#manganez
Explore tagged Tumblr posts
dokumtek · 2 months ago
Text
Empürite Nedir?
Tumblr media
Metalürji ve metal döküm endüstrisinde, malzemenin performansını ve kalitesini doğrudan etkileyen kritik bir kavram olan empürite, metal alaşımların içindeki istenmeyen yabancı maddeler ve safsızlıkları ifade eder. Deoksidasyon sonunda empürite (pisliklerden) tamamen temizlenmemiş sıvı çeliğin dökülmesi sırasında, çelik döküm parçanın bünyesinde ve yapısında;çözülmüş empürite ler(Mangan, Silis, Fosfor ve Oksijen, Hidrojen, Nitrojen gazları) süspansiyonda kalan metal olmayan kalıntılar bırakır. Bu nedenle katılaşma sonunda birikimli(segregasyonlu) ve kalıntılı(inkluzyonlu) çekirdeklenmiş(cored) katı çözeltisi oluşur. Soğuma sırasında dönüşüm (TRANSFORMASYON) aralığında başlangıçta östenit olan kristaller ferrit ve perlit tanelerine (GREYN)dönüşür. Fakat Fosfor gibi metalik olmayan ve sıvı çelik içinde çözünebilmiş inkluzyonlar, çok yavaş yayınırlar ve orijinal pozisyonlarını korurlar. Böylece primer(ilk oluşan) yapı dağlama elemanların bu inkluzyonları ortaya çıkarmasıyla tespit edilebilir. Kimyasal analizden bir elementin, çeliğin özelliklerine etkisinin belirlenmesinde yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır. Zira pek çok element değişik yapılarda bulunarak bu yapının karakteristik etkisini taşır. Örneğin: Mangan ferrit içinde çözünür(katı çözelti kuvvetlendiricisi) ve Mn MnS, MnO ve Mangan silikat oluşturur. Empürite, bir metalin veya alaşımın içerisinde doğal olarak bulunan veya üretim süreçleri sırasında ortaya çıkan safsızlıklar ve yabancı elementlerdir. Bu maddeler, metalin temel kimyasal ve mekanik özelliklerini önemli ölçüde etkileyebilir. Tipik Empürite Elementleri Metalürjik süreçlerde yaygın olarak karşılaşılan empürite elementleri şunlardır: Metalik Empüriteler: Mangan: Mangan sertlik derinliğini etkiler ancak sulama çatlaklarının nedenlerinden de biridir. Bundan dolayı suda sulanacak, yüksek karbonlu çeliklerde %0,5 ten az bulunmalıdır. Mangan, çekme-kopma değerini ve darbe-çentik mukavemetini yükseltir. Silisyum: Silis pek çok çelikte bulunur ve yararlıdır. Özellikle grafit oluşumuna eğilimi olan takım çeliklerde, genellikle Silis miktarı %2’den azdır. - Kükürt: Kükürt çelikte MnS(mangan sülfit) veya FeS(demir sülfit) olarak bulunur. Demir sülfit; kırılgan, düşük ergime noktalı, sarımsı kahverengi film bulutları halinde çelik kristalleri etrafında bulunur ve dövme sırasında çatlamalara sebep olur.Yüksek ergime noktalı kurşuni-gri Mangan Sülfit demir içinde az çözünür ve yapı içinde büyük küresel parçacıklar halinde düzensiz dağılmış olarak bulunur. Manganın Kükürt ile birleşmesi için gerekli olan miktar teorik olandan beş kat fazladır. Fosfor : Hem fosfor sülfit hem de fosforun, Fe-S ve Fe-P denge diyagramlarındaki sıvı ve katı fazlar arasındaki geniş bölge nedeniyle, birikim(segregasyon) eğilimi yüksektir. Bu nedenle ortalama fosforu %0,025 olan çeliklerin bazı yerlerinde fosfor %0,01’ e çıkabilir ki bu da tehlikelidir. Haddelenmiş çeliklerde yüksek fosfor bulunan alanlarda fosfor bir band halinde uzar ve perlitin yokluğu ile karakterize olur. Bu açık renkli bandlar HAYALET BAND (GHOST BAND)diye adlandırılır ve fosforun varlığı, perlitin yokluğu nedeniyle zayıftırlar. “Hayaletler” ignotların katılaşması esnasında pisliklerin (empürite) yerel brikimi sonucudurlar ve çoğu zaman bu bantlarda kalıntılar(inkluzyonlar) da bulunur ve çözünmüş oksijende benzer band oluşmasına neden olur. Fosfor pek çok uygulamada çok sıkı kontrol edilmelidir. Çok düşük miktardaki fosforun her zaman istenen kaliteyi sağlayacağını düşünmek gerçekten akıllıca değildir. Bazı çeliklerde çok küçük yüzdeler banyo içindeki yüksek oksidasyon nedeniyle çok miktarda mekanik olmayan kalıntı oluşmasına neden olur. Gazsal Empüriteler: Oksijen Hidrojen Nitrogen
Empüritelerin Oluşum Mekanizmaları
1. Hammadde Kaynaklı Empüriteler Cevherlerden ve ham metallerden gelen doğal safsızlıklar Üretim öncesi ham maddelerdeki izler 2. Üretim Süreci Kaynaklı Empüriteler Ergitme ve döküm sırasında reaktör veya kalıplardan gelen kontaminasyonlar Proses ekipmanlarından gelen metal parçacıkları Üretim ortamındaki çevresel faktörler
Empüritelerin Metal Üzerindeki Etkileri
Mekanik Özellikler Üzerindeki Etkiler Mukavemet değişimleri Tokluk kaybı Kırılganlık artışı Yorulma direncinde azalma Metalografik Yapı Üzerindeki Etkiler Segregasyon (birikimli yapılanma) İnklüzyon (kalıntı) oluşumu Çekirdeklenmiş (cored) katı çözeltisi meydana gelmesi
Empürite Kontrolü ve Arıtma Yöntemleri
1. Ön Arıtma Teknikleri Cevher seçimi Zenginleştirme işlemleri Kimyasal ön işlemler 2. Metalürjik Arıtma Yöntemleri Deoksidasyon Vakum işlemleri Eritme ve süzme teknikleri Spektroskopik ayıklama Empüriteler, metal üretiminde kaçınılmaz ancak kontrol edilebilir unsurlardır. Modern metalürji teknolojileri, bu safsızlıkların minimize edilmesi ve istenmeyen etkilerinin bertaraf edilmesi üzerine sürekli gelişim göstermektedir. Read the full article
0 notes
merzifontarihi · 2 years ago
Text
BUNU OKULDA ÖĞRENEMEZSİNİZ! ° Afrika = 30,37 milyon km2 ° Çin = 9,6 milyon km2 ° ABD = 9.8 milyon km2 ° Avrupa = 10,18 milyon km2 ● Afrika; Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nin toplamından daha büyüktür. - Afrika, Dünya tarım arazilerinin yaklaşık %60'ına sahiptir. - Afrika, hammadde rezervinin %90'ına sahiptir. - Afrika, dünya altın rezervinin %40'ına sahiptir. -Afrika; elmas rezervinin %33'üne sahiptir. - Afrika, özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Dünya koltan rezervinin %80'ine sahiptir. - Afrika; dünya kobalt rezervinin %60'ına sahiptir (otomobil aküleri üretimi için mineral). - Afrika; petrol ve doğal gaz açısından zengindir. - Afrika; (Namibya) Dünya’nın en uzun sahillerinden birine sahiptir. - Afrika; manganez, demir ve tahta açısından da zengindir. - Afrika; Çin'in üç katı, Avrupa’nın üç katı, Amerika Birleşik Devletleri'nin üç katı büyüklüktedir. - Afrika, yaklaşık 35 milyon km2 alana sahiptir (30 415 875 km2). - Afrika'nın 1.3 milyar nüfusu vardır (Çin 9,6 milyon km2'de, 1.4 milyar nüfusa sahiptir.) Bu da; Afrika'nın neredeyse nüfussuz olduğu anlamına gelmektedir. 🔴 Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin tarım arazileri tüm Afrika'yı doyurabilir. 🔴 Afrika'nın tarıma elverişli arazisi; tüm dünyayı doyurmak için ekilebilir. - Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin çok önemli nehirleri bulunmaktadır. Afrika; dans, müzik, mimari, heykel vb açısından kültürel olarak farklı bir kıtadır. - Afrika, Batı'nın laboratuvarlarında değiştirdiği, 30.000 ilaç için bitki veriyor. - Afrika; 2050'de 2.5 milyar olacak genç bir dünya nüfusuna sahiptir. ● AFRİKA İNSANLIĞIN GELECEĞİNİ TEMSİL ETMEKTEDİR Afrika kıtası, tarımsal üretim ürünlerinin büyük bir üreticisi ve ihracatçısıdır. Eğer Afrika; kendi işletme ve üretim araçlarını devralırsa, kısa sürede Dünya zirvesine oturacak ve dünyanın geri kalanı üçüncü dünya ülkesi haline gelecektir.
BUNU OKULDA ÖĞRENEMEZSİNİZ! ° Afrika = 30,37 milyon km2 ° Çin = 9,6 milyon km2 ° ABD = 9.8 milyon km2 ° Avrupa = 10,18 milyon km2 ● Afrika; Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin toplamından daha büyüktür. Afrika, Dünya tarım arazilerinin yaklaşık %60’ına sahiptir. Afrika, hammadde rezervinin %90’ına sahiptir. Afrika, dünya altın rezervinin %40’ına sahiptir. -Afrika; elmas rezervinin %33’üne…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
buhichosdegil · 10 months ago
Text
Bez, gez, kez, tez enez, obez, üvez çepez, çerez, çömez, diyez, eğrez, falez, firez, güvez, kepez, melez, ortez, ölmez, pünez ançüez, çerkez, erimez, fernez, geçmez, görmez, körfez, menfez, merkez, müfrez, pekmez, protez, sentez, trapez anamnez, antitez, çekelez, çekemez, etyemez, göbelez, hipotez, mayonez, metatez, muazzez, polonez balyemez, benzemez, bilinmez, bölünmez, değişmez, epigenez, görünmez, hüryemez, kerkenez, manganez, mücehhez, parantez, tükenmez, varyemez, beklenmez, bilinemez, filogenez, güngörmez, haletinez, lebdeğmez, ontogenez, renksemez fotosentez, hıdırellez, interkinez, karyokinez, sugötürmez değerbilmez, dudakdeğmez, kadirbilmez, kargasekmez, sözgötürmez antrparantez, iyilikbilmez, karıncaezmez, partenogenez, sözünübilmez kurşungeçirmez, karıncaincitmez.
6 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years ago
Text
DÜNYA HALLERİ.. Seçimler,mülteciler,sınırlar,enflasyon,ekonomi,zamlar,terör,eğitim,asayiş,siyaset.... Bunların üzerine o kadar çok konuştuk,öyle derin zehirlendik ki..Ben bu yazımla sizi bu gündemden kopartmak istiyorum. Biz bu konuları konuşurken dünyada neler oluyor?
Google DeepMind’ın CEO’su Demis Hassabis ve OpenAI’nın CEO’su Sam Altman'ın da aralarında bulunduğu yapay zeka araştırmacıları grubu kısa bir manifesto yayımladılar. Manifesto, yapay zekaların geliştikçe oluşturduğu potansiyel riski toplumsal tartışmaya açıyor.
  İlgili manifesto; 
 “Yapay zekadan kaynaklanacak yok olma riskini hafifletmek, salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerin yanı sıra küresel önceliklerden olmalıdır.”
Daha önce de yazmış olduğum, Elon Musk'ın sahip olduğu beyin çipi firması, bir açıklamada bulundu. Neuralink, daha önce maymunlar üzerinde birtakım testler yapmış ve maymunların beyinlerinin ara yüzüne müdahale edebilmeyi başarmıştı. Neuralink'in açıklamasına göre;
''İnsanlar üzerinde ilk testlerini yapmak için ABD Gıda ve İlaç Dairesinden(FDA) onay aldığını.'' açıkladı. Neuralink, özellikle felç ve körlük gibi sorunları olan insanları tedavi etmek amacı olan bir beyin implantı. Fakat teknolojinin potansiyeli, ürkütücü.
Pasifik’teki Clarion-Clipperton bölgesinde deniz madenciliği faaliyetleri arttırılacak. İnsanlığın madencilik yörüngesi uzay madenciliğine olduğu kadar, deniz madenciliğine de konsantre olmuş durumda. Clarion-Clipperton bölgesinde manganez yumruları çıkartılacak.
Derin deniz odaklı madenciliğin iktisadi beklentileri ne kadar karşılayacağı tartışmaya açık bir konu.Fakat madencilik bölgesinde henüz keşfedilmemiş canlı türlerinin zarar göreceği meselesi, pek çok çevrenin üzerinde mutabık kaldığı bir husus. Tahmin edilen rakam;5000 tür.
Bilim dünyası Satürn çevresinde 62 yeni uydunun varlığını tespit etmiş. Bu keşif bugüne kadar en fazla uydusu olduğu gözlemlenen Jüpiter'i tahtından indiriyor haliyle. Halbuki bu kadar enerji ve zaman harcayacaklarına Cübbeli Ahmet'e sorsalardı, çok daha yararlı olurdu.
Şimdilik bu kadar yeterli. Yavaş yavaş açılalım. Fazla bilim ve teknolojiye alışık değil bünyemiz. Sağlıcakla ..
6 notes · View notes
ekipsaglik · 3 months ago
Text
Gençlik Sırrı: Antioksidan İçeren Ürünler
Tumblr media
Yaşlanma belirtilerini geciktirmek, cildi genç ve canlı tutmak herkesin hayalidir. Bu hayali gerçekleştirmenin en etkili yollarından biri ise antioksidan içeren ürünleri hayatınıza dahil etmektir. Antioksidanlar, vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyan bileşenlerdir. Serbest radikaller, yaşlanmayı hızlandıran, ciltte kırışıklık ve sarkma gibi istenmeyen sonuçlar doğuran moleküllerdir. Antioksidanlar bu zararlı moleküllerle savaşarak cilt sağlığını korur ve genç bir görünüm sağlar. Bu yazıda, Gençlik Sırrı: Antioksidan İçeren Ürünler hakkında detaylı bilgiler vereceğiz.
Antioksidanlar ve Cilt Sağlığına Etkileri
Tumblr media
Antioksidanlar ve Cilt Sağlığına Etkileri Antioksidanlar, vücutta serbest radikalleri etkisiz hale getiren ve hücrelere zarar vermelerini önleyen önemli bileşiklerdir. Serbest radikaller, normal metabolik süreçler sırasında oluşur ve belli bir seviyede tutulduğunda vücut için yararlı olabilirler. Ancak, bu moleküller belirli bir sınırı aştığında kararsız yapıları nedeniyle hücrelere zarar verebilir, bu da kanser, diyabet, kalp hastalıkları ve Alzheimer gibi çeşitli kronik hastalık risklerini artırabilir. Serbest radikallerin aşırı birikimi oksidatif stres olarak bilinir. Oksidatif stresin artmasına, çevresel faktörler ve yaşam tarzı alışkanlıkları katkıda bulunabilir. Örneğin, sigara içmek, aşırı alkol tüketimi, hava kirliliği, ağır metallere maruz kalma ve radyasyon oksidatif stresi artırabilir. Ayrıca, sık sık enfeksiyon geçirmek veya antioksidanlardan yetersiz beslenmek de bu durumu kötüleştirebilir. Uzun süre devam eden oksidatif stres, hücrelerin DNA'sına zarar vererek kanser gibi ciddi hastalıklara yol açabilir ve hücre ölümlerine neden olabilir. Serbest radikallerin vücutta olumlu işlevleri de vardır. Özellikle bağışıklık sistemi, enfeksiyonlarla mücadelede serbest radikalleri kullanarak vücuda giren zararlı mikroorganizmaları yok etmeye çalışır. Ancak, serbest radikaller ve antioksidanlar arasında dengeli bir ilişki sağlanmalıdır. Bu denge, yeterli miktarda antioksidan alınmadığında bozulur ve hastalıklara karşı savunmasız hale gelebiliriz. Bu nedenle, antioksidan bakımından zengin gıdaları düzenli olarak tüketmek, sağlığın korunması açısından büyük önem taşır. İlginizi Çekebilir; Cilt Sıkılaştırıcı Serumlar: Hangi Bileşenler İşe Yarıyor? Yaşlanmanın ana sebeplerinden biri, hücrelerin zamanla hasar görmesi ve kendini yenileyememesidir. Antioksidan içeren ürünler, bu süreci tersine çevirerek cildin daha pürüzsüz, canlı ve genç kalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda cilt elastikiyetini artırır ve kırışıklıkların oluşumunu engeller. Cildinizin genç kalması için özellikle C vitamini, E vitamini, beta-karoten ve polifenoller gibi güçlü antioksidanlar içeren ürünleri tercih etmelisiniz. Bu bileşenler, cildinize derinlemesine nüfuz ederek yaşlanmanın belirtilerini en aza indirir.
Antioksidan Türleri Nelerdir?
Antioksidanlar, hücrelere zarar veren serbest radikallere karşı vücudun savunma sistemini destekleyen önemli bileşiklerdir. Farklı antioksidan türleri bulunmakta olup, en yaygın sınıflandırma suda ve yağda çözünen antioksidanlar şeklindedir. Suda çözünen antioksidanlar, hücre içi ve hücre dışı sıvılarda aktifken, yağda çözünenler ise hücre zarlarındaki lipit yapı üzerinde etkili olur. Diyetle alınan başlıca antioksidan türleri şunlardır: - C vitamini - E vitamini - A vitamini - Beta karoten - Flavonoidler - Likopen - Lutein - Manganez - Selenyum - Zeaksantin - Glutatyon Yukarıda sıralananlar, bilinen en güçlü antioksidanlardan bazılarıdır. Bunun yanı sıra bitkisel kaynaklı pek çok besin farklı türlerde antioksidan içerir. Antioksidanlar, genellikle beslenme yoluyla vücuda alınır ve sağlık için hayati önem taşır. İlginizi Çekebilir; Anti-Aging İçin Doğal Maske Tarifleri
Antioksidan İçeren Besinler Nelerdir?
Antioksidan bakımından zengin besinlerin çoğu bitkisel kaynaklıdır. Özellikle renkli meyve ve sebzeler, yüksek oranda antioksidan içerir. Bu tür gıdalar "fonksiyonel besinler" veya "süper gıdalar" olarak adlandırılır. Sağlık açısından olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış bazı antioksidan kaynakları şunlardır: - A vitamini: Yumurta, karaciğer, süt ürünleri - E vitamini: Fındık, ceviz, bitkisel yağlar, yeşil yapraklı sebzeler - C vitamini: Çilek, portakal, limon, biber, birçok meyve ve sebze - Beta karoten: Havuç, ıspanak, bezelye, mango gibi parlak renkli sebze ve meyveler - Lutein: Mısır, portakal, papaya - Likopen: Domates, karpuz gibi kırmızı ve pembe renkli sebzeler - Selenyum: Tam tahıllar, yumurta, baklagiller, fındık, peynir Ayrıca, siyah üzüm, bitter çikolata, nar, yaban mersini, brokoli, mercimek ve patlıcan gibi besinler de yüksek antioksidan içeriği ile dikkat çeker. Genellikle parlak renklere sahip bitki ve sebzeler, doğal antioksidanlar açısından oldukça zengindir. Sağlıklı bir beslenme planı içerisinde çeşitli renklerdeki bitkisel besinlerin bulunması, vücudun antioksidan ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Örneğin, likopen açısından zengin olan domates, pişirildiğinde bu antioksidan daha aktif hale gelir. Ancak C vitamini gibi bazı antioksidanlar, ısıl işlem veya pişirme sırasında ciddi kayıplara uğrayabilir. Bezelye, kabak ve karnabahar gibi gıdalarda da pişirme ile antioksidan aktivitesinin azaldığı bilinmektedir. Bu nedenle, hem pişmiş hem de çiğ sebzeleri dengeli bir şekilde tüketmek, antioksidanlardan en iyi şekilde faydalanmayı sağlar.
Antioksidan İçeren Ürünlerin Kullanım Sıklığı ve Etkileri
Antioksidan içeren ürünlerin etkisini görebilmek için düzenli kullanım şarttır. Günlük cilt bakım rutininize dahil edeceğiniz antioksidan içerikli serumlar, kremler ve maskeler, kısa sürede cildinizde gözle görülür değişimler yaratacaktır. Özellikle güne başlamadan önce C vitamini serumunu uygulamak, cildinizi tüm gün çevresel zararlara karşı koruyacaktır. Gece ise E vitamini veya Koenzim Q10 içeren bir kremle cildinizi beslemek, hücrelerin gece boyunca kendini yenilemesini sağlar. Düzenli olarak bu ürünleri kullanmak, cilt bariyerinizi güçlendirir ve yaşlanma belirtilerini minimuma indirir.
Genç Bir Görünüm İçin Antioksidanları Hayatınıza Dahil Edin
Antioksidanlar, cilt yaşlanmasına karşı en etkili savaşçılardır. Serbest radikallerin zararlarını nötralize ederek cildinizi korur ve genç bir görünüm kazandırırlar. C vitamini, E vitamini, polifenoller ve Koenzim Q10 gibi güçlü antioksidanlar içeren cilt bakım ürünlerini düzenli kullanarak, cildinizde fark yaratabilirsiniz. Ayrıca antioksidan bakımından zengin bir diyet ve besin takviyeleri ile içten dışa bir gençlik desteği sağlamak da mümkündür. Unutmayın, antioksidanlar cildinizin en iyi dostudur ve doğru ürünlerle gençliğin sırrını keşfetmeniz mümkündür. İlginizi Çekebilir; Kırışıklık Önleyici Kremler: Ne Zaman ve Nasıl Kullanılmalı? Güneş Koruyucular ve Yaşlanma: UV Işınlarının Cildimize Etkileri Dioksijenil İyonunun Oluşumu ve Reaktivitesi Read the full article
0 notes
gundemarsivi · 3 months ago
Text
Tumblr media
Tarımı Amerika’ya Kimler Teslim Etti? (4)
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
https://www.gundemarsivi.com/tarimi-amerikaya-kimler-teslim-etti-4/
Türk Tarımını Amerika’ya Teslim Edenler Zincirinin Halkalarını Tanımayı Sürdürelim.
8. BAŞBAKAN BÜLENT ECEVİT
Bülent Ecevit’in sattığı vatan varlıklarının sadece bazılarını paylaşıyorum:
Sivas Demir Çelik İşletmesini sattı.
Konya Krom Manganez A.Ş‘yi sattı.
Yarımca Porselen’i sattı.
Yenice SEK Süt Toplama Merkezi‘ni sattı.
SEK Giresun Süt ve Mamulleri İşletmesini sattı.
Çimento fabrikalarını sattı.
KÖYTEKS A.Ş.’nin 21 hazır giyim makinesi ve 63 örgü makinesini sattı.
Bülent Ecevit, “Halkçı”, “Karaoğlan” ve bir kesim tarafından “Solcu” olarak biliniyordu. Dağlara, taşlara adı yazılan Halkçı Ecevit neden ABD’nin yıllar önce Türk hükümetlerine koymuş olduğu “Fabrika kuramazsınız!”, “Sanayi yatırımları yapamazsınız!”, “Tarımı destekleyemezsiniz!” emirlerini kaldırmadı? Karaoğlan Ecevit, Türk çocuklarının eğitimini ABD’ye teslim eden anlaşmayı neden yırtıp atmadı? ABD Dışişleri Bakanı, Siyonist Yahudi Henry Kissinger’in öğrencisi olan Bülent Ecevit, ABD’nin emirleri dışına çıkmadı, çıkamadı!
Bülent Ecevit, ilkokulu bile bitirmemiş, sıradan bir vaiz olan Fethullah Gülen’in elinden “ödül” aldı! Ödül töreninden sonra Halkçı Ecevit, Fethullah Gülen’le ilgili şu sözleri söyledi:
“Ben bugünkü gözlemlerim içinde Fethullah Gülen’i ve çevresindekileri rejim için kaygı verici bir durumda görmüyorum. Laiklik açısından bir tehdit olmadıkları izlenimimi alıyorum… Bilimin de izah edemediği konular var. Din, çok hassas bir konudur.”
Halkçı Ecevit’in bu söyledikleri üzerinde herkes, özellikle de kendilerini Atatürkçü olarak görenler dikkatle durmalı, uzun uzun düşünmelidir. Yukarıdaki söylemiyle Ecevit, Cumhuriyet’in yalnız “laiklik ilkesini” çiğnemekle kalmıyor, Atatürk’ün “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir” sözlerini de yok sayıyordu!
9. BAŞBAKAN YARDIMCISI ERDAL İNÖNÜ
Erdal İnönü, Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) genel başkanıydı. 20.11.1991 – 25.06.1993 sürecinde Başbakan Süleyman Demirel hükümetinde başbakan yardımcısı oldu. 25.06.1993 – 05.10.1995 sürecinde ise Başbakan Tansu Çiller hükümetinde başbakan yardımcısı oldu.
Muhalefette iken Erdal İnönü, vatan varlıklarının satışı demek olan “özelleştirmeye” şu sağlam mantıkla karşı çıkmıştı:
“Eğer satılmak istenilen varlıklar kâr etmiyorsa zarar ediyor demektir. Zarar eden işletmeleri özel kesim alır mı? Yok eğer işletmeler kâr ediyorsa neden özelleştirilip bu kâr başkalarına verilsin?”
Erdal İnönü, başbakan yardımcısı olduktan sonra görüşünü değiştirdi ve önüne gelen tüm vatan varlıklarının satışı altına imzasını attı, onay verdi. Erdal İnönü’nün özelleştirilmesine onay verdiği çok sayıda vatan varlığından sadece tarım ve gıda sektöründe olan bazılarını paylaşıyorum:
SEK İzmir-Tire Süt Toplama Merkezi ve Çatalca Süt Toplama Merkezi.
Süt Endüstrisi A.Ş. ile Yem Sanayi A.Ş.’nin toplam 20 işletmesi ve taşınmaz malları.
Özellikle şeker pancarı üreten Türk çiftçisine parasal destek sağlamak amacıyla kurulmuş olan Şekerbank’ın satışı.
Tavşanlı Yem Sanayi ve Çukurova Yem Sanayi’nin satışları.
Türk tarımının ihtiyaçlarının başında gelen traktör üretimi yapan Türk Traktör’ün İtalyanlara satışı.
Günde 220 bin ekmek üreten Ankara Halk Ekmek’in satışı.
Salça, hazır yemek, konserve ürünleri, makarna, süt ve süt ürünleri üreten TAT Konserve’nin satışı.
Çay üreticilerine parasal destek sağlamak amacıyla kurulmuş bir banka olan Çaybank’ın satışı.
Meyve suyu üreten Meysu’nun satışı.
Erdal İnönü, şu yörelerdeki toplam 27 yem fabrikasının satışını imzaladı: İstanbul, Sivas, Bandırma, Kars, Samsun, Bursa, Çankırı, Elazığ, Konya, Uşak, Erzurum, Siirt, Diyarbakır, Tunceli, Van, Kırklareli, Muş, Çaycuma, Adıyaman, Korkuteli, Acıpayam, Göksun, Kızıltepe, Yatağan, Adapazarı, Tatvan ve Hilvan.
Şu yörelerdeki toplam 28 SEK Süt ve Süt Ürünleri işletmesinin satışını imzaladı: Adana, Amasya, Afyon, Çankırı, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Trabzon, Sinop, Balıkesir, Burdur, İzmir, Muş, Sivas, Bolu, Çorum, Elazığ, İstanbul, Tunceli, Bayburt, Çan, Havsa, Siverek, Yatağan, Yüksekova, Solaklı, Lalahan ve Adilcevaz.
Erdal İnönü, şu yörelerdeki toplam 12 Et ve Balık Kurumu (EBK) kombinasının satışına imza attı: Ankara, Afyon, Malatya, Kars, Elazığ, Şanlıurfa, Bursa, Kastamonu, Ağrı, Suluova, Tatvan ve Bayburt.
Erdal İnönü, başbakan yardımcılığı dönemlerinde izlenen dış politikada, Irak ve Suriye’ye karşı Siyonist İsrail devletinden yana olmuştur.
Değerli Dostlar,
Vatan varlıklarını satanlar zincirinin halkalarını yazmayı sürdüreceğim…
Yılmaz Dikbaş
10 Eylül 2024, Salı
0532 233 31 52
0 notes
haber-euro-turk · 3 months ago
Text
Doğanın en güçlü demir, çinko, manganez ambarı! Hücrelere oksijen taşıyor, yorgunluğu önlüyor
ÇİLEK Tatlı, lezzetli ve sulu olan çilekler güçlü bir tada ve lezzetli bir tada sahiptir. Keklerden, dondurmalardan, tatlılardan, smoothielerden şekerlemelere kadar çeşitli mutfak hazırlıklarında yaygın olarak kullanılır. Bir fincan veya 144 gram çilek, önerilen günlük alımın %4’ü olan 0,6 miligram demir içerir. Amerikan Kızıl Haçına göre, çilekler demir açısından zengin meyveler arasındadır ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medisaglik · 4 months ago
Text
Günlük Sağlığınızı Artıracak Besleyici Shake Tarifi!
Günlük Sağlığınıza Canlılık Katan Optimal Shake Tarifi
Günümüzün hızlı tempolu yaşamında sağlıklı beslenme, çoğu zaman ihmal edilmektedir. Ancak, günlük sağlık shake’inizle ihtiyaç duyduğunuz besin öğelerini kolaylıkla alabilir, vücudunuzu optimize edebilirsiniz. Sağlık shake’inizin içeriğinde bulunması gereken temel bileşenleri inceleyelim.
Temel Bileşenler:
Vitaminler ve Mineraller:
Vitamin B12: Sinir sistemi için hayati öneme sahiptir. Özellikle vejetaryenler için takviye gereklidir.
Folat: Hamilelikte fetal gelişim için kritik bir bileşendir; çoğu multivitamin bunu içerir.
Vitamin D: Kalsiyum dengesini korur ve kemik sağlığını destekler. Kış aylarında takviye almak gerekebilir.
Demir: Sağlıklı kırmızı kan hücreleri için gereklidir, et, deniz ürünleri ve baklagillerde bulunur.
Mantarlar ve Kakao:
Reishi ve shiitake türleri bağışıklık sistemini desteklerken, kakao antioksidan özelliğiyle ruh halinizi yükseltir.
Probiyotikler:
Yoğurt ve diğer fermente gıdalarda bulunan probiyotikler, bağırsak sağlığınızı iyileştirir.
Örnek Sağlık Shake Tarifi:
İçerikler:
Yeşil toz, mantar tozu ve kakao tozu.
Vitamin ve Takviyeler:
Vitamin B12, folat, vitamin D, demir, magnezyum, manganez ve çinko.
Neden Sağlık Shake’i Tercih Etmelisiniz?
Çoğu insan, sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmanın zor olduğunu düşünür. İşte burada günlük sağlık shake'leri devreye giriyor. Taze meyve ve sebzelerin yanı sıra vitamin ve minerallerle dolu bir içecek oluşturmak, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini almanın kolay bir yoludur.
Önemli Notlar:
Yeni takviyeleri diyetinize dahil etmeden önce sağlık uzmanınıza danışmalısınız. Ayrıca takviyeleri, etkilerini korumak için serin ve karanlık bir yerde saklayın.
Optimal sağlık için bu bileşenleri günlük yaşamınızı dahil ederek, sağlıklı ve enerjik bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için medihaber.net adresini ziyaret edebilirsiniz.
Günlük Sağlığınıza Canlılık Katar: Optimal Shake Tarifi!
0 notes
thetimetraveler4426 · 4 months ago
Text
Edta
EDTA'lı yem katkı maddeleri, hayvanların büyüme ve gelişim süreçlerinde önemli faydalar sağlar. Bu katkı maddeleri, özellikle demir, çinko, bakır ve manganez gibi hayati öneme sahip mikro besinlerin emilimini kolaylaştırır. Böylece, hayvanların bağışıklık sistemleri güçlenir, genel sağlık durumları iyileşir ve büyüme hızları artar.
0 notes
arguntc · 5 months ago
Text
1 aylık demir ihtiyacını 1 günde karşılıyor! Kapalı alanlara sokulması yasak: Doğanın manganez kralı
Kendine özgü tadıyla ve lezzetiyle dikkat çeken tropikal bir meyve olan durian Güneydoğu Asya’da oldukça popüler. Türkiye’de çok sık tüketilmese de bu meyve vücut sağlığı için ciddi derece faydalı. Tatlı, tuzlu ve hafif acı karışımıyla benzersiz bir tadı olan durian meyvesinin faydalarını duyan pazarda ve markette aramaya başlıyor. Halk arasında “meyvelerin pahalı kokarcası” olarak da bilinen…
0 notes
dokumtek · 4 months ago
Text
Alaşım Elementlerinin Metalürjideki Rolü ve Önemi
Tumblr media
Alaşım elementlerinin metalürjideki rolü oldukça önemli ve çok yönlüdür. İşte bu rollerin ana hatları: 1. Mekanik özelliklerin iyileştirilmesi: - Sertlik artışı - Dayanım (çekme, akma) artışı - Tokluk ve süneklik kontrolü - Yorulma dayanımının artırılması 2. Korozyon direncinin artırılması: - Paslanmaz çeliklerde krom kullanımı gibi 3. Mikroyapı kontrolü: - Tane boyutunun kontrolü - İkincil fazların oluşturulması - Dislokasyon hareketlerinin engellenmesi 4. Isıl işlem kabiliyetinin geliştirilmesi: - Sertleşebilirliğin artırılması - Temperleme özelliklerinin iyileştirilmesi 5. İşlenebilirliğin kontrolü: - Talaşlı imalat özelliklerinin iyileştirilmesi - Döküm kabiliyetinin artırılması 6. Fiziksel özelliklerin ayarlanması: - Elektriksel iletkenliğin kontrolü - Manyetik özelliklerin değiştirilmesi - Termal genleşme katsayısının ayarlanması 7. Yüksek sıcaklık performansının artırılması: - Sürünme direncinin iyileştirilmesi - Oksidasyon direncinin artırılması 8. Faz dönüşümlerinin kontrolü: - Martenzitik dönüşümün kontrolü - Östenit kararlılığının sağlanması 9. Ekonomik faktörlerin optimize edilmesi: - Maliyeti düşük alaşım elementleri kullanarak performans/maliyet oranının iyileştirilmesi 10. Özel uygulamalar için alaşımların tasarlanması: - Biyouyumlu alaşımlar - Şekil hafızalı alaşımlar - Süper alaşımlar Alaşım elementlerinin metalürjideki rolü, metalurjinin temelini oluşturur ve malzeme mühendisliğinin geniş bir alanını kapsar. Alaşım elementlerinin dikkatli seçimi ve kontrolü, istenen özelliklere sahip malzemelerin üretilmesinde kritik öneme sahiptir. Alaşım elementleri, dökümhanenin ihtiyaçlarına bağlı olarak ocağa ya da her bir potaya ayrı ayrı yapabilir. Alaşım elementleri ocağa verilmeye uygun büyüklükte ferro alyajlar olarak mevcuttur. Briketlenmiş alaşım elemanları çimento, bazen de zift ile bağlandıklarından ergimiş metal banyosuna şarj edildiklerinde artık su ve uçucular problem oluşturabilirler. Bor: Temper, dökme demirde kullanıldığında, Borlu ‘lik ferrosilikon olarak kullanılabilir. Bu malzeme %0,08-0,10 Bor ihtiva eder ve temper dökme demirde düşük miktardaki Bor kolayca kontrol edilebilir. Krom: Ferro Krom olarak bulunur. Ferro Krom için ASTM A 101 standart spefikasyondur. Yüksek karbonlusu ve düşük karbonlusu bulunur. Parça büyüklükleri 4”x 8” (10 cm x 20 cm) yumrulardan 8 mesh ve daha küçüğe kadar değişir ve ’ ten ortalama ‘e kadar Krom ihtiva eder. Bakır: Bu alaşım pek çok şekilde dökme ve elektrolitik bakır olarak satın alınabilir. Kullanılacak malzemenin, elektrolitik bakır gibi, yüksek saflıkta olması Kalay, Kurşun, Çinko, Tellür, Kükürt gibi birikim elemanları içermemesi önemlidir. Oksijensiz ve elektrolitik yüksek saflıkta( ,5 Cu) bakırlar iyi alaşım malzemesidirler. Manganez: Manganez genel olarak seçilmiş çelik hurdalarından elde edilebilir. Daha fazla manganez ilave edilmesi gerektiğinde Ferromanganez veya Silikamanganez kullanılabilir. ASTM A 99 standart bir spefikasyon olarak ferromanganez tenörü ve tane iriliğini içerir. Tane büyüklüğü 4” x 8” (10 cm x 20 cm) lik yumrulardan 20 mesh’e kadar kırık malzemelerdir. Manganez miktarı ortalama ’ten ’a kadar değişir. Siliko manganezde ortalama manganez vardır ve muhtelif büyüklükte bulunabilir. Aynalı (gümüşümsü) pik ve ferrosilikon alaşımlar (düşük seviyeli manganez içeren %1-8) daha az ilgilenilen diğer malzemelerdir. Molibden: Bu alaşım ferromolibden halinde alaşımlayıcı olarak bulunur. Standart spefikasyonu ASTM A 132’dir. Ortalama molibden miktarı ’tür ve parçalar 2” (5 cm) lik yumrular halinden 80 mesh büyüklüğüne kadardır. Nikel: Bu alaşım ‘lık 1,5-2,0 kg. lık parçalar halinde ve saflıkta elektrolitik Nikel olarak satılır. Kalay: Genel olarak demir içinde küçük miktarlarda bulunur. Potaya verilir. Kalay ,7 saflıkta kısa ve küçük parçalar halinde satın alınmalıdır. Titanyum: Bu alaşım ferrotitanyum veya Silikotitanyum halinde bulunur. Ferrotitanyum standart spefikasyonu ASTM A 324 ‘tür. -70 ‘lik kompozisyonlarda bulunur. Parça büyüklüğü 2”(5 cm) den küçük parçalardan 8 mesh ’ten küçük parçalara kadar değişir. Silikotitanyum Titanyum ve Silisyum içerir. Vanadyum: Ferrovanadyum şeklinde bulunur. Bu alaşım , 55 veya 75 vanadyum içeren malzemeler şeklinde bulunur. Parça büyüklükleri 2”(5cm) den küçükten 8 mesh ten küçüğe kadar değişir. Ferrovanadyumun standart spefikasyonu ASTM A 102’dir. Alaşım elementleri çoğunlukla ikincil alaşımlar olarak tek element veya alaşım elementleri kombinasyonları halinde satın alınabilir. Bu alaşımlar satın alınırken; satıcıdan toplam kompozisyon ve parça büyüklükleriyle, malzeme spefikasyonunun alınması önemlidir. Malzemede bazı elementler bulunabilir, bunlar da belirtilmelidir. Read the full article
0 notes
nnnebula · 5 months ago
Text
Çekirdek çitlemek..İsviçre'de bir klinikte hekimin hastasına her akşam bir avuç çekirdek çitlemesini önermesiyle incelemiştim ilk kez, çocukluğumuzun çekirdeğini.. Sonrasında bacak krampları olan hastalarımda magnezyum seviyesi hafif düşükse önerdim. Ve bugün 82 yaşında yıllardır bacak krampları olan bir hastam mutlu mutlu geldi, size hep dua ediyorum diye, niye dedim, güldü, artık akşamları çekirdek çitliyorum, krampta yok, daha da mutluyum dedi.
Çekirdek çitlemek neden mi önemli?
Kabak Çekirdeği; B, E, K vitamini ,omega 3 ve Omega 6 manganez, magnezyum demir, bakır, E vitamini ve çinkodan zengindir.
Kabak çekirdeği’nin protein içeriği; bedene dışardan alınması şart olan (fenilalanin, triptofan, metiyonin) gibi temel (esansiyel) amino asitler açısından çok zengindir.
Triptofan; noreadrenalin, serotonin ve GABA gibi beyin biyokimyasal düzeninde düzenleyicilerin ön maddesidir.
Noradrenalin eksikliği dikkat dağınıklığına neden olur. Serotonin eksikliği anksiyete, kaygı hali ve depresyona neden olur.
Kabak çekirdeği’nin zengin olduğu amino asitlerden biri de arginin’dir.
Arginin C vitamini ve Folik Asit gibi; nitrik oksit sentezini doğal yoldan artırır. Nitrit oksit (NO) genel olarak damar sağlığı için çok gereklidir.
Kabak çekirdeği; içeriğinde doymamış yağ oranı yüksektir ve kandaki yağları azaltır.
Kabak çekirdeği içerdiği Fitosterin (Phytosterin) ile; kolesterolü azaltır, prostat büyümesine faydalıdır.
Yarım bardak kabak çekirdeği, günlük magnezyum ihtiyacının %46 sını demirin %28.’ni, manganezin %52’sini, çinkonun %17.’sini ve proteinin yüzde 17si’ni karşılar.
Bir bardak kabak çekirdeğinde, 16 mg kadar çinko bulunur. Kabak çekirdeği alanin, glisin ve glutamik asit gibi amino asitler bakımından da zengindir.
Bazı B vitaminlerini içerdiği gibi kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için ihtiyaç olan K vitaminini önemli bir miktarda da içermektedir.
Arginin;
-Kalp ve damar sağlığı
-Ektra yağların depolanmasının azaltılması
-Beyindeki aktivitelerin hızlandırılması
-Üreme organlarının sağlığı,
-Yaraların çabuk iyileşmesi
için gereklidir.
Ayrıca kabak çekirdeği çok etkili bir antidepresandır.
O halde çekirdek çitleyelim 🙂
Alıntı
0 notes
teknolojihaber · 5 months ago
Text
Tesla uzun ömürlü manganez piller üretti
Tumblr media
Medyada çıkan haberlere göre Tesla, dayanıklılığı artıran yüksek manganezli pil hücreleri geliştirerek pil teknolojisinde bir atılım yapmış olabilir. Geleneksel olarak LiMn2O4 gibi yüksek manganez katot aktif malzemeleri düşük maliyetleri, yüksek voltajları ve çevresel faydaları nedeniyle ilgi çekici olmuştur. Ancak “hızlı bozulma” elektrikli araçlarda kullanımlarını sınırlıyor. Yeni bir Tesla patenti, katot aktif maddelerini manganezle "katkılayarak" bu sorunu çözmeye yönelik yeni bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Bu yeniliğin kapasite korumasını iyileştirdiği ve pil ömrünü uzattığı bildiriliyor. Patente göre, doping işlemi "manganazın lityum manganez oksit spinelden çözünmesini azaltır, bu da hücre bozulmasını ve kapasite azalmasını en aza indirir." Patentte aşağıdaki ifade yer almaktadır: "Burada, manganez katkılı katot aktif malzemelerinin geliştirilmiş kapasite tutma ve uzatılmış hizmet ömrüne sahip çeşitli düzenlemelerinin yanı sıra manganez katkılı katot aktif malzemelerinin hazırlanmasına yönelik yöntemler açıklanmaktadır." Tesla, bu iyileştirmelerin çevrim ömrünü önemli ölçüde artırabileceğini ve enerji depolama cihazlarında kapasiteyi koruyabileceğini söylüyor. Read the full article
0 notes
satinala · 7 months ago
Text
Hepsiburada Market'te İndirimler Sofranıza Gülümseme Getiriyor!
Tumblr media
Hepsiburada Market'te İndirimler Sofranıza Gülümseme Getiriyor! Hepsiburada Market'te indirimli gıda ürünleriyle mutfak alışverişiniz keyfe dönüşüyor! Sebze meyveden et ve tavuk ürünlerine, bakliyatla kuru gıdadan atıştırmalıklara kadar aradığınız her şeyi indirimli fiyatlarla bulabilirsiniz. Farklı markaların seçeneklerini karşılaştırarak alışveriş yapabilirsiniz üstelik aynı gün kapınızda.
Tumblr media
Filiz Makarna Lezzet Şölenine Davet Ediyor!
Filiz Makarna burgu, özenle seçilmiş buğdaylardan yapılan, katkı maddesi içermeyen doğal besindir. Paketi açıldıktan sonra raf ömrü boyunca saklanabilir uzun süre tazeliğini korur. Pişirme işlemi için büyük bir tencere kullanılmalı ve bol miktarda su kaynatılmalıdır. Su kaynayana kadar makarna eklenmemelidir bu sayede makarnanın ideal kıvamda pişmesi sağlanır. Pişirme süresi 9-11 dakika arasındadır ancak kişisel tercih veya damak zevkine göre süre değişebilir. Pişirme süresi sonunda al dente ya da daha yumuşak kıvam elde etmek mümkündür. Türkiye menşeili olup her 100 gramında yaklaşık 131 kalori bulunmaktadır. Bu dengeli beslenme programı içinde sağlıklı karbonhidrat kaynağı olarak tercih edilebileceği anlamına gelir. Lezzeti, doğallığı ve besleyici özellikleriyle sofraların baş tacıdır.
Tumblr media
Lezzetin İncisi Fiskobirlik Fiskokrem Krema Fındıklı!
Fiskobirlik Fiskokrem fındıklı, özenle seçilmiş taze fındıkların ve sütün buluşmasından doğan efsanevi bir lezzet. Kavrulmuş fındıkların enfes aroması ve sütlü kremanın yumuşak dokusu ile kahvaltılarınıza veya atıştırmalıklarınıza keyif katıyor. Menşei Türkiye olan ürün 579kcal/100gr kalori ayrıca içeriğinde yapay aroma ya da koruyucu madde bulunmaz. Yalnız fındık ve süt ile hazırlandığından dolayı protein ile sağlıklı yağlar açısından zengindir. Kolayca sürülebilen kremsi yapısı sayesinde pratik bir atıştırmalık seçeneğidir. Kahvaltılarda ekmeklerinize sürerek, meyvelerle birlikte tüketebilir veya bisküvi, kraker gibi ürünlere banarak lezzetli atıştırmalık oluşturabilirsiniz. Ayrıca tatlı tariflerinizde de kullanılabilir. Aileniz veya sevdiklerinizle keyifli anlar yaşarken doğal besleyici lezzetin tadını çıkarabilirsiniz.
Tumblr media
Yudum Zerdeçallı Ayçiçek Yağı İle Doğallığın Ve Lezzetin Buluşması!
Yudum zerdeçallı ayçiçek yağı, doğallık ve lezzetin mükemmel bir birleşimi sunuyor. Türkiye'de bir ilk olan ürün, Yudum’un hafifliği ile zerdeçalın iyiliğini bir araya getiriyor. Yemeklere eşsiz tat katarken kokusunu veya rengini değiştirmeden doğal lezzet sunuyor. Zerdeçal, besin değeri yüksek baharat olmasının yanı sıra potasyum, demir, manganez gibi minerallerle birlikte kurkumin adlı aktif fenolik madde içerir. Bu özellikleriyle sağlığa pek çok fayda sağlar. Yudum zerdeçallı ayçiçek yağı ise bu değerli baharatın doğal ekstratını içerir, ayçiçek yağıyla birleşerek her türlü yemeğe kolayca tat katar. Ürün, sağlıklı lezzet arayanların tercihi olmaya aday. Hem sağlıklı beslenme düşünenler hem de doğal lezzetleri sevenler açısından ideal seçenek sunuyor. Sizde mutfağınızda doğallıkla lezzeti buluşturun, yemeklerinizi daha sağlıklı daha lezzetli hale getirin. Salatalarınıza ve soğuk mezelerinize lezzet katabilirsiniz. Zeytinyağı yerine kullanarak daha hafif kızartmalar yapabilirsiniz. Çorbalarınızı ya da güveçlerinizi zenginleştirebilirsiniz. Fırın yemeklerinize veya pilavlara tat katabilirsiniz. Her lokmada keyif ayrıca her öğünde zindelik sunar! Read the full article
0 notes
ekipsaglik · 3 months ago
Text
Sarımsak ve Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Faydaları
Tumblr media
Sarımsak, yüzyıllardır sağlık açısından birçok faydasıyla bilinen mucizevi bir besindir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirme üzerindeki etkileri, hem geleneksel hem de modern tıpta oldukça önemli bir yer tutar. Sarımsak, içerdiği güçlü bileşenler sayesinde vücudu hastalıklara karşı korur ve bağışıklık fonksiyonlarını en üst düzeye çıkarır. Ben Tomris, bu yazıda, sarımsağın bağışıklık sistemi üzerindeki faydaları hakkında detaylı bilgiler vereceğim.
Sarımsak Nedir ve İçerdiği Besinler
Tumblr media
Sarımsak Nedir ve İçerdiği Besinler Sarımsak (Allium sativum), soğan ve pırasa gibi Allium ailesine ait bir bitkidir. Ana aktif bileşeni olan allisin, sarımsağa özgü kokuyu veren ve sağlık açısından önemli etkiler sağlayan bir sülfür bileşiğidir. Sarımsak ayrıca C vitamini, B6 vitamini, selenyum ve manganez gibi bağışıklık sistemi için hayati öneme sahip besin maddeleri içerir. Bu bileşenler, vücudun enfeksiyonlarla savaşma kapasitesini artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Sarımsağın Sağlığa Faydaları: Doğal Bir Güç Kaynağı Sarımsak, yüzyıllardır hem lezzet verici bir baharat hem de güçlü bir şifa kaynağı olarak kullanılmıştır. Sağlık açısından sunduğu faydalar, bağışıklık sistemini güçlendirmesinden kalp sağlığını desteklemeye kadar oldukça geniş bir yelpazeye yayılır. Bu mucizevi bitki, vücudu bakteri, mantar ve parazitlerden koruma yeteneğiyle de bilinir. Sarımsağın en bilinen özelliklerinden biri, enfeksiyonlara karşı koruma sağlamasıdır. Soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı direnç oluşturarak semptomların hafiflemesine yardımcı olur. Bağışıklık sistemini destekleyerek, virüslerin hücre içinde çoğalmasını engelleyebilir. Sarımsak ayrıca yüksek tansiyonu olan kişilerde kan basıncını düşürerek kalp hastalıkları riskini azaltır. Kolesterol seviyelerini dengeleyici etkisiyle, genel kardiyovasküler sağlığa da katkıda bulunur. İçeriğindeki antioksidanlar, vücudu serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresten korur. Bu, yaşlanma ile ilişkili Alzheimer ve demans gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olabilir. Sarımsak aynı zamanda kemik sağlığını destekler, bulaşıcı hastalıklara karşı vücut direncini artırır ve kas hasarlarını azaltıcı etkiler gösterir. İşte sarımsağın sağlığa sunduğu diğer faydalar: - Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Hastalıklara karşı koruma sağlar. - Doğal Antibiyotik: Bakteri, mantar ve parazitlerle savaşır. - Kolesterolü Dengeler: Kolesterol seviyelerini düzenler ve kalp sağlığını korur. - Kan Basıncını Düzenler: Yüksek tansiyonu düşürür. - Kalp Sağlığını Destekler: Kalp hastalıkları riskini azaltır. - Alzheimer ve Demans: Bu tür hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir. - Serbest Radikallere Karşı Korur: Antioksidan etkisiyle oksidatif hasarı önler. - Kemik Sağlığını Güçlendirir: Kemikleri korur ve güçlendirir. - Egzersiz Kaynaklı Kas Hasarını Azaltır: Yoğun egzersiz sonrası iyileşme sürecini hızlandırır. - Mesane Enfeksiyonlarına Karşı Etkilidir: İdrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etki gösterir. - Kanser Riskini Azaltır: Sarımsak, çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu bir etkiye sahip olabilir. - Karaciğer Sağlığını Destekler: Karaciğerin toksinlerden arınmasına yardımcı olur. - Besin Kaynağıdır: Manganez, B6 ve C vitamini, selenyum ve lif bakımından zengin bir kaynaktır. Sarımsak, bu eşsiz özellikleriyle mutfakların vazgeçilmezi olmasının ötesinde, doğal bir sağlık kaynağı olarak da öne çıkıyor. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek isteyenler için sarımsak, günlük beslenmeye eklenmesi gereken önemli bir bitkidir. İlginizi Çekebilir; Bağışıklık Sistemi İçin En İyi Protein Kaynakları Sarımsak Tüketmenin Bağışıklık Sistemine Faydaları Sarımsak, bağışıklık sistemini güçlendirme açısından etkili doğal bir besindir ve yüzyıllardır şifa kaynağı olarak kullanılmıştır. Günlük beslenmeye sarımsak eklemek, vücudu hastalıklardan koruma ve enfeksiyonlarla mücadele etme yeteneğini artırmada önemli rol oynar. Her gün bir diş sarımsak tüketmek, özellikle bağışıklık sistemi üzerinde şu olumlu etkileri sağlar: - Antibakteriyel, antiviral ve antifungal etkiler: Sarımsak, içerdiği bileşenler sayesinde zararlı bakteriler, virüsler ve mantarlarla savaşır. Bu özelliği, vücudun enfeksiyonlara karşı daha dirençli olmasına katkıda bulunur. - Antioksidan desteği: Sarımsak, serbest radikallerle savaşan güçlü antioksidanlar içerir. Bu antioksidanlar, hücre hasarını önleyerek bağışıklık sisteminin daha etkili çalışmasına yardımcı olur. - Beyaz kan hücrelerini destekler: Düzenli sarımsak tüketimi, beyaz kan hücrelerinin üretimini ve fonksiyonunu iyileştirir, böylece bağışıklık tepkisini güçlendirir. Vücudun hastalıklara karşı savunma mekanizması daha etkin hale gelir. - Soğuk algınlığı ve gribe karşı koruma: Sarımsak, soğuk algınlığı ve grip gibi yaygın hastalıkların önlenmesinde ve hastalık sürelerinin kısaltılmasında etkilidir. Düzenli tüketimi, bu hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde azaltır. - Anti-enflamatuar etkiler: Sarımsağın anti-enflamatuar özellikleri, vücuttaki iltihaplanmaları azaltarak bağışıklık sisteminin daha verimli çalışmasına katkı sağlar. Sonuç olarak, bağışıklık sistemini güçlendirmek için günlük 1 diş sarımsak tüketmek oldukça etkili bir yöntemdir. Bu basit ve doğal alışkanlık, genel sağlık durumunuzu iyileştirir ve hastalıklara karşı daha dirençli olmanıza yardımcı olur. Sarımsağın Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Klinik Çalışmalar Bilimsel araştırmalar, sarımsağın bağışıklık sistemi üzerindeki faydalarını kesin bir şekilde doğrulamaktadır. Örneğin, 2001 yılında yapılan bir çalışmada, sarımsak takviyeleri alan katılımcıların soğuk algınlığına yakalanma oranının oranında azaldığı ve hastalık süresinin ise oranında kısaldığı tespit edilmiştir. Bu, sarımsağın bağışıklık fonksiyonlarını güçlendirici etkisini açıkça göstermektedir. Bir diğer araştırmada ise, düzenli sarımsak tüketiminin, bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivitesini artırdığı ve vücudun enfeksiyonlarla daha etkili mücadele ettiği kanıtlanmıştır. Özellikle kış aylarında soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı koruyucu bir rol oynadığı net bir şekilde gözlemlenmiştir. İlginizi Çekebilir; Bağışıklık Güçlendirici Çay Tarifleri Sarımsak Tüketimi ve Dozajı Sarımsağın bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinden tam anlamıyla faydalanmak için düzenli tüketimi şarttır. Günde 1-2 diş çiğ sarımsak yemek, en iyi sonuçları elde etmek için önerilmektedir. Sarımsağın çiğ olarak tüketilmesi, allisinin etkinliğini artırır ve bu bileşiğin bağışıklık sistemine olan faydalarını en üst düzeye çıkarır. Sarımsak yemeklere eklenebileceği gibi, takviye formunda da kullanılabilir. Ancak takviye alırken, kaliteli ve güvenilir bir marka tercih edilmelidir. Sarımsak Takviyeleri: Faydaları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler Sarımsak takviyeleri, yoğun miktarda sarımsak tüketmek istemeyenler için ideal bir alternatiftir. Bu takviyeler, bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri sürdürürken sarımsağın güçlü kokusunu ve tadını almak istemeyenler için mükemmel bir çözümdür. Ancak sarımsak takviyeleri alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Yüksek kalitede, doğal içerikli ürünler tercih edilmeli ve takviye kullanımına başlamadan önce bir sağlık profesyoneline danışılmalıdır. Sarımsak ve Bağışıklık Sistemi: Uzun Vadeli Faydalar Sarımsağın bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, sadece kısa vadeli enfeksiyonlara karşı koruma sağlamakla sınırlı değildir. Düzenli sarımsak tüketimi, uzun vadede bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına yardımcı olur. Yaşlandıkça, bağışıklık sistemi zayıflayabilir; ancak sarımsakta bulunan antioksidanlar ve diğer besin maddeleri, bu süreci yavaşlatır. Aynı zamanda kronik hastalıklara karşı da koruma sağlar ve genel sağlık durumunu iyileştirir. Sarımsak, bağışıklık sistemi üzerinde kesin ve güçlü etkileri olan doğal bir besindir. Antimikrobiyal özellikleri, iltihap karşıtı etkileri, bağışıklık hücrelerini desteklemesi ve güçlü antioksidan kaynağı olması nedeniyle düzenli olarak tüketilmesi gereken bir besindir. Bilimsel araştırmalar da sarımsağın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Düzenli sarımsak tüketimi, hem kısa vadeli enfeksiyonlara karşı koruma sağlar hem de uzun vadede genel sağlığı destekler. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam için sarımsağı beslenme rutininize dahil etmek oldukça önemlidir. İlginizi Çekebilir; Omega-3 Yağ Asitleri ve Bağışıklık Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Baharatlar E Vitamini: Bağışıklık Sisteminin Dostu Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 8 months ago
Text
Yaz aylarında tüketilmesi gereken 6 meyve
https://pazaryerigundem.com/haber/170165/yaz-aylarinda-tuketilmesi-gereken-6-meyve/
Yaz aylarında tüketilmesi gereken 6 meyve
Tumblr media
Yaz mevsimi yalnızca deniz, kum ve güneşten ibaret değil. Yaz aylarına özel meyveleri de sofralarımızdan eksik etmememiz gerekiyor.
İSTANBUL (İGFA) – Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, 6 yaz meyvesinin sağlık marifetlerini paylaştı.
ÜZÜM
İçeriğindeki vitamin ve minerallerin yanı sıra sağlığımız için önemli olan pek çok bileşene sahip. Özellikle siyah üzüm, resveratrol içeriği sayesinde kalp ve damar sağlığında iyileştirici etkiye sahip. Demir içeriği sayesinde kansızlık sorunu yaşayanlar için kan üretimine destek olur. İçeriğindeki karotenoid sayesinde göz sağlığına katkı sağlar. Potasyum içerdiği için yüksek tansiyonu düşürür ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur. Ancak glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini hızlı yükseltip düşüren bir meyve olduğu için özellikle diyabet hastaları dikkatli tüketmelidir.
KAVUN
Selenyum, beta karoten, C vitamini ve bazı antioksidan maddeleri bakımından zengindir. Bu sayede oksidatif stresi önleyerek serbest radikallerin vücuttan atılmasına yardımcı olur, bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar ve kansere karşı koruyucu etki gösterir. C vitamini sayesinde cilt sağlığına da olumlu katkıları bulunur. İçeriğindeki beta karoten göz sağlığına iyi gelir. Yüksek su ve lif içeriğiyle sindirim sisteminin düzenli çalışmasını destekler. Potasyum içeriği ise kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur. Ancak fazla tüketimi ishale neden olabilir. Glisemik indeski yüksek bir meyve olduğu için diyabet hastalarının dikkatli tüketmesinde fayda var.
KARPUZ
Karpuz deyince akla likopen gelmeli. Likopen, meyve ve sebzelere kırmızı rengini veren bir antioksidandır. Besinler yoluyla aldığımız likopen kalp ve damar hastalıkları, diyabet, kanser ve kemik erimesi gibi birçok hastalığa iyi gelir. Karpuz ayrıca içeriğindeki sitrülin ve arginin sayesinde kan basıncını düşürür, bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu lezzetli meyve sahip oduğu magnezyum ve potasyum sayesinde kas ağrılarına ve kramplara iyi gelirken, A, B6 ve C vitaminleri açısından da zengindir. Yüzde 90’dan fazlası su olduğu için vücudun özellikle yaz aylarında sıvı ihtiyacını karşılar. Lif içeriğiyle sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. 
ÇİLEK
Çilek C, K, E ve B grubu vitaminlerini içerir. Mineral olarak da kalsiyum, demir, magnezyum ve bakır açısından zengindir. İçerdiği antioksidanlarla kanserden koruyucu etkiye sahip. LDL dediğimiz kötü huylu kolesterolü düşürücü etkisi de var. Ayrıca kan şekerini dengeleyerek diyabet riskini düşürür, içerdiği B9 vitaminiyle yorgunluk ve halsizliğe iyi gelir.
Alerjik besinlerden biri olan çilek, deride alerjiye bağlı çeşitli reaksiyonlara neden olabilir. Ayrıca çilek pestisit içeriğinden dolayı yıkandıktan sonra 5-10 dakika karbonatlı suda bekletilmeli, ardından tekrar yıkandıktan sonra tüketilmeli. Pestisit; besinleri haşere, bakteri ve virüsten korumak için tarımda kullanılan kimyasal bir maddedir.
ERİK
Yüksek oranda C vitamini içeriğinin yanı sıra, A, K ve B grubu vitaminleri, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum ve antioksidanlar içerir. C vitamini içeriğiyle demir emilimini artırır. K vitamini ve magnezyum sayesinde kemiklerin güçlenmesine katkı sağlar. Diş etini güçlendirir. A ve C vitamini sayesinde vücutta kolajen üretimini destekleyerek kırışıklıkların oluşumunu geciktirir. İçerdiği beta karoten ile göz sağlığını korur. Lifli olduğu için tokluk sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olur. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına katkı sağlar ve kabızlığı önler. Kan şekerini dengelemeyi destekler. Bu nedenle diyabet hastaları rahatlıkla tüketebilir. Ancak erik ve tuz tüketimine dikkat edilmeli özellikle de böbrek ve tansiyon hastaları eriği tuzla tüketmemeli.
KİRAZ
A, C, B ve K vitaminlerinin yanı sıra magnezyum, potasyum, manganez ve bakır mineralleri içerir. Özellikle A vitamini ve potasyumdan zengindir. Vücudun sodyum-potasyum dengesini sağlayarak tansiyonu düşürücü etkisi vardır. Vücuttan ürik asidin uzaklaştırılmasına yardımcı olur, gut ve eklem ağrılarına iyi gelir. Egzersiz sırasında inflamasyonu azaltır ve egzersiz sonrasında hızlı toparlanma sağlar. Melatonin içeriğiyle iyi ve kaliteli bir uykuyu destekler. Bol C vitaminiyle yaşlanma karşıtı etkisi de bulunur. Diyabet hastaları için ideal bir meyvedir. Yüksek lif içeriğiyle kabızlığa iyi gelir. Fazla tüketimi ishal yapabilir. Kalp ve tansiyon sorunu yaşayanlar kirazı dikkatli tüketmeli.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes