#kendimden biliyorum
Explore tagged Tumblr posts
Text
Çok küçük bir mutluluk istiyorum,
O kadar küçük olsun ki,
Kimse istemesin benden onu.
Nazım Hikmet
#nazım hikmet#mutluyum ama birazdan geçer#sabah postu#hayırlı cumalar#mutsuz olmak#keşfet#keşfedilmeyen#kendimden biliyorum#etiket#yorgunum#çikolatalı süt#çokça özlem#özlüsözler#özlemişim#özlemek#özledim#geçmişe özlem#mutsuzuz#mutsuz son#mutsuzum#mutsuzluk#içimdeki çocuk#çocukluğun soğuk geceleri#kitap aşkı#kitap okumak#kitap sözleri#kitaplar#kitap
20 notes
·
View notes
Text
Defalarca denedim, ihtiyaç duyduğunda sana ulaşmayı denedim. Kızdığım her şeyini anlamayı ve ortak yol bulmayı denedim. Beklediğinde başucunda kaldım, istediğinde yalnız bıraktım. Susarak, konuşarak, tartışarak, giderek, kalarak denedim. Tamir ettiğim tekrar kırıldı, hayal kırıklığım anlaşılmadı. Başka zamanlarda aynı yerlerden canım acıdı. Belki gitmemi göze aldın belki gideceğime inanmadın belki de içten içe gideyim istedin. Neye üzüldüğümü dinlemedin. Benimde bitebilen bir gücüm var. İnsan bazen gürültülü bir hesaplaşmayla, bazen sessiz bir yasla vazgeçer. Çoğunlukla terk ettiğinde ya da terk edildiğinde değil içinde ona ait son umut bittiğinde vazgeçer. Ben de senden vazgeçiyorum. Senin yanında ben kendim değilim. Seni mutlu etmek için kendimi üzmekten yoruldum. Zamanı geldiyse artık ben alamadığım her duygumun sorumluluğunu alıyorum. Seninle geçirdiğimiz güzel anıların artık seninle yenilenemeyeceğini biliyorum. Bugün artık elimden gelen her seyi yaptım diyebiliyorum. Üzgünüm ama elbette toparlanırım. Kendimden vazgeçmemek için senden vazgeçiyorum..
179 notes
·
View notes
Text
“Bitanem, Füsun'um.. Sözümü tutmadığım için beni affet.. Canım Füsun'um, aşkım, her şeyim.. İşte yine yüz yüzeyiz. Sana en başta verdiğim sözü tutamayacağım bitanem.. Yanı başında kalamayacağım.. Ama beni affedeceğini biliyorum. Çünkü sen sevdiğini affetmeyi bilirsin. Seni dünyadan çok seviyorum.. Hani birlikte okumuştuk Küçük Prens'i. Ben, sana 'oradaki tilkiyim' deyince sen kızmıştın. Evet, ben o tilkiyim. Beni sevginle evcilleştirdin. Ben kaçamaz oldum, bana beklemeyi öğrettin. Bana aşkın yolunu yordamını öğrettin. Füsun, sen beni yeniden yarattın.. Seni dünyadan çok seviyorum, hayattan çok seviyorum seni.. Ama ben, yaralıyım bitanem.. Gücüm kendime yetmiyor.. Gücüm seni kendimden korumaya yetmiyor.. Dün seni mutlu etmek için çıktım yola. Ben uçarken, senin kanatlarını kırdım.. Ben, mutluluğu bilmiyorum Füsun.. Korkuyu senin gözlerinde gördüğümde anladım.. Kendimi, güle deli gibi aşık olup yapraklarını yiyen bir kurtçuk gibi hissediyorum.. Ben uzağa gidiyorum bitanem.. Sevgimin seni acıtamayacağı bir yere.. Seni acıtmadan, incitmeden sevebileceğim bir yere.. Bana delibal diyorsun ya.. Delibalın fazlası zehir Füsun, delibal zehir.. Bana uzun mu uzun bir aşk yaşattın.. Çok mutluyum giderken.. Sen de mutlu ol. Bide beni affet.. Şimdi değilse bile bir gün affet.. Sayamayacağın kadar öpücük.. Yıldızlar kadar öpücük bitanem..”
225 notes
·
View notes
Text
gözlerimin altında saklı şehir barındırıyorum. yalnızlığa uzanmış bir el var beni çağıran. göğsümüzü gere gere savaştığımız bu savaşta, acı gerekli bir virgüldür. nevrotik varlığımın içerisinde. belirsizlik çitinin ötesinde, titreşen her şeyde bedenimi ayırdığım olur çıplak ellerimle. her şeyin tırnaklarımın altında kaldığını biliyorum. öfkeli bulutlardan bir nefes ya da kentin puslu havasında bir si̇gara dumanı istiyorum. kargaşanın içerisinde kemikli düzensiz ellerimle saçlarımı kimsenin okşayamadığı kadar okşamak istiyorum. sonunda deği̇şmek istediğimi biliyorum. yardım i̇çi̇n küfrediyorum. kendimden nefret ettiğimi biliyorum. yaralarımı dikmeye çalışıyorum. deniyorum deniyorum ama başaramıyorum. hep aynı bıçağı kullanan kemik hırsızını düşünüyorum. hâlâ kırılmaz bir anı gibi duyduğum bedeninin uzuvlarında dinlenebilmek için sarılmaya yelteniyorum. evet biliyorum. sarıldığımda kaburgaları her zaman göğsümü sıkardı. her bir kemiği canlı kanlı ete çarpan bir mızrak gibi göğsüme batardı. şaşırmış kalbimin atışları arasında acının çatırtısını yaşatırdı. sanki savaşa gitmeye hazırmış gibi göğsünü şişirirdi. belki de öyleydi. sarılamazdım ve tüm parçalarımı kaybedemezdim. çünkü sen de bana sarılıp tüm parçalarını kaybedemezdin. hâlâ beni rahatsız eden kırılmayı hissedebiliyorum. varlığın artık tedavi edilmiş bir travma gibi. zihnimde eşleştiğin noktaları yeniden ziyaret ediyorum. göğsümün içinde bir nabız olduğunu ve hayatın beni sarstığını keşfediyormuş gibi sendeliyorum. hayatın tekrar tekrar bir şeyler söylediğini fark ediyorum. ve tekrardan yürüdüğüm patikalı yollardan kendime dönüyorum. ne kadar istersem isteyeyim. kimsenin bu varoluşumun boşluklarını dolduramayacağını ya da sessizliğimi anlayamayacağını biliyorum. hayatımızın belli bir noktasında, çoğu insanın bizimle aynı zihinsel senkronizasyonda olmadığını fark ederiz. üzgünüm! evrim arayışının bedeli yalnız, daha doğrusu kendinizle yürümektir. bu göründüğü kadar kötü değildir. sadece özgürleştiricidir.
245 notes
·
View notes
Text
Bakma etrafın kalabalıklığına😉
Aslında herkes yalnız !🙃
Kendimden biliyorum…🙃
145 notes
·
View notes
Text
Bir gün eğer eve geç geldiysen ve ben seni göremeden koltukta uyuya kaldıysam kulağıma gününü fısılda. O gün içinde seninle paylaşamadığım tüm anları bilmeye ihtiyacım var çünkü. Sonsuza kadar uyurken seni izleyebileceğimi biliyorsun. Bazen sadece buna ihtiyaç duyuyorum. Yorgun bir günün ardından seninle kurduğum uzun göz temaslarına. Kötü geçen günümü kucağında yatarken sana anlatmaya. Biliyorsun sadece senin yanında ağlayabiliyorum. Sen benim kaçış yolumsun hep. Kendimden bile beni saklamayı başarıyorsun sevginle. Seninle paylaştığım her andan keyif ve huzur dolmayı seviyorum. Kavga ettiğimiz zamanlar bile benimle kavga ettiğin için mutlu oluyorum. Çünkü sevmediğin biriyle kavga etmeye vakit bile harcamayacağını biliyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki bazen seni sadece kendime saklamak isteyen bencil birine dönüşüyorum. Sadece ikimize ait olan basit kelimeleri seviyorum. Mutlu olduğumuz kadar mutsuz olduğumuz anları da sevmeyi başarabiliyorum. Mutluluk kadar mutsuzluğunda normal olduğunu öğreniyorum. Gelecek ne getirir bilmiyorum ama seni geleceğime götürdüğümü biliyorum.
#edebiyat#aşk#sevgi#aşk büyüsü#sevgilim#zaman#aşk sözü#hayaller#yorgun#sonsuzluk#kavga#gelecek#seni seviyorum
85 notes
·
View notes
Text
Kimse gitmez demiyorum çünkü herkes gider. Herkes gitse o gitmez dediğin insan bile bir bakarsın yok. Senelerini birlikte geçirdiğin, hayatının önemli bir parçası olan kişi bile bir gün gider. Sen ne olduğunu kavrayamadan hayatından insanlar çıkar. Bir bakarsın bir başına kalmışsın. O yapmaz dediklerin yapmış, o gitmez dediklerin gitmiş, sende kalmışsın hayal kırıklarınla bir başına.
#benim yazım#hayal kırıklığı#bazı yollar yalnız yürünür#çocukluğun soğuk geceleri#yorgunum#mutsuzluk#mutsuzuz#mutsuzfaniler#keşfet#keşfedilmemiş#çikolatalı süt#keşfedilmeyen#kaybedenler kulübü#kalp sızısı#kırık kalpler#kalp acısı#kalp kırıkları#kırık kalp sendromu#kalp kırıklıkları#hayal kırıklıkları#hayalkirikligi#çok yoruldum#kendimden biliyorum#yorgunbiri#ruhum yoruldu#ruhumda sızı#ruhumdakiyaralar#ruhumunizleri#yorulmuşluk#yorulmak
9 notes
·
View notes
Text
Çok yoruldum iyimisim gibi yapmaktan her şey yolundaymis gibi yapmaktan çok yoruldum nefes alamıyorum titriyorum başım dönüyor midem bulanıyor ben hiç bir şeyle baş edemiyorum yaşadıkça alışırım diyorum yaşadıkça daha çok canım yanıyor nefret ediyorum bu siktiri boktan hayatımdan da kendimden de nefret ediyorum her şeyden nefret ediyorum ölmek istiyorum gerçekten ölmek istiyorum Allah'ım biliyorum kimse olmasa da sen varsın ama nolur bana bir az sevgini hissettir günah işlemekten korkuyorum nolur nolur Allah'ım nolur yardım et
60 notes
·
View notes
Text
Sonra aptallıklarım, hatalarım geliyor aklıma. Kendimi bile bile üzdüğüm zamanlar... Değer ve kıymet görmediğim yerlerde ahmak ıslatanlarımla eşik dibine düştüğüm zamanlar... Çok özür diliyorum kendimden...
Geçmişi elbette telafi edemem lakin biliyorum, yaptığım yanlışlar doğrularımı şaşırtmadı. Gittiğim yollarda uğrayıp hayatımın merkezine koyduğum insanların bugün esamesinin dahi okunmaması... Hayat ne garip. Bir zamanlar "en" değerli olanın zaman içinde yok olması, sanki o duyguların düşüncelerin hiçbir anlamının olmaması gibi. Anladım duygularda ölüyormuş; zamansız, selasız ve mezarsız...
54 notes
·
View notes
Text
C: Benim Mogrul, dört göz fani.. Bu mektubu sana çok uzak bir diyardan ve çok uzak bir zamandan yazıyorum. Gittiğinden beri çok uzun zaman geçti ve birçok şey değişti. Hanımın yavaş yavaş büyüyor ve bu güçlerini etkiliyor. Bir yandan iyi bir yandan kötü ama her şeye rağmen baş etmeye çalışıyorum. Küçükken yeterince huysuz değilmiş gibi.. Büyüdükçe çok daha fazla huysuz hale geldi ama yapacak bir şey yok. Bazen sinirleniyorum bazen de sakin kalmaya çalışıyorum. Tıpkı bana benziyor.. İstemediği bir şey olunca hemen beni tehdit ediyor ve üstünlük kurmayı deniyor. Bazen yemiş numarası yapıp haklı çıkmasını sağlıyorum ve içten içe olan mutluluğunu fark edebiliyorum. Anlayacağın bizim için her şey çok iyi gidiyor. Mektubuma güzel şeyleri anlatarak devam etmek isterdim ama özür dileyerek söylüyorum ki sana çok kızgın. Mektubu onun yazması için birçok şey yaptım ama başaramadım. Onu terk ettiğini ve arkasından bıçakladığını düşünüyor. Birçok kez konuştum ama onu çok iyi tanıyorsun ve konuşmak istemediğinde nasıl birine dönüştüğünü en iyi sen biliyorsun. Sen gittikten sonra ara ara denemeye devam ettim ama sonuçlar hep aynı. Ama hiç merak etme denemeye devam edeceğim. Aslında sana kızgın olması kötü olan ikinci konu olabilir. Yanında onu koruyan yeni bir şey var ve sanırım senin gibi değil Mogrul. Saf bir kötü o. Adı Aazighal ve sanırım hanımının yeni koruyucusu. Bunu duymak canını yakabilir ama senin kadar olmasa da iyi anlaşıyorlar ve o saçma kitabı da okuyabiliyor. Bu da hanımının çok daha güçlü olması anlamına geliyor. Her neyse, daha fazla canını sıkmak istemiyorum.
Biraz da kendimden bahsedeyim sana. Deminde okuduğun gibi hanımın ile baş etmek bir fani için zor olabiliyor. Her şeye rağmen eğlenceli ve büyük bir tecrübe.. Bu arada gözlüklerimi aldığın için hiç sinirli değilim. Sana benden çok daha fazla yakışıyordu ve bunu kendime yediremediğim için söylemek içimden gelmiyordu ama gerçek bu. Gözlük benim için herhangi bir şey ifade etmeyecektir Mogrul. Ben çirkin bir adamım ve plastikten yapılmış bir şey bunu değiştiremez. Bu arada seninle dalga geçtiğim ve seni kırdığım içinde ayrıca özür dilerim. Hiç hak etmediğini sen gittikten çok sonra anladım. Hanımın çok zor biri ve sen buna rağmen ona yıllarca dayandın. Bir dediğini iki etmedin ve bunu büyük bir özveriyle yaptın. En çok değer vermem gereken kişi sendin ama ben yine yapmamam gereken şeyleri ilk yapmayı seçtim ve her şekilde seninle dalga geçtim. Beni biliyorsun.. Kafam biraz farklı çalışıyor ve bu diğer kişiler için sorun olabiliyor. Umarım beni affedebilecek kadar yüce gönüllüsündür Mogrul. Bu arada tahmin ya da varsayım yapmadığımı bilmeni istiyorum. Evet dostum, cennette olduğunu biliyorum. Bunu iliklerime kadar hissediyorum Mogrul. Cehennemde yaşamayı hak etmiyorsun. Seni hayatını hanımın için yaşadın ve onun için bitirdin. Cehennemden gelen birinin böyle bir şey yapamayacağını herkes bilir. Cennette umarım çok eğleniyor ve hak ettiğin değeri buluyorsundur. Oradaki hurileri nasıl becerdiğini düşünmeden de edemiyorum. Lütfen bunu yaparken gözlüklerimi işin içine karıştırma. Şaka yapıyorum kızma. Bizim tarafımızda durumlar böyle. Umarım sende çok mutlu ve huzurlusundur. Hanımına senin kadar iyi bakamayabilirim ama bir fani için ne kadar iyi bakılabilirse o kadar iyi bakacağımı bilmeni isterim. Senin hanımından bir isteğin vardı ve o isteğini yerine getirdi. Benimle konuştu ve hiç bilmediğim şeyleri bana anlattı. Benimle ilgili olan bütün görüşlerini iyisiyle kötüsüyle dinledim. Hak verdiğim oldu, bazısına da hak vermedim ama bu bir şeyleri değiştirmez. Herkesin kendi görüşleri vardır ve sana saygı duymam gerekirdi. Konu ben bile değilim Mogrul, hanımına bunca sene baktığın için bile senin kulun kölen olmalıydım. Tekrardan özür dilerim. Sen bir gölge değilsin, sen en parlak renge ve en büyük kanatlara sahip bir meleksin Mogrul. Hiçbir zaman kötü biri değildin. Tek yaptığın şey hanımına itaat etmekten başka bir şey değildi. Bunca sene ona hizmet ettiğin için sana binlerce kez teşekkür ederim ama artık senden bir şey isteme sırası bana geldi diye düşünüyorum. Hala beni sevmeye bilirsin ama hanımının hatırı için belki de isteğimi yerine getirirsin..
Anneme onu çok sevdiğimi ve çok özlediğimi söyle olur mu Mogrul? Merak etme bana yaptıklarını gördüyse senin safını tutacaktır. O bu hayatta tanıdığım en adil ve en güçlü kadınlardan birisiydi. Eminim ki sende çok seveceksindir. Ona oğlunun büyüdüğünü söylemeni istiyorum. Onu anmak canımı yaktığı için bunu çok yapmıyorum. Hem çok da dua eden birisi olmadığım için muhtemelen bana kızgındır ama elimden bir şey gelmiyor. Dua etmeyi sevmiyorum. Onun gibi bir anneye sahip olduğum için çok şanslı olduğumu bilmesini sağla Mogrul. Senden ilk ve tek isteğim budur. Ona benim yerime kocaman sarıl, bende burada hanımına sarılacağım.
Mektubumun sonuna geldim Mogrul. Veda etmeyi ya da bir şeyleri bitirmeyi hiçbir zaman beceremediğimi bilirsin. Direkt yazmayı bitirmek istiyorum ama bunu hak etmediğini de biliyorum. Çok garip bir his bu Mogrul. Oturmuş bir meleğe elveda demeye çalışıyorum. Her neyse.. Umarım bu mektup eline geçer ve bizim için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlayabilirsin.
Unutmadan, mektubun içindeki şeyi ilk kez görmüyorsundur muhtemelen ama o bir güneş gözlüğü ve hanımının. Gözlüğü ondan çaldım ve onu bir yerlerde bırakıp kaybettiğine inandırdım sanırım. Sana hem çok yakışacaktır, hem de hanımından bir şeye sahip olmak hoşuna gidecektir diye düşündüm. Elimden bu kadarı geldi Mogrul, keşke daha büyük bir şekilde sevindirebilseydim seni ama ben bir faniyim.. Benden çok da fazla şey beklememek lazım.
Elveda Mogrul. Bütün karanlıklarının ardındaki o bembeyaz kalbine çok iyi bak.
I: Şimdi bunları mühürle ve ona götür Aazighal. Eğer ona ulaşmazsa ya da onu bulamazsan sende geri gelme.
#Witch#Witches#Wicca#Witchcraft#Witchblr#Pagan#Gothic#Dark#Art#Painting#Artists On Tumblr#Illustration#Aesthetic#Kitap#Alıntı#Edebiyat#Tom Bagshaw
156 notes
·
View notes
Text
dokunsalar ağlayacaktım bu yüzden izin vermedim kimseye, bana dokunmaları için. uzanan elleri bir bir yaktım. sarıp sarmalamak isteyen her bedenden kaçtım. çünkü dokunsalar ağlardım. çünkü ağlarsam ölürdüm. ben biliyorum, bak. bu yüzden gittim ben. her yerden ve herkesten. günlerimi dört duvar odaya ve bir balkona sığdırdım. çünkü korktum. ağlamaktan korktum. düşmekten korktum. ölmekten korktum. ama en acısı ben kendimden korktum. yapabileceklerimin bir sınırı yoktu. kendime yapabileceklerimin bir sınırı yoktu. cesetten farksız olduğum her günü en ufak ayrıntısına kadar hatırlıyorum. nefreti olduğum babam bile ağlamıştı o günlerde hâlime. günlerimin tümünü bir odada geçirip kendimi öldürecek cesaretin gelmesini beklemiştim. her gece ellerim arasında tuttuğum jilete bakmış ama yapmamıştım. bir şekilde bir yerden tutunurum ben diyerek inandırmıştım kendimi, bir yalana. tutunamadım ben hiçbir yere, hiçbir şekilde. ellerimde açtığım her yara kapanmaz bir izmiş gibi yüreğimi yaktı gecelerce. bir sigaranın son nefesinde bekleyip duruldum. bir uçurumun kenarında saatlerce oturdum. üç günde dokuz şişe devirdim. sorsan anneme, ne çok ağlar hâlime. ben kaçarken hep yakalandım, kendime. zehirli bir sarmaşık gibi dolandı ellerim boğazıma. bedenimi kanatan tırnaklarımın yarası görünmesin diye boyadım tırnaklarımı. yaralı dudaklarımdaki kan izlerini tanımasınlar diye boyadım dudaklarımı. ben saklanmak ve kaçmak uğruna yaptım her şeyi. savaşamadım hayır. hiçbir zaman savaşamadım. o savaş yerine adım bile atamadım. ben hep korkaktım. ben hep acizdim.
61 notes
·
View notes
Text
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
Kendimden de kaçıyorum gibi beylik bir ifadenin içine düşmeseydim. Ne olurdu, bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım; ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım. Sana diyebilseydim ki, durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla.
Ben iyi değilim Bilge, seni son gördüğüm günden beri gözüme uyku girmiyor diyebilseydim. Gerçekten de o günden beri gözüme uyku girmeseydi. Hiç olmazsa arkamda kalan bütün köprüleri yıktım ve şimdi de geri dönmek istiyorum, ya da dönüyorum cinsinden bir yenilgiye sığınabilseydim. Kendime, söyleyecek söz bırakmadım. Kuvvetimi büyütmüşüm gözümde. Aslında bakılırsa, bu sözleri kullanmayı ya da böyle bir mektup yazmayı bile, ne sen ne aşk ne de hiçbir şey olmadığı günlerde kendime yasaklamıştım. Sen, aşk ve her şeyin olduğu günlerde böyle kararlar alınamazdı. Yaşamış birinin ölü yargılarıydı bu kararlar. Şimdi her satırı, “bu satırı da neden yazdım?” diyerek öfkeyle bir öncekine ekliyorum. Aziz varlığımı son dakikasına kadar aynı görüşle ayakta tutmak gibi bir görevim olduğunu hissediyorum. Çünkü başka türlü bir davranışım, benimle küçük de olsa bir ilişki kurmuş, benimle az da olsa ilgilenmiş insanlarca yadırganacaktır. Oysa, sevgili Bilge, aziz varlığımı artık ara sıra kaybettiğim oluyor. Fakat yaralı aklım, henüz gidecek bir ülke bulamadığı için bana dönüyor şimdilik. Biliyorum ki, bu akıl beni bütünüyle terk edinceye kadar gidip gelen aziz varlık masalına kimse inanmayacaktır.
Bazı insanlar bazı şeyleri hayatlarıyla değil, ölümleriyle ortaya koymak durumundadır. Ben ölmek istemiyorum. Bu nedenle, sevgili Bilge, mutlak bir yalnızlığa mahkum edildim.
26 notes
·
View notes
Text
Okyanuslarda, balıklardan ve kuklalardan bahsetmeyeceğim bugün. Bugün Tanrı tarafından en çok affedildiğim gün. Yoksa yakmazdı bu kadar canımı. Bırakmazdı kimsesiz. Anlatırdı beni diğerlerine, anlarlardı. Değil mi? Bugün bir af aldım ve insanlar tarafından reddedildim. Olsun Tanrı beni kabul etmek için canımı yaktı.
Nerden baksanız karmaşık bir gün. Her şeyi ile.
Saatlerce konuşmak ve anlatmak istiyorum.
Susmak ve anlaşılmak istiyorum.
Bi sınavdayım belli ki ve belli olan başka bir şey yakınlarıma veda edeceğim gerçeği.
Tek tek değil Bi anda hepsini kaybettim. Ve çıktığım bu yolda yılın sonunda kimseye sırtımı yaslamamam gerektiğini öğrendim. Gülünce geçmiyor, ağlayın ki daha çabuk iyileşsin. Saklayın ama acınızı da yaşayın.
Çünkü içinizde yaşamak sorunu halletmiyor. Kırılınca, üzülünce, sinirlenince bunu size yapana hesap sormasını bilin. Yoksa bir şey yapmadığını sanıp daha çok üstünüze geliyor.
Bazen olmasını istediğimiz şeyler olmaz. Bir aradayken birbirinize zarar verirsiniz ve ayrı ayrı daha mutlu olursunuz. Zorlamamak gerek. Sizler kimse için gururunuzdan vazgeçmeyin. Değmiyor Çünkü. Sevginizi hak etmiyorlar. Sevginizi hak eden insanlara saklayın.
Acılarınızı sevin. Her biri size yeni bir ders olur. Bazen bağırmayı öğrenin ve Bazen de gitmeyi. Ben ikisini de öğrenemedim. Sustum ve beni mahvedenlerle kalmaya devam ettim. Hep kendimden verdim. Hep ben yoruldum. Kimse benim için yorulmadı. En yakınım bile benden vazgeçti. "Aptal mısın?" Öylesine bir soru belki ama çok şey kırdı içimde. Suçluyum belki ya da değilim. Dostumu Hep yanımda istedim. Ama o öyle Bi başkasını sevince ilk orada öldüm. Çekip gittim. Suçluyum. Özür dilemeyeceğim, biliyorum hiç bir işe yaramıyor. Sonra art arda bir sürü yanlış yaptım. Her yanlışım benden beni aldı. İçimde ki sevinci ve enerjiyi bitirdi.
Veda ettim.
İçimde ki her şeyi suratlarına kusarcasına haykırmak istiyorum. Beni öldürdükleri için. Kötü olduğumu bildikleri halde beni daha da derine çektikleri için. Kızmıyorum artık, geçti. Hissedemiyorum ya da bilmiyorum. Çoğu kişi bu yazdığımı okumayacak. Buraya kadar okuduysan teşekkür ederim.
"Vedalar emare bırakır." Aslında her veda Bi şeyi belirliyor. Geri de kalan için enkaz çekip giden için yıkım.
Ben hiç kimse, bu veda herkes için. Her şey için.
3 Aralık 2023
#keşfet#kesfet#edebi sözler#kitaptansözler#kitapsözleri#kitapokumak#kitaptavsiyesi#alıntı#kitapkurdu#kitapkokusu
83 notes
·
View notes
Text
beni boşluğunda tutuyorsun. dişlerin omzuma çürükler kazıyor. sıcak, titreyen vücudunu hissediyorum. benimkiyle aynı hizaya geliyor. solgun dudaklarının, morfininin damarlarımda serbestçe dolaştığını hissetmeme izin ver. senin için acı çekmek, gözlerim kapalı kendimi attığım bir uçurum. sen tüm bunları ve daha fazlasını biliyorsun. o alaycı gülümsemen, göz bebeklerine yansıyan acıyı ortaya çıkarıyor. senin zihnin de benimki kadar hasarlı. bana kapıyı açmaya direndiğini hissediyorum. bu yüzden yere oturuyorum ve en sevdiğin o şarkıyı usulca söylüyorum. beni kendimden soyan kötülük ve şiir dolu şeffaf bakışlarını görmediğimi düşünüyorum. odamın sessizliğinde ve trafik sıkışıklığında yazdığım bu kelimelere sığmıyor. sen de bana sığmıyorsun. hırpalanmış bedenini ve sersemlemiş ruhunu giydiren takımyıldızı, acıdan taşmadan göğsümde nasıl yaşayacağını bilmiyor. nasırlı parmakların atardamarlarımı yırtıyor. ben sadece, sen içimi karıştırırken gülümsemeyi biliyorum. gülümsüyorum çünkü sen, kendimi içten içe parçalayarak geçirdiğim zamanlarda hissetmek için iyi bir acısın. ve seni kıvrımlarımın her kıvrımında yayılırken görmek, sonucu bilen ama yine de ellerini bulutlu gökyüzüne uzatıp dudaklarında bir gülümsemeyle fırtına bekleyen biri gibi, beyin damarlarıma bir girişim. çıplak ve çiğ bir şekilde bana sahipsin. bazen korkulu bir sancı. bazen de çıplak ellerinle göğsüme saplanan bir bıçak. kendimi adrenalinde kaybediyorum. kollarımı açarak gülümsüyorum. sanki sen içimi bükerken dünyayı kucaklayabilirmişim gibi. dudaklarımda keskin bir gülümsemeyle gözlerimi sel basıyor. bana seni sert kıvrımlarının ötesinde görmeyi öğret. kalbimi göğsümden sök. kalp atışlarımı boğ. keskin gözlerinle retinalarımı yırt. yağmurlu bir gecede beni duvara fırlat. ben sırtını kan kırmızısı renklerle çivilerken, belirsizliklerimi tepeden tırnağa yut. seni hissetmeye ihtiyacım var. beni hisset. kendimi senin gördüğün gibi giydirdim. yatak odasının tavanına çizilmiş acı bir taslak gibi.*
207 notes
·
View notes
Text
ben çok zayıfladım menekşe. kanser tüm bedenime yayıldı. sonu olmayan bir yolda, yürüdükçe yürüyordum. yolun sonunda sen olduğunu varsayıyordum, her seferinde bir yanılgıyla alev alıyordum. ben çok yoruldum menekşe. çürüttü beni bu hastalık, canım ağzımda yürümeye çalışıyorum yolumu. çocuk aklı ya elbet karşıma çıkar diyorum. bilirsin yanında çocuklaşıp sonradan kendimden sıkılmalarımı, bu sefer öyle olmadı. çıkacak dedim, rastlaşıcaz biliyorum dedim. söylemekten usanmadım, sıkılmadım bak kendimden. ben çok mutluyum menekşe. içimde hayalimden kalan parçalarda sana rastladım. ne güzeliz, gel anlatayım dedim. kapımı çalan olmadı ama belki duymamışsındır diye geçindim. ben çok öldüm menekşe.
49 notes
·
View notes