Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ
Yeryüzünde bulunan herşey fanidir.
25 notes
·
View notes
Text
Sokaklara çıkıyorum ama eskisi gibi değil; ağzıma ıslığımı almadan, ellerimi ceplerime zulalamadan... Dudaklarımı birbirine zımbalayıp yüreğime sarılıyorum. Bende yalnız öksüz bi yürek kaldı sarıp sarmalayacağım...
26 notes
·
View notes
Text
Sessizliğini duymayan birine sevdanı verme, göynün incinir.
51 notes
·
View notes
Text
Bazan insanın kalbi ne çok meyilli acının peşinde bir ömür sürüklemek için can atmaya. Halbuki hayat ne kısa, kuşlar ne de güzel uçuyor.
31 notes
·
View notes
Text
Sonra aptallıklarım, hatalarım geliyor aklıma. Kendimi bile bile üzdüğüm zamanlar... Değer ve kıymet görmediğim yerlerde ahmak ıslatanlarımla eşik dibine düştüğüm zamanlar... Çok özür diliyorum kendimden...
Geçmişi elbette telafi edemem lakin biliyorum, yaptığım yanlışlar doğrularımı şaşırtmadı. Gittiğim yollarda uğrayıp hayatımın merkezine koyduğum insanların bugün esamesinin dahi okunmaması... Hayat ne garip. Bir zamanlar "en" değerli olanın zaman içinde yok olması, sanki o duyguların düşüncelerin hiçbir anlamının olmaması gibi. Anladım duygularda ölüyormuş; zamansız, selasız ve mezarsız...
53 notes
·
View notes
Text
Senden sonra neler oldu bilmek ister misin? Eve girdiğimde gözaltlarımda taşıdığım onarıcı kiloluk torbaları kapının önüne kadar uzanır. Ellerimizdeki yalnızlığı katlayıp montumun cebine sıkıştırdım. Prangalarımın sesini duyunca "Sen mi geldin?" dedi annem. Dedim "Bilmem ki anne, ben mi geldim?" Böyle zamanlarda annemin yakasına yapışıp "Anne bana söyle, ben gelmişim, buradayım, sahiden var mıyım anne?" diye bağırmak istedim. "Kendimi koruyorum anne, sanki yokum, sanki kanım çekildi, sanki kalbi söküldü, belim büküldü anne, anne bul beni" diye devam etmek istedim. İstediğim ki annem beni, kaybolan yüzüğünü evde arayıp bulduğum gibi bulsun, beni parmağına taksın, eli hiç bırakmayayım
27 notes
·
View notes
Text
Bütün bildiklerim sol cebimde silahsız bi şarjör olarak beni en fazla casus yapar. Hem buna kılığımda müsait. Sakallarımdan da ahirete iman ettiğim anlaşılmıyor zaten. Namaz kılarak şu köhnemiş dünyayı gözden çıkardığımda söylenemez. Kot pantolon, tişört, lunapark ve iyi akşamlar.
Kılığımda müsait dedim ya, orta sınıf Kureyşlilerin arasında bir karınca misali ellerimde delik birer bakraçla ateşe yürüyorum. Bir naat yazacak kadar yaklaşamadım henüz. Ateşten sıcak buzdan soğuk kalemimden dökülenler. Yürüyorum işte...
İyi akşamlar...
22 notes
·
View notes
Text
Sahi hangi yıldayız? Hangi ayın kaçıncı günü? Saatler kaçı gösteriyor? Zaman kimden neyi aldı kime ne sunuyor? Peki benden giden kimdi ya bu gelen...
Sen kimsin...
26 notes
·
View notes
Text
Ben, ilk okulda silgimi kaybetmekle başlattım bu hikayeyi sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi peş peşe...
20 notes
·
View notes
Text
Belki de bendeki bu var olan sonsuz yalnızlık hissi; Allah'ın "Benden başka kimsen yok." deme şeklidir.
25 notes
·
View notes
Text
Olmak istediğim yerde değilmişim gibi hissediyorum. Dillerden dökülen sözler soğuk. Bahar da gelmez oldu bi türlü ve ben evimi özlüyorum. Kaç nefes daha almam gerekiyor bu gurbet elde?
Bilmiyorum...
Gidip bi kitabın arasına sıkışıp uyumak istiyorum.
34 notes
·
View notes
Text
Az evvel bi yerde okudum. "Acı çekmemiş biriyle yapılan sohbet gevezeliktir" diyor.
Haklı tabi. Acı çekmemiş, deli gibi istediği şeyin yokluğuyla sınanmamış, yarı yolda bırakılmamış, acının verdiği zikirde hu çekmemiş olan hayatı hiç bi zaman tam manasıyla anlamayacaktır. Farkına vardığınız anda gıdım gıdım uzaklaşın.
Ha, bi de iftara kaç dakika kaldı? Üşüten şey acıktırıyormuş onu farkettim bugün.
23 notes
·
View notes
Text
Virginia ablanın da dediği gibi;
"Biri tarafından yok sayıldığınızı fark ettiğinizde onu bir daha rahatsız etmeyin... "
36 notes
·
View notes
Text
Ne gün ama...
Gene olmayacak torunlarıma bissürü anlatılacak hikaye biriktirdim.
31 notes
·
View notes
Text
Mutluluk, ürkek bi ceylan gibi etrafımda sek sek oynarken uzaktan izleyip acıyı yudumlamak düştü kadere...
38 notes
·
View notes