#nasıl söylerim öldüğünü nasıl

[ayameftun]

Nasıl söylerim öldüğünü,Nasıl...🖤

[birazzoryasamak]

Nasıl söylerim öldüğünü nasıl? Nasıl söylerim...

[kemalistlerce]

17 Kasım 1938 tarihli Akbaba dergisi.

Savaş ve barış , Atatürk'ün ölümüne birlikte üzülüyor. Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK hem savaşta hem barışta kahramandı.

[yunusemreeural]

-Okuyor musun çocuk?

-Yok abi uzun zaman önce bıraktım.

-Okumayı biliyor musun peki?

-Onu da bıraktım. Hem okumak umutları öldürüyor abi.

-Nasıl yani? Okumak nasıl öldürür umutları çocuk?

Gözleri bir anda on beşinci kattan düşer gibi çakıldı asfalta. Yüzünün aldığı soluk renk, dalından az sonra düşecek bir yaprak gibiydi. İndirdi kafasından simit tepsisini. "Oturabilir miyim?" Diye izin istedi. Oturdu karşıma.

-Anlatayım abim dinlersen belki bana da iyi gelir hem.

-Elbette dinlerim çocuk. Elbette...

-Babam biz çok küçükken ölmüş.Kardeşlerimden en büyük benim evde, ben bile hatırlamıyorum. Ama annem sürekli biz üzülmeyelim diye, babanız çalışmaya gitti gelecek diyordu. Biz de sürekli umut bağlıyorduk babamız gelecek diye. Babamın bir tane fotoğrafı tek var abi. O da annemle evlenirken çekilmişler. Görsen abi nasıl yakışıklı filim artisti gibi. Her gece babamın resmine bakıp yatardım. Hep gelecek diye hayal kurardım. Simit veya tatlı satarken yolda gördüğüm insanları babama benzetirdim. Hep bir umut vardı abi içimde, hep gelecek diye beklerdim. Beklemek çok güzel abi. Daha ayrı sarılıyor insan yarınlara. Daha çocukken sofra kurulduğu zaman, hep çay bardağı bir tane fazla getirirdim olur da babam gelir diye. Umutluyduk işte abi. Sofrada yiyecekten çok umut vardı. En çok umutla doyururduk karnımızı.

Dinlerken anlattıklarını sigaram öylece bitmişti. Çocuktu halen ama kocaman adama dönüşmüştü karşımda bir anda. Babasını anlatırken ki yüzünün aldığı şekil anlatılacak gibi değildi. Lisanım yetmezdi. Devam etti.

Bir gün yine sabah erken saate simit almak için evden çıkmıştım. Mezarlığın yanından geçerken, bir kadın gördüm abi, annemdi. Bir tane mezarın başına oturmuş öylece bakıyordu. Saklandım abi uzaktan izledim. Bir zaman sonra kalktı ve kalkarken mezar taşına elini sürdü. İçimden bir şeyler koptu abi hissettim. İlk başta gitmek istemedim ama gittim abi mezarın başına. Ben okumayı tam çözemeden ayrıldım abi okuldan. Simitleri sardığım gazete kağıtlarından az buçuk çözmüştüm abi. Az az heceleyerek, çokça ağlayarak babamın adını okudum mezar taşında abi. Bakma yaşıyorum şuan ama umutlarım öldü o mezarın başında. Yarınlarda öldü abi. Ondan sonra oturduğum hiç bir sofradan tok kalkamadım. Umut bitti abi.

Elim titriyordu. Oturduğum sandalyeden düşmemek için zor tutuyordum kendimi. Ne diyeceğimi hiç bilmiyordum. Uzunca bir süre sessizlik çökmüştü sanki dünyaya. Gözleri bir uçuruma bakar gibiydi. Ama güçlüydü, halen aslanlar gibi oturuyordu karşımda. Benim diyecek bir şeyim yoktu. Sessizliği bozarak.

İşte o yüzden okumak umutları öldürüyor abi. Bıraktım artık okumayı. Yaşamayı da bırakırdım ama annem var, kardeşlerim var. Çalışmak zorundayım abi, bitirmek zorundayım tepsidekileri. Hem ben düşseydim onlara ne olacaktı.

Biraz kendime gelebilmiştim. Anlatmak ona iyi geliyordu ama beni bitirmişti anlattıkları.

Peki annene söyledin mi bu olanları. Yani dedin mi babamın öldüğünü neden söylemedin bize?

Yok abi nasıl söylerim, annem çok üzülürdü o zaman. Hiç belli ettirmedim. Ağlayamadım da. Nasıl ağlarım abi güçlü olmak zorundayım ben. Halen bir bardak fazla koyarız sofraya ama artık gelmeyeceğini biliyorum. Yolda heyecan yapıp babamı kimseye benzetemiyorum. Ama artık gidip ziyaret edebiliyorum. Akşam işim bittiği zaman tepside kalan susam tanelerini mezarına döküyorum. Gelip kuşlar yesin yalnız kalmasın diye.

Ayın parlattığı bir geceydi. Az önce on beşinci kattan düşen gözleri, şimdi de gökyüzünde ki Ay'daydı.

Müsaade isteyerek kalktı yerinden. Ben de doğruldum zor olsa da.

Benim hikayem bu, kusura bakma kafanı şişirdiysem ama iyi geldi abi bana teşekkür ederim dinlediğin için. Saat geç oldu açıkmışsındır, bir tane simitim kaldı vereyim mi abi, bayat ama biraz?

Senin yüreğin gevrek be çocuk, simit bayat olmuş ne olacak.

Gülümsedi ve bıraktı simiti, para almadan küçük ayakları ile dev adımlar atarak karıştı karanlığa. Öyle güzel gülümsedi ki fırından yeni çıkmış gibi ısıtt�� içimi.

Ah çocuk ah...

30 Eylül 2020.

[kurtulamiyorumsenden]

Nasıl söylerim öldüğünü, nasıl? 10.11.193♾

[gokyuzummavili]

Nasıl söylerim öldüğünü nasıl Atatürk’üm karşımda...🖤

[okunmayanhikayedenokta]

Kapıda dikilen ilkbahara söyleyin, boşuna beklemesin, çekip gitsin. Kelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim ben?

[astrothunderr]

nasıl söylerim öldüğünü nasıl

[sesinesarhosum]

Kapıda bekleyen ilkbahara söyleyin gitsin... Kelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim ben?...

[cikolatalisutkutusu]

Kapıda dikilen ilkbahara söyleyin, boşuna beklemesin, çekip gitsin. Kelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim ben?

[olmedenozlebeni]

Nasıl söylerim öldüğünü, nasıl?..

[kemalistlerce]

Nasıl söylerim öldüğünü nasıl,

Atatürk'üm karşımda.

Elinde beyaz tebeşir,

Geçmiş durmuş tahta başında,

Atatürk'ün dersleri..

[zeynepyilmaz06zy-blog]

Kapıda bekleyen ilkbahara söyleyin gitsin... Kelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim ben?

[yallah-arabistana]

arada nasıl söylerim öldüğünü açıp ağlıyorum atamı çok özlediğim için

[ucurumcicegisblog]

İlk bahara söyleyin . Boşuna kapıda beklemesin, çekip gitsin. Kelebeğin öldüğünü ona nasıl söylerim

[deliklicinar]

Şebnem Şirin’in ailesi katile verilen cezayı yetersiz buldu

Denizli’de 25 yaşındaki gıda mühendisi Şebnem Şirin’i boğazını keserek öldürmekten yargılanan erkek arkadaşı, iyi hal indirimi aranmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cezayı yetersiz bulunan Şirin’in annesi Pervin Tokat, "Şebnem’in yanına nasıl gideceğim” diyerek karara tepki gösterdi. 27 Ekim 2021 tarihinde Pamukkale ilçesi Çamlaraltı Mahallesi’nde bir apartta meydana gelen olayda, 25 yaşındaki gıda mühendisi Şebnem Şirin, erkek arkadaşı Furkan Zıbıncı (26) tarafından boğazı bıçakla kesilerek öldürülmüştü. Tutuklu sanık Zıbıncı hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis talebiyle Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 5. duruşmasında karar çıktı. Sanık Furkan Zıbıncı’nın avukatının sağlık raporu aldığı gerekçesiyle bugüne ertelenen karar duruşmasında Şebnem Şirin’in ailesi ve ailenin avukatları hazır bulundu. Sanık Furkan Zıbıncı, duruşmaya tutuklu bulunduğu Antalya S Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS ile katıldı. Son savunmaları alan mahkeme heyeti, sanık hakkında verilen kararı açıkladı. Zıbıncı, iyi hal indirimi aranmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

“Şebnem’in yanına nasıl gideceğim”

Verilen cezayı yetersiz bulan Şebnem Şirin’in ailesi, duruşma sonrası karara tepki gösterdi. Kararın yetersiz olduğunu savunan anne Pervin Tokat, "Ben kuzumun yanına nasıl gideceğim şimdi, ağırlaştırılmış müebbet istiyoruz" diyerek adliye önünde gözyaşı döktü. Anne Tokat, “Benim yavrum 11 ay 3 gündür toprağın altında. Ben şimdi Şebnem’in yanına ne yüzle gideceğim. Onu orada ömür boyu besleyecekler. Hakimler ve savcıların bu karardan eninde sonunda vazgeçip gerçek ağırlaştırılmış müebbet hapsi mutlaka vereceklerine inanıyorum. Şebnem için aylarca ve yıllarca evimde Şebnem’im diye acılarımla ağlarım. Onun ağırlaştırılmış müebbet aldığı günü görmeden ölmeyeceğim. Onun tek kişilik odalarda öldüğünü görmeden ölmeyeceğim. Onu orada öyle besleyemezler. Benim kızım çok güçlüydü. Ben Şebnem’in annesi olarak söz veriyorum bu olayın sonuna kadar takipçisiyim” diye konuştu.

“Bu intihar notu apaçık taammüt ortaya koyuyor”

Suçun tamamen tasarlanarak işlendiğini savunan ailenin avukatı Mustafa Pelek de, kararı İstinaf Mahkemesine taşıyacaklarını söyledi. Pelek, “Son sözü Yargıtay söyleyecek, ona göre hiçbir şey bitmiş değil. Biz bunun canavarca hisle olduğunu anlatacağız herkese. Bu intihar notu apaçık taammüt ortaya koyuyor. İntihar notunda o kız diye not alıp tasarlamış. Tasarlama yaptığı ve attığı süre belli. Eylemi gerçekleştirdiği belli. Daha önceden de öldürürüm şeklinde tehditleri var” şeklinde konuştu.

“Şebnem’in acı ölüm haberi bizi yıktı”

Şebnem Şirin’in lise öğretmeni Muammer Aykut ise öğrencisiyle anılarını paylaşarak, "Okulumuzun pırıl pırıl sporcu kızıydı. Ben her zaman söylerim Şebnem Şirin kızımız okulumuzun hep en başarılı sporcu ve öğrencisiydi. Şebnem her teneffüs yanımıza gelirdi. Annesiyle diyaloğu çok iyi biriydi. Şebnem’in acı ölüm haberi bizi yıktı. Şu annesinin yanan yüreğinin biraz hafiflemesi en büyük dileğimiz” dedi. Read the full article