#ne kadar yanlış
Explore tagged Tumblr posts
filyiyenzurafa · 22 days ago
Text
İyileştiğimden beri vücudum tekrar hasta olmamak için bi taraflarını yırtıyor max 2 günde 1 boğazım tekrar tekrar acıyor hastayken olduğu gibi hafif ağrılar yorgunluk başlıyo bi şekilde geçiyor sonra max 1 2 gün içinde tekrar dndndjdwjjsd gerçekten dayan karabaş yani
2 notes · View notes
mel-inoe · 8 months ago
Text
oda arkadaşlarım diyo ki, seni nereye hangi kategoriye koysam asla bilemiyorum kafamda şöyle biri diyebileceğim bi kategorin yok her telden çalıyorsun.
#biliyorum bende koyamıyorum kwşwsösjwlwç#zaten herhangi bir kategoride olacak kadar sığ bir zihne sahip olmamaya çalışıyordum#tek net olduğum konu dinim ve yaratılışım#bunun dışındaki her konuya ihtimal gözüyle bakıp sahiplenmeden yaşıyorum#zorla bir yere ait olmaya da çalışmıyorum#şu hayatla tek ve en sağlam bağım Allah#bunun dışında ne varsa gelip geçici#fikirlerime kadar#işte öyle bir şey#din hariç herhangi bir fikre organımmış gibi bağlanıp vatan gibi savunmak istemiyorum#bence bu fikirlere körlemesine bağlanmak hoşgörüyü ortadan kaldırıyor#fikirler akılla savunulmalı duygularla değil#her türde insanla anlaşabiliyorum aşağı yukarı#anlaşamadığım tek tip vatan savunur gibi agresiflikle fikirlerini savunmaya çalışan tipler#insanları anlamak güzel şey#gelip yargılanmayacaklarını bilerek bana bir şeyler anlatabilmelerini seviyorum#dobrayım yanlışa yanlış demekten çekinmem#yargılamayarak#empati yapıp karşımdaki kişiyi sebepleriyle anlayıp neden yanlış yaptığını ve yanlışın neden yanlış olduğunu açıkladığımda#hep güzel sonuçlar gördüm#biz peygamberimizden güzelliği gördük yargılamayı ya da bağırarak kendimizi savunmayı değil#şu hayatta her şeyin güzel bir alternatifi var#kendini ve fikirlerini savunmanın da öyle#çok konuştum ama agnostik bi arkadaşım var#din konusunda çok agresif ve argümanı olmadan kendisini savunan ve saldırgan tiplerden sanıp beni kışkırtmaya çalıştı bi süre#her mevzuyu sakince argümanlarla açıkladıktan sonra kendi kendine saygı duymaya başladı#artık harbiden iyi ve seviyeli bir arkadaşlığımız var ve din mevzularına eskiden olduğu gibi saldırgan ve sığ şekilde yaklaşmıyor#önyargılarının kırıldığını hissediyorum#öfke belki o anda durumu kırtarmış gibi gözükebilir ama sonuç hiçbir zaman güzel çıkmaz be dostlar#23
5 notes · View notes
gozlerimdekiparilti · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Başardım galiba
7 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 1 year ago
Text
Günaydın
2 notes · View notes
cizgi · 2 years ago
Text
allahim nolr erkeklere özellikle de cishet erkeklere akilver susma orucumu bozdurdular bana sonunda
4 notes · View notes
sitmee · 5 months ago
Text
crimson peak thomas ve kardeşi
0 notes
kimmkitsuragi · 2 years ago
Text
i’ve never been more confused in my life
0 notes
maybeeonedayy · 5 months ago
Text
Sakın ama sakın kim olursa olsun bu zamana kadar ne yaptın ne başardın diyen insanlara inanmayın siz bu hayatta evet bi çok hata yanlış yapmış olabilirsiniz ama bi çokta iyilik güzellik yaptınız ve bunu en iyi bi Allah bi de siz biliyorsunuz siz ne olursa olsun HARİKASINIZ VE BAŞARILISINIZ 🤍🤍🤍
307 notes · View notes
filyiyenzurafa · 1 month ago
Text
Yarın 12.30da buluşucaz eleman gece 12de herkes makaleyi okuyup bulabildiğini bulsun yarın daha hızlı ilerleriz yazmış aynen kanka bak okuduk bulduk şu an (nah emojisi ne zaman gelcek
#gece 12den sonra afedersiniz skseler okumam yani götümüzden atlı mı kovalıyo#diğer stres topu grubuyla karıştırdı herhalde bizim grubu#dostum biz böyle götle don yapmıyoruz ödevleri 👍🏻#görev dağılımı diye bişey var👍🏻#buluşur görev dağılımı yaparız herkes de görevine düşeni yapar#herkes bütün ödevi yapacaksa grup ödevi olmasının ne anlamı kalıyo?????#offff bu çocuğun arkadaşları çok salak zaten yarın bu da sinirimi bozarsa kavga ederim#şeyda da yok zaten aklı başında olup aynı zamanda ses de çıkarabilecek 1 ben varım😔✋🏻#diğer iki elemanı hiç tanımıyoz zaten acaba onlar nasıl#pff keşke bugün topuklu botumu giymeseydim yarın giyerdim#yaşlandım galiba 2 gün üst üste girince çok canım acıyor😔😔#yine de giyebilirim gibi geldi şu an hiç belli olmaz 🤡#yeni aldığım pantolonun hevesini o kadar alamadım ki shahsbadbshsjskfl#botlarımla çok hoşuma gitti maalesef ki yapıcak bişey yok her allahın günü giyicem#para lazım ya#1 mont 1 bot almam lazım#bot biraz keyfi#mont da olmazsa olmaz değil#mesela +1 kaban da olsa çok güzel giderdi#tabi bunların hepsini aynı kış almak yürek ister#tübitak başvurumu kabul ederse alabilirim belki haahshahahahahahdhshs#dua ediyodum kabul etmesinler diye bari etmiyim#kabul etsinler👍🏻#alacak şeyler asla bitmiyor farkında mısınız#bazen kendimi tutuyorum çok uzak duruyorum bu alışveriş işlerine ve canım da çekmiyor#ama bi girdin mi işin içine çıkamıyosun işte#çok yanlış da aslında biliyorum resmen israf yani#ben şu an mevcut dolabım itibariyle israf kısmında hiç değilim bence ama istediklerimi alacak param olsaydı muhtemelen israf olurdu😁#canım sağolsun#YUH ne kadar konuşmuşum kendi kendime ahhahaahdhdhfjfıfo🥲🥲🥲 pardon
0 notes
hataysekshikayelerisblog · 7 months ago
Text
Teyze Kızının Eltisi! (1) (Murat 45 Y., Aydın)
20 yıllık evli, 1 çocuk babası, 45 yaşında biriyim. Elektrik malzemeleri sattığım, aynı zamanda taahhüt işleri yaptığım bir dükkanım var. Her geçen gün büyüyen bir ekibim var. Aslında Aydın'lıyım, ama İzmir'de yaşıyorum. Gençliğimden beri hep çapkındım. Hayatımda hiç profesyonel bir kadınla olmadım. Bu kadar çok aldatmayı seven kadın varken ve de evini ihmal eden bunca adam varken para verip bir kadınla olmak bana göre değil.
Geçen yıl Ekim ayında teyzemin torununun sünnet merasimi için Aydın'a gitmemiz gerekti. Teyze kızıyla birlikte büyümüştük. Gitmezsem annem, teyzem ve teyze kızı beni mahvedelerdi. Karımla beraber Pazar günü gittik. Zaten 90 km yol, annemde akşam yemeği yeyip, giyinip salona gittik. Herkes hoşgeldin muhabbeti yaparken, teyze kızıbın eltisi Hale geldi masaya, annemin elini öpüp sohbete başladı. Sonra da dönüp benimle ve karımla konuştu. Uzun zamandır görmemiştim, ama değişik geldi gözüme. Daha önce merhaba - merhaba'da kalan sohbet, sünnet çocuğu salona girene dek sürdü. Düğün bitip eve geldiğimizde, anneme, "Hale ne kadar konuşkanmış, ilk defa bu kadar konuştuk!" dedim, annem de Hale'yi çok övdü.
Genelde Cumartesi akşamı komşu esnaflardan oluşan grubumuzla meyhaneye gider, geç vakit eve döner, evde de devam ederdim. Düğünden üç hafta sonraki Cumartesi akşamı rakımı koydum, laptopta takılmaya başladım. Face'de hani var ya yan tarafta tanıyor olabileceğin kişiler, orda Hale vardı. Saate baktım, 00:12'ydi. Kocasıyla çok daha samimi olduğum için baştan tereddüt ettim, ama sonra arkadaşlık isteği yolladım. Daha 1 dakika geçmedi ki, kabul edildiği, sohbet edebileceğimiz mesajı geldi messengerdan. Merhaba ile başlayan konuşma sabaha karşı saat 04:00'de bitti, ki bitmesini ikimiz de de istemiyorduk. Rakının verdiği cesaretle sohbeti istediğim gibi her noktaya getiriyordum. Gece saat 01:30 da telefonlar verilip Whatsap'a geçmiştik. Sabaha karşı 04:00'de yatarken, ailesi, hatta teyzemin kızı ile ilgili bildiklerimin tamamının yanlış olduğunu öğrenmiştim.
Ertesi gün öğlen gibi uyanabildim. Öğleden sonra, "Naber?" diye mesaj attım. Gece öyle kararlaştırmıştık. Yanımızda birilerinin olması ihtimaline karşı (Naber?) yazacak, cevap gelmesini bekleyecektik. "İyi, senden?" diye cevap geldi. "Dışarıdayım." dedim. O da evde yalnız olduğunu söyledi. Kocası Ayhan bir kepçe ile başladığı işi büyütmüş, büyük projelerin altyapı işlerini yapan koca bir şirket haline gelmişti. Hale'nin şikayeti de bu yöndeydi. "Fakir, ama mutluyduk!" demişti. Gece öğrenmiştim, Hale benden 4 yaş küçüktü, oğlu ve kızı da babalarıyla çalışıyordu. Yaklaşık 4-5 saat yazıştık yine, akşam müsait olursak yazışırız dedik.
O gece seks hayatlarımızdan bile bahsettik. Ayhan iyi bir kocaymış, ama son dönemde çıkan şeker hastalığı nedeniyle eskisi gibi sertleşemiyormuş. Daha ikinci akşamda açık açık seks hayatlarımızı konuşuyorduk. Karımın çok güzel olduğunu, harika bir çift izlenimi verdiğimizi yazdığında, "Gösterdiği kadar dişi değildir!" diye durumu anlattım. Evet, karım yatakta iyiydi, ama 20 yıl boyunca bir kez istemedi, hep isteyen bendim. O da tam tersi olduğunu, kendisinin Ayhan'a sürtündüğünü, onu bir şekilde ateşlediğini söyledi. Mesela hiç bilmiyordum, meğer onlar da her Cumartesi masa kurar rakı içerlermiş, hatta ailece, sonra çocuklar çekilince de bir şekilde mutfakta başlayıp yatakta bitermiş geceleri. "Hatta akşam yeni çıkmıştım yataktan, şöyle bir bakayım Face'e dedim, sen denk geldin!" dedi. "Ayhan nerde şimdi?" dedim. Bana bir foto attı, Ayhan yatakta yanında yatıyordu arkası dönük. "Uyanacak, yakalanacağız!" yazdım. "Top atsan uyanmaz, ama sabah da 07:00'de dikilir ayağa!" dedi. Bütün gece konuştuk.
Yine sabah işe gittim, öğlen yazıştık. Akşam üzeri yalnız olduğunu, Ayhan'la oğlanın bilmem nereye gittiğini, kızının da sevgilisi ile buluşağını söyledi. "Gelsem çıkar mısın?" dedim. "Çıkarım, ama gelme, akşam vakti yollar kalabalık olur!" dedi. Herkes çıkınca dükkanda kalıp aradım. Bir saate yakın konuştuk. "Yarın sabah İncirliova'da işim var, Aydın'a uğrarım!" dedim. "Tamam!" dedi. Anlaştık, saat 10:00'a kadar işimi bitirip, onu evine yakın bir yerden alacaktım. İşin kötüsü teyze kızının ve görümcesinin de olduğu, zemin katında kaynana ve kaynatasının yaşadığı aile apartmanında oturuyordu. İşim falan yoktu, canım seks istiyordu. Akşam konuşurken son sözü, "Bak birşeyler umarak gelme, biz akrabayız, sadece oturup konuşacağız!" oldu. "Tabii ki!" dedim.
Saat tam 10:00'da sözleştiğimiz yerdeydim. Aylardan Kasım olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Arabadan inip, karşısına park ettiğim marketten içecek ve yiyecek birşeyler aldım. Tam arabaya doğru giderken onu gördüm. Diz üstünde bir elbise giymiş, mevsimlik bir deri mont ve güneş gözlükleriyle salına salına geliyordu. Bu kadın 41 yaşında gibi değildi. Arabaya bindik. Gençliğimden bildiğim Çine çayı tarafına sürdüm arabayı, ama açıkcası ne yapacağımı da bilmiyordum. Daha şehirden çıkar çıkmaz elini tuttum. "Ne yapıyorsun?" dedi, ama elini çekmedi. Birkaç köy geçip uygun bulduğum bir alana çektim arabayı. Bir sigara yaktım, ona da tuttum, ama kendi sigarasından yaktı. O ara Ayhan aradı. Ona, "Güzellik salonundayım!" dedi, az konuşup kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz uzanıp dudaklarından öptüm. Karşılık verdi. Arabanın içinde öpüşmeye devam ederken elimi beline, ordanda kalçalarına kaydırıp kendime çektim, arabanın içi genişti. Bir ara kafasını çevirip, "Kimse gelmez değil mi, aman kimse görmesin!" dedi. Şom ağızlı kadın, daha cümlesi bitmeden 50 metre ötemizde bir araç durdu. Arabadaki kadın arka koltuktan kalktı, aradan ön koltuğa geçti. Bizimki kafayı çevirme refleksi bile göstermedi ve "Aaa, onlar da mı sevişmeye geldi ki?" dedi.
İçimden, (Hani birşey olmayacaktı, biz akrabaydık?) dedim. 50 metre çaprazımızdaki arabada kadınla adamın öpüştüğünü varsaydığım hareketleri başladığında, biz çoktan gözlerimiz orda, ama dudaklarımız birbirinde, benim parmaklarım onun amcığında, onun eli fermuarımı açıp avucuna aldığı yarağımda, sevişiyorduk. O (Kimse görmesin aman!) modundaki Hale kendini kaptırmış, parmaklarımın ucunda zevk çığlıkları atarken yarağımı öyle sıkıyordu ki, boşalacağım sandım. Kalçalarımı geri çekip yarağımı elinden zor kurtardım.
Diğer arabadaki kadın adamın yarağına eğildi, ben de tam tersini yapıp Hale'nin amcığına eğildim. Hale onları seyrediyor, yüzünü saklamak için en küçük bir girişimde bulunmuyordu. Yalayıp parmaklarımla sikerek yarım saat kafam aşağıda kaldı. Kafamı Hale'nin amından kaldırdığımda, diğer arabadaki çiftin arka koltukta olduklarını, kadının adamın kucağında hopladığını, ikisinin de yüzünün bizim arabaya doğru dönük olduğunu gördüm. Hale de ben amcığını kurcalarken orgazm olmuş, gözleri kaymış, onlara bakıyordu. Birer sigara yaktığımız anda diğer araba yanımızdan geçti. Kadın ön koltukta, başı kapalı, adam ile birlikte bize bakarken, Hale de onlara bakıyordu.
Sonra arabadan indik. Elele dere kenarında yürüdük biraz. Sonra öpüşerek tekrar arabama döndük. Hale arka kapıyı açıp, arka koltukta domaldı ve "Girsene!" dedi. "Ben sana değer veriyorum, ilk seferimizin sefil bir dere kenarında olmasını istemem!" dedim. Ama yine de eğilip parmaklarımı ve dilimi amına gömdüm. Aslında derenin karşısında, 300 metre mesafemizde sürüsünü yayan ve değneğine çenesini dayamış bizi seyreden çobanı görmeseydim sikerdim de. O gün ben de boşaldım, ama ağzına boşalınmasını sevmediğini söyledi. Emdi, boşalmaya yakın arabanın yanında, çobana karşı boşaldım. O gün sanırım 5-6 saat seviştik, ama sikişmedik. Geri döndük.
Evinin neredeyse 50 metre yakınına kadar gittik. "Gel kahve içelim!" bile dedi. Bu kadın kendine öyle güveniyordu ki, ben tırstım resmen. Giderken arkasından baktığımda elbisesi kırış kırış, iyice kısalmış, neredeyse götünün altına kadar sıyrılmıştı. Her akşam yazıştık, konuştuk. Bir hafta geçmeden, "Beni nerde nasıl sikeceksin?" diye inler oldu konuşmalarda. Tabii benim ona, "Şöyle sikeceğim, böyle kanırtacağım!" demelerimden sonra. Ama bu arada o ilk günü de konuştuk, "Hani herkesten korkar olmana rağmen, o gün çaprazımızdaki arabada sevişen çiftten yüzünü kaçırmadın, çobanın karşıdan seyrettiğini bile bile domalıp sik dedin!" dedim. "Çok tahrik oldum!" dedi. O gün ikimizin de sevişirken seyredilmekten zevk aldığımızı anlamış olduk.
Bir hafta sonra, aynı gün, Aydın'da günlük kiralık evlere baktım. Bir tane buldum, tam şehrin göbeğinde, orada buluşmaya karar verdik. Ben biraz erken gittim. Birkaç malzeme aldım. Yarım saat sonra aradı. Binaya girişi tarif ettim, 5. katta 1+1 bir daireydi. Kıyafetlerimizle ayakta öpüştük biraz, sonra soyunmaya başladık. Kırmızı dantelli bir sütyen ve kırmızı dantelli bir tanga giymişti. Dudaklarından başlayıp memelerine, ordan da amcığına yalaya yalaya indim. Sonra o aynını yaptı. "69 yapalım!" dediğimde, "O ne?" dedi. İlk yarım saati birbirimizin ağzında geçirdik. Amını yalarken parmağımın biriyle de göt deliğiyle oynuyordum.
"Acelemiz yok!" dedim ayağa kalkıp bir sigara yaktım. Oturma odası tarafına geçtik, L şeklinde koltuk takımı vardı, oraya oturdum, bu da yanıma oturdu. Ellerimiz birbirinin vücudunda, o yarağımla oynuyor, ben kalçalarını avuçluyorum. Sigaralar bitince, "Gel!" dedim buna, hemen üstüme çıktı. Uzanıp perdeyi açtım, karşı binalar yakın değildi, ama en fazla 50 metre vardı aramızda. Yarağımı amına aldığında, 15 gündür konuştuğumuz sikişme nihayet gerçekleşmiş, amına alttan pompalarken, memelerini ağzıma almış emiyor, iki elimle kalçalarını kavramış sıkıyor ve kucağımda hoplatıyordum.
15 gündür konuşuyor olmak mı? Karşı binalardan seyredildiğimizi düşünmek mi? Yoksa yarım saatten fazla birbimizi yalamamızın etkisinden mi? Bilmiyorum, ama birkaç dakika içerisinde ikimiz de boşaldık. Boşalıp yanyana oturunca perdeyi çekip kapattı. Sevişirken hiçbir şeyi takmayan kadın, sevişme bitince genç kız gibi utangaçlaşıveriyordu. O güne dek sormamıştım, "Daha önce kimseyle oldun mu?" dedim. "Çok istedim, ama kimseye güvenemedim!" dedi. O da bana sordu. "Yemediğim nane kalmadı!" dedim.
Karım 20 yıllık evliliğimizde götten vermediği için göt sikmeyi severdim. Az önce sevişme esnasında parmağımla göt deliğiyle oynarken Hale hiç kasmamıştı. O nedenle elimi götüne atıp, "Şimdi sıra bunda!" dedim. "Çok severim! Birkaç sene öncesine kadar ne Ayhan teklif etti, ne de ben istedim. Birkaç yıl önce senin teyze kızın götten sikilmeyi daha çok sevdiğini ballandıra ballandıra anlatınca denemek istedim ve Cumartesi alkollüyken Ayhan'a siktirdim. O günden beri bazen hiç amıma almadan alırım götten!" dedi. Zaten bu konuşmalar zıpkın gibi yapıyordu beni, koltukta domalttım. Ayağa kalkıp amına soktum, birkaç gitgelden sonra da götüne yüklendim. Hale, "Seninki Ayhan'ın sikinden kalın, kafası girene kadar yavaş!" dedi bir an. Kafası girince bir, "Immmhhh!" çıktı ağzından. Benden de bir, "Ohhhh!" çıktı. Hale, "Perdeyi açayım mı?" dedi. "Aç!" dedim. Uzanıp açtı.
Aydın'ın göbeğinde perdeler açık, teyze kızının eltisini götünden sikiyordum, 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ohluyor, Ahlıyor, "Yavaş... Daha sert!" diye beni yönlendiriyordu. Arada kalçalarını tokatlıyor, ya da uzanıp göğüslerini sıkıyordum. O da amına parmaklarını sokmuş, benim tempoma göre kah hızlı hızlı kah yavaş yavaş kendini sikiyordu. "Şimdi kaç kişi bizi seyredip 31 çekiyordur acaba karşı binalardan?" dediğimde, "Offf, ahhhhh, evetttt, seyretsinler, aşkım beni ne güzel sikiyor götümden!" diye sayıklıyordu. Parmağımı ağzına soktum ve "Yala da ağzına da bir tane istediğini görsünler aşkım!" dedim. Hale, "Ohhh, evettt, gelip soksunlar, ağzıma, amcığıma, götüme, her deliğim dolsun!" derken kendimi tutamadım, götünden çıkarıp amına soktum. Hale, "Ohhhh, aşkım çok güzel sikiyorsun, ohhh!" diyerek orgazm olduğunda, ben de içine boşaldım...
O gün 10:30'da başladığımız sikiş saat 15:00'de bitti.
[Murat]
Seks
188 notes · View notes
filkadin · 6 months ago
Text
eve dönüyorum.
ev neredeydi, ev nasıldı, ev var mıydı sorularının ardından, yine trende, yine yanlış seçilmiş bir cam kenarında. üç sene önce dinlediğim bir şarkının hâlâ tam ortasında, mümkün değil. bu kez zihnimden konuşmak, basamakları ikişer ikişer inmek, sigarayı yarısında bırakmak zor geldi. gerisin geriye bakarken, sayfaları tersten okumak, ne önemi var, bu da benim şansım. kafamı her kaldırdığımda bir anının tebessümünü hatırlıyorum. hayır mutsuz değilim, evet huzurluyum. şikayet edilecek bir şey kalmadıysa hâlâ kafamızı kaldırmadan yürümeyi anlamlandırmalı mıyız? yoksa yol sadece yol mudur? yol sadece yoldur. zihninde çalan müziği hiçbir ses bastıramaz. tam ortasındayım. her şey değişse de insanın gözleri hiç değişmiyormuş ne kadar doğru, hiç kaybolmadım. ne kadar çok sevdiğimi ve sevildiğimi, bunun bir lütuf olmadığı bir evrende yaşadım. bozkırdan sonra, deniz hiç fena olmadı. boğulmadım, nefes alıyorum.
anlıyorum ve devam etmek istiyorum.
150 notes · View notes
insanogluu · 8 days ago
Text
YOL GÖSTEREN HARKULADE SÖZLER...!
”İnsanlar en büyük hatalarını, kafaları karışık olduğu zaman yaparlar.”
“Şunu unutma: Fazla fedakarlık, fazla vefasızlık getirir.”
”Egosunu beslemekten, karakterini aç bırakan insanlar var…”
”Tanıdığın yanlış insanlara duyduğun öfkeyi, tanıdığın en doğru insana kusma.”
”İyi insan ol; fakat bunu kanıtlamak için vakit harcama.”
“Hayatta her şey ol, fakat birilerinin alternatifi asla olma.”
”Bazıları ışığın, bazıları gölgenin peşine düştü.”
”İnsan, yalnızlığı en çok yanındaymış gibi davrananlardan öğrenir.”
”Yerine getirilmiş bir görevin mutluluğu başka bir görevi yapabilme gücünü yaratır.”
”Hayatı birbirimiz için daha kolay hale getirmek için değilse ne için yaşıyoruz?”
”Seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz; size akıl verenler değil.”
”Bir şeyi yüreğinde ve aklında bitirmedikçe, gidişler ve kaçışlar çare değildir.”
”Sadece fazla ileri gitme riskini göze alanlar ne kadar ileri gidebileceğini öğrenir.”
”Herkesi dinle; fakat duyduğun, yalnızca yüreğinin sesi olsun!”
”İnsanların ikiyüzlü olması sizi hala şaşırtabiliyorsa, iyi bir insansınız demektir.”
”İnsanın varlığı anlamını dil ile birlikte bulur ve dil edebiyatı beraberinde getirir.”
”Senin kendini nasıl gördüğün, başkasının seni nasıl gördüğünden çok daha önemlidir…”
”Utangaçlık; insana özgüvensiz oluşundan değil, kişilikli oluşundan gelir…”
”Zaman sana unutmayı öğretmez. Sadece susman gereken konularda tecrübe sahibi yapar.”
”Kendi doğrusu olmayan, başkasının yanlışını sever.”
”Bazen aynı dili konuşmak yetmez, bir de aynı yerden anlamak gerekir.”
”Yalnızca çok ileri gitmeyi göze alanlar, ne kadar ileri gidebileceklerini görebilirler.”
”Geçen yılın kelimeleri geçen yılın diline aittir, ve yeni yılın kelimeleri yeni bir ses bekler.”
”Kendi mutluluklarını, başkalarının mutsuzlukları üzerine inşa edenler, en tehlikeli insanlardır.”
”Seni düşünmeyen, anlamak istemeyen, anlamamazlıktan gelen insanlara yön değil yol vermelisin.”
”Kimseye iyi veya kötüdür demekte acele etmiyorum. Çünkü insanlar beni her zaman şaşırtmayı başarmışlardır.”
”Yaşamakla kaybettiğimiz hayat, malumat içinde kaybettiğimiz bilgi, bilgide kaybettiğimiz bilgelik nerede?
”Unutmayın; hiçbir zaman arkadaş kaybetmezsiniz. Sadece kimlerin gerçek arkadaşlarınız olduğunu keşfedersiniz.
”Araştırmaktan vazgeçmeyeceğiz ve araştırmamızın sonunda başladığımız yere tekrar dönecek, orayı yeniden keşfedeceğiz.”
”Çevrendeki insanlar susacağı, konuşacağı ve duracağı yeri bilmiyorlarsa, sen fazla adım atmışsındır onlara, biraz geri çekil…”
”Kırıldığını belli etmeyen insanları üzmeyin. Çünkü onlar sizi kaybetmemek için susar, aptal oldukları için değil!”
”Sizinle birlikte fırtınaya katlanmayan biri, gökkuşağının tadını çıkarmayı hak etmez.”
”İnsanlar güçsüz oldukları için ağlamazlar; çok uzun zamandır güçlü oldukları için ağlarlar.”
”Ne yaşarsanız yaşayın; birine en son davranış şekliniz, onda bıraktığınız tek fotoğraftır.”
”Öyle anlar olur ki, hiç bir şey olmamış gibi gülümseyerek yoluna devam eder insan; buna pes etmek değil; olgunlaşmak denilir.”
”Bazen noktayı koyabilmeli insan.''
Ts-Eliot
Tumblr media
İyi akşamlar.
52 notes · View notes
selcandy · 20 days ago
Text
Yine cahil kudurtucam ama fkjkf
Dil bilgisi kurallarının büyük bir çoğunluğu okuyarak öğrenilir. Aslında “öğrenmek” bile bana yanlış bir kelime tercihi gibi geliyor; öğrenmekten ziyade “otomatiğe alınır.” Sen okursun okursun, maruz kaldığın dilin bilgisi senin belleğine kendiliğinden, sen farkında olmadan yerleşir. Bunu bir edebiyatçı, bir çevirmen, daha da önemlisi 5 yaşındaki bebelere İngilizce gramer öğretmiş, öğretebilmiş bir insan olarak söylüyorum.
Kendi üzerimden çok net bir örnek vereyim; mesela Türkçede bağlaçlardan önce veya sonra virgül kullanmayız. Hususi olarak “ve” bağlacını ele alalım: İngilizcede “ve”den, hatta “ama”dan önce virgül çok sık kullanılıyor. Tamamen okuma üzerine kurulu bir bölümde öğrenim görünce, kaynak dilin kurallarına maruz kalma hali de aşırı yoğun oluyor. Ben de Türkçede olmayan bu kurala aşırı maruz kaldım. “Ve” bağlacından (hatta “ama” bağlacından da) önce virgül koyma eğilimi bana öyle bir yapıştı ki senelerce kurtulamadım. Burada da beni uyaranlarınız oldu, çalıştığım çeviri bürolarından da ikazlar aldım ama bu “maruz kalarak edinilen dil bilgisi” öyle içselleşiyor ki kolay kolay arınamıyorsun. Bisiklet sürmek gibi, içgüdüsel. Bir insan hangi “de”yi ayıracağını, hangi “-ki”yi bitişik yazacağını biliyorsa o kurala uymadan yazmayı başaramaz. Bu kuralı hayatına entegre edenler kendi üzerlerinden düşünsünler, bu kurala uymamayı artık başaramazsınız, haksız mıyım?
Ben tam da bu yüzden henüz “de” bağlacıyla “-de” eki arasıdaki farkı bilmeyen, önüne gelen bütün “ki”leri ayıran insanların ifade ettiklerini, verdiği kaynakları, fikirlerini yeterince ciddiye alamıyorum. “Dil bilgisini otomatiğe alacak kadar okumamış” kanısına vardığımdan, “bana yolladığı kaynağı da okumamıştır ki bu” fikri doğuyor otomatikman, örneğin. Buna ön yargı diyebilirsiniz. Buna istediğinizi diyebilirsiniz ama okumayı akranlarından önce söken bebek yaştaki çocuklar bile okula başlama tarihinden evvel otomatiğe alıyor bu tip kuralları, beni anlıyor musunuz? Hepi topu yirmi Cin Ali kitabı okumuş olsun bir birinci sınıf öğrencisi; o bile hangi -de bitişik yazılır biliyor. Yavruların Cin Ali’den edindiğini 30 yaşında hala edinememiş bireyleri dikkate almakta zorlanıyorum. “Dikkate almıyorum” demiyorum, almak için kendimi zorluyorum. Eminim aynı şeyi bir sürü insan da yaşıyor, ne ifade etmeye çalıştığımı da onlar anlıyor.
Beni çok güldüren bir savunma biçimi var; “ben aslında biliyorum ama bloguma yazarken veya mesajlaşırken dikkat etme gereği duymuyorum.” Bu öyle bir şey değil, tam da bilmediğiniz için bu kadar rahat sallıyorsunuz hatta. Biz bu kurallara “özellikle dikkat etmiyoruz”, otomatiğe alıyoruz. O bilgiyi hafızan emdikten sonra aslında bitiştirmen gereken bir “-ki”yi gidip ayrı yazabilmek özel çaba ister asıl. Otomatiğe alınca “dikkat etme gereği” diye bir şey kalmıyor ki duyasın veya duymayasın. Maval okumanıza hiç gerek yok.
Birkaç ay önce “ne okuduğunuzun bir önemi yokmuş, bir şeyler okumamız yetiyormuş” içerikli (alzheimer konulu) bir gönderi atmıştım ya, aynı şeyi buraya da uyarlayabiliriz. Kimimiz gazete okumayı severiz, bazımız bilimsel makale, bazımız roman, bazımız şiir. Ne okuduğu önem teşkil etmeksizin okuyanlarımızın bende bıraktığı o çok net intiba, okumayanlarınkinden çok daha olumlu. Eminim bunun sosyolojik / psikolojik bir açıklaması da vardır, arasam bulurum. Berbat bir gramerle benimle tartışmaya giren insan, kulaktan dolma, sağdan soldan işittiği şeylerle üzerime geliyormuş gibi hissediyorum. Eşitsizlik gibi geliyor, adaletsizlik gibi geliyor, işte onlarla iletişim kurmayı hiç ama hiç sevmiyorum.
Dost acı söyleeeer ama Selcan dostunuz değildir, o nedenle beni önemsemeyip yolunuza sıçmık intibanızla devam edebilirsiniz kjrhurdwk
55 notes · View notes
hevesler · 2 months ago
Text
sana benzemeyeceğime dair kendime binlerce yeminim var. senin gördüğün sevgisizliği de bana yaşattığın sevgisizliği de devam ettirmeyeceğime dair. bu yaşıma kadar el pençe peşinden koştum, sırf iki güzel kelâmın için. bazı geceler seni bazı geceler kendimi suçladım. en kolay olan kendini suçlamaktır. eksik yapmışımdır dedim, yanlış olmuştur dedim. kendi eksikliğim senden daha az acıttı canımı. buna inandım suçlarken. eksikliğimi sen bile bilmiyorsun ki, sorsan her şey güllük gülistanlık. inan zor değildi takdir etmek, sevgi göstermek. bilirim ki en iyisini de yapıyordun. çocukken farkında değildim, yaşımla beraber görüş açım da genişledi. yaralarım daha da derinleşti. konu ne bendim, ne görmediklerindi. konu istemeyişindi, bana yabancılığındı. kendi canından değilmişcesine. tanrı varsa eğer o şahit çok çabaladım, görmezden geldim. ama anlıyorum ki sen sevgini vermek istemedin. kendi sevgisizliğinde de hepimizi çürütüp hiç ettin.
#e.
#e.
67 notes · View notes
dianaa70 · 4 months ago
Text
Bir kız öldürüldü bu sabah,kim bilir belki hangi sebepten. Bir annenin evladını öldürdüler bu sabah,annenin acısını düşünmeden. Bir kız çocuğu öldürüldü bu sabah,nasıl hayalleri olduğuna aldırmadan. Bir kız öldürüldü bu sabah,kendi halinde dışarıda yürüyorken. Bir kız öldürüldü bu sabah,zamanında birini sevdi diye. Bir kız öldürüldü bu sabah,bu yasalar yüzünden. Bir kız öldürüldü bu sabah,bir kız öldürüldü,ardından bir kız daha. Pis zihniyetlerin sonucu iki kızın hayatına mâl oldu. Ve bu böyle de devam edecek. Bundan önce de çok kızımız öldü bizim. Yaş fark etmeksizin taciz, tecavüz,istismar edilerek kız çocuklarını öldürdüler. İster büyük olsun ister küçük olsun hepsi bir annenin evladıydı. Hep Allah'ın yarattığı candı. Bir kız öldü. Bir çok kız öldü. Hiçbir şey yapamadık biz yine. Yarın belki yine ölecek. Belki bu ben olacağım belki sen. Bugün öldüler ve bunun sonu gelmeyecek. Çünkü insanlar bunu artık suç olarak görmüyor. İnsanları katletmek,taciz tecavüz istismarda bulunmak suçtur! Her ne kadar mahkeme de saygı adı altında verilen cezalar indirime tabii tutulsa da bu yanlış yargıydı. İndirim olmamalı. Ölen kızlarımızın canları geri gelmiyor. Neyin saygısı,cân ölüyor,bir annenin evladı ölüyor siz nasıl indirim yapabiliyorsunuz. Buna nasıl yüreğiniz dayanıyor. Allah aşkına ne zaman bu kadar vicdansız olduk. İnsan milletinden utanmamalıydı.
96 notes · View notes
sertsiken0606 · 5 months ago
Text
Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi gönderen arkadaşımıza teşekkür ederim. Hasan bey yayınlarsanız çok teşekkür ederim. Ben Şinasi 51 yaşında 39 yıldır İngiltere de yaşayan bir gurbetçiyim . Eşim 2019 da korona yüzünden vefat etti . Birbirimizi çok seviyorduk onun yokluğunda boşluğa düştüm . Korona bittiğinde ilk işim izin alıp memleketime tatile gelmek oldu İzmir Çeşme de babamın almış olduğu bir yazlığımız var oraya yerleştim , 46 yaşındaydım ama 20 lik gençleri cebimden çıkaracak kadar kendime güvenim tamdır. 187 boyunda 80 kilo oldukça yapılı sportif bir görünüme sahip yakışıklı özellikle belirteyim bakımlı bir erkeğim. 40 gün tatil yapacaktım. Aklımda seks yapmak inanın yoktu . Birgün yazlığın havuzundan sıkıldım denize indim erken saatlerde olduğu için pek kimse yoktu bir kadın sürekli beni kesiyor yanındaki arkadaşına birşeyler söylüyordu saat epey ilerlemiş akşam olmak üzereydi ben havlumu vs alıp kalktım tam plajdan çıkarken Şinasi bakarmısın dedi bir kadın döndüm o beni kesen kadın buyrun tanışıyormuyuz dedim . Benim ilk okul yıllarımdan arkadaşım Ferideymiş . Ayak üstü konuştuk otelde kalıyorlarmış ben tek başıma yazlıktayım yanlış anlamazsan gelin koskoca yazlık hemde ben sıkılmamış olurum dedim olur dediler birlikte otele gittik eşyalarını toplayıp indiler bende onlar gelene kadar hesabı ödedim. Birlikte yazlığa gittik ilk gece konuşarak geçirdik ertesi gün uyandığımda Feride ve kızı havuzda yüzüyorlardı yanlarına gittim günaydın dedim aman tanrım anne kız çırılçıplak havuzda yüzüyorlardı ikiside birbirinden güzeldi inanın aklımda hiç seks yoktu hemen kendimi havuza attım 2 kadın hemde çırılçıplak ben de havuzda şortumu çıkarttım oyun oynamaya başladık Feride nın kızı 24 yaşında seksi bir kadındı ismi Dilara ben artık Feride ile seks yapmayı düşünüyordum ama kızı Dilara annesinden hızlı çıktı havuzda sikimi tutuyor arada bir kendini bana temas ettiriyordu bende film kopmuştu havuzun kenarına oturdum sikim kazık gibi olmuştu Feride Dilara ya gösterdi sağ tarafıma Feride sol tarafıma Dilara geldi Dilara tuttu sikimi ağzına aldı annesi vücudumu okşuyordu ben yatak odasına gidelim dedim zorda olsa birlikte yatak odasına çıktık Feride çok az sakso çekti sikimin üstüne oturdu Dilara amını ağzıma verdi em yala taze am veriyorum sana dedi Feride . Anne kız üzerimde zevk çığlıkları atıyordu ben eşim öleli 31 dahi çekmedim bu yüzden Feride nin amına çok çabuk boşaldım Feride de ben boşalırken orgazm oluyordu birden kalktı kızına 69 pozisyonuna geçmesini söyledi Dilara annesinin dediğini yaptı ufalmakta olan sikim yeniden kazık gibi olmuştu Feride yeter birazda ben emdireyim sen sikin tadını öğren şimdi dedi kafamın üzerine oturdu Dilara sikimin üstüne geldi annesi sikimi tutup Dilara nın amına ortaladı Dilara yavaş yavaş otur hem zevk alırsın hemde kızlığın patlarken zorlanmazsın dedi ben neler olduğunu anlamadım Dilara annesinin söylediği gibi yavaş yavaş sikime oturdu Feride ve Dilara öpüşmeye oynaşmaya devam ediyordu ben bitmiştim artık durmak olmazdı Dilara nın amına boşalana kadar Dilara annesinin dediğini yaptı artık yeter dedim gerçekten yeterdi hemen banyoya girdim güzelce yıkayıp çıktım Dilara ve annesi Feride kahvaltı hazırlıyorlardı bu arada plan yapıyorlardı Dilara benimle evlenecek birlikte İngiltere ye gideceğiz Feride İngiltere de birini bulana kadar beni aralarında paylaşacaklarmış güldüm ama Feride dediklerini harfiyen uyguladı şimdi Dilara ile evliyim Feride bizim yanımızda canı ne zaman seks istese hiç utanmadan sıkılmadan gelir kendini siktirir işi bitince de teşekkür ederim damat iyi sikicisin hep böyle ol der . Kaynanama İngiltere de iyi bir sikici arıyoruz artık dayanamaz olduk Dilara da bende artık Feride ye koca arayışımız son hızla devam ediyor. Türk sikici istiyoruz bunuda belirteyim. Hasan bey yardımcı olursanız sevinirim.tekrar teşekkür ederim
78 notes · View notes