#nadir türler
Explore tagged Tumblr posts
Text
Nesli Tükenen Kuzey Atlantik Buzul Balinası ve Yavrusu İlk Kez Görüntülendi
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), nesli kritik seviyede tehlike altında olan Kuzey Atlantik buzul balinası ve yavrusunun nadir görüntülerini kaydetti. Türün korunması için farkındalık çalışmaları yeniden gündeme geldi. Umut Veren Bir Keşif NOAA tarafından görüntülenen bu 12 yaşındaki Kuzey Atlantik buzul balinası ve ilk yavrusu, bilim dünyasında büyük bir umut yarattı. Bu kritik…
0 notes
Text
Elazığ'da Nadir Görülen Zehirli Uğur Böceği Örümceği
Halk arasında ‘Zehirli Uğur Böceği Örümceği’ olarak bilinen ve nadir rastlanan Esus Cinnaberinus türü, Elazığ’da görüntülendi. Bu özel örümcek, nesli tehlike altında olduğu için IUCN Kırmızı Listesi‘nde tehlikedeki türler kategorisinde yer almaktadır. Bir vatandaş, bu ilginç örümceği cep telefonu kamerasıyla kaydetmeyi başardı. Görüntülerin ardından, örümcek hızla doğada gözden kayboldu. İşte bu…
#Doğa#ekosistem#elazığ#Esus Cinnaberinus#IUCN Kırmızı Listesi#Koruma#nadir türler#zehirli uğur böceği örümceği
0 notes
Text
Vajinal kanser, kadınlarda nadir görülen ancak ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkan bir kanser türüdür. Bu hastalık, vajinanın astar dokusundan kaynaklanır ve erken teşhis edilmediğinde çevre organlara ve dokulara yayılabilir. Genellikle başlangıç aşamasında belirgin semptomlar göstermediğinden, erken evrede tanı konulması zor olabilir. Bu durum, tedavi sürecini ve hastalığın gidişatını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, vajinal kanser belirtilerini, risk faktörlerini ve korunma yöntemlerini bilmek, erken teşhis ve tedavi açısından büyük önem taşımaktadır. Vajinal Kanser Nedir? 6 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi Vajinal kanser teşhisinde kullanılan yöntemler ve tedavi seçenekleri, tıp alanında kaydedilen gelişmelere paralel olarak sürekli yenilenmektedir. Tedavi yöntemleri genellikle hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi, vajinal kanser tedavisinde en sık kullanılan yöntemler arasında yer alır. Bununla birlikte, tedavi sürecinde hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik destekleyici terapiler ve psikolojik destek de önemlidir. En önemli risk faktörlerinden biri, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonudur. HPV, genital bölgede enfeksiyona yol açan yaygın bir virüstür ve bazı türleri kansere yol açabilir. Ayrıca, ileri yaş, sigara kullanımı, uzun süreli vajinal tahriş ve zayıf bağışıklık sistemi gibi diğer faktörler de kanser riskini artırabilir. Bu makalede, vajinal kanser belirtileri, risk faktörleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Erken teşhis, kanser tedavisinde başarının anahtarıdır. Ancak, vajinal kanser genellikle belirgin semptomlar göstermeden ilerlediği için, düzenli jinekolojik kontrollerin ihmal edilmemesi gerekmektedir. Kadınların kendi vücutlarını tanımaları ve olağan dışı belirtiler fark ettiklerinde bir uzmana başvurmaları, hastalığın erken evrede tespit edilmesini sağlayabilir. Bu makale, vajinal kanser hakkında farkındalığı artırmayı ve kadınları bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Vajinal Kanser Türleri Vajinal kanser, vajina dokusunda gelişen nadir bir kanser türüdür. Bu kanserin farklı alt türleri, köken aldıkları hücre tipine ve yayılım şekillerine göre sınıflandırılır. Vajinal kanserin ana türleri şunlardır: 1. Skuamöz Hücreli Karsinom (Squamous Cell Carcinoma) Vajinal kanserlerin en yaygın türü olan skuamöz hücreli karsinom, vajinanın yüzeyini kaplayan ince yassı epitel hücrelerinden kaynaklanır. Genellikle vajinanın üst kısmında veya vajina ile rahim boynu arasındaki bölgede gelişir. - Belirtiler: Kanlı vajinal akıntı, ilişki sırasında ağrı, vajinada kaşıntı veya rahatsızlık. - Risk Faktörleri: İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu, ileri yaş, sigara kullanımı. - Tedavi: Erken evrede cerrahi müdahale, radyoterapi; ileri evrede ise kemoterapi ile kombine tedaviler. 2. Adenokarsinom Bu tür kanser, vajinanın bez hücrelerinden kaynaklanır ve genellikle glandüler yapılarda görülür. Vajinal kanser vakalarının -15’ini oluşturur. - Alt Türler: - Clear Cell Adenokarsinom: Özellikle anne karnında dietilstilbestrol (DES) maruziyeti ile ilişkilendirilir. - Müsinöz Adenokarsinom: Mukus üreten bez hücrelerinde gelişir. - Belirtiler: Ağrılı idrara çıkma, pelvik ağrı, vajinal kitle. - Tedavi: Radyoterapi veya cerrahi; bazı durumlarda kemoterapi. 3. Vajinal Melanom Vajinal melanom, vajinanın pigment üreten hücrelerinden (melanositler) kaynaklanır ve oldukça nadir görülen bir türdür. Bu tür genellikle vajinanın alt kısmında ortaya çıkar. - Belirtiler: Vajinada koyu renkli, düzensiz şekilli lezyonlar, kanama, ağrı. - Risk Faktörleri: Ailede melanom öyküsü, genetik yatkınlık. - Tedavi: Cerrahi eksizyon; bazı durumlarda immünoterapi veya hedefe yönelik tedaviler. 4. Vajinal Sarkom Bağ dokularından kaynaklanan bu tür, daha çok genç yaşlarda görülür ve hızlı yayılma eğilimindedir. - Alt Türler: - Rabdomiyosarkom: Çocuklarda en sık görülen vajinal kanser türü. Kas dokusundan kaynaklanır. - Leiomyosarkom: Düz kas hücrelerinden gelişir. - Belirtiler: Vajinal kitle, kanama, vajinada dolgunluk hissi. - Tedavi: Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi. 5. Verrüköz Karsinom (Verrucous Carcinoma) Oldukça nadir bir türdür ve vajinal skuamöz hücreli karsinomun bir alt türü olarak kabul edilir. Yavaş büyüme eğilimi gösterir ve genellikle cerrahi müdahale ile tedavi edilir. - Belirtiler: İlerleyici vajinal kitle, vajinada siğil benzeri lezyonlar. - Tedavi: Cerrahi eksizyon; radyoterapiden genellikle kaçınılır. Her bir vajinal kanser türü, farklı semptomlara, risk faktörlerine ve tedavi yöntemlerine sahiptir. Erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımları, hastalığın prognozunu önemli ölçüde iyileştirir. Bu nedenle, düzenli jinekolojik kontroller ve risk faktörlerinin minimize edilmesi hayati öneme sahiptir. Vajinal Kanser Nedenleri Tam olarak neden ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri ve potansiyel nedenler araştırmacılar tarafından incelenmektedir. - HPV Enfeksiyonları (İnsan Papilloma Virüs): HPV, en yaygın nedenlerinden biridir. Özellikle yüksek riskli HPV türleri, vajina hücrelerinin anormal büyümesine yol açabilir. Cinsel temas yoluyla bulaşan bu virüs, riski artırabilir. - Yaş: Genellikle menopoz sonrası dönemde ortaya çıkar. Yaşın ilerlemesi riski artırabilir. - Sigara İçme: Sigara içmek riski artırabilir. Sigara dumanı, vajina ve çevresindeki dokulara zarar verebilir. - Radyasyona Maruz Kalma: Pelvik bölgeye uzun süre maruz kalmış kişilerde risk artabilir. Özellikle radyoterapi veya radyoaktif maddelere maruz kalmış olanlar risk altında olabilir. - Doğum Kontrol Hapı Kullanımı: Uzun süreli doğum kontrol hapları kullanmak bazı durumlarda kanser riskini artırabilir. - Vajinal Dermatit: Vajinal dermatit olarak adlandırılan vajina iç yüzeyinin tahriş olması veya inflamasyonu, riski artırabilir. - Ailesel Geçiş: Aile geçmişi riski etkileyebilir. Ailesinde vajinal kanser öyküsü olan bireylerde risk artabilir. - Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde kanser riski artabilir. Özellikle bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar veya ilaçlar bu riski artırabilir. - Vajinal İrritasyon: Vajina iç yüzeyinin sürekli tahriş edilmesi veya irritasyona maruz kalması, kanser riskini artırabilir. - Diğer Faktörler: Riski artıran diğer faktörler araştırılmaktadır, ancak tam olarak belirlenmemiştir. Unutulmaması gereken bir nokta, vajinal kanserin nedenlerinin karmaşık olabileceği ve her vaka için farklı olabileceğidir. Bu nedenle risk faktörlerini ve potansiyel nedenleri anlamak, erken teşhis ve önleyici önlemler açısından önemlidir. Vajinal Kanser Belirtileri Erken aşamalarda genellikle belirti vermez ve bu nedenle teşhisi zorlaştırabilir. Ancak ilerledikçe aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir: - Anormal Vajinal Kanama: En yaygın belirtisi, adet dönemi dışında veya menopoz sonrası dönemde görülen vajinal kanamadır. Bu kanama şunları içerebilir: - Menopoz sonrası kanama. - Cinsel ilişki sırasında kanama. - Kanlı veya su gibi bir akıntı. - Vajinal Akıntı: Bazen kanlı veya kokulu bir vajinal akıntıya neden olabilir. Bu akıntı normal vajinal akıntıdan farklıdır. - Pelvik Ağrı: Pelvik bölgede ağrı veya rahatsızlık hissine neden olabilir. Bu ağrı sürekli veya aralıklı olabilir. - İdrar Yolu Semptomları: Mesane veya böbreklerle ilgili semptomlara yol açabilir. İdrar yapma sırasında ağrı, sık idrara çıkma veya idrar yapma zorluğu gibi belirtiler olabilir. - Kasık Ağrısı: Bazı kadınlar vajinal kanserle ilişkilendirilen kasık ağrısı yaşarlar. - Kilo Kaybı ve Zayıflama: Vajinal kanserin ilerlemesi durumunda iştah kaybı, kilo kaybı ve halsizlik gibi belirtiler görülebilir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta, bu belirtilerin başka sağlık sorunlarına da yol açabileceğidir. Ancak bu belirtiler herhangi bir şekilde görüldüğünde, özellikle menopoz sonrası veya risk faktörlerine sahipseniz, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Erken teşhis, vajinal kanser gibi kanser türlerinin tedavi edilme şansını artırabilir. Vajinal Kanser Teşhisi Teşhisi, bir dizi medikal test ve inceleme ile konur. Bu süreç, kanserin türünü, evresini ve nasıl tedavi edileceğini belirlemek için önemlidir. - Hasta Muayenesi: Vajinal kanserin teşhisi, hastanın öyküsünün alınması ve fiziksel muayene ile başlar. Doktor, semptomları değerlendirmek için vajina ve pelvik bölgeyi inceleyebilir. - Pap Smear (Servikal Sürüntü Testi): Pap smear, vajinal kanseri erken evrelerde tespit etmek için yaygın olarak kullanılan bir testtir. Bu test sırasında, doktor rahim ağzından hücre örnekleri alır ve laboratuvarda bu hücreleri inceleyerek anormal hücrelerin varlığını tespit edebilir. - Biyopsi: Doktor, şüpheli bir bölgeden doku örnekleri alarak kanseri doğrulayabilir. Bu biyopsi, hücresel düzeyde kanserin varlığını ve türünü belirlemek için kullanılır. Biyopsi sonuçlarına dayanarak kanserin skuamöz hücre karsinom mu, adenokarsinom mu olduğu teşhis edilir. - İdrar Testleri: Bazen idrar yolu semptomlarına neden olabilir. Bu nedenle idrar testleri, böbrek fonksiyonlarını ve idrar yolu sağlığını değerlendirmek için kullanılır. - Görüntüleme Testleri: Bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme testleri, kanserin vajina içindeki yayılımını ve etkilediği diğer organları değerlendirmek için kullanılabilir. - Evreleme: Teşhis konulduktan sonra, kanserin evresini belirlemek için ek testler yapılır. Bu evreleme, kanserin ne kadar ilerlediğini ve yayıldığını gösterir ve tedavi seçeneklerini belirlemede önemlidir. Teşhisi tamamlandıktan sonra, tedavi planı oluşturulabilir. Tedavi seçenekleri, kanserin evresine, türüne ve hastanın sağlık durumuna göre değişebilir ve cerrahi, radyasyon tedavisi, kemoterapi veya bir kombinasyonu içerebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, vajinal kanserle başa çıkma şansını artırabilir. Bu nedenle düzenli jinekolojik muayeneler ve sağlık profesyoneli ile iletişim önemlidir. Vajinal Kanser Tedavisi Vajinal kanser tedavisi, kanserin evresi, tipi, büyüklüğü ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Tedavi genellikle birden fazla yöntemi bir arada kullanabilir ve multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Aşağıda vajinal kanser tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler detaylı bir şekilde açıklanmıştır: 1. Cerrahi Tedavi Cerrahi, vajinal kanserin erken evrelerinde en sık tercih edilen tedavi yöntemlerinden biridir. Amaç, kanserli dokunun tamamen çıkarılmasıdır. - Lokal Eksizyon: Kanserin küçük bir bölgede sınırlı olduğu durumlarda uygulanır. Sadece tümörlü doku çıkarılır ve çevredeki sağlıklı dokunun bir kısmı korunur. - Vajinektomi: Vajinanın bir kısmının (parsiyel vajinektomi) veya tamamının (total vajinektomi) alınmasını içerir. Daha ileri evrelerde uygulanır. - Pelvik Eksenterasyon: İleri evrelerde, vajina ile birlikte komşu organların (mesane, rektum gibi) çıkarılmasını içeren kapsamlı bir ameliyattır. Genellikle nadir durumlarda uygulanır. Cerrahi Tedavinin Yan Etkileri: - Vajinal ve pelvik bölgedeki ağrı - Cinsel işlev kaybı - İdrar ve dışkılama sorunları 2. Radyoterapi (Işın Tedavisi) Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak için yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Genellikle cerrahi sonrası tamamlayıcı tedavi olarak veya cerrahi uygulanamayan durumlarda tercih edilir. - Dıştan Radyoterapi (EBRT): Kanserli bölgeye dışarıdan ışın uygulanır. - Brahiterapi: Vajinanın içine yerleştirilen radyasyon kaynaklarıyla hedefe yönelik tedavi yapılır. Radyoterapinin Yan Etkileri: - Ciltte tahriş ve yanma hissi - Vajinal kuruluk ve daralma - Yorgunluk ve halsizlik - Pelvik bölge organlarında hasar 3. Kemoterapi Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için ilaçların kullanıldığı sistemik bir tedavi yöntemidir. Genellikle ileri evrelerde veya metastaz durumunda tercih edilir. - Tek Başına Kullanım: İlerlemiş kanser vakalarında, cerrahi veya radyoterapiye alternatif olarak kullanılır. - Radyoterapi ile Kombinasyon: Radyoterapinin etkinliğini artırmak için düşük doz kemoterapi verilebilir. Kemoterapinin Yan Etkileri: - Mide bulantısı ve kusma - Bağışıklık sisteminin zayıflaması - Saç dökülmesi - Kan değerlerinde düşüş (anemi, lökopeni) 4. İmmünoterapi ve Hedefe Yönelik Tedaviler Daha yeni tedavi yöntemleri arasında immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler bulunmaktadır. - İmmünoterapi: Bağışıklık sisteminin kanserle mücadele etme kapasitesini artıran ilaçlar kullanılır. - Hedefe Yönelik Tedaviler: Kanser hücrelerine özgü moleküler hedeflere yönelik ilaçlarla sağlıklı dokulara zarar vermeden tedavi sağlanır. Bu yöntemler henüz vajinal kanser tedavisinde standart bir uygulama haline gelmemiştir, ancak belirli hasta gruplarında umut verici sonuçlar göstermektedir. 5. Destekleyici Tedavi ve Psikososyal Destek Vajinal kanser tedavisi sırasında hastaların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını desteklemek de önemlidir. - Ağrı Yönetimi: Özellikle ileri evrelerde, ağrıyı azaltmak için ağrı kesici ilaçlar veya diğer yöntemler kullanılabilir. - Fizyoterapi: Pelvik taban kaslarının güçlendirilmesine yönelik egzersizler cinsel ve idrar fonksiyonlarını iyileştirebilir. - Psikolojik Destek: Kanser tanısı alan hastaların yaşadığı stres, kaygı ve depresyonla başa çıkmaları için psikolojik danışmanlık hizmetleri sunulmalıdır. Bu tedavi seçenekleri arasında en uygun yöntem, hastanın ihtiyaçlarına ve sağlık durumuna göre hekim tarafından belirlenir. Tedavi süreci boyunca multidisipliner bir ekip desteği, tedavi etkinliğini ve yaşam kalitesini artırabilir. Vajinal Kanserden Korunma Yolları Vajinal kanser, erken teşhis ve bazı önlemlerle riskinin önemli ölçüde azaltılabileceği bir hastalıktır. Bu bölümde, vajinal kanserden korunmanın temel yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. 1. Düzenli Jinekolojik Kontroller Vajinal kanserin erken belirtilerinin fark edilmesi için düzenli olarak jinekolojik muayene yaptırmak çok önemlidir. - Pap smear testi: Rahim ağzı ve vajinal hücrelerde anormal değişikliklerin erken tespit edilmesini sağlar. - HPV testi: İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonlarının varlığını kontrol ederek risk faktörlerini belirler. Erken teşhis, tedavi şansını artırdığı için yıllık kontroller ihmal edilmemelidir. 2. HPV Aşısı HPV, vajinal kanserin en önemli nedenlerinden biridir. HPV aşısı, özellikle genç yaşta yapıldığında kanser riskini büyük ölçüde azaltır. - Kimler yaptırmalı? 9-26 yaş arası bireyler için önerilse de doktor önerisiyle daha geniş yaş aralığına da uygulanabilir. - Etkisi: Yüksek riskli HPV türlerine karşı bağışıklık sağlar. Aşının eksiksiz bir şekilde uygulanması, koruma seviyesini artırır. 3. Riskli Cinsel Davranışlardan Kaçınma Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE), vajinal kanser riskini artırabilir. - Kondom kullanımı: HPV ve diğer enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. - Sadık ilişkiler: Partner sayısını sınırlayarak risk faktörlerini azaltır. - Cinsel sağlık eğitimi: Güvenli cinsel ilişki alışkanlıkları konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir. 4. Tütün Kullanımından Uzak Durma Sigara kullanımı, bağışıklık sistemini zayıflatır ve vajinal kanser riskini artırır. - Sigaranın etkileri: Hücresel düzeyde hasara yol açarak kansere neden olabilir. - Bırakma yöntemleri: Profesyonel destek, nikotin terapisi ve grup terapileri sigarayı bırakmada etkili olabilir. 5. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlarla ve hücresel anormalliklerle savaşmada hayati öneme sahiptir. - Dengeli beslenme: Antioksidan açısından zengin gıdalar (meyve, sebze, tam tahıllar) tüketin. - Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, bağışıklık fonksiyonlarını artırır. - Stres yönetimi: Yoga, meditasyon veya terapi gibi yöntemlerle stres azaltılabilir. 6. Kimyasal Maddelere ve Radyasyona Maruz Kalmaktan Kaçınma Bazı kimyasallar ve radyasyon, hücresel DNA'ya zarar vererek kansere yol açabilir. - Hijyen ürünleri: Vajina sağlığına zarar verebilecek kimyasal içeren ürünlerden kaçının. - Çevresel toksinler: İşyerinde veya evde zararlı maddelere maruz kalmamaya özen gösterin. 7. Aile Öyküsü ve Genetik Risklerin Takibi Ailede vajinal kanser veya diğer jinekolojik kanser öyküsü olan bireyler, daha dikkatli olmalıdır. - Genetik testler: Risk faktörlerini belirlemek için uygulanabilir. - Doktor takibi: Genetik yatkınlığı olan bireylerin düzenli kontrol programlarına katılması önerilir. 8. Hormonal Tedavilere Dikkat Uzun süreli hormon tedavisi almak, bazı kanser türleriyle ilişkilendirilmektedir. - Alternatif yöntemler: Hormon tedavisine ihtiyaç duyan kadınlar için doktor kontrolünde daha düşük dozda veya kısa süreli tedaviler tercih edilebilir. Vajinal Kanser ve Psikolojik Destek Vajinal kanser teşhisi konulan kadınların psikolojik desteğe ihtiyaçları vardır. Tedavi süreci, hastanın fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyebilir. Psikolojik destek, hastanın moralini yüksek tutmak ve tedavi sürecini daha iyi yönetmek açısından önemlidir. Sonuç Vajinal kanser, kadın üreme sistemi kanserleri arasında nadir görülmesine rağmen, erken teşhis ve tedavi açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu kanser türü, genellikle ileri yaşlarda görülse de, insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu gibi risk faktörleri, her yaş grubundaki kadınlar için dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu çalışmada, vajinal kanserin epidemiyolojisi, risk faktörleri, belirtileri ve tedavi yaklaşımları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Vajinal kanserin genellikle geç evrelerde teşhis edilmesi, hastalığın seyrini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Bu nedenle, farkındalık çalışmalarının artırılması, düzenli jinekolojik muayenelerin teşvik edilmesi ve HPV aşısının yaygınlaştırılması, erken teşhisi destekleyen önemli stratejilerdir. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahaleler, radyoterapi ve kemoterapi gibi seçenekler bulunmakta olup, bu tedavilerin etkinliği hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Vajinal kanser tedavisinde multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi, hastaların uzun dönem sağkalım oranlarını ve yaşam kalitesini artırabilir. Bununla birlikte, bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak her hasta için en uygun tedavi planının oluşturulması büyük önem taşır. Özellikle, erken evrelerde yapılan cerrahi müdahaleler ve radyoterapi, uzun dönem sonuçlarda olumlu etkiler sağlarken, ileri evrelerdeki hastalarda palyatif tedavi yaklaşımları öne çıkmaktadır. Tedavi sonrası izlem sürecinde düzenli kontroller ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemi de vurgulanmalıdır. Sonuç olarak, vajinal kanserle mücadelede erken teşhis, etkin tedavi planlaması ve hastaların bilinçlendirilmesi, hastalık yükünü azaltmada temel unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte, daha geniş çaplı çalışmalar ve verilerin analiz edilmesi, bu nadir kanser türüyle ilgili bilgi birikimini artıracaktır. HPV aşılaması ve düzenli tarama programları gibi önleyici sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, vajinal kanserin insidansını azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Sağlık politikalarının, bu alanda farkındalık yaratmayı ve erişilebilir sağlık hizmetlerini destekleyecek şekilde düzenlenmesi, toplumsal düzeyde olumlu bir etki yaratacaktır. Vajinal kanserle ilgili bilimsel araştırmaların artırılması ve sağlık profesyonellerinin sürekli eğitimi, bu hastalığın tanı ve tedavi süreçlerindeki başarı oranını artırmak için elzemdir. Referanslar: - Vajinal Kanser Nedir? 6 Belirtisi, Nedenleri Ve Tedavisi - International Journal of Gynecological Cancer, “Vaginal Cancer: Epidemiology and Risk Factors,” 2021. - American Cancer Society, “Vaginal Cancer: What You Need to Know,” 2022. - National Cancer Institute, “Vaginal Cancer Treatment,” 2023. Read the full article
0 notes
Text
Bu dünyada kadınlar da beklentimi karşılayamadı ama yine de beklentilerimle gerçekler arasında çılgın bir uçurum olmadı. Kadın kavramının içini tam olarak dolduran hatunlara dair bir yüzde veremiyorum. Ben çok kere sevdim. Sınırlı süreyle de olsa " tamamdır, işte bu her şeyiyle tam bir kadın" dediğim hatunlar tanımış olmaktan da mutluyum
Erkekler?
Erkekliğe hasret gideceğim bu dünyadan. Bu bir eşcinsel cümlesi değil. Erkekler de olması gereken temel özelliklerin yokluğuna dair bir cümle.
Çok bir özellik değil aslında. Erkek olmak: cesur olmak, mert olmak, açık olmak, dürüst olmak, özü sözü bir olmak, bağımsız olmak, lider ruhlu olmak, baş eğmez olmak.
... bunlardan yok. Çok çok nadir olarak, ancak istisna olarak var.
Gözlemlerimle kesin bir sayı bile koyabiliyorum: yüz binde bir tane safkan gerçek erkek var. Gerisi melez türler. Yani erkek özelliklerinden kimini taşır kimini taşımaz ve en kötüleri de saydığım özelliklerden hiç birini taşımayanlardır ve çoğunluğu onlar temsil ederler.
Sinsiler, üç kağıtçılar, dar kafalılar, yalancılar, korkaklar, alçaklar, köle ruhlu itaatkarlar , zorbalar, yalakalar vs vs Kendi aralarında bir sürü alt türe ayrılabilir.
Melezlerin bu dünyada en sevmediği şey karşılarında gerçek bir erkek görmektir.
Gerçek erkek acı vericidir çünkü onlara hiç olamayacakları yada kaybettikleri özellikleri hatırlatır. Bu acıya katlanmaktansa onu dünyadan silmek, yoketmek isterler.
Bunu sıkça başarırlar. Bu yüzden erkeklik ömre zarardır. Çoğu safkan erkek genç yaşlarında ölür. Ölümlerine şekilsel olarak baş eğmez ruhlarıyla girdikleri savaşlar çatışmalar vs neden olmuş gibi görünür ama asıl neden gerçekten gerçek erkek olmalarıdır.
---
Kendime objektif bakamadığımdan kendimi otomatik olarak safkan erkekler sınıfına almıyorum. Hem ben hayatta da kaldım. Melezliğimden mi, yoksa sadece şans eseri mi, yoksa koruyucu meleklerim mi vardı hep...
Bunları bilmiyorum.
Sebep her neyse konu askeri uzmanların yada edebiyat tarihçilerinin konusu.
0 notes
Text
Mermer ve Mermer Fiyatları Hakkında Bilgilendirici Makale
Mermer, doğal taşlar arasında en çok tercih edilen ve hem dekoratif hem de yapı malzemesi olarak kullanılan özel bir taştır. Tarih boyunca mimaride, sanat eserlerinde ve hatta mobilyalarda geniş kullanım alanına sahip olan mermer, estetik görünümü ve dayanıklılığıyla bilinir. Farklı renk ve dokulara sahip bu taş, dünyanın pek çok yerinden çıkarılarak işlenmekte ve farklı kullanım alanlarına hizmet etmektedir. Ancak mermerin kullanım alanlarının yanı sıra, mermer fiyatları da kullanıcılar açısından önemli bir kriterdir. Mermerin kalitesi, rengi, çıkarıldığı bölge ve işlenme şekline göre fiyatları büyük farklılıklar gösterebilir.
Mermer Nedir?
Mermer, kireçtaşı ve dolomit taşlarının yüksek sıcaklık ve basınç altında metamorfik bir dönüşüm geçirerek kristalleşmesiyle oluşan bir doğal taştır. Bu süreç, mermerin eşsiz görünümünü ve dayanıklılığını sağlar. Yapısal olarak sert ve uzun ömürlü olan mermer, doğal parlaklığı ile dikkat çeker. Yüzyıllar boyunca hem iç mekân hem de dış mekân dekorasyonlarında ve yapı projelerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Özellikle banyo, mutfak tezgâhları, zemin kaplamaları ve duvar dekorasyonları gibi alanlarda tercih edilir.
Mermerin rengi ve deseni, çıkarıldığı bölgenin mineral yapısına bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin, beyaz mermer saflığı ve şıklığı simgelerken, siyah mermer modern bir dokunuş sunar. Aynı zamanda, mermerin dokusu ve çizgileri de estetik değerine katkı sağlar. Mermerin doğal güzelliği ve dayanıklılığı, onu mimari ve dekoratif projelerde vazgeçilmez bir seçenek yapar.
Mermerin farklı ülkelerden çıkarılması ve işlenmesi de taşın kalitesini ve fiyatını etkiler. Türkiye, İtalya, Hindistan ve İspanya gibi ülkeler, dünya çapında en kaliteli mermerleri üreten ülkeler arasındadır. Özellikle mermer dayanıklılığı ve estetik görünümüyle öne çıkar. Ülkemizde çıkarılan çeşitli mermer türleri, hem iç piyasada hem de uluslararası pazarlarda yoğun ilgi görmektedir.
Mermer Fiyatları
Mermer fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Mermerin kalitesi, türü, çıkarıldığı bölge, işlenme aşamaları ve kullanım alanı gibi etmenler fiyatlandırmada etkili olan başlıca unsurlardır. Örneğin, ince işlenmiş ve yüksek kaliteli bir mermer ile daha düşük kalitedeki mermer arasında ciddi fiyat farkları bulunur. Ayrıca, nadir bulunan mermer türleri, diğerlerine kıyasla çok daha yüksek fiyatlarla satışa sunulabilir.
Mermer fiyatlarının belirlenmesinde bir diğer önemli faktör, taşın işlenme sürecidir. Ham mermerin kesilmesi, parlatılması ve şekillendirilmesi, maliyetleri artıran işlemler arasında yer alır. Özellikle büyük projelerde tercih edilen büyük ebatlı plakalar, küçük ebatlı mermer parçalarına kıyasla daha yüksek fiyatlara sahiptir. Ayrıca, talebe göre özel olarak kesilip işlenmiş mermer ürünleri de standart ürünlere kıyasla daha pahalıdır.
Mermerin çıkarıldığı bölge ve taşın rengi de fiyatlara doğrudan etki eder. Örneğin, Beyaz Carrara mermeri gibi nadir bulunan türler, dünya çapında daha yüksek fiyatlarla satılmaktadır. Yerel kaynaklardan temin edilen mermerler ise, ithal edilen mermerlere kıyasla genellikle daha uygun fiyatlı olabilir. Fakat bu durum, kaliteye göre değişiklik gösterebilir. Türkiye'de çıkarılan mermer türleri, dünya çapında büyük ilgi görmesine rağmen, uygun fiyatlarıyla dikkat çekmektedir. Mermer fiyatları hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
0 notes
Text
Channa Andrao Channa Andrao, yılanbaş türünün boyut olarak en küçük üyesidir. Doğal yaşam alanı Hindistan Batı Bengal bölgesidir. Channa türleri gibi Andrao’da uzun bir gövdeye sahiptir. Düzleşmiş şekilleri ve yılanlardaki deri pullarına benzer büyük pullara sahip olması nedeniyle yılanbaş türleri olarak bilinirler. Labirentli türler gibi havayı solumaya ihtiyacı vardır. Bunun için özel solungaçlara sahiptir. Özellikle damızlık ve damızlık altı yaştaki Channa Andrao’lar zorunlu olarak havayı solumak zorundadır. Aksi halde su içerisinde boğulurlar. Su yüzeyine çıkarak soluma görevini çok nadir tamamlarlar. Genellikle aktif olarak yüzerken hava soluma eylemini gerçekleştirirler. Akvaryum su seviyesi ile kapak arasında boşluk olmak zorundadır. Su seviyesi tamamen dolu olmamalıdır. …
0 notes
Text
Opal Taşı Özellikleri ve Fiyatları
Opal Taşı Özellikleri ve Fiyatları, son dönemde sıklıkla araştırılmaktadır. Opal taşının kendine özgü renkli yansımaları mevcuttur ve değerli bir taştır. Opal taşı, benzersiz renk oyunlarına sahip olmakla birlikte fazlasıyla dikkat çeker. Bu nedenle takı yapımında sıklıkla kullanılmaktadır. İçeriğimizden ham opal taşı fiyatları, opal taşı gram fiyatı, opal tespih fiyatları, ateş opal taşı fiyatları, opal taşı tespih fiyatı, Opal Taşı Özellikleri ve Fiyatları hakkında bilgi alabilirsiniz.
Opal Taşı Fiyatları
Opal taşı fiyatlarını etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Opal taşının rengi, opal taşının yansıması, opal taşının berraklığı, opal taşının büyüklüğü, opal taşının tür ve kökeni, opal taşının talep ve arzı gibi konular Opal Fiyatlarında belirleyici bir faktördür. Aşağıdaki tablodan Opal taşı tespih, Opal taşlı kolye ve opal taşı gram fiyatlarına ulaşabilirsiniz. - 1 Kilo İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı 25.000 TL'dir. - 100 Gram İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı 2.500 TL'dir. - 10 Gram İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı 250 TL'dir. - 10 Gram İşlenmiş Opal Taşı Fiyatı 15.000 TL'dir. - 1 Gram İşlenmiş Opal Taşı Fiyatı 1.500 TL'dir. - Doğal Pembe Opal Doğal Taş Kolye Fiyatı 109,90 TL'dir. - Doğal Taş 6 mm Mavi Sarı Opal Akik Taşı Fiyatı 269 TL'dir. - Sarı & Yeşil Opal Taşı Fiyatı 177,40 TL'dir. - Doğal Sarı Opal Taşı Bileklik Fiyatı 420 TL'dir. - Sarı Opal Doğal Taş Kolye Fiyatı 2.310 TL'dir. Opal TaşıFiyatları1 Kilo İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı25.000 TL100 Gram İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı2.500 TL10 Gram İşlenmemiş Opal Taşı Fiyatı250 TL10 Gram İşlenmiş Opal Taşı Fiyatı15.000 TL1 Gram İşlenmiş Opal Taşı Fiyatı1.500 TLDoğal Pembe Opal Doğal Taş Kolye Fiyatı109,90 TLDoğal Taş 6 mm Mavi Sarı Opal Akik Taşı Fiyatı269 TLSarı & Yeşil Opal Taşı Fiyatı177,40 TLDoğal Sarı Opal Taşı Bileklik Fiyatı420 TLSarı Opal Doğal Taş Kolye Fiyatı2.310 TLOpal Taşı Fiyatları Yukarıda paylaştığımız Opal Taşı Fiyatları güncel fiyatlardır. Fiyatlar bölgeye ve satıcıya göre değişiklik gösterebilir. Bu durumda satıcılarla direkt olarak iletişime geçerek en net bilgiyi bölgenizdeki satıcılardan alabilirsiniz. Fiyatınedir.net üzerinde yayınlanan fiyat bilgileri sadece kılavuz ve bilgilendirme amaçlıdır. Fiyatlar zaman içerisinde güncellenebilir ve değişebilir. Genel kategorimizde yer alan Opal Taşı Fiyatları gibi diğer fiyat listelerimizi de inceleyebilirsiniz.
ham opal taşı fiyatları
Opal Taşı Özellikleri
Opal taşlarının en belirgin özelliği, benzersiz renk oyunları ve yansımasıdır. Opal taşı, içerisindeki mikroskobik yapılar sayesinde ışığı farklı şekillerde kırmaktadır. Opal taşının ışığı farklı şekillerde kırması çeşitli renklerde parlamasına ve yansımasına neden olur. Opal taşı aynı zamanda sertlik ve dayanıklılık açısından diğer değerli taşlara kıyasla daha hassas olabilir. Dikkatli kullanılması ve saklanması gereken bir taştır. Çatlama, kırılma ve çizilmelere karşı daha duyarlıdır, bu nedenle uygun şekilde korunmalı ve taşınmamış halde saklanmalıdır. Opal taşının benzersiz renk oyunları ve yansımaları, onu takı yapımında tercih edilen bir değerli taş haline getirir. Kolyeler, yüzükler, küpeler ve bilezikler gibi çeşitli mücevherat parçalarında kullanılır. Opal taşı, takıların göz alıcı ve özgün bir görünüme sahip olmasını sağlar. Opal Taşı Türleri Opal taşının birçok farklı türü vardır. En yaygın olanları ise şu şekildedir; - Beyaz Opal Taşı - Siyah Opal Taşı - Ateş Opali - Andamooka Opali Beyaz opal, genellikle Avustralya bölgesinde bulunur. Türler arasındaki Siyah Opal ise en değerli ve en nadir olanıdır.
opal taşı gram fiyatı Opal Taşının Kullanım Alanları Opal taşları, mücevherat ve dekorasyon alanında sıklıkla kullanılmaktadır. Opal taşının kullanımıyla ilgili bazı örnekler şu şekildedir; - Takı Yapımı: Opal taşları, takı yapımında kullanılmaktadır. Yüzükler, kolyeler, bilezikler ve küpeler gibi çeşitli takı parçalarında opal taşı kullanılabilir. Opal taşının renkleri takılara inanılmaz bir görünüm kazandırır. - İç Mekan Dekorasyonu: Opal taşı, iç mekan dekorasyonunda da kullanılabilir. Masaüstü objeleri, vazolar, heykeller veya süs eşyalarında opal taşı kullanarak görsel bir vurgu sağlanabilir. Opal taşının renkli yansımaları, iç mekanlara canlılık ve benzersiz bir atmosfer katar. - Koleksiyonculuk: Opal taşı, koleksiyoncular arasında popüler bir seçimdir. Farklı renk, tür ve kökenlere sahip opal taşlarını bir araya getirerek değerli bir koleksiyon oluşturmak mümkündür.
Opal Taşı Özellikleri ve Fiyatları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular?
Opal taşı nedir? Opal taşı, benzersiz renk oyunları ve yansımalarıyla tanınan bir değerli taştır. Mikroskopik yapıları sayesinde ışığı farklı şekillerde kırarak göz alıcı renkler üretir. Opal Taşı Türkiye'de Nerede Bulunur Ülkemizde Opal taşının bulunduğu şehirler Erzurum Kütahya Bilecik Eskişehir Afyon'dur. Opal taşı nasıl oluşur? Opal taşı, su ve silika içeren çatlaklar veya boşluklar üzerindeki minerallerin birleşimiyle oluşur. Bu minerallerin düzeni, opal taşının renklerinin ve yansımalarının oluşmasını sağlar. Opal taşının fiyatını etkileyen faktörler nelerdir? Opal taşının fiyatı, renklerin canlılığı, yansımaların kalitesi, berraklık, büyüklük, türü ve kökeni gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Siyah opaller genellikle daha değerlidir ve büyük, canlı renklere sahip taşlar daha yüksek fiyatlarla satılabilir. https://www.youtube.com/watch?v=YnRxP22j_rg Opal Taşı Özellikleri ve Fiyatları Opal Taşı gibi fiyat araştırması sağladığınız konularda kesinlikle tüketici ve kullanıcı yorumlarını incelemenizi de öneririz. Bunu sağlayarak Ödeme yapacağınız hizmet veya ürünün olumlu ve olumsuz yönlerini karşılaştırıp sizlerin daha uygun ve doğru bir sonuca ulaşmanızı sağlayacaktır. Tarantula Fiyat araştırmasında sitemizi tercih ettiğiniz sizlere teşekkür ederiz. Yazılarımızın hemen altında bulunan ilgili kategoriden benzer içeriklere ulaşabilirsiniz. Fiyat Karşılaştırması sağlayan fiyatınedir.net 2 yılı aşkındır sizlere hizmet vermektedir. İlgili içerikler; - Zultanit Taşı Fiyatları - Ahlat Taşı Fiyatları - Modern Pembe Kuvars Yüzük Modelleri! Read the full article
0 notes
Link
0 notes
Text
Los Angeles Hayvanat Bahçesi’nden Büyük Başarı: Perenti Kertenkelesi Yavruları Dünyaya Geldi
Los Angeles Hayvanat Bahçesi, ilk kez perenti kertenkelesi türünü başarıyla üreterek tarihi bir başarıya imza attı. Bu, dünyanın en büyük kertenkelelerinden birinin geleceği için umut veriyor. Perenti Kertenkelesi: Nadir Bir Tür Perenti kertenkelesi (Varanus giganteus), dünyanın en büyük kertenkele türlerinden biri olarak bilinir. Avustralya’ya özgü bu tür, büyüklük bakımından yalnızca Komodo…
0 notes
Text
Kıyamet Balığı Nedir, Görüntüsü Nasıl? Kıyamet Balığı Yenir Mi?
Kıyamet Balığı Nedir? Kıyamet balığı, halk arasında “kıyamet balığı” olarak adlandırılan, bilimsel olarak “Mola mola” olarak bilinen kürek balığıdır. Bu balıkların en belirgin özelliklerinden biri, büyük ve düz vücut yapılarıdır. Genellikle okyanusların derinlerinde yaşayan bu balıklar, nadir görülen türler arasında yer almaktadır. Kıyamet balığı, mitolojide genellikle felaketlerin habercisi…
0 notes
Text
Atriyal Septal Defekt (ASD), kalp odacıklarını birbirinden ayıran duvarlarda, yani septumda bulunan bir delik ile karakterize edilen bir doğumsal kalp hastalığıdır. Kalbin normal yapısında sağ ve sol atriyum adı verilen iki ayrı odacık bulunmaktadır. Bu odacıkları ayıran duvar sayesinde oksijenlenmiş kan ve oksijenlenmemiş kan birbirine karışmaz. Ancak ASD durumunda, bu duvarda var olan bir delik nedeniyle kan, odacıklar arasında serbestçe geçiş yapabilir. Bu anormal geçiş, kalbin çalışma fonksiyonlarını ve dolayısıyla vücuda gönderilen oksijen miktarını olumsuz yönde etkileyebilir. Atriyal septal defekt, çocukluk döneminde fark edilmeyebileceği gibi ilerleyen yaşlarda ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi, hastaların yaşam kalitesini belirgin ölçüde iyileştirebilir. Atriyal Septal Defekt (ASD): 14 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi ASD'nin en sık rastlanan tipi, ikinci derece atriyal septal defekt (sekundum ASD) olup, kalbin orta kısmındaki septumda bir açıklık bulunur. ASD'nin bu türü genellikle doğum sırasında mevcut olur, ancak belirti vermediği durumlarda çocukluk döneminde veya yetişkinlikte fark edilmeyebilir. Diğer türler arasında primum ASD (daha aşağıda yer alan bir açıklık) ve sinus venosus ASD (vena cava'nın kalbe giriş bölgesine yakın bir açıklık) yer alır. Atriyal septal defekt belirtileri ve tedavi yaklaşımları, açıklığın boyutuna, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. ASD'nin ortaya çıkış nedenleri henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, ailesinde doğumsal kalp hastalığı olan bireylerde ASD riskini artırabilir. Aynı zamanda annenin hamilelik sürecinde alkol, sigara kullanımı veya bazı ilaçların tüketimi de doğumsal kalp hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Ancak birçok ASD vakasında spesifik bir neden belirlemek mümkün değildir. Atriyal septal defekt teşhisi genellikle ekokardiyografi adı verilen bir görüntüleme yöntemi ile konulur. Bu yöntem, kalbin yapısını ve işlevlerini detaylı bir şekilde incelemeyi sağlar. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahaleler, kateter yoluyla yapılan işlemler ve ilaç tedavisi bulunmaktadır. Tedavi gereksinimi, ASD'nin boyutuna ve semptomlara bağlı olarak değişir. Cerrahi olmayan tedaviler, küçük ASD'ler için tercih edilirken, büyük ve semptomatik ASD'lerde cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelebilir. Atriyal Septal Defekt Türleri Atriyal septal defekt türleri şunları içerir: - Sekundum.Bu en yaygın ASD türüdür . Üst kalp odacıkları (atriyal septum) arasındaki duvarın ortasında meydana gelir. - Primum.Bu tip ASD, atriyal septumun alt kısmını etkiler ve diğer konjenital kalp defektleriyle birlikte ortaya çıkabilir. - Sinüs venozusu.Bu nadir görülen Atriyal septal defekt türü genellikle kalp odalarını ayıran duvarın üst kısmında meydana gelir. Ayrıca doğumda mevcut olan diğer kalp yapısı değişiklikleriyle de ilişkilidir. - Koroner sinüs. Bu nadir ASD türünde , kalbin damar sisteminin bir parçası olan koroner sinüs ile sol üst kalp odası (sol atriyum) arasındaki duvarın bir kısmı eksiktir. Atriyal Septal Defekt Belirtileri Atriyal Septal Defekt, kalbin atriyal bölümlerindeki doğuştan gelen bir delik olarak tanımlanır. Belirtiler, defektin büyüklüğüne, kalpteki kan akışını ne ölçüde etkilediğine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Bazı durumlarda Atriyal septal defekt, hiçbir belirti göstermeden fark edilmeyebilir ve rutin sağlık kontrolleri sırasında tespit edilebilir. Bununla birlikte, belirgin semptomlar genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir: Bebeklerde ve Çocuklarda Görülen Belirtiler Atriyal septal defekt, çocukluk döneminde sıkça belirti vermeyebilir. Ancak bazı durumlarda aşağıdaki semptomlar ortaya çıkabilir: - Hızlı Nefes Alıp Verme: Özellikle emzirme sırasında veya fiziksel aktivite sonrasında bebeklerde nefes alıp vermenin hızlanması dikkat çekicidir. - Büyüme ve Gelişme Gecikmeleri: Vücuda yeterli oksijen sağlanamaması nedeniyle bebek ve çocuklarda kilo alma veya boy uzama gibi gelişim süreçlerinde gecikmeler yaşanabilir. - Sık Solunum Yolu Enfeksiyonları: ASD'ye bağlı olarak akciğerlerde kan dolaşımının artması, enfeksiyonlara yatkınlığı artırabilir. - Çabuk Yorulma: Fiziksel aktivitelerde yaşıtlarına göre daha çabuk yorulma sık görülen bir belirtidir. - Kalpte Üfürüm: Doktor muayenesi sırasında stetoskop ile tespit edilebilen, kalpteki anormal kan akışı nedeniyle oluşan ses. Yetişkinlerde Görülen Belirtiler Atriyal septal defekt, genellikle çocukluk döneminde fark edilmezse yetişkinlikte daha ciddi semptomlara yol açabilir. Yetişkinlerde ortaya çıkan belirtiler genellikle şunlardır: - Nefes Darlığı: Fiziksel aktiviteler sırasında veya dinlenme esnasında nefes darlığı hissedilebilir. - Kalp Çarpıntısı: Ritm bozukluklarına bağlı olarak düzensiz kalp atışları ya da kalp çarpıntısı görülebilir. - Yorgunluk: Günlük aktiviteleri yerine getirirken bile aşırı yorgunluk hissedilebilir. - Göğüs Ağrısı: ASD'ye bağlı olarak gelişen pulmoner hipertansiyon ya da diğer komplikasyonlar göğüs ağrısına neden olabilir. - Şişlik (Ödem): Ayaklarda, bacaklarda veya karında sıvı birikimine bağlı şişlikler gözlenebilir. - İnme veya Kan Pıhtılaşması: ASD'ye bağlı olarak kalpte oluşan kan pıhtıları, beyin gibi hayati organlara taşınarak felç riskini artırabilir. Genel Belirtiler Her yaş grubunda görülebilecek bazı genel belirtiler şunlardır: - Egzersiz Kapasitesinde Azalma: Hafif egzersizlerde bile halsizlik ve dayanıklılığın azalması. - Mavi/Mor Cilt Rengi (Siyanoz): Cildin veya dudakların mavi renge dönüşmesi, genellikle ciddi Atriyal septal defekt vakalarında görülür. - Baş Dönmesi ve Bayılma: Yetersiz kan akışı ve düşük oksijen seviyelerine bağlı olarak oluşabilir. Belirtilerin Şiddeti Ne Zaman Artar? Atriyal Septal Defekt belirtileri, genellikle zamanla kötüleşme eğilimi gösterebilir. Büyük ASD vakalarında, pulmoner hipertansiyon, sağ kalp yetmezliği ve diğer ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Ayrıca, hamilelik gibi vücudun dolaşım sistemine ek yük getiren durumlar, semptomların artmasına neden olabilir. Bu belirtilerin bir kısmı başka kalp rahatsızlıklarıyla benzerlik gösterebileceği için, Atriyal septal defekt tanısı için mutlaka bir kardiyolog tarafından detaylı inceleme yapılmalıdır. Ekokardiyografi ve diğer ileri tanı yöntemleri, ASD’nin varlığını ve şiddetini tespit etmekte oldukça etkilidir. Atriyal Septal Defekt Nedenleri Atriyal septal defekt, kalbin iki atriyumu arasında bulunan septumda açıklık oluşması durumudur. Bu doğuştan gelen kalp hastalığı, oksijen açısından zengin kanın sol atriyumdan sağ atriyuma geçmesine neden olarak kalpte ve akciğerlerde fazla kan akışına yol açabilir. Atriyal septal defekt, büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak değişen belirtiler gösterir ve doğum sırasında ya da erken çocukluk döneminde teşhis edilebilir. ASD’nin kesin nedeni genellikle tam olarak bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörler bu durumun oluşumunda önemli rol oynayabilir: - Genetik Faktörler - Ailede doğuştan kalp hastalığı öyküsü bulunması, atriyal septal defekt riskini artırabilir. - Bazı genetik sendromlar (örneğin, Down sendromu), Atriyal septal defekt gelişimiyle yakından ilişkilidir. Özellikle Down sendromlu bireylerde endokardiyal yastık defektleri, ASD ile birlikte sıkça görülür. - Belirli gen mutasyonlarının embriyonik dönemde kalp gelişimini etkileyerek ASD’ye yol açabileceği düşünülmektedir. - Çevresel Faktörler - Hamilelik sırasında annenin maruz kaldığı bazı zararlı maddeler veya koşullar Atriyal septal defekt riskini artırabilir: - Radyasyon veya toksik kimyasallar: Özellikle erken gebelikte radyasyona veya toksik maddelere maruz kalmak kalp gelişiminde anormalliklere neden olabilir. - Alkol ve uyuşturucu kullanımı: Gebelik sırasında alkol ya da madde kullanımı, fetal alkol sendromu gibi durumlarla birlikte doğuştan kalp hastalığı riskini artırır. - Annede enfeksiyonlar: Özellikle gebeliğin ilk trimesterinde geçirilen kızamıkçık gibi viral enfeksiyonlar ASD gelişimine katkıda bulunabilir. - Maternal (Anneye Bağlı) Faktörler - Maternal diyabet: Kontrolsüz diyabet, fetüsün kalp gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. - İleri anne yaşı: 35 yaş üzeri annelerde doğumsal kalp hastalıkları riski daha yüksek olabilir. - Yetersiz folik asit alımı: Hamilelikte folik asit eksikliği, fetal kalp gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. - Embriyonik Gelişim Bozuklukları - Gebeliğin erken dönemlerinde (ilk 8 hafta), kalp ve damar sistemi hızla gelişir. Bu süreçte embriyonun atriyal septumunun tam olarak kapanmaması ASD’ye neden olabilir. - Atriyal septumun iki tabakasının birbiriyle kaynamaması ya da yetersiz doku oluşumu, septal açıklığa yol açabilir. Risk Faktörleri Atriyal septal defekt gelişme olasılığını artıran belirli risk faktörleri şunlardır: - Aile Öyküsü - Doğuştan kalp hastalığı öyküsü olan ailelerde ASD riski yüksektir. - Genetik Sendromlar - Yukarıda bahsedilen Down sendromu gibi sendromlar, ASD’yi sıkça içerir. - Etnik ve Coğrafi Farklılıklar - Bazı etnik gruplarda doğuştan kalp hastalığı prevalansı daha yüksektir. Örneğin, Asya toplumlarında Atriyal septal defekt vakaları daha sık rapor edilebilir. - Anne Sağlığı - Gebelikte kontrolsüz diyabet, yetersiz beslenme veya toksin maruziyeti riski artırabilir. - İlk trimesterde teratojenlere (doğumsal kusurlara neden olabilecek maddeler) maruz kalmak önemli bir risk faktörüdür. - Kromozomal Anormallikler - Trizomi 21 (Down sendromu) gibi kromozomal bozukluklar ASD’nin önemli nedenlerinden biridir. - Cinsiyet - Atriyal septal defekt, kadınlarda erkeklere kıyasla daha sık görülmektedir. Bu durum, henüz tam olarak anlaşılamamış biyolojik veya genetik farklılıklarla ilişkili olabilir. Komplikasyonları Küçük bir atriyal septal defekt hiçbir zaman endişe yaratmayabilir. Küçük defektler sıklıkla bebeklik döneminde kapanır. Daha büyük defektler aşağıdakiler dahil ciddi komplikasyonlara neden olabilir: - Sağ kalp yetmezliği - Düzensiz kalp atışları (aritmiler) - Felç - Erken ölüm - Akciğer atardamarlarında yüksek tansiyon (pulmoner hipertansiyon) Pulmoner hipertansiyon kalıcı akciğer hasarına neden olabilir. Eisenmenger sendromu olarak adlandırılan bu komplikasyon genellikle uzun yıllar içinde gelişir ve nadiren büyük atriyal septal defekti olan kişilerde ortaya çıkar. Tedavi bu komplikasyonların çoğunu önleyebilir veya yönetmeye yardımcı olabilir. Atriyal septal defekt ve gebelik Defektiniz varsa ve hamileyseniz veya hamile kalmayı düşünüyorsanız, sağlık uzmanınızla konuşmanız ve uygun doğum öncesi bakım almanız önemlidir. Bir sağlık uzmanı, hamile kalmadan önce ASD onarımını önerebilir. Büyük bir atriyal septal defekt veya komplikasyonları yüksek riskli hamileliğe yol açabilir. Önleme Atriyal septal defekt nedeni belirsiz olduğundan önlenmesi mümkün olmayabilir. Ancak iyi bir doğum öncesi bakım almak önemlidir. OSB'niz varsa ve hamile kalmayı planlıyorsanız, sağlık uzmanınızla bir ziyaret planlayın. Bu ziyaret şunları içermelidir: - Mevcut sağlık durumlarını ve ilaçları tartışmak. Hamilelik sırasında diyabet veya lupus gibi belirli sağlık durumlarını izlemeniz gerekecektir. Sağlık uzmanınız ayrıca hamilelikten önce bazı ilaçların ayarlanmasını veya durdurulmasını önerebilir. - Ailenizin tıbbi geçmişini gözden geçirmek. Ailenizde doğuştan kalp kusurları veya diğer genetik rahatsızlıklar öyküsü varsa, spesifik risklerinizi belirlemek için bir genetik danışmanla konuşmayı düşünün. - Alman kızamıkçığına (kızamıkçık) karşı bağışıklık testi yaptırmak. Annedeki kızamıkçık, bebekteki bazı doğuştan kalp kusurlarıyla ilişkilendirilmiştir. Bağışıklığınız yoksa sağlık uzmanınıza aşı olup olmadığını sorun. Teşhis Bazı atriyal septal defektler, çocuk doğmadan önce veya hemen sonra teşhis edilir. Bununla birlikte, daha küçük defektler yaşamın ilerleyen dönemlerine kadar teşhis edilemeyebilir. Defekt mevcutsa, sağlık uzmanı kalbi steteskopla dinlerken ıslık sesi (kalp üfürümü) duyabilir. Atriyal septal defektin teşhisine yardımcı olmak için yapılan testler şunları içerir: - Ekokardiyogram. Bu, defekti teşhis etmek için en sık kullanılan testtir. Ses dalgaları, hareket halindeki kalbin resimlerini oluşturmak için kullanılır. Ekokardiyogram, kanın kalp ve kalp kapakçıklarından ne kadar iyi hareket ettiğini gösterebilir. - Göğüs röntgeni. Göğüs röntgeni kalbin ve akciğerlerin durumunu gösterir. - Elektrokardiyogram (EKG veya EKG). Bu hızlı ve ağrısız test, kalbin elektriksel aktivitesini kaydeder. EKG , düzensiz kalp atışlarının (aritmiler) belirlenmesine yardımcı olabilir. - Kardiyak manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taraması. Bu görüntüleme testi, kalbin ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için manyetik alanları ve radyo dalgalarını kullanır. Ekokardiyografi kesin bir tanı sağlamadıysa, bir sağlık hizmeti sağlayıcısı bu tür bir MRI talep edebilir. - Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması. Bu, kalbinizin ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için bir dizi X-ışını kullanır. Ekokardiyografi defekti kesin olarak teşhis edemiyorsa, atriyal septal defekti ve buna bağlı konjenital kalp defektlerini teşhis etmek için kullanılabilir. Atriyal Septal Defekt Tedavisi Atriyal Septal Defekt, genellikle doğumsal bir kalp hastalığıdır ve tedavi seçenekleri defektin büyüklüğüne, hastanın semptomlarına, yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Tedavinin amacı, kan akışındaki anormallikleri düzeltmek, komplikasyonları önlemek ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Atriyal septal defekt tedavisinde izlenen yollar cerrahi olmayan yöntemler, cerrahi müdahaleler ve ilaç tedavisi gibi farklı kategorilere ayrılır. 1. İzlem ve İlaç Tedavisi Bazı küçük ASD'ler belirgin bir semptoma neden olmadığında, genellikle tedaviye gerek duyulmaz ve defekt kendiliğinden kapanabilir. Bu tür vakalarda hasta düzenli aralıklarla takip edilir: - İzlem: Kardiyolog, defektin büyüklüğünü ve kalbin işleyişini izlemek için düzenli ekokardiyografi veya diğer görüntüleme yöntemlerini kullanır. Çocuklukta görülen küçük ASD'lerin büyük bir kısmı yaşamın ilk yıllarında spontan olarak kapanabilir. - İlaç Tedavisi: ASD'nin kendisini tedavi etmez ancak semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, genellikle aşağıdaki durumları hedefler: - Kalp ritim bozukluklarını kontrol etmek (antiaritmik ilaçlar). - Kalp yetmezliğini yönetmek (diüretikler, ACE inhibitörleri veya beta blokerler). - Pulmoner hipertansiyonu azaltmak. 2. Kateter Bazlı (Transkateter) Müdahaleler Cerrahi olmayan minimal invaziv yöntemler, Atriyal septal defekt tedavisinde giderek daha yaygın bir hale gelmiştir. Orta büyüklükteki veya büyük, semptomatik ASD'lerin tedavisinde tercih edilen bir yöntemdir. - Kateterizasyon Süreci: Bu prosedürde, kasık bölgesindeki bir damar üzerinden bir kateter (ince tüp) yerleştirilir ve kalbe yönlendirilir. Kateter aracılığıyla defekte yerleştirilen bir cihaz (örneğin, Amplatzer septal oklüder), açıklığı kapatır. - Avantajları: - Açık cerrahiye kıyasla daha az invazivdir. - Daha kısa iyileşme süresi ve hastanede kalış süresi. - Genel anestezi gerektirebilir ancak düşük komplikasyon riski taşır. - Uygunluk Kriterleri: Kateter bazlı yöntemler yalnızca uygun anatomik özelliklere sahip ASD'lerde uygulanabilir. Örneğin, defektin etrafındaki doku miktarı yeterli olmalıdır. 3. Cerrahi Müdahale Kateter bazlı yöntemlerin uygun olmadığı, büyük ASD'ler veya karmaşık durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. - Açık Kalp Ameliyatı: Göğüs kafesi açılarak yapılan bu prosedürde kardiyopulmoner baypas (kalp-akciğer makinesi) kullanılır. Cerrah, defekti doğrudan diker (primer kapama) veya yamalar (perikardiyal veya sentetik yama) kullanarak kapatır. - Cerrahinin Endikasyonları: - Büyük ASD'ler. - Pulmoner hipertansiyon gelişme riski. - Kateter bazlı yöntemin mümkün olmadığı anatomik durumlar. - Cerrahinin Avantajları: - Defektin tamamen kapatılmasını sağlar. - Anatomik olarak karmaşık ASD'lerde etkili çözüm sunar. - Riskler: Diğer büyük cerrahi prosedürlerde olduğu gibi enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı komplikasyonlar ve uzun iyileşme süresi gibi riskler taşır. 4. Komplikasyonların Yönetimi ve Önlenmesi Atriyal septal defekt tedavisinde amaç yalnızca defektin kapatılması değil, aynı zamanda komplikasyonların önlenmesidir: - Pulmoner Hipertansiyon: ASD'nin uzun süre tedavi edilmemesi pulmoner hipertansiyona yol açabilir. Bu durumda, tedavi pulmoner arter basıncını azaltmaya yönelik ilaçları içerebilir. - Emboli Riski: Defekt, kan pıhtılarının akciğerler yerine sistemik dolaşıma geçmesine izin verebilir. Bu durum genellikle inme gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tedavi, defektin kapatılması ve kan sulandırıcı ilaçların kullanımı ile sağlanır. - Ritim Bozuklukları: Özellikle erişkin hastalarda ASD’ye bağlı olarak atriyal fibrilasyon gibi ritim bozuklukları gelişebilir. Bu durumda, antiaritmik ilaçlar veya kardiyoversiyon gerekebilir. 5. ASD Tedavisinde Yenilikçi Yöntemler ve Gelecek Perspektifi Tıbbi teknolojideki ilerlemeler, ASD tedavisinde daha az invaziv ve daha etkili yöntemlerin geliştirilmesine olanak tanımaktadır: - Robotik Cerrahi: Robot destekli minimal invaziv cerrahi yöntemler, daha küçük kesilerle müdahale imkânı sunar. - Gelişmiş Kateter Cihazları: Daha küçük boyutlu ve esnek cihazlar sayesinde daha karmaşık ASD'ler için kateter bazlı tedavi seçenekleri artmaktadır. - Kök Hücre Tedavileri: Hasarlı kalp dokusunun onarımı için kök hücre araştırmaları umut vadetmektedir. Sonuç Atriyal Septal Defekt tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir yaklaşımı gerektirir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahalelerden kateterizasyon yöntemlerine kadar geniş bir yelpaze bulunmaktadır. Tedavi başarısı, Atriyal septal defektin zamanında teşhis edilmesi ve uygun tedavi yönteminin seçilmesiyle doğrudan ilişkilidir. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde düzenli takip, komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Referanslar: - Atriyal Septal Defekt (ASD): 14 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi - Abaci, A., Unal, S., Alsancak, Y., Kaya, U., & Sezen, Y. (2013). Short and long-term results of percutaneous closure of atrial septal defect in adults. European Journal of Internal Medicine, 24(3), 236-241. - Attie, F., Rosas, M., Granados, N., Zabal, C., Buendia, A., & Calderon, J. (2001). Surgical treatment for secundum atrial septal defects in patients >40 years old. Journal of the American College of Cardiology, 38(7), 2035-2042. - Baumgartner, H., De Backer, J., Babu-Narayan, S. V., et al. (2020). 2020 ESC Guidelines for the management of adult congenital heart disease. European Heart Journal, 41(43), 4153-4241. - Beitzke, D., Heinze, G., Ullrich, R., et al. (2012). Long-term follow-up of patients with atrial septal defect. Clinical Cardiology, 35(1), 20-25. - Brochu, M. C., Baril, J. F., Dore, A., et al. (2001). Improvements in exercise capacity in asymptomatic and mildly symptomatic adults after atrial septal defect percutaneous closure. Circulation, 103(19), 2568-2573. - Cardoso, S. M., Carvalho, M. R., Sousa, L., et al. (2007). Long-term outcomes after percutaneous closure of atrial septal defect. Revista Portuguesa de Cardiologia, 26(3), 213-223. - Chessa, M., Carminati, M., Butera, G., et al. (2002). Early and late complications associated with transcatheter occlusion of atrial septal defect. Journal of the American College of Cardiology, 39(6), 1061-1065. - Cullen, S., Somerville, J., & Redington, A. (1995). Transcatheter closure of atrial septal defect reduces atrial tachyarrhythmias. Heart, 73(1), 32-36. - DiBardino, D. J., McElhinney, D. B., & Kaza, A. K. (2015). Read the full article
0 notes
Text
“Hersek Lagünü, Marka bir merkez oldu”
Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral, Hersek Lagününün tanınırlığının her geçen gün arttığını ve cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral, Hersek bölgesinde hayata geçirilen Doğa Eğitim Merkezi ve Engelsiz Kuş Gözlem Kulesi ile Engelsiz Tıbbi Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin bir cazibe merkezine dönüştüğünü söyledi. Nadir türler yer alıyor Koruma…
View On WordPress
#Altınova#Belediye Başkanı#Doğa Eğitim Merkezi#Hersek Lagünü#Kuş Gözlem Kulesi#Metin Oral#Tıbbi Aromatik Bitkiler Bahçesi#Yalova
0 notes
Text
Kitap Önerisi: Bitki Avcıları
Bugün size kitaplığımın en değerli parçalarından birini göstermek istiyorum. Tabii ki fiyatından dolayı değil, benzer bir çalışmanın üstelik Türkçe basılmış kaynakların yetersiz oluşundan dolayı değerini çok yüksek buluyorum.
Bugün isteyen herkes, dünyanın neresinde yetişmiş olursa olsun istediği çiçeğe ya da baharata daha kolay ulaşabiliyor. Tabii ki bu her zaman böyle değildi. Tüm bunların bu kadar kolay ulaşılabilir olmasını, türler açısından zenginliğin olmasını ve günümüzde artmaya devam etmesini girişimci ruhlu bitki toplayıcılığı yapan kaşiflere borçluyuz. Bu insanlar kendilerinden uzakta bulunan bitkileri tanımak, onların yayılımını sağlamak için yaşamlarını riske atarak bir yolculuğa çıkıyorlar. Toplumlar, bitkisel hammaddeleri elde edebilmek için birbirleriyle savaşıp, tohumlar üzerinden anlaşmalar imzalıyorlar.
Bu kitapta da işte modern dünyanın şekillenmesine katkı sağlayan geçmişin ve günümüzün bitki avcılarının hikayeleri yer alıyor. Bilim insanlarına göre dünyadaki bitki türlerinin yalnızca dörtte üçünü sınıflandırabilmiş durumdayız. Bu da demek oluyor ki geleceğin bitki avcılarının kat etmesi gereken uzun bir yol var.
Kitabın içindekiler kısmını diğer görsellerde paylaştım. Ayrıca hemen hemen her ana başlıkta tarihsel değeri yüksek tıpkıbasım belgeler mevcut. Bunların bir kısmına @internetarchive üzerinden ulaşabiliyorsunuz ama elinizin altında olması kitabı kurcalarken belgelerden yararlanmak daha başka bir şey. Biz bunu Nutuk okurken çok iyi anladık çünkü. Oradaki savaş planları, çizimler, haritalar da olmadan metni anlamanız kolay olmuyor.
Ben bu kitabı ve diğer otuza yakın kitabı 2018'de kazandığım ilk maaşımın yarısıyla almıştım. Şimdilerde baskıları tükenmiş durumda. Nadir Kitap gibi yerlerde sahaflardan bulabiliyorsunuz ama ciddi anlamda yüksek fiyatlara satılıyor. Çok yüksek bir fiyata almak yerine, ilginizi çektiyse @isbankasikulturyayinlari na tekrar baskı için mail yoluyla baskı oluşturabilirsiniz. 🥰
11 notes
·
View notes
Text
Beyaz Bulut Dağı Balığı Beyaz bulut dağı balığı, sazansıgiller familyasına ait bir türdür. Doğal yaşam alanı Çin’in Beyaz Bulut Dağları bölgesidir. Fakat bu ana doğal yaşam alanlarında oluşan olumsuz etkiler nedeniyle popülasyonu tükense de bazı bölgelerde hala yaşam sürüyor. Çin kıyı eyaleti Guangdong ve Hainan Adası, Vietnam’da ise Quang Ninh eyaletinde az sayıda görülmeye devam ediyor. Türü doğada çok nadir ve vahşidir. Çin’de nesli tükenmekte olan türler arasında yer almaktadır. Sürü olarak bakılması önerimizdir. En az 6 adet olacak şekilde bakılmalıdır. Aksi halde stres yaparak, renk kaybı yaşar ve akvaryum ortamında sürekli saklanma eğilimi gösterir. Genellikle soğuk su derecesinde yaşadığı için bazı akvaryum balıkları …
0 notes