#misvak
Explore tagged Tumblr posts
ruhurevan-tr · 1 year ago
Text
Tumblr media
Sünnet ehli aşırı değildir. Bilakis, insanlar dînde laubaliliği / gevşekliği benimsediler.
Mukbil el-Vâdiî rahimahullah
32 notes · View notes
storeduru · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Instagram özel fiyatıyla... Ödeme yöntemi PTT akıllı esnaf sanal pos uzerinden ister tek çekim yada taksitli, Peşin ödemelerde havale yöntemiyle ekstra %3 indirim imkanı. Bağlantı linki öne çıkan hikayemizde... @ciceksepeti @trendyol @trendyolcom @hepsiburada @amazon.tr @n11com @pttavm @pazaramaco @etsy #eyüpsabrituncer #dişmacunu #karbonludişmacunu #misvaklıdişmacunu #karanfillidişmacunu #propolis #karanfil #misvak #dişbakımı #diştemizliği #klasiklimonkolonyası #limonkolonyası #elvevücutkremi (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/Cp4QKhnNRsF/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
tibbivearomatikbitkiler · 2 years ago
Text
Misvak Ağacı
Misvak Ağacı
Tumblr media
#ArapDişFırçası, #BitkiEkolojisi, #BitkiÖzellikleri, #FarmakolojikEtkileri, #GelenekselKullanımı, #KayuSugi, #KimyasalBileşimi, #KullanımAlanları, #MisvakAğacıNedirMisvağınFaydalarıNelerdir, #Miswak, #Peelu, #SağlıkFaydaları, #SalvadoraPersica, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler, #YetiştirmeKoşulları https://is.gd/dntQ6p https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/agaclar/misvak-agaci/
Misvak Ağacı Nedir? 
Misvak ağacı; Latince Salvadora persica olarak anlandırılmış Salvadoraceae familyasından bitki türüdür. İngilizce’de miswak veya kharijal olarak bilinir. Bir step bitkisi olan bu bitki; Afrika’dan Asya’ya kadar olan co��rafyada yetişmektedir. Dalları diş temizliğinde kullanılırken meyveleri ise yenebilmektedir.
Tarihi M.Ö 5000’li yıllara kadar gider ve en eski uygarlıklarca kullanılmış bir ağaçtır ve Erak ağacı (Arak Ağacı) olarak da bilinir. Yurtdışında bilinen diğer isimleri, “Arak, Arakta, Arakta dulce, Arakta hakeem, Arakta khar, Arakta khorasan, Galenia asiatica, Meswak, Meswak al-aswad, Miswak, Peelu, Pīlu, Salvadora indica, Siwāk, Toothbrush tree” olarak geçmektedir.
Misvak Ağacı İklim Tercihi
Salvadora persica bitkisi, sıcak iklimlerde yetişir ve kurak koşullara dayanıklıdır. Genellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde bulunur. İklim isteği olarak, yüksek sıcaklıklara, düşük nem seviyelerine ve yıllık yağış miktarının az olmasına toleranslıdır. Ancak, don olaylarından ve aşırı nemden hoşlanmaz.
Kullanılan Kısımları
Salvadora persica bitkisinin çeşitli kısımları farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Ağacın kökü, kabuğu, yaprakları ve dalları geleneksel tıp ve farmakolojide farklı şekillerde kullanılır.
En yaygın kullanımı ağacın dallarının diş fırçası olarak kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra kökü ve kabuğu çeşitli tıbbi amaçlar için kullanılmaktadır. Kökünün ve kabuğunun özütleri antimikrobiyal, antifungal ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Yaprakları aynı zamanda idrar söktürücü olarak da kullanılır.
Ayrıca, Salvadora persica bitkisi geleneksel tıpta ağız hijyeni ve cilt bakımı için de kullanılır. Bitkinin kabuğundan yapılan özütler, cilt iltihabı ve yaralarının tedavisinde kullanılabilir. Bunun yanı sıra bitki yapraklarından yapılan infüzyonlar ağız kokusunu gidermek için kullanılabilir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bitki Ekstraktlarının Antimikrobiyal Etkilerinin Araştırılması
Ancak, Salvadora persica bitkisi bazı yan etkilere neden olabilir. Yüksek dozda kullanıldığında, bitkinin özütleri mide rahatsızlığı, ishal ve kusmaya neden olabilir. Bu nedenle, bitkinin kullanımı önerilen dozda ve uygun şekilde yapılmalıdır.
Misvağın Faydaları Nelerdir?
Özellikle İslam Dininde önem verilmiş bir ağaç olup geçmişte ve günümüzde misvak ağacının dalları diş temizliği amacıyla kullanılmıştır. Gerçekten de diş sağlığı açısından faydalı pek çok bileşeni içerisinde doğal olarak barındırır. İçerisinde leke giderici ve diş beyazlaştırıcı silisyum, mikrop öldürücü antiseptikler, diş üzerinde ince katman oluşturarak diş ile bakteriler arasına duvar ören reçinemsi maddeler ve taş oluşumu önleyen klorür gibi maddeleri ihtiva etmektedir. Tükürük salgısını arttırıcı etkisi bulunur.
İslam’da Önemi
Salvadora persica bitkisi İslam dininde önemli bir yere sahiptir ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) tarafından sık sık kullanılmıştır. Peygamber Efendimiz, bu bitkiyi diş temizliği için kullanmış ve dişlerin güçlenmesine ve ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Salvadora persica bitkisinin dişlerin beyazlamasına da yardımcı olduğu bilinmektedir. İslam dininde bu bitkiye “Misvak” adı verilmektedir ve Müslümanlar arasında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Günümüzde bazı diş macunu markaları misvak özlü diş macunları üretmektedirler.
Yapılan pek çok bilimsel araştırma ile gerçekten de misvak kullanmanın, diş sağlığı için en az diş macunları kadar faydalı olduklarını ortaya koymuştur. Hatta bazı durumlarda diş macunlarının ciddi zararları olabilecek iken misvağın hiç bir yan etkisinin bulunmaması ve diş eti sorunları içinde fayda sağlamasının yanı sıra tükürük salgısını arttırması bu konuda misvağın ne derecede etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Misvak Nasıl Kullanılır – Misvak Nasıl Saklanır?
Küçük bir çubuk şeklinde satın alınan misvağı kullanmak için fırça olarak kullanılacak ağızda biraz ezilerek veya suda bekletilerek liflerinin çıkması sağlanır. Bu şekilde kullanılabilir. Misvağın temizlenmesi ve kullanıldıktan sonra saklanması normal diş fırçalarında olduğu gibidir. Kullanıldıktan sonra yıkanıp diş fırçası konumunda saklanabilir. Ayrıca misvak kabı misvağı saklamak için kullanılabilir. Bunun için bir diş fırçası saklama kabı da kullanılabilir. Günlük düzenli kullanımlarda haftada bir misvağın fırça kısmı kesilip atılmalı ve bir alt kısım fırça şekline getirilerek kullanılmalıdır.
Ayrıca; öğütülmüş misvaklardan elde edilen misvak tozu doğal diş macunu olarak su ile ıslatılarak kullanılabilir. Bu toz aynı zamanda çeşitli güzellik maskelerinin yapımında da kullanılır.
Misvakta Bulunan Dişlere Faydalı Maddeler
Alkaloitler (Salvadorin, Trimetilamin) antibakteriyel etkiye sahiptir Silika – doğal aşındırıcı, lekeleri giderir Kalsiyum, Kloritler, Florürler: Dişler için en önemli minerallerdir. Diş taşlarının önlenmesinde ve dişlerin kuvvetlenmesinde rol oynarlar. Sülfür C vitamini Reçineler – Çürük oluşumunu önlemek için diş minesi üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. Tanenler – Doğal bir büzücü işlevi görür, tükürük üretimini uyarır Saponinler, Flavonoidler ve Steroller Esansiyel yağlar — hafif bir tat ve koku verir, tükürük üretimini uyarır ve şişkinliği giderir
Bu ağacın sadece dalları değil, olgunlaşmış meyveleri de tüketilebilir. Misvak yağı çeşitli eklem ağrılarına ve romatizmal sorunlara uygulanabilir.
Misvak Meyvesi (Kebas) Nedir?
Misvak ağacının meyvesi Kebas olarak bilinir. Daha çok frenk üzümünü andıran bir görüntüsü bulunmaktadır. Meyvesi frenk üzümü boyutlarında olup içerisinde küçük ve sert bir çekirdeği bulunur. Yeşil meyveler yaz ayı boyunca olgunlaşarak önce kırmızı sonra siyahlaşır. Siyah meyveler oldukça lezzetlidir. Kebas meyvesi, böbreklere ve mideye karşı faydalı bir meyvedir.
1 note · View note
ferahlik · 14 days ago
Text
resulullah sallallahualeyhivesellem buyurdular: dişlerinizi misvaklayın çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah'ın rızasına vesiledir. cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.
71 notes · View notes
edapostblog · 2 months ago
Text
Tumblr media
Adem aleyhisselamdan beri gelen Adem oğullarından saçı sakalı ağaran ilk İbrahim Aleyhisselamdır.
Yani saçların ve sakalların ağarması İbrahim Aleyhisselam ile başlar.
İlk don giyen,
İlk bıyık kesen,
İlk tırnak kesen,
İlk kasığını ve koltuk altını temizleyen,
İlk nalın giyen,
İlk misvak kullanan,
İlk kılıç kullanan,
İlk saçını ortadan ikiye ayıran,
İlk su ile taharet alan,
İlk ateşe atılan,
İlk sünnet olan odur.
(kendi kendine sünnet yapmıştır)
Allah dostu ve her türlü belaya müptela olan ilk odur.
Cenabı Allah Hz ibrahim'e sen benim "Halil'imsin" dedi.
Melekler dediler ki, Yarabbi İbrahim'in gönlünde nefsi var, hatunu var oğlanları ve malı var nasıl "Halil'in" olur)
Cenabı Allah cevap verdi, İbrahim'in gönlünde benim muhabbetimden başka muhabbet yoktur!
Tumblr media
Cuma günümüz mübarek olsun tumblir dostlarım.
55 notes · View notes
reyliika · 4 months ago
Text
Abdest alırken misvak ve benzeri bir şeyle ağız ve diş temizliğini yapmak sünnettir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/8). Zira bu temizlik fıtrattan sayılmaktadır (Müslim, Tahâret, 56 [261]).
Allah Resûlü (s.a.s.) bir hadislerinde, “Ümmetime ağır gelmesinden (meşakkat) endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde dişlerini misvakla temizlemelerini emrederdim.” (İbn Mâce, Tahâret, 7 [287]; bkz. Buhârî, Temennî, 9 [7240]; Müslim, Tahâret, 42 [252] 7) buyurmuştur.
9 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 5 months ago
Note
Selamün aleyküm
Boykot olmayan marketlerde olan diş macunu önerisi verirmisiniz
Ve aleyküm selam anonim. Boykot olmayan öneri de veririz ama diş macunu çok önemli boykottan ziyade sağlıklı olanı tavsiye etmek isterim. Çünkü diş macunları sağlık sorunu oluşturabilecek maddeler ihtiva ediyor. Bunlardan en önemliside Fluroid. Yutulması durumunda beyin ve kemiklere zarar vereceği açıklanmıştır. En güçlü Arsenikten daha etkilidir...
Diğer bir maddede triclosan buda yine ağızdaki bakterilerin oluşumunu engellemek için kullanılıyor. Triclosan içeren diş macunu kullanan annelerde bebek kordonunda kan geçişinin yavaşladığı ve yavaşlayan kan nedeni ile bebeğe oksijenin az gitmesi sonucu bebeğin beyin gelişiminin olumsuz etkilendiği gözlemlenmiş. Yani bu kadar zarar varken en iyisi helal sertifikası olan doğal olarak aldığınız yada kendinizin yapacağı diş macununu kullanmak en iyisi olacak.
https://naturalive.com.tr/dogal-dis-macunu
https://www.evvahedogal.com/aloe-vera-nane-yesil-cay-ozlu-dis-macunu
https://helaldunyamarketleri.com/filterSearch?advs=false&cid=0&mid=0&vid=0&q=di%C5%9F%20macunu&sid=false&isc=true&orderBy=0
Bunlara bakabilirsiniz ilk ikisini beğenerek kullanıyorum. Diğerlerini henüz kullanmadım. Ben kendim yapmak istiyorum derseniz👇🏻
(2-4 adet taze misvağı ya rondodan geçirip toz haline getirin ya da aktarınızda değirmen varsa öğütebilirsiniz.
1 yemek kaşığı misvak tozu
1 çay kaşığı karbonat Yarım çay kaşığı öğütülmüş propolis
2-3 damla çay ağacı yağı
Tatlandırmak için 1 çay kaşığı bal (bal dişlere zarar vermez)
Krem kıvamı alacak kadar gliserin ( bitkisel olmasına dikkat ediniz)
Bu karışımı ağzı kapalı cam bir kavanoza koyup 1 ay saklayabilirsiniz.)
Bu Kudret livaoğlu tarifi kadim tıp sayfalarında Hindistan cevizi yağı ve misvak tozu ile kolay hazırlanan tarifleri de bulabilirsiniz.
Rabbim herşeyin helal ve tayyip olanı bulup kullananlardan eylesin. Hepimize kolaylık ve feraset versin. 🤲🏻🤲🏻
7 notes · View notes
kimsegibi · 6 months ago
Text
Ne kadar kıskancım?
"Yemin ederim şu misvak insan olsaydı kellesini uçururdum." ~ Hz. Ali
10 notes · View notes
umuttherzamanvar · 4 months ago
Text
Tumblr media
DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
ABDEST
Arapçada abdeste vudú denir. Vudů, hem yıkamak hem de meshetmek anlamına gelir. Gasl/yıkamak, sıvıyı bir yerin üzerine akıtmak, mesh ise temas etmek demektir.
#Abdestin #Farzları
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur. "Ey iman edenler!
Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın).
" Bu ayet bize abdestin farzlarını anlatmaktadır.
Buna göre abdestin farzı dörttür:
* Yüzü yıkamak
* Eller ile birlikte kolları dirseklere kadar yıkamak
* Başı meshetmek
* Topuklara kadar ayakları yıkamak.
Yüzün sınırı iki kulak yumuşağı, alındaki saç bitim yeri ile çeneni sona erdiği yer arasında kalan kısım olarak belirlenmiştir.
Dirseklerin yıkanması da abdestin farzları kapsamındadır.
Abdestin bu dört farzında sünni fıkıh mezhepleri ittifak etmişlerdir.
Ancak Hanefi mezhebinin dışında kalan diğer üç sünni mezhebin bunu bazı şartları ilave ettikleri görülür.
Mesela abdest organlarının sırayla yıkanması Şafii mezhebine, abdeste besmele ile başlamak Hanbeli mezhebine göre farzdır.
Abdestin farzlarının yerine getirilmiş olması kuşkusuz alınan abdestin fıkhen geçerli olması sonucunu da doğurur. Bununla birlikte abdestin sünnetlerine, müstehaplarına ve adabına riayet etmek daha uygundur.
#Abdestin #Sünnetleri
Küçük hadesten temizlenmenin/abdest almanın ilk sünneti, elleri bileklere kadar yıkamaktır.
Bu konuda elini su kabına batırmak zorunda olan ile yarı, uykudan yeni uyanan ile önceden uyanmış olan birdir.
62DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Ancak şu kadarı var ki, yeni uyandıktan sonra ve necaset ihtimalinin bulunduğu anlarda ellerin yıkanması müekked sünnettir.
Nitekim Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"İçinizden biri uykudan uyandığı zaman elini üç kez yıkamadan kaba batırmasın. Çünkü o, gece boyu elinin nerede olduğunu bilmez. "
El, temizlik yaptığımız organdır.
Bu yüzden temizliğe ilk önce onunla başlamak sünnettir. Bileklere kadar yıkamak ise, temizlik konusunda bu kadarının yeterli olmasından dolayıdır.
Abdeste besmele ile başlamak:
Sahih olan görüşe göre abdeste besmele ile başlamak müstehaptır.
Bunun delili ise şu hadistir:
"Allah'ın adını anmaya- nın abdesti olmaz. "98
Burada abdestin olmaması ile abdestin mükemmel olmadığı kastedilmiştir.
Bu, sahih olan görüştür. Burada Allah'ı anmaktan maksat ise onun ismini söylemekten ibarettir.
#Misvak kullanmak:
Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem düzenli olarak misvak kullanmıştır.
Abdest alan, misvak bulamazsa parmağı ile dişlerini temizler.
Zira Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapmıştır.
Ebu Musa el-Eş'ari'nin şöyle söylediği nakledilmiştir:
"Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem yanına geldim. O 'u,' diyerek elindeki bir misvakla dişlerini temizliyordu.
Misvak ağzında iken ädeta öğürüyordu." Misvak kullanmak müstehaptır.
Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur.
"Ümmetimi zorluk ve sıkıntıya düşürme endişem olmasaydı her namaz öncesinde misvak kullanmalarını emrederdim. 100
Zeyd b. Hålid'den nakledilen şu rivayet, evde misvak kullanmanın sünnet olduğunu gösterir:
"Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem misvak
kullanmadan, herhangi bir namaz için evden dışarı çıkmazdı. "101
Üç defa ağzı çalkalamak ve burnu temizlemek:
Hz. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem düzenli olarak bunu yapmıştır. Rivayet edildiğine göre
İbn Ebi Müleyke'ye abdestin nasıl alındığı sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir:
Hz. Osman'a da abdestin nasıl alınacağı soruldu.
O da su getirilmesini istedi.
Hemen içinde abdest suyu bulunan bir kap getirildi.
Önce sağ eline su döktü.
Ardından sağ elini suya soktu. Peşinden üç kez ağzını çalkaladı, üç kez de burnuna su verdi.
Sonra üç kez yüzünü yıkadı. Daha sonra üç kez sağ elini, üç kez de sol elini yıkadı.
Ardından elini suya batırıp başını ve kulaklarını meshetti. Kulaklarının iç ve dış taraflarını bir kez meshetti. Daha sonra ayaklarını yıkadı ve "Abdesti soranlar nerede? Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem işte böyle abdest alırdı."dedi.
SAYFA 63 ABDEST
Hz. Ali de Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gibi abdest aldı ve bir kez başını meshetti, üç kez sağ ayağını, üç kez de sol ayağını yıkadı. 102
Ağzı üç kez çalkalamak, üç lafzının ifade ettiği gibi her defasında yeni su alarak yapılır.
İyice ağzı çalkalayıp burna su vermek sünnettir.
Başın tamamını ve başa mesh verilen su ile kulakları meshetmek:
Mikdâm b. Ma'dikerib'den şöyle bir hadis nakledilmiştir: Hz. Peygamber'i sallallahu aleyhi ve sellem abdest alırken gördüm.
Sıra başını meshetmeye gelince iki avucunu başının ön tarafına koydu ve ensesine kadar sürdü.
Sonra ellerini tekrar başladığı yere getirdi.
Kulaklarının iç ve dış kısımlarını meshetti. Parmaklarını kulak deliklerine soktu."103
İbn Abbas da Hz. Peygamber'i sallallahu aleyhi ve sellem abdest alırken gördüğünü rivayet etmiş ve onun abdest organlarını üç kez yıkadığını söyleyip şunu eklemiştir: Başını ve kulaklarını bir kez meshetti, 104
Ebû Ümâme Hz. Peygamber'in "Kulaklar, başın bir parçasıdır. "105 buyurduğunu nakletmiştir.
Bu hadis, kulakların yaratılış bakımından değil, hüküm bakımından başın bir parçası olduğunu açıklamaktadır.
Suyun sakalın altına geçmesi için ellerle çaba sarf etmek: Bu, Ebû Yusuf'a göre sünnet, diğer iki imama göre ise câizdir.
Kişi, parmaklarını bir tarağın dişleri gibi yaparak suyun, sakalının altına geçmesi için çaba gösterir.
Hz. Enes'in şöyle söylediği nakledilmiştir:
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem abdest aldığı zaman bir avuç su alır ve sakalının alt tarafından tenine ulaştırmaya çalışır ve "Rabbim bana böyle emretti," buyururdu, 106
Parmak aralarını ovalamak: Lakiz b. Sabira'dan nakledildiğine göre Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Abdest alınca parmaklarının arasını ovala.
" İbn Abbas da Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Abdest alınca el ve ayak parmaklarının arasını ovala" Parmakların arasını ovalamak Müstevrid'den nakledilen şu hadise göre serçe parmağı ile yapılır:
Hz. Peygamber'i sallallahu aleyhi ve sellem abdest alırken gördüm.
Ayak parmaklarını serçe parmağı ile ovalıyordu. 107 Hz. Enes'ten şu rivayet nakledilmiştir: Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem abdest suyu getirilmesini istedi.
Sonra yüzünü, ellerini ve ayaklarını yıkadı ve "Bu, Allah'ın, başkasını kabul etmeyeceği abdesttir." buyurdu.
Sonra bir müddet bekledi ve tekrar abdest suyu getirilmesini istedi.
Yüzünü, ellerini ve ayaklarını ikişer kez yıkadı ve "Bu, Allah'ın kendisine iki kat sevap vereceği kimsenin abdestidir." buyurdu.
Sonra bir müddet daha bekledi ve yine abdest suyu getirilmesini istedi.
64DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Su gelince yüzünü ve ellerini üç kez yıkadı ve "Bu, sizin peygamberinizin ve ondan önce gönderilmiş peygamberlerin abdestidir." buyurdu.
"et-Telhisu'l-habir"de ifade edildiği gibi Ebû Ali b. es-Seken bu hadisi "Sahih"inde rivayet etmiştir, 108
Abdest organlarını üç kez yıkamak:
Bunun delili üç defa ağzı çalkalamak ve burna su vermek konusunda geçmişti.
#Niyet #etmek:
Abdeste niyet, müekked sünnettir.
Niyet, kalp ile yapılır.
Ancak kişi, Allah'a ibadet gayesi ile "niyet ettim namaz kılmak için abdest almaya" veya "niyet ettim abdestsizlik halimi sona erdirmeye" ya da "niyet ettim namaz kılacak hale gelmeye" veyahut da "niyet ettim temizlenmeye" şeklinde diliyle de niyet edebilir.
Niyet yüz yıkanmadan önce yapılır.
Niyette esas olan, kalp ile yapmaktır.
İmam Şafiï'ye göre abdeste niyet farzdır.
Çünkü abdest bir ibadettir.
Teyemmüm örneğinde olduğu gibi niyetsiz ibadet olmaz.
Bize göre de ibadetler için niyet farzdır.
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri emredilmişti. "109
Dinin yalnızca Allah'a has kılınması/ihlas, niyet demektir.
Ancak abdestin kendisi ibadet değildir.
Sadece ibadetin bir şartıdır.
Mesela bir yerde defalarca abdest alınsa bu, mekruh sayılır.
Çünkü bu durumda dinin hoş karşılamadığı su israfı söz konusudur.
Teyemmümde ise niyet farzdır.
Çünkü toprak aklen temizleyici değildir ve onun pisliği giderme özelliği yoktur.
Bu durumda teyemmüm için sadece ibadet anlamı söz konusudur.
İbadetin şartlarından biri de niyet etmektir.
Su ise, tabiatı gereği temizleyicidir.
Bu durumda abdest alırken niyete ihtiyaç kalmaz.
Şu kadarı var ki abdest ibadet gayesi ile alınırsa bu durumda niyetsiz gerçekleşmez.
Abdest, temizleyici özelliğe sahip suyun kullanılması ile temizliği gerçekleştirdiği için namazın anahtarı konumundadır.
Teyemmüm ise böyle değildir.
Çünkü toprağın temizleyici özelliği yoktur.
Toprak, sadece namaza niyetlenildiği zaman temizleyici özelliğe sahip olur.
Hatta kişinin kastı olmadan kollarına kadar ellerine ve yüzüne toprak temas etse veya bir kimse diğerine öğretmek üzere teyemmüm alsa, bu durumda teyemmüm gerçekleşmez ve namazın anahtarı temin edilmiş olmaz.
Sahih olan görüşe göre abdest organlarını sırası ile yıkamak müekked sünnettir:
Sıraya riayet etmeyen, iyi bir şey yapmamış olur.
Sıraya riayet etmek şu ayete göre farz değildir:
يا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا
وسكُمْ وَأَوْجَلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَيْنِ. بر
Maide 06
Bu ayette abdest organları/våv harfi ile birbirine adfetilmiştir.Bu harf, bütünü
Ebû Dâvûd bu hadisi abdestin sünnetleri bahsinde zikretmiştir.
SAYFA 65 ABDEST
nahiv ve dil alimlerinin ittifakı ile cem' ifade eder. 110
Bu hükmün hadisten delili ise Imam Taberânî'nin "el-Mu'cemu'l-Kebîr" adlı eserinde naklettiği şu rivayettir:
Biri Hz. Peygamber'e sallallahu aleyhi ve sellem gelip bir şahsın cünüplükten dolayı gusül abdesti aldığını, ancak vücudunun bazı bölgelerini yıkamadığını bildirdi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "O kişi, suyun değmediği yerlerini yıkar ve sonra namaz kılabilir." buyurdu.
İmam Şafii şöyle demiştir: "Abdest organlarını sırasıyla yıkamak ..
.فاغيلُوا وجوهكمmaide 06
ayetine göre farzdır.
Çünkü /fa harfi atıfların sırayla olmasını gerektirir.
Abdest alırken ara vermemek: İmam Malik, abdest alırken ara vermemenin farz olduğunu söylemiştir.
Ara vermeden organları peş peşe yıkamak herhangi bir problemi bulunmayan bir insanın normal bir süre içinde bir sonraki organı yıkamadan önce yıkadığı organın kurumaması ile gerçekleşir.
Bir mazerete binaen abdeste ara vermenin bir sakıncası yoktur.
Ancak bir mazeret olmadan abdest organlarını yıkarken ara vermek mekruhtur.
Bu konuda teyemmüm de abdest gibidir.
Nåfi'den nakledildiğine göre İbn Ömer pazarda ihtiyacını gidermiş.
Sonra abdeste başlamış, yüzlerini ve dirseklerine kadar kollarını elleriyle birlikte yıkamış, peşinden başını meshetmiş.
Camiye girdiği zaman kendisinden bir ölünün cenaze namazını kıldırması istenmiş.
O da mestlerini meshedip cenaze namazını kıldırmış.
Bu rivayeti İmam Malik nakletmiştir.
Bu rivayetin senedi de sahihtir.
#Boynu meshetmek: Taberâni, Ka'b. b. Amr el-Yami kanalıyla şu rivayeti nakletmiştir:
"Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem abdeste başladı, üç kez ağzı na su verdi, sonra üç kez burnunu temizledi.
Bunları yaparken her seferinde yeni su aldı. Ardından üç kez yüzünü yıkadı.
Başını meshetti.
Råvi, eli ile başının ön tarafından başlayıp arka tarafından boynunun en altına kadar işaret ederek
"İşte böyle meshetti." dedi. Nåfi de İbn Ömer'den, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim abdest alır, iki eli ile boynunu mes hederse kıyamet günü pranga vurulmaktan kurtulur. "112
#Abdestin #Müstehapları
Müstehap, sözlükte "sevilen şey" anlamına gelir.
Dinî literatürde ise "Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem bir defa yaptığı ve daha sonra terk ettiği110
ya da yapılmasını teşvik edip kendisinin yapmadığı fiiller" anlamına gelir.
66 DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Bu tür fiillerin yapılmasını istemek, kesinlik ve zorunluluk ifade etmek için değil, güzel görüldüğünü ifade etmek içindir.
Bu tür fiilleri işleyenler sevap kazanır, terk edenler ise günah işlemez.
Abdestin müstehaplarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
Sağdan başlamak.
Sol elden önce sağ eli,
sol ayaktan önce sağ ayağı yıkamak sünnettir.
Bunun delili Hz. Aişe'nin naklettiği şu hadistir:
"Hz. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem ayakkabı giyerken, saçını tararken, temizlik yaparken, kısacası bütün işlerinde sağdan başlamayı severdi. "113
El ve ayakta olduğu gibi kulakları meshederken önce sağ, sonra sol kulak mı meshedilir?
Bu soruya şu şekilde cevap verilir:
Eller ve ayaklar bir el ile yıkanır.
Bu yüzden onları yıkamaya sağ taraftan başlanır.
Kulaklar ise kolay olduğu için iki el ile birlikte meshedilir. Şayet bir eli var ya da sadece bir elini kullanabiliyorsa bu durumda abdest alan, ellerini ve ayaklarını yıkarken yaptığı gibi sağdan başlar ve önce sağ kulağını, sonra sol kulağını mesheder.
Bazı âlimler bu konuda, yanakları kulakların hükmüne dahil etmiştir.
Kolları yıkarken dirseklerin, ayakları yıkarken topukların üstünden yıkamak.
Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet günü ümmetim abdestin bir izi olarak yüz, kol ve ayakları bembeyaz bir şekilde iken çağrılacaklardır. Sizden kim beyazlarını çoğaltmak isterse, bunu yapsın!"114
#Abdestin #Adabı
Abdest suyunun elbiseye sıçramasını önlemek için yüksek bir yere oturmak.
İstincă hali dışında kibleye yönelmek.
Insərlarla konuşmamak.
Abdestin sonuna kadar abdest aldığı bilincini taşımak.
Kulakları meshederken titiz davranmanın bir sonucu olarak serçe parmak ile
kulak deliklerini meshetmek.
Geniş yüzüğü hareket ettirmek.
Suyun altına ulaştığı bilinen dar yüzüklerin ise hareket ettirilmesi müstehaptır.
Şayet yüzük suyun altına geçmesini engelleyecek kadar dar ise, bu durumda onu hareket ettirmek farz olur.
Mazeret hali dışında, biran önce itaat için harekete geçmek üzere abdesti vakit girmeden önce almak.
SAYFA 67 ABDEST
Abdestten sonra kelime-i şehadet getirmek.
Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Sizden abdest alan ve abdestini güzelce alıp ardından
أشهد أن لا إله إلا الله، وأشهد أن محمدا عبدُهُ وَرَسُولُهُ
(Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulüh)
Diyen her bir kimse için sekiz cennet kapısı açılır, o da dilediği kapıdan içeri girer. "115
Yüzüne yavaşça su dökmek.
Abdest aldıktan sonra havlu kullanmamak.
Eğer abdest alan kişi havlu kullanırsa, kurulanmada aşırı kaçmamalıdır.
Gözler ile burun arasında kalan kısmı meshetmeye, suyun yüzüğün altına gitmesine ve kıyamet günü beyazlığı artırmak için yıkanması farz olan yerlere yakın olan yerleri de yıkamaya özen göstermek.
Ebu Ümâme'den şöyle nakledilmiştir. "Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yüzünün gözü ile burnu arasında
kalan kısmını meshederdi. "116
Ayakta, kalan abdest suyundan içmek.
Bunun delili Nezzäl b. Sebra'dan nakledilen şu rivayettir.
Hz. Ali'nin öğle namazını kıldırdığına ve daha sonra insanların ihtiyaçlarını dinlemek için onlarla birlikte oturduğuna şahit oldum. İkindi vakti girince bir kap su getirildi.
Hz. Ali ondan bir avuç su alıp yüzünü, kollarını, başını ve ayaklarını meshetti.
Sonra arta kalan suyu alıp, ayakta iken içti ve şöyle dedi: "Bazı insanlar bunu hoş karşılamıyorlar.
Halbuki ben, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem böyle yaptığını gördüm.
" Bu şekilde abdest, abdestini bozmayanların abdestidir. 117
Hüseyin b. Ali'nin şöyle söylediği nakledilmiştir.
Hz. Ali abdest suyu getirilmesini istedi.
Hemen ona abdest suyu uzatıldı.
O da ellerini suya batırmadan önce üç defa yıkadı.
Sonra üç kez ağzını çalkaladı, üç kez burnuna su verdi ve üç kez yüzünü yıkadı.
Ardından üç kez dirseklerine kadar sağ kolunu ve yine üç kez dirseklerine kadar sol kolunu yıkadı.
Sonra ayağa kalkıp bana, 'Şunu bana uzat' dedi.
Ben de abdest suyundan artanı ona uzattım.
O da ayakta onu içti.
Ben bu durumu ��aşkınlıkla karşıladım.
Benim bu halimi fark edince Hz. Ali şöyle dedi:
Şaşırma.
Zira ben, deden Allah Resulü'nün sallallahu aleyhi ve sellem benim yaptığım gibi yaptığını, abdest suyunu istediğini, ardından ondan arta kalanı ayakta içtiğini gördüm.
" Bu rivayeti Nesãî ve Tahavi nakletmiştir. 118
#Abdestin #Mekruhları
Mekruh, sevilen şeylerin ve edebin zıddıdır.
Abdest alan için müstehap olan âdâbın zıddı durumlar, mekruhtur.
Abdestin mekruhlarından birkaçını şu şekilde sayabiliriz:
68DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Suyu israf etmek.
Abdullah b. Ömer'den şöyle nakledilmiştir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem abdest alan Sa'd'ın yanına geldi ve ona "Bu israf da ne böyle Ey Sa'd!" buyurdu.
O "Abdestte israf olur mu?" diye sorunca da şöyle
buyurdu:
"Evet, Bir akarsuyun kenarında abdest alsan bile... "119
Yeni alınan su ile meshi üç kez yapmak.
Ebû Dâvûd "Sünen"inde şöyle demiştir:
"Hz. Osman'dan nakledilen sahih hadislerin tamamı, başın bir defa meshedildiğini gösterir, "120
Yıkamaktan çok meshe benzeyecek şekilde suyu az kullanmak.
Abdest alırken yıkamanın gerçekleşmesi için organlardan iki damla da olsa suyun damlaması gerekir. Aksi takdirde kesinlikle abdest geçerli olmaz.
Herhangi bir mazeret olmadan başkasından yardım almak.
Mazeret halinde başkasından yardım almak mekruh değlidir.
#Abdest #Türleri
Abdest; farz, vācip ve mendup olmak üzere üçe ayrılır.
Nafile de olsa namaz kılmak isteyene, cenaze namazına duracak olana, tilavet secdesi yapmak isteyene ve bir âyet de olsa Kur'ân'a temas edecek kimseye abdesti yoksa abdest alması farzdır.
Ka'be'yi tavaf için abdest almak vāciptir.
Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur.
"Ka'be'yi tavaf etmek, namaz kılmak gibidir.
Ancak şu kadarı var ki, siz tavaf ederken konuşursunuz. Kim tavaf sırasında konuşursa, güzel şeylerden konuşsun. "121
Hakikati gereği tavafın, namaz olmayınca geçerli olması da abdestli olmaya bağlı değildir.
Hal böyle olunca vâcip tavaf sırasında abdestsiz olan kimseye bir kurban kesmesi, farz olan tavafı cünüp yapan kimseye bir deve kurban etmesi ve nafile tavafı abdestsiz yapana bir sadaka vermesi gerekir.
Birçok durumda alınan abdest menduptur.
Bunlardan bazıları şu şekilde sayılabilir:
Uykudan önce.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Yatağına uzanacağın zaman, namaz için abdest aldığın gibi abdest al... "122
Uykudan sonra.
Bu hususta Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Sadece uzanarak uyuyan kimsenin abdest alması gerekir. "123
Sürekli abdestli olmak için.
Bu konuda şu hadis nakledilmiştir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Bilål'e: "Ne sayesinde cennete benden önce girdin?
ABDEST
Dün gece cennete girdim ve ön tarafımdan senin tıkırtın geliyordu." demiş, o da şöyle cevap vermiş:
"Ey Allah'ın Elçisi!
Mutlaka iki rekat namaz kılarak ezan okurdum.
Ne zaman abdestimi bozsam hemen abdest aldım.
" Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
"İşte bunun sayesinde..." buyurmuştur.
Bu rivayeti İbn Huzeyme nakletmiştir. 124
Abdestli iken abdest almak. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Her kim abdestli iken bir daha abdest alırsa Allah Teala ona on sevap yazar. "125
Gıybet, yalan, dedikodu ve her türlü günahtan sonra abdest almak.
İçeriği düzgün olmayan şiir okuduktan sonra.
Bu konuda Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "Bir günah işleyip sonra kalkıp abdest alıp namaz kılan ve ardından Allah'tan bağışlanma dileyen herkes bağışlanır." buyurmuş ve sonra şu ayeti okumuştur: "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. "126
Ölü yıkadıktan ve cenaze taşıdıktan sonra.
Bu konuda Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim bir ölü yıkarsa gusül abdesti alsın; kim de bir cenaze taşırsa abdest alsın. "127
Her namaz vakti için.
Hz. Enes'in şöyle söylediği nakledilmiştir:
"Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ister abdestli ister abdestsiz olsun, her namaz için abdest alırdı. "126
Gusül abdesti almadan önce. Hz. Aişe'nin şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
"Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cünüplükten dolayı gusül abdesti almak istediği zaman ilk olarak suya batırmadan önce ellerini yıkardı.
Sonra cinsel organını yıkar ve namaz için abdest aldığı gibi abdest alırdı.
Ardından saçlarını iyice yıkardı.
Daha sonra başından aşağı üç avuç su dökerdi, "129
Cünüplü iken yemeden, içmeden ve uyumadan önce. Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem cünüp halini kast ederek şöyle söylediği nakledilmiştir:
"Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yemek yemek veya uyumak istediği zaman abdest alırdı. "130
İkinci kez cinsel ilişkiye girmeden önce.
Ebû Rafi'den şöyle nakledilmiştir:
Birgün Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem eşlerinin yanına uğradı. Falancanın ve filancanın evinde gusül abdesti aldı.
Ben "Ey Allah'ın Elçisi!
Hepsi için bir gusül abdesti alsaydın ya..." dedim.
70DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "Böylesi daha temiz, daha påk ve daha nezihtir." buyurdu.
Ebû Said el- Hudri de Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"İçinizden biri, eşi ile birlikte olur, sonra tekrar onunla birlikte olmak isterse iki ilişki arasında abdest alsın. "131
Öfke anında.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur. "Öfke şeytandan kaynaklanır, şeytan da ateşten yaratılmıştır.
Ateş de su ile söndürülür. Öyleyse sizden biri öfkelendiği zaman hemen abdest alsın. "132
Hadis okurken ve rivayet ederken.
İlim tahsil ederken.
Ezan okurken.
Kamet getirirken.
Hutbe okurken ve konuşma yaparken.
Efendimiz Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem kabrini ziyaret ederken.
Arafat ta vakfe yaparken.
Safa ve Merve arasında say yaparken.
Deve eti yedikten sonra.
Bazı alimlere göre deve eti yedikten sonra abdest alınması gerekir.
Abdest alındığı zaman bu ihtilaftan uzaklaşılmış olur.
Bu konuda Berá b. Azib den şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Hz. Peygamber'e sallallahu aleyhi ve sellem deve eti yendiği zaman abdest alınıp alınmayacağı soruldu.
Bunun üzerine o şöyle buyurdu:
"Deve etinden dolayı abdest alınız. "130
Abdestin bozulup bozulmadığı konusunda âlimler arasında görüş farklılığı bulunan durumlarda ihtilaftan kurtulmak için. Mesela kadına dokunduktan, cinsel organını elledikten sonra abdest almak gibi. Bürsa bintu Safvân, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Kim kamışına dokunursa abdest almadan namaz kılmasın!"
Cinsel organına elinin içi ile dokunan kimse, ibadetinin bütün görüşlere göre sahih olması için abdest alabilir. Böylece dini için hassasiyet göstermiş olur.
Abdest alan kimse, abdest alırken bazı organlarını yıkayıp yıkamadığı hakkında şüpheye düşerse ve bu da ilk şüphe ise bu durumda şüphe ettiği organını yıkar.
Şayet abdestini bitirdikten sonra şüphe ederse, bu durumda yıkayıp yıkamadığı konusunda şüphe ettiği organını yıkamaz.
#Abdesti #Bozan #Durumlar
Arapçada abdestin bozulmasına nakz denir.
Bu kelime somut nesneler için kullanıldığı zaman cisimlerin terkibinin bozulduğunu, soyut nesneler için kullanıldığı zaman ise onların kendileri ile ulaşılmaya çalışılan hedeflerden uzaklaşıldığı anlamına gelir.
Abdest ile hedeflenen, namaz vs. ibadetlerin yapılabileceği bir durum oluşturmaktır. Abdesti bozan durumlar şu şekilde sıralanabilir:
Az da olsa idrar ve dışkı yolundan çıkan her şey. Kişinin idrarını ve dışkısını yaptığı organlarına yol denmiştir.
Çünkü dışarı çıkan pislikler için bu organlar yol olmuştur.
Dışarı çıkmak ise, organın ucunda yaşlığın meydana gelmesi ile gerçekleşir.
Ancak kişinin ön tarafından gelen yellenme, abdesti bozmaz.
Çünkü bu, aslında yellenme olmayıp bir hareketin sonucudur.
İdrar ve dışkı yolundan çıkan her şeyin abdesti bozmasının أو جاء أخد منكم من الغابطdelili Eğer sizden biri ayak yolundan gelmiş ise"135 ayetidir.
Bu ayette geçen الابط gait kelimesi kişinin kendini emin hissedeceği yer demektir. İnsanlar ihtiyaç gidermek istedikleri zaman diğer insanların gözünden uzak olmak için
böylesi yerlere giderler.
Bu ayet-i kerime şu şekilde delil olur:
Allah Teala, suyun bulunmadığı durumlarda teyemmümün farz olmasını, bizim ayak yolundan gelmemize bağladı.
Bizim ayak yolundan gelmemiz, küçük veya büyük tuvaletimizi yaptığımız anlamına gelir.
Dolayısıyla bu ifade hades/abdestsizlik halinin kinayeli bir anlatımıdır.
Teyemmümün farz kılınmasının buna bağlanması, abdestsizlik halinin farz olmasının sebebi olduğunu gösterir.
Bu durum teyemmüm için geçerli olunca, abdest için de geçerli olur.
Çünkü teyemmüm, abdestin yerine geçmiştir.
Yerine geçen, sebep bakımından asla muhalif olamaz.
Bir bağırsak kurdu, taş, kan bile olsa idrar ve dışkı yolundan gelen her şey abdesti bozar.
Bunun delili ise İbn Abbas'ın Hz. Peygamber'den sallallahu aleyhi ve sellem naklettiği şu hadistir:
"Abdest vücuda girenlerden değil, vücuttan çıkanlardan dolayı gerekir. "136
İbn Abbas'tan mevküf olarak şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Abdest vücuda girenlerden değil, vücuttan çıkanlardan gerekir.
Oruç vücuttan çıkan şeylerle bozulmaz, vücuda giren şeylerle bozulur."
Vücuttan çıkanlar ise Ibn Abbas'tan nakledilen şu rivayet ile açıklanmıştır: "Vücuttan çıkanlar, meni, mezi ve vedidir.
Mezi ve vedi gelince kişi cinsel organını yıkar ve abdest alır.
Meni gelince ise kişi, gusül abdesti alır.
" Bu rivayeti Tahâvi nakletmiştir.
Söz konusu rivayetin senedi hasendir.
Hem Hz. Ali'nin sözü olarak, hem de Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem özür kanı gören bir kadına söylediği söz olarak şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "
72DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Kanaman sona erip normal hale gelinceye kadar her namaz vakti için abdest al. "137
Özür kanı alışık olunmayan bir şekilde vücuttan çıkan necis bir şeydir.
Bağırsak kurdu, taş vs. de buna kıyas edilir.
Aynı şekilde ön ve arkadan çıkan necis olan her şeyin hükmü de böyledir.
İbn Ömer'in de bu tür durumlarda abdestin farz olduğu görüşünü benimsediği bilinmektedir.
İbn Abdil- berr şöyle demiştir: "Aktığı takdirde burun kanından dolayı abdest bozulur.
Aynı şekilde bedenin dışına çıkıp akan her kan abdest almayı gerektirir.
" Bu görüş Hz.Ali ve İbn Mes'ûd'dan da nakledilmiştir. 138
Kanama olmadan çocuk doğurmak.
Bu şekilde doğum yapan kadın İmam Ebû Yusuf ve Muhammed'e göre loğusa sayılmaz.
Sahih olan görüş de budur. Çünkü loğusalık kan görmekle olur.
Halbuki bu durumda kan görmek söz konusu değildir.
Böyle doğum yapan kadının, rahimden gelen sıvıdan dolayı abdest alması gerekir.
Ebû Hanife ise şöyle demiştir: "Bu şekilde doğum yapan bir kadın az da olsa kanamadan kurtulamaz.
Bu yüzden ihtiyaten onun gusletmesi gerekir."
Vücuttan çıkan ve temizlenme hükmü söz konusu olan/temizlenmesi gereken yere akan kan ve irin.
Vücudun su toplayan yerinden akan saf su abdesti bozmaz. Kişi, parmağını burun borusuna soksa ve parmağı kana bulansa, bu durumda bakılır, eğer kan burun borusundan dışarı çıkarsa abdest bozulur, yok eğer burun borusundan dışarı çıkmazsa abdest bozulmaz. Kişi bir şey ısırsa, sonra o ısırdığı şey üzerinde kan izi görse ya da misvak kullansa ve misvakın üzerinde kan izi görse, kanın alması gerçekleşmediği sürece abdest bozulmaz.
Kişi kürdan kullansa ve ağzından kürdanı çıkarttığında üzerinde kan görse yine abdesti bozulmaz. Ancak bu tür durumlarda kan, tükürükten fazla olursa abdest bozulur.
Biri sümkürse ve burnundan bir kütle kan düşse abdesti bozulmaz.
Ancak burnundan kan damlası gelirse abdesti bozulur.
Yaranın başından akan kan abdesti bozar.
Ancak kan, yaranın üzerinde yükselir ve akmazsa abdest bozulmaz.
İmam Muhammed şöyle demiştir:
"Yaranın üzerindeki kan yaradan büyük olursa abdesti bozar."
Ancak sahih olan ilk görüştür. Kanama başladığı zaman üzerine pamuk vs. konsa, kan geldikçe de silinse ne olur? Eğer bu işlemler yapılmadığı takdirde kanın akması söz konusu olacaksa abdest bozulur.
Yaranın üzeri sarılıp sargının ıslandığı ve ıslaklığın sargının üzerine çıktığı durumlarda abdest bozulur.
Şayet ıslaklık sargının üzerine çıkmazsa abdest bozulmaz.
Sargının iki tabakadan oluştuğu durumlarda, bu tabakalardan birinin ıslanması abdesti bozar.
SAYFA 73 ABDEST
Abdurrezzāk b. Hemmâm "el-Musannef" adlı kitabında İbn Ömer'den şöyle bir hadis nakletmiştir:
"Her kim namazda iken burnu kanar veya kusar ya da menîsi gelirse, namazdan ayrılsın ve gidip abdest alsın.
Sonra konuşmadığı sürece, namazını bıraktığı yerden tamamlasın. "139
Kulaktan acı ile birlikte gelen iltihap ve irin, abdesti bozar. Aksi takdirde bu tür akıntılar ile abdest bozulmaz.
Dişlerin arasından çıkan ve tükürüğe karışan kan eğer tükürükten çok veya tükürükle eşit olursa abdesti bozar.
Eğer tükürük kandan fazla ise abdest bozulmaz.
İçinde kan olan tükürüğünü yutan oruçlunun durumu da buna kıyas edilmiştir.
Şayet kan tükürükten fazla veya ona eşit ise bu durumda oruç bozulur, değilse oruç bozulmaz.
Kan yaradan çıkar ve yaranın bulunduğu bölgeyi geçmezse abdest bozulmaz.
Kanın bu kadarı temiz midir yoksa pis midir?
"Hidaye" müellifi şöyle demiştir:
"Hades olmayan şey, necis de olmaz./Abdestin bozulmasına sebebiyet vermeyen şey, pis kabul edilmez.
" Bu görüş Ebû Yusuf'tan nakledilmiştir.
Sahih olan görüş de budur.
İmam Muhammed'e göre ise bu kan necistir.
Hanefi mezhebinde fetva, kanın elbise ve beden gibi katı nesnelere bulaşması durumunda Ebû Yusuf'un görüşüne; su vb. sıvı nesnelere bulaşması durumunda ise Imam Muhammed'in görüşüne göre verilmektedir.
Kan konusundaki bu ihtilafa binaen ağız dolusu kadar olmayan kusmuğun hükmü de bu şekilde tespit edilmiştir.
Kan ve irin, temizlenmesi gerekmeyen bir yere akarsa abdest bozulmaz.
Mesela kan, gözün iç kısmında akarsa abdesti bozmaz.
Çünkü gözün iç kısmı temizlenmesi gereken yerlerden değildir.
Aynı şekilde yaranın ve burun borusunun içinde akan kan da abdesti bozmaz.
Benzer şekilde erkeğin cinsel organının içinde akan ama dışarı çıkmayan idrar da abdesti bozmaz.
Ancak burun borusundan gelen kan, burnun yumuşak kısmına inerse abdest bozulur.
Çünkü burnun yumuşak kısmı mendup olarak temizlenmesi gereken yerlerdendir.
Akan kanın abdesti bozmasının delili Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şu hadisidir.
"Akan her kandan dolayı abdest almak gerekir." "el-Kâmil" adlı eserde İbn Adiyy şöyle demiştir:
"Bu rivayetin sadece Ahmed b. Ferrüh tarafından nakledildiğini biliyoruz.
Bu kişinin de rivayet ettiği hadisler delil olmaz, sadece yazılır.
Çünkü insanlar onun zayıf bir råvi olmasına rağmen rivayet ettiği hadise sahih olma ihtimali ile bakarlar.
" Ancak Ibn Ebi Hatim "el-llel" adlı eserinde şöyle demiştir: "Biz ondan hadis yazdık.
Bize göre o, 'sâdık' biridir."
Nitekim Imam Buhârî'nin naklettiği şu hadis, onun rivayetini desteklemektedir:
Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Adet olunca namazı bırak. Adetin sona erince üzerindeki kanı yıka ve namaz kıl. "140
Hişâm b. Urve babasından şöyle nakletmiştir:
"Sonra normal dönemin başlayıncaya kadar her namaz için abdest al.
" Bunun Urve'nin sözü olduğu söylenemez.
DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
Çünkü bu, "abdest al" ifadesi ile bir önceki söze benzemektedir.
Bir önceki söz de Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem sözüdür.
İmam Tirmizi'nin naklettiği ve sahih olduğunu açıkladığı rivayet de bunu desteklemektedir. 141
Kanın abdesti bozmadığını savunanlar, İmam Buhari'nin naklettiği ve ensardan birinin başından geçen bir olayı anlatan şu rivayeti delil olarak kullanmışlardır:
"Ensardan birine ok isabet etmiş ve çok kan kaybetmişti. Yine de o ruků ve secde etti ve namazını tamamladı.
" Aynî, bu rivayetin delil olarak kullanılmasına şu şekilde cevap vermiştir:
"Karşı görüşün bu hadisi delil getirmeleri gerçekten problemlidir.
Çünkü aktığı zaman kan, ensardan olan sahabînin vücuduna, derisine, belki de elbisesine bulaşmıştır. Halbuki onlara göre az da olsa üzerine kan bulaşan kimsenin namazı geçerli olmaz.
Kaldı ki bu uygulama, sahabeden sadece birinin uygulamasıdır.
Belki de o, kanamanın abdesti bozduğu hükmünü bilmiyordu.
Bizim burada verdiğimiz hadisler daha güçlüdür. Öyleyse bunlara göre hareket etmek gerekmektedir."
Ağız dolusu safra, su, yemek vb. şeyleri kusmak.
Mideye ulaştıktan sonra çıkan her türlü kusmuk abdesti bozar.
Bu konuda yiyecek veya içeceklerin mideye girer girmez çıkması ile bir müddet orada beklemesi arasında bir fark yoktur.
Çünkü yiyecek mideye girmekle birlikte necasete karışmıştır.
Ancak yenen veya içilen şeyler mideye ulaşmadan önce kusulursa abdest bozulmaz.
Bu konuda İmam Şafii dışındaki âlimler arasında ittifak vardır.
İmam Şafiî şu hadisi delil olarak kullanmıştır.
Rivayete göre Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kusmuş, sonra da ağzını yıkamıştır.
Kendisine "Namaz için abdest aldığın gibi abdest almayacak mısın?" diye sorulunca da "Kusmaktan dolayı böyle abdest alınır." buyurmuştur. Muhtemelen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem burada ağız dolusundan az kusmuştur.
Ağız dolusu da olsa balgam kusmak, alimlerin ittifakı ile abdesti bozmaz.
Ağız dolusundan az da olsa akan kan kusulursa abdest bozulur.
Bunun delili ise Ebu'd-Derda'dan nakledilen şu hadistir: "Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kustu ve orucunu bozdu, sonra da abdest aldı."142
Bu konudaki bir başka delil de şu hadistir:
"Sizden biri namaz kılarken ağız dolusu veya daha az kusarsa namazdan ayrılsın ve gidip abdest alsın.
Sonra konuşmadığı takdirde dönüp kaldığı yerden namazını tamamlasın.
" Ibn Cüreye şöyle demiştir: "Böylesi bir durumda kişi konuşursa namaza yeniden başlar."143
Bir başka delil de şu hadistir: Ebu'd-Derda'dan şöyle nakledilmiştir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kustu ve ardından abdest aldı.
Dımaşk camiinde Sevbân ile karşılaştım ve ona bunu anlattım.
O da bana "Doğru söylüyorsun. Ben de Efendimizin abdest suyunu dökmüştüm." dedi.144
SAYFA 75 ABDEST
Farklı zamanlarda toplamı ağzı dolduracak kadar kusulsa, bu durumda sebep birliği esas alınır.
Şöyle ki, eğer mide bulantısı geçmeden tekrar kusulursa bu durumda kusmuklar bir kabul edilir.
Eğer mide bulantısı geçtikten sonra ikinci kez kusulursa bu durumda kusmuklar farklı kabul edilir.
Bu, Imam Muhammed'in görüşüdür.
Esas olan görüş de budur. Ebû Yusuf ise bu konuda mekanın aynı olmasını esas almıştır.
Sahih olan görüşe göre kusmuğun ağız dolusu olmasından maksat, ağzı ka patamayacak miktarda olmasıdır.
Ancak daha sahih görüşe göre ise kusmuğun ağzı zorlukla kapatacak miktarda olmasıdır.
İbn Sirin, kan tüküren kimse hakkında şöyle demiştir:
"Eğer kan, tükürüğünden fazla ise abdest alır. "145
Burun kanaması. Abdullah b. Ömer burnu kanayınca namazdan ayrılmış, abdest almış, sonra konuşmadan dönüp kaldığı yerden namazını tamamlamıştır.
Yezid el-Leysi de Saîd b. Müseyyeb'in namaz kılarken burnunun kanadığını, bunun üzerine Peygamberimizin eşi Ümmü Seleme'nin evine gittiğini, kendisine su verildiğini ve onun bu suyla abdest aldığını, ardından dönüp kaldığı yerden namazını tamamladığını gördüğünü söylemiştir. 146
#Uyumak.
Kalçanın tam olarak yere basmadığı halde uyumak, mesela yan yatarak, kalçanın bir tarafına yaslanarak, sırt üstü yatarak, yüzüstü yatarak uyumak, makattan yellenmeyi engellemediği için abdesti bozar.
Abdesti bozan şey de hadestir.
Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Makatın bağı gözlerdir.
Kim uyursa abdest alsın. "147
Ayakta, rükûda, secdede veya tahiyyata otururken uyumak abdesti bozmaz. Çünkü Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Ayaklarını toplayıp elbisesinin içine alarak oturup uyuyana, ayakta durup uyuyana, rükûa eğilip uyuyana, secde halinde uyuyana ve tahiyyata oturmuş bir halde uyuyana, uzanmadığı sürece abdest alması gerekmez.
Ancak kişi uzanarak uyuduğu zaman abdest alsın. "148
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Uzanarak uyuyan herkesin abdest alması gerekir. "149
Bu hadisin råvilerinden
Ebu Hålid ed-Dâlânı, Ebû Hätim tarafından sika olarak tavsif edilmiştir.
Ahmed b. Hanbel ve Nesãî ise onda bir sakınca olmadığını söylemişlerdir.
Zehebi de "el-Mizân" adlı eserinde şöyle demiştir: "Dâlânı, hasenu'l- hadis olan meşhur bir râvidir."
#Bayılma ve #delirme.
Bayılma, insanın başına gelen ve onu kaplayan bir afet olup aklı tamamen yok etmez, ama insanın kuvvetini zayıflatır. Delirme ise
76DELİLLERİYLE HANEFİ FIKHI
insanın başına gelince aklını alıp götürür.
Aklı tamamen ortadan kaldırır, ama onun gücüne kuvvetine bir zarar vermez.
Bayılma ve delirme hallerinde abdest tutma uykuya göre daha zordur.
Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem hastalığını anlattığı rivayet bu konunun delilidir:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem "İnsanlar namazı kıldı mı?" diye sordu.
Biz de "Hayır Ey Allah'ın Elçisi, onlar seni bekliyorlar." şeklinde cevap verdik.
Bunun üzerine "Bir leğene benim için su koyun" buyurdu.
Biz de söylediğini hemen yaptık.
Sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem kalkmak için seğirtti ve birden bayıldı. Sonra ayıldı ve "insanlar namaz kıldı mı?" diye sordu.
Biz de "Hayır.
Onlar seni bekliyorlar ey Allah'ın elçisi." şeklinde cevap verdik.
Bunun üzerine "Benim için bir leğene su koyun" buyurdu.
Biz de söylediğini hemen yaptık.
Sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem gusül abdesti aldı... "150
Ahmed b. Yunus şöyle demiştir:
"Bayılma dolayısıyla gusül abdesti almak, Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem sevdiği şeylerdendi. Bayıldıktan sonra abdest almak yeterlidir."
Rüků ve secdeli namazlarda yanında bulunan şahısların duyabileceği şekilde gülmek. Kıyas, bunun abdesti bozmamasını gerektirir.
Nitekim İmam Şafii bu
görüştedir.
Çünkü sesli gülmek, vücuttan çıkan necis bir şey değildir.
Bu yüzden cenaze namazında, tilavet secdesinde ve namazın dışında abdesti bozan bir durum olarak görülmemiştir.
Sesli gülmenin rükü ve secdeli namazı bozacağının delili Ebû Aliye'nin naklettiği şu hadistir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabına namaz kıldınyordu.
Bu esnada gözü pek iyi görmeyen biri geldi ve kuyunun başına geçti.
O sırada birden bayıldı ve kuyuya düştü.
Bunun üzerine cemaatten bazıları güldü.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gülen insanların abdestlerini tazeleyip yeniden namaz kılmalarını emretti. "151
Ebu'l-Aliye er- Riyâhî'nin asıl adı Rufey'dir.
Zehebi onun hakkında şöyle demiştir: "Tabiinden biri olup sika råviler arasında yer alır."
Ebu Hanife, Mansûr b. Zázân, Hasan, Ma'bed b. Ebi Ma'bed el-Huzai kanalıyla Hz. Peygamber'den sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bir hadis nakletmiştir:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem namazda iken namaz kılmak üzere bir âmå geldi ve bir çukura düştü. İnsanlar bunu komik buldu ve kahkaha ile güldüler.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namazını tamamlayınca şöyle buyurdu:
"Sizden kim kahkaha ile güldüyse yeniden abdest alsın ve namazlarını tekrar kılsın." Hafız Muhammed b. Talha bu rivayeti "Müsned"inde nakletmiştir.
Därakutní, Ma'bed'in Basralı ve Ceheyne kabilesine mensup olduğunu id-
dia etmiştir. Halbuki o, Huzáa kabilesine mensuptur. Nitekim bu durum İmam Ebû Hanife'nin "Müsned"inde açıkça ifade edilmiştir. Ma'bed sahäbidir. İbn Mende ve Ebû Nuaym onu sahabe tabakasından saymışlar ve onun hakkın- da Cabir'den nakledilen şu hadisi nakletmişlerdir: Hz. Peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem ile Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh hicret ettikleri zaman Haba'da Ümmü Ma'bed'in yanına geldiler.
Hz. Peygarnber sallallahu aleyhi ve sellem henüz küçük olan Ma'bed'i gönderip şöyle dedi:
"Şu koyunu çağır."
Sesli gülmenin abdesti bozduğuna dair rivayetler, rükúlu ve secdeli namazlar hakkında varid olmuştur.
Dolayısıyla sesli gülmenin abdesti bozduğu hükmü, sadece bu tür namazlarda geçerlidir.
Hadislerde geçen kahkaha sözcüğü, kişinin kendisinin ve yanı başındaki arkadaşının duyacağı şekilde gülmesi anlamına gelir.
Gülmek ise kişinin arkadaşının duyacağı şekilde değil de sadece kendisinin hissedeceği şekilde gülmesini ifade eder.
Bir görüşe göre bu anlamdaki gülmek, sadece namazı bozar, abdesti bozmaz.
Nitekim bu konuda Dârakutnî, Cabir'den şu rivayeti nakletmiştir:
"Gülme abdesti gerektirmez." Başka bir rivayette ise şöyle geçmektedir.
"Namazda gülen bir adamın hükmü soruldu.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
Namazı yeniden kılar, ama tekrar abdest almasına gerek yoktur."152
Aşırı #dokunma.
Erkeğin eşine çıplak bir halde, aralarında herhangi bir elbise olmadan dokunması, herhangi bir ıslaklık hissedilmese de abdesti bozar.
İmam Ebů Hanife ve Ebû Yusuf'a göre bu şekilde dokunma, istihsåna binaen hades sayılır.
Kıyas ise bunun hades olmadığını gerektirir.
Nitekim Imam Muhammed de bu görüştedir.
Çünkü Muaz'dan şöyle bir rivayet nakledilmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'e sallallahu aleyhi ve sellem gelip "Hiç tanımadığı bir kadın ile karşılaşan ve cinsel ilişki hariç bir adamın eşine yaptığı her şeyi ona yapan biri hakkında ne hüküm verirsin?" diye sordu.
Bunun üzerine Allah Teålå "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl.
Çünkü güzellikler kötülükleri giderir."153
ayetini indirdi.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de adama abdest alıp namaz kılmasını emretti, 154
96 el-Maide 5/6.
97 Müslim, 1, 233
98 Tirmizi, 1, 20
99 Buhári, 1, 47.
100 Buhâri, 1, 68,
101 Mecmeu'z-zeväid, 1, 181.
102 Ebû Dâvûd, 1, 30
103 Ebû Dâvûd, 1, 30.
Ebû Dâvûd bu hadisi abdestin sünnetleri bahsinde zikretmiştir.
104 Ebû Dâvûd, 1 3
105 Ebû Dâvûd
106 Ebû Dâvûd, 1, 36.
107 Tirmizi, 1, 29.
108 l'lâu's-sünen, 1, 82-83. 109 el-Beyyine 98/5.
110 Orijinal nüshada bu açıklamanın hemen ardından "قالوا" ifadesinin başındaki fa harfi ise bütün abdest organlarının peşpeşe yıkanmasını gerektirir." şeklinde çevirebileceğimiz bir ifade yer almaktadır. Kanaatimize göre bu ifade sehven burada yer almaktadır. Zira bu radaki fa harfi, atfedilen kelimeler arasında sıranın olduğunu gösteren atıf harfi değildir. Bu fa, şartın cevabında cezmi lafzan veya mahallen kabul etmeyen bir kelimenin bulunması durumunda gelen harftir. Kaldı ki, bu açıklama Hanefilerden çok Şafiilerin delili olmak- tadır. Dolayısıyla hem teknik açıdan, hem de istidlal bakımından burada bu ifadenin yer almaması gerekir. [Mütercim]
111 Mecmau'z-zeväid, 1 273.
112 l'lâu's-sünen, 1, 66.
113 Muslim 1, 226.
114 Buhari, 1, 45.
119 Elbennå, Şerhu'l-Müsned, 11, 3.
120 Ebû Dâvûd, II, 27.
121 Müstedrek, 1, 459.
122 Müslim, IV, 2081.
123 Tirmizi, 1, 51.
124 et-Tergib ve't-terhib, 1, 363.
125 Ebû Dâvûd, 1 16.
126 Al-i İmrån 3/135. Rivayet için bk. et-Tergib ve't-terhib, 1, 472
127 el-Bennå, Şerhu'l-Müsned, II, 145.
128 Tirmizi, 1, 40.
129 Tirmizi, 1, 70
130 Ebû Dâvûd, 1, 57.
131 Ebû Dâvûd, 1, 56.
132 Ebû Dâvûd, IV, 249.
133 Tirmizi. 1, 54.
134 Tirmizi, 1, 54.
135 en-Nisa 4/43.
136 Beyhaki, 1, 116.
137 Beyhaki, 1, 116.
138 I'lau's-sünen, 1, 86.
139 Åsaru's-sünen, 1, 35.
140 Buhari, 1, 86.
141 Tirmizi, 1, 82.
142 Tirmizi, 1, 59.
143 Dárakutni, 1, 153.
144 Tirmizi.
145 I'lau's-sünen, L. 92.
146 Muvatta', 1, 47.
147 Ebû Dâvûd 1, 52
148 Beyhaki, 1, 123.
149 Ebû Dâvûd, 1, 52.
150 Müslim, 1, 311.
151 Därakutni, 1, 169.
152 Dárakutni, 1, 172
153 Hôd 11/114.
154 Tirmizi, IV, 354.
#DELİLLERİYLE #HANEFİ #FIKHI
EL-FIKHU'L-#HANEFİYYU VE #EDİLLETUHÛ
#ESAD #MUHAMMED #SÂİD #ES-#SÂĞİRCÎ
#ABDEST
3 notes · View notes
gozlerimdekiparilti · 7 months ago
Text
Ucuz bakım tavsiyeleri vereyim.
Diş beyazlığı için düzenli misvak kullanımı, vücud peeling için ipek kese, cilt lekeleri için arbutin+hyaluronic acid, nemlemdirici olarak hindistan cevizi yağı, saç bakımı için keten tohumu. Dudak nemlendiricisi kantaron yağı veya hindistan cevizi yağı.
3 notes · View notes
hattabi · 10 months ago
Note
Abi hayırlı ramazanlar. Sünnete en uygun teravih hakkında bilgi verebilir misin
Hayırlı ramazanlar, bu yazı faydalı olur umarım:
Teravih namazının hükmü, fazileti ve rek'at sayıları nedir ?
Teravih namazı farz mıdır ?
إن كان رسول الله ليدع العمل وهو يحب أن يعمل به خشية أن يعمل به الناس فيفرض عليهم
Aişe (رضي الله عنها) dedi ki:
"Allah Rasulü yapmayı istemesine rağmen, insanlar onunla amel eder ve üzerlerine farz kılınır endişesi ile elbette bazı amelleri terkederdi"
| Sahih, el-Buhari 1128
أن رسول الله صلى في المسجد فصلى بصلاته ناس ثم صلى من القابلة فكثر الناس ثم اجتمعوا من الليلة الثالثة فلم يخرج إليهم رسول الله فلما أصبح قال قد رأيت الذي صنعتم فلم يمنعني من الخروج إليكم إلا أني خشيت أن يفرض عليكم
Aişe (رضي الله عنها) dedi ki:
"Allah Rasulü (bir gece) mescidde namaz kıldı, insanlar da Onun namazını (Ona tabi olarak) kıldılar. sonraki gece (tekrar) namaz kıldı ve (ona tabi olan) insanlar çoğaldılar. Sonra üçüncü gece (insanlar tekrar) toplandı, (lakin) Allah Rasulü onlara çıkmadı. Sabah olunca, Allah Rasulü dedi ki ; Yaptığınızı gördüm. Size çıkmaktan, (bu namazın) üzerinize farz kılınmasından korkmam dışında (bir şey) Beni menetmedi"
Akabinde Aişe annemiz dedi ki ;
وذلك في رمضان
"Bu, Ramazan'da idi"
| Sahih, el-Buhari 1129
Teravih namazının fazileti nedir ?
من قام رمضان إيمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
"Kim iman ederek ve (mükafatını sadece Allah'tan) umarak Ramazan'da kıyam ederse, geçmiş günahları bağışlanır"
| Nesai, el-Mucteba 1602
Teravih namazı nasıl kılınır ?
أن النبي كان إذا قام من الليل يشوص فاه بالسواك
Huzeyfe (رضي الله عنه) dedi ki:
"Nebi geceden namaz için kıyam ettiğinde, ağzını misvak ile temizlerdi"
| Nesai, el-Mucteba 2
صلاة الليل مثنى مثنى فإذا خشي أحدكم الصبح صلى ركعة واحدة
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
"Gece na­mazı ikişer ikişerdir. Sizden biriniz sabah (namazının vaktinin girmesinden) korkarsa, bir rek'at kılar"
| Şafi'i, el-Musned 540
Allah Rasulü her iki rek'atta selam verirdi.
يصلي أربعا فلا تسل عن حسنهن وطولهن ثم يصلي أربعا فلا تسل عن حسنهن وطولهن ثم يصلي ثلاثا
Aişe (رضي الله عنها) dedi ki:
"O (Allah Rasulü önce) dört (rek'at) kılardı, onun güzelliğinden ve uzunluğunda sorma. Sonra dört (rek'at daha) kılardı, onun güzelliğinden ve uzunluğundan sorma. Sonra (da) üç (rek'at vitir) kılardı"
| Sahih, el-Buhari 1147
Her dört rek'atta da biraz dinlenirdi (teravih yapardı)
Teravih namazı kaç rek'attır ?
سألت عائشة كيف كانت صلاة رسول الله في رمضان؟ فقالت ما كان رسول الله يزيد في رمضان ولا في غيره على إحدى عشرة ركعة
Ebu Seleme bin AbdurRahman (رحمه الله) dedi ki:
"Aişe'ye 'Allah Rasulü'nün Ramazan'da namazı nasıldı?' diye sordum. Aişe 'Allah Rasulü ne Ramazan'da ne de onun dışında (bir gecede) on bir rek'ata ziyade etmezdi' dedi"
| Sahih, el-Buhari 1147
Teravih namazı, gece namazıdır. Bu namazın en fazla kaç rek'at kılınacağına dair olsun, en az ne kadar kılınacağına dair olsun, bir delil söz konusu değildir. Ramazan ayında olsun, Ramazan dışında olsun, onun belli bir rek'at sayısı yoktur.
Bu sebeble Emir, İmam Malik'ten kılınan otuz dokuz rek'atı kısaltmasını istediğinde, İmam Malik kendisini bundan nehyettiğini, çünkü müslümanların sahabeden bu yana böyle amel ettiğini söylemiştir.
| Mudevvene 1.cilt syf 287
Bu hususta ilim ehlinden farklı rek'at sayıları gelmişse de (1) hepsi bu hususta bir genişlik görmüştür.
1. İbn Ebi Şeybe, el-Musannef 2.cilt syf 162-164
| Mervezi, Kiyamu Ramadan syf 220-222
| İbn Ebi Zeyd, er-Risale syf 62
Müslümanlara düşen, eğer evlerinde kılmayıp mescidlerde kılıyorlarsa, kıldıkları imama ittiba etmelidirler.
Sekiz rek'ata artırmak bidat diyen ilim ehlinden kimseyi bilmiyorum. Nitekim sahabeden Ömer, Ali ve başkaları, hakeza Sevri, Şafi'i ve İbn Mubarek gibi ilim ehlinin geneli, yirmi artı üç rek'at kılınır demişlerdir.
| Sunen, et-Tirmizi 806
Teravih namazı evde tek kılınabilir mi ?
فأما قيام شهر رمضان فصلاة المنفرد أحب إلى منه
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
"Ramazan ayının kıyamına (teravihe) gelince ; Munferid namaz kılmak, bana ondan (cemaatten) daha sevimlidir.
| Muhtasar'ul-Muzenni syf 21
وسألت مالكا عن قيام الرجل في رمضان أمع الناس أحب إليك أم في بيته؟ فقال إن كان يقوى في بيته فهو أحب إلي وليس كل الناس يقوى على ذلك
İbn'ul-Kasım (رحمه الله) dedi ki:
"Malik'e 'Ramazan ayında kişinin insanlarla beraber mi yoksa evinde (tek) kılması mı Sana daha sevimlidir?' diye sordum. Malik 'Evinde kılabiliyorsa, bana daha sevimlidir. (Lakin) bütün insanlar buna güç yetiremez' dedi.
| Mudevvene 1.cilt syf 287.
Allah en doğrusunu bilendir.
4 notes · View notes
storeduru · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Instagram özel fiyatıyla... Ödeme yöntemi PTT akıllı esnaf sanal pos uzerinden ister tek çekim yada taksitli, Peşin ödemelerde havale yöntemiyle ekstra %3 indirim imkanı. Bağlantı linki öne çıkan hikayemizde... @ciceksepeti @trendyol @trendyolcom @hepsiburada @amazon.tr @n11com @pttavm @pazaramaco @etsy #eyüpsabrituncer #dişmacunu #karbonludişmacunu #misvaklıdişmacunu #karanfillidişmacunu #propolis #karanfil #misvak #dişbakımı #diştemizliği #klasiklimonkolonyası #limonkolonyası #elvevücutkremi (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/Cp1lY-Itprz/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
e-yyup · 2 years ago
Text
Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayetle Peygamber Efendimiz s.a.v şöyle buyurmuştur;
“Eğer ümmetime veya insanlara zor gelmeyeceğini bilseydim, her namaz için misvak kullanımını emrederdim.”
Buhari kitabu-l Cum’a /8
23 notes · View notes
muslumannotdefteri · 9 months ago
Text
📌 *SON 10 GÜN ARINMA LİSTESİ* 📌
🌷Az yemek
🌷Az konuşmak(Susma orucu tutmak)
🌷Az uyumak
🌷Çok gözyaşı dökmek
🌷Çok istiğfar etmek
🌷Secdeleri çoğaltmak
🌷Nafileleri artırmak
🌷Dünyayı manen sessize almak
🌷Ölümü çokça düşünmek
🌷Ellerimiz uyuşana kadar dua etmek
🌷Dualarımızda ısrarcı olmak Ümmeti Muhammede dua etmek
🌷Telefonda geçirilen zamanı telefon konuşmalarını azaltmak
🌷Sadakayı çoğaltmak
🌷Komşulara Allah rızası için yemek ikramında bulunmak
🌷Anne baba duası almak
🌷Kuranı Kerim ile meşguliyeti artırmak
🌷Saatlerce süren Aşırı ev temizliğinden kaçınmak
🌷Kerahat tesbihlerini Virdleri çoğaltmak
🌷Bolca tefekkür etmek
🌷Dedikodu gıybetten katiyen uzak durmak
🌷Televizyona bakmamak
🌷Müzik,çalgı aleti v.s dinlememek
🌷Namahremden kaçınmak
🌷İhtiyaç dışı dışarıya çıkmamak
🌷Çokça tefsir okumak ayetleri idrak etmek
🌷Esmail hüsnayı çokça okumak
🌷Çokça salavat getirmek
🌷Tesbih namazı kılmak
🌷Sünnetleri yerine getirmek
🌷Temiz elbise giyinmek, ev içinde koku sürünmek
🌷Gusül almak
🌷Her namaz öncesi misvak kullanmak
🌷Evin bir odasını itikaf odası yapmak
🌷Evde cemaatle namaz kılmak
🌷Ramazan tesbihlerini çekmek
🌷Çokça şükretmek
🌷Asla kalp kırmamak
1 note · View note
zeynepbal · 2 years ago
Text
Halkların Demokratik Padmesi
yani HDPlisin? - yooo Ama ismin, isminin kisaltmasi HDP Bir suredir boyle izliyorum, dun de söylediğim gibi soteye yattım. Çünkü ilgimi çeken çok fazla şey var. Mesela gecenlerde onceden çok sevdiğiniz bir amirale sırf CHP oven ya da maaaremi yeren yorum yaptı diye "askerliği nerede yaptın acaba" diye saldirmanizi falan gordum. Dedim ki "vay arkadas, misvak bu". Gercekten çok acayip. En ilginci de aslında el kadar cocukken halkımızla ilgili yaptigim gözlemlerin doğru ciktigini görmem. Sonra buyudum baktım gercekten öylesiniz. Birileri cikiyor, sizin algınıza gore birazcık güçleniyor, ya onun yanında ya karsisinda oluyorsunuz. Boyle 100000 takipçi kassam heralde oturup benim icin kursun atip kursun yiyecek değişik insanlar falan da peydahlanır. "Osmanli cog gotu davrandı anadoluya yeğen. Cumhoriyedle biz tebaa olmagdan cigip halg oldug"
Olmadin? Olamadin??
Bu nasıl bir tebaa olmak istegi imiş arkadas, aklim almıyor. Herkes birilerinin pesine takılma derdinde. Bak destek falan demiyorum, ya da kendini yakin hissetme. Baya guclu gördüğü adamın kulu kölesi olma, askeri olma, adami olma derdinde olan bir suru insan gözlemliyorum tuiter da her gun. Spaceslere bayadır girmiyorum farkindasinizdir. Ama girdiğim donemlerde de dinlerken kafada hep kenara attım. Spaces yayincisi birazcık nüfuzlu ya da takipçisi bol biriyse o kisiye gösterilen tavır ve allah affetsin ama yalakalikla sıradan bir spaces yayincisina gösterilen asla bir olmuyordu. Sonra hiç unutmam birilerinden bahsediyorlar, yanlış mi yaptı doğru mu yaptı. Ben de dinliyorum ama her nasılsa konusmacidayim. Cocuklar nezaket göstermiş konuşma istegi atmisti sanırım boyle dinliyorum. Biri şey dedi "ben çok severim o adami ama yanlış yaptı" ben de dayanamadım "e desene" dedim. dedi ki nasıl diyeyim, sen diyebilir misin sanki? E derim dedim. neden diyemeyesiniz bunu asla anlamıyorum. ne korkusu bu ne cekincesi. Evet çok seviyor olabilirsiniz ama yanlisini da yüzüne vuramayacak kadar omurgasız olmamalisiniz ya da belki sizleri korkuttular, aidiyet hissettiğiniz bir gruptan dışlanmak/atilmak ya da o insanlar tarafından lincenlemek ile. Hani korkuttular derken "senin agzina biber sürerim hiii" gibi bir seyden bahsetmiyorum. Toplum baskisindan bahsediyorum. Basınıza gelebilecekleri biliyorsunuz çünkü baskalarinin basına gelirken siz de oradaydiniz ve hatta belki de aynisini yaptıniz. Bundan bahsediyorum. Boyle bir şey var di mi aslında, bir gelenek gibi. Orta yolcu ve sagcılarda daha baskin. Mesela AKP de CHPlilerin eleştirdiği ama CHPde de olan, üstelik CHPden bu yüzden kopan insanlarin da asla engel olamadan kendi içlerinde devam ettirdiği bir şey : basgani eleştirmeyelim o ne derse o mmhwah... "ben sizin babanizim... ben ne dersem o olur." Bosuna yapılmadi bu şarkılar iste. Neyse düşününce şey gibi: Din. Dinde de aforoz ediliverirsiniz ya da durmadan yargilanirsiniz "ne demek yazılana karşı çıkmak. Tanrının kelami o" diyerek. Bir benzeri iste : Parti politikamız bu, baskanimiz bunu dedi. O zaman çıkan çatlak sesleri susturalim... Hadsiz seni ne demek karşı cikmak eleştirmek falan?! Bariz yobazlık degil mi bu? Eleştirmenden kabul et. "nnnkabul nnnedeceksin nndiyorum !" Gericilik baya hatta.Farkli düşüneni dikte edilen "olması gereken"e ses cikartani bastırmak..   Yani ses cikarma "sus ve yalamaya devam et (mmmwah)" Peki tum bunlar gericilikken nasıl oluyor da ben sol gerici olabiliyorum. Yahu özgür düşünemiyorsunuz bile, farkında degil misiniz? Fedai gibi geziniyorsunuz ortalıkta. Gercekten hiç yargılanma korkusu duymadan ya da kendinizi birilerine beğendirme istegi olmadan kaç kez dusundunuz ya da kaç kez istediğiniz gibi davrandınız bir dusunun. Sunu dersem bu kaliba girerim bunu dersem su kaliba sokarlar diye yasamıyor musunuz? Oyle yaşıyorsunuz göremiyorsunuz sadece. Umarım gözleriniz bir ara acilir. Onceki yazıda da bahsetmiştim sanırım "size yollar sunuluyor ve birini seçip yürüyorsunuz". Muhtemelen size en yakin olanı seciyorsunuz. Literal anlamıyla bakarsak eger önünüzde iki yol varsa eve gidebileceğiniz, size en uygun olanı ya da caninizin istediğini seçer yürür ve eve varirsiniz. Yani ortada duran bir evin uzerine basip gecemeyeceginize gore, haliyle mecburen birini sececeksiniz. 
Ama hayatta bunu yapmak zorunda degilsiniz. Hayattaki durusunuz kalıplara girmek zorunda degil. Hep derim “neden zor da olsa, çetrefilli de olsa siz, sizin gibi düşünenler icin yeni bir yol acmayasiniz? Başkalarına yol göstermeyesiniz? Olani sürekli tekrar etmenin her zaman manası yok be. Zorunda degilsiniz” (beduk çalıyor dur dikkatim dagildi) Neyse bana gelelim. Simdi biraz cevap vereyim saldirilariniza. Nasılsa okumayacaksınız, youtubeden paylaşmak vardi gerci ama onun bi bi aylık vakti var daha. Simdi en garibime gidenden baslayim. Oradan alır yururum "Sen based bir Turk kadiniyken nasıl sol gerici oldun" him guzel kardeşim ben hala based Turk kadiniyim sadece algilarimiz farklı. Eskiden neysem su anda da öyleyim. Yani bende değişen bir şey yok. O zaman konusulan konular dönen olaylar simdi konuşulsa o sekilde tepki veririm yine çok büyük bir ihtimalle. O zamanlarda da tepki alıyordum ben dediklerime, sen kacirmissin. Suriyeli vs muhabbeti yapılırken bazilariniz Özbekler kalsın afganlar gitsin dediğinde "yoo illegal gelen herkes gitsin" diyordum ve siz altında yatan fikre dikkat etmeden hypeli bir bicimde alkisliyordunuz sadece. simdi de ayni seyi diyorum mesela ben. benim gözümde ülke yasalarını çiğneyerek gelen buraya uyumlanmak yerine, kendi kültürünü burada harmanlayarak yasamak, bu topluma saygi ve bu ülke degerlerine baglilik göstermek yerine aksini yapan herkes gitmeli - hatta arttırıyorum bak sadece illegal degil legal olarak gelen de. Ve fakat, o zamanlar da dediğim bir şey vardi "xenophobia nin ve kafatasciligin kucağına düşmeyin, o hatta ilerliyorsunuz" Ve haliyle zaman akti, ben oldugum yerde bahsettigim sinirlar içerisinde kaldım ve siz kendinizi kaybettiniz. Dediğim gibi xenophobianin köpeği oldunuz. ha bu arada, Zenophobia da yapmayın yahu Zeynepten korkmanıza gerek yok. LOL Neyse baska bir ornek vereyim mesela hocalar gelmişti su afganistandan mi ne ITUye, herkes kudurmuştu ne demek ulan falan diye. Sonra bu konuşulurken ben dedim ki "CVsine bakarım." Milleti ülkesi dini beni hiç ilgilendirmez. CVsine baktım hiç beğenmedim ve eleştirdim. Sonra siz beni "yarim kulak" dinlediğiniz icin sandiniz ki, ben o hocalar afgan diye eleştiriyorum. LOL. Hatta o konuşmalardan birinde uzerine basa basa, eğer adil bir kıyas ve degerlendirme olduysa ve başvuranların en iyileri bunlar ise oturup bir düşünmemiz gerekmez mi? Neden avrupadaki büyük üniversitelerden daha basarili hocalar tercih etmiyor turkiyeyi diye, dedim. Orada minik bir linç yedim gerci "sen ülkeyi mi garaliyon gardaş yurd disından" diye. Ulan bir iki kisi dinlemiş onlar da anlamamış demek ki o zaman dedilerimi yazik. Artik bana mi yazik size mi yazik orasi tartisilir tabi. ama benim vaktime yazık olmuş o konuda netim.  Baska bir seyden bahsedeyim oradan su biji biji muhabbetine baglayacagim zira. Odalarda teror konuşulurken, host cohost ya da konuşmacı oldugumda teröristlerden bahsederken Kurt diyen insanlari hep Kurt degil PKKli deyin diye uyarmam. Çünkü kurt degil PKKli diyeceksiniz. Bu yüzden de linclendigim oldu ama neyse ki bu konuda biraz daha anlayisli insanlar. Yani kendilerini "biz vatanseveriz diye" açıklamak zorunda hisseden Kürtler sag olsun, insanlar biraz daha farkindalar. Ne acı degil mi? (Buradan alir yururum de hani okumaktan haz etmeyen insanlar olarak belki 2 kisi okur sunu, okurken de sinirlendi bile onlar da buraya kadar.. Devam edersem bu konuya, onlar da bu sinirle baya ula osakaya celub peni furirler lol) Ya da vazgeçtim, bugünku kurt muhabbetini baska yazıya birakacagim gercekten. çok uzun gelir size simdi, siz dinlemeye alismis insanlarsınız. Velhasil kelam bugunluk bu kadar olsun. Ozetle : ben değişmedim, ben ayni noktadayım. Değişen uc noktalara ilerleyen sizlersiniz. Size garip gelen benim "slogan" atarak insanlara saldırıp birilerini yaftalayarak kendimi yüceltmek derdinde olmamam olabilir. Yoksa benim icin sikinti yok 7/24 gireyim tivitirda Ataturk dusmanlarinin babasını sugar daddy yapayım/ PKK bir teror örgütüdür diye bagirayim. sikinti degil yani bunlar benim icin. Bir takim olaylara yükseldigimde de demediğim seyler degil bunlar. Bunları göremiyorsunuz sadece bu ara profilimde o yüzden utanmadan gelip bana bile "PKK teror örgütü mu" diye sordunuz. Neden? TIPe oy vereceğim dedim diye. Enfes. Size bir şey diyeyim mi? Bu kadar aptal saptal yargilarinizla ve sorularınızla bana gelirseniz, benden cevap alamazsınız. sonra da o bahsedilen kalıplarla bugun dun ve daha oncesinde de olduğu gibi beni yargilarsiniz bugun elemanın birine başkaları beni "sol" olarak tanimladigi icin kendimi sol diye tanımlamak zorunda oldugumu bana kalsa kendimi sol ya da sag diye tanimlamayacagimi söyledim. Düzgünce konuşmaya geldigini söylüyordu ama belli yani hirslanmis, konuşmanın basından beri de farkındaydim.  Sonra bana "sol" ne diye sordu. Bende sag olmayan dedim. Baya bu cevabi ciddi verdigimi dusundu hatta, enfesti. Bunu dusunen adam sonra beni düşük IQlu olmakla itham etti. LOL Guzel kardeşim bak de ki "aptalsın, anlamıyorsun, korsun" falan ama IQ puanıma laf edecek son insanlarsınız be. Neyse. Milliyetçilik de Ataturkculuk de vatansevgisi de babanızın mali degildir. Bir insan size gore solcu oldugu icin PKKli olmak zorunda degildir. Feminist diye HDPli ya da erkek dusmani olmak zorunda hiç degildir. Bana agababalarinizin siniflandirmalari ile gelirseniz sizlerle dalgamı gecerim,  sizler de o dalgaları ciddi sanarsiniz oyle. Ben de LAZla oturup sizden bahsederken Güler dalga gecerim.  Ben kendi yolumu çizdim ilerliyorum. Zamanında insanlari örseleyen ötekileştiren her duruma da karsiyim. Propaganda cümleleri pesinde kosacaginiza aylardır yazdiklarimi, paylastigim kitapları ya da kitaplar hakkındaki yorumlarımı ya da fikirlerimi falan okusaydınız, su anda nerede durduğumu zaten anlardınız. Oturup solcu dediklerinizi de eleştirdiğimi sagcilari da gömdüğümü de bilirdiniz.
  HDPyi sol degil, sag faşist ve irkci bir parti olarak gördüğümü de bilirdiniz. Baris atayı sevmediğimi de, bir partiye oy vereceğim icin o partinin tebaası olmayacagimi, sevdiğim biri yanlış yaptiginda susmayacagimi da bilirdiniz. Ve özgürlüğüme ne kadar tapindigimi da. Kimlerle hiç çekinmeden ne tartışmalara girip ne saçma soruşturmalar geçirdiğimi de, neleri kaybettiğimi de o özgürlük ve bildigini dosdoğru söylemekte adına. Ve bunların aptal bir sosyal medya platformunda olmadigini reel hayatiminin gercegi oldugunu da. 
Sizin beni takip etmeniz icin rol yapmayacagimi da bilirdiniz, hayatta en deger verdigim seylerin en basında mertlik, merhamet ve vicdanın geldigini de.  nasil cevrelerde buyudunuz bilemem. Kafanızda belirli bir takim "insan" kalıpları vardır muhtemelen. Ben o kalıplarda birisi degilim. WOW ben farklıyım demiyorum. Sadece Siz de benim gibisiniz, uyandiginizda gelip "hakliymisin" diyeceksiniz, diyorum. Kafanızdaki o kalıpları yıkmak icin varim ben.
neyse. Ohh, bu blog uzerine iyi fon yagar simdi bana. Yine zengin oldum, var olun. Yani özetle neymişim? - HDPlisin yani dediniz,  duyuyorum :) -ama adin halkların demokratik padmesi, HDP yani.
evet sari torba evet beyaz toros evet he. 
7 notes · View notes
reyliika · 4 months ago
Text
5 notes · View notes