#muhsîn ozdemîr
Explore tagged Tumblr posts
Text
Tarihe dahilden görmek: Horasan mitolojisi ve Kürd Aleviliği (*)
Kürdlerin içerdiğinden bakma projesi çerçevesinde planlanan yayınların oluştuğunda ilk akla gelenlerden bir parça olan Kelimullah Tewehudi'nin 'Kürdlerin Horasan'a Göç Tarihi' ile başlanması düşünüldü. Bunun ana nedeni bilindiği gibi resmi ideoloji bir çok biçimli Kürd kültürü ve düşüncelerini ya manipülasyon ya da zor yöntemler ile tarih, kültür ve yaşayışlardan uzaklştırmak olmuştur. Bunu gerçekleştirmek için yapılan ilk yazılar birilerinin tarihlerini çevirerek egemen tarih anlayışını oluşturmak yoluna gidilmiş. Kürd tarih ve kültür çeşitli biçimlerde merkezi düşüncelere bağlanarak yok edilmiştir. Öyle ki bütün Kürdistan araştırmacılarının, arkeologların ortak vargısı olan bölgesel hiç kesintiye uğramadan yaşayan bir darı olan Kürdlerin sanki tarih, kültür ve mimariye hiç katkı sağlamadığı gibi bir tarih yazımına girilmiş, ortaya çıkanlar ise bir çok çevre inandırılmıştır. Öyleki bu oryantalist bakış açısıyla, dıştan farklı bir yaklaşım olan Kürdi çevreler tarafından dahi kabul edilebilir hale gelmiştir. Yapılan yeni çalışmalar ve Kürdün özgürlüğü Kürde teslim etme destekleri bazı kapsamlı veya Kürdi çevrelerce de abartılı olarak mevcuttur. Bu abartılı bulunmaması örneklense başlı başına bir araştırma konusu kamsamında yer tutarları düzeyindedir. Bu da gösteriyor ki ki egemen faaliyet iyice amacına ulaşmış durumda.
Bu yayın projesi bütün bunları çevirmek amacıyla her yazımızda ve çalışılan tanımlama tanımlamasında ısrarla dile getirilmektedir. Bu ısrarda devam ediyor. hesapta ikinci üretimde ve sömürülen = aynı vurgu ön plana çıkarılmaya çalışılacaktır.
Kelimullah Tewehudi'nin bütün çalışmaları Kürd milli düşüncesinde bir öz bakış araştırması ve yazınıdır. Özellikle Horasan anlatılarının oluşturulduğu altın ciltlik dev eserlerinin başında gelmektedir. Şimdi bu büyük eserin ikinci birikimiyle ilgili çevrenin dikkatine sunmuş buluyoruz.
Artık yeni keşifler ve ulaşılan yeni, dah güçlü, meseleye Kürd milli düşüncelerinin çıkarlarına gören bakan incelemelerle tarihimizi daha da aydınlanmış buluyor.
Sistemin manipülatif ve tarih değişimini çevirerek asimilasyonda güçlü bir referans olan Horasan ve Alevilik göç ilişkilerinin Kürdistan ve birliğini yok etmede veya dayanıklılık kaybında kullanıldığında, bu kullanımın oldukça iyi bir süre başarılı olduğunu yaşayarak gördük. Ancak yeni araştırmalar, ulaşılan sonuçlarla bu asimilasyon düşüncesi ve planı daha iyiye çevrilmiş, tarih yazımı milletimizin düşünce biçimine göre yerli yerine oturtulmuştur. Bunların gibi bunların başında gelen Horasan tarihi artık bu çalışmalarla işlemez duruma gelmiştir. Kitabın ikinci kilit tarihi gerçekleri açıklığı ile ortaya çıkmaya devam ediyor. Altı ciltlik projenin sona ermesi, tamamıyla netleşmiş bir şekilde, konu ile araştırmacı araştırmacılara da büyük bir tarihi külliyattan çıkmış olacaktır.
Bize göre Horasan bir Kürd aydın-yazar tarafından bir tek amaç için yapılır, o da 'aleviliği sünnileştirme, Kürdlüğü türkleştirme resmi ideolojisinin bakımı ve geleneksel alt yapılmadığı, bir çarpıtma ve asimilasyon ile egemen tarih anlayışı oluşturmak istenmektedir . Bunun dışında onun türü, iyi niyetli olsa da, çabası egemen düşüncelere yardımcı olur. Niyet farklı da olsa nedeni bilinmeyen, akademik, merceklik vb. Kaygılar ile tam tersi bir sonuç ortaya çıktığı için bu tezler aracılığıyla Türk egemen düşüncesi: 'Horasan'da geldiniz türkleriniz' diyebilir. Bu ürünler tam tersini söylüyor ve kanıtlıyor.
Genel tarih olarak İran Safevileri üzerinden hareket ederek bu tarihte bir giriş yapılabilir. Sencar Kürdlerinden kabul edilen Şah İsmail, Kuzeyden gelen sünni saldırılara karşı, Horasan'da bir alevi savunma hattı oluşturmak istedi. Bunun için, dönem sınırı Maraşa-gurgum- kadar gelen alanda Alevi Kürdlerden onbine yakın bir evde alarak Horasana'yı yerleştirdi. Özbeklerden alınan bu alanın korunması ve savunması bu kesimlerden, Alevi Kürdlerden oluşuyordu. Maraş, Dersim ve hatta Suriye ye kadar olan bölgedeki dönem dönem dönemlerinde bu savunma hattını oluşturmak için batıdan Horasana taşındı. Sünni Özbek ve Türkmenlere karşı, bu Kızılbaş-Alevi Kürdlerden bir savunma yer aldı, oluşturulmak istendi. İkinci doğuya göç Şah Tahmasp döneminde yapıldı. Yine onikibin yakın bir Kürd-Kızılbaş buradan bilindiği biliniyor. Üçüncü olarak ise Şah Abbas döneminde yine aynı sayıda göç mevcuttu. Bu rakamda oniki bin olarak ifade ediliyor. İşte bu eserlerin anlatıldığı tarihin aynası durumundadır.
Yavuz Sultan Selim döneminde 1639 Kasr-ı Şirin-Zuhab Antlaşması ile ilk defa ikiye bölünen Kürdistanda, nüfus ve siyasi dengeler değişti ve bozuldu. Ancak daha sonra batıda Maraş Toroslarına kadar uzanan Şii İran bölgesinde son buldu. Yeni dönemde daha önce Şahlar tarafından doğuya Horasana'ya götürülen Kızılbaş Kürdler, Osmalı yarışmalarda kalan aile ve yurtlarına dönmek üzere geri göçe başladı. Bu Horasanda gelmekten çok, gidenlerin geri gelmesiydi. Horasanda Dım Dım kalesi üzerinden, kuzeyde Dersim, Malatya, Sivas, Antep, Adıyaman hatta Afrin-bugünki Rojavaya kadar geri dönüş yaşandı. Bu geri dönüşe rağmen Horasan da nüfüsun çoğunluğu Kürd-Alevi kesiminden oluşuyor. Şimdiki Horasan aşiret yapısı ile Kuzey Kürdistan Alevi-Kızılbaş aşiret yapısı aynı. İnaçları, ritüelleri, giyim kuşamları, aile örgütlenmeleri ve yapıları ile takvim de nerdeyse aynı değildir.
Bütün bu projeler için sürekli çaba veren Milliyetçi Kürd Düşünesinin Cemal Nebez fikri ile sürdürücüleri Kaniya Kurda grubu olamzsa bu olmayacaktı. Sitav Yayınları ve Kahir Bateyi Hoca tek başına bir kültür müdürü olarak bu yükü omuzlamazsa yine bu tarih gün yüzü çıkmayacaktı. Çevirmenimiz Muhsin Özdemir Hocanın özverli ve titiz çalışması olmazsa olmaz bu kitaplar hiç gün görünümünden çıkmamıştı. Kürd yayıncılık kurumsallardan destekten yoksun, kendi bireysel çaba ve emekleri ile yürüdüğünü çok iyi izledi. Hepsinin varlığı milli kültür ve tarihimizi sürdürmenin gücüdür. Tek tek varolsunlar, hepsine ayrı ayrı sonsuz emekleri için teşekkürler.
Not: Kelimullah Tewehudi, Kürdlerin Horasan'a Göç Tarihi, İkinci Cildi, Sitav Yayınları.
(*) İsmet Yüce
1 note
·
View note
Text
ÊL Begê Caf : Mux, Pîrmend Û Pêşbînvanekî Mezin Ê Kurd Ê Ji Bîrçûyî?
ÊL Begê Caf : Mux, Pîrmend Û Pêşbînvanekî Mezin Ê Kurd Ê Ji Bîrçûyî?
Soran Hemereş Wergera Ji zaravayê Soranî: Muhsîn Ozdemîr Dema ez zarok bûm di nava civakeke windabûyî di xwe de, gelekî kêfa min bi naskirina pêşbînîkerê navdar ê cîhanê Nostradamos re dihat. Ew mirovê Fransî nêzîkî sala 1503an li Fransayê ji dayik bûye û pêşbîniya gelek bûyerên piştî xwe kiribû. Her çiqas îro li ser ravekirin û hebûna pêşdîtinên wî gelek nîqaş hene jî hinek bawer dikin ku gelek…
View On WordPress
#Êl Begê Caf#Êl Begê Caf : Mux#Muhsîn Ozdemîr#Mux#Pîrmend#Pîrmend Û Pêşbînvanekî Mezin Ê Kurd Ê Ji Bîrçûyî?#Soran Hemereş
0 notes
Text
Dibên îro roja pîran e(salxwariyan).
Xwedê gopalê zêrrîn diyarî wan bike!
Hezar sal pîrtir bûme
Nizanim ramûsanên te
Ez kirime hezar salî
Yan sererd
Hezar car zêdetir
Li dora rojê çerxiyaye
Bîjen Celalî
Ji farsî: Muhsîn Ozdemîr
20 notes
·
View notes
Text
Altı cilt olan kitabın ikinci cildi yayınlandı. Alanında büyük bir boşluğu dolduracak eser yayınlanmaya devam ediyor.
0 notes
Text
Dikarim
Di kûrahiya bêjeyekê,
Yan di dergûşa lêva keçekê,
Yan di keviya secadeyekê,
Yan jî di quncika tarî ya senemxaneyekî de
Xwe
Ji helbestê veşêrim.
Lê belê xwe
Li kû derê veşêrim
Ji destê eşqa vê qefesa ku
Navê wê welat danîne
Letîf Helmet
Kurmancîkirin: Muhsîn Ozdemîr
2 notes
·
View notes
Text
Şanoya Dayika Niştîman û Koşka Miradan
Wek tê zanîn dema li rojhilatê Kurdistanê komara Kurdistan di pêşevatiya nemir pêşeva Qazî Mihemed de hate damezrandin, li Mehabadê, Saqizê, Kermanşahê û li navçe û bajarên rojhilatê Kurdistanê bi navê “Dayika Niştîman” şanoyek kurdî hatibû leyist in. Herçiqas temenê komara Kurdistanê li rojhilat hindik bû jî, di nav salek de di derbarê çand, wêje û ziman de gelek kar û xebatên hêja hatibû kirin. Leyistika şanoya “Dayika Niştîman” jî yek ji wan xebatan bû, afirandineke çandî, wêjeyî bû. Dayika Niştîman yekemîn şanoya kurdî ye ku li rojavayê Kurdistanê li ser sahneyê/dîkê hatiye leyistin û temaşevanên kurd bi baldarî wê temaşe kirine.
Birêz Muhsîn Ozdemîr li ser şanoyê lêkolîn kiriye û gelek agahdariyên berfereh ên hêja berhev kiriye û pêşkêşê xwendevanên kurd kiriye. Pirtûka wî ya lêkolînî û şîroveya derbarê şanoyê de li bakurê Kurdistanê di nav weşanên ‘Na’ de derketiye. Pirtûk 80 rûpel e û hêjayê xwendinê ye, divê xwendevanên kurd wê bixwînin. Li ser amadekirina pirtûkê birêz Muhsîn Ozdemîr dibêje; Di naveroka vê pirtûkê de dîroka Şanoya Dayika Niştîman, Şanonameya Koşka Miradan, rewşa siyasî ya wê demê mirov dikare bibîne…. Min hay jê heye ku wêjeya kurdî li rojhilatê Kurdistanê ewqasî zêde li Bakurê Kurdistanê nayê nas kirin. Bi amadekirina vê berhemê bi kurmancî ruhê şaîrê mezin Hejar Mukrîyanî û Hêmîn Mukrîyanî jî dê şad bibe. Ji ber ku “Şanoya Dayika Niştîman” serkaniya xwe ji helbesteke Hejar werdigire. Şanonameya Koşka Miradan jî ji helbestên Hêmîn pêk tên.” (Rûpel: 8-9)
Di pirtûkê de di beşa yekemîn de şanoya Dayika Niştîman bi nêrîna Mîrza Menaf Kerîmî ku ew wezîrê komara Kurdistanê/Mahabadê bûye tê pêşkêşkirin. Mîrza M. Kerîmî derbarê şanoyê de agahdarî dide. Ew ji bo naveroka şanoyê weha dibêje: “Dayika Niştîman bi şêweyekî tirajîk, dest û lingê wê di qeyd û zincîran de ye, rûniştiye. Bi awayekî bêhêz û bêtaqetî dice ser dike. Temaşevan bi dîtina vê rewşa tirajîk a Dayika Niştîman xembar dibûn. Bi taybet bi bihîstina hawarên zarokên wê yên dilêşîn, rondik ji çavên temaşevanan dibarandin. Bi dîtina vê şanoya trajîk re bandoreke kûr li ser hemû hasten temaşevanan çêdibû.” (Rûpel:11) Lêbelê ev naverok paşê hinek hatiye guhertin. Ez ê paşê behsa naveroka guhertî jî bikim.
Şanoya Dayika Niştîman şanoyek dramatik e, bi êş e, bi derd, kul û keder e. Naveroka wê wisan bandorek li ser temaşevanan datîne ku, dil û kezeba wan dişewite, temaşevan digrîn. “Bi zimanê zarokan e, di demeke wisa de kul û giriyê wê di asta lavakariyê de bû. Ji Xwedê lava dikir ku dayika wê ji nav çengê nêçîrvan rizgar bike. Nalîn û hawara wê ewqasî trajîk bû, dilê hemû temaşevanan dixiste nav xof û dijanê.
Di wê rewşê de temaşevanan bêyî ku karibin xwe bigrin kûr kûr digiriyan…..ew jin û keçên ku li pişt pencereyan, li ser dîwaran û bane xaniyan ev dîmen didîtin nedikarîn pêşî li girîna xwe bigrin. Hûr hûr rondik ji çavên wan dihate xwarê. Tu temaşevan nemabû ku ev şano bandor li ser wê/wî nekiribe û pê xemgîn nebûbe…..ev şano li bajarê Mehabad, Nexede, şino û Bokanê hatiye pêşkêşkirin. Gel bi germî pêşwazî kiriye.” (Binêr rûpel 15)
Di beşa duyem a pirtûkê de di derbarê şanoya Dayika Niştîman de bi Xenî Beluryan re hevpeyvîn heye û dîtinên wî tê pêşkêşkirin. Dema ez (L. Polat) li rojhilatê Kurdistanê bûm, min navê Xenî Beluryan bihîstibû. Ew 25 sal di hepis û zîndanên şahê Îranê de raza bû.
Naverok û perdeyên Dayika Niştîman gelek balkêş û girîng in. Şano ji 5 perdeyan pêk tê. Sernavê perdeyan; Perdeya Firîşte, Perdeya Sedabadê, Perdeya Dayika Niştîman, Perdeya Rizgarkirina Dayika Niştîman, û Perdeya Çêbûna/Damezrandina Komara Kurdistanê. Perdeyên şanoyê û naveroka Dayika Niştîman ji ber helbestên Hacî Qadirê Koyî pêk hatine. Mijara çîroka esasî a perdeyên şanoyê weha li hevûdu hatine hunandin. “Firîşteyek qala mirov, welat û niştîman dike. Dayika Niştîman di bend û qeyd û zincîran de ye. Daxwaza azadî û rizgariyê dike. Zaroyên Dayika Niştîman bi hawara Dayika Niştîman ve tên. Dijmin plan û nexşeya têkbirinê dimeşîne/ pêşmerge û piştivanên wan Dayika Niştîman rizgar dikin. Kurd digîhêjin armanca xwe û Komara Kurdistanê dademizrînin.” (Rûpel:22)
Ji ber vê naveroka girîng fîlmeke tam, temam û herweha fîlmeke hêja dikare were çêkirin. Di hêla fîlmçêkirinê de kurdên rojhilat û başur qels in, lê kurdên rojava û bakur jîr in. Heta niha digel ku ewqas îmkanên aborî li başurê Kurdistanê heye jî hêj yek fîlmek yan rêzefîlmeke baş, têkuz ku mirov bi dilxweşî temaşe bike çênekirine, nekşandine, lê kurdên bakur û rojava gelek film û rêzefîlmên baş çêkirine, kişandine û di tvyên kurdî de weşandine. Bi hêviya ku rojeke fîlma şanoya Dayika Niştîman were çêkirin û herweha şanoya wê ji nû ve li tiyatroyê were leyistin. Min bihîst ku komek kurd dest bi hewldaneke çêkirina fîlma nemir pêşewa Qazî Mihemed kirine, dixwazin fîlma jiyan û têkoşîna wî û fîlma damezrandina komara Kurdistanê/Mahabadê çêbikin. Karekî pîroz e, bi hêviya serketinê, hêvîdarim biserbikevin.
Di beşa sêyemîn a pirtûkê de “Şanonameya Koşka Miradan” heye. Ev şano ji heft perdeyan pêk hatiye. Di perdeya yekem de ev gotinên manedar ku di esasê xwe de rewşa netewa kurd radixe ber çavan, hene:
“Heta kengî dibî bê hest û bêdeng
Dîl î, blindest î, hêsîr î, heta kengê?
Rût î, bêdar î, feqîr î, heta kengê?” (Rûpel: 41)
Van gotinana bi devê keçek kurd tê gotin.
Bi devê kurr jî weha tê gotin :
“Welato! Ser û can û male min fedayê te
Û cane min kewîna derd û belayê te
Ji bo navê te, gorî dikim ser, ku bizanî
Ez im ew lawê jîr û dilsozê te
Ji bo parastin û ewlehiya sînorê te
Di şûna majîno de singa min keleha te
Gelo dê çawa bijîm bextewar û şad
Ku bibînim tu di destê biyaniyan de yî
Divê kengî serbixwe bî tu, heta ku ez
Biserbestî temaşe bikim li kêfa te“
(Rûpel: 41)
Bi sernavê “Şanonameya Dayika Niştîman û siyaseta Kurd” axaftina Birayim Fersî di festîfala bîranîna Qazî Mihemed de weke gotareke girîng û bi nirx di dawiya pirtûkê de hatiye pêşkêşkirin. Birayim Fersî dibêje: “Hebûna şanoyê li her welatî û di nav her neteweyekê de nîşaneyek hebûna şaristaniyê ye. Ew kesên ku avakirina şanoyê difikirin di nav welatê xwe û gel de mirovên xwedî şaristanî ne….neteweya kurd di rê, war û şanoya xwe de, xwe digihîne serdema rê û resmên Mîtraîzm û Zerdeşt. Hebûna dîtina şano û hunerê xwe digihîne serdema împeretoriyan…..Di nav kurdan de şano û cihên şanoyê berdewamî maye û bi form û şêweyên cuda gihîştiye îro.” (Rûpel: 66)
Li gor min girîngiya herî girîng a şanoya Dayika Niştîman a bingehîn ev e ku; di vê şanoyê de dîtin û ramanên dewletxwaziyê, daxwaza komarsaziyê, pêwîstiya têkoşîna ji bo azadiya gel û rizgariya welat tine zimên. Weke ku birêz Birayim Fersî jî dibêje;”Şanoya Dayika Niştîman tekane alavek ragihandinê ye. Bi awayekî girseyî fikra komarxwazî biriye nav gel.” Rûpel: 69.
Di beşa çaremîn a pirtûkê de derbarê Hêmîn Mukrîyanî û Mamoste Hejar de şîroveyek baş û hêja heye. Herî dawî jî jînegeriya berhevkar û wergerê pirtûkê hêja Muhsîn Ozdemîr tê rave kirin. Jiyan, serborî û serpêhatiyên jiyana zor û zahmet a Muhsîn Ozdemîr jî dikare bibe romaneke baş. Jiyana wî ya bi kelecan, razana wî ya li hepis û zîndanên Îranê û Tirkiyê dikare bibe roman. Muhsîn Ozdemîr hem wergêrekî jîr e û hem jî romannivîser e. Dema ew li hepisxaneya Licê bûye li wir romanek nivîsiye.
Wek hevoka dawî ez dixwazim derbarê têkçûna komara Kurdistanê/Mehabadê çend gotin bibêjim. Yên ku li rojhilatê Kurdistanê komara Kurdistanê têk bir in, xerab kir in dewleta rus û îngilîz bû. Wan bi dizî bi hevre peyman çêkirin. Rusan gotin Romanyayê bidine me bila Îran ji we re be. Îngîlîzan jî got temam lê dive hûn piştgiriya kurdan û azeriyan nekin, komarên ku wan damezrandine dive têk biçin. Îngilîz ji berê ve li dijê dewletbûyina kurdan in. Ji areban re 20 dewlet, ji tirkan re T.C.yê û ji farisan re şehînşahiya Îranê damezrandin lêbelê nehêştin ku kurd bibine dewlet. Ev dijminahiya wan a li hemberê kurdan ji ber têkçûna wan a li pêşberê Selhadînê Eyubî pêk tê. Artêşa wan a xaçperest û dagirker li hemberê Siltanê kurd Selhadînê Eyûbî têk çû û ew jî li pey tolhildana xwe geriyan û herdem/herî dawî di referanduma başurê Kurdistanê de/ bûn asteng û nehêştin ku kurd bibine dewletek serbixwe.
Ez birêz Muhsîn Ozdem��r û weşanên “Na” pîroz dikim ku pirtûkek weha hêja weşandine.
Lokman Polat
3 notes
·
View notes
Text
Di nav hemû gulên cîhanê de
Gulek heye Navê wê guldexwîn e
Taybetmendiyê wê wek me ne
Gulek heye
Pal û pişta wê
Çiya û zozan e
Çar soregul
Ji yek rehê û ji yek can e
Weke axa welatê min
Wek çar perçê kurdistan e
Ku yek ax û yek niştiman e
Xale Qazî
Kurmancîkirn: Muhsîn Ozdemîr
0 notes
Text
Soran Hemereş / Kurdgal Namek
Soran Hemereş / Kurdgal Namek
Soran Hemereş (سۆران حەمە��ەش) Kurdgal Namek, pirtûkeke dîrokî ya kêmpeyda li ser kurd û Beluç e yan belgenameyeke saxte- çêkirî? Kurmancîkirin: Muhsîn Ozdemîr Hê nû min pirtûka “Kurd Kê ye?” nivîsandibû. Rojekê hevalekî birêz , pêvendî bi min re danîn û got; pirtûkeke gellekî kêmpeyda heye li ser dîroka kurdan, divê tu bibînî û wî bi xwe zehmetî kişand û ji Birîtanyayê bi postê ji min re şand.…
View On WordPress
0 notes
Text
Jiyana Muhsîn Ozdemîr
Di sala 1970’de li gundê Zivinga Şikakan a girêdayî Findika Botanê hatiye dinyayê. Dibistana seretayî li Zivinga Şikakan xwend. Dibistana navîn û amadehî li bajarê Wanê qedand. Piştî sala 1991’ê tevlî tevgera Azadiya Kurd bû. Ji ber birîndariyê û sedemên siyasî bi salan li derveyî welêt ma. Di sala 2003’an de li Ûrmiyê hate girtin. Di zindanê de bi rêya çûyîna dibistanê fêrî zimanê farsî bû. Hin…
View On WordPress
0 notes
Text
Pîr Şalyarê Zerdeştî Yan Pîr Şalyarê Yarsanî Yê Feylesof ? - Soran Hemereş
Pîr Şalyarê Zerdeştî Yan Pîr Şalyarê Yarsanî Yê Feylesof ? – Soran Hemereş
Kurmancîkirin: Muhsîn Ozdemîr Li gorî ahengên salane yên vên cejnê, va îsal jî cejna Pîr Şalyar bi rêve çû. Lêbelê em hetanî çi radeyê vî zanayê kurd nas dikin û haya me ji fikr û ramanên heye? Ji aliyê xwe ve heyameke dirêje hewl didim ku fikr û raman, dîtîna olî ya Pîr Şalyarî fêhm bikim. Di sala 1995an de bi geştekî re vegeriyam başûrê welat û heyamekî bi qasî çar heftiyan li wir mam. Rojekê…
View On WordPress
#Muhsîn Ozdemîr#Pîr Şalyarê Yarsanî#Pîr Şalyarê Zerdeştî#Pîr Şalyarê Zerdeştî Yan Pîr Şalyarê Yarsanî Yê Feylesof ? - Soran Hemereş#Soran Hemereş
0 notes
Photo
Ez hizra heyvekî dikim Û peyvekî li nav helbestê Ez hizra kaniyekî dikim Wexma wê ji axê Ez bêhna dewlemendiya genimistan Û efsaneya nên, Ez bi bêtawaniya lîstokan Û bi wê kûçeya zirav û dirêj Ku tije ye ji miska darên qaçê, dikim.
FURÛX FEROXZAD
Ji farsî : Muhsîn Ozdemîr
1 note
·
View note
Text
Heke bimrim
Heke bimrim Min di nav lepê destê xwe de veşêre Bila, her ku aram bûyî Ji neşoyîıyê min hilmijî Dînîtiya min bide ber şeqaman Heke Bimirim Tişteke min tuneye wekî mîrat bihêlim ku mîratgir desteser bikin Tu bi xwe bi tenê xewnê min bibe Heke bimrim Wan demên ku mesttir dikî Bila tehltir be şeraba te Vî wêneyê min li ber deriyê xwe yê serberdayî Hilawêse
Ednan Berzencî Kurmancîkirin: Muhsîn Ozdemîr
3 notes
·
View notes
Text
3 notes
·
View notes
Text
Heke te zarokek birçî dît Li ser wî negrî Fêr bike...bê çawa serî rake Çek hilgire Dijî wê desteya zordar Ku nanê wî didize...
Letîf Helmet Kurmancîkirin: Muhsîn Ozdemîr
4 notes
·
View notes
Text
Ji bilî bîranîna dost her çi bikî umirkuştin e Ji bilî qala evînê her çi bêjî gişt batil e
Se'dî Şîrazî Werg: Muhsîn Ozdemîr
1 note
·
View note