#kendini satmak
Explore tagged Tumblr posts
Text
🎯 Sinekler Pisliğin Etrafında Toplanır 🎯
Kötülüğü dile getirmiş olmayı iyilik adına bir direniş yerine onlara muhalefet yapıyoruz sanıyorlar.
Oysa dünyada iyilik hakim olsaydı iyiliğe karşı neden muhalefet yapalım ki!
Kötülüğe karşı muhalif olması gerekenler bu görevlerini yapmıyorlar ki!
Bugün ki tüm muhalifler birazda biz kötülük yapalım yarışı içine girmişler.
Biz onlara karşı da birlikte iyilik adına direniyoruz.
Bu tutumumuzdan dolayı kötülüğün düzeni bozulur diye hep birlikte rahatsız oluyorlar.
Kötülük farklı örgütler adı altında hep birlikte hareket ederken iyiliğin bir örgütü olmadığı ve gücü dağınık olduğu için ve bu durum kötülüğün işine geliyor ve bunu tepe tepe kullanıyorlar.
Oysa yaşamda ölümsüz duruşu bir tek iyiler gösterebilmektedir.
Yalanın, hilenin ve talanın üzerine kurulu hiçbir bina sonsuza kadar ayakta bugüne kadar duramadı güçsüz olmasına rağmen sevgi dolu iyilik adına direnişin yalnız mücadelesi karşısında kötülük bundan sonra da duramayacaktır.
Karanlığı kalabalıklar, aydınlığı her zaman yalnızlar temsil eder.
Kalabalıklar çıkarcı topluluklardır.
Hakkı, adalet ve eşitliği savunan yalnızlar çıkarcılık yerine herkesin hakkını eşit savundukları için ve insanlar iki yüzlü olmayı çok sevdikleri için şahsi çıkarlarına kendilerini sattıkları halde satmıyormuş gibi davrandıkları için yalnız direnenler maddi güçsüz ve özel menfaat sağlamadıkları için etraflarında sinek toplayamıyor kimseye ilgi çekici gelmiyorlar.
Sinekler pisliğin etrafında toplanırlar.
Kalabalık olmalarının sebebi bundandır.
Yalnızlar bataklığı kurutmayı savunurlar. Kötülüğün neferi sinekler bataklık olmazsa nerede toplanırız diye kendilerine mutlaka yeni bir sinek toplanma yeri bularak kötülüğü yaşatıyorlar.
Bu sebeple dünyada ne kadar örgütlü mücadele varsa hepsi kötülüğün örgütleridir. Bugün ki dünya düzeni her örgütün içine sızmış ve onu kendine hizmet ettirmenin bir yolunu bulmuştur.
Ülkemizde siyasi partiler neden Türk ulusunun yararına örgütlü yapılar değildir sorusunun yanıtı kendi içindedir.
12 Eylül askeri darbesinin ardından siyasi partiler yasası ile her siyasi parti bir kişiye teslim edilmiştir. Genel başkan kimse parti onundur. Bu tür yapılardan toplum yararına bir yönetim anlayışı çıkar mı? Çıkmaz. Çıkmıyor zaten. Diyelim iyi bir insan bir siyasi partinin başına geçti. Bu sürdürülebilir değildir. İnsan ölümlü bir varlıktır iyi insanın yerini doldurmak isteyen sayısızca uyanık sırada beklemektedir. Siyasi partiler aracılığıyla devlet yönetmek ve topluma hizmet anlayışı bu sebeple yara almış ve tartışma konusu olmuştur. Partisiz ve örgütsüz yönetim anlayışı her gün çok daha geçerli bir yönetim anlayışı olarak yaşamın içinde yerini alacaktır.
Bugün bunun farkına varmış olmak kötülüğün sonunun geldiğinin ilk işareti olarak görmek gerekir.
İnsanlık acı bir tecrübe ile bir bilinçlenme sürecinden geçmektedir.
Bu bilinçlenme süreci kötülük için bir tehdit olarak görülmektedir.
Bu sürecin en ilginç yanı budur.
Kötülük biter şahsi çıkarları kesilir diye endişeye kapılanların gücü kötülüğü yaşatmaya ilk kez yetmez hale gelmiştir.
Oysa herkes hakkını ve çıkarını eşit bir şekilde korursa orada huzurun yaşanabileceğini bilmiyor insanlar.
Kendini şahsi çıkara satmanın bir cinsiyeti yoktur ve yaşamın en büyük orospuluğu kendini genelin yararı aleyhine satmaktır.
Hak çalanın yasal hak çalma yetkisinin elinden alınmasına, herkesle eşit düzeye getirilmiş olmasına, kimsenin midesinin ve cebinin kimseden büyük olmaması gerektiğinin hatırlatılmasına ve herkes yararına zengin olması gereken tek yerin devlet olması gerektiği bilinci etrafında toplanılmasına DEVRİM denir.
Önder Karaçay
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#iyi#kötü#kalabalıklar#örgütlü kötülükler#sinekler#pislik#toplanmak#orospuluk#kendini satmak
4 notes
·
View notes
Text
"Charlotte Corday'i giyotinle idam ettiler ve Marat öldü dediler. Hayır, Marat ölü değil. Onu ister Pantheon'a koyun ister lağıma atın; fark etmez -ertesi gün yine gelir. O, işi olmayan erkekte, ekmeği olmayan kadında, etini satmak zorunda kalan kadında, okumayı öğrenmemiş çocukta yeniden doğar; o ısınmayan viranede, battaniyesi olmayan sefil döşekte, işsizde, proletaryada, genelevde, hapishanede, merhamet göstermeyen yasalarınızda, gelecek vermeyen okullarınızda yeniden doğar ve cehalet olan her yerde ortaya çıkar, karanlık olan her şeyden kendini yeniden yaratır. İnsan toplumu, aman dikkat: Yoksulluğun sefaletini öldürdüğün güne kadar Marat'yı öldüremezsin."
-Victor Hugo
27 notes
·
View notes
Text
İyi bir arkadaş olmanın sırrı sanırım duyarlı olmaktan geçiyor..
Sırf arkadaşın kendini iyi hissetsin, içinde bulunmuş olduğu buhrandan kurtulsun diye belki de ona duymak istediğini verebilmektedir..
Bunun finansal hiç bir karşılığı da yoktur.
Parayla alıp satmak gibi de bir şansın yoktur. Tamamıyla birbirini anlamaktan, tamamlamaktan geçiyor.
Yeri geldiğinde iyi bir terapist ya da iyi bir dinleyici olmaktır tüm mesele..
Eyvallah kardeşim @bihunimeksik
Her zaman yanımda oldun:)
13 notes
·
View notes
Text
biliyor musunuz anlamıyorum. annesi babası sağ olup onları mutlu etmek için çabalamayan evlatları anlamıyorum. Babam sağken de çabalardım ama onu kaybettikten sonra annemi mutlu etmek daha önemli oldu benim için. evet bu dünyada kendini mutlu etmek, kendine yatırım yapmak önemli. ama göçtüğümüz zaman sanmıyorum ki bunlar sorulsun. caka satmak değil amacım sahiden diyorum kaybetmeden mutlu edin anne babanızı. sonra mutlu edecek biri kalmayınca pişman olmayın. çünkü ben babamı çok özledim. dün kuruyemiş almıştık akşam çayın yanına gider diye. alırken aklımda yoktu aslında ama şimdi yazarken aklıma düştü; babam yılbaşı gecesi kabuklu fıstık alırdı hep. Babamın yılbaşı rutini.
Ah canımın içi, seni çok özledim.
4 notes
·
View notes
Text
Kilise tarafından yakılarak öldürülen Giordano Bruno (1548- 1600) Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biri olup, evrensel ve zaman mefhumundan uzak "iki şey" öğretisi kulağa küpe olacak cinsten.
İki şey "Kalitesiz İnsan"ın özelliğidir:
1- Şikayetçilik.
2- Dedikodu.
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1- Bakış açısını değiştirmek.
2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek.
İki şey yanlış yapmanı engeller:
1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgeçinden geçirmek.
2- Hak yememek.
İki şey kişiyi gözden düşürür :
1- Demagoji (Laf kalabalığı).
2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek).
İki şey insanı "Nitelikli İnsa'' yapar:
1- İradeye hakim olmak.
2- Uyumlu olmak.
İki şey "Ekstra Değer" katar:
1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak.
2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek.
İki şey geri bırakır:
1- Kararsızlık.
2- Cesaretsizlik.
İki şey kaşif yapar:
1- Nitelikli çevre.
2- Biraz delilik.
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1- Baskın yeteneği bulmak.
2- Sevdiğin işi yapmak.
İki şey başarının sırrıdır:
1- Ustalardan ustalığı öğrenmek.
2- Kendini güncellemek.
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
1- Niyetin saf olması.
2- Ruhsal farkındalık.
İki şey milyonlarca insandan ayırır:
1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak.
2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek.
İki şey gelişmeyi engeller:
1- Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat).
2- Felakete odaklanmış olmak.
İki şey çözüm getirir:
1- Tebessüm (gülümseme).
2- Sükut (susmak).
İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:
1- Anne.
2- Baba.
İki şey geri alınmaz:
1- Geçen zaman.
2- Söylenen söz.
İki şey ulaşmaya değerdir:
1- Sevgi.
2- Bilgi.
İki şey "hayatta önemli olan her şey" içindir:
1- Nefes alabilmek.
2- Nefes verebilmek.
Giordano Bruno (1548- 1600)
8 notes
·
View notes
Text
MERHABA DOA KOZMETİK :)
Okumaya başlamadan şu şarkıyı açın efenim:
youtube
Bugün size bir süredir Twitterda görmüş olduğum bir kozmetik markasından bahsedeceğim. Kendimi bildim bileli kadın bedeninin obje haline getirilmesine ve bir süs bitkisi gibi gezdirilmesine hep karşı çıktım. Özellikle pandemiden sonra artan sanal hayat ve alışverişlerle birlikte, insanların birbirlerine ürün önermekten başlayan bu yolculuğu, çılgın alışveriş yolculuklarına ve mükemmel algısının değişmesine yol açtı. Ürün satmak için –Kozmetik adına konuşuyorum- yüz hatları ve derisini tamamen değiştiren filtreler kullanılarak “İşte bu ürün yüzümü böyle mükemmel gösteriyor, sizde alırsanız benim gibi mükemmel oluşunuz!” algısı yayılarak çığ gibi büyüdü. Biz alıcılar hangi influencerin sözüne inansak kimin yeminlerine kansak şaşırıp kaldık! Üstelik derdimiz bazen yüzümüzdeki basit bir nokta iken… Filtreler ve değişen güzellik algıları bizi öyle bir hale getirdi ki tabiri caizse güzel olmak “Estetisyenden çıkma” görüntüsü dışında reddedilir hale geldi. Kalın dudak, kalkık burun, arşa çıkan kaşlar, duck face, yok kurt bakışlar yok tek tip porselen dişler vs. vs. vs.…
Tabi ticaretten anlamamakla birlikte bazı şeylerin arz talep dengesi üzerine ilerlediğini hepimiz az buçuk biliyoruz. Kozmetik firmaları da durur mu hiç? İnfluencerdan, sanatçılara ünlülere derken çığ gibi reklamlar başladı. Zaten sarsıcı bir şekilde değişen enflasyon karşısında artan fiyatlara bir de influencerlara verilen story ve post ücretleri eklendi de eklendi…
Artık influencer bir meslek haline geldi ve özellikle pandemi zamanında dükkânlarının kepenklerini kapatan birçok satıcının ürünlerini hızlıca satmasını sağladılar. Tabi satışların artışıyla reklam ücretleri arttı ve malum kargo ücretleri, sonuç olarak ürüne yapılan zamlar olarak bizim zaten “Kıt kanaat” geçindiğimiz cüzdanımıza bolca yansıdı.
Sonuç olarak 15 ml minicik serumlara 300,400,500 TL’ler öder olduk. Olmadık mı? Olduk efenim.
Ben her görüşe salça olan bir Twitter kullanıcıyım. Kendi görüşüme de salça olurum. Maksat kendi kendime de muhalefet olabilmek bazen, eleştirel bakabilmek.
Genelde Twitterda yahut sosyal mecralarda tabiri caizse “ Genel olarak güzel ya da yakışıklı olarak görülen” hanımlar beyler cımbızla kozmetik firmaları tarafından çekilir ve ürün tanıtımı yaptırılır.
Sonra bunu gören kişi aynaya bakar “ Bende böyle olmak istiyorum “ algısıyla parası varsa sipariş eder, parası yoksa gününün içine eder. Bu cümlemi önemseyin lütfen. Dayatılan güzellik algıları yüzünden kaç arkadaşımın kendini kötü hissettiğini, fotoğraf çektirmekten kaçtığını çok iyi biliyorum. Hatta boydan fotoğraf çekinmekten kaçanlar, filtresiz fotoğraf çekinmeyenler vs. vs. Bunlar resmen insanın kendinden kaçması değil midir? Anı ölümsüzleştiremez hale geldik çünkü anı bırakıp herkesin güzellik algısına yan bir an yaratıp onu sanki o anmış gibi kendimizi bile kandırır hale geldik!
Neyse.
Efenim bu kadar lafı dolandırdıktan sonra geleyim Twitterda gördüğüm kozmetik firmasına. Bir postun yorumlarında görmüştüm gözüme takılmıştı. Sonra başka bir postta daha önüme çıktı takip ettim paylaşımlarına baktım ilgimi çekti.
Ürünlerin pahalı olmaması konuşuluyordu. Şu ekonomide bir şeyin pahalı olmaması bize çok korkunç gelir olmuş değil mi?
Sonra tekrar karşıma çıktı yoğun bir anım olmadığından tek tek yorumları okudum. Ve şu yorumu gördüm:
Bu güne kadar birçok kozmetik firmasının bu twitler karşısında ürün gönderip reklam yaptığını gördükten sonra beni hayrete düşüren bir yorum oldu ardından hemen internet sitelerine girdim bakın ne gördüm;
Sitede hakkımızda kısmında yazanları okumak istiyorsanız sitenin linki bu şekilde:
Biraz siteyi karıştırdım şunları da gördüm;
Lütfen üşenmeyip bu sayfalarını da okur musunuz ?
Neden ucuz olduklarını açıklamak istemişler çok acayip değil mi?
Ayrıca şöyle bir twitleri de var:
Ben çok makyaj yapan ve kozmetik ürünü kullanan birisi değilim birkaç makyaj malzemem vardı onları bile azalttım şimdi tamamen cilt bakımına yöneldim onda da 3 ürünüm var elimde şuan.
Doa Kozmetiğin henüz hiç ürününü kullanmadım o yüzden ürünlerine yorum yapamıyorum ama en son farklı bir markadan kendim için aldığım seruma (Hayatımda aldığım ilk serum) verdiğim paradan sonra ürünlerinin daha uygun olduğunu duyunca hemen sitede fiyatlarına baktım.
Bence denemeye değer, ne dersiniz ? J
3 notes
·
View notes
Text
Bölüm 182: Çayırların sonunda, Wulan şehri vardı
Bir çay fincanı açıklanamaz şekilde kırıldığı sırada, Nangong Jingnu bu sözde kanıtlara bakıyordu. Masaya sıcak su sıçramıştı.
Kalın kağıt yığınını elinde tutan Nangong Jingnu, kırılan çay fincanının parçalarına bakarken derin düşüncelere daldı.
Bu gece başladığından beri içi bir miktar huzursuzdu. Bu çay fincanının kırılışı içindeki kötü hissi daha da beter yapmıştı.
Nangong Jingnu bunun uğurlu bir işaret mi yoksa hayra yorulması imkansız bir şey mi olduğunu görmek için kahini çağırmak istedi, fakat biraz düşündükten sonra bu fikirden vazgeçti.
Nangong Jingnu: "Kalkabilirsin, belki de bu fincan çok eskimiştir sadece. Önce masayı temizle ve iç meclisten yarına yeni bir set iletmelerini iste. Tüm bu seti değiştirsinler."
Qiuju bir nefes verdi, ardından derhal emredileni yapmak üzere gitti.
Nangong Jingnu bir kez daha sandalyeye oturduktan sonra elindeki malzemelere yakından iyice göz gezdirdi.
Xie An bu iki meseleyi keskin bir biçimde tarif etmişti ve kesin kanıt göstermişti. Fakat Nangong Jingnu bunların tek bir kelimesine dahi inanmıyordu.
Qi Yan'ın özel köşkünden haberdardı ve Qi Yan oranın eski bir dost tarafından hediye edildiğini söylemişti. Hediye edildiğine göre, gönüllü olarak verilmişti. Yozlaşma ve rüşvet nasıl olmuş da buna dahil edilmişti?
Ayrıyeten, Qi Yan Jingjia dokuzuncu yılda Huiyuan* derecesi yapmıştı ve sonrasında saray sınavında Çiçeği Arayan olmuştu. Bunun ardından ise onun için bir evlilik ayarlanmıştı. Evlendikleri yılın sonuna yaklaşılırken, Qi Yan'ın elinde hiçbir yetkili pozisyonu yoktu. Akabinde, bu kişi Zhenzhen Prenses malikanesine taşınmıştı.
Ç/N: 20. bölümde açıklamıştım, 会元 huiyuan - başkent sınavındaki birincilik
Nangong Jingnu soğuk bir şekilde güldü: anlamama imkanı var mıydı? Xie An o zamanlar Qi Yan ile yakınlık kurma telaşesi içindeydi ve Qi Yan'ın Huiyuan derecesi yaptığını öğrenince saray sınavından önce bir iyilikte bulunmuştu. Şimdi Xie An beline kadar yasal soruna gömüldüğünden, oraya buraya rastgele saldırıyordu. Sadece, kendi hayatını korumak için etrafı havaya uçurmaya çalışıyordu.
İkisi evlenmeden çok evvelcesinde, Nangong Jingnu önceden Qi Yan'ı sokaklarda görmüştü. O gün nasıl çılgınca kitapçı dükkanından fırladığını ve sonra er-jie'sine çarptığını hatırlıyordu. Şimdi durup geriye bakınca, kitapçı dükkanına kendi el yazmasını satmak için gitmiş olmalıydı.
Qi Yan bir yetimdi. Başkentteki kıyafetler, yiyecekler, konaklama ve ulaşımın tümü gümüş gerektiriyordu. Eğer durum gerçekten Xie An'ın dediği gibi olsaydı, neden Qi Yan'ın kendini alçaltması gereksindi ki? Derece yapmış bir isim olarak, neden ticarete bulaşmaya ihtiyacı olsundu?
Antikalar, tablolar ve kaligrafi çalışmaları ise; önemli bir mesele de olabilirdi, önemsiz de.
Nangong Jingnu Qi Yan'ın edebiyat ve mürekkep çalışmalarına tutkulu olduğunu biliyordu, fakat Xie An gizli bir anlam ekme niyetiyle kendine ait şeyleri o köşkte bırakmış olabilirdi.
Ve o on iki bin liang gümüş sertifikası konusu Nangong Jingnu'da, tüm bunların asılsız saçmalıklar olduğu hissini kuvvetlendiriyordu. Hesap defterinde yazan tarihte, Fuma malikanesi çoktan inşa edilmişti. Qi Yan da oraya taşınmıştı.
Nangong Jingnu, Prenses malikanesindeki eşyaların yarısını Fuma malikanesine taşımıştı. O şeylerin arasında sırf katı altın ve beyaz gümüş ile dolu olan birkaç kutu da vardı. Ayrıca imparatorluk tarafından bahşedilen hazineler de bulunuyordu; bu, bir düzine yıldan fazladır biriktirdiği bir maddi temeldi! On iki bin liang, o şeylerin arasında devede kulak kalıyordu.
Qi Yan paraya muhtaç olur muydu hiç? Acil bir ihtiyacı bile olsa, kendisine söylese yeterdi. Daha ötesini aramaya ne gerek vardı?
Nangong Jingnu okudukça daha da sinirleniyordu. Birilerine emredip Xie An'ın oraya sürüklenmesini ve onu birkaç kez kırbaçlamayı çok fena istiyordu.
Fakat öfke, öfkeydi sadece; Nangong Jingnu sırf bu yüzden sakinliğini yitirmedi: en nihayetinde meclis yetkililerine çamur atmak büyük bir suçtu. Xie An çaresizlikten düşüncesizce şeyler yapıyorsa bile, o denli ahmak değildi. Yine de geri döndüğünde Qi Yan'a o on iki bin liang gümüşü sormak zorundaydı.
Ama şu anda, Xie An'ın meselesi daha fazla ertelenemezdi.
Nangong Jingnu dikkatle Xie An'ın itiraflarının üstünden geçti. Sırf başkentte Xie An ile özel münasebeti olan otuzdan fazla yetkili vardı ve diğer bölgelerde yüzlerce hem önemli hem de düşük rütbeli yetkililer bulunuyordu... Xie An yaptığı yüz liang kadar cüzi miktarda ödemeleri bile bu kadar net hatırladığına göre, Xie ailesinin çok yıllık serveti yok yere doğmamış gibi duruyordu.
Bu davanın kapsam alanı bu kadar geniş olduğuna göre, kanıt toplamak için en az bir ila iki sene gerekecekti. Bazı bölgelere gidip gelmek altı aya kadar sürebiliyordu. Sırf bir tüccarın suçunu kanıtlamak için bunca zahmete girmek biraz mantıksızdı.
Nangong Jingnu nihayet anladı: Xie An, yaptığı doğru ve yanlış itirafları doğrulamanın üç divan için çok zorlayıcı olacağını biliyordu ve ilk itirafta bulunma yöntemiyle başarılı bir şekilde kendi hayatını korumuştu. Görünen o ki işleri Nangong Wang başkente dönüp de köpeğinin hayatını kurtarana kadar süründürmek istiyordu.
"Bam" Nangong Jingnu masaya sertçe vurdu. Bir tüccar tarafından hareketsiz bırakıldığı için kendine ve ciddi ciddi bir tüccarla birlik olmak amacıyla kanunu çiğnediği için bu meclis yetkililerine öfkeliydi.
Nangong Jingnu pencereye doğru geldi. Pencereyi itip açtığında, kısa bir mesafe uzaktaki bir muhafız anında koşup geldi. Pencerenin önünde diz çöktü, "Ekselanslarının ne talimatı vardı?"
Nangong Jingnu: "Gece manzarasını seyretmek istiyorum. Hepiniz dağılın."
Muhafız: "Anlaşıldı!"
Gece, su kadar serindi. Kara bulutlar ağır ağır süzülüp geçerken, ayın bir saklanıp bir ortaya çıktığını belli belirsiz görebiliyordu.
Nangong Jingnu sessizce iç çekti: Qi Yan yanında olsaydı ne kadar güzel olurdu. En azından biraz fikir verebilirdi.
Sonuçta, meclisin çamurlu suları fazla derindi. Kendini bildi bileli iç saraylarda yaşadığından dolayı hiçbir şey göremiyordu. Xie An'ın meselesi olmasaydı, meclisin fazlasıyla barış içinde olduğunu düşünürdü. Çürümüşlüğün çoktan başkentten yayıldığını tahmin etmemişti.
Luo'nun kuzeyi, Çimenli Ovalar.
Karanlık gecede, sendeleyen bir silüet yalnız başına yürüyor, bir at ise onun peşinden takip ediyordu.
Jinhuaiwu çok utanıyordu. Birkaç kez Qi Yan'dan üzerine binmesini istemiş, fakat her seferinde reddedilmişti. Kendi yaptığı yüzünden hayal kırıklığına uğramıştı ve bu yüzden efendisinin kendisini terk etmesinden çok korkuyordu. Dibinden ayrılmadan Qi Yan'ı takip ediyordu.
Qi Yan'ın sol kolu kenarında öylece sarkıyordu, göğsünün üzerindeki kumaş ise taze kanla kırmızıya boyanmıştı. Sağ eliyle ateş tüpünü* havada tutuyordu ve beli eğik bir şekilde yerde bir şey arıyordu.
Ç/N: 火折 Huǒ zhé, ing: flare diye geçen bir nesne
Tam son anda, ölümle burun burunayken, Qi Yan'ın içinde daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir güç patlak vermişti. Kurdun çenesine uzun yayını oturtmuş, boğazının ısırılıp koparılması şeklindeki bir sondan kurtulmuştu; sonra bu şansı hançerini kurda hiç durmadan çılgın gibi saplamak için kullanmıştı. Yüzüne ve vücuduna taze kan sıçramıştı. Sol kolu da kurt tarafından ısırılmıştı.
Nihayet, o kurt son nefesini verdikten sonra Qi Yan'ın bedeninin üzerine yığılmıştı. Qi Yan uzunca bir süre kurdun cesedinin ağırlık etmesine izin vererek yerde öylece yatmış, derin derin soluklanmıştı. Sonunda gücünü biraz geri kazanınca kurdun cesedini kenara itmişti.
Tüm bedeni titriyordu, birkaç denemeden sonra ancak yerden kalkıp ayağa dikilmeyi başarabilmişti. Fakat felaketten sağ çıkmasına rağmen, hiç de keyifli hissetmiyordu. Tüm hissettiği, açıklanamaz türden bir hayal kırıklığı ve üzüntüydü.
Ata binmede maharetsizdi. Peş peşe hedefi ıskalamıştı ve toplam ok sayısını aklında tutmamıştı... Eğer babası hâlâ burada olsaydı hiç şüphesiz onun yüzünden düş kırıklığına uğrardı, değil mi?
Her ne kadar Qi Yan üzerine Wei Krallığı halkından biri kimliği giymiş olsa da, asıl kimliğini bir kez olsun unutmamıştı. Lakin bu geceki performansı, hayal ettiğinden fersah fersah gerideydi.
Fazlaca yüksek standartları olduğundan değildi ama, on yıldan fazla süre oradan oraya koştuktan sonra Qi Yan aniden, bir zamanlar sahip olduğu yeteneğin azar azar yok olduğunu fark etmişti. Çoktan ortalamanın gerisinde kaldığını gecikmeli olarak anlamıştı.
Qi Yan, Jinhuaiwu'yu suçlamıyordu. Aksine, yeni atına karşı içi suçluluk duygusuyla doluydu. Kendini fazla gözünde büyütmüş, bu yüzden Jinhuaiwu'nun yaralanmasına yol açmıştı.
Fakat Qi Yan'ın açıklamak için yeterli enerjisi kalmamıştı. Jinhuaiwu'nun buna bir müddet dayanması gerekiyordu.
Babası bir keresinde ona: kurtların dişlerinin ve pençelerinin zehirli olduğunu söylemişti. Eğer zamanında ilgilenilmezse, kişi aklını kaçırabilirdi.
Ama kurt inlerinin yakınlarında doğal olarak yetişen ve mavimsi kenarları olan bir tür ot vardı. Onu parçalayıp yaranın üzerine uygularsa, kurdun zehrini iyileştirebilirdi.
Kendindeki ve Jinhuaiwu'daki yaralarla ilgilenmek için bir an evvel o ottan bulması gerekiyordu.
Çoktan yanında getirdiği on ateş tüpünden dokuzunu kullanmışken, nihayet bir kurt ini buldu. Kalın bir hırlama sesini takiben, zifiri karanlık mağarada sekiz tane siyaha yakın yeşil renk göz belirdi.
Başının tepesine kadar bir ürperti yayıldı. Qi Yan sonucun bu olacağını tahmin edemezdi...
Artık hiç enerjisi kalmamıştı, fakat bu kurt ininde dört kurt daha vardı!
Lakin inin içindeki kurtlar dışarı fırlamadı. Qi Yan cesaretini toplayıp ateş tüpünü kaldırarak daha derindeki kısma baktı.
Bir dişi kurt, sivri dişlerini gösteriyordu. Qi Yan'ın görüş açısını kapatmak için bedenini kıvırdı, fakat bir kurt yavrusu, annesinin karnının altından merakla başını uzatmıştı. Şimdi Qi Yan durumu tamamen çözmüştü.
Qi Yan kalbindeki hissin ne olduğunu tam olarak söyleyemezdi, ama geri Jinhuaiwu'nun yanına döndü. Bohçayı çözdüğünde çok azıcık kalan erzağı gördü, bu yüzden yenilebilir her şeyi mağaraya attı, ardından ağzıyla ateş tüpünü tutarak hançeri eline aldı. Yere çömelip etrafta kurt zehrini iyileştirebilen o otu aramaya koyuldu.
İnden kurt yavrularının yemek yerken çıkardıkları mırıltılar geldi, anne kurdun hırlamaları da dinmişti. Fakat bir çift koyu yeşil gözünü açık tutuyor, Qi Yan'ın her hareketini izliyordu.
İşte oradaydı! Qi Yan mavimsi kenarları olan bir grup ot gördü, bu yüzden tek seferde on avuç dolusundan bile fazla otu yoldu, ardından Jinhuaiwu'nun yanına çekildi. Sırtına bindikten sonra, kurt inini terk etti.
Boş bir araziye ulaştıklarında, Qi Yan otları ağzına tıkıp ezme haline getirdi. Bunu koluna sürdü, sonra üzerine biraz Qian Tong'un verdiği tıbbi tozdan serpti. Bir parça kumaş yırttı ve yarayı düzgünce sardı, ardından kalkıp bitkiden Jinhuaiwu'ya da sürdü, otun kalanıyla ise atını besledi.
Tüm bunları yaptığında, Qi Yan nihayet Jinhuaiwu'nun ensesini okşadı. Af dilercesine, "Özür dilerim, seni iyi koruyamadım," dedi.
Jinhuaiwu nemli gözleriyle Qi Yan'a baktı. Burnundan soludu, sonra Qi Yan'ın yanağını dürttü.
Kalpleri bağlantılıydı. Fazla açıklama yapmaya ihtiyaç yoktu.
Qi Yan bir su testisi çıkardı ve yere oturdu. Biraz enerji toplayınca üzerini değiştirip temiz dış giysiler giydi. İç giysilerinin de kurt kanıyla sırılsıklam olduğunu fark etti, fakat bunun için yapabileceği bir şey yoktu.
Yola çıkalı tam beş gündüz ve gece geçmişti. Qi Yan nihayet Çimenli Ovaların kuzey ucuna— Wulan şehrine varmayı başardı.
Wulan şehri haritada çok uzakta kalıyordu, bunun için Nangong Rang oraya bir kale şehri inşa etmeye gerek olmadığını düşünmüştü. Çimenli Ovaların eski görünüşüyle aynı haldeydi.
Qi Yan bir eliyle dizginleri gevşekçe tutarken gövdesi bir yay gibi kıvrılmıştı. Bedeni, atın hareketiyle birlikte sarsılıyordu.
İnsanların kokusunu ilk alan, Jinhuaiwu oldu. Qi Yan'a haber verdi, o ise hemen sırtını dikleştirdi. Dinçleşerek önlerindeki mesafeye baktı. Çadırlarla dolu büyük bir alan vardı— sonunda Wulan şehrine gelmişlerdi!
Qi Yan su kesesini indirdi. Kalan az miktarda suyu yüzüne çarptı, ardından yüzündeki kiri kol yeniyle sildi. Atın karnını dürttü ve çadırlara doğru tırıs gider hale getirdi.
Yarı yoldalarken, çayırların bir grup savaşçısı tarafından önü kesildi.
Qi Yan: "Ben Hanımefendi Baş Cariye Ya'yı geri saraya götürmek için gelen imparatorluk elçisiyim, yolu göstermenizi isteyerek zahmet vereceğim."
Önündeki insanlardan biri Çimenli Ovalar dilini kullanarak ortağına şöyle dedi, "Prenses önceden, Wei Krallığı'ndan sarı gözlü biri buraya gelirse onun yanına getirilmesini emretmişti."
Qi Yan bunu net bir şekilde işitti. Savaşçı, Jiya'dan "Baş Cariye" yerine "Prenses" diye bahsetmişti.
O kişi ata vurup Qi Yan'ın yanına geldi, sonra dizginleri onun elinden alarak kendi eyerine doladı. Atların üstünde çadırlara doğru gittiler, yol boyunca hiçbir engele rastlamadan büyük çadırın önüne varmışlardı.
"Prenses, bahsettiğiniz Wei Krallığı'ndan gelen insan burada."
Büyük çadırın içinden bir bebeğin ağlaması duyuldu, sonra Jiya, "Onu önce at sırtından indirin ve güzelce ağırlayın," dedi.
Qi Yan çadırın içine doğru baktı, bir ayırıcı bölme görüş açısını kapatıyordu.
Çimenli Ovalarda katlanır paravana benzeyen mobilyalar vardı, lakin konulduğu pozisyon Wei Krallığı'ndakinden tamamıyla farklıydı.
Çimenli Ovalarda, ayırıcı bölmeler genelde çadırın girişine konurdu. Savaş için her an kolaylık olsun diye at eyerlerinin ve silahların yaslanması işlevi görürdü.
Qi Yan'ın kalbinde tehlike zilleri çalıyordu. Jiya'nın çadırından neden bir bebek ağlaması gelmişti?
***
0 notes
Text
Bilimi inkar edip bilimin nimetlerini sömürmek ancak din satanların yapabileceği bir iştir.
Önder KARAÇAY
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#kilise#sinagog#havra#cami#din#bilim#imam#papaz#din satmak#din ve tanrı adına kendini yetkili görmek#bilimi inkar edip onun nimetlerini sömürmek
6 notes
·
View notes
Text
Sancaktepe Hurdacı
Sancaktepe Hurdacı Hizmetleri, Geçmişten bugüne sektörde farkını ortaya koyan hurdacı firmamız, Sancaktepe bölgesinde kaliteli ve güvenilir hizmet sunmaktadır. Müşteri memnuniyetini en ön planda tutarak %100 memnuniyet garantisiyle çalışıyoruz. Eğer Sancaktepe’de hurda satmak istiyorsanız, bize ulaşarak en iyi fiyat garantisinden yararlanabilirsiniz. Firmamız, demir, bakır, alüminyum, kalay ve paslanmaz hurda başta olmak üzere her çeşit hurdanız için en yüksek fiyat teklifini sunmayı garanti etmektedir.
Sancaktepe Hurdacı Firmaları Arasında Öncü
Sancaktepe hurdacı firmaları arasında rekabet her zaman yoğun olmuştur, ancak biz “En Yakın Hurdacı” olarak bu rekabetin ötesine geçip, en iyi hizmeti sunma hedefindeyiz. Genişleyen kentlerin ve gelişen sanayinin ihtiyaç duyduğu hurdacılık hizmetleri, hurda metal alımı gibi işlemlerle öne çıkmaktadır. Hurdacılar, hurdaya çıkmış ürünleri toplayarak, geri dönüşüme katkı sağlamaktadır. Bu sayede hem doğaya destek sağlanmakta hem de kullanılabilir madenlerin yeniden kazanılması mümkün olmaktadır.
Sancaktepe Hurdacı: Geri Dönüşümde Güvenilir İş Ortağınız
Sancaktepe hurdacı denildiğinde, pek çok kişinin aklına eskiyen ürünleri toplayan ve yeniden işleyen kişiler gelir. Ancak hurdacılık, son dönemde oldukça yükselişte olan, önem arz eden ve maddi açıdan da kazançlı bir meslek haline gelmiştir. Küçük görülen bir meslek gibi algılansa da hurdacılık, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm açısından çok değerlidir. Sancaktepe’de hurdacılık denildiğinde, genellikle akla metal ve kağıt gelir; ancak bu iş sadece bunlarla sınırlı kalmayıp, plastikten elektronik eşyaya kadar pek çok alanda gelir elde etme imkanı sunmaktadır. Her türlü geri dönüştürülebilir ürün, hurdacılıkla ekonomiye kazandırılabilir.
En Yüksek Fiyata Hurda Alımı
Firmamız, hurdalarınızı en yüksek fiyattan almaktadır. İstanbul’un 39 ilçesine yayılan hizmet ağımızla, Sancaktepe’de de etkili bir varlık gösteriyoruz. Güvenilir ve dürüst bir hizmet anlayışıyla, hurdalarınızı kapınızdan alıyor ve anında nakit ödeme yapıyoruz. Hurdacılık, geniş bir sektördür ve büyük alanlarda da iş imkanı sunmaktadır. Örneğin, otomobil ve diğer büyük taşıtların hurdacılığı, geniş kapsamlı hizmetlerimiz arasında yer almakta, kağıt ve plastik hariç her türlü hurdayı nakit olarak satın almaktayız.
Teknoloji ve Mobil Uyumlu Hurdacılık
Hurda alım satımı her zaman güncel fiyatlarla yapılır ve firmamız her an kendini yenilemeye devam eder. Sancaktepe hurdacı olarak, işimizi büyük bir özen ve titizlikle yapmaktayız. Artık mobil çağdayız ve herkes işlemlerini kolaylıkla telefon ya da WhatsApp üzerinden gerçekleştirebilir. Teknolojiyi yakından takip eden firmamız, sektördeki dijital dönüşüme ayak uydurarak, her geçen gün daha da gelişmektedir.
Size En Yakın Hurdacı: Bir Telefon Kadar Yakınız
Sancaktepe’de hurda satmak istediğinizde, bir telefon ya da WhatsApp mesajı uzağınızdayız. Müşterilerimizin hurda ihtiyaçlarına en hızlı çözümü sunmayı amaçlıyoruz. Hurdacılık, ilk bakışta amacına uygun olmayan ürünleri toplayıp, ticaretini yapmaktan ibaret gibi görünse de son yıllarda büyük bir gelişme kaydeden sektörler arasındadır. Firmamızın farkı, sektördeki yenilikleri takip etmesi ve işimizi sevgiyle yapmamızdır.
Hurda Alımı Yaptığımız Mahalleler
Abdurrahmangazi Hurdacı
Akpınar Hurdacı
Atatürk Hurdacı
Emek Hurdacı
Eyüp Sultan Hurdacı
Fatih Hurdacı
Hilal Hurdacı
İnönü Hurdacı
Kemal Türkler Hurdacı
Meclis Hurdacı
Merve Hurdacı
Mevlana Hurdacı
Osmangazi Hurdacı
Paşaköy Hurdacı
Safa Hurdacı
Sarıgazi Hurdacı
Veysel Karani Hurdacı
Yenidoğan Hurdacı
Yunus Emre Hurdacı
Anahtar kelimeler : sancaktepe hurdacı, sancaktepe hurda, sancaktepe hurda fiyatları, sancaktepe hurda alanlar, sancaktepe bölgesinde hurdacı, hurdacı, hurda
0 notes
Text
Online girişim para kazanma 2025
2025'te Online Girişimle Para Kazanma: Farklı Modeller ve Başarı İçin İpuçları
Online girişim dünyası hızla büyüyor ve 2025'te başarılı olmak için doğru iş modelini seçmek, stratejik bir yaklaşım gerektiriyor. Teknoloji, dijital platformlar ve sosyal medya gibi unsurların etkisiyle, farklı online girişim modelleri hızla popülerleşiyor. İşte 2025'te popüler ve karlı olabilecek bazı online girişim modelleri ile başarı için ipuçları:
Farklı Online Girişim Modelleri
1. E-Ticaret (Online Mağaza)
Nasıl Çalışır?: Ürünlerinizi dijital ortamda satmak için bir e-ticaret sitesi kurabilirsiniz. Shopify, WooCommerce, BigCommerce gibi platformlar, online mağazanızı kolayca kurmanıza yardımcı olur.
Başarılı Olmak İçin: E-ticaret sitesi kurarken niş bir pazar seçmek önemlidir. Örneğin, sürdürülebilir moda, ev dekorasyonu veya özel tasarım ürünler gibi belirli bir alanda odaklanarak rekabet avantajı elde edebilirsiniz.
İpucu: İyi bir SEO stratejisi, sosyal medya pazarlaması ve kullanıcı yorumları, çevrimiçi mağazanızın başarısını artırır.
2. Dijital Ürün Satışı
Nasıl Çalışır?: Dijital ürünler, fiziksel olmayan, indirilebilir veya çevrimiçi kullanılabilen ürünlerdir (e-kitaplar, online kurslar, yazılımlar, dijital sanat eserleri vb.). Bu tür ürünlerin üretimi bir kez yapılır ve sınırsız şekilde satılabilir.
Başarılı Olmak İçin: Uzmanlık gerektiren bir alan seçmek, kaliteli içerik üretmek ve doğru platformlarda satış yapmak (Udemy, Etsy, Gumroad gibi) önemlidir.
İpucu: Dijital ürünlerinizi sosyal medya, e-posta pazarlama ve içerik pazarlamasıyla tanıtarak satışlarınızı artırabilirsiniz.
3. Affiliate Marketing (Satış Ortaklığı)
Nasıl Çalışır?: Bir ürün veya hizmeti tanıtarak, bu ürünlerin satışından komisyon alırsınız. Affiliate marketing (satış ortaklığı) için, genellikle büyük e-ticaret siteleri ve platformlar (Amazon, ClickBank, ShareASale gibi) ile anlaşma yapabilirsiniz.
Başarılı Olmak İçin: Güvenilir ve etkili bir blog, YouTube kanalı veya sosyal medya hesabı oluşturarak ürünleri hedef kitlenize tanıtabilirsiniz.
İpucu: Ürünlerinizi tanıtırken özgün ve değerli içerikler üretmek, güven oluşturur ve satışları artırır. Ayrıca, SEO ve hedeflenmiş reklamlar da başarılı bir affiliate marketing stratejisi için gereklidir.
4. Abonelik ve Üyelik Modelleri
Nasıl Çalışır?: Kullanıcılar, belirli bir ürün veya hizmete düzenli olarak ödeme yaparak üyelik kazanır. Bu model, içerik üreticileri, eğitim platformları, yazılım hizmetleri (SaaS) ve özel üyelik grupları için uygundur.
Başarılı Olmak İçin: Yüksek kaliteli içerik veya hizmet sağlamak, kullanıcılar için düzenli ve değerli içerik sunmak önemlidir. Netflix, Patreon gibi platformlar bu iş modelinin başarılı örnekleridir.
İpucu: Üyelik kazanmak için cazip bir deneme süresi veya indirimler sunabilirsiniz. Ayrıca, kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda hizmetlerinizi geliştirmek müşteri bağlılığını artırır.
5. Online Danışmanlık ve Koçluk
Nasıl Çalışır?: Kendi alanınızda uzmanlığınız varsa, bireylere veya şirketlere online danışmanlık hizmeti verebilirsiniz. Kişisel gelişim, işletme stratejileri, dijital pazarlama veya sağlık alanlarında koçluk yapmak popülerdir.
Başarılı Olmak İçin: İyi bir online varlık oluşturmak (web sitesi, sosyal medya, blog vb.) ve güven inşa etmek gerekir. Ayrıca, danışmanlık hizmetinizi doğru fiyatlandırmak ve hedef kitlenizi iyi tanımak önemlidir.
İpucu: Web seminerleri (webinars), online kurslar veya birebir koçluk seansları düzenlemek, müşteri kitlenizi artırabilir.
6. Freelance (Serbest Çalışma)
Nasıl Çalışır?: Grafik tasarım, yazılım geliştirme, içerik yazarlığı, video prodüksiyon, dijital pazarlama gibi alanlarda serbest çalışan bir girişimci olabilirsiniz. Upwork, Fiverr, Freelancer gibi platformlar, serbest çalışanlara iş bulma fırsatları sunar.
Başarılı Olmak İçin: Yüksek kaliteli iş çıkarmak, iyi bir portföy oluşturmak ve müşteri ilişkilerini yönetmek önemlidir. Ayrıca, zaman yönetimi ve sürekli kendini geliştirmek de başarıyı getirir.
İpucu: Düşük maliyetle başlamanızı sağlayacak freelance platformlarında yer alabilir, zamanla daha büyük projelere geçiş yapabilirsiniz.
7. YouTube ve İçerik Üretimi
Nasıl Çalışır?: YouTube gibi platformlarda içerik üreterek reklam gelirleri, sponsorlu içerikler ve ürün satışlarından gelir elde edebilirsiniz. Eğitim videoları, vloglar, incelemeler veya eğlenceli içerikler üretebilirsiniz.
Başarılı Olmak İçin: Düzenli içerik üretmek, izleyici kitlesi oluşturmak ve etkileşim sağlamak gerekir. YouTube SEO ve anahtar kelimeleri kullanarak içeriklerinizin görünürlüğünü artırabilirsiniz.
İpucu: Başlangıçta, kitlenizi büyütmek için çeşitli sosyal medya platformlarında video tanıtımları yapabilir, izleyicilerinizi motive edebilirsiniz.
Başarı İçin İpuçları
Pazar Araştırması Yapın: Hangi alanlarda talep olduğunu ve hangi ürünlerin/popüler hizmetlerin ilgisini çektiğini belirleyin. Rakip analizi yaparak, pazarınızın gereksinimlerine göre bir iş modeli geliştirin.
Dijital Varlığınızı Oluşturun: Web sitesi, blog, sosyal medya hesapları ve e-posta bültenleri gibi dijital araçlarla online varlığınızı güçlendirin. Güçlü bir marka kimliği ve kullanıcı dostu platformlar oluşturmak önemlidir.
Kaliteli İçerik Üretin: İster ürün satışı yapın, ister hizmet sunun, kaliteli içerik oluşturmak, kitlenizle bağ kurmanın ve güven inşa etmenin en önemli yoludur.
Hedef Kitlenizi İyi Tanıyın: Ürün veya hizmetinizi kime satacağınızı bilmek, doğru stratejiler geliştirmek için gereklidir. Hedef kitlenizin sorunlarına çözüm sunarak onlara değer sağlayın.
Etkili Pazarlama Stratejileri Kullanın: SEO, sosyal medya pazarlaması, içerik pazarlaması ve reklamlar, online girişimlerinizi büyütmenin yollarıdır. Hangi platformda en fazla etkileşimi alabileceğinizi belirleyin.
Sürekli İnovasyon ve Adaptasyon: Pazar dinamikleri hızla değişebilir. Yeni trendler, teknolojiler ve kullanıcı beklentileri doğrultusunda işinizi geliştirmeye ve adapte olmaya açık olun.
Müşteri İlişkilerini Güçlendirin: Müşteri memnuniyeti, uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir. İyi bir müşteri hizmetleri, geri bildirimlere değer verme ve müşteri sadakati oluşturma stratejileri geliştirin.
Sonuç
2025'te başarılı bir online girişim kurmak, doğru model seçimi ve stratejik planlamayla mümkün. E-ticaret, dijital ürünler, affiliate marketing, abonelik ve diğer modeller, çevrimiçi gelir elde etmenin farklı yollarını sunuyor. Başarıya ulaşmak için pazar araştırması yapmak, hedef kitlenizi doğru anlamak, kaliteli içerik ve etkili pazarlama stratejileri kullanmak gereklidir.
1 note
·
View note
Text
Bir Kazanacağız!
✍🏻 Kadir Veral
Henüz sekiz ya da dokuz yaşlarında yakalanmıştı bu lanet hastalığa, akranları gibi anasının, babasının göz bebeğiydi. Özellikle babasının kendisini ne kadar çok sevdiğini bilir, bu sevgiyle kendini güvende hisseder, mutlu olurdu. Yüzünde her daim sevimli bir tebessüm vardı. Kapkara gözleri ışıl ışıldı. Çoğu zaman mahcup ve utangaç bir kızdı.
Yaşadığı yer tipik bir köy, gittiği okul tipik bir köy okuluydu. Öğretmenini, arkadaşlarını, bir de Türkçe dersini çok severdi. Hikâye kitaplarını okumayı, resimlerine bakarken öykünün içerisinde kaybolmanın verdiği hazzı hiçbir şeye değişmezdi. Öğretmeni, Öznur’un bu özelliğini bildiği için her hafta ona değişik kitaplar getirir, okumaya teşvik ederdi. Bu yüzden olsa gerek oda büyüdüğünde köy öğretmeni olup, kendisi gibi köy çocuklarına ışık olma hayalini kurardı.
Bahar aylarıydı güneş aydınlığını, sıcaklığını, cömertçe sunduğu bir günde öğretmeni tüm sınıfı okul bahçesine çıkartıp, doğa resmi çizmelerini istemişti. Okul bahçesi çocukların oyun oynayabilmelerine, doya doya koşabilmelerine, ya da başka etkinliklerin yapılması için oldukça müsaitti. Öğretmenleri tüm sınıftan karşı tepenin resmini yapmalarını istemişti. Öznur’da defterini, boyalarını çıkardı tam resme başlamak üzeriyken burnundan defterinin üzerine kandamlaları düşmeye başladı. “Öğretmenim” diyemeden oracığa yığılı verdi!
Gözlerini açtığından kendisini bir hastane odasında buldu. Babası, annesi, öğretmeni hepsi başucundaydı. Babasının gözyaşları yanaklarına doğru süzülüyor, bir yandan elleri biriciğinin saçları arasında geziniyor, dudaklarından sevgi sözcükleri dökülüyordu. Artık sonu gelmez yolculuklar, tarifsiz acılar, doktorlar, ilaçlar, dökülen saçlar, uykusuz ve okulsuz günler sırada Öznur’u bekliyordu. Maalesef kan kanseri (lösemi) teşhisi konmuştu. Babası sıradan bir çiftçi idi. Önce ineğini, sonra traktörünü, en sonunda da elinde kalan üç beş dönüm tarlasını da satmak zorunda kalmıştı. Babası Öznur’u doktor doktor gezdirirken, abisi evin yükünü omuzlamak zorunda kalmış, okuldan ayrılarak soluğu Ankara’da inşaat sahalarında almıştı. Günler peş peşe aynı koşuşturma içerisinde sürerken, bazen hastalığın seyrinde düzelmeler, iyileşecek, yeniden aramıza dönecek sözcükleri arasında kocaman bir ömür geçmişti.
Öznur’un hastalığıyla tüm ailenin yaşamı alt üst olmuştu. Herkesin tek derdi evin bir tanesinin bir an önce iyileşerek ailesine, okuluna, arkadaşlarına, öğretmenine kavuşmasıydı. Ama öyle olmadı, bu hastalık Öznur’un vücudunu darmadağın etti, bir sürü ameliyata girdi. Çocukluğunu hastane odalarında, bugün nasılsın sorusuna verdiği anlamsız iyiyim! Sözcükleriyle geçirdi. Evinden çok hastanelerde uyudu uyandı. Babası onu hiç yalnız bırakmadı. Bu süreç on yıl süren mücadelenin ardından yine bir hastane odasında son buldu. O, bir melek olup giderken, küçücük kanatlarının arasına babasının yarısını da almış, geriye sadece hüzün bırakmıştı.
Yukarıdaki anlatılanlar çalışma hayatımda bizzat tanık olduğum, binlerce evladımızın yaşadığı hikâyelerinden birisidir…
Şu anda ülke genelinde 82.000 kişi lösemi ile mücadele etmektedir. Onlara destek veren LÖSEV gönüllü sayısı 6.817.992 dir.
Bir çocuğun gülümsemesinden daha değerli ne olabilir? HAYDİ, siz de bağışçı ya da gönüllü olun. Yaşama bir el de siz verin!
Her türlü bağış ve gönüllü olmak için:
Telefon : +90 312 447 06 60 – +90 312 666 00 20
LÖSEV Aktif İletişim :+90 312 447 06 60 – +90 312 666 00 20
Whatsapp Hattı :+90 549 761 10 10
Kadir Veral #lösev
0 notes
Text
23.09.2024
Endişeler, hırslanmalar ve kendini dövmeler beni, işte sağlığa ve kuvvete kavuştum diyeceğim bir yere getirmedi. İşten saat beste çıkardığım bedenimin kafamla ancak saat sekiz buçuk gibi buluşabildiğini fark ettim. Namazlarım sayılardan ibaretmiş gibi gelmeye başladı ve istediğim kadar Kuran okumaz oldum.
Buraya nasıl geldim? Burada ne işim var? Ne işin var lan senin burada?
Almanya'ya ben Türkiye'de kimseye kavuk sallamadan yaşamak ümidiyle gelmiştim. Almanya'da çalışacak, bilgi ve yetenek kazanacak, sonra Türkiye'ye dönecektim. Çünkü bir defa muhtaç olduğum CV'yi yaptıktan sonra herşey kolaydı.
Şimdi nasıl hissediyorum onu da söyleyeyim mi? Kabuğunu beğenmeyen civciv misali sikimden adamların hayalini yaşıyormuş gibi hissediyorum. Hayat amacı Türkiye'den siktirolup gitmek ve kalanlara caka satmak olmuş, ruhları istimlağa çıkarılmış kimselerin gıpta ettiği yerdeyim.
Buradan nasıl kurtulurum bilmiyorum. Buraya nasıl düştüm önce onu anlamam lazım önce. Kimseye bok atmadan ama. Başkalarına -bu günlük- yeterince bok attım.
1 note
·
View note
Note
Bencil olmaktan kastın tamamen bencil olmak mı yoksa her insanın önce kendisinin iyiliğini ve çıkarını düşünmesi gerekmesine mi bencillik diyosun? Bu soruyu infj olduğun için sordum. Hissetme konusundaki zorluğun ve benliğini reddedişin en infj özelliğin sanırım. Sınıftaki olayını anlatırken fark ettim, senden ara ara özellikle arkadaşlarından falan bahsederken böyle kapsayıcı bi hava geliyo. Nasıl anlatsam sanki hepsini koruyup kolluyomuşsun gibi bir his geliyo. Hafize Ana'yı düşün dhfkebxjs işte tam onun havası. Ordaki öğrencileri savunuyodu destekliyodu falan, ona benzer. Az ve öz arkadaş iyi ama bu biraz da mecburi artık çünkü insanlar dahil her şeyin yüzeyselleşmesi beni üzüyo. Yüzeysellikten hiç hoşlanmam. Ne hissedeceğini bilmemek durumunu düşünüyorum, kendini mi tutuyosun acaba? Çünkü mesela hisler içimden geçen ırmakmış gibi hissediyorum, ırmağa dur demek zor. Akış hızı ve rengi değişir tabi. Infjlerdeyse sanki o ırmağa snorlax oturmuş da tıkamış, birinin snorlax'ı uyandırması gerekiyo gibi (pokemon göndermem uzay boşluğuna gidebilir bir ihtimal ama olsun). Bir şey olunca mesela yaşattığı hisse bırakmıyo musun kendini? Sonuçta olay olunca hissettirdiği bellidir, tanımlayamamak belki olabilir. Yanlış anlama lütfen sadece anlamaya çalışıyorum senin içinde bulunduğun durumu ve hislerinle ilişkini, o yüzden sorguluyorum, asla yargılamıyorum. Seninle konuşmayı ben de seviyorum, sevme sebeplerimden birisi de ben bir şey söylediğimde bana katılmasan da katılıyo gibi yapmaman. Bazen belki yapıyosundur bilmiyorum ama söylediğime kendi fikirlerini ekleyerek bi şey katmanı seviyorum. Katılmıyosan da katılmıyorum diyosun, açıklıyosun falan güzel bu. Avizeyi Allah sanmak mı hajdhskbdkebxiebx hayal ediyorum, camiye gidiyo annesi ya da babasıyla otururken kafasını kaldırıp avizeye bakıp korkuyo falan of sbdksbxjs senin çocukluk anın tam bir infj çocukluk anısı. Renklere bağlı olduğunu düşünmen şeker ama o yaşta bunun derdine düşmen üzücü tabii. Giderek artan meditasyon, evren enerjisi gibi ıvır zıvır gelen konulara ilgiyi sen de fark ettin mi? Çok ilginç insanlar. Çoğunun dinden bir şekilde soğutulmuş olduğunu düşünüyorum, bir inanç boşlukları mevcut gibi. Bir de geçenlerde kapitalizmin insanları yalnızlaştırması ve her haneye daha fazla ürün satmak istemesiyle ilgili bir yazı okudum o da ilginç geldi, artan yalnız yaşama oranının birazı bununla ilgili olabilir. Senin hayalinde nasıl bir ev hayatı var?
eskiden kendimden çok sevdiklerimin çıkarını düşünür kendimi duygusal olarak heba ederdim. bitmesi gereken şeyleri bitirmezdim mesela. bunların önüne kendi hislerimi ve mantığımı koymayı öğrendim. infj olmak çok çileli değiştiremiyo muyuz? evet çevrem de hep öyle der, oda arkadaşlarım odanın annesi falan derlerdi. beyefendi de çok anaç ve sahiplenici olduğumdan sitem ederdi hep. kendimden çok yeri gelince başkalarını koruyorum :') evet bu yüzeysellik beni de yormaya başladı moda mı oldu artık ne olduysa derin düşünüp kendi içine ışık tutabilen insanlar çok azalmaya başladı. ben de çok düşünüyorum, sanırım o durum hakkında hissedeceğim şeyi "istemiyorum." vicdan yapsam zararıma olacak, yapmasam insanlığıma yakıştırmayacağım. bu yüzden kendimi tutuyor olmam mantıklı. snorlax'ı bu konuda uyandırmak istediğime emin değilim dksşzms normalde çok hissederim zaten, ağlayacaksan tutmam kendimi ağlarım, güleceksem gülerim, bir şeyi sevmediysem tipimden hemen anlaşılır dümdüzüm o konuda ama kendi duygularımı kendi iyiliğim için manipüle etme eğilimim var sanırım. yanlış anlamam tabi ki, inceliğini biliyorum. normali bu değil mi, fikir ayrılıkları hayata renk katarr. (3 yaşındayken bile böyleydim çıldırtırdım herkesi inadımla ama sevmene sevindim. bu olgunlukla düşünen insan az) bu infjler niye çilekeş ya (aynaya karşı). evet fark ettim gerçekten siyaset yüzünden millette islamafobi başladı, o "inanç boşluğunu" da gerçekten saçma sapan şeylerle doldurmaya çalışıyorlar, katılıyorum. ailevi faktörler de çabası. yalnızlık ve tüketimin artması biraz değişik geldi. yalnızlığın verdiği boşluğu ürünlerle doldurmak biraz saçma gibi ama insanlardan bahsediyoruz, olabilir.
hmm hayalimdeki ev hayalii, anlayışlı sevgi dolu bir eş, küçük çocuklarım ve sakin, neşeli geçen bir aile ortamı. bi odam tamamen kitaplarımda dolsun falan. dijitalde işimi yapmaya devam edeyim, ilgimi evime ve aileme gönül rahatlığıyla vereyim. sakinlik dinginlik, huzur. gibi.
1 note
·
View note
Text
Deniz senin de canım a.m.k tm mi söylediklerinin yaptıklarının tam tersi bi adamsın can sende bipolar adamın tekisin belliydi zaten kaç yıl geçmiş kendini hatırlatıyorsun bana psikolojik sorunları olan birini sevemem beni terk edip gittin ortada hiç bi bok yokken dedin bide sen beni bırakıp gidersin herkes bırakıp gidiyor çok yalnızım ayakları faln filan sen beni yalnız bırakıp gittin psikoloji de şöyle bir şey var seni sevmeyeni severiz bizi seveni görmeyiz harbiden de öyle canım ama bş da çok kıyak biri ama aması var ayrıca benim tek derdim keşke erkekler olsaydı ama değil bi sürü problemim var bağlandım mi tam bağlanıyorum yakın zamanda başka bi yere gidicem ve çok özleyeceğimi biliyorum burayı burası bizim çöplüğümüz bu binalar gotunuze girsin amk her yere bi gökdelen diktiniz araplara girsin hepsi geçen evden çıktık mahalleyi Suriyeliler basmış herife bak yanında karısı var karısının kucağında bebesi var bize bakıyor dönüp dönüp şerefsiz haysiyetsiz orospu çocuğu 2025 de gidicek hepsi inanıyorum ev kiralamak satmak yasakmış kiraladilar mi yallah Suriye soyları kurusun şerefsizler yarın çok güzel bi gün olacak en çok da onu bi daha göremeyecegim için üzülüyorum her gün rutin hayatını bana bakışını gelince de ise giricem seneye tekrar sınava giricem bu sefer olacak umutsuz olmak yok herkes gitti şimdi yok ilk geçen sene vardı instgrm da biri var allahim her gün din değişiyor geçen aylarda ben peygamberim hurilerim cennette beni bekliyor diyordu şimdi ise İslam karşıtı biri olmuş hac takmış boynunu simsiyah bi pelerin giymiş elinde İncil sanırım şeytan çağırıyor garip geliyor ya sosyal medyayı böyle kullanmak söyle de bi gerçek var sosyal medyada herkesin bi kimliği var gercwk haytta ise kimliğini sen oluşturmak zorundasın bu yüzden sosyal medyada istediğin kimlikte gozukebilirisn yalnızlığını gizleyebilirisn kadikoy tayfa mesela bana kimliğini bulamamış ucube insan gibi geliyor hepsi aykırı olmak için ucube gibi davranıyorlar ama hepsi bi gün doğru yolu bulacaklarıni biliyorum herkes hayatta kalmak için istese de istemese de ayak uydurmak zorunda neyse uzun bi süre gorusemeyecegjz geldiğimde de zaten gidiyoruz moralim sıfır eksilerde onu bi daha goremeyecegim
0 notes
Text
Günümüzde girişimcilik yapma istediği her zamankine göre çok daha canlı olsa da sermayesiz ya da düşük sermaye ile iş kurmayı isteyen birçok kişi için en doğru iş fikrini bulmak, ilk başlarda en büyük zorluklardan biridir. Eğer kendi işinizi kurma gibi bir düşünceniz varsa ve nereden başlayacağınıza karar veremiyorsanız, doğru yerdesiniz! İşte, düşük sermayeyle yüksek kârlı az bilinen iş fikirleri. Siz de bu işler arasından kendiniz için uygun olanı tercih edebilir ve yapmaya başlayabilirsiniz.
Yerel Ürünleri Çevrimiçi Satmak
Organik, el yapımı ya da geleneksel yöntemlerle üretimi yapılan ürünler, bir hikayeyle çok daha cazip bir hale gelecektir. E-ticaret platformları, yerel ürünlerin daha geniş bir kitlelere ulaşmasında çok önemli bir role sahiptir. Kendi web sitenizi oluşturup ya da platformlara giriş yapabilirsiniz. Doğru dijital pazarlama stratejileri yaparak ürünlerinizin tanınırlığını daha da artırabilirsiniz.
Yaratıcı Ve Özgün El Yapımı Ürünlerin Satışı
El yapımı ürünler, tüketiciler için bireysellik ve özgünlük arayışının bir yansıması anlamına gelir. Özgün tasarımlar, kişisel dokunuşlar ve yüksek kalite, el yapımı ürünleri daha da benzersiz bir hale getirir. Dolayısıyla özgün ve yaratıcı el yapımı ürünlerin satışı, son zamanlarda çok popüler bir hale getirilir. El yapımı ürünleri hem online hem de fiziksel platformlarda satabilir. Özellikle sosyal medya platformları el yapımı ürünlerin tanıtımı açısından mükemmel bir araçtır.
Kendi Aracınızla Yapabileceğiniz İşler için Tıklayın!
Görsel içeriklerin dikkat çektiği Instagram, Pinterest gibi platformlar, el yapımı ürünlerin pazarlaması açısından son derece popülerdir. Ürünlerinizin kalitesini ve özgünlüğünü sunan bir web sitesi oluşturmak ise güven oluşması ve marka tanınırlığı için kritik derece de önemlidir. Aynı zamanda müşteri yorumlarına göz atmak ve geri bildirimlerine web sitenizde yer vererek potansiyel müşterilerde güven sağlayabilirsiniz.
Hobi Ve El Sanatları Kursları Verme
Yerel Turistik Rehberlik Hizmetleri
Turizm, küresel olarak büyüme gösteren bir sektördür. Yaşadığınız yerin turistik bir potansiyelde olduğu düşüncesine sahipseniz bu iş fikri ile potansiyeli değerlendirme yaparak yerel rehberlik hizmetleri verebilirsiniz. Yerel rehberler, ziyaretçiler için otantik bir hizmet sunar ve bölgenin doğal güzelliklerini keşfetmelerine imkan tanır. Rehberlik hizmetleri verilirken bölgenin tarihini, kültürü ve doğal güzelliklerini en derin şekilde bilmeniz gerekir. İyi bir iletişim kurma becerisi ve kendini ifade etme yeteneği, rehber olarak başarı elde etmeniz için kritik bir öneme sahiptir.
Aynı zamanda profesyonel bir rehber olmak için gereken sertifika ve eğitimleri almanız yararlı olacaktır. Sertifikalar hem güven duygusu kazandırır hem de hizmetlerinizi daha büyük bir kitleye sunmanıza yardımcı olur. Sosyal medya ve farklı dijital platformları kullanarak hizmetlerinizi tanıtıp, daha fazla müşteri kazanabilirsiniz. Düşük sermayeyle yüksek kârlı az bilinen iş fikirleri 2024 arasında en çok tercih edilenlerden biridir.
Çocuk Parti Organizasyonları
Dijital Fotoğrafçılık Ve Video Çekimi
Dijital fotoğrafçılık ve video çekimi, son zamanlarda ki teknolojik gelişmeler sayesinde daha ulaşabilir bir hale gelmiştir. İster etkinlikler için ister ticari olarak, kaliteli fotoğraf ve video içeriklerine olan istek sürekli artış gösterir. Eğer fotoğrafçılık ve video ile ilgili yetenekliyseniz, bu yeteneklerinizi bir gelir elde etmek için kullanmanız mümkündür. Düğün, doğum günü, söz, kurumsal etkinlikler ya sa reklam çekimleri gibi çeşitli alanlarda hizmet verebilirsiniz.
Ev Temizliği Hizmetleri
Günlük yaşamın yoğunluğu arasında, birçok kişi ev temizliği için gerekli zamanı bulamaz. Profesyonel ev temizliği hizmeti, bu ihtiyaç doğrultusunda küçük bir sermaye ile yapılacak işler arasında yer alıp, son derece büyük bir potansiyele sahiptir. Temizlik malzemesi ve ekipmanlar satın alarak bu alanda hizmet sağlayabilirsiniz. Müşteri memnuniyeti, ev temizliği sektöründe en kritik faktörlerden biridir. Hızlı, kaliteli ve güvenilir bir hizmet vererek, müşterilerin size olan güvenini kazanabilirsiniz. Düşük sermayeyle yüksek kârlı az bilinen iş fikirleri 2024 arasından siz de uygun olanı seçip kazanmaya başlayabilirsiniz.
0 notes