Tumgik
#müjgan
esmnr1nanc · 8 months
Text
cüzdanı boşver müjgan ben insanlara olan güvencimi kaybettim.
4 notes · View notes
yesilcam1replik · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
birmujgannesi · 8 months
Text
Kedim yavru değil ayrıca yetişkin bi birey
0 notes
zahmetliyiz · 30 days
Text
Tumblr media Tumblr media
‘‘cüzdan gitti müjgan. para önemli değil de içinde resmin vardı.’’
925 notes · View notes
baliminkizi · 1 month
Text
cüzdanı boşver müjgan bizim umutlar tükendi
25 notes · View notes
yasamsallik · 15 days
Text
*Kim yazmışsa HARİKA YAZMIŞ*
"Ah Müjgan...
Çok arada kaldık biz,
Kendimiz olamadık.
Tespih elimize,
Malboro ağzımıza yakışmadı.
Fes kafamızda,
501 kot pantolon kıçımızda
O Amerikalı kızdaki gibi durmadı.
Western filmlerinde
Ezilen kızılderililere ağlayıp,
Mavi ceketlileri tuttuk.
Ne solcu olabildik,
Ne sağcı,
Das kapital, okumak için çok uzundu,
Zaten okumayı hiç sevmedik.
Devrim türkülerinin ezgisini tutturamadık,
Bıyığı aşağı bırakmakla olmadı,
Milliyetimizi araplaştırdık...
Dinimizi Arapça okuduk
Ayetleri anlamadık.
Dünyada anlamadığı bir dilde dua eden başka bir millet var mı bilmiyorum.
Hoş millet miyiz?
Onu da bilmiyorum.
Teknoloji çağına yetişemedik,
Bırak matbaayı,
Bilgisayarın tuşuna da,
Yirmi yaşımıza da
Aynı gün bastık.
Cep telefonunu kemerlerimize astık,
Kazağı pantolonun içine.
Çok aralarda kaldık biz.
Toprak ağalarını demokrat,
Kapitalistleri yatırımcı sandık.
En büyük yalanı söyleyene daha çok inandık,
Camide iken ‘’Uydum hafız olan imama’’ derken, Her yerde imama uyduk.
Laikliğin ne demek olduğunu
Bizi okumanın, eğitimin kurtaracağını anlamadık.
Parayı kazanmak kolay sandık
Bankerlere, Jet Fadıla,
Çiftlik banklara,
En son kriptocuya kaptırdık.
Çok arada kaldık biz.
Kural koyduk, bozduk,
Anayasa yaptık, uymadık
Üniversiteleri haşat, Liyakatı madara,
Bakara’yı makara ettik.
Nihat Hatipoğlu’nu YÖK’e
Milli güreşçiyi bankaya atadık,
Okul yaptık, eğitim yapmadık,
Yol yaptık çöktü.
Köprü yaptık geçmedik
Yine de parasını ödedik.
Devletin elektriğini,
Tekelini,
Limanlarını,
Barajlarını,
Fabrikalarını,
Kaz dağlarını bir güzel sattık.
Devletin malı denizdi,
Dezenfektan satmayan kerizdi.
Zaten ortada kaldıydık,
Bir kanal eksikti arada,
Onun da Projesini hazırladık
Yakında yüzeriz kanalda.
Leblebi tozu vardı bir zamanlar,
pudra şekerine nasıl geçtik?
Hiç anlamadık,
Ve Hiç sormadık,
Acaba bu hayatı,
Kendimiz mi seçtik?
Ümit etmek güzel,
Beklentisi var herkesin...de
Biz küçükken,
Sapanla kuş avlayan arkadaşımıza,
‘dur’ diyemediysek eğer,
Şimdi o arkadaş
Devletin gücünü,
Medyanın sözünü,
Paranın tadını,
Yandaşın hırsını,
Cahilin gönlünü,
Eline avucuna almışken ‘dur’ dememizi
Kimse beklemesin.
... ...
Diyeceğim ama diyemiyorum.
Biri söylemiş işte;
“Muhtaç olduğun kudret
Damarlarındaki, asil kanda mevcuttur “ diye..
Bence uyan artık,
Yoksa geç kalacaksın
Kendini kurtaracak kimse arama,
Seni yine,
Sen kurtaracaksın..."
36 notes · View notes
ritimlerinsilueti · 2 years
Text
Tumblr media
gözlerime bakmaz, kaçardı müjgan. yürümek istediğim sokakların hepsi onun kapısına çıkardı.
767 notes · View notes
delidolubirigibi · 1 month
Text
Cüzdanı boşver müjgan, bizim umutlar tükendi.
27 notes · View notes
panzehri · 6 months
Text
biz bir Zehra değiliz, ismimize şiirler yazılmayacak. biz bir Leyla değiliz, yokluğumuzda ciltlerce mektup almayacağız. biz bir Milena değiliz. biz bir Müjgan değiliz. hiçbiri değiliz.
47 notes · View notes
kalemineiyibak · 19 days
Text
Unutmanın Freyad Tohumları
Mücerred aklımın ucundan geçiyorsun. Freyad tohumları ekiliyor aklımın ucuna, körpecik bir heyecanın travmatik caddesinde karşılaşıyoruz beni unutmanın bankında. Lügatımda sakallarını tıraşlayıp röpdöşambırını giydiriyorum benden gidişine. Yine devrik cümlelerden intihar eden bir hece vakası yaşanıyor bu gece. Çünkü sen onunla sevişeceksin. Yaratıcılığım bir mektup merhaba yırtıyor bu acının el insafında. Sükûnetin saadetinin sebep köprüsünde onunla öpüşmenden ileri geliyor, biliyorum. Tahrip ediliyor kalbimde hissettiğim namuslu duygular. Beynimde mürekkep, bedenimde hijyenik absürtler seni çağırıyor. Afedersin, unutmak sabıkası geniş olur senin sevmelerinin. Bilememek Müjgandan döküldü. Unutma: Müjgan, kirpik demekti. Ağladı saçları sonbahar, yaz biterken sağanak yağmurun yüzsüz esareti ağır yaralıydı, can verdi.
Dilara AKSOY (Dila VARLI)
17 notes · View notes
wuslat-34 · 1 year
Text
Ahmet  Kaya
"O  MahuR  Beste ÇaLaR
Müjgan'La  BeN  Ağlaşırız  DerkeN  HepimiZ
Müjgan' ı  BiR  KadıN  SandıK
Oysa   Ağlaşacak  Kimsesi  Yoktu
Ve MüjgaN  Sadece  KirpiK  Demekti ....
82 notes · View notes
endergelisenataklar · 5 months
Note
Yazarların doğum günü anlaşılmanın Nisan’ıdır, pastası paragrafları, mumları kalemi.. Biraz da okuyanlar üfler kelimelerin alevini. Satır başında geçen onlarca yılın kederi. Mekanlar ve partiler ilhamı katleder; şiirlerle kutla ölümün yakınına ilerlemeyi. Balonlar uçar yazı kalır. Tabii kalemler de konuşur bazı geceleri, ağırdır kağıda sırdaş bir mürekkebin sözleri, yazdığın ev tam ortasıdır dünyanın. Müslümanlar ilk ayet “oku” derler ama sen yine de hep yaz, zira bir tanrı varsa “o” da yazmış, hem de tam alnımızın ortasına kaderi. Doğduğun günün gecesini düşünerek, yazdıklarını bize ulaştıramayan ölü yazarların şerefine yaz. Hep yaz. Kağıt yoksa gökyüzüne yaz. Gökyüzü çok mu karanlık? Haydi al eline o kudret kalemini. Hep yaz.
sona bırakman, en sona, planlı veya plansız en güzel mesajı doğum günümün son raddesinde 00.00'da bana ulaştırman, gözümden kaçmadı. senin zafer'in ismin, benim zafer'im ise bu mesajın olsun ağabey. okuyacak olanlar kelimelerin alevini üflerler mi bilmem, ama pastam paragrafım, kalemler mumlarım olsun. benim içimi acıtan bir şey var bir süredir. üzüldüm geçti, acıdım geçti, şifa diledim geçti diyemediğim. insanlar her gün en güzel çıktığı fotoğrafları böyle salgın gibi sosyal hesaplarına yüklerken, makyajlar, göz kalemleri, dekolteler bacaklar, kaslar, sakallar ilerlerken zaman, cidden çok üzülüyorum. bir babanın kızının son kalan tek bir tel kirpiğini fotoğraflaması olayı var, gözümün önünde sürekli o kirpik var. çok acıyor gerçekten. düşmemek için direnen o kirpik gibi hissediyorum bazen, bazen de düşmüş ama, kafamda o kirpik hâlâ bende sevgilim çalıyor. bir kirpiğe lütfen düşme diye yalvarıyorum günlerdir. başkasının acısı deyip geçemiyorum. o kız oluyorum bazen ve kirpiklerim ne zaman çıkacak diye soruyorum, bazen de babası olup melekler kirpiksiz olur o da düştüğünde gerçek bir melek olacaksın deyip moral veriyorum. bir yerden umut buluyorum sürekli. atamadım ya içimden. o kirpikten bir türlü kurtulamadım. attila ilhan'ın bahsettiği kirpik o işte, ağlanılması gereken en özel müjgan o. sanırım bunu yapıyorumdur. belki de vicdan rahatlatıyorumdur. deniyorumdur. ama rahatlamıyordur. o küçücük kızın kirpiklerine tutundukça düşüren ağırlık neyse hafiflesin istiyorum artık. içimde gerçekten felaket bir his var anlatamıyorum. bu kadar dökülmek bile istememiştim, bu kadar biriktiğimi bile bilmiyordum. sanki acının otobüsü içimden geçerken birden bozulmuşta, acıların hepsi inmiş ve o otobüs çoktan çürümüş gibi. olsun. ölümümün yakınına ilerlemeyi şiirle kutlayacağım, seni de asla unutmayacağım ağabey. iyi ki varsın, iyi ki tanımışım seni.
22 notes · View notes
touchishere · 8 months
Text
cüzdan gitti müjgan para önemli değil de içinde çorabın vardı
49 notes · View notes
birazhuzurvesen · 5 days
Text
Tumblr media Tumblr media
Cüzdan gitti Müjgan, para önemli değilde, içinde resmin vardı .
8 notes · View notes
bendeliyimhanimefendi · 8 months
Text
Telefonu boşver Müjgan, içindekiler önemli...
24 notes · View notes
militankaos · 2 months
Text
Zemine çakılınca anlıyor insan; asıl acı verenin zeminle buluşma anı olmadığını, düşüş anının acımasızlığını.
Ölürüm sanıyordum o gece, ölmedim. Oysa öyle ölüm gibi kokmuştu ki o birkaç hafta, öyle ceset tadı gelmişti ki boğazıma, çürümeye başladığıma emindim. İçten bir çürüme, önce göğüs kafesinin küflenmesiyle başlayan türden. Neyse Müjgan, ölmedim ben. O kadar da emindim ölümden ama ölesim gelmedi. Nerede pencere görsem sarkıyordum, balkon görsem bacakları boşluğa salıyordum. Bıçaklarla dans ediyor, eski intihar notlarına tütün sarıp cigara yapıyordum. Yemek bile seçmiyordum o haftalarda ben. Düşüş anı dedikleri işte, boşlukta sallanır gibi yapıyor adamı. Gözlerini kapatıyorsun, dişlerini sıkıyorsun, kasların kasılıyor ve o anı bekliyorsun. Ama nasıl, sanki tenine tonlarca diken batacak, bir yerlerini kıracak, kemiklerin iç içe geçecek ve öleceksin sanıyorsun düşünce. Öyle olmadı, olmuyormuş öyle. Ayrılık korkusu ayrılıktan daha ağır geliyormuş bedene, sonradan öğrendim. Kopacak mı diye endişe ettiğin ipi koparmak gerekiyormuş. Hani derdi ya Rüstem, şu kafayı bir gün koparıp atacağım böylece baş ağrılarından kurtulacağım diye. Aynen öyle Müjgan. Ağrıyan dişi çekmek gerekiyormuş ağrıdan kurtulmak için. Öyle de yaptım ben. Gerçi ben yapmadım, zaman öyle işledi. Bir kere ayağı kayınca insanın mecbur düşüyor, doğal olarak. Engellenemez düşüşler vardır, işte onlardan benimkisi de. Neyse ne diyordum ben? Ölmedim. Ölmeyeceğim ulan dedim, haykırdım. Aynen öyle. Kim lan bu ölüm? Tavlayı alsın gelsin karşıma, ölmüyorum dedim. Vardı ya bir filmde, şövalye satranç oynuyordu ölüm ile. Ben de tavla oynayacağım dedim. O da yense ben de yensem ben kazanacağım, ölmeyeceğim. Ölmedim. Şaşkınlığı var üzerimde yaşamın. Yaşam, hayat tadı var ağzımda. Rüzgar esince falan durup hissediyorum, birkaç adım atıp kollarımı iki yana açıyorum. Ayağımın kaydığı yerden daha güzelmiş düştüğüm yer. Yabancılık çekmiyorum. Zaten ben, hiç yerimi de yadırgayan bir insan olmadım Müjgan. Taştan yumuşak neresi olsa uyurdum, hiç yabancılık çekmezdim. Buraya da alıştım. İnsanına, suyuna, havasına, doğasına. Dizlerimi kanatacak sandığım zemin pamuklara sardı sanki bedenimi. Korkmamak gerekiyormuş acıdan. Korkunun üzerine gittikçe küçülür, kaybolur diyordu eskiler. Harbiden de öyleymiş. Yatağın altında saklanan canavar ancak onu görmeye çalışırsan ortadan kaybolur, olmadığını anlarsın. Varlığından korktuğun yaraya ancak görmek için eğilirsen ortadan kaybolur, iyileşirmiş. Ben de öyle yaptım. Hiç yüzümü çevirmedim, saklanmadım, gözlerimi kapatmadım yarama. Öylece iyileşti işte. Acıdan haz duyacak kadar acizleşmedim. Acıyı iyileştirdim. Şimdi iyiyim, tekrar gencim. Ve Müjgan, Rüstem duymasın ama seninle konuşmak daha keyifli geldi bana. Hep gel böyle, uğra arada.
7 notes · View notes