#kötü mü yoksa iyi mi?
Explore tagged Tumblr posts
hayaletveyasa · 1 year ago
Text
"travma sadece yaşanmış kötü olaylar değil,ayrıca gerçekleşmemiş güzel olaylardır".
21 notes · View notes
cinayetnotlari · 6 months ago
Text
Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun.. Varlığının yokluğu nasıl çözülür bilmiyorum, öğrenmek için bir gayretim de yok. Onca koşuşturmadan sonra, vardığım nokta gecenin köründe, bir hiçliğin ortası.
Tumblr media
Ve belki de bilmek o kadar da önemli değildir. Kendi alternatif gerçekliğimizi yaratmaya çalışan zamanımızın delileriyiz. Taşlardan ve kaostan bir dünya yaratmaya çalışan. Geçmişimizin geleceğimizi belirlemesine izin verebiliriz. Ya da kendi adımıza karar verebiliriz. Hayatımızın geri kalanını, dünyanın bize kim olduğumuzu söylemesine izin vererek geçirebiliriz. Akıllı veya deli. Kahraman veya kurban. Tarihe bırakırız, iyi mi yoksa kötü mü olduğumuzu söylemeyi.
Evet, her şeyi eleştirebilirim, yakınıp yargılayabilirim ama bu bana ne kazandırır? Her şeye karşı savaştım; ama zamanla aslında hiçbir şeyin yanında olamadığımı da anladım. Her zaman iyileşirsin. Sonra yine yoldan çıkarsın.. Rol kesersin. Uğruna savaşacak bir şeyler bulana kadar, bir şeylere karşı savaşmayı seçersin. Çünkü geriye sadece elle tutulamayan fikirler, mefhumlar, inanışlar ve düşünceler kalır. Taşlar ufalanır. Ağaçlar çürür. İnsanlar da maalesef ölür. Yaşamınızda, rayından çıkabilecek şeylerin hepsini fark ettikten sonra hayat yaşanır olmaktan çıkar, daha çok beklemekle geçer. Kanseri beklemekle. Bunamayı beklemekle. Bütün bunları öğrendim ve artık geri dönüşü yok. Tamamlayamadığım şeylerle dolu olan hayatımda, bir tamamlanmamış olay daha.
59 notes · View notes
gozlerindekiay3 · 3 months ago
Text
İyi mi hissediyorum yoksa kötü mü bilmiyorum. Bir şey hissetmiyor olsaydım kalbimde ne olduğunu çözmeye çalıştığım bir hissin varlığı olmazdı. Bir şey hissediyorum fakat o şeyin ne olduğundan habersizim.
21 notes · View notes
otadam · 8 days ago
Text
Bugün kahve almaya gittim.
Sırada önümde bir çocuk var.
Annesi "oğlum, kendini ifade et" diyor.
Çocuk, "Bir latte alabilir miyim, lütfen?" dedi. Annesi hemen çocuğa dönüp, "Bak gördün mü, ne kadar güzel söyledin, bravo!" diye alkış tutuyor.
Bu arada çocuk 15 16 yaşlarında.
Şimdi pardon da, bu kadar minik bir başarı! için niye ödül töreni düzenliyoruz?
Ödül ne, yaldızlı pipet mi?
Eskiden çocuk büyütmek "yemeğini bitir, ağzını kapa, ders çalış"tan ibaretti.
Şimdi "kendini ifade et, duygularını anla, kişisel alanına saygı duyulsun, öfkenle barış" falan diyorlar.
Ee bu çocuklar büyüyüp iş dünyasına girince ne oluyor?
Biri "şu işi yetiştir" dediğinde, "ama benim içsel yolculuğum bugün pek izin vermiyor" diye ağlıyor gerizekalılar
Bir de şu var: Kimse tembel değil artık.
Yok, herkes "prokrastineyşıncı." (Bak, İngilizcesini de öğrendik, hava atabiliriz.)
Şöyle düşün, sen bir işi altı ay boyunca yapmıyorsun.
Eskiden "tembel" derlerdi, şimdi "stratejik yavaşlıkla üretkenliği dengeleyen bir vizyoner" falan diyebilirler.
Ama kimse kızmasın, sonuçta hepimiz "travmalıyız."
Hayat zor.
Eğilmeye gelmez.( Burada şair ne demek istemiş anladınız)
Mesela geçen gün internetim bir dakikalığına kesildi, resmen duygusal çöküş yaşadım. Travmam var artık, kimse üstüme gelmesin.
Ah be, iyi ki ninem bu günleri göremedi, yoksa kendi çamaşırını elle yıkarken travma üzerine travma yaşardı.
Sonuç?
Herkes çok özel, çok hassas, çok derin.
Dünya bir sahne, biz de rollerimizi abartarak oynuyoruz.
Tabii ki bazıları için “Oscar”lık performanslar var.
Yazıya kötü yorum gelirse travmam olur diye çekiyorum şimdi:)
15 notes · View notes
efsungeradam · 6 months ago
Text
Yalnızlığı Denemek
gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın
içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
Atilla İlhan
23 notes · View notes
venusunruhu · 6 months ago
Text
Einstein'ın ABD üniversitelerinde konferans verdiğinde öğrencilerin ona sık sık sordukları soru:
-Tanrı'ya inanmıyor musun?...
Einstein hep şu cevabı verirdi:
“Spinoza'nın tanrısına inanıyorum”.
Spinoza'yı okumayan kişi aynı yerde kalır...
Şöyle özetleyebiliriz:
*Baruch de Spinoza*, 17. yüzyıl felsefesinin üç büyük "Rasyonalist"inden biri olarak kabul edilir, Fransız *Descartes* ile birlikte.
*Spinoza'nın tanrısı ya da doğasına göre
Tanrı şöyle derdi:
Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak!
Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır.
Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum..
Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak. Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun !
Benim evim dağlarda, ormanlarda, nehirlerde, göllerde, plajlarda ve senin kalbindedir..
Sefil hayatın için beni suçlamayı bırak;
çünkü ben sana hiçbir zaman yanlış bir şey olduğunu ya da günahkar olduğunu ya da cinselliğinin kötü bir şey olduğunu söylemedim!
O yüzden seni inandırdıkları her şey için beni suçlama..
Benimle hiçbir ilgisi olmayan ve anlamadığın halde sözde kutsal yazıları okumayı da bırak;
Gün doğumunda, bir manzarada, arkadaşlarının dostluğunda, küçük bir çocuğun gözlerinde beni okuyamıyorsan, henüz yazının bilinmediği devirlerde benim adıma yazıldığı iddia edilen hiçbir kitapta beni bulamazsın !
Bana güven, ama önce kendine güven ve herşeyi benden istemeyi bırak;
Bana işimi nasıl yapacağımı sen mi söyleyeceksin?
Benden korkmayı da bırak; Çünkü ben öcü değilim ve seni yargılamıyorum, seni eleştirmiyorum, sana sinirlenmiyor, seni rahatsız etmiyorum, asla seni cezalandırmıyorum. Beni sadece sevmen yeterlidir..
Benden özür dilemeyi de bırak;
çünkü affedilecek bir şey yok. Eğer seni ben yarattıysam... Seni özgür iradenle donattım. Sana verdiğim akıl ve iradeni kullanarak yaşıyorsan seni nasıl suçlayabilirim?
Seni sen olduğun için nasıl cezalandırabilirim?
Bir yaratıcı bunu nasıl yapabilir?
Her türlü emirleri unut, her türlü yasayı unut; bunlar seni manipüle etmek için, seni kontrol etmek için, senin suçluluk hissetmeni isteyenlerin kurgusudur. Bunlara inanma, sadece kendi aklını kullan..
Kendine saygı göster ve kendin için istemediğin şeyi başkalarına da yapma. Senden tek istediğim hayatına dikkat etmen. Çünkü bu hayat ne bir test, ne bir basamak, ne bir adım, ne bir prova ne de cennete giden bir yoldur....
Ben seni tamamen özgür kıldım;
Ödül yok, ceza yok, günahlar yok, erdem yok, kimse skor taşımıyor, kimse kayıt tutmuyor.
SADECE SEVGİ VAR..!!!
Ancak hayatında bir cennet veya cehennem yaratmak için kesinlikle özgürsün.!!
Bu hayattan sonra bir ne olup olmadığını söyleyemem, ama sana bir tavsiye verebilirim ; Bu hayattan sonra bir şey yokmuş gibi yaşa. Düşün ki bu hayat senin zevk alman, sevmen ve var olman için vardır, yani hiçbir şey yoksa, sana verdiğim bu yaşama fırsatından zevk almış olacaksın. Ama eğer bir şey varsa, orada da sana iyi mi kötü mü diye sormayacağım.. Sana soracağım tek şey, beğendin mi? Eğlendin mi? En çok neyi beğendin? Yaşamında ne öğrendin ve hangi güzel işleri yaptın olacaktır..
Bana inanmayı bırak; inanmak tahmin etmek, hayal etmektir. Bana inanmanı istemiyorum, beni kendinde hissetmeni istiyorum. Beni sevmen yeterli..
Övülmekten sıkıldım, teşekkür edilmekten bıktım. Minnettarlık hissediyor musun? Bunu kendine, sağlığına, ilişkilerine ve dünyaya göz kulak olarak ifade et. İzlendiğini mi hissediyorsun?... Neşeni ifade et! Beni övmenin doğru yolları bunlardır..
İşleri zorlaştırmayı bırak ve benim hakkımda birilerinin öğrettiklerini papağan gibi tekrarlamaktan vazgeç..
Emin olabileceğin tek şey burada olduğun, ve yaşadığındır..Nitekim bu dünya harikalarla doludur.. Etrafına baktığında beni görecek ve hissedeceksin.. Neden daha fazla mucizeye ihtiyacın var ki?
Beni dışarıda ararsan bulamazsın.
Beni sadece kendi içinde bulursun.
SPİNOZA
19 notes · View notes
ahmetcumhur-blog · 9 months ago
Text
Tumblr media
Attila İlhan
Yalnızlığı Denemek
gecenin ortasında ne işin var 
yıldızlara dokunma yanarsın 
bak birazdan ay da batacak 
karanlık bulaşmasın ellerine 
tersine döner yolunu bulamazsın 
içi dışı uzay tozu yansımalar 
sahi mi yalan mı anlayamazsın 
bir rüya gemisi iskele sancak 
dokunup geçiyor hayallerine 
ağlayasın gelir ağlayamazsın 
sevmek insanın yüreği kadar 
küçükse büyüğünü taşıyamazsın 
yalnızlığı da dene oldu olacak 
nasıl yankılanır derinden derine 
iyi midir kötü mü çıkaramazsın 
insan insanı kendisi tamamlar 
içinde başka dışında başkasın 
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak 
öbürü sığacak bunun derisine 
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
19 notes · View notes
boiteferme · 1 year ago
Text
gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın
içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
38 notes · View notes
doriangray1789 · 6 months ago
Text
Toplum içinde zaman zaman çok sayıda insanın “Değerlerimizi kaybediyoruz” şeklinde şikâyetlerine tanıklık edersiniz. Nedir değer, nedir değerler? Ahlak mı ? Onur mu? Kültür mü? Dini değerler mi? Kentleşmek mi ? Modernite mi ? Aile mi ? Vicdan mı ? İnsanlık mı ?
Size göre hangisi, yada burada yazmayı atladım hangi değer ve değerler ?
Friedrich Nietzsche’nin “Değerleri yeniden değerlendirmek” sözü üzerinde bira durup düşünmemiz gerekir…
Mesela ahlak, Nietzsche’ye göre ahlak, iyinin ve kötünün ötesindedir. Ona göre erdem, erek, iyi, kötü gibi ahlaksal kavramlar ahlakın belirleyicisi değildir. Bu kavramlar yoktur, üzerine konuşulması gereksizdir. Yaşamı düzene sokmak, dingin ve mutlu bir hayat yaşamak yaşamın özünde olan düzensizliği bir düzene Döndüremezler
AHLAK KAVRAMI GÜNÜMÜZDE ÜSTÜNLERİN AHLAKINA DÖNÜŞMÜŞTÜR
KİŞİLİK, KARAKTER, ONUR = MEVKİ, PARA İLE ÖLÇÜLÜR HALDEDİR
Kültür, tarihten, çağdaştan ve coğrafyadan edinilse de korunması zor bir sürümdür zira toplumlar etkileşim halindedir (kapalı toplum mu?)
Yukarıda değer olarak saydığım kavramların hemen her biri üzerinde zamanında sayfalarca yazmış biri olarak şunu söylemeliyimki mesele; zamansaldır
Bundan 100 sene önce sayılan değer, ondan yüz sene öncenin değeriyle de pekala çelişebilir
Mesele “nerede o bayramlar” meselesinden farklıdır…
Kırsaldan kentli yaşama dönen insanın eski değerlerini kaybetme korkusu nedir? savaşlar pedofili tecavüzler o zamanın toplumunda yokmuydu ? Günümüzde yaygınlaştı dediğimiz bu sapkınlıkların iletişim çağından kaynaklı daha fazla duyulup bilinmesi olabilir mi? Kadın KUŞAĞI programlarına katılanlar ve anlattıkları yeni yaşanılan durumlar mı?
yoksa BATICILIK mı?
Batı karşıtlığı kalelerinin yurtlarında yaşananlar?
Çocuk gelin örfümüz müydü ? Hayvanla seks yapan köy delikanlıları ?
Ya yanlış şeylere değer veriliyordu ise; yine de iyiydi be abi mi diyecektik ya da tersten soralım doğru şeylere değer veriyordu ama atalarımızın geleneklerine veya dine aykırıydı bu nedenle de kötüdür mü diyeceğiz
değerlerini kaybetmek her zaman için kötü değildir. duruma göre değişkenlik gösterebilen bir durumdur. sırf kültürel mirastır diye saçma değerlere tutunmamak onları kaybetmek, yerine daha mantıklı değerler koymak gerekebilir
gerçeğe saygı, kişisel bütünlük, hakkaniyet, insan onuruna yaşamına düşüncesine saygı, hizmet ve sevgi evrenseldir.
Unesco'nun yaşayan değerler eğitimi programında yer verilen evrensel değerler olarak kabul edilen işbirliği, mutluluk, dürüstlük, alçakgönüllülük/tevazu, sevgi, barış, saygı, sorumluluk, sadelik, hoşgörü/tolerans, özgürlük ve birlik/dayanışmadır
Zaman ne kadar hızlı geçerse geçsin, içinde bulunduğumuz çağı “Bilgi Çağı”, “Bilgi Toplumu”, “Enformasyon Çağı”, “İletişim Çağı” ve daha birçok adla isimlendirirsek isimlendirelim, bazı kavramlar değerini hiç kaybetmez.
👉 İNSANİ DEĞERLER
varoluşun toplumun temelidir
BENDENSE DEĞERLİDİR BENDENSEN DEĞERLİSİNDİR bir değerler bütünü müdür?
Peki bundan kurtulmamın yolu nedir ? Muhafazakarlık mı ?
değişime direnen her ideoloji sonunda yok olmaya mahkûmdur… Peki muhafazakarlık nedir ?
İnsanlar bazen kendilerinin veya başkasının dünya görüşünü belirtmek,bazen bir tutumu övmek veya yermek, bazen iktidarı bazen de muhalefeti tanımlamak için bu kavrama sürekli başvururlar.
Muhafazakar, Muhafazakarlığı bir tutum anlamında kullananların kastettiği şeydir.
Bu anlamda muhafazakarlık, değişime duyulan bir tepkiyi ifade etmek için de kullanılabilir. Ancak burada değişim karşıtlığını ifade etmek için bu kavramın kullanılması doğru değildir. Çünkü bunun sözlüklerdeki karşılığı “tutuculuk”tur - ki bu tutum, liberalinden ,muhafazakarından sosyal demokratına kadar pek çok insanda varolabilir
DEĞİŞİME KAPALILIK
muhafazakarlığın en çok ifade edildiği durumdur..
bir fikirin veya bir ideolojinin, içinde sahip olduğu değişmezlik değiştirilemezlik kapalılık anlamdır. DOGMARİZMİN BESLENDİĞİ VERİMLİ TOPRAKLARDIR
Bu anlamda muhafazakarlık, insanın akıl, bilgi ve birikim bakımından sınırlılığına inanan, bir toplumun tarihsel olarak sahip olduğu aile, gelenek ve din gibi değer ve kurumlarını temel alan, radikal değişimleri ifade eden sağ ve sol siyasi projeleri reddederek ılımlı ve tedrici değişimi savunan ve siyaseti, bu değer ve kurumları sarsmayacak bir çerçeve içinde sınırlı bir etkinlik alanı olarak gören bir düşünce stili, bir fikir geleneği ve bir siyasi ideolojidir.
Neden kaybediyoruz onları?
şimdi konunun bak telini oluşturan -tam ortasından - başlayalım: muhafazakarlık
tuhaftır muhafaza etmek üzeredir ama en hızlı değişimci odur. Değerlerimizi kaybediyoruz? İlk insandan beri en büyük sorundur. Sıraladıklarını değer olarak alırsak onlar sürekli değişmek zorundadır. İnsanın kendinden başka olußturabildiği değer olmamasına rağmen, "değercidir". Bu değer konusu aslında bugün siyasal islamcıların dilinden düşmeyen "dava" ile aynı içeriğe sahiptir. Bu eski değerlerimizi kaybettik diye söyleyenlere o değerlerden üç tane say bakalım deyin susar.
Bizde değer oluşturabilecek "sınıf" da yoktur. Yani aristokrasimiz, burjuvamız yoktur. Yönetende marabadır, yönetilende marabadır. Marabanın değeri, ağanın sözüdür. Hele ki demografisi aşure bir coğrafyada değer hiçbir anlam içermez. Boştur içi. O yüzden niceliksel toplumda "değer" anlamsızdır. Bunu İngiliz Aristokrasisi veya Japon eliti için söyleyemeyiz. Hatta İran entelektüel veya Ayetullah sınıfı için söyleyemeyiz. Burada değer "Etik ve Estetik"tir. Yunanlıların Sokratesle beraber konu ettiği Erdem bunların konusudur, Adalet bunların konusudur. Yoksa klasik Ahlak, kültür vs. genel geçer dönemseldir. Değer evrenselleri kapsayabilir. Genel geçerlerde ayar kullanılır (altındaki gibi veya gümüsteki gibi.)
15 notes · View notes
terapistcagatay · 6 months ago
Note
Merhaba, insanların sorularına çözüm mü buluyorsunuz yoksa mini bir terapi mi yaptığınız? Cidden bunu merak ettim.
Merhaba, insanların sorunlarına çözüm buluyorum diyemem. Fakat onlara iyi hissettirmek istiyorum. Kötü oldukları zaman, iyi hissetmenin de var olduğunu bildirmek istiyorum. Onları yalnız bırakmamak için elimden gelen herşeyi yapmaya çalışıyorum.. hepsi bu :)
8 notes · View notes
raskolsikkov · 7 months ago
Text
en son bir olaya aylar önce oturup dertlenmiştim/sevinmiştim uzun zamandır sevinmiyor/üzülmüyorum. bu olsun diye çok çabaladım iyi mi ettim yoksa kötü mü bilemiyorum. şimdi bütün duyguları biliyorum ama yaşamıyorum hissiz olduğumu asla iddia etmiyorum ama hissetmiyorum da
8 notes · View notes
komikmioruspucocugu · 2 days ago
Text
Yanımda olanlar aslında sadece var olduklarını sanıyorlardı. Oradaydım ama kimse benim farkıma varmıyordu, iyi miydim yoksa kötü mü? Heyecanlı mı yoksa sakin mi ? Ümitli mi yoksa beklentisini bitirmiş mi? Eğlenceli mi yoksa ketum mu ? Yorgun mu yoksa sadece bıkmış mı? Kimse farkında değildi, buradalardı ama yoklardı. Ben biliyordum sadece içimdeki olan biteni ve aslında tam olarak kim olduğumu. Ve bu da beni çok yordu
3 notes · View notes
bihiwip · 1 month ago
Text
yine bir yenilik iyi mi kötü mü yoksa çok kötü mü görücez
3 notes · View notes
saturndekikaranlik · 1 month ago
Text
gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın
içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın
sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın
insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın
Atilla ilhan
2 notes · View notes
i-amdedikoducubey · 2 months ago
Note
ama kötü mü ayrıldınız da bu kadar imkansız diyosun yoksa başka bir şey mi -🦓
Ona göre kötü bana göre iyi yada bana göre kötü ona göre iyi yani imkansız insanların gerçek yüzünü gördükten sonra anlıyorsun bazı şeylerin imkansız olduğunu
2 notes · View notes
elyyewqe · 2 months ago
Text
İyi miyim bilmiyorum. Her şey çok garip iyi mi kötü mü onu bile anlamaya mecalim yok. Lise hayatımın cidden en kötü dönemi. O mükemmel fiziklere sahip kaydırak burunlu kızlar. Ergen erkeklerin aşağılayıcı bakışları…
Küçükken çok zayıf bir kızdım lakin bazı yaşadığım şeyler beni yemek yemeye itti şimdi ise 1.59 boyunda 57-58 kilo bir kızım ve çevrem beni bir kızdan ziyada balina, dana vb. Şeyler olarak görüyor.
Chloe tinge başlayacağım ve zayıflayacağım.
Yoksa gece beni uyutmayan hatıralar yüzünden delireceğim!
Tumblr media
2 notes · View notes