#komik sayfa
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kime göndereceğini biliyorsun...
#shahinelected #motor #motorcu #mizah #mizahtürkiye #mizahsayfası #komik #komikvideolar #komikpaylasimlar
#shahinelected#motor#motorcu#mizahi#mizahşör#kara mizah#mizahtürkiye#mizah#komik post#komik videolar#komik#komik sayfa#komik blog#gülmek#şaka şaka#şaka gibi#şakayık#şaka#espiri#espri#gülme#prikol
4 notes
·
View notes
Text
#tarkankurdu#angarakurdu#komik#komikli#komiklik#mizah#komiklikler#postlarım#komedi#funny#fun#saykodelipaylaşımlar#sayko#saykodelik#kara mizah#mizahşör#mizahbilimi#mizahi#mizahsov#sayfa#cahil#salak#aptal#cehalet
51 notes
·
View notes
Text
- Sen de Nesquik yemek ister misin?
+ Nesquik?
-Nesquik.
+ Gerçekten Nesquik mi yiyorsunuz?
-Pratik oluyor. Benim evimde pek sıcak yemek bulunmaz. Nesquik yemezsen atıştırmalık yiyecekler var dolapta.
+ Yoo,yerim. Sütü soğuk mu ekleyeceksiniz yoksa sıcak mı?
- Ilık.
Bir an sol kaşını inanamayarak havaya kaldırdı. Yüzünü huzursuz bir ifade çerçevelemişti.
-Neye gülüyorsun? Komik mi buldun?
+ Gülmüyorum.
- Yetişkinlerde Nesquik yiyebilir.
+ Tabii. Sadece sizin kadar yetişkin birinin yemesine biraz şaşırdım.
- Sadece yirmi sekiz yaşındayım.
+ Yetişkin yaşı sonuçta.
-Çok biliyorsun sen.
Kimsesizler Matemi 1
Sayfa: 192
(Emine Tavuz)
13 notes
·
View notes
Text
Değişik
Günler ve aylar kovalıyor yılları. "Farkında bile değiliz" diye klişeleri kullananlar mutludur. Basit ve sade hayat yaşayanlar mutlu olur.
Güncellenelim. Ayrıntıya sonra gireriz sayın defter.
Öncelikle vakıfbankın anlamsız şekilde beni bloke etmesi devam ediyor. Kredi ve kredi kartı gibi hiç bir hizmetinden yararlandırmıyor. Sadece eski maaş hesabım açık. O kadar. Merkezlerinden gelen cevap hep aynı: uygun değil. Hangi karara binaen uygun değilim diye sorun diyorum cevap yok. Bddkya şikayet ettik aynı sonuç. Dur bakalım bir de bankalar birliğine yazalım. Sadece sinir olduğumdan uğraşacağım. Yoksa karta ya da kredi kartına ihtiyacım yok.
Aihmden gelen parayı çatır çatır yedik. Hanıma telefon. Bana sanki 1000 müvekkilim varmışcasına hayvan oğlu hayvan bir renkli yazıcı. Bir kaç mücevherat. Arabama film çektirdim. Cikss oldu. Kartvizit bastırdım. Sonuç olarak elde var sıfır. Ahahahah.
Yine beklenilen aihm kararı çıktı. Tabi ki yalçınkaya kararı. Çok güzel karar. Kime fayda sağladığından bağımsız hukuki anlamda oldukça güzel karar. Ülkemizdeki hukuku sadece saçma bir beka algısı içine yerleştiren hukuk mesleğini icra edenlere (hukukçu demeye dilim varmadı) ders niteliğinde bir karar. En başından beri söylediğimiz durumu özetler bir karar olmuş. Kastı çok iyi incelemiş aihm. Ders verir gibi. Neden kastın olmadığı ve bir terör örgütü kararının olmadığı tarihte terör örgütü üyeliği suçunun kasıtla işlendiği kabul edildi? Bu kadar özetlik bir karar tabi ki değil. Aslında uzun uzun da yazdım. Ama taraf olduğum için hukuki olmuyor yazılar. Bir noktada hakaret etmeden duramıyorum. Ahahahah. Küfür ediyorum. Tutuklayanlara, ihraç edenlere. Süründürenlere. Öyle haram olsunlar falan basit geliyor. Kararı okumadan yorum yapan sayın bakanın cahilliğini ise kararın 177 sayfa oluşuna bağlıyorum. Bu karar çok uzun mesele.
Yüksek lisansta veremediğim 4 ders var. Belki bu derslerin birisinde bu kararı inceleyip bilimsel bir makaleye dönüştürebilirim.
Tabi ki oğlum izin verirse. Şimdi ofisimi evde kurduğum için. Bilgisayarıma her el sürdüğümde oğlum çılgına dönüyor. Baba baba baba deyip klavyeye vuracakmış. Dokunamadığı takdirde basıyor kıyameti. Bu durumda benim çalışmam imkansız durumda tabi ki.
Ve son günlerde zevkten dört köşe olduğum bir haber silsilesi var. Canım sıkıldıkça açıp açıp gülüyorum. Küfürler eşliğinde. Puahahahahahah. Bu haber tabi ki istanbul cbs hskya gönderdiği rüşvet ihbar mektubu. Lan çok komik ya. Ama asıl komik olan rüşvet alan yargıçların varlığı değil. Çünkü bu bilinen bir vakıa idi zaten. Komik olan yargıda birliğin parçalanmış olması. Birbirlerine düşmüş olmaları. Birileri birilerini yine yiyor. Asıl zevkli olan bu. İçimin yağlarının eridiği kısma geldik gibi. Öyle bir zevk. Öyle bir haz. Rüşveti bilmeyen var mıydı ya bu arada. Özellikle uyuşturucu davalarında bir kaç avukatın nasıl işler yaptığını yargı camiasının içerisinde olan herkes çok iyi bilmiyor muydu? Fetö borsası bir zamanların kahraman savcısı batoyu zengin etmiş yeni haber yapıyorlar misal. Yağlar eriyor. Bak buradan da eridi. Puahahahshshsh. Yalnız bunlar birinci elden yaşadıklarımız. İçerdeyken haber yollayanlar vardı misal. 2016nın parasıyla 500 bine mesleğe iade ediyorlar diye. Şerefimizi satmadık allaha şükür. Yargımız canımız yargımız. Asıl sıkıntının tertemiz harika yargıçların sesini korkudan çıkarmıyor oluşu. Cesur olmayan yargıç olmasın bilader. Gitsin başka bir şey olsun. Yok atanma yok bilmem ne korkan adam yargıç olmasın.
Dolmuşuz boşaldık. Bak aklıma geldi yine ya. Başsavcının mektup harika ya. Puahahahahshsh.
Bak şimdi neşemiz yerine gelmişken. Nasıl harika bir futbol ayı yaşadık ya biz. Her allahın günü galatasaray manchester özeti izliyorum ilaç niyetine. Aman allahım. Anti depresanım ya benim bu takım. Depresanım ise samsunspor. Dur onu karıştırma. Belki alman hoca bizi kümede tutar.
Evettt. Kahvaltılık sos yaptık. Köyde eğlendik. Üstüne samsun meydanda boş boş oturdum. Böyle güzel bir ayı geride bıraktık.
Vesselam.
7 notes
·
View notes
Text
AZ GİTTİK UZ GİTTİK Bu kitabımın başına gelenler çok ilginçtir. İlk basımı 1959’da (6 bin), ikinci basımı 1971’de (10 bin), üçüncü basımı 1974’te (10 bin), dördüncü basımı 1976’da (10 bin), beşinci basımı 1982’de (10 bin) yapılan “Az Gittik Uz Gittik” adlı kitabımın beşinci basımı daha satışa bile çıkmadan savcılığın istemiyle toplatıldı. On bin kitap, yayınevinin deposundan Sultanahmet’teki Adliye Sarayının mahzenine resmî araçla taşındı. Arkadan Ağır Ceza Mahkemesine verildim. AZİZ NESİN ... İlk basımının üstünden 33 yıl geçmiş bir kitabın beşinci basımı niçin toplanır ve böyle bir kitap neden mahkemeye verilir? En saçma işlemlerin bile niçininin ve nedeninin sorulamadığı bir dönemdi 12 Eylül 1980 darbesi sonrası… Eğer şimdiye kadar Aziz Nesin'i tanımıyor ve biraz da merak ediyorsanız 114.sayfada geçen "Tanışma" başlığı altındaki düşüncelerini özetleyim. Yazar, Öncü adlı bir dergide köşe yazmaya başlamış ve nasıl bir yazar olduğunu ifade etmiş: "Ulusal gelirimizin yüzde otuzsekizi, yurttaşlarımızın yalnızca yüzde ikisi arasında dağıtılmaktadır. Bundan daha göze batan sömürülme olmaz… Biz, işte bu bozuk düzene karşıyız. Karşı olmayanlar da, ya bu bozuk gidişten çıkarı olanlar ya da bu gerçekten habersiz aldatılmış olanlardır… Yazarlıktaki tutumuma gelince, kısaca söyleyeyim. En kolay kaytarılabilen iş, gazete yazarlığıdır. Bir yazar kendisi için tehlikeli gördüğü günün konularını yazmayıverir, başka konuları ele alır. Çünkü hiç kimse bir yazarı, ille şu konuda yazacaksın, diye zorlamamaktadır. Yazar böylece yan çizince, okurların çoğu yazarın kaytardığını anlamaz. Günün en önemli konularından yan çizip, okurları eğlendirici yazılar yazmak da yazarın elindedir. Oysa bu tutum, düpedüz sahteciliktir. Bir satıcının mostralık mal gösterip, başka bozuk malları sürmesi nasıl dolandırıcılıksa, bir yazarın da, korkusu yüzünden, en önemli konuları bırakıp sudan konular üstüne yazması, yazı dolandırıcılığıdır. Sizi hiçbigün dolandıracak değilim.” * Okuyunca şaşıyor insan, tee o günlerde/yıllarda yaşanan aksaklık, eksiklik, yolsuzluk, haksızlık,,, ne kadar da günümüze benziyor. Dili ve anlatımı kendisini zevkle, merakla okutuyor. * Bu kitaptan kazandığım en özellikli şey “LULUMBA” hakkında edindiğim bilgilerdir. Kongo devrimcisi Lulumba’nın karısına yazdığı mektubu okuduğumda çok etkilendim. Lulumba’yı anlatan belgeseli hemen o gün izledim… Size de kesinlikle tavsiye ederim. * Bu kitapta, yazarlığı hakkındaki tutumunu da net bir dille ifade ediyor. Okuduğum birkaç kitabında da bunu gördüm. * Emperyalizme karşı. Savını açıklıyor. Yalama/yalaka/yandaş köşe yazarları gibi değil. Bilgisine, aklına, tezine göre fikir ortaya koyuyor. Emperyalizm karşıtlığından olsa gerekecek herhalde, sosyalizmi savunuyor. Ama sosyalizm hakkında pek bir şey bilmediğim için bu yönden bir şey diyemeyeceğim. Kitabın kendi öyküsü bile bana göre komik yukarıda yazmıştım…
Bundan sonrasını okumanıza pek de gerek yok aslında. Hoşuma giden alıntıları ve kendim için "hatırlataç"lar koydum. (Bu sözcüğü daha önce ne duydum ne okudum. Umarım ilk ben kullanıyorumdur :)
"Oysa şu saatlerce konuştuklarından bir kıpılık bilgileri olsaydı, ağızlarını açabilirler miydi?" (sayfa:69) *Balo Gazetesi İçin Yazı *** "Öğrenci yavrularımızın durumu nedir, biliyor musunuz? Okullarda başarı yüzde 3-5 diye yine her yılki gibi gürültüler kopar. Herkes birbirine suçu yükler. Başarı oranı düştükçe, her eğitim bakanı, çocuklara sınıf geçmeleri için yeni kolaylıklar çıkarır. (sayfa:86) *Ha Yavrum Ha... *** “Biz, eskiye bakarak bugün ilerledik sanıyoruz. Geçen yıl 100 okul var da bu yıl 103 okul olmuşsa, buna ilerlemek diyoruz. Bu ilerlemek değil, kendimizi kandırmaktır. İlerleme geçen yıllara göre ölçülmez, artan nüfus oranına göre ölçülür. Okul sayısı yüzde bir artıp, nüfus yüzde üç artmışsa, artan okul sayısı, artan nüfus sayısını karşılamıyorsa ilerleme yoktur, gerileme vardır. Bu, her alanda böyle; eğitimde, endüstride, tarımda...” (sayfa:105) *Üçbin Çıplak *** “ “Din ve Dünya İşleri ayrılacak!” denilmişti. Bu, dünkü sözdür. Bugün yeni bir söz var: -Bilim ve dünya işleri ayrılacak! Hoş bunu açık açık söylemiyorlar. Dillerini döndüre döndüre, üstü kapalı söylemek istedikleri budur: -Canım efendim, bilim başka bir iş… Sen profesörsen profesörlüğünü bil! Otur kürsünde dersini ver. Memleket işlerine ne diye burnunu sokarsın… Yaşam başka, kitap başka. Sen kitabını yaz oku, bu dalgalara karışma! ” (sayfa:142) *Horoz Şekeri *** -Aaaa… diyorlar, o adam çok namusludur. Şimdiye dek eline ne fırsatlar geçti de, yine çalmadı. Şu namus anlayışına şaşmaz mısınız? Sanırsınız, esas olan çalmaktır. Çalmayınca namuslu olur kişi. (sayfa:146) *Aaa… Çalmadı *** Başkaları sevişir öpüşürse, inanın bizim ahlakımızdan bir gram bile eksilmez. Öpüşen öpüşsün, bizi öpmüyor, bizden birini öpmüyor, biz de onu öpmüyoruz. E peki, bize ne oluyor? Öpüşmenin bir, ama bitek ayıp olanı var: El etek öpmek. (sayfa:158) *Öpüşüyorlardı Komiser Bey
7 notes
·
View notes
Text
Atarlı Giderli Atasözleri 3
Evettt Sevgili sayfa dostlarım atarlı giderli atasözlerinin üçüncüsü ile karşınızdayız bu gün; Unutulmaya yüz tutmuş, herkesin bilmediği, biraz mustehcen belki ama çokça net ve etkileyici, hayat dersi verici, komik ve hoş atasözlerinden derlediğim bir podcastmızı, Takip etmekten ve dilenmekten zevk alacağınız, kendinize hayat dersleri çıkaracağınız paylaşımlar silsilesinin Üçüncü atarlı giderli…
youtube
View On WordPress
#atasözü#atasözleri#özlüsözler#deyim#deyimler#etkileyici#Eğlence#eğlenceli#eğlencelivideolar#fun#funny#funnycats#funnyclips#funnycomedy#funnyshorts#funnyvideo#funnyvideos#joke#jokershorts#jokes#jokesvideo#komik#komik atasözü#komik deyim#komik işler#komik sözler#komik şeyler#komikmizah#komiksözler#komikvideo
0 notes
Text
Her Yeri Kuşatan Yıkım...
Düzen var edilmiş tüm düzensizlikleri yeniden imal eden bir kısır döngünün ta kendisiyle yön buluyor. Ezber edilmiş olagelen cümlelerin “yıkıcılığı” örtbas etmeye kafi gelmediği bir biçimde tekrarlanıp durulan o basmakalıp şablonların / hiddetli göndermelerin / hizaya çekme çabalarının kenarında kıyısında hakikatin meselesinin dahi olunmadığı bir yerde ol kısır döngü yaşamı tarumar ediyor. Hepsi bir hep birlikte bir mahvetme şablonun ortasına demirlemiş bir ülke gerçekliğine uyanıyoruz her gün. Çürümüş bir düzlemde olduğumuzu unutturmak adına çıkagelen her hamleyle, başka bambaşka yaraların üstünün örtüldüğünü görmeye mecbur kılınıyoruz. Düzen, sorgulanmayı kabul etmiyor. Düzen, bir hizanın tam da ortasına demirlemiş olagelen sıradanın itiraz hakkını göz ardı ediyor. Mutlak teslimiyet tam anlamıyla esaret dışında bir seçenek vaz edilmezken, ortaya çıkan yapının çürüten ve belirli bir biçimde yutan olduğu esirgenmeye çabalanıyor. Düpedüz yalın bir halde bütün o kısır döngü içerisinde sil baştan hayat mahvediliyor her gün biraz daha açık bir halde.
Baş efendi, baş faşist, milli ve yerli olacağım derken şaklabana dönüşen bay özel ve nice dumur ötesi tiplemenin ortak vaveylası içinde hakikate yer bırakılmayan bir kuşatma hali güncellenir. Kesinkes bir doğru var ediliyor denilirken, yeniden kartlar karılıyor sonunda bir memlekete huzur siyaseten dahi geliyor denilirken kim bilir hangi oyunun gereği olup birbirilerinin gırtlağına düşecek olanların sahnelemeleri / kucaklaşmaları var edilir. Toka yapmalar, şen kahkahalar, size demedik biz o lafları, yok efendim ne üstüme alınacağım ki eki eki eki gibi nicesinden, sıfatlarına tükürülse yarabbi şükür diyebilecek tıynetteki ol kimi bit yavrusu muhalife en üstten en alta bir tahayyül tekerrür eder. Tümüyle mahalleyi yangın alıp götürürken, olmakta olan cerahatli yıkıcılığa kayıtsızlığa aynen devam etmeyi halen sürdüren bir cenahlar toplamında hayatın akışı tarumar edilir. Her şey hemencecik o iktidarın pratikleri / tahayyülü doğrultusunda yinelenirken, yeniden biçimlendirilirken artık giz / sır kalmayan bir çürümenin ortasına terk edilmiş ol sıradan insanın hikayesi ne olacaktır, kim farkına varacaktır.
Birbiri ardına dehşetin kol gezdiği, yıkımın tezgahta aralıksız işlendiği bir menzil gerçeği karşımızda bina edilirken, her gün üçüncü sayfa, artık ana manşet kılınırken yol nereyedir sahiden de? Daha yakın zamanlı Eskişehir’de “nazi” özetintisi “ırkçı” olduğunu gizlemeyi düşünmeden eyleme geçip, insanları yaralayan bir canlı organizmanın var ettiği dehşetin ta kendisinin izleri ortasındayken, henüz hiçbir şey silinip gitmemişken, İstanbul’un ortası bir yerde bir insanımsı iki insanın canını alır, hunharca katleder. Detaylarına vakıf olunan bir katliamcılık akımının memlekette, kendilerini komik zanneden bir ırkçı tayfanın var ettiği “kadın” haşerat benzeri bir varlıktır bahsinden, küfürlerin gırla gittiği asmalı kesmeli tahayyüllerin birbirine eklendiği ���incel” nam şebekenin sayfalarından çıkagelen o kör kötülük, bugün bir kere daha bu menzili işgal ederken, bir yerlerde birilerinin canına göz koyarken ortaya çıkan dehşet dolu tahayyüller birer hakikate dönüştürülür. İnsanlar katledilir. İstanbul’da katledilen iki insandan sonra da bildiklerini okumaya devam ederler o güruh ve beraberindeki ağırlıklı yeni yetme tayfanın suna geldiği her cümle, fikir kırıntısı diye ortaya attıkları her şey bir başka dehşetin de temellerini oluşturur. Bunca aleni bir şekilde nefretin, üstelik sosyal medya gibi saklanması imkansız bir mevzide açık ve ulu orta var edilebilmesinin utancı ne yana düşecektir. Asmalar kesmeleri, ikiye ayırıp, türlü çeşit işkenceye maruz bırakmaların takip ettiği salt kadın kimliğine değil, en gencini de en yaşlısını da ağır taciz ve tecavüz hikayelerine konu edebilen bir cüretin, kendi evladını dahi göz ardı edip istismar edebileceğini böyle bağır çağır duyurmaya çabalayan tiplerin ortasında sahiden kim nasıl / ne şekilde güvendedir. Düzen mükemmel bir ülkenin imgesini işlemeye devam ederken, bunca çürümenin salt ekonomik değil bambaşka sosyal politik hamlelerin eksikliğinden “kadının” halen tabu addedilip, “seks” objesi olmak dışında hiçbir şey olduğu sanrısının, görülmemesi gereken, saklanması lazım gelen bir nesneye indirgenmesinin utancına son ekler yeterince ağır bir ülkede değilmişiz gibi ol cehennemin her yerde var edilebildiğini de örnekler. Bu utançlar içinde yol nereyedir?
BBC Türkçe Servisinden aktaralım: “İstanbul'da vahşice öldürülen iki kadının cenazeleri cumartesi günü iki ayrı törenle defnedildi.
Ayşenur Halil'in Gaziosmanpaşa'daki cenazesine İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen ve Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen katıldı.
İkbal Uzuner'in cenazesi ise Fatih Camii'nden kaldırıldı.
Törene, İstanbul Valisi Davut Gül ve Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan da katıldı.
Polis ekipleri her iki cenaze töreni için alanlarda geniş güvenlik önlemleri aldı.
İki kadını öldüren Semih Çelik'in cenaze namazı ise güvenlik sebebiyle iptal edildi.
Kadın örgütlerinden eylem çağrısı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, X hesabından yaptığı açıklamada cinayetlere tepki gösterdi:
"Bir erkek İstanbul'un ortasında, gün içinde iki kadını yarım saat arayla öldürebiliyor. Bunca kadın cinayeti haberi tesadüf değil, cezasızlık politikalarının sonucudur. Olayın takipçisi olacağız. Görevini ihmal etmiş bir yetkili varsa öldürülen kadınların hesabını verecek."
Platformun çağrısıyla kadınlar 5 Ekim Cumartesi Edirnekapı surlarının önünde buluşarak gösteri düzenledi.
Haftasonu Türkiye'nin çeşitli illerinde cinayetlerle ilgili protestolar planlanıyordu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da cinayetleri kınadı.
Göktaş sosyal medyada paylaştığı mesajında şöyle dedi:
"Bakanlık olarak kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini bu coğrafyadan kazımak için mücadelemizi AMASIZ, FAKATSIZ, SIFIR TOLERANS ilkesiyle kararlılıkla sürdüreceğiz!"
"Bu mücadelede yalnız olmadığımızı biliyoruz. Bugün ciğeri yanan herkes bizim yol arkadaşımızdır. Şiddetin yanında şiddeti doğuran sebepleri de ortadan kaldırmak ve kadın cinayetlerini engellemek için ilgili tüm kuruluşlarla iş birliği içinde var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."
Göktaş, cumartesi günü de Ayşenur Halil'in ailesine taziye ziyaretinde bulundu.
Ne olmuştu?
Semih Çelik, 4 Ekim Cuma günü 15:30 sularında Ayşenur Halil'i (19) Eyüpsultan'da boğazını keserek öldürdü.
Aynı gün saat 16:00 sularında Edirnekapı'daki surlarda İkbal Uzuner'i (19) bıçakladı, başını kesip vücudunu parçalara ayırdı.
On dokuz yaşındaki saldırgan daha sonra kendini öldürdü.
Çelik'in babası, polise verdiği ifadede oğlunun beş kez psikolojik tedavi gördüğünü, iki kez kaybolduğunu ve daha önce de kendini öldürmeyi denediğini söyledi.
Basına yansıyan haberlere göre Çelik'in evinde, kafası ile vücudu birbirinden ayrılmış ve vücudu parçalanmış bir kadını tasvir eden kara kalem bir resim bulundu.
Çizimin, Uzuner'in öldürülme şekliyle benzerlik gösterdiği belirtildi.
Ekol Tv'nin ulaştığı ve yayımladığı bir videoda ise Çelik, İkbal adlı bir kadına hitaben "Beni gördüğün gün seni öldürmeye gelmiştim" diyor.
Çelik, öldürme planlarını detaylı şekilde anlattıktan sonra bundan vazgeçtiğini söylüyor. Videonun yaklaşık bir yıl önce çekildiği belirtiliyor.”
Tümüyle bariz, belirgin bir biçimde göstere göstere bir kırım var edilir. Cinayetlerin ardı koca bir karanlığa çıkartılır bir kere daha. Olan bitenin keskin, kesintisiz var edilmiş şiddet övücü, yönlendirici pratikleri, kesilmiş olagelen uzuvların, vücuttan artakalan her ne varsa onların biraz daha tıklanma uğuruna paylaşılıp, yeniden o mimli “kara mizahçı” ırkçı sayfalarda muhabbete meze kılındığı, üstüne basa basa insanların canlarının haşere ilan edilebildiği, bunlar ne ki daha neler yapılabilirdi gibi korkunç eğrelti tahayyüllerin var edilebildiği bir zeminde kim nasıl güvende kalabilir, yanıtı hiç kimselerin bilmediği o esas fasit döngülerden birisi budur. İlerleyen, güncellenen, yenilenen, yeniden ayağa kalkıp düzelen bir ülkeden çok, çoruşup, içine doğru göçen, nefreti kendisinden saymadığı ötekisine karşı her türlü şiddeti, hayat hakkını gasp etme tahayyülünü gerçek kılarken bu fasit döngünün bir çıkışı söz konusu edilebilir mi?
Salt yirmi dört saatte, Nişantaşı’nda bir silahlı külahlı kavgada beş insanın yaralandığı, bir kadının ayrıldığı eşinin babası tarafından katledildiği, bir kadının Maraş’ta, intihar etmeyi tahayyül ederken başaramayıp kendini öldürtmek için hastaneyi pompalı tüfekle basması hadisesini, Samsun Bafra’da 63 yaşındaki bir yurttaşın 22 yaşındaki bir başkasını gürültü gerekçesiyle katletmesi gibi nice suçun var edilebildiği bir zeminde kim nerede güvende hissedebilir, daha ne olacaktır! İşkencenin, tehdidin, sen dediğimizi yapmazsan ailenle tüm o uygunsuz ya da müstehcen ya da herhangi görülmemesi gereken bir haldeki resmini, kaydını paylaşırız yollu tehditlerin var edilebildiği gençten insanların birbirilerine kırdırıldığı bir zeminde bütün bu fasit döngü o sıradan insanın da normallerini yutar, yer bitirir, biliyor muyuz? Kanıksanan her yıkım, çok daha feci olanları katara ekleyen bir çemberi de var eder, umursuyor musunuz? Cerahatin şimdi o, bu, şuna denk geldiği zeminde bütün o açmazlarıyla memleketi kuşatan devlet aklının hiç ama hiçbir ön alma çabasına düşmediği bir zeminde, ilkelliğin, kötülüğün, cühela cüretinin var edeceği yepyeni yıkımlara yol alıyor menzil, görüyor musunuz? Bunca arasız güncellenen bir yıkıcılık ekseninde yaşatan bir yerden çürüten, çürüyen bir yere evrim tamamlanırken, itiraz etmek ne zamandır, hangi zaman?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Artwork – Apset – Mataroa
Meramda Paylaşılan Haber
İstanbul'da Vahşice Öldürülen İki Kadın Toprağa Verildi - BBC Türkçe
https://www.bbc.com/turkce/articles/cp8m4en3mzvo
#yara#yıkım#yol nereye?#cerahat#ülke#demokrasi#karanlık çağ#cürüm#cinayet#kara mizah!#yıkıcılık#kör karanlık#ırkçılık#yazıklar olsun#yazı#isyanameram#körlük#yeni ülke#kadın#hayat hakkı#kokuşma#hayat akarken#başka türkiye vardır#politikmeram#izler#anlamak#siyasa
0 notes
Text
SEVİMLİ KEDİLERDEN SANA EN ŞİRİN GÖRÜNENİ SEÇ! Bu kedilerden seçtiğin 2 tanesi sana hangi konularda uğur getirecek? Öğrenmek için içinden geçen 2 tanesini seç!
BİRİNCİ KEDİ: İKİ NİYETİN ARD ARDA GERÇEK OLUYOR! Bu aralar şans yıldızın parlıyor. Canını küçük şeylere sıkmaktan vazgeçersen enerjin hızla yükselecek. Biraz daha herkesi ve her şeyi olduğu gibi kabul etmeye odaklan. Kalpten istediğin iki niyetin de birbiriyle bağlantılı şekilde gerçekleşiyor. Çok istediğin birileriyle tanışma fırsatını yakalayacaksın. Hep gitmek istediğin bir yere gitmek için mutlu tesadüfler yoluna çıkacak. Sadece gönlünü ferah tutman lazım. Sana şans getirecek mor ve eflatun renklerine hayatında yer ver. KALBİNİ GÜLÜMSETECEK GELİŞMELER VAR!
İKİNCİ KEDİ: MELEKLER VE MUTLULUK PERİLERİ SANA YARDIM EDİYOR! Kendini biraz içine doğru çekip düşünerek ama sakin ve huzurlu zamanlar geçirmelisin. Sana şu aralar en iyi gelecek şey kendinle kaliteli zamanlar geçirip dinlenmek ve huzur bulmak. Bu süreci enerji toplama zamanı gibi düşünebilirsin. Enerjini topla çünkü bu sürecin sonunda hareketli günler seni bekliyor olacak. İçindeki özel ışığı ortaya çıkaracak fırsatları yakalayacaksın. Yepyeni bir döneme başlayacaksın. Temiz bir sayfa açmak sana iyi gelecek. Pek çok sorunun cevabı okumak içim sıraya koyduğun kitapların içinde. ZİHNİNİ SAKİNLEŞTİR VE HUZURU HİSSET!
ÜÇÜNCÜ KEDİ: NEŞE VE EĞLENCE RUHUNU RAHATLATIYOR! Bu asık suratlı kedi tam da aksi bir konuda sana şans getiriyor. Yüzünden gülümseme ve kalbinden neşe eksik olmayacak. Hayata mizahi yönden baktığında aslında pek çok ciddi konunun içindeki komik yanları göreceksin. Zaten bu konuda ayrı bir yeteneğin var. Zekan çok kıvrak ve sözel kabiliyetin de güçlü. Sadece zihninin aşırı dolması seni bazen yorgun düşürüyor. Suyla bolca temas etmek sana şans ve mutluluk getirecek. Negatif enerjiden temizlenmek için topraklanmaya ihtiyacın var. GÜLÜMSE ÇÜNKÜ BUNU HAK EDİYORSUN!
DÖRDÜNCÜ KEDİ: SONUNDA HAK ETTİKLERİNE KAVUŞUYORSUN! Duaların gerçek oluyor. Sağlık ve maddi konularda şansın artıyor ve her şey yoluna giriyor. İçtenlikle ettiğin tün dualar kabul oldu ve yoluna doğru insanlar çıkıyor. Seninle uyum içinde olmayan insanlar ise sessiz sedasız hayatından gidecekler. Bu seni endişelendirmesin. Aslında her şey olması gerektiği gibi. Hayatın akışına daha fazla güvenmelisin. Sorgulayıcı zihnin bazen seni huzursuz ediyor. Buna izin vermezsen titreşimin de yüksek olur. Kalbinin temizliği hak ettiklerini kendine çekiyor. SAĞLIK VE BOL PARA SANA KOLAYLIKLA GELİYOR!
BEŞİNCİ KEDİ: KENDİNE GÜZELLİKLERİ ÇEKEN BİR MIKNATIS GİBİSİN! Şu aralar enerji alanın o kadar çekim gücüyle dolu ki. Bunun iyi değerlendirmelisin. Kendini geride tutma ve insanlarla tanış. Hayata karış ve daha cesur davran. Elini attığın şeylerden olumlu geri dönüşler alman kaçınılma çünkü titreşimin yükselmiş. İçinde bir şeyleri çözdüğün için bu güzel dönemi sonuna kadar hak etmiş durumdasın. Kendine karşı acımasız olma. Sen elinden gelen her şeyi yapan ve aslında azimli bir insansın. İradeni doğru kullanırsan başaramayacağın hiçbir şey yok. BİR YILDIZ GİBİ PARLADIĞINI FARK ET!
ALTINCI KEDİ: HEYECAN DOLU PARLAK GÜNLER ÇOK YAKINDA! Bir süredir hayat renklerini kaybetmiş gibi gelmiş olabilir sana ama merak etme bu dönem sona eriyor. Eski neşene ve enerjine kavuşacaksın. Kalbini heyecanla çarptıracak gelişmeler de olacak. Bu bir romantik yakınlaşma da olabilir. Bu aynı zamanda hep istediğin bir konuda başarı kazanmak da olabilir. İçindeki karamsar bulutların dağıldığını göreceksin. Kendin de zihnine takılı kalan düşüncelerden biraz sıyrılmaya çalış. Sürekli dönüp duran takıntılı düşünceler titreşimini düşürüyor. HER SABAH OLUMLAMA YAPARAK GÜNE BAŞLA!
#mistikyolyoutube #mistikyol #ruhsalmesaj #mistikyolruhsalmesaj #olumlama #meditasyon #kişiselgelişim #didemçiloğlu #cemçiloğlu
#mistikyol#kişisel gelişim#mistikyolyoutube#çekim yasası#meditasyon#olumlama#youtube#farkındalık#ruhsal#düşünce gücü#ruhsal mesaj#mistikyol ruhsal mesaj#didem çiloğlu#cem çiloğlu
0 notes
Video
youtube
Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman) Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/EyTpUH3dQUY Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Pervane - Pau ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Fantezi Pop - Roman) Pau - Pervane Şarkı Sözleri Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline İşim de sensin gücüm de sen Derdi kül alev de bir bilsen İlk harbim, yenilgim İçimde uçuştu kelebekler Dönsün ışığında tüm renkler Her halin senindim Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne yana döne Pervane Düşerim peşine Pervane Yanarım seninle Pervane Ölürüm sesine Pervane Yana döne her haline Kaynak: https://www.sarkisozleritr.com/sarki-sozu/pau-pervane Yönetmen: Ufuk Eral Kurgu & Color: Ufuk Eral Dijital: Mert Kuşkapan Dop: Anıl Kılınç Cam Asistan: Tahir Emre Özder Set Asistan : Emel Erdoğan Düzenleme: Tanju Bahçeci Keyboar solo: Tanju Bahçeci Gitar: Selahattin Güzelel Baglama : Serdar Yürek Acapella: Pau Team Mix Mastering: Özgür Yurtoglu Makyaj & Kostüm : Kezban Gizem Kaya Çelt Hair: Gökhan Avcı Kostüm Asistanı: Merve Kılıç Kamera Arkası Asistanı: Barzan Aytekin Katkılarından dolayı Duqqan Sahne ve Duqqan Deluxe Hotel Kuşadası’na teşekkürler Dansçılar: Elif Dumantepe Meva Altay Sıla Erdoğan Aysima Akkuş Nazlı Coğan Merve Tınkır Safura Cheraghi Lisa Rıdvan Bayar Yalincan Peker PAU kimdir? Sosyal medyada fenomen olan şarkıcı hakkında merak edilenler! Sosyal medyada Var Böyle Tipler isimli sayfasıyla tanınan PAU, hem komik hem de duygusal videolarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca Sebastian, Ego, Sensin Doktorum gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, son zamanlarda Ayşe adlı bir kadınla çektiği videolarla gündemde. Peki, PAU kimdir? PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu PAU, 1 Mart 1990 tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde doğdu. Aslen Karslı Azeri Türklerinden olan bir sanatçıdır. Bir kız kardeşi ve bir erkek kardeşi bulunmaktadır. Müzisyen bir babanın oğlu olan PAU’nun gerçek adı Ayhan Ulu’dur. Ege Üniversitesi Konservatuvar mezunu olan PAU, piyano çalmayı çok seviyor. PAU ismi ise Piyanist Ayhan Ulu’nun kısaltmasıdır. PAU’nun şarkıları ve videoları çok seviliyor PAU, 2015 yılında açtığı Var Böyle Tipler isimli Instagram sayfasında komik videolar paylaşmaya başladı. Bu sayfa kısa sürede milyonlarca takipçiye ulaştı. PAU, videolarında günlük hayattan kesitler, sosyal eleştiri ve mizah unsurlarını harmanlayarak izleyicilerini hem güldürüyor hem de düşündürüyor. PAU aynı zamanda bir şarkıcıdır. Sebastian, Ego, Sensin Doktorum, Var Bir Hayalimiz gibi şarkılarıyla da müzik piyasasında kendine yer edinen PAU, bu şarkıları YouTube kanalında yayınladığı kliplerle de destekliyor. PAU’nun son olarak Kasım 2022’de Haram ve Kral Geri Döndü isimli tekli şarkıları çıkmıştır. PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? PAU’nun sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri de Ayşe ile olan ilişkisidir. Ayşe, sokakta darp edildikten sonra PAU’nun evine sığınan ve psikolojik sorunları olan bir kadındır. PAU, Ayşe’ye yardım etmek için onu evinde misafir ettiğini ve onunla videolar çekerek onu mutlu etmeye çalıştığını söylüyor. Ayşe ise PAU’ya aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini dile getiriyor. Ancak bu ilişkinin gerçek olup olmadığı konusunda pek çok spekülasyon yapılıyor. Bazıları bu ilişkinin sadece bir reklam amaçlı olduğunu iddia ederken, bazıları da bu ilişkinin gerçekten yaşandığını savunuyor. Bu konuda henüz net bir açıklama gelmediği için izleyiciler merak içinde bekliyor. (Haberin Merkezi) PAU, yaptığı komik videolar ve seslendirdiği şarkılarla milyonlarca takipçiye ulaşan bir sosyal medya fenomeni. Peki, PAU’nun gerçek adı nedir? PAU kaç yaşında, nereli? PAU Ayşe ile nasıl tanıştı? Pau Kimdir? Biyografisi Pau, İzmir ilinde çok fazla dinlenmekte olan şarkıcılardan biridir.1990 İzmir doğumlu olan Pau, Yakışıklı olması sebebi ile de bayanlar tarafından özellikle sevilmektedir.Çok fazla kendisini seven kız dinleyicisi bulunmaktadır. Pau Gerçek adı da en fazla merak edilen sorular arasındadır.Ünlü şarkıcının ismi Ayhan Ulu’dur. Çok uzun zamandır piyasada olan şarkıcılardan biridir.İzmirlileri en güzel şarkılarınla eğlendirmeyi sürdürmektedir Ayhan Ulu Bazı Eğlence Kulüplerinde sahneye çıkmaktadır.Oldukca fazla güzel şarkıları vardır.Bunlar arasında bizlerin en beğendiği şarkılardan biri Whatsapp şarkısı, Sebastian ve Ego isimli şarkılardır.Pau ayrıca Sebastian isimli şarkıya klip çekmiş ve klibi cok sevilmiştir.2015 yılında Ego isimli şarkıyı çıkarmış ve onada klip çekerek dinleyicilerine sürpriz yapmıştır.
0 notes
Text
Komik Bi sekilde 155 sayfa +2kitap çözmem gereken ayt mat + çözmem gereken 3er kitap bio, fizik, kimya varken ben Mahmut Tuncer dinleyip kuşlarımla evcilik oynuyorum
0 notes
Text
Bir şey sormadan önce bişey sorcam diyen kişilere bi tek ben mi ayar oluyorum ya ? Filmlerde dizilerde de çıkmaya başladılar lütfen daha fazla yayılmadan şunu kesin. Soracaksan sorarsın zaten bence çok itici bişey bu amk
#tarkankurdu#angarakurdu#komik#komikli#komiklik#mizah#komiklikler#postlarım#komedi#funny#fun#sayfa#saykodelipaylaşımlar#sayko#saykodelik#mizahşör#mizahbilimi#mizahi#mizahsov#kara mizah
16 notes
·
View notes
Text
Herkesin Baktığı Kimsenin Görmediği Meslek
Sevgili Dostlar,
Bu hafta bir konser izledik ve bir şey dikkatimizi çekti. Bir orkestrada bazen yüzü aşkın müzisyen oluyor, ama bu müzisyenlerden sadece bir tanesini hiç kimse fark etmiyor. Sahnede gözümüzün önünde, ama kimse onun kim olduğunu bilmiyor, adı programda yazmıyor, kimse onu dinlemeye gelmiyor.
Sayfa çeviricisi. Bir diğer deyişle piyanistin 3’üncü eli. Çünkü piyanist 2 eliyle piyanosunu çalarken, yanında sessizce oturan sayfa çeviricisi müziği en az onun kadar iyi bilmekte, notaları okumakta ve sadece sayfa çevirmektedir.
– Bu 3’üncü el olmayınca müziğin nasıl olacağının parodi videosu ŞURADA. – Sayfa çevirmede hata yapmanın parodi olmayan gerçek videosu ŞURADA. – Komik ama piyaniste kabus olan bir gerçek durum videosu daha ŞURADA.
Hazır 3’üncü el demişken, alışverişte ilk 2 eliniz cüzdanı açıp parayı uzatırken, paranın bir kısmını mağazadan geri alıp size ileten 3’üncü eliniz ise ŞURADA.
Alışveriş Yapana Para Veren Fikirler
Bugün Başka Ne Kazanabiliriz?
1) Kırmızı Kapaktan Mini Cooper Otomobil Çıkıyor: A101’e Avantajix’ten tıklayarak gidin, kampanya dahilindeki kırmızı kapaklı Calve ürünlerinden birini alıp öncelikle çekilişsiz kurasız para iadenizi kazanın. Ardından kapaktan çıkan şifreyi internete girerek 10 adet Vespa ve 1 adet Mini Cooper otomobil kazanma şansını yakalayın. Son katılım tarihi: 31.12.2023. Daha fazla detay için: https://www.calvekazandiriyor.com/
2) İçimizden 20 Kişi Babyjem Kazanacak: Ebebek, 20 kişiye Babyjem ürünlerini hediye ediyor. Çekilişe katılmak için; @ebebek ve @babyjemtr hesaplarını takip edin ve yorumda 3 arkadaş etiketleyin. Kazananlar 8 Aralık 2023 tarihinde ilan edilecek. Daha fazla detay isterseniz link şöyle: https://www.instagram.com/p/C0T0U0EN7Ae/
3) Hediye Kazanacak 5 Kişiden Biri Siz Olun: Eve Shop, 5 şanslı takipçisine Galactic Lipgloss setini hediye edecek. Çekilişe katılmak için @eveshoptr hesabını takip edin, gönderiyi beğenin ve yoruma 2 arkadaş etiketleyin. Kazananlar 8.12.2023 tarihinde açıklanacak. Daha fazla detay için: https://www.instagram.com/p/C0eZNjrs0uc/
4) Türk Kahve Makinesi Kazanmak İster misiniz? English Home, 3 kişiye Dünya Türk Kahvesi Günü’ne özel Türk kahve makinesi hediye edecek. Eğer ilgilenirseniz @englishhome sayfasını takip edin, son 3 gönderiyi beğenin ve yoruma #englishhome yazın. Sonuç 12 Aralık’ta açıklanacak. Detaylar için: https://www.instagram.com/p/C0eQDfwNjV6/
Sağlıkla, barışla ve sevgiyle kalın.
………
(Not: Yukarıdaki yazı Avantajix kullanıcılarına 07.12.2023 tarihinde gönderilmiş olan e-bültenin bir kopyasıdır. Siz bu yazıyı okuduğunuzda kampanyalar güncelliğini yitirmiş olabilir. En güncel detaylara şuan www.avantajix.com adresinden ulaşılabilir. Keyifli okumalar dileriz.)
#alışveriş fikirleri#alışveriş yapınca para veren site#avantajix#avantajix avantajları#avantajix para iade sitesi#avantajix para iadesi#avantajlı alışveriş#avantajlı internet mağazaları#cash-back para iadesi#ekstra indirim#indirim kupon kodu#kampanyalar#avantajlar#fırsat bu fırsat#fırsatlar#hediye çeki#indirim kodu#indirimler#kampanya#kupon#kupon kodu#ödüllü çekilişler#ödüllü yarışmalar#online alışveriş#orijinal fikirler#para iadesi#para para para#sıradışı fikirler#tamamen duygusal#zekice alışveriş
1 note
·
View note
Text
Bir sayfa yazı yazdığımda o kadar cok yoruluyorum ki.. yemin ederim üç gün kendime gelemiyorum. Böyle başım ağrıyor kol kaslarım bileğim elim her yerim ağrıyor gözlerim sürekli kapanıyor uyumak istiyorum yorgun oluyorum ahshshhs yani komik ama cidden tembelligie öyle alışmışım ki...
Daha önce öğrendiğim bir bilgiyi bazen hiç duymamış öğrenmemis gibi oluyorum. Sonra bir yerlerde daha önce buna baktığımı görüyorum. Bu sorunu öyle çok yaşıyorum ki.. artık canımı sıkmaya başladı ciddi anlamda. İki üç yıl önce bakıp öğrendiğim herhangi bir konuyu bugün hiç öğrenmemiş gibi yine bakıyorum. Çünkü unutuyorum. Bu her anlamda bana zarar. Böyle yaparak öğrendiğim bilgiyi tekrar etmekten başka bişey de yapmıyorum. Bir de çok şeye bakıyorum gün içinde. Hepsi zaten akılda kalamıyor bir de bennnnn ki benn aklıma ezberimde kalsın diye öğrenmiyorum. Okuyorum o an, sonra puff. Yani bunu kasti ama aslında istemeyerek yapıyorum ama ama ama sonuç bu yanii. Sürekli aynı şeyleri öğrenince/tekrar edince zaman da gidiyor çok boşuna, bilgi de birikmiyor. Bu sefe not alayım her öğrendiğimi diyorum çooookkkkkk yoruluyorum. Hem de çok çok çokkk. En iyisi küçük büyük notları buraya atayım arada bakayım diyorum, günde elli post paylaşıyorum çok altta kalıyor.. Ne yapayım ben hıı ne yapayımmmmm
0 notes
Text
Bahar temizliği haftaya kaldı
Hayatımda 19 mayısın çok özel bir yeri var. Tabi ki Samsunlu olmamın etkisi var, 19 Mayıs bizim bayramımızdır. Şehir eskiden daha renkli olurdu. Etkinlikler konserler statta eğlenceler. Şimdi sadece jetler geliyor, iki konser eşlik ediyor. Eskiden şehir küçük olduğundan olsa gerek herkes 19 mayısı yaşardı.
Bayram olmasının yanında 19 mayıs annemin yazın gelişi olarak gördüğü tarihtir. 2013 yılına kadar sobalı bir gecekonduda oturduk. 19 mayıs sobanın kaldırılıp "bahar temizliği"nin başladığı tarihtir. Halı yıkama, battaniyeleri çiğneme, yatak yorgan havalandırma, yün ditme, boya, badana, mutfak dolaplarının dökümü... Ve bizler de yardımcı olarak annemin peşinde. Seviyordum. Terasta halı yıkamak, battaniyeyi çiğneyerek yıkamak. Tam o sırada 19 mayıs etkinlikleri. Yaz gelmiş. Bahçedeki erik ağacı yeşermiş. Güzel ve mutlu.
Haftaya 19 mayıs ve bahar temizliğine niyetim var.
Geçen haftaki ruhsal baskıyı atlattım diyebilirim. El titremesi ve sinir geçti. Çünkü oğlana bakması için ananesini çağırdık. Puahahahah. Canım oğlum. 2 yaş çılgınlıkların beni çıldırtıyor.
Son gün AYM başvurumu verdim. Sayfa sınırlaması varmış başvuruda. 10 sayfa ek açıklama oluyormuş. Ben yazmışım 28 sayfa. Yazdıklarımı özet geçmek çok zorladı beni. Bir şekilde son ana yetişti. Bekleyelim 5 sene sonra karar çıkar. Sonra da AİHM'e gideriz, o da 5 sene sürer. 45 yaşımızda hükümetle dostane çözüm yaşarız gibime geliyor. O zaman avukat sercoya devam.
Kiracımız 1 haziranda çıkıyor. Ofisime geçiyorum. Annem de o süreye kadar toparlarsa allahın izniyle, 8-5 ofisimde çalışmaya devam. En çok istediğim şey. :DD
Ofise masa takımı lazım. Para lazım. Kurban aldık, para lazım. Tatile gideceğiz, para lazım. Para çok lazımsın. Ve türkiyede en pahalı şey para. Böyle şeyin ben taaaaaaa.....
Şimdi başvuruları yapınca dedim ki, silivriden geldiğimden beri şu dosya ve dilekçelere hiç ellemedim, toparlayayım. Silivri kütüphanesinden bir kitap listesi, okuduklarım ve okumak için yaptığım liste çıktı karşıma. Saçma sapan bir dublin romanı okumuştum. Liseli ergen aşkını anlatan. Kitabın ismi yoktu aklımda. Onu da not almışım. Lan var ya cezaevinde kitaplar can kurtaran simittir. Şerefsiz kitapsızlar 4 ay kitap vermedi bize, infaz hakimliğine yazdığım itiraz dilekçesi bile duruyor. Kuran almadılar içeriye sebep ne biliyor musun sayın defter: arapça okumayı bilen memur yokmuş. o zamanlar daha yaratıcı küfürlerim vardı. Şimdi klasik. Tuttuğumuz günlüğü yok ettik. malum evlenince sıkıntı çıkmasın diye. puahahahah. Hanım okuyor burayı, valla beni evde ipe dizer. şşştt..
Arkadaşlarla bir film hikayesi oluşturmak istemiştik. Leyla diye bir göçmenin yaşadığı türk hakimlerini anlatan, gerçek hikayelerle ilerleyen, ama kesinlikle kurgusal olan bir hikaye. Baş gardiyan bu hikayeyi okuyunca darbe planı olabilir diye almıştı. Bu şaka değil bu arada. Cidden aldı adam, okuyup geri getirdi. puahahahahhahah...
Harika birisiydi titrek nejdet. o günlerin komik anlarını hatırlamam gerekiyor. yoksa sıkıntısı büyük.
Bu aşamayı da geçtik. Aym başvurum sonuçlanana kadar mümkünse kendi davamla ilgili hiç bir şey hatırlamak istemiyorum ve tarihin tozlu raflarına sizleri kaldırıyorum.
Galatasarayım iyi, samsunsporum iyi...
Hadi bakalım.
Vesselam.
4 notes
·
View notes
Text
çok komik değil mi yaşadıklarımız? Şahsen ben yaşarken kahkaha attım üç gülüyorsam beş güldüm ve bunun bedelini ödedim. Mesela artık bi kız çocuğu istemiyorum "Kızımız." Dediğin için ya da Sezen dinleyemiyorum "Seni kimler aldı." Dediğin için. Sahi,seni kimler aldı da böyle iğrenç bir insana dönüştün? Kimler ruhunu aldı senin,kim seni bu hale getirdi? çünkü sen bunu bize yapmazdın sen eskiden bize kıyamazdın. Çok kez veda ederken buldum kendimi sana bitti dedim yok olmaz asla dedim zaten olmazda ve evet,filmin sonunda seninle birlikte kendimi,duygularımı,kalbimi katledince tamamen bittiğini anladım. İşte o gün yepyeni bi sayfa açtım kendime senden öğrendiğim sahte gülümsemeyle insanlari kandırmayı,duygusuz bu bakışları etkileyici ne varsa senden öğrendim her şeyi fazlasıyla.
1 note
·
View note
Link
0 notes