Tumgik
#merkez bankası faiz kararı
imarpanosu · 2 months
Video
youtube
#ŞenolBabuşcu'dan #MehmetŞimşek'e Ağır Soru: 11 Aydır Ne Yaptı? #Enflasyon’da Yeni Rekorlar!
"#MehmetŞimşek 11 aydır ne yapıyor? Sadece seyrediyor..." 'Yerel Ekonomi Profesörü' #enflasyon'un düşeceğine inandı mı? #Konut kredi faiz oranının 5.89'a çıkmasının suçlusu... Prof. Dr. Şenol Babuşcu bu sefer çok kızdı! 📺⬇️⬇️⬇️ https://www.youtube.com/watch?v=oEhzC3fWEjI
0 notes
teleferikhaber · 2 days
Text
Altın Fiyatları Güncel Durumu
Bugün, 28 Haziran Perşembe, altın fiyatları özellikle Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından yoğun ilgiyle takip ediliyor. Peki, bugün çeyrek ve gram altın fiyatları ne kadar? İşte güncel altın fiyatları alış – satış fiyatları: Gram Altın Fiyatları Alış: 2.465,44 TL Satış: 2.465,82 TL Çeyrek Altın Fiyatları Alış: 3.998,00 TL Satış: 4.084,00 TL Yarım Altın Fiyatları Alış: 8.022,00…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Text
Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Ekim ayı faiz beklentisi kaç?
Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Ekim ayı faiz beklentisi kaç?
TCMB enflasyondaki yükselişe rağmen son iki toplantıda faiz indirimi, ondan önceki son sekiz toplantısında politika faizini değiştirmeme kararı verdi. Yüzde 80’i aşan enflasyona rağmen Merkez Bankası’nın (TCMB) yapacağı toplantısında politika faizini düşürmeye devam etmesi bekleniyor. MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI BEKLENTİSİ İNDİRME YÖNÜNDE İhracat, istihdam, üretim ve düşük faizi önceleyen ekonomi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
olumluhaber · 2 years
Link
0 notes
patronlar · 7 days
Link
Yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz kararı, yurt dışında ise ABD çekirdek PCE verileri ve Biden-Trump karşılaşması bu haftanın öne çıkan gelişmeleri arasında yer alıyor. Ayrıca, çeşitli ekonomik göstergeler de yatırımcıların dikkatini çekecek.
0 notes
abc-gazetesi · 12 days
Text
Çin Merkez Bankası faiz oranlarını değiştirmeme kararı aldı
0 notes
borsahub · 21 days
Text
📊 Merkez Bankası'nın faiz kararı BIST 100'ü nasıl etkiledi? Bankacılık ve finans sektörü başta olmak üzere tüm detayları ve yatırım stratejilerini şimdi öğrenin!
#TMB Mehmet Şimşek #borsa #tavan #dolar #hisse #bist100 #kripto #borsahub #Borsaİstanbul Ali Koc Aziz Yıldırım Kurgu Asker Astsubay #matematik
0 notes
devrimcidinno1 · 23 days
Photo
Tumblr media Tumblr media
(Avrupa Merkez Bankası beş yılın ardından ilk kez dün faiz indirme kararı almıştı. Peki, ECB’nin bu kararı sonrası euro/TL’de beklenti ne yönde? gönderdi)
Avrupa Merkez Bankası beş yılın ardından ilk kez dün faiz indirme kararı almıştı. Peki, ECB’nin bu kararı sonrası euro/TL’de beklenti ne yönde? https://devrimcidinnno.wordpress.com/2024/06/07/avrupa-merkez-bankasi-bes-yilin-ardindan-ilk-kez-dun-faiz-indirme-karari-almisti-peki-ecbnin-bu-karari-sonrasi-euro-tlde-beklenti-ne-yonde/ Avrupa Merkez Bankası beş yılın ardından ilk kez dün faiz indirme kararı almıştı. Peki, ECB’nin bu kararı sonrası euro/TL’de beklenti ne yönde?
0 notes
pazaryerigundem · 1 month
Text
'Merkez' faizi sabit tuttu!
https://pazaryerigundem.com/haber/172823/merkez-faizi-sabit-tuttu/
'Merkez' faizi sabit tuttu!
Tumblr media
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 50 düzeyinde sabit bıraktı.
ANKARA (İGFA) – Bugün gözlerin çevrildiği Merkez Bankası’ndan beklene faiz kararı geldi.
Politika faizi beklendiği gibi yüzde 50’de sabit tutuldu.
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada 23 Mayıs 2024 Tarihli Para Politikaları Kurulu Kararı’na göre 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranını sabit tuttuğunu açıkladı.
Banka, böylelikle iki toplantı üst üste faiz değişikliğine gitmemiş oldu.
23 Mayıs 2024 Tarihli PPK Kararı: 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı sabit tutuldu. pic.twitter.com/s6C7WmhkKz
— Merkez Bankası (@Merkez_Bankasi) May 23, 2024
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
seslimeram · 3 months
Text
Yıkıcı Günlerin Kenar Notları
Tumblr media
“Muhtemelen sizin de, hem de çok defa, konuşmanıza "hepimizin hemfikir olduğu gibi" ifadesiyle başladığınız oluyordur. Eminim, insanların da böyle konuştuğunu duydunuz. Ya da bu ifadeyi gazete makalelerinde, özellikle aslında bir tür okura seslenen başmakalelerden okuyorsunuz. Ancak hiç kendinize bu "hemfikir" olan "hepimizin" kim olduğunu sordunuz mu?” Sosyolojik Düşünmek – Zygmunt Bauman – Ayrıntı Yayınları
Doğrudan, yalın, katışıksız bir döngü içinde hayat mefhumu talan ediliyor. Bildik tümce, betimlemelere yer bıraktırmayacak bir açıklıkla, muktedir ve avenesi bir kere daha tüm o seçim sathı mahallini öne sürerek hayatın kuşatılmasını doğru ve apaçık bir yıkım idesini imal etmeye devam ediyor. Biyolojik politik bir sarmal olarak güncellenen yeni ülke fikri doğrudan o faşist amirin, baş efendiye dediği gibi yeni yüzyılın başa örülecek çoraplarını güncellemek için doğrudan tutkuyla iteklenir. Demokrasiyi sahici olarak bir dolgu olarak gören ve amaca ulaşabilmek adına kullanışlı bir aparat kılan / belleyen o muktedir aklının bir tevatür değil doğrudan yönlendiği saha o çitlenmiş, hayat idesinin kuşatıldığı bir yeri de göstere gelir. Yirmi bir yıllık iktidar tahayyülünün var ettiği eşik o dönemeçler içinde, arasındaki zulmü yaşamda sabit kılıyor. Doğrudan müdahalelerle birlikte var edilmiş olan sözüm ona mutabakatlarla madun siyaset pragmatist bir ülkeyi dönüştürür. Ezberler, daim yinelenen masallar ve daima karşılıksız konulan hikayeler / atfetme halleri bu taraz taraz hayatı gösterir. Lime lime edilmiş sıradanın hayatı denetim, gözetim ve tahakküm üçlüsü refakatinde devletlinin propaganda aygıtını değerlendirmesiyle beraberce zehirlenmiş başka bambaşka bir tavra / yönelime evrilir. Bu hallerin istikametin esas var edilen şey o hayatın talan olunmasıdır.
Herkesin hemfikir olduğu yanılgısını kullanışlı addeden, bununla kendisine yepyeni bir istikamet imal etmeyi, yanlışı doğru, eğriyi düz, yalanı hakikat olarak gören bildiren bir toplamla hayat mefhumu topyekun kuşatılır. Sosyal politik deneysellik / deneyi aleni bir yaşam aksiyonu kılan devletlinin var ettiği her şey o tasavvur olunan yıkıcılığı güncel bir mefhuma dönüştürür. Geleceğini bir şimdi içerisinde tüketen, şimdisini dününün devamı kılan, dününü de olabildiğince yalın bir biçimde unutturmaya çalışan aklın sunduğu her şey hayat mefhumunu derdest etmeyi amaç edinir. Cerahat içerisinde, birbirinden bağsız, bağlantısız görünse de her durumda birlikte / hep beraberce okunduğunda gerçekliği tam ve eksiksiz ortaya çıkan bir cerahat imiyle hayat mahvedilir. Baş efendi, baş faşist ve tüm o zümrelerin birlikte imal ettikleri yenilik dolu ülkenin ısrarla geçmişini tekrarlayan, daim bir biçimde yorgun düşüren, kötülüğü önceleyip, hayatı zehreden bir sureti temsile evrimi kesintisiz kılınır. Seçim sathı mahallinde onca tehditle, bir dolu hakaretle, daimi bir ayrım ve ötekileştirmeyi öne sürüp, ardından da kimseler sıkıntı çekmiyor, kimsenin kimliğine karışmıyoruz, hayatın özgürlüğüne saygı duyuyoruz gibi nice çıkarım var edilirken hakiki olan şey bodoslama bir yıkıcılıktır. Her gün her yerde, hemen hemen her şekilde.
Evrensel Gazetesinden Ali Alper Alemdar’ın makalesini aktaralım: “Merkez Bankası son faiz kararı ile havlu attığını ilan etmiş oldu. Burjuva iktisatçıları arasındaki genel kanının aksine, Merkez Bankasının faiz kararını, rasyonel politikalara dönüşten ziyade, panik halinde alında alınmış bir karar olarak görmekteyim. Keza, Şimşek döneminde, rasyonel politikalara dönüş adı altında, kuru kontrol altına almada işe yarayan politikalardan, saatli bomba denilerek, vazgeçildiğini gördük. Elindeki araçlardan vazgeçen Merkez Bankası ve Mehmet Şimşek, son çare olarak faizi beklentilerin üzerinde yükseltti.
Faizi yükseltmek, gerçekten TL’nin değer kaybını engelleyebilir mi? Eğer, bu soruyu 2017 yılı öncesi cevaplamam gerekseydi, bir nebze de olsa evet diyebilirdim. Fakat, 2024 yılında, güncel uluslararası ve ulusal politik ekonomik konjonktürde bunun pek de mümkün olmadığı gözüküyor. Peki, para arzını ‘sıkılaştırma’ ve faizi yükselterek kur şoklarını engelleme politikasının etkileri nelerdir ve özellikle seçim sonrası bizi neler beklemektedir.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Şimşek dönemindeki para ve maliye politikası, genel seçim öncesi Millet İttifakının önerdiği politikalardan çok farklı değil. İttifak dağılmasına rağmen, ittifakı oluşturan partilerin halen daha aynı çizgide olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Şimşek’in, rasyonele dönüş adı altında uyguladığı politikaların faturasının bedeli ise işçi sınıfı için günden güne artmaktadır. Nebati döneminde başlatılan işçi sınıfını fakirlikle kontrol altına alma stratejisinin, Şimşek döneminde işsiz ordusunu büyütme stratejisine dönüştüğünü, gerek kemer sıkma gerekse de faiz politikasından görebiliriz. Son alınan faiz kararının etkilerinin, bu yönde olması kuvvetle muhtemeldir. Keza, faiz artışının etkileri, halihazırda olabildiğince baskılanmış ücretlerden ziyade, işsizlik üzerinde olacaktır. Bunun en önemli göstergelerinden birisi kapanan şirketlerinin sayısındaki artış, faiz politikasının sonuçlarını yansıtan önemli göstergelerinden birisidir.
Kur şoku ile başlayan, pandemi kaynaklı üretimdeki azalma ile derinleşen ve şirketlerin süper kârları ile devam eden enflasyonun, nedeni ise halen daha Şimşek ve burjuva iktisatçıları tarafından ücretler ve talep olarak görülmektedir. Halbuki, bu iddiayı kanıtlayacak ne anlamlı bir veri ne de çalışma bulunmaktadır. Buna rağmen, para ve maliye politikası, böylesi bir sorunun varlığı üzerinden yapılmaktadır. Bu politikaların kendi içerisindeki tutarlılığı ya da Şimşek’in gerçek bir politikası var mı tartışılabilir. Fakat, bir sene içinde atılan her adımın, sermaye yanlısı olduğu görülmektedir. Faizlerin arttırılması, kemer sıkma politikaları, küçüklü çaplı işletmelerin kapanmasına, tekelleşmenin ve işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte, reel geliri günden güne eriyen emekçiler, yaşamlarını idame etmek için daha fazla borçlanmak zorunda kalmaktadır. Kamu dışı borçlanma sorununu, işçi sınıfının yaşadığı kriz olarak tanımlamaktan ziyade, aşırı harcama kaynaklı gören burjuva iktisatçıları ise borçlanmanın maliyetini arttırmayı savunmaktadır. Son dönemde yürürlüğe giren kredi standartlarındaki sıkılaştırma ve borçlanmanın maliyetinin arttırılması da tam da bu nedenledir. Bütçe dengesi adı altında yapılan kamu harcamalarının azaltılıp, vergilerin artırılması ise kamu dışı kesimin borçluluğunu arttırmaktan başka bir etkiye sahip değildir. Faiz yükseltme ve parasal sıkılaştırma kararları sonucunda ise kamu harici borçluluğun artmasının yanı sıra, borcun maliyeti ve borca ödenen faiz de artmaktadır. Servet transferini tam da böylesi bir tabloda görmekteyiz. Bu politikalar altında emekçilerin daha fazla borcun içine sürüklendiği ve yeni düzenlemeler nedeniyle, daha fazla faiz ödeyeceği aşikardır.
Her seçim öncesi, seçimden sonrası tufan diyen iktisatçıların aksine, seçimlerden bağımsız olarak, emekçilerin yaşadığı kontrollü tufanı anlamamız gerekmektedir. Keza, deprem sonrası mülksüzleştirme politikaları, vergi politikasının dizaynı ve faiz-kemer sıkma politikaları, emekçilerin, sermaye ve devlet tarafından disipline edilip, kontrol altına tutulmasına yöneliktir. Bahsettiğim politikalar birbirinden bağımsız değildir. Her bir politika birbirine bağlı olarak, işçi sınıfını kontrollü tufanın içinde tutarak, politik gücünü zayıflatmaya yöneliktir. Devletin politikalarını bu şekilde deşifre etmediğimiz sürece, emekçiler, politik güçlerinin zayıflıklarından dolayı AKP ve Yeniden Refah gibi partilerin etkilerinin altından çıkamamaktadır.
Tüm bu resme ve olasılıklara rağmen, seçim sonrası politikalarda değişikler olabilir. Elbette, işçi sınıfı lehine çok da olumlu bir gelişme beklememeliyiz. AKP, yerel seçimlerde büyük bir hezimet yaşamaz ise bu politikalar muhtemelen devam edecektir. Fakat, ciddi bir seçim hezimeti yaşanırsa, Şimşek yönetiminin ömrünün de uzun olacağını düşünmemekteyim. Seçim, AKP lehine sonuçlansa dahi, Şimşek’in ortodoks politikalara dönüş çabaları, Türkiye’yi işsizliğin arttığı ve gelir dağılımın iyice bozulduğu bir döneme sürekleyecektir. Faiz kararını, tam da bu çerçeve içerisinde değerlendirmeliyiz. Merkez Bankasının faiz kararı ne piyasa gerçeklerine göre verilen ne de kısa vadede nefes aldıracak bir karardır. Keza, piyasa gerçekliği diye adlandırabileceğimiz homojen ve mutlak bir yapı yoktur. İşçinin piyasa gerçeği ile burjuvanın piyasa gerçekliği arasında ciddi farklar vardır. Kemer sıkma ve faiz politikalarına, piyasanın da değil de işçi sınıfının gerçekliği üzerinden baktığımızda ise devletin ve sermayenin iş birliğini görmek mümkündür. Seçim öncesi başlayan ve sonrası devam etmesi muhtemel ekonomi politikaları, kuvvetle muhtemel, işçi sınıfının içerisinde bulunduğu kontrollü tufanı ve yoksulluğu derinleştirip, sermayenin, sınıf üzerindeki kontrolünü artırmaya yarayacaktır.”
Tümüyle herkesin hemfikir olduğu yanılgısı karşısında muktedirin ses vermesine müsaade ettiklerinin dışından bir meram her şeyi bir kere daha görünür kılar. Anlatılan ile yaşananların arasındaki derin uçurum halinin gerçekliği acı bir Türkiye imgesini de sunar. Hayat mefhumunun talan olunmasında aşılan ekonomik eşiğin her nasıl biçimlendirildiği, dahası taviz üstüne taviz verdirilen insanların sıradan olanlar harici kimselerin olmadığını gösteren bir tavırla biçimlendirildiği meydana çıkar. Seçim sathı mahalli geçicidir, geriye kalan talan / linç / yoksunluk politikası bir hakikat. Günbegün ezber edilmiş şablonlarla bir memleketin esas yıkımına dair hiçbir ön alma bahsine yer vermeden gününü gün etme hallerinin çeşitlendirilmesine tanık ediliyoruz. Afaki kılınmış ol müşterek, herkesin hemfikir olduğu ülke / yönetim / gündelik yaşam pratiklerinin her neyi kapsamadığını artık çok daha net görüyoruz. Hiç kimselerin, hiç kimselere yanlama ihtiyacı olmayan ol sıradan insanların meramının, mesellerinin her ne olduğuna dair en ufak bir tepkimenin var edilmediği yerde, ekonomik / sosyal politik güncel kabus halinin devamlılığı seçim bahsinin ilerisindeki karanlığı imler. Herkesi ortaklaştırmak yerine inatla ayrımcılığa, bir biçimde ötekileştirmeye çaba sarf eden, buna bel bağlayan bir menzilin katran karanlığı her ne olacaktır, düşünür müsünüz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Bülent KILIÇ – İstanbul 2014
1 note · View note
imarpanosu · 9 months
Video
youtube
#ŞenolBabuşcu: Faiz ve Ekonomide 2 Yıllık Kayıp! 2024 #İşsizlik Yılı Ola...
#MerkezBankası faizi 30'a çıkardı! 'Bankacıların Hocası' Prof. Dr. Şenol Babuşcu​'dan Youtube/Emre Kulcanay EK TV'ye çok özel, çok çarpıcı yorumlar geldi... İzlemek için tıklayın...
0 notes
teleferikhaber · 3 days
Text
Merkez Bankası Faiz Kararı Öncesi Heyecan Dorukta
Merkez Bankası’nın faiz kararı her ayın son Perşembe günü kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Haziran ayı faiz kararı da bu hafta açıklanacak. Yatırımcılar ve ekonomi takipçileri, faiz kararının hangi tarihte açıklanacağını merakla beklemektedir. Merkez Bankası Faiz Kararı Ne Zaman Açıklanacak? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, 27 Haziran 2024 tarihinde toplanacak ve faiz…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
barkoturktv · 3 months
Link
0 notes
alipersembe · 5 months
Video
youtube
Merkez Bankası Faiz Kararı | Avrupa'da Faiz İndirim Beklentisi | Kriptol...
0 notes
iahaber · 5 months
Text
Tumblr media
İA HABER AJANSI Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? TCMB ocak ayı faiz kararı ne olacak? 2024 Ocak ayı faiz kararı tahminleri… https://www.iahaber.com/merkez-bankasi-faiz-karari-ne-zaman-aciklanacak-tcmb-ocak-ayi-faiz-karari-ne-olacak-2024-ocak-ayi-faiz-karari-tahminleri/152754/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr www.iahaber.com https://iahaber.com
0 notes
abc-gazetesi · 1 month
Text
Ekonomistler o tahminde uzlaştı! Merkez Bankası faiz kararı kaç seviyelerinde olacak?
0 notes