#mezhepler
Explore tagged Tumblr posts
Text
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#mezhepler#tarikat ve cemaatler#din#tanrı#aldatmak#çıkar sağlamak#beşeri oluşumlar
10 notes
·
View notes
Text
Kavvamus Sunne Şeyh İsfahani, Ehli Sünnet vel Cemaat'in itikadını anlattığı el-Hucce fi Beyanil Mehacce kitabında, iman bahsinde şöyle demiştir;
İman, şeriatta her türlü zahiri ve batini itaatleri kapsar.
Eşariler dedi ki: "İman tasdiktir. Fiiller ve sözler ise imanın bir rüknü değil, kâmil imanın bir gerekliliğidir." Bu ihtilafın bir faydası şudur ki her kim, yasak olan bir şeyi yaparsa, mutlak olarak mümin ismi onun için kullanılmaz; imanı nakıstır (eksik) denilir çünkü günah işleyen kimse imanın bir kısmını ihlal etmiştir. Eşariler nazarında ise günah işleyen kimseye mutlak olarak mümin lafzı kullanılabilir. Çünkü iman, tasdiktir. Günah işleyen kimse bu tasdiki yerine getirmiştir.
Bizim delilimiz Allah Azze ve Celle'nin şu ayetidir: "Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir." Allah Teâlâ, ayette sayılan vasıfların bulunmasından dolayı onları hakiki mümin olarak vasıflamıştır. "وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ : Bir başka ayette ise Allah Teala şöyle buyurur "Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir." Bu ayette iman kelimesinden kastedilen namazdır. Allah Teâlâ, namaz için iman ismini kullanmış ki namaz da fiillerdendir.
Buna delalet eden hadislerden bir tanesi şudur: Ebu Hureyre (radıyallahu anh) rivayet etti: Rasulullah ﷺ şöyle buyurdu; "iman yetmiş küsur şubedir"
Bir başka rivayette ise: "İman altmış küsur şubedir. Bu şubelerin en faziletlisi La İlahe İllallah'dır. En düşüğü ise yoldaki eziyet veren bir şeyi kaldırmaktır. Haya da imanın şubelerindendir." (Buhari, Kitabu'l Iman, 9; Müslim, Kitabu'l Iman, 58)
Zorla iman ettirilen bir kimsenin imanı sahihtir. Şayet iman, sadece kalple alakalı olsaydı, zorla imana girmek sahih olmazdı. Çünkü kalp, ikrah altına girmez. İkrah, ancak zahir fiiller ve sözlerde olur. İman, müminlerin dinidir. Din ise itaatlerden ibarettir. Aynı şekilde dinin bir sıfatı olan iman da böyledir. Çünkü orucu ve zekatı terk eden, fuhşiyatı işleyen kimse için kamil iman sahibidir denmez.
İMAN HAKKINDA BİR MESELE;
İman artıp eksilir. (İmanın artıp eksilmesindeki ihtilaf, iman kelimesine verilen manadan kaynak- lanmaktadır. İmanı tasdik olarak yorumlayanlar iman için artıp eksilmeyi kabul etmezler. Amelleri Imana dahil edenler ise imanın artıp eksileceğini söyler. Selef, imanın itaatle artip masiyetle azalacağını söyler. Ancak seleften bazı âlimler imanın sadece arttığını, buna mukabil azalmadığını söyler. Bu görüş İmam Malik 'ten rivayet edilmiştir) İmanın artması itaatleri yapmakla olur, eksilmesi ise ibadetleri terk edip masiyetler işlemekle olur. Bu konuda 'İman, marifet ve tasdiktir" diyenlere muhalefet etmişlerdir. Marifet ve tasdik arazlardandır. Ziyade ve noksanın araz için kullanılması caiz değildir.
Bu konudaki delilimiz: Muaz (radıyallahu anh)'ın merfu olarak rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah ﷺ şöyle buyurdu: "İman, artıp eksilir."
(Hadisin metni, zayıf isnadlarla Ebu Hureyre ve Ebu Derda (radıyallahu anhuma)'dan rivayet edilmiştir)
Abdullah İbn Abbas, Ebu Hureyre ve Ebu Derda (radıyallahu anh)'dan rivayet edildiğine göre şöyle derler: "İman artıp eksilir." İman, bütün ibadetlerden ibaret olur da ibadetlerden bir kısmı ihlal edilirse, menhiyatlar işlenirse imanın bir kısmı ihlal edilmiş olur ki bu da imanın eksiklik ve ziyadeyi kabul etmenin caiz olduğunu gösterir.
|| el-Hucce fi Beyanil Mehacce, syf. 385-386
#islam tarihi#islam#din#iman#allah#tevhid#hakikat#şeriat#tevhid ehli#hadis#mezhep#mezhepler#mezhepler tarihi#kitaplardan alıntılar#kitaplardan kesitler#ehli sünnet vel cemaat#ehlisünnet#ehli sünnet
2 notes
·
View notes
Text
Hamish Scott – Erken Modern Avrupa Tarihi (2024)
Avrupa’nın modernliğe giden uzun yolculuğunda, dinler ve kiliseler de büyük değişimler yaşadı. Ortaçağların baskın Katolik Kilisesi önce siyasî gücünü, sonra da evrensel dinî otoritesini kaybederken, yeni mezhepler, kiliseler ve din yorumları bütün Avrupa’yı sardı ve sarstı. Bununla birlikte 16. yüzyılın sonunda kurumsallaşan Katolik Reformu, ortaya çıkan yeni kilse ve din yorumları toplumları…
View On WordPress
#Erken Modern Avrupa Tarihi#Hamish Scott#Kiliseler İnançlar ve Mezhepler#Vakıfbank Kültür Yayınları#İsmail Hakkı Yılmaz
0 notes
Text
Bu defa güneşi hissetmeye çalışan bir can değil de daha çok hayatta kalmaya çalışan bir can var fotoğrafta, biz insanların yaşamasını dahi çok gördüğü bir can.
Bu can dün bizim bahçenin aşağılarında dolaşıyordu biz annesi var ve onun yanına gider diye düşündük ama bu sabah bahçede bir köşeye kıvrılmış bir şekilde görünce işin gerçeğini anladık. Yine birileri köpekleri köye bırakıp gitmişler, evet yanlış duymadınız bu bizim köyde çok sık yaşanan bir olay, kimler getirip bırakıyorlar bilmiyorum ama sürekli yeni köpekler ortaya çıkıyor tamam o yaptıklarını tam anlayamasam da anlamak için çabalıyorum ama şu bebeği nasıl annesinden ayırmışlar bunu anlayamıyorum bir türlü. Bir de gözlerinde korkudan başka bir şey yok nasıl korkutmuşlarsa artık çünkü yemesi için bir şeyler vermeye çalışırken ilk ekmek parçasını attım yesin diye ama taş sandı sanırsam ve korkup bağırdı sonra ekmeği önünü doğru itelemek için elime çubuk aldım ama bu defa yine bağırmaya başladı ve kaçıp gitti ama çok şükür ki sonra geri gelip yemeğini yedi. Bazen şey diye düşünüyorum acaba bizim buralarda köpeklerden kaçmalarının veya kaba davranmalarının sebebi şafi mezhebinden olmamız mı çünkü şafi mezhebinde köpek necis sayılıyor ve onun için öyle davranıyorlar ama sonra kendime diyorum ki bunun mezhepler veya farklı bir şey ile alakası yok insan olabilmek ya da kul bilinciyle hareket edebilmek ile alakalı...
Yaa hiç mi düşünmüyoruz beni, bizi yaratan Allah onu da yarattı ve nasıl ki benim yaşamaya hakkım varsa diğer canlıların da yaşamaya hakkı var ve biz insanların onların yaşamları üzerinde oyun oynamaya hakkı yok...
# bana göre #
#günaymış ama biz insanlık için daha aymamış#benim dünyam#benimgozumden#artists on tumblr#benim kadrajım#kendime not#maviyenot#elhamdülillah#çok şükür#allah#dünya#birbirine emanet canlar#doğadaki canlılar#bana göre#my post
35 notes
·
View notes
Text
Ayy çok heyecanlandim.
Önce mezhepler tarihi bölüm başkanına msj attim.Israrla salı günü gel okul bana uysun dedi.Dedim bir de tefsiri deniyim ne de olsa ilk hayalim oydu Instagram dan msj attım bölüm başkanına.Hocamiz hem kitap önerisinde bulundu,hem dil puanı istemiyormuş bu sene hemde bu hafta değilde sonraki hafta için cumaya randevu verdi.Her işte var bir hayır işte.Cok heyecanlandım.Dil puanı olmayınca şansım artıyor.Ay dua edin inşallah kbaul edileyim.Onerdigi kitapları da hemen sipariş edicem .
7 notes
·
View notes
Text
İhtilâfı toplumlar/milletler, mezhepler cemaatler, cemiyetler içinde gördük/görüyoruz. Büyükten küçüğe toplumun her alanında karşılaştığımız bir hakikat olarak kabul ettik. Öyle ki dostlar arası hatta aile içi eşlere dahi indiğine şahid oluyoruz. İki kişi olmasın ki aralarında ihtilaf ettiği bir mesele yaşamasınlar ve bugün iki insanın üzerinde ihtilaf etmediği bir meseleye dair bir misal dahi getiremiyoruz. Daha ötesi ise kişinin kendisi ile yaşadığı ihtilâftır. İnsanın şüpheleri benliğinde zamanla ihtilâfa dönüşmüş ve onu içinden çıkılmaz bir hale sokmuştur. En tehlikesi ise budur, neye iman edip neyi inkar edeceği noktasında bir ihtilâfa düşmüş ise ondan selâmetle kurtulması ancak bir rahmet tecellisi ile mümkündür. Bu sebeple her daim duamız;
”..اهدني لما اختلف فيه من الحق بإذنك، إنك تهدي من تشاء إلى صراط مستقيم“.
“..İhtilafa düşülen şeyde beni, izninle Hakk’a ulaştır. Şüphesiz Sen, dilediğini doğru yola iletirsin.”
7 notes
·
View notes
Text
Mezhepler, halklar buluştu sanki,
11 notes
·
View notes
Note
Mezhepler niye var
Mezheplere inanmayan arkadaşımla konuştuğumda nasıl cevap vereceğimi bilemedim
Bir kişinin mezhepleri anlaması için hadisleri kabul edip, sahâbe döneminin fetvalarını iyi bilmelidir. Aksi takdirde mezhepler nasıl ortaya çıkmıştır anlaması mümkün değildir.
Ama şöyle diyebiliriz:
Bir mümine İslam şeriati ile amel etmek farzdır.
Şer'i hükümler, Müslümanın hayatını teşekkül ettiren küçük-büyük her şeyi kapsar. Küçük veya büyük her şeyin bir hükmü vardır. Hükümler de Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim, resülünün sünnetinden alınır.
Ehil olmayan bizler için, Kur'anı tefsir etmek, sahih sünnetle sahih olmayanı ayırmak, ayetlerden hadislerden akaidimize ve ibadetlerimize taalluk eden meseleleri, hükümleri çıkarmak kolay bir şey midir? Arapça bileceksin, arapça gramer bileceksin, kelam ilmini bileceksin, fıkıh ilmini bileceksin, hadis ilmini bileceksin, tefsir bileceksin, usulü hadis, usulü fıkıh bileceksin bileceksinde bileceksin...
Bunları bilmiyorsan o zaman günümüze ulaşan bütün alimlerin süzgecinden geçmiş onayını almış dört hak mezhepten birisine uyacaksın paşa paşa. Onlar bizzat Kur'an-ı Kerimin inişine şahit olan mesele mesele hükümlerin Allah tarafından Peygamberi ile dinimizin öğretildiği sahabeyi görmüş, sahabeyi görenleri görmüş ve onlardan ilimler almışlar, hadisleri öğrenmiş ve hükümleri yazmışlardır.
O arkadaşa sorun: İdrar mı daha pistir? Meni mi daha pistir?
İttifakla idrar daha pistir.
Peki Namaz Abdesti mi büyük abdestir? Yoksa Gusül abdesti mi? Gusül abdesti daha büyüktür çünkü Gusül aldığımızda namaz abdestli de sayılmış oluruz.
Eğer İmam-ı Azam Hazretleri ben mezhep kurdum diyip kafasına göre hüküm vermiş olsaydı:
Daha büyük pislik olan İdrardan sonra büyük abdesti emrederdi. Meniden sonra küçük abdesti emrederdi. Akla bu daha uykundu Ama o öyle yapmamış..
Kadın mı daha güçlüdür? Erkek mi? Erkek daha güçlüdür yaratılış olarak değil mi?
Eğer İmam-ı Azam Hazretleri ben mezhep kurdum diyip kafasına göre hüküm vermiş olsaydı:
Mirasta güçsüz olan kadına 2 daha güçlü olan erkeğe ise 1 verirdi. Akla bu daha uykundu Ama o öyle yapmamış. Peygamberimizden, sahabe Efendimizlerimizden ne geldiyse bize ayet ve hadisler kaynağında en doğru haliyle aktarmıştır.
Mezhep büyüklerimiz biz mezhep kuruyoruz, bize tabi olun dememiştirler ayrıca. Hatta halk arasında İmam-ı Hanefî'ye nispetle Hanefî mezhebi, İmam-ı Şafî'ye nispetle Şafî mezhebi, Ahmet bin Hanbele nispetle Hanbeli mezhebi, Malik bin Enes'e nispetle de Malik'i mezhebi denmiş ve yayılmıştır. Bunun yanında bu müçtehit alimler bütün kaynakları tedvin edip fetvaları naklederken, mutlaka bütün alimlerin süzgecinden geçmiş, onayını almış ve kabul görmüştür. Üstelik sahâbe ve tabiin döneminde kimse bunları reddetmemiştir. Çünkü ayet ve hadiste geçenleri alan, sahâbe sözleri ile amel eden, müçtehit seviyesinde olup, çok ama çok üst düzey yetenekli insanlardı onlar...
Ancak bugün ise ayeti hareke olmadan yüzüne dahi okuyamayanlar, bu mezhepler nerden çıktı, biz kendimiz anlarız, bize kuran yeter gibi cahilâne tavırlar ve sözlerle, hem kendilerini aldatıyor, hem de ilimsiz insanları dalâlete saptırıyorlar. Üstelik bu kişiler itikadi veya ameli olup da alimler arasında görüş ayrılığı olmayan hususlarda bile, kişiyi dinden çıkaracak fetvalar veriyorlar. Bunu yaparken de hiçbir hadis veya sahâbe nakli almıyorlar ve ben bunu kurândan buldum diyorlar. Çok geçmiyor ki bir zaman sonra bazı fîkirlerinden ya dönüyorlar, veya bir başka fîkri bozuk çıkıp öbür fîkri bozuğu tekzip ediyor !!
Allah bizleri ehli sünnet olan, Allah ve Habibi'nin yolundan giden dört hak mezhepten ayırmasın. Böyle kardeşlere de acilen hidâyet nasip eylesin.
3 notes
·
View notes
Text
"Herkes mezhebine sahip çıkabilir ama onlar bizim oyuncağımız değildir. Mezhepler okulumuz, tarikatlar aile ocağımız gibidir. Nasıl ki dışarıdan eve gelen bir çocuğun üstünü başını annesi temizler; biz de din konusunda çocuğuz ve büyüklerimiz olan şeyhlerimiz ufak tefek ayarlarımızı düzelten anamız düzeyindedir. Kimse ailesini vatan kabul etmemeli ama ailesinin yanına da tehlikeli ve yabancı yanaştırmamal��dır."
37 notes
·
View notes
Text
Mısırlı gazeteci Fehmi Huveydi:
"Bugün mezhepler (meselesi) ortadan kalktı ve bizim için ikiden fazla mezhep kalmadı: Ya direnişten yanasınız ya da siyonistlerden yanasınız. Bu kadar!"
3 notes
·
View notes
Text
Mezhepler, halklar buluştu sanki sen gelip yanıma oturduğunda.
24 notes
·
View notes
Text
İRCA - MÜRCİE
İslam ümmeti içerisinde çıkan taifelerden birisidir. İman ve amellerin iman isminin/kapsamının dışında olması görüşleriyle tanınırlar. İrcâ, Arap lügatinde ertelemek, bekletmek manasına gelir
Bir işi erteleğinde "İşi ircâ ettim" denilir. Mürcie'nin bu ismi almasının sebebi amelleri iman kapsamından ertelemeleri/çıkarmalarıdır. Aşırıya gidenleri şöyle demişlerdir: Küfürle beraber itaatin fayda vermemesi gibi imanla beraber de isyan fayda vermez.
Mürcie bu itibarla üç sınıftır:
Birinci sınıf: İmanın mücerret (soyut) kalpteki marifet olduğunu söylerler. İşte bunlar Cehmiyye ve onlara uyanlardır.
İkinci sınıf: İmanın dilin fiili (şehadet) olduğunu söylerler. Bunlar da Kerrâmiye'dir.
Üçüncü sınıf: İmanın kalbin tasdiki ve dilin sözü olarak görürler. Bu, Ebu Hanife rahimehullah ve ondan başka bazı fakihlerden meşhur olan görüştür.
Geçen görüşler için bkz. Lisânu'l-Arab, 14/311; İbn Teymiyye, el-Îmân, s.184; İmam Eşari, Makâlâtu'l-İslâmiyyin, 1/213; Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 1/139; İsferâyînî, et-Tebsir fi'd-Din s.97; Abdulkahir el-Bağdadi, el-Fark beyne'l-Firak, syf. 202
Ebu Bekr el-Hallal el-Hanbeli (rahimehullah) şöyle demiştir;
Harb ibn İsmail el-Kirmâni bana şöyle haber etti: Ahmed ibn Hanbel (rahimehullah)'a "Mürcie kimdir?" diye sorulurken onun şöyle dediğini işittim: "İmanın sadece sözden ibaret olduğunu iddia eden kişidir."
|| Hallal, Kitabus Sunne, syf. 245
Harb el-Kirmani şöyle demiştir; İshak ibn Rahuye'yi şöyle derken işittim: "Mürcie o kadar ileri gitmiştir ki (onlardan) bir topluluk şöyle der olmuştur: 'Farz namazları, Ramazan orucunu, zekâtı, haccı ve bütün farzları inkâr etmeksizin terk eden kimseyi biz tekfir etmeyiz. Bunları ikrar eden bir kimse olduktan sonra onun durumu Allah'a havâle edilir.' İşte bunlar kendileri hakkında hiçbir şüphenin söz konusu olmadığı Mürcie'dir. Sonra onlar sınıf sınıftır. Bazıları "Biz kesinlikle müminleriz" deriz fakat "Allah katında" demeyiz' der, imanı söz ve amel görürler. Bunlar hakka en yakın olanlarıdır. Bir fırkası şöyle der: 'iman sözdür. Amel onun tasdikidir. Amel imandan değildir. Fakat amel farzdır. İman sözden ibârettir. Yine bunlar şöyle der: "İyiliklerimiz kabule mazhar olmuştur. Biz Allah katında müminleriz. İmanımızla Cibril'in imanı birdir."
|| Harb el-Kirmani (rahimehullah), Kitabus Sunne, 189. no'lu rivayet
Bize Abdullah b. Hubeyk tahdis etti, dedi ki: Yusuf b. Esbat'ı şöyle derken işittim: "Mürcie'ye gelince onlar şöyle derler: 'İman amel olmaksızın sözdür. Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah resûlü olduğuna şehâdet ederse şu kadar mümini öldürse, namazı, orucu, cenâbetten guslü terk etse bile Cibril'in ve Mikâîl'in imanı gibi kâmil bir imana sahiptir.
Harb el-Kirmani (rahimehullah), Kitabus Sunne, 190 no'lu rivayet
Benzeri "eş-Şeria"da (2062) Sufyan es-Sevri (rahimehullah)'tan rivayet edilmiştir.
Bize Ali b. Yezid tahdis etti, dedi ki: Bize İsme b. el-Mütevekkil tahdis etti, dedi ki: Süfyân b. Uyeyne'ye Mürcie'yi sordum. "Namazın ve zekatın imandan olmadığını söyleyenlerdir" dedi.
Harb el-Kirmani (rahimehullah), Kitabus Sunne, 191 no'lu rivayet
#islam#din#iman#allah#tevhid#hakikat#şeriat#tevhid ehli#hadis#mezhep#mezhepler tarihi#itikad#akide#ehli sünnet vel cemaat#ehlisünnet#ehli sünnet#mürcie#irca#medrese#ilahiyat#ramazan#kadir gecesi#kandil
3 notes
·
View notes
Text
*Adnan Kahveci’nin İlâhiyat Profesörü kuzeni Adıyaman üniversitesi eski Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Niyazi Kahveci'den harika tespitler.*
- Bu ülkede en çok satılan, en çok satın alınan fakat hiç kullanılmayan tek şey dindir.
Bunu satın alan halk problemlidir! Halkın zihin yapısı problemlidir!
Bu problemlerin faturasını millet olarak birlikte ödüyoruz..
Bu kafa birini büyütüyor, sonra da gidip kendini ona öldürtüyor.
Bu kafa, hastalıklı bir kafadır!
Bu kafa, anakronik (çağ dışı) bir kafadır!
Bu kafa, şizofrenik bir kafadır!
On bin yıl öncesinin anlayışıyla bugünü yaşamaya çalışan blr kafadır!
- Kiralık kapitalle kapitalizm, kiralık felsefeyle bağımsızlık olmaz!..
En zor iş, çağdışı insan malzemesiyle çağdaş işler yapmaya kalkışmaktır.
Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksınız, ya da gereksiz insan. Mesele bu kadar basit.
- Batı'daki dinî mezhepler *_teolojiktir_* ve *_zihinseldir_*!
Bizdekiler ise *_siyasaldır_*!.. Meşrulaştırmak için teolojisi arkadan gelir.
- Sünnilikte düşünmenin “d”si yoktur! Adı üstünde teamülcü!
Allah'tan, uygulamacı olan elin oğlu, bize teknoloji satıyor da, onu alıp kullanıyoruz.. Satmasa ne yapacağız?
- 150 milyar dolar ihracatımız var ama, 300 milyar dolara yakın da ithalatımız var!..
Bunun anlamı şudur!.
Bir liralık mal satıp, iki lirayla geçineceksiniz.
- Yeraltı kaynaklarımızı sattık! Yer üstündekileri de sattık!
Şimdi havayı betonla doldurup onunla geçinmeye çalışıyoruz.
Gelin görün ki, bunu dert edinen kimse yok.
- Şeyhlik, şıhlık kavramı, 5000 yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir.
Bu toplumda şeyh, şıh çok, fakat tek filozofumuz yok!
O nedenle olguyu okuyamıyoruz.
- Biyolojik yönden aklı bozuk insanların evliyadır diye peşlerinden koşup, “Benim hâlim ne olacak?” diye soranlarımız var!
- Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz!
Fakat onlar kendi insanlarını *_sömürmüyorlar_*.
Biz ise dışarda değil, içerde *_sömürgeciyiz_*.
Kendi insanımızı sömürüyoruz.
Buna “ *_ekonomik ensest ilişki_*” deniyor.
Bana göre en büyük vatan hainliği budur.
- Adam ilâhiyat profesörü olmuş, yaptığı iş;
VİP cenaze namazı kıldırmak,
VİP umre ziyareti düzenlemek.
Anlayış olarak hâlâ Farabi'yi aşamamış.
4000 yıl önce yaşayan *_Sümerler'in_* kafasına sahip.
- Bilimin, tarihin ve sosyal bilimlerin bir felsefesi vardır!
O nedenledir ki, ülkemizde bir *_felsefe üniversitesi_* açılması şarttır. Buna teoloji felsefesi de dahildir.
- Kur'an üzerinde bütünsel bir çalışma yapmadığımız, daha açık bir ifadeyle, Kur'an'ın hedefi nedir, karakteri nedir sorularına cevap bulmadığımız sürece, 1500 yıl öncesine takılır kalırız.
- Aklımızın çapını genişletmeden, mevcudun dışına çıkamayız!..
Biz de, (Türkçe) akıl nedir ve nasıl çalışır diye bir kitap yok!..
Oysa Batı'da binlerce var!
- Şunu kafamıza iyice yerleştirelim. 21. yüzyılda dinsel düşünme diye bir şey yoktur, olamaz..
Çağımız, *_akılcı_* ve *_bilimsel düşünme_* çağıdır..
Bu çağda olduğu gibi, bundan sonraki çağlarda da dindar olunabilir.
Fakat dindar olmanın yolu, akılcılıktan ve bilimsel düşünmekten geçmelidir.
- Atatürk İslâm'ı, ruhunu ve felsefesini çok iyi anlamıştır! Tıpkı Hazreti Peygamber'in anladığı gibi...
Prof Dr.Niyazi Kahveci
2 notes
·
View notes
Text
mezhepler halklar buluştu sanki sen gelip yanıma oturduğunda
9 notes
·
View notes
Text
🗣️ Din Satarak Ülke Yönetmek
- Bu ülkede en çok satılan, en çok satın alınan fakat hiç kullanılmayan tek şey dindir. Bunu satın alan halk problemlidir! Halkın zihin yapısı problemlidir! Bu problemlerin faturasını millet olarak birlikte ödüyoruz..
Bu kafa birini büyütüyor, sonra da gidip kendini ona öldürtüyor.
Bu kafa, hastalıklı bir kafadır!
Bu kafa, anakronik (çağ dışı) bir kafadır!
Bu kafa, şizofrenik bir kafadır!
On bin yıl öncesinin anlayışıyla bugünü yaşamaya çalışan blr kafadır!
- Kiralık kapitalle kapitalizm, kiralık felsefeyle bağımsızlık olmaz!..
En zor iş, çağdışı insan malzemesiyle çağdaş işler yapmaya kalkışmaktır.
Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksınız, ya da gereksiz insan. Mesele bu kadar basit.
- Batı'daki dinî mezhepler teolojiktir ve zihinseldir!
Bizdekiler ise siyasaldır!.. Meşrulaştırmak için teolojisi arkadan gelir.
- Sünnilikte düşünmenin “d”si yoktur! Adı üstünde teamülcü!
Allah'tan, uygulamacı olan elin oğlu, bize teknoloji satıyor da, onu alıp kullanıyoruz.. Satmasa ne yapacağız?
- 150 milyar dolar ihracatımız var ama, 300 milyar dolara yakın da ithalatımız var!..
Bunun anlamı şudur!.
Bir liralık mal satıp, iki lirayla geçineceksiniz.
- Yeraltı kaynaklarımızı sattık! Yer üstündekileri de sattık!
Şimdi havayı betonla doldurup onunla geçinmeye çalışıyoruz.
Gelin görün ki, bunu dert edinen kimse yok.
- Şeyhlik, şıhlık kavramı, 5000 yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir.
Bu toplumda şeyh, şıh çok, fakat tek filozofumuz yok!
O nedenle olguyu okuyamıyoruz.
- Biyolojik yönden aklı bozuk insanların evliyadır diye peşlerinden koşup, “Benim hâlim ne olacak?” diye soranlarımız var!
- Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz!
Fakat onlar kendi insanlarını sömürmüyorlar.
Biz ise dışarda değil, içerde sömürgeciyiz.
Kendi insanımızı sömürüyoruz.
Buna “ ekonomik ensest ilişki” deniyor.
Bana göre en büyük vatan hainliği budur.
- Adam ilâhiyat profesörü olmuş, yaptığı iş;
VİP cenaze namazı kıldırmak,
VİP umre ziyareti düzenlemek.
Anlayış olarak hâlâ Farabi'yi aşamamış.
4000 yıl önce yaşayan Sümerler'in kafasına sahip.
- Bilimin, tarihin ve sosyal bilimlerin bir felsefesi vardır!
O nedenledir ki, ülkemizde bir felsefe üniversitesi açılması şarttır. Buna teoloji felsefesi de dahildir.
- Kur'an üzerinde bütünsel bir çalışma yapmadığımız, daha açık bir ifadeyle, Kur'an'ın hedefi nedir, karakteri nedir sorularına cevap bulmadığımız sürece, 1500 yıl öncesine takılır kalırız.
- Aklımızın çapını genişletmeden, mevcudun dışına çıkamayız!.. Biz de, (Türkçe) akıl nedir ve nasıl çalışır diye bir kitap yok!..
Oysa Batı'da binlerce var!
- Şunu kafamıza iyice yerleştirelim. 21. yüzyılda dinsel düşünme diye bir şey yoktur, olamaz..
Çağımız, akılcı ve bilimsel düşünme çağıdır..
Bu çağda olduğu gibi, bundan sonraki çağlarda da dindar olunabilir.
Fakat dindar olmanın yolu, akılcılıktan ve bilimsel düşünmekten geçmelidir.
Prof Dr. Niyazi Kahveci
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#din#satarak#ülke#yönetmek#Prof Dr Niyazi Kahveci#spinoza
9 notes
·
View notes
Text
Günaydın...
Umuda, barışa, özgürlüğe
Hasrete dair ne varsa
Günaydın...
Sevdalar, dostluk, kardeşlik
Sevgiye dair ne varsa
Günaydın...
Çocuklar, yaşlılar,engelliler
Şevkate dair ne varsa
Günaydın
Kadınlar, dinler, mezhepler
Ötekileştirmeye dair ne varsa
Günaydın...
Sokak hayvanları, kirli hava, su
Çevreye dair ne varsa
Günaydın...
Saldıran eğemen zihnıyet
Nefrete dair ne varsa
Günaydın ...
Uzaklar, yakınlar kentler, köyler, varoşlar
Yaşama dair ne varsa
Günaydın...
ülkemin kardeş halkları
Kim nerede, kiminle yaşıyorsa
GÜNAYDIN, ROJ BAŞ 🌄🌄🌄
11 notes
·
View notes