tekrar boynuma çıkıp öpüyor bir yandan da eliyle deliğimi okşuyordu. Elleriyle göğüslerime yapıştı kulak mememi yalarken kaldırmış aletini kalçalarıma sürtüyor baskı uyguluyordu pipim zevkten şahlanmış ve zevk suyum tangamı ıslatmıştı bile, belimden tutup kendine çevirdi beni kucağına alıp dudaklarıma yapıştı deli gibi emiyordu dudaklarımı yatak odama geçtik beni yatağa yatırdı karşımda azgın bir boğa duruyordu sanki, tişörtünü çıkarıp pantolonunu düğmelerini açmaya başladı yataktan kalkıp önünde eğildim hemen, pantolonu indirip boxserin üzerinden kalkmış sikini ısırıyor ve yalıyordum yavaşça boxserida indirdim aletiyle göz göze gelmiştik artık 16 17 cm vardı küçük ama kalındı dilimle kafasına masaj yapmaya başladım ve yavaş yavaş ağzıma almıştım bile gözlerini kapatmış evet aşkım harikasın bebeğim diyerek iltifatlar yağdırıyordu bana, elleriyle kafamdan tutup tamamını sokuyordu ağzıma ve nefes almakta zorlanıyordum ağzımdan salyalarım akıyor gözlerim sulanıyordu sakso çektikten sonra beni kaldırdı elbisemden saniyeler içinde kurtulmuştu, yatağa çıkıp hemen domalmıştım önünde tangamı kenara sıyırdı ve diliyle deliğime masaj yapmaya başladı offff bu zevk beni delirtiyordu tangamın önü sırıl sıklam olmuştu çoktan, hadi kocam sok gir artık içime diye inliyordum, kendisi yüz üstü uzandı yatağa benide kucağına alıp kalçalarımı sikine sürtüyordum çok sertleşmişti artık bir elimle aletini tutup deliğime yerleştirdim ve yavaşça oturmuştum aletine, elleri göğüslerimde sıktırıyor bende kalın aletin üzerinde zıplamaya başlamıştım bile, daha fazla dayanamayıp boşalmıştım ben o hala devam ediyordu beni sikmeye, üzerinden kalkıp önünde tekrar domalmıştım bekle geliyorum diyerek içeri gitti geldiğinde elinde telefon vardı ve videoya çekmek istediğini söyledi, kaydı başlatmış aletini deliğime sürtüyordu, içime tekrar girdi ve gidip gelmeye başlamıştı bile sesler odada yankı yapıyor bir yandan sikiyor diğer yandan da kameraya çekiyordu, artık telefonu bırakıp elleriyle belimden kavrayıp daha hızlı sokmaya başladı her vuruşunda kalçalarımın dalga oluşunu hissediyordum artık.
Geliyorum diyerek hemen ağzımı açtım önünde eğilip boşalmasını bekliyordum, dilime ve yüzüme ılık ılık boşalmıştı artık ağzımda döllerini çiğniyor ve dudaklarımı yalıyordum aletini ağzıma soktu tekrar, sikini yalarken dölleri ağzımın kenarından dökülüyordu, sikini güzelce temizledikten sonra salona geçtik ve birer sigara yakmıştık biralarımızı alıp kanepe ye uzanıp kaldık, döllerinin yarısını yutmuştum bile, çektiği videoyu açıp izlemiştik gerçekten te her vuruşunda kalçalarım dalga dalga oluyordu ve kocamın siki tekrar kalkıyordu, sigarayı söndürüp elimdeki birayla kucağına oturup kalkan sikine sürtünüyordum, bir yandan da biramı yudumluyor ve yarısını da göğüslerimden aşağı döküyordum ayağa kalkıp tangamı çıkardım pipim küçülmüş serçe parmağım kadar olmuştu, 69 pozisyonuna geçip o benim deliğimi yalarken bende saksoya başlamıştım bile, biradan bir yudum alıp deliğime boşaltıyor ve tekrar yalıyordu, kanepede yanına yer açıp bende onun yanına uzanmıştım sırtımı ona dönerek, bacağımı yukarı kaldırmış ve aletini sokmasını bekliyordum deliğime, yavaşça sokup gidip gelmeye başlamıştı bir eliyle göğsümü okşuyor ve bir yandan da deli gibi hızlanmış deliğimi sikiyordu yüzümü çevirip dudaklarıma yapışıp dilimi emiyordu altında inliyor ve çığlık atıyordum ama durmak bilmiyordu kocam, önünden kalkıp tekrar sakso çekmeye başladım sikine eliyle kafamdan tutup baskı yapıyor, ağzıma gidip geliyordu dilimle taşaklarını emiyor aletini sıvazlıyordum, kanepeye oturup kucağına aldı tekrar sırtım dönük kucağına oturdum ayaklarımı dizlerinin üzerine koyup alttan sikmeye başlamıştı beni tekrar sürekli pozisyon değiştirip kucağından inmiyordum hiç, o kadar çok terledim ki surat ifadem değişmiş kalem sürdüğüm gözlerim akmıştı artık dudağımda ruj kalmamış tecavüze uğramıştım sanki, beni kanepeye oturdum bacaklarımdan ayırıp tekrar sikini sokmuştu deliğime baldırlarımdan destek alıp hızlı hızlı sikmeye başlamıştı altında inliyordum adeta artık deliğim parçalanmıştı resmen, geliyorum aşkım diyerek içime boşalmıştı bir kere daha ılık ılık içimde hissediyordum spermlerini üzerimde bir ohhh çekip yanıma uzanıp kalmıştı dizlerimin bağı çözülmüştü artık bir süre hareketsiz kalıp anın tadını çıkarıyordum hayatımda böyle sikilmemiştim ben ..
Birlikte duşa girip yıkanıp çıkmıştık halen daha gözleri vücudumda eli popomda geziyordu kocamın her fırsatta buluşup sürekli sikişiyorduk unutulmaz anılar yaşatmıştı bana …..
#pasifim#aktif pasif arkadaşlık#pasif arayan aktifler#transgirl#trans woman#lgbtq#pasif#pasifgaysohbet#lgbtqiia+#lgbt art#aktif pasif cd#aktif gay istiyorum#aktifler ve pasifler
48 notes
·
View notes
Text
Taiwan
Tayfun geçti mi bitti mi derken çok şükür benim geldiğim gün mağazaları iş yerlerini açmışlar. Hava dün akşam yağmurluydu ama o kadarına şükür. Bugün hava baya iyiydi. Hem yol yorgunu hem de hafif hasta gezemem derken ilk günün itinerarysinde olan her yeri bitirdim. Ben de kendime şaşkınım.
Tayvan çok değişik bir ülke. Çin gibi. Hatta ismi bile resmi olarak republic of china. Her şey Çince. Herkes Çin kökenli. Bu konuyu daha sonra detaylı arastiracagim.
Ben baskentteyim, çok metropol. Singaporedan sonra gökdelenlere kaldığımız yerden devam. Trafik düzenli şükür. Ama mesela yayaya yeşil ışık yanarken de arabalar geçiyor lol. Bu Asya’da karşıdan karşıya geçerken hep dikkatli olmak lazım.
Yemek meselesi ise buralarda biraz sıkıntı. Yani çoğu insan zaten sizi anlamıyor. Vegetarian option baya az ya da ben derdimi anlatamıyorum. Bugün helal bir restoran buldum, beef noodle yedim. Bence baya iyiydi. Ama Çinliler ağızlarını sapirdatarak yiyor. Hadi bu noodle sulu filan dersiniz. Dün akşam hamburger yedim, o da aynı. Sarı karpuz yedim, bence baya iyiydi. Yeğenimi arayıp “halacigim sence sarı karpuz olur mu” oyununu oynadık. Sokakta domuz gördüm, bir adam tasma takmış gezdiriyor. Interesting.
Kaldığım hostel çok iyi. Size bir gezgin tavsiyesi. Eğer Asya’da orta halli bir otel tutmaya paranız yetiyosa iyi bir hostel tutun. Hem temizliği daha iyi yapılır hem sağladığı imkanlar daha iyidir hem de daha merkezidir. Geçen sene Tayland’da orta kalite bir otelde kalmıştım. Duvarda kertenkele geziyordu. Kahvaltı vasattı. Temizlik hiç yapılmadı. Bu kez hostel seçtim. Her şey mukoydu. Ve bazı hostellerde tuvalet odanin içinde. Benim şu an kaldığım hostel kadin hosteli. Oda değil bütün hostel female. Kadin pedi, Dyson kurutma makinesi, bilimum kişisel bakım ürünü filan hep ücretsiz sağlanmış. Metroya da beş dakika. Hem artık hostellerde yataklarda perde var, privacy de sağlanıyor. Konuscak, arkadaş edinecek, beraber gezecek insan da bulunuyor. İnsan 30 yaşından sonra diğer insanlara aynı odada kalır mı demeyin. Kalır. Hem de çok güzel kalır ssjdjd
Yarın ve ertesi gün de burayı keşfe devam. Sonra yeni bir ülke.
14 notes
·
View notes
Text
Oteller - Devasa+ (2)
Hızlı bir hafta sonu kaçamağından uzun süreli bir konaklamaya kadar, oteller seyahat ihtiyaçlarınız için mükemmel bir çözüm sağlayabilir. İster tüm olanaklara gezilecek yerler ile lüks bir tatil köyü ister ev hissi veren rahat bir oda ve kahvaltı arıyor olun, kafanızı dinleyebileceğiniz yer sıkıntısı çekmezsiniz. Bu kadar çok harika seçenek varkenoteller konaklamanızı konforlu, stressiz ve keyifli hale getirebilir. Yüzme havuzları, tarihi mekanlar, kışın gezilecek yerler, yazın gezilecek yerler, tesis içi restoranlar, fitness merkezleri ve daha fazlasını arıyor iseniz, bir sonraki tatiliniz veya iş seyahatiniz için mükemmel bir yer bulacağınızdan emin olabilirsiniz. İhtiyaçlarınıza uygun bir otel ile seyahatlerinizden en iyi şekilde yararlanın!
821 notes
·
View notes
Text
çocukluğumun haftasonu sabahları geldi hatırıma. bir soba yakımı videosu çıktı önüme. o sobayı tutuştururken çıkan duman kokusu ve o görüntüyle beraber direkt çocukluğuma gittim. biz oturma odasında yatardık daha küçükken, sonraları misafir odasını bize ranzalı çocuk odası yapmıştı annemler. oturma odasında yattığımız o günlerde annem daha erken kalkar biz kış günü yatağın içinde kıvrılıp uyurken bazen uyanmış kız kardeşlerimle kikirderken soba kovasını doldurur, camı açar sobayı yakardı. ev buz gibi olurdu dışardan gelen o soğuk havayla ama yorgana sarılıp içinde titremek kaybolmak çok hoşumuza giderdi. o esnada çıkan is kokusunu severdim. soba tutuşup yanmaya başlayınca annem camları kapatır kahvaltı hazırlamaya giderdi. oda ısınana kadar çıkmazdık yataktan. sonra sofra hazırlanır yanan sobanın üzerine ekmekler konur sıcak sıcak tereyağı bal sürerdik. babam trt 1'de ya da 2 veya 3 de olabilir hatırlamıyorum kovboy filmleri olurdu pazar günleri onları açardı.. çok keyifliydi her şey çok zor olmasına rağmen.
bir soba kovası beni taaa nerelere götürdü ve şu an o is kokusunu burnunda hissediyorum 🥺
17 notes
·
View notes
Text
(Boş zamanlarımda karaladım devamı gelir mi nasıl ne sıklıkta gelir bilmiyorum haberiniz olsun)
Alevsiz Mum - 1.BÖLÜM
Artık gözümde çok azaldı. İnsanlar, hayatları ve onların etrafında dönen şu koca dünyanın kıymeti bütün halinde çok azaldı. Umursamak artık çok daha zor. Hem de her şeyi... Hal böyleyken kendime odaklanmak daha kolay olmalıyken, ben ise tam tersi insanlara odaklanmaktan, onların hayatlarına vakit ayırmaya çalışmaktan kendime odaklanamıyorum.
Tavanın altını yaktığımda çatırtılar eşliğinde birden yanan ocak karanlık odayı aydınlattı. Oda o kadar karanlıktı ki; yanan bir ocak bile odayı aydınlatabiliyordu. Bundan her seferinde nefret ediyordum. Karanlığa sadece alışık değildim. Karanlığı seviyordum. Bulunduğum ortamda, zihnimden ve yanımda var olmasını seçtiğim şeylerden başka hiçbir şeyin var olmamasını seviyordum. El yordamıyla yumurtayı bulup tavaya kırdım. Piştiğinde tavayı tezgaha koyup ocağın altını kapatmadan önce ateşte sigaramı yaktım. Çakmağımın gazı yine bitmişti ve ben gaz almaya gidememiştim. Saate baktığımda çıkmak için 15 dakikam kaldığını gördüm. Sigarayı iki ah çeker gibi uzun nefeslerle bitirdim ve kül tablasına bastım. Son parlamaları ve sönerken ışığının azalışı ile can çekişen sigara zorluklarla geçen bir hayat gibi ağır ağır, dumanı tüterek söndü.Kahvaltımı bitirdikten sonra dişlerimi fırçalayıp gözüme telefonun flaşını birkaç dakika orta mesafeden tuttum. Dışarıda hala güneş vardı ve ben güneşe çıktığımda gözümü almasını istemiyordum. Evdeki zifiri karanlıkta saatlerce durduktan sonra dışarı çıktığımda birkaç dakika gözümün ışığa alışmasını beklemek zorunda kalmamak için bunu yapıyordum. Evim hep zifiri karanlık olacak şekilde dizayn edilmişti. Çünkü, çocukken üvey annem beni yaramazlık yaptığım zaman evdeki bir giysi dolabına kapatırdı. Dolaba girmek istemediğimi söylediğim bir seferde beni evire çevire yarım saat boyunca dövmüştü. O gün başka ne yaramazlık yaptıysam da beni hiç dolaba kilitlememiş, ertesi gün ise bir yaramazlık yaptığında dolaba girmem için sadece elini göstermesi yetmişti. Dolaba sessizce kendim girmiş ve kapağının önüne sandalyenin konmasını dinlemiştim.Bu olaydan öncesinde saatlerce orada ağlayıp yalvarmalarımı hiç duymaz, bunun bana kahvaltı ederken bir daha sütümü dökmemem gerektiğini öğretmek için olduğunu söylerdi. Çocukluğum boyunca bu bende öyle bir alışkanlık haline gelmişti ki, ne zaman bir yaramazlık yapsam kendim gider dolabın içine girip annemden babam gelene kadar saklanmıştım. Bu yüzden artık ışıklı ortamlarda kendimi savunmasız ve tedirgin hissetmeden duramıyordum.
(okuyan herkese teşekkür ederim 😊)
#hayaletinmırıltıları#hayaletinalevsizmumu#yalnızlık#hayat#karanlık#travma#psikolojik#roman#hikaye#aile
8 notes
·
View notes
Text
Başarısızlar | 1 - Uykucu
<Yazın başları. Ensemble Square'de bir oda.>
Aira: —Uyan.
Aira: —Hey, uyan diyorum...!
Hiiro: ...?!
Aira: Ha?!
Hiiro: ...? ...?
Hiiro: Neredeyim? Sen kimsin?
Hiiro: Yoksa... bir idol müsün?
Hiiro: ...Hayır, galiba yanıldım. İdol değilsin.
Aira: Ha? Bence gayet de idol sayılıyorum...
Aira: Daha tam uyanamadın mı? Tatlı rüyanı böldüğüm için üzgünüm...
Aira: Ama... koluma bak. Aşırı sıkı tutuyorsun. Canım acımaya başladı!
Aira: Bana böyle gücünü göstermek istemeni anlarım, fakat kolum morarsın istemiyorum. Yani beni bırakır mısın?
Hiiro: ...? Ah! Affedersin!
Hiiro: Gerçekten özür dilerim! Amacım canını yakmak değildi. Yaptıklarım için içtenlikle özür diliyorum!
Aira: Aha, o nasıl konuşma öyle? Geçmişten gelmiş birine benziyorsun. Hayran kaldım*♪
* ç.n. Aira'nın sloganlarından biri olan "I love" japoncada "Airabu" şeklinde telaffuz edilir. Aira hikaye boyunca sevdiği şeyleri belirtmek için bu kelimeyi kullanır. İsmine yapılan göndermeyi bozmak istemediğimden "Hairan kaldım" şeklinde çevirmeye karar verdim.
Hiiro: Love? Ayrıca konuşma şeklim kulağa yanlış geliyorsa üzgünüm. Şehir hayatına daha alışamadım, ama memleketimden ayrılmadan önce biraz araştırma yapmıştım.
Aira: Anladım~ Özür dilemene gerek yok. Endişelenme♪
Aira: Her neyse, kolumu bırakabilir misin?
Hiiro: Um, tekrardan özür dilerim.
Hiiro: ...Zayıf gibisin. Düzgün yemek yiyor musun?
Aira: Hm? Biraz seçiciyimdir. Ayrıca ne yediğime dikkat ediyorum...
Aira: Yinede kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği yemeye dikkat ediyorum.
Hiiro: Öyleyse iyi! Yemek yemeden yaşayamazsın. Bunu şehirdeki herkes bilmiyor mu zaten? Hahaha♪
Aira: (Hm... Bu niye böyle davranıyor...? Çok tuhaf biri...! Ama bu odada olduğuna göre o da idol olmalı.)
Aira: (Daha önce hiç karşılaşmadım. Yeni mi geldi? Normalde idoller hakkında tüm bilgileri takip ederim... ama onu ilk defa görüyorum.)
Aira: (Belki de idol falan değildir? Yanlışlıkla buraya gelmiş olabilir mi?)
Aira: (Rüya görürken hiç bir idolün ağzından çıkmayacak şeyler söylüyordu nasıl olsa...)
Aira: ("İdollerin sonunu getireceğim", "Tüm idolleri yok edeceğim"... Hmm, nasıl bir rüya bu?)
Aira: (Çok merak ettim. Belki sorsam cevap verir.)
Aira: Hmm, sen—
Hiiro: Ah, az daha unutuyordum! Adım Hiiro Amagi. Hiiro ismim, Amagi de soyadım!
Hiiro: Senin adın ne? Haha, düzgün konuşmalar kendini tanıtmakla başlar.
Aira: Eh? Şey... Ben Aira Shiratori. Daha ne olduğunu tam kavrayamasam da tanıştığımıza memnun oldum.
Hiiro: Um! İsmin Aira Shiratori! Asla unutmayacağım! Ne güzel bir isim!
Hiiro: Burada tanışmak kaderimizde varmış... Umarım iyi arkadaşlar olabiliriz♪
Aira: Eh? A-Arkadaş mı? Yani, istemediğimden değil ama... neden?
Hiiro: ..."Hayır" mı?
Aira: Eh?! Yok canım! Ama anlamıyorum! Daha yeni tanıştık, niye aniden benimle yakınlaşmaya çalışıyorsun?
Aira: S-Sen... hayranım falan mısın?
Hiiro: ? Hayır, sadece arkadaşlığın en değerli hazine olduğunu düsünüyorun! Ne kadar değerli şeylere sahipsen o kadar iyi—sence de öyle değil mi, Aira?
Aira: Ah, hemen de ilk ismimi rahatça söylemeye başladın. Neyse, önemli değil.
Aira: Kırsal bölgelerden geldiğini mi söylemistin? Şehirde böyle aşırı dost canlısı davranamazsın.
Aira: İnsanlar seni "ihmalkar" biri sanar... Herhalde bu yüzden buraya çağrılmışsındır. Biri senden rahatsız olmuştur.
Hiiro: ? Ne dediğini tam anlamadım. Daha detaylı açıklar mısın?
Aira: Ah, internette bir söylenti var... anlatamam. Gerçek değilse aptal durumuna düşerim ama.
Aira: Ayrıca sesli söylersem gerçek olacağından korkuyorum.
Hiiro: Nasıl yani? Şehirde işler böyle mi yürüyor?
Hiiro: Öyleyde gerçek olması için sesli söyleyeyim. Sen ve ben arkadaşız...���
Aira: Yok yok! Deme öyle! Alt tarafı ismimizi söyledik, onun dışında hâlâ yabancıyız!
Aira: Off... Neden bilmiyorum, ama seninle konuşmak çok yorucu...
Hiiro: Um, çoğu kişi öyle diyor! Neden acaba, sadece normal konuşuyorum!
Hiiro: Her neyse, yani hayır diyorsun... Aira, ne olursa olsun benimle arkadaşım olmaz mısın?
Hiiro: Bu korkunç! Kalbim kırılmış gibi hissediyorum!
Aira: Aman, çok sinir bozucusun! İyi tamam, arkadaşın olurum! Ne kadar inatçısın!
Hiiro: Cidden mi? Arkadaşım olmak istiyorsun! Çok sevindim!
Hiiro: Ah, Aira, arkadaşım! Tanıştığımıza çok memnun oldum!
Hiiro: Lütfen idolleri yok ederken bana katıl...♪
← Önceki bölüm ◆ Sonraki bölüm →
2 notes
·
View notes
Text
Kahvaltı sonrası oda arkadaşlarımla çay saati ☕
Severek izlediğim animenin filmini izledim ve çok duygusaldııı🥹🥹🥺🥺
Ve hep izlemek istediğim filmi izledim "Aşk ve Gurur" 🩵
6 notes
·
View notes
Photo
Antalya Çıralı’da kuş sesleri ve yemyeşil bir doğada Bungalov Evler🏡 🚗 Akdeniz’in cilveli deniz kenarlarından Çıralı’ya doğru gidiyoruz. Arabanın sağ ön koltuğuna kurulup, binbir biçimde üst üste yığılmış kayaların güzelliğini seyri sefaya dalıyoruz. Yaz aylarına özgü taze ot ve toprak kokusu hakim havaya. Bu mevsim bir başka güzel oluyor tabiat değil mi!
🏠 Hem geçmişi hem geleceği yakalamış bu sevimli köyde, Çıralı’da, bölgeyi doğal habitatına uygun şeylerle anılır kılma çabasıyla aile hali hissedilen Özge Bungalov’a gidiyoruz ( @ozgebungalow ). Zarif ev sahibesi Emine hanım ve Osman bey bizi bekliyor sıcacık gülümsemesi ile bahçede.
☕️ Türk kahvelerimizi de hazır etmiş, başlıyoruz sohbete. Karşımızda da yemyeşil bakımlı bahçenin alı, sarısı, beyazı gırla. Doğma büyüme bu köylü olan Özge, Çıralı’nın nazar boncuğunun caretta carettalar ve hiç sönmeyen ateşi, Khimera olduğunu söylüyor…
🌿 Özge bungalovun bahçesi, bungalov odaları, güzelim kahvaltıları ve yemekleri ve Özge ve ailesinin sıcaklığına diyecek söz yok hakikaten. Fotoğraf çektirmeyecek boyutta büyümüş ağaçların arasındaki yayılmaya müsait gölgelik alanlarda; tüm gün iyi bir kitapla kıvrılıp tembellik ediyoruz.
🏡 Bungalov oda genişlikleri 30 metrekare!
☎️ Telefon numaraları: +90 533 631 54 00 Nisan ayında 2 kişi için gecelik kahvaltı dahil 1.800 tl’den başlıyor fiyatları. Bayram tatillerinde farklılık göstermekte. Nisan ayı boyunca Küçükoteller üyelerine %10 indirim yapacaklar.
☕️ Günün her saati ücretsiz çay servisleri bulunmakta.
✏️ Daha fazlası için www.kucukoteller.com.tr/ozge-hotel-bungalov
🏖 Akdeniz'deki bölgelerden sonra gayet mütevazi bulacağınız bu Çıralı Köyünü görmek: güney kıyılarını keşfetmek için bahaneniz olsun deriz! Denize 150 metre mesafedeler. Sahilde şezlongları bulunmakta.
🍽 Yeme-İçme Önerileri: Akşam yemeği için sahildeki Karakuş Restaurant, gün içinde hafif bir tatlı ve lezzetli bir kahve için Yedi Cafe’yi öneriyorum. 📌 Gezilecek Yerler: Olympos Antik kenti, Yanartaş ve Phaselis Antik kenti. Akdeniz’in maviliklerini keşfedip, caretta carettalarla yüzebileceğiniz günübirlik tekne turlarına katılmanızı da tavsiye ederim. (Çıralı / Olympos) https://www.instagram.com/p/Cqa8pbltYXC/?igshid=NGJjMDIxMWI=
7 notes
·
View notes
Text
oda arkadaşlarım gözünden ben dğsbsğwbsğbwğwjw
manyak bu gece iki de yerleri siliyordu bir anda kendini yere attı gülmeye başladı
dün gece ders çalışıyorum oturduğu yerden dans etmeye başladı ama asla durmuyor bir de kendine gülüyor artık beni korkutuyor
sabah sabah kahvaltı ediyoruz etrafta bunun kadar enerjik kimse yok deli bu
dün o kadar yoruldum diyor hala durmuyor oynuyo
şimdi gülerken ağlamaya başlayacak
2 notes
·
View notes
Text
Flörtöz Üvey Annemle Sikişmelerimiz! (2) (Umut 27 Y., İstanbul)
Gün gelip çattı ve ben 3 günlük sadece çarşı izni alabildim. Annemler geldiler ve beni nizamiyede karşıladılar. Sarılmalar, öpüşmeler... Sonra bir yerde yemek yedik, Ankara'da biraz gezip dolaştık. Annem eskisinden daha bir güzel ve diri olmuştu. Makyajı, giyimi dekoltesi çok çarpıcıydı. 3 düğmesi açık gömleğinden gözüken meme çatalından gözlerimi almakta zorlanıyordum. Akşamüstü kaldıkları otele gittik. Odada biraz oturup sohbet ettik. Babam bir türlü bir yerlere gitmiyor, bir türlü annemle yalnız kalamıyorduk. Sonra ben kışlaya geri döndüm. Ertesi gün yine aynı şekilde gelip aldılar beni, beraber kahvaltı falan derken, babam, iş için kısa bir süre yanımızdan ayrılması gerektiğini, bize gezip dolaşmamızı söyledi. Sevincimden içimden çığlıklar atıyordum. Annem, "Ne kadar sürer işin?" dedi. Babam da, "2 ya da 3 saat sürer." dedi. Babam arabayla gitti ve biz restoranda baş başa kaldık.
Annemle karşılıklı gülüşerek bakışıyorduk. Ona, "İnanılmaz özledim seni!" dedim. "Ben de seni tatlım!" dedi gülerek. "Hadi kalk otele gidelim!" dedim ayağa kalkarak. "Saçmalama olmaz!" diyerek kahkaha attı. Sonra, "Asla olmaz, yakalanırız! Hem söz vermiştin, bir şey yapmayacağız diye!" dedi. Ben de, "Asla bu fırsatı kaçıramam, hem çok zor durumdayım, sana ihtiyacım var, lütfen!" dedim. Annem cilveli bir şekilde saçını düzelterek kalktı yerinden ve söylenerek arkamdan yürümeye başladı. "Ay resmen başıma bela oldu bu çocuk!" diye söyleniyordu. Hemen bir taksiye atlayıp otele vardık. Hızı adımlarla içeri soktum annemi ve resepsiyondan anahtarı alıp asansöre yürüdük. Asansörün kapısı açıldığında 2 kişi vardı. Annem içeri girecek gibi olduğunda, onu tutarak asansördekilere, "Siz devam edin!" dedim ve kapı kapandı. Annem gözlerini ayırıp gülerek, "Yok artık, asansörde de mi?" dedi. Ben de sırıtarak, "Asansördeki ilk anımızı unuttun galiba?" dedim. Boş asansör geldiği gibi daldık beraber.
Kat düğmesine basıp döner dönmez annemin dudaklarına yapıştım. Ateşli bir öpüşme başladı. Annem bir an öpüşmeyi kesip, dudakları dudağımdayken, "Öldüreceksin sen beni!" dedi. Ben bu defa hem kıçını sıkıp, hem de daha sıkı öpmeye başladım. Kata geldiğimizin sinyali çalınca hemen toparlandık. Kapı açıldı, çıktık asansörden. Oda kapısını hızlıca açıp içeri girdik. Ben kapıyı içerden kilitlediğim gibi pantolon ve tişörtümü çıkardım. Üzerimde sadece boxer vardı. Annem boy aynasının önünde durmuş saçlarıyla oynarken, bana bakıp gülerek, "Zaman kaybetmem diyorsun yani!" dedi. Ben tekli koltuğa yayılarak oturdum, kazık gibi kalkmış sikim boxerde çadır kurmuştu. Anneme bakarak, "Gel!" dedim. O da üzerindeki incecik emprime elbisenin eteklerinden tutarak, sağa sola sallanarak dalga geçer gibi, "Olur efendimmmm! Tamam efendimmm!" dedi ve kucağıma geldi ve kendini kollarıma bıraktı. Yumuşacık götü kucağımı doldurmuş ve kaskatı sikimi eziyordu.
Dekoltesinden açılan memelerinin çatalını öpmeye başladım. Bana, "Sen anneni kucağına oturtmaya utanmıyor musun?" dedi gülerek. Ben de, "O beni azdırmaya utanmıyor mu?" deyince, küçük bir tokat attı ağzıma. Ben de tokat attığı elini ağzımla yakalayıp, ısırmaya, parmaklarını emmeye başladım. Ben yaladıkça o daha çok sürmeye başladı elini dudaklarıma. Sonra o elleriyle yanaklarımdan kavradı, yüzümü kendine doğru kaldırdı ve dilini ağzıma soktu. Ben dilini emip ıslaklığını yuttukça, o da memelerini elbiseden dışarıya çıkardı ve iki eliyle memelerini sıkıştırıp yüzüme dayadı. İki memesini birden avuçlarımla kavrayıp, ısırmaya, öpmeye, yalamaya başladım. Kısık kısık inliyordu kucağımda. Çok özlemiştim ve deli gibi yiyordum. Kucağımda memelerini emdirirken, bir yandan kıçını sağa sola oynatıyordu ve sikimi kıçının arasına almaya çalışıyordu. Azıcık doğrulup, tangasını bir çırpıda çıkardı kıçından. Ben de boxerimi çıkardım hemen. Tekrar kucağıma oturduğundan, götü çıplak, üstündeki elbiseden memeleri taşmış durumdaydı ve kalçalarının teninin yumuşaklığını kasıklarımda hissetmek beni deli etmişti...
Kucağımdayken, bir yandan yiyişirken, bir yandan da yavaş yavaş vücudunu bana doğru çevirdi ve bacaklarını ayırarak üstüme bindi. Amı sikime sürtünüyordu, çok ıslaktı ve halen aç kurt gibi birbirimize saldırıyorduk. Islaklığından dolayı sikimin başı amının dudaklarının arasına girip girip çıkıyordu. Kucağımda kalçalarını avuçlayıp, boynunu, dudaklarını ve memelerini bir süre daha yedikten sonra, pozisyonu bozmadan kalçalarından tutup kucakladım, odanın ortasında biraz yürüdük öylece. Keyfinden bir kahkaha patlattı, "Ayyy resmen beni beceriyor oğluşum! Ha ha haa!" dedi. Bacaklarını belime dolamıştı sıkıca ve elleri yanaklarımda deli gibi öpüşüyorduk. Dudaklarımız mosmor olmuştu öpüşmekten. Karşıdaki duvara sert bir şekilde yasladım ve sikimi iyice bastırdım amına doğru, ama kayganlıktan kaydı ve dışarı çıktı. Annem bir elini yüzümden kaldırıp aşağı doğru uzattı ve sikimin başını parmaklarıyla yönlendirerek amının dudaklarının arasına getirdi. Ve ben tüm gücümle kendimi hızlıca bastırdım ve yarrağımı köküne kadar sertçe soktum birden. Annem iyice duvara yapıştı ve "Ooffff yarrakkk!" diye bağırdı dudağımı ısırarak.
Memeleri göğsümde eziliyor, seri darbeler halinde çatır çatır duvara dayamış sikiyordum annemi. Annem zevkten kudurmuş, saçlarımı çekiştirip, yanaklarımı ısırıp, sikilmenin zevkini bağıra bağıra çıkarıyordu. Uzun bir süre bu şekilde sikmeye devam ettim. Sonra kucağımda yine yürüyerek yatağa doğru gittim. Bacakları belime sımsıkı kenetliydi. Kendimizden geçmiştik. Yatağın başına gelince ikimiz birden yatağa düştük ve sikim annemin amının en derinlerine kadar daldı. Altıma aldığım annemi şimdi çok şiddetli bir şekilde sikiyordum. Amının içinde sikimi sağa sola, yukarı aşağı kaydırarak amının her yerini sikiyordum. Sonra ters çevirip yüzüstü yatırdım ve kasıklarının altına iki yastık birden yerleştirdim. Götü havaya kalkmış, sulu amcığı ortaya iyice çıkmıştı. Ata biner gibi bindim kıçına ve sikimi bir hamlede yine çok sert bir baskıyla geçirdim amına. Zevkten kudurmuş deli gibi bağırıyordu. Saçlarını elime dolayıp çekerek destek alıyor ve köküne köküne sokuyordum annemin amına. Ben vurdukça o daha da kıçını dikiyor ve benim baskıma karşılık veriyordu...
Daha fazla dayanamayarak, titreyerek, ağlamakla bağırmak arası bir haykırışla, çarşafları çekiştirerek orgazm oldu. Tamamen kendinden geçmiş, ter içerisinde yığılmıştı artık. Ama benim sikim halen kazık gibiydi ve öyle bırakmaya niyetim yoktu. Kıçı yastığın üstünde dikili dururken, elimi amının suyuyla iyice ıslatarak parmağımı göt deliğinde gezdirip açtım biraz. Sonra kazık gibi olmuş sikimi bir hamlede götüne soktum. Annem zevkten baygın halde yatarken, canı yandığı için öyle bir bağırdı ki! Ama benim bırakmaya niyetim yoktu ve sikim götündeyken üzerine iyice yapıştım ve götünü sikmeye devam ettim. Kasıklarım dolgun kalçalarına çarptıkça odada sesler yankılanıyordu. Ve zevkten ölmek üzereyken ensesine dişlerimi geçirdim ve deli gibi boşaldım götünün içine...
Nefes nefese kalmış halde yan yana uzanıp dinlendik. Konuşmaya bile gücümüz kalmamıştı ve bulutların üzerindeydik. Yattığım yerden göz ucuyla saate baktım. Tam bir saat olmuştu. Bir saat boyunca annemle deliler gibi sikişmiş ve mahvolmuştuk. Zamanım çok kısıtlıydı, her saniyeyi değerlendirmeye kararlıydım. Banyoya gidip küveti doldurdum. Dönüp yataktan annemi kucaklayıp küvete götürdüm. Annem halen nefes nefeseydi. "Burda da mı sikeceksin beni, azgın şey!" dedi ve kucak kucağa girdik içine. Daha tatlı ve şımarık öpücüklerle birbirimizi okşuyorduk suyun içinde. Elim vücudunun her yerindeydi. Ben onun amını okşuyordum, o benim sikimi ve taşaklarımı okşuyordu. Ben üstüne çıkıp sikimi memelerinin arasına sürterken, o birden üstüme çıkıp amını ağzıma dayıyordu. Resmen şımarmış, keyif yapıyorduk gülüşmeler eşliğinde. Kucağımda dudaklarını dudaklarıma dayamış, "Ne güzel siktin sen öyle anneciğini, tatlım benim!" diyordu. Ben de kulak memesini emerken, "Bayılıyorum seni sikmeye anneciğim, amının tadına doyamıyorum!" diyordum.
Bu şakalaşmamız iyice azmamızla sonuçlandı ve annemi ayağa kaldırıp, kaymaması için duş musluğuna tutundurdum. Ben de iyice götüne yapışıp arkadan amına geçirdim. Domalmış haldeyken, saçlarından sular damlarken, arkasında dönmüş yeşil gözleriyle bana bakıyor, gülümsüyor ve bir yandan da kıçını oynatıyordu. Deli ediyordu beni bu halleri. Bir süre daha amını siktikten sonra, yüzünü bana çevirip, kafasından tutup sikimi ağzına soktum. Annem dudaklarını öpücük gibi yaptı ve ben dudaklarının arasından sikimi sokup çekmeye başladım. En sonunda iyice gelmeye yaklaştım ve sonuna kadar sokup, gırtlağına kadar bastırıp kasıla kasıla boşaldım ağzına. Artık tamamen bitmiştik. Müthiş bir seksti. İkimiz de duş alıp kurulandık. Annem bir şort ve body giyindi. Ben de bir şort ve tişört. Yatağa uzandık yüz yüze bakarak gülümsüyorduk. Babam gelene kadar müzik dinleyip sohbet ettik. Annem, "Ölüp bittim ya! Neler yaptın sen bana öyle? Ne sapıklıklar varmış meğer senin içinde!" dedi. "Ben de öldüm bittim anneciğim. Şu an mutluluktan uçuyorum!" dedim. "Uçmak güzel de, nereye gidecek bu iş? Nereye kadar?" dedi. "Kime ne zararımız var ki anne? Bir başkası bilmedikçe, bize de bu tadı yaşamak düşer bence!" dedim. "Bak bak, nasıl da kurnaz kurnaz annesini ayartıyor!" dedi ve tutup başımı memelerinin üzerine koydu...
Yavaş yavaş uykuya dalacaktık ki, annemin telefonu çaldı. Arayan babamdı, işi bitmiş bizi almaya geliyormuş, nerde olduğumuzu soruyordu. Annem de, "Biraz başım ağrıdı, otele geldik, azıcık uyudum, otelin önüne gelip al bizi!" dedi. Kalkıp toparlandık, odadan çıkmadan önce aşk dolu bir veda öpücüğü yaptık uzun uzun ve odadan çıktık. Odayı temizlemeleri için anahtarı resepsiyona teslim edip çıktık. Hep beraber güzel bir akşam yemeği yedik. Çok acıkmıştık. Sonra beni kışlaya bıraktılar. Ertesi gün de sıradan bir şekilde gezip dolaştık Ankara'da. Sonra annemler İstanbul'a geri dönüler. Teskereye kadar hiç görüşmedik ve yaşadıklarımızın hayali beynimde dönüp durdu aylarca...
Teskereyi alıp askerden döneli 15 gün olmuştu ve annemle hiç baş başa kalamıyorduk. Ancak bazen kapı arkalarında, koridorda falan rastlaşınca kısacık kaçamak öpüşmeler, sarılmalardan başka bir fırsat yakalayamıyorduk. Eski dolu dizgin sevişmelerimizi ve sikişmelerimizi hatırlayıp içleniyordum...
Bir gün annem kardeşimin odasında ödevine yardımcı oluyordu. Üzerinde bol bir beyaz tişört, altında ise kısa bir emprime etek vardı. Koridordan geçerken beni gördü. Odanın kapısında durup onu izlemeye başladım. İzlediğimi fark edince, masada oturan kardeşimin arkasından masaya doğru iyice eğilerek kıçını bana dönüp iyice kaldırdı. Kıçına bayıldığımı biliyordu. Bir yandan kardeşimin ödevi hakkında yalandan birşeyler konuşurken, bir yandan da kalçalarını oynatıp duruyordu. Gördüğüm şahane manzara karşısında kalakaldım orda ve sikim kaskatı oldu, eşofmanı delecek gibiydi. Sonra domalmış haldeyken elini sol kalçasına atıp eteğini çekti ve kıçının yarısı açıldı. Sütün gibi bacakları ve sol kalçası tamamen açıldı. Altında tanga külotu ve tombul amı kalçalarının arasından gözüküyordu. Bembeyaz kaymak gibi kalçalarını oynatıyor, bir yandan da sol kıçını kırmızı ojeli parmaklarıyla sıkı sıkı avuçlayıp tırnaklarını geçiriyordu. Kardeşim hiçbir şeyin farkında değildi.
Bir süre sonra elini bıraktı ve eteği kıçını kapattı. Zaten zor durumda olan beni iyice azdırıyor, deli etmeye çalışıyordu adeta. Ben de hemen banyoya girip 31'e asıldım. Ama çok fena azmıştım, annemi tekrar sikmek için yanıp tutuşuyordum. Banyodan anneme seslendim, "Anne şampuanımı bulamıyorum!" diye. Annem, "Geliyorum!" diye seslenip banyoya girdi. İçeri girince hemen kapıyı sessizce kilitledim. Arkadan kıçına yapışıp, "Seni hemen burada sikmem lazım, çok fena durumdayım!" dedim. O da kulağıma yanaşıp, "Şşşşttt sakin ol bakayım, şu an zamanı değil. Hem yarın için sana güzel bir sürprizim var!" dedi. Bunu duyunca sevinçten deliye döndüm, macera yine başlıyordu. Sürprizi sorduğumda, "Azıcık daha sabret, çok az kaldı!" deyip banyodan çıkmaya çalıştı, ama bırakmadım. Hemen lavaboya doğru domaltarak eğdim ve eteğini yukarı sıyırdım. Demin beni azdırırken durduğu hale getirdim ve tanga külotunu indirip, zaten kazık gibi olan sikimi amının dudaklarının arasına dayadım.
Aynanın önünde domaldığından ikimiz de birbirimizin yüzünü görüyor ve hissettiklerimizi yüzlerimizden kolaylıkla anlıyorduk. Tam sikimi amına sokmak için itecekken, annem kıçını bana doğru bastırdı ve sikim amının kayganlığıyla dibine kadar girdi. Aynadan bana tatlı tatlı gülümsedi. Belinden kavrayarak sert bir şekilde sikmeye başladım. Zamanımız çok kısıtlıydı ve çok sessiz olmaya çalışıyorduk. Ben arkadan amının içine soktukça, aynadan bana gülümsüyor, dilini çıkarıp cilveler yapıyordu. Çok şahane bir ambianstı. Boşalırken, içine iyice bastırdım ve içine tazyikle boşalırken, annem domalmış halde yüzünü bana çevirip gülümseyerek, kısık sesle, "Ohhhhhhh!" dedi. Ben amından çıkar çıkmaz, annem hemen toparlanıp çıktı banyodan.
Bütün gün annemin bana hazırladığı sürprizin ne olabileceği hakkında düşündüm durdum...
[Umut]
100 notes
·
View notes
Text
pazar günü toplu oda olarak kahvaltı yapıp basket sahasına gitmeyi hoparlörü alıp 90lar popla deli gibi eğlenmeyi özledim
5 notes
·
View notes
Text
Uzun süre sonra tekrardan devam, tabii gece olmuş saat 1-2 Sümeyye’yle biraz tartıştıktan sonra dedim yarın sabahtan haber edeceğim uyuduk sonra sabah oldu bizimkiler pata küte artık yorulmuş bir şekilde hadi gidelim dediler bende çekindim söyleyemedim bir defa daha Sümeyye’yi göreyim de gidelim diyemedim Sümeyye’ye dedim yalan uydurdum bizimkilerin gelmeye niyeti yok diyerek çok üzüldü bir şeyde diyemedi benim yine salaklığım yüzüne kızı üzdüm yolda giderken gönlünü yapmaya çalışıyorum ama nafile çok üzdüm biliyorum bir süre bu şekilde devam ettik iyi oluyoruz kötü oluyoruz idame ettiriyoruz sonrasında dönüm noktasına geldik temmuzun ayı içerisindeyiz ben akşam üstümü Beytullah diye arkadaşımla beraber parkta otururken hiç tanımadığım sabit bir numara aradı üsteğmen … dedi buyurun dedi hayırlı olsun kara kuvvetleri astsubay meslek yüksek okulunu kazandınız bir hafta içerisinde okula gelip kayıt yaptırıp intibah eğitimine tabii tutulacaksınız dedi ben hayatımda ilk defa birşeyi başarmanın gururuyla çok sevindim ama ne sevinme geleceğim kurtuldu her şey çok güzel olacak dedim Beytullah’la paylaştım oda sevindi ama bir nebze olsun hissettim onun üzüldüğünü çünkü oda girmişti ama kazanamamıştı neyse dedim Sümeyye’yi aradım dedim sevgilim kurtulduk ne oldu dedi askeriyeyi kazanmışım dedim onun o telefonda ki sevincini hala bilirim sonrasında aklına ee Furkan birşey diyeceğim dedi ve sesi böyle bir buruklaştı 25 temmuzda görüşemeyecek miyiz dedi bende o an bir duruldum çünkü yanına gidemeyecektim yarim çok özür dilerim bu sefer gelemeyeceğim ama bundan sonra nice 25 temmuzları beraber yaşacağız dedim üzüldük ama elimizden bir şey gelmezdi olsun dedik çünkü sonrasında gerçekten mutlu olacaktık biz buna inanıyorduk ben ne kadar aptal bir insan dahi olsam seviyordum Sümeyye’yi o zaten bana her şekilde her türlü inanıyor seviyordu beni buna her zaman güvenmiştim gün geldi ailecek Balıkesir’e doğru yola koyulduk Sümeyye’yle mesajlaşıyoruz ama içimizde bir burukluk artık öyle sürekli konuşamayacaktık ama ilerisine güveniyorduk bu bize bir umut veriyordu sabah 8.15 civarı oldu ben Sümeyye’yi aradım dedim balım ben artık içeri giriyorum telefonum annemlerde ben sana ulaşabileceğim anda ulaşacağım dedim orada o sesi beni parçaladı ama elden birşey gelmezdi arabadan indim ailemle kucaklaştık vedalaştık nizamiyeden içeri girdim artık yeni bir hayat başlıyordu direkt olarak evrakları verdim incelendi onayladılar toplu bir şekilde berberhanenin önüne gittik sıra bana geldim içeri geçtim oturdum memnuniyetsiz suratsız bir memur otur şöyle dedi oturdum saçlar hemen 3 numaraya vuruldu 30 an olmadan traş bitti traştan sonra revire götürdüler orada bir sağda bir solda asker makine gibi aşı vuruyorlar aşıyıda olduktan sonra hiç görmediğim bir ortam sıkıcı sürekli birşeyler için sıra beklemek koğuşa götürdüler sadece 1 parça sivil kıyafet bırakmışlardı yanıma bir kot pantolon ve bir kazak bunlarla uyudum sabah bir uyandım bağırış çağırış kalk diye kaldırdılar jilet dağıtıldı o sıralar zaten köseyim traş olacaksınız dediler daha önce ne traş olmuşum bilmiyorum öyle köpüğü yüzüme vurdum pata küte olmuş gibi traş oldum ardından kahvaltı Faslı vs ardından bizi topladılar sabah içtiması diye bölükler falan belli oldu ben 4. Bölüğe düşmüştüm bir sıra numarası verdiler orada artık candostu yani badin falan belli oluyordu benim candostum Enesti Enes böyle cana yakın harbi bir insandı Balıkesirli ama Manisa’da yaşıyordu öyle bir tanıştık ardından Trabzonlu şeref Tokatlı tufan derken yavaş yavaş insalarla kaynaşmaya başladık üçüncü günde artık bizlere kamuflaj verildi artık askerlik başlamıştı
1 note
·
View note
Text
Self concept rutin
Merhaba dün hesabımda paylaştığım gibi bugün self concept geliştirmek için rutin oluşturdum ve bu rutin beş gün sürücek isterseniz bu rutini beş günden kısa yapabilir sini yada daha da uzata bilirsiniz size kalmış birşey
Evet öncelikle bu rutin için en önemlisi ısrarcı kalmak eminim ki ısrarcı bir şekilde devam ederseniz sonuçları beş günden kısa bir sürece alabilirsiniz eğer self concept ne bilmiyorsanınız hesabımda self concepti anlatan bir gönderi var oraya bakabilirsiniz
Evet öncelikle herkesin kendine göre bir yaşantısı var bu yüzden size yapmanın gerekenleri söyleyeceğim ve bir kaç tane saatler ile birlikte rutin yazacağım. Ama bu saatli rutine uymanız zorunlu değil ben sadece örnek olarak koyucam
1:meditasyon yap : bildiğimiz üzere meditasyon sitresi giderir iç huzur kazandırır ve daha fazlası isterseniz araştıra bilirsiniz meditasyon sizi yatıştırır ve negatif düşünceler den ve enerjilerden arındır eğer meditasyon yapıyorsanız ve yaparsanız dediğimi tam olarak anlarsınız
2.Olumlama: olumlama odaklanmanıza yardımcı olur, pozitif düşünmenize sağlar ve motive eder ve eğer olumlamaları içten bir şekilde Söylerseniniz etkisini kesinlikle görürsünüz
3.Subliminal: subliminal tamamen pozitif olumlamalar içeren arkaya müzik koyarak bilin altımıza etki ederek beynin algılamasını değiştirir ve bu da self concept geliştirmemiz 'de yardımcı olur aynı zamanda visual subliminal de dinleye bilirsiniz.
4. Manifest günlüğü: manifest günlüğü yada diyer adıyla'da manifest ajandası bu benim kullandığım birşey ve hayatımı düzene sokmama çok yararı oldu manifest günlüğü için bir gönderi atıcağım ve ordan uygulaya bilirsiniz
Evett yapacağımız şeyler bu kadar ama bu dediğim seyri gerçekten içinizden geldiği gibi yaparsanız cok kısa bir sürede sonuç alabilirsiniz aşağıya saatli olarak rutin koyucam kendinize göre ayarlayabilirsiniz yada saatsiz bir şekilde uygulaya bilirsiniz. İsterseniz bana mesaj atıp size göre bir saatli rutin yapabilirim
Rutin👇
08:00 kalkış
09:00 metisyon
9:30-12:00 arası kahvaltı
12:00-13:00 oda toplama ve ferah bir yer yaratma
13:15-14:00 olumlama
14:00-15:00 arası manifest günlüğü ( biraz uzun tutmak istedim çünkü size iyi geleceğinden eminim)
15:00-16:00 kendince işleriz varsa bu süre zarfında yapabilirsiniz
16:00 subliminal dinleyip olumlama yapabilirsiniz
Eveett rutin burda bitti çok uzun tutmak istemedim dediğim gibi herkes saati saatine uymak zorunda değil eğer saatli bir bir rutin istiyorsanız ve size bu bıkan uymuyorsa çekinmeden bana mesaj atın 🤍 bu kadar'dı rutinimiz eğerek bir sorunuz varsa yazabilirsiniz🤗 hesabımdan subliminal ve olumlama paylaşıcamm takip'de kalınn✨
2 notes
·
View notes