#nezaket gösteren
Explore tagged Tumblr posts
arthez · 1 year ago
Text
Tumblr media
Babamı önce acile sonra otobüs terminaline bırakıp annemle 12de eve geldik. Mutfakta tost yaptık. Yerken annemin bir psikologtan erkekler hakkında dinlediği şeylerle ve gerçek hayatta ki karşımıza çıkan erkeklerle ilgili konuşuyorduk. O kadar komplikelerki cidden.... en sonund iğrenç varlıklar beyinleri bile yok diyerek çayımı alıp mutfağı terkettim.. anam şok
0 notes
yazan-kalem-siyah06 · 6 hours ago
Text
Tumblr media
İnsanı makyajdan, kıyafetten ve lüks ortamlardan daha güzel gösteren şeyler var. Nezaket, tevazu, merhamet gibi. Bunlar bizde var ise Allah kaybetmemize izin vermesin, yok ise kazanmayı nasip etsin...🤲
İyi geceler Allah rahatlık versin 🫂💋🥰😍😘🤗♥️☕🍫🙋
4 notes · View notes
yurekbali · 2 years ago
Text
Tumblr media
Şair, Darphane Grevinde... / Refik Durbaş Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 1467 yılından beri faaliyet gösteren ülkenin önemli kurumlarından biri. Görevleri şöyle özetlenebilir: Tedavül ve hatıra paraların; Cumhuriyet altınlarının basımı; değerli madenlerin analizi ve ticaretinin düzenlenmesi; her türlü resmi damga ve mührün, madalya ve nişanın üretimi; pasaport, nüfus cüzdanı, damga ve harç pullan başta olmak üzere tüm kıymetli kâğıt ve güvenlikli kâğıdın imalatı... Darphane’de çalışan Basın-İş üyesi 257 işçi 7 aydan beri işverenle Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri yapıyordu. Anlaşmaya varılamaması üzerine 7 Temmuz’da grev kararı aldılar. Darphane’de 25 yıl önce de bir grev yaşanmıştı ve bu kurumun tarihinde ilk grevdi. Cemal Süreya, şiir yanında “Günler” başlığı altında kısa notlar yazar, bunları numara koyarak yayımlardı. “949. Gün” başlıklı “Günler”de bu grevi anlatır, çünkü bir dönem o da Darphane’de müdürlük yapmıştır. Müdürlüğe yeni başladığı günlerde eski Başbakan Suat Hayri Ürgüplü’nün kardeşi gelir. Kiloluk bir altın külçeyi sikke altına dönüştürmek istemektedir. Ama bu yasalara göre mümkün değildir, çünkü Darphane altın basımı işini yalnız sarrafların getirdiği külçelere yapmaktadır. Bunun üzerine “sarraflara tam ve acımasız bir tekel durumu kazandıran bu uygulamanın yasal dayanaklarını araştırmaya” başlar. Bir tüzük, bir yönetmelik, bir genelge, bir karar, bir emir? Hiçbir şey yoktur. Bu işten yalnızca İstanbul’daki 23 sarraf yararlanmaktadır. Süreya, Maliye Bakanlığı’na bir yazı yazarak durumu özetler ve büyük ölçüde vergi kaçakçılığına yol açan bu uygulamanın önlenmesini ister. Çok uzun bir süre yazısına yanıt gelmez. Sonunda, bütün bürokratik görgü ve nezaket kurallarını bir yana iterek bakanlıktan yanıt isteyen ikinci bir yazı, bir tenkit yazısı yazar. Fakat yanıt olarak zamanın Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon’un bizzat kendisi gelecektir. Bakan, Darphane’ye gazap içinde girer. “Kapalı yerleri görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!” diye bağırıp çağırmaya başlar. Her yer gösterilir. İş şakaya vurularak, en küçük çekmecelerin gözleri bile açılır. Bakan, bu kez de “Arşivi görmek istiyorum! Reşat altınların kalıpları nerde?” diye kükrer. Oysa arşiv, Sultanahmet’te, Damga Matbaası bölüm��ndedir. Ertesi gün arşiv de gezilir. Bu kez yüzü gülüyordur Bakan’ın. Tam arabaya binerken Cemal Süreya parmağını kaldırarak herkesin duyabileceği bir sesle şöyle der: “Beyefendi, bir kapalı yer daha vardı, ama onu size göstermeyeceğiz...” Bakan şaşırır, bir an ne yapması gerektiğine karar veremez. Süreya hemen ekler: “O da bizim gönlümüz...” İki gün sonra bakanlıktan, “Darphaneyi gezdim, pis buldum” diye başlayan bir yazı gelir. Cemal Süreya’nın sekiz on maddelik bu yazıya verdiği yanıt şu olacaktır: “Evet o gün Darphane gerçekten pisti. Ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat...” Cemal Süreya hayatta olsaydı bugün de grevdeki Darphane çalışanlarının yanında bulunurdu. Kuşkunuz olmasın! - Refik Durbaş, Şair, Darphane Grevinde... (Şiirin Gizli Tarihi) - Tipografik Fotoğraf: Zeliha Betül Ercan (Cemal Süreya)
9 notes · View notes
pazaryerigundem · 18 days ago
Text
TEKSİDER'den Başkan Aydın'a nezaket
https://pazaryerigundem.com/haber/191779/teksiderden-baskan-aydina-nezaket/
TEKSİDER'den Başkan Aydın'a nezaket
Tumblr media Tumblr media
Bursa’da Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi İş İnsanları Derneği’nin (TEKSİDER) Yönetimi, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ı ziyaret etti.
BURSA (İGFA) – Bursa’da tekstil ve konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren firmaları aynı çatı altında buluşturmak amacıyla kurulan Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi İş İnsanları Derneği (TEKSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nermin Ceyhan ve yönetim kurulu üyeleri, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ziyarette konuşan Başkan Nermin Ceyhan, TEKSİDER’in ‘sektörün sesi olma’ misyonu ile kurulduğunu ve çalışmalarını bu yönde sürdürdüklerini belirterek, yeni bir dernek olmalarına rağmen kısa sürede üye sayılarının hızla arttığını söyledi. Bursa tekstili ve konfeksiyonunun tamamını temsil etmeyi amaçladıklarını da ifade eden Başkan Nermin Ceyhan, başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kamu ve özel kuruluşların yanı sıra STK’larla iş birliğini güçlendirmeye devam ettiklerini aktararak kendilerini ağırlayan Başkan Erkan Aydın’a teşekkür etti.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ise TEKSİDER’in Bursa ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına inandığını söyleyerek Başkan Nermin Ceyhan ve yönetim kurulu üyelerine çalışmalarında başarılar diledi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
lunakedibaby · 5 months ago
Text
Bırak geride kalsın. Sana değer katmayan, değer göstermeyen, her kimse her şeyi geride bırak. Hayatına zulmetme. Senin hayatını kolaylaştıran, değer katan, güzellik veren, nezaket gösteren, sevgisini hissettiren, mutluluk saçan tutarlı insanlarla ve şeylerle ilgilen, dahil et, ve bak bakalım nasıl da güzel gülümsüyorsun.
0 notes
hasanakbal19 · 1 year ago
Text
MASKELERİN ARDINDA.....
Haydi bugün biraz maskelerin altındaki hislerden konuşalım. Aslında en güçlü gibi görünen yüzlerin en hassas kalbe sahip olduğunun farkındayız değil mi? Dağ gibi görünen heybetin altına nasıl da gizlenir minicik bir kalp dünyayı sığdırıp hiçbir yere sığmaz olur kırıldığında. En çok nezaket gösteren en çok nezakete ihtiyaç duyar ama en kaba davranışa maruz kalır yeri gelir.Sevdiklerimize…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 1 year ago
Text
MASKELERİN ARDINDA.....
Haydi bugün biraz maskelerin altındaki hislerden konuşalım. Aslında en güçlü gibi görünen yüzlerin en hassas kalbe sahip olduğunun farkındayız değil mi? Dağ gibi görünen heybetin altına nasıl da gizlenir minicik bir kalp dünyayı sığdırıp hiçbir yere sığmaz olur kırıldığında. En çok nezaket gösteren en çok nezakete ihtiyaç duyar ama en kaba davranışa maruz kalır yeri gelir.Sevdiklerimize…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
piyasahaberleri · 2 years ago
Link
Anne ve kızı mutfak masasında gösteren fotoğraf. - pxDünyada meydana gelen enflasyon, durgunluk ve öteki vakalar göz önüne alındığında, aşırı yüklenmiş ve hatta umutsuz hissetmeniz anlaşılabilir. Kalbinizin devamlı çarpmasıyla ve zihninizden düşüncelerin geçmesiyle bir kaygı döngüsü yaşayabilirsiniz. Sadece Ohio Eyalet Üniversitesi'nde meydana getirilen yakın tarihindeki bir araştırmaya gore, buna karşı koymak için nezaket göstermek aslen stresi azaltabilir. depresyon emareler. Araştırmanın ortak yazarı David Cregg'e gore, öteki iki terapötik yaklaşımla karşılaştırıldığında, yalnızca nezaket eylemi insanların bir bağ hissetmesine izin veriyor.Anksiyete ve depresyon nedir?İnsanlar çoğu zaman kaygıdan muzdariptir. Bir sunum yapmadan yada ilk işinize başlamadan ilkin endişeli hissetmeniz normaldir. Bir ayrılıktan sonrasında depresyonda duymak ve art arda Netflix seyretmek istemek de normaldir. Sadece acı çeken insanoğlu kaygı ve aşırı umarsızlık daha ciddi zihinsel sıhhat sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir.Okula gitmek, hatta evden çıkmak şeklinde günlük aktiviteler kaygı sebebiyle daha zor hale gelebilir. Uçağa binerken yada asansör kullanırken olduğu şeklinde belirli bir kaygı yaşayabilirsiniz yada genel olarak endişeli hissedebilirsiniz. Anksiyete bulantı, baş dönmesi, süratli kalp atışı, inatçı düşünceler ve hatta ürkü ataklara niçin olabilir.Bir kişinin yaşamı üstünde mühim bir etkiye haiz olabilecek ve günlük aktiviteleri engelleyebilecek bir öteki ruh hali durumu depresyondur. Depresyona yoğun üzüntü, boşluk ve hatta umutsuzluk eşlik edebilir. Ek olarak yorgunluğa yol açabilir ve kişinin kolayca tahriş ve tahriş olmasına niçin olabilir. Baş ağrısı yada kas rahatsızlığı şeklinde fizyolojik semptomlara niçin olabilir.Emek harcama ne buldu?Craig bir basın açıklamasında, "Toplumsal bağlantı, yaşamın esenlikle en oldukça ilişkilendirilen bileşenlerinden biridir. Nezaket eylemleri yapmak, bu bağlantıları güçlendirmenin en iyi yollarından biri şeklinde görünüyor" dedi.Kısa sürede gösterilen çalışmanın amacı, Pozitif Psikoloji DergisiDepresyon emarelerini azaltmanın yollarını keşfetmek. Araştırmalara gore, iyilik yapmak insanların rahatlamasına, kaygı ve depresyonu unutmasına destek oluyor.Ohio Eyaleti profesörü ve araştırmanın yazarlarından biri, "Çoğu zaman depresyonu olan kişilerin yeterince uğraşması icap ettiğini düşünüyoruz, bundan dolayı başkalarına yardım etmelerini isteyerek onlara yük olmak istemiyoruz. Sadece bu bulgular bununla çelişiyor" dedi. Jennifer Chevins.Depresyonu ve kaygısı olan kişiler, başkalarına karşı nazik olmanın ve onların gereksinimlerini önemsemenin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağladığını görebilirler.Orta Ohio'da hafifçe ila orta şiddette stres, kaygı ve depresyon emareleri olan 122 gönüllü topladılar. Tanıtımın arkasından katılımcılar üç gruba ayrıldı.Üç gruptan ikisine depresyon semptomlarını azaltmak için bilişsel davranışçı terapi (CBT) uygulandı, üçüncü grup ise toplumsal etkileşim ve bilişsel tekrardan değerlendirmeye odaklandı. BDT grubu tedavi müdahaleleri alırken, toplumsal gruba her hafta iki gün toplumsal aktivite planlama talimatı verildi.Negatif fikir kalıplarını belirlemek ve umutsuzluğun ve kaygının iyi mi azaltılacağını araştırmak için her katılımcı semptomlarını yazdı ve her hafta iki gün süresince bunların kaydını tuttu.Üçüncü gruba haftada iki kez iyilik yapmaları söylendi. "Başkalarına yarar elde eden yada başkalarını mutlu eden, çoğu zaman süre yada kaynak açısından size maliyeti olan büyük yada ufak faaliyetler", bir iyilik eylemi olarak tanımlanmıştır.Bazı insanoğlu arkadaşlarına ikramlar hazırladı, dostlarını bir yere götürdü, hatta ev arkadaşlarına tatlı notlar gönderdi.Beş hafta süresince, tüm bireyler yine kontrol edilmeden ilkin talimatlarına uyuyor. Çalışmadaki araştırmacılar, her bir stratejinin etkinliğini belirlemek için her katılımcıyla denetim etti.Netice, on hafta sonrasında, üç grupta depresyon ve anksiyete belirtilerinin azaldığını ve tedavi stratejilerine pozitif yönde cevap verildiğini gösterdi.
0 notes
milenasi · 2 years ago
Text
Fazla nezaket gösteren insanların hoyratlıkla sınandıktan sonra fazla umursamaz oldukları bir eşik var. geçtikten sonra başa dönemezsin, orta yolu hiç bulamazsın
5 notes · View notes
yazamazokur · 5 years ago
Text
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ (2008)
KHALED HOSSEİN
Tumblr media
Bu kitabı lütfen artık iyi birşeyler olsun diye,sayfaları çoğu kez öfke ile çevirip öyle hızlıca okudum ki ama yok gelmedi bir türlü o mutlu son, tıpkı topraklarının kaderi gibi. Yayınlamaya da bir türlü elim varmadı doğrusu, ama bugün o muhteşem gün batımına şahit olunca birkez daha aklıma düştü ve şimdi burdasin işte.
Tumblr media
Daha sonra büyüdüğünde, anladı. Meryem’in asıl içine batan, Nana’nın kelimeyi söyleme, daha doğrusu tükürme biçimiydi. 10
“Bunu öğren, kafana iyice sok kızım,” dedi Nana. “Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her Zaman. Bunu hiç unutma, Meryem.” 14
Celil’le karıları için ben bir dikendim. Bir pelin otu. Sen de öyle. Oysa daha doğmamıştın bile. 15
Ancak, yabani otların aksine, benim yeniden bir yere ekilmem, beslenip sulanmam gerekiyordu. Senin hatırına. İşte, Celil’in ailesiyle yaptığı sözleşme buydu. 15
“Seni de rahatlatacaklar, Meryem co. İhtiyacın olduğunda onları çağırırsın; seni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmazlar. Tanrı’nın sözleri seni asla yarı yolda bırakmaz, kızım.” 25
“Senin gibi bir kızı okula göndermenin mantığı ne? Tükürük hokkasını parlatmak gibi bir şey. Hem o okullarda değerli hiçbir şey öğrenemezsin. Senin benim gibi kadınlara hayatta yalnız bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. Sadece tek bir hüner. O da: tahammül. Sabretmek. Katlanmak. “ 27
Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez. 38
Erkeğin, o üst kat penceresindeki yüzü hiç aklından çıkmıyordu. Meryem’in sokakta uyumasına göz yummuştu. Sokakta. Meryem uzandığı arka koltukta ağladı. Doğrulup oturmak, görülmek istemiyordu Bu sabah, kendini nasıl küçük düşürdüğünden bütün Herat haberdardı sanki. 47
İyi ama ben nereye aidim? Şimdi ne yapacağım? 52
Sürekli seni düşünürdüm. Yüz yaşına kadar yaşaman için dua ederdim. Bilmiyordum. Benden utandığını bilmiyordum ki. 67
Ama Meryem’in asıl paniği, güneş batıya devrildiği zaman başlıyordu. Geceyi, Raşit’in kocaların karılarına yaptıkları şeyi yapmaya nihayet karar verebileceğini düşündükçe, dişleri takırdıyordu. 70
Bak gör, burayı seveceksin. Elektriğimiz olduğunu söylemiş miydim? Çoğu günler, her gece 73
Tandır’ın önündeki kuyrukta, yan gözle, çaktırmadan ona baktıklarını hissetti, fısıltıları duydu. Elleri terlemeye başladı. Onun bir harami olarak doğduğunu, babasına ve onun ailesine bir utanç kaynağı olduğunu biliyorlardı sanki. 79
Ama ben farklı bir cins erkeğim, Meryem. Benim geldiğim yerde, bir yanlış bakış, bir uygunsuz söz, kan dökülmesine yeter. Geldiğim yerde, bir kadının yüzü sadece kocasını ilgilendirir. Bunu daima hatırlamanı istiyorum. Anlıyor musun? 84
Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu. 107
Gecenin gündüze dönmesini, günün geceye devrilmesini sağlayan sensin, ölümden dirim hasıl eden, canlıdan ölüm çıkaran sensin; senin her şeye gücün yeter; bağışladığın dayanma gücüyle kuluna destek olan sensin. 113
Komünistin ne olduğunu biliyor musun? Bu kadar basit bir şeyi. Herkes bilir. Dünya alemin bildiği bir şey. Ve senin haberin bile yok...Hih. Neden şaşırdığını bile anlamıyorum ya ,neyse." Bacaklarını sehpanın üzerine uzattı, ayak ayak üstüne attı, ağzının içinde, "Karl Marksist'e inanan kişi," diye geveledi. 115
Raşit'in onunla bu şekilde konuşmasına katlanmak kolay değildi; küçümseyen hor gören, alay eden tavrına, hakaretlerine, yalnızca bir ev kedisiymiş gibi kızın yanından geçip gitmelerine. Ama dört yıllık evliliğin ardından, Meryem korkan bir kadının neleri sineye çekebileceğini çok iyi görüyordu. Ve kendisi korkuyordu. Erkeğin değişken mizacından, bir anda alevlenen öfkesinden, günlük sıradan konuşmaları bile bir tartışmaya, bir er meydanına dönüştürme ısrarından ürkerek yaşıyordu; meseleyi bazen yumruklarla, tekme tokatlarla çözmeye kalkıp sonra da bulanık özürlerle geçiştirmesinden, bazen buna bile görmemesinden korkuyordu. 116
Bir toplumun kadınları eğitimsiz olduğu surece başarıya ulaşma sansı yoktur, Leyla. Hiç yoktur. 133
Bazı şeyleri ben size öğretebilirim. Bazılarını kitaplardan öğrenirsiniz. Ama bazı şeyler vardır ki, mutlaka görmeniz ve hissetmeniz gerekir. 170
Kabil hakkındaki su şiir bütün gün beynimde çınlayıp durdu. Saib-i- Tebrizi, yanılmıyorsam on yedinci yüzyılda yazmış.
Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi." 218
Bunlar hiç iyi düşünceler degil Meryem, seni mahveder. Senin hatan değildi. Senin sucun değildi. 229
Annenin nasıl yere yığıldığını, nasıl çığlık çığlığa haykırdığını, saçlarını yolduğunu anımsadı. Oysa kendisi bunu bile beceremiyordu. Doğru dürüst kıpırdayamıyordu. Tek bir kaşını bile oynatamıyordu. 237
Kişinin söyleyecek fazla sözü yoksa, susması evladır. 251
Bir arzum daha var, o da benimle sokağa çıkarken, burka giymen. Senin iyiliğin için, elbette; korunman için. En iyisi bu. 253
Leyla onun sarkık yanaklarını, kat kat olmuş göz kapaklarını, ağzını çevreleyen derin çizgileri inceledi. -o da bunlara ilk kez gerçekten bakar gibiydi. Ve ilk kez, karşısında bir hasmın suratını değil, dile getirilmemiş acıların, karşı çıkılmamış eziyetlerin, sessizce katlanmış bir yazgının tuzunu gördü. Burada kalırsa, yirmi yıl sonra, kendi yüzü de böyle mi olacaktı? 282
Daha önce Meryem böylesine hiç istenmemişti. Hiç kimse ona sevgisini böylesine riyasız, böylesine koşulsuz beyan etmemişti. 285
Azize Meryem'de hüngür hüngür ağlama isteği uyandırıyordu. 285
Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama. 290
Bir kadının evden kaçmasının suç olduğunu biliyorsun degil mi, hemşire? Kaçtığın için hapse atılabilirsin. 301
Bir erkeğin evinde ne yapıp yapmadığı bir tek kendisini ilgilendirir. 302
Vatanımızın adı bundan böyle Afganistan İslam Emirliği’dir. Bunlar da bizim koyduğumuz, sizin uyacağınız yasalardır:
• Bütün vatandaşlar günde beş vakit namaz kılacaktır. Namaz vakti başka bir is yaparken yakalanan, kırbaçlanacaktır.
• Bütün erkeler sakal bırakacaktır. Meşru ölçü, çenesinin altında, en az bir sıkılı yumruk uzunluğundadır. Bu emre uymayanlar kırbaçlanacaktır.
• Bütün erkek çocukları turban takacaktır. Birinciyle altıncı sınıf arasındakiler siyah, daha yukarı sınıftakiler beyaz turban takacaktır. Bütün erkek çocuklar İslami kılıklar giyecektir. Gömlek yakaları düğmelenecektir.
• Şarkı söylemek yasaktır.
• İskambil oynamak, satranç oynamak, kumarın her türü ve uçurtma uçurmak yasaktır.
• Kitap yazmak, film izlemek, resim yapmak yasaktır.
• Evinizde kus beslerseniz, kırbaçlanacaksınız. Kuşlarınız öldürülecek.
• Çalarsanız, eliniz bilekten kesilir. Bir daha çalarsanız ayağınız kesilir.
• Müslüman değilseniz, Müslümanların görebileceği bir yerde dua etmeyin. Bunu yapanlar kırbaçlanacak ve hapse atılacaktır. Bir Müslümanı kendi dinine döndürmeye çalışan kişi, idam edilecektir.
Kadınlar’ın dikkatine:
• Evinizden dışarı çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsız dolaşması caiz değildir. Dışarıya çıkarsanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecektir.
• Her ne şartta olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burkayla örtüneceksiniz, aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız.
• Makyaj malzemeleri yasaktır.
• Mücevher yasaktır.
• Çekici, gösterişli giysiler giymeyeceksiniz.
• Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız.
• Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz.
• Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır.
• Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir.
• Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır.
• Kadınların çalışması yasaklanmıştır.
• Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.
• Dinleyin. İyi dinleyin. İtaat edin. Allahuekber 314
Leyla'nın o gece , saatlerce midesinin bulanmasına sebep olan da , Raşit'in söylediği her şeyin doğru olmasıydı. 320
Bir annenin yaptığı fedakârlıkları, nelerden vazgeçtiğini görmeye başlamıştı. Nezaket bunlardan biriydi. İçi sızlayarak Nana'yı, yaptığı özverileri düşündü. Nana onu yetimhaneye verebilir ya da bir hendeğe atıp kaçabilirdi. Ama yapmamıştı. Onun yerine, dünyaya bir harami getirmenin utancını sineye çekmi��, yaşamını Meryem'i büyütmek ve kendince, kendi usulünce sevmek gibi kıymeti bilinmeyen, teşekkürsüz bir göreve adamıştı. Ve sonunda, Meryem Celil'i seçmiş, Celil'i ona tercih etmişti. Edepsiz bir kararlılıkla ilerler, kalabalığı yararken, keşke Nana'ya daha iyi bir evlat olsaydım, dedi içinden. 324
Azize. Azize . Tarik gülümsedi, sözcüğün tadına baktı. Oysa Raşit ne zaman kızının adını söylese, Leyla bu seste hep bozuk, sakat bir tini hissederdi: hatta terbiyesizce. Azize. Harika bir isim. 389
Yemek masasında, aralarında manidar bir gülümseme geçiyor; sanki iki yabancı degil de, uzun bir ayrılığın ardından kavuşan iki eski dost gibiler. 427
Burası yuvamız degil Kabil yuvamız; ve orada öyle çok şey yaşanıyor ki, çoğu da güzel şeyler. Bütün bunların bir parçası olmak istiyorum. Bir seyler yapmak istiyorum. Katılmak, katkıda bulunmak istiyorum. Anlıyor musun? 439
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi. 442
09.08.2019
8 notes · View notes
bugrahanozgenc · 6 years ago
Text
arthur schopenhauer şöyle söyler; "kadınlara aşırı bir saygı ile davranmak tek kelimeyle gülünçtür ve böyle bir şey bizi onların gözünde küçük düşürür." der. erkeklerin, kadınların kalbini kazanması için onlara tony montana gibi mi davranması gerekir yani? bence evet, çünkü kadınlar nazik ve kibar erkekleri itici bulurlar. masaya yumruğunu vuran maskülen, erkekleri benimserler. şiddet etğilimleri gösteren, cahil hatta kendisini sevmeyen erkeğe bağlanırlar ve daha sonra da bunlardan yakınırlar. yakınmalarına rağmen yine de vazgeçemezler. işte kadınlar bu yüzden hayvani güdülerini harekete geçiren vahşi erkekleri severler. çünkü ilkel duygularını korurlar. sebebi güçtür.
bir erkek, kadına nazik davrandığında korkak ve zayıf addedilirken, kadınlar bir erkeğe nazik davrandığında erkeğe asıldığını düşünüyorlar. jean paul sartre'nin dediği gibi "toplum tedavisi olmayan bir hastalıktır." kadınlara iyilik nezaket yaramıyor arkadaşlar. bizleri küçükken kandırmışlar. biraz aklınız varsa makyavelist olun. gelişmemiş toplumlarda incelik, nezaket, kibarlık itibar görmez. kadınlar ise kurnazdır ve üzülerek söylüyorum ki kurnazlık bu topraklarda zeka zannediliyor. son olarak şunları yazıyorum ve bırakıyorum..
"erkekteki zeka eksikliğinin kadınlara bir zararı dokunmaz; doğrusu fevkalade bir zihni üstünlük, hatta deha, anormallik olarak kadınlar üzerinde olumsuz bir etki bile doğurabilir. bu sebepten ötürüdür ki kadınların sık sık budala, çirkin ve kaba saba bir erkeği, iyi eğitilmiş, zihni nitelikleri yüksek, nazik bir erkeğe tercih ettiğini görürüz. "
arthur schopenhauer, aşka ve kadınlara dair
1 note · View note
pazaryerigundem · 5 months ago
Text
İYİ Parti Kocaeli İl Başkanlığında nöbet değişikliği
https://pazaryerigundem.com/haber/176636/iyi-parti-kocaeli-il-baskanliginda-nobet-degisikligi/
İYİ Parti Kocaeli İl Başkanlığında nöbet değişikliği
Tumblr media
İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Nusret Acur, İYİ Parti Genel Merkez Yönetim Kademesinde görev alacağından dolayı bugün yapılan yönetim kurulu toplantısında şu an yürütmekte olduğu İl Başkanlığı görevinden ayrıldığını açıkladı.
KOCAELİ (İGFA) – İYİ Parti Kocaeli’de yönetim kurulu toplantısında konuşan Nusret Acur; İlerleyen günlerde Genel Merkezde bir Genel Başkan Yardımcımızın Bölge Koordinatörü olarak atanacağını söyleyerek mevcut görevinden ayrılmak durumunda kaldığını yönetim kuruluna bildirdi. Görev yaptığı süre boyunca birlikte çalıştığı tüm yönetim kurulu üyelerine, İlçe Başkanlarına ve yönetimlerine, Belediye Meclis Üyelerimize, Gençlik ve Kadın Kolları Başkanlıklarına, Mahalle Başkanlarına ve tüm partililere teşekkür eden Nusret Acur, İYİ Parti için bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla çalışacağını ifade etti.
Ayrıca görev yaptığı süre boyunca kendilerine nezaket gösteren Kocaeli Valimize, İlimizin Milletvekillerine, Belediye Başkanlarımıza, Diğer siyasi partilerimizin il ve ilçe başkanlarına, Kocaeli’nin emektar basın mensuplarına ve tüm Kocaeli halkına şükranlarımı sunuyorum dedi.
İl Başkanı Nusret Acur’un İl Başkanlığından ayrılmasıyla birlikte Kocaeli İl Başkanlığı görevine başka bir ismin çok yakın sürede atanacağı öğrenildi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
alticizilen · 6 years ago
Text
Hasan Ali Toptaş – Uykuların Doğusu – Alıntılar
Günümüz Türk edebiyatının benim için en iyi yazarı, bu defa bambaşka bir üslup kullanmış. Uykuların doğusunda, topluma yabancılaşan insan, gaddar çocuklar, içi sakin ama karmaşık yalnızlıklar, masallar, ardında en zalim dürtüleri barındıran iyilikleri okuma, yaşama fırsatınız oluyor. Bununla beraber, hikayenin gerçek üstülüğünde ve masalsılığında ister istemez bir Kafka havası, bir Gregorian Samsa soğukkanlılığını hissediyorsunuz. Belki de bu yüzden, neden ona doğunun Kafka’sı denildiğini daha iyi anlıyorsunuz. Tavsiye ederim, hem kitabı hem de Hasanım Ali’nin diğer tüm kitablarını. 
Tumblr media
İşte böyle olunca, adamın kullandığı dil kendi içinde çırpına çırpına mini minnacık bir çocuk gibi önce bütün saflığıyla boğulmuş, sonra aniden doğrulmuş ve artık nezaket mezaket dinlemeyip iyice zıvanadan çıkmış da, her an her şeye dönüşebilecek türden acayip bir yaratığa benzemiş sanki. Ardından, tutmuş, onunla birlikte adam da acayip bir yaratığa benzemiş. Hatta o, bir an önce kendi çizgilerini parçalayıp dünyanın şeklini şemailini almak istercesine yetkililerin şaşkın bakışları altında karmaşık bir hayvan gibi olanca gücüye tavana doğru şöyle bir sıçramış da, sağa sola tükürük damlacıkları saçan boğuk bir sesle, birdenbire haktan hukuktan söz etmeye başlamış. Hakkın hukukun yanı sıra, artık ne ilgisi varsa dünyanın arzularla kurulup düşüncelerle yıkılan hayali bir tat olduğundan da söz etmiş sonra; bir radyoevinin hangi kurallara göre nasıl yönetilmesi gerektiğinden, insan haysiyetinden ahlaktan, kadirbilirlikten, mesleki sorumluluktan, zulümden, cibilliyetsizlikten ve tutup toplumsal düzeni toplumsal düzen yağan birtakım işleyişlerle birtakım yasalardan da söz etmiş. Sonra, belki hızını alamayıp yumruklarını havada öfkeden yapıkmış bir çift balyoz gibi sallaya sallaya daha başka şeylerden, sözgelimi , haset duygusunun girebileceği akıl almaz kılıklardan, bir yeteneği soluksuz bırakmanın vebalinden dirayetsizlikten, gülünç olma hallerinden, insanın ruhunu besleyen karanlık hazlardan ve kepazelik denen şeyin kendi kendini sergileme düşkünlüğünden de söz edecekmiş ama, ne yazık ki bu konularda ağzını açmaya bile fırsat bulamamış (12)
Dahası, kendisinden sıkılıp büyük bir gayretle başkası olmaya çalışmış da bunu bir türlü başaramamış, başaramayınca da orta yerde öylece kalakalmış gibi gözüküyordu. (22)
Bilirsin, insan dert denen şeyin ağırlığı altında ezilip un ufak olunca, dert çoğu kez o insanın şeklini şemailini alır da, hiç kimseyi iplemeden, uluorta konuşmaya başlar. (29)
Ne bileyim, hangi açıdan bakarsam bakayım, bir insan olarak, insan denen yaratığın bu denli gamsız oluşunu bir türlü hazmedemezdim. Böyle gamsız olmakla sadece insanlara değil, aynı zamanda hayvanlara ve bitkilere de ihanet ediliyormuş gibi gelirdi. (71)
Bir an bile gözlerini kırpmadan, insana yakınlık duygusu veren uzak bir duruşla bakmaya başlamış. (147)
Ever, dedi yeniden, bence bütün bunlar iyiye işaret. Bir hikaye sonsuzmuş gibi göründüğünde, kendine ulaşmış demektir çünkü. Bu da, az şey değildir hikaye açısından bilirsin, ne kadar çırpınırsa çırpınsın, kendine ulaşamayan bir hikaye başka noktalara da ulaşamaz. Yaa, öyle mi, dedim alaycı bir sesle. Öyle, dedi Haydar. Ama, dedim, bunlar benim dayımın sözleri. Hayır, bunlar dayının sözleri değil, dayının ağzından gelip geçen hayatın sözleri, dedi Haydar. (149)
Hatta, bakarken, nasıl olsa yeryüzünde bir şeye benzemeyen hiçbir şey yoktur diye, uzaklaştıkça küçülüp giden Haydar’ın gövdesini değişik şeylere benzetmeye çalıştım. (150)
Evet, düpedüz haytanın tekiydim ama en yakın arkadaşımdan bile saklıyordum bunu. Annemle babamdan da saklıyordum tabii, onlara her zaman ne yaptığını gayet iyi bilen çelebi ruhlu bir evlat olarak görünüyordum. Böyle göründüğüm için, bitirdiğim mekteplere bakarak onlar da benim geleceğime dair bambaşka hayaller kuruyorlardı. (162)
Hayat dediğimiz şey nerede örselenip nerede buruşuyor, nerede susuz kalıp nerede soluyor ya da nerede yaralanıp nerde kanıyorsa ben kendimi ister istemez orada buluyordum açıkçası. Bulunca da, gördüklerimden acayip bir tat alıyordum. Bu tadı, fena halde acı çektiğim için alıyordum tabii… Evet, tamamen öyle, insanların yaşadığı sefalete bakıp fena halde acı çektiğim için alıyor, doğrusunu söylemek gerekirse, bir bundan da utanıyordum. Bu utancın etkisiyle, kimi zaman ağzından iplik iplik salyalar akan kolları kopmuş bir dilenciyi kucaklayıp kurnaların başına götürmek, hiç yüksünmeden yüzünü gözünü yıkamak ve cebine bolca para koymak istiyordum. (163)
İnsanın iliklerine işleyen karanlık rüzgarlara benzer bu hikayeler, hangi yönden nasıl bir şiddetle ne zaman esecekleri hiç belli olmaz. Estiler mi de, giderek genişleyen bir yaprak hışırtısı gibi dolanır dururlar şehrin içinde. Öyle ki, işte bu hızları, inanılmazlıkları ve genişlikleri yüzünden çoğu kez insana o şehre ait değilmiş izlenimi verirler. O şehre ait değilmiş izlenimi vermeleri, fazlasıyla o şehre ait oldukları içindir aslında. (165)
Yeryüzüne haykırmak istediğim sözler peşimdeydi artık, duvarlara çarptıkça yankılanıyor, yankılandıkça da bana eskisinden daha anlamlı görünüyorlardı. (173)
Hatta ezberlediği bir şeyi tekrarlıyormuş gibi birdenbire, insan birkaç hikayeyi bir arada görünce ister istemez kafasında bu hikayelerden oluşan başka bir hikâye yaratıyor, diye mırıldandı. (178)
İnsanın canı tez, gövdesi ağırdır çünkü; bunu hiç unutma. Ağırlığının yanında tezliğinin pek hükmü yoktur aslında; bu tezlik gerilerde bir yerde, gözlerini pörtleterek sarkık dilli bir yaratık gibi çırpınır durur. (179)
Aşk bir insanı ne hale getirirse beni de getirmişti açıkçası; içimi yüce duygularla doldururken hareketlerime de acınacak derecede tuhaf bir komiklik katmıştı. (183)
Belki de, kimilerinin zebani dediği şey bizim tamamlanmamış hayatımızdır. (184)
Hem de, hemen herkesin gizliden gizliye yaşadığı, insanlığın başlangıcından beri bir türlü yok edilemeyen, iflah olmaz bir hastalıkmış. İnsan denen yaratığın, akıl almaz labirentler, ürkütücü dehlizler, zifiri karanlık kuyular ve birbirine açılan meçhul genişliklerle dolu ruhunda, hayatını masala dönüştürmek gibi tuhaf bir eğilimi varmış çünkü. (192)
Hatta, dükkanı kapattıktan sonra eve dönmek istemiyormuş da, saatlerce aylak aylak geziniyormuş sokaklarda. Kendi içine bakan çatık kaşlı bir sessizlik halinde kimi zaman ışıl ışıl yanıp sönen vitrinlerin önünden geçiyormuş sözgelimi, kimi zaman bozacılarla birlikte cadde boyunca ilerliyor, kimi zaman neşeli insanlarla dolup taşan lokantalarla gazinoların gürültüleri arasından süzülüyor, kimi zaman da nereye gittiğini bile bilmeden gidiyor. (214)
O güne dek yaşadıklarıyla birlikte ölmüş de, orada, tertemiz bir zihinle yeniden doğmuş gibi olmuş açıkçası. Ya da, boşalıp dolmuş gibi olmuş. Tabii, camların gerisindeki kıza utangaçlığının yanı sıra biraz da minnet duygusuyla bakmış bu yüzden. Hatta, bu durum onu mutlu ettiği için, aynı mesafeden, aynı şekilde, sonsuza kadar hiç kımıldamadan böylece bakıp dursam, hiç kımıldamadan böylece bakıp dursam, bakıp dursam, diye düşünmüş.  (218)
Şimdi, uyanıp gözlerini açtığı zaman babamın kahvaltı bile etmeden bu kızı görebilmek için o eve doğru nasıl büyük bir heyecanla koştuğunu anlatacak değilim sana. Dedemi, babaannemi ve dükkanı unutarak, sabahtan akşama kadar tir tir titreyen bir ruhla o evin etrafında nasıl dönüp durduğunu, dönerken geleceğe dair ne tür hayaller kurduğunu ve günden güne derinleşen bu hayallerin içinde nasıl kaybolup gittiğini de anlatacak değilim. Elimdeki kalem dayımın elinde olsaydı, bunları şimdi eminim o da anlatmazdı. En azından, hayatın tamamını kuşatıyormuş gibi gözüken şu zavallı kelimelerin arasında sana ve senin hayal gücüne yer açabilmek için yapardı bunu. Yaptığı şeyi de hiç kuşkusuz aynı konu hakkında kurulan basit cümlelerin basit gürültüleriyle örterdi. Ezeli hastalıklarımızın başında gelen aşk aklın terazisinde tartılmayacak kadar ağır, ağır olduğu kadar da hafiftir ve bu yüzden hem bütün kitapların ortasında, hem de tandırnamenin ilk sayfasında yer alacak bir konudur, derdi sözgelimi. (221)
Hatta, konuşuyoruz bahanesiyle aslında orada geçmişlerini gizlice tamir edip, değiştiriyorlarmış da suçüstü yakalanmışlar gibi, annemin yüzüne yüzlerinin şeklini alan tuhaf bir şaşkınlığın gerisinden öylece bakakalmışlar. (226)
Sadece senden değil, her şeyden korkuyorum, dedim. Bu anlaşılıyor aslında, diye mırıldandı. Sonra, babacan bir tavırla gözlerimin içine bakarak, her şeyi derken neleri kastettiğimi sordu bir anda. (…) İlkin, insanların büyük kötülüklere yol açan iyilik anlayışlarından korkuyorum, dedim sözgelimi. Sonra, kendini çocukların varlığında yenileyen hayatın acımasızlığından, o acımasızlığın üstünü örten masumiyetin derinliğinden ve kapı kilitlerinden korkuyorum, dedim. Sonra, canlı olmanın aczinden, bu aczin doğurduğu kaçınılmaz sonuçlardan, sokaklardan ve insanların içinde uğuldayıp duran çok ağızlı kuyularla bu kuyuların karanlığından korkuyorum, dedim. Sonra hızımı alamadım ve insanların varlığını eksilterek onları tamammış gibi gösteren şehrin abuk subuk görüntülerinden korkuyorum, dedim. Sonra hızlandıkça hızlandım ve patronlarının diliyle konuştuklarını fark edemeyen ezik ruhlu kapı kullarının gururundan ve bu gururun girebileceği çeşitli kılıklarla bu kılıkların insana alçakgönüllülükmüş gibi gözüken kıvamından korkuyorum, dedim. Sonra artık kendimi frenleyemedim ve hayatımızın içinde gezinip duran tanklardan, helikopterlerden ve uçaklardan korkuyorum, dedim. Sonra aniden hatırladım ve bir insanın her şeyi bilebileceğini sanan kıt akıllı adamların, geçmişlerini başkalarının geleceğinden geri almaya çalışan kırkını aşmış çocukların ve hemen her fırsatta yaralı güvercin rolü oynayan kadınların yanı sıra uzun ömürlü neşelerle uykulardan da korkuyorum. (229-230)
Tıpkı insanlar, kuşlar, böcekler ve zamanlar gibi alışkanlıkların da yolculuk ettiğini belirttikten sonra, bir insan acaba ben hangi alışkanlıklara köprü oluyorum, geçmişten alıp geleceğe doğru neleri götürüyorum, ya da huyumda tüyümde ne tür pisliklerle ne tür parıltıları barındırıyorum diye arada bir durup kendisine bakmalı, derdi sözgelimi ve bunu yapmayanları geleceğe ihanet etmekle suçlardı. İşte böyle düşünüp taşıdığımız yüklere alıcı gözüyle bakınca, bunların içinden insanlığa hayrı dokunmayacak olanları hemen oracıkta bırakmalıyız Hasanım Ali, boş yere hamallığını yapmamalıyız, derdi ardından da. Sonra omzuma hafifçe dokunarak, gövde dediğimiz şu gövde aynı zamanda zamandır, bunu asla unutma, derdi. Ben de onu taklit eder gibi, aynı zamanda mekandır, derdim o sırada. O bu sefer, aynı zamanda uğultulu bir tesadüftür derdi. Sonra, ben bu oyunu sürdürür ve hayıflanırcasına, aynı zamanda başkasıdır, derdim. İşte o zaman, dayım da gözlerimin içine buruk bir ifadeyle bakarak, sadece başkası olsa amenna Hasanım Ali, aynı zamanda başkalarıdır, derdi. (236-237)
Dünyanın ağırlığını daha az hissedebilmek, içimizde yankılanan görüntü dağlarının büyüklüğüne katlanabilmek, gürültülerin şiddetini azaltabilmek, hatta bütün bunlarla birlikte daha başka şeylerin bir aradalığından doğan çeşitli duyguların genişliğinden korunabilmek için, bir insanın gövdesi ve düşüncesi sürekli hareket halinde olmalı, derdi sözgelimi. Ve dediklerini anlıyor muyum diye, bir an durup yüzüme doğru bakardı. (237)
Sonra, biliyor musun, aslında zihin denen fahişe de bir hikaye anlatıcısıdır, derdi. Sonra, görünmeyeni anlatmak hüner değildir, tam tersine bir çeşit kabalıktır ve ayıptır, görünmeyeni sadece görünür kılacaksın Hasanım Ali derdi. Sonra, akıl insanın en büyük yarasıdır, kalemi eline aldığında aman ha ondan uzak dur, fazla sokulma, derdi. Sonra, Haydar’ın nasıl büyük bir iştahla başını salladığına bakarak, hikaye anlatırken kelimeleri ha bre kusmayacaksın Hasanım Ali, bir çoğunu yutacak ve kağıdın üzerine de yuttuğun kelimelerin boşluğunu bırakacaksın, derdi. Sonra, bana dönerek bazı hikayeler kendilerini bir çeşit hikayeler topluluğu şeklinde gösterirler, onları tutup herhangi bir yöne doğru yürümeye zorlama, neme lazım, takıl peşlerine git, derdi. Sonra, zaten gerçeklerin birazı gerçek değildir Hasanım Ali, bu nedenle söyleyeceğin yalanlardan bazılarını tamamlama, bırak kubbeleri eksik olsun, derdi. (241)
O da o anda serçe parmağına doğru biraz daha eğilerek, gene ben oradaymışım gibi, zaten dünya büyük bir şey değildir Hasanım Ali, kimi zaman sevdiğimiz insanın yüzü, kimi zaman hayal edilen bir dokunuşun büyüsü, kimi zaman da kapıldığımız bir hevesin genişliği kadardır, dedi. (249)
2 notes · View notes
nilconnill · 2 years ago
Text
Hiç tanımadığı insanlara abartılı bir şekilde nezaket gösteren insanlardan hayır gelmez bunu anlamak çok zor değil.
0 notes
bulancakajans-blog · 3 years ago
Text
Sonel, Nezaket Özdemir'in isteğini yerine getirdi.
Sonel, Nezaket Özdemir’in isteğini yerine getirdi.
Her Çarşamba gününü “Halk Günü” toplantılarına ayırarak, vatandaşlarla bir araya gelmeye özen gösteren ve onların sorun, şikayet ve taleplerini tek tek dinleyerek çözüm bulmaya gayret gösteren, hayırseverlerin katkılarıyla alınan gıda kartlarını ihtiyaç sahibi ailelere dağıtan Vali Sonel, 30 Nisan Çarşamba günü gerçekleştirdiği “Halk Günü” toplantısına Gülyalı İlçesine bağlı Turnasuyu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
erkekmodu · 3 years ago
Text
Kadınlar Nasıl Erkeklerden Hoşlanırlar
Tumblr media
Erkekler olarak başarı, saygı ve seks istiyoruz. Bunlar genellikle bizim için sevgiye eşittir. Kadınlar için bu o kadar basit değil. Bu makale size kadınların yapmanızı istediği 10 şeyi gösteriyor. Bu kılavuzu takip edin ve anında kadınlar için daha çekici olacaksınız. Kadınların Erkeklerde İstediği Özellikler #1. Kadınlar lider olmanızı istiyor Liderlik, sözlü veya model olarak rehberlik etme ve yönlendirme yeteneği olarak tanımlanabilir. Kontrolle ilgili değildir. Kadınlar, bir diktatörle değil, bir liderle birlikte olduklarını hissetmek isterler. İlişkilerde, kadınlar bize geçim düzeyinde güven verebilir. İlişkinin nereye gitmesini istediğiniz ve bunun için sahip olduğunuz hedefler gibi konularda sizden haber almaları gerekir. Liderlik edebileceğinizi göstermenin yolları şunlardır: - Bir karar verirken her zaman birey yerine ilişki üzerindeki etkiyi göz önünde bulundurun- kişisel duygularınız ikiniz için en iyisinin ne olacağı kadar önemli değildir. - Onun ihtiyaçlarını ilişkinin ön saflarında tutun. - İlişkinin büyümesine yardımcı olacak faaliyetlere başlayın ve bunlara katılın. - Başladığınız işi bitirin. Bunları yaparken rahat olmak, ilişki konusunda heyecanlı olduğunuzu da gösterebilir. Orada olmak istediğinizi gösteren uyumlu bir çaba gösteriyorsunuz. #2. Kadınlar dinlemenizi istiyor Fazla akademik olmadan, iletişim sadece fikirlerin, ihtiyaçların ve arzuların değiş tokuşudur. Bu kavramın özü basit ve karmaşık değildir. Kadınların erkeklerden daha fazla konuştuğu bir gerçek. Erkeklerin ve kadınların konuştuğu kelime sayısındaki farklılıkları vurgulayan cinsiyet jabber olarak bilinen bir kavram var. Louanne Brizendine, MD (California Üniversitesi – San Francisco'da Profesör), kadınların günde ortalama 20000 kelime konuştuğunu ve erkeklerin günde yaklaşık 7000 kelime kullandığını buldu. Bu, kadınların erkeklerin neredeyse 3 katı kadar konuştuğu anlamına gelir. Alınacak bir ders var ve bu iki yönlü: - Konuşmaktan çok dinlemeye ihtiyacımız var. Kadınları alt etmeye çalışırsak, rekabet olur. Sözlü olarak ifade vermeye ve düşüncelerini paylaşmaya çok bağlıdırlar. Biz de onlar kadar konuşuyorsak, her şeyi dinlememe ihtimalimiz var. - Söyledikleriniz somut olmalı. Söylediklerinin değerli olduğundan emin ol. Filozof olmanıza gerek yok, ancak daha az konuştuğunuz için kelimelerinizi akıllıca seçtiğinizden emin olmanız gerekiyor. Daha az konuşmak, yanlış veya saldırgan bir şey söyleyip söylemediğinizi açıklamak için size daha az zaman tanır. Ancak diğer yandan, daha az kelime kullanmak her zaman mümkün olduğunca ayrıntılı olmanıza izin vermez. Daha fazla konuşmanı önermiyorum. Ancak, daha dikkatli konuşmanızı öneriyorum. İletişim sanatında ustalaşmak zor ve her ilişki için farklıdır. İhtiyaçların ne olduğunu bulmanın yolu İLETİŞİM kurmaktır. Birbiriniz hakkında konuşun. - Hedefler ve hırslar - Korkular ve acılar - İnançlar ve değerler - Aile ve arkadaşlarla ilişki - İlişki için beklenti ve yönergeler Bir ilişkinin ihtiyaçlarının hayatın mevsimine bağlı olarak değişeceğini ve bu ayarlamaları nasıl ileteceğinizi öğrenmeniz gerektiğini unutmamak önemlidir. Son olarak, “onun dilini konuşmayı” öğrenin. Kadınınız, belirli şeyler anlamına gelen belirli açıklamalara sahip olacaktır. Sözsüz veya sözlü olabilir, ancak yine de onlara sahiptir. Bu nüanslı iletişim yöntemlerine odaklanın. Onları aldığınızda, daha çok takdir edecek ve onunla daha fazla puan kazanacaksınız. #3. Kadınlar düşünceli olmanızı istiyor Bu özelliği sergilerken, onun değer verdiği şeyin sizin ihtiyacınız kadar önemli (ve bazen daha önemli) olduğunu göstermiş olursunuz. Kadınınız da bu kaliteye karşılık verecektir. Düşünceli olmak, özverili olmakla benzer şeylerdir ve duygusal olgunluk kumarını oynamanıza izin verir. Ne yazık ki, birçok erkek tarafından oldukça az kabul ediliyor. Nasıl düşünceli bir adam olabilirim? - Bencillik- fedakârlık etmeye istekli olun - Dikkat – ihtiyaçlarını dinleyin - Merhamet- eşinize veya kız arkadaşınıza karşı nezaket gösterin - Dürüstlük – gerçeğin ve yüksek karakterli olmanın tartışılmaz olduğunu gösterin #4. Kadınlar görgülü erkeği sever İyi bir mizaca sahip olmayan biriyle çıkmaktan daha kötü ne olabilir? Görgü kuralları olmayan kimse. Erkeklerin çoğunlukta olduğu bir evde büyümüş olmanız veya tüm erkek egemen sporları oynamanız önemli değil. Bir "lütfen" ve "teşekkür ederim" uzun bir yol olabilir. Görgü kuralları farklı şekillerde gösterilebilir: - Şövalyelik – Makaleyi araştırırken, kendilerine açılan kapıya alışık olmayan veya onlarla yürürken (caddeye yakın) dışarı çıkmaması gerektiğini bilmeyen kadınların sayısına şaşırdım. - Kibar olmak- Kadınlar hassastır ve bu şekilde davranılmalıdır. Sert bir tonda sert sözler kullanmak onu korkutacaktır. Bir kadına konuşurken- İster ilk görüşme veya ellinci olsun kibar olmak sizin lehinize olacak. - Görgü Kuralları – Tabağı gelene kadar yemek yemeyin. Göğsüne/poposuna/bacaklarına değil yüzüne dikkat edin. Bakmak ve hayran olmak sorun değil ama sapık olup bütün akşam dik dik bakma. Bütün kadınlar evlilik ve aile istemez, ancak ezici çoğunluğun bu ihtiyacı vardır. Aile isteyen veya çocuk sahibi olan ve çocuklarınızın yanında olan bir erkek olmak, çekiciliğinizi katlanarak artırır. Günümüzde çocuklar bir zamanlar olduğu kadar büyük bir anlaşma değiller. Bununla, çocuklarınıza harika bir baba ve sağlayıcı olmak ona şunu gösterir: - Çocuk istiyorsun - İlişkinin sonucu ne olursa olsun, birlikte çocuklarınız varsa, orada olacaksınız. - Çocukları babasız bırakacak birisi değilsin. Aile odaklı bir erkek olmak, aynı zamanda, konuşmalar sırasında ve flört boyunca, ona eşiniz olarak öncelik vereceğinizi göreceği anlamına gelir. Bir aile babası olduğunuzu göstermenin bir başka yolu da siz ve aileniz arasındaki etkileşimi görmesine izin vermektir. Aileniz yakın olmasa bile, ona bu hikâyeyi değiştirme arzunuzu ifade edin. Çocuklarınıza yakın olmak istediğinizi ve bir zamanlar içinde bulunduğunuz döngüyü tekrarlamak istemediğinizi ona bildirin. #5. Kadınlar kırılganlık gösterebileceği erkek ister Bunu yapmak erkekler için genellikle zordur. Erkeksi olmaktan… maço olmaktan gurur duyuyoruz, ama gerçek şu ki, tıpkı kadınlar gibi duygularımız var. Onlara karşı açıkken rahat olduğunuzu görmeleri ve deneyimlemeleri gerekir. Sizin savunmasızlığınızla karşılaşmasına izin vermek, güveni artıracaktır. Hayatınızdaki derin ve karanlık yerlerde ona güvendiğinizi gösterir. Birini tanımanın ilk aşamalarında bunu yapmayın. Çoğu zaman bu çok erken olabilir. #6. Kadınlar bilgili, eğitimli bir erkek ister Dünyada olup bitenlerden haberdar olmak ve onun hakkında konuşabilmek, dünyanın bir parçası olduğunuzu gösteren bir niteliktir. Siyasi analist veya hayırsever olmanıza gerek yok. Ancak, diğer kültürel bakış açılarını öğrenmeye ve anlamaya yeterince önem verdiğinizi göstermelisiniz. Bu, sohbeti zaman zaman işten veya aileden eşit derecede alakalı başka bir şeye kaydırmak anlamına gelir. Çevresindeki dünyaya bağlı bir beyefendi, hanımına kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olduğunu anladığını kanıtlar. Dünyanın sizin ve deneyiminizin etrafında dönmediğini bildiğinizi gösterir. Bu, şefkatli olmanın önemli bir bileşenidir. Sesli kitap dinlemek kılıcınızı keskinleştirmenin harika bir yoludur- özellikle de okumaktan nefret ediyorsanız. #7. Kadınlar mizah anlayışı olan bir erkek istiyor Kaba ve duyarsız bir mizah türü değil, hatta her şey hakkında şaka yapan türden değil. Ama iyi zamanlanmış harika bir mizah anlayışı. İyi bir kıkırdamayı takdir eden ve ciddi meselelerin ağırlığını kahkaha yoluyla gamsızlık armağanıyla dengeleme yeteneğine sahip bir adam nadir bulunan bir bulgudur. Harika bir mizah anlayışına sahip olmak, ona zor zamanlarda onların aracılığıyla gülümseyebileceğinizi gösterir. Ayrıca, bir sırdaş olarak size olan güvenini pekiştirmeye yardımcı olacaktır. Mizahın sıklıkla unutulan bir parçası espridir. Zekâ, eğlence ve zevk uyandıran fikirler arasındaki bağlantıların keskin algısı ve zekice uygun ifadesi olarak tanımlanabilir. Kadınlar hızlı ve yaratıcı, eğlenceli şakalar yapabilen erkeklerden hoşlanır. Esprili bir adamın hayatı ve canlılığı vardır; eğlenceyi sever. #8. Kadınlar maceracı ve spontan erkek ister Kadınlar yeni şeyler denemekten korkmayan erkekleri severler. Erkekler, rutinden hoşlanan alışkanlık yaratıkları olarak kategorize edilmiştir. Bu macera duygusu şu şekilde görülebilir: - Yeni yiyecekler denemek - Yeni yerlere gitmek - Yeni bir hobi edinmek Genel olarak, kimsenin kendini bir rutine düşmek istemediğidir, bu nedenle maceracı olmak veya zaman zaman yeni şeyler denemekten hoşlanan bir bakış açısını benimsemek, göze çarpmaya veya ilgisini çekmeye çalışan bir adam için harika bir şekilde övünebilir. #9. Kadın çözüm getiren bir erkek ister Sadece tutumlu veya ucuz düşünmeyin. Aslında, kadınlar ucuzdan nefret eder! Buradaki anahtar, her şeyi nasıl yapacağınızı bilmeniz değil, işleri nasıl yapacağınızı bilmenizdir. Şunlardan yararlanabilmeniz önemlidir: - Eğitim - Ağ - İlişkiler - Yetenekler Ek olarak, kadınınızı çok fazla gururla uğraşmadığınız konusunda güvence altına almanın bir yoludur. İlişkilerden yararlanmak, "yardım isteyin" demenin süslü bir yoludur. Yardıma ihtiyacınız olduğunu kabul edemeyecek kadar gururluysanız ve egonuz yardımı kabul edemeyecek kadar büyükse, ilişkiniz kargaşa içinde demektir. Becerikliliğinizi erkenden kanıtlayın. Hayat sana bunu yapman için her zaman bir fırsat verecek. #10. Kadınlar şık bir erkek ister Stil sahibi erkekler, genellikle dışarıdan görmediğiniz bir özgüven sergiler. Odadaki en iyi giyinen adam olmanıza gerek yok- bir takım elbise almayı öğrenmek için zaman ayırmanız bile görünüşünüze dikkat ettiğinizi ve karınızı veya kız arkadaşınızı temsil edeceğiniz gerçeğiyle gurur duyduğunuzu gösterir. Stil, kıyafetlerin ötesine geçer ve şu unsurlarda görülebilir: - Hijyen - Koku - Tıraş - İletişim Bu özellikleri sergileyen bir erkek olmak sizi daha çekici kılacaktır. Fiziksel olanın en önemli şey olduğu konusunda bizim gibi olmadığının farkındaydınız. Kendini güvende hissetmek, saygı görmek ve sevilmek ister. Bunları yukarıdaki liste bağlamında sağlamak, onun düşmesine ve aşık kalmasına yardımcı olacaktır! Read the full article
0 notes