#kovboy
Explore tagged Tumblr posts
elestirenadam · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Günün Filmi: The Magnificent Seven (2016)
Yönetmen: Antoine Fuqua
***
‘İki Amerika’nın bir filmi
Benim yaşım sinemada kovboy filmlerini izlemeye yetmedi. Tommiks gibi çizgi romanlara da sonradan bakabildik. Fakat pazar günleri TRT-1 ekranına gelen Vahşi Batı klasikleri, çocukluğumun anılarındandır. Özellikle kışları… Küçük bir odada yanan sobanın üzerinde kızaran ekmekler, tereyağı kokuları, ballı ılık süt, televizyondan yankılanan Apaçi çığlıkları, at kişnemeleri, altıpatlarların çıkardığı kurşun vızıltıları… Ülkemizin efeleri, seymenleri sinemaya maalesef çok fazla aktarılmadı. Atçalı Kel Mehmet, Çakırcalı Mehmet Efe gibi efelerin hayatı beyazperdeye uyarlansa da, bugün bu değerlere dönülüp bakılmıyor. Fakat Batı’nın efesi diyebileceğimiz kovboylar, ABD’nin en önemli ihraç malzemelerinden oldu. Bugün bile hâlâ çok hasılat yapan kovboy filmleri çekiliyor.
DOĞU-BATI DÜELLOSU: LEONE-KURUSAWA
Aslında bugün en çok bilinen Kovboy filmleri, ABD ve Hollywood imzası taşımaz. Avrupa kökenlidir. Birçoğunda İtalyan yönetmenlerin imzası vardır. Bu yüzden genelde, “Spagetti Western” olarak bilinirler. Bu, bir tür haline gelmiştir. 600’den fazla “Spagetti Western” filmi arasında “İyi, Kötü, Çirkin”, “Batı’da Kan Var”, “Birkaç Dolar İçin”, “Benim Adım Hiçkimse” gibi gişede fırtına estirenler de çıkmıştır. Spagetti Western aslında Doğu sinemasından kopya edilerek meydana getirilmiştir. Sergio Leone'nin yönettiği ve başrolünde ilk kez Clint Eastwood'un yer aldığı “Bir Avuç Dolar” (Per un pugno di dollari-A Fistful of Dollars) filmi, Akira Kurusawa’nin Yojimbo (1961) filminden birebir kopya idi. Kurusawa, Leone’ye dava açtı, kazandı. Filmden elden edilen gelirin yüzde 15’i Kurusawa’ya gitti. YİNE KURUSAWA’DAN ETKİLENDİLER
Kovboylar, Batı’nın vahşi dünyasında halkın yardımına koşan Robin Hood’lar gibilerdi. Efesoylulardandır. Cesur ve merttirler. Evet banka soyarlar, para için her işi yaparlardı. Onlar ödül avcılarıydı. Fakat fakir halkın koruyucusuydular. Canlarını darda olan halk için tehlikeye atarlardı. Bunu şundan yazıyorum. 2016 yapımı Muhteşem Yedili, (The Magnificent Seven) filmini izledim. Film aslında bugünün kendi iç çatışmasını yaşayan ABD’nin bir tablosunu sunuyor. ABD’de günümüzün tablosu şu: Okyanusötesi emperyalist tekellere karşı, önce kendi insanımız diyenlerin (First America) mücadelesi var. Film, işte bu çatışma üzerinden de okunabilir. Aslında bu filmin tarihçesi de Doğu’ya dayanıyor. Yine bir Kurusawa etkisi görüyoruz. Film, Kurusawa’nin 1954 yapımı Yedi Samuray (Shichinin no Samurai) filminden esinlenme. İlk olarak 1960 tarihinde Western olarak çekildi. 2016 yapımı olan, bunun bir yeniden çevrimidir.
‘YANGINDA KAYBETTİKLERİMİZİ KÜLLERDE BULDUK’ Film, Rose Creek kasabasında geçer. Sanayici ve iş insanı Bartholomew Bogue, maden alanlarını giderek genişletmektedir. Çiftçilikle geçinen halkın elinden arazisini ucuza kapatarak adeta el koymaktadır. Buna karşı çıkanlar ise katliama uğrarlar. Bogue’un insana bakışı tekelci sermayenin insanı köleleştirici tavrına örnektir: “Eğer Tanrı onların kırkılmasını istemeseydi, onları koyun yapmazdı.” Bogue’un kocasını öldürmesi sonrası intikam yemini eden Emma Cullen, neyi var neyi yoksa kovboy ekibi toplamak için verir. Sam Chisolm önderliğinde muhteşem silahşörlerden oluşan yedili bir araya getirilir. Chisolm, kimlerle savaştıklarını ve sonucunun ne olacağını şöyle özetler: “Kötü adamlarla savaşmaya gidiyoruz, muhtemelen hepimiz öleceğiz.” Yani insan adına kendilerini feda etmektedirler. Filmde onları para birleştirse de, muhteşem yedili sonunda tekelci bir iş adamının altında ezilen mazlum çiftçilerin topraklarını savunan kahramanlara dönüşür. Emma Cullen’in de son sözleri çok anlamlıdır: “Hayatlarında ne oldularsa, burada, sonunda, her adam cesaret ve onurla ayakta durdu. Kendileri için savaşamayanlar için savaştılar ve onlar için de öldüler. Hepsi kendilerine ait olmayan bir şeyi kazanmak içindi. Muhteşemdi.” Muhteşem Yedili, bu konuda da 300 Spartalı benzeri bir etki veriyor. Chisolm’un “Yangında kaybettiklerimizi küllerde bulduk.” sözü daha bir anlamlı hale geliyor.
‘ŞAHİN’ HARRIS Mİ HEARTLANDCI TRUMP MI?
ABD’de seçim yaklaştı. Pusulalar üzerinde Demokratlar ve Cumhuriyetler, onları temsilen de Kamala Harris ve Donald Trump yarışacak. Aslında bu aynı zamanda ABD’deki iki siyasi çizginin çekişmesi de. Harris, yarıştan çekilen/çektirilen Biden’ın yerini aldı. Esas olarak okyanus ötesi tekellerin adayı konumunda. Dolar saltanatını sürdürme derdinde olan, bunun için küresel çatışmaları kışkırtacak şahin kanadın temsilcisi. Trump ise “Afganistan’a, Irak’a, çöllere niye para gömüyoruz” diyen ve önceliğin ABD’de olduğunu, bu kaynakların ülkede ve halka harcanması gereken bir çizgiyi temsil ediyor. Rus stratejist Aleksandr Dugin, Trump’ın daha önce Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında kurulan “küreselci, liberal, tek kutuplu, Atlantikçi ve Amerikan merkezli” konsensüsü bozduğunu belirtiyor. (1) Dugin ABD’de iki medeniyet bulunduğunu şu sözlerle ifade ediyor: “ABD 2020, bu nedenle, birkaç değil, tam olarak iki medeniyetsel bölgeden oluşuyor: orta kısmı Heartland'dan ve Heartland'dan keskin bir şekilde farklı olan, aynı sosyo-politik sistemi temsil eder iki kıyı bölgesinden. Kıyı bölgeleri, Demokratların bölgesidir. Demokratlar tarafından Biden lehine ve Trump'a karşı seçim kampanyasında yer alan BLM, LGBT+, feminizm ve solcu aşırılığın (antifa terörist grupları) en aktif protestolarının odaklandığı yer buralardır. Trump'tan önce, ABD'nin sadece kıyı bölgeleri olduğu görülüyordu. Trump, Amerikan Heartland'ına ses verdi. Böylece ABD'nin kırmızı merkezi aktive edildi ve harekete geçirildi. Trump, siyasi seçkinler arasında pratikte hiçbir şekilde temsil edilmeyen ve küreselcilerin gündemiyle neredeyse hiçbir ilgisi olmayan bu ‘ikinci Amerika’nın Başkanıdır. Burası küçük kasabaların, Hıristiyan toplulukların ve mezheplerin, çiftliklerin ve hatta endüstrinin daha ucuz iş gücüne sahip olan alanlara kaymasıyla harap olmuş eski büyük sanayi merkezlerinin Amerika'sıdır. Burası terk edilmiş, ihanete uğramış, unutulmuş ve aşağılanmış Amerika. Bu ‘deplorables’in anavatanı, yani beyaz veya renkli olan, Protestan veya Katolik olan gerçek Amerikan yerlilerin, kökleri olan Amerikalıların anavatanı. Ve bu ‘Heartland’ Amerikası, kıyı bölgelerinin baskısı altında hızla yok oluyor.” “Bu savaşta iki Amerika birbiriyle çarpışıyor: iki ideoloji, iki demokrasi, iki özgürlük, iki kimlik, iki karşılıklı olarak birbirini dışlayan değer sistemi, iki siyaset, iki ekonomi ve iki jeopolitik.”(2)
SİLAH KININDA PASLANMAYACAK
ABD ekonomik olarak da geriliyor. 1980’de 880 milyar dolar olan ABD’nin millî borcu, 2019 yılında 22,7 trilyon dolara yükseldi. 14 Temmuz 2021’de bu borç, 28,5 trilyon dolar.(3) Bunun yanı sıra ABD tahvil piyasalarının toplam büyüklüğü 42,7 trilyon dolar. 42,9 trilyon dolarlık hisselerin rehin verilmesi yoluyla borçlanıldığını da hesaba katarsak toplam 85,6 trilyon dolarlık bir borç büyüklüğüne ulaşıyoruz. Bu sayılar, ABD’nin GSYH’sinin 4 katı kadar bir borç batağı içinde olduğunu gösteriyor.(4) ABD’de 38 milyon insan gıda yardımıyla yaşıyor. On milyonlar işsizlik parasıyla geçinmeye çalışıyor. Sağlık hizmetinden yararlanamayanlar büyük çoğunluk. Bir tek hastalanmama umutları var.(5) İşte bu ekonomik tabloda küreselci, liberal, tek kutuplu, Atlantikçi güçlerle “First America” diyenler arasında çatışma büyüyor. İç savaşın işaretleri görülmeye başladı bile. Hatta Hollywood’a İç Savaş (Civil War) anlatan, Trump’a “Geri adım at” mesajları veren film bile yapıldı. Seçimler öncesi silahlar çekilmiş durumda. Bir önceki seçim sonrası yaşanan Kongre Baskını, yakın zamanda Trump’a yapılan suikast, artık silahın kınından çıktığını gösteriyor. Tarihin cilvesi gibi: Amerika hep küçümsediği “çatışmaların eksik olmadığı Orta Doğu’ya” benziyor. Spagetti Western’ler yeniden piyasada. Ama bu kez beyazperdede değil, seçim meydanlarında. Tabiî bu iki seçenekten farklı olarak emekçi güçler de kendini göstermeye başladı: Redneckler. ABD halkının çözüm arayışları, derinleşerek sürecek. Hesaplaşma kaçınılmaz. O vicdanlı, mert, cesur kovboyların tarihe çıkış sahnesini yeniden görebilecek miyiz? İzleyeceğiz.
DİPNOTLAR:
(1) Aleksandr Dugin, ABD'deki seçim değil iç savaşın ilk aşaması, 27 Ekim 2020, Aydınlık. (2) Dugin, a.g.m. (3) Doğu Perinçek, ABD Yol Ayrımında –Biden’ın Dünya, Amerika ve Türkiye’deki Çatalçıkmazı-, Kaynak Yayınları, 4. Basım, Eylül 2021, s. 34. (4) Perinçek, a.g.e., s. 42. (5) Perinçek, a.g.e., s. 158.
16 notes · View notes
fikrimmcecom · 2 years ago
Text
Bu akşam amerikan çöllerinde eğlenceli bir maceraya var mısınız? Mısırlarınızı patlatıp Kovboy filmleri izlemenin tam vakti! 🤠👢Listemize göz atmayı unutmayın...
Tumblr media
https://www.fikrimmce.com/en-iyi-kovboy-filmleri/
0 notes
berhudar · 2 years ago
Text
4 notes · View notes
insanzee · 3 months ago
Text
The Highwaymen - On the Road Again (American Outlaws: Live at Nassau Col...
youtube
Heyy kovboy bugün yola bir müzik de benden gelsin @dinlegitsin-asikan 😊
🎧🎸🎶🎵
147 notes · View notes
sinemmmmmmmmm · 5 months ago
Text
Tumblr media
No kovboy, no gangsta, nolur yapma fake shit Yalanından boğdun bizi, no money, no real rap hit
102 notes · View notes
edapostblog · 6 months ago
Text
Tumblr media
Biz ergen falan da olmadık.
Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı.
Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik😁. Anamızdan dayak yedik 🤣. Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip bu gün psikopat olan var mı?🤔 Hijyen kelimesi ile 30 yaşında tanıştım.
Her içtiğimiz su bardağını mutfak tezgahına korkusuzca dizen var mı aramızda?🤔Divan'ın altındaki sepet giysilerimiz için yeterdi.
Dolap dolap kıyafetimiz de yoktu🤷
Sokak sokak gezerdik. . Boş arsalarda ateş yakar, içine patates atardık. İstediğimiz arkadaşa gider , evinde otururduk. izin almak gereksizdi. Korkusuzduk.
Kimse bize tecavüz etmez, yada organlarımızı almaya kalkmazdı.
Bazılarımız sınıfta kalırdı. Hiç birinin ailesi apar topar doktora götürüp bir dünya psikoloji raporu almazdı. Niyet satardık.
Mahalledeki herkes alırdı. Her yerimiz yara olurdu, dişlerimiz kırık, ellerimiz pisti.
Pis ellerimizle yağlı , yada salçalı ekmek yerdik. Bazen de domates, üstümüze fışkırta fışkırta, titiz annelerimiz buna bile izin verirdi.
Pazar sabahları tv de kovboy filmleri izlerdik. Teksas tom mikslerimiz giyecek sepetimizin arasında dururdu.
Dünya öyle büyüktü ki dolaş dolaş bitiremezdik. Cep telefonu, marka ayakkabı, rengarenk oyuncaklar ve bilgisayarlarımız yoktu. Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık.
Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap , bunu söyle demezdi.
En büyük baskı annelerimizin kaşı gözünün oynamasıydı.. Savaş nedir, insanlar kaça ayrılır bilmezdik. mahallenin hayvanları hep arkadaşımızdı.
Fazla bir şeyimiz yoktu, ama...
Biz öyle mutlu çocuklardık! ki...
Tumblr media
57 notes · View notes
yasamsallik · 9 months ago
Text
Tumblr media
""İKİ KADEH RAKI"
AŞAĞIDAKİ YAZIYI BİR ORTAOKUL ÖĞRENCİSİ, OKULUNUN DUVAR GAZETESİNE YAZMIŞ. İNANILMAZ GUZEL VE FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI İYİ DE YAPMIŞ...
Bu ülkede yasayan her insanin bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK...
Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş....
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş...
Tarih kitaplaanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum.
Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti ..
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı.
Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürk'e acıyorum... Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah...
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken... Bunları yapmadı Atatürk....
Keyif çatmadı... Yan gelip yatmadı... Vatan topraklarını satmadı...
Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
ISTE ONUN IÇIN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK HER FIRSAT ELINDE VARDI. O ISE SADECE BU MILLETIN BAGIMSIZLIGINI ISTEDI. BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI IÇMEKTI O KADAR.....
36 notes · View notes
oktayinbiri · 3 months ago
Text
Tumblr media
kovboy emoji
12 notes · View notes
g-denizz · 9 months ago
Text
Tumblr media
""İKİ KADEH RAKI"
AŞAĞIDAKİ YAZIYI BİR ORTAOKUL ÖĞRENCİSİ, OKULUNUN DUVAR GAZETESİNE YAZMIŞ. İNANILMAZ GUZEL VE FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI İYİ DE YAPMIŞ...
Bu ülkede yasayan her insanin bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK...
Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş....
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş...
Tarih kitaplaanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum.
Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti ..
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı.
Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürk'e acıyorum... Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah...
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken... Bunları yapmadı Atatürk....
Keyif çatmadı... Yan gelip yatmadı... Vatan topraklarını satmadı...
Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...
ISTE ONUN IÇIN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK HER FIRSAT ELINDE VARDI. O ISE SADECE BU MILLETIN BAGIMSIZLIGINI ISTEDI. BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI IÇMEKTI O KADAR.....
31 notes · View notes
flirt-with-pain · 4 months ago
Text
beyaz kovboy cizme istiyorum 😭😭😭😭
14 notes · View notes
hisboslugu · 4 months ago
Text
bir organ nakli gibi sevmiştim seni; çürük gözlerine bağışlanan ellerim, yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim... darmadağın kadınların, darmadağın ettiği erkekler gibi sevmiştim seni. çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması, sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması. aslında işin açıkçası; rüzgârın fırtınaya dönüşmesi gibi, hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi, geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi sevmiştim seni. ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi deniz gibi? neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi ortalık yerde durup dururken sevmiştim seni. atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı, mızraklar kırıldı, kalkanlar delindi, ganimetler paylaşıldı. kasaba meydanında birbirini dövmekten yorulan iki kovboy gibi, bir tabancanın namlusuyla, tetiğiyle, kendisinden farklı, kendisinden ayrı, bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi, katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni.
15 notes · View notes
ardaturanlasmisbera · 7 months ago
Text
Hayir babamin zevkleriyle büyüyüp onun karakterine bürünmedim bu benim kendi kişiliğim dedikten sonra rocky balboa filmleri anadolu rock eski kovboy filmleri sagopa arabesk muzik kaset plak sevdasi harita bilgisi cografya ve gezi sevdasi giyim tarzi ahlaki bakis ideolojik gorus spor takibi ve sevgisi genel kultur seviyesi gelisim arzusundan tut jest mimiklerime kadar babam oldugumu fark edince gelen saygı
15 notes · View notes
0303g · 7 months ago
Text
gunayd birisi kalksin firina gitsin iki simit alsin gelsin kovboy, cizgi film vs. izlemeli pazar kahvaltisi falan şaaapalim hadi
7 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year ago
Text
çocukluğumun haftasonu sabahları geldi hatırıma. bir soba yakımı videosu çıktı önüme. o sobayı tutuştururken çıkan duman kokusu ve o görüntüyle beraber direkt çocukluğuma gittim. biz oturma odasında yatardık daha küçükken, sonraları misafir odasını bize ranzalı çocuk odası yapmıştı annemler. oturma odasında yattığımız o günlerde annem daha erken kalkar biz kış günü yatağın içinde kıvrılıp uyurken bazen uyanmış kız kardeşlerimle kikirderken soba kovasını doldurur, camı açar sobayı yakardı. ev buz gibi olurdu dışardan gelen o soğuk havayla ama yorgana sarılıp içinde titremek kaybolmak çok hoşumuza giderdi. o esnada çıkan is kokusunu severdim. soba tutuşup yanmaya başlayınca annem camları kapatır kahvaltı hazırlamaya giderdi. oda ısınana kadar çıkmazdık yataktan. sonra sofra hazırlanır yanan sobanın üzerine ekmekler konur sıcak sıcak tereyağı bal sürerdik. babam trt 1'de ya da 2 veya 3 de olabilir hatırlamıyorum kovboy filmleri olurdu pazar günleri onları açardı.. çok keyifliydi her şey çok zor olmasına rağmen.
bir soba kovası beni taaa nerelere götürdü ve şu an o is kokusunu burnunda hissediyorum 🥺
17 notes · View notes
aynodndr · 1 month ago
Text
Tumblr media
🍀 Bir Organ Nakli Gibi Sevmiştim Seni
*
Bir organ nakli gibi sevmiştim seni;
Çürük gözlerine bağışlanan ellerim,
Yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim..
Darmadağın kadınların,darmadağın ettiği erkekler gibi
Sevmiştim seni...
Çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması,
Sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması
Aslında işin açıkçası;
Rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi
Hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
Geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi
Sevmiştim seni...
Ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi deniz gibi,
Neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi
Ortalık yerde durup dururken
Sevmiştim seni...
Atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı,
Mızraklar kırıldı,kalkanlar delindi,ganimetler paylaşıldı.
Kasaba meydanında birbirini dövmekten
Yorulan iki kovboy gibi,
Bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle,
Kendisinden farklı,
Kendisinden ayrı,
Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi,
Aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi,
Katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla
Sevmiştim Seni...
Küçük İskender
2 notes · View notes
oylesarhosollsammki · 2 months ago
Text
Kovboy bot alimmmm miiii çokzelll
3 notes · View notes