Tumgik
#kamu sektörü denetimi
temelisg · 2 months
Text
Kalite Baş Denetçi İş İmkanları: Sektörde Fırsatlar ve Kariyer Olanakları
Kalite Baş Denetçi (Lead Auditor) Nedir?
Tumblr media
Kalite Baş Denetçi İş İmkanları ve Sektörlere Göre Kariyer Fırsatları
1. Danışmanlık Firmalarında Kalite Baş Denetçi Rolü
a. Sistem Kurma ve Denetim Danışmanlığı
Danışmanlık firmalarında, şirketlere ISO 9001 gibi kalite yönetim sistemleri standartlarını uygulamaları konusunda rehberlik edebilirsiniz. Bu firmalar, çeşitli sektörlerdeki müşterilere hizmet sunar ve denetim süreçlerini yürütür.
b. Süreç İyileştirme ve Eğitim
Danışmanlık firmalarında çalışan Kalite Baş Denetçiler, işletmelerin süreçlerini analiz ederek iyileştirme fırsatları sunar ve çalışanlara kalite yönetim sistemleri konusunda eğitim verir.
2. Üretim ve İmalat Sektöründe Kalite Baş Denetçi Olarak Çalışmak
a. Üretim Süreçlerinin Denetimi
Üretim ve imalat sektöründe, ürün kalitesini ve üretim süreçlerini denetlemek, standardizasyon sağlamak için Kalite Baş Denetçilere ihtiyaç duyulur. Otomotiv, gıda, elektronik ve tekstil gibi sektörlerde bu roller yaygındır.
b. Müşteri Memnuniyeti ve Kalite Kontrol
Bu sektörlerde çalışan denetçiler, müşteri memnuniyetini sağlamak için ürün kalitesini sürekli izler ve kalite kontrol süreçlerini optimize eder.
3. Hizmet Sektöründe Kalite Yönetimi ve Denetim
a. Sağlık Hizmetlerinde Kalite Denetimi
Sağlık sektöründe, hastaneler ve sağlık kuruluşlarının hizmet kalitesini iyileştirmek için kalite yönetim sistemleri uygulanır. Kalite Baş Denetçiler, bu süreçlerin etkinliğini değerlendirir.
b. Eğitim ve Turizm Sektöründe Kalite Standartları
Eğitim kurumları ve turizm sektörü, hizmet kalitesini artırmak için kalite yönetim sistemlerine ihtiyaç duyar. Bu alanlarda çalışan denetçiler, hizmet süreçlerini denetler ve iyileştirme önerileri sunar.
4. Bağımsız Denetim Kuruluşlarında Kariyer Olanakları
a. Uluslararası Standartlar Denetimi
Bağımsız denetim kuruluşları, ISO 9001, ISO 14001, ISO 45001 gibi uluslararası standartlar konusunda denetim hizmetleri sunar. Bu kuruluşlarda çalışan Kalite Baş Denetçiler, çeşitli sektörlerdeki firmaların bu standartlara uyumunu denetler.
b. Sertifikasyon Süreçleri ve Rehberlik
Denetim kuruluşları, firmaların sertifikasyon süreçlerinde rehberlik ederek, belgelerin geçerliliğini sağlar ve denetim raporları hazırlar.
5. Devlet Kurumları ve Kamu Sektöründe Kalite Denetimi
a. Kamu Hizmetlerinin Kalite Denetimi
Devlet kurumları ve kamu sektöründe, sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerinin kalitesini denetlemek için kalite yönetim sistemleri uygulanır. Kalite Baş Denetçiler, bu süreçlerin iyileştirilmesine katkıda bulunur.
b. Yasal Uyum ve Regülasyon Denetimi
Kamu kurumlarında çalışan denetçiler, yasal uyum ve regülasyonlara uygunluk denetimleri yaparak, devlet hizmetlerinin kalitesini ve güvenliğini sağlar.
6. Eğitim ve Eğitim Kurumlarında Kalite Eğitmeni Olarak Çalışmak
a. Kalite Yönetim Sistemleri Eğitimi
Kalite yönetim sistemleri konusunda uzmanlaşmış eğitim kurumlarında, Kalite Baş Denetçiler eğitmen olarak görev alabilir ve kalite yönetimi konusunda eğitimler verebilir.
b. Denetçi Eğitim Programları
Eğitim kurumlarında, yeni denetçilerin yetiştirilmesi için eğitim programları düzenlenir ve Kalite Baş Denetçiler bu programları yönetir.
7. Proje Yönetiminde Kalite Baş Denetçi Rolü
a. Proje Kalite Yönetimi
Büyük projelerde, kalite yönetim süreçlerinin uygulanması ve takibi kritik öneme sahiptir. İnşaat, enerji ve IT gibi projelerde, Kalite Baş Denetçiler proje ekibine kalite yönetim konusunda liderlik eder.
b. Süreç İyileştirme ve Risk Yönetimi
Proje yönetimi süreçlerinde, kalite denetçileri süreç iyileştirme ve risk yönetimi konularında stratejik önerilerde bulunur.
Kalite Baş Denetçi Olarak Kariyerinizde Nasıl İlerlersiniz?
Kalite Baş Denetçi iş imkanları noktasında denetçi olarak kariyer yaparken, sürekli değişen standartlar ve regülasyonlar nedeniyle kendinizi sürekli güncel tutmanız önemlidir. Bu alanda ilerlemek için ek eğitimler alabilir, yeni sertifikasyonlar edinebilir ve çeşitli sektörlerde deneyim kazanabilirsiniz.
kalite yönetim sistemi
risk yönetimi
hizmet sektörü kalite yönetimi
ISO 9001 denetçisi
müşteri memnuniyeti
sağlık sektörü kalite denetimi
proje yönetimi kalite denetimi
üretim sektörü kalite denetimi
kalite denetimi
Lead Auditor
kamu sektörü denetimi
sertifikasyon süreci
ISO 45001 denetçisi
denetçi eğitimi
yasal uyum denetimi
elektronik sektörü kalite kontrol
uluslararası kalite standartları
tekstil sektörü kalite denetimi
süreç iyileştirme
otomotiv sektörü kalite denetimi
ISO 14001 denetçisi
gıda sektörü kalite yönetimi
kalite eğitmeni
denetim danışmanlığı
Kalite Baş Denetçi
eğitim sektörü kalite yönetimi
bağımsız denetim kuruluşları
turizm sektörü kalite kontrol
kamu hizmetleri kalite denetimi
kalite kontrol süreçleri
0 notes
onderkaracay · 3 years
Text
TÜRKİYE’NİN BAŞINDAKİ ASIRLIK BELA: BATI LİBERALİZMİ
XIX. yüzyılın ilk yılları… İngiltere’de görülmemiş bir devrim, Sanayi Devrimi bomba gibi patlıyor. Yeni bir çağ başlıyor: Emperyalizm çağı… İngiltere’ye artık yeni pazarlar, yeni kaynaklar lazım. Diğer ülkelerin kapılarını zorluyor… Hangi ülke zayıfsa, orada korumacılığı kaldırtarak, ürünlerini ve sermayesini o ülkeye boşaltıyor. Bu ülkeler, başlıca Çin, Hindistan ve Osmanlı İmparatorluğu...
● İngiltere 1820-1840 arasında pek çok ülke ile serbest ticaret anlaşması imzalar. Osmanlı Devleti ile yaptığı 1838 Ticaret Antlaşması da bunlardan biridir. Ülkeye önce Avrupa ticaret sermayesi girdi, ardından da Avrupa finans sermayesi… Antlaşma’nın başlattığı liberalizm Osmanlı ekonomisinde çok zararlı sonuçlar doğurdu: Ekonomik bağımsızlık bitti. Bağımsız dış ticaret politikası seçeneği ortadan kalktı. Sanayileşmeye geçiş engellendi. Mevcut sanayiler yok olmaya yüz tuttu. Ticaret yabancı egemenliğine geçti. Ucuz Avrupa malları; bendi yıkılmış seller gibi Osmanlı pazarlarını bastı, ülke Avrupa’nın açık pazarına dönüştü. 1838 Anlaşması ve bunu izleyen diğer anlaşmalar, dış borçlanmanın yolunu açtı. Ülkenin başına Düyun-u Umumiye belası musallat edildi. Devletin çöküşü hızlandı. Ülke sonunda Emperyalizm’in silahlı işgaline uğradı.
● Liberalizm “piyasa mekanizmasına inanan, bu nedenle devletin ekonomiye müdahalesine karşı çıkarak, en düşük düzeye indirilmesini savunan görüş”tür. İlk olarak, Sanayi Devrimi İngiliz iktisatçıları tarafından formüle edildi. Buna göre kutsal olan, yalnızca bireydir. Toplumda eşitsizlik esastır. Serbest piyasa dâima insanların lehine işler. Devlet denetimi ve kamu sektörü, bu mekanizmanın önünde bir engeldir. Devlet özelleştirme yoluyla küçültülmeli, etkisizleştirilmelidir. Oysa gerçek farklıydı: Liberalizm, bugünkü adıyla “Neoliberalizm”, tam da Batı’nın para babalarının, küresel şirketlerin dünya görüşüdür. Batı oligarşisi; kazanımlarını kaybetmemek, geleceğini güvence altına almak, daha da zenginleşmek için bu görüşü bütün dünyaya yayarak, zorla uygulatmaya çalışmaktadır. Bunda da büyük başarı sağlamıştır.
● Liberalizm XX. yüzyılın ilk yarısında gözden düştü. 1970’lerin ortalarına kadar, dışlanmış bir akım olarak kaldı. Ekonomide hâkim görüş devletçilikti. Sosyal devlet anlayışı ön plandaydı. Artık, ekonomik istikrar ve gelişmenin ancak devletin öncülüğünde sağlanacağına inanılıyordu. Derken, durum değişti: Liberalizm ve bireycilik yeniden canlandı: Amerika’da Chicago Üniversitesi’nde başlayarak, bütün ABD’yi etkisi altına aldı. Hayek ile M. Friedman gibi iktisatçılarla bunların öğrencilerinin çekirdeğini oluşturdukları küçük bir gruptan yola çıkan neoliberaller ve onları parasal olarak destekleyenler; muazzam bir “vakıflar, enstitüler, araştırma merkezleri, yayınlar, öğretim üyeleri ve yazarlar, halkla ilişkiler ağı kurarak doktrinlerini geliştirip, allayıp pullayıp dünya ülkelerine satmaya giriştiler. Milyarlarca dolar harcadılar ve sonunda hedeflerine ulaştılar: Neoliberalizm’in, insanlığın biricik doğal varoluş biçimi olarak görünmesini sağladılar. Türkiye’de üniversitelerde, iş dünyasında, medyada sürekli liberalizm borazanlığı yapanlar da bu geniş propaganda ve desteğin ürünleriydi.
● Neoliberalizm’in, dünyayı ele geçirmeye başladığı tarih Margaret Thatcher’in iktidara gelip, İngiltere’de “neoliberaldevrim”i başlattığı 1979 yılıdır. Slogan şuydu: Başka Seçenek Yok. “Toplum yoktur, yalnızca bireyler vardır”. Merkezdeki değer rekabettir; uluslar, bölgeler, işletmeler ve elbette kişiler arasındaki rekabet… “Eşitsizliklerle övünmek” gerekirdi. Thatcherizm ideolojinin tohumlarını 1980’lerde Doğu ve Orta Avrupa’ya, bu arada Türkiye’ye serpmiştir. Tohumları -General Kenan Evren’in koruması altında- Türkiye’de yeşerten, Turgut Özal ve partisi ANAP olmuştur. Turgut Özal Başkan Bush’tan, M. Thatcher’dan sürekli akıl alıyordu. Özal’ın “Ben zenginleri severim” sözünü hatırlayalım. Demek istiyordu ki, fakirlerin canı cehenneme! Dediğini de yaptı, bugün de yapılıyor.
● Neoliberalizm’in temel politikası şudur: Yüksek refah düzeyine ulaşmak isteniyorsa, bireysel girişimcilik serbest olmalıdır. Mülkiyet hakları güvence altına alınmalı, ticaret serbestleştirilmelidir. İktisadi kararların alınmasında serbest piyasa söz sahibi olmalıdır. Neoliberal iktisat politikası en kesin ifadesini “Washington Uzlaşması”nda bulmuştur. Washington Uzlaşması, üç önemli kurumun (Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, ABD Hazine Bakanlığı’nın) diğer ülkelere dayattıkları ortak iktisat politikalarını ifade eder. Neticede hemen bütün ülkeler bu “uzlaşma” etrafında uygulama birliğine zorlandı. Oysa Washington Uzlaşması’nın gerçek amacı diğer ülkelerde serpilmekte olan sanayileşme hareketlerini önlemektir. Şundan ki, gelişmekte olan ülkelerdeki sanayileşme Batılı sanayileşmiş ülkelerin, pazarlarını ve hammadde kaynaklarını kaybetmelerine yol açıyordu. Çareyi bu ülkelerin sanayileşmesini yavaşlatmakta, hatta durdurmakta gördüler. Bunun için de 10 maddelik bir program geliştirerek, adını “Washington Uzlaşması” (Washington Consensus) koydular.
Türkiye, Latin Amerika ülkeleri gibi sanayileşmeleri engellenmiş ülkeler; mali yardım için başvurdukları Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşların zorlamasıyla, Washington Uzlaşması’nın önlemlerini “yapısal uyum programları” adı altında uygulamışlardır. “Yapısal uyum programları” demek; ekonomiyi serbest piyasaya terk etmek, küresel şirketlerin çıkarları ile uyumlu hale getirmek demektir.
Türkiye Washington Uzlaşması yoluyla Neoliberal politikaların, en katı şekliyle uygulandığı ülkelerden biri olmuştur. 2001 krizinin ardından ekonominin yönetimi IMF memuru Kemal Derviş’e bırakıldı. İstikrar Programı, Güçlü Ekonomiye Geçiş gibi yaftalar altında liberal önlemler; en katı şekilde uygulamaya konuldu, o gün bugündür de uygulanıyor.
● Peki sonuç ne oldu? İşte olanlar:
– Türkiye Batı’nın isteği doğrultusunda sanayileşmekten vazgeçti. Özelleştirme uygulamaları yoluyla kamunun elindeki tesisler özel sektöre ve yabancılara satıldı, kimileri kapatıldı.
-Gümrükler kaldırıldığı için ithalat arttı. Cari açık büyüdü. Açığın artması dış borçlanmayı getirdi
-Yatırımlar önemli ölçüde durdu. Tasarruflar düştü. İç ve dış kaynaklar inşaat ağırlıklı yatırımlara yöneltildi. Türk ekonomisi hizmet ve tüketim ağırlıklı bir ekonomi haline geldi.
Kısacası, ülke yeniden bir yarı-sömürge olma niteliklerini kazanmaya başladı.
Bugün ekonominin içinde bulunduğu krizde -Batı’nın bize 200 yıldır dayattığı- liberalizm uygulamalarının ve bunların ısrarla sürdürülmesinin birinci derecede rolü olduğu kolayca görülebilir.
Prof Dr. Cihan Dura
2 notes · View notes
kocaalihaber · 5 years
Text
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Yeni Kamu Muhasebesi (Cep Boy) Kitabı pdf indir pdf indir
Yeni Kamu Muhasebesi (Cep Boy) Kamu Sektörü Muhasebe Uygulamaları Genel Yönetim Muhasebe Standartları Kamu Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda Devlet Muhasebesi Kamu Haznedarlığı ve Vadeli Hesapların Kullanımı Alınan Çekler Hesabına İlişkin Tüm İşlemler Diğer Hazır Değerler Hesabına İlişkin Tüm İşlemler Devlet Muhasebesinde Maddi Duran Varlıkların Kaydedilmesi Hakediş Ödenmesi Suretiyle Maddi Duran Varlık Edinilmesi Süreci Hurdaya Ayırma İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesi Taşınırların Muhasebeleştirilmesi Ödenek Hesapları Dönem Sonu Öncesi İşlemler Dönem Başı İşlemleri Kamu Muhasebesi Denetimi: İç Denetim Genel Yönetim Hesap Planı
Yeni Kamu Muhasebesi (Cep Boy) Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
kocaalihaber · 5 years
Text
İş Dünyasından WIN EURASIA'ya Tam Destek
Türkiye'nin lider imalat sanayi fuarı WIN EURASIA, 12-15 Mart tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve KOSGEB desteği ile organize edilen fuar, Türkiye sanayisinin 2020 stratejisinde yer alan öncelikli ülkelerle Türk üreticileri bir araya getirecek. Yeni yılın küresel büyüme beklentilerini olumsuz etkileyecek gelişmelerle başladığına dikkat çeken Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, "Özellikle Çin'de yaşanan virüs salgını, Avrasya bölgesindeki ticari işbirliklerinin önemini daha da arttırdı. Dünya ticaretinin olağan seyrinde devam edebilmesinde Türkiye gibi hızlı gelişen ülkeler önemli bir rol ��stlenecek. Türk firmaların son teknoloji üretim potansiyelini sergileyeceği alan da bu yıl yine WIN EURASIA olacak" dedi.
Türkiye’nin ileri teknolojiye sahip yerli sanayi ürünlerini uluslararası arenaya taşıma vizyonuyla düzenlenen WIN EURAISA, 12-15 Mart tarihleri arasında 20 ülkeden 1.400 markayı Türk üreticilerle buluşturmaya hazırlanıyor. Yeni konseptini Makineleri Üreten Makineler olarak belirleyen WIN EURASIA, sac işlemeden metal şekillendirme teknolojilerine, otomasyon hizmetlerinden elektrik ve elektronik ekipmanlara, hidrolik ve pnömatik hizmetlerden tesis içi lojistiğe kadar ihtiyaç duyulan tüm eko-sistemi bir araya getirecek. “Makineleri Üreten Makineler” sloganıyla en yeni teknolojilerin görücüye çıkacağı fuar Metalworking EURASIA, SurfaceTechnology EURASIA, Welding EURASIA, IAMD EURASIA, IES EURASIA ve CeMAT EURASIA katılımcı ve ziyaretçilerini tek çatı altında buluşturacak. 
Türkiye’de kamunun tam desteği ile yatırımlarına yön veren makine sanayinin uluslararası alanda bir üst lige çıktığını ifade eden Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, şunları söyledi; “Makine sanayii, uluslararası ticarette önemli bir yere sahip, ayrıcalıklı bir faaliyet alanı. Bu alanda yerli üretim gücüne sahip olan ülkeler rekabette de önemli avantajlar elde ediyor, ekonomide öne geçiyor. Türkiye’de de makine sanayii, ülke ekonomisi dünya devleri arasına sokabilecek, teknolojik rekabette hak ettiği konuma taşıyacak stratejik bir sektördür. İlgili kamu kurumları ve özel sektör Türkiye’nin bu gücünün farkında ve sektörü geleceğe hazırlama noktasında önemli başarılara imza atılıyor. Makineleri üreten makinelerin fuarı WIN EURASIA bu yıl da tüm imalat sanayiini İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor.”
Türkiye sanayisinde gelişime paralel olarak yeni ihtiyaçların ortaya çıktığını ve bu yeni ihtiyaçlara en iyi şekilde cevap verebilmek için WIN EURASIA’nın da yenilendiğini belirten Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel şunları söyledi:
“Avrasya bölgesinde ticari işbirliklerinin büyük önem kazandığı bu dönemde, Türkiye sanayisinin büyüme hızı WIN EURUASIA’nın da yenilenmesini kaçınılmaz kıldı. Bu yıl fuara 20 ülkeden 1.400 marka standlı katılım gerçekleştirecek. İhracatta artış hedeflenen ülkelerden temsilciler B2B görüşmeleriyle Türkiye’nin üreticileriyle bir araya gelecek. Devlet destekli Alım Heyeti Programları çerçevesinde başta Başta Almanya, Cezayir, Rusya, B.A.E, Bulgaristan, Suudi Arabistan, Katar, Hindistan, Lübnan, Mısır, Tunus, Ürdün, Yunanistan, Kosova, Sırbistan, Fas, Ukrayna olmak üzere 100’ü aşkın ülkeden sektörün önemli firmalarının üst ve orta düzey temsilcileri ve satın alma heyetlerini fuarımız süresince ağırlıyor olacağız. 12 – 15 Mart tarihleri arasında WIN EURASIA’da bu yıl teknolojiye her zamankinden çok daha fazla yer ayırdık. Türkiye’nin ileri teknolojisini tüm dünyaya tanıtmak ve yerli teknolojiye yönelik yatırımları teşvik etmek istiyoruz. WIN EURASIA 2020’nin sektörün önde gelen kurum ve kuruluşlarının da desteğiyle, Türkiye ekonomisine daha fazla katma değer kazandıracak bir organizasyon olacağına inanıyoruz.”  İlk yerli endüstriyel 5G teknolojisi 12 – 15 Mart WIN EURASIA’da görücüye çıkıyor
Otonom sistemlerden robot insan etkileşimine, anlık ısı haritası ve üretim takibinden karanlık fabrikalara, yapay zekâdan, derin öğrenmeye ve bulut sistemine kadar farklı teknolojik ürünler, canlı olarak Türkiye’de ilk kez WIN EURASIA 5G Arena’da gösterilecek. Akıllı üretim için 5G vizyonu doğrultusunda Türkiye sanayisinin ilk 5G uygulamaları 1. Salon Festival alanında görücüye çıkacak. Yerli ve milli 5G ağı ve baz istasyonunun yer alacağı bu özel alanda Türkiye’nin ilk endüstriyel 5G uygulamaları olan insan-robot-bulut ve sensör etkileşimi canlı olarak test edilecek. 
Fuar kapsamında düzenlenecek Endüstri 4.0 Festival Alanı, 5G Arena, Karanlık Fabrika ve WIN 4.0 Uygulama Alanı, Dijital Fabrikalar Özel Alanı ve ENOSAD Forum Alanı katılımcı ve ziyaretçilere son teknoloji üretim kanalları hakkında bilgi verecek. 
WIN EURAISIA’da hayata geçirilen özel alanlarda birçok teknolojik yeniliğin ilk defa sahne alacağını belirten Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın şunları söyledi; “Endüstri 4.0 Festival Alanı, dijital dönüşüm ile Endüstriyel 5G ana temasıyla 45 firmaya ev sahipliği yapacak. 1. salonda yer alan ENOSAD Forum alanı ise 100’den fazla davetli konuşmacıyı bir araya getirecek. “Fabrikalarda Dijital Dönüşüm Konferans Programı”nda ise Türkiye sanayisinde dijital dönüşüm süreci ele alınacak. WIN Eurasia 2020’de katılımcı ve ziyaretçilere özel kurgulanan 5G Arena’da, gerçek zamanlı endüstriyel 5G teknolojisi Türkiye’de ilk defa sergilenecek.” 
İş Dünyasından Tam Destek Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve KOSGEB desteği ve Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED), Akışkan Gücü Derneği (AKDER), Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD), Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği (ETMD), İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER), Makina İmalatçıları Birliği (MİB), Robotik ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistem Entegratörleri Derneği (ROBODER), Makine ve Aksanları İhracatçıları Birliği (MAİB), Istanbul Sanayi Odası (ISO) gibi sektörün önde gelen kurum ve kuruluşlarının işbirliğinde düzenlenen WIN EURASIA, iş dünyası tarafından da ilgiyle takip ediliyor. 
İnovatif Yerli Projeler Ödüllendirilmeye Devam Edilecek WIN EURAISA bu yıl 2’inci kez “WINOVATION” yarışmasının ödül törenine sahne olacak. Hannover Fairs Turkey ve ENOSAD işbirliği ile düzenlenen yarışmada ürün, hizmet, tasarım, teknoloji, teknik altyapı, çözüm, iş modeli, organizasyon ve sosyal çevre gibi konu başlıkları altında teknik inovasyon ağırlıklı, özgün tasarımlı projeler ödüllendirilecek. 12 Mart 2020 tarihinde fuar kapsamında düzenlenecek törende dereceye giren ilk 3 projeye yıl boyunca tanıtım ve pazarlama desteğinin yanında, WIN EURASIA 2021 fuarına katılım teşviki verilecek. 1’inciye ise bu desteklerin yanısıra HANNOVER MESSE 2020 Fuarı’na gidiş-dönüş uçak bileti ve 3 günlük konaklama ödülü verilecek.
Sektörün Buluşma Noktası 12 – 15 Mart’ta WIN EURASIA Olacak Sektörün önde gelen kurumlarının da desteğini alan fuarda metal levha işlemeden yarı işlenmiş ve işlenmiş ürünlere, şekillendirme teknolojilerinden, işleme teknolojilerine, bağlama/ekleme teknolojilerinden, makina ekipmanları ve komponentlerine kadar metal işleme sanayinin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek. Makine imalatının yanı sıra otomasyon, akışkan teknolojileri, taşıma-depolama sistemleri, süreç denetimi, kalite kontrol, mühendislik, donanım-yazılım, elektrik elektronik, enerji dağıtımı ve iletimi, basınçlı hava ve danışmanlık hizmetlerini de kapsayan fuar, alt ürün guruplarıyla birlikte sektörün tüm bileşenlerini tek çatı altında bir araya getirecek.   
source https://www.kocaali.com/ekonomi/is-dunyasindan-win-eurasia-ya-tam-destek-h14813.html
0 notes