birazzoryasamak

[birazzoryasamak]

Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum...

[birazzoryasamak]

“Birisinin çabasızlığına kırgın olmak..”

[birazzoryasamak]

kapıyı kapatmak zorunda kalmış ama pencere kenarında bir ömür harcamış gibi-

[birazzoryasamak]

beş metrelik kuyuya düşmüşüm, üç metrelik ip uzatmışsın, yoktun desem yalan vardın desem eksik.

[birazzoryasamak]

Kimseler anlamamış seni, ruhunu küstürmüşler.

[birazzoryasamak]

insanlar bize neden kötü davranır? nasıl vicdanları sızlamadan ağzına geleni söylerler mesela? kalbimizin enkaza döneceğini mi bilmiyorlar, bile bile mi yapıyorlar? nasıl affeder insan? duyduğunda yutkunamadığı cümleleri nasıl sindirir? yalvardığı halde hiç bir şey değişmiyor ise ne yapmalı insan? gitmeli mi, kalmak istediği için kalmalı mı? en büyük darbeleri aldığımız yerde neden kalmak isteriz peki? neden öfkelenip gidemez, hasar alıp otururuz? peki geçmişe nasıl gideriz? içimizde kalan yaraların yok olması için geçmişe gidemez miyiz? ama biliriz geçmişe gitsek de aynı şeyler tekrar yaşanacak. belki farklı senaryolarda ama aynı darbeler alınacak. biz yaralarımız düzelsin diye geçmişe gitmek isteriz ama bizi üzenler yara açtığı için pişman olup geçmişe gitmek istemez. aslında kimse umursamaz bizi sandığımız kadar. belki de sevmez. çok sevenler neden en büyük düşmanlarımıza dönüşür? hayat sevgisizlikten mi ibaret? negatif her şey sevgisizlikten doğar ve dünya sevgiden yoksun kocaman bir kent.

[birazzoryasamak]

ruhum söndükten sonra ne olacaksın?

seni bir yıldız gibi koyucam göklere. her gece ışığını ruhumdan alacaksın.

[birazzoryasamak]

[birazzoryasamak]

sen yanlış kişiyi incitip ağlattın, ben senin düşmanın değildim.

[birazzoryasamak]

onlar için sadece birkaç satır yazıydı,

yardım çığlıklarımı kimse duymadı.

[birazzoryasamak]

başıma neler geldi bilmiyorsun ama dünyayı başıma yıktığın gecenin sabahında bile yanımda seni aradım ben

[birazzoryasamak]

"Kaybolmaya çok ihtiyacın olduğunu sanıyorsun hâlbuki sen en çok bulunmaya muhtaçsın.."

[birazzoryasamak]

en kötü hissettiren de birine seni ne kadar üzdüğünü anlatmaya çalışmak ve hala anlamaması. çünkü anlamak istememesi yoksa anlamak isteyen sen hiç dil dökmeden bakışından, ses tonundan, gözlerindeki yorgunluktan anlar zaten. bizi anlamak istemediler hiç anlatmayı bırakana dek. artık hevesin kalmayınca sana gelen ilgi çok yapmacık hissettiriyor, defalarca inanmışsın tekrar aynı şeyler olmuş. yine olan sana oluyor o hevessizliğin altında eziliyorsun. istemek istiyorsun ama isteyemiyorsun bile, "kendime bunu da yapamam." diye düşünüyorsun.

[birazzoryasamak]

You say that you love rain, but you open your umbrella when it rains.

You say that you love the sun, but you find a shadow spot when the sun shines.

You say that you love the wind, but you close your windows when wind blows.

This is why I am afraid, you say that you love me too.

[birazzoryasamak]

imza, kaşe, mühür.

üç basit kuralla yaşamak

- aşk, eyleme ihtiyaç duyar

- güvenin kanıta ihtiyacı vardır

- dilenen özürün değişime ihtiyacı vardır

[birazzoryasamak]

2

bu kış sevgilimle şunu yaşayalım ya... Allah'ım lütfenn

[birazzoryasamak]

Çoktan mahvolmuşuz :)

Sigmund Freud'a göre, genç bir insanın hayatını mahveden üç şey vardır : Duygusallık, farkındalık ve fazla düşünmek.