#katebishopxreader
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kate Bishop | Öncelikler
Özet: Reader, günlerdir haber alamadığı kız arkadaşıyla ilk defa yüz yüze gelir.
Kate Bishop x Reader
Uyarı: Angst, özlem, ufak ağlayışlar, biraz sinir krizi.
Kate son bir haftadır hiçbir aramana dönmediğinde ve dün de annesi tutuklandığı için çok endişeliydin. Gözün de kulağın da telefondaydı. Haber kanallarını son günlerde o kadar çok izledin ki her tarafa dehşet saçan çeteler umurunda bile olmadı.
Tek isteğin, kız arkadaşının güvende olduğuyla ilgili bir mesajdı.
Son kavganızı hatırlayarak kendine işkence etmekten kendin bile yorulmuştun.
Gözlerin doldu. Burnun yine sızladı. Oysaki gözyaşlarının çoktan tükendiğini sanıyordun. Çok yoruldun ve çok yıprandın ama Kate ile ilgili bir haber alamadın.
Yorgunlukla içini çekerek çöktüğün balkan zemininden ayrıldın. Noel dahi olsa Kate yanına gelmeyecekti belki de. Yüreğin sıkıştı ve bir an kapı pervazında kaldın. Günlerdir kendini hırpalıyordun ve aklına asla gelmemesi gereken ihtimalleri düşünüyordun ama bu hiç aklına gelmemişti. İhtimal dahi vermedin. Çünkü senin Kate'ın böyle yapmaz. O, sevgisini ve ilgisini vermeyi daima sevmiş biriydi. Asla korkak değildi, kafa tutar ve pes etmezdi.
Ama... ya pes etmişse?
Ya gitmişse?
"Hayır, hayır," diyerek kendini teselli etmeye çalıştın. Yorgun ve acıyan gözlerini kırpıştırarak aklındaki korkunç senaryolardan kurtulmaya çalıştın. "Geri dönecek."
Kate, o gün de dönmedi.
Ve önündeki son üç günde de.
Noel geçip gittiğinde, ailene özürler sıraladın ve işlerinin çok yoğun olduğunu bahane ettin. Ayrıca kız arkadaşınla özel şeyler planladığını da ekledin. Kate'ı çocukluğunuzdan beri tanıdıkları için bunu asla sorun yapmadılar ve bir sonraki tatilinde ikinizi de davet ettiler.
'Burada olursa,' diye içinden şart koştun. Onun yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordun.
Polisler sana pek de yardımcı olmadılar. Blip'ten beş yıl sonra geri dönen insanlardan sonra o kadar çok kayıp ihbarı oldu ki kimse öncelik verileceği bile değildi. Kate'ın öncelik sırasında olmamasına çok sinirlendin elbette ama elinden herhangi bir şey de gelmiyordu. Yapabileceğin tek şey buydu.
Ortak dairenizdeki, ev aslında Kate'e ait, eşyalarının bir kısmını valizlere dolduralı bir gün kadar oluyordu. Kate'den umudunu asla kesmedin ama onun anılarıyla dolu bir evde yirmi dört saat boyunca durmak işkenceden farksızdı. Ayrıca, seni terk ettiğiyle ilgili düşüncen her geçen saat güçleniyordu. Bunu en azından habersiz yapmamasını ummuştun sadece. Tanıdığın tüm uzun yıllar boyunca o asla böyle biri olmasa da, ikiniz de büyüdükçe farklı insanlar oldunuz sonuçta. Belki kolej arkadaşlarından dolayıydı; kafayı bulmuş olabilir miydi? Ama tüm dostlarıyla konuşmuştun. Son kavgalarınız çok şiddetli olduğu içindi belki de? Ama her seferinde birbirinizin gönlünü aldınız.
Tanrım... O zaman neden? Neden kız arkadaşın son bir buçuk haftadır yanında değil?
Bir şey mi yapmadın? Yoksa yanlış bir şey mi yaptın? Çöpü çıkarmayı mı unuttun? Onu incittin mi? Kendisinden vazgeçtiğini mi düşünüyordu?
Ya da... Ona bir şey mi oldu?
Yüreğin sıkıştı, tuttuğun dolap kapaklarını sıktın. Aynadan görebildiğin dağılmış görüntün yüzünü buruşturmana neden oldu. Berbat görünüyordun. Kendini Kate'ı bulmaya o kadar adadın ki birkaç saat önce bir şeyler yiyip yemediğini bile hatırlayamıyordun. Yemedin. Kilon düştü, yüzün çöktü ve kendini sürekli üzgün hissediyordun. Belki bu ana kadar o kadar çok fark etmemiştin ama Kate senin hayatının merkeziydi. Çocukluğun boyunca yanındaydı. Sen onunla büyüdün.
Ama o artık yok.
İç geçirdin.
Sırt çantanı günlerdir düzenli duran yatağınızdan aldın, kapının yanında duran valizi çekmeye başladın. Buradan ayrılmak istemedin ama yalnızlık çok zor gelmeye başladı.
Açık bıraktığın kapıları kapattın. Camları son kez kontrol etmeye başladın. Salona doğru ilerlerken kısık sesler duydun. Yüreğin korku ve heyecanla çarptı. Kate olabilir miydi? O zaman diğer kisi kimdi? Soğukkanlılığını korumaya çalıştın.
Clint ile sessizce tartışan Kate, senin gelişini özlemle izledi. Girişte durdun, ifadesizce ona baktın. Kate, senin bu şekilde davranmana alışık değildi. Yine de seni o kadar çok özledi ki bu davranışların gözüne bile kaçmadı. "Bebeğim," diyerek sana adımlamaya başladı.
Ancak aniden bir adım geriye çekildin, sertçe ona baktın. Aynı zamanda, ne yaptığını da anlamıyordun. Kate, hareketinle duraksadı. "Geri dur." Dedin sakince.
"Çok karışık olduğunu biliyorum ama sana her şeyi açıklayacağım-"
"Gidiyorum,"
"Clint ile olanlara inanamazsın - Ne?" Duraksadı. "Gidiyorum da ne demek?"
Gözlerin birkaç saniye Clint dediği adama değdi. "Sen Clint ile kal. Ben gidiyorum, demek." Dedin sakinliğini koruyarak. Ne hissetmen gerektiğinden emin değildin. "Annen için üzgünüm. Gerçekten. Ve zamanın olursa aileme birkaç mazeret sırala, lütfen."
"Y/N,"
"Teşekkürler, Kate. Her neyse. Artık hiçbir şey önemli değil, değil mi? Hem, bir buçuk hafta boyunca başına bir şey geldiğini düşünerek karakolda yatmamın hiçbir açıklaması olamaz, değil mi?" Alay ettin. "Ah, ya da olabilir. Sonuçta buna değmem, ha?"
Böyle düşündüğün için nefesi kesildi. Clint, ikinizin özel konuşacağını anladığı için Kate'e döndü. "Aşağıda bekliyor olacağım." Diyerek ayrıldı.
Alaylı bakışlarınla adamın arkasından baktın. Senin yanında olmak yerine haftalardır eski Avengers üyesinin yanında olmasının da yanında, bir mesajı bile çok görmüştü. Geceleri karakollarda yattığını unutamazdın. Bu kadar kolay değil.
"Tatlım, kızgın olduğunu anlıyorum." Diye başladı Kate ama sen sinir bozukluğu ile güldüğünde devam edemedi. Kızgın olmak? Gerçekten sadece kızgın olduğunu düşünemezdi. Hayal kırıklığı tüm hücrelerini yakıyordu. Kızgın olmakta haklı değil mıydın zaten?
"Kızgınlık? Kızgın olduğumu mu sanıyorsun?" Dedin gittikçe sesin yükselirken. "Gerçekten kızgın mıyım? Senin için günlerce koşturdum, ölü ya da diri seni bulmak için. Bana sadece bir mesaj atman yeterdi."
"Her şey çok hızlı ve tehlikeli oldu. Kimseye haber verecek vaktim olmadı, kimseyle iletişim kuramadım."
"O zaman anneni nasıl tutukladılar?" Diye sordun daha sakin bir tonda. Nasıl hissetmen gerektiğinden emin değildin. Kızgın olmak bile seni yoruyordu. Kate, şu an seni yoruyordu. Özlemden deliriyor dahi olsan, haksızlığa uğradığın kısmını göz ardı edemezsin.
Cevap veremedi. Kate, kahramanlığı hayatının merkezine koymaya başladıkça seni oradan ittirdi. Bunu fark etmedi. Yıllardır izinden gittiği kahramanla yüz yüze geldiğinde ve sırt sırta savaştığında onun için önemli olan tek şey doğru ve yanlış oldu. Kate gerçekten de bunun farkında değildi ama bunun, seni kaybetmek olduğunu anlayacaktı. Sen, kendinden önce onu tutarken, o da yeni öncelikler belirlemeliydi. Özellikle de bu işe devam edecekse.
"Ben gidiyorum, Katie," dedin usulca. Valizini sıkıca kavradın ve kendine içinden destek oldun. "Belki de düşünme sırası sana gelmiştir."
İlk ama fena değil gibi? Benimle görüşlerini paylaş! ^^
İstek alıyorum ve kesinlikle yazmaya çalışacağım.
(Turkish Version)
#marvel#marvelimagine#marvelhayalet#marveloneshot#katexreader#katebishop#katebishopxreader#clintbarton#hawkeye#mcu#gxg#loceimagine#hayalet
1 note
·
View note
Text
“The Watchover”|Part II
Summary: You struggle with being trapped in The Watchover as your best friends seemingly refuse to find closure due to your loss.
Pairing: Avengers x Reader (Platonic)
Requested: Yes/No
Part I can be found on my blog under my Avengers X Reader Masterlist.
Canon? Yes/No
Previous Part(s):
Author Note: This part will probably be shorter since Part I is pretty long. Hope you guys still enjoy!
——————————————————
You couldn’t tell how much time it had been; in fact, you didn’t even care to know. All you knew was that you had been stuck in The Watchover for over a month.
You’d told yourself, “Surely they’ll find closure within a week.” However, that was not the case.
While almost all the other Avengers in the compound had indeed found closure within two weeks or so, two people stubbornly refused to let go: Yelena and Kate.
The two girls had found comfort in each other a few days after your death, but they still weren’t willing to let go. They still moped around, unwilling to train or chat with the others.
Yelena had definitely lost some skills. Whenever she did go to training (which was about one every month), she was sloppy and uncoordinated which only made her more frustrated.
Kate had lost accuracy. She trained even less often than Yelena and had lost a lot of skill with her bow. She was lucky to even get in the eight ring at this point.
You wished the two would stop and let go, but at the same time you understood. When the team lost Natasha, you had a gnawing pit of despair in your stomach that never seemed to go away.
——————————————————
The day you were finally freed was a rainy day. Thunderstorms were in the forecast and the beating of the rain on the compound roof didn’t add to Yelena or Kate’s moods.
The two were sitting in silence in their rooms when Tony knocked lightly on the door.
“Kiddos?” He asked, seeing the two. They were definitely beaten down and hollow shells of people. Their eyes were red and their shoulders sagged with the weight of their mood.
“Tony…?” Yelena mumbled, unmoving.
“It’s me. I have something you two might wanna see,” Tony said, trying to make it sound exciting. “You up for it?”
Kate shot a glance at Yelena and the two simultaneously got up and shuffled after Tony, each girl occasionally yawning.
You followed them all the way to the meeting room. Tony had a small invention hooked up to the large holographic monitors. It was projecting… you.
“Sit, please,” Tony said as he grabbed a remote. As soon as both girls were seated Tony spoke again, “So, we found the body camera that was on Y/N the day they were killed.”
Kate looked at Yelena, and she spoke up in a practically inaudible voice. “They had a body cam on?”
Yelena nodded. “Yes.”
Tony plugged in an HDMI cord and hit the play button on the remote, stepping out of the room and shutting the doors.
The body cam showed a dark hallway and heavy breathing was heard. It was clearly you.
“Dang it, Yelena, god dang it…” you huffed as you speed-walked through the hallway. “God dang it, can’t you just agree?!”
You were nearing the corner at the end of the hallway, and Yelena bit her lip. She knew what was coming.
As you turned the corner, you could tell Yelena wanted to get up and run, but she was frozen to her seat. Kate just stared, unknowing of what was about to happen to you.
Then the HYDRA agent appeared, and your blood-curdling scream sounded.
“OH MY GOD!” Kate jumped up from her seat, eyes frozen to the screen as the camera went crazy, falling with your body.
Red splattered across the camera and Kate half-gagged at the sight. Your breathing got heavier as you struggled to fight with life and death.
“Oh my god, oh my god…” your voice sounded, “I’m gonna die.”
At those words tears began to fall down both of their faces. However, their eyes never left the monitor.
“Well, I guess…” your breathing became more labored, “I guess this is the end…”
The two blinked, unmoving.
“You know, I’ve really enjoyed being a part of this… this team,” you grunted, shifting a bit. “It’s been fun…” A moment of silence passed before you spoke again. “Well, it’d be too graphic to die on camera, right…?” Your speech started to slur.
Even with the blood, you could still see your fist about the destroy the camera, but then Yelena’s figure came into view.
“Y/N? Y/N!” Yelena shook you, but you were gone. She was too late.
The body cam then cut out. Yelena let out a sob, covering her face with her hands. Kate simply looked at the floor.
It was then that you felt your (what was technically non-existent) body being sucked up, and before you knew it you were staring through the glass overtop of the compound again.
Death then appeared. “Looks like they did it, finally.”
“I guess so,” you replied, watching as the others rushed and to comfort the two girls in the meeting room.
“You’re now free, Y/N Y/L/N. Enjoy your time in The Afterlife,” Death said as he waved his scythe again.
Your surroundings faded and you were transported away, into The Afterlife.
“Y/N?” Came a voice. You turned.
“Natasha?”
——————————————————
So, how’d we like it?! Please hit the heart or two arrows if you enjoyed, it helps me to know you like my stories! Also, requests are open and anons are welcome! Talk to me!
-Blade
#yelena belova angst#katebishopxyou#yelena belova x you#yelena belova x yn#katebishopxyn#katebishopxreader#yelena x reader#the avengers#angst#angst with a happy ending
19 notes
·
View notes
Text
Eyes Open|K. Bishop x Reader
WARNING: Angst with no happy ending, death, getting shot
Song used: “Mr. Loverman” by Ricky Montgomery
Hope you’re prepared for this, people. It’s sad.
“Kate, I can’t hold this position much longer!” You yelled into your comm link, and you heard a disgruntled “oof” from Kate in response.
Finally, she opened her mouth. “Nor can I,” she forced out, gasping for air. “Let’s meet up at building seven, okay?”
You nod, but then realize she can’t see you. “See you there, stay safe. I love you.”
“Love you too, Y/N,” Kate replies, and static from your link lets you know she’s turned off her device.
You jump out from behind the barrier you’ve been using to shield you from the rein of bullets HYDRA is inflicting upon you and you run for it, heading inside a metal door as you sprint through the buildings to what Kate had marked as building seven on your map.
Eventually you had to start climbing ladders to get on the rooftops so you went unnoticed, climbing, climbing. Once you were safe, you blasted a hole into the roof of building seven and slipped in.
“Holy crap, Y/N, you scared me!” came a distressed voice, and you turned to see Kate pointing a sonic boom arrow at you. You laughed at your girlfriend’s antics.
“Katie, put that down!” you said, but as you went towards her to playfully shove the bow down a loud “BANG” sounded and you fell to the floor.
I’ve got this shake in my legs,
Kate rushed over, shoving you and herself against the wall as she looked at your injury. You’d been hit right in the side with an AR bullet.
“Katie,” you gasped through the pain, knowing this would be your last moment. “if I don’t--”
“Shut up,” Kate cut you off harshly, tears forming in the corners of her eyes, “don’t think like that.”
Shaking the thoughts from my head,
You nod, “Alright.” You begin to wonder which agent found you, but you knew it was only because you didn’t want to think about the sickening injury you had.
But who put these waves in the door?
“I’m bleeding really badly, aren’t I?” You ask, and a panicked growl from Kate gives you an answer.
I crack out and I pour.
Your eyelids start to flutter, but Kate slaps you out of fear and desperation. “Y/N, no, no! Please, eyes open! EYES OPEN!”
I’m Mr. Loverman,
You groan and force your eyes open as Kate keeps putting pressure on your wound.
And I miss my lover, man,
“I’m gonna miss you, babe,” you mumble.
I’m Mr. Loverman,
Kate gives a small sob as she strokes your hair. “Please, keep your eyes open...”
Oh, and I miss my lover.
She gives another, louder cry as she futily attempts to stop the bleeding.
The ways in which you talk to me,
Have me wishing I were gone.
The ways that you say my name,
“Kate...” you whisper, your eyes closing.
Have me running on and on.
You begin to lose your senses one by one, first sight, then touch as the pain begins to turn to numbness.
Oh, I’m cramping up,
I’m cramping up.
Kate begins to cry as she loses you, holding your hand desperately.
But you’re cracking up,
You’re cracking up.
Then smell, the smell of the blood goes away. That wasn’t too bad, but losing the smell of your girlfriend’s lavender perfume certainly was bad.
The taste of Kate’s strawberry chapstick lingered on your lips from her final kiss on wounded lips as you began to lose your sense of taste, wishing that you didn’t have to go.
Finally, your sense of sound went away, gunshots and cries becoming muffled noises, like cars on busy city streets as they sped by and faded away just as quickly as they came.
You went limp. You were dead. Kate gave more cries as HYDRA agents filed in, pulling her off of your body, taking her as a prisoner. She could only watch as they picked up your ragdoll body and threw it out the shattered window as the agents bound her wrists with metal cuffs.
I’m Mr. Loverman,
And I miss my lover, man,
I’m Mr. Loverman,
Oh, and I miss my lover.
A/N: So... how’d you like it? I know it was sad but this is only my second fanfic ever and it would help me so much if you could press that repost button, or the heart button down there! Thanks, guys! <3.
#katebishop#femxfem#katebishopxreader#kate#bishop#reader#yn#katebishopxyn#katebishopxyou#hawkeye#marvel#angst#marvelangst#kathrinelizabethbishop#haileesteinfeld
13 notes
·
View notes