Tumgik
#ispinoz
ersin3734 · 2 years
Photo
Tumblr media
#minikkuş #ispinoz https://www.instagram.com/p/ClgGRP2NiXM/?igshid=NGJjMDIxMWI=
3 notes · View notes
layezalll · 7 months
Text
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.“
Evet bildiniz, aşktan bahsediyorum… Cemal Süreya yazmış bu şiiri. Şiirin adı da Aşk.
Şiir uzaklaştı mı hayatınızdan?
Sabaha kadar bir o yana bir bu yana dönüp durduğunuz halde sabahın köründe yataktan fırlayıp kalktığınız günleri de mi unuttunuz?
Yoksa hiç böyle şeyler hissetmediniz mi?
Ne oldu size, sevgilinize aşk şiirleri okumak aklınıza gelmiyor mu hiç?
Nereden geldiğini anlamadığınız dizeler dilinizden dökülmez mi?
Mutlulukla acının yanyana durduğu gergin bir ipin üstünde yürümeyeli çok mu oldu?
Edip Cansever'i hiç hatırlamaz mısınız?
"Aşk iyidir bak
Duyumunu artırır insanın
Hele don gömlek sabahları
Tıraş olacağını duyarsın
Yeni gömleğini giyeceğin gelir
Bir yeni biçim eklersin insan olacağa
Masaya, merdivene, aynalı dolaba
Derken ardindan şıpın işi bir kahvaltı
Amanın dersin bu ne delice gidiş
Paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
İspinoz düşünür müydü
Deli olan kaşınır mıydı…”
Evet zamanımız hız çağı. Aşklar şiirin duraklarında salına salına gezmeyeli epey oldu. İlişkiler mesajlarla başlayıp mesajlarla son buluyor artık.
Ama yine de umudunuzu kaybetmeyin.
Belki uzaklarda bir yerde, belki yanıbaşınızda ama mutlaka araladığınız kapıdan içeriye dalmak için bekliyordur.
“Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük…”
Usulca bir aşkın koynuna dalmaya, denizin üstüne serpilmiş gümüş tozlarının ışıltısını seyrederken dilinize nereden geldiğini anlamadan sıralanıveren dizeleri kendi sesinizden duymaya değmez mi?
Ne dersiniz?
Hadi! İşte size fırsat açın şiir kitaplarını, sevgilinize okuyacağınız en güzel aşk şiirleri bir köşede bekliyor. Korkmayın kendi sesinizden…
Ne demiş Cemal Süreya?
“Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
147 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year
Text
Dişiyi etkilemeye çalışan iğne kuyruklu ispinoz kuşunun dansı.
doğrusu ben çok etkilendim :)
8 notes · View notes
ved64 · 2 years
Photo
Tumblr media
❤️ Yalnızlık bu, kalabalık yok… Karanlıkta bulmalı gölgeyi… İstersin bulamazsın.. Giden zamanın geri gelmeyeceğini… İspinoz https://www.instagram.com/p/CkENSXDI8TE/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
Ormanya “Tür Say” etkinliğinde 462 gözlem gerçekleşti
https://pazaryerigundem.com/haber/174329/ormanya-tur-say-etkinliginde-462-gozlem-gerceklesti/
Ormanya “Tür Say” etkinliğinde 462 gözlem gerçekleşti
Tumblr media
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ve korunan alanı Ormanya’da rehberler eşliğinde yaklaşık 200 doğasever flora ve faunada yer alan; bitki, kuş, kelebek gibi türleri kayıt altına aldı
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Vatandaş Bilimi Etkinliği “Tür Say” Ormanya’da gerçekleştirildi. Bioblitz olarak bilinen ve Türkiye’de Tür Say olarak adlandırılan etkinlikte, bulunulan bölgenin flora ve faunası oluşturan tüm canlılar (ağaçlar, çiçekler, mantarlar, böcekler, kuşlar, memeliler vb.) cep telefonlarına yüklenen “inaturalist” adlı uygulamaya çekilen fotoğraflarla tür tanımı yapılarak gerçekleştirildi. Alanında uzman eğitmenler ve doğa rehberleri eşliğinde gerçekleştirilen etkinliğe katılanlar; dürbün, böcek gözlem kutuları veya büyüteçleri ve telefonlarını kullandı. 200’ü aşkın doğasever ile gerçekleştirilen etkinlik boyunca, 206 farklı tür kayıt alınarak 500’e yakın gözlem gerçekleştirildi. 200’e yakın doğaseverle gerçekleşen etkinlikte Böcek Doktoru olarak bilinen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fatih Dikmen, www.kocaelibitkileri.com editörü Dr. Hüseyin Cahit Doğan, Ormanya Yaban Hayat Biyoloğu Sibel Öztürk, Yaban Hayat Fotoğrafçısı Ümit Malkoçoğlu ve Doğa Rehberi Ayşe Alioğlu eşliğinde gerçekleştirildi.
Tumblr media
DOĞAYA YÜRÜYORUZ ETKİNLİĞİ
Ormanya’da düzenlenen “Doğaya Yürüyoruz” etkinliğinde doğaseverler, Yaban Hayatı Fotoğrafçısı ve Kuş Gözlemcisi Ümit Malkoçoğlu eşliğinde ormanın derinliklerine yolculuk yaptı. Katılımcılar, doğal güzellikleri keşfederken ormanın ekosistemi hakkında da bilgi edindi. Etkinlik sırasında yapılan bilgilendirme duraklarında, orman ekosisteminin önemi ve korunması gerektiği konularında eğitim verilmesinin yanı sıra Ormanya’da bulunan kuş türleri gözlemlenerek kayıt altına alındı.
ORMANYA’NIN ZENGİN BİYOÇEŞİTLİLİĞİ
İspinoz, sıvacı, büyük baştankara, sarı asma, kızıl gerdan, Benekli sinekkapan, şahin, karatavuk, öterardıç, çıvgın gibi önemli kuş türleri kayda geçirilirken uğur böceği, düz sırtlı kırkayak, tahta biti, Bombus Arısı ve Atalanta Kelebeği gibi çeşitli eklembacaklılar da Ormanya’da gözlemlenen türler arasına eklendi. Dr. Hüseyin Cahit Doğan eşliğinde flora gözlemine çıkan katılımcılar; Mercurialis annua (Sultan Otu), Polygonum aviculare (Kadımalak), Salvia forskaehlei (Dolmayaprağı), Phytolacca americana (Şekerciboyası), Erigeron bonariensis (Çakalotu), Sivri Salep (Anacamptis pyramidalis) gibi çeşitli bitkileri gözlemleyip, kayıt altına aldı.
KUŞ HALKALAMA İSTASYONUNDA ATÖLYE
Tür Say katılımcıları Ormanya kuş halkalama istasyonundaki halkalama çalışmalarına katılıp, Ormanya Uzman Veteriner Hekimi Muhammet Nalkıran’dan çalışmalar hakkında detaylı bilgi aldı. İstasyonda gerçekleştirilen eğitim boyunca, kuş halkalama nedir? Kuş halkalama nasıl yapılır? gibi sorular cevap bulurken, kuş türleri ve halkalama teknikleri hakkında detaylı bilgiler verildi. Klinikte tedavisi devam eden “saz kamışçını” türünü inceleyen doğaseverler, kuşun salınımına şahit oldular.
ORMANYA’DA UNUTULMAZ DOĞA ETKİNLİKLERİ
Ormanya’da gerçekleştirilen doğa etkinlikleri, katılımcıların büyük memnuniyetiyle sona erdi. Doğa Eğitmeni Ayşe Alioğlu eşliğinde arıların sevdiği çiçek tohumlarının yer aldığı tohum topu yapılarak doğaya atıldı. Doğayla iç içe geçirilen bu keyifli gün, doğaseverler için unutulmaz anılar ve yeni bilgilerle doluydu. Etkinliklere katılanlar, doğaya olan sevgilerini pekiştirirken, çevre koruma konusunda da bilinçlenmenin önemini vurguladılar.
TÜRSAY NEDİR?
Vatandaş bilimi etkinliği olarak bilinen TÜR SAY; bir alanda belirli süre boyunca gözlemlenebilen tüm canlıların kayıt altına alındığı bir biyolojik çeşitlilik tespit çalışmasıdır.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gamerbulten · 8 months
Link
Bu hafta sonu yayınlanacak 6 yeni Netflix, Disney Plus, Amazon ve Apple TV Plus filmi ve şovu Kovboylardan kartellere, bu hafta sonu ...
0 notes
judasizm1 · 1 year
Text
“Guguk kuşu.
En tehlikeli…
En sinsi kuş türüdür.
Gözüne kestirdiği yuvanın etrafında dolanır, saksağan yuvası, ispinoz yuvası, ötleğen yuvası fark etmez, yabancı türlerin yumurtlamasını, kuluçkaya yatmasını bekler, uygun zamanı kollar, hedef aldığı yuva boş bırakıldığında, anında gelir, kaşla göz arasında bir yumurtayı yuvadan atar, kendi yumurtasını onun yerine yerleştirir, pırrr, gider.
Yuvanın sahibi geri döner, kendi yumurtalarından birinin dışarı atıldığını, onun yerine kendisinden olmayan yumurtanın monte edildiğini fark etmez, kuluçkaya yatmaya devam eder.
Guguk yavrusu, kendisini oraya monte eden annesi kadar tehlikeli, annesi kadar sinsidir. Hangi yuvaya bırakılırsa bırakılsın, kabuğunu öbür yumurtalardan en az bir gün önce kırar, bir gün önce doğar.
Ve, doğar doğmaz…
Uygun zamanı kollar, yuva boş bırakıldığında, ittirir kaktırır, öbür yumurtaları yuvadan dışarı atar.
Böylece… Yuvanın gerçek evlatları imha edilir, guguk yavrusu kendisine ait olmayan yuvanın tek mirasçısı olur.
Kandırdığı, yuvasına yerleştiği ana'nın şefkatini, fedakarlığını, besleme, koruma kollama, büyütme içgüdüsünü sömürmeye başlar.
Vahametin farkında olmayan zavallı ana besler, besler, besler… Guguk yavrusu, kendisini besleyen ana'dan daha iri hale gelir.
Artık işi bitmiştir.
Yuvaya ihtiyacı kalmamıştır.
Ne yapar biliyor musunuz?
Yuvayı dağıtır.
Öyle gider.
Yeni CHP…
Guguk kuşudur.
Üç milyon altı yüz yetmiş beş bin dokuz yüz kırk birinci defa, belki bu defa anlaşılır umuduyla, tekrar yazıyorum… Yeni CHP'nin misyonu Yeni Türkiye'ci AKP'yi iktidarda tutmaktır.
Atatürkçüleri, yurtseverleri, ulusalcıları yuvadan dışarı atıp, ikinci cumhuriyetçileri, siyasal İslamcıları, Kürt milliyetçilerini, liboşları, cemaatçileri, soykırımcıları, tescilli ajanları, sorosçuları monte etmek… Gözümüzün içine baka baka “guguk kuşu operasyonu”dur.
Gaflet değildir.
Dalalettir.
Alt kadrolardaki insanlar Mustafa Kemal Türkiyesi ve devrimlerini korumak için çırpınırken, Yeni CHP'nin tepesine paraşütle indirilenlerin amacı, partiyi partisizleştirmektir. Kimliksizleştirmektir.
“Ne yaparsak yapalım kazanamıyoruz” duygusunu, “yenilgiyi kanıksama” duygusunu, Atatürkçü seçmenin zihninde kökleştirmektir.
Üstelik tüm bunları… CHP'yi yuvası olarak bilenlerin, adeta ana şefkatiyle sahip çıkanların, sevgisini, fedakarlığını, sömürerek yapmaktır.
Üç milyon altı yüz yetmiş beş bin dokuz yüz kırk ikinci defa,belki bu defa anlaşılır umuduyla, tekrar yazıyorum… CHP'yi geri almadan, Türkiye'yi geri alabilmek mümkün değildir.
“Sen kim oluyorsun da, bize bunları söylüyorsun” diyenler olabilir… İzah edeyim.
Gençliğe Hitabe'den aldığım yetkiyle söylüyorum.
Tıpış tıpış değil…
Defolup gideceksiniz kardeşim!”
Yılmaz Özdil
0 notes
kusadasihomes · 2 years
Video
youtube
İSPİNOZ VİLLALARI KUŞADASI (English subtitles-Pусские субтитры-زیرنویس ف...
1 note · View note
ahdeniz · 4 years
Text
Tumblr media
3 notes · View notes
thebeautyofbirds · 5 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Baharat İspinozu (Lonchura Punctulata)
1 note · View note
Evrim Teorisini Sevimli Gösterme Taktiği
Söz konusu makalede yeni ve ilginç bir girişimde bulunulmuş ve evrim teorisine yeni bir mekanizma eklenmiştir: “canlılarda karşılıklı yardımlaşma”. Ne var ki, evrimcileri çıldırtacak bir tariftir bu. Çünkü evrim teorisi doğanın diyalektiğine yani sözde doğanın kendi içindeki çatışması temeline dayanır. Yazar ise bu sahte temeli atıp kendince dinle bağdaştırmak ve orta yolu bulmak üzere böyle bir yeni bir “evrimleştirici mekanizma” eklemiş, “seçilimde kazanmanın en temel unsuru da karşılıklı yardımlaşma/dayanışmadır” demiştir. Oysa evrimin doğal seçilim kavramı “güçlü olan hayatta kalır, zayıf olan elenir” temel görüşüne dayanır. Bu, Türlerin Kökeni kitabında savunulan ana unsur olduğu gibi, Materyalizmin Diyalektik felsefesi de evrim terorisini gerekçe göstererek “çatışma ilerlemenin temelidir” der ve toplumların ilerlemesi için karşılıklı mücadelenin ve çatışmanın var olması gerektiği gibi bir mantıksızlığı savunur. Makalede anlatılanın aksine, evrim teorisi canlılar arasındaki şefkat ve merhamet, sevgi ve yardımlaşma kavramlarını evrimleştirici değil, tam tersine evrimi geciktirici ve ilerlemeye engel davranış şekilleri olarak tanımlar.
Makalede evrim teorisini dindarlara sevimli göstermek için böyle bir göz boyama taktiği kullanıldığı ortadadır.
Darwin’i Allah İnancına Sahipmiş Gibi Gösterme Taktiği
Makalede evrim süreci için bilinçli bir plan denilmekte, hatta Darwin’in bu işleyişe “yaratıcı tarafından üflenen ruh” dediği öne sürülmüştür. Öncelikle evrim teorisi temel olarak bilinçli her kontrolü reddeder. Evrim tamamen tesadüflere dayalı rastgele bir süreçtir ve yönetici bir yaratıcı gücün varlığına ve müdahalesine kesin olarak karşıdır. Bununla birlikte Darwin’in, Allah’ı ve ruhun varlığını kabul ettiği ise tamamen bir yalandır.
Tumblr media
Evrim Teorisi'nin kurucusu Charles Darwin döneminin en ünlü ateist felsefecilerinden biriydi.
Charles Darwin genç yaşlarında Hıristiyan inancına bağlı olmasına rağmen daha sonra inancını yitirmiştir. Darwin inançsızlığını pek çok mektubunda açıkça itiraf etmektedir:
” … Böylece inançsızlık yavaş yavaş beni sardı ve sonunda tamamlandı.” (Gertrude Himmerfarb, Darwin and the Darwinian Revolution, s. 381)
“Ben, 'Allahsız' diye adlandırılmayı hak ediyorum. Bu sonuç, anımsayabildiğim kadarıyla, Türlerin Kökeni'ni yazdığım zaman kafamda güçlü olarak yer ediyordu.” (Francis Darwin, Charles Darwin”in Yaşamı ve Mektupları,s. 80-81)
Yapay Seçilimin Sözde Evrime Delil Olduğu Aldatmacası
İster “doğal” ister insan eliyle “suni” olsun, yeni bir türün ortaya çıktığını gösteren hiçbir mekanizma yoktur. Aynı tür içinde fenotipi yani dış görünümü farklı bireyler ortaya çıkabilir ve soy olarak da devam ettirilebilir. Bu durum genetik biliminde aynı tür içindeki “varyasyon” yani çeşitlenme olarak tanımlanır. Darwin ve Lamarck’ın çiftleştirme ve suni döllenme yoluyla yeni türler elde edilebileceğine dair iddialarını ilk çürüten kişi ise Genetik biliminin kurucusu, kalıtım kanunlarını ortaya koyan Gregor Mendel olmuştur. Pisum adlı bilimsel makalesinde, “yapay seçilim” yani çiftleştirme yöntemleri ile yeni türlerin oluşamayacağını, türler arasında bariyerler olduğunu, ortaya çıkan yeni tiplerin ise aynı türün sınırları dahilindeki varyasyonlar olduğunu detaylarıyla delillendirmiştir. O günden bugüne, ister hayvan ister bitki olsun, ne kadar çiftleştirilirse çiftleştirilsin yepyeni bir türün ortaya çıktığını gösteren tek bir örnek yoktur.
Tumblr media
Tüm köpek cinsleri aynı Canis türüne dahil canlılardır. Aralarındaki çapraz çiftleşmelerden meydana gelen yavrular da her zaman köpek olur. Hiçbir zaman farklı bir genetik tür ortaya çıkmaz.
Makalede iddia edildiğinin aksine, köpekler kurttan evrimleşerek oluşmuş yeni türler değildir. Farklı görünüme de sahip olsalar tüm köpekler genetik olarak Gri-Kurt ile aynı türdür. Küçük ya da büyük tüm köpek cinsleri yalnızca Canis türü içindeki varyasyonlardır. Hepsi de vahşi Gri-Kurt’un evcilleştirilmesi ve daha sonra belli mutasyonlara uğramış köpeklerin kendi aralarında çiftleştirilmesi ile devam ettirilen Canis soylarıdır. Sonuçta, hepsi de aynı Canis türü içindedirler ve genetiği apayrı yepyeni bir tür ortaya çıkmamıştır. Aynı durum sığırlar, atlar ve kediler için de geçerlidir. (Bu konudaki ayrıntılı cevabımız için: www.evrimecevap.com/hayvanlarin-evrimi-yalani/milliyet-sitesindeki-kopeklerin-evrimi-iddiasi/)
Darwin'in, türlerin sözde diğer türlerin evrimleşmesinden meydana geldiği safsatasını yerle bir eden Modern Genetik biliminin kurucusu Gregor Mendel
http://www.evrimecevap.com/hayvanlarin-evrimi-yalani/milliyet-sitesindeki-kopeklerin-evrimi-iddiasi/
Tumblr media
Çevreye Uyumun Evrim olduğu Yanılgısı
Makalede İspinozların gagalarındaki farklılık evrime örnek verilmiştir. Oysa bunlar aynı türün sınırları içinde farklı dış özelliklerin ortaya çıkmasından başka birşey değildir. Genetikte bu durum genotipi aynı ancak fenotipi farklıolarak tarif edilir, yani aynı genetik dizilime sahip türün bireyleri farklı dış görünüme (fenotipe) sahip olabilmektedir. Aynı tür içinde gözlenen bu çeşitlilik yine “varyasyon”dur. Yoksa ispinozlar, genetikleri değişip farklı bir türe dönüşmezler.
Bu insan ırkları için de geçerlidir. Örneğin bir insan topluluğu belli bir coğrafyada izole edilirse, uzun bir sürenin sonunda nesiller boyunca belli özelliklerin tekrarladığı gözlemlenir. Japonlar, Çinliler, Aborjinler ve Eskimolar gibi karakteristik özelliklere sahip ırklar bu şekilde ortaya çıkmıştır. Oysa bu insan ırkları aynı genetik yapıya, aynı kromozom ve gen sayısına sahip, kendi aralarında çoğalabilen aynı İnsan türünün mensuplarıdır. Binlerce yıl boyunca kendi aralarında evlenip çoğalan bireyler arasında belli dış özelliklerin tekrarlanması sonucunda çekik gözlülük, deri rengi, kafatası şekli gibi özellikler karakteristik hale gelir. Bunlar insan türü içinde yaşanan varyasyon örnekleridir ve evrimin yeni tür iddiası ile hiçbir ilgisi yoktur.
Diğer bir husus ise Genetik biliminin bugün “Epigenetik” diye ilgi gören araştırma alanıdır. Epigenetik belli genlerin ihtiyaca ve biyolojik saate göre açılıp kapanmasını inceler. Bu harika durum metamorfoz geçiren canlılarda tamamen değişen vücut planında, ergenliğe erişen insanda belli hormonların üretilmeye başlanmasında ya da ihtiyaca göre bakterinin naylonu sindirmesi durumunda gözlenmektedir. Örnekler çoğaltılabilir. Burada önemli olan, genetik bilginin sonradan oluşmadığı gerçeğidir. İncelemelerin ortaya koyduğu gerçeğe göre, genler kapalı dururken bir anda genlerin üzerindeki bir bilincin (epi- genetik) onları harekete geçirdiği ve ne zaman üretime başlayıp ne zaman duracaklarını yönettiğidir. (Epigenetik hakkında daha detaylı makalemiz için: www.evrimecevap.com/yaratilis-delilleri/plos-one-dergisine-cevap-epigenom/) Bu üstün bilinç, tüm varlıkların yoktan yaratıcısı olan Yüce Allah'tır.
SONUÇ
Evrimci felsefe Materyalizmin temelidir, maddenin mutlak varlığını savunur ve Allah'ı inkar eder. İslam dini ile evrimci pagan felsefesini bağdaştırmaya çalışanlar ise, aynı evrimciler gibi bilimsel gerçekleri çarpıtmakta, evrimi sadece bir biyolojik gelişim teorisi olarak sunmakta, teorinin Allah’ı reddeden materyalist temeline hiç değinmemektedirler. Bu kişilerin İslam ile evrimci düşünce arasında bir “uzlaşı” noktası oluşturmaya çalışırken evrimcilerin sinsi aldatmaca taktiklerine alet oldukları açıktır.
Canlıları yaratan Yüce Allah, tümünü en mükemmel özellikleri ve donanımlarıyla “OL” emriyle bir anda yoktan var etmiştir. Onlar için davranış biçimleri belirlemiş, onlara tüm yaptıklarını ilham etmiştir. Bu, Kuran ayetleriyle haber verilmiş bir gerçektir. Canlıllığın biyolojik detayları atom ve molekül seviyesinde işleyen mükemmel ve mucizevi bir düzeni ortaya koymaktadır. Bilimin ortaya koyduğu bu muhteşem gösteri her an yaratmaya devam eden Allah’ın sonsuz gücünü ve sonsuz bilgisini gözler önüne sermektedir.
0 notes
ved64 · 2 years
Photo
Tumblr media
♥️ Dön bana ve dinle! Kuşlar uçuşuyor içimde. vedatateş İspinoz https://www.instagram.com/p/CjSHVvzgTf1/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
mike13mt · 6 years
Photo
Tumblr media
ispinoz by Sultann
0 notes
sempereademm · 4 years
Video
youtube
Uşak Jean Julie’nin çizmelerini öptükten birkaç sahne sonra, itaat etmenin intikamını ispinoz kuşunun boğazını keserek alıyor. Matmazel Julie’nin çığlıkları Schubert’in notalarına karışıyor.
11 notes · View notes
Arap Tarihindeki Evrimcilik Yunan Felsefesinin Etkisidir
Kuran'da hiçbir evrim açıklaması olmamasına rağmen bazı Arap düşünürler, Eski Yunan kökenli pagan felsefesinden etkilenmişlerdir. El-Cahiz’den bir asır sonra bu etki daha belirgin hale gelmiştir. Bu kişiler, El-Cahiz gibi yine Basra çevresinde faaliyet gösteren İhvanussafa adlı topluluğun mensuplarıdır. İslam alemi tarafından reddedilen İsmailiye mezhebine bağlı olan bu topluluk, bazı yönleriyle masonluğa benzemektedir ve ne ilginçtir ki, günümüz ateist masonları bu topluluktan övgüyle söz ederler. Örneğin, tanınmış Masonluk tarihçisi Mason Üstadı Selami Işındağ şöyle yazmıştır:
“İslam dünyasında adeta masonluğun karşılığı olan İhvanussafa derneği vardı. Abbasiler zamanında Basra’da kurulan bu gizli dernek, 52 büyük fasikülden oluşan bir ansiklopedi yayınlamıştı. Bunların 17’si Doğa Bilimlerini içerir. Bu fasiküllerde Darwinizm’e çok benzeyen bilimsel açıklamalar vardır. Bunlar İspanya’ya kadar yayılmış ve Batı’da düşünür çevresini etkilemiştir.” (Dr. Selami Işındağ, Masonluktan Esinlenmeler, İstanbul 1977, s. 274-275)
Büyük İslam alimi İmam Gazali, İslam dünyasına sızan, Allah’ı reddetmeye dayalı bu inkarcı Yunan felfesesini son derece akılcı bir biçimde çürütmüştür. Gazali, el-Münkız mined-dalal adlı eserinde, evrimci İhvanussafa’yı doğrudan eleştirmiş, sapkın bir felsefeyi savunduğunu açıklamıştır. Fedaih-ul-Batıniyye adlı eserinde ise, İhvanussafa’nın da dahil olduğu İsmailiye mezhebinin öğretilerinin çarpıklığını ortaya koymuştur.
İmam Gazali, bu evrimci dogmaları Allah’ın varlığının kesin bilimsel delillerini anlatarak çürütmüştür. El-Hikmet fi Mahlukat-ül Allah (Allah'ın Yarattıklarındaki Hikmet) adlı eserinde gözyüzünü, Dünyayı, Güneş'i, Ay'ı, okyanusları, suyun ve ateşin yapısını detaylı olarak incelemiş ve bunların hep özel tasarımlara sahip olduğunu göstermiştir. İnsan bedeni, kuşlar, balarıları, balıklar ve mineraller, Gazali'nin yaratılışın kanıtı olarak gösterdiği diğer örneklerdir. Sivrisineklere, sineklere ve incilere de özel yer vermiştir. Kitab-ül Cevahir el-Kur'an (Kuran'ın Mücevherleri) adlı eserinde, örümceklerin mucizevi yönlerini, ağ örmedeki ustalıklarını, ördükleri ağın yapısındaki harikalıkları detaylı olarak izah etmiştir. Aynı kitapta balarılarının petekleri altıgen olarak yapmalarındaki hikmetleri de anlatmış ve şöyle yazmıştır:
"Eğer petekler dairesel olsaydı, o zaman peteklerin dışında boş alanlar kalırdı, çünkü yanyana daireler tam olarak birleşmezler... Altıgen dışındaki hiç bir geometrik şekil verimli değildir ve bu geometrik kanıtlarla bilinmektedir. Öyleyse düşünün ki, Allah balarılarını bu şekle (altıgene) ne kadar hikmetlice yöneltmiştir." (Muhammad Abul Quasem, as The Jewels of the Qur'an, London, 1983, s. 68-69)
Tumblr media
Bal peteklerinin altıgen geometrik formu, bu en verimli bal depolama şeklini onlara ilham eden Yüce Allah'ın yaratılış delilerinden biridir
Bediüzzaman Said Nursi’nin Evrime Karşı Olmadığı Yanılgısı
Aynı makalede şaşırtıcı bir yönlendirme yapılmaktadır. Buna göre güya “Said-i Nursi’nin söyleminde evrim karşıtlığına rastlanmamakta” ve “risalelerde evrim eleştirisi ve reddiyesinin olmadığı” gibi hayret verici bir iddia yer almaktadır. “Üstadınız karşı değilken siz niye karşısınız” diye bir mantık kurulmuştur.
Makalenin yazarının Risale-i Nurları hiç okumadığı ve Bediüzzamanı hiç tanımadığı ortadadır. Bediüzzamanın eserlerinin önemli bir bölümünü materyalizm ve tabiatçılık akımları ile mücadeleye, eski Osmanlıca ifadesi ile “Maddiyyun ve Tabiyyun” felsefelerine ayırdığını hiç bilmemektedir. Lemalar adlı ünlü eserinin 23. bölümünü“Tabiat Risalesi” olarak adlandırmış, bu bölümde tabiatçılık fikrini “müdhiş bir zındıka fikri” ve “fikr-i küfrî”olarak tanımlamıştır. Bediüzzaman, Müslümanları cehalet sonucu kabul edilen tabiatçılık fikri hakkında şöyle uyarmıştır:
“Ey insan! Bil ki, insanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var. Ehl-i iman, bilmeyerek istimal ediyorlar.”
Tabiat Risalesi’nde 3 ana başlıkta olmak üzere 1) sebeplerin bir canlıyı yaratamayacağını, 2) kendi kendine teşekkülün imkansız olduğunu ve 3) tabiatın yaratma gücü olmadığını kimyasal ve fiziksel delillerle çok detaylı olarak açıklamıştır.
Tabiatçılık hakkındaki bazı ifadeleri şu şekildedir:
“Bu tarz-ı fikir ise, kâinattaki muhalatın en bâtılı, en hurafesidir. Hâlık-ı Kâinat’ın san’atını, mevhum, ehemmiyetsiz, şuursuz bir Tabiata veren insan, elbette yüz defa hayvandan daha hayvan, daha şuursuz olduğunu gösterir.”
“Ey ahmak-ul humakadan tahammuk etmiş sarhoş ahmak! Başını tabiat bataklığından çıkar, arkana bak; zerrattan, seyyarata kadar bütün mevcudat, ayrı ayrı lisanlarla şehadet ettikleri ve parmaklarıyla işaret ettikleri bir Sâni’-i Zülcelal’i gör.. ve o sarayı yapan ve o defterde sarayın proğramını yazan Nakkaş-ı Ezelî’nin cilvesini gör, Fermanına bak, Kur’anını dinle.. o hezeyanlardan kurtul!..”
“Elhasıl: Tabiiyyunların, mevhum ve hakikatsız Tabiat dedikleri şey, olsa olsa ve hakikat-ı hariciye sahibi ise; ancak bir san’at olabilir, Sâni’ olamaz. Bir nakıştır, Nakkaş olamaz. Ahkâmdır, hâkim olamaz. Bir şeriat-ı fıtriyedir, Şâri’ olamaz. Mahluk bir perde-i izzettir, Hâlık olamaz. Münfail bir fıtrattır, Fâtır bir fâil olamaz. Kanundur, kudret değildir; Kâdir olamaz. Mistardır, Masdar olamaz.”
Tumblr media
Üstad Bediüzzaman Sadi Nursi Hazretleri ve eserlerinden Tabiat Risalesi
Bediüzzaman Said Nursi yaşadığı dönemde karşılaştığı bu sapkın tabiatçılık akımına karşı çözüm olarak, medreselerde dini eğitimin yanında fen bilimlerinin de öğretilmesinin, devlet okullarındaki resmi müfredatta ise “iman hakikatlerinin” bir program dahilinde öğretilmesinin hayati önemi üzerinde durmuştur. Bu amaçla, daha Sultan 2. Abdülhamiddöneminde hazırladığı bir eğitim programı teklifiyle Urfa’dan İstanbul’a gelmiş ancak padişahın yakın çevresi tarafından bir tehdit olarak algılanıp akıl hastanesine kapatılmıştır. Daha sonra kendisine yüksek bir maaş teklif edilerek serbest bırakılsa da, bu maaşı kabul etmemiş ancak Doğuda Medresetüz-Zehra adını verdiği bir üniversite kurulması için fon sağlanmasına uğraşmıştır. Nihayet, üniversite inşaatına daha sonra Sultan Reşad’ın desteği ile başlanmış ancak 1. Dünya savaşının başlaması ile durmak zorunda kalmıştır. Bediüzzamanın verdiği bu fikri mücadele savaştan sonra Cumhuriyet döneminde de devam etmiş, bu eğitim ve öğretim hedefi Risaleler vasıtası ile çok daha geniş bir kitleye ulaşmıştır.
Görüldüğü gibi, Independent makalesindeki “risalelerde evrim eleştirisi ve reddiyesinin olmaması dikkate değer bir durumdur” iddiası, içeriğin tamamen konuya uzak, araştırma ve incelemeden yoksun bir şekilde yazıldığının bir göstergesidir.
0 notes
fmkaya · 4 years
Video
#florya diye dinledik #ispinoz çıktı. Neye niyet neye kısmet #fm19 #MaviPortakal https://www.instagram.com/p/CBBWGu6gYEY/?igshid=1q6k6cykggw4e
0 notes