#kırgın ve kızgın
Explore tagged Tumblr posts
delikiz · 7 months ago
Text
Kızgınlık geçer de, kırgınlık ne olacak?
26 notes · View notes
sadeceb3n · 20 days ago
Text
Ben bir şey fark ettim. Birisi bana soru sorurken sinirleniyorum
Düşünüyorum niye sinirlendim diye?
Cevap bulamıyorum
3 notes · View notes
sertsiken0606 · 3 months ago
Text
Merhaba arkadaşlar bu hikayeyi gönderen Defne hanıma teşekkür ediyorum.
Merhaba Hasan bey ben Defne 41 yaşımda 2 kez evlenip boşanmış bir kadınım. İlk kocam olan şerefsiz bana zorla tecavüz ederek cezaevine girmemek için evlenmişti 5 yıl boyunca birbirimizi hiç görmedik. 5 yıl bittiğinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtık ilk mahkemede boşanmıştık .
Dedeğim gibi ilk kocam tecavüz etmişti 16 yaşımdaydım o zamanlar boşandıktan sonra İstanbul dan kaynarca ya taşındım babam beni tecavüzden sonra şerefsizi affettiğim için kızgın ve kırgın olduğu için affetmedi ben Darıca da bir doktorun yanında işe başladım . Doktor beyle aramızda ateşlenme oluyordu eski kocamı anlatmıştım bana acıyor sanmıştım meğer karısı ile arası bozuk olduğu için bana ilgisi artmış ben ne istersem yapıyordu kısa sürede aşık olmuştum 4 ay olmuş benim doğum günüm gelmişti bana o kadar güzel bir hediye almıştı ki boynuna sarılıp öptüm ilk temasımızdı . Akşam olmuştu bir viski ve mezeler getirdi masayı kurdum ilk defa ofiste bu şekilde bir masa kuruyordum ben çıkmak isteyince bu masa senin için kuruldu nereye gidiyorsun öyle dedi elimden tutup beni masaya oturttu viski bitti rakı açtık rakı bitti bira ile cila çekelim dedi dediğini yaptık masada iyiydim ayağa kalkamadım beni kollarına aldı birlikte benim evime gittik yarı uyanık yarı baygın eve girdiğimi hatırlıyorum ne ara soyunduk ne yaptık bilmiyorum sabah telefonun alarmına uyandım çırılçıplak doktor Gökmen ile yatıyordum Gökmen de sikini kaldırmış kazık gibi duruyordu bir anda ne olduğunu anlamaya çalıştım fakat içeriye girdikten sonrası bende yoktu canımda o kadar seks yapmak istiyordu ki eğilip Gökmen in sikini ağzıma aldım zaten kazık gibiydi iyice sertleşti kalktım sikini amıma sürtüp yavaş yavaş oturdum üzerine uyanması için uğraşıyordum fakat ne mümkün bir taraftan zevk çığlıkları atıyordum bir taraftan memelerimi okşuyor sıkıyordum Gökmen uyanmış elleriyle beni okşuyordu orgazm dedikleri şeyi tam anlamıyla ilk defa yaşıyordum Gökmen beni yatağa sırtüstü yatırdı o kadar güzel sikiyordu ki zevk çığlıkları atıyordum tekrar titremeye başladım memelerim okşanmamıştı edilmemişti Gökmen de boşalmak üzereydi durdu içine patlamak istiyorum müsade edermisin dedi elbette sik beni boşal içime dedim öpüşürken kilitlendik birbirimize içimden çıkmadan bekledi birden çıkar gibi yaptı yine girdi birden boşalmaya başladı sanki şebeke suyu gibi akıyordu saçlarımdan tutup çekerek tekrar girdi domalttı beni tekrar soktu ben 3. yü oluyordum o da 2 . yi boşalıyordu arkama elini koydu göt deliğime parmağını soktu birden kendimi ileri attım Gökmen saat 9 da randevu var ofise gitmemiz gerekiyor dedim kalkıp banyoya girdim oda geldi akşama hazır ol götünden sikecem seni dedi . O gün nasıl geçti bilmiyorum akşam yine benim eve gittik götümü sikti . Boşandı benimle evlendi 38 yaşıma kadar birlikte çok güzel günler geçirdik takii beni sekreteri ile aldatana kadar şimdi canım istiyor ama siktirecek dürüst bir erkek bulamıyorum.
63 notes · View notes
duygusalintiharlar · 7 months ago
Text
sana, her ne kadar kırgın ve kızgın olsam da ilk günkü gibi seviyorum seni hâlâ...
82 notes · View notes
girifit · 2 months ago
Text
sıcak suyun altından çıkıp aynanın karşına geçtim. tüm acıların karşısında bağdaş kurdum. açık bıraktığım balkon kapısından içeri sızan sigara kokusuyla karışık olan rüzgârı soludum. tenimden yayılan sigara kokusunu tanıdım. ellerimi önce yanaklarıma uzattım. gözyaşlarımın okşadığı yanaklarımı okşadım. uzun sayılabilecek bir süre zarfı boyunca durdum öylece. sonra saçlarıma uzandı elim. haddinden fazla uzamış olan saçlarıma. her telinde dolandı parmak uçlarım. sonra baktım kendime. ben demek istemediğim benliğime. kızarmış gözlerim ve dudaklarım. morarmış göz altlarım. ve tüm bu kusurları öne çıkarmak istercesine bembeyaz olan tenim. kırık bir tebessüm bahşettim kendime. kıvrılan dudaklarıma baktım. gülünce kısılan gözlerime. kahkahalarımı anımsamaya çalıştım, anımsayamadım. dudaklarımın en ücra köşelerine güller dikeceğini söylemişti. bunu anımsadım. hafif bir titreme esir aldı bedenimi. balkondan sızan hava biraz üşütüyor insanı. bense üşümeyi yaşamak sayıyorum. yaşadığımı anladım, esen rüzgârı hissedince. buna bir şiir yazmak geldi içimden, içimin yorgunluğunu hesaba katmamışken. ıslak saçlarım omuzlarımı esir almışken ve üşüyen tenim bana bir şeyler fısıldarken. bir şeyler, diyorum evet. çünkü ne söylendiğini tam anımsayamıyorum. kırgın ve kızgın olduğumun bilincindeyim. ama ne kırgınlığın ne de kızgınlığını sebebini bilemeyecek kadar da bir çıkmazdayım. ne olursa olsun bulup kaldırırım seni demişti. anımsıyorum. bulamayacağı kadar kaybolduğumu düşünüyorum. kızmıyorum veya kırılmıyorum. bekliyorum. satırlarca yazdığıma aldanma. içimde bir şeyler öldü ve ben, artık konuşmuyorum. kimseye sigaran var mı, diye de sormuyorum. eski telaşım da yok üzerimde. geç kalırım diye telaşlanmıyorum. o, bu, şu ne dere ise hiç takılmıyorum. yüzüme makyaj yapmıyor, saklanmıyorum da. elini uzatanların elini kırmak yerine gülümseyip yanıma oturmalarına izin veriyorum. ama biri acımdan açarsa konuyu can yakmayı hâlâ çok iyi biliyorum. görsen çok şey değişti. içimde bir şeyler öldü. ve ben, hâlâ nefes alabildiğime şaşıp kalıyorum.
26 notes · View notes
siirlendikalbimiz · 6 months ago
Text
Benim için "Affederim ama unutmam" çok anlamlıdır. Bana yaptıklarından dolayı seni affediyorum, kızgın ya da kırgın değilim ama unutamıyorum. Sana eskisi kadar güvenemiyorum, davranışlarınla bana ne olduğunu gösterdin ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
32 notes · View notes
yasemin87 · 8 months ago
Text
BOŞANMAK
Ben 20 yıldır eşinden ayrılmış bir bayanım.
Neden mi ayrıldım?
İşte sorun burada...
Ben bunu ne eşime, ne aileme 20 yıldır anlatamadım.
Sanılıyor ki boşanmak için dayak yemem lazım.
Kafam gözüm yarılmalı elim kolum kırılmalı.
Yanda aç kalmalıyım, açıkta kalmalıyım
üstüm başım perişan olmalı.
Aldatılmalıyım, ortada kalmalıyım.
Bende öyle değildi...
Ben babasız büyüdüm.
Annemi gördüm.
Bizi nasıl baktı büyüttü, nelerle baş etmek zorunda kaldı.
Bir evin hem anası, hem babası nasıl olunur ondan öğrendim ben.
Evliliğimin 8. yılında farkettiğim şey ben de annem gibiydim.
Bir evin hem erkeği hem kadını. Oysa evlilik müştereklikti.
Bunu eşimle konuştuğumda kızdı dalga geçti, anlamadı.
Ona göre o görevlerini eksiksiz yapıyordu, ben de yapmalıydım.
İşte burada benim için uykusuz geceler başladı.
İlk düşündüğüm, madem bu kadar şeyi tek başıma yapıyorum, o zaman benim bir erkeğe ihtiyacım yok dedim.
Bu da eşime olan saygımı kaybetmeme sebep oldu.
Saymadığınız birisini sevemiyorsunuz.
Bambaşka biri oluverdim.
Bir yere mi gitmek istiyorum, gidiyorum.
Bir şey mi almak istiyorum, alıyorum.
Konuşmak mı istiyorum, konuşuyorum.
Bunun için kimseden izin istemiyorum.
Bu eşimi deli ediyor.
Ona göre ona sormalı, izin istemeliyim.
Doğrusu bence de bu, ama bir kadın her şeyi tek başına yapıyorsa bunları da yapabilir.
İşe gidip geliyorum.
Gecenin bir köründe metrolarda, otübüslerde sarhoşlarla baş etmek zorunda kalıyorum.
Eve geliyorum yemek bulaşık tam bitiyor,
bir de kocanın keyfi.
Kadınım ya!
Ama yan komşumda bir akşam 10’a kadar oturamıyorum çünkü kocası var, ama metro otübüs duraklarında elin serhoşlarıyla oturabilir, yolculuk yapabilirim.
Evde aynı filmi bile birlikte bakamıyoruz.
Aynı şarkıyı birlikte söyleyemiyoruz.
Ya biz dans bile edemiyoruz.
Ya belimi incitiyor, ya ayağıma basıyor.
Ya da sadece sağa sola dönüp duruyoruz.
Az kıvırsam sen dansöz müsün?
Gülsen o ne o***pu musun?
Ciddi olsan kadın kadın değil, 12 ayak buzdolabı.
Ulan ben ne olacağımı şaştım.
Eşimin istediği gibi olayım yuvamda huzur olsun derken bir de baktım ben yittim.
Öyle ruhsuz kişiliksiz bir ucube oldum çıktım.
Hayır dedim, ben ben olmalıyım.
Ben oldum ama eşim beni istemedi.
Ben de onun istediği gibi olamadım.
O da benim istediğim gibi olamadı.
Boşandık...
Şimdi ben kötü müyüm?
Ya da eşim mi kötüydü?
Boşanmak için birinin kötü mü olması gerekiyor?
Ya da evlilik için iyimi olmak gerekiyor?
Hani uyum?
Hani paylaşmak?
İnsanlar vardır balık ruhlu maviyi sever,
derinliği sever, sessizliği sakinliği sever...
İnsanlar vardır kartal ruhlu, uçmayı sever, yüksekliği sever, gücü sever...
İnsanlar vardır kurt gibi sürüyü sever, geceyi sever...
İnsanlar vardır her biri bir başka renk,
bir başka şarkı, nota...
Düşünsenize kalabalığı ve şamatayı seven biriyle sesizliği yalnızlığı suskunluğu seven nasıl bir araya gelir, nasıl mutlu olur?
Eş demek bir ömür demek, bir hayat birlikte yürümek demek.
Yanlış insanla doğru yolda gidilmez.
Şimdi dönüp geriye baktığımda bir suçlu aramıyorum, kimseye kızgın ya da kırgın değilim.
Biz sadece farklı insanlardık.
Hem de çok farklı.
Bunu söylediğimde sen kocanı hala seviyorsun belki bir gün gene barışırsınız diyorlar.
Gülüyorum...
Evet kızgın değilim, ama bu onu seviyorum demek değildir.
Ben kendimi seviyorum.
Kendime olan saygımı korumaya çalışıyorum.
Sevgi geçmişin acıları ile değil geleceğe
olan umut ve güvenle yaşar.
Bu gün bakıyorumda evlilikler hala aynı
temeller üzerine kuruluyor.
Ve aynı yanlışlardan dolayı yürümüyor.
Beyler, Hanımlar...
Artık 21 yüzyılda yaşıyoruz.
Kimse kimseye ne muhtaç, ne köle.
Hayat yolunuzu çizin ve çizdiğiniz yola girenlerle devam edin.
Başka yoldakilere göz atmayın, yolundan etmeye kalkmayın.
Bir gün, bilemedin üç beş gün gider o yolu sizinle, sonra sıkılır kendi yoluna döner.
Hanımlar hiç kimse sizi doyurmak, taşımak korumak kollamak zorunda değil.
Bundan vazgeçin artık.
Kocam değil mi? mecbur demeyi bırakın artık.
Beyler hiç bir kadın sizin özel zevklerinizin hizmetçisi egolarınızın hamalı değil.
Karım değil mi görevi, yapacak! ayaklarını bırakın artık.
Önce insan olarak sayın birbirinizi.
Sevgi zaten saygıyla gelir.
Sahip değil yoldaş olun.
Hepinize iyi günde, kötü günde bir ömür mutluluklar diler sevgi ve saygılarımı sunarım.!
Güzide Güleç
Tumblr media
42 notes · View notes
kitaptakicicek · 5 months ago
Text
Kalbimin en derinliklerinde açılan oyuklara bir dermanım yok. Kendimi dışardan izliyorum. Nasıl biri olduğumu anlamaya çalışıyorum. Fakat başaramıyorum. Kırgın, kızgın, hüzün dolu tarafımı susturuyorum. Çünkü konuşması etrafında olan kimsenin pekte umrunda değil. Sus kalbim sus! Diyorum, ne diye çırpınıyorsun. Gerçekten seni anlayacaklarını ve seveceklerini mi düşünüyorsun? Aslında bu acizlik benim boynuma bir urgan. Kimim ben neyim, ne anlam ifade ediyorum. Dokunamıyorum kimsenin hayatına, memnun edemiyorum ki kimseyi. Ben acizim sağlam bir sığınağım varken ben gelmiş acizlerden medet umuyorum. Allah var ya Allah. Ben daha neyi zorluyorum. Ne istiyorum bu acımasız kalplerden. O değil mi ki, kulunu her haliyle seven yeter ki kulu ona sığınsın ve sevsin. Hem dememiş mi ki, ben yere göğe sığmam anca aciz kulumun kalbine sığarım diye. Biz körüz, hem de fazlasıyla. Bekle kalbim daha nereye kadar bekleyeceksin, yanan kalbinin küllerini hangi acımasızın savuracağını izle..
14 notes · View notes
oguzatayinruhu · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bu köy evi benim için maddi manevi çok kıymetliydi. Çocukluğumun yazları bu evde ninem ve dedemle geçti. Arkadaki derede şıpıdıp yürür dağa çıkar keçi inek güderdim.
Alt ev dedemin üst ev büyükdedenindi. Üst evin mistik havası bambaşkaydı.
Amcamın beklenmedik ölümü dedemlerin şehre gelişiyle ev atıl kalmıştı. Kuzenimin beklenmedik lösemi teşhisiyle dedem kimseye sormadan bu iki evi ve arsayı yok parasına satmıştı ( atandığım seneydi bana sorsaydı zaten alma planım vardı ). Dedeme olan sevgim ve saygım burda biraz sekteye uğramıştı. Köye yıllarca gitmedim gitsem de evin olduğu yere başımı bile çevirmedim. Bi kaç kere rüyamda bile gördüm. Ancak travmalar üstüne gitme becerisi edindiğim için bu yaz bu defteri kapatmak istedim. Evi alan beyfendinin yaptıkları hoşuma gitti ve bu evlerin enerjisini bıraktım, kızgın kırgın ruhumu salıverdim.
7 notes · View notes
fairycherrysworld · 5 months ago
Text
ben onun yaptıklarının savunulacak bir yanı olmadığını biliyorum ama bana yaşattıklarının beni yaktığı kadar onu yaktığını da biliyorum. bir yanım ona çok kırgın, kızgın, affetmekten korkuyor, sevmekten korkuyor ama bir diğer yanım sevdiğini biliyor, korka korka sevgisine tutunuyor, onu çoktan affetmiş ve yeniden ona sığınıyor. engel olabilsem olur muydum bu duruma? asla. o benim içimde bir bıçak olsun, dönsün dursun. kanarım ona yine kanarım ona.
13 notes · View notes
delikiz · 7 months ago
Text
Tumblr media
söz yok.
4 notes · View notes
meyyus · 11 months ago
Text
kesiniyatla bakılan şeylerin artık hayal olmaktan çıktığı ve gerçek olacağı yerde iken bir anda ihtimallere dönüşmesi ve orada kalması. bir gün sen bile merak edersin, seçimlerinin geleceğinde ki her taşı nasıl değiştirdiğini bile bilmeden yaşar ve gidersin. her şekilde tahmin edersin, yinede seçtiğin yolu ve avuçlarında olanı izlersin.
içi boş bir beden misali gibi tüm hisler kovanı terk etti. kızgın veya kırgın değilim. sadece cümlelerinde beni düşündüğünü açıklayan yerlerde kendini düşündüğünü görmeni isterdim. bana verdiğin gülüşler kadar sıcak bir hayatın olsun.
13 notes · View notes
corleonebey · 1 year ago
Text
*
son 1 yılda hayatımda ne çok şey değişti, geriye dönüp baktığımda hayret duygusu ile dolup taşıyorum.
bu değişim için ben de bayağı çaba sarf ettim ama ne yalan söyleyeyim, bu kadarını da beklemiyordum."sana ne" ve "bana ne" sorularını hayatımın merkezine biraz daha yaklaştırdım.bu bana çok iyi geldi.hata yapabileceğimi, insan olduğumu kendime öğrettim.en mutlu anımda bile zincirlerimi kıramıyorken, şimdi yaşadığım anı hissediyorum. 25 kilo aldım, kim ne derse desin, aşırı sevindim buna.evim oldu.ait olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim, tadı çok güzelmiş.bunca yılı bu duygudan yoksun olarak geçirdikten sonra, hem de bana bu yoksunluğun normal olduğu öğretilmişken, yaklaşık 27 yıl sonra kendimi affetme duygusunu öğreniyorum, işte bunun tadı da çok güzel.
terapistime bir dilekçeyi 30 kere kontrol ettiğimi anlattığım günü hatırlıyorum.her şeyi, her an, en ince ayrıntısına kadar bilmek ve denetimde tutmak beni yaşlandırdı. artık hayatı kontrol edememenin dayanılmaz hafifliği içindeyim.mesela evlendim, nikahıma gelemeyeceğini bildiğim halde çok değerli bir dostumu davet ettim.bence bu verilen değerin güzel bir ifadesiydi.ancak o kişiden nikah sonrası bir hayırlı olsun bile alamadım.üzülmedim, diyorum ya kontrol hiçbir zaman bende olmadı.şimdi de değil.akışına bıraktım.kimseye kırgın ya da kızgın değilim, çünkü artık o kadar da önemsemiyorum. ölüm kalım meselesi olarak gördüğümüz hiçbir şeyin, kapının sevdiğimiz insan tarafından açılmasından daha değerli olmadığını anladım.
soracak olursanız, evet büyüdüm ve biraz daha çocuk kaldım.yaşlandığım doğru ama güzelleştiğim de doğru.
şimdi arka planda ağaçkakan var, kelimeler hipnoz eden bir sarkaç gibi dolanıyor havada.
hayat ölüme sağ salim varabilmek*, varınca da gülebilmek demek.
20 notes · View notes
barbeduperenoel · 1 year ago
Text
Şu dalgaların arasında belki de son kez seslenedim insanlığa: Bırakın beni, olduğum gibi yaşayayım son dakikalarımda. Bırakın şu kum saatinin kumlarını, akıp gitsin parmalarımın arasında. İzin verin rahat bir nefes alabileyim en sonunda. Ben kızgın değilim sizlere kırgın da. Giderek hissizleştim şu yaşımda. Ben bilirim ki; siz kırılmış ruhlar, şu ana kadar kırılmayı öğrenebildiğinizden, yine ve yeniden kıracaktınız beni en sonunda. Kızmıyorum o yüzden, sevgiyi kırmak olduğunu sandığınıza. Sadece uzaklaşın benden bir süreliğine. Kalayım içimde bıraktıklarınızla.Kafamda yankılanan sözlerinizle. Biraz da şöyle düşünmeme izin verin: Ah, belki de ben çok takıldım onlara. Dediklerini çok büyüttüm içimde ve sadece kendimi üzmekle yetindim. Lütfen bırakın beni yaşattıklarınızla. Kendi kendime büyütüp durayım biraz daha canımı yakmaya. Korkmayın sizler yalnız kalmazsınız buralarda. Benim gibi gelip geçecekler olacaktır en sonunda.
22 notes · View notes
bilinmezliklere · 2 years ago
Text
Biri var, hiç kimse anlamıyor onu. Uykusuz, yorgun, umutsuz, üzgün, kırgın ve kırılgan. Düşleri var, düşüşleri, gerçekleşmeyecek hayâlleri, yaşanmayacak günleri, yorgun, insanlara kızgın, umudunu alıp gidenlere haykırıyor, kimse duymuyor. Dinlenmek istiyor. Tükenmeye yön tutmuş artık bedeni, yavaş yavaş eriyor, çürüyor. Allahım diyor; yorma artık eksik et yüreğinden acıyı, sızıyı, gecelerin baş koymasın dudaklarına, pencere önündeki yalnızlığı..
27 notes · View notes
shipperisi · 3 months ago
Note
Elifi tanımıyorum ama seviyorum açıklamasını okudum şimdi haklı olabilir kendince ama Ege uzun süre ortalıktan kaybolmamıştı kendisi Ahmetle sevgili olduğunda bilen bilir Ege buralardayken Elifin sevgilisi ortaya çıktı ve ne Egeyle olan samimiyetini bozabildi ne Ahmetten ayrılabildi (ayrılmak istediğini sanmıyorum zaten sadece Egeyle arasına sevgilisi olduktan sonra koyması gereken mesafeyi koymadığını söylüyorum) Egeyi simdi çok özlediğini söylüyor ama Egenin bu platformdan gitmesinin en büyük sebebi Eliftir arka planını bilmeyiz tabi ama Elif şimdi bu açıklamayı yapman beni üzdü Egenin en azından bunu hak etmediğini düşünüyorum
Kendin de demişsin zaten arka planını bilemeyiz diye, elifin açıklamasında egeyi üzecek bir şey göremedim ben kız kendisini açıklamış ve ben egeyle gitmeden önce de konuşmuştum hiç elife kızgın veya kırgın gibi değildi
4 notes · View notes