#köy kültürü
Explore tagged Tumblr posts
tibbivearomatikbitkiler · 7 months ago
Text
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
#Aile, #Bahçe, #Çalışma, #Çevre, #DijitalMedya, #Doğa, #DoğalYaşam, #Doğallık, #Erkek, #Eş, #EvIşleri, #Gelenek, #Göç, #GünlükYaşam, #Hayat, #Hayvancılık, #Ilişki, #Imkanlar, #IşBölümü, #Kadın, #Kayıt, #Konfor, #Köy, #KöyDeneyimi, #KöyEvi, #KöyHayatı, #KöyKültürü, #KöydeYaşam, #Kültür, #Mesai, #Modern, #Paylaşım, #Podcast, #Rahatlık, #Rutin, #Şehir, #ŞehirHayatı, #Şehirleşme, #SosyalMedya, #Tarım, #Taşınma, #Teknoloji, #Toprak, #Uyum, #Yaşam, #YaşamDeneyimi, #YaşamTarzı, #Yaşamak, #Yaşantı, #Yayın, #Yerleşme https://is.gd/GzIRIz https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-koy-evi-nedir/
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir? Aslında bir çoğumuzun bildiği ama bu sıralar bir farklı gözle bakılan durumu ele alalım dedim. Köy evi detayları ile ilgili hazırlamış olduğumuz podcaste hoş geldiniz.
Spotify üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
Youtube üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
youtube
Herkese merhabalar ben Selin,
Baya uzun bir ara verdik, bu yeni salgın tam gittim derken geri geliyor. Ve tekrar bir döngüye giriyor ev içinde onunla uğraşmaktan sosyalmeyda paylaşımlarına ara vermesek de buralara vermek zorunda kaldık. Instagram üzerinden hem şahsi hesabım hem de köyde yaptığımız işleri paylaştığım @tibbivearomatik hesabımız üzerinden paylaşım sıklığı artınca keşfette haliyle ona uygun şeyler çıkmaya başladı.  Ben hangi platforma da olursa olsun bir şey izlerken daha çok yorumlarına bakan kişiyim. Son zamanla çıkan videoların çoğu da köye yerleşenler, atadan babadan  toprağı olup bunu devam ettiren genç çiftçiler, hayvancılık yapanlar ile dolu. Haliyle bende yorumlara bakıyorum. Ancak  genelde var olan linç kültürü burada da inanılmaz şekilde var. Hani bir yarışma var ünlüler gönüllüler kapışıyor, bu yarışmanın muadili köylüler şehirliler yapılsa dehşet bir kapışma olur.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi
Köy evinde hangi eşyanın olacağından tutunda, şehirden taşınmayı özendirerek bunun şehirleri boşaltmak için plan olarak  kullanıldığına kadar sayısız yorum okudum. Çok acımasız eleştiriler var köye yerleşenlere karşı. Olumlu yorum yapan güzel temennilerde bulunanlar da var tabii ki. Sosyal medya öyle bir yer ki bunu sıklıkla duymuşsunuzdur sokakta görse selam vermeyecek insanlar gayet dan dan yorum yapabiliyor size.
Bu köy evi öyle olmaz böyle olur şöyle olur konusundan yola çıkarak köy evi nasıl olur yada olmalı biraz bundan bahsedelim biraz. Normalde köy evi dediğiniz geniş bahçeli bulunduğunuz bölgenin mimarisine uygun ahşap, taş, kerpiç olabilen yapılardır. Köylere  göçün son dönemde yaşam şartlarından dolayı çoğalması ve sosyal medyanın daha da hayatımızın içinde oluşundan köylere yapılan evlerde öncesi sonrası videolar yada günlük  rutin videoları sıklıkla çekiliyor illaki sizin de karşınıza çıkmıştır.. Ben bu videoları izledikten sonra belki bu yorum biraz sert olacak ama insanımız şunu istiyor. Köy evi deyince çatısı aksın, yerler beton olsun, çalı süpürgesiyle süpürsünler, ocakta neymiş sobada pişirsinler her yemeklerini gibi gibi, bu örnekleri çoğaltabilirim ama genel istek köyde yaşayanlar şehirdeki gibi rahat olmasın kaba tabiriyle rezillik çektiğini görmek istiyor şehirde yaşayanlar köyde göçenlerin.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi ve daire 
Bizler şehirde yaşadığımız evimizde ne varsa aynı eşyaları buraya getirdik. Çamaşır kurutma makinemizde kullanıyoruz, robot süpürgemizi de. Ama köydeki imkanları da kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse bahçeye çamaşır asmak için ip yaptık yazın kurutma işini orada hallediyoruz. Şehirde son dönemde yapılan evlerde benim gördüğüm kadarıyla balkon kültürü de yavaş yavaş kalkarak Fransız balkon dediğimiz dışarıya taşmayan ev sadece ışık alsın diye yapılan süs balkonlarına evrildi. Buda haliyle evin içinde kurutma zor olduğu için herkesi kurutma almaya itti. Ama bu yaygınlaştığı için özellikle köyde yaşayanlarda artık kurutma makinesi  işine sıcak bakmaya başladı çünkü kışın o soğuğunda dışarı çık as zor işler.  Ekmek normalde şehirde evde kendi  fırınımızda yapardık hatta geçen gün Instagram hatırlattı ben zaten 6 yıl öncede kendi ekmeğimi evde yaparmışım yani. Şimdi yaptığımız zaman onu şuan komşunun taş fırınında yapıyoruz gibi. Yani bulunduğumuz bölgeye de uyum sağlıyoruz ama konfor sağlayan öğelerden de vazgeçmiyoruz. Ama elimizin altındaki imkanları da kullanıyoruz. Ama hayatımızı kolaylaştıran teknolojiden de vazgeçmiyoruz yeni dönem  köye göçenler olarak bence.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi sosyal medyadan bir göz
Bu söylediklerimde şöyle anlaşılmasın bazı yerlerde çok bu tarz şeyle karşılaşılmış daha önceki podcastlerde de anlatmıştım. Aman köye ev yapayım yüksek duvarla etrafını çevireyim önümden hayvanda geçmesin tezek kokmasın ama ben doğal yaşayım bu tayfada biz değiliz. Doğalı bozmadan konfor sağlayan imkanlardan faydalanalım. Bu bu arada hayvancılıkta da geçerli tarımda da geçerli. Köylerde geleneksel devam eden şeylerin yerine işlerimizi kolaylaştıracak imkanlar varsa onlardan da faydalanalım. Faydalandığımız şeyleri köyde de aktaralım. Buradayken hep diyorum. Yerel halk bize çok şey kattı illaki bizde onlara bir şeyler katıyoruzdur.
Köye yerleştikten sonra gözlemlediğim kadarıyla köydeki gençlerin şehre kaçma isteğinin altında da şehirde gösterilen konfor yatıyor bence. Televizyonlarda dizilerde gösterilen doğalgazlı evler. Her şeyin bir düzen içinde oluşu, robot süpürgeler falan şehri daha bir ışıklı gösteriyor. Ancak bunu imkanlar dahilinde köyde uyarlayabilirsiniz. Ancak az önce bahsettiğim köy evinde o mu olur bu mu olur algısı sanki köyde böyle şeylerin olmasının ayıp olması gibi bir anlam taşıyor. Yada uygun olmaması gibi anlaşılıyor. Şöyle bir kaç yorum gördüm, iyi bir marka süpürge var köy Vlogunda paylaşılmış, biri yazmış sen o süpürgeyle köy evi mi diyorsun oraya. Ne istiyorsun çalı süpürgesinden devam mı etsin. Yada sistemi kurmuş petekle ısınıyor ev, diyor ki soba olmadan köy evi mi olur. Şimdi internete bile köy evinin olmazsa olmazları yazınca soba çıkıyor en başta ama artık teknoloji gelişti sistemler değişti imkanı varsa, yapabiliyorsa petekle ısınsın sanane?! Bizim köyde zor bir ihtimal doğalgazın gelmesi ama yine de Allah’tan ümit kesilmez diyoruz biz bile köyde teyzelerle bir araya geldiğimizde açılan doğalgaz muhabbetinde önce teyzelerimiz bizde alırız diyor. Bir teknoloji varsa, bir rahatlık varsa, bu köy evinde de pekala kullanılabilir.
Az önce bir paylaşımda gördüm işte hiç kar kürememiş, hiç suyu soğuktan donmamışlar vs. vs. köy güzellemesi yapıyor. Dayanamadım yorum yaptım artık bu tarz sayfalar çok çıkmaya başladı karşıma bende duramıyorum. 😀 Her daim muhalefet yapan bir tipim. 😀 Dedim bu sıraladığınız her şeyi biz yaşadık şehrin bağrında kopup gelmiş taze köylüler olarak ama yine de köy güzellemesi yapmaktan vazgeçmiyorum. Çünkü ben halimden memnunum. Nedir bu köye taşınmışları linçlere anlamadım yazdım.   Ya siz şehrinizden memnunsunuz biz burada memnunuz siz orda yaşıyorsunuz biz burada bizi bi salın.
Bu arada bizde değil ama komşumuzda hakikaten dondu sular soğuktan. Bizde neden donmadı derseniz yalıtımlı su sayacı muhafaza kutuları var biz daha taşınmadan her ihtimali göz önünde bulundurarak alışveriş yaptık. Aslında tamda bundan bahsediyorum. Elimizde var olan imkanları kullanarak köyde yaşadığımız evleri de şehir konforuna taşıyabiliriz. Yeni şehre göçenler bu konforu sağlıyorlar kendilerine biz gibi, ama bir kesimde bundan rahatsız. Birde şu var sadece Instagram’da gösterdiğimiz hayatları yaşamıyoruz her zaman. Görmediğiniz bir çok şeyle hem beynen, hem ruhen, hem de fiziksel olarak mücadele ediyoruz. Konfor alanımı bırakıp gelmeyi biz tercih ettik, eskiden oturduğumuz şehirde tam teşekküllü devlet hastanelerinden tutunda özel kaç hastane vardı. Şimdi burada Biri rahatsızlandığında aklımızdan  geçiyor şimdi şehirde olsaydık, hemen giderdik şöyle olurdu böyle olurdu. Psikolojik olarak zaman zaman gelgitler yaşıyorum. 4 yaşında biz kızımız olduğu için yine tırnak içinde  Instagram’da gördüğümüz çocuk oyun alanları oyun grupları vs. vicdanımı bazen yokluyor. Sırf bu yüzden geçtiğimiz günlerde kızımı AVM’ye götürdük oyun alalına soktuk ve hiç bir oyuncakla oynamak istemedi büyük kaydıraklara bunlar hiç güvenli değil dedi. Şaşırdım. Oyuncak mağazalarına soktum. 2-3 dakikalık dolaşmadan sonra sıkıldım ben çıkalım dedi. ben kendimce kendimi rahatlatmak için ona imkan tanıdım ama gördüğüm tabloda o şuan ki durumundan memnun. Kendi aramızda gülüştük hatta  kaç kiloluk ineklere sarılmaya çalışan çocuk burada kaydıraktan korktu diye. Yani konuyu şuraya bağlayacağım her zaman her şey toz pembe değil köyde yaşayanlara da saldırmayın. Bu nasıl köy, bu nasıl ev böyle köy hayatımı olur diye. Herkes kendi doğrusunu yaşamaya çalışıyor. Bizde köyde bütün gün evimizde oturup robot süpürgeyi çalıştırıp, kahve keyfi yapmıyoruz. Neler üretebiliriz. Toprağı nasıl iyileştirebiliriz, diye düşünüyoruz.
Bizleri ziyarete gelen yakınlarımızın eşimizin dostumuzun da köy evi  ve köye göç algısını yıkıyoruz bence. Çünkü bizimde uzaktan izlediğimiz ya nasıl yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, tam olarak içinden birilerini görmek adım atmak isteyen insanları da cesaretlendiriyor bir yerde. Yada ben öyle hissediyorum ziyaret edenlerin gözünde.  Modern yaşamla doğanın uyumu. Şehir hayatından tamamen kopmadan buraya da adapte olabilmek herkese bak oluyormuş dedirtiyor. Laf aramızda erkekler bu işlere bence daha geleneksel bakıyorlar onlar için  ev mi ev. Detaylarda çok önemli değil. Genelde kadınlar köye yerleşmekte tedirgin oluyorlar haklılarda. Çünkü ne kadar tarla işleri bahçe işleri erkeklerde gözükse de bence birazda hemcinslerimi kayırmak gibi olacak ama yükün çoğu kadınlarda. Detayları düşünmekte onlarda çok geniş pencereden bakıyoruz çünkü.
Daha ağır çalıştığın için erkekler sürekli acıkıyor yada aperatif kahve çay ihtiyaçları doğuyor. Evin işi zaten bahçeli olduğundan tozu toprağı hiç bitmiyor. Bizim için konuşacak olursak tarlanın kıyafetleri farklı ve hemen hemen her gün değişiyor daha fazla çamaşır yıkanması demek oluyor buda. Bazı günler hava güzelse tüm gün bahçede geçiyor, getir götür taşı bunların hepsi ek iş 😀
Normal şartlarda mesai de erkek sabah çıkar işe gider akşama kadar iştedir.  yemek yaparsınız  temizlik rutin işler. Ama bizde durum öyle değil. İşimizde burası olduğu için eşimle gün içinde sürekli beraberiz. Şehir yaşamı ile aralardaki farklar burada ortaya çıkıyor zaten.  Erkeğe göre tarla işi zor. Kadına göre ev işi zor tam da buradan yola çıkarak bir sonraki podcasti eşimle beraber onunda köy yaşamındaki görüşlerini alarak hazırlayacağım.
Beni sonuna kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim Tüm podcastlardan haberdar olmak ve dinlemek için kanalımıza abone olmayı unutmayın.
1 note · View note
bulancakajans-blog · 9 days ago
Text
Giresun Köy-Kent Kültürü Kitabı İmza Günü Yapıldı
Yazar İbrahim İlyasoğlu yeni kitabı “Giresun Köy-Kent Kültürü” için imza günü düzenledi. Çok sayıda kitap dostunun katıldığı imza günü Can Akengin Sanat Galerisi’nde yapıldı. Söz alan Fuat Köse, Hasan Çakırmelikoğlu, Uğur Karaibrahimoğlu, Bekir Bayram, Nihat Öztürk, Haşmet Özkan, Baki Kesicioğlu, Cengiz Erişti, Davut Sarı, İsmail İlyasoğlu, Asım İnan, Hilal Karaibrahimoğlu günün anlam ve önemine…
0 notes
caykoyvillakiralama · 4 months ago
Text
Tumblr media
Çayköy Villa Kiralama
Şehrin gürültüsünden ve stresinden kaçmak mı istiyorsunuz? O halde Çayköy villa kiralama tam size göre! Türkiye'nin doğal güzellikleriyle ünlü Çayköy, huzur dolu bir tatil arayanlar için mükemmel bir destinasyon. Yeşilin binbir tonunu görebileceğiniz, kuş sesleriyle uyanabileceğiniz ve tamamen size özel bir villa tatili yaşayabileceğiniz bu köy, modern yaşamın getirdiği tüm streslerden arınmak için ideal bir yerdir.
Çayköy'ün Güzellikleri
Çayköy, muhteşem doğası ve sakin atmosferi ile bilinir. İşte Çayköy'ü bu kadar özel kılan bazı özellikler:
Doğal Güzellikler: Çayköy, zengin bitki örtüsü ve temiz havasıyla ünlüdür. Orman yürüyüşleri yapabilir, doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Sakinlik ve Huzur: Şehir hayatının gürültüsünden uzak, huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için mükemmeldir.
Yerli Kültür: Çayköy'de yerel halkın sıcak misafirperverliği ve geleneksel yaşam tarzını deneyimleyebilirsiniz.
Neden Çayköy Villa Kiralama Tercih Edilmeli?
1. Özel Alan ve Mahremiyet
Çayköy'de villa kiralamak, size ve sevdiklerinize özel bir alan sunar. Kalabalık otellerde bulamayacağınız mahremiyeti, kiraladığınız villada bulabilirsiniz. Kendi havuzunuzda serinleyebilir, bahçenizde huzurla dinlenebilirsiniz.
2. Konfor ve Lüks
Çayköy villaları, modern konforun tüm olanaklarını sunar. Özel yüzme havuzları, geniş yaşam alanları, tam donanımlı mutfaklar ve lüks banyo imkanlarıyla tatilinizi en üst seviyede yaşarsınız.
3. Esneklik ve Özgürlük
Kendi villanızda, istediğiniz zaman yemek yapabilir, istediğiniz saatte dinlenebilirsiniz. Bir otelin katı kuralları ve programlarına bağlı kalmadan, tamamen özgür bir tatil geçirirsiniz.
Çayköy Villa Kiralama Seçenekleri
1. Aile Villaları
Aileler için ideal olan bu villalar, geniş yaşam alanları ve çocuklar için güvenli oyun alanları sunar. Ayrıca, çocuk havuzları ve oyun odaları gibi özel imkanlar da mevcuttur.
2. Balayı Villaları
Yeni evli çiftler için romantik bir kaçamak sunan balayı villaları, özel jakuziler, romantik dekorasyonlar ve muhteşem manzaralarla doludur.
3. Lüks Villalar
Lüks ve konforu bir arada sunan bu villalar, özel hizmetler ve üst düzey donanımlar ile tatilinizi unutulmaz kılar. Özel aşçılar, spa hizmetleri ve daha fazlası ile lüksün tadını çıkarın.
Çayköy'de Yapılacak Aktiviteler
1. Doğa Yürüyüşleri ve Trekking Çayköy'ün çevresindeki doğa yürüyüşü parkurlarında, muhteşem manzaralar eşliğinde yürüyüş yapabilirsiniz. Bu parkurlar, her seviyeden yürüyüşçü için uygundur.
2. Kültürel Turlar Çayköy ve çevresindeki tarihi ve kültürel yerleri keşfetmek, yerel yaşam hakkında bilgi sahibi olmak için harika bir fırsat sunar. Yerel pazarlarda alışveriş yapabilir, geleneksel el sanatlarını inceleyebilirsiniz.
3. Su Sporları ve Yüzme Villanızın özel havuzunda yüzmenin yanı sıra, yakınlardaki göletlerde ve nehirlerde su sporları yapabilirsiniz. Kano, kürek ve balıkçılık gibi aktivitelerle eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
Çayköy Villa Kiralama İpuçları
1. Erken Rezervasyon Yapın Yoğun sezonlarda villa bulmak zor olabilir. Bu nedenle tatilinizi planlarken erken rezervasyon yapmanızı öneririz.
2. İhtiyaçlarınıza Uygun Villa Seçin Aileyle mi yoksa romantik bir kaçamak için mi tatil yapıyorsunuz? İhtiyaçlarınıza uygun bir villa seçerek tatilinizi daha keyifli hale getirin.
3. Yerel Rehberlerden Faydalanın Çayköy'ü en iyi şekilde keşfetmek için yerel rehberlerden yardım alabilirsiniz. Bu sayede gizli kalmış güzellikleri ve yerel kültürü daha yakından tanıyabilirsiniz.
Sonuç
Çayköy villa kiralama, doğanın kalbinde, lüks ve konforlu bir tatil sunar. Mahremiyet ve özgürlüğün tadını çıkarırken, eşsiz doğa manzaraları ve yerel kültürle iç içe bir deneyim yaşarsınız. Bu özel tatil fırsatını kaçırmamak için planlarınızı yapın ve unutulmaz anılar biriktirin.
Sonuç Paragrafı
Çayköy'de villa kiralamak, hem ruhunuzu hem de bedeninizi dinlendirmek için mükemmel bir seçenektir. Doğayla iç içe, lüks ve konforun tadını çıkarırken, sevdiklerinizle unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz. Şimdi rezervasyon yaparak, bu eşsiz deneyimi yaşayın!
Sıkça Sorulan Sorular
1. Çayköy villa kiralama fiyatları nasıl? Fiyatlar, villa tipine, sunduğu olanaklara ve sezonuna göre değişiklik gösterir. Genellikle 1000 TL ile 5000 TL arasında günlük kiralama ücretleri bulunmaktadır.
2. Villalarda hangi olanaklar mevcut? Çoğu villada özel havuz, tam donanımlı mutfak, geniş yaşam alanları, ücretsiz Wi-Fi ve klima gibi olanaklar mevcuttur. Ayrıca, bazı lüks villalarda özel aşçı ve spa hizmetleri de sunulmaktadır.
3. Çayköy'e nasıl ulaşabilirim? Çayköy, Türkiye'nin birçok büyük şehrinden kolayca ulaşılabilir. En yakın havaalanı ve otobüs terminalinden özel araç veya transfer hizmetleriyle ulaşım sağlayabilirsiniz.
4. Çayköy'de yapılacak aktiviteler nelerdir? Doğa yürüyüşleri, su sporları, kültürel turlar ve yerel pazarlarda alışveriş gibi birçok aktivite yapabilirsiniz. Ayrıca, villanızda dinlenip özel havuzunuzda yüzmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
5. Çayköy villa kiralama için en uygun zaman ne zamandır? Çayköy, her mevsim ziyaret edilebilir. Ancak, ilkbahar ve yaz ayları doğanın en güzel olduğu zamanlardır ve bu dönemde villa kiralama talebi daha yüksek olabilir. Bu nedenle erken rezervasyon yapmanız önerilir.
Çayköy villa kiralama konusunda sunduğumuz bu rehber ile tatilinizi planlamaya başlayın ve doğanın içinde, konforlu bir tatilin keyfini çıkarın!
44 notes · View notes
sayebulut · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Okulun 16.gününden bildiriyorum.
Din kültürü hocam Kandil vesilesi ile çoçuklara ,bizlere lokumlar hediye etti. Biz “L” sesini öğrenmeye çalışıyoruz. Limonlar yaptık. Çoçuklar sevdi. Ama bazen sınıfta çok yoruluyorum. Yoran şey ders anlatmak değil. Bir öğrencim çok çok hareketli. Hareketliliğinin sebebi öğrenmek için ailesi ile konuştum. Annesi “ köy yeri işte hocam 3 kızdan sonra doğdu tek erkek hocam bizimkiler şımarttı benimde sözüm geçmiyor ” diyor. Açıklamaya mı yanayım ,sınıfta yaşadıklarıma mı hiç bilmiyorum. Öğrencim E. Sırada sallanıyordu . Uyardım ama ne fayda diğer öğrencimin yanında gitmiştim ki ,düştüğünü gördüm. Hemen koştum baktım , sarıldım . Kanama şişlik yok sadece acımış. 10 dakika sessizce oturdu sadece 10 dakika . Sonra diğer öğrencimi kucağına almaya çalışmasıyla yine sonu hüsran. Bazen Etkinlik yapmak istemiyor yanına gidip” seni sevdiğimi unutma olur mu , ayrıca senin bu etkinliği çok güzel yapacağına eminim bana sarılmak ister misin ? “ diyorum ama etki yine 10 dakika . Sevgiyle iyileşmeyecek insan olamaz zannıma sığınıyorum. Diğer öğretmenlerden hep aynı tavsiye “ sert ol hocam ,korksun “ ama ben istiyorum ki sevsin sadece sevsin. Teneffüste gelip sevdiğini söylüyor. Gözleri boncuk boncuk. Sevdiğini biliyorum. Duayla ve bolca sevgiyle düzelecek inşaAllah .Bu arada sınıfta her gün prenses ilan edildiğini söylemeyi unutmamalıyımmm🌼
17 notes · View notes
haziranzede · 1 year ago
Text
köylü olmak ayıp mı?
en baştan cevabı verip, sonra kendimce izah edeyim: köylülük köyünde kalırsa ayıp değil, büyük şehire gelip de köylülüğüne devam ediyorsan ve şehri köyüne benzetmeye çalışıyorsan ayıp.
neresinden başlasak, nasıl anlatsam az kalır, eksik kalır. ama durumun vahamiyetini anlamak için bir kaç izah yetecektir.
bin yıllık medeniyeti olan şehitlerimiz artık birer köy. köyden gelen düzensiz ve eğitimsiz göç malesef şehri menfi manada dönüştürdü. diploma ve nüfüz sahibi olan köylü ve şehitleşmemiş ınsanalr ise nüfüzlarınında gücüyle köylülüğü matah bişeye dönüştürdü.
Osmanlı döneminde modernleşme süreci başlamıştı. bunu anlamanız için "son Osmanlı hanedanı" murat Bardakçı beyefendinin hazırladığı belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. son halife ve padişahların yaşadığı İslam ve yaşadığı Türklük bizim hayalimizden ve dizilerde gösterilerden çok uzak. bugün bizim İslam ve Türk kültürü olarak hayal ettiğimiz çoğu şey taşra, kasaba ve köy kültürü.
toplumda 100 insana Hz Ömer nasıl biriydi desek büyük çoğunluğu; taşrali, köylü ve kasabalı bir insan profili çizecektir..
halbuki hz.ömer ; kentli, kültürlü, entellektuel, tüccar, yönetici, diplamazı bilen bir insandı.
Jon Türklerle başlalyan aydın sınıfın Avrupa sevgisi bu toplumu daha da kötü bir vaziyete düşürdü. şehirli olmayı, Avrupalı olmak, dinsiz olmak sandık. halbuki peygamber efendimiz (sav) yesribe hicret edince şehrin ismini medeni ile aynı kökten gelen Medine ismiyle değiştirmişti.
İslam devletinin yöneticileri, akıl takımı şehirliydi ve bazıları ise Mekke ve Medine dışındaki büyük şehirlerden gelmiş insanlardı.
Osmanlı devleti zamanında İstanbul her isteyenin giremediği, eğitimin, siyasetin , kültürün başkentiydi.
bugün ise İstanbul koskocaman bir köy. köydeki ahlak ve görgüleriyle şehirde işlerini yürüte yürüte şehri yaşanmaz bir hale getirdiler.
2 notes · View notes
kagittankayik · 1 year ago
Text
Gelenekçi değilim gelenek olan her şeyden de nefret edecek kadar bir tiskintim var. Halkın hikâyesi ve destanı ancak okurken güzel. Motifi yapısı degismedikçe ilerleme olmaz.
Köylülük nedir, köylü ruhu nedir derseniz? 50 yıl önceki köy hayatı şu an aynıysa bu kafi ki ülkemizin şehirleri koca bir köy. Köyü bu kadar geriye iten yine sistem camiye 4 kişi gelir ama imamı var. 20 tane öğrencisi vardır hocası yok. Her halükarda 5 kişi 1. Sınıfta bile olsa günde 30 saat yerine özel ilgiyle 15 saatlik eğitim bile 50 kişilik sınıflardan iyi olurdu. Bir öğretmeni bir gelişen kültürü çok gören sistem herkesi fakir ve onlara muhtaç bir şekilde yaşatırken gelenek adı altında halkı ezmesi ayrı bir trajedi. Halkımı ve insanımı seviyorum ve onun için onlardan kopuyorum modumuz bu olmalı. Yoksa gelenek ve görenek adı altinda değişen ve gelişen her şeyi çürüten bir yığın ile karşı karşıyayız. Halk bir yığın oldukça işte o kitle bir anlamı yitirmiştir. Orada birey ve duygusu pek söz konusu olmuyordur ve hiç bir zaman olamazda bize düşen şeyler bellidir. Yenilik ve ilerlemek bunun formülü de en sıradanlaşan insanın bile kitleden uzak durup birey olma kaygısını içinde büyütmesi.
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 10 days ago
Text
Keles Kocakovacık'ta gelenek bozulmadı
https://pazaryerigundem.com/haber/191665/keles-kocakovacikta-gelenek-bozulmadi/
Keles Kocakovacık'ta gelenek bozulmadı
Bursa’nın Keles ilçesine bağlı Kocakovacık Mahallesi’nde asırlardır süren köy hayrı bu yılda Kasım ayında gerçekleştirildi. Hayır etkinliğe binlerce kişi katıldı.
bursaekspres.com / BURSA (İGFA) – Bursa’nın Keles ilçesinde tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüleyen Kocakovacık Mahallesi’nde her yıl Kasım ayında yapılan hayır mehter takımının köy merkezine yürüyüşüyle başladı.
Kocakovacık Muhtarlığı ile Kocakovacık Köyü Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen hayır etkinliğine, Keles Belediye Başkanı Ali Doğru Keles Kaymakam V. Muhammed Ali Yolal,  Bursa Milletvekilleri Hasan Toktaş, Mustafa Yavuz’un yanı sıra Bursa’ Büyükşehir Belediyesi Dağ Yöresi Koordinatörü Etsin Yaşar, siyasi parti il ve ilçe başkanları, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Kocakovacık Mahalle Muhtarı Mustafa Ferik ve KÖY -DER Başkanı Mustafa Özdemir, her yıl kışın başlangıcı ve bereketli geçen yaz mevsiminde kazanılanların şükrünü eda etmek adına düzenlenen gelenek ile hedeflerinin yörenin kültürü ile örf ve adetlerini gelecek nesillere aktarmak olduğunu söyledi. Kasım hayrını bu yılda köy merkezinde gerçekleştirdiklerini belirten Muhtar Ferik ve Başkan Özdemir, etkinliğe katkı koyan, uzaktan ve yakından gelen herkese teşekkür etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
tripuck · 1 month ago
Link
0 notes
uzungol · 5 months ago
Text
Uzungöl Halkları ve Kültürü Kısa Bilgi
New Post has been published on https://uzungol.net/uzungol/uzungol-halklari-ve-kulturu-kisa-bilgi.html
Uzungöl Halkları ve Kültürü Kısa Bilgi
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Trabzon, Türkiye’nin kuzeydoğusunda Karadeniz kıyısında bir şehir ve Trabzon ilinin başkenti, Trabzon ilinin Çaykara ilçesinde, Türkiye Uzungöl gölünün kıyısındaki köyün adıdır.Uzungöl Trabzon’un en güzel yeridir ve oraya nasıl gidilir, Uzungöl, Trabzon şehrinin güneyinde yer alan bir göldür, Uzungöl’e gitmek istiyorsanız, Uzungöl’ün insanı iyi huyludur. Önce Trabzon’a gitmelisiniz. Çaykara-Uzungöl arası yaklaşık 22 dakika sürmektedir.Trabzon’u geçip Of ilçesine geldiğinizde sağa saparak Çaykara’ya ulaşırsınız,bölge doğa güzellikleriyle ünlüdür.Karadeniz’in her köşesi ziyaretçilerine farklı güzellikler sunar. Bu durum Uzungöl için de geçerlidir. Gölün etrafı tamamen ormanlarla çevrili. Gölün manzarasını gördüğünüzde neden kartpostallara konu olduğunu anlayacaksınız.
Bölgede çok sayıda yayla ve çeşitli büyüklüklerde göller bulunmaktadır. Mutlaka ziyaret edin. Yüksek dağların arasındaki bir vadide yer alan göl ve köy ilk bakışta ulaşılmaz görünmektedir. Bölgenin en bilinen yaylaları Garester ve Haldizen’dir. Aynı adı taşıyan vadilerde yer alırlar ve deniz seviyesinden 2000-3000 metre yüksekliktedirler, görülmesi gereken diğer yaylalar: balıyla ünlü Anzer, Meze, Maura ve Haya yaylalarıdır. Uzungöl zengin bir kültüre sahiptir. Trabzon yöresel danslarıyla da ünlüdür. Karadeniz bölgesinde halk dansları hala çok yaygındır. Örneğin Horon, şehre ve çevresine özgü ünlü bir danstır. Erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar tarafından şenliklerde ve hasat zamanlarında oynanır. Trabzon halk dansı muhtemelen Doğu Karadeniz bölgesine özgüdür.
Biraz da doğru yemek çeşitlerinden bahsedelim, özellikle Pide ve köfte Trabzon’da gerçekten lezzetiyle meşhur, pide özel ekmek ve peynirle yapılan bir çeşit pizza, Akçaabat köftesini deneyebilirsiniz, Trabzon’da tüm yemekler yüksek hijyenik standartlarda pişiriliyor.
0 notes
gundembuca · 5 months ago
Text
Buca’nın Tarım Okulu faaliyete geçiyor
Tumblr media
İzmir’in merkezinde en fazla tarımsal araziye sahip ilçe olan Buca’da, Tarım Okulu ve Atalık Tohum Merkezi  açılıyor. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, vatandaşlara tarımsal üretim alanında eğitimler vereceklerini belirterek, “Tarım kültürümüzü yeniden canlandıracak çalışmalara imza atmaya hazırlanıyoruz” dedi. Buca Belediyesi, ilçenin tarım kültürünü canlandırmak adına yakın zamanda faaliyete geçireceği Tarım Okulu ve Atalık Tohum Merkezi  ile tarımsal üretim alanında eğitim vermeye başlayacak. Köy Enstitüsü ruhunu yaşatacak proje ile çiftçilere, vatandaşlara geleneksel ve modern üretim teknikleri, gübreleme, ilaçlama gibi konularda eğitimler verilirken çocuklar ve gençlerin de toprakla buluşması sağlanacak. Tarım Okulu içinde kurulacak Atalık Tohum Merkezi de yerli tohumun sürdürülebilirliği için özel çalışmalarda bulunacak.   KADİM TARIM KÜLTÜRÜ YENİDEN CANLANACAK Buca’yı Buca yapan değerli unsurlardan birinin tarım olduğuna dikkat çeken Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, şunları söyledi: “Cennet Buca’nın geçmişine baktığımızda tarımsal üretimin yaşamın merkezinde olduğunu görüyoruz. 17. yüzyılda yaşamış ünlü gezgin Evliya Çelebi eserinde Buca'dan şöyle bahsetmiş; ‘Bu köye vardım ki, sanki dünya üzerinde bir cennet mekânıdır. Uzun sarımtırak çekirdeksiz üzümlerini yedik, soğuk pınarlarından içtik’. Buca her dönemde zengin tarım ürünleri ile İzmir’in ve bölgenin incisi olmuştur. Tarımsal zenginliği ile cumhuriyet öncesinde Avrupalı zengin tüccarların dikkatini çekmiş, ilk demiryolu hatlarından biri Buca'nın ünlü üzümlerini Alsancak Limanı'ndan tüm dünyaya ulaştırmak amacıyla Alsancak - Buca arasında kurulmuştur.  Bu kadim kültürün evlatları olarak Tarım Okulu ile tarım kültürümüzü yeniden canlandıracak ve destekleyecek çalışmalara imza atmaya hazırlanıyoruz.” NELER YAPILACAK? Buca Belediyesi Tarım Okulu projesi kapsamında,  İzmir’de yaşayan çocuklar ve gençlere bilimsel tarım metotları anlatılacak; geleneksel üretim araçları tanıtılacak. Yetişkinlere ise uzmanlar ve akademisyenler tarafından budama, tarımsal sulama, besleme ve aşılama eğitimleri verilecek. Read the full article
0 notes
birpaylass · 6 months ago
Text
Cennet Köyü Slovenya'nın Zümrüt Nehri
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/cennet-koyu-slovenyanin-zumrut-nehri.html
Cennet Köyü Slovenya'nın Zümrüt Nehri
Tumblr media
Slovenya’nın Yeşil Cenneti: Cennet Köyü’nde Doğa Yürüyüşleri
Doğanın Büyülü Güzelliği: Cennet Köyü’nde Harika Yürüyüşler
Cennet Köyü Slovenya’nın Zümrüt Nehri, Slovenya’nın şifalı ve berrak suları, yemyeşil ormanları ve etkileyici dağ manzaraları, seyahat tutkunlarını büyülemeye devam ediyor. Bu muhteşem ülkenin en göz alıcı köşelerinden biri olan Cennet Köyü, bütün güzellikleriyle doğa severleri bekliyor.
Zümrüt Nehri’nin eşsiz kıyılarına kurulmuş olan Cennet Köyü, gerçek bir doğa cenneti. Burası, nefes kesen manzaralar, şifalı orman yürüyüşleri ve kristal berraklığındaki sularıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.
Reklam
Cennet Köyü Slovenya’nın Zümrüt Nehri
Yatırımcılar için Şirketlerin Halka Arz Stratejileri
Sosyal Medya Dili Nedir: Olumlu ve Etkili İletişim Yolları
Elektronik Çeklerle Dijital Dönüşümü Hızlandırın
Geleceğin Mesleği Yapay Zeka
Yemyeşil Doğa Yürüyüşleri
Cennet Köyü’ndeki en büyük keyif, hiç şüphesiz doğa yürüyüşleri. Bölgenin engebeli arazi yapısı, yürüyüş tutkunlarına eşsiz deneyimler sunuyor. Orman içi patikalar, dağ yamaçları ve Zümrüt Nehri kıyıları boyunca uzanan yürüyüş rotaları, doğanın tadını çıkarmak isteyenler için biçilmiş kaftan.
Nehir Kıyısı Yürüyüşü: Zümrüt Nehri’nin berrak sularının yanı başından geçen, sakin ve huzur dolu bir yürüyüş
Orman İçi Macera: Yemyeşil ormanların derinliklerine dalarak, oksijeni bol ve dinlendirici bir deneyim yaşayın
Dağ Yamaçları: Etkileyici dağ manzaralarının eşlik ettiği, heyecan verici tırmanışlar
Doğayla iç içe olmak, temiz havayı solumak ve ruhunuza huzur katmak istiyorsanız, Cennet Köyü size muhteşem fırsatlar sunuyor.
Zümrüt Nehri Kıyısında Huzur Dolu Bir Gün
Slovenya’nın muhteşem doğasının bir parçası olan Zümrüt Nehri, seyahat tutkunlarını büyülemeye devam ediyor. Bu cennet köydeki huzur dolu bir günde, nehir kıyısında yürüyüş yapmak, dinlenmek ve doğanın güzelliklerini keşfetmek mümkün.
Zümrüt Nehri, adının hakkını veren zümrüt yeşili rengiyle sizi büyüleyecek. Köy halkının sıcak ve misafirperver yaklaşımı, bu güzelliklere ayrı bir değer katıyor. Nehir kenarındaki ahşap seyir terası, manzarayı doyasıya izleyebileceğiniz muhteşem bir nokta.
Burada geçirilen her an, ruhunuza işleyecek. Huzurlu bir yürüyüş, eşsiz doğa manzaraları ve yerel lezzetler, sizi kendinizden geçirecek. Daha fazla zaman geçirmek isteyeceğiniz bu köy, size iç huzuru ve dinginliği sunacak.
Zümrüt yeşili nehir manzarası
Huzurlu ve sakin köy atmosferi
Yerel mutfak lezzetleri
Doğayla iç içe yürüyüş ve dinlenme alanları
Cennet Köyü’nde Keşfedilmemiş Maceralar
Slovenya’nın Zümrüt Nehri Kıyısındaki Cennet Köyü
Cennet Köyü, Slovenya’nın Zümrüt Nehri kıyısında yer alan muhteşem bir doğa harikası. Bu gizemli köy, geleneksel mimarisi, yeşil ormanları ve berrak suları ile seyahat severler için gerçek bir macera vaat ediyor.
Keşfedilmemiş Güzellikleri Keşfetmek
Cennet Köyü’nün pek çok keşfedilmemiş güzelliği bulunuyor. Zümrüt Nehri boyunca yapılan yürüyüşler, sakin orman yolları ve şelale keşifleri, ziyaretçilere doğa ile iç içe bir deneyim sunuyor.
Nehir kıyısındaki gizli mağaralar
Yeşil ormanların arasındaki gizli göller
Keşfedilmeyi bekleyen şelaleler
Bu eşsiz doğal güzelliklerin yanı sıra, köyün geleneksel mimarisi ve yerel kültürü de seyahat severleri büyülüyor.
Slovenya’nın Saklı Güzelliği: Cennet Köyü’nde Keşif Zamanı
Zümrüt Nehri’nin Kıyısındaki Kırsal Cennet
Slovenya, Avrupa’nın en güzel gizli köşelerinden biri olan Cennet Köyü‘nü barındırıyor. Bu küçük, izole yerleşim, Zümrüt Nehri‘nin yeşil sularının kıyısında yer alıyor ve ziyaretçilerini doğanın ve sakinliğin büyüleyici bir uyumuna davet ediyor.
Keşfedilmeyi Bekleyen Bir Doğa Harikası
Cennet Köyü, adeta bir masal diyarını andırıyor. Küçük, ahşap evleri, çiçeklerle bezenmiş sokaklarıyla, sakinliğini ve güzelliğini koruyan benzersiz bir yer. Burada, zamanın durduğu ve insanların doğayla iç içe yaşadığı hissine kapılıyorsunuz.
Doğayla Bütünleşen Yaşam
Köydeki evler, geleneksel Sloven mimarisinin özelliklerini yansıtıyor.
Sakinler, tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlıyor.
Nehir kıyısındaki yeşil alanlar, piknik ve yürüyüş yapmak için mükemmel noktalar.
Bu cennet köy, Slovenya’nın henüz keşfedilmemiş doğal güzelliklerinden biri. Burayı ziyaret etmek, hem ruhunuza hem de gözlerinize keyifli anlar yaşatacak.
Cennet Köyü’nde Fotoğraf Cenneti: Zümrüt Nehri’nin Muhteşem Manzaraları
Doğanın Saklı Cenneti: Cennet Köyü’nün Zümrüt Nehri
Slovenya, doğal güzellikleriyle seyahat severlerin gönlünü fethetmeye devam ediyor. Bu muhteşem ülkenin en etkileyici köşelerinden biri ise Cennet Köyü ve onun göz kamaştıran Zümrüt Nehri. Seyahat ve turizm tutkunlarını büyüleyen bu eşsiz yer, görenleri fotoğraf cenneti olarak adlandırmakta.
Zümrüt Nehri’nin Büyüleyici Manzaraları
Cennet Köyü’nün incisi Zümrüt Nehri, adını doğal güzelliğinden alıyor. Berrak suları ve etkileyici renkleriyle büyüleyen bu nehir, güneş ışığının da etkisiyle muhteşem bir görünüm sergiliyor. Kıvrımlı kıyıları, yeşil ormanları ve panoramik manzaraları ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.
Fotoğrafçıların Gözdesi: Cennet Köyü
Zümrüt Nehri’nin eşsiz renkleri, fotoğrafçılar için bulunmaz bir hazine.
Köy evlerinin geleneksel mimarisi, renkli çiçek bahçeleri ve ahşap köprüleri, muhteşem karelere ev sahipliği yapıyor.
Yeşil ormanlar, kayalık kıyılar ve sayısız şelaleler, doğa tutkunlarını büyülüyor.
Slovenya’nın büyüleyici Cennet Köyü ve onun göz kamaştıran Zümrüt Nehri, seyahat ve turizm severlerin mutlaka keşfetmesi gereken bir cennet köşesi.
0 notes
gundemarsivi · 8 months ago
Text
Tumblr media
Kadın Neden Samanlıkta Doğurur?
✍🏻 Ali Kurt, 19 Şubat 2019
https://www.gundemarsivi.com/kadin-neden-samanlikta-dogurur/
Kim neden yaptırıyorsa; artık nedenini bilemiyoruz, ama mevcut iktidar ülkeyi koca bir “Kasaba” haline getirdi. Sorsan seksen milyonuz, ama hepimiz de, ne şehirliyiz ne de köylü… Bu nedenle hepimiz geçmişimize yabancı olduk.
İster İstanbul gibi büyük bir şehirde doğmuş olun, ister Artvin gibi küçük bir şehirde. Sonuçta, hepimiz köylü geçmişi olan köy çocuklarıyız. Biraz büyüyüp de serpilince kapağı şehre atmak bizleri şehirli yapmıyor.
Fakat, ülkemiz insanları şu an “Kasaba Kültürü” modunda. Bu çok berbat bir durum! Geçmişini kötülüyor, ona sahip çıkmıyor, ama gösterdiği o medeniyet seviyesi de sahtekârlıklarla dolu.
Neyse…
Asıl konuya geleyim: Bize, hepinize, hepimize aslımızı anlatayım.
Birinci değilse ikinci, ikinci değilse en fazla üçüncü kuşak anneniz sizi samanlıkta doğurmuştur. Geçmişinde samanlıkta veya tarlada doğmamış bir insan bulmak imkânsızdır. Bunları, eğer geçmişinizle sahte bağınız koptuysa bile hayal dünyanız kopmasın diye anlatıyorum.
“Sofradaki yeri öküzden sonra gelen” kadınlarımız Anadolu’da evin her işini yapmak zorundaydı. Erkeğinin kışları, kahve köşelerinde sigara ve çay ile midesine s.çılırken, kadın evde ona hem yemek hazırlar, hem evin temizliğini yapar hem de her an ahırlığa gider, hayvanlara bakardı. Bunun dışında bir köy yaşantısı çok istisnadır.
Ayrıca, benim gözlemim doğumlar genelde kış aylarında olurdu; hem hayvanlarda hem de insanlarda…
Neden?
Çünkü, yazın tarla takım işleri rayına girer de, hafif de kendine gelirse bir evin erkeği, o an iktidar erkekliğini fark eder. İşte o zaman, onca telaşede kendini erkek gibi gören bu azmanlar, eşini bulundukları yer ister tarla, ister ahır olsun, fark etmez, hamile bırakır.
Gün sayılır. Bazıları erken ama genelde tam zamanında, 9 ay sonra kadın doğum yapar. Sezaryen, ameliyat vs… O zamanlar daha icat edilmemişti.
Sırtında bunca iş yükü ve karnında bebek yükü taşıyan kadın, aynı zamanda ahırlıktaki hayvanlara da bakmak zorundaydı! Günde 3 defa ahırlığa inip, hayvanları yemlemek, onların altını temizlemek ve etrafı kontrol etmek mecburi görevdi…. Buna ek olarak, genelde inekler de aynı zamanlarda hamile olduğu için, kadın, hamile hayvanlar için de ek olarak ahırlığa inmek ve hamilelerin doğum durumunu kontrol etmek zorundaydı. Bu durumun tecrübesiyle, hamile olup da doğumu yaklaşan kadınlar genelde yanlarında fazladan bez taşırlar.
Ahırlık sıcak olur, samanlık serin. Ahırlık azıcık kirli olur, samanlık temiz.
Ahırlıkta inekler doğum yapan kadını tekmeleyebilir ama samanlıktaki otların içinde kimse tekme atamaz. Ayrıca, otlar da çok yumuşaktır, yere düşen çocuğu tutar. Bütün bunları düşünen akıllı kadın, hayatı genelde ahırlıkta geçtiği için, tam doğuma ramak kala samanlığa geçiverir. Otlara yavruyu bırakır. Biraz terler, canı yanar, kan, su akar…
Olsun, yanındaki bezle terini siler, çocuğu aynı veya yedek beze sarar, yukarı iki insan olarak çıkarlar. Hamilelik zamanında hazır olarak tuttuğu beşiğe çocuğu yatırır. Sobaya ağzına kadar odun atar. Kendisine sıcak şerbet hazırlar, içer, çocuğunu emzirir, sıcak odada derin bir uykuya dalar.
Erkek(!) eve geldiğinde “Takdiri ilahi” bir çocuğunun olduğunu, kendisinin de ne kadar önemli bir erkek olduğunu fark eder.
Bu çocuk büyüdüğünde annesine ne zaman, hangi gün, hangi ay doğduğunu sorar.
Kadın: “Cemrede doğdun, çok kar vardı, çok!” der.
1 note · View note
tanitimbilgi · 1 year ago
Text
Bursa'nın Lezzet Dolu Serpme Kahvaltıları
Türkiye'nin zengin kültürel mirasıyla öne çıkan şehirlerinden biri olan Bursa, tarihi ve doğal güzellikleri kadar damak zevkine hitap eden lezzetleriyle de bilinir. Bu şehirdeki kahvaltı kültürü, özellikle geleneksel serpme kahvaltılarıyla ünlüdür. Bursa kahvaltı, bol çeşitlilik, taze lezzetler ve yöresel dokunuşlarla Türk kahvaltı geleneğinin en özel örneklerinden birini sunar.
Serpme Kahvaltının Özü
Bursa serpme kahvaltı, genellikle zengin bir sofrada sunulan çeşitli lezzetleri içerir. Yumuşacık peynirler, zeytin çeşitleri, taze sebzeler, doğal reçeller, yöresel tereyağı ve bal gibi doğal ürünlerle donatılmış bu sofralar, yerel tatların ve yöresel lezzetlerin bir araya geldiği enfes bir şölen sunar.
Bursa'nın Serpme Kahvaltı Lezzetleri
Peynir Çeşitleri: Bursa'nın serpme kahvaltılarında genellikle beyaz peynir, kaşar, lor peyniri gibi çeşitli peynirler bulunur. Özellikle köy peyniri, taze ve enfes tadıyla öne çıkar.
Zeytin Çeşitleri: Yeşil ve siyah zeytinler, Bursa'nın serpme kahvaltılarında vazgeçilmezler arasındadır. Yöresel olarak üretilen yağlık zeytinler, kahvaltı sofralarını renklendirir.
Yumurta Çeşitleri: Menemen, omlet veya haşlanmış yumurta gibi farklı tariflerle sunulan yumurtalar, kahvaltının vazgeçilmez bir parçasıdır.
Reçeller ve Bal: Bursa'nın doğal meyvelerinden yapılan reçeller, kahvaltıya tatlılık katar. Aynı şekilde, Bursa'nın çiçeklerinden üretilen doğal ballar da sofraları süsler.
Zeytinyağlılar ve Çeşitli Kahvaltılıklar: Zeytinyağlı yaprak sarması, börek çeşitleri, sigara böreği gibi atıştırmalıklar da Bursa serpme kahvaltı sofralarının vazgeçilmez lezzetleri arasındadır.
Bursa'nın serpme kahvaltıları, bol çeşitlilikleri, yöresel lezzetleri ve doğal ürünleriyle damaklarda unutulmaz bir iz bırakır. Zengin kültürel mirasıyla birleşen bu lezzet şöleni, ziyaretçilere Türk kahvaltı geleneğinin en özel tatlarını sunar. Eğer Bursa'ya yolunuz düşerse, bu enfes serpme kahvaltıları mutlaka deneyimlemelisiniz.
0 notes
fiyatinedir · 1 year ago
Text
Zennup Menü Fiyatları
Tumblr media
Zennup 1844, şef Ömür Akkor'un Osmanlı ve Türk mutfağına olan tutkusuyla, Anadolu yemek kültürünün izinden giderek yarattığı bir restoran. Büyükyalı Fişekhane'deki yeni adresinde, lezzet ve keyif vermeye devam ediyor. Zennup 1844'ün menüsü, Anadolu'nun dört bir yanından özenle seçilmiş lezzetleri içeriyor. Her mevsim taze olarak hazırlanan bu lezzetler, şık bir atmosferde konuklara sunuluyor. Öğle yemeği menüsünün fiyatı kişi başı 250 TL. Akşam yemeği menüsünün fiyatı ise kişi başı 350 TL. Bu fiyatlar, şık bir atmosferde Anadolu lezzetleri deneyimlemek isteyenler için makul. Zennup 1844, Anadolu lezzetlerini modern bir anlayışla yorumlayan ve şık bir atmosferde sunan bir restoran. Menüsü, zengin seçenek yelpazesi ve uygun fiyatlarıyla dikkat çekiyor.
Tumblr media
zennup menü
Zennup Menü Fiyatları
Zennup 1844'ün menüsü, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve iftar olmak üzere dört öğünden oluşuyor. Zennup Başlangıç Menüsü - Meze 5'lisi: 49 TL - Humusu Ala: 34 TL - Yaz Cacığı: 35 TL - Gavurdağı: 28 TL - Turşu Tabağı: 28 TL - Günün Çorbası: 15 - 20 TL Zennup Ara Yemekler Menüsü - Kuru Sebze Dolma: 39 TL - Vişneli Sarma: 39 TL - Susamlı Mücver: 34 TL - Mersin Patates: 30 TL - Pastırmalı Humus: 49 TL - Ev Tipi Patates: 30 TL Zennup Ana Yemekler Menüsü Zennup 1844'ün öğle ve akşam yemeği menüsü, Anadolu'nun dört bir yanından lezzetleri içeriyor. Menüde, çorba, meze, ana yemek ve tatlı seçenekleri yer alıyor. Öğle yemeği menüsünün fiyatı kişi başı 250 TL. Akşam yemeği menüsünün fiyatı ise kişi başı 350 TL. - Köfte Patates: 56 TL - Ali Nazik: 74 TL - Ekşili Köfte: 61 TL - Arap Tava 1.5: 89 TL - Tavuk Tava: 54 TL - Kuzu Küşleme: 135 TL - Ankara Tava: 74 TL - Bonfile, Püre, Salata: 115 TL - Sade Yağlı Pilav: 64 TL - Kaburgalı Fasulye: 94 TL - Patlıcan Kuzu Güveç: 95 TL - Köy Tavuğu Frik Plavı: 110 TL - İç Pilavlı Kuzu Tandır: 185 TL Tadım Menüsü - Anadolu Mutfağına Yolculuk: 195 TL(Kişi Başı) - Et Sevenler İçin: 255 TL(Kişi Başı)
Tumblr media
zennup menüsü KAHVALTI Zennup 1844'ün kahvaltı menüsü, zengin bir seçenek yelpazesi sunuyor. Menüde, menemen, omlet, sahanda yumurta, peynir çeşitleri, zeytin, reçel, bal, kaymak, simit, poğaça, börek ve daha fazlası yer alıyor. - Serpme Türk Kahvaltısı: 150 TL TATLILAR - Mustafakemalpaşa: 29 TL - Xl Sütlaç: 35 TL - Kuş Yuvası: 39 TL - Helva-i Hakani: 30 TL - Cennet: 34 TL - Süt Helvası: 35 TL İftar Menüsü Zennup 1844'ün iftar menüsü, Ramazan boyunca sunuluyor. Menüde, iftariyelikler, çorba, meze, ana yemek ve tatlı seçenekleri yer alıyor. İftar menüsünün fiyatı kişi başı 1.600 TL. https://www.youtube.com/watch?v=OvFCX9ejbkI Zennup Menü Fiyatları İÇECEKLER - Meyveli Soda: 24 TL - Reyhan Şerbeti: 24 TL - Meşrubatlar: 14 TL - Su/Soda: 10 TL - Türk Kahvesi: 15 TL - Ecnebi Kahve: 15 TL
Zennup Hakkında
“Anadolu bence dünyanın en büyük öğretisi” diyen Seyyah, Yemek Kültürü Yazarı, Şef Ömür Akkor, yaklaşık 20 yılda, binlerce kilometre yolun ardından gezerek öğrendiklerini Bursa’daki mekanı Zennup 1844’te lezzet düşkünleriyle paylaşıyor. Anadolu’nun yüzlerce yıllık tariflerinden Saray Mutfağı’na kadar çok özel yemeklerin deneyimlenebildiği Zennup 1844, sadece iyi şeyler yemek ve yemek kültürünü yaşamak isteyenlerin uğrak yeri olmuş durumda… Zennup 1844 Rezervasyon Zennup 1844'te rezervasyon yaptırmak için restoranın web sitesini veya 0 (850) 441 1 967 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Yeme-içme dünyasıyla biraz ilgili olup da Ömür Akkor’u tanımayan yoktur herhalde. Yaklaşık 20 yıldır Türk Mutfağı üzerinde çalışmalar yapmak için Türkiye’yi gezen ünlü şef Ömür Akkor, bu uğurda binlerce kilometre yolu arkasında bıraktı, yazdığı kitaplarla ödüller aldı. “Anadolu bitmez bir yol, büyük bir kültür. Ben yemek yemenin adabını da Anadolu’dan öğrendim, bir bardak çayla mutlu olmayı da… Anadolu bence dünyanın en büyük öğretisi” diyen Akkor, gezerek öğrendiklerini Bursa Nilüfer’deki Eker Meydan’da Zennup 1844’te insanlarla paylaşıyor. - Marangoz Bahçe Cafe Menü Fiyatları - Asude Restaurant Menü Fiyatları - Burger Yiyelim Menü Fiyatları - McDonald’s Menü Fiyatları Read the full article
0 notes
shahananasrin-blog · 1 year ago
Link
[ad_1] İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye Dağcılık Federasyonu ile federasyona bağlı kulüplerin desteğiyle oluşturulan ve efe/zeybek kültürü bakımından öne çıkan 28 köy ile yaylaları ve efelerin geçmişte kullandığı saklanma alanlarını kapsayan 500 kilometrelik çok etaplı Efeler Kültür Yolu'na "hayalet köy" olarak da anılan 8 kişinin yaşadığı Ödemiş'in Lübbey Mahallesi de eklendi. Bornova'daki Nif Dağı'ndan başlayan Ödemiş ilçesindeki Bozdağ Mahallesi'ni dolaşıp Selçuk ilçesindeki Meryem Ana Evi'nde son bulan "Efeler Yolu" yürüyüş rotasına eklenen Lübbey çeşitli nedenlerle halkının göç etmesi sonucu nüfusu 8'e kadar düştü. Doğası ve tarihi yapılarıyla dikkat çeken Lübbey, yürüyüş sporu yapanlar ve fotoğraf tutkunlarının gözde ziyaret noktalarından biri olurken sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberları da uğrak yeri oldu.   İzmir, Manisa ve Aydın'dan çok sayıda misafir ağırlayan Lübbey'i son 1 ayda Rusya, Almanya, İngiltere, İsrail gibi ülkelerden gelen konuklar da ziyaret etti. Mahallede açılan butik otel, misafirlerini konaklamalı olarak ağırlamaya başlarken özellikle hafta sonları "hayalet sokaklar" günübirlik turistlerle canlanıyor. ESNAF MEMNUN Lübbey Mahallesi esnafı Muzaffer Coşut, bölgenin kalkınmasını ve gelişmesini istediklerini söyledi. Coşut, son dönemde mahallelerine dünyanın çeşitli ülkelerinden turistlerin geldiğini ifade ederek, "Bazı ev sahipleri restorasyon çalışması ile evlerine yeni bir görünüm kazandırmaya başladılar. Yenilenen evlerin çoğalmasıyla köydeki o eski yıkık görüntünün yerini daha güzel bir manzaranın alacağına inanıyoruz" diye konuştu. Mahallede 17 yıldır kahvehane işleten Mehmet Güler de köyü tanıtmak için çaba gösterdiklerini, Efeler Yolu ile hareketliliğin arttığını belirterek, "Köyümüzde evlerde restorasyon çalışmaları başladı. Yurt içi ve yurt dışından ziyaretçilerimiz oluyor, konaklama için de gelenler oluyor. Özellikle cumartesi pazar hareketliyiz” ifadelerini kullandı. EFE KÜLTÜRÜNÜN ÖNDE GELEN KÖYLERİ BU ROTADA Geçmişi antik çağlara uzanan 1000 metre rakımlı Lübbey Yaylası'nda Osmanlı Dönemi'nden kalan evleriyle dikkati çeken köy, Ödemiş'in Bozdağlar'a bakan güney yamaçlarında yer alıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yöresinde rastlanılmayacak özgünlükte bir yerleşim yeri olarak dikkati çeken tarihi köy, taş, kerpiç ve çamur sıva karışımından oluşan evleriyle öne çıkıyor. Cumhuriyet döneminde de uzun süre kış aylarında 300-400 civarında kişinin ikamet ettiği köy, son yıllarda halkının çoğunun ekonomik ve fiziki şartlar nedeniyle yayladaki Çamyayla Mahallesi'ne taşınmasıyla sadece 8 kişiye ev sahipliği yapıyor.  [ad_2]
0 notes
kahvalti · 1 year ago
Text
Osmanlı'da kahvaltı kültürü
Osmanlı İmparatorluğu'nun kahvaltı kültürü oldukça zengin ve önemli bir yere sahipti. Kahvaltı, Osmanlı toplumunda güne enerjik bir başlangıç yapmak için büyük önem taşıyan bir ritüeldi. Osmanlı kahvaltısı, çeşitli yiyeceklerden oluşan bir ziyafeti içeriyordu.
Sabah kahvaltısında, taze ekmek, peynir, zeytin, bal, reçel, tereyağı, yoğurt ve yumurta gibi sağlıklı besinler tercih edilirdi. Ayrıca et ürünleriyle zenginleştirilmiş bir kahvaltı da yapılabiliyordu. Osmanlı kahvaltı sofrasında ayrıca hamur işleri, börekler, poğaçalar, simitler ve gözlemeler gibi çeşitli atıştırmalıklar da sunulurdu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı bölgelerinde kahvaltı kültürü farklılık gösterebilirdi. İstanbul'da kahvaltı genellikle daha çeşitli ve zengin olurken, Anadolu'nun bazı bölgelerinde daha sade bir kahvaltı tercih edilirdi.
Osmanlı döneminde kahvaltı, aile birliğini ifade eden ve sosyal etkileşimi teşvik eden önemli bir etkinlikti. Aile üyeleri ve misafirler bir araya gelir, kahvaltı sofrasında birlikte vakit geçirir, sohbet ederdi. Bu, aile bağlarını güçlendirmek ve sosyal ilişkileri sürdürmek için büyük bir fırsattı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda çay da kahvaltı kültüründe önemli bir yere sahipti. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan çay, kahvaltıda tüketilen bir içecek olarak öne çıkıyordu. Şekerli çaylar tercih edilirken, sıcak süt ve kahve de kahvaltı sofralarında sıkça bulunurdu.
Son dönemlerde Batı etkisiyle birlikte Osmanlı kahvaltı kültüründe de değişiklikler görüldü. Batı tarzı yiyecekler, özellikle Fransız pastaları ve börekler, Osmanlı kahvaltı sofralarında yerini aldı. Ancak, Osmanlı kahvaltı kültürü hala geleneksel unsurlarını koruyor ve Türk mutfağının zengin bir par
çası olarak günümüzde de devam etmektedir. Geleneksel Osmanlı kahvaltısı, sağlıklı ve doğal besinlerden oluşurken, Batı etkisiyle birlikte çeşitlilik ve sunumda bazı değişiklikler yaşandı.
Son yıllarda, Osmanlı kahvaltı kültüründe Batı tarzı yiyeceklerin etkisi artmıştır. Fransız pastaları, börekler, kekler ve diğer tatlılar, Osmanlı kahvaltı sofralarında kendilerine yer bulmuştur. Bu, kahvaltıda çeşitliliği artırmış ve farklı tatları deneyimlemek isteyenler için seçenekler sunmuştur.
Bununla birlikte, Osmanlı kahvaltı kültürü hala geleneksel unsurlarını büyük ölçüde korumaktadır. Taze ekmek, çeşitli peynir çeşitleri, zeytin, bal, reçel, tereyağı, yoğurt ve yumurta gibi sağlıklı ve doğal besinler hala kahvaltı sofralarının vazgeçilmezleridir. Ayrıca, çayın ve Türk kahvesinin de kahvaltıda önemli bir yeri vardır.
Osmanlı kahvaltısı, aile ve toplum birliğini simgelerken, aynı zamanda sosyal bir etkinlik olarak da değerlendirilir. Aile bireyleri ve misafirler bir araya gelir, sohbet eder, güne keyifli bir başlangıç yaparlar. Bu, iletişimi güçlendirmek ve sosyal ilişkileri sürdürmek için önemli bir fırsattır.
Günümüzde Osmanlı kahvaltısı, Türk mutfağının zengin bir parçası olarak popülerliğini korumaktadır. Restoranlar ve kafe gibi mekanlar, geleneksel Osmanlı kahvaltısını sunarak bu kültürü yaşatmaktadır. Ayrıca, bazı bölgelerde kahvaltı evleri ve köy kahvaltıları gibi özel mekanlar da Osmanlı kahvaltı deneyimini sunmaktadır.
Sonuç olarak, Osmanlı kahvaltı kültürü, Batı etkisiyle birlikte değişikliklere uğramış olsa da hala geleneksel unsurlarını koruyan zengin bir kültürdür. Bu kültür, sağlıklı beslenmeyi vurgularken, aile birliği ve sosyal etkileşimi teşvik eden bir deneyim sunmaktadır.
0 notes