#kenar notu
Explore tagged Tumblr posts
seslimeram · 2 months ago
Text
Noksan, Eksik, Yarım
Tumblr media
Noksan, eksik, gedik hep her dem yarım yamalak hiçbir türlü toparlanamayan bir cerahat ekseni üstünde her günün bir kere daha kuşatıldığı bir zemindeyiz. Yaşam, anlam ve edim ile sınırlarının her gün daha da kıstırıldığı bir düzlemdeyiz. Behemehal baş efendi ile bir biçimde ortağı olagelen baş faşist ikilisinin sunduğu, savunduğu her şeyin bu kör karanlık halin daimi bir mihmandarlığı olduğu bugün açıktır. Demokrasi, eşitlik, adalet edimlerini, bunlarla birlikte var edilen hürriyetin hiçe yazıldığı sahnede var edilmiş her şeyin bunun kati, kesintisiz, gerçekçi örneklerini ihtiva eder. Bakınız, hayatlarımızın son yirmi iki yılı. O yirmi iki yılda imal edilen her türden garabetlikler. Yarım, eksik gedik düzenlemelerin hayatı dar ettiğini görmek için müneccim olmaya gerek yoktur. Bütünüyle habis olagelen bir kısır döngüyü daimi ayrıştırılmaz bir mefhum haline dönüştürmek adına yapılanlarla var edilen yirmi iki yıl. Henüz her şey lalettayin olamayacak kadar keskin, daimi bir hal ve tavırla tüm o ayrımcılık potasında birbirine lehim ediliyor. Bedene, akla yönelik olan siyasetin tüm pragmatik halleriyle yeni ülke bina edilirken cürüm başat oyun kurucu öge ilan ediliyor. Kötürüm kılınmış bir ülke gerçekliğini bir icraat kabilinden savunuyor erk, muktedir. Bir türlü düzeltilemeyecek olan hamlelerle eksen, kaybettiriliyor.
Yön de yordam da o gümbürtüde bizatihi ikilinin var ettiği, iletişim işleri başkanlığından kimi muhalif görünümlü şahsiyetlerin ortaklığında gerçek bir yıkıcılığı imgeliyor bugün iş bu raddede. Basitçe teslimiyetin zikredildiği, bir duraksamaksızın var edilmiş rehinelik üstünden yürüyen, güncellenen bir ülke imgesi var ediliyor. Tümüyle parametreler daimi bir biçimde çürümeyi göstere gelirken, gündem dolgusu kılınan hamlelerle birlikte yaşam edimi manasız bir kısır döngüye rehin ediliyor. Ne açın halinden anlayan kalıyor, ne nedir bu gidişat diyenlerin sesleri. Kadına yönelik şiddet aile kartı oynanarak örtbas edilmeye bir biçimde devam olunurken işin zıvanadan çıkıp bir sürek avına dönüştüğü, kadından ol çocuklara hatta bebeklere kadar ölümün var edildiği bir düzlem gerçek kılınıyor. Tümden ekranların üçüncü sayfanın ta kendisi olagelen ülkeyi gösterdiği bildirdiği bir zeminde ol onca yaranın akıbeti ne olacaktır sorgulanmasın istenir. Müdahil olan biziz, haklarını tam ve eksiksiz var edeceğiz, hesabını yargı önünde sorulmasını sağlayacağız diye diller var edilip, nutuklar çekilen bir menzilde hangi yaranın hesabı cidden sorulabilmiştir cidden hiç düşündünüz mü?
Bir başka köşeye uzanalım. Politik tahayyülün, belirgin bir direnişin var edildiği, ezel ebet ülkenin geri kalanından apayrı bir muamelenin devletin takdiri olarak bildirildiği bir sahnede var edilen işkenceye ve sonrasına bakalım. Mezopotamya Ajansına bağlanalım: “Kayyım atanan belediye önünde "Gel buraya vali, halkın iradesini gasp ediyorsunuz" diye seslendikten sonra tutuklanan Yusuf Kaya, "Valinin selamı var" denilerek şiddete maruz kaldığını aktardı. Kaya, "Bu mücadeleyi zafere ulaştıracağız" mesajı gönderdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Êlih Belediyesi’ne 4 Kasım'da kayyım atanması sonrası başlayan protestolar, polis şiddetine rağmen aralıksız bir şekilde devam ediyor. İrade gaspı protestoları gerekçe gösterilerek en az 195 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 25’i tutuklandı ve 5 kişiye ev hapsi verildi. Protesto eylemleri ve ev baskınlarında gözaltına alınanlar, yoğun bir şekilde polis şiddetine maruz kaldı.
Belediye önünde “İradeye gasp yapacaksanız neden bu seçimler? Gücün yetiyorsa burayı kazansanıza. Halkın içinde mücadelemizin sesini duyacaksınız. Yüreğin yetiyor mu? Bir gelsene buraya? Öyle belediyeye girerek, saklanarak, bir yere varılmaz. Korumalarla bir yere varılmaz. Geleceksin halkın içerisine gireceksiniz. Seçimleri yapıyorsunuz, halkın iradesini gasp ediyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. İsrail sizden daha iyidir" sözleriyle kayyıma tepki gösteren Yusuf Kaya da 7 Kasım’da tutuklandı ve polis şiddetine maruz kaldı. Kimi görgü tanıkları, Kaya'nın belediye binası önünde Vali Ekrem Canalp tarafından bizzat tokatlandığını ileri sürdü.
‘Vali Tokat Attı’
Belediye binası önünde ters kelepçeyle yüzleri duvara dönük bekletilenler arasında yer alan N.K. adlı genç, Vali Canalp’in Kaya’ya tokat attığını gördüğünü belirtti. N.K., gözaltında yaşananlara dair şunları söyledi: "Önce darp edildik. Bizi belediyeye aldılar. Burada plastik mermi ve biber gazına maruz kaldık. Biz içeriye aldıklarında Yusuf ile vali göz göze geldi. Yusuf, valiye ‘Neden korkuyorsun, halkın içine çıkamıyorsun’ dedi. Bunun üzerine vali tokat attı. Tokat sonrası onu içeriye aldılar. İçeride bağrışlar geliyordu. Bizim kıpırdamamıza dahi izin verilmedi. Sonra fotoğraflarını gördüm. Odaya alındığında bu halde değildi. Ne olduysa o odada oldu. 2 gün emniyette kaldık. Orada yüzü maskeli polisler gelip bizi darp ediyorlardı. Nezarethaneye biber gazı atıp, plastik mermi sıktılar. Ardından serbest bırakıldım."
'Valinin Selamı Var' Deyip Darp Etmişler
Sakine Kaya, Batman T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan kardeşi Yusuf Kaya ile 14 Kasım'da görüştü. Kardeşinin yüzündeki darp izlerinin geçmediğini belirten Sakine Kaya, kardeşinin gözaltına alındıktan sonra yaşadıklarını kendisine anlattığını dile getirdi. Kaya, "Polisler ‘Valinin selamı var’ diyerek, kardeşimi gözaltına alıyorlar. Darp edilerek gözaltına alınan kardeşim, sürüklenerek belediye binasının bahçesine götürülmüş. Orada kardeşim darp edilmiş, telefonuna el konularak, yaşamını yitiren ağabeyim Ümran Kaya ve kuzenlerimin fotoğrafları üzerinden hakaret etmişler” dedi.
Sakine Kaya, kardeşinin gördüğü şiddete dair anlatımlarını şöyle paylaştı: "Kıyafetlerimi çıkarıp çıplak bir şekilde insanlık dışı muameleye ve işkenceye devam eden polisler, ellerime iki kelepçe taktılar. Bu işkence sadece polislerle sınırlı kalmadı. Kayyımın korumaları da yüzümü tekmelediler. Yüzüme aldığım darbelerden dolayı şu anda görme sıkıntısı yaşıyorum. Her işkence etmeye çalıştıkları esnada onlara gülerek, karşılık verdim. Gülümsemem onların zoruna gittiği için insanlık dışı işkenceye devam ettiler."
Kardeşinin direnişinin arkasında olduklarını vurgulayan Sakine Kaya, kardeşine valinin kendisine tokat atıp atmadığını da sorduğunu aktardı. Abla Kaya, "Sürekli başının eğilip işkenceye maruz kaldığını anlattı. Her gelen ‘Valinin selamı var’ deyip işkence etmiş. Başı eğildiği için valiyi görememiş” dedi.
Direniş Mesajı
Kaya, kardeşinin, "Mücadelemizde haklıyız. Haklı olan mücadele muhakkak başarıya ulaşacaktır. Bu mücadeleyi zafere ulaştıracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Ne zindanlar ne insanlık dışı uygulama ne de ölüm bizi mücadelemizden vazgeçiremez. Zafer bizimdir" mesajı gönderdiğini dile getirdi.
‘Dava Açacağım’
İlk günden bu yana oğlu ile birlikte kayyım protestolarına katılan anne Gülcihan Kaya ise, şiddet uygulayanlar hakkında şikayetçi olacağını söyledi. Anne Kaya, "Oğlumun gözünü morartmışlar. Oğluma işkence yapmışlar. Oğlum kalkıp oturacak halde değil şuan” dedi.
HPG'li oğlu Ümran Kaya'nın 26 Eylül 2021'de kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybettiğini anımsatan anne Kaya, yaşadıkları baskılara tepki gösterdi. Kaya, "Oğlumun kemiklerini vermediler. Sürekli evime baskın oluyordu, şimdi de diğer oğlum işkenceye maruz kaldı” dedi.
Kayyım atanmasını kabul etmediklerini dile getiren anne Kaya, "Belediyeyi onlardan alacağız. Belediyeyi onlara bırakmayacağız. Alın terimizle belediyeyi aldık" diye kaydetti.”
Noksan, eksik, gedik bir ülke tahayyülünün her nasıl var edilebildiğini örnekleyen her ne şekilde / kime uygulanırsa uygulansın bir suç olduğu evrensel kabule ermiş olan işkenceyi var eden bir temsil her şeyi özetler. Êlih Belediyesi’ne 4 Kasım'da kayyım atanması sonrası başlayan protestolar, polis şiddetinin Kürdistan sathı mahallinde her nasıl patavatsız bir biçimde işlenebildiğini görünür kılar. Eksik gedik konulan ülkenin, demokrasi, eşitlik, adalet gibi kavramların zayi olunduğu bir menzile dönüşümünün hiç kesintisiz sureti oralarda bir hakikat kılınandır. İktidar pratiğini var ederken, geçmişin ol geçmemiş sureti temsili olagelen tahakküm / tehdit / terör üçlüsünü alt edeceğini zikreden, yoz geçmişi yepyeni bir ülkeye evirmeye çabaladığını zikreden Ak partinin hiç de öyle olmadığı yaşanan son yirmi iki yılın ve aşağı yukarı üçüncü haftasına giren kayyım darbesi sonrası çıkagelen ol işkencenin yeniden var edilmesinden görünür kılınır. Her şey olunur lakin, işkencecinin kendisi olabilecek kadar insanlık onurundan vazgeçmek bir kere daha ak parti ve kurmaylarıyla, o kolluğuna nasip olur. Ne demokrasi ama! Tükenmek nedir bilmeyen bir kinle Kürd illerine yönelik o kayyım darbelerinin ardı gelecek diye bildirilirken bir de hiç yabanıl kaçmayan işkencenin savunulduğu bir zemini yeniden var etmek, Türk’e ne kazandıracaktır. Onca zamandır eksik, bir hayli yarım, hep ama her dem çürümenin ortasına yollanmış / sabit olunmuş bir zeminde geleceğin böylesi bir linç perspektifi, öteki sanılanın hakkını da hukukunu da hiç ederek mümkün olmayacağını idrak ne zamandır hangi zaman? Perspektifler değişirken, söz her dem daim barış adına kurulması elzemken, sahici bir yüzleşme imkanını kovalamak, bunda ısrarcı olmak ve gerçekten yetti artık diyebilmek ne zamandır! Hangi zaman diliminde bunca eksik, yarım, yıkık ve viran kılınan yerin ayırtına varılacaktır, ne ara, kaç yıkımdan sonra!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Dreaming Of A New Iran – Tropiwhat – The New York Times
Meramda Paylaşılan Haber
'Gel Buraya Vali' Sözleriyle Gündem Olmuştu: Mücadeleyi Zafere Ulaştıracağız - Fethi BALAMAN - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/258796
0 notes
amerikadaherzamanyorgun · 4 years ago
Text
youtube
2 Eylül, 2020
Bugün YouTube'den müziği dinliyorum ve dairem temizliyorum. Bence bu Mabel Matiz şarkı güzel...  Why does "güzel" translate as both "beautiful" and "good"? Neden "güzel" ikisi de "beautiful" ve "good" demek oluyor? Bu şarkı sadece iyi değil - Çok renkli ve duygusal. Kalbım ağlıyor. O güzel. Ne kelim daha güçlü?
Bugün verimli olmak istiyorum... Bazı işlere başvurmak istiyorum. Egzersiz yapmam lazım. Tandem ve iTalki'de insanlara cevap yazmalıyım. (Kenar Notu: -meli/-malı, "should" benim için yeni bir dil bilgisi.) Ayrıca, öğle yemeği pişirmeliyim çünkü şimdi burada 14:30 ve ben henüz yemedim.
3 notes · View notes
fetvayadiren · 3 years ago
Text
FETHULLAHÇI İVMENİN EZOTERİK DENKLEMLERLE ÖRÜLEN SİSİN ARDINDAKİ KOORDİNATLARINA DAİR ANALİZDEN ÖNCE OKUMANMASI GEREKEN ÖNEMLİ NOT: –PDF dosyasını yüklediğim Dropbox linkleri–nde Tumblr’ın takipçilerim için külfete neden olan, sebebini bilmediğim son dönemdeki uygulamalarını aşabilmek için, analizlerimi Tumblr’da text olarak yayınlamaya başlamıştım. 10 Mart 2022’deki bir önceki deşifre analizimde yaptığım gibi, bu deşifre analizimi de Tumblr’da aynı şekilde text olarak yayınlamayı planlıyordum. Ama son anda fark ettiğim Tumblr’ın duyurularındaki karakter limiti, 124 sayfalık analizi text olarak yayınlamamı engelledi.
Bu nedenle bir fikir vermesi için analizin ilk 13 sayfasını text olarak yayınlamakla birlikte, geri kalanını da içeren 124 sayfa uzunluğundaki bütününü eskiden yaptığım gibi –PDF dosyasını yüklediğim bir Dropbox linki– olarak paylaşıyorum.
Dropbox linkine tıklandığında, Tumblr’ın sebebi meçhul bir şekilde linkin başına eklediği “https://href.li/?” ifadesinden kurtulmak için iki yol var: a) Tıkladığınız Dropbox linkinin başına eklenen o ifadeyi adres çubuğundan silebilirsiniz veya b) Dropbox linkini tıklamak yerine, kopyalayarak adres çubuğuna yapıştırabilirsiniz.
Aşağıda sadece ilk 13 sayfasını okuyabileceğiniz 124 SAYFALIK ANALİZİN PDF OLARAK YÜKLENDİĞİ DROPBOX LİNKİ: https://www.dropbox.com/s/z4kh31r6nx86qqh/fethullahci.kriptolojinin.ilk.kez.aciga.cikartilan.yapisal.ozellikleri.pdf 
Tumblr media
Başlangıç Notu: 10 Mart 2022’de kişisel blogumda (https://fetvayadiren.tumblr.com/) yayınladığım analizimin (https://fetvayadiren.tumblr.com/post/678364730863353856/neci-p-hablemi-toğlunun-özel-yaptirdiği-son), devamı mahiyetindedir.
Osman Buçukoğlu [email protected] https://twitter.com/PantheRei2 https://www.facebook.com/osmanbucukoglu http://fetvayadiren.tumblr.com/
Tumblr media
SONDA SÖYLENECEK OLAN SÖZ: SABRİ UZUN TARAFINDAN PANDORA’NIN KUTUSUNUN AÇILMASI
Sabri Uzun üzerinden 17 yıl geçtikten sonra yayınladığı kitabıyla, Ekim 1998’de patlayan “Türkbank Skandalı”nın arkasında Fethullahçılar’ın olduğunu ve “Mesut Yılmaz’a darbe yapıldığı”nı ifşa etti. Dönemin cumhurbaşkanı “Süleyman Demirel” ve “Bülent Ecevit”in müdahil oldukları takvim sayesinde “Mesut Yılmaz’ın başbakanlığının sona erdiği tarih”in, bile Fethullahçı ezoterik kriptolojiyle uyumlu şekilde “Mekke’nin fethinin ‘11/1’/‘99’daki yıldönümüne denk getirilmesi” söz konusuydu. “28 Şubat” koşullarının hüküm sürdüğü 1998’de “başbakan devirecek örtülü operasyon” yapabilmek çok yüksek bir özgüvenin karinesidir. Bu özgüvenin 90’lar başta olmak üzere, kendilerini başarıyla perdeledikleri nice ÖRTÜLÜ OPERASYON ile yoğrulmuş olması muhtemeldir.
Sabri Uzun’un kitabıyla açılan Pandora’nın kutusunun içindeki kötülükler henüz saçılmamıştır. 
Saçılıp “maskesi düşen laik cumhuriyetin Kadızadeli GÜLEN yüzü”yle karşılaşıldığında “Medeniyetler Savaşı” projesinin güç dengesinde kendilerine “dış mihrakların işbirlikçisi” payesi biçilen “cumhuriyetçi orta sınıflar”ın büyük kimlik bunalımı yaşayacakları, açacağı yaraların yüzyıllar boyu telafi edilemeyeceği toplumsal cinnet haliyle ivmelenen büyük bir şiddet dalgasının ve beraberinde geçmişle gelecek arasındaki bağı koparacak büyük bir travmanın yaşanmasının hedeflendiği sezilmekte. Fitili yakılan “Medeniyetler Savaşı”nda “Molla Celaleddin’in patikasını izleyen Nurcu çizgi”nin bir reaksiyon olarak Nasreddin Hoca – Hacı Bektaş aksıyla karşı karşıya geleceklerinin bilinciyle, küresel projenin “güzergah emniyeti” için “BÜYÜK BİR KIRIM”a hazırlandıkları öngörülmekte.
Kurtuluş okumakta olduğunuz satırlarda değil, ezilenlerin hak mücadelesini esas alıp KÜRESEL ÖLÇEKte oyun kurmaya namzet devrimci dalgadadır. Fethullahçılara karşı mücadelenin sıklet merkezleri Paris’in, Londra’nın, kenar mahalleleri ve dahi Havana’dır. Hasım cephesinin farkında olmadığı bu realitenin farkında oldukları içindir ki, Fethullahçılar’ın TSK bünyesinde dallanıp budaklandıkları dönemde “TSK İmamı” olan “Hamdullah Öztürk” yıllardır “Katolik Dünya’nın düşük maliyetli asker deposu” olan Brezilya’da örgütün “ülke İmamı” olarak görev yapmakta ve dahi Gülen’in en önemli veliahdı olan “Abdullah Aymaz”ın karargâhı İttihatçı zeminin tahtına talip olmalarına binaen BND’nin de desteğiyle Almanya’da bulunmakta...
Fethullahçı dalgaya karşı mücadele edenlerin, ulusal/lokal zeminle sınırlı kalmaları halinde kaybetmeleri kaçınılmaz. Yaklaşık bir asırdır küresel dengelerin ihtiyacına göre yoğrulan –ki Nakşibendilik veya Mevlâna üzerinden iz sürülecek olursa çok daha geçmişe doğru iz sürülebilir– bir harekete, bir ivmelenmeye karşı kurulacak hattın mutlaka küresel devinimi doğru yorumlayarak inşa edilmesi gerekir. 1923’ün başarısı, 1917’nin küresel dengelere etkisini doğru yorumlamasından filizlenmiştir. Kapitalist dünyanın kaptan köşkünün algı düzlemini parça pinçik eden 1917 gibi bir istinad duvarının var olmadığı bir küresel iklimde, mücadelenin 1919’dakinden çok daha çetin olacağı ve duygusal püritenlikten ziyade yüksek bir analitik kavrayış gerektirdiği aşikardır. 1917’nin inşa ettiği küresel dengenin nedeniyle rafa kaldırılan İngillizlerin “küresel mehdi projesi” için “Said-i Nursi’nin stepnesi olan Gülen”in 1917’nin çökmesiyle eş zamanlı ivmelendiğinin bilincinde olmak elzemdir(http://fetvayadiren.tumblr.com/post/159909744247/cheye-ve-turan-dursuna veya https://www.dropbox.com/s/osaim9t9xpsbe5e/gulen.askerlik.desifre.denklemler.koordinatlar.pdf).
İTHAF
Topluma yönelen tehdidi ilk farkeden deniz feneri olan Bedri Noyan Dedebaba’ya şükranla...
DOOST
Doost’tan öte görmez gözümüz nûru, yasaktır. Cân gözlerimiz yandığınız Cân’a adaktır.
Doost’tan öte görmüş olan aslâ o’nu görmez Derviş!.. Gözü dünyadan alıb doostuna baktır
Herkes yola hasretle ulaşmak diye başlar Encâm ne ulaşmak ne de hasret olacaktır.
Gurbet diye, hasret diye sızlanmada nâdân Gurbet mi duyar kim ki huzûrundaki Hak’tır?
Sevdâsını dîn etmede Pir çıktı Noyan’ın Saçında siyah çoksa da âyînesi aktır.
Âşık Noyan* – Aşk Risalesi’nin Kasım 2013 baskısının 177 – 178 . sayfaları (http://www.kitapyurdu.com/kitap/ask-risalesi/326748.html)
Koca zâhid yine sevdaya diyor: Düş mü aceb? Yüce mihrâplara göz nûrunu örmüş mü aceb? Okumuş bir "yed-i beyzâ**"yı şaşırmış duruyor, O, bütün nûr kesilen insanı görmüş mü aceb?
Âşık Noyan -– Aşk Risalesi’nin Kasım 2013 baskısının 183. sayfası (http://www.kitapyurdu.com/kitap/ask-risalesi/326748.html)
* Özleyiş tangosunun(https://www.youtube.com/watch?v=NTGZOn3BTjk) güftesini ve Kuran-ı Kerim'in manzum mealini hece vezniyle kaleme alan (https://eksisozluk.com/kuran-i-kerim-manzum-meal--2098199) Doç. Dr. Bedri Noyan (https://tr.wikipedia.org/wiki/Bedri_Noyan)
** Yed-i Beyzâ: Hz. Mûsâ'nın peygamberliğini kanıtlamak amacı ile Firavun'a gösterdiği nur saçan eli. Bu tamlamanın sözcük anlamı “ak el”dir. Bu sözcük Kur'ân-ı Kerim 20. Tâ-Hâ Sûresi 22. ayetinde, “beydâe” olarak geçer. Bu âyetin Türkçe anlamı şöyledir: “Elini koltuğunun altına sok da biraz / Başka bir âyet diye onu çıkar bembeyaz”....  (Tanım, Doç. Dr. Bedri Noyan'ın Aşk Risalesi isimli kitabının 183. sayfasından alıntıdır)
KALDIĞIMIZ YERDEN BERDEVAM...
Bir önceki deşifre analizi kişisel blogum olan https://fetvayadiren.tumblr.com’da 10 Mart 2022 saat 21:10’da yayınlamamın (https://twitter.com/PantheRei2/status/1501998869806297095) hemen akabinde twitter’dan iki özel mesaj geldi.
“Nuri Gökhan Bozkır”ın ifadesindeki iddialar üzerinden Levent Göktaş’la ilgili yayınladığı ve kısa süre içinde silmek zorunda kaldığı sosyal medya duyurusu vesilesiyle, deşifre analiz sürecinde karşıma çıkan Zafer Partisi’nin Bilişim ve Enformasyondan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan “Adem Taşkaya” (https://tr.linkedin.com/in/adem-taşkaya-ba4305137), parti içinde kendisiyle ilgili ayyuka çıkan bazı iddialara aktaran Barış Pehlivan’ın makalesinden(https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/yine-seks- kaseti-1913910) alıntı yaptığım için 21:47’de “algınızda boğulun” diye beddua ederek nokta koyduğu mesajında, Barış Pehlivan’ın makalesinin “Taraf Gazetesi gazeteciliği”nden farkı olmadığını söyleyip, ahlaksızlığa ortak olduğumu savlıyordu. O beddua ve hakaretleri Barış Pehlivan’a yöneltecek cesaretten yoksun biçarenin öfkesini bana kusma cürretini tebessümle karşılayıp ciddiye almadım.
Yarım saat sonrasında, 22:17’de de “Balyoz kumpası”nın mağdurlarının avukatı olarak, MİT Tırları Davası’nın Fethullahçı sanıklarının avukatlığını üstlendiği için ulusalcı çevrelerin tepkisini çeken ve sosyal medyada Fethullahçıların yere göğe sığdıramadığı avukat “Vural Ergül” attığı özel mesajda “elime, emeğime sağlık olduğunu söyleyip, katıldığı ve katılmadığı hususları bilahare yazacağı”nı ifade etti.
Twitter’da özelden ulaşılmaya çalışılması çok, ama çok nadir karşılaştığım bir durum olunca, “Adem Taşkaya” ve “Vural Ergül”ün arka arkaya özelden mesaj atmaları benim için sıradışı bir gelişmeydi. Ayrıca takipçim bile olmamalarına karşın, yayınladığım deşifre analizden bu kadar hızlı şekilde haberdar olmaları da çok şaşırtıcıydı.
Barış Pehlivan’ın adını vermeden hakkındaki iddiaları değindiği makalesinde vurgu yaptığı “Adem Taşkaya”nın açıklamasını(https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/yine-seks- kaseti-1913910), “Adem Taşkaya” da 21:47’de bana attığı özel mesajında link (https://www.odatv4.com/siyaset/whatsapp-mesajlariyla-ilgili-herkesi-ilgilendiren-aciklama-1307161200-97247) olarak paylaşmıştı. 10 Mart 2022 saat 21:10’da analizimi Twitter’dan yayınlamamdan bir saat önce aynı linki avukat “Vural Ergül”ün de Twitter üzerinden paylaşması (https://twitter.com/VuralErgul2/status/1501983888989724676 veya https://imgur.com/a/bfVjWXl) ve dahi arka arkaya benimle iletişim kurmak istemeleri rastlantı olabilir. Mümkündür.
Özelden arka arkaya atttıkları mesajlara özelden yanıt vermeyip, herkesin göreceği şekilde iki tweet’lik bir flood’la(https://twitter.com/PantheRei2/status/1502177198861533185 veya https://imgur.com/a/sbzZcr4) söyleyeceklerini alanen söylemeye davet ettim. “Vural Ergül”, Aralık 2019’da “kelebek” namlı “Sedat Peker”le ilgili bir “tweet”ime “Sedat Peker”i de etiketleyerek verdiği yanıtta, “tehdit ettiğim Sedat Peker’in beni döveceğini ifade edip, bahse konu tweet’imi silmeye davet ettiği”ni, karşılıklı atışmamız uzayınca “sorup soruşturduğu bendenizin maruf-u meşhur bir deli olduğumu keşfettiği”ni söyleyip hakaret ettiğini, “Sedat Peker”i de etiketlediği tweet’i sonrasında “Kelebek” namlı “Sedat Peker”in bir adamına ait olduğu izlenimini veren bir sosyal medya hesabı üzerinden bana gözdağı verilmeye yeltenildiği filan unutmuşa benziyordu. (Aranot: Silinenler hariç 6 tweet’lik flood için https://twitter.com/PantheRei2/status/1208039718723706880 veya https://imgur.com/a/P2TTqh1)
Kendisine eski gerilimimizi hatırlattığım “Vural Ergül”, “o tarihte hesabımı fake zannedip yanıldığını, oysa ortak arkadaşlarımız bile olduğu”nu söyleyip özür diledi. Diyalog arayışında olduğu için alttan aldığı seziliyordu (https://twitter.com/VuralErgul2/status/1502208933368315904 veya https://imgur.com/a/NFFTmKf). Zahiri zeminde gözlendiği kadarıyla Fethullahçı sularda seyrettiği için beyhudeydi. (Aranot: O tarihte pek öyle fake hesap filan sanmışa benzemiyordu; attığı tweet’te “ilk başta Mustafa–Nuri ekibinden asker eskisi veya polis-istihbaratçı sandığını, sonrasında maruf-u meşhur bir meczup olduğumu öğrendiği” yazıyordu. https://twitter.com/VuralErgul2/status/1208052991397416966 veya https://imgur.com/a/2S9JwkT)
Karşılıklı “tweet”ler halinde aleni bir şekilde yaptığımız yazışmada “Adem Taşkaya”yla bir hukuku olup olmadığını ve deşifre analizimi her ikisinin nasıl olup da bu kadar çabuk keşfedebildiklerini sordum. Verdiği yanıtta, “kendi ad ve soyadı dahil olmak üzere belirlediği anahtar kelimeler”i Google Alert’te arama olarak kaydetmesi sayesinde bir paylaşım yapıldığında haberdar olduğunu, Rusça haberleri ilk paylaşan kişi olmasının da bu sebeple olduğunu; “Adem Taşkaya”yla da “Balyoz Kumpası” avukatlığı yaptığı dönemden tanıştığını yazdı (https://twitter.com/VuralErgul2/status/1502222800404242432 veya https://imgur.com/a/f0HmWpf). Google Alert’e kaydedilen bir anahtar kelime üzerinden Tumblr’da yazılan bir yazı anında tespit edilebilir mi? Aynı zamanda bilişim uzmanı olan Zafer Partisi Bilişim ve Enformasyondan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı “Adem Taşkaya” da kendi ad ve soyadının geçtiği bahse konu analizi, aynı yöntemle mi süratle fark edebildi? Arka arkaya benimle özelden iletişime geçmeye çalışmaları, ikilinin geçmişten gelen hukuklarıyla izah edilebilir mi? Acaba aynı yöntemle bu analizi de anında fark edecekler mi? Bu soruların hiçbirinin yanıtı bende yok.
“Vural Ergül”le ilk atışmamızda “kelebek” namlı “Sedat Peker”in adamının topa girmesini çağrıştıracak şekilde, kısmen özelden yazışmayı benim kabul etmemem nedeniyle, bazı Fethullahçı hesaplar anında topa girdi. Hakan “Hakan Sarp” adlı ve “@neyseartik06” adresli olan içlerinden biri (https://twitter.com/neyseartik06) dalga geçer edayla “23.07” tarihini işaret etti(https://twitter.com/neyseartik06/status/1502230713889955847 veya https://imgur.com/a/BWXhW5O):
“İlliminuatici biri daha. Şimdi şu tarihin analizini yapın bakalım. Çok aşırı kripto bir tarih bilesiniz. 23.07 Çok eğlenceli olacak. 24.07 de hatırlatırsınız bana.”
Bir süre önce deşifre ettiğim “II”lere ve ilaveten üzerinde çalışmakta olduğum, an itibarıyla okumakta olduğunuz deşifre analizde ilk kez açığa çıkardığım “miladi yılın tam göbeği” kriptosuna binaen, kendimle ilgili riskli olduğunu hesapladığım bir tarihe oldukça yakın bir tarih olduğu için kendisine şu yanıtı verdim (https://twitter.com/PantheRei2/status/1502246583445995529 veya https://imgur.com/a/seFYCy8):
Seni mi kıracam? Kısa süre önce deşifre ettiğim “II”lere binaen ajandama riskli diye mimlemiştim. Beni tuzakladığınız sezilen 31/5/16'nın
üzerinden “2222” gün geçtikten sonraki ilk şafak olan “2/7”/“22”de başlayan “22” sürecin finali
“34” x “11x6” = “2244” gün sonrasıdır.
@neyseartik06 adresinden atılan tweet’deki “Çok aşırı kripto bir tarih bilesiniz” ifadesi sonradan kafama takılıp hesapladığımda, aynı zamanda
“2016’daki darbe girişimi”nden “22”00 gün, başka bir ifadeyle “11”x“II”x100 gün sonrası olduğunu
“Ergenekon Kumpası’nın 7/1/97’de start fişeğinin atılması” MİLAT kabul edildiğinde, “16 Temmuz” 25 olarak hesaplandığını
“kumpasları icrası için bürokrasinin kritik mevkilerinin işgali”nde kritik eşiği mimleyen ve arka arkaya yayınlanan “II” yazı dizisinin “I”.sinin sona ermesinden sonra görülen ilk şafağın denk getirildiği “Ergenekon Kumpası’nın start fişeğinin atılması”nın 8. yıldönümü ve dahi sonrasında görülen ilk şafak hicri “27”/“11”/1425 olan 7/1/5’de verilen “I” günlük mola MİLAT kabul edildiğinde, “16 Temmuz” 17 olarak hesaplandığını
sonrasında görülen ilk şafak “hicri yılın tam göbeğinin aşıldığı tarih”e denk gelen “11”/“11”/96 tarihinde “Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanlığı görevini Meral Akşener’e devretmesi” MİLAT kabul edildiğinde, “11/9”/25 yani “11 Eylül” 25 olarak hesaplandığını
fark ettim.(Aranot: Yukarıdaki hesaplamalarda üzerine mim koyulan “Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanlığı görevini Meral Akşener’e devretmesi”, ezoterik düzlemde esasen çok daha grift teller/şeritler üzerinden inşa edildiği hususuna ilerleyen satırlarda değineceğim. Burada konuyu dağıtmamak kaygısıyla kısa bir özet geçtim.)
Yukarıdaki MİLAT uygulamalarında “11/9”/25, yani “11 Eylül” 25 tarihinin hesaplanması, ilerleyen satırlarda risk arzettiğinin hesaplandığına şahit olacağınız “11 Eylül” 2025’i çağrıştırmasına binaen kayda değerdir. (Aranot: “11 Eylül” 2025 tarihiyle ilgili kısa bir özet geçeyim: a) “Mekke’nin fethi için çıkılan seferde ‘11/9’/8’de görülen ilk şafağın ve dahi Mekke’nin ‘20/9’/8’de fethinin hicri yıldönümleri”nin; Gülen’in “Pensilvanya’daki Kestane Kampı’na atanmasının ‘11/3’/25’deki ‘26’. & ‘11/3’/26’daki ‘27’. miladi yıldönümleri”yle kesiştiği “‘I’ miladi yıl uzunluğundaki sürenin tam göbeği tarih”in “11/9”/2025, yani “11 Eylül” 2025 olduğu hesaplanmakta.)
GİRİŞ
Yaklaşık 3 ay önce, 10 Mart 2022 tarihinde kişisel blogumda yayınladığım Necip Hablemitoğlu’nun “Özel Yaptırdığı Son Gözlük”ü & Levent Göktaş’ın MİT Müsteşarlığı Adaylığı Gerilim Hattı başlıklı deşifre analizden (https://fetvayadiren.tumblr.com/post/678364730863353856/neci-p-hablemi-toğlunun-özel-yaptirdiği-son veya https://www.dropbox.com/s/mxceo82n4hqgbsy/Necip.Hablemitoglunun.Ozel.Yaptirdigi.Son.Gozluku.ve.%20Levent.Goktasin.MIT.Mustesarligi.Adayligi.Gerilim.Hatti.pdf) kısa süre sonra izlediğim Hablemitoğlu cinayetine dair eski bir TRT Belgeseli, 10 Mart 2022 tarihli deşifre analizim için bir güncelleme yayınlama ihtiyacı duymama neden oldu. 3–5 sayfalık bir güncelleme niyetiyle başlayan bu deşifre analiz; tel tel, şerit şerit iz sürerek 100 sayfayı aşan yeni bir deşifre analize evrildi.
“Polis şiddetinin geometrik olarak tırmanıp Gezi’nin dünya kamuoyunun odak noktası haline gelmesi”nden iki gün önce kaydedip, bir gün önce resmî sitesinden yayınladığı bir duyuruyla, ertesi gün yayınlanacağı hakkında şakirtlerin birbirlerini haberdar etmeleri talimatının verildiği “şiddet fetvası mahiyetindeki 319. Nağme”yle ilgili deşifre analiz, (Aranot: 2/6/13 Pazar günü tespit edip e–posta, yüz yüze görüşme, sosyal medya vb. yolllarla gazeteci ve kanaat önderlerin dikkatini çekmeye çalıştığım şiddet fetvasına dair birkaç hafta sonra kurduğum kişisel blogumda yayınladığım ilk deşifre analiz için https://fetvayadiren.tumblr.com/post/53697493048/31-mayıs-2013-cuma-günü-yayınlanan-fetva)
Fethullahçı ezoterik kriptolojideki “11”leri “Ergenekon Kumpası’nın start fişeği”nin atılması üzerinden iz sürerek ilk kez açığa çıkardığım 31/5/16 tarihli ve Can Dündar’ın Makyözü Zekeriya Öz başlıklı 33 safya uzunluğundaki deşifre analiz (https://fetvayadiren.tumblr.com/post/145196660412/can-dündarin-makyözü-zekeri-ya-öz veya https://www.dropbox.com/s/v43rzvqrqhbc73u/can.dundarın.makyozu.zekeriya.oz.pdf) ve
“14 yaşındaki Gülen’in Said-i Nursi’nin sevk ve idaresi altında hayırlı kaşif manasında adı olan bir askeri GÖZ HEKİMİ tarafından görüldüğü planlı istihbarat operasyonu”nu & “askeri istihbaratın katkısıyla Gülen’in askerliğinin ezoterik denklemler üzerine bina edildiği”ni açığa çıkardığım Che ve Turan Dursun’a ithaf ederek yayınladığım 23/4/17 tarihli 43 safya uzunluğundaki deşifre analiz,  (https://fetvayadiren.tumblr.com/post/159909744247/cheye-ve-turan-dursuna veya https://www.dropbox.com/s/osaim9t9xpsbe5e/gulen.askerlik.desifre.denklemler.koordinatlar.pdf)
Fethullahçı kriptolojiye dair analizlerimin önemli kritik eşikleridir. Okumakta olduğunuz bu deşifre analiz de
“MİLAT uygulaması”nın,
[başladığı ve sona erdiği tarihten bağımsız olarak] “bir miladi / hicri takvim yılı uzunluğundaki sürenin tam göbeği”nin; “miladi yılın tam göbeği”ndeki “183”. günün denk geldiği “2 Temmuz”un(“2/7”); “hicri yılın tam göbeğinin aşıldığı” “178”. günün denk geldiği “1 Recep”ün (“1/7”) “do��um” olarak kodlandıklarının,
“Türkiye Cumhuriyeti nüfus kütük verilerine Nurcu ilginin ezoterik hesaplamalardan kaynaklandığı”nın
ve “Şeb-i Arus”un (“17 Aralık”)
“F Tipi eylem ve iletişim hatları”ndaki öneminin pek çok örnek üzerinden ilk kez açığa çıkarıldığı deşifre analiz olmasına binaen, Fethullahçı ezoterik kriptolojinin deşifre edilmesinde yeni bir kritik eşiktir.
Fethullahçı ezoterik kriptolojinin
sayısal bir düzlemi olduğunu,
bu sayısal bir düzlemin ana omurgasının “‘I’lerden oluşan sayılar ve katları”nından oluştuğunu,
bu ana omurganın yayılma hatlarında “‘I’lerden oluşan sayılar” arasında en çok “11”le, ayrıca “katları” arasında en çok “33” ve “99”la karşılaşıldığını,
ayrıca “3 üzeri 3”e, başka bir ifadeyle “3x3x3”e denk olan “27”ye, “35”e ve “163”e, “‘I’lerden oluşan sayıların 9’la birlikte ifadesi”ne(“9/11”, “11x9”, “119” vb.), “‘I’lerden oluşan sayıların 3’le birlikte ifadesi”ne (“3/11”, “11x3”, “113” vb.) özel mana yüklerinin atfedildiğini ve bu tarz sayısal vurguların Kur’an-ı Kerim’in spesifik ayetlerine/sûrelerine ve/veya spesifik Risalelere atıf olduklarını ve/veya o metinlerdeki spesifik betimlemelerden filizlendiklerini,
şiddet tekeli olan devlet aygıtının arka koridorlarındaki “Nakşi/Halidi–Nurcu” kripto yapıyla sahadaki “Nurcu–Fethullahçı” yapı arasında mahkeme kararlarının, yasaların, risalelerin, Kur’an’ı Kerim’in, bamtellerinin, nağmelerin vb. belgelerin/metinlerin/videoların “sayısal verileri” üzerinden TEKNİK TAKİBİ MÜMKÜN OLMAYAN bir örtülü iletişimin tesis edildiğini
“Türkiye’nin trafik plaka sistemi”nin de örtülü iletişimde kullanıldığını,
eylem ve iletişim tasarımlarında sıklıkla karşılaşılan “...’den sonra görülen ilk şafak” vurgusunun Nurcu retorikteki “fecr–i kazib” kavramından esinlendiğini ve nihai hedefe ulaşıldıktan sonra görülecek şafağın “fecr–i sadık” olacağı örtülü mesajının bir parçası olduğunu,
“kelimelerin/isimlerin ve dahi fonetik çağrışımlarının mana yükleri”nin “Fethullahçı eylem / iletişim” tasarımlarnda kullanıldığını,
“ters manyel” iletişim tekniğinin yaygın olarak kullanıldığını,
“iki tarihin tam göbeğindeki tarih/dönem” üzerinden “doğum”un kodlandığını,
“hicri – miladi” ironisi üzerinden selefi kökene/aidiyete atıf yapıldığını ve dahi El Kaide, IŞİD vb. silahlı selefi örgütlerle “şiddet diplomasisi” tesis edilirken “hicri – miladi” ironisinden faydalanıldığını,
Gülen’in hayatının dönüm noktasının “1956 sonbaharındaki Mevlid Kandili” ve “1957’deki Regaib Kandili” ve “1957’deki Kadir Gecesi” olduğunu,
Gülen’in “kontrgerilla tarafından keşfedildiği gece” olarak genel kabul gören 1956’daki o gecenin aktörlerinin o döneme ait kişisel ajandaları/takvimleri/anıları dikkate alındığında, bahse konu gecenin ESASEN “Said-i Nursi’nin sevk ve idaresiyle icra edilen bir planlı istihbarat operasyonu” olduğunu ve Gülen’in “henüz doğmadan önce tasarlanan bir nurcu proje olduğu”nu ve  “Lozan Antlaşması’na dair ‘I’. mecliste yaşanan kriz sonrasında bir varis/stepne olarak tasarlanmaya başladığı”nı,
uluslararası yazımda olduğu gibi ay/gün olarak ifade edersek miladi “11/19”dan sonra görülen ilk şafağın hicri yılbaşına, yani hicri “1/1”/1400’e denk geldiği 20 Kasım 1979’da “mehdilik iddiasıyla Kabe’nin işgali”nin “uluslararası güç tarafından bastırılmasının intikamının alınması”nın “Fethullahçı eylemler ve El Kaide eylemleri”nin ortak motivasyonu olduğunu
Ulusal/küresel ölçekteki selefi ivmelenmeyle “Maraş Katliamı” arasında bağ olduğunu,
Sonrasında görülen ilk şafağın “Mekke’nin fethi için çıkılan seferde görülen ilk şafağın hicri ‘11/9’/1408’deki yıldönümü”ne, başka bir ifadeyle “Kabe’nin ‘1/1/1400’e denk gelen ‘11/19’dan sonra 20 Kasım 1979’da görülen ilk şafak MİLAT kabul edildiğinde hicri ‘11/9’/8’deki yıldönümü”ne denk geldiği hesaplanan ve dahi Erol Mütercimler’in “Ergenekon’un kendisine ifşa edildiği”ni savladığı tarih ve dahi Gülen’in şakirtleri nezdindeki “kutlu doğum” gününün denk geldiği  tarih olan “26–27 Nisan” 1988’den(https://www.haberler.com/guncel/erol-mutercimler-memduh-unluturk-un-ergenekon-unu-3318394-haberi/) sonra görülen ilk şafak, yani Gülen’in şakirtleri nezdindeki “kutlu doğum”undan sonra gördüğü ilk şafağın 46. yıldönümü MİLAT kabul edildiğinde miladi “11/9”/8’e denk geldiği hesaplanan ve dahi “Mekke’nin fethi kutlaması”nın yapıldığı haftaya tekabül eden 7 Ocak 1997’de yayınlanan belgesel formatındaki programın “11”. bölümünün “Ergenekon Kumpası’nın start fişeği” olduğuna ve bu programın toplumsal algıya ekeceği tohumun güçlü şekilde kök salabilmesi için “6x11” gün öncesinde Susurluk’ta “kaza süsü verilen bir F Tipi eylem”in icra edildiğine, (Aranot: Erol Mütercimler’in 1988’deki bahse konu anektodundan sonra görülen ilk şafak yerine, anektodun ilk günü MİLAT kabul edilecek olursa, o takdirde de 7 Ocak 1997’deki belgeseldeki iddiaların Aydınlık Dergisi’nde yayınlandığı 2 gün öncesinin tarihi de “11/9”/8 olarak hesaplanmakta.)
“‘I’. İlkler // ‘II’. İlkler” olarak şematize edilebilen örgüt kriptolojisi ve yol haritası bağlamında örgütün “İslam öncesi Mekke” olarak kodladığı “Türkiye’yi dar-ül harp ilan ettiği”ni; nihai hedefin “Kabe’nin İşgali’ne uluslarlararası bir güç tarafından son verilmesinin intikamının alınması”nı da sağlayacak olan Mekke’nin fethinden sonra yaşanan gibi bir “KÜRESEL CİHAD” olduğunu
bugüne kadar yayınladığım pek çok deşifre analizde örnekleri üzerinden mimledim. Bugüne kadar yayınladığım deşifre analizlerde, örgütün “örtülü iletişimlerinde ve eylem tasarımları”nda üzerine mim konulduğunu tespit ettiğim MİLADİ “27 Nisan”, “11 Ocak”, “11 Mart”, “22 Mart”, “26 Mart”, “11 Eylül”, “16 Temmuz” ve HİCRİ “1 Muharrem”, “11 Muharrem”, “11 Rebiülevvel”(Mevlid Kandili), “11 Ramazan”, “20 Ramazan”, “27 Ramazan” (Kadir Gecesi), Regaib Kandili, vb. tarihlerin örneklerine de nice deşifre analizimde yer verdim.
Kumpaslar için bürokrasinin orta/üst kritik kademelerini işgale hazırlandıkları dönemde Sabah Gazetesi’nde yayınlanan sonrasında görülen ilk şafak dahil “27” günlük yazı dizisinin “tam göbeğindeki ‘11’ gün” boyunca başka bir yazı dizisinin röportajının Gülen’le yapıldığını ve Sabah Gazetesi’nde yazı dizisinin sona ermesinin akabinde, “Ergenekon Kumpası’nın 7/1/97’de start fişeğinin atılması”nın 8. yıldönümünde verilen “I” günlük molanın ardından, Milliyet Gazetesi’nde “22 günlük bir yazı dizisi” olarak bahse konu “11 günlük röportaj”ın yayınlanmaya başladığını tespit ettiğimden beri, “‘27’nin ‘II’ ucundan ‘II’ ayrı ‘8’le yarılması suretiyle tam göbeğinden ‘11’in doğurulması”nın ezoterik düzlemde “CİHAD” olarak kodlandığını ve bir genelleme olarak da “bir dönemin göbeğindeki tarih / dönem” vurgusuyla ezoterik düzlemde “doğum”un kodlandığının fark etmiştim ve çeşitli deşifre analizlerimde de yeri geldiğinde bu olguyu çeşitli örnekleriyle ortaya koydum. Hakeza geçmiş analizlerimde nadiren karşıma çıkan “2 Temmuz” tarihinin öneminin “2/7” olan sayısal dizilimden kaynaklandığını seziyordum. ANCAK okumakta olduğunuz deşifre analizde teller/şeritler üzerinden iz sürerken “2 Temmuz” pek çok kez karşıma çıkınca ve içlerinden biri “hicri yılbaşından sonra görülen ilk şafak”a denk gelince, bu veri üzerine biraz daha yoğunlaşıp, sadece “2/7” olan sayısal dizilimi nedeniyle değil, aynı zamanda “miladi yılın tam göbeğindeki tarih” olarak da “doğum”u kodladığını deşifre ettim. Daha önce nice defa karşılaştığım “183” verisini anlamladırmama da vesile oldu, keza “miladi yılın tam göbeğindeki tarih” olarak “doğum”u kodlayan “2 Temmuz” veya sayısal ifadesiyle “2/7” miladi yılın “183”. günüydü ve dolayısıyla “183” de “doğum”un kodlarına dahildi.
“İki tarih arasındaki fark”ı hesaplarken, Microsoft Excell programı aradaki farkı otomatik olarak tarih formatında yazmakta. Sıklıkla yaptığım bu tür hesaplamalarda karşıma çıkan manidarlıkları ilk başlarda rastlantısal kabul etmekle birlikte, bir süre sonra rastlantısal olmadıklarını sezip yayınladığım bazı deşifre analizlerde bunlara işaret ettim. Excell programının numerik olarak “1/1/19”00’ü en eski tarih olarak kabul etmesiyle, örgütsel retorikte bu tarihe verilen önemin kesişmesinin bu manidarlıklarda etkili olduğu sezilmekte.
Okumakta olduğunuz deşifre analizde “iki tarih arasındaki fark”ı hesaplarken pek çok kez manidar vurguyla karşılaşınca, örgütsel retorikte “iki tarih arasındaki fark”ın bir çeşit MİLAT uygulamasıyla MİLADİ “1/1/19”00 TARİHİ ÜZERİNDEN YENİ BİR TARİH ÜRETMEK için kullanıldığı sonucuna ulaştım. BENZER BİR DURUM HİCRİ TAKVİMDE DE HİCRİ “1/1”/1400 & İÇİN DE GEÇERLİ! Miladi “1/1/19”00’e atfedilen mana yükünün “Mekke’nin fethi için çıkılan seferin, seferde görülen ilk şafağın ve zaferle sonuçlandığı tarihler”in HİCRİ ve MİLADİ olarak 1900 ve 1901 yıllarındaki geçişkenlikleriyle ilintili olduğu sezilmekte: a) Mekke’nin fethinin “11/1”/1900’deki MİLADİ yıldönümünden sonra görülen ilk şafak, Mekke’nin fethi için çıkılan seferde görülen ilk şafağın HİCRİ “11/9”/1317’deki yıldönümüne denk gelmekte; “1/1”/1900 ise bu kesişme için “11” günlük geri sayımın başladığı tarihtir. b) Mekke’nin fethi için “11/9”un arifesi HİCRİ “10/9”/1318’de sefere çıkılmasının yıldönümü ise MİLADİ “1/1/1” olan 1 Ocak 1901’e denk gelmekte; miladi “1/1/1” üzerinden hicri takvimin başlatıldığı “16 Temmuz” 622’ye denk gelen hicri “ilk yılın ilk ayının ilk günü”yle ezoterik bir bağ inşa edildiği sezilmekte c) Mekke’nin fethinin “11x9” vurgulu HİCRİ “20/9”/1318’deki yıldönümü, Mekke’nin fethinin MİLADİ “11/1/1” olan “11 Ocak” 1901’deki yıldönümüne denk gelmekte.
Fethullahçı zeminin ABD’deki lobi yapılanmasında amiral gemisinin “Rumî Foundation” olmasıyla, Halkevlerinin Erzurum Şubesi’nde Gülen’in Mevlâna olarak bilinen Molla Celaleddin’le ilgili 1963’de verdiği konferans arasında bir bağ olduğunun, bu bağın “Molla Celaleddin’in tarihsel/politik misyonundan filizlendiği”nin uzunca bir süredir farkındaydım. Okumakta olduğunuz deşifre analizde teller/şeritler üzerinden iz sürerken birkaç kez “Molla Celaleddin’in miladi ölüm yıldönümü”ne, yani “Şeb-i Arus”a, Türkçe ifadesiyle “Gerdek Gecesi”ne denk geldiğim için “17 Aralık”ın örgütsel iletişim ve eylem tasarımlarında kullanıldığı yönündeki kanaatim pekişti.
OKUMAKTA OLDUĞUNUZ DEŞİFRE ANALİZDEN KISA KISA...
“2016’daki darbe girişimi”nin ve sonrasında görülen ilk şafağın beş ayrı zeminden “doğum & doğumdan sonra görülen ilk şafak” olarak kodlanması,
a) Zaman Gazetesi’nin “Gülen bebekli, alarm sirenli, helikopterli” reklamının tarihini baz alan ve basına yansıyan hesaplama b) Zaman Gazetesi’nin “Gülen bebekli, alarm sirenli, helikopterli” reklamının yayınlandığı 5/10/15’le, Gülen’in şakirtleri nezdindeki 75. “kutlu doğum” günü olan “27/4”/17’nin “TAM GÖBEĞİNDEKİ TARİH”i baz alan hesaplama c) Hüseyin Kocadağ’ın mayaladığı “Polis Özel Harekat’ın kuruluşu” MİLAT kabul edilerek yapılan hesaplama d) Gülen’in şakirtleri nezdindeki “11x7”. HİCRİ “kutlu doğum” gününde sona eren “‘I’ hicri yıl uzunluğundaki sürenin tam göbeği”ni baz alan hesaplama e) saatler önceden sosyal medya üzerinden duyurulan(!) “KENAN EVREN’in ölümü”nü MİLAT kabul ederek yapılan hesaplama
90’lardan bu yana Gülen’in ve NATO/CIA himayesinde semiren “kelebek” Sedat Peker’in hasım cephe üzerinden “cemevlerine saldırı planını dillendirdiği tarih”in Fethullahçı ezoterik takvimdeki izdüşümü,
bahse konu dillendirmenin a) 1957’den bu yana ilk kez yaşanan bir kesişmeyle olan mesafesi ve bu kesişmede mimlenen tarihten sonra görülen ilk şafağın Fethullahçı “AKSİYON Dergisi”nin “I”. sayısıyla olan mesafesi b) “Maraş Katliamı”nın hicri 45. yıldönümüyle “Hüseyin Kocadağ’ın sürgün edilmesi”nin kesişmesine olan mesafesi
“Abdi İpekçi Cinayeti”nin, “12 Eylül” Darbesi ve “KENAN EVREN”in, “Papa’ya suikast girişimi”nin ve “Gazi Katliamı”nın, “Fenerbahçe’ye kurulan kumpas”ın, “Necip Hablemitoğlu’nun 1980’lerden başlayarak kariyeri”nin, “Hüseyin Kocadağ’ın 1992 – 96 dönemindeki mesleki kariyeri”nin, “Hüseyin Kocadağ’ın Polis Özel Harekat’ı mayalaması”nın, “99 İstihbarat Raporu”nun, “Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanlığı’nı Meral Akşener’e devretmesi”nin vb. olayların Fethullahçı ezoterik şablondaki yerlerine dair hesaplamalar; Fethullahçı ivmelenmede kimlik bilgilerinin ezoterik hatlar inşa etmek için kullanıldığı kanaatini uyandıran Fahri Görgülü, “Necdet Menzir”, “Hasan Sağlam”, “Kenan Evren”, Necip Hablemitoğlu, “Kasım Esen”, “Meral Akşener” vb. isimlerin öyküleri üzerinden yapılan hesaplamalar; ve bütün bu hesaplamaların “Fethullahçılarla mücadele”nin Fethullahçı ezoterik şablona uygun bir “yapay seçilim”in NATO/CIA desteğiyle uygulandığına işaret etmesi
Fethullahçı “AKSİYONun ana rahmine düşmesi / Regaibi” (“1/2”/90’daki Regaib Kandili)
Fethullahçı “AKSİYONun doğumu / Mevlidi” (Hedeflendiği söylenen “2/8”/90, gerçekleşen 14/12/94)
“HİCRET ikliminin ana rahmine düşmesi / Regaibi” (“11/1”/86’dan sonra görülen ilk şafak)
“HİCRET ikliminin doğumu / Mevlidi” (“16 Temmuz” 1991)
“1/2”/57’deki Regaib Kandili’nin “11”., “22”. ve “33”. yıldönümlerine Fethullahçı ivmede misyon üstlenen önemli dergilerin yayın hayatına başlamarıyla ilgili hesaplarda karşılaşılması
Fethullahçı “AKSİYON Dergisi”nde “Faruk Mercan” imzalı olarak yayınlanan “Hablemitoğlu Cinayeti”ne dair yazıyla ana omurgası oluşturulan ve Fethullahçı ezoterik kriptoloji ve yol haritasında “HİCRET” olarak kodlanan “Gülen’in ABD’ye son gidişi”nin yıldönümünde yayınlanan TRT Belgeseli...
“Akın Birdal’ın vurulması”, “Sedat Peker’in Fethullahçı olarak damgalanması”, “Öcalan’ın iadesi” ve “HİCRET” olarak kodlanan “Gülen’in ABD’ye son gidişi”nin Fethullahçı ezoterik kriptoloji düzlemindeki senkronize hali...
“Gülen’in ABD’ye son gidişi”nin “HİCRET” olarak kodlanmasının taşıyıcı sütunu olan “99 İstihbarat Raporu”nu hazırlayan Ankara Emniyeti’ndeki ekibine yapılan “sızıntı”ya göz yumulması, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’ın “atandığı”, “atama kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı” ve “görevi devraldığı” tarihlerdeki “hicri – miladi ironisi”
Fethullahçı ezoterik kurguda hicri yılbaşı olan “27 Nisan” 1998’i baz alıp bu tarihin öncesine/sonrasına uzanan “II”x“6666” günlük hat “9999” güne uzatıldığında “11/9”/25, yani “11 Eylül” 2025 tarihinin, arifesinin ve dahi sonrasında görülen ilk şafağın riskli olduğunun hesaplanması
1991’deki “hileli kura”yı soruşturan İzzet Sezgin Şenel’in “99 İstihbarat Raporu”nu hazırlamakta olan “Ankara Emniyeti”ndeki ekipteki “sızıntı”yla uyarıda bulunurken kendisine “Dikkat edilsin, bunların itirafları bile bir plana bağlı” dediğini Emin Arslan’ın yıllar sonra bir radyo programında anlatmasından “163” gün sonrası ve sonrasında görülen ilk şafak “miladi yılın tam göbeği” olan “2/7”/18 olan tarihte, birkaç gün evvel “itirafçı olmaya karar verdiği” iddia edilen ve “99 İstihbarat Raporunu yazan ekipteki sızıntı”lardan biri olan “Zeki Güven”in şüpheli şekilde cezaevinde öldüğünün savlanması ve ölümü öncesinde yazdığı söylenen “mektuplarının esasen kriptolu iletişim olması”
Eski deşifre analizlerimde Fethullahçı ezoterik kriptolojideki yerini mimlediğim “GÖZ” kriptosunun İzzet Sezgin Şenel & Levent Göktaş’ın sağlık sorunları ve “İhsan GÜVEN Cinayeti” üzerinden üç yeni örneği
Bizzat kendisinin de “yapay seçilim” örneği olduğu sezilen “Necip Hablemitoğlu”nun “sızıntı” tarafından “yapay seçilim” stratejisi uygulanarak “GÜVEN”le kuşatılması
1991’deki “hileli kura” soruşturmasında görev yapan Ahmet Nihat Dündar ve İzzet Sezgin Şenel’in ikilisinin “yapay seçilim” ve “sızıntı” kriterleri dikkate alınarak seçilmeleri
Gülen’in “HİCRET” olarak kodlanan “ABD’ye son gidişi”nden sonra “ATV’de yayınlanan skandal mahiyetteki videosu”nun, esasen “HİCRET” algısını pekiştirmek için bizzat Gülen’in talimatıyla şakird “Veysel Ayhan” tarafından “ATV’ye sızdırılmış” olması
Necip Hablemitoğlu’nun yerde cansız yatan bedeninin “GÜLÜMSEDİĞİ”ni söyleyen Yasemin Güneri’nin katıldığı iki belgeselde de, adı anılmadan eski Cumhurbaşkanı “Ahmet Necdet Sezer’in hedef alınması”
Gülen’in şakirtleri nezdindeki MİLADİ & HİCRİ “kutlu doğum” günlerinin arka arkaya geldikleri gece “‘11:19’dan sonra görülen ilk şafak”ı ve dahi “Kabe’nin ‘11/20’/79’da işgal edilmesi”ni temsilen gece saat “11:20”de yayınlanan “Yaşar Büyükanıt”ın kaleme aldığı “E–MUHTIRA”nın, “kumpasların ikliminin inşası” sürecinde en tepeye konan tuğla olarak tasarlandığı
“Saadettin Tantan”ın gözdeleri olarak Diyarbakır’da “Gaffar Okkan”ın ve İstanbul’da “Kazım Abanoz”un “sızıntı”nın önünü açılmasını sağlayacağı aşikâr olan tasfiyelere “gençleştirme”, “yolsuzlukla mücadele” vb. toplumun geniş kesimlerinin desteğini tesis edecek retoriklerle aynı günlerde yöneldikleri
“Necip Hablemitoğlu”nun “SOL GÖZünden vurularak öldürülmesi”ne “kamu güvenliği uzmanı” sıfatıyla TRT Belgeseli’nde özel bir mana yükleyip, ikinci kurşun için “sigorta atışı” vurgusu yapan “ByLock”çu “KASIM ESEN”in “doğumu”nun, “Kadıköy Kaymakamlığı’na atanması”nın, “‘GÖZCÜbaba Camii’yle aldığı yıkım kararı”nın, “Rize Valili’ğine atanması”nın, “Kadıköy Kaymakamlığı’ndan ayrılması”nın, “Rize Valili’ğinden merkeze çekilmesi”nin Fethullahçı ezoterik şablondaki yerleri
“Necip Hablemitoğlu Cinayeti”nden sonra Gülen’in gördüğü iddiasıyla yayınlanan rüyanın her iki versiyonunda da ESAS HEDEF olduğu vurgulanan Emin Çölaşan’la birlikte 49. TC Hükümeti’nin kurulması aşamasında kritik misyon üstlenen “Uğur Mumcu’nun öldürülmesi”den iki gün önce Saygı Öztürk üzerinden kendisine “servis edilen İsmet Paşa’nın 1935’de hazırlattığı Kürt Raporu” ile; Necip Hablemitoğlu’na “servis edilen Alman Vakıfları’yla ilgili istihbari nitelikteki enformasyon”un “Mumcu & Habkemitoğlu Cinayetleri”nin arka planındaki “organizatör”ü perdeleme amacına matuf oldukları ve sezildiği kadarıyla 49. TC Hükümeti’nin kurulmasında üstlendiği kritik misyon nedeniyle Uğur Mumcu’nun “bu tarihten sonra Kürt Sorunu hakkında çalışmaya yönlendirilmesi veya kendisine bilgi/belge akışının ivmesinin geometrik artması”
“Necip Hablemitoğlu’na enformasyon akışı”nın, özellikle “Bergama ve Alman Vakıfları konularındaki enformasyon akışı”nın aydınlatılmasının, cinayetin aydınlatılması için kritik öneme haiz olması
NECİP HABLEMİTOĞLU’NUN DOĞUMU MİLAT KABUL EDİLDİĞİNDE, Gülen’in “HİCRET” olarak kodlanan “ABD’ye son gidişi”nde “Pensilvanya’daki Kestane Kampı’ndaki ilk şafağı gördüğü tarih”in Gülen’in şakirtleri nezdindeki “II”. “KUTLU DOĞUM” günü olduğunun hesaplanması
[TRT Belgeseli’ndeki vurgular üzerinden] hesaplandığında “II” aşamalı şekilde Necip Hablemitoğlu’nun Atatürk İlkleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü’ndeki görevinden uzaklaştırılmasının “TAM GÖBEĞİNDEKİ TARİH”in arifesi ve “Mekke’nin fethinin yıldönümü”nden sonra görülen ilk şafakta sahnelenen sirk tiyatrosuyla Gülen’in “kanun kaçaklığının sona erdirilmesi”yle “HİCRET İKLİMİNİN ANA RAHMİNE DÜŞMESİ / REGAİBİ”nin kurgulanması
Fethullahçı ezoterik kriptoloji düzleminde “HİCRET İKLİMİNİN ANA RAHMİNE DÜŞMESİ / REGAİBİ”nin kurgulandığı gün “I”. gün olarak kabul edildiğinde, “183”x“11”. günün, “hileli kura”yla görevleri belirlenen “Fethullah’ın Copları”nın HİCRİ takvimin başlatıldığı MİLADİ tarihin “16 Temmuz” 1991’deki yıldönümünde gördükleri ilk şafak olması üzerinden “HİCRET İKLİMİNİN DOĞUMUNUN / MEVLİDİNİN” kurgulanması
Hicri “1/1”/1412’deki hicri yılbaşı üzerinden tasarlanan “hileli kura baskını”yla başlayıp, “99 İstihbarat Raporu”nun tamamlanmasından sonra hicri “1/1”/1420’de ilk şafağın görülmesine kadar devam eden “Fethullahçılarla mücadele”nin, esasen 8 hicri yıl uzunluğunda “HİCRET İKLİMİNİN İNŞASI” adlı illüzyon gösterisinden ibaret olması
Genelkurmay Başkanı “Necdet Üruğ”un bütün birliklere “kesin kanaat uyanmasının kafi olduğu” vurgusuyla gönderdiği bir yazılı talimatla “irticai faaliyetlere katıldığına dair hakkında kesin kanaat uyanan TSK mensuplarının BİLDİRİLMESİNDEN 24 SAAT SONRA ACİLEN VE RESMEN emekliye sevk”ini emretmesinin akabinde Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı tarafından başlatılan ve Cumhurbaşkanı “Kenan Evren”in açıklamalarıyla harlanıp kamuoyunun gündemine getirilen 1986’da askeri liselerde yürütülen soruşturmanın “HİCRET İKLİMİNİN ANA RAHMİNE DÜŞMESİ / REGAİBİ”nin kurgulandığı “PLANLI İSTİHBARAT OPERASYONU”nun bir parçası olması,
Gülen’in “hicrette şakirtleri nezdindeki ‘I’. kutlu doğum günü”nü kutladığı “27/4”/99’dan “11 üzeri 3” gün, başka bir ifadeyle “11x11x11” gün sonrasının denk geldiği Molla Celaleddin’in “27”x“27”., başka bir ifadeyle “3x3x3”x“3x3x3”. ölüm yıldönümünden, yani “Şeb-i Arus”tan, Türkçe ifadesiyle “Gerdek Gecesi”nden sonra görülen ilk şafakta işlenen “Necip Hablemitoğlu cinayeti” üzerinden, Fethullahçıların “HİCRET İKLİMİNİN SONA ERDİĞİNE DAİR HASIM CEPHEYLE ŞİDDET DİPLOMASİSİ” tesis etmesi
Graham Fuller imzalı “Iran – Contra Skandalı”yla, “Afgan uyuşturucusunun Orta Asya üzerinden Batı’ya nakledilmesinden Fethullahçıların pay aldığı” iddiası arasında yapısal benzerlik olması, her iki örneğin de “X coğrafyadaki örtülü operasyondan elde edilen yasadışı gelirle Y coğrafyada İslamcı ivmenin finanse edilmesi” stratejisinin farklı uygulamaları olmaları ve Fethullahçıların “uyuşturucudan gelir elde ettikleri” iddiasını destekleyen veriler
El Kaide’nin a) 2001’de “ABD’yi hedef aldığı eylem”in, b) 2003’te “İstanbul’u hedef aldığı eylemler”in, c) 2004’te “Irak’ta Polis Özel Harekatı hedef aldığı eylem”in ve dahi IŞİD’in d) Mart 2014’te “Türkiye’yi hedef aldığı eylemler”in “El Kaide & IŞİD ile Fethullahçılar arasında ŞİDDET DİPLOMASİSİ” olması
“Yarbay Ali Tatar’ın hedef alındığı kumpas”ın “Şeb-i Arus”, “Kabe’nin hicri ‘1/1’/1400’deki işgali” ve “Maraş Katliamı”nın dikkate alan bir ezoterik tasarıma sahip olması
“22/3”–“11/11” arasındaki “II”x“27/4” uzunluğunda olduğu hesaplanan “hatların tam göbeği”nin “16 Temmuz”ların sonrasında görülen ilk şafağa denk gelmesi
“Erol Mütercimler”in “Ergenekon’un kendisine ifşa edildiği”ni iddia ettiği Gülen’in şakirtleri nezdindeki “kutlu doğum” gününü kapsayan “II” günlük buluşmadan sonra HİCRİ “11/9”/8’de görülen ilk şafak MİLAT kabul edildiğinde MİLADİ “11/9”/8 olduğu hesaplanan tarihte “Erol Mütercimler – Celal Kazdağlı – Can Dündar” üçlüsü tarafından “Ergenekon Kumpası’nın start fişeğinin atılması” (Açıklayıcı not: MİLADİ “28/4”/1988’in denk geldiği HİCRİ “11/9”/1408 tarihi, “Kabe’nin hicri ‘1/1’/1400’deki işgali” MİLAT kabul edildiğinde, “Mekke’nin fethi için çıkılan seferde görülen ilk şafakın tarihi” olan HİCRİ “11/9”/8 olarak hesaplanmakta.)
Hikmet Çetinkaya’nın sonrasında görülen ilk şafak “miladi yılın ‘2/7’/75’deki tam göbeği” olan tarihte ziyaret ettiği “Nur Kampı”yla ilgili, birkaç gün sonra yayınladığı Fethullahçılar’ı hedef alan “I”. yazı dizisinin tamamlanmasından sonra görülen ilk şafakta, [bölge savcılığının bir gün rötar yapması sayesinde bir gece önce boşaltılan] Ören’deki “Nur Kampı”nın Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin verdiği karara binaen basılmasından sonra ilk şafağın “hicri yılın tam göbeğinin ‘1/7’/1395’de aşıldığı tarih”te görülmesi üzerinden ezoterik hat inşası
İstanbul’da bir gecede binlerce polisi tasfiye ederek Fethullahçı kadrolaşmanın önünü açmaya çalışan dönemin İçişleri Bakanı “Saadettin Tantan”ın gözdesi İstanbul İl Emniyet Müdürü “Kazım Abanoz”’un motive ettiği “silahlarını havaya kaldıran Çevik Kuvvet polisleri”nin “TEKBİR getirerek” Vali Erol Çakır’ın makamına yürümelerinin ezoterik hatlar üzerinden inşa edilmesi ve “Kazım Abanoz”’un mahkemeden beraatiyle manidar ölüm tarihi arasında ezoterik hat kurgulanmış olması
“Hizbullah’la mücadele”nin taşıyıcı sütunu olan “Ramazan Er”in Fethullahçılarla ilgili ilk bakışta çelişki olduğu sanılan tutumunun, “Fethullahçı ezoterik yol haritasının konjonktürel gerekleri” çerçevesinde esasen son derece tutarlı olması
“12 Eylül” Dönemi’nde “ESAT OKTAY YILDIRAN”ın yönettiği Diyarbakır Cezaevi’nde “Nurcu gladyo tarafından Hizbullah’ın tohumlanması”
“Fethullahçı eylem tasarımlarının karakteristik özelliği” olan “Fethullahçı kurguyu perdeleyecek şekilde arka planda Gülen’in olduğundan BİHABER olan bir eylemci” tercihiyle “Hablemitoğlu Cinayeti”nde de karşılaşılmasının şaşırtıcı olmaması gerektiği
“Hablemitoğlu Cinayeti”nin tetikçisi olduğu şüphesiyle tutuklanan Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’yla ilgili ilk günlerde basına yansıyan iddialarla, kendisinin şahitler gösterdiği ve her nedense T24 dışında Türk basının haber değeri atfetmediği ifadesi arasındaki çelişkiler ve FETÖ’den yargılananların ifadelerine de yansıyan Fethullahçı olduğu yönündeki iddialara rağmen Fikret Emek’in kaçmadığı bir atmosferde, Levent Göktaş’ın firari olmasının hem kendisi, hem silah arkadaşları hakkındaki şüpheleri arttırdığı
“Hablemitoğlu Cinayeti”yle ilgili soruşturmada “Nuri Gökhan Bozkır”ın ifadesine binaen ilk gözaltıların yapıldığı tarihe, Fethullahçı zeminin çok özel bir mana yükleyeceği kanaati
“Necip Hablemitoğlu’na ölümünden bir gün önce MİT Müsteşarlığı teklifi yapıldığı” iddiasının, tam olarak aynı tarihte MİT Müsteşarlığı pozisyonu için CV’sini vermek üzere dönemin Başbakanı Abdullah Gül’le randevusu olduğu söylenen Levent Göktaş’a iletilen “algısal düzlemde örtülü bir mesaj” olması
“Enver Altaylı” ve “Mustafa Özcan”ın Necip Hablemitoğlu’yla yazdığı kitapla ilgili görüşmelerine aracılık etmeleri için talepte bulundukları “Ramazan Toprak” ve “Halil Şıvgın”’ın, bu talebi kabul ettiremedikleri Necip Hablemitoğlu’nu bir punduna getirerek “Abdullah Gül’le buluşturduğu” tarihin Fethullahçı ezoterik düzlemde “Necip Hablemitoğlu Cinayeti” tasarımının bir parçası olması
Yukarıda sadece ilk 13 sayfasını okuduğunuz, aşağıda bölüm başlıklarını görebileceğiniz 124 SAYFALIK ANALİZİN PDF OLARAK YÜKLENDİĞİ DROPBOX LİNKİ: https://www.dropbox.com/s/z4kh31r6nx86qqh/fethullahci.kriptolojinin.ilk.kez.aciga.cikartilan.yapisal.ozellikleri.pdf 
DROPBOX LİNKİYLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOT: Dropbox linkine tıklandığında, Tumblr’ın sebebi meçhul bir şekilde linkin başına eklediği “https://href.li/?” ifadesinden kurtulmak için iki yol var: a) Tıkladığınız Dropbox linkinin başına eklenen o ifadeyi adres çubuğundan silebilirsiniz veya b) Dropbox linkini tıklamak yerine, kopyalayarak adres çubuğuna yapıştırabilirsiniz.
Tumblr media
Yukarıda bölüm başlıklarını gördüğünüz 124 SAYFALIK ANALİZİN PDF OLARAK YÜKLENDİĞİ DROPBOX LİNKİ: https://www.dropbox.com/s/z4kh31r6nx86qqh/fethullahci.kriptolojinin.ilk.kez.aciga.cikartilan.yapisal.ozellikleri.pdf
0 notes
kafkaninsevgilimilenasi · 7 years ago
Conversation
Kenar notu:
Herkese sövmek istiyorum!İyi geceler..
20 notes · View notes
apkoyunlarindir-blog · 6 years ago
Text
Samsung Note 9 İncelemesi ve Tüm Özellikleri
Samsung’un yeni telefonlarından Samsung Note 9 satışa sunuldu. 5500 ₺ civarında bir fiyata sahip olan bu telefonu bugün sizler için inceliyor olacağız. 6.4 inç ekrana sahip olan bu telefon 4000 mAh batarya kapasitesi ile geliyor. 4000 mAh batarya için gayet yeterli bir değer olmakla beraber 1 günü hatta 1,5 günü rahatlıkla çıkarmanıza olanak sağlayacaktır her ne kadar ekran büyük olsa bile. 1440×2960 (QHD+) ekran çözünürlüğüne ve 516 PPI piksel yoğunluğuna sahip bu telefon yeni nesil telefonlarda olduğu gibi 18/9 ekranla birlikte gelmekte. Ayrıca bu ekran HDR10+ özellikli bir dinamik Amoled bir ekrandır yani renk çeşitliliği çok iyi ve çok parlaktır. Bu da iyi bir ekran performansı almanıza olanak sağlar.
                Mavi,Siyah ve Bakır renk çeşitleriyle satışa sunulan Samsung Note 9 4k 60 Fps video çekimine de izin vermekte. Android’in en güncel versiyonuyla yani Android 9 Pie ile gelen Samsung Note 10 telefonunda Sar değeri 0.381 W/kg verilmiş. Sar değeri insanlar üzerinde telefonun yaydığı radyasyon değerini göstermektedir. Samsung Note serisinin sar değeri yüksek de değildir düşük de değildir günümüzdeki çoğu telefonda sar değeri 0.2 ve 2 arasında değişmekte ve bu değer 2 nin üzerine çıktığı zaman tehlikeli görünmektedir.
                  İşlemci olarak bizi Samsung Exynos 9 Series 9810 karşılmakta. Ama telefonun amerika versiyonunda Snapdragon 845 kullanılmaktadır. 3 Aşağı 5 Yukarı aynı performansı vermekte fakat Snapdragon 845 daha iyi bir işlemcidir. Samsung Exynos 9 Series 9810, 8 Çekirdek 2,7 GHz frekansa sahip bir işlemcidir. Bu işlemcinin üzerinde Mali-G72 MP18 Grafik kartı bulunmaktadır bu grafik kartı sayesinde günümüzdeki mobil oyunların hepsini sıkıntısız ve sorunsuz oynayabilmeniz mümkündür. Antutu puanının 250 binlerde olduğu bu telefon 6 Gb RAM ile birlikte gelmektedir. 128 GB dahili hafıza ile desteklenen bu telefona Micro-SD kart takarak +512 GB alan daha kazanabilirsiniz. (En fazla 512 GB desteklemekte.)
Ağırlık olarak 201 gramdır ve ağır bir telefondur. Ekran içinde parmak izi sensörü mevcuttur. Ayrıca buna ek olarak Yüz Tanıma sensörüde mevcuttur. IPX8 Suya dayanıklılık sertifikası ve IP6X Toza dayanıklılık sertifikasına da sahip olan bu telefonun Teknik Özelliklerine de aşağıdan ulaşabilirsiniz.
    EKRAN
Ekran Boyutu : 6.4 İnç
Ekran Çözünürlüğü : 1440×2960 (QHD+) Pixel
Piksel Yoğunluğu : 516 PPI
Ekran Teknolojisi : Super AMOLED
Ekran Özellikleri : Çizilmeye Dirençli Cam
Çift Kenar Ekranlı
HDRMulti TouchHDR10
Çerçevesiz Tasarım
Sürekli Açık Ekran (Always-on Display)
Ekran Dayanıklılığı :Corning Gorilla Glass 5
Dokunmatik Türü : Kapasitif Ekran
Kullanıcı Arayüzü : Samsung Experience
Kullanıcı Arayüz Versiyonu : Samsung Experience 9.5
Ekran / Gövde Oranı : 84.04 %
  BATARYA
Batarya Kapasitesi : 4000 mAh
Konuşma Süresi (3G) : 29 Saat
İnternet Kullanımı (WiFi) : 17 Saat
İnternet Kullanımı (4G) : 16 Saat
İnternet Kullanımı (3G) : 14 Saat
Video Oynatma : 20 Saat
Müzik Oynatma : 95 Saat
Müzik Oynatma Notu : AOD Kapalı
Şarj : Kablosuz Şarj
USB Type-C
Batarya Teknolojisi : Lithium Ion (Li-Ion)
Değişir Batarya : Yok
Batarya Özellikleri : Hızlı Şarj
Kablosuz Hızlı Şarj
  TEMEL DONANIM
Yonga Seti (Chipset) : Samsung Exynos 9 Series 9810
Ana İşlemci (CPU) : Quad-core 2.7 GHz Mongoose M3
CPU Frekansı : 2.7 GHz
CPU Çekirdeği : 8 Çekirdek
İşlemci Mimarisi : ARMv8-A (64-bit)
1. Yardımcı İşlemci : Quad-core 1.7 GHz ARM Cortex-A55
Grafik İşlemcisi (GPU) : Mali-G72 MP18
GPU Frekansı : 572 MHz
CPU Üretim Teknolojisi : 10 nm
AnTuTu Puanı (v7) : 248.800 Puan
Bellek (RAM) : 6 GB
RAM Tipi : LPDDR4x
RAM Kanalları : Çift Kanal
RAM Frekansı (Maks.) : 1794 MHz
Dahili Depolama : 128 GB
Dahili Depolama Biçimi : UFS 2.1
Hafıza Kartı Desteği : Var
Hafıza Kartı Maks. Kapasitesi : 512 GB
Diğer Chipset Seçenekleri : Qualcomm Snapdragon 845 (SDM845)
KAMERA
Kamera Çözünürlüğü : 12 MP
Optik Görüntü Sabitleyici : Var
Flaş : LED
Diyafram Açıklığı : F1.5
Diyafram Açıklığı (Maks) : F2.4
Odak Uzaklığı : 26 mm
Kamera Sensör Boyutu : 1/2.55 İnç
Video Kayıt Çözünürlüğü : 2160p (Ultra HD) 4K
Video FPS Değeri : 60 fps
İkinci Arka Kamera : Var
İkinci Arka Kamera Çözünürlüğü : 12 MP
İkinci Arka Kamera Diyafram : F2.4
Ön Kamera Çözünürlüğü : 8 MP
Ön Kamera Video Çözünürlüğü : 1440p
Ön Kamera FPS Değeri : 30 fps
Ön Kamera Diyafram Açıklığı : F1.7
Ön Kamera Sensör Boyutu : 1/3.6 Inch
DxOMark Puanı : 103 Puan
Samsung Note 9 İncelemesi ve Tüm Özellikleri
0 notes
erkankarakiraz · 8 years ago
Photo
Tumblr media
. N°4085 VIRGINIA WOOLF 19 Temmuz 1919, Cumartesi tarihli günlük notu: İnsanın Barış günü için bir şeyler söylemesi gerekli ama bu amaçla kaleme uç takmaya değer mi, bilmiyorum. Canım içine büzülmüş, böylece de yaprakların üzerinde pıtırdayan yağmurun düzenli damlaları neredeyse başıma yağacak gibi oturuyorum. Neredeyse on dakika içinde Richmond geçit töreni başlıyor. Saygın görünmek için giyinip kuşanmış, caddelerde ilerleyen belediye meclisi üyelerini alkışlamak için çok az sayıda insan olacağından korkuyorum. Koltukların üzerine ince keten örtüler serilmiş gibi bir duygu içindeyim; herkes kırlara gitmişken geride kalmışım gibi. Kimsesizim, enerjimi yitirmişim, hayal kırıklığına uğramıştım. Elbette, geçit törenini göremedik. Yalnızca kenar mahallelerdeki çöp kutuları dikkatimizi çekti. Yarım saat önceye kadar falan yağmur kendini erteledi. Uşakların zaferle dolu bir sabahları oldu. Vauxhall Köprüsü’nde durup her şeyi gördüler. Generallerin, askerlerin, tankların, hemşirelerin ve bandonun geçişi iki saat sürdü. Hayatlarının en hoş görünümü olduğunu söylediler. Bunun, Zeplinlerin hava akınıyla birlikte Boxall ailesinin tarihinde önemli bir yeri olacak. Ama bilmiyorum -bana biraz uşaklar bayramı gibi görünüyor; “halkı” yatıştırmak, sakinleştirmek için düzenlenmiş bir şey- ve şimdi de yağmur her şeyi bozuyor; belki de onlar için fazladan hoş bir şeyler tasarlanmalıydı. Hayal kırıklığımın nedeni bu galiba. Bu barış kutlamalarında hesaplı, politik, içten olmayan bir şeyler var. Dahası, hiçbir güzellik olmadan, doğallıktan uzak biçimde yürütülüyor. Zaman zaman bayraklar görülüyor; uşakların, bence züppelikten, bizi şaşırtmak için satın almakta direttikleri şey var bizde. Dün Londra’da o her zamanki yapış yapış, ağır insan yığınları, uykulu ve sırılsıklam olmuş arı kümeleri gibi uyuşuk Trafalgar Meydam’nda yavaş yavaş ilerliyor, çevredeki kaldırımlarda bir ileri bir geri dalgalanıyordu..... VIRGINIA WOOLF BİR YAZARIN GÜNLÜĞÜ Çeviren: Oya Dalgıç Türkiye İş Bankası Yayınları, 1. Basım: Şubat 2014 sayfa 19-21 @e_karakiraz
0 notes
amerikadaherzamanyorgun · 4 years ago
Text
27 Ağustos, 2020
Bazı haftalar önce ben Diriliş Ertuğrul'u izlemeye başladım. Bu gece ben 1. sezon 14. bölümü izliyorum. Bence bu dizi çok iyi ve Engin Altan Düzyatan yakışıklı. Ama... hiç arkadaşlarım bu dizi izlemiyor o yüzden *konuşacak kimsem yok. (Kenar notu: Bu dil bilgisini anlamıyorum. “so I have no one to talk to” demek istiyorum. Kafamın içinde bu “o yüzden hiç kimseyle konuşmam yok” ama Google Translate “ konuşacak kimsem yok” dedi. Anlamıyorum.)
Henüz hiçbir Ertuğrul grubunda değilim çünkü sadece 1. sezondeyim ve spoilers (Türkçe spoiler nasıl denir?) istemiyorum. ::ağlıyor::  Bu karakter çok romantik ve yakışıklı ve güçlü... kalbim parlıyor <3 (Evet, biliyorum. Ben çok dramatikim. :P)
youtube
0 notes