#kitap dağıtımı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ülkü Ocakları'nın Okul Ziyaretleri ve Eğitim Üzerine Etkisi
Okul Ziyaretleri ve Ülkü Ocakları Yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) gençlik kolları olan Ülkü Ocakları, okulları ziyaret etmeye hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda, İstanbul’un Silivri ilçesinden ilginç bir haber geldi. İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Alparslan Doğan, Silivri’deki TOKİ Cumhuriyet Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti. Silivri’nin Sesi…
#Ülkü Ocakları#Bozkurt işareti#eğitim#gençlik politikası#kitap dağıtımı#Milliyetçi Hareket Partisi#okul ziyaretleri#Silivri#sivil toplum kuruluşları
0 notes
Text
İnegöl’de Öğrencilere 26 Bin Kumbara Dağıtılacak
Bu yıl 8’incisi düzenlenecek İnegöl Belediyesi Kitap Günleri için geri sayım başladı. 23 Kasım-01 Aralık tarihlerinde yapılacak Kitap Fuarı öncesinde okullarda öğrencilere duyuru ve tanıtım yapılması, kitaplarını kendi biriktirdikleri harçlıklarla almaları adına teşvik etmek ve tasarruf duygusunu artırmak adına 26 bin adet kumbara dağıtımı gerçekleştiriliyor. İnegöl Belediyesi 8. Kitap Günleri…
0 notes
Text
Esendere Belediyesi’nden öğrencilere kitap dağıtımı
http://dlvr.it/TFxls8
0 notes
Text
Başkan Aydın: “Seçimin ardından en somut hizmetleri biz yaptık”
https://pazaryerigundem.com/haber/185214/baskan-aydin-secimin-ardindan-en-somut-hizmetleri-biz-yaptik/
Başkan Aydın: “Seçimin ardından en somut hizmetleri biz yaptık”
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, mahallelerdeki sorunları ve ihtiyaçları en doğru şekilde tespit edip, çözümler üretmek adına muhtar ile istişare ve değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi.
BURSA (İGFA) – Osmangazi ilçesinde yer alan 136 mahallenin muhtarları ile 4 bölüm halinde bir araya gelmeyi planlayan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, ilk toplantısını dağ yöresi ve civarındaki mahallelerde görev yapan muhtarlar ile yaptı. Değirmenpark Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen toplantıda muhtarlar mahallerinde yapılmasını isteği hizmetleri yazılı olarak Başkan Aydın’a iletti. Muhtarların taleplerini dinleyen Başkan Aydın, sorunları en kısa sürede çözüme kavuşturacaklarının müjdesini verdi. Başkan Aydın, göreve geldiği günden bugüne kadar yaptıkları ve yapmayı planladıkları hizmetler konusunda da muhtarları bilgilendirdi.
“BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN ADAY OLDUK VE GÖREVE GELDİK”
Seçimden önce ve sonrasında söyledikleri gibi mahallelerde yapılacak hizmetleri muhtarlar ile koordineli bir şekilde gerçekleştireceklerini ifade eden Başkan Aydın, “Bizler mahallelerimizdeki çalışmalarımızı, mahalle temsilciliği veya mahalle başkanlığı gibi siyaset temelli paralel bir yapılanma üzerinden değil, seçilmiş kişi olan muhtarlarımızla birlikte yürüteceğiz. Seçimle gelen, vatandaşın oyunu almış ve takdirini kazanmış bir kişi varsa çalışmaları da onlarla birlikte yürütmek gerekir. Bu düşünceyle mahallelerimize bir hizmet veya yatırım yapacaksak, bunu muhtarımızdan ve vatandaşlarımızdan gelen istek ve talep doğrultusunda yapacağız. Demokrasilerin temel görevi ve işlevi de böyle olmasını gerektirir. Bizler, bir şeyleri değiştireceğiz diye aday olduk ve görev geldik. Yaklaşık 4 aylık süreçte bunları yapmaya çalışıyoruz” dedi.
“SEÇİM SONRASI GÜNLERİMİZİ HİZMETLERLE DOLU DOLU GEÇİRDİK”
Göreve gelmelerinin ardından geçen 4 aylık süreçte 411 bin ekmek dağıtımı yaptıklarını belirten Aydın, “Bozulan yollarımızı 26 bin ton asfalt serimi yaparak yeniledik. 25 bin kişiye çorba dağıtımı yaptık. 6 bin 821 iş başvurusunun bin 147’si kurumlara yönlendirildi. 2 bin 200 metre yol açımı, 338 bin çiçek ekimi yapıldı. 14 parkın revizyonu yaparken, 3 tane yeni parkı da ilçemize kazandırdık. 10 parkın da ihalesini yaptık. Birkaç ay içerisinde 15 yeni park daha yapacağız. 23 ton kuru mama dağıtımı gerçekleştirdik. 47 kaçak binanın yıkımını yaptık. Deprem afet gibi durumlar için 203 yeni toplanma alanı oluşturduk. 4 bin ton atık topladık. 510 kişiye burs ve eğitim verdik. 14 bin 711 vatandaşımız, kütüphanelerimizden ve çalışma salonlarımızdan hizmet aldı. Kültürel etkinliklerimize 10 bin kişi katılım sağladı. Haluk Levent konseri ile 60 bin vatandaşımızı Osmangazi Meydanı’nda ağırladık. 16 bin metrekare kaldırım inşaatı yaptık. 112 haneye ikinci el eşya dağıttık. Göreve geldiğimizin kırk beşinci gününde Hamitler Mahallesi’nde inşa ettiğimiz kreşimizin temelini attık. Çirişhanespor Kulübü Lokali’nin inşaatına başladık. Yenibağlar mahallesinde kadınlarımıza özel olarak hizmet verecek olan jimnastik salonumuzda çalışmalar bitti. Önümüzdeki günlerde bu salonun açılışını yapacağız. Yeni dönemde ayrıca öğrenci yurdu, kütüphane, müze, kültür merkezi, konser ve gastronomi alanları gibi yatırımlarımız olacak” dedi.
“GÖZLE GÖRÜLÜR EN SOMUT HİZMETLER OSMANGAZİ’DE”
Yeni kreşler inşa edeceklerinin müjdesini veren Başkan Aydın, “6-7 kreşin protokolleri bitmek üzere. Eylül ayındaki meclis toplantısında kararlarını alarak, temellerini atacağız. 144 kişilik kız öğrenci yurdumuzun da protokolü bitmek üzere. İnşallah onun için de Eylül ayı meclis toplantısında karar alacağız. Merinos Tren İstasyonu’nda oluşturacağımız yeni bir kütüphaneyi vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. 7 bin kitap koleksiyonuna sahip bir vatandaşımız ile görüştük. Bizlere kitap bağışı yapacak. Bunun yanında 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yeni açılışlarımız olacak. Eylül ve Ekim aylarında dağ yamaçlarındaki mahallelerimizde bir takım faaliyetler gerçekleştireceğiz. İnşallah onların da yakında müjdesini vereceğiz. Seçimin ardından başkaları henüz yönetim kadrosunu oluşturamamışken, bizler temeller atıp, açılışlar gerçekleştirdik. CHP Genel Başkanımız Özgür Özel, 3 günlük Bursa ziyaretinde en somut çalışmaların Osmangazi’de yapıldığını gördü. Bizi bu konuda takdir etti” dedi.
Muradiye Mahallesi’nde yer alan eski ipek fabrikası ‘Fabrika-i İpekhane Hümayun’u kamulaştırmak adına da çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Başkan Aydın, “Mülk sahipleri ile anlaşma sağladık. Kamulaştırma işi yüzde 90 oranında bitti. Yürüteceğimiz çalışmalar neticesinde orasını tarih, kültür ve sanatın merkezi yapacağız. Bursa’ya gelen turistlerin konaklaması süresini arttıracak çok önemli bir hizmet olacak” diye konuştu.
Osmangazi Muhtarlar Dernek Başkanı Burhan Mandacı ve toplantıya katılan muhtarlar da mahallelerine yaptığı ve bundan sonra yapacağı hizmetlerden dolayı Başkan Aydın’a teşekkür etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Yapay zeka tarafından yazılan kitaplar Google Kitaplar'da yayınlanıyor
404Media'dan Emanuel Maiberg bazı basit araştırmalar yaptı ve Google Kitaplar'ın yapay zeka tarafından oluşturulan ve oldukça düşük kaliteli kitapları indekslediğini buldu. Bunları aramak için yapay zeka tarafından oluşturulan yanıtların özelliği olan "Son bilgi güncellemem itibarıyla" ifadesini kullandı ve daha önce Amazon ve Google Play'de yapay zeka kullanılarak yazılmış kitaplar bulmuş olmasına rağmen sonuçlar onu şaşırttı. Arama sonuçlarının ilk sekiz sayfasında bu ibarenin yer aldığı kitapların çoğu, uygun olacağı yapay zeka konusuyla ilgili değildi. Örnek olarak Mayberg, yazarın "finansal piyasaların sırlarını çözmek isteyen yeni başlayanlar için kapsamlı bir rehber" olarak tanımladığı Ayılar, Boğalar ve Kurtlar: Yirmi Yaşındakiler İçin Hisse Senedi Ticareti kitabını veriyor. İçeriği, Wikipedia düzeyinde karmaşık olayların yüzeysel bir analiziyle ChatGPT tarafından oluşturulan metni anımsatıyordu. Mybergh tarafından incelenen diğer kitaplar, 2024'te okuyucunun işine yaramayacak, açıkça güncel olmayan bilgiler içeriyordu ve bu bilgiler büyük olasılıkla ChatGPT tarafından "bilgi tabanından" derlenmişti. Örnek olarak Shu Chen Hou'nun Mart 2024 tarihli Twitter Varlığınızı En Üst Düzeye Çıkarın: Pazarlama Başarısı için 101 Strateji adlı kitabından bahsediyor. Pek çok benzer yazarda olduğu gibi onun da bir düzineden fazla kitabı var. Twitter (artık X) hesap doğrulamasıyla ilgili çok sayfalı bölümün sonunda Mayberg şu satırları buldu: “Bildiğim kadarıyla Eylül 2021 itibarıyla Twitter, kriterlerini ve doğrulama sürecini yeniden değerlendirme ve güncelleme sürecindeydi. dolayısıyla gerekli adımlar değişmiş olabilir . ” Twitter, 2022'de Elon Musk tarafından satın alındı ve doğrulamayı ticari "onay işaretlerine" dönüştürdü. "Şirketin, kullanıcıların Google Kitaplar'da ne aradığını bilmediğine inanamıyorum. Her şeyi indeksliyorlar, ancak AI tarafından oluşturulan materyalleri tanıyabildiklerine ve etiketlenirlerse kendilerine ve kullanıcılarına büyük bir iyilik yapacaklarına inanmak isterim ," diye yorumladı kütüphaneci, danışman ve infoDOCKET editörü Mayberg'in bulguları hakkında. Mayberg için özellikle endişe verici olan, bu tür kitapların, 1500'den 2019'a kadar dizine eklenen kitaplardaki ifadelerin ve tek tek kelimelerin görülme sıklığını tahmin eden profesyonel bir araç olan Google Ngram üzerindeki olası etkisidir. İlginç çünkü bilim insanları ve araştırmacılar bunu kültürel eğilimleri değerlendirmek için kullanıyor. Buna göre yapay zeka tarafından yazılan kitapların dağıtımı, Google Ngram kullanılarak yapılan analiz sonuçlarını önemli ölçüde bozabilir. Ancak bir Google sözcüsü, oluşturulan kitapların Google Ngram üzerindeki etkisini reddediyor: "Otomatik algoritmalarımız alakalı, yüksek kaliteli kitapları bulacak şekilde ayarlandı. Belirttiğiniz kitaplar alışılmadık ve çok özel bir istek üzerine bulundu ve Ngram'ın sonuçlarını etkilemez. Ngram'ın yüksek kaliteli bir araç olarak kalmasını sağlamaya kararlıyız ve kitap yayıncılığı endüstrisi geliştikçe onu uyarlamaya devam edeceğiz." Dağıtılmış Yapay Zeka Araştırma Enstitüsü (DAIR) araştırma direktörü Alex Hanna, "Ngram zaten hesaplamalı sosyal bilimcilerin ve dilbilimcilerin güvenebileceği yeterince kesin olmayan veri üretiyor ve birkaç yıl içinde muhtemelen tamamen alakasız hale gelecek " yorumunu yaptı. “ Bu, yapay zekanın kendini nasıl özümsemeye başladığının bir başka örneği. Oluşturduğu içerik Google Kitaplar'a çıkıyor ve ardından Google, kendi modellerini buna göre eğitmeye başlıyor. Evet, kaliteyi dikkatle kontrol ettiklerini söyleyecekler ama elbette detayları açıklamayacaklar.” Read the full article
0 notes
Text
Kitap Basımı ve Dağıtımı İşleri
YAVUZ SELİM PINARBAŞI Kitap Basımı ve Dağıtımı İşleriNamık Kemal Mh. 8. Sk. No.125, D.1, İSTANBUL0-532-3669740kitapkatalogu@gmail.comyavuzselimpinarbasi.com
View On WordPress
0 notes
Text
Kitap Basımı ve Dağıtımı İşleri
YAVUZ SELİM PINARBAŞI Kitap Basımı ve Dağıtımı İşleriNamık Kemal Mh. 8. Sk. No.125, D.1, İSTANBUL0-532-3669740kitapkatalogu@gmail.comyavuzselimpinarbasi.com
View On WordPress
0 notes
Link
Bakanlık tarafından 2003'ten 2022'ye kadar 3 milyar 946 milyon ders kitabı ve yardımcı kaynak dağıtıldı. Okul öncesi 3 çeşit, ilköğretim 126, ortaokul 292, özel eğitim 97, mesleki eğitim 648 çeşit olmak üzere toplam 1166 kitap hazırlandı. Bu yıl yaklaşık 192 milyon ders kitabı ve yardımcı kaynak dağıtımı gerçekleştirilecek. Özel okullar ise 1-5 Eylül arasında, MEBBiS kitap seçim modülünden kitap taleplerini güncelleyebilecek.
0 notes
Text
DEÜ’den Buca'lı öğrencilere Bilim dokuşunu
DEÜ’DEN BUCA’DA ÖĞRENCİLERE BİLİM DOKUNUŞU Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), bilimi öğrencilere sevdirmek ve farklı dallarını tanıtmak amacıyla “Herkes İçin Bilim” adlı kitap bastırdı. DEÜ Fen Fakültesi öğretim üyeleri tarafından geliştirilen ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınlarınca basımı yapılan kitap, Buca İsmail Şekip Uyal Ortaokulu öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtıldı. Kitap dağıtım programına katılan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, DEÜ’nün tamamen özgün bir eseri olarak, ortaokul düzeyindeki öğrencilere matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif bilim dallarını tanıtma amacıyla kitabın basıldığını belirterek, “Bunun yanı sıra kitabımızda çocuklarımızı düşünmeye sevk eden, merak uyandırıcı deneyler ve bulmacalar da yer alıyor. Bir yandan liselere giriş için hazırlanan öğrencilerimiz için de kitabımızın iyi bir kaynak teşkil edeceğini düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin köklü yükseköğretim kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), bilimi öğrencilere sevdirmek ve farklı dallarını tanıtmak amacıyla “Herkes İçin Bilim” adlı kitap bastırdı. DEÜ Fen Fakültesi öğretim üyeleri tarafından, Buca Kaymakamlığı ile eğitim alanındaki iş birliği protokolü kapsamında geliştirilen ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınlarınca ilk etapta bin adet basımı yapılan kitap, ilçedeki İsmail Şekip Uyal Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtıldı. Kitap dağıtımı programına DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın yanı sıra; Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hüseyin Kaynak, DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel, DEÜ Genel Sekreter Yardımcısı Arzu Araz Çağlar, DEÜ Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aylin Alın, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Münire Nalan Demir ve İsmail Şekip Uyal Ortaokulu Müdürü Tuncer Sümerbaş katıldılar. 100 SAYFALIK KİTAP DEÜ’nün tamamen özgün bir eseri olarak, ortaokul düzeyindeki öğrencilere matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif bilim dallarını tanıtma amacıyla kitabın basımına karar verdiklerini belirten DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Bunun yanı sıra kitabımızda çocuklarımızı düşünmeye sevk eden, merak uyandırıcı deneyler ve bulmacalar da yer alıyor. Bir yandan liselere giriş için hazırlanan öğrencilerimiz için de kitabımızın iyi bir kaynak teşkil edeceğini düşünüyoruz. Yüz sayfadan oluşan kitabımızın kapak tasarımını Güzel Sanatlar Fakültemizden bir öğrencimiz tasarladı. Bu yönüyle de özel olan kitabımız, son depremlerle bir kez daha önemi ortaya çıkan bilimin gelişmesine ve öğrenciler tarafından daha çok benimsenmesine katkı sunacağını düşünüyoruz” dedi. ADIYAMAN’DA DA DAĞITILDI Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkisiyle yaşanan büyük yıkımın ardından Adıyamanlı çocuklara da “Herkes İçin Bilim” kitabının dağıtımının yapıldığını aktaran Rektör Hotar, “DEÜ olarak bölgeye yönelik yardım ve destek seferberliğimiz kapsamında, depremden etkilenen çocuklarımıza yönelik de önemli çalışmalar ortaya koyduk. Öğretim üyelerimiz ve gönüllü öğrencilerimizin desteği ile bölgede kurulan Oyuncak Atölyesinde, çocuklarımızın hoş vakit geçirecekleri çeşitli etkinlikler ile yaralarını sarmaya çalıştık. Yine ‘Herkes İçin Bilim’ etkinliği ile çocuklarla bilimsel deneyler ve eğitici uygulamalar gerçekleştirdik. Bunların yanı sıra basımını yaparak Adıyaman’a götürdüğümüz ‘Herkes İçin Bilim’ kitabımızı, psiko-sosyal destek çalışmalarımız kapsamında depremzede çocuklarımıza dağıttık. DEÜ olarak farklı alanlardaki sosyal sorumluluk projelerine devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz” şeklinde konuştu. DEÜ’YE TEŞEKKÜR Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer ise yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Ülkemizin saygın yükseköğretim kurumlarından olan Dokuz Eylül Üniversitesi ile eğitime yönelik iş birliği protokolümüz kapsamında bir çalışmayı daha hayata geçirdik. LGS öncesinde öğrencilerimize destek sağlayacağını düşündüğümüz bu anlamlı eseri hazırlayarak, öğrencilerimize dağıtımını sağlayan DEÜ ailesine ve programa katılımıyla bizleri onurlandıran Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’a teşekkürlerimi iletiyorum.” https://www.youtube.com/watch?v=4WC-p7jCQPI Read the full article
0 notes
Text
“Bir Bilenle Bir Nesil” Projesi Nedeniyle Öğrencilere Kitap Dağıtıldı
Elazığ Genç Memur Sen tarafından hazırlanan “Bir Bilenle Bir Nesil” projesi kapsamında Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerine kitap dağıtımı gerçekleştirildi. İbni Sina ve İbn Tufeyl’e ait “Hay Bin Yakzan” isimli kitap ve Nurettin Topçu’ya ait “Ahlak” isimli kitapların dağıtımı yapıldı. Elazığ Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Bahattin Erdoğan, projeye emek verenlere teşekkür etti. Elazığ Genç Memur Sen İl Başkanı Abdulsamet Gündem, projenin beşincisi Elâzığ’da düzenlendiklerini söyledi. Memur Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, projenin amacının öğrencilerin kitap okumasını sağlamak olduğunu ifade ederek projeye katkı sunanlara teşekkür dileklerini iletti. Read the full article
0 notes
Link
Sayın yetkili,
Çamlıyayla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, 07.04.2021 tarihli "Kitap Dağıtımı" konulu dilekçe ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurmuş, bu dilekçeye mukabil de Çamlıyayla Ülkü Ocakları olarak, öğrencilere hediye edilmek istenen kitap, Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün "NUTUK" adlı eseri olarak belirlenmiştir.
Serhat Kahraman ___ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note
·
View note
Text
Etik ve Kötülük
Birkaç yıl evvel sahte rakı imalatı sebebiyle yapılan baskın sonucu gözaltına alınan bir vatandaşın, polis otosuna bindirilirken görüntü almaya çalışan gazetecilere “beni niye çekiyorsunuz, ben vatan toprağını bölenler gibi terörist miyim? Gidin onları çekin!” diye bağırdığını anımsıyorum. Oysa sadece onun imalathanesinden dağıtımı yapılan kaçak rakıyı içtikleri için, bilinen en az otuz kişi henüz ölmüştü...
Geçtiğimiz yaz, Alain Badiou’nun Etik - Kötülük Kavrayışı Üzerine Bir Deneme’sini okuduğumda, eş zamanlı olarak Cemal Dindar’ın Diren Libido adlı kitabını da bitirmiştim. Diren Libido, Cemal Hoca’nın Gezi’den sonra kaleme aldığı, Gezi Direnişi ile açığa çıkan “sosyokültürel dipakıntıları” anlattığı bir çalışmasıydı. Derdim, ne ara bu kadar kötü olabildiğimizi biraz olsun anlamak olduğundan, bizden ve evrensel olandan yol almak istemiştim.
Dün gece ise dört yıl kadar önce izlediğim Dogville’i yeniden izledim. Okuduklarımı, dinlediklerimi, seyrettiklerimi birbirine geçirmeyi, aralarında köprüler kurmayı, bazen küt diye düşmeyi, bazen karşı tarafa geçmeyi iş edinen ben (para kazandıracak olsa köşeyi dönmüştüm), yine oturdum düşündüm; acaba bu filmin senaryosunu yazarken, Alain Badiou ile fikir teatisinde mi bulunmuştu Mr. Trier? Bir kitap film olsa, ancak bu kadar olabilirdi çünkü. Ahlak ve kötülük üzerine, olağanüstü oyunculuklarla (cağnım sevdiceklerim Stellan Skarsgard ve Paul Bettany; sizi ben balla kaymak diye ekmeğime sürüp yerim❤️) olağanüstü bir film Dogville.
Badiou, Etik adlı çalışmasında, eğer kötü varsa, onu iyi’den kalkarak kavramamız gerektiğini söyler. Kolektif iradenin iyi üzerinden kötü’yü yarattığını ve bu hâl içinde iyi gibi kötü’nün de muğlaklaştığını anlatır.
//Etik, kötülük'ten ve öteki'den o kadar çok beslenir ki bunların yakınlaşmasından sessiz bir haz almaması mümkün değildir (etiğin gevezeliğinin sefil dublörüdür bu sessizlik). Çünkü etiğe içsel olan hakimiyetin özünde her zaman kimin ölüp kimin kalacağına karar verme gücü vardır.// (s. 46)
//Sonuç olarak farklılıklara saygı sadece bu kimlikle (ki bu da -gerçi gözle görülür bir biçimde gerilemekteyse de-zengin bir
"Batı" kimliğinden başka bir şey değildir)
makul ölçüde tutarlı olan farklılıklar için
geçerlidir. Bu ülkedeki [Fransa'daki] göçmenler bile, etik partizanlarının gözünde, ancak "entegre" olduklarında, ancak entegre olmak istedikleri takdirde (biraz düşünürsek bu şu demek: ancak farklılıklarını bastırmak istedikleri takdirde) kabul edilebilir bir farklılık sergilerler. Etik ideoloji, ona en azından “vahiy" ürünü bir kimliğin zenginliğini kazandıran dini öğretilerden kopartıldığı zaman, fetihçi bir uygarlığın şu nihai buyruğundan ibaret kalabilir pekala: “Benim gibi ol ki farklılığına saygı duyayım.”// (s. 38)
“Derken karanfil elden ele” olsun diye ya bunlar hep, filmi de kitabı da naçizane çok tavsiye ediyor, bana gelen size gelsin diyor; bol Stellan’lı, Paul’lü, Nicole’lü rüyalar diliyorum.❤️
Etik - Kötülük Kavrayışı Üzerine Bir Deneme - Alain Badiou (Metis Yayınları - ilk Türkçe baskı 2004)
Dogville - Lars Von Trier (2003)
1 note
·
View note
Text
İskilipli Atıf, şapka karşıtı kitap yazdığı için değil; bu kitapla “halkı isyan ve irticaya teşvik” ettiği için ve Milli Mücadele'de başkanı olduğu Teali İslam Cemiyeti'nin “ihanet bildirilerinden” dolayı, Ceza Kanunu'nun 55. Maddesi gereğince “anayasayı tağyir” suçuyla “vatana ihanetten” asıldı
Geçtiğimiz hafta, bazı belediyeler, bazı basın yayın organları ve bazı siyasiler, 4 Şubat 1926'da vatana ihanet suçundan idam edilen İskilipli Atıf'ı andılar. Bolu'da düzenlenen bir anmada İskilipli Atıf'ın Kuvayi Millliyeci olduğu yalanı bile söylendi.
İskilipli Atıf'ın, “şapka karşıtı kitap yazdığı için asıldığı” iddiasının kaynağı Necip Fazıl'ın, baştan aşağı martaval yığını olan “Son Devrin Din Mazlumları” adlı propaganda kitabıdır.
İskilipli Atıf meselesinin aslı şudur!
İSKİLİPLİ ATIF'IN SİCİLİ
İskilipli Atıf'ın sicili hiç parlak değil. II. Abdülhamit döneminde Meşihat-ı İslamiye Dairesi'nde görevliyken dönemin şeyhülislamı tarafından Bodrum'a sürülüyor. Bodrum'dan başka birinin pasaportu ile gizlice Kırım'a kaçıyor. Meşrutiyetin ilanından bir hafta önce İstanbul'a dönüyor.
Meşrutiyet döneminin en gerici yayın organlarından biri durumundaki Beyanül Hak dergisinde yazılar yazıyor.
Meşrutiyet döneminde Mahmut Şevket Paşa suikastından sorumlu tutularak Sinop'a sürülüyor. Sinop'tan Çorum'a, arkasından Boğazlıyan'a, peşinden de Sungurlu'ya sürgün ediliyor.
İskilipli Atıf'ı aklamak isteyen Necip Fazıl, bu sürgün kararlarını “din alerjisi olan İttihatçıların zulmü” diye yorumluyor.
İskilipli Atıf'ın Teali İslam Cemiyeti
Milli Mücadele'nin başlarında, 19 Şubat 1919'da, İstanbul'da Mustafa Sabri'nin başkan, İskilipli Atıf'ın ikinci başkan olduğu “Müderrisler Cemiyeti” kuruluyor. Bu cemiyet, 24 Aralık 1919'da “Teali İslam Cemiyeti” adını alıyor. İskilipli Atıf, bu cemiyetin başına geçiyor.
İskilipli Atıf'ın başkanlığındaki Teali İslam Cemiyeti, İngiliz işbirlikçisi Damat Ferit'in “Hürriyet ve İtilaf Fırkası”nı destekliyor. Ayrıca Milli Mücadele karşıtı “İngiliz Muhipleri Cemiyeti” ile de ortak çalışıyor. İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurucusu Sait Molla, Rahip Frew'e gönderdiği 26 Ekim 1919 tarihli 8. mektupta, Teali İslam Cemiyeti'nin en etkili isimlerinden Mustafa Sabri ile görüşüp anlaştıklarını yazıyor.
Teali İslam Cemiyeti, Trakya, Batı ve Orta Anadolu'da birçok şube açıyor. Özellikle Konya, Niğde, Nevşehir bölgelerinde etkili oluyor. Biga, Gönen yöresindeki Gavur İmam ve Anzavur ayaklanmalarında rol oynayan ve İngilizlerin desteğiyle Kuvayı Milliye'ye karşı cihat ilan eden Ahmediye Cemiyeti'ni destekliyor.
Teali İslam Cemiyeti'nin ihanet bildirileri
Mustafa Sabri'nin başkan, İskilipli Atıf'ın ikinci başkan olduğu Müderrisler Cemiyeti (Teali İslam Cemiyeti'nin öncüsü) 26 Eylül 1919'da Milli Mücadele karşıtı bir bildiri yayımlıyor. Bu bildiride, Kuvayı Milliyecilere “adi eşkıya”, “deli”, “cani”, “kudurmuş haydutlar” ve “aldanmışlar” diye hakaret ediliyor.
İskilipli Atıf'ın başkanlığındaki “Teali İslam Cemiyeti” ise Ağustos 1920'de Milli Mücadele karşıtı çok ağır bir bildiri yayımlıyor. Tam metni elimizde olan bu ihanet bildirisinin bazı bölümleri aynen şöyle:
Milli Mücadele karşıtı Teali İslam Cemiyeti Başkanı İskilipli Atıf.
“Anadolu'nun masum ve mazlum ahalisine…”
“Birinci Dünya Savaşı'na katıldılar; yediler, içtiler, çaldılar, keyif ettiler, kalan herkes öldü, sefalet, acılar çekti. İmparatorluk parçalandı. Şimdi de Anadolu'da Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye maskaraları çıktı…”
“Yazık, bin kere yazık ki gerek harp içinde ve gerek Mütarekeden sonra memleket, bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evladını telef ediyor da Talat, Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire gibi beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için icap eden küçük fedakarlığı göze aldırmayarak memleketi ve kendilerini ebedi tehlikeden kurtarmak ve selamete çıkarmak yolunu idrak edemedi ve hâlâ edemiyor.”
“Millet aldanıyor, aldatılıyor. (…) Kendisini hâlâ aldatmaya çalışan heriflere diyemiyor ki, ‘Ey hainler! Ey Allah'tan korkmayan ve Peygamber'den haya etmeyen mahluklar; savaştınız, başımızı bin türlü belalara soktunuz, mağlup oldunuz, bizi de o yolda mahv ve perişan etiniz. (…)”
“İngiltere ve Fransa gibi muazzam ve muntazam devletlere meydan okuyorlar. Bu yüzden İngilizleri kızdırıp üzerimize Yunanları musallat ettiler. (…) Bir taraftan Yunanlarla savaşıp diğer taraftan kaçıyorlar. (…) Düşünmüyorsunuz ki, Yunanlara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz.”
“Hem, sizler, ey yalancı ve deni şakiler! Kendi memleketinize karşı ecnebi milletlerden hiçbirinin yapmadığı eşkıyalık ve kötülükleri yapıp, milleti, memleket eşrafını, ulemasını asıp keserek, mallarını yağmalarken kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvayı Milliye namını veriyorsunuz? Milleti öldürerek, mahvederek milletin hukukunu koruyacaksınız, öyle mi?”
“Bu bagileri, bu asileri, bu eşkıyaları mümkün olduğu kadar az zaman içinde yakalayıp ortadan kaldırmak hepimiz için bir farzdır.”
“Ey kahraman askerler! Savaş yıllarında sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin, hemşehrilerinizin boş yere ölmesine neden olan birkaç kişi arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de var idi. (…) Bugün yine o eşkıyalar, bagilerdir ki, elleri birtakım yetimlerin, dul kadınların kanlarına bulandığı halde kalbinize sokularak sizi mahvetmek, evlatlarınızı yetim, eşlerinizi dul bırakmak ve servet ve saadetinizi tamamen çalmak için şeytanın dahi aklına gelmeyen hile ve desiselere başvuruyorlar. Siz, bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız? Elinize aldığınız fetvayı şerif ki Allah'ın emridir, okuduğunuz hattı münif ki halifemizin, padişahımızın bir fermanıdır. Siz, Allah'ın emrine, halifenin fermanına uyarak bu canileri, bu katil canavarları, daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz. Şu alçaklar ve hempaları, bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor. Bunların vücutlarını tamamen dünyadan kaldırmak, beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur. (…) Askerler, bu kadar uyuduğunuz artık yeter, bu zalimlere alet olduğunuz artık yeter…”
İskilipli Atıf'ın başkanlığındaki Teali İslam Cemiyeti bu bildiriyi halk için hazırlamıştı. Bu ihanet bildirisi 30 Ağustos 1920'de Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya atıldı.
İskilipli Atıf'ın Teali İslam Cemiyeti, Ağustos 1920'de ikinci bir “ihanet bildirisi” daha hazırladı. Aydınlar için hazırlanan o bildiride de millet, “Kuvayı Milliye eşkıyasını ortadan kaldırmak için yemin etmeye” davet ediliyordu.
İskilipli Atıf‘ın yargılanması ve idamı
25 Kasım 1925'te 671 sayılı Şapka Kanunu kabul edildi. Şapka Kanunu sonrasında Erzurum, Sivas, Kayseri, Maraş, Giresun ve Rize'de şapka karşıtı bazı isyanlar patlak verdi. Bu illere daha çok dışarıdan gelen bazı kışkırtıcılar, “şapka geldi, din elden gitti” propagandasıyla halkı Cumhuriyete karşı isyan ettirmek istediler. Olaylar bastırıldı. İsyanların elebaşları İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanıp cezalandırıldı.
Yargılamalar sırasında şapka karşıtı isyanlarda İskilipli Atıf'ın 1924'te çıkardığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” (Batı Taklitçiliği ve Şapka) adlı eserinin etkili olduğu görüldü. Çünkü İskilipli Atıf, 32 sayfalık bu risalesinde “Şapka takmak küfürdür!” diyor. “Şapka, din ve milliyet göstergesidir!” diyor. “Dolayısıyla şapka takmak Müslümanı dinden çıkarır!” diyor. İskilipli Atıf'a göre “Müslümanlar dinlerine, kalpleriyle ve dilleriyle olduğu kadar, feslerinin sarığı ve püskülü ile de bağlı olmalıdırlar. Bu bağı bozmak, düpedüz dinsizliktir, küfürdür!”
İskilipli Atıf, “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı kitabı nedeniyle 16-18 Aralık 1925'te Giresun İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıyor. Daha önce İçişleri Bakanlığı, 26 Eylül 1925'te 4717 numaralı bir emir ile bu kitabın toplatılıp satışının yasaklanmasına karar vermişti. İstiklal Mahkemesi, bu kararı hatırlatarak İskilipli Atıf'ı serbest bırakıyor. Ancak çok geçmeden İskilipli Atıf'ın, söz konusu kitabını, özellikle şapka karşıtı isyanların çıktığı bölgelere el altından dağıttığı anlaşılıyor. Bu nedenle İskilipli Atıf, bu sefer de Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıyor. (Ocak-Şubat 1926).
Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları yayınlanmıştır. Bu zabıtlara göre İskilipli Atıf, şapka karşıtı kitap yazmaktan değil, yazdığı bu kitabı –kitabın toplatılması ve satılmaması kararına rağmen- özellikle isyan çıkan bölgelere gönderip halkı Cumhuriyete karşı isyana ve irticaya teşvikten ve başkanı olduğu cemiyetin Milli Mücadele'deki ihanet bildirilerinden yargılanıyor.
İskilipli Atıf, savunmasında, Teali İslam Cemiyeti'nin bildirisinin, Mustafa Sabri tarafından hazırlanıp zorla cemiyet üyelerine imzalatıldığını, kendisinin buna karşı çıktığını, hatta sonradan Vakit gazetesinde bir tekzip yayımladığını söylüyor. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Çünkü gördünüz ki bu bildiriler Yunan tayyarelerinden atıldı ve aksi tesir yaptı. Anadolu halkı Milli Mücadele'ye daha fazla destek verdi. Siz de bu kötü durumdan kurtulmak için bunu yaptınız” diyor. Yani, İskilipli Atıf'ın kendini kurtarmak için iki ay sonra tekzip yayınlaması, cemiyetin başkanı olarak ihanet bildirilerinden sorumlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Ankara İstiklal Mahkemesi, dinlediği çok sayıda şahide, (şahitlerin dinlenmediği iddiası koca bir palavradır, şahitler dinlenmiştir) çok sayıda belgeye dayanarak İskilipli Atıf'ı cezalandırıyor.
Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında yer alan 3 Şubat 1926 tarihli idam kararına göre İskilipli Atıf iki suçtan; 1. Basımı ve dağıtımı hükümetçe yasaklanan “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı kitabı isyan bölgelerine özellikle göndererek halkı isyana ve irticaya teşvikten, 2. Milli Mücadele'de başkanlığını yaptığı Teali İslam Cemiyeti'nin ihanet bildirilerini “sonradan aldığı tertiplere rağmen” Yunan uçaklarıyla Anadolu köylerine attırmaktan Ceza Kanunu'nun 55. Maddesi gereğince “anayasayı tağyir” suçundan idama mahkum ediliyor.
Ankara İstiklal Mahkemesi, İskilipli Atıf'la birlikte yine Milli Mücadele'de vatana ihanet ettiği ortaya çıkan Babaeski eski Müftüsü Ali Rıza'yı da idama çarptırıyor. Mahkeme, bu iki idam dışında yargılanan diğer sanıkların bir kısmını 5-10 yıla çarptırırken, çoğunu beraat ettiriyor. Beraat edenler arasında Ömer Rıza (Doğrul), Hafız Osman, Tahirül Mevlevi gibi din adamları da var. Yani, mahkemenin din adamlarını asmak gibi özel bir niyeti yok.
Prof. Dr. Ergun Aybars, “İstiklal Mahkemeleri” adlı kitabında şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu olaylarda ağır cezalara mahkum edilenler şapka giymedikleri için değil, şapkayı bahane ederek gerici ayaklanma çıkarmak, halkı kışkırtmak suretiyle dini politikaya alet edip vatana ihanet ettikleri için mahkum edildiler.”
İşin aslı şu: “Yeni Türkiye” dedikleri yapıya yeni bir tarih yazanlar, tarihi çarpıtarak hainleri kahraman, kahramanları hain ilan ediyor. Kuvayı Milliye karşıtı ve Cumhuriyet düşmanı İskilipli Atıf'ı anmalarının nedeni de bu!
★★★
Öneri: Selim Erdoğan'ın “Sakarya” adlı kitabını okudum. Kitap, Sakarya coğrafyasını herkesin anlayacağı biçimde ortaya koyarak Sakarya Savaşı'nın önemini gözler önüne seriyor. Siz de okuyun derim.
İskilipli Atıf'ın gerekçeli idam kararı (3 Şubat 1926). Kararda İskilipli Atıf'ın iki suçtan yargılanıp idam edildiği görülüyor. 1. Halkı isyan ve irticaya teşvik, 2. Milli Mücadele'deki ihanet bildirileri.
1 note
·
View note
Text
Van TSO’da Tina ile Boncuk Kitabı’na yoğun ilgi
https://pazaryerigundem.com/haber/170159/van-tsoda-tina-ile-boncuk-kitabina-yogun-ilgi/
Van TSO’da Tina ile Boncuk Kitabı’na yoğun ilgi
Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) ev sahipliğinde; Albert Yetkin’in yazdığı “Tina ile Boncuk Kitabı”nın söyleşi ve imza günü düzenlendi.
Van Gazetesi / VAN (İGFA) – Söyleşiye; Van Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı Erkan Atacan, öğretmenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Açılış konuşması yapan Van TSO Genel Sekreter Yardımcısı Erkan Atacan, oda olarak her zaman kültür-sanat etkinlilerine ev sahipliği yaptıklarını söyledi. Atacan şunları söyledi: “Bugün yazarımız Albert Yetkin’in Tina ile Boncuk çocuk kitabının söyleşi ve imza gününe ev sahipliği yapıyoruz. Böyle bir ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Oda olarak bu tür kültür ve sanat etkinliklerine destek veriyoruz. Desteklerimiz ve katkılarımız bundan sonrada devam edecek. Bu etkinliğin güzel geçmesini temenni ediyorum.”
“ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNE ETKEN YARATACAK”
Ardından konuşan yazar Albert Yetkin ise kitabı hakkında bilgileri paylaştı:
Yetkin, “Yedinci sınıftan beri kitap yazıyorum. 13.’üncü eserim olan Tina ile Boncuk Kitabı’nın bugün söyleşi ve imza gününü düzenliyoruz. Şu an 300’den fazla davetlimiz var salonda. Tina ile Boncuk Kitabı, çocukların büyüyüp gelişmesi için etken yaratacak ve çocukların daha iyi gelişip eğitimine yardımcı olacak bir kitap. Tina ile Boncuk Kitabı’nda birçok maceralar var. Bu maceraları yaşamak için de Tina ile Boncuk’un kahramanıyla bir arada okumalarını isteriz. Bu kitap 1 ve 4. sınıfta eğitim gören çocuklara hitap ediyor. Kitabımızın 3’üncü baskısına girdik. Türkiye geneli dağıtımı gerçekleştiriliyor ve Türkiye’nin birçok ilinde satışı devam ediyor. Bugün burada olan ve katılım sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum.” Dedi.
Etkinlik; Albert Yetkin’in minik öğrencilere imzalı kitabını hediye etmesi ile son buldu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
Müslüman olduğunu iddia eden, bunu alenen söyleyen herkes şerefsizdir... orospu çocuğu kansızdır.... BirGün’den Burcu Cansu’nun haberine göre, olaylı kitabın dağıtımı Nilüfer’deki Cavit Çağlar Ortaokulu’nda gerçekleşti. Okul Müdürü Nurettin Köksal, ‘yazarı Seyda Muhammed Konyevi’yi tanıdığı’ gerekçesiyle kitabın dağıtılması talimatını verdi. 7 ve 8’inci sınıf öğrencilerine dağıtılan kitapta çocuklar ve yetişkinler için hayli sorunlu ifadeler olduğunu öğretmenler fark etti. Bunun üzerine kitabın toplatılmasını isteyen öğretmenlerle müdür Köksal arasında tartışma çıktı. Köksal, “Milli Eğitim’in onayı var mı” sorusuna, “Yazarını tanıyorum” yanıtını verdi. Öğretmenlerin bu cevapla tatmin olmaması sayesinde kitap apar topar öğrencilerden geri alındı. Bu sırada iddiaya göre müdür Köksal öğretmenleri de ‘dinsizlik’le suçlayıp, “Siz de kaynak kitap aldıramazsınız” tehdidinde bulundu. Reklam Müdür Köksal’ın ısrarla savunduğu kitaptaki ifadelerse tüyler ürperten cinsten. Hayvanlarla ve ölülerle cinsel ilişkiyi ‘olağan’ bir şey olarak sunan kitap, buna karşılık hangi durumlarda orucun bozulup bozulmayacağını irdeliyor. ‘İlişkide sorun yok, ya oruç bozulursa?’ 12-13 yaşlarında çocuklara dağıtılan kitaptaki sorunlu ifadelerden bazıları şöyle: * “Herhangi bir hayvan veya ölü ile cinsel ilişkide bulunarak ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir. * Cinsi arzuyu tam tatmin etmek. İster cinsi ilişkide bulunan (etkin), ister bulunulan (edilgen) olsun cinsi ilişkide bulunanlara kefaret orucu tutmaları gerekir. Bu ilişkide boşalma olmasa da temasın gerçekleşmesiyle suç gerçekleşmiş olur. Ancak temas edilenin yaşayan şehvet duyulabilecek bir yaşta olması şarttır. Eğer bir kadın kendisini küçük çocuk ya da deli ile ilişkide bulunmak için teslim ederse yine kefaret orucu gerekir. https://www.instagram.com/p/B6iCzQjgevM/?igshid=o113efb2htuz
1 note
·
View note
Text
RAKWIKI.com
İşler 7 kişi
İşler Milyarder olmadan 7 kişi sizi şaşırtacak ve sizi bu konuda uyaracaktır.
Bugün, zengin doğmamış ilk milyarderlerin işlerine odaklanacağız.
Warren Buffett - Gazete Dağıtımı
Bugün biliyoruz ki, Warren Buffett bir yatırım dehası, bilinen en yüksek istihbarat adamı ve daha fazla para kazanmak için parasını ne zaman ve nereye koyacağını biliyor. Zengin bir adam, ama bütün bunlara rağmen, bugün çocukken başlayacağımız en tipik işlerden biriyle başladı: gazeteleri teslim etmek. Buffett, 13 yaşında, servetini kurmaya ve gazete rotasını alarak 1 milyar dolarlık bir imparatorluğa sahip olmaya başladı. Ama onları teslim etmekten daha fazlasını yaptı. Ayrıca parasını nasıl harcadığı konusunda da akıllıydı. Gençlerin çoğu paralarını dondurma için harcarken ilk meşru çalışmalarına başlamasını sağladı. Pinball makinesi için bir şirket kurdu ve o zamandan beri farklı iş fırsatları aramaya devam etti. Bunu, tüm projelerinden övgüyle büyük bir değişiklikle üniversiteden mezun olana kadar yaptı. Doğru olması için yaklaşık 10.000 dolar.
Bill Gates - Programcı
Microsoft'un kurucusu ve yaşayan en zengin insanın programcısı olan Bill Gates'i ilk işi hiç bilgisayar içermemesi olarak görmek garip olurdu. Neyse ki Gates için kariyerine bu tür çalışmalarla bilgisayarlarda başladı. Yaygın bir bilgi değil, ama Gates'in bilgisayarlara duyduğu tutku çok genç yaşta başladı. Üniversite yıllarında hiçbir zaman birdenbire hiçbir şey çıkmadı. Lisenin son yılında bilgisayar programcısı olarak çalışmaya başladı. Tam da şu anda olduğu yere giden yolu ateşe veren bu deneydi.
Ancak bugün büyüdükten ve büyük bir başarı kazandıktan sonra Microsoft'tan uzaklaşmaya başladı. Şimdi daha çok eğitimin geliştirilmesi, aşıların geliştirilmesi ve dezavantajlı topluluklar için birçok fırsata erişim sağlanması ile ilgili olan Bill & Melinda Gates Vakfı'na odaklanmaktadır.
Michael Dell - Su ve Bulaşık Yıkama
Bugün Dell, yarattığı bilgisayarlar için ünlü, ancak şirkete başlamadan önce bulaşık makinesi olarak çalıştı. Bulaşık yıkamak için restorandan restorana taşır. İlk işi 12 yaşında bir Çin restoranındaydı. Ağır çalışmaları ve muazzam bağlılığı sayesinde, aynı gemide deniz taşıtlarının görevleri ile ilgilenmesi ve bir asistan olarak çalışması teşvik edildi. Burayı terk ettikten sonra aynısını yapmak için bir Meksika restoranına taşındım.
Jeff Bezos - McDonald's Ajanı
Artık herkes Jeff Bezos'un dünyanın en büyük şirketlerinden birinin arkasında duran adam olduğunu biliyor: Amazon. Ancak şirketin genel müdürü olmadan önce Bezos başka tipik bir işe başladı: burger fırlatmak. Bezos, "Altın Fırsat: Fantastik İşler McDonald's'ta Başladı" nda, mütevazi başlangıçlarından bahsetti.
Tabii ki kitap birçok başka karakteri de içeriyor, ancak Bezos için özel olarak, ayrıntılı çalışmasında kişisel deneyiminden bahsetti. Genç yaşlarında, babası fast food zincirinde çalışıyordu ve kolayca erişilebilirdi. Ayrıntılı deneyimlerini açıklayan Bezos, her zaman hamburger çevirdiğini ve asla kasada olmadığını belirtti. Dahası, karşılaştığı en büyük zorluk yoğun saatlerde sabit ve istikrarlı kalmaktı. Neyse ki, mürettebatın odaklanmasını sağlamak ve işin tadını çıkarmak için orada çok iyi bir yöneticisi vardı.
Ivan Spiegel - Redbull'un organizatörü
Spiegel, sosyal ağ platformu Snapech'in kurucusu olmadan önce, ünlü Redbull enerji içeceğinin destekçisi olarak çalıştı. Lise yıllarında Santa Monica Crossroads'ta stajyer olarak kulüplerde ve barlarda enerji içecekleri dağıttı. Liseden sonra, tecrübesi onu ürün tasarımı okuyordu. Stanford'da eğitim kursları aldı ve sonunda gelecekteki ortakları Reggie Brown ve Bobby Murphy ile tanıştı.
Michael Bloomberg - Bir otoparkta çalışmak
Bloomberg bugün 47.5 milyar dolar değerinde ve yatırım kararlarıyla ve siyasi kariyeriyle tanınıyor. Ama bir kişi olmadan önce, tamamen yabancı bir şekilde çalışmaya başladı - otopark. Bu listedeki diğerleri gibi, zengin bir aileden doğdu ve kendini desteklemek için bir otoparkta çalıştı.
Bu deneyim sayesinde, Bloomberg bu çalışmanın zor iş ve özveri değerinin değerini kazançlı karlarla ödüllendirdi. Çabaları boyunca tüm üniversite ücretlerini para kazandı ve hatta bu fonlardan MBA için ödeyebildi. Bundan sonra Salomon'daki Wall Street'e taşındı ve kariyerine dünyadaki en zengin bireylerden biri olarak başladı.
David Geffen - postadaki yazar
Bugün Geffen, Asylum Records, Geffen Records ve DreamWorks SKG gibi stüdyoları kuran eğlence dallarına ünlüdür. İlk görevine 1964 yılında postaneye katip olarak başladı. Bir röportajda, tipik posta odanızda başlamadığını, ancak Yetenek Ajansının postanesinde William Morris adında olduğunu söyledi. Jeffen, posta açma ve okumadaki benzersiz yolundan dolayı işi alabildi. Şirket için daha fazla değer üretmenin bir yolu olarak açık posta yönlendirmeyi ve ofisler üzerindeki notları okumayı öğrendi.
Tüm bu öykülerden anlayabileceğiniz gibi, bir insanın ilk işlevi bile daha sonra bir şekilde ya da başka bir şekilde tanıdığı bir şeye dönüşebilir ve büyüyebilir. Nereden başladığınızdan bağımsız olarak, bu ilk deneyimlere baktığınız sürece bir milyarder olabilirsiniz ve bu bireylerin zevk alacağı tutku, azim ve sabrınız vardır.
siteyi görüntülemek için buraya tıklayın
tam siteyi görüntüle
2 notes
·
View notes